28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 AĞUSTOS 1998 PA2AR OLAYLAR VE GORUŞLER Doğal Ilaçlar, Yaran ve Modern Tıp Prof. Dr. AYŞEGÜL DEMİRHAN ERDEMİR/ Uludağ Üniversitesi Tıp Fak. Öğretim Üyesi H alk tıbbında doğal kaynaklı kiyi elde etmek için genellikle küçük doz- pek çok drog (bitkılerdenel- de edilen ve tedav ıde kulla- nılan maddeler), yüzyıllar- dan beri tedavi amacıyla ve baharat olarak kullanılmaktadır. Halk te- davıleri, bugün de geleneksel olarak uygu- lanmakta. Ancak bunlann yararlı ve zarar- lı etkıleri modem tıp tarafından araştınlır- sa, kullanılabılecek olan droglan fabrikas- yon tipinde piyasaya çıkarabilmek, ınsan- lığa yararlı bir uygulama olacaktır. Genel olarak denilebilir kı bitkısel droglarda bu- lunan etkili bileşiklerin hastalıklan iyi et- mekte gösterdikleri etki mekanizması çok değişık ve karmaşık olması nedeniyle he- nüz tam olarak bılinmemekle beraber bir ftzikokimyasal olaylar topluluğu olduğu ve burada özellikle enzim sistemlerinin rol aldığı anlaşılmıştır. Etki. drogun taşıdığı et- kili maddeye, miktanna, alan kişınin fizik- sel yapısına, etkili maddeye karşı olan tep- kisine, ilaç şekhne, verilme yoluna vb. bağ- lı olarak meydana gelmektedir. lstenen et- larda başlamak, istenen etki elde edildiği zaman hastalık belirtileri kayboluncaya kadardevam etmek, kusma, ishal, baş dön- mesi gibi yan etkiler görülünce ilacı kes- mek uygun yoldur. Bitkisel droglarda etkili saf bileşiklere oranla tedavi dozu ile letal doz (ölüm mey- dana setiren miktar) arasındaki mesafe ol- dukça geniştir. Böylece bitkisel droglar ile zehirlenerek ölüm olasılığı, saf etkili mad- delere oranla çok daha azdır. Bu nedenle, halk arasmda etkili madde yerine, bitkisel droglann kuJlanılmasmın daha uygun ola- cağı düşüncesi yaygındır. Bugün halk ilaçları ile tedavide göz önünde rutulması gereken en önemli du- rum, tedavi edilmek istenen hastalığın ta- nısıdır. Nitekim ishal, kabızhk, mide bu- lantısı, kann ağnsı, sinirlilik gibi bazı du- rumlar kolaylıkla fark edilebılirse de bun- lann hangi nedenlerden ilen geldigini an- cak bir hekim saptayabilir. Eğer herhangi bir hastalık belirtisi bitkisel birdrog ile kı- sa bir sürede tedavi edilemezse hemen bir doktora gitmekte yarar vardır. Bugün bitkisel droglann değeri bazı he- kimlertarafından küçümsenmektedir. An- cak halk arasında da fazlaca bir kullanım durumugörülmemektedir. ishal, kabızhk, soğuk algınlıği, nezle, sinirli olma, yor- gunluk ve hafıf sindirim bozukluklan gi- bi bazı rahatsızlıklarda bitkisel droglar ile iyi sonuçlaralınabilir. Yineağır hastalık du- rumlannda hekim kontrolü ve tedavisi ge- rekir. Bu arada tıbbi bitkiler ile tedavıden olumlu bir sonuç alabilmek için, tedaviye en az bir hafta düzenli olarak devam edil- mesi gerekir ve bunlann etkileri yavaş ve uzun sürelidir. Bugün bütün dünyada bit- kisel kökenli ilaçlann kullanılmasma doğ- ru bir gidiş vardır. Bitkisel kökenli ilaçla- ra hazırilaç adı da verilmekte olup bunla- nn tıcarete çıkanlabılmeleri çok sıkı bir de- netimden sonra gerçekleştirilmekte ve bu görevi de birçok ülkede sağlık bakanlık- lan üstlenmektedir. Halk saglığını korumak yönünden tıbbi spesialitelerde 3 önemli özellık aranmaktadır. Bu özellikler; etkın- lik, zararsızlık ve kalitedir. Bu konulan sağlamak için bütün ülkeler, birçok yasa çıkartmış ve bazı kararlar almıştır. ülkemiz- de ise halk saglığını korumak, yerli bitki- sel droglann dış satımını kolaylaştırmak ve bitkisel kökenli ılkel maddelerden etkili, zararsız ve kaliteli hazır ilaçlar yapımını sağlamak için ilk çalışmalar 1980'li yıllar- da başladı. Bu konu ile ilgili olarak kuru- lan komisyon, 1985'te bitkisel kökenli far- masötık spesiahtelerin saüşa çıkanlabilme- si için gerekli iznin alınma ve bitkisel drog- lann satış koşullannı saptayan yönetmelik- len hazırladı. Böylece bitkisel kökenli far- masötik spesialıtelerin yapım. satış ve kont- rolleri ile ilgili çok önemli kararlar alındı. Görülüyorki dikkatli bir sistematik ça- lışma ve inceleme ile bitkisel kökenli drog- lan preparat halinde piyasava sunmak, halk sağlığı açısından çok yararlı olacaktır. Bir- çok ülkede doğal ilaçlann kullanılmasma doğru bir eğilim vardır. Türkiye'de ise bu eğilim öbür ülkelere göre azdır. Ancak son yıllarda zencefıl, atkestanesı, çığdem to- humu, nane gibi bazı bitkisel maddeler ilaç halinde piyasaya sunulmuştur. lnsan. her zaman bazı olağan hastalık- lara yakalanabilir. Ateş, boğaz ağnsı. so- ğuk algınlığı, kızamık. mide rahatsızlığı. başağnsı vb. gibi kimi rahatsızlıklar evde bazı droglarla tedav i edilebılirler. Nitekim bu tip rahatsızlıklar ıçın hemen bir dokto- ra gitmek ve vereceği ılaçlan uygulamak yerine. mutfak raflannda bulunan kuru- tulmuş bitkıJeri kullanmak gerekir. Ancak bu tip bitkiler, bahçede de yetıştirilebilir. Böylece bunlann taze olanlan da kullanı- labılir. Aynca yine evde basıt rahatsızlık- lar içm bazı yöntemler kullanılabilir. Ate- şi düşürmek için nemli bir havlu kullan- mak. gece öksürüğünü azaltmak amacıy- lagöğse ılık zeytınyağı ile masaj, tedavi edi- ci bazı yöntemlerdır. Bu tıp uygulamalar, binlerce yıldır halk arasında kullanılmak- tadır. Eğer bir sağlık sorunu ciddi boyut- lara ulaşırsa, o zaman doktora gidilebilir ve bu tip tedavilerin etkinJiği sorulabilir. Ülkemizde pek çok bitki doğal olarak bu- lunmakta ve bunlann bir kısmı yüzyıllar- dan ben halk tedav ilerinde kullanılmakta- dır. Bu bakımdan bunlann yararlı ve za- rarlı yönleri laboratuvarlarda araştınlarak bazı sonuçlara vanlırsa doğal kaynaklı ilaç- lan fabrikasyon halinde piyasaya sunmak ve halkın tedavisi için kullanmak önemli bir adım olacaktır. ECumhuriYet kitap kulübü CAĞytOGLU Sergi Salonu AĞUSTOS AYi ETKİNÜKLERİ FOTOGRAF SERGISİ 20Ağustos -2QEylül Her Gün Saat:10.00-18.00 LÜTFÜ DAĞTAŞ (Çocuk Böbrek Vakfı Yaranna) Adres: Türkocağı Cad. 39/41 Cağaloğlu Tel:514 01 96 ARADA BİR VEDAT GUNYOL Servetü Saman Tutkusu! "Hiçkimse, ısterse karvn olsun, kendinden zen- gin değildir" diyor Dağiarca dostum. Ben bu di- zeye haddim olmayarak daha sözcüğünü ekleyip bir açıklık getiriyor ve şöyle yazıyorum: "Hiç kimse, isterse karun olsun, kendinden da- ha zengin değildir." Nicedir bu anlam dolu dize açısından bakıyorum sağıma, soluma, önüme, arkama, zenginlere, yok- şullara, ünlü ünsüz kişilere. Değil mi ki, insanlan- mızın zengini de yoksulu da aynı kumaştan yapıl- mış, eti kemiği ile birbirinin tıpa tıp aynıdırlar. O za- man, bedensel aynlıklar dışında, yalnız ve yalnız kafa ve beyin katında bir ayrım çıkıyor ortaya. Bakıyorum da, zenginin zengini kadınlı erkekli bir sürü insan, afralar tafralar içinde, dar gelirli yurt- taşlara yukandan bakıyorfar. Haklarıdır, dar gelir- lilerin seslerini yükseltmedikleri sürece!.. Zengin olma diye birtutku iyiden iyiye sarmış top- lumun her kesimini. Aslında hiçbir kişisel değeri ol- mayan, açıkgöz ınsanların akıl almaz varlıklara ulaşmalan karşısında; her sıradan ya da sıradışı yurt- taşımız da zengin olmak isteyecektir. Ne var ki bu isteğin gerçekleşmesinin, yalan dolana, hırsızlığa, cinayetlere mal olacağının bilincine varınca, tutku- lannı gemleyebilecekler mi ya da böyle bir isteğe bel bağlayacaklar mı? Orasına Rufailer kanşır. Zengin olma tutkusu'nu, bu ülkede, yani ülke- mizde hiç kimse Aziz Nesin (dostum, bunu övü- nerek söylüyorum) kadar hakkıyla dile getirme- mîştir Kaç gündör Aziz Nesin'ın Delller'tni okuyo- rum. Bu deliler arasında, herkesten önce kendisi var, ben vanm, sen varsın, o var, varoğlu vanz iş- te. Böyyüklerimizden biz küçüklere kadar, inanıl- maz küçük ve gülünç yanlanmızla... Çoğunlukla akıl- sız, daha doğrusu taşkafalıların oluşturduğu bir toplumda (toplumumuzda) insan, istediği kadar kültürtü olsun, delileşmeyip de ne yapar, a dostlar söyler misiniz bana. Ben bir deliyim. Aziz Nesin'in delilerinden biri... İnsan delirmeden, deliler toplu- munda yaşayabilir mi? Burada, büyük hümanist Erasmus'un Deliliğe Övgü, aslında yergi adlı kitabını anımsayıverdim. Aziz Nesin de, onun gibi, delilere övgüyle yergiyi bir arada dile getiren bir ökedir (dehadır) bence. Şimdi onun zengin olma hastalığını dile getiren ya- zısından yaptığım bir alıntıyla size hoşça kalın di- yeceğim. "Bu zengin olma hastalığını düşündüm. Zengin olma tutkusu bir ruh hastalığıysa (delilikse) ülke- mizde kaç yüz, kaç bin böyle deli var. Ama onlar zengin olup, tutkulannı gerçekleştirdikleri, başar- dıklan için artık deli sayılmıyorlar, üstelik toplum- da saygınlık da kazanıyorlar. Ne var ki, zengin ol- ma tutkusu denilen ruh hastalığı, öyle birdoymak bilmeyen oburluk ki, ne denli zengin olunsa, yine de doyma bilmiyor. Hasta zenginleştikçe iştahı artıyor." Bu satırlan, Bayan Şaibe diye anılan, inanılmaz birpişkinlik içinde, başlangıçta din bezirgânlanna karşıyken, sonradan, kişisel kaygılarta irticacılann kucağına atılan bayana sunuyor ve bu yazımı, çok sevdiğim dostum Edip Cansever'in şu dizesiyle noktalamak istiyorum: "Zengin de olsan, yoksul- luğun gitmez...' ECumhuriYet kitap kulübü TAKSİM Sergi Salonu AĞUSTOS AY! ETKİNÜKLERİ DİNLEIİ 23 Ağustos PazarSaat:18.00 NURŞENASLAN HAKKIÇOPUROĞLU Çevredfik Bir Yaş«n (Movi Düşler) IstıKai Cad (Aksanat karşısı) Taksım Tel:252 38 81/82 Kıyafet Devrimi Yrd. Doç. Dr. MUSTAFA ESKİ Gazi Ünnersitesi Kastamonu Sağlık Yüksekokulu Müdürü B ugün 23 Ağustos, Atatürk'ün Kı- yafet Devrimi'ni açıklamak üzere Kastamonu'yagelişinin 73. yıldö- nümüdür. Cumhuriyet döneminde- ki değişimlerin en önemlilerinden birisi de giyim-kuşam dediğimiz Kıyafet Dev- rimi'dir. Atatürk bu konudakı düşüncelerini açık- lamak üzere 23 Ağustos 1925 sabahı Anka- ra'dan hareket etmiş ve akşam saatlennde Kas- tamonu'ya gelmiş ve coşkun sevgilerle karşılan- mıştır. O, bir hafta kadar bu çevrede dolaşarak vatandaşlarla konuşmuş; ekonomi, tanm, dış ti- caret, kredi kullanımı, eğitim, çağdaşlaşma ve kılık-kıyafet konulannda önemli açıklamalarda bulunmuştur. Çağdaş Türkiye'nin hedeflerini çizen önemli sözlerini yine bu çevrede söylemiş- tir. Bilindiği gibi Kastamonu, Kurtuluş Savaşı boyunca Atatürk'ü gönülden desteklemiştir. Samsun'a çıkışından birkaç gün sonra, 15 Ha- ziran 1919'da Açıksöz gazetesi yayın hayatına başlamış; aydmlar ve gençler bu gazete çevre- sinde toplanmışlardır. İlk sayısından itibaren Mustafa Kemal ve Kuvayı Milliye yanlısı bir po- litika izleyen Açıksöz, bu tutumunu savaş süre- since ve daha sonraki yıllarda da cumhuriyetçi bir çizgide devam ettirmiştir. Yine bu cevrenin eli silah tutan insanlan cepheye koşmuş; geride kalan yaşlılarve özellikle kadınlar. denizyoluy- la Inebolu'yagelen binlerce sandık silah ve cep- haneyi her türlü zorluğa rağmen cephelere taşı- mışlardır. Aynca başka yerlerde görülen isyan ve benzeri hareketler bu çevrede hiçbir şekilde olmamıştır. Atatürk'ün nazannda her zaman Kastamonu'nun özel bir yeri ve değeri olmuş- tur. Atatürk, Kıyafet Devrimi ile ilgili açıklama- lannı Kastamonu'da yapmakla Kurtuluş Sava- şı'nda büyük özveriler gösteren bölge insanla- nna Cumhuriyet devrimlerinin en güzellerin- den birini armağan etmiş ve bir anlamda onla- n ödüllendirmiştir. Atatürk, Kastamonu ve ilçelenndeki konuş- malannda kılık-kıyafet konusuyla beraber hal- kın geçim sorunlanna ve ekonomik konulara da değinmiştir. Söz gelimi belediyeyi zıyaretin- de tüketici değil üretici olmayı öğütlemiş ve Çiftçiler Birliği'nın fahn başkanlığını kabul et- miştir. Kıyafet konusunda ise. fes giyen bir ki- şiyi işaret ederek, biz her yönden medeni insan olmalıyız, acılar gördük, bunun sebebi dünya- nın vaziyetini anlamadığımız içindir; fikrimiz, zihniyetimiz medeni olacaktır demiştir. Onun Kastamonu'daki son konuşması her yönden büyük bir anlam içermektedir. Atatürk burada çağdaş uygarlığa ulaşmayolunda önem- li mesafeler alındığını, ancak asırlardanberi de- vam eden olumsuz çabalann ulusumuzu geri bıraktığmı, fakat milletin şuurunun sağlam ve ilenye dönük olduğunu söylemiştir. Gerçek dev- rimcilenn degişim yaparken milletin eğilimle- nni bilmelerini ve bunu dikkate almalan gerek- tiğini vurgulamıştır. O. "Efendiler, vapüğımtz ve yapmakta olduğumuz inkılapların gavesi Türki- ye Cumhuriveti halkını tamamen asri ve bütün mânâ ve eşgalivle medenî bir he>et-i içtimaiye ha- line irsaJ etmektir" demi!, ve burada esas ama- cın çağdaş bir toplum yaratmak olduğunu açık- ça dile getinniştir. Hurafeler konusuna da değinen Atatürk; tür- belerden, yalancı evliyalardan, ölülerden yardım dilemenin uygar toplumiar için bir kusur oldu- ğunu belirtmiştir. Tarikatlann amaçlanna da de- ğinen Atatürk, şeyhlerin irşadıyla maddi ve ma- nevi saadet arayacak kadar ilkel insanlann uy- gar Türkiye toplumunda bulunmasını asla ka- bul edemeyeceğinı ıfade etmiş ve şunlan söy- lemiştir: "Efendiler ve e> r millet, rvi biliniz ki Türkiye Cumhuriveti şeyhler. dervişler, mürid- ler, nıensuplar memleketi olamaz. En doğru ve en hakiki tarikat tarikat-ı medenrvedir." O, bu sözleriyle ülkemiz için en doğru ve gerçek yo- lun uygarlık yolu olduğunu belirtmiş ve aynca medeniyetin emir ve talep ettığıni yapmak in- san olmak için yeterlidir demiştir. ECumhuriyet kitap kulübü Taksim Sergi Salonu AĞUSTOS AY! ETKİNLİKLERİ SÖYLEŞİÜ İMZA GUNU 25 Ağustos Salt Saat:18.00-20.00 MEHMET FARAC Kitabını imzalayacak ve okurlarıyla söyleşecek. Ishklal Cad. (Aksanat karşısı) Taksım Tel:252 38 81/82 DUMLUPINAR ÜNİVERStTESİ REKTÖRLÜĞÜ'NDEN } 1998-1999 Eğitim öğretim yılı 1. döneminde ens^lumüzün asağıdaki Anabılım Dallan- İıa sınavla yüksek lisans öğrencisi ahnacaktır j ,,,„,, KONTENJAN YABANCI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI YÜKSEK LİSANS UYRUKLL' INŞAAT MÜHENDİSLIC1 ANABİLİM DALI Zemin Mekaniği Ulaştırma 5 MADEN MÜHENDİSLİĞ1 ANABİLİM DALI Cevher Hazırlama 4 Maden tşletme 4 ELEKTRtK-ELEKTRONlK MÜH. ANABİLİM DALI Haberleşme 5 MAKİNA MÜHENDİSLİGI ANABİLİM DALI Enerji 6 MATEMATlK Uygulamalı Matematik 5 3 BIYOLOJİ Botanik 4 Genel Bıyoloji 4 FİZlK Katıhal Fizığı 5 3 BAŞVURUDA İSTENILEN BELGELER 1. İlgili alanda (4 yılhk) lisans diploması veya resmi onaylı mezuniyet belgesi (Yabancı uyruklu adaylar için) YÖK'ten alınan denklık belgesi 2. Lisans öğrenimine ait not durum belgesi. (Genel not ortalamasını belirtir şekilde ve resmi onaylı). 3. tki adet vesikalık fotoğraf 4. Nüfus cüzdanı sureti 5. Özgeçmiş 6. LES Sonuç Belgesi (%20 ağırlıkla bilim sınavmın değerlendirilmesinde dikkate alı- nır). 7. Başvurmak istediği programı belırten form dılekçe (Enstıtüden temin edilecektır.) 8. Plastık dosya Öğrencı adayİan ön kayıt içm 01 Eylül-14 Eylül 1998 tarihi saat 17.00'ye kadar ıstenilen belgelerle Dumlupınar Üniversitesi Fen Bilimleri Enstıtüsü'ne (Merkez Kampüsü Tavşanlı Karayolu 10. km. Kütahya adresine) şahsen başvurmalan ve başvuru formunu doldurup ön kayıt yapmalan gereklıdir. Mektupla başvurular ışleme konmayacaktır. Yüksek lisans yabancı dil (lngılizce) sınav- ları 17 Evlül 1998 Perşembe günü saat 10.00'da, bıhm sınavı aynı gün 14.00"de Dumlupı- nar Üniversitesi Mühendislik Fakültesı'nde vapılacaktır. DUMLUPINAR ÜNlVERStTESl REKTÖRLÜĞÜ'NDEN Lisansüstü Eğitim a) Ilgılı alanda dört yılhk yüksek öğretim kurumunu bitirenler yüksek lisans programlan- na, b) ilgili alanda yüksek lisans eğitımini tamamlayanlar doktora programına müracaat ede- bileceklerdir Yüksek Lisans Programlan Anabilim Dalı Bilim Dalı Kontenjan lşletme Muhasebe-Finansman 10 lşletme Yönetım-Organizasyon 1. grup 10 lşletme Yönetim-Organizasyon 2. grup * 40 tktısat - . 10 Kamu Yönetimi " 10 Tarih - 10 Türk Dıli ve Edebiyatı - 10 Beden Eğitimi ve Spor - 10 Doktora Programı Anabilim Dalı Bilim Dalı Kontenjan Iktisat - 5 (•) Ancak, dört yılhk lisans eğitimi yaptığı daldan farklı bir dalda yüksek lisans öğremmi yapmak isteyen adaylar, işletme (yönetim-organızasyon) 2 grup programına başvurabıle- cekler ve branşlanna göre yüksek lisans dersleriyle beraber lisans tamamlama derslen de alacaklardır. c) Bütün programlara oelli seviyede yabancı dil bilgisı olanlar başvurabıleceklerdir. Bu amaçla, adaylar bilim sınavı öncesi Yabancı Dil Yeterlik Sınavı'na alınacaklardır Yabancı Dil Yeterlik sınavı lngilizce'den yapılacaktır. Kamu Personelı Yabancı Dil Sevıye Tespıt (lngılizce) sınavından en az 50 (elli) alanlar veya bu düze>e denklıği ilgili Enstıtü Yönetım Kurulu tarafından onaylanan belgeyı getirenler yüksek lisans yabancı dil gınş sınavından. Kamu Personelı Yabancı Dil Sevıye Tespıt (lngılizce) sınavından en az 60 (altmış) alanlar veya bu düzeye denkliğı ilgili Enstıtü Yönetim Kunılu tarafından onaylanan belgeyi geti- renler Doktora yabancı dil giriş sınavından muaftutulacaklardır. d) Lisans öğrenimini yurtdışmda yapanlar Yükseköğretım Kurulu'ndan alacakları denk- lik belgesıni getireceklerdir e) Lisansüstü Eğitıme Ginş (LES) sınavma katılmayanlann müracaatlan kabul edilmeyecektir. Değerlendirme sırasında (LES) sınav sonucu %20 ağır- lıkla göz önönüne ahnacaktır. f) Müracaatlar şahsen yapılacaktır. Posta ile yapılan müraca- atlar kabul edilmeyecektir. Istenen Belgeler 1 - Müracaat etmek istediği programı belirtir dilekçe ve özgeçmiş, (Enstıtüde matbu form olarak bulunmaktadır.) 2- a) Yüksek lisans programlanna müracaat edecek adaylar için lisans diploması veya mezuniyet belgesinin as- lı veya noter onaylı sureti, b) Doktora programına başvuracak adaylar için lisans ve Yük- sek Lisans Diploması veya Mezuniyet belgesinin aslı veya noter onaylı sureti, 3- a) Yük- sek Lısansa müracaat edecek adaylar için Lisans Transknpti (Not Çızelgesi) aslı veya Noter onaylı sureti, b) Doktora programına başvuracak adaylar için Lisans ve Yüksek Lisans Transknptleri (not çizelgesi) aslı veya Noter onaylı sureti, 4- LES sınavı sonuç belgesi aslı veya noter onaylı sureti. 5- Nüfus Hüvıjet Cüzdanının arkalı önlü onaylı fotokopisi, 6- Sı- nav başvuru ücreti makbuzu, 7- Bir adet kapaklı tellı plastık dosya. 8- 2 adet vesikalık yenı çekılmiş fotoğraf. Müracaat Tanhı ve Yen: Müracaatlar, 01-14/09/1998 tanhleri arasında Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Germiyan Kampüsü-Kütahya adresine şahsen yapılacaktır. Basın: 40160 MALATY/fcİŞ MAIÖCEMESİ'NDEN Dosya: 1998/15 . Davacı SSK Genel Müdürlüğü vekili Av. Beyhan Gökuç tarafından davalılaj Yusuf Kendirli, Faruk Tuttokmağı ve Nevzat Sanca aleyhlenne açılan 120.185.374 TL'lik rucuen alacak davasının mahke- memizde yapılan açık duruşması sırasında verilen ara karan uyannca; Davalılardan Nevzat Sanca (Ala- ca) tüm aramalara rağmen bulunamadığından adına çıkartılan davetiye teblığ edilememış, gazete ilanı ile tebligat yapılmasına karar verilmiş olmakla, Davalı Nevzat Sanca (Alaca)nın 22.9.1998 günü saat 10.15'teki duruşmaya gelmediği veya kendisini bir vekil ile temsil ettirmediği takdirde yargılamaya yokluğunda devam olunacağı ve karar verileceği hu- susu tebligat yerine kaim olmak üzere ılan olunur. Basın: 24316 •u BODRUM'DA ranıte TATtLİN 9iouse YENI ADI Lüks odalan, zengin mutfağı. sosyal aktiviteleri, uzman kadrosu ve BodrutrTun rüya kadar güzel manzarasıyla sizlere ke>'ifli bir tarrl ımkanı sunuyoruz. 4* kafite 5*hizmet. Tel: 0252 316 19 90 Faks: 0352 316 14 03 Kadıköy Ahkaını Şahsiye Davalanna Bakmakla Görevli 2. Sulh Hukuk Mahkemesi 1997'793 VasıTay. Mahkememizce verilen 23.6.1998 tarih ve 1997793 Esas, 1998/522 Karar sayılı ılamı ile, Ardahan, Çıldır. Başköy, C: 00701. SN:11. KSN: O3'te nüfusa kayıtlı bulunan hükümlü Nebahat Karasu MK'nin 357. nîad- desı gereğince vesayet altına alınmış ve kendisine lstan- bul Barosu avukatlanndan 16568 sıcıl nolu Av. Nazıle Tazegül (Aydogdu) vası tayın edilmiştir. Ilan olunur. 1.7.1998 Basın: 40134 "Bir Numaralı Kapılar" Kultürel, tarihsel, sosyal ve turıstik özellikleriyle, Eskı Dünya'nın görkemlı kentlerının kapısını CTV'de aralayın. MctvB U G Ü N 2 1 : 5 0 B E L G E S E L
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle