28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19OCAK1999SALI CUMHURİYET SAYFA 17 DTCF'de TÜPkçe Ankara Üniversrtesi'nin cumhuriyetin sembol okullanndan Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'nin Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Yücel Özkaya, bir duyuru yazısı yazmış. Yazı aynen şöyle: "Imtahan günlerinin sınııiı olması nedeni ile Yard. Doç. Dr. Sedat Erkufun Eski Anadolu Küttür Tarihi I sınav 18.01.1999 günü saat 15.30 öğlenden sonra tatildir. Bu yüzden adı geçen dersin 26.01.1999 günü saat 15.30'da yapılacaktır. Bilgilerinize saygılanmla arz ederim." Yazıyı sekreteri yazmışsa bile ajtına Prof. Dr. Yücel Özkaya imzasını atmış. Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'nde bölüm başkanı bir profesör böyle bir yazıya imzasını atabiliyorsa vann öğrencilerin Türkçe yanlışlannın nasıl düzeltildiğine siz karar verin! ' Ö M Ü R İ L İ K Bayramdayoicuiuk iba- det gibi. Siz siz olun KAZA"ya btrakmaym! ömür E. Kurum Befcbmft posta: somoposta.cumhuriyeLcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Şeker Bayramı başlamış... "Bayramın tadına trafiğin acısı coktan kartstı bile!" D aktilokullanmazdı Ergun Balcı Gazetede daktilolar atıldıktan sonra bilgisayar da kul- lanmadı. Hep elle yazardı. Irı harflerle dol- dururdu saman kâğıtları ve satırtarı geniş aralıklı bırakırdı; bazen bir cümiesi bir sayfa tutardı. Tutturmak için toplu iğne bulamazsa kâğıtların uç- larını kıvınr birbirine ileştirirdi. Bolca saman kâğıt ve bir kalem yeterdi dünyayı yazması için. Bütün dünyayı yazardı. Kalem, en ucuzundan tükenmez olmalıydı ki, kay- bettiğinde peşine düşüp aramamalıydı. Aradığını kolay bulamazdı, gazetenin küçücük bahçesine park ettiği otomobilini bulamadığı gibi... Eskilerde, yeni bir Anadol'u vardı. Cağaloğlu'ndan çıkıp eve giderken Karaköy'e geldiğinde bir koku duy- duğunu anlatmıştı bir gün. Fren balatalarının koku- suymuş otomobili saran. Meğer, el frenini indirme- yi unutmuş, balataları yakmış. Kurallara uyardı. Hele trafik kurallarına. Ve yine Ka- Ergun Balcı raköy'de bir geceyarısı, bomboş yolda kırmızı ışık- ta durduğunda arkasından bindirmişlerdi otomobi- line. Arkadan çarpan şoförün kendisine neden kız- dığını bir türlü anlamamıştı. O yıllarda, "dış haberler" gazetenin üçüncü say- fasında çıkardı. Bir Şevki Adalı vardı, bir de Ergun Balcı. Üçüncü kişi yoktu. Üçüncü sayfayı iki kişi başbaşa verip hazırtardı. Adalı, çocukluk arkadaşıy- dı Ergun Balcı'nın. Ergun Baka, bir BBC'ye güvenirdi, bir de Şevki Ada- h'ya. Asla yanılmadı ve okurunu hiç yanıltmadı. Şevki Adalı, Ergun Balcı için "Pislik dolu bir dün- yada yaşıyoruz ve Ergun hiçbir pisliğe bulaşmamış ender insanlardan biriydi" demiş. Dürüst bir insan, düzgün bir gazeteciydi. Bir de atkısı vardı Ergun Balcı'nın. Yaz günlerin- de bile boynundan düşürmediği. Bir nezle olmak- tan çekinirdi bir de bel fıtığından yatmaktan. Yoksa bir de beline doladığı korsesi mi vardı yanından ayır- madığı? Kan kanseri sonradan çıkmıştı. Ağır bir tedavinin sonunda üç yıl önce yenmişti hastalığını. En azın- dan öyle biliyorduk. Elinden düşürmediği sigara gibi, ağzında taşıdığı yakılmamış yarım sigarayı da atmıştı sonradan. Kibrit çöpü kemirirdi ki onu da bırakmıştı en so- nunda. Son yıllarda yazısını yazarken, bir nefes si- gara yerine koridora çıkar dolaşır, her zaman oldu- ğu gibi kendi kendine konuşurdu. Belli olurdu dolaşırken yazı yazdığı; "Ağbi yine bir şeyler yazıyorsun" deyince basardı kahkahayı: - Nereden anladın! Içi dışı bir, anlaşılır bir insandı Ergun Balcı. SESSİZ SEDASIZ (!) NURfKURTCEBE Yüksek Yerilim Hattı Erdinç UTKU Demirel: 'DÜN DUNDUR.' Ecevit: "ÖDÜN öDÜNDÜR.' Ankara Sanat Tıyatrosu'nun salonu Ankara Sanat Tiyatrosu'nun salonu- nun onanmı için Kültür Bakanlığı, mad- di destek öneriyor. Bugüne dek devletin "gölge"sin- den başka bir ıhsan görmeyen Anka- ra Sanat Tiyatrosu, bakanlığın öneri- sini kabul ediyor. Onarım bittikten sonra Ankara Sa- nat Tiyatrosu yöneticileri, bakanlığı arayıp, salon girişine bir teşekkür pla- keti koyacaklarını söylüyor. Kültür Bakanlığı'ndan nasıl bir pla- ket koyacakları soruluyor. Tiyatro yöneticileri, katkılarından dolayı Kültür Bakanlığı'na teşekkür edileceğini söyleyince: - Hayır... Plakete, Kültür Ba- kanlığı'nın değil, Kültür Baka- nı Istemihan Talay'ın adını yazın. Okulda kılık-kıyafet konuşması Doğu Anadolu'da bir il... llin bir il- çesi... llçenin Milli Eğitim Müdürü, okul "teftiş"i yapıyor... Konu, kı- • lık-kıyafet. llçe Milli Eğitim Mü- dürü, türbanlı öğretmenlere ba- karak konuşuyor - Ben kimsenin kılık kıyafetine kanşmam. Kendine güvenen istediği yere şikâyet etsin. llçe Milli Eğitim Müdürü, türbansız öğretmenlere dönerek konuşuyor: - Kolsuz elbise giyemezsiniz. Kısa etek asla giyemezsiniz. Pantolon ya- saktır. OKUR MEKTUPLARI tletişim: Zeynep Eşiyok Faks: 0.212. 513 85 95 Türkocağt Cad. 39 /41 Cağaloğlu 34334 tstanbul AyiıncüCta öğretmenliğin ilkyılı Yozgat ıli Aydıncık kasabası Ha- cı Ilyas Köyü'ndeöğretmenlik yap- maktayım. Bu ilk yılım. Burası maddi ve kültürel olarak geri kal- mış bir yer. Yol ve haberleşme so- runH çekmekteyiz. Öğretmen ve sınıf azlığından 4. ve 5. sınıflan birleştirilmiş üzere okutmaktayım. Sınıfın seviyesi batı bölgeleri- mizdeki bir sınıfla kıyaslandığın- da oldukça geri. Sınıfimda 36 ço- cuğum okumakta. Bunlardan beşi- nin okuma-yazması yok denecek kadar az. Sizlerdenricameski, kul- lanmadığınız ve gönderebileceğı- niz giyecek ve özellikle Atatürk, Ataîürkçülük konulannda -gönde- rebılırsenız-tataplargöndermeniz. Çocuklanm sizlere şımdiden çok teşekkür ediyor. Dostluk ve banşlakahn... Adres: Hacı tlyas Köyü İlköğre- tim Okulu / Aydıncık Yozgat .. - . Erol Alıntaşı fYOK karanna da takıyyeiu YÖK*ten tûrbana köklü çözüm*e derhal bir çare bulan "türbancüar", bazıfotoğrafçılann dayardımıyia türbanlı resimlerini rötuş ve montajla başı açık resim halitte getiriyorlar. Kâgıt üzerinde baş açmak da en son takıyyeleri. Buna aracıhk edenfotoğrafçılar, laiklige ihanet ettiklerinin acabafarkmdalar mı ? Dr. Füsnn Doğu / İstanbul Cezaevinde 'kitap' hasreti Ben Balıkesir iline bağlı kırsal bir köyde 1964yılındadünyayageldim; ve hâlâ aym köyde ikâmet etmek- te olup, cinayet suçum nedenıyle yıl- lardan beri cezaevlerinde yatmak- ta olan bir insanım. Okumayı. duy- gu ve düşüncelerimı biraz olsun kaleme dökmeyi, cezaevlerinde öğ- rendim. Cezaevi yalnızlıklanmı. acılan- mı, üzüntülerimi, özlemlerimi ki- taplarlapaylaştım. Çirkinliklerden güzellikJere, sevgisizliklerden sev- gilere, mutsuzluklardan mutluluk- lara, yanlışhkJardan doğrulara, ka- ranlıklardan aydınlıklara giden yo- lu, Cumhuriyet Kulübü kitapların- da buldum. Bu kitaplan okumaya başladığrm zamandan beri yüreği- min derinliklerinde damlata dam- lata sevgiler biriktirdim. însanca, onurluca yaşamayı, sevgi çiçekle- rini tüm insanlarla birlikte koklama- yı öğrendim. Yakamda asıh olan katillık yaftasmın, kanlı vicdammı amansız bir şekilde acıttığmı his- settim ve yeni bir ruh, yeni bir duy- gu, yeni bir düşünceyla yeni bir dünyaya "merhaba" dedim. Yaşadığım maddi zorluklarnede- niyle okumak istediğim kitaplara ulaşamıyorum. Bazen Cumhuriyet Gazetesi elime geçtiğinde tanıtımı yapılan o güzelim kitaplan gördük- çe, o kitaplara ulaşamamamın bir burukluğunu yaşıyorum. Hatta ka- buklu bir yara tırnaklanmış gibi bir acıçöküyortümbenliğime. Sizler- den ricam eğer mümkünse bana okumuş olduğunuz kitaplardan gön- dermeniz. Bu beni birçocuk gibı se- vindirecek. Bayram Yıldırım / E Tipi Kapalı Cezaevi 9. Koğuş Afyon Dilenciyim, dileniyorum Allah nzası için, kul nzası için, ne nzası olursa olsun yardrnı edin! OkuUardaçocuklanniızın; ken- dilerini, içınde buiunduklan do- ğal ve kültürel çevreyi tanımala- n için yardım edin ve yardımla- nnızın peşinde olun. Onların. kökkrinden,çevrelerinden, dûn- ya birikiminden, gerçek yaşam- dan kopuk göstermelik eğitimler- te yaşamlannı harcamalanna fir- sat vermeyin. Yalmz para pul de- ğil; önerilerinız, bağîantılanmz, eîkinlıkleriniz gerek. Çevreniz- deki okullan görün. Güzel gezi- lerinizde çocuklan, öğretmenle- ri taıumayaçalışm. Aile içinde ço- cuklara davranış biçimini sorgu- layra. Bu dilenmede bûkük kol, ke- sik bacak, yaralar açıp gösteril- mez. Bu yarakanserden, A1DS"- ten beter, öldürmüyor. Bu birbil- gisayar virüsü gibi içine girdiği insanlann birikimlerini yok edi- yor, kendi düzenini katlayarak 3?apı içinde yerleştiriyor ve ona diğer issanian da bozma ya da yok etme gücü veriyor. Bu yara görebildığiniz yerde değil. Bu bugünün değil, yannın yarası. Çocuklanmız yanna sağtıklı va- rabilsinler diye dileniyorum. Bugün insanda ve doğada göz- lemledigimizkirlilikler, yanhşhk- lar dünün çocuklannda yerleşip, zamanında anlaşılıp, iyik^irilrne- si için yeterince çaba sarfedihne- miş, kendi haline btrakılmış ya- ralar. Ben dileniyorum, çünkü ço- cuklanmızmdilenmesinerazı de- ğilım. Köyümüzün birzetıginin- den, Kral Faruk derler, üyelik ödentistni istedim, 'öğretmenler dilenciolmuşdedi. Köyümüzde büyük halı ticaret- hanesi olan Net Turizm Sultan- köy müdüründen okul öncesi derslik yapımı için yardımcı ol- masmı istedim, 'bekçilerimize ayakkabı alıyoruz. fazla olursa bir iki çift veririz' dedi. Ruhiye Mine Kayra / Çandık İlköğretimOkulu Okul Koruma Derneği Başkanı HA\TANLAR ISMAIL CÜLGEÇ KEN0INI BAŞB/MCAN SANAN KARGAN3H MACSMLARI.. 1973 ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI ' HÂRBİ SEMİH POROY , LA\K... TARIHTE BUGUN MÜMTAZ ARIKAN 19 Ocak "O GRUBU' t334'JB BU6İMJ, "O GRUBu'NU OUlŞTUKANSAHATZ^ItAg Be/OĞUI HALKEVf SALOMjUDA ££RGİ AÇTI. fSSS'TE OJBUL4AJ &euP,AYNi YIL İÇ.IN0B OJC SEHSlCİN/ VEgMİŞ- Tİ. gUHLARPAN hJueuUAH S£e/c(i9O6 - t98Z), EÜF H*CJ(t898),A8İI>tH DİNoQ9t3')/ CBMAL TDLLUn89S- /368) VS Z£ZJ FAİK İ2£B(i3OS) ÜESSAM ; ZUtSTÜ MÖ_ RİPOBUJÇISC*.) rSE HEYICELCJYDİ. AUÇILMIŞ SAUAT 7OP- LULUKlAft GfSl SELdeıH AKHUA DİKJCAT Ç£KÂ4£ AMACI 7MÇIMAYHH D 6KUBU, D4HA COK PtASTİK SAAIArtARA ilr Si -TOPtAMAyi OÜÇÜNÜroePU.P GHUBU,SE8&İL£Rİn£ 8U AMACINA ULAÇACAte,ONLAKIN MU/M AG StNDA OIANLAK, ÖV6Ü V£ YEKÇİCEKİYL£ BİR SAMAT OB774MI m&>7XCAKrte. fJot:Gnjf>, ülcenuzin 4.siurf tophluğu Lahn a/fotesmin 4. htr-tim (t>) ad î İLAN KARTAL 1. AŞLİYE HUKUK HAKİMLİĞİ'NDEN 1996/864 Davacı Cevat Bılgın vekıli Av. Hüseyin Karakaş tarafından davalılar Ateş Hatay vs. aleyhine mahkememıze ikame edilen tescil davasında: Davacı 24.12.1996 tanhli dılekçesınde malıki bulunduğu İstanbul Maltepe Karatepe mevkiı 25 pafta, 1147 ada, 9 parsel aleyhine diğer (3. 4, 5 parseller) lehine konulmuş olan 31.5.1951 tarihli gayrimenkulün mülkıyet hakkını kısıtlayan 4.5 M. irtıfa sınırlaması hakkındaki irtıfak şerhinin ıptali ile kütükten terkininı talep etmiş ve 21.9.1998 havaleli di- lekçesi ile delillerini bıldirmis. bu şekilde dava açıldığı davalılara Cevat Aydın'ın Karatepe Karaoğlan Sok. No: 1 lpek Apt. Maltepe İstanbul, Me\lüt Dığış'ın Serap Cad. lpek Apt. No: 1'7 Maltepe tstanbul, Leyla Tokdemir'ın Karatepe Karaoğlan Sok. No: 1 lpek Apt. Maltepe. Abdul- lah Ersanlı'nın Karatepe Serap Cad. No: 65 Maltepe, tstanbul adresle- nne çıkartılan teblıgatlar bila ikmal geri döndüğü yapılan zabıta tahki- katı ile de bulunamadığından davalılar Cevat Aydın, Mevlüt Dığıç, Ley- la Tokdemir - Kadir Polat, Abdullah Ersanlı ve Serap Yavuz'un duruş- ma günü olan 23.2.1999 günü saat: 11 .OO'de mahkememizde hazır ola- rak bulunmanız veya kendinizi kanuni bir ve kille temsil ettirmeniz ve- ya özrünüzü bildiımenız veya özürsüz olarak duruşmada hazır bulun- madığınız takdirde HUMK.'nin 213 ve 377. maddelen gereğınce yargı- lanmaya gıyabında devam edileceği ve karar venleceğı dava dilekçesi delil lıstesi duruşma gün davetıyesi yerine kaim olmak üzere ılan olu- nur. 14.12.1998. Basm: 1238 0800 261 18 38 ücretsiz maviyi kurtarma hattı KALBtNtZ SİZİN İÇİN ÇALIŞIYOR, YASİZ?... TÜRKKALPVAKFI 19MayısCd.No:8Şıştı/lSTANBUL Tel: (0 212) 212 07 07 (pbx) 10 Hat Faks: (0 212) 212 68 35 GÖRÜŞ SONMEZ TARGAN Kamu Kazığı!Yıllardır devlet olanaklannın belirli kişi ya da kuru- luşlarca soyulduğunu, kamu bankalarının ve kaynak- lannın kredi ve teşviklerle belırh kesımlere hortumlan- dığını duyarız, okuruz. Hatta bu gerçekten yola çıka- rak, Türkiye'deki bırçok büyük sermaye kuruluşunun geçmişte devlet desteği ile yaratılıp güçlendirildiğini ileri sürenz. Kabaca devletin kazıklanması olarak özetleyece- ğimiz bu durum özellikle son on beş yıldır artık açık- ça yapılmakta ve kimsenin de gıkı çıkmarnaktadır. Günlük gazeteleri şöyle bırtaradığınızda, TV izlence- lerine baktığınızda devletin soyulduğuna, talan edil- diğine ilişkin her gün bir dizı haber bulunmasına kar- şın ne değjşmektedir? Mevta Özal'ın (1) açtığı ekonomik korıdordan yü- rüyenlerin, serbest pazar düzeneği anlayışının doğal bir uzantısı durumuna geldi adeta, devletin soyulma- sı... Bu anlayışın yaratıp olgunlaştırdığı bugünkü si- yasal etikte, soyanlar değil soymayanlar ayıplanıp aptalmış durumuna getırılmek ıstendi. Deyleti de kendine benzetmeye yönelen bu anla- yış, bir anayasa ilkesi olan "devletin sosyal nitelığini" elinin tersiyle bir yana iterek, devleti vatandaşını so- yan bir organızmaya dönüştürdü adeta. Örneğın son on beş yıldır enflasyonun neredeyse üç basamaklı sa- yılara tırmanıyor olmasında devletin hiç sorumluluğu yok mu?.. Dünyada petrol ederleri giderek düşerken bizde daha pahalıya piyasaya sürülmesi, yine buna dayalı olarak kamu ürünlerınin süreklı zamJanması halkın devlet eliyle kazıklanması değil de nedır?.. Artık öylesi bir duruma geldık ki, kamu ya da özel, fark etmiyor, kim kimi bulursa kazıklıyor. Şimdi okurlara son derece ilginç bir kamu kazığı ola- yını aktaracağım: Toplu Konut Idaresi'nin (TKİ) İstanbul Küçükçekme- ce ilçesi Halkalı bölgesinde 40 bin konutluk bir toplu konut projesı var. Çok büyük bir alan üzennde oluş- turulan bu projenin yaklaşık 10 bin konutluk etabı bu- gün doğrudan idare tarafından üretiliyor durumda. Bugunlerde, gen kalan bölümünün kooperatıflere ve- rilmesi tasarlanmakta. Ancak, arsa bedelleri üzerin- de yaşanan bir sorun nedenıyle bu gerçekleşemıyor. Proje, Küçükçekmece Belediyesi sınırları içinde kaldığı için, TKİ bu projenin tümüne ilişkin emlak ver- gisini, yakın birzamana değin arsası üzerinden m2'si 400 bin liradan hesaplanarak ödemekteydi. Ne olduysa oldu, Küçükçekmece Beledıye Başka- nı Nurettin Şen seçildiği DSP'den aynlarak geçen yıl Demokratık Türkıye Partisı'ne (DTP) gırdi. Mesırt Yıl- maz hükümetinin koalisyon ortağı olan DTP'nin elin- de bulunan devlet bakanlıklanndan birine TKİ de bağ- lıydı ve bu devlet bakanlığının başında Refaiddin Şa- hin bulunmaktaydı. DTP'ye yeni geçmiş bu belediyeye devlet bakan- lığı olanaklanndan bir kıyak yapılması düşünülmüş ol- malı ki, aşağıda anlatacağımız akıl almaz uygulama- ya başvurulmuş. Bilindiğı gibi, belediye gelırlennin önemli bir bolü- münü emlak vergileri oluşturmaktadır. 1997 yılında, Emlak Vergisi Takdir Komisyonu (2) diye bilinen bir or- gan, birdenbire, bu proje kapsamı içindeki arsanın em- lak vergisine temel olan birım metrekare ederini 400 bin liradan 150 milyon liraya çıkartıvermiş. Uygulama- yı da 1998 yılına bırakarak, partilerine yeni transfer olan belediye başkanını kendilerinde tutmayı mı amaçla- mışlar, bilemiyoruz. 1998 yılı Ekim ayında uygulanması gerçekleşen bu arsa ederleri artışı nedeniyle, TKİ, Halkalı'daki arssı- 1 ' larının emlak vergisi bedeli olarak 2 trirydnûnüstüh'^'" de bir parasal kaynağı Küçükçekmece Belediyesi'nin kasasına yatırmış bulunmaktadır. Oysa aynı projeye komşu diğer projelerde emlak vergisi m2'si 8 ile 30 milyon arasında işlem görmek- tedir. Bir kamu kuruluşu olan TKİ, sonuçtafaturası hal- ka çıkacak böylesi bir değer artışına neden göz yum- muştur? Işin bir diğer boyutu ise daha ilginç. Bugün 30 bin konutluk bölümü henüz üretime geçrnemiş olan bu projeden yararlanmak ısteyen bir yurttaş, 100 m2 bir daireye sahip olabılmek için salt arsa bedeli için 15 milyarödemek zorunda kalacaktır. Kalacaktır çünkü, idare, kendi arsasının m2'sinin 150 milyon üzerinden vergilendirilmesıne itıraz etmeyerek. geri dönülmez ve akıl almaz derecede yüksek bir rantın kamu eliyle ya- ratılmasına göz yumarak bu sonucun oluşmasına ola- nak sağlamıştır. Yerel yönetim seçımlennin yaklaştığı bir dönemde Küçükçekmece Belediyesi'nde 2 trilyonu aşan bu kaynak acaba seçim harcamalannda mı kullanılacak diye bir soru takılıyor usumuza. Çünkü böylesine bü- yük bir kaynağın aktanlmasının üstünden dört ay gi- bi bir zaman geçmesıne karşın, çamur ve pislik için- de yüzen ilçede bir çivınin bile çakılmadıgına ilişkin sızlanmalar gelıyor kulağımıza. Ne diyelim, bu da başka bir kamu kazığı... (1) Türkiye de solcu geçınen yazarlar da dahıl. Özal adı ge- çince bir ' rahmetli'' sözcüğünû bafina koymadan edemiyor- lar. Oysa daha önce ölen hiçbir polinkacı ya da önemli bir ki- şilik için bu sözcük kullanılmamıştı tlla bir sözcük kuüanılma- sı gerekivorsa ben mevta demeyi uygun buluyorum. (2) Emlak Vergisi Takdir Komisyonu beledıyeden iki tapu müdürlüğünden ve İstanbul TıcaretOdası ndan birer olmak üzere bir de projenin bulunduğu mahallenin muhtannın katılmasıv- la oluşuyor. BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/ Toroslar üze- rinde ünlü bir yayla. 2/ Kazı yeri... Boru 2 içindeki bir akışkanın akışı- nı durdurmaya 4 yada serbest bı- rakmaya yara- yan aygıt. 3/ Tavladâ bir sa- yı... Diyezli ya da bemollü bir sesin eski duru- muna getirilme- 9 sini gösteren nota işareti. 4/ "Zaman, vakit" anlamında yerel sözcük... ÇinveJapon- 2 ya'da oynanan bir stra- „ teji oy-unu. 5/ Neodim elementinin simgesi... Hıristiyan. 6/ Bir yaşı- 5 nı geçmiş dişi dana... g Övme.7/Karakter... "- - - 'tan bakardım nere- ye gitti ' Öyle öyle ez- berettimgurbeti"(Can 9 Yücel). 8/ Gülünç bir biçimde giyinip süslenen kadın... Japon halk türküleri- ne verilen ad. 9/ Kjrpik boyası. YLKARIDAN AŞAĞIYA: ., , 1/ Ankara yakmlannda bir baraj. 2/ Tanmda kullamlan ' azotlu gübre... İçine çeşitli katıklar konularak sanlmış yufka ekmeği. 3/ Arap harflerinin en çok kullamlan el yazısı biçimi... Olay. 4/ Ses... Devlet Istatistik Enstitü- sü'nün simgesi... Birgörevin yürütülebilmesi için mer-A kez olarak seçilen yer. 5/ En kalın erkek sesi..."'— ge- licek cümle eksikler biter" (Yunus Emre). 6/ Dünyanın enyuksektepesi. 7/Meyvekurusu... Kadife. 8/Bir Üzak- ' doğu dövüş sporu. 9/ Iskambildeki dört renkten biri... ' Üstün bir yetkinin gücünü gösteren değnek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle