24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı Orhan Erinç • Genel Ya\ın K.oordınatoru HikmetÇe- tinkava 9 Yazıışlen Müduru İbrahim Yıldız # Sonımlu Mudür Fikret ilkiz 9 Haber Merkezı Müduru Hakan Kara • Görsel Yonetmen- Fikret Eser Dı$ Haberler Şinasi Danışoğlu A Istıhbarat Cengjz \ ıldırım • Ekonomı Mehmet Saraç 9 Kultür Handan Şenköken 9 Spor \bdiilkadir V ücetman 9 Makaleler Sami Karaörcıı 9 Duzeltme Abduflah V azıcı 9 Fütograf Erdoğan Köseoğlu 9 Bılgi-Belge Edite Buğra 9 Yurt Haberlen Mehmet Faraç Ya\ın Kurulu llhan Selçuk (Ba>kanı. Orhan Erinç, Oktat Kurtböke. Hikınet Çetinka>a. Şükran Soner. Ergun Bakı, Ibrahim Yıldız. Orhan Bursalı. Mustafa Balbav Hakan Kara. AnkaraTemsılcısi: Mustafa Balbav Ataturk Bulvan No 125, Kar4, Bakanlıklar-A.nkara Tel: 4195020 (7 hat). Faks 4195027 9 İzmır Tem>ılciM Serdar Kızık, H Zıya Blv 1352 S 2 3Tel 4411220. Faks:44191179Adana Temsılcısı Çetin Yiğenoğiu. lnönüCd 119S.No 1 Kat 1, Tel 363 12 ll.Faks. 363 12 15 Muessese Müduru Üst<» * k m e n • Koordınator Ahmet M>n< l s i n • Muhasebe Bûfent \eoo-#I l d a r e Hûse>in Gürer»lşletme ÖnderCeök • Bılgı- t>lem Naîl İnal • Bılf-a™ S ı s t e m Müribrt Çüer»San, MEDVA C: • Yonetım Kuf Başkanı - Uenel Mudur Gul Erduran # Koordınalor Rı Işıtman # Genel Mudur Yardunc SevdaÇoban Tel 514 (T 5 5139580-513 8460-61.Faks 513* Ya\ımlatan *e Basan: Venj Gun Haber Aîansı. Basın ve Va\jnctlık A S Turkocağ'ı Cad 39 41 Cagaloğlu 34334 Ist PK 246 Istanbul Tel (0 212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0 212) 513 85 «5 23 AĞUSTOS 1998 İmsak: 4.39 Güneş:6.14 Ögle: 13.14 Jkindi: 16.58 Akşam: 20.00 Yatsı: 21.29 www.cumhurivet.com Silivri'nin caddeleri yenileniyor • İstanbul Haber Servisi - Silivri'de ana \e iç yollar temmuz ayından bu yana asfaltlanıyor. Silivri Belediyesi'nin üç etapta gerçekleştireceği çalışmalann 1. etap kısmı için 4 bin 792 ton asfalt kullanıldı. 2. etap çalışmalannın halen sürdüğünü söyleyen Silivri Belediye Başkanı Selami Değirmenci "Çamursuz, çukursuz, modern bir Silivri yaratmak için kısıtlı imkânlanmızı zorluyonız" dedi. 'Hepimiz Bergamahyız' • İstanbul Haber Servisi- "Bergama'da Dünya Gençlen Buluşuyor Tertip Konıitesi" üyeleri, Bergamalılann Eurogold'a karşı mücalelerine destek amacıyla Kadıköy'de eylem yaptı. Kadıköy Iskele Meydanı'nda toplanan komite üyeleri yaptıklan basın açıklamasında, Bergamalılann Eurogold'a karşı 9 yıldan beri verdikleri mücadeleye destek olduklannı belırttiler. Grup açıklamanın ardından "Heryer Bergama. hepimiz Bergamahyız" sloganı atarak^dağıldı. Alan kodları değişen iller • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Karabük, Kılıs ve Osmanıye illerinin alan kod numaralan değıştinldi. Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketi'nden yapılan yazılı açıklamada, yeni numaralama planına geçıldikten sonra, Karabük'e 370, Kilis'e 348. Osmaniye'ye ise 328 alan kodu numaralannın verildiği kaydedildı. Açıklamaya göre bu iller yanndan itibaren yeni alan kodu ile aranabilecek. Eski ve yeni alan kodlan 3 ay süreyle paralel çalışacak. Ormanlarımızın değeri • ANKARA (ANKA)- Orman Bakanı Ersin Taranoğlu, Türkiye'deki ormanlarda bulunan dikili servetın 14 katrilyon lira (181 jnilyar dolardan fazla) olduğunu bıldirdi. Orman Bakanı Taranoğlu. FP Karaman mılletvekili Zeki Onal'ın yazılı soru önergesinı yanıtlarken, Türkiye'de halen 19 bin 62 orman köyü bulunduğunu belirttı. Türkiye'de 8.8 milyon orman köylüsü jaşadığını aktaran Taranoğlu, "Orrnan köylüleri, kırsal kesimde yaşayan vatandaşlann altında bir yaşam standardı sürmektedir. orman kövlülerinin kalkındınlmalan için kurulan kalkınma fonundan ise 1920 aile yararlanmaktadır" dedi. Kitap seçim siipesi uzatıldı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- tlköğretım kurumlannda 1998-1999 öğretim yılında okutuiacak ders kitaplannın seçim süresi Milli Eğitim Bakanlığı'nca 3 Eylül'e kadar uzatıldı. Kitap seçıminin daha önce 31 Ağustos'a kadar yapılması öngörülmüşrü. Genelgeye göre okul ycnetimleri, seçımi yapıhn ders Ititaplan listesinı en geç 4 Eyliil'deilar edecek. OnaöğretırTi kurumlannda 31 \ğustos'ı kadar olan ders kitabı seçımi süresinde ise değişiklik yapılmadı. tetanbul'da sis • İstanbul Haber Servisi - İstenbul Bojazı ve çevresinde din sabah oluşan sıs mdeniyle vapur seferleri aksıdı. Sisin ı)93O'da da£lmasıyla >ef;rler nornale dönerken yogun sıs nedeniyle engelletıen tansit geçişlere deıynı saatierde çift yönlü olarak izin \erildi. Prof. Ersin Onay, Doğu ve Güneydoğu konserlerini 45 bine yakm kişinin izlediğini söyledi 'Amacınnz dayanışmayı saglamak'SELAHATTİN ŞAHİN NEVŞEHİR - Bilkent Cniversıtesi Müzik ve Sahne Sanatlan Fakültesı Dekanı Prof. Ersin Onay. Doğu ve Gü- neydoğu'da verdikleri konserleri 45 bı- ne yakm insanın izlediğini, bunun gu- rur verici bir rakam olduğunu söyledi. Bölgeye bir şeyler kazandırmanm ön- celıkle bir insanlık görevi olduğunu kaydeden Onay, "Güneydoğu ve Doğu insanı aç. bu insanlar senfonhi neyap- sın. diyoriar. Bu sanah Anadolu'ya aça- rak, üzerimize düşen görevi her türlü güçtüğerağmenyapıyoruz. Diğerinsan- lar da kendi üzerlerine düşeni yapar- larsa ortada birçok mesele kendiliğin- den çözümlenir" dedi. Nevşehir'in Avanos ilçesınde bulu- nan Zelve Açıkhava Müzesı'nde ger- çekleştirilen Bilkent Ünıversıtesi sen- foni konserinin organizasyonunu da üstlenen Prof. Ersin Onay, gazetecıle- nn Anadolu Müzık Festivali ile ilgılı sorulannı yanıtladı. Onay. 10 Ağustos tanhinde başladıklan senfoni konser- lerini Sıırt, Batman, Mardin, Şırnak. Şanlıurfa. Kahramanmaraş, Gazıan- tep ve Adjyaman'da 45 bine yakm ki- şının izlediğini söyledi. Evrensel birde- ğer olarak kabul ettıkleri müziğin sa- dece büyük kent toplumlarınm yarar- landığı bir olgu olmadığını Anado- lu'yagöstermeyi amaçladıklannı kay- deden Onay şöyle konuştu: "Biz kimselere bizi zorla izleyin de- miyüruz. Anadolu insanı kendisine bir şevk-rin sunulmasını isthor. daha son- ra tepkisini gösternor. Beğcniyor veya beğenmi>or. bu öncmli dcğil. Bizler ke- sinliklebirorganizatördeğiliz, bir üriin de pazariıvor değiliz. Bundan geür bek- lentimi/ de vok. Bu bir müzik türünii aşılamakiçin degitınedik,oniarada hiç- bir şekilde zorla "Benı dınleyeceksın" demedik. Anıa bir bakıvorsunuz, tut- • Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatlan Fakültesi Dekanı Prof. Ersin Onay. "Biz özellikle Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerine giderken bir hesaplaşmanın içerisinde olmadık; ilgi görmek veya görmemek için de gitmedik. Biz değerli ve güzel bulduğumuz bazı değerleri AnadoJu insanımızla paylaşmak istedik" diyor. muşlartam konser veriliyor. bir çocuk kulaklannı kapatmtj konserbii\or. Va- hu arkadaş, dinlemeyeceksen konser- de işin ne." Müzığın;toplumdabütünleşmenm, birlik ve beraberlik inancının sağlan- masının en etkın araçlanndan biri ol- duğunu anlatan Prof. Ersin Onay, Do- ğu ve Güneydoğu'dayaşayan ınsanla- rın > ıllardır bu tür etkinliklerden ade- ta soyutlandıklannı ılen sürdü. Onay şöyle devam etti: •'Bizim görevimiz sadece 3-5 çalgıcı yetiştirmekdeğiLToplumda birlik v«da- yanışma> ı göstermek, Evrensel değer- leıi kendi değerlerimizle birleştirip top- luma sunmak. Biz özellikle Güne>do- ğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgele- rine giderken, bir hesaplaşmanın içe- risinde olmadık, ilgi görmek veya gör- memek için de gitmedik. Üzerine basa basa söyiemek istiyonım ki. biz değer- li ve güzel bulduğumuz bazı değerleri Anadolu insanımızla pavlaşmakistedik." Onay. kendılerını eleştırenleri ya- nıtlarken de şöyle konuştu: *Herşeydeölüınü,severken bileölü- mü empoze eden, çocuğumuzu, genç- lerimizi velhasıl toplumun tüm kcsim- leruıi kaderciliğe, bedbahtlığa. urnut- suzluğa, yalnızlığa iten müzik türieri- ni yapan sanatçüarut kasetleri elden ele dolaşıyor. Kimse çıkıp da' Yahu ar- kadaş sizler ne yapıyorsunuz' demi- yor. Bize 'Güneydoğu ve Doğu insanı aç. bu insanlar senfonıyi ne yapsın" di- yoriar. Biz sanatcıvız. Bu sanatı Ana- dolu'va açarak. büyük kentlerde uğra- şılan bir modelolmaktançıkartarak üze- rimize düşen görevi her türlü güçlüğe rağmen yapıyoruz. Bir sanatçı olarak görevimizi vaptık. Diğerleri de Doğu veGüneydoğu Anadolu'ya gelsin. ken- di iınkânları doğrultusunda fabrika- lar yapsın. okullar yapsın. gençlerimi- ze ve işsiz insanlara ekmek kapısı aç- sın." Konserler başlamadan önce, yakm dostlanndan bile Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine gıtmemeleri kı nusunda telkınler aldığını ifade edc Prof. Onay bu konudaki uyanları da şö; leaktardı: "'Çok tehlikeli' dediler. 'Terör vaı gidip de gelemezsin' dediler. Biz Tüı kiye'ye ve dünyaya şu gerçeği haykıı dık- Türkiye'de "gıtme' denen jeredî hi gidin, keza güvenliktesiniz. En ufa bir olay ile bile karşılaşmadık. Zama zaman yolumuzu kestiler, ama sanaı sever insanımız kesti, bize sorular soı dular,bizlerdecevapladık. ama sorduk lan bir soru vardı ki onu cevaplav ama dık. öyle sanıvorunı bugün bizleri eleş tirenler bile cevaplavamazlar. Bize in sanımız "Neden daha önce gelmedı nız' diye soruyor. Ama yakın dostlan mız bizi bu programdan vazgeçirmeyı çalıştılar. Hatta haberler vapıldı. Biı konser vermeden önce 'Batman"ı ak repler bastı' denildi. O akreplerden bi- zün faküttede var." Depresyon Kullanılan ilaçlar iktidarsız yapıyor İstanbul Haber Servisi - Depresyonun tedavisinde kullanılan bazı ilaçlann iktıdarsızlığa neden olduğu öne sürüldü. Texas Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Robert Hirschfeld, etken maddesi 'Fluoxetin' olan depresyon ılaçlan ile tedavi edilen hastalann yüzde 75'inde cınsel fonksiyon bozukluklan oluştuğunu belirtti. Depresyonun da aralannda bulunduğu bazı psikolojik rahatsızlıklann iktidarsızlığa yol açtığı • pek çok uzman tarafından kabul ediliyordu. Nice'teki Biyolojik Psikiyatrik 6. Dünya Kongresi'ne katılan Prof. Robert Hirschfeld, depresyon tedavisinde kullanılan ilaçlann iktidarsızlığa yol açtığının yıllardır gözardı edildiğinı belirtti. Iktidarsızlığa yol açan depresyonu tedav ı etmek için kullanılan ilaçlann libıdoyu azalttığını savunan Hirschfeld, "Kadınlarda en sık görülen sorun. hiç orgazm olamanıak; erkeklerde ise cüısel istek kaybından ereksiyon olmama>a kadar çeşitli sorunlar gelişebiliyor" dedi. MayoClınic'ten Prof. Dr. EUiot Rkhelson da. hekimlen ilaç seçiminde dikkatlı olmaya çağırdı. CilcUmiz ızm (tynasıÇeviri Servisi - Sağhklı bir deri, günde 50 bin t'arklı kimyasal zehrin, mantarlann. bakteri ve virüsün vücudumuza girmesini engelliyor. Bu koruma görevi yanı sıra rengiyle, döküntüleriyle ya da kabarcıklar ve sivikeler voluyla bedenimiz içinde bir takım şe\ierin yolunda gitmediği rnesajını da veren bir yapıva sahip. Örneğin sararmış bir cilt, karaciğer ve dalak rahatsızlıklanna işaret ederken, kahverengimsi bir ton aldığinda öncelikle hormon yetersizliklerinin sinyalini veriyor. Kuru >e kepeklenen deri çoğu kez tiroid bezlerine, şişmiş gözkapaklan ve yüz ise ödem ve böbrek rahatsızlıklanna dikkat çekivor. Derinin tüm bu işlevlerini yerine getirebilmesi ise her şe>den önce sağlıklı ve bakımlı olmasına bağlı. Gün geçtikçe daha fazla insanın cilt-deri rahatsızlıkJanna A vakalanmalannın öncelikli sebepleri arasında ise bozulan cev re ve beslenme ff-. düzeni geliyor. Zaman zaman yarardan çok zaran olan krem. sabun ve benzeri kozmetik ürünleriyle, yenilen kimvasal katkı maddeleri dolu gıdalarla yıpratılan ve zavıflatılan deri, günde 50 bin kadar kirrrvasal zehredirenmekzorunda kaldığında. bunu tam anlamıvla başaramıyor ve alerjilerie döküntüler başgösteriyor. Son vıllarda vapılan araştırmalar insan vücudunu dışanya karşı koruvan derinin, bedenden bağımsız kendi özgün bağişıkhk sistemine sahip olduğunu ürtaya koydu. Bu sistem. derinin dakikada karşılaştığı milyonlarca bakteri, virüs ve mantar türünü, damarlardan ve lenfbezlerinden aldığı salgı vardımıvla bloke edip zararsız hale getiriyor. Bu etkileşim derinin sağlıksız olduğu durumlarda kesiliyor ve kendini savunamayan deri hastalanıyor. Derinin sağlıklı ve bakımlı tutulması için yapılabilecekler arasında ise öncelikle temizlik. sebze ve vitamin ağırlıkJı dengeli bir beslenmevle uyku düzeni, güneş ışığı ve bol miktarda (günde yaklaşık 2.5 litre) sıvı alınması geliyor. l /nıanlar aynca stıvsten uzak kalmanın da cildi pürüzsüz ve pınl pırıl kılacağım söylüyoriar. Bu doğal koruvucu yöntemlerin yanı sıra masajlar da kan dolaşımını hızlandırdığmdan derinin korunmasına yardımcı yöntemler arasında sayılıvor. Altı çizilen bir uyan da alkol ve nikotinin cildin baş düşmanianndan olduklan. Uzmanlar belirli metallerde, ilaçlarda ya da yiyecek maddelerinde ortava çıkan alerjilere son verebilmenin yolunun alerjiyi yapan maddelerden uzak durmaktan geçtiğinu bu tür döküntülerde deri ilaç ve merhemlerinin çözüm olamavacağını ifade ediyorlar. Akne gibi cilt rahatsıziıklannda hastanın doktora başvurması öneriliyor. Akne tedavisinde etkili yöntemler arasında klasik A vitamini, antibiyotik ve hormon preparat terapileri olduğu, çeşitli doğal krem ve yeni tedavi yöntemlerinin de fav da sağladıği belirtilivor. Ucaklar boş geliyor Rusya krizini turizmciler farklı yorumladıANTALYA(AA)-Rus- ya'dakı ekonomik knzın türk turızmine etkıleri konusunda farklı görüş- lerortaya atıldı. Krız ne- deniyle Türkiye'deki tu- rizm sektörünün yüzde 14'ünükapsayan Ruspa- zan hakkında. turızmcı- ler farklı yorumlarda bu- lunuyor. Krizin Türk turizmi- ne etkisinin yadsınama- yacağını belirten TÜR- SAB Genel Başkanı Tal- ha Çamaş, kısa vadede bu olumsuzluğun atlatı- lacağını belirtti. Devalü- asyon ve moratoryumun ılan edilmesınden bu ya- na, Rusya'dan Türkıye'ye gelen uçakların boş ol- duğunu belirten Çamaş, Rusya'dakı Türk acente- lerinin. krızi daha önce tahmın edıp, alınabıle- cek önlemlen de aldıkla- nnı söyledi. Çamaş, bu- gün itibanyla Türkıye'ye gelen Rus turistlerde ye- nidenbırcanlanma oldu- ğunu belirtti. Rusya'daki mali krı- zin, dünyadaki pek çok ülkeyi de etkileyeceğmı belirten Çamaş, ttalya ve Fransa gibı ekonomik du- rumu lyi olan ülkelenn, Rus turizmindeki pazar payının. Türkiye'ye kaya- bileceğinı savundu. De\ alüasyon nedeniy- le rublenin alım gücünün yüzde 34 düştüğünü kay- deden Çamaş, şöyle de- vam etti: "Rusya'daki ekonomik kriz nedeniy- kahmgücü düşenortage- lirlituristin sevahatprog- ramında birçok iptaller olmuştur. Ancak iyi ge- lirli turisrJerin 1 ürkive've gelmeolasılığı da artmış- nr. Türkive'deki fivatla- nn. İtaha ve Fransa gibi ülkekrden daha ucuz ol- ması, alım gücü düşen Rus turisti, orta vadede Türkiye'ye çekecektir." Çamaş. Rusya'daki tu- rızm acentelerınin. krizi daha önceden tahmin et- tiklennı söyleyerek. bu konuda alınabilecek ön- lemlerin alındığın'ı kay- detti. Çamaş, "Türk tu- rizm yatınmcBi zaranm orta vadede kapatacaknr. Ancak bu kriz, diğer ül- kelerde olsaydı, örneğin Almanva'da, sonuç tu- rizm için bir yıkım olur- du"dedi. Rus tunzm pazarı ile çalışan Kalmka Turizm Yönetim Kurulu Başka- nı Yılmaz Dikbaş ise kn- zın Rusya'daki turizm acentelerinı olumsuz yönde etkilediğinı belir- terek. "Kriz Rusya'daki turizm acentelerinı felç etti" dedi. Dikbaş. moratoryum nedeni> le çok sayıda Rus acentesının, Türk acente ve otellenne ödeme yap- mayacaklannı söyleye- rek. Türk acentelerınin de rezervasyonların ıp- tal edılmesi. paralannı alamamaları ve batan bankalardaki paralannı kullanamamalan yüzün- den kötü durumda olduk- lannı belirtti. IŞILÖZGENTÜRK GünJerden pazar. Bulunduğu- muz yanküreye sonbahar ışığı çoktan düştü. Her yerde sonba- hann baştan çıkancı dinginlıği. Deniz kıyısında oturmuş, sabah erken saatierde attığımız çıngene ağına takılan dil balıklannı a> ık- lıyoruz. Balığımız pek bol. iki kova dolusu. Ev sahibinın boxer cinsi ıki köpeği Aşur'la, Dayı sereserpe uzanmış, güneşin tadını çıkanyorlar. Biz de. Yedi kişıyız. Kimse- nın canı cıddi şeylerden konuşmak istemiyor. Ülkeyi yeterince kur- tardık. tçimizdenbiri "Yahuunutturmaym",dıyor. "Bugün Refık'e te- lefon edeceğim''. "Hangi Refık'e" diye hep bir ağızdan soru\o- ruz. "Şair Refik'e mi, mevhaneci Refik'e mi"? O. "Milli kahra- man Refik'e" dıyor. "Birzamanlar oyunlarından birine müzik yap- mıştun, belki bunu hatırlayıp bir iyilik yapar, şu Viagra işini. daha bir detaj iı anlatır". Hep birlikte bıyık altından gülümseyip "O konu artık bayatia- dı". diyoruz. Kendinden çok emin yanıtlıyor: "Dümada bavadamavacak tek konu budurP Balıkla uğraşanlardan biri "Hepimize >nh olsun". diyor. "He- pimiz yutruk. En kahraman Türk'te belli ki. işler kesat, detay fi- lan beklemeyin. .Arkadaş bu ilaç bövle tanıtılma/.' Bu iş için regl günlerini, kullandığı doğum kontrol vöntemlerini korkusuzca ifşa eden kadın yazariardan birini görevlendirmeleri gerekiyordu. Ka- dın, sevgilisine önce Viagra içirecek, sonra... Sonra siz göriin ilaç- taki patlamay L" Bu sözler yedı kişılik gruptaki ben dahil üç bayanın ağınna gı- diyor. En dobra olanı söze kanşıyor: "Geyik meyik derken, bakıvorum hepinizin aklı fikri Viagra'da. Adamın yerinde ohnak için içiniz gidiyor. Yalan mı?"' Erkeklerin hıçbin yalanlamıyor. Hep bir ağızdan "Evet". dnor- lar. "Bize çağa uyum sağlaym, diyoriar biz de uj um sağlamaya ça- lışıyoruz. Bundan böyle cebimizde üç şey hiç eksik olmayacak. Cep refefonu, Vlagra ve prezervatif." Birden. "Bu fevkalade bir fikir! Bu olağanüstü bir slogan!" di- ye grubumuzun acar reklamcısı kendini adeta parçalamaya baş- İıyor: "Çağdaş erkeğin değişmez üç nesnesi: Magra, cep telefonu ve pre- zervatif! Baba Bunuel' in film adlanna benzediv se de çok parlak bir buluş bu! Yahu o filnıin adı ne>di? Ha, evet, Ârzunun O Değiş- mez Nesnesi." "O filmin adı öyle değü". diye bir başkası söze kanşıyor. "Dog- Viagna'dan önce V\agmy dansonm nısu şu, Arzunun O Belirsiz Nesnesi'. Çok güzel bir fılmdi. Yaşh bir adamın genç bir kadına duyduğu cinsel tutkuyu anlatıyordu. Adam sürekli kıziasevişmek isüyor. ama bir türlü başaramryordu..." Bayanlardan biri "İştetam Viagra'lıkbirdurum". diye sözegi- riyor. "Bunuel birazdaha yaşayıp Viagra'nın yarattığı çılgınlığı gör- seydi, herhalde o filmi yapmazdı." Bu sözlere gruptan itirazlaryükseliyor. "Özellikle yapardı. Aynca o filmde anlablan cinsel iktidar de- ğikli. Erkek egemen bir toplumda erkeğin düştüğü durunıla alay ediyordu." "Zaten, Bunue! hırslanmızın, tutkulanmızın gülünçlüğünü, saç- malığını bize göstermek için yaptı bütün o filmlerini." "Kendinin de az cinsel sapması. tutkusu voktu. En çok kendiy- le dalga geçti." Bunuel'in fılmleri üstüne ya- pılan tartışma yaklaşık kırk beş dakika sürüyor. Bunuel yiikan- larda bir yerlerde bu konuşma- lan duysaydı bir yandan kahkahalarla güler, bir yandan da "Ken- dimi eğlendirmek için bir film yaptun, iş nerelere varmış" diye şa- şınp kalırdı Şunlara bak. güneşin altında oturmuş neler konuşu- yorlar? Üstelik hepsinin elinde bira. Bunuel biradan nefret eder- di. Sonunda balıklann ayıklanması bitiyor. Boxer'ler birden aya- ğa fırlıyorlar. Evet. onlann yemek zamanı geldi. Önlerine konan dil balığına oranla değersiz, lafı bile edilmeyecek küçük balıkla- n büyük bir iştahla yemeye başladılar. Ben de onlann soluk almadan yemelerine bakarken birden yıl- lar önce okuduğum ve çok eğlendiğim bir gazete haberini anım- sıyorum: Bu habere yıllar önce Hürriyet gazetesınin kısa haberler sütu- nunda rastlamıştım. Haberin fotoğrafındaortayaşlı bir adam, has- tane yatağında acı içinde bağınyordu. Fotoğraftaki adam 57 ya- şında bir inşaat işçisiydi. Almanya'daki yeğeni tatil için gelirken amcasına telefon etmiş, bir isteği olup olmadığını sormuştu. İn- şaat işçisi amca da konu komşudan duyduğu, ereksiyonu uzatan haplardan getirmesini istemişti. (Burada bir açıklama yapmam ge- rekiyor Bu tür ilaçlar Viagra"dan önce de vardı.) Neyse yeğen Al- manya'dan gelmiş, sevgili amcasına da isteği haplan getirmişti. 57 yaşındaki inşaat ışçisı hemen o gece haplan denemeye ka- rar verir. Ancak Almanca bılmediğinden. (Türkçe olsa da okumaz- dı) prospektüsü okuyamıyor, böylece her seferinde sadece tek bir hap alınması gerektiğini atlayıveriyor, oldu mu tam olsun diye- rek, tam 6 hapı bir anda yutuyor. Sonrası malum. onu hastaneye kaldınyorlar. 24 saat acı çekmiş ve "Beni bu beladan kurtann". diye hemşirelere yalvanp dunrıuş. Bunlan birçırpıda anlatıp susuyorum. Gruptaki herkes şaşkın- lık içinde bana bakıyor. Şimdi nereden çıkardın bu yirmı dört sa- at inle>en adamı? Ne demek istiyonım? Sonra bir anda hep bir ağızdan bağırı>orlar: "Cancağızım biz prospektüsü okuruz. Korkma." Bır pazar günü böyle geçip gidiyor. Bu pazar sohbetınden çıkanlacak kıssadan hisse: 1 - Refik Erduran kendini ateşe atan ılk Türk değil. 2- Herkesın gevık muhabbetine ihtıyacı vardır. ısoz50(c hotmaiLcom. Tercihleri Ege Turizmcinin •• *• •• yuzıımı gurbetçüer güldürdü ANKARA(AA/UBA)- Bu yıl kötü başlayan Türk turiz- minin yüzünü, Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde çalışan 'gurbetçi' Türk işçileri gül- dürdü. 'Gurbetçi'lerin tatıl için Türkiye'yi tercih etine- leri sonucu, ağustos ayının sonlannda Akdeniz ve Ege sahıl şeridindeki otellerde doluluk oranı yüzde 90-95 düzeylerine ulaştı. Çeşme Limanı'ndan son 3 ayda yaklaşık 13 bin ara- cın gıriş yaptığı, bunun da yüzde 90'ına yakınının yurt- dışında çalışan Türk işçileri- nın otomobılleri olduğu bil- dirildı. Gurbetçılenn tatil için Fethiye. Marmaris, Bodrum. Kuşadası. Didim ile Antalya sahıl şendini tercih ettiklen belirtildi. BODER Başkanı Murat Şeremenl Milas Bodrum Ha- vaalanı'nın açılması ile ilçe- de yükselen turist sayısının. gurbetçılenn verdıği destek- le de önemlı ölçüde arttığını söyledi. Didim Otelciler ve Turizm tşletmecileri Deme- ği Başkanı TanerKüsmezde temmuz ayında yaşanan dur- gurduğun ağustos ayında gur- betçılenn gelışı ile sona er- dığıni söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle