Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 3 A-ĞUSTOS 1998 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
Tiyatro dünyamızın yakın geçmişindeki kişiler yanlış tanıtılıyor, kolayca harcanıyor
Cahide... Bıı bir efsaııe mi?• Neden Muhsin
Ertuğml "Cahide "de
karşısındaki insanın
zaaflanndan
yararlanma
eğiliminde, küçük
hesaplar peşinde
koşan. anlayışsız, kaba
bir kimliğe bürünüyor
anlamak kolay değil...
DtKJVlEN GÜRÜN
Rumelihisan'nda "•Cahide"nin
fınal şarkisını dinliyorunr "Bu
bir efsane/Bu bir tragedya Cahi-
de/Tiyatora Cahide/Belki de si-
nema/Bu bir efcane_" Kendı ken-
dime soruyorum; bu bir efsane
mi? Hayır. "Cahide" bir bıyog-
rafi mi? Burada karşımıza çıkan,
belgelerle altı doldurulmuş bir
yaşamöyküsüdeğıl. Biryaşamın
çok kaba çizgilerle belirlenmiş.
bütünlüğü olmayan kesitlerı.
Oyundaki kişilerin kolayca har-
canıverdıgi bu kesitierde Nezüıe
Araz'ın, kışisel yorumlannı ön
planda değerlendirdiği ortada.
Ne var kı, karşımıza gelenler kur-
maca birdünyarun ürünleri degil-
ler. Tiyatro dünyamızın yakın
geçmişinden bugüne uzanan et-
ten-kemikten kişiler. Hal böyle
olunca da oyunu ızlerken sık sık
"Neden" sorusunu sormadan ede-
miyor insan. Keşke, Hakan Ato-
neryogun birdrarnarurji çahşma-
sına ağırlık verebilseydi. Sahne
yorumunda rollere daha titiz yak-
Iaşabilseydi.
Yine "neden"lere dönecek
oiursak: Talat Artemei'ın Şaziye
Moral'ın, CahideSonku'nun. ve
de tıyatromuzun duayeni Muhsin
Ertuğrul'un seyirciye niçin bu
denlı özensiz bir tavır ıçinde su-
nulduklan akla öncelikle gelen so-
rulardan biri. Cagdaş Türk tiyat-
rosunun kuruluş \ e gelişim evre-
leriyle pek ilgıli olmayan bir kı-
sım izleyici neden bu insanlan bu
'Cahide' müzikalinde neden Talat ArtemeL, Şaziye MoraL Cahide Sonku ve thatromuzun duayeni Muhsin Ertuğnıl seyirriye bu denii özensiz tavır içinde sunuluvor?
denlı yanlış tanısın? Ve bu yan-
lış şartlanmav la Nükhet Dunı'nun
şarkılannı dinleyıp gıtsin? Ka-
nımca olan da bu...
'Birtokat-biriçkf
Talat Aıtemel içkı düşkünü pis
bir zampara olarak mı anılmalı-
dır? Tek özeiligi Cahide Son-
ku'ya ilk darbeyi indirmek ya da
oyun metninden hareketle ılk to-
kadı atmak mıdır? Tiyatroda ça-
lıştığı 30 yıl süresince sanatsal açı-
dan hiç mı kayda değer bir iş yap-
mamıştır? İlk kez mütareke yıl-
lannda sahneye çıkan. polıs ko-
vuşturmasma ugrayan. seneleri-
nı tiyatroya veren ve "Lüküs Ha-
yat"tan "Kadınlar Terzihane-
si"ne dek pek çok oyunda ro] aJan
Şaziye Moral bu denlı renksiz.
hıçbir özelliğı olmayan bir ka-
dın mıdır? Once Ferihan Tedü
olarak yazılan bu rolün müzikal
versiyonda Şaziye Moral olma-
sı da bu karakterin zaten önem-
senmediginin bir işaretidir. Ha
Ali-Veli, ha Veli-Ali misali "Pe-
rihan" ve "Şaziye" yer degiştir-
miştir. Oyunun başından sonuna
dek her firsatta "Ben Cahkteyim"
diye dolanan bir Cahide Sonku
kocalan ve sevgililerinden önce,
veya en az onlar kadar tiyatrocu-
oyuncu yönüyle anılabilseydi "bir
tokat", daha doğrusu "bir tokat-
bir Sçkj" üstüne kurgulanmış oyun
farklı biraçılım kazanabilirdi bel-
ki.
Genç vegüzel bir kız "elinde-
kikovayı.aygındakitakunyayrbı-
rakarak Darülbedayi'e girıyor.
Âşık oluyor. Evleniyor Eşı onu
aldatıyor ve içkiye alıştınyor. Ti-
yatronun anlayışsız ve kaprislı
rejisörü onu hem tutuyor. se\ ıvor
hem kıskanıyor. Sadece kendine
istiyor. Bu arada zengın bir rüc-
car devreye giriyor. Evlilik ve
hüsran. Koca kansını politikacı-
lara peşkeş çekiyor. Kadın mut-
suz. Arada sırada tiyatroya da ug-
ramayi ihmal etmiyor.
Genç kadın hamile kalıyor. Ti-
yatrodan aynlıyor. Ardından si-
nema, Zeki Mürenli şöhret, stüd-
yo yangını ve yine alkol.. sonra
da bir sevgiliden patetik anılar...
Acı son! Şahnedeki olaylar bu
minval üzeregelişiyor...
Gelelim "Cahide"de çizilen
Muhsin Ertuğnıl portresine. Me-
HhCevdetAnday Muhsin Bey'in
60 sanat yılınedeniyleşöyle bir
saptamada bulunmuş; "Gözü hep
ilerde. sanaünda olduğu için, sa-
naü iie kendi arasmda gereksiz htç-
bir şey bulundurmamış, ola>lan
ve kişileri hep bu açıdan değerlen-
dirmiş ve anlamlandırnırştır. Ya-
kınması,dedikodusu. karalama-
sı ne bol bir alandır tivatroolanı...
lşte Muhsin Ertuğnıl böylesi bir
alanda,yalnız amacını düşündü-
ğü ve boş çekişmelere. dar açılı
duygulanmalara. hırslara kendi-
ni kaptırmadığı için daima kaza-
narak sakin ve kinsiz yüriimesi-
ni bümiştir."
Yanlış imajlar
Örneklerçoğaltılabilir. Neden
Muhsin Ertuğnıl "Cahide"de
karşısındaki insanın zaaflanndan
yararlanma eğiliminde. küçük
hesaplar peşinde koşan, anlayış-
sız, kaba bir kimliğe bürünüyor
anlamak kolay değil... u
_Beninı
cenazem, hiç kimseyi rahatsız et-
memek için, mezarbğa en yakın
caıııi olan LeventCamif nden kat-
dınlmalı. Mezaıiıkia karşı karşı-
'Kaybolan kültürün kurtarıcısı' Kalan Müzik 'in yapımcısı Hasan Saltık
Liberation'da bir TürkprodüktörKüitür Servisi - Fransız 'Uberation' ga-
zetesı 16 Ağustos tarihli sayısının küitür
sayfasını Türk müzik yapımcısı Hasan Sal-
ük'a a>ırdı. Nidam Abdi'nin gerçekleştir-
diği söyleşi. Paris'ın Türk mahallesi olan,
Faubourg Saint Denis'de, Saltık'ın birdos-
tunun dükkânında gerçekleştirildı.
Söyleşı; "Unkapanı'nda yapüdığı gibi
Hasan Salnk bizi oturmaya davet ediyor \e
içecek almaya gidiyor. Hayır anJadığınız gi-
bi değil; onun satacak bir şeyi yok. FLdksel
özelliklerinin çağrıştırdığı gibi küçük bir
dükkân sahibi değil o. Munr bir gülümse-
yişle bizden hayabnı anlatmasını istcmemi-
zi bekliyor1
" sözleriyle başlıyor.
Söyleşide Hasan Saltık'ın 32 yaşına rağ-
men oldukça deneyımlı olduğu \xirgulamr-
ken geçen eylül ayında, Osmanlı Impara-
torluğu'nun 700. >ıldönümü dola>ısı>la
Osmanlı müziğinden oluşan bir antoloji ha-
zırladığı da okuyuculara aktanlıyor. Yazı-
da Saltık "Tûrkçedenbaşkabirdilbilme-
yen bu Ak\i Anadolu'dan İstanbul'a göç
eden bir aUenin oğlu" olarak anlatılıyor.
Saltık ıse kendini Osmanlı kültürünün ta-
nıtıcısı değil, kaybolmakta olan bir kültü-
rün kurtancısı olarak tanımlıyor. Kalan Mü-
zik tarafindan çıkanlan albümler bir Ana-
dolu köylüsünü ağlattığı gibı Ankara'da ün-
lü bir cumhuriyet savcısını da aglatıyor. Bu
sa\cı. Kalan Müzik'ın patronunu arayıp
onu, 20. yüzyılın ilk yansmdan kalan. ga-
zeller CD'si için tebrik ediyor. AyTiı sa\cı-
dan. alaycı bir gülüşle şöyle söz ediyor Sal-
tık: "Savcı,Ankara'yadönûşünıdebeniye-
meğe da>et etti. A^lında elinde benimie iJgi-
li bir dosya oünası gerekivordu. Çünkü söz-
leri adalet tarafindan fazla devrimci bulu-
nan Kürt bir grubun kasetini çıkarmıstun.
ama bundan habersizdi."
{ CULTURE
I Hasan Saltikdefriche lamüzik d'Anatolie
i CepnxtucteurtutvarpmteicnpayipcurreiAuiciterleiix^deichanteuncttcümni.
Söyleşide Hasan SaJtık'ın eski ve gizJi kalmış kültüriere ilgisinden söz ediliyor.
Sö> leşide Atatürk'ün Türk miuiğt bun-
dan böyle ulusal >e Avrupa-
\a dönük ola-
cak" sözlenne de yer veriliyor.
•*1923'ten sonra ûlkenin müzikal \apt-
sında büjük bir değişikJiğe gidildi. Örneğin
Karadenizli gruplar Anadolu ezgileri söy-
ledi. Büyük >etenekler hiç dinlenmedi. ba-
alan süriildü, folklor şarkılan anadillerin-
den uzaklaşbrüdı ve rejûn değişikliğinden
sonraortayaçıkanburjuva sınıfi müzikalka-
liteyisildL" Yazıda Saltık'ın bürosunda star-
lan ve sabırsız acemileri karşıladığına da
değınıliyor. Söyleşide aynca Unkapanı'nda
profes>onel prodüktörlerin yanı sıra çıkar-
lannı. sömürerek elde etmek ısteyenler de
.voğunlukta olduğu ıcın *kutkapanı'adı>-
İa anıldığı da belirtilryor.
Eskı poğaça satıcısı Hasan Saltık. çalış-
malannı sürdürmek ıçin bırdüzine üniver-
site öğrencisi. müzıkolog ve tanhçi ile ça-
lışıyor. Onun her zaman yenı bulunan bir
kayıttan haben var. Haberler bazen İstan-
bul'un büyük ailelerinden. bazen de Tür-
kive'nın en geiişmemiş yerlennden geli-
yor. Bırkaç gazete ılanı birkaç kışınin ara-
ması ıçin yetiyor: "Bizde eski plaklar var,
kaç para edeceğini öğrenmek ûtiyonız" dı-
yorlar. Birgün, Istanbul'un nezıh semtle-
rinden bınnde oturan eskı bir general ak-
rabasının bodrumunu gezdırmek istiyor:
"78'lik askeri müzikplaklannın sa> ısı önün-
de ha>retler içinde kaldım. 1902'den 1903'e
kadar ka\ dedilen Fransızaskeri marşlan bi-
le buldum.-
Vıetnam'dan Küba'ya uzanan 600 plak-
lık koleksıyona sahıp olan Saltık kendı tut-
kusunun de\rimci sarkılar olduğunu söy-
lüvor. Hasan Saltık bazı şarkıcılann yakın-
lannı bulmak ve nüfus kütüklerini araştır-
mak ıçin belediyelerde geçırdıği saatleri
hatırlamıyor. Etnik çeşıtlıliğe de meraklı
olan Hasan Saltık kimi kez yalnız. kımi kez
bir ünı\ ersıte araştırmacısı ile gıdıyor Ana-
dolu'nun dağlık yollarına. Birgün bırkaç
dakikalık bir kayıt dinledikten sonra Ur-
fa'ya gidiyor. Orada gizli kalmış bırçok
kültürle karşılaşıyor. Saltık, Dogu aşiretle-
nne özgü bir »es olan Tenekeci Mahmut'un
peşine düşü>or. Fakat eli boş dönüyor, ama
en azından bir bilgi ile: "Şarkıcııun oğlu İs-
tanbul'da gazetecflik yapıyordu. Onu buldu-
ğumu/ anda L'rfa'ya dönüp kayıtlann iri-
ni buiduk. Böyieee 10 yıl önce tanınmadan
ölen Tenekeci Mahmut geçen yıl müzik pi-
\asasında yeniden doğdu."
Saltık. Radıo France'a eşdeğer olan
TRT'de bırkaç kişinin dikkatını orada top-
lanan plak ve kayıt arşivıne çektı. 6 ay ön-
ce 1991 'den bu yana süren bu araştırmala-
nn en heyecanlı anını yaşadı. TRT'nin ka-
pısı önünde bırakılan bir kasetten haberdar
edıldı. Bu kavıt. 1920 yılında sesi ile Ata-
türk'ü bıle etkileyen Safiye Ayla'ya aitti.
Telefon ile aranan Safiye Ayla ile Unkapa-
m'ndaki binada bir araya geldı. 95 yaşında
felçli ve ağırbaşlı, makyajlı ve siyah bir el-
bise giymıştı. Kaydı dmledıkten sonra ka-
fasını havır anlamında salladı. "Bu benim
sesim degiL nereden buldun bunu?
n
dedi.
A>nı akşam Saltık'ın telefonu çaldı. Şarkı-
cı ka\ ıttaki sesin kendisinin olduğunu iti-
raf ediyor ve kaydın yayımlanmasına izin
veriyor. Safiye Ayla üç ay sonra adını Kalan
Müzik'in kataloğunda göremeden öldü.
Âdnn adım Ddııci Dünya Savaşı Tarilıi
Küitür Servisi-] Eylül 1939'dabaş-
layan. 6 yıl süren ve 20. yüzyıla dam-
gasını vuran. msanlık tarihinın en acı
savaşıydı Ikinci Dünya Savaşı. 6 yıJ bo-
yunca beş kıtaya korku ve Ölüm taşıdı
sa\aş. Bu insanlık trajedisi bu kez LJ-
dell Hart'ın kalemiyle ulaşıyor okura.
İki ciltlık 'II. Dünya Sa\ası Tarihi' kı-
tabı kerim Bağnaçık'ın Türkçesiyle
Yapı Kredi Yayınian'ndan çıkrı.
Yüzyılın en önemli askeri strateji uz-
manlan ve tanhçilen arasında yer alan
Sir Basıl Lıdell Han (1895-1970) ölü-
münün hemen ardından yayımlanan ki-
tabında Ikınci Dünya Savaşı'nı yalnız-
ca askeri bir analist olarak değil. bir
düşünür olarak da ırdeliyor. II. Dünya
Savaşı Tarihi bu yanıyla yalnız tarihçı-
ler ve tanh meraklılannın defil. tanhı
roman hatta roman okurlannın bile il-
gisini çekebilecek bir kıtap.
Almanya'nın Polonya'yı işgaliyle
başlayan bu savaş kısa bir süre sonra Hit-
ler'in Batı 'yı ışgaJe başlamasıyla geniş-
lemiş. ardından 22 Haziran 1941 "de
Rusya'nın istila harekâtıyla topyekûn
savaşa dönüşmüştii. Jkinci Dünya Sa-
\aşı*nın dönüm noktalanndan biri ka-
bul edilen Almanya'nın Rusya'yı iş-
gale kalkışmasıtıın ardından 7 Araiık
1941 'de Japonya'run Pearl Harbour bas-
kını, uyuyan Amenkan Bırleşık De\ -
letleri'nı uyandırmıştı.
1943 yılı Ocak ayının sonunda Sta-
lingrad'da teslim olan Almanlar, sava-
şın seynnın degıştığının ilk sınyalleri-
nı venyordu 6 Haziran 1944'te İkınci
Cephe'yi açan müttefikler Fransa'nın
Normandiya kıyılanna tanhte eşine az
rastlanır bir amfibı çıkarma harekâtı
düzenlemışlerdı. 1200 savaş gemisi. 10
bın uçak. 4 bını aşkın çıkarma gemisi
katılmıştı bu çıkarmaya. Buçıkarmay-
la savaşın sonunun yaklaştığı da hısse-
dilmeye başlanmıştı yavaş yavaş. Son
darbe ise 6 ve 9 Ağustos 1945 'te Hiro-
şıma ve"Nagazakı'ye atılan bombalar-
la geldi.
Sa\ aş 40 milyonu aşkın ölü, mılyon-
larca sakat. e\ siz. yurtsuz insan bırak-
mıştı ardmda. Beş milyondan fazla in-
san toplama kamplannda. gaz odalann-
da ve akıi almaz ışkenceler altmda can
vermiştı. Kısacası ınsanlığın gördügü
en büyük felaketti Ikincı Dünya Sa\a-
şı. tki cıltlik kıtapta bu felaket adım
adım. tarafsız bir gözle irdeleniyor.
Kitabın sonuna. asıl çe% irive ek ola-
rak çe\ ırmen Kerim Bağnaçık tarafin-
dan hazırlanan ikı bölüm eklenmış. Bu
bölümlerden ılkinde Ikincı Dünya Sa-
vaşı'nda >er alan komutan \e lıderle-
nn bıvografılen ve önemli harekâtlann
kod adlan, ıkincı bölümde ıse geniş bir
İkınci Dünva Savaşı Kronolojısı yer
alıyor. Kıtapta aynca savaşın önemli
anlanna tanıklık eden toplam 132 re-
sım. savaşın önemli harekâtlannı \e se-
yirlerini gösteren 40 hanta bulunuyor. Korsun'da (Rusya) esir düşen Alman askerleri.
ya olduğu için kimseyi yormaz,
kimseyi rahatsız etmez", dıyerek
son ncasını Beklan Algan'a ya-
zılı olarak bırakan bir insan. na-
sıl olur da böylesine hırçın. ben-
cil, saygısız bir kişı olarak yeri-
ni alır tiyatro sahnesınde? Ozel-
lıkle Cahide ile olan ilişkısinde
öne çıkıyor bu yönler.. "Ben iyi
bir rejisör olduğum kadar iyi bir
oyuncuyum da. Bu oyun için de-
ğil, her oyun için. Söylesene bana.
sırf benim için neyaptuı?" "Sen
benimsin Cahide. Seni ben yarat-
bm. \e kızım. bu bir oyunsaeğer,
rejiyi de mizanseni de ben yapa-
nra, anlaşıkJı mı?" "Aldırt şu pt-
çi bitsin. tkigünde kurtulursun."
Ona aykın bir üslup... Bir söyle-
şide (60. sanat yılı nedenıyle)
Muhsin Ertuğnıl'a en çok kızdı-
gı şey lerin neler olduğu soruldu-
ğunda şu yanıtı veriyor sanatçı:
"Aktoriin sahneye içkiü çık-
masına sinirlenirdim", \e
ekliyor "Tiyatroya saygısız-
hğmdan ötürii. içkiden ötü-
rii değiL" Bu sözleri eden ki-
şi "Cahide"de tiyatroda
elınden ıçkı kadehını dü-
şürmeyen bir kışı olarak
dıkkat çekiyor. Sınirleniyor
içiyor. tartışıyor içıyor, te-
selli etmek istiyor ıçiyor-
içınyor. Yanlış imajlar...
Bir dığer >anlış ımaj da
Anlatıcı'nın sözlerinde ya-
tıyor: "Şnndiikozlann pay-
laşilma anı. İki tarafta iki
ayn güç var. Asunda her iki-
sinin deamacı a\ nı. Her iki-
si de Cahide'nin sadece ve
sadece kendisine ait obnası-
nı istiyor. Ve kıüçlanndan
kan damlayan ilahlar ök-si-
yesavaşırken, Idntseher dar-
bede biraz daha yaralanan.
güçsüzlesen kurbandan; Ca-
hide'den söz etmiyor." İlah-
lar ve koca- Muhsin Ertuğ-
nıl üçgeninı. benzetmesini
abes buluyorum... Muhsin
Ertuğrurun tıyan'omuz ıçin
yaptıklannı burada sayma-
yı abes bulduğum gibı. Ko-
lay harcanmamaİ! insanlar,
ilişkiler. yaşamlar...
Kenükleri hâlâ sızüyor
'•Cahide" ilk kez geçen
yıl Talımhane'de farklı ama
yine ün]ü isimleri içeren bir
kadroyla oynandı. Bu yazı-
yı o günlerde yazmış olma-
yı isterdım. Yazmamak ıstek-
sizlikten kaynakJanan bir ha-
taydı. Sonra da üzerinden
zaman geçti. Bu yıl "Cahi-
de" bir kez daha gündeme
geldi. Başrolü Nükhet Du-
ruüstlendi. Müzikal olarak
yeniden pişirildi. Akatlar
Küitür Merkezi'nde perde
açtı, turneye çıktı ve geçen
günlerde de Rumelihisa-
n'nda sergilendi. Ben Hi-
sar'da izledim. Eger gösteri
bitiminde insanlann ayakta
alkışladığını görmeseydim.
gazetelerde övgü dolu re-
sim altlannı okumasaydım
bu yazıyı üstünden yine za-
man geçmesın diye Salz-
burg'da bir otel odasında \ a-
zar mjydım bilemiyorum.
Evet. seyircinin yansmdan
çoğu bir türlii kurtulama-
dıklan bir alışkanhkîa mı
desem. ayakta alkışladılar.
Ayağa fırlayanlar için önem-
li olan "Cahide"de hırpa-
lanmış isimlerdeğildi, Nük-
het Duru'yu dinlemekti. ma-
alesef.
Bir sabun köpüğü gıbi gel-
di geçtı "Cahide", ama ben
inanıyorum ki yattığı yerde
Muhsm Ertuğrurun kemik-
leri hâlâ sızlıyor. Benim gı-
bi düşünenlenn de hiç azın-
lıkta olmadığına emınim.
Y f t P l Y O R L A R T
Zhang Yimou
Turandot'u sahneliyor
• Zhang
Yimou
Puccini'nin
Turandot
Operası'nı
sahneliyor. 15
milyon dolara
mal olacak bu
projenin
biletleri 5-13
Eylül tarihleri arasında
satışa sunulacak.
• steven
Spielberg ün
yönettığı Jurassic Park
adlı filmın devamı 2000
yılında Universal
tarafindan vizyona
sokulacak. Ancak bu
seferki fılmı Spielberg
yönetmeyecek. Ünlü
yönetmen, senaryonun
yazımında Mıchael
Crichton'ayardım
edecek.
• Robert
zemeckis m
yönettigı
' VvTıat Lies
Beneath' adlı
film,
önümüzdekı
yılın sonlannda
gösterime
girecek. Fılmde
Harrison Ford rol
alıyor.
• Boyzone.
Amerikalı müzikse-
verlerle buluşuyor.
Grup, No Matter What
adlı albümlenyle
Ingiltere müzik
lıstelerinde haftalardir
bir numara.
• Laurence
Shamesın
romanı Virgın
Heat20th
Century Fox
şirketi
tarafindan
beyazperdeye
uyarlanıyor.
Drew
Barrymore'un rol
alacaği filmde. mafya
lideri olan genç bir
kadının sevdiği adamı
bulma çabası konu
ediliyor.
• Bob
MİSİorOWSki. Ernie
Hudson ve Casper V'an
Dien'in rol aldığı Shark
Attak adlı filmın
çekimlerini
Afrika'da
sürdürüyor.
• Jonathan
Demme. ı
Knovv This
Much ıs True
adlı bir film
çekiyor. VV'ally
Lamb'ın henüz
yayımlanmamış
olan
romanından
uyarlanan
filmde rol
alacak
oyuncular henüz
belirlenmedi.
• Shane
Biack,
Academy of Motion
Picture Arts and
Sctences'a katılmayı
reddetti. Black, Çıplak
Silah, The Last Boy
Scout. The Long Kiss
Goodnight gibi
filmlerin senaryosunu
yazmıştı.
• Kazablanka
Vvarner Brothers
şirketinın 75. yıl
kutlamalan kapsamında
yeniden gösteri lecek.
• Danny
DeVlto
transseksüel bir
Alman rock
şarkıcısının
yaşamının konu
edildiği Hedwig
and the Angry
Inch adlı filmin
telifhaklannı
satın aldı.
• Oscar ödüllerl
10 yıldır pazanesi
gününe denk düşmesine
rağmen 1999 yılında 21
Mart Pazar günü
verilecek. Bununla ilgili
olarak hiçbir resmi •
açıklamayapılmadı.
• SochlFllm
Festlvall'nde
jürinin aldığı
kararlar
yüzünden »•
karmaşalar "»
yaşanıyor.
Rusya'da
yapılan
festivalde,
yanşan sekiz
fılmin hiçbiri
ödüle değer bulunmadı.
• Joel
Schumacher.
beşincisı çekilecek olan
Batman filminde
oynamayı reddetti.
• Jim carrey, The
lncredible Mr Limpett
ve Man on The Moon
adlı filmlerde rol
aldıktan sonra şimdi de
Douglas
Adams'ın
tartışmalı
telev izyon şovu
The Hitchiker's
Guıde To
Galaxy'nin
sinema
versiyonunda
oynayacak.
Mavi Nokta Müzik ÖdüNeri açıklamk
• Küitür Servisi - Trabzon'da yayımlanan, aylık
müzik ve sanat dergisi 'Mavi Nokta' tarafindan
emeği değerlendirmek amacıyia verilen 'Mavi
Nokta Müzik ÖdüllerT açıkiandı. 1998 yılı
değerlendirilmesi kapsamında, 'Müzik Hizmet
Ödülü' Ankara'da hizmet veren Sevda-Cenap And
Müzik Vakff na,"Müzik Başan Ödülü' Ankara
Cumhuriyet Lisesı Müzik öğretmenı Süreyya
Çağlar'a verildi. 'Radyo Niteliklı Müzik
Programcıhgr ödülü ise TRT-3'teki 'Dünden
Bugüne Caz Müziği' adlı programıyla Fatma Filiz
Çıragül, 'Rönesans'tan 'Günümüzde insan Sesi"
programıyla Ayhan Erman, 'Müzikte Öykü' ile Idil
Çalışlar, 'Müzik Bahçesinden' programıyla Tülay
Ilter Sunar. 'Şimdikı Klasik Müzik' ile Neşe
Tartanoğlu-Gül Karaman ve "Perde Açılıyor'
programıyla da Gülçin Şencan arasında
paylaştınldı. 'Geleneksel Müzikler Teşvik Ödülü'
ise TRT Ankara Radyosu Türk sanat müziği ses
sanatçısı Ayşe Taş ile TRT tstanbul Radyosu Türk
sanat müziği ses sanatçısı Melihat Gülses'e verildi.
Bu yıl beşincisi verilecek müzik ödüllerinin töreni
daha sonra açıklanacak bir tarihte Ankara'da
yapılacak.
Gültekin Çizgen'in yeni kitabı
• Küitür Servisi - Fotoğraf sanatçısı Gültekin
Çizgen. 40. sanat yılı etkinlikleri içinde.
fotoğraf ve sanatı üzerine gerçekleştirdiği 6
konferansm metnini kitaplaştırdı. Kelaynak
Yayınlan'nca 'Fotoğraf Kuramsal Dizi' başlığıyla
yayımlanan kitap, 'Yaşam ve Fotoğraf. Fotoğraf ve
Yaşam". 'Fotoğrafta Atmosfer, Fotoğrafevinde
Söyleşi Notlan'. 'Doğrudan Fotoğrafa Bakış',
'Türkiye'deki Fotoğrafın Dünyadaki Yeri'.
'Fotoğrafta Içenk ve Biçim'. 'Fotoğrafta
Evrensellik, Ulusallık Üzerine Düşünceler' konu
başlıklanndan oluşuyor.
BUGUN
• RLMELİ HİSARInda saat 21 00de Cem
Vıhnaz'ın göstensı yer alıyor.
• NÂZIM KÜLTUREVİ-nde saat 15.00'te yaşamı
ve eserlerinden örneklerle Şostakoviç anılacak. Saat
17.00'de yönetmenliğini Fernando Solanas'ın
yaptığı 'Güney' adlı film gösterilecek.
• ENKA VAMTnda, saat 21.15'te, İÜDK Tiyatro
Bölümü'nün "Çiğdem Talu'ya Selam" adlı müzikal
gösterisi izlenebilir.
• BİLKENT SENFONİORKESTRASI Anadolu
Müzik Festivali kapsamında Kayseri'de konser
verecek.