Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHÜRİYET 2 EYLÜL 1998 ÇARŞAMBA
12 KULTUR
Reyyan Somuncuoğlu'nun 'Otto Woman' başlıklı sergisi 10 Eylül'e dek Aya Irini'de
Aya Irini'de dört valide sultanESRA ALİÇAY UŞOĞLU
Tarih ve sanat, bu kez bir
sergide buluşuyor. Reyvan So-
muncuoğlu'nun Aya Irini'de
açtığı ve 10 EylüJ tarihinedek
sürecek olan 'Otto VVoman'
başlıklı sergi, Osmanlı padi-
şahlannın bir adım gerisinde
kalmış eşlerine, 'valide sul-
tanlar'a çeviriyor yüzünü.
Bundan önce Deniz Müze-
si'nde açtığı SaltanatKayık-
lan' başlıklı sergi ile tarihin
bir başka yönünü tuvale ak-
taran sanatçı, Osmanlı tarihi-
ni canlandırmaya devam edi-
yor.
'Tarihsel açıdan
yaklaştınV
Reyyan Somuncuoğlu, ltal-
ya gezisinden sonra sanat ya-
şamını etkileyen 'kayık-gon-
doJ' kavTamını kendi tarihi-
mize uygulayarak çeşitleme-
ye devam ediyor.
'Saltanat Kayıklan' sergi-
sinde önüne çıkan tarihi mal-
zeme, Somuncuoğlu'nu bu
kez kayıklara binen önemlı
şahsiyetlere, oradan da valı-
de sultanlara yöneltmiş. "Bu
kayıklara kimlerin bindiğini
öğrenince, bugünedekete ahn-
mamışbir çok konuyla karşı-
laştım. Bir keşif gibi oldu. Bu
konuyatarihsel biraçıdan yak-
laşüm... Kayıklara kinılerna-
sıl bindi. kadın bindi mi?.. Kadın konusu
beni vakından ilgilendirivor. Örneğin ilk
Nakşidil Sultan binmiş bu kayıklara."
Reyyan Somuncuoğlu, Aya Irinı'deki
sergide, bindikJeri bu kayıktan indiriyor
sultanlan. Peki kimdir bu valide sultan-
lar? Bir Rus Ortodoksu olan Hürrem,
KanuniSultan Süleyman'müç eşindenbi-
ri. Şehzade Selim, Şehzade Be\azıt ve
Mihrimah Sultan'ın annesı. Kınm akın-
lannda esir alınan, güzelliği ve gençliği
ileOsmanlı Sarayı'natakdimedilen Hür-
rem, zekâ ve bilgisiyle diğer kadınlar ara-
sından sıynlarak Osmanlı sarayındaolay-
lara yön verebilen ilk kadın olmuş.. I. Ab-
met'inkansı Kösem,Osmanlı'nın binbir
kargaşa içinde değişen dünyaya kapıla-
nnı kapadığı buhran devrinde kırk yılı aş-
somuncuoğlu, Hürrem, Kösem. Safiye \e Nakşidil sultanlann yaşamlanndan kesitier sunarken cariyeieri ve padişahlan da unutmuyor (Fotoğraf: KUBİLAY TÜNTÜL )
kın saray varlığına el koymuş bir kadın
Venedik valısinin kızı III. Murat'ın ka-
nsı Saiiye. 15 yaşında çok güzel olduğu
için takdim edilmış saraya. Safiye'nin en
önemli özelliğı 111. Murat'ın nıkâhlı tek
eşi olması. Fransız asıllı Abdülhamit'in
kansı Nakşidil Sultan ise Osmanlı Sara-
yı'na getirdiği yenıliklerle söz ettiriyor
adından.
Otto VVoman sergısinde dört valide sul-
tanın yanı sıra carıyelerin yaşamlanndan
kesitier sunulurken padişah portreleri de
sergileniyor.
Kendi kültürierini getirdiler
Reyyan Somuncuoğluyaklaşıkıkiyıl-
da hazırladığı sergi için bu kadtnlann sa-
raydanasıl bıryeresahıpolduklannı, ko-
calan tarafından nasıl kabul görüldükle-
rini de ıncelemiş. Ortaya çıkan portre ise
hayli ilginç. Bu kadınlar saraya kendi
kültürlenni. izlerini getirdikleri gibi, sa-
raydakı yenıliklere de imza atmışlar.
Çatal bıçağı. sini yerine masayı, kla-
sik müzik zevkini, keman ve piyanoyu da
Osmanlı kültürüne katan hep bu kadın-
lar olmuş. Nakşidil Sultan'ın Fransız mo-
dasını takip eden kıyafetleri Edirne ge-
nelevlenndeki kadınlar tarafından taklit
edilmiş. Somuncuoğlu, sergide yer alan
padişah portrelerini yarım daire formlu
çerçe\elerle sunuyor ızleyenlere: "Padi-
şahlann yanm daire biçiminde sunulma-
9nın nedeni onlann benim kendi hayal dün-
yamda ürettiğim portrelerohnamalan. Pa-
dişah portrcİerini resmederken Kapıdağ-
lı'nın koleksiyonundan yaraıiandım. Bu
yüzden valide sultanlardan farklı biçim-
de sergflemeyi yeğledim. Yıldızlar içinde
oimalan eddbiyatla yakuıdan ilgili olma-
larradan kaynaklanıyor. Padişahlan gök-
yfizü fonunda işledim. Bu kadınlar onla-
nn varlıklan içinde yaşıyorlar ama ken-
di kültürierini getiriyorlar saraya. Os-
manlı'nın din sonınu olmadığı için özd-
likle iyi yetişmiş, rahatükla uluslararası
ilişkileri kurabilecek kadınlarseçiliyor sa-
raya.''
Sergiyi oluştururken minyatürlerden
ve döneme ait kumaş desenlerinden de ya-
rarlanmış Somuncuoğlu. Örneğin altın
yaldız, padişah tuğralan veçintemani de-
senleri resimlerde dikkat çekiyor: "Ka-
dın figürlerini resmederken minyatürier-
den çok fazb vararlanamadım.Çünkü res-
medilmemis kadınlar. Bir tek Hürrem fi-
gürü var. Ama ona da bağlı kalmadım.
Çünkü orada resmedilen Hürrem çok hu-
zurluvemumıvdu. Hürrem gerçekte çok
hırsb bir kadın. Ben onun portresini ta-
mamen kendi hayal dünyamda y arattım.
SadeceNakşjdil' in yumuşak ifadesini kul-
landım. Diğerleri tamamen benim hayal
dünyamdaki kadmlar."
Sergının Aya Irini 'de olmasının önem-
li bir nedeni var Reyyan Somuncuoğlu
için. Sanatçı sergi mekânlanm ele aldığı
konularla baglantılı olarak seçiyor. Aya
Irini'nin, bir kadın olan Hacı Iren'e adan-
mışolması veTopkapı Sarayı'nın içinde
camiye çevrilmemiş tek kilise olması da
ayn birözellik katıyor sergıye.
4. Avrupa Filmleri Festivali-Gezici Festival
Festival yola çıkıyor
Kültür Servisi - Avrupa Sineması'nın
seçkin ömeklerini sunmayı amaçlayan 4. Av-
rupa Filmleri Festıvali- Gezici Festival, 16
Ekim-15 Kasım 1998 tarihleri arasında ger-
çekleşecek. Festival. bu yıl beş kente ko-
nuk olacak. 16 Ekim'de Ankara'da açılacak
olan festival, 16-22 Ekim'de Ankara'da, 22-
28 Ekim'de Bursa'da, 30 Ekim-3 Kasım ta-
rihleri arasında tzmir'de, 6-8 Kasım'da Dı-
yarbakır'da ve 13-15 Kasım'da da Mer-
sin'de gösterimler yapacak.
Avrupa Filmleri Festivali, her yılki kat-
kısıru bu yıl da sürdüren AvTupa Komisyo-
nu Türkiye Temsilciliği'nin yanı sıra ilk
kez T.C. Kültür Bakanlığı tarafından da
destekleniyor. Festival bu yıldan itibaren Fes-
tival yönetimince kurulan 'Ankara Sinema
Derneği' tarafından düzenlenecek. Festi-
val Bursa'da Bursa Büyükşehır Belediyesı
ile Bursa Kültür Sanat ve Turizm Vakfi, tz-
mir'de Güzel Sanatlar Eğitim ve Kültür
Vakfi, Diyarbakır'da KA-MER (Kadın Aras-
tırmalan Merkezı), Mersin'de ise Mersin Ti-
caret ve Sanayii Odası'nın katkılanyla ger-
çekleşecek. Festivalin programı, 21 ülke-
den başvuran 350'ye yakın kısa ve uzun met-
rajlı film ön elemeden geçirilerek belırle-
niyor. 70 kısa ve 20 uzun filmin göstenle-
ceği festival, geçen yıllarda olduğu gibi
'Avrupa Avnıpa'. 'Avrupa'nın En Iyileri',
'Anısına: Brecht', 'Kısa Iyidir' bölümlerin-
den oluşuyor. Kısa film bölumündekı alt baş-
lıkJar ise şöyle: 'Avrupa Panaroması'. 'Kı-
sanın Komedisi Daha Iyidir'. 'Ünlü Yönet-
menlerden Kısa Fiünier', 'Bir Katliamı Ay-
dınlatmak' ve 'Bir Okul: FAMU'. Avrupa
AvTupa bölümünde 1997-98 yapımı ve Tür-
kiye'de ticari gösterim şansı bulunmayan
fılmlenn ilk göstenmı yapılıyor.
Geçen yıl büyük ılgi gördüğü için bu yıl
yinelenen Avrupa'nın En lyıleri bölümün-
de yine sinema tarihinin unutulmaz film-
leri yer alıyor. Çevrildiğı yıl en iyi yaban-
cı film, görüntü yönetmeni. çe\Te düzen-
lemesi ve kostüm dallannda 4 Oscar alan
'Fanny ve Alexander', Çek Cumhuriye-
ti'nden 1967 yılında yabancı film Oscan
alan 'Sıkı Denetlenen Trenler'. yine Çek
Cumhuriyeti'nden 1965'ın en iyi yabancı
film odüllü Jan Kadar \e Elmar KJos'un
'AnaCaddedeld Dükkân' adlı filmleri, An-
tonioni'nın Ingiltere'de çektığı ve zama-
nında fırtınalar koparmış olan Cannes Film
Festivali özel ödüllü fılmı "Btovv up-Cina-
yeti Gördüm', Carlos Saura'ya İ966'da
Berlin Film Festivali"nde en iyi yönetmen
ödülü kazandıran Av adlı film: 1961 yılın-
da Cannes Film Festivali'nde Altın Palmi-
ye alan Luis Bunuel' in Ispam ol yapımı Vi-
ridiana filmi. Szabo üçlemesinden "Ha-
nussen' ve Polonyalı usta yönetmen VVaj-
da'nın VVTIkolu Kızlar filmi bu bölümdeki
filmlerden bazılan...
Bu >ıl doğumunun 100. yılını kutladığı-
mız Brecht" in senarvosundan Slatan Du-
dow'un çektıği ve Brecht'ın jenerığinde
adının yazılmasını kabul ettiğı tek film olan
'Kuhle VVampe' Brecht anısına gösterile-
cek.Y'usuf Şahin. Matthieu Kassovitz. Vol-
ker SchölondonTv e Bertrand Tavemier gı-
bi dünyaca ünlü vönetmenlerce çekilmış,
yapımcılığını ünlü Fransız yönetmen Bert-
rand Tavemier'ın ve Handicap Internati-
onal adlı şirketın üstlendiği 'Bir Katliamı
Aydınlatmak" 10 kısa fılmden oluşuyor.
Her 25 dakıkada bir msanın mayına basa-
rak yaralandığı ya da öldüğü dünyamızda,
kamuoyunun ılgisinı bu v öne çekmek de ay-
n bir önem taşıyor.
'Ünlü YönetmenlerdenKtsaFilmler' baş-
lığı altında ünlü yönetmenlerin kısa film-
leri ızleyicılere sunulacak. Yönetmenler,
Istvan Szabo. Zoltan Huszarik. MikJos.lanc-
so ve Lars von Trier...
Çek Cumhunyeti'nin ünlü sinema oku-
lu FAMU'dan bir toplu gösteri de festival
kapsammda ver alacak. Bu okuldan arala-
nnda Milos Forman. Vera Chytilova ve Jan
Nemec'in de bulunduğu bırçok vönetmen
mezun olmuş Geçen vıllarda olduğu gibi 'Kı-
sa Ijidir' ve 'Kısanm Komedisi Daha İyi-
dir' bölümlerınde Avrupa'nın önemli fes-
tivallerinde ödüller almış yenı filmler gös-
terime sunulacak.
Festival yann akşam
c
Saving Private Ryan' ile açılacak
Venedik'te yddızlar geçidiKültürSer\isi-55 Vene-
dık Film Festivali, yann ak-
şam Steven Spielberg'ün
son filmi 'Er Ryan'ı Kur-
tarmak'ın (Saving Private
Ryan) gösterimiyle başlı-
yor. Festival, 13 Eylül ak-
şamı Doris Dorrie'nin 'Bin
Ich Schön' adlı filmiyle so-
na erecek.
Bu yıl tam 57 filmin ilk
gösteriminin yapılacağı ve
farklı bölümlerinde toplam
80 film. 20 video filmi ve
20 kısa metrajlı filmin yer
alacağı festıvalde, kariyer
ödüllerinin sahipleri Ital-
yan oyuncu Sophia Loren ve
Polonyalı yönetmen Andr-
zej \Vajda.
Ancak ödüllerini festiva-
lin açılışmdaalacaklan açık-
lanan sanatçılardan Loren,
kısa bir süre önce geçirdi-
ğı kalp rahatsızlığı nede-
niyle törene katılamayacak.
Loren. bu ödülün kendisi
için. aldığı Oscar"dan bile
daha önemli olduğunu be-
lirtiyor. Festival Başkanı Fe-
lice Laudadio ise hem Lo-
ren hem de festival adına
sanatçıyı aralannda göre-
meyecek olmaktan büyük
üzüntü duv duğunu dıle ge-
tiriyor.
Jüri başkanı Scola
Bu yıl festıvaldeki film-
ler 'Yeniden Keşfedilen Si-
nema'. 'Sinema ve Vldeo',
'Ahnnş Sekiz ve Çevresinde-
kiler', 'İtalyan Alfabesi",
'Geceler\e Yıkhzlar','Umut
Verenler",' Yanşma Dışı' v e
'Yanşma' başlıklanyla ay-
rılan bölümler içinde gös-
teri lecekler.
Yanşma bölümüne katı-
lan filmlerden Altın As-
lan'a en yakın görünenler
ise \\arren Beatty 'nin "Bul-
worth" ve Emir Kusturi-
ea'nın 'Chat Noir, Chat
Blanc' ısimli çalışmalan.
Festivalde yanşma film-
lerini değerlendirecek jün-
ye İtalyan yönetmen Etto-
re Scola başkanlık ediyor.
Jüride yer alan diğer isim-
ler Brezilyalı yönetmen
HectorBabenco. Litvanya-
lı yönetmen Sharunas Bar-
tas. Amerikalı yönetmen
Kathryn Bigelovv. Alman
yönetmen Reinhardt Ha-
uff. Fransız eleştirmen Da-
niele Haymann. Hintli ya-
YARIŞMA FİLMLERİ
- L'albero delle pere (Italya - Francesca
Archibugi)
- Bulworth (USA - Warren Beatty)
- Rounders (USA - John Dahl)
- Vbleur de vie(Fransa - Yves Angelo)
- Conte d'automne (Fransa - Eric Rohmer)
- .lackie (Ingiltere - Anand Tucker)
- Sokout(lran - Mohsen Makhmalbaf)
-1 piccoli maestri (ttalya - Daniele Luchetti)
- Le nauge (Arjantin - Fernando Solanas)
- Tralîco (Portekız - Joao Botelho)
- Terminus Paradis (Romanya - Lucian Pintılle)
- Ne>v rose hotel(USA - Abel Ferrara)
- l>ancin«at lughnasa(lrlanda - Pat O'Connor)
- Cosi ridevano(ltalya - Gianni Amelio)
- Hurh burly (USA - Tony Drazan)
- Chat Noir, Chat Blanc (Yugoslavya - Emir
Kusturica)
- Los anıantes del circulo polar (Ispanya - Julio
Medem)
- Place Vendome (Fransa - Nicole Garcia)
- Lola Rennt (Almanya - Tom Tykvver)
pımcı İsnıail Merchant. Şi-
lılı vazar Luis Sepulvçda ve
Iskoç oyuncu T0daSwinton.
Konaklama gemide
Festıvalde bu >ıl konuk
sayısı oldukça fazla ve Li-
do'daki oteller yeterlı olma-
dığından konukJann bir kıs-
mı Laudadio'nun önerisiy-
le açılışa 7 gün kala bulu-
nan 180 kamarah gemide
kalacaklar.
Bu çözüm. Laudadio ile
otelciler arasında tartışma-
lara yol açtı, çünkü Venedik
nüfusunun tunstik ziyaret-
lerle ıkıye katlandığı yaz
aylannda otel işletmelerini
kontrol altında tutmak ol-
dukça güç.
Venedikh Otelciier Baş-
kanı Ugb Samueli ile La-
udadio arasında yapılan gö-
rüşme sonucunda gelecek
yıl da artı bir konaklama
ünitesi olarak büyük bir ge-
miye başviirulmasına, ancak
bu gemide verilecek hız-
metlerin otel işletmeleri ta-
rafından üstlenilmesine ka-
rar verildi.
Bugüne dek Venedik'te
odasız kalan sanatçı olma-
dı, çünkü festivale katıla-
cak olan fılmlenn, yapım-
cılan tarafından en geç ocak
ayı içerisinde yetkililere bil-
dirilmesi yıllardır sürege-
len bir kural.
Festivalin süprizleri
Laudadio'nun yaptığı
açıklamaya göre ise bu yıl
yaşanan konaklama soru-
nunun başlıca nedeni, yönet-
men ve oyunculann yanla-
nnda getirdikleri yaİcınlan
ve korumalan. Laudadio,
bir daha böyle sorunlarla
karsılaşmamak adına 1999,
2000 ve 2001 yıllan için
görüşmelere şimdiden baş-
lanacağını bildirdi.
Venedik bu yıl gerçekten
de RobertDeNiro'dan Matt
Damon'a, Catfaerine Dene-
uve'den Gwynett Paltrow"a
uzanan biryıldızlargeçidi-
ne sahne olu>or. Ancak son
anda festivale katılamaya-
cagını açıklayan konuklarda
var.
Örneğin 'TheLossofSe-
xual Innocence''ın yönet-
meni Mike Figgis, filmiyle
birlikte festivalden çekildi.
Susanne Styron'ın 'Shad-
rach' adlı filminde başrol-
leri paylaşan Harvey Keitel
ve Andie McDovvell da Ve-
nedik'te bulunamayacak-
lar. Paul McCartney'in ka-
tılıp katılmayacağı henüz
kesinleşmezken Sting. ka-
tılımı kesmleşen sanatçılar-
dan Venedik'in bu yılki
sürpriz konuğu ise NVoody
Alkn'ın 'Cetebrity' fılminin
oyuncularından Melanie
GriflRth ile festivale katıla-
cak olan Antonio Bande-
ras
Festiv al yann akşam gör-
kemli bir açılış töreniyle
başlıyor.
Bir zorunluluk olarak de-
ğil, ama Laudadio'nun ka-
ranyla bu yıl geceye katıla-
cak konuklara koyu renk
giysi ve ceket giymeleri ri-
ca edilıyor.
Laudadio. sinema sana-
tına gösterilmesi gereken
bir saygı olarak bu uygula-
mayı getirdiklerini belir-
tiyor.
DEFNE GOLGESİ
TURGAY FİŞEKÇİ
Yazınsal Tartışmalar
Cumhuriyetimizin kurulduğu ilk yıllardaki yazın
tartışmaları, sanki yazınsal sorunlar gerekçe edi-
lerek kişisel kavgalar için yapılırmış izlenimini ve-
riyor.
Sözgelimi, 1928'de başlayan, Ahmet Haşim, Ya-
kup Kadri ve Peyami Safa arasında gelişen tar-
tışmada yazınsal sorunlar kısa sürede aşılarak "dar
pantolonlu kartzüppe", "kapalı birşişede vızılda-
yan sinekler gibi şeffaf cidarlara başlannı ye's ile
vuran bu muharrirler", "mahallepiçi", "lağamağız-
//", "âdetbezi", "sefil", "rtergre/e"gibitanımlama-
lara geçilmiştir.
Yazınsal tartışmalarda düzeyli davranışların Nu-
rullah Ataç'la başladığını söylemek doğru olur.
Oysa Ataç denli sözünü esirgemez ve dönemini
etkilemiş bir eleştirmen daha gelmemiştir.
Ataç'ın bu başarısındaki gizi nerede aramalı?
Sanınm en başta, kendi doğrularını ortaya ka-
tıksızca koyabilmesinde, "Ben böyleyim, benim ya-
zın anlayışım şudur", demesinde.
Işin hoş tarafı, Ataç'ın böylesi, ortaya attığı bir
yazın ya da sanat anlayışı da yoktur. Çoğun bir sa-
nat yapıtını "beğendim" ya da "beğenmedim" di-
ye değerlendirir. Ancak beğenisindeki tutariılık,
onu sözüne güvenilir bir eleştirmen yapmıştır.
Hırçın kişiliği onun da kimi zaman gülümsetici
değerlendirmeler yapmasına neden olmuştur. Ki-
mi yapıtları yalnızca bir dil yanlışı nedeniyle har-
cayıvermesi, sevdiği yazarları isimleriyle, sevme-
diklerini "Bay" diye anması vb.
Ancak bunların hiçbiri onun yazın dünyası üs-
tündeki etki ve saygınlığını azaltmamıştır. Ataç dö-
neminde yetişen pek çok yazar dil özenini, onun
uyancı yazılarıyla kazandıklarını açıklamışlardır.
Ataç sonrası en büyük yazınsal tartışmalar, "Ikin-
ci Yeni" olarak anılan şiirimizdeki yenileşme hare-
ketleri sırasında, 1950'lerin ikincı yansıyla, 196O'la-
rın başlarında gerçekleşti.
Şiir sorunlarının çok yönlü olarak tartışıldığı bu
dönem, bir noktada, "şiirde anlam olmalı mı, ol-
mamalı mı" konusunda düğümlendi. Yıllar süren
tartışmalar Asım Bezirci'nin 2. Yeni Olayı, Attilâ
llhan'ın 'Ikinci Yeni' Savaşı adlı kitaplannın orta-
ya çıkmasına neden oldu.
Bu tartışmaların kimi zaman sönüp, kimi zaman
alevlenerek günümüze dek sürdüğü söylenebilir.
Günümüz yazınsal ortamının ise durumu farklı.
Nedense yeni kuşaklar tartışmayı sevmiyorlar. Tar-
tışmak; övülmek ya da yerilmek kavramlarıyla sı-
nırlı onlar için. Kendileri için yazılan biryazı övücü
ise bir anlam taşıyor, yazarıyla ılişki kurmak, arka-
daşolmak istiyoriar. Yapıtlan üstüneeleştirel birya-
zıyı ise kimse kabul edilebilir bulmuyor.
Bence bunun baş nedeni, eleştiriyi; yapıtı ve sa-
natçıyı geliştirici, destekleyici bir eylem olarak gö-
rememek. Yazarın yapıtında göremediğini, eleştir-
menin görüp ortaya çıkarması kolay kabul edile-
bilir bir olgu değil, yazar için. Dahası okuıiar var.
Eleştirmen, değertendirmeleriyle okurlan da yön-
lendirebılir. Burada ise işin tecimsel boyutlan öne
çıkıyor. ••'• -
. Yazar daha çok para kazanmak için yapıtlann-
da okurlan çekecek öğeler kullanabilir. Kimi zaman
bunda başarılı olup çok satışlara da ulaşabilir. Oy-
sa bir eleştirmen çıkıp yapıtın başansız yanlannı
sergilerse okurlar ve satış bundan etkilenebilir. Do-
layısıyla bir anda eleştirmen yazann ekmek para-
sıyla oynayan bir kötü kişi oluverir. Günümüzün her
şeyini parayla ölçen toplumunda böyle bir etken
kabul edilebilir mi?
Günümüz yazın dünyasında düşüncelerini çe-
kincesizce yazabilen tek eleştirmen olan Fethi
Naci, aynı zamanda yazarlarla arası en bozuk olan
eleştirmen değil mi?
Yazın dünyası bu denli sığ, yani eleştirisiz yaşa-
manın rahathgını bulmuş ve bunu yitirmek istemi-
yorsa ne demeli?
Iki bin yıl önce yazılmış şu dizeler, kiriiliğin kay-
nağını bakın nasıl açıklıyor:
O suyu kirletmeye kıçın yetmez.
Kafanı daldır, Zoilos, kafanı.
Barış İçin Bir Çizgi Ver!
•Kültür Servisi - Yunanistanlı yazar Dido
Sotiriyu'nun 'Benden Selam Söyle Anadolu'ya'
romanının admdan esinlenerek 'Banş İçin Bir Çizgi
Ver! Benden Selam Söyle Akdeniz'e' olarak
belirlenen, Türkiye'nin değişik kentlerindeki
karikatür sanatçılannın banş karikatürlerini bir araya
getiren sergi. Dünya Banş Günü nedeniyle dün
Karikatürcüler Derneği'nin Yerebatan Sarnıcı
Çıkışı'ndaki sanat galerisinde açıldı. Karikatürcüler
Demeği'nin banşı Ege ve Akdeniz'deki boyutuyla
gündeme getirmek için karikatür sanatçılanna
yaptığı çağn ile düzenlenen ortak sergi 20 Eylül'e
dek sürecek.
KÜLTÜR • ÇİZİK
KAMİL MASARACI