27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18AĞUSTOS1998SA OLAYLAR VE GORUŞLER Sekiz Yıllık Eğitimin Bir Yılı MUSTAFA GAZALCI / Eg,t- S ekiz yıllık zoruniu kesinti- sız eğıtımin vasalaşması, 18 Ağustos 1998'de (bugün) bır yılı doldurdu. Uzun bir bekleyiş ve savaşımdan son- ra gerçekleştirilen sekiz yıl- lık eğıtım uygulaması eksiklerine karşın genel olarak başanlı olmuştur. Bu uygu- lamanın her alandaki olumlu etkileri za- manla daha iyi anlaşılacak ve yaşanacak- tır Sekiz yıllık çağdaş zoruniu bir eğitim- den geçen ınsanlann iiretimlen, yaşayış- ları, yetıştirdikleri çocuklar geçmişe gö- re daha ı> i olacaktır. Halkın büyük bırkesımı, kesintısiz se- kız yıllık zoruniu eğıtımesahıpçıkîı. Ya- saylabırlıkteçıkan vergi vebağışyoluile 135 trılyon toplandı. Aynca Dünya Ban- kaM 'nın 300 nıılyon dolarlık kredi anlaş- ması y ürürlüğe gırdı. Bu paralar bır an ön- ce yatınma dönüşmelidir. Sekiz yıla karşı çıkanlann ilen sürdü- ğü,w B«i>ılük /onınltı eğitimi bile tam ba- şaramadık, nıaddi \ önden sekiz yılın al- ündaıı hiç kaJkanıa\ı/" sa\ ı boşa çıkmış- tır. Ütekı savlann boşa çıktığı gibi. 8 yıl gölgekndi: Ba^ından beri başta RP (şimdiki FP) olmak üzere kımi çevreler 8 yıllık zo- runiu eğıııme. özellıkle bu eğitimin ke- sintisiz vapılmasına karşı çıktı. Bu çev- reler laık. progrdm bırliği içinde kesintı- siz zoruniu bır temel eğıtım ıstemedik- lerını açıkça söyledı. Söylemeninötesin- de, camilen de üs olarak kullanarak ya- sadı^ı gösteriler yaptılar. 55. Hükümet. tarihten ders alarak bu Der Gnl. Bşk., CHP PM Cyesi gûrültûlere boş \ erebilir, sekiz yıllık eği- timin rüzgânyla eğitimin her alanında büyük yenilikler yapabilırdi. Öğretmen, ders programlan, kitaplan, okul kütüp- hanelerini hızla ele alarak sekiz yılm içi- ni daha iyi doldurabilirdi. Üzülerek belirrmek gerekir ki bu ya- pılamadı. Eğitimin öteki aşamalanna re- form anlayışı taşınamadığı gibi, sekiz yı- lın kesintisizliği gölgelendi. Hükümet. sekiz yılın kesintisizliğine karşı çıkanlara ödün vererek yasanın çık- masından iki gün sonra, 20 Ağustos I997'de, Kuran Kurslan Yönetmeliği'nde değişiklik yaptı. Bu değişiklikle isteyen ilköğretim öğrencileri 5. sınıftan sonra cu- martesi, pazar günleri ve yaz aylannda Di- yanet Jşleri Başkanlığı'mn Kuran kurs- ianna gidebılecekti. Eğit-Der, bu değişikliği biröğrenci \e- lisi aracılığıyla Danıştay'a götürdü. Da- nıştay, 27 Mart 1998'de yürütmeyi dur- durma karan verdi. Sekizinci sınıfı bitir- meden öğrencilerin Kuran kurslanna git- melerini Öğretim Birliği Yasası'na veço- cuğun sağlıklı gelişimine aykın buldu. ANAP ve DYP milletvekilleri, TBMM'nin ve Danıştay'ın bu açık karar- lanna karşın, isteyen öğrencilerin 5. sı- nıftan sonra Kuran kurslanna gidebilme- Jeri için ayn ayn yasa önerisi verdiler. TBMM Mılli Eğitim Komisyonu buöne- rileri de reddetti. Bu kez Diyanet Işleri Başkanlığı, 29 Mayıs 1998tarihindebirgenelgeçıkara- rak 'Danıştay'ın, yönetmeliğuı 8. ve 15. maddeterini iptal ettigini, 9. madde>e gö- re her yaştaki insanı camüerde açacağı Ku- ran kursuna çağırdjğuıı' duyurdu. Başbakan Mesut Yılmaz da Haziran 1998'de Ağn'da yaptığı konuşmada her yaşta çocuğun Kuran kursuna gidebıle- ceğini söyledi. Diyanet lşleri Başkanlığı'nın bu ge- nelgesi de, Sayın Mesut Yılmaz'ın konuş- ması da sekiz yıllık yasanın kesintisizli- ğini gölgeledi. Danıştay yeniden karar verinceye değin sekiz yılın kesintisizliği fiilen bölünmektedir. Hatta eskisinden daha kötü bir durum yaratılmıştır. Eski- den 5. sınıfı bitiren çocuklar Kuran kurs- lanna resmen gidebilirken şimdi her yaş- taki çocuk gidebilmektedir. Kimilerinin ileri sürdüğü gibi konu din değil, eğitimdir. Hem de zoruniu temel eğitim... Temel eğitim, adı üstünde, bir ül- kenin en temel, en önemli eğitim aşama- sıdır. Bu eğitimin program ve anlayış bü- tünlüğü içinde verilmesi gerekir. Bu an- layış da laik ve çağdaş eğitim anlayışıdır. Cumhuriyetin daha başında, 3 Mart 1924"te Öğretim Birliği (Tevhid-i Tedri- sat) Yasası'yla yurttaşlann nasıl bir eğı- timden geçeceği belirlenmiştir. 8 yıhn içi doldurulmalı Temel eğitim sırasında dinsel eğitim verilemez. Anayasanın laikliğe aykın olarak zoruniu gördüğü din kültürü de din eğitimi değildir. Üstelik ılköğretimde re- sim, müzik, beden eğitimi gibi temel dersler haftada birsaat verilirken 'Din Kül- türii ve Ahlak Btlgisi' dersi 4. sınıftan son smıfa değin haftada iki saat verilmek- tedir. Aynca ilköğretim sırasında çocu- ğun Kuran Rursuna gıtmesi eğitimin bir- liği açısından doğru değildir. Sekiz yıllık eğitimi başanlı kılacak, onu başanyla uygulayacak öğretmendir. O yüzden öğretmen yetiştirme işi, üni- versite ve bakanlık işbirliğiyle yeniden ele alınmalıdır. Başka meslekler için ye- tişmiş üniversite bitirenleri, formasyon da alsa öğretmen olarak atamak doğru de- ğildir. Öğretmen, öğretmen okulundan ye- tişır. Öğretmen okullannda bilgi yanın- da kişilik, alışkanlık verilir. En önemli- si de, uygulama yaptırır. Her öğrenci 'ben öğretmen olacagım" diye yetişir. Öğretmenin işini severek yapması. bü- yük ölçüde onun soruniannın çözümü- ne bağlıdır. Öğretmenin ekonomik sı- kıntısı olmamalıdır. Kitapokuyarak, sa- nat etkınliklerini izleyerek, gezerek öğ- retmen kendini yenileyebilmelidir. Öğ- retmenin toplusözleşme hakkı tanınmış, yaptırımlı sendikası olmalıdır. Eğıtimde önemli araçlardan biri de ders kitaplan'dır Sekiz yıllık eğitim ya- sası çıktıktan sonra ders kitaplan sekiz yıla göredüzenlenemedi. Biçim ve öz ola- rak kitaplar çağdaş duruma getirileme- di. Geçen yıl eskı kitaplar okutuldu. Bu kıtaplann Talim Terbiye Kurulu'nca ver- dıği 5 yıllıkokutulma süreleri doldu. Bu yüzden Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Ocak 1998'de uzmanlıklannagöreöğret- menlerı kitap yazmada görevlendirdi. Öğretmenler müfredatın sınırlamalanna karşın sıkı çalışarak kitaplan bakanlığa teslim ettiler Talım Terbiye Kurulu'ndaki kadrolar değışmediğı için bu kitaplann kimileri keyfi olarak reddedilmektedır. Bakanlı- ğın olumlu bır adımı, yıne bakanlığın başka bir birımince engellenmektedir. Kitaplaryenilenemeyincebu işin ticare- tini yapan, Türk-lslam sentezine göre yazılmış kitaplarokutulmaya devam ede- cektir. Ders kitaplan. kurullara yazdınldığı gi- bi, yanşma yoluyla da yazdınlabilir. Ama ber şeyden önce. Talim Terbiye'nin elin- dekiyönetmeliğesığuıarak verdiği yargı- sız infaza son verilmeüdir. Öğrencilerin iyi yetişmesi için ders ki- taplan dışında sanat ve bilim kitaplany- la da buluşması gerekir. Bunun için her ilköğretim okulunda zengin bir kitaplık açılmalıdır. Eğit-Der, sekiz yıllık eğitime katkı için 'Her İlköğretim Okuluna 1000 Kitap' kampanyası başlattı. llk aşamada 5000 kitabı, kitaplığı olmayan Ankara'nın ge- cekondu bölgeleriyle Erzurum'un. Kah- ramanmaraş'm köylerindeki ilköğretim okullanna teslim ettik. Kitapian evlerden, kuruluşlardan topladık. Kitabı verenin adını kitabın başına yazdık. Yeni ders yı- lı ile birlikte kampanyayı sürdüreceğiz. Elbette bütün Türkiye'deki ilköğretim okullanna biz ulaşamayız. Böylesi kam- panyalan başka kuruluşlar da yapabilir. MEB, Kültür Bakanlığı ile işbirliği ya- parak tüm okullara kütüphane açabilir. Kütüphanesi olan okullann kütüphane- leri yeni çağdaş kıtaplarla zenginleştiri- lebilir. Sekiz yıl kesintisiz zoruniu eğitimin bir kazanımı da, 5. sınıftan sonra yapılan Anadolu ve Fen Liseleri sınavlannın kalk- masıydı. Küçücük çocuklan dersanele- re taşıyarak sınava sokmak, kazanama- yanlara da yaşamlan boyunca aıleleriy- le birlikte unutamayacaklan bir acıyı ya- şatmak hiç de doğru değildir. Bu konu- da söylenmesi gerekenlerayn bıryazı ko- nusudur. ARADABİR HATİCE KALKAN Kültür-Sen tstanbul Şubesi Genel Sekreteri Suriçinde Arkeoloji Gerçekleri... Son günlerde, Istanbul Arkeoloji Müzeleri de- /ıetımınde yapılan kazılarla ortaya çıkarılan tarih- seJ kalıntılar. Istanbul suriçinde (tarihsel yarıma- da) yanı antık Byzantıon'un Akropol bölgesinde yer almakta olup, burası Geç Antik Dönemden iti- baren imparatorluğun konut-saray ve yönetim yerleşimini barındıran bir yapılaşmaya sahne ol- muştur. Böylece burada zamanla ihtiyaçlar dahi- lınde altyapısı mükemmel askeri, dini, sivil vb. özellikli eklektik bir mimari ortaya çıkmıştır. Medyada 'yüzyılın keşfi' olarak sunulan ve Bü- yük Saray kaztsı diye isimlendirilen kazı, şimdiki otelin ışletmecısi olan Yapı Kredi Bankasf nın yan kuruluşunun mekân kazanmak amaçlı başvuru- suyla, önce otelin giriş sahanlığında yer alan ve bılınen tarihı-antik kahntıdan girilerek devamın- daki tonozlu yapılara ait dolguların alınmasının yanı sıra 19. yüzyılda Fossati'nin yaptığı binanın temelleri üzerinde gerçekleştirilen çalışma olayı- dır. Kazı, fırmanın saptadığı alanlarda gerçekleş- tırılmış olup, burada, kaynaklarda bahsı geçen kalıntıların varlığına göre geliştirilecek bir proje dahilinde turizme yönelik yapılaşma olanaklannı sağlama amacı güdülmüştür. Bu arada bir kısım freskı merkez alarak çekilen foto-film destekli ya- zılarla Büyük Saray adeta yeniden keşfedilmeye başlanmış, benzen saray arayışlarma girildiğinde ıse hemen yanı başındaki Topkapı Sarayı unutu- larak Kremlın örneği verilmiştir. Aslında bütun sorun, temel kazısı özellikli birça- lışmanın. olası protestoların önlenmesi amacıyla merkezden izın alınarak kurtarma kazısı adı altın- da sessız sedasız kotanlmasıdır. Aşağı yukarı ben- zer uygulamalar da göz önüne alındığında şöyle bır soru akla gelıyor: Acaba bu kazılan alanlar, yu- karıda aktanldığı gıbı, otelin bulunduğu alandan 15-20 metre üstte seyrettiğinden. aynı zemin se- vıyesıne dek indirıldikten sonra, otelden buraya gırışın sağlanmasına (araba parkı şeklinde, dışa- rıdan bakıldığında görünüm bozulmamış olacak) yönelik arayışlar kamuoyunu yanıltıcı bir görü- numde sunulmuş olabılir mi? Yapılan kazının tekniği ise belirtildiği gibi temef kazısı özellikli kurtarma kazısıdır ve parsele esas başvuruya istınaden izınle yapılmaktadır. Yöntem bakımından hıçbir fark olmamakla birlikte her iki- sırde de temelde kalıntı çıktığında korunarak üs- tüne modern bina yapımını gerçekleştirmek esas amaçtır. Orneğin Eminönü Tahtakale Hasırcılar Sck. 54 pafta, 372 ada, 8 ve 57 parsellerde temel kazısı şeklnde devam eden kazıdan yoğun kalın- tı çıkması üzerine 1 No'lu Kurul, bodrum katlara aıt ınşaatı ıptal etmesıne karşın çalışma, kurtarma kazısına dönüştürülmek suretiyle bodrum kat in- şaatının gerçekleşmesi sağlanmıştır. Bu nedenle bt tür kurtarma kazılan, tümülüs, höyük vb kazı- larta kanştırılarak kavram karmaşası yaratılmıştır. Kalıntılar medyada, Büyük Saray'ın bozulmamış, dokunulmamış bır bölümü ortaya çıkanlmış gibi su- nüarak, şımdı de bakan ya da hafirlerin ağzından 'restore eaılecek' denilerek kamuoyu farklı bir ya- nıtgıya surjklenmektedır. vünkü çkanlan kalıntılar, geçmişte Bizans ve son- rası, özellikle 18. yy.'dan itibaren işlevsel yönden yeni dönuştürmelerle (söz gelimi odalan birleşti- rip ayrıştırma ve sıvama yoluyla sarnıç haline ge- tirme. yaplara aynı şekilde müdahalelerle yeni iş- levsellık kazandırmak vb.) kullanılagelmiştir. Nite- kirn ortaya çıkarılan kalıntıların bulunduğu alanın br kısmında bulunan 8. yy. anıtsal Nea Kilisesi'ne bcğlı yapıar revıze edilerek 'Topkapı Sarayı'nın Nakkaştıanesı' olarakda kullanılmıştır (bkz. Sema- wi Eyice, Arslanhane ve Çevresinin Arkeolojisi' lAVtY: 11-12,1964). Sonuç olarak. bu tıp kalıntılarda restorasyon, va- olar djvar döküntü ve çatlaklarını gidermek- ten ibaret olmasına rağmen 'saray' olarak adlan- dnlan kalntıların sanki her şeyi ile yerii yerinde or- ta/a çıkaridığı şeklinde yanıltıcı bir his verilmek- tedir. RestDrasyon, tek kelıme ile aslına uygun ha- legetirmeasasınadayanırken, bugüne değin, tüm mmari unsurlan yerlı yennde olan antik yapılar da- hırestorasyon adı altında asfından uzaklaştınlarak ticarethane özellikli mekânlara dönüştürülmüş, kultür ve tJfizm ad»na işverenlerin rantına sunul- rruşlardr (bkz. Myrilaıon ve Binbirdirek Sarnıcı). Genel Sekreter Aranıyor RAHMİ K U M A Ş Birleşmiş Milleüer Türk Derneği Genel Sekreteri B irleşmiş Milletler (BM) Orgütü Genel Kurulu ilk kez Londra'da VVestminster'in tören salonunda 10 Ocak 1946 günü toplandı. Bu toplantıda Türkiye'yi temsil eden kurulun başkanı HasanSaka'ydı. Genel Kurul'da temsil edilen ülke sayısı 51 idi. 14 Şubat'a dek süren toplantılar sonucunda ör- gütün tüm birimleri oluşturuldu. Ardından örgüt New York'a taşındı. Genel Kurul (Asamble) başkanlığı için iki aday yanştı. Belçika Dışişleri Bakanı Spaak28 oy alırken, öteki aday Norveç Dışişleri Bakanı Trygve Lie 23 oyda kaldı. Genel Kurul Başkanı oJamayan Lie, 2 Şubat 1946'da örgütün genel sek- reteri oldu. Görev süresi de 5 yıl olarak saptan- dı. O gün genel sekreter olarak göreve başlama- dan önce Lie Genel Kurul önünde şu andı içti: "Birieşmiş Uluslar Örgütü'nün Genel Sekreteri olarak bana yöneltilen görev leri tam bir bağlılık ve gjzlilikle \e \kdanimin sesine uyarak vapaca- ğuna, bu görevieri özellikle örgütün çıkaıiannı göz önünde tutarak ve hiçbir hükümetin >e örgüt dı- şında hiçbir otoritenin vönergesini istemeden ve kabul etmeden yapacağuna ve turumumu bu ti- keler içinde düzenleyecegune açıkça ant içiyo- rum." Etkinlikleri: Genel sekreter BM'nin kurulma- sını sağlayan anayasanın (*) 97 ve sonraki mad- delerinde düzenlenmiştir. Buna göre, genel sek- reter, en yüksek görevlidir. 8 yardımctsı vardır. Banşın korunması görevi verilen Güvenlik Kon- seyinin, Ekonomik ve Sosyal Konsey'in bütün toplantılanna katılır (m. 96). Yine bu maddeye göre, örgütün çalışması konusunda Genel Kurul 'a yıllık görüşler (raporlar) sunar. Uluslararası ba- nş ve güvenliğin korunmasmı tehlikeye düşüre- bileceğini düşündüğü herhangi bir konuyu Gü- venlik Konseyi'ninilgisine sunar (m. 100) Böy- lece anlaşmazlığı, "banşı sağJamakla görev li" Güvenlik Konseyi'nin gündemıne aldınr. Bu çok önemli bir yetkidir. Örgütün tüm görevlilerini "hakça bir coğrafva dağüınunı" göz önünde tu- tarak atar. Orgüt üyeleri, genel sekretere etki yap- mayacaklanna ilişkin yüklenim altınagirmişler- dir. Kinüer seçildiier? 5 yıllık bir siıre için seçilen Lie dönemınde lsrail ve Kore sorunlan çok et- kili oldu. Öyle ki vrtoyetkisine sahip 5 devletin isteğiyle bu göreve gelen Lie'yi Kore bunalımı nedeniyle Sovyetler görevden atmaya kalktılar. Sonunda görev süresi 1 Şubat 1954'tebitecek ol- masına karşın lOKasım 1952'degörevindenay- nlmak zorunda kaldı. Bunun üzerine yeni bir genel sekreter aranma- ya başlandı. Genel sekreter adayı olmak için ilk başta 5 sürekli üyenin olurunu almak gerekir. Kısacası genel sekreterlik vetoyabağlı bir işlem- dir. Kanada Dışişleri Bakanı Lester Pearson, Fi- hpinler'in Waşington Büyükelçisi Carlos Ro- mutos, Polonya Dışişleri Bakanı Staisbvv Skrzse- revski'ninadaylığıyanında başka adlardageçer- ken beklenmedik biçimde Isveçli iktisat profe- sörü Dag HammarskjöJd üzerinde anlaşma sağ- landı. Başbakan Tage Erlanderbıle bu seçime şa- şarak "Buyöndehiççalışmaniızolniadı' < demek zorunda kaldı. Bu olayda Stalin'ın ölümü üzeri- ne Sovyetler'in Batılılarla anlaşma polıtikası et- kili oldu demek doğru olur. Dag Hammarskjöld'ün 8.4.1953'te ikinci ge- nel sekreter olarak başlayan görevi 18 Eylül 1961 'de Kuzey Rodezya(Zambi>a"nın 1964 ön- cesi adı) üzerinde uçağının düşüp ölmesine dek sürmüştür. Dönemı çok olaylı geçen Dag'ın ye- ri, ancak 3 Kasım 1961 'de doldurulabitmiştir. 2 aya yakın boş kalan genel sekreterliğe, ilk kez Avrupalı ye Hıristiyan olmayan bir kimse geti- rilmiştir. Üçüncü genel sekreter olan UThantBu- da dininden olup işi de tarih öğretmenliğiydi. Döneminde olan önemli olaylardan Macaristan sorununda Sovyetler'i, Cezayirsorununda Fran- sa'yı, Küba sorununda da ABD'yi eleştirerek yansızlığını göstermiştir. Ancak 1971 sonunda görevi sona ererken yeniden seçflmesi (üçüncü kez) için kendisinden dilekte bulunulan genel sekre- ter olnıasanınıkorumaktadır. 1971 Aralıkayı so- nunda Av usturya'nın eski dışişleri bakanlanndan Kurt VVaJdheim genel sekreterliğe getirilmiştir. Görev süresini lOyıl olarak bitiren VValdheim'ın yerine 1981 Aralık ayında. Perulu diplomat flp- rezDeCuellargetirildi. 1986'dabu göreve ikin- ci kez getirilen Cuellar, görevinı 1992 başında Mısırlı ButrosGaB'ye teslim etti. Gerçekte Kurt VValdheım, üçüncü kez genel sekreter olmak için aday oldu. Ama onu Çin veto etti. Tanzanya Dı- şişleri Bakanı Salim'ı de ABD veto edince Cu- ellar üzerinde anlaşma sağlandı. Cuellar, BM 'nin Latin Amerikalı ilk genel sekreteri oldu. Cuellar 1991 KörfezSavaşı'ndaetkisizkakü..Ancak 1980- 1988 Iran-Irak savaşını sona erdirmede, Namib- ya'nın bağımsızlığına kav uşmasında başanlı ol- du. Eşi Yahudi, kendisi Mısırlı Arap Hıristiyan olan Gali,"Doğu-BatTbileşimi olarak seçilen ilk Afrikalı genel sekreter oldu. Şimdi ise kendisi ye- niden seçilmek istiyor ama ABD onu tutmuyor. Gerçekte onu biz de tutmuyoruz. Görüldü ki ilk genel sekreterden sonra seçilen genel sekreterler iki dönem görev yaptılar. llk kez Butros Gali ikinci kez göreve getirilmeyen ge- nel sekreter olarak anılacaktır Şimdi de ABD zor durumda. Çünkü ABD bir çelişki içindedir: 1950'de Koreyüzünden Sovyetler'in tepkisini çe- ken Lie'yi Sovyetler Güvenlik Konseyi'nde veto ettiler. Ama ABD sorunu Genel Kurul'a grtirdu oradan 5 karşt,8çekimser oya karşdık4Soyla "ge- nel sekreterin görev süresini 3 yıl daha uzatma" karançtkartn. Rusya karşı çıktı: Lie'yi genel sek- reter olarak tanımayacağını açıkladı. Çekişme- ler oldu; sonunda Lie dayanamadı ve 1954 Şu- batı'nda görev süresi dolacakken görevinden ay- nldı. Kendisinden BM örgütü Genel Sekreterli- ği'nin "Dünyanın elde edilmesi en zor işi" nite- lemesi anı olarak kaldı. Çünkü genel sekreterlik sorunu büyük devletlerarası çatışmalara yo! aç- mıştir. Genel Sekreterolarak ölen ilk kişiolan Dag döneminde ise BM canlı, etkin ve neredeyse "bir imparatoriuk" durumuna gelmıştı (10 aralık 1966, AŞ Esmer-Ulus). Şimdi tek kutuplu dün- yadayız. ABD'ye karşın 1950'de kendisinin kul- landığı yöntem kullanılabilir mi? Hiç sanmıyo- rum. Çünkü o zaman ABD bu örgütten kopar ki ortada örgüt kalmaz. Gali'nin seçilmemesi Tür- kiye'nin adını bile doğru söyleyemeyen bir ge- nel sekreterden kurtulma sevinci venr bize. * Bu metin Fransızca aslında "charte " adını al- mıştır. Ancak Türkçede 'nasıladlandınlsm 'diye Ce- mılBilselCumhunyet'te 11. 23 ve28Ocak 1946'da üç yazı yazmıstır. L^^ kitap kulübü Taksim Sergi Salonu AĞUSTOS AY! ETKİNLİKLERİ İÖVLEŞİÜ MZA ĞÜNÜ 19 Ağustos Çarşamba Saaf.J8.00-20.00 DOGAN KATIRCIOGLU Kitaplarını imzalayacak ve okurlarıyla söyleşecek. Istiklal Cad. (Aksanat karşısı) Taksim Tel:252 38 81/82 ŞİŞLt 3.ASÜYE HUKUKHÂKİMLİĞİ'NDEN 1996/694 Davacı Erbay Öztürk vekili tarafından davalı Gönül Öztürk aleyhine açılan Boşanma dava- sında; Ortabayır A\e\ Sok. No: 27 ! Gûltepe-lstanbul adresinde bulunan Gönül Öztürk iş bu adresınde tebİigat yapılamadığmdan ve adresi meçhul ölduğundan ılanen tebligat yapılması- na karar verilmiş olup; mahkememizce 24.6.1998 tarih 1996V694 esas, 1998546 sayılı karar ile Ordu ili. Mesudıye ilçesi, Güzelce cilt 042. sayfa 16, kütük 36 sıra No'da nüfusa kayıtlı Mehmet oğlu Erbay Öztürk ile Hüseyin kızı Gönül Öztürk'ün M.K.nun 134. maddesi gereğin- ce boşanmalanna. müşterek çocuk 11.10.1991 doğumlu Uğur Öztürk'ün velayet hakkmın da- vacı babalanna \erilmesıne karar venlmiştir. İş bu hüküm özetı ilan tarihinden ıribaren 7 gün sonra başlamak üzere 15 gün ıçmdetemyız edilmedığı takdirde kesınleşeceği ılanen teblığ olunur. 31.7 1998 Basın: 38120 HÎSSE SENEDİ DAĞITIMI Yeniden basılan hisse senetlerinin eski senetlerle de- ğiştirilmesine ve bunlara bağlı değer artışlanndan ge- len hisse senetlerinin de belgeleri karşılığında dağıtı- mına, 04.08.1998 tarihinden beri devam edilmektedir. 30.09.1998 günü yapılacak olağan genel kurula işti- rak edecek pay sahiplerinin, bir hafta önceden, yeni hisse senetlerini bankaya bloke etmek suretiyle şirket- ten giriş kartı almalan gerekmektedir. Pay sahiplerine önemle duyurulur. KEMOKS Kİ1VIYA SAN. VE TtC. A.Ş. Tatile çıkmadan kalbinizi kontrol ettirin. TÜRKKALPVAKFI 19MayısCd.No:8 Şışlı/İSTANBUL Tel: (0 212) 212 07 07 M.Ü. öğrenci kimliğimi, pasomu kaybettim, hükümsüzdür. ELlFSÖYLEDtR ANTİMEDYA Medyanın panzehiri ANTİMEDYA PENCERE Nadir Nadi'yi Anarken.•••• Nadir Nadi, yedi yıl önce ağustosun 20'sindı gözlerini yaşama yumdu. Yeniköy'deki evde kötüleşmişti; "Başyazar' çağnlan cankurtarana taşıdık. Yanına iliştim... Yol boyunca elini tuttum. Bu eli ilk kez 1962 yılının mayıs ayında sıkmış tım; Pembe Konak'taki yüksek tavanlı odasındc her zamanki gibi incelik göstermiş; beni "Cum- huriyet'te birlikte çalışmaya" çağırmıştı. Çok duyarlı bir insandı. Sanatçı duyarlığını yaşamın katı gerçekleriyle bağdaştırmasının özü nasıl oluşmuştu?.. Ulusal Kurtuluş Savaşı'nda düşmanın top ses- leri Ankara'da duyulurken Yunus Nadi ogluna keman dersleri verdiriyordu. Altmış yılı aşkın bir süre geçtikten sonra yazdığı "Dostum Mozart"\r\ başına Nadir Nadi şu "ithaf"\ koyacaktı: "Onca direnmeme karşın beni keman öğrenmeye zor- lamakla, önüme hiç ummadığım ışıl ışıl renkli bir dünyanın perdesini açan sevgili babamın anısı- na..." Nadir Nadi "ışıl ışıl renkli iç dünyası"y\a birlik- te bu dünyadan aynldı. • Nadir Nadi'nin iki yapıtı var. Birisi yazılandır, kitaplandır; ikincisi elinizdetut- tuğunuz gazetedir. Bilmiyoaım, ileride hangisine nasıl değer biçi- lecek?.. Benim bildiğim Nadir Bey, müzikle, ya- zaıiıkla, gazetecilik arasında kurduğu dengeyi üç dünyanın kesişme noktasında durarak korudu. Bir gün bana söylediğini unutmadım: "-llhan", demişti, "ben Batıuygaıiığınamüzik- le biraz girmek olanağını buldum." "Dostum Mozart" kitabı bu yörttemin benliğin- deki dokusunu biraz olsun ortaya döker. Ancak bu kadar duyartı bir insanın, yanm yüzyıla yakın bir süre demokrasi yaftası ardında süregelen dev- rim-karşıdevrim ikileminin kıncı ve dökücü sava- şımında bükülmez bir iradeyle Cumhuriyet'i ayak- ta tutabilmesi ne anlama geliyor? Cumhuriyet'i kuran Yunus Nadi.. Kuaımlaştıran Nadir Nadi. Nadir Nadi'nin ölümünden sonra Cumhuriyet'in nice güçlükleri aşarak 21 'inci yüzyıla hazırlanma- sı, Nadir Nadi'nin bu gazeteyle nasıl sağlam bir kurum oluşturduğunu kanıtlıyor. • Yaşasaydı ne düşünürdü?.. Ne yapardı?.. 1991 Nadir Nadi'yi yitirdiğimiz yıl... 1991 Sovyetler'in dağıldığı, Batı-Doğu blokla- nnın noktalandığı yıl... 1991 Türkiyesi'nde yalnız devlet televizyonu vardı. Medya yok, bas/n vardı. Holdingleşme, tekelleşme, kartelleşme yoktu; gazetecilik parayla, pulla, siyasetie, ticaretle, dev- letle, politikacryla, bankayla, işadamıyla bugün- kü gibi iç içe girmemiş, kirlenmemiştL..' Bugün Cumhuriyet'in dışındaki bütün gazete- ler ya bir cemaatindir, ya bir tarikatındır, ya bir ban- kanındır, ya bir grubundur; adına yeni sözlükte "konglomera" denen biroluşum ülkeyi sardı; dal- landı, budaklandı. Tek bağımsız gazete Cumhuriyet'tir bugün... Bu sonuç, Nadir Nadi'nin Cumhuriyet'i nasıl kurumlaştırdığını gösteren en çarpıcı kanıt... • Nadir Nadi'ye en büyük saygı ve sevgi, Cum- huriyet'i ilkeleriyle yaşatmaktır. CA1V, 'Ben sana mecburum.. Sen yoksun..." 18 Ağustos... APO'N ÇOKACIKAYBIMIZ Bizleri büyük acılar içinde bırakarak, elim trafik kazası sonucu yitirdiğimiz; OKAN ve AYSEL ÇEVAR'ı sevgi ile anıyoruz. Gonca Çelik, tbrahim-Zeynep Çalışgan, ÇEÜK ve ÇALIŞGAN Ailesi ECumhuriyet kitap kulübü Taksim Sergi Salonu AĞUSTOS AYI ETKİNLİKLERİ 18 Ağustos Salı Saat:18.00-20.00 RECEP BİLGİNER Kitaplarını imzalayacak ve okurlarıyla söyleşecek. Istiklal Cad. (Aksanat karşısı) Taksim Tel:252 38 81/82
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle