24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12OCAK1999SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Polislepe psikiyatrik seminer • ANKARA (AA)- Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde görevli 13 bin emniyet mensubuna, 'psikiyatrik danışmanlık eğitimı verilecek. Ankara . Emniyet Müdürü Cevdet Saral, Eğitim Şube Müdürlüğü . Dershanesi'nde gerçekleştirilen seminerde yaptığı açış konuşmasında. Bu • seminerlerin, "birçok insanın problemlerini • çözen polislerin. kendi sorunlannı da çözmesine yardımci olacağını" söyledi Halk deulete mektubunu kesti • ANKARA (ANKA)- Halkın, Başbakanlık'a özellikJe "iş" ve "aş" gibi •jÇeşrtii istek ve görüşierini ulaşfırdıklan mektup şayısında büyük azalma olduğu ortaya çıktı. Mektup sayısı 1991 yılında toplam 48 bin •adetken bir sonraki yıl • Süleyman Demirel'in seçimlerde isteklerini kendisine ulaştırmalannı söylemesi sonucu patlayarak 159 bine çıktı. 1987 ile 1991 arasındaen fazla 50 bin adede ulaşan mektup sayısımn Demirel'in başbakanlık görevini bırakarak Cumhurbaşkanı olması ile birlikte tekrar eski rakamına gerilediği gözlendi. Bu rakam son yıllarda daha da düşerek 1996 yılında 23 bin, geçen yıl da ancak 16 bin 864 olarak gerçekleşebildi. Erbakan-Çağlar görüşmesi • BL RSA (Cumhuriyet) - Kapatılan RP'nin Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın, Anadolu Ajanslan Derneği Bursa Şubesi'nin iftan için geldiği Bursa'da Cavit Ça|l«iSt«nnde ziyaret etmesi, siyaset ve iş çevresinde çeşitli yorumlara neden oldu. İş dünyası. görüşmeyle Erbakan'ın, "'Zor durumdaki Çağlar'a Islami sermayenin yardım etmesi için" mesaj verdiğini belirtirken yerel siyasetçiler "Çağlar'ın FP'den adaylığı gündeme gelebilir" yorumunu yaptılar Dolmabahçe kurtulacak • ANKARA (ANKA)- TBMM Başkanlığı, lstanbul Teknik Ünıversitesi'ne Dolmabahçe Sarayı'mn Swiss Otel inşaatı sırasında havalandırma kanallannın kapanması sonucu ortaya çıkan rutübet sorununu çözdürmek için harekete geçti. Milli Saraylar Daire Başkanı Ismail Hakkı Celayir. tstanbul Teknik Üniversitesı'ne proje hazırlattıklannı. projenin Swiss Otel tarafindan finanse edıleceğini bildirdi. Swiss Otel temsilcileri bu olay ortaya çıktıktan sonra Meclis Başkanı Hikmet Çetin ile görüşerek inşaat sırasında böyle bır sorun çıkabileceği konusunda kendilerine uyan yapılmadığını, bu sorundan tamamen habersiz olduklannı bildirdi. Bakan Kavak'a plaket • ANKARA (AA) - TRT Genel Müdürü Yücel Yener. 55. cumhuriyet hükümeti döneminde TRT ile ilgili bakan olarak kuruma verdiğı destek dolayısıyla eski Devlet Bakaru Cavit Kavajc'a şükran plaketi verdi. Eski Devlet Bakanı Kavak da 18 ay gibı kısa bir sürede birlikte çalışmaktan büyük mutluluk duyduğunu ifade ederek "Birlikte çok işler yaptığımıza inanıyorum" dedi. Kavak. "Eğerbir başan varsa bu. tûm çalışanlanndır. Benim görevim ve yaptığım. sadece önlerini açmak, engel olmamak, işlerine kanşmamaktı"' şeklinde konuştu. Irkçı girişnmlere tepld Çifte vatandaşlığı da içeren 'Alman vatandaşhkyasa tasarısı' çalışmalarının son aşamaya geldiğinin açıklanmasının ardından sağcı partiler karşı hücuma geçtiler DUZYAZI METtNGÜR DUSSELDORF - Federal Al- manyacia Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile Bırlik 90 Yeşiller'den oluşan koalisyon hükümetınin. se- çimlerden önce kamuoyuna ver- dikleri söze uyarak, çifte vatan- daşlığı da içeren Alman vatandaş- lık yasa tasansı çahşmalannın son aşamaya geldiğini açıklamasının ardından sağcı partiler karşı hücu- ma geçtiler. Seçimlerde kaybeden Hıristı- yan Demokrat-Hınstiyan Sosyal Bırlik partılerinin (CDU-CSU). çifte vatandaşlığa karşı imza kam- panyası başlatacaklarını. Federal Anayasa Mahkemesi'ne başvura- caklannı açıklamaları Alman- ya'daki ırkçı. yabancı düşmanı güçleri harekete geçırdı. Mölln ve Solıngen olaylarının arkasında olan ırkçı Alman Halk Birliği (DVU), Cumhurıyetçiler (REP). Nasyonal Demokrat Parti (NPD) gibı akımlar, bırlik partile- rinin açtığı kampanyayı destekle- dıklerini açıkladüar. DVU Genel Başkanı Gerhard Frey basma yap- tığı açıklamada, "Bu görüşü biz yıllardırsavunuyoruz.Geç bite ka- hndı. CDU - CSU'nun yaıunda yeralacağız"'dedi. Gelişen olaylar üzerine bir açık- lama yapan Anayasayı Koruma Teşkilatı Başkanı FeterFrisch. aşı- n sağ tehlikenin küçümsenmeme- sı gerektığını vureulayarak şöyle dedı: "27 Eylûl 1998'deyapdan ge- nel seçimlerde ırkçı D\ L ile NPD yüzde 3J oy almış olsalar da. bu partilerden getecek tehlike küçüm- senmemelidir. Verilerimize göre DVU'nun üye sayısı 1997'de 3 bin artarak 18 bine yükseldi. NPD'nin üye sayısı aynı yıl içinde 15 bine çı- karkcn REP'in üye sayısı 500 kişi azalarak 15binedüşrü. Şiddetkuİ- lanmaya hanr ırkçı gençlerin sayı- sı 1996'da 6 bin 400 iken bu sâyı 1997'de 7 bin 600"e çıkü. Bunlar tâ- ranndan girişilen şiddet eylemleri 1996'da 624 iken 1997'de 790'a u- laştı. Polis, ırkçı saldınlar karşısın- da çok «tikkarii olmaİL"* Federal Içişlerı Bakanı Otto Schilly, Süddeutsche Zeitung"da yayımlanan söyleşısınde CDU - CSU'ya sert tepki göstere- rek "Almanya'da çifte vatandaşu- ğa karşı çıkan CDU - CSL, Polon- ya'daki \lmanlann çiftevatandaş- lığı için direniyor. Bu, bilinç karga- şasıdır. Bir Almanın çocuğu kan bağı yasasıyla Alman oluyor. Bu çocuk doğar doğmaz entegrasyon sürecini tamamlıvor mu? Enteg- rasyon, kan bağı ya da benzeri ku- rallarla değil. eğitim ve yetistirme biçimi ile mümkündür" dıyor. Schilly. çifte vatandaşhk hakkı verilmesinin Almanya'nın ıç gü- venlığini bozacağı iddialannı "ko- mik" bulduğunu belırrtı. Sendikalann uyansı Avrupa'nın en çok üyeye sahıp olan v e merkezı Frankfurfta bulu- nan IG Metal Sendıkası'ndan ya- pılan açıklamada, imza kampan- yasının ırkçıhğı teşvık edici oldu- ğu. ülkede huzursuzluk yarataca- gı belirtilerek Birlik partılerı CDU-CSU'nun kampanyadan vazgecmeleri istendi. Eski IG Metal Sendikası Mer- kez Yüriitme Kurulu üyesi Yılmaz Karahasan "Kampanya acan par- tiler muhaiefete düşrükleri için ne yapacaklannı bilmiyoriar. Yaban- cı düşmanlığını körüklüyoıiar, fa- şist güçlerin ekmeğine yağ sürü- yorlar" dedı. Karahasan, yapılan tartışmanın yanlış bır çıkış noktasından başla- tıldığını. yabancılardan, özellikle Türkiye kökenlılerden söz edildi- ğinı belırterek konuşmasını şöyle sürdürdü: "Halbuki üzerinde tar- tışılan insanlar ya göçmen yerti ya da doğma büyüme yerli. Bu çeliş- Idnin çözümlenmesi. hukuksal ko- numun loplumsal gerçeğe uydu- rulmasıy la olur. Oda. üzerinde tar- üşılanlann yeıii olarak kabul edü- mesiyle gerçekleşir." Demokratık Işçı Dernekleri Fe- derasyonu(DlDF) Genel Başkanı Hüseyin Avgan yaptığı açıklama- da, bu kampanyanm sadece "ya- bana" emekçilere yönelik bır sal- BakırköyHayvan Bannağı 'nda yolsuzluk Müteahhitfımıanın hayvanları aç bırakarak kazanç sağladığı iddia edildi tPEKYEZDANİ Bakırköy Belediyesi'ne bağlı Bakırköy Hayvan Bannağı'nın, işletmecilerin usulsüz- lükleri ve beledıyenın aldırmazlığı nedenıy- le "ölüm kampına" dönüştüğü iddia edildi. Belediyede a Rehabilitasyon Lzmanı'* ola- rak da görev yapan bannak sorumlusu Sft- sen Erkuş tarafindan ihalenin bu yıl da aynı firmaya verilmesi amacıyla usulsüz şartna- me hazırlandığı belirtilirken. Belediye Baş- kan Yardımcısı Uğur Kahraman, iddialan reddederek. söz konusu şartnamenin, bele- diye encümenince reddedildiğini söyledi. Bakırköy Belediyesi'ne ait "SokakHay- vanlan Geçici Bakım Merked'nde 4 metre- karelik hücrelerde yaklaşık sekız-on köpe- ğin üst üstekaldığı. köpeklere düzenli yemek verilmediği ve bakımsızlık yiizünden günde yaklaşık 10 hayvanın acı çekerek öldüğu id- dia edildi. Hayvanseverler, söz konusu ban- nakta koşullann düzeltilmesi ve bannağı ış- leten Vetera! fırmasının sahibi Ayhan Çer- çi'nin görevden alınması için imza toplaya- rak belediyeye defalarca dilekçe verdikleri- nı. ancak bir değişiklik olmadığını söyledi. Bakırköylü hayvanseverlerden Nurdan Vtrat, bannaktaki yaklaşık 500 hayvanın 66 tane dörder metrekare büyüklüğünde hücre- de hapis kaldığını belirterek, üst üste kalan bu hayvanlann ezildiğini, hastalıktan öldü- ğünü söyledi. Ihale şannamesinde "beslen- me" şartı olmaması nedeniyle bannaktaki hayvanlann aç bırakıldığını öne süren Yunt. hayvanlara dışandan hay \anse\ erler larafuı- daiı yiyecek götürüldüğünû vurguladı. Serpil Bûtün ise Bakırköy Belediye Baş- kanı Ahmet Bahadırh nın başkan seçilme- den önce sokak hay vanîannın onlar için ya- pılacak merkezlerde aşılanıp kısırlaştınla- rak yeniden sokağa bırakılacağına dair söz verdiğini, ancak seçildikten sonra "Sokakta hayvan gönnek istemiyorum" diyerek tüm hayvanlan toplattığını öne sürdü. Bannak sorumlusu Süsen Erkuş ise sokak köpekleriyle ilgili şikâyetlerin yoğun olma- smdan dolayı hayvanlan üst üste banndır- mak zorunda kaldıklannı öne sürdü. Erkuş, hayvanlann aç bırakılmadığını, yedi-sekiz firmadan yemek aldıklanm iieri sürdü. Bakırköy Beiediyesı Başkan Yardımcısı Uğur Kahraman da, ihale için Vetenner Fa- kültesi'yle diyalog halinde olduklannı söy- ledi. Istanbul'da kuruma ait yerleri kullanan 20 bin kişi kira ödemiyor Vakıf binaları işgal altında İstanbul Haber Servisi - Vakıf- lar lstanbul Bölge Müdürü Ümit Çoban. Istanbul'da vakıflara ait gayrimenkulleri kullanan 20 bin işgalcinin kira ödemedığini. öde- yenlerin ise çok düşük kira verdi- ğini söyledi. Ümit Çoban, vakıf- lara ait yerleri kullanan kıracılann yüzde 70 ile yeni sözleşme ımza- ladıklannı ve tstanbul'daki yıllık gelirlerinın 2 trilyon liradan 30 trilyona çıktığını beiirtti. Vakıflara ait yerlerdeki kira miktarlannın çok düşük olduğunu vurgulayan Çoban. söz konusu yerlerin kiralannı. özel sektörün aldığı kira miktany la eşdeğer y ap- maya çalıştıklannı söyledi. Ço- ban, vakıf kiracılannın özel sek- tör kiracılanna göre yüzde 90 da- ha ucuz kira ödediklerini, bunun da esnaf arasında haksız rekabet yarattığını savundu. Vakıflara ait yerleri kullanan kıracılann yüzde 70 ileyenı sözleşme imzaladıkla- nnı ve tstanbul'daki yıllık gelirle- rinin 2 trilyondan 30 tnlyon lira- ya çıktığını açıklayan Çoban. u İş- galci konumundaki kişileri kont- ratb kiracı haiine getirmeye çalışı- yonız. Ancak kıracılann yüzde 30'u eskiden beri buyerleri kuüan- dıklannı savunarak yeni sözleşme imzalanuyorlar'' dedi. Çoban. "Üsküdar Belediye- si'nin garaj olarak kuilandığı aJan için 50 miryar. Ağa Tur'un kuilan- dığı Merdrvenköy'deki bina içinde 3 nıilyar lira aylık kira bedeli isti- yoruz. Fakat yeni kira sözleşmesi imzalayıp kiralannı arrürmak is- temiyorlar. Binalann boşalülması veya yeni sözleşme imzalanması için yargıya müracaat ettik" dedi. Çoban, Mısır Çarşısı'nda 120 dükkân bulunduğunu ve 100 ile 700 milyon arasında değişen ay- Itk kira bedeli aldıklanm beiirtti. dın olmadığını belirterek, "Aynı zamanda yalanave demagojiye da- valı bu kampanya. işsizliğe, sosyal kısıdanıalara ve ırkçıbğa karşı ge- lişen ortak mücadeleyi engeüeme- ye, emekçilerin gündemini değiş- tirmeye yöneliktir. Bu kampanya, ırkçı faşisdere cesaret vererek yeni katlianılara sinyal vermektedir. Emekçilerin buna vereceği en iyi cevap birteş.meknr." Sosyal Demokrat Halk Dernek- lerı Federasyonu (HDF) Genel Sekreten Dr. Ay dın Sayılan basın açıklamasında. Bırlik partilennın girişiminin Almanya'daki siyasi kültür için büyük bir sorun oîdu- ğunu belırterek "Demokrasininiyi işlemesi için güçlü bir muhalefete de ihtiyaç vardır. Bu partiler bu şe- kilde Alman kamuov unda inandı- ncı olamazlar. Toplu işsiziik hâlâ büyük bir sorundur" dedı. Avrupa Türk Islam Birliği (ATlB)merkezinden yapılan açık- lamada. çifte vatandaşhk yasasına karşı imza kampanyası başlatanla- rın ateşle oynadıklan behrtiliyor. Selüloz-İs Sendikası 'SEKA öldürülmek isteniyor' İstanbul Haber Servisi - Selü- loz-lş Sendikası Genel Başkanı Davut Bozkan. SEKAyı öldür- mek isteyenlerin yarınm yapma- yarak SEKA'yı doğal ölüme terk etmek istediklerini söyledi. Davut Bozkan dün yaptığı ya- zılı açıklamada, kağıt sanayiin- de dünyada yaşanan yoğun reka- betın etkisiyle teknoloji yenilen- mesi, yeni yatınmlann yapılma- sı. sanayinin varlığının sürdürü- lebilmesi için yaşamsal önemde olduğunu beiirtti. Yatınm yapıl- masına izin verilmeyen hangi iş- letme olursa olsun günümüz ko- şullannda varlığını sürdürübil- mesİTnn-olaöaksLZ olduğunu sa- vunan Bozkan, 1993'ten I997'ye kadar az da olsa SE- KA'ya yatınm yapıldığını. an- cak 1998 yıhnda hiçbir yatınm yapılmadığını söyledi. SEKA îzmit Müessese- sı'nden ekonomik ömrünü tü- kettiğı iddiasıyla sökülüp satı- lan makinelerin Ankara'da, Adana'da. Gaziantep'te kurulan fabrikalarda oldukça kârlı bir şe- kilde üretime devam ettiğini vurgulayan Bozkan daha sonra şunlan savundu: "SEKA tzmit Müessesesi örneği, gerekli yatırımlar ya- pıldığında SEKA Müessesele- rinin tamamının kaliteli. çeşit- li, ucuz kâğıt üreterek dünya piyasalarında rekabet ederek kârlılığını koruyabiieceğini somut bir şekilde ortaya koy- muşıur. Selüloz-fş Sendikası bu sorumluluktan hareket ederek SEKA'yı vaşatmak is- teyen SEKA Genel Müdü- rü'nden, işçisine kadar herke- sin gücünfl birleştirip SEKA tzmit, Balıkesir. Dalaman, Af- yon, Silifke, Giresun, Kasta- monu. Çaycuma müessesele- rini yatırımsızlık zincirinden kurtarabilmek amacıyla toplu iş sözleşmesine, yahrım kurul- ları adı altında işçilerin de ka- tılabileceği bir kurulun oluş- turulmasını, SEICA'nın hakkı olan yatınm için gerekli öde- neklere ulaşmasında sendika ve işçinin bir nebze de olsa kat- kısının olabilmesi için zorun- lu görmektedin" w Üınversitelerin dil kurslan yasal değü' YTJSUF ZtYA AY Milli Eğitim Bakanhğı (MEB) ile yaban- cj dil kursu düzenleyen üni\ ersıteler arasın- da anlaşmazlık yaşanıyor. MEB, üniversite- lerin. ücret karşıhğında halka açık yabancı dil kursu düzenlemesinin yasal olmadığını duyurdu. Özel Yabancı Dil Kurslan Deme- ği (ÖZDİLDER) Yönetim Kurulu üyesi Le- vent Süer de üniversitelerin bu kurslardan devlet olanaklanyla, vergısı ödenmeyen ge- lir elde ettiklerini öne sürdü. Kurs düzenleyen üniversitelerden Mar- mara Ünıversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Hayri Durmuş ise elde ettikien gelirin vergisinm ödendığinı ve 625 sayılı yasanın ünhersiteleri bağlamadığını söyle- di. Marmara Üniversitesi ve Ankara Üniver- sitesi Türkçe Ögretim Merkezı (TÖMER) gibı kurumlann MEB'in denetimi dışında ücret karşılığı halka açık yabancı dil kurs- lan düzenlemesi bakanhğı harekete geçir- di. MEB, yayınladığı genelgeyle üniversite- lenn personeli ve öğrencileri dışında ücret karşılığı kurs düzenlemesinin yasaya aykı- n olduğunu bildirdi. Üniversitelerin halka açık yabancı dil kurslannın, 625 sayılı "Yabancı Dil Eğjtimi • ÖZDÎLDER, üniversitelerin yasayı çiğneyip devlet olanaklanyla vergisiz kazanç elde ettiklerini öne sürerken kurs düzenleyen üniversitelerin yetkilileri ise kurs gelirlerinin vergilendirildiğini sa\aındular. ve Oğretimi Kanunu"na aykın olduğu be- lirtilen ve MEB Özel Eğitim Kurumlan Ge- nel Müdürü GüngörKıtaç imzasıylavalilik- lere göndenlen genelgede. üniversıtelenn açacaklan yabancı dil kurslannın yalnızca kendi personeli ve öğrencilerine yönelik ol- ması gerektıği bildirildi. Genelgede. üniversitelerin MEB'den izin almadan halka açık ve ücret karşılığı özel kurs açması durumunda, 625 sayılı yasaya aykın hareket edecekleri uyansında bulu- nuldu. 'Onlem alınmalı' lstanbul İl Mıllı Eğitim Müdürü Ömer Balıbey de ilçelere gönderdiğı resmı bır ya- zıyla "her ne türden olursa olsun bilgi ve be- ceri kazandırmak ya da başka maksatla eği- tim faaliyeti adı altında yürütülen bütün or- ganizasyonlann milli eğitimin temel amaç ve ilkeleri ile düzenlenmiş amacına uygun olarak > ürütülüp yürütülmediğinin denet- lenmesi ve önlemlerinin alınması gertktiği- ni" duyurdu. ÖZDİLDER Yönetim Kurulu üyesi Le- vent Süer. üniversitelerin gazetelere verdı- ği ılanlarla halka açık yabancı dil kurslan düzenledığinı belirterek üniversıtelenn bu kurslarla 625 sayılı yasayı yıllardırhiçe say- dığını savundu. Süer. üniversitelerin bu kurslarla devleti; bına, elektrik ve suyunu kullanarak zarara uğrattığını iddia etti. Üniversitelerin yalnız- ca kendi personeli ve öğrencilerine yönelik düzenlemesi gereken kurslan, para karşılı- ğı herkese vererek yasaya aykın davrandı- ğını beiirtti. Süer şunlan söyledi: "Türkiye Cumhu- riyeti'nin ilgili tüm yasa, yönermelik ve ge- nelgeleri kapsamında faaİivci gösteren. her hareketi Milli Eğitim Bakanhğı tarafindan takip edikrek denetlenen. devlete vergisini veren yasal kurslar, bu şekilde haksız reka- bete uğratılarak cezalandırılıyor. Kanuna ay kın faaliyette bulunan üniversiteler ise bu şekilde ödüHendiriByor." Halka açık ücretlı yabancı dil kursu dü- zenleyen Marmara Üniversitesi'nin Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Hayri Durmuş ise kurslardan elde edilen gelirin vergisinin ödendiğini vurgulayarak vakıf gelirlerinin yüzde 44'ünün, döner sermaye gelirlerinin de yüzde 10'unun vergi olarak ödendiğini beiirtti. Üniversitelerin 2547 sayılı Yüksek Öğre- tün Kanunu"na tabi olduklannı ve 625 sa- yılı yasanın üniversiteleri bağlamadığını be- lirterek üniversitelerin 2547 sayılı yasaya göre YÖK'ün onayıyla araştırma ve uygu- lama merkezı kurabildiklerini vurguladı. fc Rakip istemiyorlar' Bu merkezlerin her ünıversitede tek dö- ner sermayeye dönüştürüldüklerini anlatan Durmuş, 625 sayılı yasanın 2. maddesine göre özel öğretım kurumlannın faalıyetle- rıni sadece kazanç sağlamak için düzenle- yemeyeceklen hükmünü açıkça ortaya koy- duğunu, özel yabancı dil kurslannın itiraz- lannı buna dayandırdıklannı söyledi. Bu kurslann aldıklan ücretlenn, ünıversıtele- rinkınden yüksek, eğitim nitelığinin ise üni- versitelerinkınin altında olduğunu savundu. Durmuş. "Ozel öğretim kurumlan, üniver- sitelerin kendilerine rakip olmalarını is- temiyorlar'* dedi. ORHAN BtRGİT Onseçim... Işin püf noktasını tam bilmesi mümkün olmayan kimseier için "önseçim" kurumu, aday saptama- sında, en dürüst çözüm yolu gibi gelir. Bu görüşte olanları tamamen haksız saymakel- bette doğru değıldir. Ama özellikle gelişmekte olan toplumlarda, etnik, feodal, dinsel ya da başka et- kenlerle ortaya çıkan kimi güç odaklarının, önse- çimler nedeniyle hayli hareketli bir trafiğin merke- zi olduğunu da unutmamalan şartı ile. Partiler adaylarını ya merkez yoklaması ya da önseçim yolu ile belirliyorlar. Bilmeyenler için söy- lemek gerekirse, birincisi genel başkanların; ikin- cisi de parti örgütünün eğiliminin yansıması ola- rak isimlendirilebiliyor. Ama işin gerçeği, her ikisinin de küçük ton fark- lan ile aynı kapıya çıktığı. Bakınız niçin? Partilerin kuruluşlarında, oyunun değişmeyen kuralı, oluşturulacak örgütün atanmasında doğal olarak üstteki yetkili kurulun söz sahibi olması. Adı diyelim ki genel başkan ya da genel merkez olan o kurul, illeri belirliyor. lller de ilçeleri. Sonra ilçe- ler, mahallelere kadar uzanarak tabandaki partili- leri saptıyorlar. Partililer kendi aralarında mahalle kurullarını oluşturarak ilçelerin kongrelerine gidecek "de/e- ge"leri seçiyorlar. O delegeler, il kongrelerine gi- diyor ve il yöneticileri ile merkez delegelerini be- lirliyorlar. Emme basma tulumbaya benzetilebile- cek bu işleyiş sırasında, sistemin borusunu tıka- yacak küçük bir "fazlalık" devreye girmiş ise an üstten aşağıya doğru haberleşme sistemi devre- ye giriyor ve gerekli ayarlama yapıtıyor. Gerekli ayarlamanın adı, siyasi partiler sözlük- lerinde herhangi bir yönetıme ışten el çektirerek yerlenne yenilerini atamak olduğu için zaman za- man gözden kaçan devreye girişler olursa, o tûr düzenlemeler ile arızanın yaygınlaşması da önlen- miş oluyor. Bu nedenle ben, yanm yüzyılı bulan politik ya- şamımın içinde, oyunu hep bu doğal kuralını bile- rek ya oynamış ya da izlemişimdir. Bir önseçim anısı.. t]_ Size başımdan geçen bir ön seçim öyküsü ak- latmalıyım: •' 1965'te CHP istanbul İl Başkanı rahmetli Ali Sohtorik. benim milletvekili adayı olmam için ola- bildiğince ağıriığını koymuştu. Delegelerle ilişkile- rimizi, il yönetim kurulundan Suat Ulugay, Kadj- köy llçe Başkanı Uğur Kalafatoğlu ile birlikte üç- lü bir ekip olarak yürütüyorduk. Dönemin Gaziosmanpaşa ilçesinden delege sa- yısı fazla olan bir isim ile ilişki kurmamız söylenil- Üçümüz de "konsomatris mesleğine yenibâş- lamışlann" kalp çarpıntısı ile sözü edilen üyeyj, dönemin ağırbaşlı bir lokantasında ağıriadık. Ken- dimizi tanıttık, düşüncelerimizi sıraladık. Konuğu- muzla yedik, içtik. Bütün bunlar olurken üçümüz de gözlerimizle "delege ağası" konuğumuzun tep- kilerini ölçüyorduk. Aynlırken ellerimizi sıktı. Ve üçümüzün de yeri- ne getiremeyeceği taktiğini verdi. Başka aday adaylannın o günlerde adından çok söz edilen bir Küçükçekmece motelinde delegelen ağırladığırıı söyleyerek istersek gerekli rezervasyonlar için bi- ze yardımcı olabileceğini öneriyordu. O ekibin içinde sadece benim seçilebilecek bir yerde aday olabilmem, Eminönü ilçesindeki yöne- tici arkadaşlarımın öteki ilçelerle pazarlık güçlerin- deki ağırlıklanndan doğmuştur. Bugünkü "Düz Yazı"ya önseçimin niçin konu yapıldığını merak edenler için yine Deniz Bay- kal'ın kulaklannı çınlatacağım: Cumhuriyet Halk Partisi, örgütünün de genel is- teklerine uymuş olmak amacıyla adaylarını çoğu yerde önseçim yaparak saptayacak. Mesela, Ankara ve Istanbul'da büyükşehir be- lediye başkan adayları için de önseçim yapılaca- ğı bildiriliyor. Genel başkan, Istanbul'da Zütfü Li- vaneli'ye, başkentte Murat Karayalçın'a önse- çime katılmalan için aday olmalarını önermekle kalmıyor, her ikisi için de hem de kamuoyu önün- de ağıriığını koyarak övgüler sergiliyor. Her iki siyaset adamının bu başkanlıklar için bi- çilmiş kaftan olduğunu söyleyerek genel merkez tarafindan adaylıkları ilan edilse, sanki antidemok- ratik bir işlem yapılmış olacak. CHP Genel Başkanı'nın, Ankara ve Istanbul'da büyükşehir belediye başkanlıkları için önseçime katılmaya hazırlanan öteki aday adaylarına daha maç başlamadan "kırmızı kart" gösteren hakem görevini üstlenmesi, bana rahmetli Turan Gü- neş'ten dinlediğim bir anekdotu hatırlattı: Ülkenin birisinde erler dahil silahlı kuvvetler mensuplarının da genel seçimlerde oy vermesi için yasa çıkarılmış. O ülkede seçim yasasına gö- re her parti için ayn bir sandık konulurmuş. Bölük komutanı, askerlerini toplayarak isteyenın istediği partiye oy vermekte özgür olduğunu, ak- sini ileri süren olursa inanmamalannı söyleyerek "Şimdi ben sizi vicdanlannızla baş başa bırakmak için odama gidiyonım" demiş ve kasketını oy a t ^ mak için açılmış deliğini kapatacak biçımde san- dıklardan birisinin üzerine bırakmış. Ve kapıdan çıkarken başçavuşa seslenmış: • "Şapkama dikkat et. Yerinden kıpırdar£ gözünü patlatınm." $ lstanbul ve Ankara'daki CHP örgütleri, o meni- leketin birisindekı bölüğün askerierinin durumurt- da kalırlarsa tam bir "emir kulu" olacaklar, yok genel başkanı dinlemezlerse Baykal'a hem de taırı genel seçimleröncesindegüven beslemediklerini ilan eder duruma düşecekler. O zaman da örgütünün güven beslemediği genel başkan, sade yurttaşlardan, başbakanlj{( benim hakkımdır, diye nasıl oy isteyebilecek? j Yani değneğin iki ucu da kirlenecek... ,. Değneği kurtarmak, galiba çok eski yol arkadas- lanm sevgılı Nurettin Sözen ile Erol TuncerTrı bulacaklan çözüm yoluna bağlı. ' Faks:0212-677 07 62 < E-Mail: obirgit c cumhuriyet.com.tr -'
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle