27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
AYFA CUMHURİYET 31 AĞUSTOS 1996 PAZARTESİ HABERLER lözaltındakiler »GM'ye ıkarılıyor I Istanbul Haber Senisi - umartesi Anneleri'nin alatasarav Lisesi önünde srçekleştirdikleri v'lemde gözaltma iinanlar içın Terörle lücadele Şubesi tstanbut SGM'den 4 günlük ek ire aldı. Önceki gün ovülerek gözaltına alınan 58 kişinin yann DGM'ye ckanlmalan bekleniyor. leşiktaş lelediyesi'nden dtograf sergisi I İstanbul Hab«r Servisi - "Beşıktaş'ın Diinü" adlı htoğraf sergisi. Beşiktaş telediyesı tarafindan ltanbul Üniversiteşı /vcılar Kampusu Öğrenci kültür Merkezi'nde hıgün açılıyor. Beşiktaş Eelediye Başkanı Ayfer /tay yaptıgı yazılı a;ıklamada, "'Yaşadığimız lente saygı ve bığlılığımızı yeni üniversite gençliğivle pıylaşmak istiyoruz" (fcdi. Kaçak çay bahçesine onay • İstanbul Haber Servisi - Kocamustafapaşa Çevre Koruma ve Balıkçılar Derneğı Başkanı Haydar . Deniz, Kocamustafapaşa sahilinde bulunan Bannak Çay Bahçesi'nin. I P'li istanbu! Buyükşehir Beledi>cs\"nin onayıyla 'kaçak' olarak işletildiğini öne siirdü. Deniz, çay bahçesi sahipleri Celal Aydemır, Mehmet Özcan ve Nedim Bayrak"ın, 'silahlı adamlan" aracılığıyla çay bahçesinin altında bulunan 300 üyeli demek merkezini boşaltmalan için balıkçılara baskı yaptığını iddia etti Tarîhi eser operasyonu • İstanbul Haber Senisi - Rovna ve Bızans dönemine ait 14 parça tarihi eseri satmak için lstanbul'a getiren 2 kişi yakalandı Ellerindeki eserleri satamadan yakalanan 2 kişi, haklannda 2863 sayılı "Kültür ve Tabiat Varlıklannı Koruma Kanunu'na muhalefet" suçundan işlenı yapilmak üzere İstanbul Malı Şube Müdürlüğü'ne götüriildü. Iskele çöktü: 1 ölü, 1 yaralı • İstanbul Haber Servisi - Rami Başaran Sanayi Sitesi'ndeki 111 numaralı binaya sıva yapmak için kurulan iskelenin çökmesi sonucu. Bedri Uludağ adlı bir ışçi öldü, Kahraman Dengiz adlı bir işçi de yaralandı. Ağır yaralı olarak Gaziosmanpaşa Hastanesi'ne kaldınlan Dengiz"ın sağhk durumunun ciddiyetini koruduğu bildinldi. Gölette 3 çocuk boğuldu • Bursa (Cumhuriyet) - Bursa'nın Yunuseli Mahallesı'ndekı Osmangazi Belediyesi'ne ait kum ocagındaki gölette serinlemek isteyen 3 çocuk boğularak can verdi Yaklaşık 20 metre derinliğınde olan göletin zemıninin batakhk olduğu behrtildi Van'da PKK baskını • VAÎN(AA)-Van"ın Saray ilçesine bağlı Kocabaşı kö> üne. önceki gece baskın düzenlemek isteyen bir grup PKK'li. 2 korucuyu > araladı. Roketatarlarla tacız ateşi açan teröristler. köy koruculannın karşılık vermesi üzenne karanlıktan yararlanarak dağlık alana kaçtılar. Kaçak telef on • İstanbul Haber Servisi - Atatürk Havalımanı çıkışında durdurularak aranan 2 otomobilde, ABD'den yurda kaçak olarak getirildıği belirlenen 550 adet telsız telefonele geçirildi. Olayla ilgili olarak 4 kişi gö&ıltına alındı. Diyanet Vakfı'nın 'Türk Eğitim Sistemi' kitabında Atatürk devrimleri yerden yere vuruluyor Cumhuriyet karşıü yaynüar • Vakfın 1995 yılında 1 milyar 933 milyon, 1996'dada333 milyon lira telif ödediği "Türk Eğitim Sistemi - Alternatif Perspektif " adlı kitapta Atatürk devrimleri kötüleniyor. ANKARA (Cumhuriyet Bii- rosu)- Hac gelirleri, bağışlarve sahibi ya da ortağı olduğu 12 şir- ketle trilyonlara hükmeden Tür- kiye Diyanet Vakfı'nın, milyar- larca lira telif ödeyerek hazırlat- tığı bazı yayınlarında açıkça -cumhuriyet rejimi ve Atatürk ilkelerinin" hedef alındığı sap- tandı. Devlet Bakanı Yücel Seçkiner. Başbakan Mesut Yılmaz adına CHP tzmir Milletvekili Sabri Ergürün soru önergesine verdi- ği yanıtta, "Yayınlan içinde cum- hurryetin temel niteliklerine ay- kırı tek bir örnek dahi gösterile- ınez" görüşünü sav unmasına karşın, Diyanet Vakfı'nın yakla- şık 2 milyar lira telif ödeyerek bastırdığı "Türk Eğitim Sistemi- Alternatif Perspektif" adlı kitap- la, "laikler" "din karşıü" diye nitelendirilirken. Atartirk'ün "Hayatta en hakiki mürşit ilûn- dir" sözünün benımsetilmesı "idrak kınlması, zihin bulanık- hğı" olarak değerlendiriliyor. Halen Devlet Denetleme Ku- rulu tarafından denetımi süren Türkiye Diyanet Vakfı'nın bazı yayınlannda. cumhuriyet rejimi 200 türbanlı öğretmene soruşturma, 10'u acığa alındı Konya'da irtica yuvaları kapatılıyor EBRUTOKTAR ANKARA - Tarikatlara bağh yurt ve özel okul- lannen çokbulunduğu, türbanlı öğretmenlerin yo- ğunlaşüğı Konya'da, "irticjı yuvası" olarak belir- lenen eğitim-öğrerim kurumlan kapatılmaya baş- landı. Konya Ü Milli Eğitirn Müdürlüğü. tarikat- larm okulu olarak bilinen •'Özel Elmas ılkogretim OkuhıveÖzdElmasLiseâT 'müdürierini görevden alırken; Atatürk ilke ve devrimlerine aykln eğitim yapan Nurculara ait Özel Lale tlköğretim Oku- lu'nun kapatılması için de Milli Eğitim Bakanlt- ği'na teklif verdi. Konya tl Milli Eğitim Müdürlüğü, 8 yıllık ke- sintisiz temel eğitim sonrasmda Konya'da örgütle- nen "irtkaa gruplan" dağıtma harekâtı başlattı. Kılık kıyafet genelgesine karşın türbanlannı çı- kaTmayan 200 öğretmen hakkında soruşturmabaş- latan Konya tl Milli Eğitim Müdürlüğü, uyanlan dikkate almayan 10 öğretmeni de açığa aldı. Buyıl 21 Ağustos 1998 tarihli genelgeyle de yeni öğre- tim döneminde tüm öğrcncilenn u Atatürk ilke ve devTİmterineuygun.çağdaşkıyatettergiymesr ta- limatını yineleyen bakanlığı dikkate alan Konya II Milli Eğitim Müdürlüğü. türbanlı öğretmenleri uyararak derslere "başörtüsüz girmeleriııi'' istedi. Konya 11 Milli Eğitim Müdürlüğü, derslere türbart- la giren öğretmenlerin açığa altnacağuu duyurarak, bu konudaki kararlılığını yineledi. Konya'da. Atatürk ilke ve devrimlerine aykın eğitim yaptığı, öğrencilerin laiklik karşıtı görüşler- le beyninin yıkandığı saptanan tarikat okullan da kapatılmaya başlandı. Nurculara ait Özel Lale tl- köğretim Okulu'nunkapatılması için Milli Eğitim Bakanlığı'na teklif verilirken; kılık kıyafet yönet- meliğini uygulamayan, türbanlı öğretmenjeri der- se sokan Özel Elmas İlköğretim Okulu ve Özel El- mas Lisesi müdürleri görevlerinden alındı. Yurt koşullannı banndırmayan, Atatürk kıtapliğı ve din- lenme salonu bulunmayan Yavuz Selim Öğrenci Yurdu'nun kapatılması içinde Milli Eğitim Bakan- lığrna teklif verildi. "açıkva da kapah" olarak hedef alınıyor. Vakfın. 1995 yılında 1 milyar 933 milyon, 1996'da da 333 milyon lira telif ödeyerek, 5' i Öğretim üyesı 6 yazara hazır- lattığı "Türk Eğitim Sistemi-AI- tematif Perspektif" adlı kitapta. Atatürk devrimleri kıyasıya eleştiriliyor. Prof. Dr. Hayri Bo- lay, Prof. Dr. Mustafaİsen. Doc. Dr. Mümtazer Türköne, Doç. Dr. Zuhal Cafoğlu, Yrd. Doç. Dr. lrfan Erdoğan. Dr. Ömer Kaba- sakal \ e Alpaslan Yasa tarafın- dan hazırlanan kıtap. Dıvanet Vakfı tarafından okurlara. u Eli- nizdeki eser ise Türkiye Diyanet Vakfı'nın sahip olduğu ufkun göstergesidir" diye sunuluyor. Kitapta. "cumhurivetin zengin tecriibelerinin pahalıva patladı- ğL, cumhuriyetin temel amacuun tek tip insaıu tek tip toplum" ol- duğu savunulurken. Tevhid-i Tedrisat Yasası'nın kabulü. Şen- ye ve Evkaf Nezareti'nin Lağvı ve hilafetin kaldınldığı 3 Mart 1^24'teki kararlan "laikgelişme yolunda bir adım olarak nitelen- dirmenin caiz olmadıgı" vurgu- lanıyoT. Kitapta, Cumhuriyetin temel nitelikleri v e Atatürk ilke- lerinı hedef alan bazı bölümler şöyle- # Temel sorun, din eğitimine demokratik bir açıdan yaklaşıl- ması ve demokrasinin ruhuna uygun çözümlerde genel bir uz- laşmanın sağlanmasıdır. Din İHD'nin Diyarbakır'da düzenlediği etkinlikte banş zinciri oluşturulacak Banş Otobüsü bugün kalkıyor İARlS İstanbul Haber Servisi - tnsan Hakları Derneği'nin(tHD) 1 Eylül Dünya Banş Günü nedeniyle düzenlediği Diyarbakır'a "Banş Otobüsü" yolculuğu bugün başlıyor. tHD Genel Başkanı ,... ,< Yardımcısı Osman Baydemir, u Banş Otobüsü"nün savaşa karşı bir duruş olduğunu belirterek "Insan haklan ve temel özgürlüklerin tam gercekleşmesi barışa bağİıdır" dedi. tHD tstanbul Şubesi'nde dün "•Banş Otobüsü" girişimini destekleyen aydmlarla yapılan toplantıda konuşan Baydemir "Banş Şimdi Değilse Ne Zaman" etkinlikleri kapsamında düzenledikleri "Banş Otobüsü" gibi girişimlerin Türkiye'nin aydm gelecegi için yaşamsal bir öneme sahip olduğunu belirttı. Baydemir, "Ancak banş mücadelesinin sürekliliği tüm toplumsal katmanlann ortak talebi ve kazanımu bizi bu savaş utancından kurtarabilir" dedi. Güneydoğu'daki savaşın ülkenin bütün zenginlik | İSTANBUL DAN DİYARBAK3RA Sosyalist hareketin önde gelen isimlerinden Mihri Belli konuşmaMnda. dünev doğu'da bir asker annesnrin "Bana oğlumu verin" haykırışının savaşa karşı en önenıli vanıt olduğunu sövledi. \azar Sevim Belli ise "Banş için yanna kadar bekleye- cek zamanımızyok" dedi. YazarÖzbudun da "Banş Otobüsü" girişimini desteklediğini belirtti. ( HATtC'E TLNCER) kaynaklannı \e kültürel birikimlerıni yok etmekte olduğunu ifade eden Baydemir. sözlerini şöyle sürdürdü: "İnsan haklan ve temel özgürlüklerin tam gercekleşmesi banşa bağlıdır. Yolculuk bov unca. banş elçilerivle yolculuğıı banş forumuna dönüştüreceği/ ve kalıcı bir platform oluşturma çabası içinde olacağı/," tHD İstanbul Şube Başkanı Ercan Kanar ise konuşmasmda siv il örgütlerin sav aşan taraflara banşı zorlamalan gerektığini kaydetti. tHD tstanbul Şubesi yönetıcılerinden avukat Eren Keskin Banş Otobüsü girişımine Şehit Aileleri Derneğı'ni de davet ettiklerini. ancak davetın reddedildiğini anlattı Bosna-Hersek'e yaptığı ziyareti tamamlayan Ecevit, yurda döndü w Bosna'ya yarcbm akışı başladı' İstanbul Haber Servisi - Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı BülentEce- vh, Bosna-Hersek'm banş içinde bütünlüğünü koru- masının, bütün bölgenin huzuru bakımmdan büyük önem taşıdığını sövledi. Bosna-Hersek'e yaptığı ziyareti tamamlayan Ece- v it, eşi Rahşan Ecevit ile dün saat 19.20'de "ATA" adlı özel uçakla Istanbul'a geldi. Ecevit, Atatürk Ha- valimanı'nda îstanbul \a- lısı Erol ÇaJar ve öteki il- gililerce karşılandı. Ziya- retine ilişkin bir açıklama yapan Ecevit, Türkiye'nin uzun zamandır Bosna- Hersek'e savaş sonrası ih- tiyaç duyduğu yardımlan yapmak istediğini belirte- rek bu yardımlann "Day- ton Anlaşmasrnın yapı- smdan kaynaklanan bazı nedenlerle verilemediğini kaydetti. Ecevit, Bosna- Hersek'e gerçekleştirdıği ziyaretten sonra bu teknik güçlüklerin büyük ölçüde aşıldığını ifade ederek. "Türkiye'den Bosna-Her- sek'e gerek kredi, gerekse hibe olarak yardun alaşmı başlatınış bulunuyoruz" dedi. Bosna-Hersek'te 1992-95 yıllan arasında yaşanan savaşı "insanlığın yüz karası" olarak nitele- yen Büient Ecevit. şöyle devam ettı: "Ziyaretimiz sırasında savaşın acı tahribatlannı gördük. Bunun en çok SH kıntısını çeken ve hedef olan Boşnak kardeşleri- nıizdir. O tahribatlann hâ- lâ tenıizlenmemiş olması bizlere çok acı geldi. Savaş- ta sorumluluğu olan birçok ülke var. Onlann daha çok >ardmı etmesi gerekirdi, fakat gereken ilgi gösterü- memiş." İrtica. bölücülük ve çete suçlarımn üzerine gidilmesini istedi Denizkurdu başsavcıları uyardı ANKARA (Cumhuriyet Büro- su)- Göreve başlar başlamaz yurt- dışında kaçak yaşayan Engin Ci- van. Halil Bezmen, Ayşegül Nadir ve Gülay Aslantaş'la ilgili işlem- leri hızlandıran Adalet Bakanı Hasan Denizkurdu, gecen hafta içinde başsavcılara birer genelge göndererek irtica. bölücülük ve çetelerle ilgili suçlann üzerine ce- saretle gitmelerini istedi. Deniz- kurdu, tüm Devlet Güvenlik Mah- kemesi ve cumhuriyet başsavcıla- nna gönderdiği genelgede, "Bu tür suçlann üzerine korkusuzcagi- dip yetkikrinizi cekinmeden kutta- nın" dedi. Denizkurdu genelgesinde, "Türkiye Cumhuriyeti'nin anaya- sada belirtilen temel niteliklerinin korunması için kanunlarda öngö- rükn vetkilerin tereddüt edilmek- strin kullanılmasııu,olaylann üze- rine kararhhkvecesaretle gidilme- sisurethiegerekli hassastyetin gös- terilmesini ve kevfiyetin yargı çev- renizdeki cumhuriyet başsavcdık- laruıa da du\ urulmasını" istedi. Genelgede şunlarbelirtildi: "Büyük Atatürk'ün kurduğu demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriye- ti'nin temel niteliklerinin korun- masL mezkûr konularda işlenen suçlann hassasivetle ve kesintisiz izlenmesi zorunludur. Bu itibaria; -TCY'nin 1251la 173. maddele- ri ile 311,312,313 ve 314. ntadde- terinde, - Atatürk Aleyhine İşlenen Suç- lar Hakkında 5816 sayılı Yasa'nm 1. maddesinde. - 3713 sayılı Terörle Vfücadele Yasası'nda, - 677 sayılı Tekke ve Zaviyelerte Türbelerin Seddine ve Türbedar- Uk ile Birtakım t<nvanlann Men ve Ilgasına Dair Yasa'da, - 671 sayJı Şapka İktisası Hak- kında Yasa'da. - 2596 savılı Ban Khvderin Gi- yilmeyeceği Hakkında Yasa'da, -2820 sayılı Siyasi Partüer Yasa- sı'nda müevvide altına alınan suç- larsebebiviecumhurivetbaşsavcı- hklannca başlaülan soruşturma- lar hakkında ilgili gendgemizde belirtilen hususlann yerine getiril- mesi gerekmektedir." Denizkurdu'nun. Fransa'da ya- kalanan ülkücü mafyası lideri Ala- attin Çakıcı'nın iadest ve Ankara Cumhuriyet Başsavctlığf na açı- lan RP'nin kaybolan 1 trilyon H- rası ile ilgili soruşturmalarla da yakmdan ilgiiendiği öğtenildi. eğitimi üzerinde laikçi (din kar- şıtı) baskılar, Türkiye'nin de- mokratik laik niteliğine zarar vermektedir. (Kitabın özet kitap- çığı, s: 101) # ...Biz bütünüvle din eğıti- mini dinin müteal doğrulannı eğıtimden sürüp çıkarttıktan sonra öğrencilere "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir" şeklinde- ki pozitivist felsefenin düsturu- nu müteal bir doğru olarak be- nimsetiyorsak, bunu resmi bir politika olarak uyguluyorsak, ortada bir idrak kınlması, bir zi- hin bulanıklığı mevcut demektir. (s: 171) Bilime sığınmaya tepki 9 ...Toplum aynı kalamazdı, değişmeliydı. Bu anlayış bera- berinde eskiye düşmanlık getir- di. Eskiyi dönüştürebilmek için ifrat derecesinde yeniye sığın- dık. Cumhuriyetin kurucu kad- rolannın ifrat derecesinde müs- bet bilime ve bunun uzantısı ola- rak pozitivizme sığınmasmın te- mel nedeni budur. (s: 170) # ... Bu yüzden eskiyi değiş- tirmek için dine savaş açıldı. Ye- niye ancak dini toplum hayatın- dan söküp çıkardığımız zaman ulaşılabileceğineinanıldı. (s: 170) # Baskı altına alınan ve öz- gürleşmeye çalışan din, kendisi- ne siyasi ifade kanallan arala- mış ve demokrasinin gelişme- siyle bulmuştur. (s: 170-171) 0 Cumhuriyetin bu projesi- nin geçen 73 yıl boyunca ne ölçüde realize edilebil- diği, kendi iç tutarlılığı ba- kımından ne ölçüde başa- nlı olduğu aynca tartışıla- bilir. Ancak proje eğitim sürecini total bir anlayışla kucaklamış ve sınırlamış- tır. Amaç tek tip insan ve toplumdur. 0 Cumhuriyet elitleri- nin seçtiği Batılılaşma programı. siyasi çatıyı ta- mamen değiştirmesine rağmen yönetilen kıtle açı- sından daha fazla hürriyet, daha fazla demokrasi, da- ha fazla yönetime katılma imkânı gibi gerçekten ile- rici açılımlar getirmemiş- ti. tnkılapçılar cumhuriyet idaresini "halkın kendi kendiniyönetmesi" şeklın- de tarif etseler de siyasi ya- pılanmanın yeni şekli, ida- re edilenlere bu açıdan ye- ni imkânlar tanımış değil- di. (s: 48^9) • 3 Mart 1924tarihin- de alınan kritik kararlar, inkılap tarihi edebiyatı- mızda genellikle yeni Tür- kiye'nin "demokratik ve laik geuşme yolunda" atıl- mış önemli adımlar olarak nitelendirilmektedir. Bu kararlan, laik gelişme yo- lunda bir adım olarak nite- lendirmek caiz değildir. Verdiği eğitimin kalitesi ve kalibresi ne olursa ol- sun, sivil inisiyatifle kuru- lan ve işletilen eğitim ku- rumlannı ve onlara fınans- man sağlayan kuruluşlan kapatarak devlet bünyesi- ne katmamn laiklik ve de- mokrasiyle ilişkilı olduğu- nu iddia etmek ancak "maziyi güzeUeştirmek" arzusuyla izah olunabilir. (s: 47)' # .. 1928 yılında ginşi- len harf inkılabı Türkçe ile eğitimin kolaylaştınlması ve yaygınlaştınlması gibi makul amaçlar yanında toplum hafızasını bir mi- lad noktasında sıfırlamak gibi çok tartışma götürür bir inkılap politikasuıın aracı olarak belirmektedir. (s: 54) % Bazı cumhuriyet in- kılapçılan da dil devrimi ile tarihi. dini, ahlaki ve ta- savvufi bütün kavramlan tasfıye ederek zihinleri bo- şaltıp yeni pozitiv ist zihni- yeti yaratma yoluna git- mişlerdir Fakat kalpleri boşaltamadıklan için de zihin istenilen şekilde bo- şalmamıştır. (s: 57) 9 TDK gerçekten ilmi ağırlık ve öneme sahip ça- lışmalar da neşretmiş ol- makla beraber, "dilde dev- rim gayesine" yönelik gay- retleriyle Türkçenin tabii gelişimine müdahalede bulunmak, kelime hazine- sini fakirleştirmek ve ne- siller arasındaki iletişim bağını koparmak gibi son derece vahim gelişmelere sebep olmuştur. (s: 57-58) 9 Kuran kurslannın zorunlu eğitimin dışına atılmasının ilmi, objektif bırgerekçesı olamayacağı gibi demokratik bir top- lumda halkın isteklerine de açıkça karşı çıkmak olacaktır. (s:149) BİZBİZE. ERDAL ATABEK i Kim Yonetiyor?.. Böyle bir soruyu tek tek hepimiz kendimize sor- malıytz. 'Bizi kim yonetiyor?' Gereksinmelerimiz mi? llk yanıt bu olabilir. Korunma, beslenme, çoğalma içgüdülerimizin gereksinmeleri. Bütün canlılar için doğru ilk yanıt budur. Ya sonrası? Isteklerimiz, beklentilerimiz, hedeflefimiz mi? Olabilir. Peki, onlan kim yönetiyor? Isteklerimizi, beklentilerimizi, hedeflerimizi kim oluşturuyor, kim yönetiyor? Gerçekte 'benim' diyebileceğimiz neyimiz var? Isteklerimiz, beklentilerimiz, hedeflerimiz top- lumsal güç kaynaklannın oluşturduğu etkilerin ürü- nü değil mi? Neden 'biraraba almak' hedefimiz oluyor? Neden 'bir konuyu inceleyerek öğrenmek' he- defimiz olmuyor? Çünkü toplumsal güç kaynakları, 'biraraba al- mamızı' istiyor, bir konuyu inceleyerek öğrenmek- le ilgilenmiyor. 'Bir araba almamız' istendiği zaman, yeni bir süreç başlatılıyor. Arabalı insanın arabasız insandan daha değer- li olduğu, Daha iyi arabanın öteki arabadan daha değerli olduğu, 'Arabalı olmanın biryaşam kalitesi' olduğu, Sizin de yaşamınızı kaliteli kılmak için araba al- manız gerektiği, Arabanızın kaç saniyede 100 kilometreye çıktı- 9". Koltuk renginden neleri seçebileceğiniz, size birçok yolla anlatılıyor. Böylece araba 'bir yaşam değeri' olarak size aktarılıyor. ••• Hepimizitektekyöneten 'yaşamın temel değer- ter/'dir. Çok azımız 'toplumsal değerter' sistemini irde- ler, süzgeçten geçirir, eleştirir, 'kendi değerler sis- temi'ni oluşturur. Büyük çoğunluk 'toplumsal değerler sistemi'ni farkına bile varmadan benimser, onu kendi de- ğerteri sanır, onların güdümüne girer. 'Biraraba almak' isterler. Çünkü araba artık kendi değer sistemlerinin içi- ne girmiştir. Ama önce bir ev almalan gerekir. Çünkü 'evi olmak' arabadan önce gelen değe- re sahiptir. Ev ve arabadan sonra sıra yazlığa gelir. Çünkü bu üçlü 'ev-araba-yazlık', toplumsal de- ğer üçgenini oluşturur. 'Yaşamın temel değerleh' olarak nelere sahip isek bizi onlar yönetir. Sokaktaki adamı da, başbakanı da, şirketin ge- nel müdürünü de, işletmenin muhasebecisini de, bir çocuğu da, genci de 'yasamın temel değerfe- ri' yönetir. Hepimiz, sahip olduğumuz değerlere bir nitelik buluruz, kimisi isteklerimizdir, kimisi idealterimiz- dir, kimisi gereksinmelerimizdir. Ama, hangi değerlere sahip isek bizi yönetenin o olduğunu bilmemiz gerekir. • • • 'Hakh olmak' toplumsal değer listesinde 'güçlü olmak'ian çok sonra geldiği için Türkiye bugün çe- teleri, mafyayı tartışıyor. 'Güçlü olmak' üst değerler arasındadır. Onun için de 'güçlüye itaat etmek', 'güçlüye tapmak' bir yaşama biçimidir. 'Demokrasi' bir yaşama biçimi olmamıştır, çün- kü eşitlik ve adalet ilkelerine dayanır, özgür bir or- tam ister. Oysa, 'üstün olmak' eşitlikten çok daha yukar- da bir değerdir, bu değer için adalet gözden çıka- rılmıştır, kendi altındakilere özgürlük verilemez. O- nun için de 'üstün olmak' değeri 'otokrasi'n\r\ var- lığını zorunlu kılar. Eğitimin hedeflerini belirleyen de 'geçerli de- ğerler sistemi'd\r. Onun için de eğitimin sonunda beklenen çok para kazanmak, toplumsal öneme sahip bir mesleğe sahip olmak, parlak bir kariyer yapmaktır. Eğitimin hedefleri arasında 'kişiliğin gelişmesi', 'doğru davranışlarkazanmak', 'toplumsal sorum- luluk sahibi olabilmek', 'düşünce gücünü geliştir- mek' yer bile almamaktadır. Insanlara hedef olarak 'başan' gösterilmektedir. Oysa 'başan', herkesin isteğine, tanımına göre de- ğişen bir hedeftir. 'Tutarlı biryaşam' hedefinin değer sistemi olan bütün insanlıktarihinin evrensel değerierı 'yaşayan her şeye değer vermek, eşitlikçi davranış, haya- tın paylaşımı, duygulann geliştirilmesi, akıl ve mantıkla bilinçlenme, bencillikten kurtulmak, ken- disiyle banşık olmak' ne olduğu bile unutulan kav- ramlar olmaktadır. Bütün bunları unutmak ise insanı unutmaktır. Selvi: Malvarhğı incelemesi yapılsın ANKAR\ (Cumhuri- yet Bürosu) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Cev- det SeKi çetelerin ortaya çıkması için. propaganda biçimindeki açıklamalar yapılacağına "çete ve çe- tecilerin ilişkkk bulundu- ğu vakınlannın, siyasetçi- lerin ve işadamlanrun malvarlığının Maliye Ba- kanltğı taranndan incekn- mesi gerektiğini*' sövledi. Selvı, dün partisinin ge- nel merkezınde düzenle- diği basın toplantısında. Türkiye'nin çetelerle iç içe olduğunu belirterek, ancak konunun yüzeysel ele ahndığını vurguladı. Susurluk olayında olduğu gibi Çakıcı olayında da hükümetin hiçbir şey yap- madığını. olayın üstüne gitmeye yemin edenlerin heyecanlannm küllendiği- nı belırten Selvı. "Hükü- met çete olayını propagan- da aracı olarak kullanıy or, aynca olmavan bazı olay- lan da olmuş gibi gösteri- yor. Hangi parti olursa ol- sun tüm partilerin çeteler- lebağlanblı olan. siyasetçi- k'rin. vakınlannın, işa- damlannın malvariıklan- nın araşnnlması gerekir" dedi. Siyasilerin kendi iti- raflan ve eldeki kasetlerle bunlann çetelerle olan bağlantısının ortaya çıktı- ğını vurgulayan Selvi, "Çetelere doğrudan v a da dolavb olarak bulaşanlar olaylan çözemez. Olavı çözmek halkın elindedir. Bugünkü hükümet bizi üeriyedönükçözümkonu- sunda kaygıya düşürii- yor" diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle