Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23 AĞUSTOS 1998 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Ordu'da koyunlannı otlatan iki çocuğu öldüren polisler bir yıldır yargılanamıyor
Ozeltimcilereözel koramaERDOĞAJN ERİŞEN
ORDU- Mesudiye ilçesinın Güneyce
köyünde oturan Turkay Metin hayatta
olsaydı bu yıl lıseye başlayacaktı. Aiie-
siyle birlikte tstanbul'da oturan amca ço-
cuğu Cihan Metin ise liseyi bitirmiş, bel-
ki de üniversitedeydi. Ancak onlar tam
bir yıl önce özel rimciler tarafından te-
rörist diye öldürüldü. Suçlular bir yıldır
yargılanamıyor, devlet ise 10 milyar li-
rahk tazminatı çok buluyor.
Iki çocuk her yıl olduğu gibi ! 997 yı-
lı yazmda da bir araya gelip, Güneyce kö-
yünde dedelerinın hayvanlannı otlata-
rak, çelik-çomak oynayarak, kırlarda ko-
şarak tatillerini geçiriyorlardı...
Takvimler23 Ağustos'u gösterdiğin-
de saat 20.00 sıralannda Güneyce köyü-
nün yanı başındaki karayolunda 3 çocuk
yüriiyordu. Hava yeni yeni kararmaya
başlamıştı ve 14 yaşındaki Turkay, 10
yaşındaki kardeşi ÜJVf. ve amca çocuk-
lan Cihat Metin hayvanlan ahıra çek-
mişler, ellerınde fener ile evlerine dönü-
yorlardı. Bu arada hemen 4-5 metre ile-
riden özel lim araçlannın geçtığinı gör-
düier. Hani o sabahlan evlenne uğraytp
ayranlannı. çaylannı içip kahvaltı yapan
özel timcıler. Araçlardan biri geçıp git-
tı. Ancak ikmcisi görününce kurşun yağ-
murubaşladı...
Bundan sonrasını yanı başında ağabe-
yi ve amca oğlunu kaybeden, kendi ise
şans eseri yaralı olarak kurtulan 11 ya-
şındaki Ü.Vf anlatıvor:
-Hayv anlan anıraçektik..evimizedo-
nüyorduk. Elimizdeei fenerieri vardı. V6-
la yakJaşbğunızda polis arabalannı gör-
dük. Bir şey yapmayacaklannı biliyor-
duk. Hiçbirşeydemedenikinci arabadan
üzerimize ateş etmeve başladılar. Ağa-
beylerim ötmüştü. Benomzumdanyara-
iandını. Annem bue doğru koşmaya baş-
layınea polisler 'Sakınyaklaşmayın,tcrö-
ristler geldi» çatışma >ar' di\erek uzak-
laştırdılar."
Olay ın ortaya çıkmasının ardından ço-
cuklan kurşun yagmuruna tutarak öldü-
ren Özel Tım'de göre\li polis memurla-
n İbrahim Kaya ve Mustafa Çavdar, *ço-
cuklan teröristsandıklannT öne sürdü-
ler. Ancak savcılık ikisini de tutukladı.
Bir gün sonra tutuklamaya itiraz edildi
ve 2 özel timci Memurun Muhakematı
Kanunu'na göre işlem yapılmadığı içın
serbesl bırakıldı.
Aradan geçen bir yıla rağmen Ordu ll
Jdare Kurulu raporu yazılmadığı için sa-
nıkpolisler yargılanamıyor. İki polis ha-
len görevlerinin başında. Metin ailesinin
avukatı Tevfik Karabulut o günleri şöy-
le anlatıvor: "Olay bir talihsizliktir. Ozei
lunmensubu polislereğerenhafıfbir dik-
kat gösterip yüzterini \ol kenanna çevi-
rip baksaJardu çocuklan görmemeleri
için hiçbir sebep vokfu. Zira evlerin ışık-
lan,sokak lambalan. araçlann farlan ve
• Takvimler 23 Ağustos'u
gösterdiğinde saat 20.00
sıralannda Güneyce köyünün
yanı başındaki karayolunda 3
çocuk yüriiyordu. Terörist
sanılarak özel tim polislerinin
kurşunlanna hedef oldular.
Aradan bir yıl geçti, suçlular
hâlâ yargılanamadı. Devlet de
iki çocuğun hayatına karşıhk 10
milyarlık tazminatı çok buldu.
aynca ÖzeJ Tim aracııun üzerindeki dö-
ner aydınlaOcı ışıldak yanmakta olduğu
gibi küçük çocukiann eUerinde de zaten
ei feneri ile far tabir edilen aydınlatıcılar
vardı. C'stetik bu konuda eğitilmesi gere-
ken görevli polis nıemurian, yasadışı ör-
güt üyesi sandıklan küçüklerin eUerinde
fener \e farlarla resmi geçit sey reder gi-
bi kendilerini seyretmeyeceklerini iji bi-
Urdi."
Avukat Karabulut Özel Tim polıslerı-
nın daha sonra olayı örtbas etmeye ça-
lıştıklanna da dikkat çekerek şunlan söy-
lüyor "Işin en acı tarafi bu esnada evle-
rin pencereierindevesokakta buiunan ve
çocuklan da,ofayı da gören bircokinsan
olmasına ve 'Ne yapıyorsunuz. bunlar
çocuk
1
' diye feryat etmeierine ragmen
anşlann devam etmesi u' sonra da yüz-
lerce mermi vücııtlanna isabet eden ço-
cuidaröJünc&olayaterörsüsüvmnekiçin
araçlannın faıiannı kırmalan ve sağa
sola ateş etmeleridir." Çocuklan. kendi-
lerini teröristlerden korumak için gelen
özel timciler tarafmdan öldürülen aile-
lerin acısı yargı süreci başlamadığı için
daha da artıyor. Ailelerin avukatlan ara-
cılığıyla lçişleri Bakanhğf ndan istedık-
leri toplam 10 milyar 200 milyon liralık
tazminat ise kabul edilmiyor.
lçişleri Bakanlıfı EmniyetGenel Mü-
dürlüğü tarafindan Bakan adına Müste-
şar Yardımcısı Osman Aydın imzasıyla
avukat Tevfik Karabulut'a gönderilen
yazıda, "Müvekkilinizebuolay nedeniy-
İeödemeyapılabilmesi için idarenin hiz-
met kusurunun bulunduğuna dairyetki-
B yargı mercilerincetazminata hükmedil-
mesi gerekmektedir. Bu kabil karar bu-
lunmadıkça herhangi bir ödemenin ya-
pılması mümkün değUdir" denildi.
Sanık polisler hakkmda ceza davası-
nın açılmasının yanı sıra tazminat konu-
sunun da peşini bırakmayan avukat Tev-
fik Karabulut bu kez de Trabzon tdare
Mahkemesi'ne başvurdu. Mahkeme ko-
nu ile ılgılı lçişleri Bakanlığı 'nın sav un-
masını istemesi üzerine gönderilen sav un-
mada. Bakanhğın özel tim görevlilenn-
ce öldürülen ıkı çocuk için istenen 10mil-
yar 200 mılyon lirayıçokbulduğubelir-
tildı. Bakan adma 1. Hukuk Müşavırı
Akif Tığ imzasıyla mahkemeye gönde-
rilen yazıda şu görüşlere ver \erıldı.
"... Mevcu! üla\ bölgesinin hassas ol-
duğu bir dönemde, genel kolluk ku\\et-
lcrinin bolgede bu hassasivete uygun ön-
lemleri yürütmeleri sırasında, havanın
uygunsuz olduğu bir ortamda \e tama-
mıvla kazaen olmuştur. Oiaya sebebiyet
veren görevliler hakkında yasal işlemler
deyürütülmüştür. Davaolanntakpettik-
leri maddi ve ö/eüikle mane\i ta/minat
miktarian da çok yüksektir. Ay nca ma-
nevi tazminata faiz tstenmesi de yerinde
değildir. KaJdı ki, da\acılar tdari Vargı-
lama l'sulü Kanunu'nun LVüncü mad-
desi hükmü ile getirilen usul hükümleri-
ne uymadan davalannı ikanıe rtmişler-
dir. Bu nedenle de usul açısından dava-
nın reddi gerekriği kanaadndeyiz."
İ.M. özel timin saldırısından yaralı kurtanldı. Dedesi Eşref Metin de
suçlulann cezalandınJmasını bekliyor. (Fotoğraf: HASAN AYDIN)
Onkoloji servisindeki hüzün, ünlü şairin doğum gününde yerini gülen gözlere bıraktı
ASUMAN
ABACIOĞLU
İZMİR-ÜnlüŞatrOuı
YüceL yaşamında üçün-
cü kez sıradışı birdoğum
günü geçırdı. llk ikisı,
Adana Cezaevi "nde yat-
tığı yıllardaydı. Şaır bu
kez 73. doğum gününü.
tedavi gördüğü Dokuz
Eylül Ünnersıtesi Hastanesi RadyasyonOnkolo-
jisi Anabılim Dalı'nda düzenlenen, aılesı, yakm-
lan, hekimler ve sevenlerinin katıldığı bir tören-
le kutladı.
Akşam saatlerinde hastanenin bomboş koridor-
lanndan sonra ulaşılan Radyasyon Onkolojısi Ana-
bilim Dah'nın bekleme salonu, keman, piyano ve
viyolonselden yayılan mûzikle canlanmış. çeşıtli
yiyecekler ve çiçeklerle bezeruniş, her zamankin-
den bambaşka bir atmosfere bürünmüştü. Ne bu-
rada teda\ ı olan hastalar ne de hüzünlü bir bekle-
yiş içinde olan yakınları, bekleme salonunu hıç bu
halde görmemişti. Salona hâlum olan heyecanlı te-
laşa, çok sayıdaki medya ve basın mensubunun ka-
meralanndanpatlayanflaşlardaekleniyordu. Bu-
gün olağanüstü bir gündü. çünkü Türkiye'nin ye-
tıştırdığı en önemli şairlerden Can Yücel. 73. do-
ğum gündnü kutluyordu.
Radyasyon Onkolojisı Anabilım Dah'nın çalı-
şanlan dabölümün kuruluşunun 7. yıldönümünü
kutluyorlardı aynı zamanda. Ancak Can Yücel. asıl
ilgi odağıydı. Şair. se\ enlerinin kutlamalannı, has-
talığına karşın tüm nezaketı ve alçakgönüllülüğü
ile kabul ederken gösterilen ilgiden oldukça mut-
luydu. Can Yücel, bu doğum gününün sıradışı ol-
» T
. l f l
duğunu belırtıyor ama hüznünü saklamaya gerek
duymadan "Keşke böylekutlanmasaydı" diyordu.
Yine de hastalıklar ile "eğlenerek miicadeie et-
mek gerektiğini" söyleyerek umut dolu olduğunu
\ urguladı. Yaşama ihşkin düşüncelennı ise "Ya-
şam, insana çok uzun ve bitmeyecekmiş gibi geli-
yor ama sonra tökezliyorsun. Ben de kansere çat-
rım ve tökezJedim" sözlenyle dile getırdi.
Eşı Güler Yücel, Can Yücel'in hastalığından
sonra yaşama bakışının değiştiğmı, heyecanlan-
nın, değerölçülerının farklılaştığını anlattı. Eski-
den kendısıni heyecanlandıran olaylan artık önem-
li bulmuyordu. "Herşej bitiyBr
<
'dıvordu. Ölüm
ise hiçbir şeyebenzemıyordu. Bırvandanbırşey-
ler alıp götürü>or, diğer yandan da bir şeyler ka-
zandınyordu insana.
Can Yücel'in kızı Güzel YüceL zor bir dönem
geçirdiklerini belirterek "Bu öyle bir hastabk ki
u/un bir koşu gıbL Tedavı oluyorıydeşıyor, ama hep
birMKnniezlikvar" diyordu. En çok, babasınınte-|
dav 1yı kabul ettiği gün sevindiklerini, çûrfkü baş
1
'
langıçta reddettiğini kaydeden Güzel Yücel, ba-
basının hastahğıyla birlikte yaşamı sorguladığını
ve yaşama daha farklı bir gözle bakmaya başladı-
ğını vurguluyordu "Ötekitarafagitmekçokkolay
esasında ama dayanmak çok daha zor* diyordu.
Ona göre. "Yaşamak, ama adam gibiyasamak, me-
tin olmayı gerektiriyor". İnsanın, tek başına pek
bir şey yapamayacağını söy lüyordu.
Aılenın, insan ılişkilerinin çok önemli olduğu-
nu daha iyı anladığını, bu zor zamanlarda "ûısan
olmayı daha çok hissettiğini" belirterek şusözler-
le yaşama bakışını özetledi: "Hiçumudukaybet-
memek lazun. Böyie de »üze! bir şey yaşamak, her
şeyiyle güzel, onun için tadını çıkarms>k lazım
yaşamın."
HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TAJVER KJŞLALI
Zap'tan Şırnak'a Uzanan Işık
6O'lı yılların ortalannday-
dı.
DP'nin baskı dönemi ge-
ride kalmıştı. 27 Mayıs son-
rasının özgürlükçü ortamının
gençleriumutluydu. Idealist-
ti. Yurt ve insan sevgisi do-
luydu.
Halkla aralanndaki uçu-
rumları kapatmak gereğini
duyuyordu. Kendi halkıyla
bütünleşmek istiyordu.
Ve ODTÜ'lü mühendislik-
mimarlık öğrencileri bir ara-
ya geldiler. Kafa kafaya ver-
diler. Türkiye'nin en geri kal-
mış bir yöresindeki, en önem-
li sorunlardan birisini çözme
kararı aldılar.
Geçilmez diye bilinen Zap
suyunun üzerine sicimden
bir köprü yapacaklardı.
Mete Akyol, o dönemin
en popülergazetecilerinden-
di. Tasını tarağını toplayıp
gençlerin kafilesine katıldı.
Onlarla birlikte yattı kalktı.
Bir düşün gerçekleşmesini
adım adım yaşadı. Ve yaşa-
dıklannı Milliyet'te bir dizi ola-
rak yazdı.
Başlangıçta köylülerin na-
sıl bu bir avuç genci ciddiye
almadıklarını.. Hafiften alay-
cı alaycı baktıklarını.. Ama
her geçen gün bu yaklaşı-
mın nasıl değiştiğini.. Kü-
çümsemenin yerini nasıl say-
gı ve sevginın aldığını.. Taşı-
nan yiyecekleri, armağanla-
n.. Yardım için sıvanan kol-
lan..
Ve de bir mutluluğun na-
sıl insanları bütünleştirdiğı-
ni..
•••
Siirt.. Mardin.. Adıyaman..
Şırnak.. Urfa.. Diyarbakır..
Batman..
Birkaç hafta önce bu kö-
şede duyurduğum bir "cüret-
li" düş, adım adım gerçekle-
şiyor. Gürer Aykal ve Bilkent
Orkestrası bir uçurumun na-
sıl aşılacağını gösteriyorlar.
Yerel müzikle çoksesli mü-
zik.. Ulusal ileevrensel.. Bü-
yük kentin insanı ile taşranın
insanı..
Buluşuyorlar, kucaklaşı-
yorlar, arafartnda bir sevgi
koprüsü oJuşturuyorlar. Ya-
bânctlaşmayı yeniyorlar..
Anadolu'nun en uzak, en yok-
sul yörelerinde bile binlerce
insan alanlarda toplanıyor.
Görmek, dinlemek, anla-
mak ve sevmek için.
Ama bazı TV'lerde kısa
görüntüler.. Bazı gazetelerde
birkaç izlenim.. Hepsi bu!
Aralarında bir Mete Akyol
yok. Bir Mete Akyol'a görev
ve destek veren bir Abdi
ipekçi yok.. Bu heyecan ve
umutverici "uzunyürüyüşü"
halkın içinde yaşayacak ve de
yaşatacak!..
Bir zamanlar Köy Enstitü-
lü çocukiarın Shakespeare
oynamalarının.. Müzikte ulu-
sal ile evrensel bütünleşme-
sini özümseyebilmelerinin ar-
kasındaki süreci yakalaya-
cak ve okuıianna anlatacak)..
Yaşanan bir olay paylaşıl-
dıkça büyür. Büyüdükçede.
hem onu yaşamış olanları
daha çok etkiler, hem de ya-
şamamış olanları yaşamaya
ve de yaşatmaya özendırır.
•••
ÇYDD ıki ytldır Şırnak
Idil'de ve Hakkâri'de eğitim
ağırlıklı projeleri başarı ile yü-
rütüyor. Ve bu gönüllüler or-
dusu, zaman zaman da yurt
ve insan severliği görev aş-
kına dönüştürmüş kayma-
kamlara rastlıyor.
Bu gibi yörelerde kız-er-
kek tüm gençlerin kayma-
kam olmak istediklerine..
okumak ve ülkeye yararlı ol-
mak istediklerine.. çabaları-
nın ve başarılarının arttığına
tanık oluyorlar.
Mutlu cluyorlar...
Ama bir de ne görsünler!
Daha geçen yıl Kağızman'a
atanmış olan, bu çok başa-
rılı kaymakamlardan Süley-
man Erdoğan, apar topar
Doğu Beyazıt'a postalan-
makta.. Niçin? Bazı millet-
vekilleri bu başanların "ken-
dilerini gölgelediği"ne inan-
dıklan için..
Kağızman halkı üzgün»,
ÇYDD Genel Başkanı Prof.
Türkan Saylan ve ÇYDP
Kırsal Kalkınma Koordınatö-
rü Doç. Ayşe Yüksel tepki
içinde.. Bir ANAP Kars mil-
letvekili ise onlara gözdağı
veriyor.
- Siz bu işlere karışmayın!
Kaymakamın geleceğiyle oy-
namış oluyorsunuz..
Mülkiye'den sınıf arkada-
şımız Kutlu Aktaş şimdı lçiş-
leri Bakanı.. Yıllarca kayma-
kamlık ve valılık yaptı. Bu
utanç verici duaım karşısın-
da acaba nasıl bir tavır takı-
nacak?
• • •
Zap gönüllüJeri., Bilkent
sanatçılârı.. ÇYDDsavaşçı-
ları.. Hizmet aşkıyla gözleri
parlayan genç kamu görev-
iileri.. Güzellikleri duyurmak,
aynı heyecanı başkalarına
da aşılamak için çırpınan ga-
zeteciler..
Ve de demokrasi katili..
kendi kişisel çıkarlannın bir
adım ötesini göremeyen ba-
zı sıyasetçiler.
Bu sonuncular yenilme-
dikçe, Türkiye'nin esenliğe
çıkmasına olanak yoktur.
Güzeli her yerde destekle-
meli.. çirkinle de her yerde sa-
vaşmalıyız.
İHL MÜDÜRÜNE SERT UYARI
Harem-selamlık
uygulamasına
askerden tepki
BASRİ ATLLGANER
BANDIRMA-Bandırrna
Garnızon \ e 6. Ana Jet Os-
sü Komutanı Tuğgeneral
Hindal Çekiç, Bandırma
Imam-Hatip Lisesi'nde
(İHL) kız ve erkek öğren-
cilerin, bina yetersızliği ile-
ri sürülerek ayn binalarda
öğrenim görmelerine sert
tepki gösterdi.
b'ygulamaya son veril-
mesini isteyen Ce
kiç. bu
uygulama devam ettıkçe
Milli Güvenlik dersine bu
yıl da öğretmen gönderme-
yeceğini bildirdi.
Bir yıl kadar önce Ban-
dırma'ya atanan Tuğgene-
ral Hindal Çekıç. ilçedekı
imam-hatip lisesinde RE-
FAHYOL hükümeti döne-
minde başlayan haremlik-
selamlık uygulamasına yö-
nelik tepkisini ilçe kayma-
kamlığındaki bir törende
gündeme getirdi.
Bandırma Kaymakamı
MehmetÇapraz. 6. Ana Jet
Üssü mensuplan ve eşleri-
nın, şehirdekı okullara ya-
kacak, yoksul öğrenciiere
ve yurttaşlara da yiyecek-gi -
yecek yardımı yapması do-
layısıyla Tuğgeneral Çe-
kiç'e kaymakamlıkta yapı-
lan törende bir plaket ver-
di.
Cekiç, burada yaptığı ko-
luşmada İHLdeki harem-
ik-selamlık ve türban uy-
julamasına tepki gösterdi.
ruggeneral Hindal Çekiç
ıöyle konuştu:
"İmam-hatip lisesi mii-
düriimü/ de burada mu bil-
nüyorum. .\ncak benim söy-
lemek istediğim bir şey var.
Lürfen şu imam-hatip lise-
sinde kız Öfrencilerin ba-
şörtülü olarak ayn bir bina-
da. erkek öğrencilerin ise
ayn bir binada öğrenim yap-
ma uy gulamasma artık son
verilmesini diliyorum. Ben
geride bıraknğımız dersdö-
neminde bu okula bu ne-
denle subay öğretmen gön-
dermedim. Bu, ûlkemiz ve
Bandırmamız gerçeklerine
uymuyor."
Çekiç. kız öğrencilerin
okulda türban giymelennin
zorunlu olmayacağını. me-
deni birülkedeburöranla-
yışlann terk edilmesı ge-
rektiğini söyledi. Eğitimın.
Türkiye'nin laik ve demok-
rarik kanunlanna göre ya-
pılmasının zorunlu olduğu-
nu da kaydeden Çekiç şöy-
le devam etti:
"Bakınız,ben herşeyidü-
rüstveaçıkaçık.dobra dob-
ra söylüyorunı. İmam-harip
lisesinin bu konumu siir-
düğü müddetçe bu okula
öğretmen subay gönder-
meyeceğûnr
Garnizon Komutanı "nın
bu uyansını dikkatle din-
leyen ılçe yöneticilen ses-
siz kaldılar. Bandırma İHL
yöneticileri ise tüfban
konusunda herhangi bir zor-
lama olmadığını, ancak kız
öğrencilerin kendi istek-
leriyle okula rürbanla gel-
diklerini öne sgrdüler.
Şimdi tüm Arçelikler,
sıfır vade farkından
başlayan ve 24 aya
varan cazip
seçeneklerle!
İşte dilediğiniz
Arçelik ürününü
kendinize uygun
koşullarla almanız
îçin bulunmaz fırsatî
AVUKFAİZOMM
VEHM ÜArtL fdHAİ FAİZ