Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14 OCAK 1999 PERŞEMBE
14 KULTUR
Izmit Şehir Tiyatrosu, Civan Canova 'nın oyununu Cüneyt Çalışkur 'un yorumuyla sunuyor
M,. etinde var
olan, benim
keşfetmediğim
şiddetli bir
iletişimsizlik,
sansürden daha
tehlikeli bulduğum
bir otosansür sorunu
var. Bu konular,
Türkiye'de pek ele
alınmıyor.
Yaklaşımdaki zekâ
inceliği oyunla
aramda bağlantı
kurulabildi.
Konunun kara
mizahla ele alınmış
olması da
vurgulanması
gereken bir noktaydı.
\\dı konmanuşsokağaçjkmayasağji'
GÜL ERÇETİN
Civan Canova'nın kendisine Ccvdet
KudretEdebiyatÖdütü'nü getiren 'So-
kağa Çıkma YasağT adlı yapıtı, tzmit
Şehir Tiyatrosu tarafindan 17 Ocak'a ka-
dar Istanbul Devlet Tiyatrosu'nun Aziz
Nesin Sahnesi 'nde tstanbullu tiyatrose-
verlere sunulacak. Nedenini kimsenin
bilmediği bir sokağa çıkma yasağı yü-
zünden bir otelin lobisine sıkışıp kal-
mış müşteriler... Gerçeklik duygumu-
zu sorgulatan ciddi bir iletişimsizlik ve
yabancılaşma,..Yaşamın bütün anlam-
sız, sorgulamaktan korktuğumuz bas-
kılan bu sokağa çıkma yasağında biçim
buluyor. Alayla, ironiyle, gönderme-
lerleayna tutuluyor; kopuk, iletişimsiz
yaşamlanmıza.
Kendi kendine konan yasak
Oyunun yönetmeni Cüneyt Çalışkur
Yönetmen. Istanbul Devlet Tiyatro-
su'nda geçen yıl sahnelemeye başla-
dıklan 'Bir Casus'a Ağıt' adlı oyunda
rol alan Civan Canova'yla bu oyun sı-
rasında oluşturduklan ortak dilden de
yararlanıyor yorumunda. Otosansür te-
masına agırlık vererek adı konmamış bir
sokağa çıkma yasağını taşıyor sahne-
ye. lzmit Şehir Tiyatrosu'nunjjenc
oyunculan Eylem Tannver, Ebru Ka-
ya,Aydm Sigah, YaşarÖzveri. Engin Ben-
li, Ufuk Aşar, Vey sel Sami Berikan, Es-
ra Bezen Bilgin, Tank Keskiner, Serhat
Tulumluer. Betiiil Çobanoğlu, Meltem
Özsavaş, Ufiık Avşar ve îbrahim Şen-
doğan rol alıyor oyunda. Cüneyt Ça-
lışkur ile oyun ve lzmit Şehir Tiyatro-
su üzerine söyleştik:
- Oyunu sahneleme aşamasında her-
hangi bir değişiklik yapünız ım?
Metinde bazı şeylerin altı çizili gibiy-
di. Insanlan bir lobide tutan sokağa çık-
tlk kez çalışOğını
oyuncu adaylarnla
bir oyun
yorumlamak
durumunda
kaldım.
Asunda hepsi
profesyonel oyuncu
olmuşlar artık.
Ancak farklı
okullardan. farklı
eğitim
sistemlerinden
>ada
sistemsizliklerinden
gelmiş kişilerdi.
El yordamıy la
yolunu bulmava
çalışan çok
yetenekli bir
kadro var.
ma yasağının nedeni sıkıyönetimmiş
gibi algılanabilirdi. Yorumda bunu ta-
mamen ortadan kaldırmaya çalıştım.
Sokağa çıkma yasağının adını koyma-
dım. Herhangi bir neden de olabilirdı
bu. kendi kendilerine ko> duklan bir ya-
sak da olabilirdi. hatta böyle bir yasak
aslında olmayabılirdi bile. Kişilerin
kendi kendilerine koyduklan bir yasak
bana dışandan konmuş bir yasaktan
çok daha ideolojik geliyor. Sonuçta se-
çimimi biraz bu doğrultuda yaptım. Bu
oyunun yazan Civan Canova'nın da
çok yabancı olmadığı bir zekâ, düşün-
ce tarzıydı aslında
- Oyunu lzmit Şehir Tiyatrolan'nda
sahneleme projesi nasıl doğdu?
tzmit Şehir Tiyatrosu gibi bir mega-
polün, bir metropolün, bir başkentin dı-
şında biryerde, daha yeni kurulmuş bir
tıyatronuuvarolabılmesi içıaUkjkoejy-..
lun iyi tiyatro yapmaktan geçtiğıne ina-
nıyorum. Bu nedenle Sokağa Çıkma
Yasağı'nı ben çok dişli buldum. Başlan-
gıç için ıyı bir oyundu. Bir de metnin
zekâsını çok sevdim. Özellikle Türk
oyunlannda az rastladığımız bir zekâ se-
viyesi vardı. Çeşitli denemeler yapma
olanağı tanıyor yorumculara Teklifi
Işıl Kasapoğlu'na götürdüğümde o da
çok uygun buldu ve çalışmaya başladık.
-tzmit ŞehirTiyatrosu'mıngençoyun-
culannı değerlendirir misiniz?
llk kez çalıştığım oyuncu aday lany-
la bir oyun yorumlamak durumunda
kaldım. Oyuncu adaylan dememek ge-
rek aslında, hepsi profesyonel oyuncu-
lar olrruışlar artık. Ancak hepsi-tarklı
okullardan farklı eğitim sıstemlerinden
ya da 'sistemsizliklerinden' gelmiş ki-
şilerdi. El yordamıyla yolunu bulmaya
çalışan çok yetenekli bir kadro var. Fa-
kat dediğim gibi Türkiye'deki tiyatro
okullan genel olarak birbirlerini tam
takip edemedikleri için bir dil birlikte-
liği kurma konusunda sorun çektik.
Şımdi oyun bittikten sonra bile bu bir-
likteliği kuramadığımızoyuncularkal-
mış olabilir aralannda. Fakat tiyatro
uzunbirserüven. Sanınmtek bir oyun-
la sınanabilecek bir şey değil bu. Daha
Cazcdardan Erol Pekean aııısmaKûltûr Servisi - Türkiye'de ca-
zın tanınmasında ve sevilmesin-
de önemli bir yere sahip olan Erol
Pekean ölümünün beşinci yılın-
da AKM 'de düzenlenen bir tören-
le anıldt. Caz Demeği ve Kültür
Bakanlığı'nın işbirliğiyle düzen-
lenen geceye caz dünyasının ta-
nınmış birçok ismi katıldı.
Sunuculuğunu Tank Öcal'ın
yaptığı geceye TunaÖteneL Kud-
ret Öztoprak. İmer Demirer. Can
Kozlu, Ayje Gencer, İlham Gen-
cer. Bilgi L niversitesi Müzik Bö-
lümü Topluluğu. Artan trteL Edi-
be Yörükoğlu. TRT İstanbul Ha-
fif Müzik ve Caz Orkestrası. Sü-
heyl Denizci, Fatih Erkoç, Ajlan
Büyükburç. Selçuk Sun ve Pepe
müzikleriyle renk kattı.
Türkiye'de çıkan ilk caz albü-
mü olan Erol Pekean, Tuna Öte-
nel ve Kudret Öztoprak"ın "Jazz
Semai' adlı LP'sini yayımlayan
Nova Müzik sahibi NinoVaron'un
yardımlanyla orijinal master ka-
yıtlanndan yararlanan Yeni Dün-
ya Müzik, Kültür Bakanlığı'nın
katkılanyla albümü CD olarak
hazırladı. Anma gecesıne katılan-
lara "Jazz Semai' adlı albüm bi-
rer anı olarak verildi.
Kültür Bakanı lstemihan Talay
gönderdiği yazılı açıklamada Erol
Pekcan'ın Türkiye'de ilk kez kur-
duğu caz topluluğuyla cazı tanıt-
tığını ve sevdirdiğini belirterek
Erol Pekcan'ın caz tutkusunun bir
sel gibi akmasinı>.ı ı>öy-
ledı.
Caz Derneği adına konuşan Zu-
hal Focan ise Caz Derneği olarak
lstanbul'da çok aktıf olamadıkla-
nnı ve 1991 yılından bu yana bov -
le geniş çaplı biretkınlik gerçek-
leştirmediklerini belirterek anma
gecesinin ve CD kaydının ger-
çekleşmesine katkıda bulunan
Kültür Bakanlığf na teşekküret-
ti. Erol Pekcan'ın kızı SeblaPek-
ean da geceye katılanlara teşek-
kür ederek "Onu kelimelerie an-
latmak çok güç. Caza çok emek
verdi. Bana çok onurlu bir isim ve
paha biçilmez bir plak koleksiyo-
nu bıraktı. Babamı hergün anıyo-
rum." İlham Gencer de konuş-
masında Türk cazcılanna öldük-
ten sonra değil yaşarken sahip çı-
kılması gerektiğini vurguladı.
Fatih Erkoç ise Erol Pekcan'ın
kendisi üzerinde çok emeği oldu-
ğunu ve müzikte bir şeyler öğ-
renmesi konusunda çok yardım-
cı olduğunu belirtti.
Bu yıl 10. kez düzenlenen Anburnu Ödülleri'ne son katılım tarihi 10 Mart
'Onur Ödülleri' İlhan Berk ve Atıf Yılmaz'a veriliyor
Kültür Servisi - Şair ve sinemacı Orfaon
Murat Anburnu nun anısına, şair ve sine-
macı Hüseyin Alemdar'ın kişisel çabala-
nyla her yıl gerçekleştırilen 'AnburnuOdül-
leri'nin bu yıl onuncusu veriliyor. Ödüller,
yayımlanmış şıirkitabı, yayımlanmamış şi-
irkitabı, uzun metrajlı fılm, kısa metrajlı fılm
ve uzun metrajlı film öyküsü dallannda da-
ğıtılacak. Geçen yıl başlatılan bir uygulama-
nın devamı olarak bu yıl da 'Anburnu Çi-
çeklemeleri' başlığı altında biri Türk sine-
masını diğeri ise Türk şiirini temsil eden iki
ustaya 'Onur Ödülleri' sunulacak. Bu yılki
'OnurÖdüUeri'nin sahipleri ise İlhan Berk
ve AüfYümaz.
'Yayımlanmış Şiir Kitabı Ödülü'nün sa-
hibini belirleyecek olan seçici kurul Orhan
Alkaya. Salih Bolat. Abdülkadir Budak.
Haydar Ergülen ve AB Püsküilüoğlu'ndan
oluşuyor. 10 Nisan 1998'den sonra yayım-
lanan kitaplan değerlendirecek olan kurul.
'Sabahatin KudretAksal'ın adına birde Jü-
ri Özel Ödülü verecek. Hüseyin Alemdar.
Metin CelaL Enver Ercan, Turgay Nar ve En-
gin Turgut'tan oluşan kurul ise yayımlan-
mamış şiir kitabı dalında kitap bütünlüğü ta-
şıyan dosyalan değerlendirecek.
'Uzun Metrajlı Film Ödülü' ise çeşitli ka-
tegorilerde venlecek. AytaçArman, Zeki De-
nürkubuz, Hüseyin Kuzu, Meral Oğuz ve
DervişZaim'tn değerlendirmelen sonucun-
da 'En İyi l zun Metrajlı Film'. 'Ayhan Işık
En İ>i L zun Metrajh Film", 'Arzu Okay En
İ>i Uzun Metrajlı Film' dallannda ödül ka-
zananlan belirle\'ecek. Jüri a>nca 'En tyi Ka-
dın/Yarduncı Kaduı Oyuncu1
. 'En İvi Er-
kekAardımcı Erkek O>nncu'. 'En tyi Yö-
netmen' Ödülleri ile özel ödüller de vere-
cek. Kısa metrajlı film dalının jürisi Tank
Akan. Tunç Başaran küçük tskender, tb-
rahim Karaoğlu ve Şerif Sezer'den oluşuyor.
Ödüller. 30 dakikadan uzun olmayan, ko-
nulu. v ideo ve sinerna filmlerine verilecek.
İnci Gürbü/alik. Özcan Karabulut, Macit
Koper, GülerÖkten ve ZekiÖkten'ın oluş-
turduğu "Uzun Metrajlı Film Ö> küsü Ödü-
lü'nün jürisi ise sinematografik özellık ta-
şıyan ve beş daktilo ya da bilgisayar sayfa-
sından uzun olmayan fılm öykülerini değer-
lendirecek.
Son katıhm tarihi 10 Mart 1999 olarak be-
lirlenen 'Anburnu Odüüeri'ne katılmak is-
teyenlerin. yapıtlannı 7 nüsha olarak (kısa
ve uzun metrajlı filmler hariç), bir fotoğraf
ve yaşamöyküleriyle bırlikte 'Anbumu
Ödülleri. Sadri Alışık Sokagu 27/3 Beyoğlu
80060 İstanbul' adresine göndermeleri ge-
rekiyor. Daha geniş bilgi almak isteyenler
ise 0212-251 29 61 numaralı telefonu ara-
yabilirler.
geniş zamanlar gerekıyor.
- Sokağa Çıkma Yasağı saür aralan
çokzengin bir oyun. Kendi yorumunuz-
da neleri ön plana çıkarrünız?
Bir oyunun satır aralannda neler söy-
lediği benim için çok önemli Zaten o
satır aralannda kendime bir yer bula-
biliyorsam sahnelemek isterim merni.
Metinde var olan, benim keşfetmediğim
şiddetli bir iletişimsizlik sorunu var.
Her zaman sansürden daha tehlikeli
bulduğum bir otosansür sorunu var. En
önemlisi bu konular, Türkiye'de pek
ele alınmıyor. Dünyada çeşitli oyunlar-
da bu konular ele alınıp irdelenmiştir,
ama buna yaklaşım. yaklaşımdaki ze-
kâ inceliği benim ilgimi çektiği için
oyunla aramda bağlantı kurulabildi.
Belki böyle bir üslupla anlatılmış olma-
saydı bu kadar yakın bir bağ kurulma-
yabilirdi metinle aramda. Konunun ka-
ra mizahla ele alınmış olması da benim
için çok ilgı çekici ve vurgulanması ge-
reken bir noktaydı.
Birey olabiliyor muyuz?
-Çok incebir ahyın hâkimoMuğu oyu-
nun kaba komediye kayma riskini en-
gelleyebilmek için nasıl bir yol izledi-
niz?
Kaba komedi, absürd komedi. burvar
komedisi, kara mizah dediğimiz şeyler
birbirinden o kadar ince sınırlarla ayn-
lıyor ki yönetmenin bu konuda çok tı-
tiz davranması gerekli. Ama oyun se-
yirciyle de oluşan bir şey. Siz istediği-
nız kadar bu konuda dikkatli davranm,
ne yazık ki bizde yanlış oluşmuş bir iz-
leyici yönlendirmesiyle oyunculann
her an bizim özen gösterdiğimiz nok-
talardan uzaklaşabilmesi riski var. O
risk çok daha uzun süreli çalışmalarda
risk olmaktan çıkabilir ancak. Kadro
birbirini çok daha iyi tanımış olur, ne-
__m^mm— relerde duracağım daha iyi
bilir. Fakat sanıyorum ye-
di aylıkçalışmanın sonun-
da söz ettiğimiz riskin bi-
raz dışına çıktık. Şimdi ar-
tık seyirci de pompalasa
böyle bir sapmayı oyuncu-
lar nerede duracâklannı bi-
liyorlar.
- Civan Canova, yapüğı-
mız bir söyteşide 'İletişim-
sizlik çağımızın sorunu'
diyordu. Sizce de iltetişim-
sizlik, iletişim çağının has-
talığnnı?
Soru gıbı yanıt da çift
başlı. Internet'in başına
oturduğumuzda milyonlar-
ca insana ulaşıyoruz, ama
öte yandan bir odaya kapa-
nıp çevremizden kopuyo-
ruz diyoruz. tntemet'in ba-
şına otursak da oturmasak
da dışanda son derece sos-
yal de olsak, çok sayıda
ilişkilerinmiz de olsa önem-
li olan şey ilişki kurduğu-
muz bu insanlarla ortak bir
dil oluşturup oluşturama-
dığımız. Sanıyorum ileti-
şimsizlik burada başlıyor.
Bu ilişkilerde özgün ola-
biliyor muyuz, kendi ren-
gimizi gösterip kendi koku-
muzu salgılayabiliyormu-
yuz, birey olabiyor muyuz?
Asıl sorun burada. Birey
olmak sorununun çözüm-
lendiği, bunakarşılüdı say-
gı da eklendiği noktada çö-
zümlenebilir iletişimsizlik.
- Oyun tzmit'te kendisi-
ne bir izleyici kitlesi bula-
bildimi?
İyi tiyatronun olduğu her
yerde izleyici bulunabili-
yor. "İzmit Şehir Thatrola-
n yeni kurulmuş bir tiyat-
ro. Süleyınan Demirel Kül-
tür Merkezi Şehir dışında'
dendi ama bir bakıyoruz
600 kişilik bir kültür mer-
kezinde bu oyun dolu sa-
lona oynuyor. Demek kı
bütün bu kıstaslann dışın-
da tiyatronun düzgün yapı-
lıyor, yapılırken etik kay-
gılann güdülüyor olması
gibi etkenler var. Izmit'in
üniversite gençliği de oyu-
na sahip çıktı.
IŞILDAK VE YELPAZE
ATİLLA BİRKİYE
Yazık Çocuklara!
Ortaöğrenimde okutulan ders kitaplan bizde
hep sorunludur. Satışı sorunludur. Satın alınışı so-
runludur, basımı sorunludur, hazırlanış) sorunludur,
içeriği sorunludur.
Özellikle de edebiyat kitaplan. Edebiyat kitap-
lan öyle bir hazırlanır ki -müfredata uygun olarak,
öğrencilere edebiyatı sevdirmemeyi amaçlar, san-
ki...
Talim Terbiye'ce ders kitabı olarak okutulması
kabul edilen "Edebi Metinler"\ söyle bir kanştınn-
ca, insanın tüyleri diken diken oluyor.
Edebi Metinler üç kitaptan oluşuyor. Serhat Ya-
yınlan'ndan çıkan kitaplann yazarlan, Osman Çe-
viksoy ve Ethem Baran Birinci kitapta şiir, ikin-
cisinde hikâye ve roman, üçüncüsünde tiyatro, ha-
tırat, gezi, biyografi, mektup, deneme, hitabet ko-
nulan yer alıyor.
Şiir konusu şu bölüm başlıklanyla inceleniyor
1. Tanımı, 2. Unsurlan, 3. ŞiirTahlili Metodlan, 4.
Islâmiyetten önceki Türk Edebiyatında Şiir, 5. Is-
lâmîTürk Edebiyatında Şiir.
Şiirimizin bölümlere aynlışmdaki ilkellik, içeriği-
nin çağdışılığını, dilinin eskiliğini bir yana bıraka-
lım, asıl üzerinde önemle durulması gereken,
"Cumhuriyet Sonrası Türk Şiirinden örnekler"
bölümü.
Bu bölüm, beşinci bölümün, yani "Islâmî Türk
Edebiyatında Şiir" başlıklı bölümün alt başlığı ola-
rak ele alınıyor! (Sanınm burada yoruma gerek
yok!) Bölüm için seçilen şairler de şunlar:
Cahit Sıtkı Tarancı, Ahmet Hamdi Tanpınar,
Necip Fazıl Kısakürek, Arif Nihat Asya, Orhan
Veli Kanık. Bu şairler birer şiırleri, yaşamöyküle-
ri ve sanatlanna ilişkin bilgilerle ("Gerekli Bilgiler",
"Edebi Kişiliği", "Eserleri", "Metin Hakkında")
alınmış.
Öteki şairler ise yalnızca bir şiirle alınmış: Se-
zai Karakoç, Attilâ İlhan, Zeki Ömer Defne,
Fazıl Htisnü Dağlarca, Behçet Necatigil, Nüz-
het Erman, Mustafa Necati Karaer, Yahya
Akengin, Yavuz Bülent Bakiler.
Zeki Ömer Defne'ye bir sayfa yer ayrılmış; ama
orada yok! Daha doğrusu, içindekilerde bir sayfa
gözüküyor (223. sayfa); oysa 223. sayfada yine -
bir kez daha- "birsayfalık" Arif Nihat Asya var ("Ge-
rekli Bilgiler" ve "Edebi Kişiliği" bölümleriyle).
Tabii ki çağdaş şiirimize imzasını atan. Nâzım
Hikmet, Ahmet Muhip Dıranas, Melih Cevdet
Anday, Oktay Rifat, Cahit Külebi, ilhan Berk,
Ahmed Arff, Can Yücel, Turgut Uyar, Edip Can-
sever, Cemal Süreya ve daha nıceleri yok.
Şair olarak, edebiyatımızda nasıl bir yerleri var
ki Nüzhet Erman, Mustafa Necati Karaer, Yahya
Akengin, Yavuz Bülent Bakiler yer alıyor! Acaba,
hangi önemli şiirantotojisine alınmışlar? Birde dil'de
inanılmaz bir "baskı" var. Bütün ders kitaplann-
da, 12 Eytül sonrasında "yeniden kunılan" Türk
Dil Kurumu'nun Imla Kılavuzu'na uyulacak! Yıllar-
ca süren, günahı ve sevabıyla onca birikime ne
oldu!
Omer Asım Aksoy'un başkanlığında hazırlanan,-
hepimizfn kullanabilecsgi (Uzerirfcle uztaşılâbiletse^'!
bir Ana Yazım Kılavuzu var. Niye, Ömer Asım Ak-
soy gibi birinin birikimi, katkılan görmezden geli-
nip bir kalemde siliniyor!
(Şimdiki Türk Dil Kurumu'nun yayımladığı son
Imla Kılavuzu'nda -Ankara, 1996-, ne hikmetse,
"w" harfinden iki sözcük alınmış: VValkman, wes-
tern. Şu sorulan sormadan edemiyoruz:
"W", Türk alfabesinde yer alan bir harf mi?
VValkman ile vvestern'in bizim yazım kurallannı
gösteren kılavuzda ne işi var? Örneğin niye "the"
yok! Öyle ya Taksim'in orta yerinde, koca bir ote-
lin kapısına kocaman yazılmış duruyorken!)
Son bir soru da şu:
Okul kitaplan, özellikle de edebiyat, tarih gibi ko-
nuları işleyen kitaplar ne zaman çağdaş bir düze-
ye ulaşacak?
Tahsin Yücefçten •
'Söylemlerin İçinden'
• Kültür Servisi - Tahsin Yücel'in 'Söylemlerin
İçinden' adlı kitabı Yapı Kredi Yayınlan'ndan çıktı.
Her söylemin ardında bir mitos, bir ideoloji,
kısaca bir anlam evreni bulunduğu savmdan yola
çıkan Yücel, bugün insanlan dört bir yandan
kuşatan. benliklerini yoğurarak onlan eşbiçimli ve
eşdeğer yaratıklara dönüştürmeye yönelen nice
söylem alanından birkaçına el atıyor yapıtında.
Mutfak ve futbol söylemlerini, çağdaş aşk
şarkılannı, siyasal söylem ve bağlamlannı,
Lady Diana'nm ardından yazılanlan ve son olarak
da bir Karatepeli masalını belirli bir yöntemsel
yaklaşımla çözümlüyor. Ancak kitap salt
göstergebilimsel birer çözümlemeyi değil,
deneme tadı taşıyan birbirine paralel yedi yazıyı
içeriyor.
TaiMhçbıin Mutlağı'nda bugün
• Kültür Servisi - Tanh Vakff nın her ayın
üçüncü perşembesi düzenlediği "Tarihçinin
Mutfağı' adlı söyleşi dizisinin bugünkü konuğu
Prof. Dr. Chnstoph K. Neumann. Munich
Ludvvmgs-Maxımillan Üniversitesi'nde ağırlıklı
olarak Osmanlı tarihi ve Türk edebiyatı
alanlannda eğitim alan ve Ege Üniversitesi Tarih
Bölümü'nde eğitimine devam eden Neumann'ın
Türkoloji ve geç Osmanlı tarihi konusunda
yayımlanmış pek çok eseri bulunuyor. Neumann,
1998 Ekimi'nden bu yana İTÜ Fen Edebiyat
Fakültesi Insan ve Toplum Bilimi Bölümü'nde
misafir profesör olarak görev yapıyor.
(227 37 33-34) ' • .
İrlandalı yazar Moore öldii
• BELFAST (AA) - Irlanda'nın en iyi yazarlanndan
Brian Moore, ABD'nin California eyaletinin Los
Angeles kentinde 77 yaşında öldü. Moore'un
kardeşi Seamus. Irlanda'da yayımlanan
The Irish News gazetesine yaptığı açıklamada,
kardeşinin yılbaşından bu yana hasta olduğunu ve
sağlık durumunun geçen pazartesi günü
kötüleştiğini söyledi. 1956'da yazdığı ve filmi
çekilen 'The Lonely Passion of Judith Hearne'
adlı romanıyla beğeni kazanan Moore, Belfast'ta
doğdu. 1948"de Kanada'ya göç etti ve Montreal
kentinde gazeteci oldu. Moore, daha sonra ikinci
eşiyle ABD'nin Los Angeles kentinin Malibu
sahiline yerleşti. Yazann yapıtlan arasmda
The Emperor of Ice Cream, The Luck of
Ginger Coffey, The Doctor's Wife ve Black Robe
yer alıyor.