Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 -AĞUSTOS 1998 CUMA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
Işığı BatıMa arayatı Doğuhı
kadmlara dair
Son îstanbul Film Festivali 'nde 'Edebiyattan
Beyazperdeye' bölümünde gösterilmiş, Çin işi,
Kanadayapımı bir 'kadınfilmi' 'Çin Çikolatası'
mümSUNGU ÇAPAN
Chinese Chocolate
/ Yönetmen: Yan Cui,
Qi Chang / Senaryo: Qi
Chang, Yan Cui (Qi
Chang'ın 'Luo Niao' adlı
romanından) / Kamera:
Michael Spicer /
Müzik: George Shao-
Qing Gao, Allan Mah /
Oyuncular: Shirley Cui,
Diana Peng, Bo Z.
Wang, James Purcell,
Henry Wang, Fei Gao,
Zhi Kuan Yu, Annie
Szamosi, Yan Yan
Zhang /1995 Kanada
(Avşar Film)
Son îstanbul Festivali'nde, ma-
lum şenlik-şölen koşuşturmaca-
sına kurban giden ve bırkaç haf-
tadır tek tük Kadıköy sinemala-
nnda gösterildikten sonra şu sı-
caktan bunaldığımız yaz günle-
rinde. nihayet bızım yakaya da
gelen 'Çin Çikolatası'nı Alka-
zar'da biz de seyrettık sonunda.
Görmeden de hakkında bır fikir
sahibi olunabılecek cinsten. pat-
lamış mısır tüketımıni arttırma-
yayönelik tezgâhlanmış, ABD'de
yaz mevsiminin en gösterişli ya-
pımlarından. Harrison Ford'lu,
Anne Heche'lı Ivan Reitman eg-
lenceligı *AIü Gün Yedi Gece'ye
tercih ettiğimiz 'Chinese Choco-
Late-Çin Çikolatası"; 19801i yıl-
larda Kanada'ya göç etmış. aynı
ç^kulda sinema çgjjiminde.n §e'ç-
jmş4ki yerii yönetmenin, Çınasıl-
lı Kanadalı kadın yönetmen Yan
Cui'yle, roman da yazan Çin asıl-
lı Kanadalı senarıst-yönetmen Qi
Chang'ın ortak eseri. Çikolata-
severlerı de cezbedecek adıyla
'Çin Çikolatası', hıç tanımadıkla-
n, bilmedikleri yabancı bir ülke-
de, erkeklerden sürekli yedikleri
darbelerle sarsılıp sersemlemiş. sa-
n ırktan iki kadının dayanışma-
sını hikâye edıyor özetle.
Her yerde erkek sömürûsü
Ülkesındebaşladığı sınemacı-
hğını 1980'lerde göç ettıgi Kana-
da'da da sürdüren, 1955 Pekin
dogumlu, okuldan sonra kısa fılm-
ler çekmiş kadın yönetmen Yan
Cuı'yle. aynı okuldan arkadaşı
olan. senaryolarının yanı sıra ro-
man da yazan, 1950 Pekın do-
ğumlu Qi Chang ıkılisının ilk yö-
netmenlik çabalannın ürünü 'Chi-
nese Chocolate-Çin Çikolatası',
yaratıcılannın yaşanmış. gözlem-
lerine dayanan, ayrıntılarla zen-
gınleştırilmış. toplumun güncel
sorunlarınad&değınen. alçakgö-
nüllü, hoş veetkıleyici birKana-
da filmı izlenimı bıraktı bizde.
Dozunda bırakılmış bir erotiz-
mın de öne çıktığı filmın zevkli
ayrıntılarınave renkli görüntüle-
nne kapılmadan edemedik. tem-
po yer yer agırlaşıp durgunlaşsa
da.
Birbirini tanımayan. farklı ko-
numdaki biri genç. öteki orta yaş-
lı (finalde de bırbirlerine kucak
açacak olan) iki çaresiz kadının
paralel anlatılmış hikâyelennı ka-
np harmanlayarak karşımıza ge-
tınyor, ilk filmlennde yönetmen
Yan Cui-Qi Chang ikilisi.
Yan Cui'yle Qi Chang'ın yönet-
menlikten başka filmın senarist-
lıgını ve yapımcılığını da üstlen-
dıkleri, Qi Chang'ın bir romanın-
dan perdeye uyarlanmış film; Pe-
kin'den Toronto'ya mütevecci-
hen havalanmış ve çağdaş Batı
toplumlanna karışıp uyum sagla-
maya. başanlı olmaya azımli Çin
vatandaşlanyla ve bu ülkede ça-
lışan Batılılarla dolu bır uçakta
başlıyor.
1
Üç yıldır ayrf'flüştügü kocası
nın hasretiyle yanıp tutu$ân: ko-
casının çalışıp yaşadığı, müstak-
bel vatanı Kanada'dan göçmenlik
vizesı alabılmek ıçın epeyce ug-
raşmış; kocasına ka\ uşmanın ya-
nı sıra, en büyük hayali de, Toron-
to'da geleneksel Çin tedavi yön-
temleri ve ilaçlanyla çalışılacak
bir saglık merkezi kurmak olan
doktor Camille Meng (Shirley
Cui); 30"lu yaşlannı süren, sıkı
bır kadın. Uzun uçak yolculuğun-
dan yorgun düşmüş bir halde, ha-
vaalanında onu karşılayacak olan
kocasını beklemekte Camille. Oy-
sa ki ne gelen vardır ne giden.
Bavullannın üstünde agaç olan
Camille'e, aynı uçaktaki. Çin'den
ülkesine dönen, uçkuru gevşek
Kanadalı ışadamı Tony (James
Purcell) asılıyoraçık seçik biçim-
de. Hatta zor durumdaki Camil-
le'e evınde kalmasını öneriyor
Tony, doktor kadın, geceyı geçi-
np ertesı gün kocasını arayabile-
cektir böylelıkle.
Aynı uçakla Kanada'ya gel-
rni^,urkek bir ceylan gibi zX\ aya-
ğına dolaşan genç ve güzel ögren-
ci Jessie Lin'i (Çin sinemasının
güzel prensesi Gong Li'yı hatır-
latan gencecık yenı dılber Diana
Peng, epeyce göz alıyor, kugu gı-
bi zarif ve çekici fizigiyle) de,
onu bekleyen Çin asıllı danışman
ögretmen Henry Li (BoZ.VVang)
karşılayıp önceden tutulmuş oda-
sına yerleştiriyor. Jessie Lin'in
cazibesinden etkilenen evli- bark-
lı Henry Lı, yabancı bir diyarda
güvenebilecegi bırıne muhtaç,
saf, masum ve güzel genç kızla
mercimegı fınna veriyorçok geç-
meden.
Karşı cinsten hemcinse...
Kanadalı bır kadınla takılan
Tonv 'ı, ertesi sabah Camille'i ko-
casının adresine götürdügünde,
adamın kansını karşılamak üze-
re havaalanına giderken geçırdi-
gı trafik kazasında öldügünü ög-
reniyonız. Üstelik kocasının To-
ronto'da iki yıldır başka bir Çin-
li kadınla beraberyaşadığını ög-
renmesi ve kocasmın evine pos-
tu sermiş bu kadınla tanışması
da. ikinci bir şoka sokuyor. iyice
yıkıyor'kadersiz'Camille'i. Ar-
tık yabancı bir ülkede tek başına
kalmış. yılgın. çökmüş doktor ha-
Tüm zamanların en başanlı müzikallerinden Grease, 20 yıl sonra yine gösterimde
'Altın madenVyeniden kâretârecekKültür Senisi - Fransa'da 'Gummina'.
Meksika'da 'Vaseline'. Italya'da 'Brillanti-
no", Ingilizce konuşulan ülkelerde 'Grease'
dendi mi akla bu film gelir. 1950'lerin
ABD'sınde lise yaşamını, rock'n'roll kültü-
rünü ve gençlerin dünyasını anlatan Grease
filmi bugün 20 yaşında.
Filmde tanıştıgımız Rydell Lisesi öğren-
cileri Danny. SandŞ, French>, Kenickie. Riz-
ZD ve dığerlen. gençlık ateşinın birer simge-
si olarak kaldılar hep. You're The One That
I VVant, Summer Nights gıbi şarkılar da bu-
gün unutulmayan film müzıklen arasında.
Grease hâlâ tüm zamanların en çok ış ya-
pan müzikal filmi olma özelligini taşıyor.
Dünya çapında 360 milyon dolarlık gişe ha-
sılatı olan filmin soundtrack albümünün sa-
tışlan da 8 mılyona ulaşmış. Filmın yıldız-
lan John Travolta \e Olivia Newton-john'a
öykünen gençlerin biryantin,deri ceketve ruj
tüketımi ise hesaplanabilmiş değıl.
Yapım şirketi Paramount'a 6 milyon do-
lara mal olan ve dünya prömiyen 1978 vı-
lında gerçekleştırilen Grease'ın. 20. yılı ne-
deniyle mart ayında yeniden Amerikan sine-
malannda gösterime girmesi, izleyıciyi ilk
günkü kadar heyecanlandırmış. Gösterimin
gerçekleştırildiğı ilk hafta sonu elde edılen
gelır 13 milyon dolar.
1971 Haziranf nda Jim Jacobs ve VVarren
Casey adlı iki besteci arkadaş, hazırladıkla-
n müzikali Chıcago'daki küçük bir tiyatro-
da sahnelemişler. Nevv Yorklu bir yapımcı-
nın dikkatini çekince, müzikale Broadvvay yo-
lu açılmış. Böylelikle 1950'li yıllann büyü-
sü, 1972'nın Se\gılıler Günü'nde Broad-
way'deki Eden Tiyatrosu'nda ızleyicıyle bu-
luşmuş. 27 Haziran 1977'de ıse Grease'i be-
yazperde} e aktarmak için çekimlere başlan-
Travolta ile Newton-John'un rol aJdığı Grease ,Türki\e'de 14 Ağustos'ta sinemalarda.
mış. Filmin yönetmenligıni de Randal Kk-
iser üstlenmiş.
Aradaki 5 yıllık dönemde 2200 kez sah-
nelenerek Broaduay tarihinde en uzun süre
afişlerde kalan sekızınci müzikal un\anmı al-
mış Grease. Meksika, AvTupa ve Avustral-
ya'dadaçeşitlı versiyonlan sahnelenmış. Kı-
sacası Grease. bır dönemin sinema dünyasın-
dakı simgesine dönüşmüş.
Rydell Lisesi ögrencilennden, T-Birds çe-
tesırun lıderi Danny Zuko rolü içın ilk düşü-
nülen isım Henry VVinkler olmuş. Ancak
VVinkler'ın ret cevabı üzenne 'Cumartesi
Gecesi Ateşi'nın yıldızı Tra%olta'da karar kı-
lınmış. Filmin yapımcılan Robert Stigwood
ve .Allan Carr'in istediğı, her şeyden önce 'i>i
danseden' bıroyuncuymuş. Travolta'nm El-
vis'ı andıran imajı da, bu seçimde büyük rol
o>Tiamış.
Unutulmayan bir yaz aşkı
Carr. Nevvton-John'la Los Angeles'ta ve-
rilen bir partide tanışmış \ e ondaki saflık ve
masumiyetın. tam anlamıyla filmin kahrama-
nı Sandy'yı çağnştırdıgını düşünmüş. Ke-
nickie rolü ıçin JeffConavvaj'. Frenchy rolü
ıçin Didi Conn ve Rizzo rolü için de Stockard
Channing'e karar venlmiş.
Film. harika bır yaz aşkının ardından tatil
bittiğinde evlerine dönmek ve aynlmak zo-
runda kalan Danny ve Sandy'nin öyküsünü
anlatıyor. Rydell Lisesi'ne dönen Danny,
Sandy'nin bildiği o romantik halinden sıy-
nlıp yeniden eskı kimlığıne bürünüyor ve
asıl sürpriz, Sandy'nin de Rydell Lisesi'ne
transfer oldugu anlaşıldığında gerçekleşıyor.
Çünkü saf ve masum Sandv. T-Bırds çetesı
elemanlan arasında kabul gören 'PinkLadi-
es' grubu kızlanna hıç benzemıyor. Danny'yi
ise imajı ve aşkı arasında büyük bir seçim bek-
liyor.
Filmin yapımcılan Grease içın kollan sı-
varken 1950'lerin masumıyetıni simgeleş-
tirmek. rock'n'roll'un o parlak jıllannı anım-
satmak ve nostaljik bir iş çıkarmak istedik-
lerini söylüyorlar. O yıllara ait VVhole Lotta
Shakin'Goın" On, Blue Moon v e Hound Dog
gıbı hit şarkılar, dönemin Frankk Avaton,
Sha Na Na, Edd Byrnes v e Eve Arden gibi
müzik yıldızlan filmle birlikte yeniden gün-
deme gelmişler.
ilk gösterimınden 20 yıl sonra filmin ye-
niden gündeme gelmesınde, Travolta'nm son
yıllardakı popüleriiğinin büyük rol oynadı-
ğını düşünenler de var, ancak Newion-John
bu konudaki görüşlerinı şöyle dile getiriyor:
"John'un başanian etkiü olmuşturtabü.Ama
John faktörü olmaksızu da böylesine se\ilen
bir film muüaka ><eniden gündeme gelirdi."
Grease. gerçekten de hoş bir seyirlik. Ka-
rakterleri. gündelik yaşamlanmızdakı kalıp-
laşmış bazı tıplerin pop-art versiyonlan. Ya-
pımcı Carr. 1996 yılında Broadvvay'de göz-
Iemlediği 'Greasemani'nın, kendisinı filmi
yeniden gündeme getirmeye ıttığıni belırti-
yor ve eklivor: "Bir albn madeninin üzerin-
de oturuvonız,"
YENİ BAŞLAYANLAR... YENİ BAŞLAYANLAR... YENİ BAŞLAYANLAR... YENİ BAŞLAYANLAR...
Evlilik öpücüğü / The Wettding Singer
Kültür Servisi - Adam Sandler'le. Hollywood'un ünlü oyuncu
sülalesinden gelen ve 6 yaşında bir kız çocuğuyken rol aldığı,
Spielberg klasigi 'E.T ile küçük yaşta ünlenen Drew Barrymore'un
yenı bır çıft oluşturduğu. 198O'lı yıllarda geçen. .\merikan yapımı.
yenı bir romantik komedı 'EvUİik Öpücüğü'. Yıl 1985. Küçük
kasabalarda düğün şarkıcısı olarak çalışan Robbie'nin (A. Sandler)
yenı tanıştığı garson kız Julia'yla (D. Barrymore) birtakım ortak
yönlen vardır: tkısı de nışanlıdır. ıkısi de hayatlannı başkalannın
düğünlennde çalışarak kazanmaktadır. Robbie'nin kendı dügünü,
nışanlısının gelmemesiyle hüsranla sonuçlanınca gıderek dünyanın
en kötü düğün şarkıcısına dönüşür morali bozuk Robbie. Frank
Coraci'nin yönettigi film, Culture Club'ın 'Do yuo realh want to
hurt me'. Polke'ın 'Every littk thing she does is magk', 'Vldeo
kflledthe radiostar" gibi 1980'lermkirrutanınmışsarkılannıdaiçenyor.
Aşkımın Hedefisin / The Oüject Of My Affectîon
İngiltere'nin tanınmtş tiyatro yönetmenlerinden bıri olup bizde
gösterılmemiş 'Kral George'un Deliliği' fılmiyle sınemada da
başanlı olan ve Arthur Miller'dan uyarladığı 'Cadı Kazanı'yla da
dıkkan çeken Nicholas Hytner'ın yönetmenliğinı üstlendığı 'Aşkunın
Hedefisin', bugün sinemalarda gösterime giren, çok yeni bır başka
romantik komedı- drama. Başrollerını son aylann yükselen yıldızı
Jennifer Aniston. Paul Rudd,Alan Alda ve John Pankovv'un oynadıgı
film. bu türün meraklısını hoşnut edebılecek bır Amenkan yapımı.
Aşk, seks, dostluk arasındakı ince dengelerde dolanarak günümüzün
modern tüketim toplumunu hıcvederken vumuşak bır dostlugun
hikâyesını de anlatıyor 'Aşkunın Hedefisin'.
'Seks ounaksızın evlilik yürüme/ mi? Evlilik. kadın için de erkek
içindeşart mıdır'vb.sonılanetealan'Askunın Hedefisin', duygusal,
romantik filmlere tutkun seyırcıye sesleniyor.
nım, ona kesik Tony'nin ilgisini
geri çevirmiyor ve Çin'deki işle-
nnde Tony'ye çok yararlı olan
Camille, gözü hep dışandaki bu
Kanadalı işadamıyla yaşamaya
başlıyor, ateşli gecelerin ardın-
dan hamile kalana kadar. Öteki be-
yaz sevgilisinden de vazgeçme-
yen uyanık Tony, aslında kadın-
dan Çin'deki işlerinde yararlanır-
ken zor durumlara gebe doktor
Camille de işadamını kullanıyor,
oturma izni fılan almakta. Derken
evde düşüp çocugunu düşürüyor
Camille ve ona fena halde ihtiyaç
duydugu, zoranlannda sevgilisiy-
le sevişmekteki Tony'yle ilişkisi-
ni bitiriyor.
Öte yandan, genç kızla sarmaş
dolaş ugraşıp alacagını aldıktan
sonra sinirleri laçka. hamıle ka-
nsına dönen çıkarcı Henry Li'tes
kapısını kapatan, Ingilizcesi kıt,'
ürkek ceylan Jessie de, kaldıgı
odanın kirasını dahı ödeyebıle-
cek durumda degil. Kıza yemek
getırdigınde Jessie'ye vurulan,
Çin restoranında çalışan garson
David'ın (Henrj Wang)zi-
~ lıni çalıyor bir süre sonra,
elinde bavuluyla, çaresiz
Jessie Lm'cık. Oldukçatat-
sız koşullarda, kolu kanadı
kınkçasına kalakalmış gari-
ban genç kızın durumun-
dan yararlanma fırsatını ka-
çınnayan, girişken ve iş bı-
tirici garson David, ağzı ku-
laklarına vara vara. evini.
gönlünü, yatagını açıyor Jes-
sie'ye memnuniyetle. Dert-
lennden uzaklaşıp rahatla-
mak ıçin saunaya giden dok-
tor Camille, giderek Da-
vıd" in iktidarsız yaşlı patro-
nunun kapatması olmayı içi-
ne sindiremeyen ve başaçı-
kamadığı sorunlar yüzün-
den ıntihara meyleden Jes-
sie'yi. ölü gibi lapırtısız ya-
tarken bulup kurtarıyor sa-
unada. Ölen kocasından ka-
lan ve Tony'den aldığı para-
larla hiç degılse maddi çık-
mazdan kurtularak rahata
eren doktor hanımla genç
kızı bir araya getirip kadın
dostluk ve dayanışmasma
selam çakan bır fınalle nok-
talanan 'Çin Çikolatası'nı.
ağır temposuna ve ilk fil-
me özgü. kimi zaaflarına
karşın, biz şahsen ilgiyle iz-
ledik baştan sona.
Kadın dayaruşması
Batı'ya adapte olmaya ve
ayakta kalmaya çabalayan
iki Doğulu kadının 'cinsel
yaşamına' bakan, yer yer
sarkan, beylık bir anlatım
tutturan, ilk kez gösterildi-
ği 1996 Berlin Festivali'nde
dikkati çekmiş; Dogulu du-
yarlılığını soguk. ıssız Ka-
nada'ya taşıyan bu ilk film
denemesi, öncelikle sağlam,
insancıl özüyle akılda kalı-
yor. Bile isteye geldikleri,
kapitalist degerlerin geçer-
li oldugu, yabancı bir top-
lumda, erkeklerin ihaneti-
ne ugrayan; sevgisizliğe,
acılara, hayal kınklıklanna
gömülen, sonuçta beklenti-
leri fos çıkan. iki Çinli ka-
dını. soyadı ve fiziksel ben-
zerliginden ötürü, herhalde
yönetmen Yan Cuı'nin ya-
kını oldugunu sandıgımız
Shırley Cui'yle, seyircinin
gözünde gönlünde güller
açtıran Diana Peng'ın oy-
nadıgı bu 'kadın fllmi'nden
memnun mesut çıktık so-
nuçta.
KEDİ GOZU
VECDİ SAYAR
'Mahalli İdareler' ve
Sanat
Geçen haftaki yazımızda, küttür alanının merkezi-
yetçi yaptdan kurtanlması gerektiğine değinmiş ve
Meclis gündemindeki "Mahalli IdarelerReformu" çer-
çevesinde kültürün, yerel yönetimlerin görevieri ara-
sına katılmasının yarartı olup olmayacağı sorusunu sor-
muştuk. Cumhuriyet'in ilk yıllanndaki coşku ve dev-
rimci atlımlar, yerini "statükoculuğa" bırakalı beri, kül-
tür alanının merkezi bürokratik yapının egemenliğine
terk edildiği bilinen bir gerçek. Nerede Köy Enstitü-
leri'nin özgün felsefesi, Halkevleri'nın etkin çalışma-
lan... Günümüzde, kültür alanına devletin katkısı, bir-
takım bürokratik mekanizmalar ve bunlann "kadro-
lu" sanatçılarından ibaret. Içine kapalı, toplumla iliş-
kileri son derece sınırlı bu mekanizmalann işleyişi ise
evlere şenlik. Kadrolann büyük kısmını küttür-sanat-
la hiçbir ilişkisi olmayan memurlardoldurmuş. Bir kıs-
mı da yaş sınınnı çoktan aşmış, ama memur statü-
sünde olduklan için bir türlü emekli edilemeyen sa-
natçılar. Polrtik tayinler, torpiller de cabası...
Devletin kültür alanına müdahalesı, destekleyici,
özendirici olmaktan öte sınırlayıcı ve yasaklamacı içe-
riğini koruyor Valilerin oyun, film yasaklama eylemle-
ri Anadolu'da vaka-i adiyeden sayılıyor (Dileyen, bü-
yük kentlerdeki özgürtüklerle yetinebilir elbette)...
Bu durumda neyapmalı? Devletin kültür alanından
elıni çekmesini istemek gerçekçi bir çözüm mü?
Bu soruya kısa yoldan bir yanıt vermek pek müm-
kün görülmüyor. Dünyadaki uygulamalara baktığı-
mızda, Amerika'da bile devlet, sağladığı vergi muafı-
yetleri yoluyla sanat kurumlarına ciddi destek sağlı-
yor. Hele Avrupa ülkelerinde kültür, devletin ilgi alanı
içinde önemli bir yer tutuyor.
Ama bu ülkelerde küttür yaşamı yalnızca devletin
ödenek verdiği kurumlann varlığı ile sınırlı kalmıyor. Ye-
rel yönetimler, kültür yaşamında çok önemli bir rol üst-
leniyor. Kent tiyatrolan, kent galerileri, kent muzelen,
kültürün tüm ülkede yaygınlaşması için çaba göste-
riyor.
Bizde ise bu hizmet birkaç kentimizle sınırlı (Doğan
Taşdelen, Sefa Sirmen gibi başkanlann kentlerine
getirdiğı kültür merkezlerı azımsanmayacak boyutlar-
da).
Türkiye'de şu sıralar yaygın biçimde tartışılmakta
olan "devletinyenidenyapılanması" ve "yerelyöne-
timlerin güçlendirilmesi" ilkelerinden hareketle, kül-
tür alanının da merkezi yönetimin görev alanından çı-
kanlıp yerel yönetimlerin görev alanı içerisine alınma-
sı gündemde.
Küttür hizmetlerinde "yerinden yönetimin gerek-
liliğine ınanan kedilerin bu öneriyi yürekten destekle-
diklerini söyleyebiliriz.
Gene de, üzerinde titizlikle durulması gereken br-
kaç nokta var.
Birdefa, Meclis'teki "Mahalli IdarelerReformu"\a-
sansı, gerçek bir yerinden yönetimi sağlamaktan çok,
merkezi otoritenin "mahallinden" -ve daha etkin bir
biçimde- egemen kılınması amacına yönelik hazırian-
mış gibi görünüyor. Bu yaklaşımın, kültür alanındaki
izdüşümü, otea olsa şu sıra "bakan karşılamak"tar\ baş-
ka işlevi olmayan küttür müdürlerinin yetkilerini arrtır-
Ynak olur..- Yarıi, -esasta degişen hiçbir şey olraıa*.
Merkezi otoritenin siyasi tercihleri "mahalir ölçekte
daha etkin kılınır.
Bir başka tehlike de, siyasi tercihlerin yerel bazda
daha da etkin olabilmesi. Örneğin, sinemaya destek
fonunun yerel yönetimlerce yönetildiğini düşünelim.
Daha özerk bir fon yönetimınin güvencesi var mı?
Hiç olmazsa, Ankara'daki Fon Kurulu, sektörün nis-
pi bir kontrolü altında. (Bu açıdan Mahalli idareler Ka-
nunu ile belediyelerin sinema biletlerinden kestikleri
"rüsum "dan vazgeçilmesi, bu paranın Ankara'dafon-
datoplanmasının yararlı olacagını düşünüyorum. Bel-
ki, küçük bir oranın kentterde yapılacak sinema sa-
lonlanna ve sinema şenliklerine destek payı olarak ye-
rel yönetimlere bırakılması düşünülebilir.) Sonuncu
tehlike ise resmi beğeniden kaçalım derken "taşra be-
ğenisi"n\r\ kucağına düşülmesi...
Geçen hafta gazetelerde bir haber vardı: "GCımüş-
hane'nin Köse ilçesinde düzenlenen Kösedağı Yay-
la Şenlikleri'nde DYP 'li belediye başkanı, kadınlan ve
erkekleri ayn ayn yerierde oturtmuş..."
Galiba, yapılması gereken, bu sakıncalan göz ardı
etmeden birsistem oluşturmak. Yerel yönetimleri kül-
tür alanında da etkin kılacak bir strateji benimserken
yerel yönetimlere bağlı kültür kurumlannda da (tıpkı
devlet kurumlannda olması gerektiği gibi) özerkiik il-
kesinı hayata geçirmek; sivil dinamikleri bu kurumla-
nn işleyişinde etkin kılmak...
Tabü, kültür hayatımızjn "Kösedağı Yayla Şenlikle-
ri"ne benzemesini istemiyorsak...
Sokak Oyuncuları 'ndan
'Tohum ve Toprak'
Kültür Servisi -
Macanstan, Polon-
ya, Romanya. Hol-
landa ve Alman-
ya'daki birçok festi-
valden davet alan
Sandımay Sokak
Oyunculan toplulu-
ğu, Almanya'daki
'Kleines Fest Im
Grossen Park' festı-
valınde dünyanın bır-
çok yerinden gelen
sokak tiyatrosu grup-
lanyla dün 'Tohum
ve Toprak' oyunuy-
la buluştu. 9 Ağustos
günü de bir gösteri yapacak
ovııncular, 15-17 Agustos
tarihleri arasında 'Çanak-
kale Troja Festivali' ne ka-
tılacaklar.
Festival boyunca Bayra-
mıç, Bozcaada ve Çanak-
kale'de gösteriler düzenle-
yecek toplulugun festival
programı kasım a>ina kadar
devam edecek. Çalışmala-
nna 1996 yılında Bodrum-
Yalıkavak'ın Sandımay kö-
yünde başlayan topluluk.
ilk projeleri olan 'Kırmızı
İpek' adlı oyunun dünya
prömiyeri 1997'de Alman-
ya'nın Brühl kentinde
•Brühlermarkt' festıvalın-
de yapmış; '97 sezonu bo-
yunca Almanya, Belçika.
Hollanda ve Fransa'da yir-
mi ayn festivalde altmış kez
sergilemişti. Toplulugun
ikinci projesi olan Anado-
lu köylüsünün, bereketini
kaçıran yeraltı tannsı Ha-
des'm peşinden sürüklen-
dikleri zorlu yolculuğu ve
mücadeleyi anlatan 'Tohum
veToprak'ın dünya prömi-
yeri ise 6 Haziranda Sulta-
nahmet Meydanı'nda ya-
pılmıştı. Anadolu kültürü-
nü esas alan Sandımay So-
kak Oyunculan, efsaneler,
masallar, rıtüellerle har-
manlanmış bu zengin ve
canlı kültürü, sokak tiyat-
rosunun evrensel anlatım
biçimleriyle görsel bir şö-
lene dönüştürürken yitir-
mekte olduğumuz kültürel
kimliğin özgün motiflerinı
tüm dünya insanlanna taşa-
mayı da amaçlıyor.