Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19OCAK1999SALI CUMHURİYET SAYFA
17
DTCF'de
TÜPkçe
Ankara
Üniversrtesi'nin
cumhuriyetin sembol
okullanndan Dil ve
Tarih Coğrafya
Fakültesi'nin Tarih
Bölümü Başkanı Prof.
Dr. Yücel Özkaya, bir
duyuru yazısı yazmış.
Yazı aynen şöyle:
"Imtahan günlerinin
sınııiı olması nedeni
ile Yard. Doç. Dr.
Sedat Erkufun Eski
Anadolu Küttür Tarihi I
sınav 18.01.1999 günü
saat 15.30 öğlenden
sonra tatildir. Bu
yüzden adı geçen
dersin 26.01.1999
günü saat
15.30'da
yapılacaktır.
Bilgilerinize
saygılanmla
arz ederim."
Yazıyı sekreteri
yazmışsa bile ajtına
Prof. Dr. Yücel Özkaya
imzasını atmış. Dil ve
Tarih Coğrafya
Fakültesi'nde bölüm
başkanı bir profesör
böyle bir yazıya
imzasını atabiliyorsa
vann öğrencilerin
Türkçe yanlışlannın
nasıl düzeltildiğine siz
karar verin!
' Ö M Ü R İ L İ K
Bayramdayoicuiuk iba-
det gibi. Siz siz olun
KAZA"ya btrakmaym!
ömür E. Kurum
Befcbmft posta: somoposta.cumhuriyeLcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Şeker Bayramı başlamış...
"Bayramın tadına trafiğin
acısı coktan kartstı bile!"
D
aktilokullanmazdı Ergun Balcı Gazetede
daktilolar atıldıktan sonra bilgisayar da kul-
lanmadı. Hep elle yazardı. Irı harflerle dol-
dururdu saman kâğıtları ve satırtarı geniş
aralıklı bırakırdı; bazen bir cümiesi bir sayfa tutardı.
Tutturmak için toplu iğne bulamazsa kâğıtların uç-
larını kıvınr birbirine ileştirirdi.
Bolca saman kâğıt ve bir kalem yeterdi dünyayı
yazması için. Bütün dünyayı yazardı.
Kalem, en ucuzundan tükenmez olmalıydı ki, kay-
bettiğinde peşine düşüp aramamalıydı.
Aradığını kolay bulamazdı, gazetenin küçücük
bahçesine park ettiği otomobilini bulamadığı gibi...
Eskilerde, yeni bir Anadol'u vardı. Cağaloğlu'ndan
çıkıp eve giderken Karaköy'e geldiğinde bir koku duy-
duğunu anlatmıştı bir gün. Fren balatalarının koku-
suymuş otomobili saran. Meğer, el frenini indirme-
yi unutmuş, balataları yakmış.
Kurallara uyardı. Hele trafik kurallarına. Ve yine Ka-
Ergun Balcı
raköy'de bir geceyarısı, bomboş yolda kırmızı ışık-
ta durduğunda arkasından bindirmişlerdi otomobi-
line. Arkadan çarpan şoförün kendisine neden kız-
dığını bir türlü anlamamıştı.
O yıllarda, "dış haberler" gazetenin üçüncü say-
fasında çıkardı. Bir Şevki Adalı vardı, bir de Ergun
Balcı. Üçüncü kişi yoktu. Üçüncü sayfayı iki kişi
başbaşa verip hazırtardı. Adalı, çocukluk arkadaşıy-
dı Ergun Balcı'nın.
Ergun Baka, bir BBC'ye güvenirdi, bir de Şevki Ada-
h'ya.
Asla yanılmadı ve okurunu hiç yanıltmadı.
Şevki Adalı, Ergun Balcı için "Pislik dolu bir dün-
yada yaşıyoruz ve Ergun hiçbir pisliğe bulaşmamış
ender insanlardan biriydi" demiş.
Dürüst bir insan, düzgün bir gazeteciydi.
Bir de atkısı vardı Ergun Balcı'nın. Yaz günlerin-
de bile boynundan düşürmediği. Bir nezle olmak-
tan çekinirdi bir de bel fıtığından yatmaktan. Yoksa
bir de beline doladığı korsesi mi vardı yanından ayır-
madığı?
Kan kanseri sonradan çıkmıştı. Ağır bir tedavinin
sonunda üç yıl önce yenmişti hastalığını. En azın-
dan öyle biliyorduk.
Elinden düşürmediği sigara gibi, ağzında taşıdığı
yakılmamış yarım sigarayı da atmıştı sonradan.
Kibrit çöpü kemirirdi ki onu da bırakmıştı en so-
nunda. Son yıllarda yazısını yazarken, bir nefes si-
gara yerine koridora çıkar dolaşır, her zaman oldu-
ğu gibi kendi kendine konuşurdu.
Belli olurdu dolaşırken yazı yazdığı; "Ağbi yine bir
şeyler yazıyorsun" deyince basardı kahkahayı:
- Nereden anladın!
Içi dışı bir, anlaşılır bir insandı Ergun Balcı.
SESSİZ SEDASIZ (!) NURfKURTCEBE
Yüksek Yerilim Hattı
Erdinç UTKU
Demirel: 'DÜN DUNDUR.'
Ecevit: "ÖDÜN öDÜNDÜR.'
Ankara Sanat Tıyatrosu'nun salonu
Ankara Sanat Tiyatrosu'nun salonu-
nun onanmı için Kültür Bakanlığı, mad-
di destek öneriyor.
Bugüne dek devletin "gölge"sin-
den başka bir ıhsan görmeyen Anka-
ra Sanat Tiyatrosu, bakanlığın öneri-
sini kabul ediyor.
Onarım bittikten sonra Ankara Sa-
nat Tiyatrosu yöneticileri, bakanlığı
arayıp, salon girişine bir teşekkür pla-
keti koyacaklarını söylüyor.
Kültür Bakanlığı'ndan nasıl bir pla-
ket koyacakları soruluyor.
Tiyatro yöneticileri, katkılarından
dolayı Kültür Bakanlığı'na teşekkür
edileceğini söyleyince:
- Hayır... Plakete, Kültür Ba-
kanlığı'nın değil, Kültür Baka-
nı Istemihan Talay'ın adını
yazın.
Okulda kılık-kıyafet konuşması
Doğu Anadolu'da bir il... llin bir il-
çesi... llçenin Milli Eğitim Müdürü,
okul "teftiş"i yapıyor... Konu, kı-
• lık-kıyafet. llçe Milli Eğitim Mü-
dürü, türbanlı öğretmenlere ba-
karak konuşuyor
- Ben kimsenin kılık kıyafetine
kanşmam. Kendine güvenen istediği
yere şikâyet etsin.
llçe Milli Eğitim Müdürü, türbansız
öğretmenlere dönerek konuşuyor:
- Kolsuz elbise giyemezsiniz. Kısa
etek asla giyemezsiniz. Pantolon ya-
saktır.
OKUR MEKTUPLARI
tletişim: Zeynep Eşiyok Faks: 0.212. 513 85 95
Türkocağt Cad. 39 /41 Cağaloğlu 34334 tstanbul
AyiıncüCta öğretmenliğin ilkyılı
Yozgat ıli Aydıncık kasabası Ha-
cı Ilyas Köyü'ndeöğretmenlik yap-
maktayım. Bu ilk yılım. Burası
maddi ve kültürel olarak geri kal-
mış bir yer. Yol ve haberleşme so-
runH çekmekteyiz. Öğretmen ve
sınıf azlığından 4. ve 5. sınıflan
birleştirilmiş üzere okutmaktayım.
Sınıfın seviyesi batı bölgeleri-
mizdeki bir sınıfla kıyaslandığın-
da oldukça geri. Sınıfimda 36 ço-
cuğum okumakta. Bunlardan beşi-
nin okuma-yazması yok denecek
kadar az. Sizlerdenricameski, kul-
lanmadığınız ve gönderebileceğı-
niz giyecek ve özellikle Atatürk,
Ataîürkçülük konulannda -gönde-
rebılırsenız-tataplargöndermeniz.
Çocuklanm sizlere şımdiden
çok teşekkür ediyor. Dostluk ve
banşlakahn...
Adres: Hacı tlyas Köyü İlköğre-
tim Okulu / Aydıncık Yozgat
.. - . Erol Alıntaşı
fYOK karanna da takıyyeiu
YÖK*ten tûrbana köklü çözüm*e derhal bir çare bulan
"türbancüar", bazıfotoğrafçılann dayardımıyia türbanlı
resimlerini rötuş ve montajla başı açık resim halitte
getiriyorlar. Kâgıt üzerinde baş açmak da en son takıyyeleri.
Buna aracıhk edenfotoğrafçılar, laiklige ihanet ettiklerinin
acabafarkmdalar mı ? Dr. Füsnn Doğu / İstanbul
Cezaevinde 'kitap' hasreti
Ben Balıkesir iline bağlı kırsal bir
köyde 1964yılındadünyayageldim;
ve hâlâ aym köyde ikâmet etmek-
te olup, cinayet suçum nedenıyle yıl-
lardan beri cezaevlerinde yatmak-
ta olan bir insanım. Okumayı. duy-
gu ve düşüncelerimı biraz olsun
kaleme dökmeyi, cezaevlerinde öğ-
rendim.
Cezaevi yalnızlıklanmı. acılan-
mı, üzüntülerimi, özlemlerimi ki-
taplarlapaylaştım. Çirkinliklerden
güzellikJere, sevgisizliklerden sev-
gilere, mutsuzluklardan mutluluk-
lara, yanlışhkJardan doğrulara, ka-
ranlıklardan aydınlıklara giden yo-
lu, Cumhuriyet Kulübü kitapların-
da buldum. Bu kitaplan okumaya
başladığrm zamandan beri yüreği-
min derinliklerinde damlata dam-
lata sevgiler biriktirdim. însanca,
onurluca yaşamayı, sevgi çiçekle-
rini tüm insanlarla birlikte koklama-
yı öğrendim. Yakamda asıh olan
katillık yaftasmın, kanlı vicdammı
amansız bir şekilde acıttığmı his-
settim ve yeni bir ruh, yeni bir duy-
gu, yeni bir düşünceyla yeni bir
dünyaya "merhaba" dedim.
Yaşadığım maddi zorluklarnede-
niyle okumak istediğim kitaplara
ulaşamıyorum. Bazen Cumhuriyet
Gazetesi elime geçtiğinde tanıtımı
yapılan o güzelim kitaplan gördük-
çe, o kitaplara ulaşamamamın bir
burukluğunu yaşıyorum. Hatta ka-
buklu bir yara tırnaklanmış gibi bir
acıçöküyortümbenliğime. Sizler-
den ricam eğer mümkünse bana
okumuş olduğunuz kitaplardan gön-
dermeniz. Bu beni birçocuk gibı se-
vindirecek.
Bayram Yıldırım / E Tipi
Kapalı Cezaevi 9. Koğuş Afyon
Dilenciyim, dileniyorum
Allah nzası için, kul nzası için,
ne nzası olursa olsun yardrnı
edin!
OkuUardaçocuklanniızın; ken-
dilerini, içınde buiunduklan do-
ğal ve kültürel çevreyi tanımala-
n için yardım edin ve yardımla-
nnızın peşinde olun. Onların.
kökkrinden,çevrelerinden, dûn-
ya birikiminden, gerçek yaşam-
dan kopuk göstermelik eğitimler-
te yaşamlannı harcamalanna fir-
sat vermeyin. Yalmz para pul de-
ğil; önerilerinız, bağîantılanmz,
eîkinlıkleriniz gerek. Çevreniz-
deki okullan görün. Güzel gezi-
lerinizde çocuklan, öğretmenle-
ri taıumayaçalışm. Aile içinde ço-
cuklara davranış biçimini sorgu-
layra.
Bu dilenmede bûkük kol, ke-
sik bacak, yaralar açıp gösteril-
mez. Bu yarakanserden, A1DS"-
ten beter, öldürmüyor. Bu birbil-
gisayar virüsü gibi içine girdiği
insanlann birikimlerini yok edi-
yor, kendi düzenini katlayarak
3?apı içinde yerleştiriyor ve ona
diğer issanian da bozma ya da
yok etme gücü veriyor. Bu yara
görebildığiniz yerde değil. Bu
bugünün değil, yannın yarası.
Çocuklanmız yanna sağtıklı va-
rabilsinler diye dileniyorum.
Bugün insanda ve doğada göz-
lemledigimizkirlilikler, yanhşhk-
lar dünün çocuklannda yerleşip,
zamanında anlaşılıp, iyik^irilrne-
si için yeterince çaba sarfedihne-
miş, kendi haline btrakılmış ya-
ralar.
Ben dileniyorum, çünkü ço-
cuklanmızmdilenmesinerazı de-
ğilım. Köyümüzün birzetıginin-
den, Kral Faruk derler, üyelik
ödentistni istedim, 'öğretmenler
dilenciolmuşdedi.
Köyümüzde büyük halı ticaret-
hanesi olan Net Turizm Sultan-
köy müdüründen okul öncesi
derslik yapımı için yardımcı ol-
masmı istedim, 'bekçilerimize
ayakkabı alıyoruz. fazla olursa
bir iki çift veririz' dedi.
Ruhiye Mine Kayra / Çandık
İlköğretimOkulu Okul
Koruma Derneği Başkanı
HA\TANLAR ISMAIL CÜLGEÇ
KEN0INI BAŞB/MCAN SANAN KARGAN3H MACSMLARI..
1973
ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI '
HÂRBİ SEMİH POROY
, LA\K...
TARIHTE BUGUN MÜMTAZ ARIKAN 19 Ocak
"O GRUBU'
t334'JB BU6İMJ, "O GRUBu'NU OUlŞTUKANSAHATZ^ItAg
Be/OĞUI HALKEVf SALOMjUDA ££RGİ AÇTI. fSSS'TE
OJBUL4AJ &euP,AYNi YIL İÇ.IN0B OJC SEHSlCİN/ VEgMİŞ-
Tİ. gUHLARPAN hJueuUAH S£e/c(i9O6 - t98Z), EÜF
H*CJ(t898),A8İI>tH DİNoQ9t3')/ CBMAL TDLLUn89S-
/368) VS Z£ZJ FAİK İ2£B(i3OS) ÜESSAM ; ZUtSTÜ MÖ_
RİPOBUJÇISC*.) rSE HEYICELCJYDİ. AUÇILMIŞ SAUAT 7OP-
LULUKlAft GfSl SELdeıH AKHUA DİKJCAT Ç£KÂ4£ AMACI
7MÇIMAYHH D 6KUBU, D4HA COK PtASTİK SAAIArtARA ilr
Si -TOPtAMAyi OÜÇÜNÜroePU.P GHUBU,SE8&İL£Rİn£
8U AMACINA ULAÇACAte,ONLAKIN MU/M AG
StNDA OIANLAK, ÖV6Ü V£ YEKÇİCEKİYL£
BİR SAMAT OB774MI m&>7XCAKrte.
fJot:Gnjf>, ülcenuzin 4.siurf tophluğu
Lahn a/fotesmin 4. htr-tim (t>) ad î
İLAN
KARTAL 1. AŞLİYE HUKUK
HAKİMLİĞİ'NDEN
1996/864
Davacı Cevat Bılgın vekıli Av. Hüseyin Karakaş tarafından davalılar
Ateş Hatay vs. aleyhine mahkememıze ikame edilen tescil davasında:
Davacı 24.12.1996 tanhli dılekçesınde malıki bulunduğu İstanbul
Maltepe Karatepe mevkiı 25 pafta, 1147 ada, 9 parsel aleyhine diğer (3.
4, 5 parseller) lehine konulmuş olan 31.5.1951 tarihli gayrimenkulün
mülkıyet hakkını kısıtlayan 4.5 M. irtıfa sınırlaması hakkındaki irtıfak
şerhinin ıptali ile kütükten terkininı talep etmiş ve 21.9.1998 havaleli di-
lekçesi ile delillerini bıldirmis. bu şekilde dava açıldığı davalılara Cevat
Aydın'ın Karatepe Karaoğlan Sok. No: 1 lpek Apt. Maltepe İstanbul,
Me\lüt Dığış'ın Serap Cad. lpek Apt. No: 1'7 Maltepe tstanbul, Leyla
Tokdemir'ın Karatepe Karaoğlan Sok. No: 1 lpek Apt. Maltepe. Abdul-
lah Ersanlı'nın Karatepe Serap Cad. No: 65 Maltepe, tstanbul adresle-
nne çıkartılan teblıgatlar bila ikmal geri döndüğü yapılan zabıta tahki-
katı ile de bulunamadığından davalılar Cevat Aydın, Mevlüt Dığıç, Ley-
la Tokdemir - Kadir Polat, Abdullah Ersanlı ve Serap Yavuz'un duruş-
ma günü olan 23.2.1999 günü saat: 11 .OO'de mahkememizde hazır ola-
rak bulunmanız veya kendinizi kanuni bir ve kille temsil ettirmeniz ve-
ya özrünüzü bildiımenız veya özürsüz olarak duruşmada hazır bulun-
madığınız takdirde HUMK.'nin 213 ve 377. maddelen gereğınce yargı-
lanmaya gıyabında devam edileceği ve karar venleceğı dava dilekçesi
delil lıstesi duruşma gün davetıyesi yerine kaim olmak üzere ılan olu-
nur. 14.12.1998. Basm: 1238
0800 261 18 38
ücretsiz maviyi kurtarma hattı
KALBtNtZ SİZİN İÇİN
ÇALIŞIYOR, YASİZ?...
TÜRKKALPVAKFI
19MayısCd.No:8Şıştı/lSTANBUL
Tel: (0 212) 212 07 07 (pbx) 10 Hat Faks: (0 212) 212 68 35
GÖRÜŞ
SONMEZ TARGAN
Kamu Kazığı!Yıllardır devlet olanaklannın belirli kişi ya da kuru-
luşlarca soyulduğunu, kamu bankalarının ve kaynak-
lannın kredi ve teşviklerle belırh kesımlere hortumlan-
dığını duyarız, okuruz. Hatta bu gerçekten yola çıka-
rak, Türkiye'deki bırçok büyük sermaye kuruluşunun
geçmişte devlet desteği ile yaratılıp güçlendirildiğini
ileri sürenz.
Kabaca devletin kazıklanması olarak özetleyece-
ğimiz bu durum özellikle son on beş yıldır artık açık-
ça yapılmakta ve kimsenin de gıkı çıkmarnaktadır.
Günlük gazeteleri şöyle bırtaradığınızda, TV izlence-
lerine baktığınızda devletin soyulduğuna, talan edil-
diğine ilişkin her gün bir dizı haber bulunmasına kar-
şın ne değjşmektedir?
Mevta Özal'ın (1) açtığı ekonomik korıdordan yü-
rüyenlerin, serbest pazar düzeneği anlayışının doğal
bir uzantısı durumuna geldi adeta, devletin soyulma-
sı... Bu anlayışın yaratıp olgunlaştırdığı bugünkü si-
yasal etikte, soyanlar değil soymayanlar ayıplanıp
aptalmış durumuna getırılmek ıstendi.
Deyleti de kendine benzetmeye yönelen bu anla-
yış, bir anayasa ilkesi olan "devletin sosyal nitelığini"
elinin tersiyle bir yana iterek, devleti vatandaşını so-
yan bir organızmaya dönüştürdü adeta. Örneğın son
on beş yıldır enflasyonun neredeyse üç basamaklı sa-
yılara tırmanıyor olmasında devletin hiç sorumluluğu
yok mu?.. Dünyada petrol ederleri giderek düşerken
bizde daha pahalıya piyasaya sürülmesi, yine buna
dayalı olarak kamu ürünlerınin süreklı zamJanması
halkın devlet eliyle kazıklanması değil de nedır?..
Artık öylesi bir duruma geldık ki, kamu ya da özel,
fark etmiyor, kim kimi bulursa kazıklıyor.
Şimdi okurlara son derece ilginç bir kamu kazığı ola-
yını aktaracağım:
Toplu Konut Idaresi'nin (TKİ) İstanbul Küçükçekme-
ce ilçesi Halkalı bölgesinde 40 bin konutluk bir toplu
konut projesı var. Çok büyük bir alan üzennde oluş-
turulan bu projenin yaklaşık 10 bin konutluk etabı bu-
gün doğrudan idare tarafından üretiliyor durumda.
Bugunlerde, gen kalan bölümünün kooperatıflere ve-
rilmesi tasarlanmakta. Ancak, arsa bedelleri üzerin-
de yaşanan bir sorun nedenıyle bu gerçekleşemıyor.
Proje, Küçükçekmece Belediyesi sınırları içinde
kaldığı için, TKİ bu projenin tümüne ilişkin emlak ver-
gisini, yakın birzamana değin arsası üzerinden m2'si
400 bin liradan hesaplanarak ödemekteydi.
Ne olduysa oldu, Küçükçekmece Beledıye Başka-
nı Nurettin Şen seçildiği DSP'den aynlarak geçen yıl
Demokratık Türkıye Partisı'ne (DTP) gırdi. Mesırt Yıl-
maz hükümetinin koalisyon ortağı olan DTP'nin elin-
de bulunan devlet bakanlıklanndan birine TKİ de bağ-
lıydı ve bu devlet bakanlığının başında Refaiddin Şa-
hin bulunmaktaydı.
DTP'ye yeni geçmiş bu belediyeye devlet bakan-
lığı olanaklanndan bir kıyak yapılması düşünülmüş ol-
malı ki, aşağıda anlatacağımız akıl almaz uygulama-
ya başvurulmuş.
Bilindiğı gibi, belediye gelırlennin önemli bir bolü-
münü emlak vergileri oluşturmaktadır. 1997 yılında,
Emlak Vergisi Takdir Komisyonu (2) diye bilinen bir or-
gan, birdenbire, bu proje kapsamı içindeki arsanın em-
lak vergisine temel olan birım metrekare ederini 400
bin liradan 150 milyon liraya çıkartıvermiş. Uygulama-
yı da 1998 yılına bırakarak, partilerine yeni transfer olan
belediye başkanını kendilerinde tutmayı mı amaçla-
mışlar, bilemiyoruz.
1998 yılı Ekim ayında uygulanması gerçekleşen bu
arsa ederleri artışı nedeniyle, TKİ, Halkalı'daki arssı-
1
'
larının emlak vergisi bedeli olarak 2 trirydnûnüstüh'^'"
de bir parasal kaynağı Küçükçekmece Belediyesi'nin
kasasına yatırmış bulunmaktadır.
Oysa aynı projeye komşu diğer projelerde emlak
vergisi m2'si 8 ile 30 milyon arasında işlem görmek-
tedir. Bir kamu kuruluşu olan TKİ, sonuçtafaturası hal-
ka çıkacak böylesi bir değer artışına neden göz yum-
muştur?
Işin bir diğer boyutu ise daha ilginç. Bugün 30 bin
konutluk bölümü henüz üretime geçrnemiş olan bu
projeden yararlanmak ısteyen bir yurttaş, 100 m2 bir
daireye sahip olabılmek için salt arsa bedeli için 15
milyarödemek zorunda kalacaktır. Kalacaktır çünkü,
idare, kendi arsasının m2'sinin 150 milyon üzerinden
vergilendirilmesıne itıraz etmeyerek. geri dönülmez ve
akıl almaz derecede yüksek bir rantın kamu eliyle ya-
ratılmasına göz yumarak bu sonucun oluşmasına ola-
nak sağlamıştır.
Yerel yönetim seçımlennin yaklaştığı bir dönemde
Küçükçekmece Belediyesi'nde 2 trilyonu aşan bu
kaynak acaba seçim harcamalannda mı kullanılacak
diye bir soru takılıyor usumuza. Çünkü böylesine bü-
yük bir kaynağın aktanlmasının üstünden dört ay gi-
bi bir zaman geçmesıne karşın, çamur ve pislik için-
de yüzen ilçede bir çivınin bile çakılmadıgına ilişkin
sızlanmalar gelıyor kulağımıza.
Ne diyelim, bu da başka bir kamu kazığı...
(1) Türkiye de solcu geçınen yazarlar da dahıl. Özal adı ge-
çince bir ' rahmetli'' sözcüğünû bafina koymadan edemiyor-
lar. Oysa daha önce ölen hiçbir polinkacı ya da önemli bir ki-
şilik için bu sözcük kullanılmamıştı tlla bir sözcük kuüanılma-
sı gerekivorsa ben mevta demeyi uygun buluyorum.
(2) Emlak Vergisi Takdir Komisyonu beledıyeden iki tapu
müdürlüğünden ve İstanbul TıcaretOdası ndan birer olmak üzere
bir de projenin bulunduğu mahallenin muhtannın katılmasıv-
la oluşuyor.
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDANSAĞA:
1/ Toroslar üze-
rinde ünlü bir
yayla. 2/ Kazı
yeri... Boru 2
içindeki bir
akışkanın akışı-
nı durdurmaya 4
yada serbest bı-
rakmaya yara-
yan aygıt. 3/
Tavladâ bir sa-
yı... Diyezli ya
da bemollü bir
sesin eski duru-
muna getirilme- 9
sini gösteren
nota işareti. 4/ "Zaman,
vakit" anlamında yerel
sözcük... ÇinveJapon- 2
ya'da oynanan bir stra- „
teji oy-unu. 5/ Neodim
elementinin simgesi...
Hıristiyan. 6/ Bir yaşı- 5
nı geçmiş dişi dana... g
Övme.7/Karakter... "-
- - 'tan bakardım nere-
ye gitti ' Öyle öyle ez-
berettimgurbeti"(Can 9
Yücel). 8/ Gülünç bir
biçimde giyinip süslenen kadın... Japon halk türküleri-
ne verilen ad. 9/ Kjrpik boyası.
YLKARIDAN AŞAĞIYA: ., ,
1/ Ankara yakmlannda bir baraj. 2/ Tanmda kullamlan '
azotlu gübre... İçine çeşitli katıklar konularak sanlmış
yufka ekmeği. 3/ Arap harflerinin en çok kullamlan el
yazısı biçimi... Olay. 4/ Ses... Devlet Istatistik Enstitü-
sü'nün simgesi... Birgörevin yürütülebilmesi için mer-A
kez olarak seçilen yer. 5/ En kalın erkek sesi..."'— ge-
licek cümle eksikler biter" (Yunus Emre). 6/ Dünyanın
enyuksektepesi. 7/Meyvekurusu... Kadife. 8/Bir Üzak- '
doğu dövüş sporu. 9/ Iskambildeki dört renkten biri... '
Üstün bir yetkinin gücünü gösteren değnek.