17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 OCAK 1999 PERŞEMBE 14 KULTUR Izmit Şehir Tiyatrosu, Civan Canova 'nın oyununu Cüneyt Çalışkur 'un yorumuyla sunuyor M,. etinde var olan, benim keşfetmediğim şiddetli bir iletişimsizlik, sansürden daha tehlikeli bulduğum bir otosansür sorunu var. Bu konular, Türkiye'de pek ele alınmıyor. Yaklaşımdaki zekâ inceliği oyunla aramda bağlantı kurulabildi. Konunun kara mizahla ele alınmış olması da vurgulanması gereken bir noktaydı. \\dı konmanuşsokağaçjkmayasağji' GÜL ERÇETİN Civan Canova'nın kendisine Ccvdet KudretEdebiyatÖdütü'nü getiren 'So- kağa Çıkma YasağT adlı yapıtı, tzmit Şehir Tiyatrosu tarafindan 17 Ocak'a ka- dar Istanbul Devlet Tiyatrosu'nun Aziz Nesin Sahnesi 'nde tstanbullu tiyatrose- verlere sunulacak. Nedenini kimsenin bilmediği bir sokağa çıkma yasağı yü- zünden bir otelin lobisine sıkışıp kal- mış müşteriler... Gerçeklik duygumu- zu sorgulatan ciddi bir iletişimsizlik ve yabancılaşma,..Yaşamın bütün anlam- sız, sorgulamaktan korktuğumuz bas- kılan bu sokağa çıkma yasağında biçim buluyor. Alayla, ironiyle, gönderme- lerleayna tutuluyor; kopuk, iletişimsiz yaşamlanmıza. Kendi kendine konan yasak Oyunun yönetmeni Cüneyt Çalışkur Yönetmen. Istanbul Devlet Tiyatro- su'nda geçen yıl sahnelemeye başla- dıklan 'Bir Casus'a Ağıt' adlı oyunda rol alan Civan Canova'yla bu oyun sı- rasında oluşturduklan ortak dilden de yararlanıyor yorumunda. Otosansür te- masına agırlık vererek adı konmamış bir sokağa çıkma yasağını taşıyor sahne- ye. lzmit Şehir Tiyatrosu'nunjjenc oyunculan Eylem Tannver, Ebru Ka- ya,Aydm Sigah, YaşarÖzveri. Engin Ben- li, Ufuk Aşar, Vey sel Sami Berikan, Es- ra Bezen Bilgin, Tank Keskiner, Serhat Tulumluer. Betiiil Çobanoğlu, Meltem Özsavaş, Ufiık Avşar ve îbrahim Şen- doğan rol alıyor oyunda. Cüneyt Ça- lışkur ile oyun ve lzmit Şehir Tiyatro- su üzerine söyleştik: - Oyunu sahneleme aşamasında her- hangi bir değişiklik yapünız ım? Metinde bazı şeylerin altı çizili gibiy- di. Insanlan bir lobide tutan sokağa çık- tlk kez çalışOğını oyuncu adaylarnla bir oyun yorumlamak durumunda kaldım. Asunda hepsi profesyonel oyuncu olmuşlar artık. Ancak farklı okullardan. farklı eğitim sistemlerinden >ada sistemsizliklerinden gelmiş kişilerdi. El yordamıy la yolunu bulmava çalışan çok yetenekli bir kadro var. ma yasağının nedeni sıkıyönetimmiş gibi algılanabilirdi. Yorumda bunu ta- mamen ortadan kaldırmaya çalıştım. Sokağa çıkma yasağının adını koyma- dım. Herhangi bir neden de olabilirdı bu. kendi kendilerine ko> duklan bir ya- sak da olabilirdi. hatta böyle bir yasak aslında olmayabılirdi bile. Kişilerin kendi kendilerine koyduklan bir yasak bana dışandan konmuş bir yasaktan çok daha ideolojik geliyor. Sonuçta se- çimimi biraz bu doğrultuda yaptım. Bu oyunun yazan Civan Canova'nın da çok yabancı olmadığı bir zekâ, düşün- ce tarzıydı aslında - Oyunu lzmit Şehir Tiyatrolan'nda sahneleme projesi nasıl doğdu? tzmit Şehir Tiyatrosu gibi bir mega- polün, bir metropolün, bir başkentin dı- şında biryerde, daha yeni kurulmuş bir tıyatronuuvarolabılmesi içıaUkjkoejy-.. lun iyi tiyatro yapmaktan geçtiğıne ina- nıyorum. Bu nedenle Sokağa Çıkma Yasağı'nı ben çok dişli buldum. Başlan- gıç için ıyı bir oyundu. Bir de metnin zekâsını çok sevdim. Özellikle Türk oyunlannda az rastladığımız bir zekâ se- viyesi vardı. Çeşitli denemeler yapma olanağı tanıyor yorumculara Teklifi Işıl Kasapoğlu'na götürdüğümde o da çok uygun buldu ve çalışmaya başladık. -tzmit ŞehirTiyatrosu'mıngençoyun- culannı değerlendirir misiniz? llk kez çalıştığım oyuncu aday lany- la bir oyun yorumlamak durumunda kaldım. Oyuncu adaylan dememek ge- rek aslında, hepsi profesyonel oyuncu- lar olrruışlar artık. Ancak hepsi-tarklı okullardan farklı eğitim sıstemlerinden ya da 'sistemsizliklerinden' gelmiş ki- şilerdi. El yordamıyla yolunu bulmaya çalışan çok yetenekli bir kadro var. Fa- kat dediğim gibi Türkiye'deki tiyatro okullan genel olarak birbirlerini tam takip edemedikleri için bir dil birlikte- liği kurma konusunda sorun çektik. Şımdi oyun bittikten sonra bile bu bir- likteliği kuramadığımızoyuncularkal- mış olabilir aralannda. Fakat tiyatro uzunbirserüven. Sanınmtek bir oyun- la sınanabilecek bir şey değil bu. Daha Cazcdardan Erol Pekean aııısmaKûltûr Servisi - Türkiye'de ca- zın tanınmasında ve sevilmesin- de önemli bir yere sahip olan Erol Pekean ölümünün beşinci yılın- da AKM 'de düzenlenen bir tören- le anıldt. Caz Demeği ve Kültür Bakanlığı'nın işbirliğiyle düzen- lenen geceye caz dünyasının ta- nınmış birçok ismi katıldı. Sunuculuğunu Tank Öcal'ın yaptığı geceye TunaÖteneL Kud- ret Öztoprak. İmer Demirer. Can Kozlu, Ayje Gencer, İlham Gen- cer. Bilgi L niversitesi Müzik Bö- lümü Topluluğu. Artan trteL Edi- be Yörükoğlu. TRT İstanbul Ha- fif Müzik ve Caz Orkestrası. Sü- heyl Denizci, Fatih Erkoç, Ajlan Büyükburç. Selçuk Sun ve Pepe müzikleriyle renk kattı. Türkiye'de çıkan ilk caz albü- mü olan Erol Pekean, Tuna Öte- nel ve Kudret Öztoprak"ın "Jazz Semai' adlı LP'sini yayımlayan Nova Müzik sahibi NinoVaron'un yardımlanyla orijinal master ka- yıtlanndan yararlanan Yeni Dün- ya Müzik, Kültür Bakanlığı'nın katkılanyla albümü CD olarak hazırladı. Anma gecesıne katılan- lara "Jazz Semai' adlı albüm bi- rer anı olarak verildi. Kültür Bakanı lstemihan Talay gönderdiği yazılı açıklamada Erol Pekcan'ın Türkiye'de ilk kez kur- duğu caz topluluğuyla cazı tanıt- tığını ve sevdirdiğini belirterek Erol Pekcan'ın caz tutkusunun bir sel gibi akmasinı>.ı ı>öy- ledı. Caz Derneği adına konuşan Zu- hal Focan ise Caz Derneği olarak lstanbul'da çok aktıf olamadıkla- nnı ve 1991 yılından bu yana bov - le geniş çaplı biretkınlik gerçek- leştirmediklerini belirterek anma gecesinin ve CD kaydının ger- çekleşmesine katkıda bulunan Kültür Bakanlığf na teşekküret- ti. Erol Pekcan'ın kızı SeblaPek- ean da geceye katılanlara teşek- kür ederek "Onu kelimelerie an- latmak çok güç. Caza çok emek verdi. Bana çok onurlu bir isim ve paha biçilmez bir plak koleksiyo- nu bıraktı. Babamı hergün anıyo- rum." İlham Gencer de konuş- masında Türk cazcılanna öldük- ten sonra değil yaşarken sahip çı- kılması gerektiğini vurguladı. Fatih Erkoç ise Erol Pekcan'ın kendisi üzerinde çok emeği oldu- ğunu ve müzikte bir şeyler öğ- renmesi konusunda çok yardım- cı olduğunu belirtti. Bu yıl 10. kez düzenlenen Anburnu Ödülleri'ne son katılım tarihi 10 Mart 'Onur Ödülleri' İlhan Berk ve Atıf Yılmaz'a veriliyor Kültür Servisi - Şair ve sinemacı Orfaon Murat Anburnu nun anısına, şair ve sine- macı Hüseyin Alemdar'ın kişisel çabala- nyla her yıl gerçekleştırilen 'AnburnuOdül- leri'nin bu yıl onuncusu veriliyor. Ödüller, yayımlanmış şıirkitabı, yayımlanmamış şi- irkitabı, uzun metrajlı fılm, kısa metrajlı fılm ve uzun metrajlı film öyküsü dallannda da- ğıtılacak. Geçen yıl başlatılan bir uygulama- nın devamı olarak bu yıl da 'Anburnu Çi- çeklemeleri' başlığı altında biri Türk sine- masını diğeri ise Türk şiirini temsil eden iki ustaya 'Onur Ödülleri' sunulacak. Bu yılki 'OnurÖdüUeri'nin sahipleri ise İlhan Berk ve AüfYümaz. 'Yayımlanmış Şiir Kitabı Ödülü'nün sa- hibini belirleyecek olan seçici kurul Orhan Alkaya. Salih Bolat. Abdülkadir Budak. Haydar Ergülen ve AB Püsküilüoğlu'ndan oluşuyor. 10 Nisan 1998'den sonra yayım- lanan kitaplan değerlendirecek olan kurul. 'Sabahatin KudretAksal'ın adına birde Jü- ri Özel Ödülü verecek. Hüseyin Alemdar. Metin CelaL Enver Ercan, Turgay Nar ve En- gin Turgut'tan oluşan kurul ise yayımlan- mamış şiir kitabı dalında kitap bütünlüğü ta- şıyan dosyalan değerlendirecek. 'Uzun Metrajlı Film Ödülü' ise çeşitli ka- tegorilerde venlecek. AytaçArman, Zeki De- nürkubuz, Hüseyin Kuzu, Meral Oğuz ve DervişZaim'tn değerlendirmelen sonucun- da 'En İyi l zun Metrajlı Film'. 'Ayhan Işık En İ>i L zun Metrajh Film", 'Arzu Okay En İ>i Uzun Metrajlı Film' dallannda ödül ka- zananlan belirle\'ecek. Jüri a>nca 'En tyi Ka- dın/Yarduncı Kaduı Oyuncu1 . 'En İvi Er- kekAardımcı Erkek O>nncu'. 'En tyi Yö- netmen' Ödülleri ile özel ödüller de vere- cek. Kısa metrajlı film dalının jürisi Tank Akan. Tunç Başaran küçük tskender, tb- rahim Karaoğlu ve Şerif Sezer'den oluşuyor. Ödüller. 30 dakikadan uzun olmayan, ko- nulu. v ideo ve sinerna filmlerine verilecek. İnci Gürbü/alik. Özcan Karabulut, Macit Koper, GülerÖkten ve ZekiÖkten'ın oluş- turduğu "Uzun Metrajlı Film Ö> küsü Ödü- lü'nün jürisi ise sinematografik özellık ta- şıyan ve beş daktilo ya da bilgisayar sayfa- sından uzun olmayan fılm öykülerini değer- lendirecek. Son katıhm tarihi 10 Mart 1999 olarak be- lirlenen 'Anburnu Odüüeri'ne katılmak is- teyenlerin. yapıtlannı 7 nüsha olarak (kısa ve uzun metrajlı filmler hariç), bir fotoğraf ve yaşamöyküleriyle bırlikte 'Anbumu Ödülleri. Sadri Alışık Sokagu 27/3 Beyoğlu 80060 İstanbul' adresine göndermeleri ge- rekiyor. Daha geniş bilgi almak isteyenler ise 0212-251 29 61 numaralı telefonu ara- yabilirler. geniş zamanlar gerekıyor. - Sokağa Çıkma Yasağı saür aralan çokzengin bir oyun. Kendi yorumunuz- da neleri ön plana çıkarrünız? Bir oyunun satır aralannda neler söy- lediği benim için çok önemli Zaten o satır aralannda kendime bir yer bula- biliyorsam sahnelemek isterim merni. Metinde var olan, benim keşfetmediğim şiddetli bir iletişimsizlik sorunu var. Her zaman sansürden daha tehlikeli bulduğum bir otosansür sorunu var. En önemlisi bu konular, Türkiye'de pek ele alınmıyor. Dünyada çeşitli oyunlar- da bu konular ele alınıp irdelenmiştir, ama buna yaklaşım. yaklaşımdaki ze- kâ inceliği benim ilgimi çektiği için oyunla aramda bağlantı kurulabildi. Belki böyle bir üslupla anlatılmış olma- saydı bu kadar yakın bir bağ kurulma- yabilirdi metinle aramda. Konunun ka- ra mizahla ele alınmış olması da benim için çok ilgı çekici ve vurgulanması ge- reken bir noktaydı. Birey olabiliyor muyuz? -Çok incebir ahyın hâkimoMuğu oyu- nun kaba komediye kayma riskini en- gelleyebilmek için nasıl bir yol izledi- niz? Kaba komedi, absürd komedi. burvar komedisi, kara mizah dediğimiz şeyler birbirinden o kadar ince sınırlarla ayn- lıyor ki yönetmenin bu konuda çok tı- tiz davranması gerekli. Ama oyun se- yirciyle de oluşan bir şey. Siz istediği- nız kadar bu konuda dikkatli davranm, ne yazık ki bizde yanlış oluşmuş bir iz- leyici yönlendirmesiyle oyunculann her an bizim özen gösterdiğimiz nok- talardan uzaklaşabilmesi riski var. O risk çok daha uzun süreli çalışmalarda risk olmaktan çıkabilir ancak. Kadro birbirini çok daha iyi tanımış olur, ne- __m^mm— relerde duracağım daha iyi bilir. Fakat sanıyorum ye- di aylıkçalışmanın sonun- da söz ettiğimiz riskin bi- raz dışına çıktık. Şimdi ar- tık seyirci de pompalasa böyle bir sapmayı oyuncu- lar nerede duracâklannı bi- liyorlar. - Civan Canova, yapüğı- mız bir söyteşide 'İletişim- sizlik çağımızın sorunu' diyordu. Sizce de iltetişim- sizlik, iletişim çağının has- talığnnı? Soru gıbı yanıt da çift başlı. Internet'in başına oturduğumuzda milyonlar- ca insana ulaşıyoruz, ama öte yandan bir odaya kapa- nıp çevremizden kopuyo- ruz diyoruz. tntemet'in ba- şına otursak da oturmasak da dışanda son derece sos- yal de olsak, çok sayıda ilişkilerinmiz de olsa önem- li olan şey ilişki kurduğu- muz bu insanlarla ortak bir dil oluşturup oluşturama- dığımız. Sanıyorum ileti- şimsizlik burada başlıyor. Bu ilişkilerde özgün ola- biliyor muyuz, kendi ren- gimizi gösterip kendi koku- muzu salgılayabiliyormu- yuz, birey olabiyor muyuz? Asıl sorun burada. Birey olmak sorununun çözüm- lendiği, bunakarşılüdı say- gı da eklendiği noktada çö- zümlenebilir iletişimsizlik. - Oyun tzmit'te kendisi- ne bir izleyici kitlesi bula- bildimi? İyi tiyatronun olduğu her yerde izleyici bulunabili- yor. "İzmit Şehir Thatrola- n yeni kurulmuş bir tiyat- ro. Süleyınan Demirel Kül- tür Merkezi Şehir dışında' dendi ama bir bakıyoruz 600 kişilik bir kültür mer- kezinde bu oyun dolu sa- lona oynuyor. Demek kı bütün bu kıstaslann dışın- da tiyatronun düzgün yapı- lıyor, yapılırken etik kay- gılann güdülüyor olması gibi etkenler var. Izmit'in üniversite gençliği de oyu- na sahip çıktı. IŞILDAK VE YELPAZE ATİLLA BİRKİYE Yazık Çocuklara! Ortaöğrenimde okutulan ders kitaplan bizde hep sorunludur. Satışı sorunludur. Satın alınışı so- runludur, basımı sorunludur, hazırlanış) sorunludur, içeriği sorunludur. Özellikle de edebiyat kitaplan. Edebiyat kitap- lan öyle bir hazırlanır ki -müfredata uygun olarak, öğrencilere edebiyatı sevdirmemeyi amaçlar, san- ki... Talim Terbiye'ce ders kitabı olarak okutulması kabul edilen "Edebi Metinler"\ söyle bir kanştınn- ca, insanın tüyleri diken diken oluyor. Edebi Metinler üç kitaptan oluşuyor. Serhat Ya- yınlan'ndan çıkan kitaplann yazarlan, Osman Çe- viksoy ve Ethem Baran Birinci kitapta şiir, ikin- cisinde hikâye ve roman, üçüncüsünde tiyatro, ha- tırat, gezi, biyografi, mektup, deneme, hitabet ko- nulan yer alıyor. Şiir konusu şu bölüm başlıklanyla inceleniyor 1. Tanımı, 2. Unsurlan, 3. ŞiirTahlili Metodlan, 4. Islâmiyetten önceki Türk Edebiyatında Şiir, 5. Is- lâmîTürk Edebiyatında Şiir. Şiirimizin bölümlere aynlışmdaki ilkellik, içeriği- nin çağdışılığını, dilinin eskiliğini bir yana bıraka- lım, asıl üzerinde önemle durulması gereken, "Cumhuriyet Sonrası Türk Şiirinden örnekler" bölümü. Bu bölüm, beşinci bölümün, yani "Islâmî Türk Edebiyatında Şiir" başlıklı bölümün alt başlığı ola- rak ele alınıyor! (Sanınm burada yoruma gerek yok!) Bölüm için seçilen şairler de şunlar: Cahit Sıtkı Tarancı, Ahmet Hamdi Tanpınar, Necip Fazıl Kısakürek, Arif Nihat Asya, Orhan Veli Kanık. Bu şairler birer şiırleri, yaşamöyküle- ri ve sanatlanna ilişkin bilgilerle ("Gerekli Bilgiler", "Edebi Kişiliği", "Eserleri", "Metin Hakkında") alınmış. Öteki şairler ise yalnızca bir şiirle alınmış: Se- zai Karakoç, Attilâ İlhan, Zeki Ömer Defne, Fazıl Htisnü Dağlarca, Behçet Necatigil, Nüz- het Erman, Mustafa Necati Karaer, Yahya Akengin, Yavuz Bülent Bakiler. Zeki Ömer Defne'ye bir sayfa yer ayrılmış; ama orada yok! Daha doğrusu, içindekilerde bir sayfa gözüküyor (223. sayfa); oysa 223. sayfada yine - bir kez daha- "birsayfalık" Arif Nihat Asya var ("Ge- rekli Bilgiler" ve "Edebi Kişiliği" bölümleriyle). Tabii ki çağdaş şiirimize imzasını atan. Nâzım Hikmet, Ahmet Muhip Dıranas, Melih Cevdet Anday, Oktay Rifat, Cahit Külebi, ilhan Berk, Ahmed Arff, Can Yücel, Turgut Uyar, Edip Can- sever, Cemal Süreya ve daha nıceleri yok. Şair olarak, edebiyatımızda nasıl bir yerleri var ki Nüzhet Erman, Mustafa Necati Karaer, Yahya Akengin, Yavuz Bülent Bakiler yer alıyor! Acaba, hangi önemli şiirantotojisine alınmışlar? Birde dil'de inanılmaz bir "baskı" var. Bütün ders kitaplann- da, 12 Eytül sonrasında "yeniden kunılan" Türk Dil Kurumu'nun Imla Kılavuzu'na uyulacak! Yıllar- ca süren, günahı ve sevabıyla onca birikime ne oldu! Omer Asım Aksoy'un başkanlığında hazırlanan,- hepimizfn kullanabilecsgi (Uzerirfcle uztaşılâbiletse^'! bir Ana Yazım Kılavuzu var. Niye, Ömer Asım Ak- soy gibi birinin birikimi, katkılan görmezden geli- nip bir kalemde siliniyor! (Şimdiki Türk Dil Kurumu'nun yayımladığı son Imla Kılavuzu'nda -Ankara, 1996-, ne hikmetse, "w" harfinden iki sözcük alınmış: VValkman, wes- tern. Şu sorulan sormadan edemiyoruz: "W", Türk alfabesinde yer alan bir harf mi? VValkman ile vvestern'in bizim yazım kurallannı gösteren kılavuzda ne işi var? Örneğin niye "the" yok! Öyle ya Taksim'in orta yerinde, koca bir ote- lin kapısına kocaman yazılmış duruyorken!) Son bir soru da şu: Okul kitaplan, özellikle de edebiyat, tarih gibi ko- nuları işleyen kitaplar ne zaman çağdaş bir düze- ye ulaşacak? Tahsin Yücefçten • 'Söylemlerin İçinden' • Kültür Servisi - Tahsin Yücel'in 'Söylemlerin İçinden' adlı kitabı Yapı Kredi Yayınlan'ndan çıktı. Her söylemin ardında bir mitos, bir ideoloji, kısaca bir anlam evreni bulunduğu savmdan yola çıkan Yücel, bugün insanlan dört bir yandan kuşatan. benliklerini yoğurarak onlan eşbiçimli ve eşdeğer yaratıklara dönüştürmeye yönelen nice söylem alanından birkaçına el atıyor yapıtında. Mutfak ve futbol söylemlerini, çağdaş aşk şarkılannı, siyasal söylem ve bağlamlannı, Lady Diana'nm ardından yazılanlan ve son olarak da bir Karatepeli masalını belirli bir yöntemsel yaklaşımla çözümlüyor. Ancak kitap salt göstergebilimsel birer çözümlemeyi değil, deneme tadı taşıyan birbirine paralel yedi yazıyı içeriyor. TaiMhçbıin Mutlağı'nda bugün • Kültür Servisi - Tanh Vakff nın her ayın üçüncü perşembesi düzenlediği "Tarihçinin Mutfağı' adlı söyleşi dizisinin bugünkü konuğu Prof. Dr. Chnstoph K. Neumann. Munich Ludvvmgs-Maxımillan Üniversitesi'nde ağırlıklı olarak Osmanlı tarihi ve Türk edebiyatı alanlannda eğitim alan ve Ege Üniversitesi Tarih Bölümü'nde eğitimine devam eden Neumann'ın Türkoloji ve geç Osmanlı tarihi konusunda yayımlanmış pek çok eseri bulunuyor. Neumann, 1998 Ekimi'nden bu yana İTÜ Fen Edebiyat Fakültesi Insan ve Toplum Bilimi Bölümü'nde misafir profesör olarak görev yapıyor. (227 37 33-34) ' • . İrlandalı yazar Moore öldii • BELFAST (AA) - Irlanda'nın en iyi yazarlanndan Brian Moore, ABD'nin California eyaletinin Los Angeles kentinde 77 yaşında öldü. Moore'un kardeşi Seamus. Irlanda'da yayımlanan The Irish News gazetesine yaptığı açıklamada, kardeşinin yılbaşından bu yana hasta olduğunu ve sağlık durumunun geçen pazartesi günü kötüleştiğini söyledi. 1956'da yazdığı ve filmi çekilen 'The Lonely Passion of Judith Hearne' adlı romanıyla beğeni kazanan Moore, Belfast'ta doğdu. 1948"de Kanada'ya göç etti ve Montreal kentinde gazeteci oldu. Moore, daha sonra ikinci eşiyle ABD'nin Los Angeles kentinin Malibu sahiline yerleşti. Yazann yapıtlan arasmda The Emperor of Ice Cream, The Luck of Ginger Coffey, The Doctor's Wife ve Black Robe yer alıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle