28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 OCAK 1999 SALI CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Izmit Şehir Tiyatrosu Kukla Atölyesi, kenti bu alanda bir merkeze dönüştürmeyi amaçlıyor Kııklalanıı gölgesi sahneye EMRE KOYUNCUOĞLU lzmit Şehir Tıyatrosu bu sezon başın- da açılışını yaptığı altı yüz kişılik bir sah- nesi, sinema ve dans salonu gibı dona- nımlan olan Süleyman Demire! Kültür Merkezi'nde çalışmalanna devam ediyor. tki yıldır üretimini gerçekleştirdiği, aynı zamanda kuruluşunu tamamladığı Seka ' Sahnesi de göz önünde bulundurulacak olursa, tiyatronun üretim ve gösterim ola- naklan çoğalmış oldu. Bu olanakknn da birçok yeni projenin oluşumunda bü>ük payı var. Akltma gelen ilk örnek; tiyatro okulu- nun açılması. Böylelikle. tzmit Şehir Ti- yatrosu, bir anlamda kendi sanatçısını ken- di yetiştirmekte. Aynı zamanda farklı eği- tim gecmişleri olan sanatçılann hem ku- ramda hem de uygulamada ortak dil üre- tim sürecine farklı bir açıdan hizmet et- mekte. Seka Salonu genç tiyatro öğrenci- lerinin eğitim alani ve sahne olarak ışle- vinı sürdürürken. çok kapsamlı bir proje- nin de merkezi oldu' "ÇağdaşTürkTiyat- rosu ve Yeni Yazariar." Burada, yenı ya- zılmış oyunlann ılk göstenmlerinın ya- ptlması planlanıyor. Türk tıyatrosunda oyun yazımını destekleyen semınerJer, atölye çalışmalan gibi yan projeler hazır- lanmakta. Aynı zamanda da 2. Uluslara- rası Sokak Tıyatro Festivalı'nin ön hazır- lıklan yoğun bir şekilde devam etmekte. lzmit Şehir Tiyatrosu'nun belki de benim için en önemli yanı; sanatçısının üretımı- ni desteklemesi. Bunun en somutörneğı. Iştl Kasapoğtu'nun ortaya attığı ve tiyat- ro tarafından benimsenen "Açık Tiyat- ro" projesidır. Bu proje. tiyatronun ken- di sanatçılanna bağımsız çalışma olana- ğı sağlarken. sanatçının kendisıni istedi- ği alanda geliştirmesine de olanak tanıyor. Şehir Tiyatrosu ıçin sezonun en heye- can vericı yanlanndan bıri de Kukla Ti- yatrosu atölyesının kurulması oldu. Ön- celeri, Kukla Tiyatrosu, tiyatro sanatçıla- nna yönelik bir atölye çalışması nitelığin- deyken, gördüğü ilgi sonucu bu alanda şu ana kadar üç ayn prodüksiyon gerçekleş- tirildi. Kukla Tiyatrosu sanatçısı Karina Cheres v e Metih Düzenli, gölge oyunu sa- natçısı Jean Pierre ComouaiDeve lzmit Şe- hir Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmenı İşıl Kasapoğlu'nun öncülüğünde oluşturulan Kukla Tiyatrosu ekıbı, tzmit'ı bu alanda bir merkeze dönüştürmeye karariı - Buradaki çalışmalannız nasıl başladı? JEAN PİERRECORNOUAİLLE-BU yıl lzmit Şehir Tiyatrosu'nda kukla ve gölge üzerine çalışmalaryapılacağınıba- na aktarmışlardı. Daha sonra Melih (Dü- zenli),4iyatrqda bu alana yönelik atölye ^çâiışmâlahnînyapıldiğ^iî'veberflm'de'e-'1 ' vTeleneksel Türk tıyatrosunda kukla geleneği olmasına rağmen, günümüz tiyatrosunda bu geleneğin zenginleşmesıni sağlayan bir Kukla Tiyatrosu yok. Olan birkaç tanesi de çağın tekniklerini kullanmıyorlar. Ben gelenekselden yola çıkıp çağın tekniğini kullanarak kukla oynatmayı amaçlıyorum. 1 tılmayı düşünüp düşünmediğimı sordu. Ben de kabul ettım. Başlangıçta amacımız, bir hafta boyunca özellikle gölge kuklası üzerine sanatçılarla bir çalışma yapmak- tı. Daha sonra Işıl (Kasapoğlu) bu çahş- mayı bir gösteriye dönüştürmemızı iste- di. Işıl'la ilk kez Fransa"daki Alles Genç- lik Festivali 'nde karşılaşmıştık. O festiva- le genelde deneysel çalışma yapanlar ka- tılır. Işıl. o festıval ıçin Bügesu Erenus'un "Misafir"ını sahnelemişti. Ben de kendi grubumla katılmıştım. Festivalde Nâzıın Hikmet ın "Sevdalı Bulufunu bir gölge oyunu olarak sahneledik. Tiyatro kum- panyamm adi "Oefl Noir" \ ani Karagöz'dü. Nâzun Hikmet'int Sevdah Bulut'u -lzmit'te nekr >apmayı planlrvorsumız? Bir haftadır buradayım ve gölge oyunu- muz ıçin gereklı olan çizimleri ve tasanm- lan bitirdık. şımdi onlann boyanması ve kesılmesine geçıldı. Şu ana kadaroyunun plastikyönüneyoğunlaşmıştık. Buradaki sanatçılara ve tiyatro öğrencilenne gölge oyunu figürlerinın nasıl yapıldığını öğre- tiyorum. Bu bir hafta içinde İzmifte ye- niden sahnelemeyı planladığım "Sevdab Bulut"un figürlenni oynatacak sanatçıla- n da şeçmiş oldura. Yoğun bir şekil lışmalanmıza devam edısoruz. - Neden bir gölge ov unu olarak " Sevda- lı Bulut'utercihettiniz? Öncelikle "Sevdalı Bulut" masalınıçok seviyorum. Okuduğum en güzel hıkâye- lerden biri olduğunu düşünüyorum. Bazen tiyatro oyunlannı sahnelemek yenne öy- küleri perdeye/sahneye yorumlanz. Nâzım Hikmet, Fransa'da çok bilinen ve sevile- rek okunan bir yazar. "Sevdalı Bulut" öy- küsü de Fransa'da çok iyi bılınır. Gölge oyu- nu olarak Fransa'da sahnelediğımde de çok sevilmışti. Tabii, benim için bu oyu- nu lzmit'te gercekleştirmenin en hoş ya- nı. yorumunu Türk sanatçılarla birlikte yapabilmek. Çünkü kullandığım oyrtat- ma teknıği kanşık bir teknik olmasına rağ- men. kökeni Türkıye. Aynı zamanda da kul- landığımız metin bu topraklann insanı olan Nâzım Hikmet'in mernı. -Sizin buradaki çauşmalartıuznasıl baş- ladı? KARİNA CHERES - Ben Işıl'ı çok uzun zamandır tanıyorum ve burada olma- mın en büyük nedeni Işıl'dır. Onunla be- raber Fransa'da "Theatre a Venir" adında bır tiyatro kumpanyası kurmuştuk. Bu kumpanyayla birlikte birçok tiyatro pro- düksiyonu gerçekleştırdik. Paris'teki Fran- sız Devlet Tiyatrosu'nda da bu ekiple ça- ^TTşmalârimfz'cfldtf. 'l^n,' rzrrrft^elîrken "Theatrea VeıüVin kuklalannı da yanın- da getirdı. Daha önce yaptığımız gösteri- len Türkıye'de yeniden sahnelemeyı isti- yordu. Ben de bu oyunları yeniden oluş- turmak ıçin lzmıfe geldim. 15 Ağus- tos'tan ben Melih'le birlikte lzmit'te ça- lışmalanmızı yürütüyoruz. Tiyatro sezo- nu açılmadan kukla yapınıı, oynatımı, malzeme tanıma gıbi birçok geri plan eği- hmins oyuncularla çalıştık. Farkiı kukla tek- niklerini gösterdık. Fransa'da sahneledı- ğimiz "Nasrettin Hoca" oyununu yeni- den oluşturma düşüncesiyle ip ve el kuk- lası, Muppet'lar ve ufak Bunkara'lar üze- rinde çalıştık. Bu çalışmalarda başanh olanlar şu anda "Nasrettin Hoca'* oyu- nundakı kuklalan oynatıyorlar. Bence böy- le kısa bir zamanda çok iyi bir çalışma çı- kardılar. Sonuçtan çok memnunum. Ça- lıştığım arkadaşlardan gurur duyuyorum. 'Hiç Kukla Tiyatrosu yok' MELİH DLZENLİ - Ben uzun zaman- dır Işılla Türkıye de bir şeyler yapmak is- tiyordum. Fran^a'da Işıl'm sahnelediğı bü- tün oyuniarda oynadım. Birlikte tiyatro- ya çok emek verdik. Fransa'da ov unculuk çalışmalanmı sürdürürken. aynı zamanda da kukla tıyatrosuna ağırlık verdim. Ha- * len de~$trasbVufg bevtefGençTiic Ttyât- Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı'nda gerçekleştirilen toplantıda sunulan bildiriler, sonuç bildirisKle birlikte kitap olarak ya>ımlanacak. 20.YüzydTürkŞimtuleNâzm HikmetKültür Servisii- Nâzım Hikmet'in 97. doğum yılı etkînlikleri çerçevesinde '20. Yüz>ilTürkŞörindeNâzım Hikmet' konulubiryuvarlak masatoplanrısı dü- zenlendi. Nâzım Hikmet Kültür ve Sa- nat Vakfi'nda gerçekleştirilen ve Ce\'at Çapan'ın yönettiği toplantıya Ataol Behramoğlu, Konur F.rtop, Turgay Fi- şekçi, Doğan Hızlan konuşmacı olarak katıldılar. Toplantıda katılımcılartara- findan sunulan bildiriler, sonuç bildiri- siyle birlikte kıtap olarak da yayımla- nacak Rahatsızlıklan nedeniyle top- lantıya katılamayan Memet Fuat ve Mehmet H. Doğan'ın bildirileri de bu kitapta yer alacak. Düzenlenen toplantıda, Nâzım Hik- met'in Türk şiirindeki yeri, farklı açı- lardan tartışıldı. Sundukları bildiriler- de Fişekçi, Nâzım Hikmet'in Türk şi- iri üzenndekı etkilen; Behramoğlu. et- kilendiği kaynaklar ve yine şiire yansı- yan etkileri; Hızlan, düz yazılan ve Er- top, insan haklan savünucusu olarak şair kimliği üzerinde durdular. Konuşmasında Nâzım Hikmet'in Türk şiirine olan etkilerinden söz eden Fişekçi, şairin. o döneme dek Osman- lı saray geleneği ve halk edebiyatmm egemen olduğu yazın ortamımıza 1930Tarda serbest nazımı getirerek bü- yük bir devrim yaptığını belirtti: "Nâ- zım Hikmet, sadece biçimde degil, Kur- tuluş Sa\aşı ve Rus Devrimi'ni tanıyan bir şair olarak içerikte de önemli bir ye- nilik gerçekleştirmiş, devrimci düşünce- yi şiire katmış, o güne dek şiire girme- yen konuları şiirleştirmiştir. r '. Fişekçi, ıçlerinde Hasan İzzettin Di- namo, Cahit Irgat, Rıfat Ilgaz, Ahmed Arif,Arif Damar,Şükran Kurdakul gı- bı isimlenn de bulunduğu 1940 kuşağı şairlerinin de Nâzım Hikmet'in etkı- siyle şiırlerinde sosyalist içerik \e ya- lın, doğrudan anlatıma yöneldiklerini. 1940'lannsonunda yazın düny asına gi- ren Attilâ İlhan'ın şiinnin çıkış nokta- sının da Nâzım Hikmet şıin olduğunu dile getırdi: "1950 kuşağı ise 1938'den beri hapis olması nedeniyle Nâzım Hik- met'i tanunadan. Garip akımının ege- di adıma. gerek şiirieri gerek kişiliğiyle benim de en çok etkuendiğim şair Nâ- zım Hikmet'tir. U>gulanan tüm baskı- lara karşın etkileri günümüze kadar sürmüştür ve 20. yüzyüın en bü> ük şa- irlerinden biridir." Konuşmasında Nâzım Hikmet'in et- kılendiği kaynaklara değinen Behra- moğlu ise öncelıkle şainn içerik ve bi- çim anlamında şiire getirdiği yenilikle- ri maddelerhalinde sıraladı: İçerik ala- nında Anadolu'ya gerçekçi ve toplum- cu bakış. antiempery'alizm, uluslarara- sı konular, tarihsel iyımserlık. tarihsel âzım Hikmet, sadece biçimde değil, Kurtuluş Savaşı ve Rus Devrimi'ni tanıyan bir şair olarak içerikte de önemli bir yenilik gerçekleştirmiş, devrimci düşünceyi şiire katmış, o güne dek şiire girmeyen konulan şiirleştirmiştir". men olduğu bir ortamda ürün verme- yebaşladL 2. yeni akımı için çağdaş Türk şürinde Nâzım Hikmet etkisinin olma- dığı tek şürdir di>ebiliriz." Uzun yıllar yasaklanan yapıtlannın ancak 1965 yılından sonra yayımlanma- ya başlandığına da değinen Fişekçi, ilk başlarda 2. yenı etkisi altında kalan 1960 dönemı şairlennın kısa bir süre son- ra Nâzım Hikmet'in çekim alanına gir- dıklenni. 1980'lerde yazın dünyamıza katılan şaırlerden Sunay Akın ve küçük tskender'de de Nâzım Hikmet etkileri- nın açıkça görüldüğünü vurguladı: "Ken- ve diyalektik materyalizm kavramlan ıle maddeci anlayış. ideolojisi olan bir şair olmak, sofistçe bir hümanizm, so- mut ve maddeci bir yaşama sevinci. halk, köylülük. emekçi \e Ulusal Kur- • tuluş Savaşı temalan; biçimde özgür koşuk, lirik ve epik birlikteliği. Türk- çe'nin kendi ntmi ve estetiğı. uyak çe- şıtlıliği. Behramoğlu, Nâzım Hikmet'inetki- lendiğı kaynaklar arasında ise öncelik- leTanzimat'ın söylevci ta%Tinın. Tevflk Fikret'in ütopik sosyalist bakışı ve gün- lük konuşma dilinin ve Yarrya Kemal Türkçesi'nin sayılabileceğıni; Nâzım Hikmet gibi bir şairin tabıi ki dünya şi- irine kapalı olmasının beklenemeyece- ğini, ancak Fransız ya da Rus şiınnden etkilenipetkilenmedığınınaraştınlma- sı gereken konular olduğunu söy ledi ve vakıf yetkililerini de bu noktalarda araş- tırmayapılması, kitaplaryazılması için önayak olmaya çağırdı. Behramoğlu'ndan sonra söz alan Hız- lan, konuşmasında Nâzım Hikmet'in düz yazılan üzennde durdu: **Nâzım Hikmet'in düz yazılannı okurken vaşa- mı nasıl bütüncül biçimde algıladığını gördüm. Sahip olduğu duyarhğm yanı sua çok iyi bir İstanbul Türkçesi'ne ve birçok edebiyatçıda olmayan, sanat tüm türleriyle algılama özelliğine tanık ol- dum." Toplantının son konuşmacısı olan Er- top da Nâzım Hikmet'in. insan hakla- n savunucusu kimliği üzerinde durdu. Ertop. Nâzım Hikmet şıırinde bıçim ve ıçeriğın toplum etrafında bütünleşmış olduğunu. onun, şiiri topluma yön \e- recek bir tür olarak algıladığını vurgu- ladı: "Nâzım Hikmet şiirinin bir ama- cı. bir ga>esi \ardır. Bu amacın bir yanı da insan haklandır. O, tüm dünya insan- lannın özgürlük ve eşitlik sorunlan üze- rine vazmış, dünyanın herhangi bir ye- rindeki sorunun kendisini de ilgilendir- diğini söylemiştir. Nâzım Hikmet şiirin- de insanın bağımsız ve insanca yaşama savaşı içindeld mücadelesini konu et- miş, gelecekteki güzel günlere inancını dile getirmiştir." rosu'nda çalışıyorum. "Nasrettin Hoca" eski fakat çok sevdiğimiz bir oyun. Bu oyunu anadilımizde de sahnelemek ıste- dik. Böylelikle lzmit'te çalışmalara baş- ladık. Izmit'teki o> uncu arkadaşlarkukla tiyatrosuna o kadar hevesle sanldılar kı, "Nasrettin Hoca"nın ardından lzmit'te yeni bir kukla oyunu yapmak neredeyse zorunlu hale geldı. Onun üzerine ben de Fransa"dakı bazı projeienmi askıya alıp, burada Nâzım Hikmet'in "Kuvayi MilÜ- ye"destanını Kukla Tiyatrosu olarak pro- jelendirdim. Klasik anlayışta bir kukla oyunu sahnelıyorum. Kuklaya yeni başla- yan arkadaşlarla böyle bir noktadan baş- lamak gerekıyordu. Karina, kuklalann ta- sanmını yaptı. Sanatçı arkadaşlar kukla ya- pımında da görev aldılar. Ardından da bır üçüncü proje için Jean Pierre'i çağırdık. Böylece. bir kukla tiyatrosu olayı lzmit'te yaşanmaya başlandı. Bu arada tüm bu ça- lışmalann gerçekleşebilmesı ıçin. gerçek- ten özverili çalışmalarla bir kukla atölye- si kuruldu. Geleneksel Tîirk tiyatrosunda kukla ge- leneği olmasına rağmen, günümüz tiyat- rosunda bu geleneğin zenginleşmesini sağlayan bir Kukla Tiyatrosu yok. Hatta artık Kukla Tiyatrosu hiç yok denebilir. ' Olan'birkaçtaneSideçağırıtekmklerini kul- lanmıyorlar. Ben gelenekselden yola çıkıp çağın tekniğini kullanarak kukla oynat- mayı amaçlıyorum. Bu gidişle, umut ede- rim ki, lzmit dığer özelliklenne bir özel- lik daha katarak bir Kukla Tiyatrosu mer- kezine de dönüşecek. tr nyatro ka>gası bir bütündtir' - O zaman İzmit'Ie ilişkileriniz de\am edecek? MJ). - Sanırım, benim yalnızca kukla alanında değil. diğer alanlarda da tzmit"te ilışkim devam edecek. tzmit her türlü ti- yatro projesinin hayata geçirilmesi adına çok önemli bır merkez. Bir insan kendinı verip. bır işe soyunursa burada destek gö- rüyor. Önemli olan düzeylı tiyatro proje- lerinin tasarlanması. Kuİcla da bunlardan biriydi. Gölge oyunu ve kukla tiyatrosu bi- zım tiyatro kültürümüzde çok önemli bir yeri olan, ancak günümüzde önemini yi- tırmiş gibı gözüken birzengınlik. Fransız ve Türk sanatçılann birlikte çalışması bu geleneksel sanata farklı bir bakış açısı ge- tinyor mu? Sanatçılar kendi çalıştıkları alanlarda birçok geleneği yaşatırlar. Uzun yıllar yurtdışında kaldığım için oradaki değerlerin nasıl saklı tutulduğunu çok ya- kından görme fırsatım oldu. Bu belki de benim kendi alanım olan tiyatrodabelli de- ğerleredaha fazla sanlmamı getirdi. Işıl'ın izmit Seka Sahnesi'nde uygulamaya baş- ladığı "Çağdaş TürkTiyatrosu ve Yeni Ya- zarlar" projesi de. bizim burada kukla atölyesi açarak. kukla \e gölge oyunlan sah- nelememiz de aynı kaygılar doğrultusun- da düşünülmüş ve bahsettiğım değerlen saklâma amacında olan projeler. Peki. ne- den Fransız sanatçılarla çalışıyoruz? Ve Fransız sanatçılar neden buraya geliyor- lar? Jean Pierre v e Karina kendi alanlann- da Fransa'nın en iyileri. Biz bu işi en iyi- lerle yapmak istiyoruz da ondan. Mükem- meli arama kaygımız var. Biz Karagöz'ü oynatırken kandil ışığı kullanmıyoruz, tek- noloji kullanarak. istenen anlatım için en iyi ışığı bulmaya çalışıyoruz. Aslında bir yandan da bir gölge oyununda neler yapı- İabileceğinı araştınyoruz. Tiyatro kavga- sı bir bütündür. Her ülkede ayn ve farklı olabilir, ancak kavga aynı kav gadır. Ala- nın her kanşına tiyatro adına sahip çıkmak gerek. J. P. C. - Benim ilgim yeniye yöneliktir. Geleneği ve geçmişi kullanarak yeniyi aranm. Aynı zamanda da beni zorlayacak işlere ilgi duyanm. Geleneksel bir gölge tiyatrosunun ya da işin köklenni araştır- manın peşınde değilim. tzmıt'te de çalı- şırken, aynı şeyi düşünüyorum. Önemli olan, plastık ve görsel anlamdan farklı özellikleri bır arada kullanarak. buraya ve bize dair bir yeniyi ortaya çıkarmak. Bu birkaç geleneği bır arada kullanma anla- mına bile gelmiyor. Tabii bir Türk sanat- çının, Türk tekniğini kullanarak bır Türk hikâyesi anlatması olağan gelebilir. Benim için de olağan.. ancak aynı zamanda ye- nı. K. C. - Neredeyse bir aydır tiyatroda yaşıyorum; "Kuvayi Milliye DestanTnın dekor, aksesuar ve kuklalann tasanmıyla ilgilendim. Buradaki oyuncularhepsi be- nim çocuklanm oldu. Buraya onlar için ge- liroldum. 'AkdeniTin Mor Binyılı' • Kültür Servisi - Yapı Kredi Kültür Merkezi'nde 27 Ocak-16 Nisan tarihlen arasında "Akdeniz'ın Mor Binyılı" Yapı Kredi Koleksiyonu Bizans Sikkelen başlıklı bir sergi düzenleniyor. Sergi, Anadolu'nun bın yılına damgasını vuran Bizans uygarlığını sikkeler ekseninde anlatıyor. İstanbul Arkeoloji müzeleri, Ayasofya Müzesi. Sadberk Hanım Müzesi ve özel koleksiyonerlerden alınan eserlerle ve fotoğraflarla zenginleşen sergıde Bizans'ın gündelik yaşammdan sanatına uzanan yelpaze, altın, gümüş ve bakır ışıltılanyla aydınlanıyor. Çağdaş sanat yapıtlanndan Bizans izlerini sürmeyi amaçlayan "Çağdaş Türk Sanatında Bizans Esinleri' adlı bölümle bütünlenen '"Akdeniz'in Mor Binyılı" sergisi, Anadolu'nun farklı kültürel ve tarihsel katmanlannın içinden düşünerek, görerek, göstererek geçmek, Cumhuriyefi. Bızansı ve Osmanlf yı bu çerçevede ele alıp üretmek ilkesi doğrultusunda hazırlandı. TüPk Sinema Tarihi seminerleri • Kültür Servisi - Film-Yön'de dört hafta önce başlatılan Türk Sinema Tarihi seminerleri sürüyor. 28 Ocak Perşembe günü saat 18.00'de Engin Ayça'nın katılacağı 'Türk Sinemasına Genel Bakış' konulusemınergerçekleştınlecek. (293 90 01) Çekirttek Sanat Topluluğu, 2. Çağdaş Sanat Sergisi • Kültür Servisi - Çekirdek Sanat Topluluğu, 2-20 Ağustos tarihleri arasında İstanbul Deniz Müzesi Sanat Galensı'nde 'tleti-şim' konulu bir sergi düzenleyecek. Herkese açık olan sergiye katılmak ısteyenlerin projelerinin çizimleri ya da katılacak yapıtlannın en az ıkı adet fotoğraf ya da dialan ile özgeçmişlerini 25-30 Mayıs tarihleri arasında Acıbadem Caddesı, Dılek Apt. No. 96 Kat 5 Daire 12 Acıbadem adresıne ulaştırmalan gerekiyor. Ön eleme sonucunda sergiye katılması uygun göriilen sanatçılara duyuru yapılacak ve duyuruyu alan sanatçılar yapıtlannı 31 Temmuz tarihinde Deniz Müzesi sergi salonuna getirecek sergi komitesiyle birlikte sergiye kendıleri yerleştirecek. Sergi bitımınde her sanatçı kendine ait yapıtlan sergiden alabilecek. Sergiye katılan her sanatçıdan sergi masraflannda kullanılmak üzere 3 milyon alınacak. Sergiye İstanbul dışından katılacaklar katkı paylannı Yapı Kredi Bankası (042-2) Parmakkapı Şubesi 0108512-5 nolu hesaba yatırarak banka dekontunu diğer başvuru e\Taklanyla birlikte yukanda belirtilen adrese gönderebilir. (0216-325 67 15-428 69 50) Siyasette AMakr • Kültür Servisi - Tank Zafer Tunaya anısına düzenlenen çarşamba toplantılan sürüyor. Tank Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde 27 Ocak Çarşamba günü düzenlenecek olan \e sunuşunu Boğaziçi Üniversıtesi Oğretim görevlisi Rıdvan Akın'ın yapacağı 'Siyasette Ahlak' konulu söyleşiye konuşmacı olarak Prof. Dr. Erdal tnönü katılacak. Toplantı saat 17.30-19.30 arası gerçekleştınlecek. Edvvard Hicks'in tabloları 6 milyon dolara satıldı • Kühür Servisi - Folk sanat ressamı Edvvard Hicks'in ıki tablosu. Christıe's tarafından düzenlenen bir muzayedede 6 milyon 100 bin dolara satıldı. Adı açıklanmayan bir koleksıyoner tarafından satın alınan dini içeriklı resimlerden bırinin 1837 yılında yapıldığı tahmin ediliyor. 19. yüzyıl kardeşlik mezhebinin liderlerinden biri olan sanatçının geçimini yaptığı resimlerle sağladıgı ve yaşamı boyunca 60 resim yaptığı belırtiliyor. Orhan Asena'dan tarihe bir bakış I Kültür Servisi - Tiyatro yazan Orhan Asena'nın oyunlan Türkiye tş Bankası Kültür Yayınlan tarafından kitaplaştınldı. Birinci kitap Asena'nın iyi bilinen dört oyununu ilk kez bır araya getiriyor. Kanuni Sultan Sülevman Dörtlemesi adını taşıyan bu kitapta yazarın "tlk Yıllar-Raksolan". "Hürrem Sultan", "Ya Devlet Başa Ya Kuzgun Leşe" ve 'Sığıntı' adlı oyunlan yer alıyor. tkınci kitap ise Asena'nın büyük bir bölümü Türk Dili Dergisi'nde yayımlanan 10 kısa oyundan oluşuyor 'Bir Yaşam Pınam' • Kültür Servisi - Pınar Gıda Grubu'nun 1981 \ ılından bu yana geleneksel olarak düzenlediği ilköğretim öğrencileri arası resım yanşması için başvurular başladı. Türkiye'nin tüm ilköğretim okullanndan yanşmaya katılabılecek olan öğrenciler. 25x50 cm ölçülerindeki resim kâğıtlanna her türlü malzemeyi kullanarak resim yapabilecek.. Konusu 'Bir Yaşam Pınan" olarak belirlenen yanşmaya son katılma tanhi 5 Mart. Pınar Süt . Mamülleri Sanayii AŞ. PK 904 35215 lzmjr adresine gönderilecek resimler. beş kişilik seçicı kurul tarafından değerlendirilecek. Seçilen eserler 15-30 Nisan tarihleri arasında tstanbul'da sergilendikten sonra Ankara. Izmir ve Eskişehir'de de sergilenecek. Asiye Nasıl Kurtulur • Kültür Servisi - Antalya Büyükşehir Belediyesi Tıyatro Atölyesi tarafından sahnelenecek olan Asiye Nasıl Kurtulur adlı oyunun prömiyeri 28 Ocak'ta Antalya Kültür Merkezi'nde gerçekleştırilecek. Vasıf Öngören'in yazdığı. Muhammet Uzuner'in yönettiği oyunda, paranın tek egemene dönüştüğü çarpık bir sistemde geçerli olan ahlakı değerler ve onun sonuçlan irdeleniyor. Dramaturgisini Oya Başaran'ın yaptığı oyunun müzikleri Sarper Özsan'a ait. Tiyatro Atölyesi'nden 19 sanatçının rol aldığı oyunda aynı zamanda Antalya Devlet Senfoni Orkestrasf ndan sanatçılar da yer alacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle