Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 EYLUL 1998 PA2
OLAYLAR VE GORUŞLER
Türk İslamı
ORHAN OZACLN Hukukçu
S
on günlerde "Cuma Namaa
Evlemlerrnden. "TürbanGös-
terflerTnden \e bunlan destek-
le\en]enn demokrasi zırhına
bürünerek düzenledikleri top-
lantılardan sonra "Türk İsla-
mTnın gündeme gelişi bir tesadüften çok
bir tepkinin dile getirilişıdir.
Türbanı dillerine dolayarak demokrasi
ha\arisi kesilen. ama bir yandan da cihat
çağnfarı yapanlann di]lerindeki "Milli Ni-
zain", "Mflli Selaroet". MVlilli Görüf gi-
bi sloganlara bakarak bunlann aynı za-
manda *.VIiffici"'olduklannı düşünmek saf-
dillilik olur. Tüm bu sloganların arkasın-
da gizJenmış. şimdilik kimüği beiirsiz bir
"Islami Düzen" ısteği vatmaktadır. Ancak
inkâretmedıklen tsrail düşmanlığına. dü-
zenledikleri Kudüs gecelerine ve miting-
lerine, hac sırasında Arap prensleri tarafın-
dan ağırlanmalanna ve dışandaki birta-
kım Arap kuruluşlanndan para yardımı al-
malanna bakılırsa bu şimdılik gizlenen
"tslami DüzeıTın .Arap rengine bürünmüş
bir düzen olduğu anlaşılmaktadır.
İsiamın Ardındaki Arap MüliyetçiHği: İs-
famın ortaya çıkışına kadar asken deyim-
je "krymet-i harbiye"leri olmayan Araplar.
jslam'dan sonra cihat gayretiyle ülkeler
fcthetmişler ve bu ülkelerdeki insanlan Is-
lam dinine sokmuşlardır. Bu lslamlaştır-
jna süreci içindepalazlanan Arap milliyet-
£İliği, daima îslama bürünmüş bir şekilde
ioplumlann karşısına çıkmış ve zaman
f
içinde Araplıkla ilgili olma>an kendileri-
ne özgü kültür \e uygarhklara sahip Suri-
ye, Irak. Filistin. Mısır. Libya, Fas. Tunus,
'Çezayir, Sudan. Habeşistan gibi ülkelerde
yaşayan topluluklan çoğu kez kılıç zoruy-
la kimliklerini. dillerinı. gelenek \e göre-
neklerini de ortadan kaldırmak suretiyle
Araplaştırmıştır.
Araplar. Emevilerzamanında aynı yön-
temı uygulayarak yüz binlerce Türk'ü kes-
mek suretiyie Orta Asyayı kan gölüne çe-
virdikleri halde başanlı olamamışlardır.
Türk kültürü. kendisinden daha aşağt kül-
türe sahip zorbalara karşı ödün vermeden
kendinı koruyabılmiştir.
Aradan iki yüzyıl geçtikten ve Arap ege-
menliği Orta Asya'da silindikten sonra
Türklerkendi kültürleri ile tslamiyeti kay-
naşhrarak Türk İslamı"nı gerçekJeştirmış-
lerdir.
Araplar, Arabistan'dan kalkrp Anado-
lu"yu defalarca geçerek tstanbul'u 7 kez
kuşattıklan halde Anadolu'da hiçbir \z bı-
rakmamışlardır. KüJtürce daha üstün Ana-
dolu insanı da .Araplar'dan etkilenmemiş-
tir. Anadolu, tslamlaşmak için Türkleri
beklemiştir. 1071 Malazgirt Savaşfnın ga-
libi Alpaslan. atlanna su içirtmek için bi-
le batıya. Anadolu içlerinegitmezken Mar-
mara Bölgesı hariç tüm Anadolu 25 yıl
denecek kadarkısa birzaman içüıde tama-
mıyla Türkleşmiş ve lslamlaşrruştır.
Ât Sıründaki Tûrk Dervişleri: Bu tansı-
ğı (mucizeyi), Bizansın yenilgisinden son-
ra meydana gelen yetke (otorite) boşluğu
sırasında at sırtmda Anadolu'ya gelen ve
Ahmet Yesevi'nin ortaya koyduğu Türk
kimüği ile uyumlu Islam" anlayışına sahip
Türk dervişleri başarmışlardır. Bu derviş-
ler. sözleri ve özleriyle Anadolu insaruna
kendilerini sevdirmişler, kabul ettirmiş-
lerdir. Yüzyıllarca Roma ve Bizansegemen-
liğinde dinin hep siyasi entrikalara bir alet
olarak kullanıldığını gören ve Tann ile
kendisi arasındaki ruhban sırufından Tan-
n'dan (Allah'tan) korkmadığı kadar kor-
kan .Anadolu insanı. bu yeni gelenleri bağ-
rına basmıştır. Anadolu'nun Türldeşmesi
ve îslamlaşması sırasında bu Türk derviş-
lerinin yerli halkın malına ve ırzına iliştik-
lerini ve ibadetlerine kanştıklanru göste-
ren birtek belge yoktur. Anadol u"nun 1071
yılından sonraki tarihinde Avrupa'daki "Sa-
int Bartelım" katliamına benzer bir kın-
ma da rastlanmamıştır. Anadolu'da Türk-
Iüğe ve tslamıyete geçiş "kendiüğinden''
ve "sevffl7
" ile olmuştur.
Türk Islamı'nın.AnadoluVaryanü: Ana-
dolu'dakı tüm kültür ve uygarlıkiann bi-
leşkesi üzerine oturtulmuştur.
Anadoludaki tüm kültür ve uygarlık-
lar. Türkleringetirdiği islamJıkta İcendile-
rinden parçalar bulduklan gibi Türk kim-
liği aJtında İsiamlığa. onu zenginleşrirecek
katkılarda bulunmuşlardır. Osmanlılann
silahlı kuvvetlerinin çekirdeğini oluşturan
daimi ordusuyeniçenlerin Türk büyüğü Ha-
cı Bektaş Veli'den "el" ve "dua" aldıkla-
rına ilişkin söylentilerin tarihsel gerçekii-
ği olmasa da Hıristiyanlıktan Müslüman-
lığa geçişte tümüyle Türk tarikatı olan
Bektaşiliğin işlevini göstermesi bakımın-
dan anlamlıdır. Gerçekten de Osmanlı yö-
nerimi. padişahı vede\ leti koruyacak Has-
saordusunun "Türk KimlikJi ıslam" an-
layışına sahip olmasını uygun görmüştür.
Onun için ıleride yeniçeri olacak "Accmi
Oglanlan" yetiştirihnek üzere Türk aile-
lerine teslım edilmişlerdir. Osmanlı sultan-
lan sadrazamlık \e vezirlik gibi üst düzey
yöneticiliklerini birçok kez Türk olmayan
öğelere (unsurlara) verdikleri halde ken-
dilerinin vekUisıfatıyla ve Türk diliyle fet-
va veren Şeyhülislamlan daima Türkler-
den seçmişlerdir.
Osmanlı medreselerinde tefsir, hadis.
kelâm \e fikıh, Arapça ve Türkçe olarak
öğretilmiş, ancak bu medreselerde konuş-
ma dili olarak Arapçaya izin verilmemiş-
tir. Camilerde \aazlar vehurbeler hep Türk-
çe okunmuştur.
İslamlıktan ve Anadolu'nun Türkleş-
mesinden sonra Arabistan'dan Anadolu'ya
yerleşmek için gelen Araplar .Anadolu hal-
kınca hemen benimsenmemiştir. Anado-
lu insanı onlan peygamberin tonınlan di-
ye başının üstünde gezdirmemiş ve arka-
lannda hemen namaza durmamıştır. Ken-
dileri gibi giyinınceye. yiyip-içinceye ve
Türkçeyi ögreninceye. Türk gelenek ve
göreneklerinı benimseyinceye yani ken-
dilerinden biri oluncaya kadar beldemiş
ve ancak ondan sonra kendinden saymış-
tır. Namaz \akitlerinin dışındaki zaman-
da Islam hakkında bilgilenmek ve İslamı
yaşamak için kurulmuş olan tarikatlardan
"Nakşibendilik'*, "Bektaşflik"\e "Mevle-
viHk" zaten Türk kökenli tarikatlardır. Türk
kökenli olmayan öbür tarikatlardan "Rü-
faöik", "Kadirffik", "BedeviKk". "Hahe-
tilik" gibi tarikatlar bile Anadolu'ya gel-
dikten sonra Türk kimliğine bürünmüş ve
tarikat geleneğinde yer alan kutsal emanet-
lerin hepsi. bulunduklan yerlerden örne-
ğin Arabistan'dan. Iran'dan. Afrika'dan.
Orta Asya'dan .Anadolu'ya taşınmıştır. Bu
tarikat uiulannın yazdıklan dıvaniar Türk-
çedir. Günümüzde söylenen Türkçe ilahi-
lerin binlercesi hep bu tekkelerde bestelen-
miştir. SüJevman Çelebi'nin Mevlüd'ü san-
ki dün yazılmış ve bestelenmişçesine 600
yıldan beri Anadolu'nun her köşesinde
okunmaktadır.
Osmanlı yönetimi, Arabistan'daki yer-
leşım bölgelerine, Mekke, Medıne ve Mı-
sır'a bile o yöredeki .Araplardan değıl. mer-
kezden Türk asıllı kadılar eöndermiştir.
Kısacası Osmanlı Türklen "Islam kimlik-
B Arap"a yüz vermemişlerdir.
Atatûrkçü DüşüoceveTürkİslamı: Türk
islamı, Atatûrkçü Düşünce'nin karşısında
değil, tersine daima yanındadır. Kurtuluş
Savaşı sırasında Atarürk vearkadaşlannı
dine ve devlete karşı geldikleri gerekçesiy-
lehain ve kâfir ilan eden fetvaya karşı mu-
kabil fetva ile Kurtuluş Savaşı'm kutsal
bir savaş olarak ilan eden. TBMM'de sul-
tanakarşı Atatüıic'ten yana tavıralan veKur-
tuluş Savaşfndan sonradaAtatürk'ü \« de%-
rimlerini destekleyen sanklılann hapsi
Türk Islamı'nın birer temsilcisiydiler.
Atatürk tarafmdan Anadolu'daki kültür
ve uygarlıkJann hepsini kucakJayan bir la-
iklik anlayışı üzerine kurulan Türkiye Cum-
huriyeti'nde inanç aynmı yapılmaksızın
Islam da dahil olmak üzere tüm inançlar;
"kişisel vicdan" kavramı içinde kabul edi-
lerek yasalara. bu yasalann oluşturduğu ku-
rallara aykın olmamak gereğiyle serbest bı-
rakılmışlardir. Bununanlamı hiçkimsenin
Atatürk'ün kurduğuCumhuriyet Esaslan'nı,
inançlan doğrultusunda zorlayamayacağı
ve değiştirmeye yeltenemeyeceğidir.
Sorun. Anadolu'nun bin yıllık Türk im-
bifinden geçmiş Islam anlayışından nasi-
bi olmayan ve bizi bızden uzaklaştırmak
isteyen süper güçlerin güdümündekı bu
zavallılara boyun eğip eğrneyeceğimLzde
toplanmaktadır. Islamın giderek "amaç"
oimaktan çok, "araç" olarak kulianıldığı-
nı görenlerin sayısının artması, sorunun
çözümü için iyi bir başlangıç olacaktır.
Otoyollar, Köprüler, Çevre ve Deniz
METİN KONCAYÂR C « İnşaan ve Gemi Makineleri Mühendisi.
'Gemi Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi
son günlerde yeniden alevlenen
köprü \e tüp geçit tartışmala-
n. ulaştırma konusunda ülke-
mizin bulundugu yeri iyi anla-
mamız \ e doğru değerlendire-
_ bilmemız açısından a>Ti bir
•önem taşımaktadır. Gündeme yerleşen Iz-
mit körfez geçişi yanında Istanbul 3. Bo-
ğaz Köprüsü. Istanbul raylı rüp geçidi \e
Çanakkale köprüsü salt belirli bir su yolu-
çu aşma konusu olmayıp bir bölgenin ya
da kentin ulaştırma konusudur. Ulaştırma
Jconusu bir bütün olup günü kurtarmak için
öngörülen siyasal. yeterince teknık ince-
lemeden geçmemiş. plansız-programsız
'önerilerle cözülemez. Bayındırlık ve ls-
kân Bakanlığı'na bağlı Karayollan Genel
-Müdürlüğü'nün Istanbul'a karayoiu köp-
-rii geçişi dayatması ve asli görevı ulaştır-
ma isi olan Llaştırma Bakaniıgrmn raylı
tüp geçit projesine karşı tavırlan kaygı ile
izlenmektedir.
Geçecek araç sayısının azlığından dola-
yı yeterince çekici bulunmayan ve tarihsel,
kültürel çevreye \erecegı zararlan orîada
olan Çanakkale köprüsünü sadece özendir-
mek için Istanbul 3. Boğaz köprüsü işi ile
paket haline getırip tekrar ihaleye çıkarmak
ne anlam taşımaktadır?
Öncelıkle unutulmaması gereken hu-
sus, biiimsel gerçeklerle kanıtlandıgı ve
tüm dünyadaki uygulamalann gösterdiği
şekilde en ucuz ve güvenli taşımacılıgın de-
nizvolu taşunacıbğı oldugudur. Birim yü-
kü belirli mesafede taşımada denizyolu ile
yapılan taşıma ile kıyaslandığında. demir-
yolu yaklaşık 2 kat. karayoiu ise 10 kat
fazla eneıji sarfiyatı gerektirmektedir. Ü1-
kemiz toplam enerji sarfiyatının yüzde
25'i ulaşıma harcanmaktaohip özellikJe ka-
rayoiu taşımacıiıgında kullanılan petrol ta-
mamen ithal edilmektedir. Yıllık petrol it-
halatımızın bedeli 4 rnilyar dolar mertebe-
sindedir.
Denizyolu ulaşımı az enerji sarfiyatı ya-
nında temiz ve sağlıklı ulaşım yöntemidir.
Karayoiu ulaşımında özellikJe trafık sıkı-
şıklıklannda yakıt ve zaman kaybı yanın-
da, ınsan saflığına zararlı zehirli egzoz
gazlan yayımı. gürültü kirliliği ve sinir sıs-
temı zararlan artık tüm insanlanmızca bi-
liamektedir. Birinsanın^ saatte gereksj-
nimi olan miktarda havayı bir tek otomo-
bil. 15dakikalıkçalışmadasolunamayacak
duruma dönüsrürmektedir. Aynca motor-
lu araçlann asbestli fren balatalan ve par-
tikül madde emisyonu yaratan lastikleri
de insan sağhğına zarar vermektedir.
Ekonomi ve çe\Te bo>utu ile ilgili ola-
rak ülkemizde kurulu elektrik santrallan ile
Istanbul'daki taşıt sayısı arasında ilginç bir
karşılaştırma yapabiliriz. Ülkemizdeki
elektrik santrallannın toplam gücü 22.000
megavattır veözellikJefosiljakıtyîikan sant-
rallannçevresel kirliliklerinden duyulan ra-
hatsızJıidar ortadadır. Sabah ve akşam, tra-
fığin yoğun oldu|u saatlerde 2 saat sürek-
li çalışarak trafikte bekleyen araçlann sa-
yısı 300.000 olarak alınsa (şehirdeki top-
lam araç sayısı yaklaşık 1.000.000) orta-
ya çıkan ve kullanılamadıği için ekonomik
değeri bulunmayan, ancak hava kirliliği
yaratan termik güç, yaklaşık 3000 mega-
vat olarak ülkemizdeki fuel-oilh santral
kapasitesmin 2 katına ulaşabilmektedir.
Karayollan, Trakya bölgesi örneğinde-
ki gibi çarpık, verimli tanm alanlannı yok
edici ve çevreyi kirletici sanayi >erleşimi
yaratmış, köprüler ve yeni otoyollar, yeşil
alanJann ve ormanlann yağrnasına ve su
kaynaklannı tehditeden yapılaşmalara yol
açmıştır. Deniz ulaşımındaarazi ihtiyacı so-
runu yok denecek kadar az iken otoyol in-
şaatlan. ömeğin demiryoluna kıyasla 3 kat
daha fazla arazi kullammı gerektinnekte-
dir.
Yeni projelenn }5jp-i^et-de>Tetmodeli of-
ması, halkın cebmden çıkacak ulaşım be-
delini degişnrrnernektedir. Bu bakımdan her
yeni proje. mühendislik bilimi açısından \e
maJiyet, zaman. emniyet sağlık ve çevre öl-
çütlerine (kriterlerine) uygtın planlanma-
lı, ilgili biİim çevTelerinin ve meslek oda-
lannın görüşleri alınmalıdır. Her konuda
olması gerektiği gibi ulaşım sistemlerin-
dede toplumsa) maliyetJergöz önüne alın-
malıdır.
Kilometre başına yakJaşık 2 milyon do-
lardan başlayan otoyol inşa maliyetleri, vi-
yadüklü kesimlerde 11 milyon dolara çı-
kabilmektedir. Ortalama 200 kilometrelik
bir otoyol 600 milyon dolara çıkmaktadır.
Bunakarşm 1100 konteyner(yanı 1100TIR
yükü) taşıyan bir geminin maliyeti sadece
20 milyon dolardır.
Ülkemizdeki kamyon sayısının, tüm AB
ülkeleri toplamından fazla oluşu, çok övü-
nülecek bir durum değildir. Devletimizin
en üst makamınca sarf edilmiş "Otojoflar
demokrasidir. demirvoUan k/>münizmdir"
sözlenndekı yanılsama ile geldiğimız yer
gözier önündedir. Karayollan ulaşımı ile
her yıl 7.000 ölü, 100.000 yaralı, 12.000
sakat. trilyonlarca lira kayıp vennekteyiz.
Trafik canavan olarak adlandınlan beiir-
siz şey. bu politikalann ürünüdür.
Istanbul 3. Bofaz köprüsünün maliye-
ti, arazi kamulaştırma bedelleri ile birlik-
te 1.2 milyar dolar. Çanakkale köprüsü
400 milyon dolar. tzmit körfez geçişi ise
1.8 milyar dolarolarak öngörülmektedir ve
inşaat süreleri 3-4 yıldır. Kent içi ulaşım-
da kullanılabilecek \e yerli olanaklanmız-
la tershanelerimizde inşaedilecek yolcuge-
milerinin maliveti. büyüküğüne göre 4-8
milyon dolar mertebesinde olupinşa süre-
leri 1-2 yıldır. Görüldüğü üzere bir köprü
bedeline. yüzlerceyeni gemi inşaedilebil-
mektedir. Boğaz Köprüsü'nden geçen yol-
cu sayısının 2 kat arttığı dönemde. araç sa-
yısı 12 kat artmıştır, Boğaz köprüleri in-
san değil. (yüzde 85 oranı ile) özel otomo-
bil taşımaktadır. Üstünde bu kadar patırtı
kopartılan Boğaz köprülerinin Istanbul
kent içi ulaşımındaki payı sadece yüzde
11 'dir.
En 'baba'
kampanya
Bellona'da!• Peşin fiyatına 1 + 4
• 11 ay taksit
• Eve teslim
• Zengin koleksiyon
Şimdi, birbirinden seçkin
Kapasitesi 10 köprü geçişine yakın. be-
deli l .2 milyar dolara çıkacak olan Istan-
bul raylı tüp geçişi saatte 100.000 yolcu ta-
şıyacağından kent içi toplu ulaşımına ra-
hatlık sağlayacaktır. Yapımı yıllardırsüren
önemh toplu ulaşım urikânı Istanbul met-
rosu ağır aksak ilerleyişinden kurtanlma-
lı veacilen bitinimelidir. Istanbul halkmın
köprü, tüp geçit gibi uzun süreli ve paha-
lı yatınmJan 4-5 yıl daha bekleyecek sab-
n kalmamıştır. Önerilecek ulaşım sistem-
lerinde Istanbullulann gelir düzeyi de ön-
celikli olarak göz önüne ahnmalıdır.
Kentimiz iç ulaşımında yüzde 88 kara-
yoiu, yüzde 8 demiryolu ve yüzde 4 deniz-
yolu kullanılmaktadır. Istanbul kentiçi de-
nizyolu ulaşımındaki payı yüzde 6 olan
deniz otobüslerindeki kısmi artışa rağmen,
payı yüzde 85 olan şehirhatlanna 1989'dan
beri yeni yolcu gemisi yapılmamıştır.
Yüksek süratli deniz otobüslerinin kısa
hatlarda verimli ve ekonomik olrnamala-
nndan dolayı yerli tershanelerimizde ucuz
bedelJe inşa edilecek uygun kapasite ve
süratte yeni şehirhattı gemileri tez elden uy-
gulamaya konulmaladır.
Türkiye Denizcilik lşletmeleri gerekli ya-
tınmlannı yaparak yeniden kent içi yolcu
toplu ulaşımındaki asli görev ve sorumJu-
luğunu yerine getirmelidir. Yolcular tara-
findan, basında dahi yıllardır şikâyet edi-
len bakımsız pis gemiler ve girilemeyen tu-
valetlergibi basit işletme sorunlan, bu ku-
ruluşlan ne koşulla olursa olsun tarzı özel-
leştirme ruzağına itilmeye neden teşkil et-
tirilmemelidir. Dünya yuk taşımacılığının
^ d e 85'ten fazlası deniz-
yolu ile yapılmakta iken, ül-
kemiz yurtiçi yük taşımacılı-
ğının yüzde 87'si karayoiu.
yüzde 5'i demiryolu, yüzde
5'i denizyolu ile yolcu taşı-
macılığının ise yüzde 95'i ka-
rayoiu, yüzde 3 'ü demiryolu
ve ancak yüzde 0.3'ü deniz-
yolu ile gerçekleştirilmekte-
dir.
Aynı yanhş taşımacılık po-
litikalan sonucunda ülkemi-
zin yıllık 100 milyon ton ci-
van dışaJım ve dışsatım ürün-
lerinin sadeceyüzde4O'ı Türk
bayraklı gemilerle taşınabil-
mektedir.
Denizlerimize, akarsu ve
göllerimize sırtımızı dönüp
onJan çöplük ya da kanali-
zasyon gibi kuJlanmaktan bir
an önce vazgeçmeliyiz. Tüm
dünyarun yaptığı gibi su yol-
lanndan ekonomik olarak en
yüksek oranda yararlanma-
lıyız. DenizciJik sektörünün
ulaşurma, gemi inşaan ve ta-
miri, yan sanayii. liman ve
marina. turizm. sigortacılık
ve balıkçılık gibi geniş bir
çalışma alanına sahip olarak
ülkemiz için çok önemli olan
istihdam sorununa katkısını
da göz ardı edemeyiz.
Bellonalar, benzersiz
kampanya avantajlarıyla.
Sakın kaçırmayın!
«mpony. IC Saaf U*t m 15 »51»M a* »
U d b f c i k h n * %Udı iw* Urfa» «*«• îrt» n Xk
I lııı.t ııı lııhıl J I . j " II :««<r*m»«••««» UTOİLİ OU
Ücnraz TûfccOd Hjttı
,0800 361 8986 'A^vw.beüona. com.tr
BELLONA
PENCERE
Doğu, Çete, PKK...
Istanbul, hafta sonu tatiline güzel bir eylül s
bahıyla başladı.
Ortalık yemyeşil!.. Hazan rengi daha doğa;
yansımadı; evi kuşatan erik, incir, iğde, kav;
ağaçlannın yapraklarında ne solma var, ne a
rarma!..
Yalnız koca çınarfireveriyor.
Ağaçlara bakarken akıp giden zamanı düşür
düm; Perinçek'i anımsadım; Doğu için bu kc
şede ilk yazı 1960'!/ yıllarda yayımlanmıştı; de\
rimcilik yüzünden yine başı belaya mı girmişti?
Aradan kaç yıl geçti?..
İP lideri hafta sonunu içerde mi geçirecek?.
•
Bir PKK ftirafçısının ihban üzerine, İP Genel Baş
kanı Perinçek ile partinin Genel Sekreteri Meh
met Bedri Gültekin, Ankara DGM Savcısı Nul
Mete Yüksel'in talimatıyla gözaltına alındılar.
Ne olmuş?..
Perinçek PKK'ye yataklık ve yardım etmiş...
Haydi canım sen de.'..
Nuh Bey'in dünyadan haberi yok!.. Kirr
PKK'den yana, kim PKK'ye karşı? Kim PKK'nir
emperyalizmin güdümündeki konumunu sosya-
list kuram kapsamında açıklıyor?.. Savcı Bey bu
işleri biraz izleyip öğrenseydi, Perinçek ile Gül-
tekin'i gözaltına almak vebalini üstlenmezdi.
Hem gözaltına ne gerek var?..
Işçi Partisi liderinin ve sekreterinin yerleri yurt-
lan belli...
Nuh Bey ikisini de savcılığa çağınp soramıyor
mu?..
•
Insan düşünüyor...
Top/umun çivisi çıkmış, mafya babaları üst
düzeydeki politikacılarla al takke ver külâh!.. Ba-
kanlarla telefonculuk oynuyorlar. Çetenin koda-
manları ellerini kollarını sallayarak dışarda ge-
zerlerken Işçi Partisi lideriyle Genel Sekreteri
gözaltına alınıyor...
Perinçek'in fikirferini beğenmeyebilirsiniz...
Ama Perinçek ne hırsız, ne rüşvetçi, ne katil,
ne devlet bakanıyken Amerika'ya yatınm yap-
mış, ne vergi kaçırmış, ne mafya ile işbirliği yap-
mış, ne kirli ihale işlerine bulaşmış, ne devlet ha-
zinesini soymuş, ne holding babalarına yalaka-
lık yaparak köşeyi dönmüş, ne banka batırıp
para babası olmuş, ne kamu mallannı yağma-
lamış...
Devletin içine yuvalanmış çeteyle savaşımda
ön sırada yerini almış...
Yoksa suçu bu mu?..
•
Türkiye'de bir terslik var.
Terslik nerede?..
Avrupa'da merkez sağ, bir ülkenin 'istikrar'ı de-
mektir. Uzun süreçte kuşaktan kuşağa oluşan
burjuva sınıfı, toplum yönetimindeki tarihsel iş-
levini üstlenir.
Bizde durum ne?..
Yarım yüzyıllık çok partili rejimde merkez sa-
ğı simgeleyecek bir sınıf ortaya çıkamadı; yeri-
ne mafiozi toplum katmanları türedi...
Sağcı politikacılar çeteyle neden sarmaş do-
laş?.. Merkez sağ partiler hangi sınrf ve katman-
lar hesabına devlet mallannı yağmalamaya gi-
rişiyorlar?.. Çetenin elebaşılan neden sağ kesim-
de saygı görüyorlar?..
Sağ, çeteye yakın..
Sol, uzak!..
•
Doğu Perinçek bu satırlar yazılana değin sa-
lıverilmedi; hafta sonu tatilini içeride mi geçire-
cek?..
Çete dışarda..
Doğu içerde..
Olur mu canım!.. Çeteyle Doğu yer değiştir-
diği gün Türkiye kurtulur...
Yelda SİNAN
ve
Bülent TANİLLİ
evlendik, mutluyuz.
Kadıköy, 26 Eylül 1998
Başka Türkiye Yok
Haydi Fidan Dikelim
ORMAN BAK4NXIĞI
AĞAÇLAİNDIRMA VT EROZYON KONTROLÜ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
n i l h çimento sanayii a.ş.'den
KAMUOYUNA ÖNEMLİ DUYURU
İlgilileri hakkında cezai takibat başlatmış olduğumuz. Ankara
35.Noterliği'nin gerçek olmayan 45982 yevmiye numarasını taşıyan
26.12.1997 tarihlı NUH ÇİMENTO SANAYİİ A.Ş.'ne ait görünümü
verı/mış SAHTE İMZA SİRKÜLERİ ve bu sirkülerde kendisine
temsil yetkisi verilmiş gibi gösterilen ÖNOER KOÇAK ile;
Ayrıca, Adana Ticaret Sicil Memurluğu'nca 18.09.1998 tarihinde
36572 sicil numarası ile tescil edilmiş olan, NUH ÇİMENTO SANAYİ
ve TİCARET ANONİM ŞİRKETİ ile; I
Hiçbir ilgimiz bulunmadığını, ünvanımızın taklidi olan bu girişim ve
şirket iinvanına karşı ilgili yasal işlemleri de başlatmış olduğumuzu
kamuoyuna önemle duyururuz.