Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyef
İmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Ya>ın Yonetmenı Orhan Erinç
• Gene] Yavın Koordınalonı HikmetÇe-
linka>a # Yazıışlen Müdürü İbrahim
YıJdız # Sonımiu Mudür Fikret tlkiz
0 Haber Merkezı Muduru Hakan Kara
0 Gorsel Vonetmen Fikret Eser
Du> Haberler Şioasi Danışoğlu • tsnhharat Cengiz
> ıldırım # Ekonomı Ylehmet Saraç # Kultür
Harıdan Şenköken • Spor Abdülkadir VûcelmaD
# Makaleler Sami Karaören • Duzdtme AbduDah
\ aaci 9 FotoŞaf Erdoğan köseoğlu •Bılgı-Bdge
Edibe Buğra # Yurt Haberlen Metamet Faraç
Yayın Kurulu. ilhan Stlçuk
(Ba^kan). Orhan Erinç. Okta>
Kurtböke. Hikjnet Çetinka\a,
Şükran Soner. Ergıın Balcı.
İbrahim V lldı/.. Orhan Bursalı.
Mustafa Balbav Hakan Kara.
AnkaraTem.Mİcısı Mustafa Balba} AtatiırkBuhan No
125.Kat4.Bakdnlıklar-AnkaraTel 4195(G0(7hat). Faks
4İ95027 • Izmır Temsılcisı Serdar Kızık. H Zıya
Bh 1352 S. 2 3 Te! 4411220. Fak* 44191 P»Adana
TemMİcısı.ÇetinYiğenoğlıı, InonüCd 119 S. No: 1 Kat.l.
Tel 363 12 ll.Faks 363 12 15
Muesse^e \fuduru İstün Akmen •
Koordınator Ahmet Korulsan #
Mıiıasebe Bâfent Veoer#Idare Hüse>1n
Gûrer • Ijlemıe Önder ÇeUk • Bılgı-
İ^lem Nail İnal • Bılgısa>ar Sıstem
Vlûrihet Çiter#Satış VariletKıua
MED'l \ C: • Yonetım i
Bajkanı - Genel Vfudur C
Erduran # Ktxirdınatör
Işıtman # üencl Mudıır Yardl
S^daÇoban Tel 514 <T
5139580-5138460-61.Faks 51
Turk.
la\an ve Basan: *t enı Gun Haber Ajansı. Ba^ın \e YJMncılık \ S
aiiC.ni '^ 41 C jjjloglu 3J ' >4 Ul PK 246 lslanbul Te! lO 2i:ı 512 115 Ü5 (20 hatı Faks ll) 212) 513 85 95
7AĞUSTOS 1998 Imsak. 4.15 Güneş: 5.58 Öğle: 13.17 Ikindı: 17.08 Akşam: 20.22 Vatsı: 21.58 \vw\v.cumhurıyet.coı
135hektap
orman yandı
• ANTALYA (AA) -
Antalva"nın Mana\gat
ilçesı Salur köyü
yakınlarında önceki giin
çıkan yangında 135
hektar orman alanının
vok olduğu bıldirildi.
Onnan Bölge ıVfüdürlüğü
vetkiülen heniiz
belırlenemeyen nedenle
çıkan vangının akşam
saatlennde tamamen
söndünjldüğünü
söylediler. Soğutma
çalışmaian ısede\am
ediyor.
Kirliliğe şenlikli
direniş
• İstanbul Haber
Servisi - Hırklarelı'ne
bağlı Povralı köyü halkı
tarafından bölgedekı
doğa karlıamına karşı
dizenlenen şenlığın
dördüncüsü dün başladı.
Çevre. Tanm ve
Hay\ancılık konulannı
içeren toplantılar. çevre
inceleme ve ızleme
gezısı. konuk sanatçıların
dinletılen, tiyatro.
fotoğraf sanatçılannın
sergi ve dia
gösterimlennın yer aldığı
şenlik. 9 Ağustos ta son
bulacak. Şenlik
kapsamında bu akşam
yazarımız Sadullah
Lfsumı. köylülerle
karşilıklı olarak '•Tanm.
havvancılık \e çevre"
konulu bır sohbet
gerçekleştırecek.
Kliplerde ölüm
teması
• İSTANBUL (AA) - Pek
çok gencın severek
dınledığı bazı sanatçılann
klıplerınde ölüm
temaMnın ıs.lenmesının
izleyıci kitlesi olan
gençler üzerınde olumsuz
bıretkı yaptıgı. onları.
aşkma karşılık vermeyen
arkadaşını öldürme ya da
intıhara kadar varan
stmuçlara
siiriikleyebileceği
bîldinldi. AMATEM'den
Uzm. Dr. Ümit Yazman,
"Insanlara temel olarak
şunu verebılmek lazım.
biz duygulanmızı yaşanz,
hissederiz' ve ortaya
koyarız. Eğer bu duygular
karşımızdaki ınsan
tarafından paylaşılmak
istenıyorsa. bunun özel
birdeğeri vardır\e
yaşanır. Eğer
paylaşılmıyorsa. bunu
kendimize veya
karşımızdakine zarar
verecek şekılde ortava
koymak sağlıksız bır
davranıştır'" di>e konuştu.
Şezlong
yağması
• BODRLM(UBA)-
Bodrum Yanmadası'nda
kıyı yağması. çarpık
yapılaşma \e kırlenme
hızla sürerken. şımdı de
•"şeziong vağması"
başladı. Turizm
işletmecılennin birçok
koydaplajlan
şezlonglarla kapatarak.
ücret karşılığı kiraya
vermesine yerlı
turistlerden tepki geldı.
İşletmecılerdaha çok
kendı müşteniennın
yararlandığı şezlonglar
için. dışardan talep
gelmesi durumunda 500
bin lıra ile bır milyon lira
arasında ücret talep
edıvorlar
Kadınhâlâ
ikinci sımf
• AMCARA(ANKA)-
Başbakanlık Aıle
Araştırma Kurumu'nca
yapılan araştırmada.
toplumumuzun üçte
birinin erkeğin
üstünluğünü savunduğu
ortaya çıktı. Araştırmaya
katılaniardan vüzde 55'i
aile reısinin erkek olması
gerektıği görüşünü
savunurken, yüzde 1 6'sı
aile reisinın kadın olması
gerektıği. yüzde 4O'ı da
"Aılereısı herıkisi de
olmalı" ce\abını \erdiler
Araştırmada e\ ışını
kadınîann yapması
gerektığini düşdnenlerin
oipnı vüzde 61 2 olarak
belırlendı Araîtırmada,
katılımcılann vıizde 48'i
''Kadın, gerekı>or!,a
çalışmalı". >üzde 7.4'ü
ise Kadın. kesınlıkle
çalışniâmair ^anıtını
verdiler.
Atom patlamasmdan sağ kurrulan 87 yaşındaki Vükie Mirtani, Hiroşima Banş
Parkı'nda. patlamada ölen kocası ve diğer yakınlan için dua etti. (REUTERS)
Yıiamın 53. ytldönümü
HİROŞLMA (.\A) - Japonya'nın
Hiroşima kentme atom bombası
atılmasının 53. y ıldönümü anıldı.
6 Agustos 1945 tarıhınde yerle bir olan
kentte dün düzenlenen törende. özellikle
Hındıstan ve Pakiitan'a. nükleer
silahları ve fiize gelıştırme yanşına son
vermeleri çağribinda bulunuldu.
Hiroşima Beledıve Başkanı Takeşi
Hiraoka. törenın başlangıcında bır
dakıkalık saygı duruşundan sonra
'Hiroşima Banş Bildirgesi'ni okurken
"Hiroşima, iki ülkenin nükleer
denemelerhle hakarete uğramiştır ve bu
denemelerin nükleer silahların
ya> ılmasına \ol açmasından üziintü
duymaktadır" dıve konuştu. Japonva
Başbakanı Keizo Obuçi de
konuşmasında. "Hindistan ve
Pakistan'ın geçen mavıs ayında nükleer
denemeler yapmalan son derece
üzücüdür" dedı. Hiroşima'dakı 'Banş
Parkı'nda düzenlenen törene 50 bını
aşkın kışı katıldı. Ilk atom bombası
ABD Hava Kuvvetlen tarafından 6
Ağustos 1945"te Hıroşıma'va atılmış, bu
saldırıda 200 bınden fazla kişı ölmüştü.
'Banş İçin Yakanş'
Japonya'da. önümüzdekı avlarda
açılacak müzede. dünyanın ber yerındekı
nükleer karşıtlannın anlamlı sözlerinın
sergıleneceği bıldirildi. 'Banş İçin
Yakarış' adı venlecek müze, Nagano
kentınde açılacak.. Müzede söz ve
sloganlannın veralmasını ıstevenlerin.
mesajlannı (0081 262 24 17 61j numaralı
faksa ıletebileceğı belirtildı.
însanı sakinleştiriyor, kışkırtıyor, yaratıcılığmı arttınyor
Müziğin gizli güeiiÇeviri Servisi - Müzik dınle-
meyen insan yok kadar az. Kimi
klasik müzikle dınlenip tüm gü-
nün yorgunlugunu üzerinden atar-
ken kimi de hoparlörlerden yayı-
lan ve kulaklannın zannı patla-
tırcasına yüksek sesle dinîediği
rock ya da pop müzikle kendin-
den geçiyor. Bazı insanlarmutlu
oldukları zaman müzık dinleme-
yi tercih ederken diğerleri en acı-
İı anlannda bir türkünün hüznüy-
le gözyaşlannı akıtıyorlar.
Müzik psikolojisi yeni bir alan.
Müzigin insan üzerindeki etkile-
rini araştınyor, insanları ve ruh
hallerini dinledikleri müziğe gö-
re sınıflandırmaya çalışıyor. De-
ğişik müzik türlerinin insanlar
üzerindeki etkilerini araştınyor
ve müziğin terapilerde kullanıl-
ma olanaklannı araştınyor.
Se\ilen müzik türü
Uzmanlara göre bu konudaki en
önemli nokta. herkeste 'sevdigi
tür' müziğin belirli etkiler yara-
tıyor olması ve grup terapılerin de
fazla söz konusu olmaması.
insanlar müziğin kendi üzerle-
rindeki etkilennın bilınçli olma-
sa da farkındalar. Bu nedenle ha-
yal kırıklığına uğradıklarında ya
da çok streslı olduklarında ken-
dilerini sakinleştirecek türde mü-
zikler dinlemeyı seçiyorlar. An-
cak sık sık otomobille yola çık-
mak zorunda kalanlar arasında
yapı lan bir araştırmada. bu sürü-
cülerin yüzde 80'ı klasik müziği
sevdıkleri halde, özellikle uzun
yolda asla kendilerinı gevşetici
etkisi olan klasik parçalar dinle-
medikleri ortaya çıkıyor. Yine
uzun yol sürücülerinin müziğin se-
sını mümkün olduğunca kıstıkla-
n, kaza araştırmaları içinde çok
yüksek seste müzik dinleyenlerin
kaza yapmaya daha eğilimli ol-
dukları görülüvor.
Müziğin toplumsal değışim-
lerle birlikte tarz değıştirmesi de
insanlar üzerindeki etkilerine bag-
lanıyor (Dünya gençliğini kasıp
kavuran Beatles'ın 6O'lı yılların
toplumsal başkaldınsını sembo-
Müzik psikolojisi, değişik müzik
türlerinin insanlar üzerindeki etkilerini
saptamaya çalışıyor ve müziğin
terapilerde kullanılma olanaklannı
araştınyor. İnsan, psikolojisine uygun
müzikler dinlediğinde daha romantik,
daha duyarlı, daha yaratıcı olabiliyor.
Cinsel istekleri artıyor, daha iyi konsantre oluyor
veya şiddet dürtüleri sakinleşiyor.
lıze etmesi gibi).
Müziğin değişik türleri. genel-
likle insanın var olan duygusal
durumunu arttıran bir etki göste-
riyor. Insan. psikolojisine uygun
müzikler dinlediğinde daha ro-
mantik. daha duyarlı. daha yara-
tıcı olabiliyor. Cinsel ıstekleri
artıyor. daha iyi konsantre oluyor
veya şiddet dürtüleri sakinleşi-
yor. Uzmanlaraynca bazı müzik
türlerinin insanı güvende hısset-
tirdiğini ve bu nedenle ınsanlann
kendilerine olan gü vensizlikleri-
ne karşı da çare olabileceğini be-
lirtiyor.
Bu etkiler kişiden kişiye ve et-
kinlikten etkinliğedeğişiyor. Bu
nedenle uzmanlar bir müzik tü-
rünü diğerinden daha 'iyi' ya da
yaygın kullanımıyla daha 'kalite-
Ji' olarak nıtelemekten kaçınıyor-
lar.
Alışkanhklann önemi
İnsanlar alışkanlıkları bağla-
mında müzık türlerine eğilim gös-
tenvor ve bu tercıhleri onlar üze-
rinde farklı farklı etkiler olu;
ruyor. Müzık psikologlan. y<
ritmlere alışkın ve onlan seven
insanın klasik müzikle sakinl
mesini beklemenin mümkün c
mayacağını, böyle bir deneyd
insanın daha da fazla strese gı
ceğinı öne sürüyorlar.
Uzmanlar bu araştırmalar <
nunda çok ilginç bir noktaya
parmak basıyor ve bebeklikt
itibaren kazandınlan müzik di
leme alışkanlrğının insanın lQ's
nu yükselteceğini söylüyorl;
Alışkanlıklar ve kişilık (yaşla b
ğıntılı olarak) değıştikçe insan
müzık zev kinin degişmesınde i:
ınsanda heyecanlanma. gerilı
ve coşku hissetme arzuları yer
ne dinlenme ve sakinleşme iht
yacının artması büyük rol oynı
yor.
Rock türleri ve pop müziği
yüzde 90 oranla 27-30 yaşında
sonra çok tercih edilirolmamaî
bundan kavnaklanıvor.
Müzik psikolojisi uzmanlan bazı müzik türlerinin insanı güvcndc hissertirdiğini ve bunun insanlann
kendilerine olan güvensizliklerine karşı çare olabileceğini belirtivorlar.
Hastanın yaşamını tehlikeye
atabilecegi öne sürülüvorHastanelerde
cep telefonu kullanma yasağı
fZMİR (AA) - Cep telefonu abo-
neliginde patlama yaşanırken. bu ci-
hazın çevreye verdıgı zararlardan
korunmak için de yoğun önlemleralı-
nıyor. Cep telefonlannın elektronik
cihazlar üzenndekı olumsuz etkile-
rini dikkatealan fzmır'dekı hastane-
lenn çogunda kullanma yasağı ge-
tınlirken. diğerlerınde de yasakla-
ma hazırlıklan sürüyor.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ)
Tıp Fakültesı Hastanesi Başhekımi
Prof. Dr. GazanferAksakoğlu, elekt-
ronik cihazlann yoğun oldugu acil
servıs ve yoğun teknolojı ıle çalışan
birimler başta olmak üzere hastane-
nin büyük bölümünde cep telefonu
kullammı vetaşınmasınınyasakol-
duğunu bildirdı.
Yılbaşında alınan kararla başla-
v an y asağın alışveriş mekânlan, kan-
tin. ankesörlerin bulunduğu bölüm-
ler gibi gözden uzak yerlerde delin-
dığinı anlatan Aksakoğlu, hemodı-
valiz. anjiyo. bazı radyofojı ünitele-
ri gibi hassas elektronik cihazlann
kullanıldığı yerlerde cep telefonu-
nun manyetik dalgalannın cihazlan
etkileverek tedavi gören hastanın ha-
yatını tehlikeye atabileceğinı söyle-
• Cep telefonlannın
elektronik cihazlar
üzerindeki olumsuz
etkilerini dikkate alan
Izmir'deki hastanelerin
çoğunda kullanma yasağı
getirildi.
di. Aksakoğlu. bugüne kadar cep te-
lefonu kullammı yüzünden hiçbır
hastanın hayatını kaybetmedığini de
belirterek. şöyle konuştu:
"Ancak önlem almak için mutla-
ka birinin bu yüzden ölmesi gerek-
miyor. Cep telefonu. tüm dümadaki
hastanelerde kutlanımı \asak bir eş-
ya. Hemodhaliz makinesine bağlı
olan bir hasta. çalan bir cep telefonu
yüriinden elektronik göstergeleri bo-
zulan bir cihazla başbaşa kalırsa or-
tava ciddi bir tehlike çıkar."
'Yasak kısmen \ar'
Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakül-
tesi Hastanesi Başhekimı Prof. Dr.
Gürhon Atabav da altvapı çalışma-
lannı tamamladıktan sonra hastane
genelınde cep telefonlannın kullanıl-
masını yasaklama karan almaya ha-
zırlandıklannı bildirdi.
Atabav-, '"Hemodiyaliz, anjiyo gi-
bi birimlerde cep telefonu zaten ya-
sak. Bu cihazlara bağlı hastanın. ya-
kınlannın ya da personelin üzerinde
cep telefonu bulunması mümkün d e
ğfl" dedi.
SSK Yenişehir Hastanesi Başhe-
kim \ardımcısı Dr. AdnanTan, acil
servıs. yoğun bakım servisleri, da-
hili ve cerrahi kroner servisleri. he-
modiyaliz servisleri ile tüm labora-
tuvarlarda cep telefonu kullanımı-
nın yasaklandığını bildirdi. Hastalar
ve hasta yakınlan yanında zaman
zaman saglık personelini de bu ko-
nuda uyardıklannı anlatan Tan. şöy-
le dedı:
"l nutkanhk dışında bu konuda
yasak delmeje yönelik bir tavır için-
deolanla karşılaşmadık. Ka>gunız in-
san hayao. Herkesin de buna sa>gı gös-
termesi gerekir. Cep telefonlannın
elektronik cihazlar üzerindeki etki-
leri artık biliniyor. Habeıieşme için
de yeteri kadar ankesöıiü telefon.
senislerimizde santralımıza bağh te-
lefonlanmız mevcut. Teknolojhi de
kuratına görekuüanmak zorundâyiz.''
SÖfCEŞl ATTİLÂ İLHAN
"Eğreti Ata Binen... "
Bodrum içîn
ortak mücadele
e-posta : tan (a prizma. net. tr
ÎZ.MİR(CumhuriyetEge
Bürosu)- Mimarlar Odası,
Bodrum Beledıve Başkanı
Tuğrul Acar'ı Bayındırlık
Bakanlığı'nca hazırlanan
'Çevre DüzeniPlanı' dayat-
masına karşı ortak mücade-
leye çağırdı. Bodrum Bele-
dıyesfnce hazırlanan ve yo-
ğun tepkıler alan I > 5 bin öl-
çekli planın Bayındıriık Ba-
kanlığı"nca dayatılan 1 '25
binlik imar planına göre çi-
zildiği belirtilerek. 14Ağus-
tos'ta Bodrum Kalesi"nde
yapılacak geniş katılımlı fo-
rumda dayatmaya karşı or-
tak mücadele platformu
oluşturulacağı vurgulandı.
Mimarlar Odası Genel
Başkanı Oktay Ekinci'nın
etkınlıköncesi Bodrum Be-
ledıye Başkanı Tuğrul
Acar'layaptığı görüşmede,
Bayındırlık Bakanlığı'nın
plan dayatmasına karşı or-
tak tavır alınması görüşü
ağırlık kazandı. Genel Baş-
kan Ekinci. tartışma konu-
su planın "Bodrum'u Bod-
rum olmaktan çıkaracak"
bır uygulama olduğuna dık-
kat çekerek. "Bodrum Be-
lediyesi daha önce de Tu-
rizm Bakanlığının turizm
alanlan dayatmasına karşı
çıkmıştı. Şimdi Bayındırlık
Bakanlığı'nın bu dayatma-
sına da karşı çıkacaknr. Bu
mücadelede de Oda olarak
yine bdediyenin yanında yer
alaeağız" dedı. Davatma>a
karşı ortak mücadele önen-
sıne sıcak baktığını ve et-
kınlığe katılacağını açıkla-
yan Bodrum Belediye Baş-
kanı Tuğrul Acar da hazır-
ladıklan ımar planına askı
süresinde yapılan 500 itira-
zın değerlendirmesını fo-
rum sonrasına erteledi.
Sert tartışmalara neden
olan imarplanının tartışıla-
cağı forum 14 Ağustos'ta
Bodrum Kalesi "nde gerçek-
leştırilecek.
Hanidiryüzü mahzundu, sesi kırgın; gözlük cam-
lannın ardında, gözlerı melûl; o akşam da Meh-
met (Barlas), misafir ertiği Köksal Toptan'a öy-
le birsoru yöneltiyor ki; adeta "Prezidan" Özal'ın
"büyük transformasyon" palavrasına "kanmış"
çoğu aydınımızın uğradığı, ağır ve kalın "sükut-u
hayâlin" özeti:
" ... SSCB dağılıyordu, 'sivil' ve 'liberal' Tür-
kiye, Ortaasya ülkelerine, bir 'demokrasi mo-
deli' olacaktı; Ortadoğu'da ise, Müslümanlığın
dışa açıldığı kapı! Oysa Asya Türk cumhuri-
yetleri, 'kapalı' ve 'otoriter' rejimler oluşturdu;
Suûdî Arabistan ve Kuveyt, büsbütün içine ka-
pandı; Suriye, Irak, iran derseniz, 'aynen' de-
vam ediyor; Türkiye'ye gelince, 'sivil' ve 'libe-
ral' birdemokrasinin heniiz çok uzağında; o hal-
de ne oldu, bir rüya mıydı, hepimiz bir rüya mı
gördük" (TGRT/28 Temmuz 1998).
Ifade ve üslûp farklı olabilir, sorunun "meâli" bu-
dur: Washington'ın "Soğuk Savaş" sonrası stra-
tejisine uygun olarak o rüyayı görenler; gerçekten,
gün geçtikçe karamsar konuşuyorlar; çünkü he-
sap meydanda: Türkiye, Özal'ın sokmaya uğraş-
tığı raya. tam manasıyla asla girmedi: Asya, Türk
devletleri, "dışardan", "hazır"birmode\iberiımse-
miyorlar: İran çökmedı. Saddam ayakta, Suriye
eskisi gibi: Suudi Arabistan'ın. Kuveyt'ın "dışaaçık
ve ılımlı bir Islâm "a heves ettiklerı yok!
On beş yıl oldu mu? Mehmet (Barlas), aynı fi-
kirleri, "amerikan" kitap ve referanslarıyla süsleye-
rek, bana heyecanla anlatmıştı: 12 Eylül ertesi,
ikimiz de "Milliyet"teytz: Yazıtşlerı ve istihbarat sa-
lonu, kıpır kıpır; daktılo tıkırtılan, telefon zilleri. bir-
birine dolaşıyor; Doğan'ın (Heper) odasında, na-
sılsa başbaşa kalmışız! Yeni bir hayat ufku bulmuş
gibi, gözleri parlıyor; içinde, bunu başkalanyla pay-
laşmak arzusu!...
Oysa ne "strateji" Özal'ındı, ne de "projeksıyon",
zira...
"Hani bunun ilk sâhibi?.."
... ayıptırsöylemesi, bu "projeksıyon"u "orta vâ-
deli tahmin uzmanı" Mr. Graham Fuller, daha
9O'lı yıllar başlarken yapmış; dahası, kendisine
mahsus patavatsızlığıyla, Türkiye'de açıklamıştı;
diyordu ki:
"... Sovyetler'de geliş gidiş, 50 milyon Müs-
lüman Türk özgürlüğe, hiç değilse daha fazla
özerkliğe kavuşacak; bağımsızlıkiarı bile gün-
demdedir! Türkiye bu süreçte, demokratikleş-
me, ticari ve iktisadi serbestleşme (liberallik)
açısından, geleceklerine ilham kaynağı olabi-
lir; orada o kadar güçlü bir uluslartopluluğu or-
taya çıkacak ki, Türkiye'nin bu oluşumda olum-
lu bir rolü olsun isterim..."
Hepsi bu kadar mı, hayır; Türkiye'ye Ortado-
ğu'da münasip görülen rol de o projeksiyonda
açıklanmış: "... Türkiye geçmişte Ortadoğu için
bir modeldi, bugün de olmaya devam ediyor.
(Buraya dikkat) hele demokrasi ile İslâmı bir ara-
da yaşatabilecek formül bulunursa, iran ve
Arap dünyasına büyük öncülük yapmış ola-
caktır!" (Cumhuriyet, 26 Şubat 1990)
Türkçesı. Müdafaa-i Hukuk Doktrini, birkena-
ra bırakılacak; Türkiye, "ılımlı Islâmla demokra-
siyi özümseyip, "İran ve Arap dünyasına"; "de-
mokratikleşme, ticari ve iktisadi serbestleş-
me (liberallik) açısından", Asya'daki Türk cum-
huriyetlerine "örnek olacak"X\\ Tabii, Washing-
ton'ın, bu sayede, Rusya'yı ürkütmeden, Avras-
ya'da at oynatabilmek için Türkiye'yi "kamuf-
laj" olarak kullanmak istediğini kimse söylemi-
yor, o yıllarda, olaya "Sistem'in Türkiye'// Av-
rasya'da Truva atına dönüştürmek ıstemesi" de-
miştim. (Bkz. "HangiLâiklik?", s. 17 ve sonrası) Bir
bakıma, yapılmaya çalışılan hâlâ budur, ama zur-
nanın -hem de pek çok yerden- zırt dediği, sakla-
namıyor, melankoli bundan!
Mehmet'in (Barlas), -yalnız onun mu canım- "bü-
yük transformasyon" palavrasına "kanmış" eski sol-
cuların, sözlerinde ve yazılarında gittikçe belirgin-
leşen acılık, hayal kırıklığı ve öfke -hele mesele
Avrasya ölçüsünde de ele ahnırsa- hiç de beyhu-
de sayılmaz.
Ama ne demişler, "Eğreti ata binen, erken
iner!"
Meğer, 'bilmiyorlar'mış...
ünkü "at" bizim değildi, bu bir; sahibi diyebi-
leceğimiz Mr. Fuller' de. olayların gelişmesi-
nı görüp. benzer bir hayret. hatta kaygı ve korku
içine düşmüştür. bu iki! Amerikalı "kısmı"böy\el He-
pi topu birbuçuk yüzyıllık tarihlerine bakmadan, bin-
lerce yıllık devletlerin kaderi hakkında, ahkâm ke-
siyor; "orta vâdeli tahminleri" tutmayınca, şaşkı-
na dönüyorlar. Mr. Graham Fuller, Mehmet'in
(Barlas) okuduğundan şüphe etmediğim kitabın-
da, saf saf, ne "itiraflarda" bulunmuş, bakarmısı-
nız:
"... demokrasiye yeni açılımlar, komünizmden
kurtulan yeni uluslar, bizleri ve dünyanın geri
kalanını, 'Soğuk Savaş' döneminkinden daha
çetin sorunlarla karşı karşıya getirecektir. (Bu-
raya dikkat) Ama biz o sıralarda bunu bilmiyor-
duk; gerçekten de 'demokrasi tuzağı' diye ad-
landırdığım ve demokrasinin doğasından kay-
naklanan bir dizi olası tehlike ile karşı karşıya-
yız..."
"... bu olaylan izlerken, Amerika'daki bizle-
rin daha da yorucu bir döneme yöneldiğimizi
hissetmekten kendimi alamıyorum: bu kendi içi-
mizdeki ve 'Sistem'imizdeki 'kriz'dir..." (Graham
Fuller, 'Demokrasi Tuzağı, s.9-10. Altın Kitap-
lar, 1996)
Aynen böyle demiş! Besbelli sanıyorlarmış ki,
"Doğu Bloku" tasfîye olunursa, yeryüzündeki "te-
mel çelişki" de ortadan kalkar, ortalık sütliman ke-
silir Türkleri pehpehler, "ılımlı lslâm"a kaydırırsın.
Ortaasya iç\erine saldın mı, iş tamam: ne şiş ya-
nar, ne kebap; Ruslar pirelenmezA Türkler kullanı-
lır vs... Avrasya'dan vazgeçtim, Önasya'nın bile,
tarihi ve sosyolojik oluşumunu, siyasi iktisat ger-
çeklerini kavrayamamış; son derece "fantezi" ve
"yüzeysel", bir "projeksıyon "dur bu; acı, ama ger-
çek; bir manada, düpedüz rüya görmüşler!
Adam, daha ne desın? "... ama biz o sıralar-
da bunu bilmiyorduk" diyor; tarihten iyi öğretmen
mi olurmuş, elbette hepsine, her şeyı öğretecek:
Başladı bile!
http:// www. prizma.net tr/ A İLHAN
http://www.eda.tr/-bjlgjyay/yazar/ailhan.htlm