17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
S EYLÜL 1998 ÇARŞAMBA • * • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERİN DEVAMI 17 ** GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada Oysa enflasyon yüzde 1.3. Milli gelır24 bın 500 do- lar. Trafikten ölüm yılda 305. Bızde ayda ortalama .500. Norveç, Türk usulü demokrasiyi uygulasaydı, baş- bakanlarının bu duruma düşmesı bır yana, çekilme- sini isteyenleri suçlayacak kadar geniş yürekli olabi- lirdı. Başbakan Yılmaz, erken seçime "gönü//ü"olma- dıklarını, CHP dayattığı için çifte seçime "zoria" ka- rar verdiklennı söyluyor. Şımdılerde çıfte seçımın kımi sakıncalarından da söz ediyor. Ne ki, böylece sorumluluktan kaçıyor, hatta de- mokrasinin bir gereğini yerine getirmeyi de düşün- müyor. Seçimı erteleme onergesını CHP versin isti- yor. Oysa Türkiye'yi düşünüyorsa. ülkeyi sakıncalı bir seçimden kurtarmayı ıstıyorsa, erteleme önergesıni partisinın vermesi gerekmiyor mu? Hayır! Bizım demokrasımızde duşürülmeden ıkti- dardan gıtmek dıye bır kural, bır gelenek yok. Ya ne var? "Iktidardan gıtmemek ve koltuğa sımsıkı sanlmak" içın ne yapmak gerekıyorsa, yapmak var. Kısacası, Batılılarda muhalefet dayatınca istifanın eşiğıne kadar gelen başbakan sınir krızlerıne ginyor. Bizde ise başbakan ıktidarda kalabilmek için muha- lefet dayatmalarına boyun eğiyor. 2: Bizde ekonomık sıkıntılar Baba'dan oğula veya kızına devredildığı ıçın ne Yılmaz'ın Şaibe Hanım'ı, ne de Şaibe Hanım'ın "Baba"yı suçlaması olanaklı. Bizimkiler demokrasiyi gelıştirmeyi görev saymı- yorfar. Demokratık sıkıntılann uzerini örtmeyi baba- dan oğula veya kızına miras bılıyorfar. Rusya krizi bıze ozgü demokrası gereği Vergi Ya- sası'ndakı kımi maddelerın başını yedi. O yasayı çı- karan hükumetin başı krızı özel kesıme trilyonlar ba- ğışlayan düzeltmelere bahane sayıverdi. 5 günliik tatil Deniz Baykal haklı olarak bu hukümet için "On- larsadece Ikitellı ve Akmerkez'deler" dıyor. Yani si- yasetin marifeti basını da, sermayeyı de doyurmak! 3: Çifte seçım sakıncalı, erken seçim zararlı. Bu kargaşadan yarı başkanlık veya başkanlık sistemi çı- kartmak. Demirel'i aşağı çekıp yenıden seçilmesini sağlamak! Ama Cindoruk'un onensı hemen hıçbir çevreden olumlu yanıt bulamıyor. Baykal'ın sözü doğru: "Öneriyiortaya atan birpar- ti. Söz konusu olan Cumhurbaşkanı. Oturup arala- nnda konuşsunlar, bır karara varsınlar" dıyor ki, bu sözün ozeti şu: Bıze ne! Zaten başkanlık önerılerını durup durup sık sık or- taya atmalarının bir başka anlamı var. Cumhurbaş- kanı da ona koşut öavranan Cındoruk da TBMM'den diledikleri sıyasal sistemi yaratacak anayasa değişık- lıği çıkmayacağını biliyorlar. Konuyu taze tutarak ka- muoyunu. halkı arkalanna almayı, bu yoldan TBMM'- ye baskı kurma, sıyasetçileri sındirme planı uygulu- yorlar. 4: Yargrtay Başkanı ıle Barolar Birliği Başkanı Cum- huriyetın 75. yılında yargıyı pek guzel tanf ettiler: 75. yılımızda "tam bağımsızyargıç ve tam güven- celiyargı aranıyor. Barolar da savunmanın bağımsız olmadığını söyluyor". Yargının bağımsız olduğundan söz eden Cumhur- başkanı ve dinleyiciler, bu yargı karşısında suspus. 5: "Ne olacak bu memleketın hali" sorusuna ge- lince; hıçbir şey olmayacak. Yargı bağımsızlığı varla yok arasında sürüp gidecek, siyasal dengesizlikler onarılamayacak, ekonomı duzelıyor derken inip çı- kacak, ama pahalılık surecek. Dış polıtika ıse Irak'tan Iran'a, Güney Kıbns'tan Yunanıstan'a değin "füze diplomasisine" baglanmış, çözüm arıyor. 6: Bu kadar karışık bır tablo karşısında 3-5 gün ol- sun, sade vatandaşın arasına karışmanın yadsına- mayacağını kabul etmez mısıniz? Kafayı dınlendırmek, boşaltmak ve halkı kısa sü- reli de olsa bır kez daha yakından görmek için 5 gün- cük. Gelecek salıya kadar... Izninızle. Kutan'dan Savaş'a 'bölücü' suçlaması ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Yargıta> Cumhu- nvet Ba^savcrst VuraJ Sa- vaş'ın Istanbul Büvükşehır Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında- ki cezanın onanması ıste- miyle hazırladığı tebliğna- meye FP'den tepkıler »ürü- yor. FP Genel Başkanı Re- caiKutan, Savaş'ın teblığ- namedeki sözlennın "bö- lücüJük" içerdiğini öne sür- dü. FP Başkanlık Divanı toplantısından önce bır açıklama >apan Recaı Ku- tan. Yargıtay Baskanı Meh- met LŞgun'un >enı adlı > ı- ın başlangıcı nedeniyle .-aptığı konuşmanın ger- ;ekJeri yansıttığını belırte- ek Uvgun'u kutladı Kutan. "Yargıtaj Başka- u'nın sözierininpek çok ki- iye yol göstermesini, ışık utmasını temenni ediyo- um" diyerek Yargıta\ 'umhunyet Başsavcısı Vu- i) Savaş ı!e FP arasındaki ırtışma>a değındi. Sa- îş'ın teblığnameyi basına ;ıkjayarak suç ışledıği yö- indekı savını \ineleyen utan. Başsa\cının Erdo- ın'ın şiirokuduğu bölge- nın özellikJennı sıralarken bölücülük yaptığını öne sürdü. Kutan. Savaş'a yö- nelık suçlamalannı şöyle sürdürdü' "Başsavcı Siirt, Batrnan ve Diyarbakır bölgelerini kastederek buralarda Kürt \e \rap kökenli vurttaşla- nn çoğunlukta olduğunu, Hi/bullah örgütüniin bu bölgedeetkin dururnda bu- lunduğunu, din temeline dayalı detlet kurnıak iste- yen şeyhJerin vetarikatlaraı güçlü olduklannı sövleye- rek o bölge halkını rencide etmiştir. VuraJ Savaş, baş- savcı olmasaydı bu beyanla- nndan sonra ismi Vural Sa- vaş olmayan bir başka sav- cı tarafindan hakkında, bö- lücülük iddiasnla soruştur- ma açılırdı." Seçim tartışmalan Konuşmasında seçim tanışmalarına da değinen Kutan. "28 Şubat'tan beri birlikte hareket eden bazı çevrelerin, yanJanna bazı işadamlan, esnaf kuruluş- ları A\AP ve DTP\vi de aiarak seçim karan/u erte- lemeve çaJıştıkiannı" öne sürdü. VEFAT Kardeşimiz SUAT CENGİZ'İ kaybettik. Dostlanmızın başı sağolsun. ŞEVKİYE, AYSEL ve REMZİ CENGİZ Birtiik çöküş 'Sıcakpam denetlenmelV • Baştarafı 1. Sayfada rublenin dolara ve marka dönüştü- riilmesini durdurmuştu. $imdi de Hong - Kong borsasına müdahale edildı. Nevvsueek'e göre, her şeyden evvel ülkelerin yabancı sermayeye bağımlı hale getiren ve ülkelere bü- yük birhızla ve büyük miktarlarda giren sermaye, şimdi aynı şekilde ülkeierden aynlıyor. Örneğin 1996 yılında Güney Kore'ye 42 milyar dolar sermaye akaşı olrnuştu. Biryıl sonra 21 milyar dolar tutannda ser- maye ülkeyi terk ern. Bu gen dönü- şü başlatan mekanizma ise ülkele- re giren yabancı paranın kapitalızm adma israf edilmesi ve sanayilerin yalnış yönlendirilmesi oldu. Asya, içı boş ofıs binaları ve üretim faz- lası mallann dolup tastığı fabrika- larla donandı. Denizaşın bankalar verdikJen kredileri yenilemeyi red- dettiler; çokuluslu şirketlerhissele- rini sattılar ve birikimlerini dolara çevirdiler. Newsweek. sermayenin kaçma korkusunun şimdi İcendi kendinı besledigini yazıyor ve bu korkunun şımdiden Latin Ameri- ka'yı etkisı altına aldığını söyluyor. Meksika halkmın "peso^nun deva- lüe edilmesinden korkarak parası- nı dolara çevırmeye başladığını be- tCQiJOIRJ$İ. Outlookforthe worldeconomy? lırten dergi, Hong-Kong'da kısa v a- deli faiz oranlan yüzde 15 'e çıkar- ken Meksika'da yüzde 36'ya firla- dı^ını belirtiyor. Dergi, knzin daha derin bır açık- lamasuu ıse piyasa kapitalızmının yalnızca bir ekonomik sistem ol- mayışmda buluyor. Uzmanlann, pi- yasa kapitalizmi- nin beraberinde re- kabet kurallannın işlediği, yasalara uygun kârlılıfın söz konusu olduğu bir külrürel ve de- mokratik degerler kavramını da getır- diğini ancak günü- müzde bu değerle- rin henüz tüm de\ - letler tarafından aynı şekilde be- nimsenemediğinj belirttikleri vurgu- lanıyor. Sonuçta kapitalizm, yalnız- ca ekonomi adına işleyen birmeka- nizma değil. Aynı zamanda diğer ülkelerin kültürel değerlenne ve si- yasetlerine de saldırarak beraberin- de çatışmalan meydana getiriyor. Newsweek. ABD'nin küresel ajanslan şeklinde çalışan Dünya Ti- caret Örgütü ve IMF, yoksul ve ge- lişmekte olan ülkeleri. ticarete ve küresel sermayeye daha açık olma- lan yolunda ikna ettiğini belirtiyor. Ancak bu ülkeler global ekonomı- den maksımum kân elde etmeye bakarken kendı siyasetlerindekı ve ticaretlerindeki gelişimleri minimi- ze ediyorlar. Ne\vsweek'e göre G. Kore ve Rusya, kendılerini olduklarından da- ha değişmış gibi gösterdiler. Ame- rikalı, Avrupalı ve Japon bankacılar ise buna inanmış gibi davrandılar. Böylece krediler. eksik ya da yalnış finansal beyanlar temel alınarak ve- rildi, Bir tarafta yatınmcılar büyük getiri beklentisi içinde büyük paralarakıttılar. Diğer tarafta bu paralar genellikJe banka kredilerine, hısse senetlerine ve rant ekonomisine harcandı. Sonuç- ta kapitalizm beraberinde yozlaş- ma ve yolsuzluklar dizisını de ge- tirmış oldu. 1997 yılında yapılan uluslararası bir araştırma ise bunun somut bir örnefi. 52 ülke üzerinde yapılan yolsuzluk araştırmasında Rusya 4'üncü, Endonezya 7'ncı Taylandise 14'üncüsıradabulunu- vor. The Economist'in iddiası Ingiltere'de yayımlanan The Economist dergısı de ülkelerin ken- dı finansal sıstemlennde önemlı değışiklikleryapmalan gerektigini, aynı zamanda uluslararası finans sisteminde de yapısal değişıklığe ıhtiyaç olduğunu yazdı. Dergiye göre spekülatörlerin ya- nı sıra hükümetlenn yanJış yargı- lan da krizin daha da derinleşme- sine katkıda bulunacak faktörler arasında. Malezya'nın aldığı "sıkı koruma poiitika$r karannın bu aşamada ülkeyi daha kötü bir du- ruma sürükleyeceğini belirten der- gi. küresel kapitalist sistemin biraz daha djşında kalabilmiş olan Çin ve Hindistan'ın bu krızi daha iyi atlattığına dikkat çekerek bundan iyi dersler çıkanlabileceginı vur- guladı. Economıst'e göre Asya kri- zinın atlatılmasında en büyük so- rumluluk, Meksika krizinde ABD'nin yaptığı gibi, Japonya'ya düşüyor. Avrasya'nm köprüsü Türkiye Hazine'nin 'kısa vade' riski artıyor• Baştarafı 1. Sayfada dıklan kararlara uygun olarak çözülmesi gerektigini bildirdiler. Ana anlaşmaya ara- lannda Türkiye ve Azerbaycan'ın da bu- lunduğu 12 ülke imza koydu. Rusya'nın anlaşmayı imzalamadığı öğrenildi. Cumhurbaşkanı Siileyman Demirel zır- vede yaptıgı konuşmada. Türkiye'nin her zaman uluslararası ticaret güzergâhlannı birleştiren bir köprü olduğunu belirterek "Bugün, yeni bağımsız devletferin ortaya çıkmasından sonra, Türkiye'nin kıtalara- rası doğal bir terminal olma konumu daha da önem kazanmıştır" dedi. Demirel. petrol v e doğalgaz hatlan ko- nusuna da değınerek Bakû-Ceyhan olarak bilinen projenin bütün bölgede eneıji gü- venliğmi temınat altına alacağını savıın- du. Derrurel. boğazlann can, mal, çevTe ve seyirgüvenliğini tehlikeye sokmadan, bü- yük miktarda ılave petrol yükünü kaldıra- mayacagına da dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Demirel, zirvenin ar- dından düzenlediği basın toplantısında Türkiye'dekı iç sıyasi geiişmelerle ilgılı sorulan da yanıtladı. Demirel, Cumhur- başkanlıgı görevıni bırakıp aktif siyasete katılması yönündeki çağnlann anımsatıl- ması üzerine şunlan söyledi. "Bu çeşit tarüşmalar benim dışundadır. Türkije istikrar aramava devam ettiği sü- rece, bu ceşit tartışmalar kaçuulmazdır. \ani Türkiye ne yapıyor, seçim karan alı>or, sonra seçimi yapalım mı yapmaya- lını mı dive tereddüte düşüyor. Niye düşüyor? Çünkü acaba seçim Tür- kiye'nin istikrarsorununu halleder mi. hal- ietmez mi dive birtakım şüpheleregirili>or. Yani Türkiye'de halkın kafasında 'nasıl olacak bu işin sonu' gibi sorular bir eevn- ba kavuşmadıkça. bu çeşit tartışmaJar ya- pılmaya devam edilecekür." Demirel, seçimlerin ertelenme eğilimi konusunun ve istikrar kaygısında olanlann görüşüne katılıp katılmadığının sorulma- sı üzerine şu cevabı verdi: "Katılıp katıl- mamak ayn mesele. Türk vatandaşı ne dü- şünüyor, ona bakın. Yeri, zamanı gelince, benim kendi düşüncemi sö> lemem bir işe yarayacaksa söylerim. Bütün bunlann hep- sinin kökünde, Türkiye'de parçalı sivaset yatar. Sivaset bu kadar parçalı olduğu için, Türk vatandaşı zihninde istikrar aramava devam ediyor. İstikrar aradıkça da bu tip tartışmalar devam ediyor." Dışışleri Bakam Ismail Cem, zır\e top- lantısının yapıldığı Gülistan Sarayı'nda düzenlediği basın toplantısında, düşünülen ulaştırmaprojelerinin. çevTeyi, insan haya- ühi"*gozeteri pfojeler olması gerektigini vurguladj. Cem, bu konuda Türkiye'nin önerisi so- nucu. çevTe gü\enliğini gözeten projelerin kabul edildiğini, bunun nihai metınde yer aldığını bildirdi. Çevre güvenliğınin önemini vurgulayan Cem, "Yani bizim kendi boğazlarunızı bir petrol boru hattına dönüştürmeyeceğimi- n. bir otoyola dönüştürmeveceğûnizi tüm ilgili çevTelere aniatmaktayız" dedı. BANU SALMAN ANKARA - Hazine. ge- ri ödemelen yüklü eylül ayını atlatabilmek için borçlanmalarını sürdürü- yor. Halka arz yöntemiyle gerçekleştirecegi 1 yıllık dolar cınsınden tahvil ve 3 ay vadelı bono satışlann- dan elde edeceği kaynağı 10 Eylül'de kasasına koya- cak olan Hazine. 16 Ey- lül'deki 313 trilyon liralık ıç borç geri ödemesınden bir gün önce de 6 ay \ade- 11 olarak 250-400 trilyon li- ra arasında borçlanmaya çalışacak. Rusya bunalımının olumsuz etkisine karşı Tür- kiye'nin dövız rezervleri güvence olarak gösterilir- ken Moskova yönetimini en çok zorlayan etkenler- den olan "sıcak para" ris- ki Türkiye Hazınesfni de zorluyor Hazine'nin 1998 yılı iskontolu ihale tablo- suna göre. 3, 6 v e 9 ay gibi kısa vadeli bono ihaleleriy- Ie toplam 6 katrily on liraya yakın borçlanma gerçek- leştınldi. Yıllık tahvillerin ise bu borçlanma tablosun- daki yeri, 813 tnlyon liray- la 1 katrilyon liranın bile altında kaldı. 1 Eylül'de yüzde 143'le- re ulaşan faizlerle gerçek- leştirdigi net424 trilyon li- ralık satışın ardından. 213 trilyon lirası faiz, 419 tril- yon lirası anapara olmak üzere iç borç geri ödemesi gerçekletiren Hazine, 16 Eylül'de 171 trilyon 543 milyar lirası faiz, 141 tril- yon 695 milyar lirası ana- para olmak üzere 313 tril- yon lira ıç borç servisi ya- pacak. Bunun için de, ödeme- den bir gün önce 6 ay vade- li olarak 250-400 trilyon li- ra arasında borçlanmaya çalışacak olan Hazine, 30 Eylül'deki 457 trilyon lira- lık borç ödeme yükii nede- niyle iç piyasaya başvur- maya devam edecek. TÜ- FE'yeendeksli 1 yıllık tah- vil ihalesi ve 7 ay vadeli bo- no satışıyla toplam 250- 400 tnlyon Iıra daha kay- nak arayacak. "Cumhuriyet, kadınlarımıza insan kimligi kazandırdı." Haydi el ele tutuşalım! Ülkelerin, devletlerin yaşamında 75 yıl ne ki! Oldukça kısa bir süre... Ama geriye baküğımızda, bu süre içinde hiç de kısa sayılmayacak bir yol aldığımız görülüyor. Bu heyecan verici gelişmede, atılan her adımda, her birimizin, tüm Türkiye Curnhuriyeti \-urttaslannin payı var.. Şimdi, yeniden el ele verme zamanı! Üeriye, çok daha ileriye ulaşabiliriz. Tıpkı kuruluş günlerindeki gibi coşkuyla el ele tutuşur, yürek yâireğe buluşursak... M Baştarafı 1. Sayfada uygulamanın ne zaman ya- pılacağına ilışkin düzenle- meler Bütçe Yasası'yla yapı- labilır. Bizim temel ılkemiz reel vergilendirme. Kazanç varsa vergi ahnacak, yoksa alınmayacak. Bundan sapma yok. 10 Eylül'de teblig: 30 Ey- lül'deki uygulamamızla ilgi- li olarak İ0 Eylül'de bır teb- liğ yayımlayacagız. Kamu- oyundaki soru işaretlerini dikkatle ızliyoruz. Bütün bunlara yanıt veren bir teblig olacak. tzmir'deki.Bursa'da- kı toplamılarda gördüm ki, sanayici. tüccar V^ergi Yasası nedeniyle ekonomideki ya- şamın olumsuz etkılenmeye- cefini düşünüyor. Zaten şunu somut olarak ortaya koyunca Vergi Yasası- 'na sahip çıkıhyor; Türkiye vergi almadan bir yere gide- mez. Tabii yıllarca vergi \ er- meyen insanlann gönüllü olarak birden bire vergi mü- kellefi kesilmesi de beklene- mez. \ergi olayı birgönüllü- lük olayı değildir, zor alım- dır. Ancak o zor alımı ger- çekleştirirken hakkanıyet olayına dikkat etmek gereİcir. îşte biz anlata anlata, vergi- yi sevdirmeye çalışıyoruz, Ayda 1.1 katrilyon: Vergı toplamadaki başanmız ra- kamlarla ortada. Ayda 1.1 katrilyon gelir elde ediyoruz. Bu ay da bütçe hedefleri- mizi aştık. Işın en önemli kısmı bu zaten. Bu yüzden Rusya konumuna düşmeyiz. Bütçe gelın olmasaydı. vay halimize. Sıcak para: Önümüzdekı günlerde sıcak para olgusu ekonomistler tarafından da- ha aynntılı olarak tartışıla- caktır, degerlendirilecektir. Bu şekilde sermaye ginşıni sınırlamagetirilipgetirilme- mesi yeni baştan tartışılacak- tır. Fonvard tebliğı çıkartıldı. Bu, sermaye haraketlerinde, Türkiye'ye sermaye girışini, resmen dövız girişini belirli smırlamalara tabı tutan bir düzenlemeydi. Öyleherönü- ne gelen ıstedigi gibi çanta- sma parayı doldurup gelse ya da banka aracılıgıyla transfer etse. devlet tah\ıli, Hazine bonosu alsa. veya borsaya girse, ardından da istediği gi- bi gitse... Olur mu? O düzen- Jeme gerçekten dogruydu. Merkez Bankası ve Hazi- ne'nin ortak düzenlemesıy- di. Ancak konjonkrür defı- şip de bu rür gelişmekte olan piyasalardan para hızla çekı- lince. ister ıstemez bu teblig- de de geri adım atıldı. yani yumuşama yapıldı. Şundı yeni düzenleme de yanlış de- ğil, eskı düzenleme de yan- lış degıl. Enflasyon: Artık enflasyo- nun yükselme ihtimali yok- tur. Teorik olarak da pratik olarak da bu yok. Bundan sonraki aylar da hep geçen senenin altında artış olacak. Göreceksinız eylül sendro- mu da abartılacak bır rakam olarak çıkmayacak. Böylece yıl sonu toptan eşya fıyatla- n endeksı yüzde 50 cıvann- da olacak. Tüketici de vüzde 60'lara kadar iner. Bu bakım- dan hukümet sözünde dur- muş oluyor. Yalnızlık: Zaman zaman Temizel yalnız kaldı gibi yo- rumlar yapılıyor, ama ben kendimi hiç yalnızhissetme- dim. Kimi kişilerin eleştirisı bende hayal kınklıgı yarattı bu dogru. Ancak. bınlennın sıkıntı altınagirmesi, elmı ta- şın altına sokması gerekiyor. Bu biraz da yurt sevgisıne bağh bır olay. Vergi konu- sunda yapılan en iyi düzen- leme bile mutlaka birilennı rahatsız edecektir. Şiddet, kadını intihara itiyor m Baştarafı I. Sayfada yüklenen analık ve eşlık görevierinde olduğu gibi hemşirelik, sekreteriik rü- ründe bakıcı ve düzenleyi- ci işler yaptıklannı söyledi. Erkek egemen toplumda kadınlara yöneticı olma fır- satı verilmedığıne dikkat çeken Hayran, kadınlann işyerinde psiko}ojik ye, fi- ziksel sorunlarâ^ısındanâa risk ve cinsel taciz tehdidi altında olduğunu vurguladı. Erkek egemen topîumun etkilerinin ilaç araştırmala- nnda dahı görüldügünü ifa- de eden Hayran, "llaçlar bi- le erkek denekkr kullanıla- rak erkeklere göre hazuia- nıyor"dedi. Kadını sağlık açısından evde de cıddi tehlikelenn beklediğıni ifade eden Hay- ran, aile içı şıddetin Türki- ye'de ve dünyada çok ciddi boyutlarda olduguna dikkat çeİcti. Türkiye gibi geliş- mekte olan ülkelerde aile ıçi şiddete maruz kalmış kadın- lann bunu dıle getırmekten korktugunu ve sakladığını belirten Hayran, kadın sağ- 4ıg»'tçtn yaptian harcamala- nn >iİ2de-5'ınin aile içi şid- dete maruz kalmış kadınla- ra yapıldığını söyledi. Diğer konuşmacılar da kadının genç kızlıktan yaş- lılık dönemme kadar geçen süreçte karşılaştığı sağlık sorunlan ve bu alanlarda uygulanan fizyoterapı ve re- habilitasyon yöntemlerine değindiler. "Cumhuriyet bize medeni nikâh getirdi yavrum, daha ne yapsın!" L **
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle