Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 OCAK 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI 13
ŞİRKETLERDEN
• MAVİJEANS, 98-99
sonbahar-kış sezonunda
yüzde 30'a varan indirim
gerçekleştirivor. İndirim,
450 Ma\i Jeans saüş
noktasmda 1999 ükbahar-
yaz koleksiyonu \itrinlere
girene dek devam edeeek.
• TEB YATIRIM,
Osmanlı tahvıl ve hisse
senetlerinden oluşan
koleksiyonu takvım haline
getirdi. Takvimde, Osmanlı
İtibar-ı Millı Bankası'nın
nama yazılı hisse senedi,
Izmir Aydın Osmanlı
Demiryolu Şirketi'nin hisse
senedi, Osmanlı Devlet
Bağdat Demiryolu tahvil ve
Şirket-ı Hayriye'nin hisse
senedınin yanı sıra Türkıye
Cumhuriyeti devlet
tahviline de yer verilıyor.
• YAPIKREDLTürk
futbol tarihinde önemli yer
tutan 1965-1975 arasında
105 futbol maçının
göriintülerini belgesel haline
getirdi. 55 dakika
uzunluğundaki belgeselde,
dönemin futbol yüdızlannın
görüntüleri, teknik
direktörier ve spor
yazarlanyla yapdmış
röportajlar ve maçiar yer
alıvor.
iUCısco^ Pov/ered Netvvork-
• C1SCO Sistem, yeni
programı CPN'yi (Cisco
Powered Network)
Türkiye'de tanıtıyor. CPN,
servis sağlayıcılan ve
network ağına sahip
firmalaca hizmet kalitesini
artnraıa ve pazarlama - -
konusunda destek olmayı
amaçlıyor.
• ARMADA Dış Ticaret,
Elefanten ve VVortmann'ın
ürünlerini Avakkabı Moda
Fuan'nda tuketicive tanıttı.
Elefanten çocuk ayakkabı
çeşitleriyle dikkat çekerken
\\ortmann üriinleri
bayanlann beğenisini
topiadı.
• LlKOM Yazılım, 2000
yılı sorununa ilişkin çözüm
seçenekleri sunuyor.
Likom'un çözüm
seçeneklen ise şöyle:
Kurumda bulunan alt
sistemlerinin 2000 yılı
sorunundan anndınlmış
yeni teknolojilere uygun
olarak baştan
geliştirilmesini ifade eden
"Yeniden Mühendislik" ya
da tarih bilgilerinin
düzeltılmesini sağlayan
yazılımlann kullamlması
anlamına gelen "Otomatık
Çözüm Araçlan
Kullanımı".
• DELTA
HAVAYOLLARI, İstanbuJ-
ABD arasındaki ikinci
aktarmasız hatnnı 1999 yaz
sezonunda açacağuu
duyurdu. Delta'nın
önümüzdeki yaz
sezonunda İstanbuTdan
Atlanta'va haftada üç gün
yapacağı direkt seferler 2
Haziran 1999 günü
başlayacak.
• DEMİRDÖKÜM, 6
Ocak-28 Şubat tarihleri
arasında gerçekleştireceği
yeni bir kampanya
düzenliyor. Başlattığı
kampanya ile
Demirdöküm, İGDAŞ
abonelik işlemlerini
bayilerinde gerçekleştiriyor.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Aralık 1999'da oluşturulacak
Sîyasinüfuz kavgası
Uzmanlara göre asıl sorun denetimde
'Politikacı bankalara bulaşmasm'
ÖZLEMYÜZAK
Yasa tasansının yaşama geçirilmemesi
yüzünden bankacılık sektörü her gün yeni
bir yara alırken uzmanlar tasannın bir
reform niteliği taşımadığını, yalnızca yasal
boşluklan kapatmayı hedeflediğini,
siyasetçilerin bankalar üzerinde etkili olma
isteklerini sürdürmeleri halinde hiçbir ise
yaramayacağmı vurguluyorlar.
ABD'de öğretim üyeliği görevini
sürdüren eski Merkez Bankası Başkanı
BûJcnt Gültckin, bankacılık
sektörünün bu denli karmaşa içinde
olmasının asıl sonımlusunun siyasetçiler
olduğunu ileri sürerek "Özerk kuruluş
yaratamayan ülkeler özerk denetim
yapamazter'* diyor. 1994 krizinin de önce
bankacılık kesiminden başladığına dikkat
çeken Gültekin "O dönem bankaların çok
fazla risk almalanndan ve açık
pozisvonlannın denetlenmemesinden
dolayı kriz başlamıştı. Önlem alınmazsa
çok daha kötü duruma girilebilir"
uyansında bulundu.
Gazetemiz yazan ve akademisyen Öztin
Akgüç de sorunun yasada dcğıl
uygulamada olduğunu belirterek
"Türkiye'de her şeye pofitika kanstığı
sürece bir sonuç alınması mümkün değü"
şeklinde konuştu. Denetimin önemini
vurgulayan Akgüç "Bugüne kadar
bankalar var olan yasalan bile görmezden
geküler, açık kapılar buldular ya da
yararülar. Örneğin yasada ortaklara fazla
kredi verilemez diye bir madde var. Ancak
paravan şirketler kurutarak milyonlarca
dolar kredi akıCıldı" dedi.
• DYP'nin, Bakanlar Kurulu'nca belirlenerek Bankacıhk
Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nda yer alacak üyelerin
6 yıl boyunca görevde kalacağı kaygısıyla bankalar yasa
tasansı üzerinde pazarhk yaptığı iddia edildi.
• Yasanın bir an önce çıkmasını isteyen DSP, denetleme
kurulu ile ilgili maddenin sadeleştirileceğini açıklarken,
ANAP'ın tasanya destek vermeyeceği belirtiliyor.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-
Anayasa Mahkemesi karanna göre
en geç 5 ay sonra yürürlüğe girme-
si gereken yeni Bankalar Yasası üze-
rinde uzlaşma sağlanamıyor. DYP.
Bankacılık Denetleme ve Düzenle-
me Kurulu'na siyasi bağlılık ister-
ken. DSP'nin tüm cabalanna karşın
yasanın engellenmeye çalışıldığına
dikkat çekildi. DSP'li Sanayi ve Ti-
caret Bakanı MetinŞahin. Bankacı-
lık Denetleme ve Düzenleme Kuru-
lu'na ilişkin maddenin sadeieştirile-
rek yeniden yazılacağını bildirirken,
kurulun oluşum tarihinin mayıs ayın-
dan Aralık 1999'a çekilmesinin plan-
landığını kaydetti. DYP Izmir Mil-
letvekili UfukSövtenıezıse. kurulun
Euro'lu yaşamla Türkiye'nin dış ticaretinde de yeni bir dönem başhyor
6
Şirket birleşmeleri artmak'
Ekonomi Servisi - A\ rupanın or-
tak para bınmı Euro'nun Türk dış
ticaretini arttıncı etkisi olacağı, an-
cak rekabetin yoğunlaşması nede-
niyle Türk yatınmcılann Avrupa
firmalanyla ortaklık kuımalannın
yararlı olacağı belirtildi.
Dış Ticaret Müsteşarlığı'nca
(DTM) hazırlanan "Ekonomik Pa-
rasal Biriik Sürecinde Euro'ya Ge-
çtş" raporunda. ortak para bırimı-
nin dünya ticaretıne ve Türkıye'ye
olası etkıleri değerlendinldi. Ra-
porda, son 5 yılda Türkıye"de yapı-
lan yabancı yatınmlar içinde AB
ülkelerinin payının yaklaşık yüzde
70 düzeyınde gerçekleştiği vurgu-
landı. Raporda. Euro'nun Türki-
ye'ye etkıleri ve bunun içın yapıl-
ması gereken hazırlıklar şöyle sıra-
landı:
- AB genetinde finna baztnda ye-
niden yapılandırma faalivetieri, ev-
• Dış Ticaret Müsteşarlığı'nca hazırlanan
"Ekonomik Parasal Biriik Sürecinde
Euro'ya Geçiş" raporunda, ortak para
biriminin dünya ticaretine ve Türkıye'ye
olası etkileri değerlendinldi.
lüikler ve satın almalar vaşanacak.
Bu ortamda Türkiye'nin AB ile olan
ticari ilişkjlerini geliştirebilmesi, re-
kahetgücünü artürabilmesi ile doğ-
ru oranbh bir hale gelecek. Avnıpa-
lı firmalaria ortaklık arayışı içine
girilmeli. parasal biriik sonrasmda
artacak rekabet ortamına ağıriık
verümeli.
- Türkiye'nin AB'ye tam üyelik
hedefine ulaşmada, politik unsur-
lann vanı sıra makroekonomik un-
surlarda da bellı kriterleri yerine
getirmesi zorunlu olacak. Türki-
ye'de, makroekonomik istikrann
gerçekleştırilmesı yönünden önem-
li adımlan atılmalı kronikleşen enf-
lasyon. bütçe sosyal güvenlik sis-
temi açıklan, başta vergi reformu
olmak üzere alınacak yapısal ted-
birlerle Maastricht kriterlerine uyum
sağlayacak seviyelere indirilmelidir.
-1999 yihna kadar Türkiye'nin
Eurobond ihraçlanndan kaynak-
lanan yükümlülükkrinde bir deği-
şiklik ohnayacak. Ancak bu tarih-
ten sonra ihraç edilecek tahvillerin
Euro cinsinden olması gerekecek.
- 1999'dan önce çıkarılmış ve
ödemesi 2002 yılına aşacak enstrü-
manlann Euro'ya dönüştürülmesı
gerekiyor. Dönüşümoranlan 1 Do-
lar=l Euro olarak belirlenecek. Eu-
ro'ya geçişin sabit faizli enstrüman-
lar için uygulanacak faizlerde bir de-
ğişime yol açmayacağı düşünüldü-
ğünde. ulusal paralann Euro'ya dö-
nüştürülmesi dış borç açısından ek
bir maliyet getirmeyecek.
- Geniş pi>asa araştırmalan ya-
pılması> la firmalara daha dinamik
biryapı kazandınlmalı \e Avrupa
piyasalanna «irnıeleri kolaylaşönl-
mah.
- Topluluk ülkesi ileçahşan itha-
latçı ve ihracatçılar, tek para birimi
ile işlemlerini yürütebilme serbes-
tisine sahip olacak ve işlem mali-
yetleri açısından önemli bir tasar-
ruf sağlanacak.
- Kanlımcı ülke ulusal paralan ile
Euro arasındaki değişim kunınun
betiıienmiş olması. Türk ihracat ve
ithalalçılanna Euro cinsinden soz-
leşme yapma imkânı verecek.
tamamen sektör içinden atanacaklar-
la, dışandaki çeşitli kurum ve kuru-
luşlan temsiien atamalarla oluşturul-
masının sakıncalı olduğunu belir-
tirken. "Kurulun seçim sonrası oluş-
turulacak hükümet tarafından atan-
masının ve oluşrurulmasının daha
dogru olduğunu sö> lüyoruz" dedi.
DYP'nin, Bakanlar Kurulu'nca
belirlenerek Bankacılık Düzenleme
ve Denetleme Kurulu 'nda yer ala-
cak üyelerin 6 yıl boyunca görevde
kalacağı kaygısıyla bankalar yasa
tasansı üzerinde pazarlık yaptığı id-
dia edildi. ANAP'ın da tasanya des-
tek olmaya yanaşmadığı savlandı.
Sanayi ve Ticaret Bakanı Metin Şa-
hin, kurulla ilgili siyasi kaygılara
ilişkin şunlan söyledi:
"Bu kaygı komis\onda
görüşülürken de vardı. O
zaman seçimleri takipeden
veya yılı takip eden 3. ve 5.
a> arasında yeni hükümet
kurulduğunda bu kurul
oluşsun yaklaşımı vardı. Ay-
nı ilkeden hareketle >ine se-
çimden sonra kurul oluş-
turulacak. Daha ileri bir
süreye bıraktık. \la\ ts ayı
deniyordu. Ama hükümet
hemen kurulamayabilir.
Aralık ayına atıldL"
Şahin. kurulun üye sayı-
lan ve bağımsızlığına iliş-
kin herhangi birdeğişiklik
olmadığını belirtirken, "Sa-
dece bu düzenlemevedenet-
leme kurulunun oluşumu
ve çalışmasıyla ilgili yeni-
den düzenleyelim dedik. Sa-
deteştirelim dedik. Çok ge-
niş yazılmıştı, atıflar vardı.
O nedenle yeniden yazıla-
cak" dedi.
İTO
Işler
yolunda
gitmiyor'
Ekonomi Servisi -
Istanbul Ticaret
Odası (İTO) bugün
117. hizmet yılını
kutluyor. İTO
Yönetim Kurulu
Başkanı Mehmet
Yüdınm. 1999 yılına
umutla bakmadığını
belirterek.
"Politikadan
ekonomiye, adaletten
eğitime kadar hiçbir
alanda işler ivi
gitmiyor. Ankara'daki
siyasetçiler kişisel
beklentilerinin
gölgesinde politika
yapıyor" dedi.
117yaşında
tTO'nun 117. kuruluş
yıldönümü nedeniyle
bir mesaj yayımlayan
Yıldınm.1998
yılının Rusya'daki
ekonomik iflas. \ergi
mevzuatındaki
yanlışlık ve politik
belirsizlik yüzünden
son derece kötü
bittiğini söyledi.
İTO'nun 1998 yılını
başanyla
tamamladığını da
belirten Yıldınm,
Oda'nın 117.
yılında toplumun, iş
âleminin güncel ve
yapısal sorunlan ile
ilgili 23 önemli
araştırma
gerçekleştireceğini
kaydetti. Yıldınm,
Oda'nın ekonomik
sorunlann üzerine
çözüm önerileri ile
gideceğini ifade etti.
1999 yılının İTO için
bir seçim yılı
olacağını da
kaydeden Yıldınm,
dört yılda bir yapılan
İTO Meslek
Komiteleri
seçimlerinin de
kasım ayında
gerçekleştirileceğini
bildirdi. Öte yandan
ÎTO. kutlama
kapsamında bugün
iftar yemeği verecek.
Cakarta'da çocuklar, Dünya Bankası'nın yoksuDara verdiği yardımın kendilerine ulaşmamasmı protesto ettiler.
Yoksula Dünya Bankası yardımıNVASHINGTON (AA) - Dünya
Bankası Yönetim Kurulu, yoksul ül-
kelere 3 yıl içinde 20.5 milyar dolar
mali yardtm yapıtmasını onayladı.
Dünya Bankası Sözcüsü John Do-
naldson, bankaya bağlı Uluslararası
Kalkınma Ajansı (IDA) tarafından
sağlanacak 20.5 milyar dolar tutann-
daki uzun vadeli ve sıfir faizli kre-
diden 80 yoksul ülkenin yararlana-
cağını bildirdi.
Ancak IDA progTamından yarar-
lanmak isteyen yoksul ülkeler, Dün-
ya Bankası'nın koyduğu katı kural-
lan yerine getırmek zorunda.
Krizin en çok sarstığı ülkelerin ba-
şmda gelen Endonezya'nın başken-
ti Cakarta'da çocuklar ve aileleri,
Dünya Bankası'nın yoksullara ver-
diği yardımın kendilerine ulaşma-
masını protesto ettiler.
Ellerinde " Dolarrefahı garanti et-
mez" yazılı pankartlarla yürüyen En-
donezyalılar, ekonomik koşullar yü-
zünden çocuklannın okulu bıraktığı-
nı belirttiler.
IDA tarafından yapılacak mali yar-
dımın 3.3 milyar insanı kapsadığını
belirten Donaldson, dünyada yakla-
şık 1.2 milyar insanın günde bir do-
lann altında bir maliyetle yaşadığı-
nı kaydetti
Donaldson, IDA programı çerçe-
vesinde sağlanacak yardımın yüzde
40'ının yaşam standardının yüksel-
tilmesine. yüzde 50'sinin de ekono-
mik reform programlannın uygulan-
ması ve özel sektörün geliştirilme-
sine harcanacağını kaydetti
Yasa sadeleştiriliyor
Şahin, kurulun oluşumu-
nun aralık ayınabırakılma-
sının, Anayasa Mahkeme-
si'nce tanınan 6 aylık süre
göz önüne alındığinda ban-
kacılık sektöründe dene-
tim sıkıntısı yaratıp yarat-
mayacağına ilişkin soru
üzerine, yaptınm maddele-
rinin hemen yürürlüğe gı-
receğine dikkat çekti. Şa-
hin, kurulun oluşturulma-
masının etkilemeyeceğini,
zaten yasanın mantığının
bankalann ilişkileri ve iş-
leyişlerine ilişkin düzenle-
melere dayandığını kaydet-
ti
Metın Şahin. "Sorumlu-
luklar getiriyoruz. O za-
man yanhş işlemlerolamaz.
Komisyondan geçen mad-
deter, şahsi sorumluluk. On-
lara da DYP'nin zaten iti-
raztyok" dedi.
Şahin, DYP'nin tasan
üzerindeki tereddütlerinin
hemen tamamının gıderil-
diğini belirtirken. DYP tz-
mirMilletvekili Söylemez,
"Özellikle Bankacılık Ku-
rulu'nun oluşturulup oluş-
tunılamaması, göreve baş-
lama süresi. atanma biçi-
mi konusunda hâlâ bizim
rezervlerimiz ve mutaba-
katsızhğunız sürmektedir.
Bu konuda. DSP tarafı
,\NAP ile de görüşecek. Bu
iş, bayramdan sonraya ka-
lır" diye konuştu.
Bankalar yasa tasansı-
nın şubat ayından önce gün-
deme giremeyeceğini sa-
vunan Söylemez, yasanın
bu hükümet döneminde çı-
kanlmasının zorunlu olma-
dığını. seçimden sonra ge-
lecek hükümete bırakılma-
sının daha doğru olacağı-
nı da ileri sürdü.
TÜRMOB Başkanı Mustafa Özyürek, yeni vergi yasasını eleştirdi
4
Güç dengesinde bankalar kazandı
9
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
-Türkıye Serbest Muhasebecı Ma-
li Müşavırler ve Yeminli Mali Mü-
şavirlerOdalan Birliği (TÜRMOB)
Başkanı Mustafa Ozyürek. geçici
verginin ilk ödeneceği tarih olan ma-
yıs ayında tepkilerin artacağını sa-
vunurken mali milat ve envanter af-
fıylaoluşturulan "neredenbuldun''
sisteminin temelinde açıklar olduğu-
nu söyledi. Özyürek. yeni vergi ya-
sasında banka ve borsacılara yöne-
lik ödünlerin anayasaya aykın ola-
rak geçici bütçeye yerleştirildiğine
dikkat çekerken ücretlilere yönelik
ayn bir gelir vergisi tarifesı getinl-
memesinı eleştirdi. Sabancı nın da
bir işçmin de aynı gelir \ergisi tari-
fesı üzerinden vergilendirildiğini
söyleyen Özyürek. Türkiye'de bir
grubun Avrupa düzeyınde, bir gru-
bun ise Afrika düzeyinde yaşadığı-
na dikkat çekti.
Ankara Serbest Muhasebeci ve
Mali Müşavirler Odası (ASMMM)
tarafından düzenlenen "Vergi Siste-
mi veDc0şikliklerinin Ekonomhv Et-
kiteri"" konulu panel dün. Hilton Ote-
li'ndeyapıldı.
Panelin açılışında konuşan Özyü-
rek, bir ülkede siyaset düzeltileme-
miş, ekonomik ve sosyal sorunlar
düzlüğeçıkanlamamışken "tekba-
şına vergi yasasının sorunlan çöze-
ceği" iddiasının ha\ada kaldığını
söyledi. "Enflasyonunyüksekoldu-
ğu, gelir dağılımının çarpıklaştığı,
çek- senet tahsil edebilmek için maf-
yava başv urulduğu bir ülkede daha
gerçekçi>aklaşmaln K" dıyen Özyü-
rek, yeni vergi yasasından önce de
yasal düzenlemelerin kötü olmadı-
ğını, ancak uygulamadan yeterli so-
nuç ahnamadığına dikkat çekti.
'KDVfo indirim yok'
Özyürek, KDV oranlannda indi-
rim yapılmadığı gibi yıllık yerine
aylık iade sistemine geçilmemesini
eleştirirken "Enflasyon karşısında
yüzde 80-90 eririyorsunuz. tnsanlar
bütünyıi boyunca topbmayıp,son ay-
larda toplamaya kalkınca naylon fa-
turalar çıkıyor ve buna katlanmak
zorunda kalryoriar. Sistemdegarip bir
inançsızhk oluşmuş. Ccretin wrgi-
lendirilmesinde korunması gereken
emekçi kesimin tek hakkı da budur.
Özel indirim falan sembolik düzen-
lemelerdir" diye konuştu.
Öz\ürek. geçici \ergi düzenleme-
sinın altyapısı bulunmadığmı, Tür-
kiye koşullannda kazanılmayan ge-
linn vergilendirilmesi anlamına gel-
diğini savunurken hata payının yüz-
de 20 yerine yüzde 10 olarak belir-
lenmesinin sakıncalannın gelecek
günlerde ortaya çıkacağını anlattı.
TOBB başta olmak üzere 5'li sivil
inisiyatıfin desteklediği hükümetın
vergi yasasındaki yanlışlara göz yum-
masını eleştiren Özyürek, "Biz bu
önerimizde iş çevTelerinden destek
görmedik. Şinıdiki tepki gösterme-
liktir. Yüksek sesk şikâyetten öteye
gjtmez" dedi.
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Çiller'in Önlenemez
Yükselişi (!)
Geç saatlerdeydi, kaçırmış olabilirsiniz. Bir ar-
kadaşımın "Katlanabilirsen Çiller'i izfe" uyarısıyla
zaping yaptım. Çiller, zafer kazanmış komutan
edasıyla soluksuz atışlannı yapıyordu.
Haber programını yapan arkadaşımız, Çiller'in for-
munda, saldırgan atışlan karşısında sinmiş, soru
soramamanın, konuşmayı durduramamanın, ger-
çeklerin böylesine ters yüz edilebilmesine tepkisi-
ni ancak arada sinirli bir kahkahayla gösterebiliyor-
du. Çiller'in belli ki umuru bile değildi. Coştukça,
hızını alamıyordu.
Babasından kalmış, nasıl edindiğini defalarca
açıkladığı(l) malvarlığının hesabını mı verecekti?
Böyle bir kavramın düşünülmesi bile çok tehlikeli
olabilirdi, yol olurdu.
Erez'in hükümet kurmasına izin vermeyip, Ece-
vit'e hükümet kurdurmakla Türkiye'de demokra-
siyi bir kez daha kurtarmıştı. Yatıp kalkıp Çiller'in
variığına, yaptManra şukretmeliydik. Erbakan'lı Re-
fah'lı iktidarda sosyo-ekonomik politikaların şeri-
at çizgisine çekilmesine engel oluşturmuş, tam
tersine onları düzen partilerinin çizgisine getirme-
yi başanmıştı. Şeriat tehdidi karşısında demokra-
si güvencesi tabii ki oydu.
Ekonomiyi, iktidariannda kurtarandı. Ekonomi-
yi bilen, bilimle pratiği buluşturan da oydu. Onun
yokluğunda her şey berbat edilmiş, ekonomi ba-
tırılmıştı. iyi ki vardı. Ekonomiyi bilmeyenlerin çok
daha kötü işler yapmalarına engel oluşturuyordu.
"Çeteler, temiz toplum" diye yola çıkanlar, çe-
telerin, her tür kiriiliğin bataklığında yüzüyorlardı.
Zaten Yılmaz hükümetinin düşürülmesini bu ne-
denle sağlamıştı. Demirel'e demokrasiye aykm
işler yaptığı için kızıyordu, ona da dersini vermiş-
ti...
Arada bir ağlaması zayıflığından değildi. Onun
önünde durabilecek, kararlıhğından döndürebile-
cek güç yoktu. Halkına yapılan kötülüklere, yüre-
ği dayanamadığı için gözyaşları akıyordu...
Kendimızı bildiğimizden beri başımızdan eksik
olmayan, günahları sayılamayacak kadar çok, ki-
şisel çıkar ve tutkulan için yapamayacaklan yok,
siyasi liderlerimizin en büyük ortak günahlan Çil-
ler'i yeniden kuyudan çıkarmak olabilir mi?
Çiller'in önlenemez yükselişi(l) Türkiye'deki çık-
mazlann, yaşadığımız çarpık olayların galiba en
güzel açıklaması, aynası oluyor...
Insanlar sorguda, işkencede ölürken, siyasi ya
da çetelere bulaşık suçlulann açiklanamaz intihar-
lan, gözaltında kayıplaryaşanırken, Susurluk'un ki-
lit ismi Çatlı'nın kanlı katliamlannın tetikçısi Haluk
Kırcı'nın "ifade vermeme" hakkını kullanarak va-
tanı, milleti kurtaran kahraman edasıyla mahkeme-
ye çıkarılabilmesine hiç ama hiç şaşırmıyorum.
Polisin Cumartesi Anneleri'ne katlanamamasını
çok ama çok iyi anlıyorum.
Üniversitelerde ülkücü tosunlann kavgadaşlan
polislerin korumasında kuş uçurulmayan kapı kont-
rollerine rağmen üniversiteler içinde baltalı saldı-
nlar düzenleyebilmeleri elbette olağan olacak. El-
bette güvenlik güçleri, karşılannda kamu çalışan-
larını, işçileri, kızdıklan siyasal grupları buldukla-
nnda, Allahlanna (!) sığınıp saldınrlarken, yandaş-
larının yasadışı eylemlerinde kollama görevi yapa-
caklardır.
Elbette yaşamın her alanında her tür deformas-
yon, kokuşma, çıkarcılık, vurgun düzeni sonuçla-
n ile karşı karşıya kalacağız...
Türkiye'nin en köklü üniversitesinde bile ders-
lerin çoğu boş geçecek, hastanelerde en yaşam-
sal hizmetler aksayacak; hocalar paranın peşinde
koşturuyor olacaklardır. Para, toplumun etik değer-
lerine en bağlı aydın kesimini bile satın alıp yoz-
laştıracaktır.
Sermaye;haksızkazançtasınırsızözgür olacak,
en küçük bir sıkışıklıkta işçiye en ağır bedeli öde-
tecektir. Kirlenmeden payını almış sendıkal hare-
ketin, emeğe yönelik her tür saldın karşısında se-
si soluğu çıkmayacaktır. Emeğin canının alabildi-
ğine yakıldığı şu günlerde bile, sendika liderlerinin
aklı fikri siyasi partilerden birinden milletvekilliği
kapmada olacaktır.
Bütün partilerde liderlerin diktatörlüğünde açı-
lan milletvekilliği, belediye başkanlığı pazarlannda,
akıl almaz çirkin siyasi oyunlar, hesaplar, transfer-
ler yaşanacaktır.
Balık baştan kokmuştur.
IMF heyeti
geliyor
• 27 Ocak Çarşamba günü Türkıye'ye
gelecek olan IMF heyeti ile Yakın İzleme
Anlaşması çerçevesindeki gelişmeler
değerlendiri lecek.
ANKARA(AA)-Ulus-
lararası Para Fonu (IMF)
Türkiye Masası Şefı Mar-
tin Hardy başkanlığında-
ki IMF heyeti, görüşme-
lerde bulunmak üzere 27
Ocak Çarşamba günü Tür-
kiye'ye geliyor.
En son ekim ayında
Türkiye'ye gelen Hardy
başkanlığındaki IMF he-
yeti, bu ziyaretinde de
"Yakın İzteme" anlaşma-
sı çerçevesindeki geliş-
meleri gözden geçirecek.
Bütçe çok önemli
Hazine Müsteşarlı-
ğı'ndan yapılan açtkla-
maya göre, IMF heyeti 27
Ocak-8 Şubat 1999 tarih-
leri arasında Ankara ve
Istanbul'da kamu ve özel
sektör temsilcileri ilegö-
rüşmeler yapacak.
1998 yılı gelişmeleri ve
1999 yılı beklentilerinin
değerlendirilmesi bekle-
nirken heyetin özellikle
bütçe gerçekleşmesi hak-
kında bilgı alacağı, önce-
ki hedeflerle gerçekleş-
meleri karşı laştıracağı
kaydediliyor.
Görüşmelerde stand-by
benzeri, mali kaynak içe-
ren bir anlaşmanın ön gö-
rüşmelerinin de yapılabı-
leceği belirtiliyor.
Bu arada, uluslararası
finans kuruluşlan, Türki-
ye'nin IMF önündeki iti-
bannm yüksek olduğunu,
küresel knz içinde, mali
yardım içermeyen biran-
laşma imzalayarak ilk üç
aylık hedefteri yakalayan
tek ülke olduğunu belir-
tiyorlar.
Aynı kuruluşlar 1998'-
in son dört ayında küresel
krizin azizliğine uğrayan
Türkiye'nin mali yardımı
hak ettiğıni vurguluyor-
lar.
Uluslararası finans ku-
ruluşlan, Türkiye'nin se-
çimlerdenönce, IMF'den
bir mali yardım alması-
nın zor olabilecegine ve
IMF'nin üç yıllık bir prog-
ram için seçimlerin sonu-
cunu görmek isteyebilece-
ğine de dikkat çekiyorlar.