17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 OCAK 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMI 13 ŞİRKETLERDEN • MAVİJEANS, 98-99 sonbahar-kış sezonunda yüzde 30'a varan indirim gerçekleştirivor. İndirim, 450 Ma\i Jeans saüş noktasmda 1999 ükbahar- yaz koleksiyonu \itrinlere girene dek devam edeeek. • TEB YATIRIM, Osmanlı tahvıl ve hisse senetlerinden oluşan koleksiyonu takvım haline getirdi. Takvimde, Osmanlı İtibar-ı Millı Bankası'nın nama yazılı hisse senedi, Izmir Aydın Osmanlı Demiryolu Şirketi'nin hisse senedi, Osmanlı Devlet Bağdat Demiryolu tahvil ve Şirket-ı Hayriye'nin hisse senedınin yanı sıra Türkıye Cumhuriyeti devlet tahviline de yer verilıyor. • YAPIKREDLTürk futbol tarihinde önemli yer tutan 1965-1975 arasında 105 futbol maçının göriintülerini belgesel haline getirdi. 55 dakika uzunluğundaki belgeselde, dönemin futbol yüdızlannın görüntüleri, teknik direktörier ve spor yazarlanyla yapdmış röportajlar ve maçiar yer alıvor. iUCısco^ Pov/ered Netvvork- • C1SCO Sistem, yeni programı CPN'yi (Cisco Powered Network) Türkiye'de tanıtıyor. CPN, servis sağlayıcılan ve network ağına sahip firmalaca hizmet kalitesini artnraıa ve pazarlama - - konusunda destek olmayı amaçlıyor. • ARMADA Dış Ticaret, Elefanten ve VVortmann'ın ürünlerini Avakkabı Moda Fuan'nda tuketicive tanıttı. Elefanten çocuk ayakkabı çeşitleriyle dikkat çekerken \\ortmann üriinleri bayanlann beğenisini topiadı. • LlKOM Yazılım, 2000 yılı sorununa ilişkin çözüm seçenekleri sunuyor. Likom'un çözüm seçeneklen ise şöyle: Kurumda bulunan alt sistemlerinin 2000 yılı sorunundan anndınlmış yeni teknolojilere uygun olarak baştan geliştirilmesini ifade eden "Yeniden Mühendislik" ya da tarih bilgilerinin düzeltılmesini sağlayan yazılımlann kullamlması anlamına gelen "Otomatık Çözüm Araçlan Kullanımı". • DELTA HAVAYOLLARI, İstanbuJ- ABD arasındaki ikinci aktarmasız hatnnı 1999 yaz sezonunda açacağuu duyurdu. Delta'nın önümüzdeki yaz sezonunda İstanbuTdan Atlanta'va haftada üç gün yapacağı direkt seferler 2 Haziran 1999 günü başlayacak. • DEMİRDÖKÜM, 6 Ocak-28 Şubat tarihleri arasında gerçekleştireceği yeni bir kampanya düzenliyor. Başlattığı kampanya ile Demirdöküm, İGDAŞ abonelik işlemlerini bayilerinde gerçekleştiriyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Aralık 1999'da oluşturulacak Sîyasinüfuz kavgası Uzmanlara göre asıl sorun denetimde 'Politikacı bankalara bulaşmasm' ÖZLEMYÜZAK Yasa tasansının yaşama geçirilmemesi yüzünden bankacılık sektörü her gün yeni bir yara alırken uzmanlar tasannın bir reform niteliği taşımadığını, yalnızca yasal boşluklan kapatmayı hedeflediğini, siyasetçilerin bankalar üzerinde etkili olma isteklerini sürdürmeleri halinde hiçbir ise yaramayacağmı vurguluyorlar. ABD'de öğretim üyeliği görevini sürdüren eski Merkez Bankası Başkanı BûJcnt Gültckin, bankacılık sektörünün bu denli karmaşa içinde olmasının asıl sonımlusunun siyasetçiler olduğunu ileri sürerek "Özerk kuruluş yaratamayan ülkeler özerk denetim yapamazter'* diyor. 1994 krizinin de önce bankacılık kesiminden başladığına dikkat çeken Gültekin "O dönem bankaların çok fazla risk almalanndan ve açık pozisvonlannın denetlenmemesinden dolayı kriz başlamıştı. Önlem alınmazsa çok daha kötü duruma girilebilir" uyansında bulundu. Gazetemiz yazan ve akademisyen Öztin Akgüç de sorunun yasada dcğıl uygulamada olduğunu belirterek "Türkiye'de her şeye pofitika kanstığı sürece bir sonuç alınması mümkün değü" şeklinde konuştu. Denetimin önemini vurgulayan Akgüç "Bugüne kadar bankalar var olan yasalan bile görmezden geküler, açık kapılar buldular ya da yararülar. Örneğin yasada ortaklara fazla kredi verilemez diye bir madde var. Ancak paravan şirketler kurutarak milyonlarca dolar kredi akıCıldı" dedi. • DYP'nin, Bakanlar Kurulu'nca belirlenerek Bankacıhk Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nda yer alacak üyelerin 6 yıl boyunca görevde kalacağı kaygısıyla bankalar yasa tasansı üzerinde pazarhk yaptığı iddia edildi. • Yasanın bir an önce çıkmasını isteyen DSP, denetleme kurulu ile ilgili maddenin sadeleştirileceğini açıklarken, ANAP'ın tasanya destek vermeyeceği belirtiliyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Anayasa Mahkemesi karanna göre en geç 5 ay sonra yürürlüğe girme- si gereken yeni Bankalar Yasası üze- rinde uzlaşma sağlanamıyor. DYP. Bankacılık Denetleme ve Düzenle- me Kurulu'na siyasi bağlılık ister- ken. DSP'nin tüm cabalanna karşın yasanın engellenmeye çalışıldığına dikkat çekildi. DSP'li Sanayi ve Ti- caret Bakanı MetinŞahin. Bankacı- lık Denetleme ve Düzenleme Kuru- lu'na ilişkin maddenin sadeieştirile- rek yeniden yazılacağını bildirirken, kurulun oluşum tarihinin mayıs ayın- dan Aralık 1999'a çekilmesinin plan- landığını kaydetti. DYP Izmir Mil- letvekili UfukSövtenıezıse. kurulun Euro'lu yaşamla Türkiye'nin dış ticaretinde de yeni bir dönem başhyor 6 Şirket birleşmeleri artmak' Ekonomi Servisi - A\ rupanın or- tak para bınmı Euro'nun Türk dış ticaretini arttıncı etkisi olacağı, an- cak rekabetin yoğunlaşması nede- niyle Türk yatınmcılann Avrupa firmalanyla ortaklık kuımalannın yararlı olacağı belirtildi. Dış Ticaret Müsteşarlığı'nca (DTM) hazırlanan "Ekonomik Pa- rasal Biriik Sürecinde Euro'ya Ge- çtş" raporunda. ortak para bırimı- nin dünya ticaretıne ve Türkıye'ye olası etkıleri değerlendinldi. Ra- porda, son 5 yılda Türkıye"de yapı- lan yabancı yatınmlar içinde AB ülkelerinin payının yaklaşık yüzde 70 düzeyınde gerçekleştiği vurgu- landı. Raporda. Euro'nun Türki- ye'ye etkıleri ve bunun içın yapıl- ması gereken hazırlıklar şöyle sıra- landı: - AB genetinde finna baztnda ye- niden yapılandırma faalivetieri, ev- • Dış Ticaret Müsteşarlığı'nca hazırlanan "Ekonomik Parasal Biriik Sürecinde Euro'ya Geçiş" raporunda, ortak para biriminin dünya ticaretine ve Türkıye'ye olası etkileri değerlendinldi. lüikler ve satın almalar vaşanacak. Bu ortamda Türkiye'nin AB ile olan ticari ilişkjlerini geliştirebilmesi, re- kahetgücünü artürabilmesi ile doğ- ru oranbh bir hale gelecek. Avnıpa- lı firmalaria ortaklık arayışı içine girilmeli. parasal biriik sonrasmda artacak rekabet ortamına ağıriık verümeli. - Türkiye'nin AB'ye tam üyelik hedefine ulaşmada, politik unsur- lann vanı sıra makroekonomik un- surlarda da bellı kriterleri yerine getirmesi zorunlu olacak. Türki- ye'de, makroekonomik istikrann gerçekleştırilmesı yönünden önem- li adımlan atılmalı kronikleşen enf- lasyon. bütçe sosyal güvenlik sis- temi açıklan, başta vergi reformu olmak üzere alınacak yapısal ted- birlerle Maastricht kriterlerine uyum sağlayacak seviyelere indirilmelidir. -1999 yihna kadar Türkiye'nin Eurobond ihraçlanndan kaynak- lanan yükümlülükkrinde bir deği- şiklik ohnayacak. Ancak bu tarih- ten sonra ihraç edilecek tahvillerin Euro cinsinden olması gerekecek. - 1999'dan önce çıkarılmış ve ödemesi 2002 yılına aşacak enstrü- manlann Euro'ya dönüştürülmesı gerekiyor. Dönüşümoranlan 1 Do- lar=l Euro olarak belirlenecek. Eu- ro'ya geçişin sabit faizli enstrüman- lar için uygulanacak faizlerde bir de- ğişime yol açmayacağı düşünüldü- ğünde. ulusal paralann Euro'ya dö- nüştürülmesi dış borç açısından ek bir maliyet getirmeyecek. - Geniş pi>asa araştırmalan ya- pılması> la firmalara daha dinamik biryapı kazandınlmalı \e Avrupa piyasalanna «irnıeleri kolaylaşönl- mah. - Topluluk ülkesi ileçahşan itha- latçı ve ihracatçılar, tek para birimi ile işlemlerini yürütebilme serbes- tisine sahip olacak ve işlem mali- yetleri açısından önemli bir tasar- ruf sağlanacak. - Kanlımcı ülke ulusal paralan ile Euro arasındaki değişim kunınun betiıienmiş olması. Türk ihracat ve ithalalçılanna Euro cinsinden soz- leşme yapma imkânı verecek. tamamen sektör içinden atanacaklar- la, dışandaki çeşitli kurum ve kuru- luşlan temsiien atamalarla oluşturul- masının sakıncalı olduğunu belir- tirken. "Kurulun seçim sonrası oluş- turulacak hükümet tarafından atan- masının ve oluşrurulmasının daha dogru olduğunu sö> lüyoruz" dedi. DYP'nin, Bakanlar Kurulu'nca belirlenerek Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu 'nda yer ala- cak üyelerin 6 yıl boyunca görevde kalacağı kaygısıyla bankalar yasa tasansı üzerinde pazarlık yaptığı id- dia edildi. ANAP'ın da tasanya des- tek olmaya yanaşmadığı savlandı. Sanayi ve Ticaret Bakanı Metin Şa- hin, kurulla ilgili siyasi kaygılara ilişkin şunlan söyledi: "Bu kaygı komis\onda görüşülürken de vardı. O zaman seçimleri takipeden veya yılı takip eden 3. ve 5. a> arasında yeni hükümet kurulduğunda bu kurul oluşsun yaklaşımı vardı. Ay- nı ilkeden hareketle >ine se- çimden sonra kurul oluş- turulacak. Daha ileri bir süreye bıraktık. \la\ ts ayı deniyordu. Ama hükümet hemen kurulamayabilir. Aralık ayına atıldL" Şahin. kurulun üye sayı- lan ve bağımsızlığına iliş- kin herhangi birdeğişiklik olmadığını belirtirken, "Sa- dece bu düzenlemevedenet- leme kurulunun oluşumu ve çalışmasıyla ilgili yeni- den düzenleyelim dedik. Sa- deteştirelim dedik. Çok ge- niş yazılmıştı, atıflar vardı. O nedenle yeniden yazıla- cak" dedi. İTO Işler yolunda gitmiyor' Ekonomi Servisi - Istanbul Ticaret Odası (İTO) bugün 117. hizmet yılını kutluyor. İTO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yüdınm. 1999 yılına umutla bakmadığını belirterek. "Politikadan ekonomiye, adaletten eğitime kadar hiçbir alanda işler ivi gitmiyor. Ankara'daki siyasetçiler kişisel beklentilerinin gölgesinde politika yapıyor" dedi. 117yaşında tTO'nun 117. kuruluş yıldönümü nedeniyle bir mesaj yayımlayan Yıldınm.1998 yılının Rusya'daki ekonomik iflas. \ergi mevzuatındaki yanlışlık ve politik belirsizlik yüzünden son derece kötü bittiğini söyledi. İTO'nun 1998 yılını başanyla tamamladığını da belirten Yıldınm, Oda'nın 117. yılında toplumun, iş âleminin güncel ve yapısal sorunlan ile ilgili 23 önemli araştırma gerçekleştireceğini kaydetti. Yıldınm, Oda'nın ekonomik sorunlann üzerine çözüm önerileri ile gideceğini ifade etti. 1999 yılının İTO için bir seçim yılı olacağını da kaydeden Yıldınm, dört yılda bir yapılan İTO Meslek Komiteleri seçimlerinin de kasım ayında gerçekleştirileceğini bildirdi. Öte yandan ÎTO. kutlama kapsamında bugün iftar yemeği verecek. Cakarta'da çocuklar, Dünya Bankası'nın yoksuDara verdiği yardımın kendilerine ulaşmamasmı protesto ettiler. Yoksula Dünya Bankası yardımıNVASHINGTON (AA) - Dünya Bankası Yönetim Kurulu, yoksul ül- kelere 3 yıl içinde 20.5 milyar dolar mali yardtm yapıtmasını onayladı. Dünya Bankası Sözcüsü John Do- naldson, bankaya bağlı Uluslararası Kalkınma Ajansı (IDA) tarafından sağlanacak 20.5 milyar dolar tutann- daki uzun vadeli ve sıfir faizli kre- diden 80 yoksul ülkenin yararlana- cağını bildirdi. Ancak IDA progTamından yarar- lanmak isteyen yoksul ülkeler, Dün- ya Bankası'nın koyduğu katı kural- lan yerine getırmek zorunda. Krizin en çok sarstığı ülkelerin ba- şmda gelen Endonezya'nın başken- ti Cakarta'da çocuklar ve aileleri, Dünya Bankası'nın yoksullara ver- diği yardımın kendilerine ulaşma- masını protesto ettiler. Ellerinde " Dolarrefahı garanti et- mez" yazılı pankartlarla yürüyen En- donezyalılar, ekonomik koşullar yü- zünden çocuklannın okulu bıraktığı- nı belirttiler. IDA tarafından yapılacak mali yar- dımın 3.3 milyar insanı kapsadığını belirten Donaldson, dünyada yakla- şık 1.2 milyar insanın günde bir do- lann altında bir maliyetle yaşadığı- nı kaydetti Donaldson, IDA programı çerçe- vesinde sağlanacak yardımın yüzde 40'ının yaşam standardının yüksel- tilmesine. yüzde 50'sinin de ekono- mik reform programlannın uygulan- ması ve özel sektörün geliştirilme- sine harcanacağını kaydetti Yasa sadeleştiriliyor Şahin, kurulun oluşumu- nun aralık ayınabırakılma- sının, Anayasa Mahkeme- si'nce tanınan 6 aylık süre göz önüne alındığinda ban- kacılık sektöründe dene- tim sıkıntısı yaratıp yarat- mayacağına ilişkin soru üzerine, yaptınm maddele- rinin hemen yürürlüğe gı- receğine dikkat çekti. Şa- hin, kurulun oluşturulma- masının etkilemeyeceğini, zaten yasanın mantığının bankalann ilişkileri ve iş- leyişlerine ilişkin düzenle- melere dayandığını kaydet- ti Metın Şahin. "Sorumlu- luklar getiriyoruz. O za- man yanhş işlemlerolamaz. Komisyondan geçen mad- deter, şahsi sorumluluk. On- lara da DYP'nin zaten iti- raztyok" dedi. Şahin, DYP'nin tasan üzerindeki tereddütlerinin hemen tamamının gıderil- diğini belirtirken. DYP tz- mirMilletvekili Söylemez, "Özellikle Bankacılık Ku- rulu'nun oluşturulup oluş- tunılamaması, göreve baş- lama süresi. atanma biçi- mi konusunda hâlâ bizim rezervlerimiz ve mutaba- katsızhğunız sürmektedir. Bu konuda. DSP tarafı ,\NAP ile de görüşecek. Bu iş, bayramdan sonraya ka- lır" diye konuştu. Bankalar yasa tasansı- nın şubat ayından önce gün- deme giremeyeceğini sa- vunan Söylemez, yasanın bu hükümet döneminde çı- kanlmasının zorunlu olma- dığını. seçimden sonra ge- lecek hükümete bırakılma- sının daha doğru olacağı- nı da ileri sürdü. TÜRMOB Başkanı Mustafa Özyürek, yeni vergi yasasını eleştirdi 4 Güç dengesinde bankalar kazandı 9 ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -Türkıye Serbest Muhasebecı Ma- li Müşavırler ve Yeminli Mali Mü- şavirlerOdalan Birliği (TÜRMOB) Başkanı Mustafa Ozyürek. geçici verginin ilk ödeneceği tarih olan ma- yıs ayında tepkilerin artacağını sa- vunurken mali milat ve envanter af- fıylaoluşturulan "neredenbuldun'' sisteminin temelinde açıklar olduğu- nu söyledi. Özyürek. yeni vergi ya- sasında banka ve borsacılara yöne- lik ödünlerin anayasaya aykın ola- rak geçici bütçeye yerleştirildiğine dikkat çekerken ücretlilere yönelik ayn bir gelir vergisi tarifesı getinl- memesinı eleştirdi. Sabancı nın da bir işçmin de aynı gelir \ergisi tari- fesı üzerinden vergilendirildiğini söyleyen Özyürek. Türkiye'de bir grubun Avrupa düzeyınde, bir gru- bun ise Afrika düzeyinde yaşadığı- na dikkat çekti. Ankara Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası (ASMMM) tarafından düzenlenen "Vergi Siste- mi veDc0şikliklerinin Ekonomhv Et- kiteri"" konulu panel dün. Hilton Ote- li'ndeyapıldı. Panelin açılışında konuşan Özyü- rek, bir ülkede siyaset düzeltileme- miş, ekonomik ve sosyal sorunlar düzlüğeçıkanlamamışken "tekba- şına vergi yasasının sorunlan çöze- ceği" iddiasının ha\ada kaldığını söyledi. "Enflasyonunyüksekoldu- ğu, gelir dağılımının çarpıklaştığı, çek- senet tahsil edebilmek için maf- yava başv urulduğu bir ülkede daha gerçekçi>aklaşmaln K" dıyen Özyü- rek, yeni vergi yasasından önce de yasal düzenlemelerin kötü olmadı- ğını, ancak uygulamadan yeterli so- nuç ahnamadığına dikkat çekti. 'KDVfo indirim yok' Özyürek, KDV oranlannda indi- rim yapılmadığı gibi yıllık yerine aylık iade sistemine geçilmemesini eleştirirken "Enflasyon karşısında yüzde 80-90 eririyorsunuz. tnsanlar bütünyıi boyunca topbmayıp,son ay- larda toplamaya kalkınca naylon fa- turalar çıkıyor ve buna katlanmak zorunda kalryoriar. Sistemdegarip bir inançsızhk oluşmuş. Ccretin wrgi- lendirilmesinde korunması gereken emekçi kesimin tek hakkı da budur. Özel indirim falan sembolik düzen- lemelerdir" diye konuştu. Öz\ürek. geçici \ergi düzenleme- sinın altyapısı bulunmadığmı, Tür- kiye koşullannda kazanılmayan ge- linn vergilendirilmesi anlamına gel- diğini savunurken hata payının yüz- de 20 yerine yüzde 10 olarak belir- lenmesinin sakıncalannın gelecek günlerde ortaya çıkacağını anlattı. TOBB başta olmak üzere 5'li sivil inisiyatıfin desteklediği hükümetın vergi yasasındaki yanlışlara göz yum- masını eleştiren Özyürek, "Biz bu önerimizde iş çevTelerinden destek görmedik. Şinıdiki tepki gösterme- liktir. Yüksek sesk şikâyetten öteye gjtmez" dedi. İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Çiller'in Önlenemez Yükselişi (!) Geç saatlerdeydi, kaçırmış olabilirsiniz. Bir ar- kadaşımın "Katlanabilirsen Çiller'i izfe" uyarısıyla zaping yaptım. Çiller, zafer kazanmış komutan edasıyla soluksuz atışlannı yapıyordu. Haber programını yapan arkadaşımız, Çiller'in for- munda, saldırgan atışlan karşısında sinmiş, soru soramamanın, konuşmayı durduramamanın, ger- çeklerin böylesine ters yüz edilebilmesine tepkisi- ni ancak arada sinirli bir kahkahayla gösterebiliyor- du. Çiller'in belli ki umuru bile değildi. Coştukça, hızını alamıyordu. Babasından kalmış, nasıl edindiğini defalarca açıkladığı(l) malvarlığının hesabını mı verecekti? Böyle bir kavramın düşünülmesi bile çok tehlikeli olabilirdi, yol olurdu. Erez'in hükümet kurmasına izin vermeyip, Ece- vit'e hükümet kurdurmakla Türkiye'de demokra- siyi bir kez daha kurtarmıştı. Yatıp kalkıp Çiller'in variığına, yaptManra şukretmeliydik. Erbakan'lı Re- fah'lı iktidarda sosyo-ekonomik politikaların şeri- at çizgisine çekilmesine engel oluşturmuş, tam tersine onları düzen partilerinin çizgisine getirme- yi başanmıştı. Şeriat tehdidi karşısında demokra- si güvencesi tabii ki oydu. Ekonomiyi, iktidariannda kurtarandı. Ekonomi- yi bilen, bilimle pratiği buluşturan da oydu. Onun yokluğunda her şey berbat edilmiş, ekonomi ba- tırılmıştı. iyi ki vardı. Ekonomiyi bilmeyenlerin çok daha kötü işler yapmalarına engel oluşturuyordu. "Çeteler, temiz toplum" diye yola çıkanlar, çe- telerin, her tür kiriiliğin bataklığında yüzüyorlardı. Zaten Yılmaz hükümetinin düşürülmesini bu ne- denle sağlamıştı. Demirel'e demokrasiye aykm işler yaptığı için kızıyordu, ona da dersini vermiş- ti... Arada bir ağlaması zayıflığından değildi. Onun önünde durabilecek, kararlıhğından döndürebile- cek güç yoktu. Halkına yapılan kötülüklere, yüre- ği dayanamadığı için gözyaşları akıyordu... Kendimızı bildiğimizden beri başımızdan eksik olmayan, günahları sayılamayacak kadar çok, ki- şisel çıkar ve tutkulan için yapamayacaklan yok, siyasi liderlerimizin en büyük ortak günahlan Çil- ler'i yeniden kuyudan çıkarmak olabilir mi? Çiller'in önlenemez yükselişi(l) Türkiye'deki çık- mazlann, yaşadığımız çarpık olayların galiba en güzel açıklaması, aynası oluyor... Insanlar sorguda, işkencede ölürken, siyasi ya da çetelere bulaşık suçlulann açiklanamaz intihar- lan, gözaltında kayıplaryaşanırken, Susurluk'un ki- lit ismi Çatlı'nın kanlı katliamlannın tetikçısi Haluk Kırcı'nın "ifade vermeme" hakkını kullanarak va- tanı, milleti kurtaran kahraman edasıyla mahkeme- ye çıkarılabilmesine hiç ama hiç şaşırmıyorum. Polisin Cumartesi Anneleri'ne katlanamamasını çok ama çok iyi anlıyorum. Üniversitelerde ülkücü tosunlann kavgadaşlan polislerin korumasında kuş uçurulmayan kapı kont- rollerine rağmen üniversiteler içinde baltalı saldı- nlar düzenleyebilmeleri elbette olağan olacak. El- bette güvenlik güçleri, karşılannda kamu çalışan- larını, işçileri, kızdıklan siyasal grupları buldukla- nnda, Allahlanna (!) sığınıp saldınrlarken, yandaş- larının yasadışı eylemlerinde kollama görevi yapa- caklardır. Elbette yaşamın her alanında her tür deformas- yon, kokuşma, çıkarcılık, vurgun düzeni sonuçla- n ile karşı karşıya kalacağız... Türkiye'nin en köklü üniversitesinde bile ders- lerin çoğu boş geçecek, hastanelerde en yaşam- sal hizmetler aksayacak; hocalar paranın peşinde koşturuyor olacaklardır. Para, toplumun etik değer- lerine en bağlı aydın kesimini bile satın alıp yoz- laştıracaktır. Sermaye;haksızkazançtasınırsızözgür olacak, en küçük bir sıkışıklıkta işçiye en ağır bedeli öde- tecektir. Kirlenmeden payını almış sendıkal hare- ketin, emeğe yönelik her tür saldın karşısında se- si soluğu çıkmayacaktır. Emeğin canının alabildi- ğine yakıldığı şu günlerde bile, sendika liderlerinin aklı fikri siyasi partilerden birinden milletvekilliği kapmada olacaktır. Bütün partilerde liderlerin diktatörlüğünde açı- lan milletvekilliği, belediye başkanlığı pazarlannda, akıl almaz çirkin siyasi oyunlar, hesaplar, transfer- ler yaşanacaktır. Balık baştan kokmuştur. IMF heyeti geliyor • 27 Ocak Çarşamba günü Türkıye'ye gelecek olan IMF heyeti ile Yakın İzleme Anlaşması çerçevesindeki gelişmeler değerlendiri lecek. ANKARA(AA)-Ulus- lararası Para Fonu (IMF) Türkiye Masası Şefı Mar- tin Hardy başkanlığında- ki IMF heyeti, görüşme- lerde bulunmak üzere 27 Ocak Çarşamba günü Tür- kiye'ye geliyor. En son ekim ayında Türkiye'ye gelen Hardy başkanlığındaki IMF he- yeti, bu ziyaretinde de "Yakın İzteme" anlaşma- sı çerçevesindeki geliş- meleri gözden geçirecek. Bütçe çok önemli Hazine Müsteşarlı- ğı'ndan yapılan açtkla- maya göre, IMF heyeti 27 Ocak-8 Şubat 1999 tarih- leri arasında Ankara ve Istanbul'da kamu ve özel sektör temsilcileri ilegö- rüşmeler yapacak. 1998 yılı gelişmeleri ve 1999 yılı beklentilerinin değerlendirilmesi bekle- nirken heyetin özellikle bütçe gerçekleşmesi hak- kında bilgı alacağı, önce- ki hedeflerle gerçekleş- meleri karşı laştıracağı kaydediliyor. Görüşmelerde stand-by benzeri, mali kaynak içe- ren bir anlaşmanın ön gö- rüşmelerinin de yapılabı- leceği belirtiliyor. Bu arada, uluslararası finans kuruluşlan, Türki- ye'nin IMF önündeki iti- bannm yüksek olduğunu, küresel knz içinde, mali yardım içermeyen biran- laşma imzalayarak ilk üç aylık hedefteri yakalayan tek ülke olduğunu belir- tiyorlar. Aynı kuruluşlar 1998'- in son dört ayında küresel krizin azizliğine uğrayan Türkiye'nin mali yardımı hak ettiğıni vurguluyor- lar. Uluslararası finans ku- ruluşlan, Türkiye'nin se- çimlerdenönce, IMF'den bir mali yardım alması- nın zor olabilecegine ve IMF'nin üç yıllık bir prog- ram için seçimlerin sonu- cunu görmek isteyebilece- ğine de dikkat çekiyorlar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle