Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
31 AĞUSTOS 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
15
I Ankara
Günlerine Doğru
Ankara Halkla thşkiler
Derneği Başkanı Birten Gökyay,
6-13 Ekim tarihleri arasında
"Ankara Günleri"yapılacağını
muştuladı bize. Ehm toplanttları
ile birlikte "Ankara 'nın sakini
değil. sahibi olalım. Ankara
demek Türkiye deırtek "
sloganları ile bir kampanyaya
girişeceklerini de.
Gökyay ın duyurusu şöyle:
"ÖzJediğimiz Ankara 'ya
kavuşabümek amacıyla,
Başkent'teki tüm sivil toplum
örgütlerinin bu kampanya içinde
yer aimasmın gerekİiliğine
inanıyoruz. Ankara 'da
insana yakışır yaşam
kalitesinin sunulabilmesi için,
yönetimlerin görevleri yanında,
kentlinin dayanışma hakkını en
geniş anlamda kullanmasını
istiyor ve hepinizi bu
sorumluluğa sahip çıkmaya
davet ediyoruz, Öngöreceğiniz
programlar ile 7 Eylül tarihine
kadar 0-312- 235 30 32 ya da 229
62 82 numaralı fakslara
utaşmanızı bekliyoruz."
ISIK KANSU
Soğuk MercimekEski RP liler, Yargıtay Cumhuriyet Baş-
savcıhğı 'nın savladığına göre nerede ol-
duğu belirst 1 trilyonu aşan parti para-
larını cezayememek için denkleştirip öde-
meye çahşadursunlar, biz hani neredeyse
unutturulmaya çahşılan Süleyman Mer-
cümek davasına bir gö: atalım.
Bosna-Hersek için toplandığı ileri sü-
rülen paralarla ilgili olarak TBMM 'de
oluşturulan "MercümekKomisyonu "nun
başkanlığım dayapan CHP Erzincan Mil-
letvekili Mustafa Kul iz sürmeyi bırakmı-
yor. Mustafa Kul 'un son günlerde aklına
tahlanbirsoruvar. Yatıyorkalkıyor. oso-
ntyu, soru da onu kovalıyor:
"Mercümek davasmda adalet neden
gecikiyor? "
Kul, kendisini soru işaretinin çengeline
takan gelişmeleri şövle aktardı bize:
"Ocak 1996'da Fatih 1. Asliye Ceza
Mahkemesi, Süleyman Mercümek 7 do-
landıncdık suçundan 4yıl2ay hapse, 20
trilyon 655 milyar lira dapara cezasına
çarptırmıştu Yargıtay, Mercümek 'in do-
landıncılık değil, daha ağır ceza gerek-
tiren zimmet suçundan yargılanması ge-
rekçesiyle kararı bozdu. Bunun üzerine
Fatih 1. Asliye Ceza Mahkemesi, suçun
niteliği değiştiğinden dosyayı İstanbul
Ağır Ceza Mahkemesi 'negönderdl İstan-
bul Ağır Ceza Mahkemesi de dosyayı, da-
ha önce makbuz.su-para toplamakla suç-
lanan RP'li Selçuklu Belediye Başkanı
hakkmda takipsizlik kararı vermiş olan
Konya Ağır Ceza Mahkemesi 'negönder-
dL"
Kul 'un işi zor. Hem sorular ile uğraşı-
yorhem vanıtları ile. Alın size bir soru da-
ha:
"Dosya neden Konya 'yagönderildi? "
Karşılığmı Mustafa Kul seçenekli veri-
yor: "İleri sürülen sav şu: Paralar daha
çok Konya 'da toplanmış. Oysa, hemen
hemen bütün illerden Süleyman Mercü-
mek 'e gönderilen paraların makbuzlan
benim de elimde. Bayburt'tan var, Erzu-
rum 'dan var, Kocaeli, Bursa 'dan var. 80
ili buluyor. O zaman her ilde ayrı ayn da-
valar açılması gerekmiyor mu? "
Kul, içinde sürdürdüğü sorguyu bitirmi-
yor:
"tlk dava Fatih 'te niye açılmıştt? "
Sahi, niye? Kul. hazırcevap:
"Mercümek 'in iş adresi Fatih Adliye-
si 'nin yanı başında. Toplanan paraların
çoğunluğu İstanbul 'daki 181 hesabayat-
mıs. En çok da Yapı Kredi Bankası Fatih
Şubesi'ne. Banka dekontlan elimde."
Sıkı durun! Mustafa Kul'danbir soru da-
ha:
"Dosyanın İstanbul 'dan Konya 'yagön-
derilmesi hangi döneme denk geliyor? "
Onun da vanıtı var.
"RP 'liŞevket Kazan 'ınAdalet Bakan-
lığı 'na, Yaniyargının üzerinde siyasibas-
kı olduğuna, müdahaleyapıldığına iliş-
kin bulgulann saptandığı bir döneme"
Kul, demek ıstedığını bir ikı sözcüğe
şöyle sığdınyor: "Bu davanın bir an ön-
ce sonuçlanması gerekir. Türkiye 'deya-
pılanların hesabı sorulamıyorsa; çetele-
ri, vurgunlart, talanları, irticayı biz da-
ha çok konuşuruz."
Se dersiniz
0
Mercimeğifirından çıkanp
buzdolabma mı koydular?
Alaattin Çakıcı 'nın ilişkileri, ses
bantlart, hangi istihbamtçılarla.
işadamlan, devlet görevlilen ve
siyasetçüerle bağiantı kurduğu çarşaf
çarşaf açıklamyor. İşte birkaç örnek
isim: MÎJpersoneli Mehmet Eymür
ile Yavuz Ataç, işadamı Erol Evcil,
ANAP Bursa tl Başkanı Mehmet
Gedik ANAP Milletvekili Enis
Sülün, DYP Milletvekili Cevdet
Aydın...
Sanık konumundakiler dahil, herkes
her şeyden haberdar. Yargı organlan,
savcıhklar bu aşamada köşeye çekilip
gelişmelerden bihaber olabilirler mi?
BihaberHukuk devletindeysek eger,
olmamalan gereİtiyor.
Öyleyse, hanimiş soruşturma?
Emekii Ankara Cumhuriyet
Başsavcm Nazmi Şarvan, kimi
zorluklardan söz ediyor:
llki, Çakıcı nın iadesi ile ilgili.
Şarvan, Adalet Bakanhğı 'nın
Çakıcı 'nın Fransa dan iadesine
ilişkin dosyaların ikisinde idam
cezasımn gerektiğini ammsahyor:
"Fransa'da idam cezastyok. Bu
durumda Fransa asla idam cezası
istenen bir suçtan dolayı sanığı
Türkiye'ye iade ettnez. Burada
başvurulabilecek, ancak devlet
açısından sakıncah biryöntem var:
Çakıcı 'nın, idam istenmeyen
dosyalarmdan iadesi istenecek ve
idam edilmeme garantisi verilecek.
Kısacası, idam istemli dosya
nedeniyle Çakıcı 'nın iadesi kolay
kolay sağlanamayacakttr ki, yargı
harekete geçsin."
Ikincı zorluk, Alaattin Çakıcı ile ilgili
ortaya çıkanyeni baglantılan
araştıran ve kolluk kuvvetkrince
hazırianmış sağlıklı bir soruşturma
ya da dosyanın ortada bulunmaması.
Artı.. siyasetçiler gündemde. Siyasi
baskı biryana, en azından
"dokunulmazjık"zırhıyargının elini
kolunu bağlavabilir. Tüm bu dile
getirdiği zorluklara karşın Şarvan,
her zaman için, dogal ve uygulanmast
gereken biryol olduğunda ısrarlı:
"Yargı organlan, gazetelerdeyer
alan haberleri ihbar kabul ederek,
resen devreye girebilirler."
Bir Kararın
ÖnemiZonguldak İdare Mahkemesi,
geçen mayıs ayı sonunda
Karabük Demir-Çelik
Fabrikası 'nın
özelleştirilmesine ilişkin
verdiği kararın gerekçesinde
şu hüknıe vardı:
"Hisselerinin tamamı devlete
ait olan söz konusu
fabrikanm kamu gelirleriyle
kurulmuş olmasının sadece
bölge vatandaşma bir hak
kazandırmayıp devletin bütün
bireylerine yansıtması
karşısında özelleştirme
kapsamına alınarak,
yapılacak satış işleminin en
yüksek kârla devletin
menfaati doğrultusunda
usulüne uygun yöntemlerle
yapılması gerekirken, sadece
bölge halkına sembolik bir
karşılıkla devredilmesinin
eşitlik ilkesine aykırı olduğu
gibi, hakkaniyet ilkesiyle de
bağdaştmlamaz-"
İdare mahkemesinin kararına
göre. vatandaşların tümüne ait
olan bir kamu kuruluşunun,
değil tek başına bir holdinge,
tekele, kişiye verilmesi, bir
bölgede yaşayan çok sayıda
vatandaşa satılması bile
"eşitlik" ilkesine aykırı.
Son günlerde ülkücü mafya
liderlerinin verdikleri
ifadelere, aralannda yaptığı
görüşmelere bir göz atın:
Nerede tatlı para kazandıracak
bir özelleştirme varsa,
"işadamı" oldukları ileri
sürülen kimilerı. mafya
babaları ile kol kola, sıkı
pazarlık, ihaleye giriyorlar.
Zonguldak tdare
Mahkemesi 'nin kararına bir de
bu açıdan bakm. Önemi birkaç
kat daha artıvor
ÇALIŞANLARIN
SORUNLARI/SORULARI
YILMAZ ŞİPAL
Yurtdışındaki çalışmalar
ve borçlanma
Soru: 1976 yılında iki yıllık Eğitim Enstitüsü mezunu olarak
10. derecenin 2. kademesinden göreve başladım. 1980
yılında evlilik nedeniyle görevden ay rılarak y urtdışına
çıktım. 1981 yılı Ağustos ayında Almanya'da bir
eyaletin Eyalet Eğitim Bakanlığı tarafından, öğretmen
olarak atandım. Halen bu görevime devam etmekteyim.
Türkiye'ye dönerek emekii olmak istiyorum.
Sorularım:
1) Bir günlük borçlanma karşılığı alınan ikibuçuk
dolann. iki dolara indiği söyleniyor. Günlük borçlanma
iki dolara indirildi mi?
2) Acaba ne kadar para ödemem gerekiyor?
3) Hangi dereceden emekii olma hakkına sahip
oluyorum? Bana bağlanacak aylığın tutarı ne olur?
YANIT: 1) 16 Mayıs 1998 günlü Resmi Gazete'nin 138.
sayfasında yayımlanan Bakanlar Kurulu'nun 98'10999 sayılı
karan ile:
"16.1.1997 tarihli ve 97/9064 sayılı kararname ile 2.5 dolara
yükseltilen sosyal güvenlik kurumlarınca döviz ile
değerlendiriiecek sürelerin her bir günü için tahakkuk
ettirilecek prim, kesenek ve karşılık tutarının 2 dolar olarak
değiştirilmesi" kararlaştınlmıştır.
Bu kararname ile 3201 sayılı Yasa ile uygulamaya konulan
yurtdışında geçen çalışma süreleri için borçlanma rutan her giin
için, 2.5 dolardan 2 dolara indirilmiştir.
2) 1998 yılında yurda kesin dönüş yaparak, en az 10 tam yıl
(3.600 gün) süreyi borçlandığınızda, 4 yıllık (1.440 gün) Emekii
Sandığı'nda geçen süreyle birlikte 5.000 günü doldurmuş olursunuz.
Böylece, 20 yıllık sigortaiılık süresi içinde en az 5.000 gün
malullük. yaşlılık ve ölüm sigortalan primi ödemiş bir kadın
sigortalı olarak, SSK'den yaşlılık aylığı almaya hak kazanırsınız.
Borçlanacağınız 3.600 günlük sürenin her günü için 2 dolardan,
7 bin 200 ABD Dolan ödemeniz gerekecektir. Bunun da Türk
Lirası olarak karşılığı, (1 AD Dolan = 280.000 TL.) 2 milyar 16
milyon liradır.
3) 1998 yıhnda özel sektörden ve Üst Gösterge Tablosu'ndan
emekii olanlann yaşlılık aylıklan, 1 Ocak 1998 ile 31 Aralık 1997
arasındaki 10 takvim yılının sigorta primine esas kazanç
ortalamasına göre hesaplanmaktadır. 1998 yılında özel sektörden
emekii olanlann Üst Gösterge Tablosu'nun en üst noktası olan
1. derece 10. kademeden yaşlılık aylığı alabilmesi için, son 10
takvim yılı kazançlan toplamının 1 milyar 289 milyon 756 bin
610 lira, 10 yıl ortalamasının da 128 milyon 975 bin 661 lira olması
gerekmektedir. Özel sektör için, son 10 takvim yılının prime esas
tavan kazançlan toplamı ve ortalaması:
Takvim Yılı/Tavan Kazanç
1988:7.065.720 TL.
1989: 12.787.380 TL.
1990:22.080.060 TL.
1991:31.564.980 TL.
1992:46.842.660 TL.
1993:64.937.430 TL.
1994:85.386.240 TL.
1995: 109.891.080 TL.
1996:278.247.960 TL.
1997:630.953.100 TL.
10 yıl toplamı: 1.289.756.610 TL.
10 yıl ortalaması: 128.975. 661 TL.
1998 yılında yurtdışı borçlanma yapan ve her gün için 2 dolar
(1 dolar = 280.000 TL.) ödeyenlerin 1997 yılı prime esas kazanç
toplamlan 1 milyar 8 milyondur. (2. 800.000 TL. günlük X 360
gün = 1.008.000.000 TL. yıllık kazanç). Ancak, 1998 yılı tavan
ücret olan 630 milyon 953 bin 100 lirayı aşan kısım toplamaya
ve ortalamaya alınmaz.
Kısaca, günde 2 dolar üzerinden ve 1 Ocak 1998 ile 31 Aralık
1997 arasındaki 10 takvim yılı karşılığı, 3.600 günü
borçlandığınızda aylığınız, Üst Gösterge Tablosu"ndaki 1. derece
10. kademeden ve en yüksek göstergeden (tavan) hesaplanacaktır.
Tavan gösterge Temmuz 1998 için 14.677, Ekim 1998 için 14.745
olarak belirlenmiştir.
Bu verilere göre, 20 yıllık sigortaiılık süresi içinde 4 yılı (720
gün) Emekii Sandığı 'ndaki çalışmalannızla biriikte, toplam 5.040
gün üzerinden ve yüzde 50 orandan, yaşlılık aylığınız, 4 milyon
690 bin lira sosyal yardım zammı ile birlikte, 1 Temmuz - 30 Eylül
1998 döneminde 56 milyon 279 bin 655 lira, 1 Ekim - 31 Aralık
1998 döneminde 61 milyon 826 bin 875 lira olacaktır.
HAYVANLAR ISMAIL GÜLGEÇ
KİM KIME DUM DUMA BEHİÇAK behicakia turk.net
HARBİ SEMİH POROY
MIRMIRLAR LĞVRDLRAK
TARÎHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 31 Ağustos
JOHN FORD USTA..
fS?3'7Z Bu6ÜN,ÜNLÜ İKUVJOAASllU AM£#L
KALI S/AS&U4 YÖH£TM£Uİ JDHN fOÜD, 7B>M.
$INDA ÖLOÜ.MESLEKYAŞAM/NOA fSO'r£ yA-
KIN FILM yÖNBTlUİŞ V£ S*C£Z OSO4RA&Z4N-
M/f OLAN JCHM FO&Ç>, Ö2£LLİKUE "WE$7EKN*
TÜ&JN&E 8AŞARI £A6L4MI$T7. TEOR/Sr£N VA
OA SİÇJMCJ DEĞ/L, KAUT&J B/£HA£*:S/fJE-
A4ACJSI OLfiBA*; SENİŞ SİNEM4S£tŞ£K KÎTU;-
Sİ İri Ü
fJÜŞÜ) İLE "CHEYENNE AUTUMN°CBAH4£M HÜ-
~ KOAJUSU İ&ANM'DA GBÇ£M"TUE INPOK-
eCKİN ROMANlNPAM,"GKflPe£' OF IU&7H*
İADAM) FOKD'UN ÖNBUÜ YAPITlARIOII?..
GÖRÜŞ
YETKlN ARÖZ
SODEV (Sosyal Demokrasi Vakfı) Genel Sekreteri
Özelleştirme Değil,
YağmaL
Petrol Ofisi'nin ihalesi, uygulanmakta olan
özelleştirme anlayışını ve özelleştirmeden bek-
leneni bir kez daha ortaya koymaktadır. Özel-
leştirme, artık herkesin bildiği gibi, ne zarar
eden KlT'lerin elden çıkarılarak verimlendirilme-
sini ne de özelleştirmeden sağlanacak gelirle
daha gerekli ve verimli alanlara yatırım yapma-
nın parasal kaynaklarını bulmayı öngörüyor.
Özelleştirme, uluslararası ve uluslarüstü ser-
mayenin planlarına uygun olarak, "devletin kü-
çültülmesi" adı altında "devletinyağmalanma-
sı", devletin ekonomideki düzenleyici gücünün
yok edilmesi, eritilmesi anlamına geliyor.
Türkiye'nin kaynakları yıllardan beri bir diz-
ge (sistem) içinde yağmalanmaktadır. Yağma-
lanmanın toplumsal bataklığından köktendin-
ci akımlar ve etnik kavgalar çıkmaktadır.
Acı olan ve düşündünmesi gerek bir başka ger-
çek de, solda olduğunu söyleyen, partı grup-
larını her gün toplayıp TV önünde demeç ve-
ren sosyal demokrat- demokratik sol partileri-
mizin bu konuda ağızlarını açmak istememe-
leridir. Çocuklarını özel okullarda okutan üc-
retlilerin yaptıkları harcamalarını vergiden düş-
mesi için değişiklik önergesi verecek denli du-
yarlı olanlar, Türkiye'yi bütünüyle ilgilendiren
ve bir yağma olarak karşımıza çıkan "özelleş-
tirmede" tavır belirlemekten kaçınmaktadırlar.
Programlarında özelleştirmeden önce "özerk-
leştirmeyi" savunan ve özelleştirmeye sınır çi-
zenler kendi programlarıyla bile ters düşme
noktasına gelmektedirler.
Işçi sendikaları, Türk-lş ve DİSK gibi emek
kesimi temsilcileri tepkilerini yansıtırken, Reka-
bet Kurulu, "özelleştirme ihalesinin hukukev
geçersiz" olduğuna oybirliğiyle karar verirken
sosyal demokrat CHP'den ses çıkmamaktadır!
KİGEM ve Sayın Mümtaz Soysal partisineters
de düşse karşı çıkmayı sürdürürken, ekonomist-
terimiz, köşe yazartanmız, basınımız tepkileri yah-
sıtırken, CHP'den ses çıkmamaktadır!
Solculuğun, sol söylemcilikle değil, eylemde
somutlaşınca sol olacağı gerçeği artık iyice an-
laşılmaktadır. Sosyal demokrat olduğunu söy-
leyenler bir sınavdan daha geçiyor. Ne yazık kj,
geçemiyor.
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDA.N
SAĞA:
1/ Yeşille lacı-
vert arası
renk. 2/ Os-
manlı Impara-
torluğu sınır-
lan içinde ya-
şayan Müslü-
man olmayan
halka verilen
ad... Bir çeşıt
j i m n a s 11 k
ayakkabısı. 3/
Kırgızistan'ın
para birimi...
Kir. 4/ "Merhemlenn
telef etme tabi-
bim'Yaralarım kabul
etmez - - - benim"
(Seyranı)-. Balık yu-
murtasıyla yapılan bir
tür meze. 5/ Işık akısı 5
birimi... Sipersiz şap- 6
ka. 6/ Amaç, gaye... 7
Uzaklık anlatmakta g
kullanılan söz. II Tüt- n
1
2
3
4
5
6
7
8
9
1 2 3 4 5 6 7
I I II I
I I
4fl-
m
9
kn ı ı1 2 3 4 5 6 7 8
süyle kurutulmuş ol-
dukça sûrümlü olan bir balık. 8/ K.imı dıllerde erkek
cinsten sayılan sözcük... Yapılmış, gerçekleşmiş
iş. 9/ Halk edebiyatında kahramanlık. savaş gibi ko-
nulan işleyen şiir türü.
V UKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Yıpratmak. eskitmek, hırpalamak. 2/ Erimekte bu-
lunan buzun sıcaklığı ile kaynar suyun buhar sıcaklığı
arası seksene bölünerek derecelenmiş olan termomet-
re... Yunan abecesınde bir harf. 3/ Dansta kavalyenin
eşi... " Siimen'": Balennımız. 4/ Bir seslerune ün-
lemi... Özellıkle Meksıka'da yaygın sert bir içkı. 5/
Hayvanlan yakalamak ıçın kurulan tuzak. 6/ Utanç
duyma... Arap erkeklerinin kefiyelerının Ü2erine
bağladıkları, yünden örme kalın çember bağ. II Türk
müzığınde oldukça knrak bir usul... Kadastro hanta-
1an nda parseller topluluğu. 8/ Uğursuzluk... Parola. 9/
Birgemiyı kiralama.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yayınladığı günlük
Bizim Cazete
Ülke sorunlanna ılişkın raporlanyla,
araştırmalarıyla, köşe yazılanyla,
tarafsız haberierıyle sıvıl toplumlann gazetesı.
Duzenli okumak için abone olun. Tel: 0.212. 511 08 75
İLAN T.C.
YUNAK KADASTRO
MAHKEMESİ'NDEN
Sayı: 1996 64 Esas
Davacı Hazıne tarafından davalılar Izzet Dönme-
zer ve 23 arkadaşı aleyhine açılan, Yunak ilçesi, Ye-
şilyayla köyünde kain 101 ada 102 parsel nolu ta- .
şınmazın tapudaki yüzölçümünün "tesbit ve tescil" ,
davasında en son Yunak ilçesi Yeşılyayla kö>ü adre- .•
sinde oturduğu tesbit edilen davalılar Mehmet Gazi
Güngörsün, Sıdıka Dönmezer, Oya Çiçeği Dönme- __
zer, Rüya Dönmezer. Fatma Dönmezer, Şengül, Gü-'
ven, Sevdiye, Sevim, Saime, Turan Özkan, Kazım,.
Ekrem. Servet, Mustafa, Ahmet, Rukıye, Fidan,'
Menekşe, Ayşe. Telli, Huriye Kapaklıkaya adlanna;
duruşma gün ve saati tebliğ edilemediğinden ve tüm
aramalara rağmen de adresleri tesbit edilemediğin-
den ilanen tebligat yapılmasma karar verilmiş ol-
makla; '
Dava dilekçesi yerine kaim olmak üzere iş bu ila-'
nın yayımlanmasından itibaren 7 gün sonra davalı-
lara duruşma gün ve saatinin tebliğ edilmış sayıla-
cağından 25.09.1998 günü saat 09.10'da duruşma-'
ya gelmeleri veya kendilenni bir \ekil ile temsil et-
tirmeleri, aksi takdirde davanın yokluklannda yapı-
lacağı ve hüküm kurulacağı hususu ilanen tebliğ
olunur. 12.08.1998
Basın: 40338 t