27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7AĞUSTOS1998 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Karadayı'ya madalya • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Genelkurmay Başkanı Orgeneral Ismail Hakkı Karadayı'ya "Devlet Şeref Madalvası" verilmesine ilişkin Başbakanlık Tebliği yayımlandı. Başbakanlık tebliği Resmi Gazete'nin dünkii sayısında yayımlandı. MİT'ten Internefte savunma • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli tstihbarat Teşkilatı (MlT), son dönemde kuruma yönelik eleştirilerden duyulan rahatsızlıklan, lnternet'te açılan WEB sayfasında anlattı. MlT Müsteşan Senkal Atasagun, "MlT, hayal mahsulü, yasadışı faaliyet senar>'olannı şekillendiren bir kuruluş değildır" dedi. TBMM Başkanı Çetin'den uyarı • ANKARA (AA) - Yardımcı personel dışında bir sekreterle çalışma hakları bulunduğu halde iki-üç sekreter bulunduran millet\ekilIeri,TBMM Başkanı Hikmet Çetin tarafından uyanldı. Çetin, birden fazla sekreter çalıştıran millet\ekillerine bir yazı göndererek, çalıştırmak istedikleri bir sekreterin ismini( ( Bâşkanlık'a bildîrmelerini istedi. TBMM BaşkanlığVnın isim bildırilmesı ıçın tanıdığı süre dün dolarken, Çetin, isim bildirilmemesi halinde tercihin Başkanlık'ça resen yapılacağını da belırttı. Jfffi Tarikatçı bakatı tarbşması Cumhurbaşkanı Süleyman Demirerin Süleymancılann lideri Kemal Kaçar ile görüşmesinin ardından A. Ahmet Denizolgun'un DTP kontenjanından kabineye girmesi anlamlı bulundu ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Süleymanalar tarikatı ile DTP arasındaki yakınlaşma için Cumhurbaşkanı Süleyman De- mirel'in devreye girdiği iddiası yeni birtartışma yarattı. DTP'li Necdet Menzir'den boşalan U- laştırma Bakanlığı'na Süley- mancı Antalya millervekili Arif Ahmet Denizolgun getirilmeden önce, Süleymancılar tarikatmın lideri Kemal Kaçar'ın Çankaya Köşkü'ne çıkması Ankara kulis- lerinde geniş yankı buldu. Bir süreden beri Sülevmancı- lar tarikatı ile yakınlaşma arayı- şı içine girdiği belirtilen DTP'nin bu kesimle bağlantıla- nnda Cumhurbaşkanı Demi- rel'in de rol oynadığı öne sürül- dü. Tarikatın kurucusu Süley- man Hilmi Tunahanın damadı olan Süleymancılann şimdiki li- deri eski AP milletvekili Kemal Kaçar'ın bir süre önce Cumhur- başkanı Demirerin daveti üzeri- ne Köşk'e çıktığı belirtildi. RP'nin kapatılmasından sonra diğer Süleymancı milletvekille- ri gibi FP'ye girmeyen ve Arif Ahmet Denizolgun ile birlikte hareket ederek bağımsız kalan Istanbul milletvekili GöksalKü- çükali'nin Demirel-Kaçar gö- rüşmesiyle ilgili açıkJamalan ye- ni bir tartışma başlattı. Kemal Kaçar"ın, Cumhurbaşkanfyla yakınlığına dıkkat çeken Küçü- kali, Kaçar'ın Demirel'den son- ra TBMM Başkanı Hikmet Çe- tin ve DTP Genel Başkanı Hü- samettin Cindoruk ile de görüş- tüğünü bildirdi. Küçükali, bu ilişkileri yorumlarken şu değer- lendirmeyi yaptı: "Sayın Kemal Kaçar beyefen- diTürkiye'de tanuımış bir insan- dır. Senelerce beraber siyaset yapmışlar, arkadaşlar. Sayuı Cumhurbaşkanı'nın en >akın arkadaşı, en \ akın ahbabı. en ya- kın dostu. Bir partide 20 sene millervekilliği \apmış bir insanı, genel başkanının, Süleyman be- yin unutması mümkün mü?" Küçükali, bakanlık önerisinin daha önce diğer Süleymancı Ela- zığ millervekili Hasan Belhan ile kendisine de geldiğini, ancak Kaçar'ın "Bu sürenin 2.5 ayı ta- Fazilet'te seçim tarihi tedirginliği ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Mec- lis'nin genel ve yerel seçimlerin 18 Nisan 1999'da birlikte yapılması yönündeki karan- na karşın genel seçün tarihi ile ilgili tartışma- larve seçimin sonbahara kalabileceği yönün- deki varsayımlar, FP'de tedirginliğe neden oldu. FP Grup Başkanvekiii Salih Kapusuz, bu tartışmalann hükümet ortaklarınca orta- ya atıldığını belirterek "TBMM karannı ge- çersizsay mak kimsenin haddi değiL L ç kuruş- luk akıllanyla katakulii >apacaklar. Demok- rasilerde kimst MecUs karan üzerinde oyun oynayamaz" diye konuştu. . Salih Kapusuz, düzenlediği basm toplan- tısında hükümetin en belirgin özelliğinin "ya- lan-talan-haram'" olduğunu öne sürdü. TBMM'nin seçimlerin nisan ayında yapıl- ması yönündeki karanna karşın seçim tari- hiyle ilgili tartışmalann sona ermediğine dik- kat çeken Kapusuz, "Herkes haddini büme- li, ayağuıı denk aimaiı. Pariamentonun kara- nnı geçersizsaymakkünsenin haddi değiL Bu spekülas>onlar iktidar partilerüıce >apıhvor. Zinde güçleri yanına alarak millet iradesini hi- çe sa>an. demokrasinin camna oku>an bu ara dönem taşeronian miOetten gerekiicevabıala- caklardır" dedı. İktidar partilerinın seçun- lerde ittifak yapmak üzere harekete geçtikle- rini kaydeden Kapusuz şunlan söyledı: "Keşke işbirliği yapsalar, seçimlere ortak tabela altında girsefer. Keşke bunlann perde gerisindeki destekçileri de perde önüneçıksa- lar. Keşke hepsi \an \ana dinlsclcr,altalta. üst üste olsalar. Milkt hepsinin boyunun ölçüsü- nü vermek için beklhor. Yılmaz 18 Nisan'da jübilesüıi >apacak. Nasıl Yüksek Askeri Şû- ra(YAŞ)karanylabaapaşalaremekliyesevk ediklhse 18 Nisan'da da \ ılnıaz te oıtaklan emekli olacaklardır." Kapusuz. DSP Genel Başkanı BüfentEce- vit' in çızdıği çerçeveye göre genel af değil ce- za ertelemesinin düşünüldüğünü belirterek "Af mı ceza indirimi mi sanal af mı sarmal af mı belirsiz. Aruk ok ya>dan çıkmıştır. Aftan kaçamaziar" dedi. tilde geçecek. 4.5 ay memlekete hizmet için yeterli değjl" yönün- de görüş bildırmesi üzenne ka- bul etmediklerini söyledi. Denizolgun'un Ulaştırma Ba- kanlığı'na getirilmesi FP'de de rahatsızlık yarattı. FP Grup Baş- kanvekiii Salih Kapusuz, atama ile ilgili bir soruyu yanıtlarken, "Ahmet Bey'i severim. Ancak böyle acayip, şaibeli bir hüküme- tin içinde yer almak onun açısın- dan \arala\ıcı olmuştur. Onun adına üzüntü duydum" diye ko- nuştu. 'Benim dedem de şeyhti' DTP Genel Başkanı Hüsamet- tin Cindoruk da Denizolgun'un "Süleymancı" olduğu anımsatı- larak yöneltilen soru üzerine, "Keşke Denizolgun partimizede girse. Ben hiçbir millenekili ve bakan arkadaşımızı partimize çağırmadım. Bizim partimize girmek için iki koşul var: Ahla- ka bağlıhk ve demokrasiye i- nanç" dedi. Cindoruk, GİK toplantısının ardından da. "Arkadaşlar ken- disini tanısalar ne kadar iyi eği- tinıli. modera \e çağdaş bir insan olduğunu anlar ve tepki göster- mezdi. Üstelik benim dedem de şeyhti. Bu durumda beni şimdi genel başkanlıktan mı indirecek- ler"' diye konuştu. DTP. R e f a i d d i n S a h i n ' i p a r t i d e n i h r a ç e d e c e k Cindoruk: Seçimleri erteleyelim ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DTP, grubun güvensizlik oyuyla düşür- mesine karşın istifa etmemekte direnen Devlet Bakanı Refaiddin Şahin'i parti- den ıhraca hazırlanıyor. Şahin olayını grubun çözeceğinı belırten DTP Ge- nel Başkanı Hüsamettin Cindoruk. TBMM'nin aldığı karara karşın millet- vekili genel seçimlerinin ertelenmesi önerisınde bulundu. Cindoruk, GİK toplantısmdan sonra yaptığı açıklama- da ise eğer yasal bir düzenleme yapıl- mazsa hiçbir partiyle ittifak yapmaya- caklannı ve Türkiye'nin her yennde se- çimlere gireceklerini bildirdi. DTP. grupta güvensizlik önergesiyle düşürüldüğü halde istifa etmemekte di- renen Şahin ve Meclis'te alınan seçim karan ile ilgili gelişmeleri değerlendır- mek üzere dün toplandı. Ancak, toplan- tı öncesinde grup iç yönetmeliği ve par- ti tüzüğünü inceleyen parti yöneticilen, Şahin'in durumu ile ilgili karar verme- ye aslında GlK'in değil grubun yetkili olduğu sonucuna vardılar. Şahin hak- kındaverilen güvensizlik önergesineilk imzayı atan Mardin milletvekili Muzaf- fer Ankan. "Grup karannı wrdi ve gü- vensizlik önergesini kabul ettL Bu du- rumda Şahin istifa etmek zorunda. baş- ka çaresi yok" dedi. Arıkan. Şahin'in istifa etmemesi ve buna karşın herhan- gi bir yaptınm uygulanmaması duru- munda partiden ihraç edileceğını açık- ladı. Cindoruk, toplantı öncesinde yapiıgı açıklamada. TürkAye'nın 9 a> öncesin^" den hızla bir seçime 4oğru koştuğunu söyledi. TBMM'den bir yıl içerısinde yalnızca "domatesler, patlıcanlar, mey- ve ve sebzelerin nasıl muameleve tutula- cagına" ilişkin Haller Yasası ile Vergı Reformu Yasası'nı çıkarabıldığinı kay- deden Cindoruk, hukuk refoımu yapıl- madan seçimlere gidilemeyeceğinı söy- ledi. Cindoruk, dünyanın hiçbir yerin- de yüzde 10 barajm bulunmadığını be- lirtirken de bu kadar çok partinin se- çimlere gırdıği bir ülkede tüm partile- rin yüzde 10 barajma takılma olasılık- lan bulunduğunu söyledi. Yerel ve genel seçimlerin arasına ka- bul edilebilir bir tarih konulmasmı iste- yen Cindoruk. "Ekim ayında seçimin yenilenme karanna dokunmadan, Mee- lis'ten seçimin tarihini erteleyen bir se- çim karan çıkarafam. Nisan ayında >e- rel seçimleryapıur.3-4ay sonra genel se- çimlere gidiîir" dedi. Cindoruk. yakla- şık 6 saat süren toplantıdan sonra yap- tığı açıklamada ise GİK'in "Tekbaşına seçime girme ve her yerde adav göster- mekaranaldığım" açıkladı. Cindoruk, yasalarda herhangı bırdeğışıklık yapıl- dığı takdırde yenıden bir değerlendirme yapacaklannı söyledi. Cindoruk. bir so- ru üzerine, seçim tarihınin ertelenmesi için muhalefet partileriyle de temasa ge- çeceğini bildirdi. DTP lideri Cindoruk, herkes seçime karşı çıkmaktan korktuğu için seçime gidildiğini öne sürdü. IRMIKIAYDIN ENGİN Nikâh Şahitleri Oğlanıp adı Tolga. Soyadı Ağar. Kızınsa Özlem. Soyadı öğrenileme- di. Bu ayın 17'sinde nikâhlanıyorlar. Tanışıp sevişerek mi birbirlerini seçmişler, yoksa işin içine az biraz "görücüusulü" karışmışmı, bilinmi- yor. Çok önemli de değil. Önemli olan Tolga ve Özlem ya- şamlannın mutlu ve önemli bir dö- nemecindeler. Bundan böyle "kederde ve tasa- da" ortak olacaklar. Yaşamın hırçın ve engebeli yollarında birbirlerine yaslanacaklar, birbirlerinden destek alacaklar. Ikisi de çok genç. Henüz yanlışlardan arınabilecek, eksiklerini tamamlayabilecek, deği- şebilecek, genç yaşlarında kendi- lerine dayatılan "doğrular") ortak te- razilerindetartıp, gerekirse biryana atıp, kendi "doğnılar"\n\ üretebile- cek, dönüşebilecek kadar genç. Nikâhta bol bol fotoğraf çekile- cek. Üstelik bu özel bir nikâh. Bes- belli ki bir medya ordusu da hazır bulunacak. Yani Tolga ile Özlem'in aile albümlerinde yüzlerce, belki binlerce "nikâh hatırası" fotoğraf olacak. Bu iki gencecik çocuk, nikâhtan aylar, yıllar sonra baş başa verip al- bümlerini karıştırdıklarında acaba ne düşünecekler? Fotoğrafa bakın: Nikâh masasının ortasında iki genç, iki yanında iki yaşlı adam; ni- kâhın şahitleri: Birinin adı emekli General Kenan Evren. Ötekinin kıdemli politikacı, Cumhurbaşkanı Süleyman Demi- rel. Daha arkada bir yerde, "oğlu- nun mürüvvetini gören " bir babanın yüzü: Mehmet Ağar. İki genç çocuk, Tolga ve Özlem, bu nikâh fotoğrafının, 1998 Türkiye- si'nin insanı öfkeden kudurtan si- yaset tablosunu "birebir" yansıttığı- nı bilince çıkaracaklar mıdır acaba? Acaba nikâhlarına düşen gölge- den tedirgin olacaklar mıdır? Acaba ellerine bir makas alıp, fo- toğrafta mutluluk ışıldayan kendi gencecik suretlerini kesip ayırıp, fo- toğrafın geri kalan parçasını fııiatıp atacaklar mı? Bu -şimdilik- sanal fotoğrafın ke- silip atıldığını varsaydığımız parça- sını önümüze koyalım. Bu ne kor- kunç bir tablo böyle! Bir yanda 1970'li yılların son yan- sında ülkeyi kan göllerine boğan MÇ'lerin başmimarı. Öte yanda 12 Eylül'ün, "besleme- mek için insan asan", astığı astık kestiği kestik demokrasi celladı. Az arkada dokunulmazlığı Meclis tarafından kaldırılmış, yakında DGM'de yargıcın karşısına dikile- cek, devletle kendini özdeşleştir- miş, kendi yargılarını hukukun yeri- ne koymakta duraksamamış, "bin operasyon" yapmış, uyuşturucu kaçakçıları ve faşist katillerle el ele verip "devlet için kurşun sıktırmış", bununla övünmüş, eski polis şefi, eski Adalet Bakanı... Bu korkunç bir fotoğraftır. 1998 Türkiyesi'nde daha esen, daha mutlu, daha haklı bir Türkiye özle- yen insanların gözlerinin içine baka baka bir meydan okumadır. Bu fo- toğraf "sözün bittiği yer "dir. Bu fotoğraf barış arayan, banşa susamış bir toplumda, banşçıl bir uzlaşmanın değil, suçun kenetlen- mişliğinin fotoğrafıdır. TBMM tarafından kaldırılmış bir dokunulmazlığın fiili reddi, dokunul- mazlığın kaldırılmasına yol açan korkunç ve kanlı süreçlerin aklan- masıdır. Yıllardır "Susma, sustukça sıra sana gelecek" diye haykıranların suratına indirilen okkalı bir şamar- dır. Bir masa başında bir araya gelen bu üç kişi artık bir nikâha değil, 1998 Türkiyesi'ne dolaysız tanıklık yapı- yorlar. Bu fotoğraf, bu ülkede demokra- si, hukuk ve barış isteyenlerin kar- şısındaki ittifakın fotoğrafıdır. Tolga ve Özlem'e mutluluk dileye- lim. Biryastıkta kocasınlar. Nikâh fotoğraflarını ise yırtıp at- sınlar. Mutluluklarına gölge düşme- sin... Cumhuriyet'in 75. yılında "Halk şölenleriyle, Anadolu'ya şükran borcu" Bilkent 5. Uluslararası Anadolu Müzik Festivali 7 Ağustos-21 Eylül 1998 aengin (o posta. cumhuriyet. com. tr Ayrıntılı bilgi ve rezervasyon: (312)266 43 82 Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatlan Fakültesi 06533 Bilkent, Ankara www.bilkent.edu.tr/-mssf Bilkent Senfoni Orkestrası Şefler: Gürer Aykal, Rodolfo Bonucci, Alfred Michourine Solistler: Hakan Aysev, tenor Mesut İktu, bariton Pekin Kırgız, tenor Ünlü Opera Solistleri, Saz Şairleri, Bölge Halk Oyunları Ekipleri, Nuri İyem Gezici Resim Sergisi Uvertürler, Aryalar, Halk Türküleri, Şarkılar, Orkestra Eserleri, Senfoniler Ankara 7 Ağustos Cuma, Saat: 20.00 Bilkent Ünıv. MSFF Bahçesı Siirt 10 Ağustos Pazartesı, Saat: 20.00 Ataturk Stadyumu Batman 11 Ağustos Salı, Saat: 20 30 Ataturk Stadyumu Mardin 12 Ağustos Çarşamba, Saat' 20.00 Şehir Stadyumu Şırnak 13 Ağustos Perşembe, Saat: 18.00 Cumhuriyet Meydanı Şanlıurfa 14 Ağustos Cuma, Saat: 21.00 Fatih Sultan Mehmet Parkı Adıyaman 15 Ağustos Cumartesı, Saat: 21 00 Ataturk Stadyumu Kahramanmaraş 16 Ağustos Pazar, Saat: 21.00 Ataturk Parkı Gaziantep 17 Ağustos Pazartesı, Saat: 20 00 100. Yıl Amfi Tıyatrosu Hatay, İskenderun 18 Ağustos Salı, Saat: 21.00 Payas Kalesı Nevşehir, Kapadokya 21 Ağustos Cuma, Saat: 20.30, 22 Ağustos Cumartesı, Saat: 20.30 Zelve Açıkhava Müzesı Kayseri 23 Ağustos Pazar, Saat- 20 00 Şehır Stadyumu Konya 12 Eylül Cumartesı, Saat: 20.00 Şehır Stadyumu Sinop 19 Eylül Cumartesı, Saat: 20.00 Ataturk Kapalı Spor Salonu Tokat 21 Eylul Pazartesı, Saat. 20.00 Gaziosmanpaşa Üniversitesi Oiyarbakır Eylül 1998 (Tarıh, saat ve yer, daha sonra belırlenecektır) Adana (20 Ağustos günu yapılması planlanan etkınlık, deprem nedenıyle ılerı bir tarıhe ertelenmıştır.) Bıtkent Unıversfîesı Mjzık ve Sahne Sanat<an Fakuitesı kulîur etkınlığrd'r POLİTtKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Devlet Çarkı... Bir köşede Mehmet Keçeciler, öteki köşede Agâh Oktay Güner; karşıda Oltan Sungurlu ve Mustafa Taşar. Acaba ANAP Izmir Milletvekili Kaya Erdem ne- rede, liberal kanadın bir dönem vitrininde yer alan Suha Tanık'ı gören var mı? Nakşiler, Süleymancılar, Nurcular... Nakşiler ANAP'tan kopup FP'ye yaklaşırken Sü- leymancılar "Gün bizim günümüz" deyip petekteki balı yemeye hazırlanıyor; Nurculann Fethullahçı ka- nadı ise an gibi ANAP'a konuyorgözüküp kıratın ye- lesinde dolaşıyor... Abdülkadir Aksu ve Korkut Özal birbirini ta- mamlayan iki isim... Aksu, Içişleri Bakanlığı döneminde polis örgütü- nü gerici-faşist kadrolaria donatırken hem Nakşile- ri, hem Süleymancıları hem de Nurculan koruyup kolladı; polisin tepe noktalanna davadan dönen Pol- Bir üyelerini atamakla ünlendi... Abdülkadir Aksu niçin ANAP'tan ayrılıp FP'ye geçti de, Korkut Özal DP'nin içinde yer alıp niçin başkanlık koltuğuna oturdu? Aynı ideolojinin insanları ANAP'ta saf tutarken ki- mileri parti değiştirdi, kimileri de Ali Coşkun gibi bir süre bağımsız kalıp sonra FP'ye gırerek kendisini bir kuş gibi özgür hissetti... Söyler misiniz, FP'Iİ Ali Coşkun'la ANAP'lı Ekrem Pakdemirli; Agâh Oktay Güner'le MHP Genel Baş- kanı Devlet Bahçeli arasında ideolojik olarak ne fark vardır? Tarikatlann egemen olduğu bir toplumda demok- rasi kavramı ne anlama gelir, çetelerin güç olduğu devlet çarkının dişlileri nasıl çalışır? • • • Başbakan Mesut Yılmaz'ın eşi Berna Yılmaz çağdaş bir Türk kadını görüntüsüyle bir bakıyorsu- nuz 12 Eylül'ün ünlü darbecisi emekli Orgeneral Ke- nan Evren'in Marmaris'teki yaşgünü partisinde, bir bakıyorsunuz Istanbul'daki bir sosyal etkinlikte en önde yer alıyor... Berna Hanım en azından içten ve yapmacıksız... Oysa, Turgut Özal'ın eşi Semra Hanım öyle miy- di? Yıl 1987... Turgut Bey, Çanakkale-lzmir yolunu trafiğe ka- patmış, BMW otomobiliyle 4-5 saatlik süreyi 2.5 sa- atte almıştı... Özal ailesinin dünya umrunda değildi... Yüzlerce araç yol kenanna çekilmiş, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın Çanakkale-lzmir yolunda hız dene- mesiniizliyordu... Türkiye o dönemi atlatalı 11 yıl oldu... Semra Özal yine televizyonlairda, saçlan san.yü- zü makyajlı... Diyor ki: "Cildimin yumuşaklığını sabunlu suya borçlu- yum..." 11 yıllık süre içinde Türkiye'de ne değişti? 8okşey!.. megin, devlet içindeki çeteler ortaya döküldü; Başbakan Yılmaz "Ben bu işi lOgünde çözerim" de- di, ama nedense bir türlü başaramadı; Kutiu Sa- vaş'ın 'SusurtukRaporu' rafakaldınldı; Uğur Mum- cucinayetiDGMBaşsavcısılMküCoşkun'un "Dev- letisterse çözer" demesine karşın çözülmedi... Bugün 7 Ağustos 1998... Fatih'ten Ümraniye'ye; Bahçelievler'den Dudul- lu'ya dek camilerin avlulannda yaşları 8-15 arasın- da takkeli çocuklar ne eğitimi görüyor? Tarikat şeyh- leri ve şıhlan il il, ilçe ilçe dolaşıp yoksul ailelerin ça- lışkan öğrenci çocuklarını nerelere götürüyor? • • • ANAP'ta Süleymancılar daetkindir, Nakşiler de... Nakşilerin bir kolu şimdilerde FP içinde buzlan kır- makla uğraşıyor... Devlet çarkının dişlileri arasında Süleymancı ve Nakşiler oldukça güçlüdürler, en az Nurcular ka- dar... Özellikle yargıda ve poliste... Süleymancılar, Alman masonlanyla 12 Eylül 1980 sonrası iyi ilişkiler kurmuşlardır. Örneğin Süleyman Hilmi Tunahanın damadı Kemal Kaçar, 12 Eylül 1980 sonrası tutuklandığın- da en büyük destek, büyükelçi Semih Günver'den gelmişti. Günver, aynı desteği MHP'Iİ Agâh Oktay Güner ile MSP'li Temel Karamollaoğlu'na da ver- mişti... Kaçar, 12 Eylül 1980 sonrası Antalya'da yargılan- dı. Onun Avrupa Konseyi Danışma Meclisi'nde yap- tığı konuşma, Semih Günver tarafından şöyle yo- rumlandı: "Kaçar'ın sözleri cumhuhyete, çoğulcu demok- rasiye, laikliğe bağlılığını, Ataturk ilkelerini benim- sediğini göstermektedir. Sayın Kemal Kaçar, Avru- pa Konseyi içinde Ocak 1981'e kadar sürdürdüğü çalışmalarda bu prensiplere bağlı kalmıştır..." Süleymancılar işte bu denli yaman insanlardır. ANAP içinde o yüzden etkilidir... Şimdi anladınız mı Süleyman Hilmi Tunahan'ın torunu Antalya Bağımsız Milletvekili Arif Ahmet Denizolgun'un Ulaştırma Bakanlığı'na neden atan- dığını? hckayaso posta.cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 CHDden tepki 'Yazıcıoğlu suç işliyor' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ordu Valisi Ke- malYazKMğhTnun bölgede findık toplamaya gelen Kürt tanm işçilerini sınırdışı et- me karan tepki cekti. Çağ- daş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Ay- dın Erdoğan. genelgenin "tüyler ürpertici" ve huku- ka aykın olduğunu belirtti. Erdoğan, "Yancıoğlu'nun iddia ettiği gibi tanm işçile- rinin arasında suç işlemiş olanlar varsa, valinin bu ki- şiler hakkında yasal işlem yapma yetkisi var. İşlem yapmıyorsa Yazıcıoğlu suç işliyor demektir" diye ko- nuştu. ÇHD Başkanı Erdoğan, Kemal Yazıcıoğlu'nun çı- kardığı genelgenin seyahat ve çalışma özgürlüğü gibi temel haklan ortadan kal- dırdığını bildirdi. Bu duru- mun insanlık ve hukuk adı- na tüyler ürpertici olduğunu söyleyen Erdoğan, etnik te- mele dayalı aynmcılık yap- tığını kaydetti. Yazıcıoğ- lu'nun adının Emniyet Ge- nel Müdürü adayı olarak geçtiğini anımsatan Erdo- ğan, Ordu'da yaşananlann, Emniyet Genel Müdürü ol- ması halinde yaşanacakla- nn göstergesi olduğunu söyledi. Erdoğan, evlerindeh yüz- lerce kilometre uzağa git- miş tanm işçilerinin özgür- ce çalışma olanağının sağ- lanması gerektiğini belirte- rek şöyle devam etti: "Bu genelge idari otarak işlemden kaldınlmalıdır. Genelge, hukuki olarak da iptali ve\a yürütmenin dur- durulması mümkün hukuk dışı bir işlemdir. Yazıcıoğ- lu'nun yurttaşlar hakkında topluca suçlu işlemi yapma hakkı yoktur."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle