Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
S EYLÜL 1998 ÇARŞAMBA • * • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERİN DEVAMI 17
**
GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
Oysa enflasyon yüzde 1.3. Milli gelır24 bın 500 do-
lar. Trafikten ölüm yılda 305. Bızde ayda ortalama
.500.
Norveç, Türk usulü demokrasiyi uygulasaydı, baş-
bakanlarının bu duruma düşmesı bır yana, çekilme-
sini isteyenleri suçlayacak kadar geniş yürekli olabi-
lirdı.
Başbakan Yılmaz, erken seçime "gönü//ü"olma-
dıklarını, CHP dayattığı için çifte seçime "zoria" ka-
rar verdiklennı söyluyor.
Şımdılerde çıfte seçımın kımi sakıncalarından da
söz ediyor.
Ne ki, böylece sorumluluktan kaçıyor, hatta de-
mokrasinin bir gereğini yerine getirmeyi de düşün-
müyor. Seçimı erteleme onergesını CHP versin isti-
yor.
Oysa Türkiye'yi düşünüyorsa. ülkeyi sakıncalı bir
seçimden kurtarmayı ıstıyorsa, erteleme önergesıni
partisinın vermesi gerekmiyor mu?
Hayır! Bizım demokrasımızde duşürülmeden ıkti-
dardan gıtmek dıye bır kural, bır gelenek yok. Ya ne
var?
"Iktidardan gıtmemek ve koltuğa sımsıkı sanlmak"
içın ne yapmak gerekıyorsa, yapmak var.
Kısacası, Batılılarda muhalefet dayatınca istifanın
eşiğıne kadar gelen başbakan sınir krızlerıne ginyor.
Bizde ise başbakan ıktidarda kalabilmek için muha-
lefet dayatmalarına boyun eğiyor.
2: Bizde ekonomık sıkıntılar Baba'dan oğula veya
kızına devredildığı ıçın ne Yılmaz'ın Şaibe Hanım'ı,
ne de Şaibe Hanım'ın "Baba"yı suçlaması olanaklı.
Bizimkiler demokrasiyi gelıştirmeyi görev saymı-
yorfar. Demokratık sıkıntılann uzerini örtmeyi baba-
dan oğula veya kızına miras bılıyorfar.
Rusya krizi bıze ozgü demokrası gereği Vergi Ya-
sası'ndakı kımi maddelerın başını yedi. O yasayı çı-
karan hükumetin başı krızı özel kesıme trilyonlar ba-
ğışlayan düzeltmelere bahane sayıverdi.
5 günliik tatil
Deniz Baykal haklı olarak bu hukümet için "On-
larsadece Ikitellı ve Akmerkez'deler" dıyor. Yani si-
yasetin marifeti basını da, sermayeyı de doyurmak!
3: Çifte seçım sakıncalı, erken seçim zararlı. Bu
kargaşadan yarı başkanlık veya başkanlık sistemi çı-
kartmak. Demirel'i aşağı çekıp yenıden seçilmesini
sağlamak! Ama Cindoruk'un onensı hemen hıçbir
çevreden olumlu yanıt bulamıyor.
Baykal'ın sözü doğru: "Öneriyiortaya atan birpar-
ti. Söz konusu olan Cumhurbaşkanı. Oturup arala-
nnda konuşsunlar, bır karara varsınlar" dıyor ki, bu
sözün ozeti şu: Bıze ne!
Zaten başkanlık önerılerını durup durup sık sık or-
taya atmalarının bir başka anlamı var. Cumhurbaş-
kanı da ona koşut öavranan Cındoruk da TBMM'den
diledikleri sıyasal sistemi yaratacak anayasa değişık-
lıği çıkmayacağını biliyorlar. Konuyu taze tutarak ka-
muoyunu. halkı arkalanna almayı, bu yoldan TBMM'-
ye baskı kurma, sıyasetçileri sındirme planı uygulu-
yorlar.
4: Yargrtay Başkanı ıle Barolar Birliği Başkanı Cum-
huriyetın 75. yılında yargıyı pek guzel tanf ettiler:
75. yılımızda "tam bağımsızyargıç ve tam güven-
celiyargı aranıyor. Barolar da savunmanın bağımsız
olmadığını söyluyor".
Yargının bağımsız olduğundan söz eden Cumhur-
başkanı ve dinleyiciler, bu yargı karşısında suspus.
5: "Ne olacak bu memleketın hali" sorusuna ge-
lince; hıçbir şey olmayacak. Yargı bağımsızlığı varla
yok arasında sürüp gidecek, siyasal dengesizlikler
onarılamayacak, ekonomı duzelıyor derken inip çı-
kacak, ama pahalılık surecek. Dış polıtika ıse Irak'tan
Iran'a, Güney Kıbns'tan Yunanıstan'a değin "füze
diplomasisine" baglanmış, çözüm arıyor.
6: Bu kadar karışık bır tablo karşısında 3-5 gün ol-
sun, sade vatandaşın arasına karışmanın yadsına-
mayacağını kabul etmez mısıniz?
Kafayı dınlendırmek, boşaltmak ve halkı kısa sü-
reli de olsa bır kez daha yakından görmek için 5 gün-
cük.
Gelecek salıya kadar... Izninızle.
Kutan'dan Savaş'a
'bölücü' suçlaması
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Yargıta> Cumhu-
nvet Ba^savcrst VuraJ Sa-
vaş'ın Istanbul Büvükşehır
Belediye Başkanı Recep
Tayyip Erdoğan hakkında-
ki cezanın onanması ıste-
miyle hazırladığı tebliğna-
meye FP'den tepkıler »ürü-
yor. FP Genel Başkanı Re-
caiKutan, Savaş'ın teblığ-
namedeki sözlennın "bö-
lücüJük" içerdiğini öne sür-
dü.
FP Başkanlık Divanı
toplantısından önce bır
açıklama >apan Recaı Ku-
tan. Yargıtay Baskanı Meh-
met LŞgun'un >enı adlı > ı-
ın başlangıcı nedeniyle
.-aptığı konuşmanın ger-
;ekJeri yansıttığını belırte-
ek Uvgun'u kutladı
Kutan. "Yargıtaj Başka-
u'nın sözierininpek çok ki-
iye yol göstermesini, ışık
utmasını temenni ediyo-
um" diyerek Yargıta\
'umhunyet Başsavcısı Vu-
i) Savaş ı!e FP arasındaki
ırtışma>a değındi. Sa-
îş'ın teblığnameyi basına
;ıkjayarak suç ışledıği yö-
indekı savını \ineleyen
utan. Başsa\cının Erdo-
ın'ın şiirokuduğu bölge-
nın özellikJennı sıralarken
bölücülük yaptığını öne
sürdü. Kutan. Savaş'a yö-
nelık suçlamalannı şöyle
sürdürdü'
"Başsavcı Siirt, Batrnan
ve Diyarbakır bölgelerini
kastederek buralarda Kürt
\e \rap kökenli vurttaşla-
nn çoğunlukta olduğunu,
Hi/bullah örgütüniin bu
bölgedeetkin dururnda bu-
lunduğunu, din temeline
dayalı detlet kurnıak iste-
yen şeyhJerin vetarikatlaraı
güçlü olduklannı sövleye-
rek o bölge halkını rencide
etmiştir. VuraJ Savaş, baş-
savcı olmasaydı bu beyanla-
nndan sonra ismi Vural Sa-
vaş olmayan bir başka sav-
cı tarafindan hakkında, bö-
lücülük iddiasnla soruştur-
ma açılırdı."
Seçim tartışmalan
Konuşmasında seçim
tanışmalarına da değinen
Kutan. "28 Şubat'tan beri
birlikte hareket eden bazı
çevrelerin, yanJanna bazı
işadamlan, esnaf kuruluş-
ları A\AP ve DTP\vi de
aiarak seçim karan/u erte-
lemeve çaJıştıkiannı" öne
sürdü.
VEFAT
Kardeşimiz
SUAT CENGİZ'İ
kaybettik.
Dostlanmızın başı sağolsun.
ŞEVKİYE, AYSEL ve REMZİ CENGİZ
Birtiik çöküş
'Sıcakpam denetlenmelV
• Baştarafı 1. Sayfada
rublenin dolara ve marka dönüştü-
riilmesini durdurmuştu. $imdi de
Hong - Kong borsasına müdahale
edildı.
Nevvsueek'e göre, her şeyden
evvel ülkelerin yabancı sermayeye
bağımlı hale getiren ve ülkelere bü-
yük birhızla ve büyük miktarlarda
giren sermaye, şimdi aynı şekilde
ülkeierden aynlıyor. Örneğin 1996
yılında Güney Kore'ye 42 milyar
dolar sermaye akaşı olrnuştu. Biryıl
sonra 21 milyar dolar tutannda ser-
maye ülkeyi terk ern. Bu gen dönü-
şü başlatan mekanizma ise ülkele-
re giren yabancı paranın kapitalızm
adma israf edilmesi ve sanayilerin
yalnış yönlendirilmesi oldu. Asya,
içı boş ofıs binaları ve üretim faz-
lası mallann dolup tastığı fabrika-
larla donandı. Denizaşın bankalar
verdikJen kredileri yenilemeyi red-
dettiler; çokuluslu şirketlerhissele-
rini sattılar ve birikimlerini dolara
çevirdiler. Newsweek. sermayenin
kaçma korkusunun şimdi İcendi
kendinı besledigini yazıyor ve bu
korkunun şımdiden Latin Ameri-
ka'yı etkisı altına aldığını söyluyor.
Meksika halkmın "peso^nun deva-
lüe edilmesinden korkarak parası-
nı dolara çevırmeye başladığını be-
tCQiJOIRJ$İ.
Outlookforthe
worldeconomy?
lırten dergi, Hong-Kong'da kısa v a-
deli faiz oranlan yüzde 15 'e çıkar-
ken Meksika'da yüzde 36'ya firla-
dı^ını belirtiyor.
Dergi, knzin daha derin bır açık-
lamasuu ıse piyasa kapitalızmının
yalnızca bir ekonomik sistem ol-
mayışmda buluyor. Uzmanlann, pi-
yasa kapitalizmi-
nin beraberinde re-
kabet kurallannın
işlediği, yasalara
uygun kârlılıfın
söz konusu olduğu
bir külrürel ve de-
mokratik degerler
kavramını da getır-
diğini ancak günü-
müzde bu değerle-
rin henüz tüm de\ -
letler tarafından
aynı şekilde be-
nimsenemediğinj
belirttikleri vurgu-
lanıyor. Sonuçta
kapitalizm, yalnız-
ca ekonomi adına işleyen birmeka-
nizma değil. Aynı zamanda diğer
ülkelerin kültürel değerlenne ve si-
yasetlerine de saldırarak beraberin-
de çatışmalan meydana getiriyor.
Newsweek. ABD'nin küresel
ajanslan şeklinde çalışan Dünya Ti-
caret Örgütü ve IMF, yoksul ve ge-
lişmekte olan ülkeleri. ticarete ve
küresel sermayeye daha açık olma-
lan yolunda ikna ettiğini belirtiyor.
Ancak bu ülkeler global ekonomı-
den maksımum kân elde etmeye
bakarken kendı siyasetlerindekı ve
ticaretlerindeki gelişimleri minimi-
ze ediyorlar.
Ne\vsweek'e
göre G. Kore ve
Rusya, kendılerini
olduklarından da-
ha değişmış gibi
gösterdiler. Ame-
rikalı, Avrupalı ve
Japon bankacılar
ise buna inanmış
gibi davrandılar.
Böylece krediler.
eksik ya da yalnış
finansal beyanlar
temel alınarak ve-
rildi, Bir tarafta
yatınmcılar büyük
getiri beklentisi
içinde büyük paralarakıttılar. Diğer
tarafta bu paralar genellikJe banka
kredilerine, hısse senetlerine ve
rant ekonomisine harcandı. Sonuç-
ta kapitalizm beraberinde yozlaş-
ma ve yolsuzluklar dizisını de ge-
tirmış oldu. 1997 yılında yapılan
uluslararası bir araştırma ise bunun
somut bir örnefi. 52 ülke üzerinde
yapılan yolsuzluk araştırmasında
Rusya 4'üncü, Endonezya 7'ncı
Taylandise 14'üncüsıradabulunu-
vor.
The Economist'in iddiası
Ingiltere'de yayımlanan The
Economist dergısı de ülkelerin ken-
dı finansal sıstemlennde önemlı
değışiklikleryapmalan gerektigini,
aynı zamanda uluslararası finans
sisteminde de yapısal değişıklığe
ıhtiyaç olduğunu yazdı.
Dergiye göre spekülatörlerin ya-
nı sıra hükümetlenn yanJış yargı-
lan da krizin daha da derinleşme-
sine katkıda bulunacak faktörler
arasında. Malezya'nın aldığı "sıkı
koruma poiitika$r karannın bu
aşamada ülkeyi daha kötü bir du-
ruma sürükleyeceğini belirten der-
gi. küresel kapitalist sistemin biraz
daha djşında kalabilmiş olan Çin
ve Hindistan'ın bu krızi daha iyi
atlattığına dikkat çekerek bundan
iyi dersler çıkanlabileceginı vur-
guladı. Economıst'e göre Asya kri-
zinın atlatılmasında en büyük so-
rumluluk, Meksika krizinde
ABD'nin yaptığı gibi, Japonya'ya
düşüyor.
Avrasya'nm köprüsü Türkiye Hazine'nin 'kısa
vade' riski artıyor• Baştarafı 1. Sayfada
dıklan kararlara uygun olarak çözülmesi
gerektigini bildirdiler. Ana anlaşmaya ara-
lannda Türkiye ve Azerbaycan'ın da bu-
lunduğu 12 ülke imza koydu. Rusya'nın
anlaşmayı imzalamadığı öğrenildi.
Cumhurbaşkanı Siileyman Demirel zır-
vede yaptıgı konuşmada. Türkiye'nin her
zaman uluslararası ticaret güzergâhlannı
birleştiren bir köprü olduğunu belirterek
"Bugün, yeni bağımsız devletferin ortaya
çıkmasından sonra, Türkiye'nin kıtalara-
rası doğal bir terminal olma konumu daha
da önem kazanmıştır" dedi.
Demirel. petrol v e doğalgaz hatlan ko-
nusuna da değınerek Bakû-Ceyhan olarak
bilinen projenin bütün bölgede eneıji gü-
venliğmi temınat altına alacağını savıın-
du. Derrurel. boğazlann can, mal, çevTe ve
seyirgüvenliğini tehlikeye sokmadan, bü-
yük miktarda ılave petrol yükünü kaldıra-
mayacagına da dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı Demirel, zirvenin ar-
dından düzenlediği basın toplantısında
Türkiye'dekı iç sıyasi geiişmelerle ilgılı
sorulan da yanıtladı. Demirel, Cumhur-
başkanlıgı görevıni bırakıp aktif siyasete
katılması yönündeki çağnlann anımsatıl-
ması üzerine şunlan söyledi.
"Bu çeşit tarüşmalar benim dışundadır.
Türkije istikrar aramava devam ettiği sü-
rece, bu ceşit tartışmalar kaçuulmazdır.
\ani Türkiye ne yapıyor, seçim karan
alı>or, sonra seçimi yapalım mı yapmaya-
lını mı dive tereddüte düşüyor.
Niye düşüyor? Çünkü acaba seçim Tür-
kiye'nin istikrarsorununu halleder mi. hal-
ietmez mi dive birtakım şüpheleregirili>or.
Yani Türkiye'de halkın kafasında 'nasıl
olacak bu işin sonu' gibi sorular bir eevn-
ba kavuşmadıkça. bu çeşit tartışmaJar ya-
pılmaya devam edilecekür."
Demirel, seçimlerin ertelenme eğilimi
konusunun ve istikrar kaygısında olanlann
görüşüne katılıp katılmadığının sorulma-
sı üzerine şu cevabı verdi: "Katılıp katıl-
mamak ayn mesele. Türk vatandaşı ne dü-
şünüyor, ona bakın. Yeri, zamanı gelince,
benim kendi düşüncemi sö> lemem bir işe
yarayacaksa söylerim. Bütün bunlann hep-
sinin kökünde, Türkiye'de parçalı sivaset
yatar. Sivaset bu kadar parçalı olduğu için,
Türk vatandaşı zihninde istikrar aramava
devam ediyor. İstikrar aradıkça da bu tip
tartışmalar devam ediyor."
Dışışleri Bakam Ismail Cem, zır\e top-
lantısının yapıldığı Gülistan Sarayı'nda
düzenlediği basın toplantısında, düşünülen
ulaştırmaprojelerinin. çevTeyi, insan haya-
ühi"*gozeteri pfojeler olması gerektigini
vurguladj.
Cem, bu konuda Türkiye'nin önerisi so-
nucu. çevTe gü\enliğini gözeten projelerin
kabul edildiğini, bunun nihai metınde yer
aldığını bildirdi.
Çevre güvenliğınin önemini vurgulayan
Cem, "Yani bizim kendi boğazlarunızı bir
petrol boru hattına dönüştürmeyeceğimi-
n. bir otoyola dönüştürmeveceğûnizi tüm
ilgili çevTelere aniatmaktayız" dedı.
BANU SALMAN
ANKARA - Hazine. ge-
ri ödemelen yüklü eylül
ayını atlatabilmek için
borçlanmalarını sürdürü-
yor. Halka arz yöntemiyle
gerçekleştirecegi 1 yıllık
dolar cınsınden tahvil ve 3
ay vadelı bono satışlann-
dan elde edeceği kaynağı
10 Eylül'de kasasına koya-
cak olan Hazine. 16 Ey-
lül'deki 313 trilyon liralık
ıç borç geri ödemesınden
bir gün önce de 6 ay \ade-
11 olarak 250-400 trilyon li-
ra arasında borçlanmaya
çalışacak.
Rusya bunalımının
olumsuz etkisine karşı Tür-
kiye'nin dövız rezervleri
güvence olarak gösterilir-
ken Moskova yönetimini
en çok zorlayan etkenler-
den olan "sıcak para" ris-
ki Türkiye Hazınesfni de
zorluyor Hazine'nin 1998
yılı iskontolu ihale tablo-
suna göre. 3, 6 v e 9 ay gibi
kısa vadeli bono ihaleleriy-
Ie toplam 6 katrily on liraya
yakın borçlanma gerçek-
leştınldi. Yıllık tahvillerin
ise bu borçlanma tablosun-
daki yeri, 813 tnlyon liray-
la 1 katrilyon liranın bile
altında kaldı.
1 Eylül'de yüzde 143'le-
re ulaşan faizlerle gerçek-
leştirdigi net424 trilyon li-
ralık satışın ardından. 213
trilyon lirası faiz, 419 tril-
yon lirası anapara olmak
üzere iç borç geri ödemesi
gerçekletiren Hazine, 16
Eylül'de 171 trilyon 543
milyar lirası faiz, 141 tril-
yon 695 milyar lirası ana-
para olmak üzere 313 tril-
yon lira ıç borç servisi ya-
pacak.
Bunun için de, ödeme-
den bir gün önce 6 ay vade-
li olarak 250-400 trilyon li-
ra arasında borçlanmaya
çalışacak olan Hazine, 30
Eylül'deki 457 trilyon lira-
lık borç ödeme yükii nede-
niyle iç piyasaya başvur-
maya devam edecek. TÜ-
FE'yeendeksli 1 yıllık tah-
vil ihalesi ve 7 ay vadeli bo-
no satışıyla toplam 250-
400 tnlyon Iıra daha kay-
nak arayacak.
"Cumhuriyet,
kadınlarımıza insan kimligi
kazandırdı."
Haydi
el ele
tutuşalım!
Ülkelerin, devletlerin yaşamında 75 yıl ne ki!
Oldukça kısa bir süre... Ama geriye baküğımızda,
bu süre içinde hiç de kısa sayılmayacak
bir yol aldığımız görülüyor.
Bu heyecan verici gelişmede,
atılan her adımda, her birimizin,
tüm Türkiye Curnhuriyeti \-urttaslannin payı var..
Şimdi, yeniden el ele verme zamanı!
Üeriye, çok daha ileriye ulaşabiliriz.
Tıpkı kuruluş günlerindeki gibi coşkuyla
el ele tutuşur, yürek yâireğe buluşursak...
M Baştarafı 1. Sayfada
uygulamanın ne zaman ya-
pılacağına ilışkin düzenle-
meler Bütçe Yasası'yla yapı-
labilır. Bizim temel ılkemiz
reel vergilendirme. Kazanç
varsa vergi ahnacak, yoksa
alınmayacak. Bundan sapma
yok.
10 Eylül'de teblig: 30 Ey-
lül'deki uygulamamızla ilgi-
li olarak İ0 Eylül'de bır teb-
liğ yayımlayacagız. Kamu-
oyundaki soru işaretlerini
dikkatle ızliyoruz. Bütün
bunlara yanıt veren bir teblig
olacak. tzmir'deki.Bursa'da-
kı toplamılarda gördüm ki,
sanayici. tüccar V^ergi Yasası
nedeniyle ekonomideki ya-
şamın olumsuz etkılenmeye-
cefini düşünüyor.
Zaten şunu somut olarak
ortaya koyunca Vergi Yasası-
'na sahip çıkıhyor; Türkiye
vergi almadan bir yere gide-
mez. Tabii yıllarca vergi \ er-
meyen insanlann gönüllü
olarak birden bire vergi mü-
kellefi kesilmesi de beklene-
mez. \ergi olayı birgönüllü-
lük olayı değildir, zor alım-
dır. Ancak o zor alımı ger-
çekleştirirken hakkanıyet
olayına dikkat etmek gereİcir.
îşte biz anlata anlata, vergi-
yi sevdirmeye çalışıyoruz,
Ayda 1.1 katrilyon: Vergı
toplamadaki başanmız ra-
kamlarla ortada. Ayda 1.1
katrilyon gelir elde ediyoruz.
Bu ay da bütçe hedefleri-
mizi aştık. Işın en önemli
kısmı bu zaten. Bu yüzden
Rusya konumuna düşmeyiz.
Bütçe gelın olmasaydı. vay
halimize.
Sıcak para: Önümüzdekı
günlerde sıcak para olgusu
ekonomistler tarafından da-
ha aynntılı olarak tartışıla-
caktır, degerlendirilecektir.
Bu şekilde sermaye ginşıni
sınırlamagetirilipgetirilme-
mesi yeni baştan tartışılacak-
tır. Fonvard tebliğı çıkartıldı.
Bu, sermaye haraketlerinde,
Türkiye'ye sermaye girışini,
resmen dövız girişini belirli
smırlamalara tabı tutan bir
düzenlemeydi. Öyleherönü-
ne gelen ıstedigi gibi çanta-
sma parayı doldurup gelse ya
da banka aracılıgıyla transfer
etse. devlet tah\ıli, Hazine
bonosu alsa. veya borsaya
girse, ardından da istediği gi-
bi gitse... Olur mu? O düzen-
Jeme gerçekten dogruydu.
Merkez Bankası ve Hazi-
ne'nin ortak düzenlemesıy-
di. Ancak konjonkrür defı-
şip de bu rür gelişmekte olan
piyasalardan para hızla çekı-
lince. ister ıstemez bu teblig-
de de geri adım atıldı. yani
yumuşama yapıldı. Şundı
yeni düzenleme de yanlış de-
ğil, eskı düzenleme de yan-
lış degıl.
Enflasyon: Artık enflasyo-
nun yükselme ihtimali yok-
tur. Teorik olarak da pratik
olarak da bu yok. Bundan
sonraki aylar da hep geçen
senenin altında artış olacak.
Göreceksinız eylül sendro-
mu da abartılacak bır rakam
olarak çıkmayacak. Böylece
yıl sonu toptan eşya fıyatla-
n endeksı yüzde 50 cıvann-
da olacak. Tüketici de vüzde
60'lara kadar iner. Bu bakım-
dan hukümet sözünde dur-
muş oluyor.
Yalnızlık: Zaman zaman
Temizel yalnız kaldı gibi yo-
rumlar yapılıyor, ama ben
kendimi hiç yalnızhissetme-
dim.
Kimi kişilerin eleştirisı
bende hayal kınklıgı yarattı
bu dogru. Ancak. bınlennın
sıkıntı altınagirmesi, elmı ta-
şın altına sokması gerekiyor.
Bu biraz da yurt sevgisıne
bağh bır olay. Vergi konu-
sunda yapılan en iyi düzen-
leme bile mutlaka birilennı
rahatsız edecektir.
Şiddet, kadını intihara itiyor
m Baştarafı I. Sayfada
yüklenen analık ve eşlık
görevierinde olduğu gibi
hemşirelik, sekreteriik rü-
ründe bakıcı ve düzenleyi-
ci işler yaptıklannı söyledi.
Erkek egemen toplumda
kadınlara yöneticı olma fır-
satı verilmedığıne dikkat
çeken Hayran, kadınlann
işyerinde psiko}ojik ye, fi-
ziksel sorunlarâ^ısındanâa
risk ve cinsel taciz tehdidi
altında olduğunu vurguladı.
Erkek egemen topîumun
etkilerinin ilaç araştırmala-
nnda dahı görüldügünü ifa-
de eden Hayran, "llaçlar bi-
le erkek denekkr kullanıla-
rak erkeklere göre hazuia-
nıyor"dedi.
Kadını sağlık açısından
evde de cıddi tehlikelenn
beklediğıni ifade eden Hay-
ran, aile içı şıddetin Türki-
ye'de ve dünyada çok ciddi
boyutlarda olduguna dikkat
çeİcti. Türkiye gibi geliş-
mekte olan ülkelerde aile ıçi
şiddete maruz kalmış kadın-
lann bunu dıle getırmekten
korktugunu ve sakladığını
belirten Hayran, kadın sağ-
4ıg»'tçtn yaptian harcamala-
nn >iİ2de-5'ınin aile içi şid-
dete maruz kalmış kadınla-
ra yapıldığını söyledi.
Diğer konuşmacılar da
kadının genç kızlıktan yaş-
lılık dönemme kadar geçen
süreçte karşılaştığı sağlık
sorunlan ve bu alanlarda
uygulanan fizyoterapı ve re-
habilitasyon yöntemlerine
değindiler.
"Cumhuriyet bize
medeni nikâh
getirdi yavrum,
daha ne yapsın!"
L **