Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7AĞUSTOS1998 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Karadayı'ya
madalya
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Ismail Hakkı
Karadayı'ya "Devlet
Şeref Madalvası"
verilmesine ilişkin
Başbakanlık Tebliği
yayımlandı. Başbakanlık
tebliği Resmi Gazete'nin
dünkii sayısında
yayımlandı.
MİT'ten
Internefte
savunma
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Milli tstihbarat Teşkilatı
(MlT), son dönemde
kuruma yönelik
eleştirilerden duyulan
rahatsızlıklan, lnternet'te
açılan WEB sayfasında
anlattı. MlT Müsteşan
Senkal Atasagun, "MlT,
hayal mahsulü, yasadışı
faaliyet senar>'olannı
şekillendiren bir kuruluş
değildır" dedi.
TBMM Başkanı
Çetin'den uyarı
• ANKARA (AA) -
Yardımcı personel dışında
bir sekreterle çalışma
hakları bulunduğu halde
iki-üç sekreter bulunduran
millet\ekilIeri,TBMM
Başkanı Hikmet Çetin
tarafından uyanldı. Çetin,
birden fazla sekreter
çalıştıran millet\ekillerine
bir yazı göndererek,
çalıştırmak istedikleri bir
sekreterin ismini( (
Bâşkanlık'a bildîrmelerini
istedi. TBMM
BaşkanlığVnın isim
bildırilmesı ıçın tanıdığı
süre dün dolarken, Çetin,
isim bildirilmemesi
halinde tercihin
Başkanlık'ça resen
yapılacağını da belırttı.
Jfffi
Tarikatçı bakatı tarbşması
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirerin Süleymancılann lideri Kemal Kaçar ile görüşmesinin
ardından A. Ahmet Denizolgun'un DTP kontenjanından kabineye girmesi anlamlı bulundu
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Süleymanalar tarikatı ile
DTP arasındaki yakınlaşma için
Cumhurbaşkanı Süleyman De-
mirel'in devreye girdiği iddiası
yeni birtartışma yarattı. DTP'li
Necdet Menzir'den boşalan U-
laştırma Bakanlığı'na Süley-
mancı Antalya millervekili Arif
Ahmet Denizolgun getirilmeden
önce, Süleymancılar tarikatmın
lideri Kemal Kaçar'ın Çankaya
Köşkü'ne çıkması Ankara kulis-
lerinde geniş yankı buldu.
Bir süreden beri Sülevmancı-
lar tarikatı ile yakınlaşma arayı-
şı içine girdiği belirtilen
DTP'nin bu kesimle bağlantıla-
nnda Cumhurbaşkanı Demi-
rel'in de rol oynadığı öne sürül-
dü. Tarikatın kurucusu Süley-
man Hilmi Tunahanın damadı
olan Süleymancılann şimdiki li-
deri eski AP milletvekili Kemal
Kaçar'ın bir süre önce Cumhur-
başkanı Demirerin daveti üzeri-
ne Köşk'e çıktığı belirtildi.
RP'nin kapatılmasından sonra
diğer Süleymancı milletvekille-
ri gibi FP'ye girmeyen ve Arif
Ahmet Denizolgun ile birlikte
hareket ederek bağımsız kalan
Istanbul milletvekili GöksalKü-
çükali'nin Demirel-Kaçar gö-
rüşmesiyle ilgili açıkJamalan ye-
ni bir tartışma başlattı. Kemal
Kaçar"ın, Cumhurbaşkanfyla
yakınlığına dıkkat çeken Küçü-
kali, Kaçar'ın Demirel'den son-
ra TBMM Başkanı Hikmet Çe-
tin ve DTP Genel Başkanı Hü-
samettin Cindoruk ile de görüş-
tüğünü bildirdi. Küçükali, bu
ilişkileri yorumlarken şu değer-
lendirmeyi yaptı:
"Sayın Kemal Kaçar beyefen-
diTürkiye'de tanuımış bir insan-
dır. Senelerce beraber siyaset
yapmışlar, arkadaşlar. Sayuı
Cumhurbaşkanı'nın en >akın
arkadaşı, en \ akın ahbabı. en ya-
kın dostu. Bir partide 20 sene
millervekilliği \apmış bir insanı,
genel başkanının, Süleyman be-
yin unutması mümkün mü?"
Küçükali, bakanlık önerisinin
daha önce diğer Süleymancı Ela-
zığ millervekili Hasan Belhan ile
kendisine de geldiğini, ancak
Kaçar'ın "Bu sürenin 2.5 ayı ta-
Fazilet'te seçim tarihi tedirginliği
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Mec-
lis'nin genel ve yerel seçimlerin 18 Nisan
1999'da birlikte yapılması yönündeki karan-
na karşın genel seçün tarihi ile ilgili tartışma-
larve seçimin sonbahara kalabileceği yönün-
deki varsayımlar, FP'de tedirginliğe neden
oldu. FP Grup Başkanvekiii Salih Kapusuz,
bu tartışmalann hükümet ortaklarınca orta-
ya atıldığını belirterek "TBMM karannı ge-
çersizsay mak kimsenin haddi değiL L ç kuruş-
luk akıllanyla katakulii >apacaklar. Demok-
rasilerde kimst MecUs karan üzerinde oyun
oynayamaz" diye konuştu.
. Salih Kapusuz, düzenlediği basm toplan-
tısında hükümetin en belirgin özelliğinin "ya-
lan-talan-haram'" olduğunu öne sürdü.
TBMM'nin seçimlerin nisan ayında yapıl-
ması yönündeki karanna karşın seçim tari-
hiyle ilgili tartışmalann sona ermediğine dik-
kat çeken Kapusuz, "Herkes haddini büme-
li, ayağuıı denk aimaiı. Pariamentonun kara-
nnı geçersizsaymakkünsenin haddi değiL Bu
spekülas>onlar iktidar partilerüıce >apıhvor.
Zinde güçleri yanına alarak millet iradesini hi-
çe sa>an. demokrasinin camna oku>an bu ara
dönem taşeronian miOetten gerekiicevabıala-
caklardır" dedı. İktidar partilerinın seçun-
lerde ittifak yapmak üzere harekete geçtikle-
rini kaydeden Kapusuz şunlan söyledı:
"Keşke işbirliği yapsalar, seçimlere ortak
tabela altında girsefer. Keşke bunlann perde
gerisindeki destekçileri de perde önüneçıksa-
lar. Keşke hepsi \an \ana dinlsclcr,altalta. üst
üste olsalar. Milkt hepsinin boyunun ölçüsü-
nü vermek için beklhor. Yılmaz 18 Nisan'da
jübilesüıi >apacak. Nasıl Yüksek Askeri Şû-
ra(YAŞ)karanylabaapaşalaremekliyesevk
ediklhse 18 Nisan'da da \ ılnıaz te oıtaklan
emekli olacaklardır."
Kapusuz. DSP Genel Başkanı BüfentEce-
vit' in çızdıği çerçeveye göre genel af değil ce-
za ertelemesinin düşünüldüğünü belirterek
"Af mı ceza indirimi mi sanal af mı sarmal af
mı belirsiz. Aruk ok ya>dan çıkmıştır. Aftan
kaçamaziar" dedi.
tilde geçecek. 4.5 ay memlekete
hizmet için yeterli değjl" yönün-
de görüş bildırmesi üzenne ka-
bul etmediklerini söyledi.
Denizolgun'un Ulaştırma Ba-
kanlığı'na getirilmesi FP'de de
rahatsızlık yarattı. FP Grup Baş-
kanvekiii Salih Kapusuz, atama
ile ilgili bir soruyu yanıtlarken,
"Ahmet Bey'i severim. Ancak
böyle acayip, şaibeli bir hüküme-
tin içinde yer almak onun açısın-
dan \arala\ıcı olmuştur. Onun
adına üzüntü duydum" diye ko-
nuştu.
'Benim dedem de şeyhti'
DTP Genel Başkanı Hüsamet-
tin Cindoruk da Denizolgun'un
"Süleymancı" olduğu anımsatı-
larak yöneltilen soru üzerine,
"Keşke Denizolgun partimizede
girse. Ben hiçbir millenekili ve
bakan arkadaşımızı partimize
çağırmadım. Bizim partimize
girmek için iki koşul var: Ahla-
ka bağlıhk ve demokrasiye i-
nanç" dedi.
Cindoruk, GİK toplantısının
ardından da. "Arkadaşlar ken-
disini tanısalar ne kadar iyi eği-
tinıli. modera \e çağdaş bir insan
olduğunu anlar ve tepki göster-
mezdi. Üstelik benim dedem de
şeyhti. Bu durumda beni şimdi
genel başkanlıktan mı indirecek-
ler"' diye konuştu.
DTP. R e f a i d d i n S a h i n ' i p a r t i d e n i h r a ç e d e c e k
Cindoruk: Seçimleri erteleyelim
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
DTP, grubun güvensizlik oyuyla düşür-
mesine karşın istifa etmemekte direnen
Devlet Bakanı Refaiddin Şahin'i parti-
den ıhraca hazırlanıyor. Şahin olayını
grubun çözeceğinı belırten DTP Ge-
nel Başkanı Hüsamettin Cindoruk.
TBMM'nin aldığı karara karşın millet-
vekili genel seçimlerinin ertelenmesi
önerisınde bulundu. Cindoruk, GİK
toplantısmdan sonra yaptığı açıklama-
da ise eğer yasal bir düzenleme yapıl-
mazsa hiçbir partiyle ittifak yapmaya-
caklannı ve Türkiye'nin her yennde se-
çimlere gireceklerini bildirdi.
DTP. grupta güvensizlik önergesiyle
düşürüldüğü halde istifa etmemekte di-
renen Şahin ve Meclis'te alınan seçim
karan ile ilgili gelişmeleri değerlendır-
mek üzere dün toplandı. Ancak, toplan-
tı öncesinde grup iç yönetmeliği ve par-
ti tüzüğünü inceleyen parti yöneticilen,
Şahin'in durumu ile ilgili karar verme-
ye aslında GlK'in değil grubun yetkili
olduğu sonucuna vardılar. Şahin hak-
kındaverilen güvensizlik önergesineilk
imzayı atan Mardin milletvekili Muzaf-
fer Ankan. "Grup karannı wrdi ve gü-
vensizlik önergesini kabul ettL Bu du-
rumda Şahin istifa etmek zorunda. baş-
ka çaresi yok" dedi. Arıkan. Şahin'in
istifa etmemesi ve buna karşın herhan-
gi bir yaptınm uygulanmaması duru-
munda partiden ihraç edileceğını açık-
ladı.
Cindoruk, toplantı öncesinde yapiıgı
açıklamada. TürkAye'nın 9 a> öncesin^"
den hızla bir seçime 4oğru koştuğunu
söyledi. TBMM'den bir yıl içerısinde
yalnızca "domatesler, patlıcanlar, mey-
ve ve sebzelerin nasıl muameleve tutula-
cagına" ilişkin Haller Yasası ile Vergı
Reformu Yasası'nı çıkarabıldığinı kay-
deden Cindoruk, hukuk refoımu yapıl-
madan seçimlere gidilemeyeceğinı söy-
ledi. Cindoruk, dünyanın hiçbir yerin-
de yüzde 10 barajm bulunmadığını be-
lirtirken de bu kadar çok partinin se-
çimlere gırdıği bir ülkede tüm partile-
rin yüzde 10 barajma takılma olasılık-
lan bulunduğunu söyledi.
Yerel ve genel seçimlerin arasına ka-
bul edilebilir bir tarih konulmasmı iste-
yen Cindoruk. "Ekim ayında seçimin
yenilenme karanna dokunmadan, Mee-
lis'ten seçimin tarihini erteleyen bir se-
çim karan çıkarafam. Nisan ayında >e-
rel seçimleryapıur.3-4ay sonra genel se-
çimlere gidiîir" dedi. Cindoruk. yakla-
şık 6 saat süren toplantıdan sonra yap-
tığı açıklamada ise GİK'in "Tekbaşına
seçime girme ve her yerde adav göster-
mekaranaldığım" açıkladı. Cindoruk,
yasalarda herhangı bırdeğışıklık yapıl-
dığı takdırde yenıden bir değerlendirme
yapacaklannı söyledi. Cindoruk. bir so-
ru üzerine, seçim tarihınin ertelenmesi
için muhalefet partileriyle de temasa ge-
çeceğini bildirdi.
DTP lideri Cindoruk, herkes seçime karşı çıkmaktan
korktuğu için seçime gidildiğini öne sürdü.
IRMIKIAYDIN ENGİN
Nikâh Şahitleri
Oğlanıp adı Tolga. Soyadı Ağar.
Kızınsa Özlem. Soyadı öğrenileme-
di. Bu ayın 17'sinde nikâhlanıyorlar.
Tanışıp sevişerek mi birbirlerini
seçmişler, yoksa işin içine az biraz
"görücüusulü" karışmışmı, bilinmi-
yor. Çok önemli de değil.
Önemli olan Tolga ve Özlem ya-
şamlannın mutlu ve önemli bir dö-
nemecindeler.
Bundan böyle "kederde ve tasa-
da" ortak olacaklar. Yaşamın hırçın
ve engebeli yollarında birbirlerine
yaslanacaklar, birbirlerinden destek
alacaklar.
Ikisi de çok genç.
Henüz yanlışlardan arınabilecek,
eksiklerini tamamlayabilecek, deği-
şebilecek, genç yaşlarında kendi-
lerine dayatılan "doğrular") ortak te-
razilerindetartıp, gerekirse biryana
atıp, kendi "doğnılar"\n\ üretebile-
cek, dönüşebilecek kadar genç.
Nikâhta bol bol fotoğraf çekile-
cek. Üstelik bu özel bir nikâh. Bes-
belli ki bir medya ordusu da hazır
bulunacak. Yani Tolga ile Özlem'in
aile albümlerinde yüzlerce, belki
binlerce "nikâh hatırası" fotoğraf
olacak.
Bu iki gencecik çocuk, nikâhtan
aylar, yıllar sonra baş başa verip al-
bümlerini karıştırdıklarında acaba
ne düşünecekler?
Fotoğrafa bakın:
Nikâh masasının ortasında iki
genç, iki yanında iki yaşlı adam; ni-
kâhın şahitleri:
Birinin adı emekli General Kenan
Evren. Ötekinin kıdemli politikacı,
Cumhurbaşkanı Süleyman Demi-
rel. Daha arkada bir yerde, "oğlu-
nun mürüvvetini gören " bir babanın
yüzü: Mehmet Ağar.
İki genç çocuk, Tolga ve Özlem,
bu nikâh fotoğrafının, 1998 Türkiye-
si'nin insanı öfkeden kudurtan si-
yaset tablosunu "birebir" yansıttığı-
nı bilince çıkaracaklar mıdır acaba?
Acaba nikâhlarına düşen gölge-
den tedirgin olacaklar mıdır?
Acaba ellerine bir makas alıp, fo-
toğrafta mutluluk ışıldayan kendi
gencecik suretlerini kesip ayırıp, fo-
toğrafın geri kalan parçasını fııiatıp
atacaklar mı?
Bu -şimdilik- sanal fotoğrafın ke-
silip atıldığını varsaydığımız parça-
sını önümüze koyalım. Bu ne kor-
kunç bir tablo böyle!
Bir yanda 1970'li yılların son yan-
sında ülkeyi kan göllerine boğan
MÇ'lerin başmimarı.
Öte yanda 12 Eylül'ün, "besleme-
mek için insan asan", astığı astık
kestiği kestik demokrasi celladı.
Az arkada dokunulmazlığı Meclis
tarafından kaldırılmış, yakında
DGM'de yargıcın karşısına dikile-
cek, devletle kendini özdeşleştir-
miş, kendi yargılarını hukukun yeri-
ne koymakta duraksamamış, "bin
operasyon" yapmış, uyuşturucu
kaçakçıları ve faşist katillerle el ele
verip "devlet için kurşun sıktırmış",
bununla övünmüş, eski polis şefi,
eski Adalet Bakanı...
Bu korkunç bir fotoğraftır. 1998
Türkiyesi'nde daha esen, daha
mutlu, daha haklı bir Türkiye özle-
yen insanların gözlerinin içine baka
baka bir meydan okumadır. Bu fo-
toğraf "sözün bittiği yer "dir.
Bu fotoğraf barış arayan, banşa
susamış bir toplumda, banşçıl bir
uzlaşmanın değil, suçun kenetlen-
mişliğinin fotoğrafıdır.
TBMM tarafından kaldırılmış bir
dokunulmazlığın fiili reddi, dokunul-
mazlığın kaldırılmasına yol açan
korkunç ve kanlı süreçlerin aklan-
masıdır.
Yıllardır "Susma, sustukça sıra
sana gelecek" diye haykıranların
suratına indirilen okkalı bir şamar-
dır.
Bir masa başında bir araya gelen
bu üç kişi artık bir nikâha değil, 1998
Türkiyesi'ne dolaysız tanıklık yapı-
yorlar.
Bu fotoğraf, bu ülkede demokra-
si, hukuk ve barış isteyenlerin kar-
şısındaki ittifakın fotoğrafıdır.
Tolga ve Özlem'e mutluluk dileye-
lim. Biryastıkta kocasınlar.
Nikâh fotoğraflarını ise yırtıp at-
sınlar. Mutluluklarına gölge düşme-
sin...
Cumhuriyet'in 75. yılında
"Halk şölenleriyle,
Anadolu'ya şükran borcu"
Bilkent
5. Uluslararası
Anadolu Müzik
Festivali
7 Ağustos-21 Eylül 1998
aengin (o posta. cumhuriyet. com. tr
Ayrıntılı bilgi ve rezervasyon:
(312)266 43 82
Bilkent Üniversitesi
Müzik ve Sahne Sanatlan Fakültesi
06533 Bilkent, Ankara
www.bilkent.edu.tr/-mssf
Bilkent Senfoni Orkestrası
Şefler: Gürer Aykal, Rodolfo Bonucci,
Alfred Michourine
Solistler: Hakan Aysev, tenor
Mesut İktu, bariton
Pekin Kırgız, tenor
Ünlü Opera Solistleri, Saz Şairleri,
Bölge Halk Oyunları Ekipleri,
Nuri İyem Gezici Resim Sergisi
Uvertürler, Aryalar, Halk Türküleri, Şarkılar,
Orkestra Eserleri, Senfoniler
Ankara 7 Ağustos Cuma, Saat: 20.00 Bilkent Ünıv. MSFF Bahçesı
Siirt 10 Ağustos Pazartesı, Saat: 20.00 Ataturk Stadyumu
Batman 11 Ağustos Salı, Saat: 20 30 Ataturk Stadyumu
Mardin 12 Ağustos Çarşamba, Saat' 20.00 Şehir Stadyumu
Şırnak 13 Ağustos Perşembe, Saat: 18.00 Cumhuriyet Meydanı
Şanlıurfa 14 Ağustos Cuma, Saat: 21.00 Fatih Sultan Mehmet Parkı
Adıyaman 15 Ağustos Cumartesı, Saat: 21 00 Ataturk Stadyumu
Kahramanmaraş 16 Ağustos Pazar, Saat: 21.00 Ataturk Parkı
Gaziantep 17 Ağustos Pazartesı, Saat: 20 00 100. Yıl Amfi Tıyatrosu
Hatay, İskenderun 18 Ağustos Salı, Saat: 21.00 Payas Kalesı
Nevşehir, Kapadokya 21 Ağustos Cuma, Saat: 20.30,
22 Ağustos Cumartesı, Saat: 20.30 Zelve Açıkhava Müzesı
Kayseri 23 Ağustos Pazar, Saat- 20 00 Şehır Stadyumu
Konya 12 Eylül Cumartesı, Saat: 20.00 Şehır Stadyumu
Sinop 19 Eylül Cumartesı, Saat: 20.00 Ataturk Kapalı Spor Salonu
Tokat 21 Eylul Pazartesı, Saat. 20.00 Gaziosmanpaşa Üniversitesi
Oiyarbakır Eylül 1998 (Tarıh, saat ve yer, daha sonra belırlenecektır)
Adana (20 Ağustos günu yapılması planlanan etkınlık, deprem
nedenıyle ılerı bir tarıhe ertelenmıştır.)
Bıtkent Unıversfîesı Mjzık ve Sahne Sanat<an Fakuitesı kulîur etkınlığrd'r
POLİTtKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Devlet Çarkı...
Bir köşede Mehmet Keçeciler, öteki köşede
Agâh Oktay Güner; karşıda Oltan Sungurlu ve
Mustafa Taşar.
Acaba ANAP Izmir Milletvekili Kaya Erdem ne-
rede, liberal kanadın bir dönem vitrininde yer alan
Suha Tanık'ı gören var mı?
Nakşiler, Süleymancılar, Nurcular...
Nakşiler ANAP'tan kopup FP'ye yaklaşırken Sü-
leymancılar "Gün bizim günümüz" deyip petekteki
balı yemeye hazırlanıyor; Nurculann Fethullahçı ka-
nadı ise an gibi ANAP'a konuyorgözüküp kıratın ye-
lesinde dolaşıyor...
Abdülkadir Aksu ve Korkut Özal birbirini ta-
mamlayan iki isim...
Aksu, Içişleri Bakanlığı döneminde polis örgütü-
nü gerici-faşist kadrolaria donatırken hem Nakşile-
ri, hem Süleymancıları hem de Nurculan koruyup
kolladı; polisin tepe noktalanna davadan dönen Pol-
Bir üyelerini atamakla ünlendi...
Abdülkadir Aksu niçin ANAP'tan ayrılıp FP'ye
geçti de, Korkut Özal DP'nin içinde yer alıp niçin
başkanlık koltuğuna oturdu?
Aynı ideolojinin insanları ANAP'ta saf tutarken ki-
mileri parti değiştirdi, kimileri de Ali Coşkun gibi bir
süre bağımsız kalıp sonra FP'ye gırerek kendisini bir
kuş gibi özgür hissetti...
Söyler misiniz, FP'Iİ Ali Coşkun'la ANAP'lı Ekrem
Pakdemirli; Agâh Oktay Güner'le MHP Genel Baş-
kanı Devlet Bahçeli arasında ideolojik olarak ne
fark vardır?
Tarikatlann egemen olduğu bir toplumda demok-
rasi kavramı ne anlama gelir, çetelerin güç olduğu
devlet çarkının dişlileri nasıl çalışır?
• • •
Başbakan Mesut Yılmaz'ın eşi Berna Yılmaz
çağdaş bir Türk kadını görüntüsüyle bir bakıyorsu-
nuz 12 Eylül'ün ünlü darbecisi emekli Orgeneral Ke-
nan Evren'in Marmaris'teki yaşgünü partisinde, bir
bakıyorsunuz Istanbul'daki bir sosyal etkinlikte en
önde yer alıyor...
Berna Hanım en azından içten ve yapmacıksız...
Oysa, Turgut Özal'ın eşi Semra Hanım öyle miy-
di?
Yıl 1987...
Turgut Bey, Çanakkale-lzmir yolunu trafiğe ka-
patmış, BMW otomobiliyle 4-5 saatlik süreyi 2.5 sa-
atte almıştı...
Özal ailesinin dünya umrunda değildi... Yüzlerce
araç yol kenanna çekilmiş, Türkiye Cumhuriyeti
Başbakanı'nın Çanakkale-lzmir yolunda hız dene-
mesiniizliyordu...
Türkiye o dönemi atlatalı 11 yıl oldu...
Semra Özal yine televizyonlairda, saçlan san.yü-
zü makyajlı...
Diyor ki:
"Cildimin yumuşaklığını sabunlu suya borçlu-
yum..."
11 yıllık süre içinde Türkiye'de ne değişti?
8okşey!..
megin, devlet içindeki çeteler ortaya döküldü;
Başbakan Yılmaz "Ben bu işi lOgünde çözerim" de-
di, ama nedense bir türlü başaramadı; Kutiu Sa-
vaş'ın 'SusurtukRaporu' rafakaldınldı; Uğur Mum-
cucinayetiDGMBaşsavcısılMküCoşkun'un "Dev-
letisterse çözer" demesine karşın çözülmedi...
Bugün 7 Ağustos 1998...
Fatih'ten Ümraniye'ye; Bahçelievler'den Dudul-
lu'ya dek camilerin avlulannda yaşları 8-15 arasın-
da takkeli çocuklar ne eğitimi görüyor? Tarikat şeyh-
leri ve şıhlan il il, ilçe ilçe dolaşıp yoksul ailelerin ça-
lışkan öğrenci çocuklarını nerelere götürüyor?
• • •
ANAP'ta Süleymancılar daetkindir, Nakşiler de...
Nakşilerin bir kolu şimdilerde FP içinde buzlan kır-
makla uğraşıyor...
Devlet çarkının dişlileri arasında Süleymancı ve
Nakşiler oldukça güçlüdürler, en az Nurcular ka-
dar...
Özellikle yargıda ve poliste...
Süleymancılar, Alman masonlanyla 12 Eylül 1980
sonrası iyi ilişkiler kurmuşlardır.
Örneğin Süleyman Hilmi Tunahanın damadı
Kemal Kaçar, 12 Eylül 1980 sonrası tutuklandığın-
da en büyük destek, büyükelçi Semih Günver'den
gelmişti. Günver, aynı desteği MHP'Iİ Agâh Oktay
Güner ile MSP'li Temel Karamollaoğlu'na da ver-
mişti...
Kaçar, 12 Eylül 1980 sonrası Antalya'da yargılan-
dı. Onun Avrupa Konseyi Danışma Meclisi'nde yap-
tığı konuşma, Semih Günver tarafından şöyle yo-
rumlandı:
"Kaçar'ın sözleri cumhuhyete, çoğulcu demok-
rasiye, laikliğe bağlılığını, Ataturk ilkelerini benim-
sediğini göstermektedir. Sayın Kemal Kaçar, Avru-
pa Konseyi içinde Ocak 1981'e kadar sürdürdüğü
çalışmalarda bu prensiplere bağlı kalmıştır..."
Süleymancılar işte bu denli yaman insanlardır.
ANAP içinde o yüzden etkilidir...
Şimdi anladınız mı Süleyman Hilmi Tunahan'ın
torunu Antalya Bağımsız Milletvekili Arif Ahmet
Denizolgun'un Ulaştırma Bakanlığı'na neden atan-
dığını?
hckayaso posta.cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
CHDden tepki
'Yazıcıoğlu suç işliyor'
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ordu Valisi Ke-
malYazKMğhTnun bölgede
findık toplamaya gelen Kürt
tanm işçilerini sınırdışı et-
me karan tepki cekti. Çağ-
daş Hukukçular Derneği
(ÇHD) Genel Başkanı Ay-
dın Erdoğan. genelgenin
"tüyler ürpertici" ve huku-
ka aykın olduğunu belirtti.
Erdoğan, "Yancıoğlu'nun
iddia ettiği gibi tanm işçile-
rinin arasında suç işlemiş
olanlar varsa, valinin bu ki-
şiler hakkında yasal işlem
yapma yetkisi var. İşlem
yapmıyorsa Yazıcıoğlu suç
işliyor demektir" diye ko-
nuştu.
ÇHD Başkanı Erdoğan,
Kemal Yazıcıoğlu'nun çı-
kardığı genelgenin seyahat
ve çalışma özgürlüğü gibi
temel haklan ortadan kal-
dırdığını bildirdi. Bu duru-
mun insanlık ve hukuk adı-
na tüyler ürpertici olduğunu
söyleyen Erdoğan, etnik te-
mele dayalı aynmcılık yap-
tığını kaydetti. Yazıcıoğ-
lu'nun adının Emniyet Ge-
nel Müdürü adayı olarak
geçtiğini anımsatan Erdo-
ğan, Ordu'da yaşananlann,
Emniyet Genel Müdürü ol-
ması halinde yaşanacakla-
nn göstergesi olduğunu
söyledi.
Erdoğan, evlerindeh yüz-
lerce kilometre uzağa git-
miş tanm işçilerinin özgür-
ce çalışma olanağının sağ-
lanması gerektiğini belirte-
rek şöyle devam etti:
"Bu genelge idari otarak
işlemden kaldınlmalıdır.
Genelge, hukuki olarak da
iptali ve\a yürütmenin dur-
durulması mümkün hukuk
dışı bir işlemdir. Yazıcıoğ-
lu'nun yurttaşlar hakkında
topluca suçlu işlemi yapma
hakkı yoktur."