21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 1 EYLÜL 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 15 Erken seçim is- teyen bir parti ik- tidara hazır oldu- ğıtnu kanulamah, halkın önüne di- ğerierindenfarhm koymalı değil mi'.' Hem de busolpar- tiyse eğer... lki "sol" parti CHP ve DSP bu komıda neyapıyor, birgözatahm. CHP. bir kaç avdır kimi ana başhklarla "mo- del ve projeler" içeren raporlan tar- tışmaya açıyor. Ensonörnek, "L'lusal Sosyal Güvenlik Sistemi Modeli." Emek verilerek, iyi niyetle hazırlan- mış bir raporolduğu kesin. Ancak, için- de neo-liberal vükselen değercilerin ağzında sakız olan "yeniden yapılan- dırma " sözcüğünün yer aldığı bir ra- poru mercek altına almakta yarar ol- duğu da kesin. CHP 'nin modelinde "yaşlılık, ma- luliyet, ölüm sigortaları" ile "hasta- lık, analık, iş kazası, meslek hastahğı sigortaları "nin birbirinden ayrılması önerisi ile "yeni sağ" rüzgânn etki alanına girildiği gözleniyor. Piyasacı KUllSl \m KANSU Solun inandırıcılığıanlavışın. bu iki ana sigortavı ayırarak, özelleştirmek istediğıyıllardır vazılıvor, çiziliyor. Seo-liberulpolitikalunn. sos- yalgüvenliği bir bütün olmaktan sıyı- np çahşanlan emekliliklerınisatın alır konuma getırmek istediği. hasıalıkla- rmdu da müşıeri durumuna düşmele- r'nn amaçludığı gün gibi ortada. Ama olsıın! CHP raponmun 21. sayfasmda, her ne kadar perdelenmeye çalışılsa da asıl hedef açıkça sıntıyor: "l'lusal Sosval Güvenlik Sigortası Kurumu'nda (LSGK) - CHP. Emekli Sandığı, SSK ve Bağ-Kur un tek çatt al- tında toplanmasını ve L'SGKoluşturul- masım öngöriiyor - sunulan yaşlılık, maluliyet, ölüm sigortalannın sağla- dığı hak ve menfaatler üstünde hak- lar isteyen yurttaşlarımızın talepleri- nin karşılanması, hem degönüllü ku- rumsal tasarrufların güçlendirilmesi amacıyla özel emeklilik fonlarının oluşturulması özendirilecektir." Raponm her satırında "sosyal dev- let" vurgusu vapan CHP "özefemek- lıliği özendirirken, veni sağa özeniyor. DSP 'yegelince. DSP li Çalışma Ba- kanı Sami Çağan. bir vılı aşkmdırgö- revde. Ancak vumurta kapıva geldiğin- de. vani seçim sandığı vatandaşın önü- ne doğru itildiğinde "Sigortalıçalış, si- gortalı çalıştır" kampanyasını başla- tabildı. Bakanhk, Türkiyede "2.5-4.5 milyon kadar" sıgortasız çalışan işçi bulunduğunu venimı öğrendi' Yooo... SHP ve CHP nin iktidar olduğu dö- nemdeki solcıı ba- kanlar da DSP 7/ Çağan da bu gerçe- ği yıllardırbilıyor- lardı. Peki bunun kar- şılığında ne vapıl- dı? Solun iktidarı paylaştığı yıllar boyunca sağın dü- men sııyunagirilip 20 milyon yurttaşa hızmet götüren SSK ye "kara delik " nuelemesi m gun bulundu. IMF ve Dünya Bankası 'nınre- çetelehne boyun eğıldi. kısa vadede SSK 'ye hiçbir varar sağlamayacağı anlaşdan "emeklilik yaşı" tartışması ile zaman vitirildi. tstense. sigortasız işçiler bugüne de- ğin büyük ölçı'ide sigortalı vapılamuz mıydı'.' Sayın Çağan. SSK Elbistun Has- tanesi nin bir çırpıda özelleştirilmesi- ne nasıl onav verivorsa. iş güvencesi vasasını da avnı hızla gündemegetirir. sorunu çözebilirdı. Kısacası. CHP ve DSP erken seçime giderken. venisağın etkisindeki kadrolarla halkın gözünde ne kadar inandırıcı olacak? Sorun bu- rada düğümlenivor. Ifcari mümessil başka, gazeteci başkaBasında alabora yaşanıyor. Bir yanda el değiştiren gazeteler, televizyonlar. diğer yandafutbolcular gibi yiiksek paralarla bir gruptan öbür gruba transfer olan gazeteciler. Düşünün, kişi başına düşen gayrisafi milli hasılanın 3 bin dolar düzeyinde olduğu Türkiye'de,bir tek gazeteci 1,5 milyon dolar, bugünkü döviz kuruyla neredeyse yanm trilyon, yaklaşık 400 milyar lira transfer ücreti alıyor. "400 milyar nedir ki? " diye soracak olursanız, bu rakam 6 bin 500 SSK emeklisinin bir aylık, 550'sinin de biryıllık; neredeyse Meclis 'te yer alan tüm milletvekillerinin, vani yaklaşık 500 'ünün bir aylık, TBMMtie iki ayrı siyasi grup kuracak kadarparlamenterin. vani 40 Ulusal Kurtuluş Savaşı nı ve milletvekilinin biryılhk; 1300 birinci sınıf hâkimin bir aylık, 110 birinci sınıf hâkimin bir vıllık maaştdır. Bu düzeyde transfer ücretini alan bir tek gazeteci, evinin bahçesinde düzenlediği kahvaltılarla Basbakan ile muhalefetpartisi liderini bir araya getirip 60 milyonluk Türkiye 'nin geleceğini etkileyecek seçim protokollerini imzalatma hakkım kendinde görebilir. Ekonomiden sorumlu bakanla, her biri 15 milyon lira olan Havana puroları içerek, kendisine o transfer ücretini ödeyen grubun çıkarı doğrultusunda enerji sektörünün özelleştirilmesini gündeme getirebilir. onun önderlerini karalamak isteyen gericilerle kol kola Bandırma l'apuru'nun "transatlantik" olduğumı ileri sürebilir. 60 milyon liraîık maaşla geçinen memurun, emeklinin maaşına dahafazla zam yapılmasını isteyen çevreleri "popülist "lik/e suçlavabilir. Gelin, bunun adma "gazetecilik" deyin! Gazetecilik, tekellerin "sanai"ve "güdûmlü " haberciliği anlamına gelmez. Kimse kendini aldatmasın. Halk ve basın emekçileri; şirketlerin cüzdanı vicdanımyutmuş "ticarimümessilleri"ile; yaşamı. meslek etiği ve ilkeleri açısından toplumdan soyutlanmamış gazetecileri birbirinden avırıvor artık. Calp'in sözleriEski Halkçı Parti Genel Başkanı Secdet Calp. toprağa verildi. Geçmişte Calp in siyasi çizgisine ilişkin en çok ileri sürülen eleştiri şuvdu: "Muvazaa." Eski HPMillenekili Cüneyt Canver. Calp 'in ölümünden sonra Millivet 'esu açıklamayıyap- mış: "Gerçekten HP'nin muvazaa olduğuna inanıyor ve bizide inandırmak istiyordu. Eğer Calp V dinleseydik SHP doğmazdu Türk si- yaseti bir dönem de olsa gerçekten demokra- tikleşmezdi Ancak, Türkiye bugün Calp'in korumak istediği muvazaa döneminin tam ortasında. Bu döneme ikinci Calp dönemi diyebilirsiniz." Anımsanacağı üzere bu sözlerin sahibi Sa- yın Canver, bir dönem Turgut Özal'a çok va- kınlaşmış, hatta Semra Özal ile de çanaklı konken oynar olmuştu. Bir de. Calp ile birlikte Halkçı Parti 'nin ku- rucu kadrosu içinde yer alan Engin Aydın 'ı dinleyelinv "Sevgili Calp, 12 Eylül sonrasısi- yasete, siyasi bir ihtiras veya bir ikbal endi- şesi ile katılmadı. Başbakanlık Müsteşan iken kendisinima- kamında sık sık ziyaret ederdim. Bana, Ge- çen yıllarda. rahmetli İsmet Paşa bana ısrar- la millenekilliğiönermiş. ben kabul etmemiş- tim. Sa\ ın Ecevit. bir defa sahsen. bir defa da Besim tstünelaracıhğı ilemillehekilliğiöner- miş. vine kabul etmemiştim. Ancak, bu vöne- tim avrılıp veniden demokrasive dönüldüğün- de her münevversivasette göre\- almalıdır. Zi- ra. çokyanlıs şeyleryapıldı veyapılıyor. Ger- çek anlamda demokrasi için uğras vermek he- pimiz için görev olacak' derdi." Engin Aydın 'a göre Calp. 12 Eylülyöneti- mi ile Turgut Özal ilişkisi üzerine görüslerini şövle açıklamıştı • "Bu yönetimin en büyük yanlıslanndan biri de Özal'a fazla kendilerini kaptırmala- rıdır. Bu tavırlart, ülkeye çokpahahya malo- lacak. Gelecek kuşaklar, Özal'm uyguladığı politikaların faturasını uzun süre ödeyecek- ler." Etrafımıza bakıp karar verelim: İkinci Calp dönemini mi yaşıyoruz, Özal dönemini mi? ÇALIŞANLARIN / SORULARI SORUNLARI YILMAZ ŞJPAL 'Geçici görevle yabancı ülkeye gönderilme' SORU: 1985 yılında Türkiye'deki bir özel kuruımın Almanva'da- ki işyerine işçi olarak çalışma>a gönderildim. 1985 yılından bu yana. Almanya'da 13 yıldır a> nı işyerinin aynı işinde çalış- maktayım. Bana Türk-Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesi uy- gulanmadı. Gerekçe olarak, Türki>e'den "geçici görevle" yurtdışına gönderüdiğim \e bu nedenle de geçki görevle yurt- dışına gönderilf nlere, Tfirk-Alman Sosyal GOvJnlik Sözleşme- si'nin 6. maddesi 1. fıkrası gereğince sosyal güvenliğimin "Türk mevzuatına göre" ve Türkiye'de karşılandığı gösterildi. So- rulanm: 1) Türk-Alman Sosyal Gü\enlik Sözleşmesi'nin 6. mad- de 1. fıkra içeriği nedir? 2) Almanya'da 13 yıldır çalıştığıma göre, bu 13 yıllık süre "geçici göre\' tanımı içine girer mi? "Ge- çici statü" hangi baller ve süre içinde, hangi koşullar dikka- te alınarak belirlenmektedir? (D.T.) YANIT: 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Yasası'nın 7. maddesi "Geçi- ci görevle yabancı ülkeye gönderilme" ile ilgilidir. "Madde 7- ış- veren tarafından geçici görevle yabancı ülkelere gönderilen sigor- talıların bu kanunda yazılı hak ve yükümleri bu görev i yaptıkları sürece de devam eder." Türkiye Cumhunyeti ile Federal Almanya Cumhuriyeti arasında Sosyal Gihenlik Hakkında Sözleşme'nin 6. maddesınin 1. fıkrasına göre "İş merkezi akit taraflardan birinin ülkesinde bulunan bir işverenin işçisi bu işverenin hesabına çalışmak üzere, geçici göre\- le diğer akit taraf ülkesine gönderildiği takdirde. bu işçi hakkın- da ikinci akit taraf ülkesinde çalıştığı sürece, sanki ilk akit taraf ülkesinde çalışıyormuş gibi iş merkezinin bulunduğu akit taraf me\- zuatı uygulanır." Açık anlatımla. Türkiye"den yurtdışına geçici görevle gönderilen si- gortalılara. gönderildikleri ülkelerin sosyal güvenlik yasalan (ya da mev- zuatlan)defil. 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Yasasf nda öngörülen hak- lar ve yükümler uygulanır. Sorun. "geçici görev" süresinin ne oldu- ğu ve nasıl saptandığıdır. Bu süre için Sosyal Sigortalar Yasası ile Sos- yal Güvenlik Sözleşmesi'nde, belirlenmiş somut birsınır bulunmamak- tadır. Konuyla ilgilibiryargı karan bukonuyabir\orum veaçıklamage- tirmiştir. "(...)Türkiye Cumhuriyeti ile Federal Almama Cumhu- riyeti arasındaki Sosyal Güvenlik Sözleşmesi'nin 5. maddesi hük- müne göre "6. ile 9. maddelerde aksine hüküm >oksa çalışanların mecburi olarak sigortaya tabi rutulmaları ve iş münasebetlerin- den doğan ve işverene ait olan hak ve vecibeleri bakımından işve- renin ikametgâhı veya iş merkezi diğer akit taraf ülkesinde bulun- sa dahi çalışrıkları ülkede yürüriükte bulunan mtvzuata tabidir- ler." Sözleşmenin 5. maddesinde öngörülen istisna maddelerinden 6. maddenin 1. bendi hükmüne göre de "İş merkezi akit taraflar- dan birinin ülkesinde bulunan bir işverenin hizmetindeki kimse geçici olarak bir işin icrası için diğer akit tarafın ülkesine gönde- rildiği takdirde, bu akit taraf ülkesine vardığı tarihten başlayarak 24 (yirmidört) ay müddetle kendi ülkesinde çalışıyormuş gibi. hak- kında iş merkezinin bulunduğu akit taraf mevzuatı uygulanır." Çalışma süresi yirmi dört ayı aştığı takdirde. işçi işverenin veya iş- veren tşçinin muvafakatini almak şartıyla, önceden ıstekte bulunur ve 5. maddenin (i) fıkrası hükmünü uygulamak durumunda olan diğer Akit Tarafın Yetkili Makamı buna muvafakat ederse. bu kimse hakkında iş merkezinin bulunduğu akit taraf me\ zuatının uyguianmasına devam edilir. O halde. davacının iş merkezi Türkiye'de bulunan... AŞ tarafın- dan Almanya"ya geçici görevle mi. yoksa daimi görevle mi gönderil- diği işyerinden yöntemince araştınlmalıdır. Daimi göre\le gönderil- miş ise 6. maddedeki istisnadan yararlanamayacağından 506 Sayılı ka- nun çevresinde sigortalı sayılmayacak. çalıştığı ülkenin yürürlüktekı mevzuatına tabi olacaktır. Geçici görevie gönderildiğınin saptanması halınde ıse yırmı dört aylık çalışma süresi yönünden davacı hakkında iş merkezinin bulunduğu Türkiye'deki mevzuat uygulanacak. ne var ki 24 ayı aşan süre için 506 sayılı kanuna tabi olma ancak sözleşme- nin 6. maddesinde öngörülen şartın tahakkuku halinde mümkün ola- caktır. (...)" (Yargıtay Onuncu Hukuk Dairesi. 28.6.1994 tarih. 1994 1892 esas ve 1994 13069 karar) Süresi on üç yılı bulan geçici bir görevin. nasıl bir görev olduğunun yasal ve mantıksal açıklaması bizce merak konusudur. HAYVANLAR ISMAÎLGÎLCEÇ KIM_KOI£ HUM.DUMA BEHIÇAK •ı ı J t r f *- \ behicak turkjıet HARBİ SEMİH POROY MIRMIRLAR IĞUR DIKAK A-A l €iRMw. KA&Vl İZMİR 8. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1995 1226 Esas 199g 215 Karar Da\acı Abdullah Kepır tarafindan davalılar Şadan Özcan. Alı Tezcan. Abdurrahman Yörükoğlu. Yüksel Nart \e ıntıfa hakkı sahibi Orhan Çınaralcyhlenne açılan ızale_\i şu>u davasının >apılan vargılaması sonunda: Da\aya konupa>daşlan arasında taksimı mümkûn olmayan tapunun izmır. Konak. Bozvaka Mahallesı. 21 M- i \'d pafta. 38445 ada. 8 parse- tınde ka>itlı. 163 metrekare mıloarlı tas.ınmazın genel arasında açık arttınm suretiyle ınti- fa hakkı ile yükümlü olarak satılmak \e satış bedehnin pa> \e haklan oranında. paşdaş \e hak saJııplenne pavlastınlmak suretıvle ortaklığın bu şekılde gıdenlmesme. 7 ^3.900 lira harç. 21.0 7 5.0O0 lira mahkeme masrafı ile davacı \ekılı >aranna takdırolunan 5.000000 TL. ücretının davalılardan satış bedelı üzennden pa\lan oranında alınarak da\acıya venl- mesıne. da\ alı Atatürk Bul. No: 19 B Karşıyaka Izmır adresmde mukım Alı Tezcan'a du- nijma gününü bıldirir teblıgatm gazete ile ılan edılmış olması nedenıv le Yargıtav yolu açık olnak üzere davacı vekılı ile ıntıfa hakkı sahibi Orhan Çınar'ın \üzlenne karşı da\alılann yckluğunda açıkça venlen karar okunup anlatıldı: Işbu ılamn gazete ılanından 15 gûnlük sirenın ilan sûresı \e 15 günü akıp eden 8. günlük süresınde kesınleşme süresi olduğu ka- ra: yenne kaım olmak üzere ılanen teblığ olunur. 118.1998 Basın: 43313 TARİHTE BUGÜIV MLMTAZARIK.A\ 21 Eylül ^•* -•- w j S BSDRİRAHMİ BYÛBOĞLU.. 1975'T£BUeÛN,ÜNLÜ KeSSAM VBOZAN 8EDHİ RAHMI EYÛ8O6LU 64. VAŞfNDA ÖLDÜ. GÜ2EL SANATİAÜAkADBMİSlN/ gİTÎ#P/KTEM£OHI2A 1931'D£ PtigİS'E6İTUİŞ,AMOBİLHOTE ATELYE- SİMDE2 yiL ÇM.l$M)?r/. PÖH&ÜKTSH SÛNIİ4,grf S0e£ BATtU üSmiARfH ErKİSİNKRESİM MPAN EYÜBOĞUJ, 1ASO'LE£P£ ANADOLU HALK SANA- TINDAN ESİNLENMâYE8A$OU>/. YA2M1A, NAKI$, KİLİU VE HATSANATIMH Ü8ÜNLEBİNİ VHPtTlA- RtHDA IOJUANMAYA, yveuULAMO* KOYULPU. AYRICA, MtOZAYDC.SEKİSKAPİ VE YA2M4 BASAC/ TEKNİKLE»/NI £>£ KULC4MA&AK, Sü£i^MECJ- U&E AglKLIK ffieev YAPmA/i OKTArA ÇI&BPI. &UNLAMN YANISm.HALKŞİ/Hİ IsG PEYI$LSRİ OE $İİ8LERİNİ ÇOK ETK/LEMİÇTİ.. GÖRÜŞ AHMET GURYUZ KETENCI Istanbul Millenekili Spor ve SiyasetTarih içinde spor bazen, halk yığınlarını uyutmak; ha- yat pahalılığını, zulmü, işkenceyı, soygunu halkın gözün- den saklamak; kitlelerde oluşan tepkıyı bastırmak için kullanılmıştır. Bunun için spora, öncelikle futbola, çok ülkede siyaset karışmıştır. Halk sporla depolitize edil- meye çalışılmıştır. 2. Dünya Savaşı'ndan sonra iberik Yarımadasrnda 2 diktatör, Portekiz'de Salazar, ispanya'da Franko, Fut- bol ve Boğa Güreşı sayesinde 40 yılı aşkın bir süre ül- kelerini koyu birfaşızmle yönetmişlerdır. Hatta Salazar, "Futbol olmasa idi ülkeyıyönetemezdım" demiştir. Sa- lazar'ın bunu bılinçle söylemediğını hiç kimse iddia ede- mez. Traktör fabrikası, demir çelik fabrikası, ılaç fabri- kası yerine Portekiz'de futbol sahaları yapıldı. Sonun- da Benfica, Porto gibi kulüpler doğdu. Portekiz'de fut- bol gelişfi. Ne var ki Portekiz geri kalmışlık zıncırini kı- ramadı. Stadyumlarda "En büyük Porto-Benfıca" diye bağınldı ama, "Kahrolsun Diktatör Salazar - Kahrolsun iaşizm" denmedi. Portekiz'in kalkınması, demokratik- leşme sürecine girmesi ancak Salazar'ın ölümünden sonra oldu. Aynı şey İspanya'da da yaşandı. 120 bin kişilik stad- yumlar, arenalar yapıldı. Makıne ithal edıleceği yerde ya- bancı futbolcu ithal edildı. Real Madrid boyle doğdu. Ünlü boğa güreşçısı El Kordobes'ın görkemli yaşamı, aşk hikâyelen anlatılarak toplumun dıkkatı arenalara, fut- bol sahalarına çekildı. Faşıst yönetıme karşı halkta olu- şan birikim, yığınsal tepkı. "En büyük Real Madrid, oley..." naralan arasında eridı gittı. Halk gelir bölüşümündeki adaletsızliği, fukaraiığı dü- şünmez oldu. Bir slogan toplumu haline gelen Ispanya halkını Franko 40yıl yönetti. Ispanya iç Savaşı'ndaölen, sakat kalan 2 milyon solcunun acısını böylece unuttur- du. Geçen süreçlerde ülkemizde de buna benzer yakla- şımlar sergilenmedi değil. 12 Eylül sonrası oluşan hü- kümetlerde bir basbakan stadyumlarda, güreş çayırla- nnda amigoluk yapmaya kalkıştı. Karısı bir kulüpte, oğ- lu başka bir kulüpte, kızı- damadı ise daha başka bir kulüpte boy gösterdiler. Fizıklerine bakarsanız hıçbiri- sinin sporla. uzaktan yakından ilgilen yoktu. Ama o dö- nemln başbakanlarının bir büyük amacı, bir büyük bek- lentisi vardı. Neydi o amaç? Amaç; 12 Eylül darbecılennce. "Sosyal, sıyasal, eği- tim, hukuk ve kültürel alanda" gösterilen tam bir karşı devnm uygulaması karşısında halkta meydana gelen yı- ğınsal kın. öfke ve tepkiyı söndürmek; öte yandan enf- lasyon, hayat pahalılığı, ışsizlık ve açlıktan ötürü, söz- de sıvıl olduğu ıddia edilen, mevcut ıktıdara karşı yük- selen demokratik taleplerin sandıkta karşı oya dönüş- mesine mani olmaktır. Dönemın Başbakanı Özal, bu konuda başarılı da ol- du. Hatta o dönemde, daha sonra Susurluk Dosya- sı'nda adlan geçen, hayali ihracatçı, kara para aklayı- cı, uyuşturucu kaçakçısı, pek çok çete ve mafya baba- lan kulüplerde başkanhklar yaptılar. O mafya babaları ki, kâh Başbakan'ın, kâh Cumhurbaşkanfnın yanında maçlarda, şeref tnbünlerınde boy göstererek, ne kadar güçlü ve itibarlı, şahıslar olduklannı çevrelerine, çete- lerine ve de devlet bürokrasisine kanıtlamış oldular. Ka- nıtladılar da ne oldu? Yeni rantlar, yenı ıhaleler peşine koşma imkânı buldufar. Çete, mafya ve gladyonun top- lum ve devlet düzenimizde boylesıne hızlı kurumlaşma- sında dönemın etkisinin büyük olduğu tartışma götür- mez bir gerçektir. Dünyadan ve ülkemizden venlen bu örnekleri çoğalt- mak mümkün. Ne var ki hepsinin ortak özellıği spora sıyasetin bulaştınlmış olmasıdır. Görünen odur ki siya- setçıler kitlçl^ri uyutmak, onların yükselen demokratik taleplerinl BâSfırrnak içirısporu RullanabÜmişlerdlr. Kö- tü emellerıne sporu alet edebilmişlerdir. Oysa laık demokratik cumhuriyetimizin geleneğinde, okula, camiye, kışlaya siyasetin sokulamayacağı ger- çeği yatmaktadır. Bu nedenle, bir eğıtım aracı olan spo- ru, siyasetin üstünde ve ötesınde tutmak gerekir. Tıp- kı, dinin siyasetten uzak tutulması gibi: tıpkı, kışlanın içi- ne siyasetin sokulmasına karşı çıkılması gibi. Geçen yıl ülkemizde yaşanan rejim bunalımı, hep si- yasete dinin bulaştırılmasından, 75 yıllık Cumhuriyeti- mizin yerleşik rotasını Batı'dan alıp, Doğu'ya çevirme işlemınden kaynaklandığı biliniyor. Yine askeri darbe- lerden ülkenin ve toplumun ne ölçude zarar gördüğü ve bundan da en çok siyasetin ve siyasetçinin zarar gör- düğü yadsınamaz. Yaşanan ıstikrarsızlığın, siyasetteki parçalanmışhğın kökünde 12 Eylül darbesinin yattığı gerçeği ınkar edilemez. Onun için bir eğitim aracı olan spor, siyaset üstü, si- yaset ötesi tutulmalıdır. Tutulmalıdır ki hiçbir iktidar bir daha spora siyaset bulaştırmasın. Bunun için sporu, her türlü yasa ile tahkim ederek, yeniden yapılandırmak ge- rekir. Yeniden yapılanma. sporu. bağımsız bir kurum haline getirmek. onu yöneten bütün kuruluşlan özerk ha- le dönüştürmektir. Devletı, sporu yöneten değil, ona yön veren. yol gösteren. altyapı eksıkliklerinin giderile- mesine katkı yapan, gönüllü kuruluşlan teşvik eden, onlara önderlik eden konuma getirmek gerekli. CHP bir süredir, "Türkiye Projesi" adı altında (19 de- ğişik konuda) somut çözüm önerilerıni içeren ön rapor- lar hazırlamış. Bunlan tartışılmak üzere belirli arahklar- la kamuoyuna sunmaktadır. Bu raporlardan biri. 15 Ey- lül 1998 günü Istanbul'da Olimpiyat Evı'nde. Türk ve ulus- lararası kamuoyunun, akademisyenlerin ve ilgili çevre- lerin ırdelenmesine ve değerlendirmesıne, bir basın top- lantısıyla açıldı. Türkiye'de bir siyasi parti ılk kez sporu bir eğitim ara- cı görerek, onu ulus yararına, toplum yaranna ve de in- sanalık yararına, ileriye, çağdaşlığa dönük nasıl kulla- nabiliriz diye bir çözüm paketi ortaya koyuyordu. Ne var ki pek çok magazin haberin arasında rapor, maalesef istendiği gibi kamuoyuna duyurulamadı. Tür- kiye'nin sorunları ile özellıkle sporla ilgilenen herkesin bu raporu mutlaka okuması gerekir. BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/Tahtalıdadenı- leniribırgmercin. 2/ Art\ın'ın eski adı...Akıl.3/ln\e siyah tanelı bir üzümcınsı.4/Türk müzığınde olduk- ça kıvrakbırusul... Coğraftadaki kıvı tıplerinden biri. 5/ g Kimse. kışı... Say- dambırtabakaüze- nne çekılen pozı- tıffotoğraf.6/Ma- lezyahalkınaözgü g bırrüröldiirucüde- lilik... Eskrimde kullanılan ii; silahtan bin. II Eski Mısır'da güneş tannsı.. "Ersın --": Fotoğraf sanatçımız. 8/ 15 P'de Osmanlılarla Mem- luklar arasında yapılan \e Mısır'ın Osmanlı toprakla- rı arasına katılmasını sağla- 5 >an sa\aş. 9/Çürük. temel- 5 DIZ... Sert bir ıçkı. V UK.\RIDAN AŞAĞIYA: 1/ XV yüz>ılda Ispanya'da 8 ınşaedı'lmışmiistahkemva- g pılara \ enlen ad. 2/ Adlan sı- fat yapmakta kullanılan bir yapım ekı... Gemılerde oda. 3/ Gös- tenldıkçe ödenmesi aereken polıçelere yazılan \e "göriince" an- lamına gelen tenm.. Köpek 4/"Hadı --". Heykelcımiz.. Şenat mahkemesı yargıcı 5/ Damarlı \e yan saydam bırtaş... Samitde denılen \e sözsüz oynanan köv seyırlık oyunlannın genel adı. 6/-~ Tavlada bir say 1... Luc Besson'un bir filmı. 7/ Malatya'nın bir il-' çesi. 8/ Dnarbakır vöresme özgü bir tür hamur tatlısı... "Hayıf ' anlammda kullanılan söz. 9/ "Hiç şaşmayan — gibi işler durur kader" (Yahya Kemal)... Ha\adakı su buhan.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle