27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 AĞUSTOS 1998 PAZAR1 HABERLER Prof.Dr. LevendKüıç 'a göreAnadolu Üniversitesi 'nin başarısında tek neden var Kuvayı Milliye ruhuyla eğitimunaltıcı sıcaktan ağaçların serin gölgesıne doğru giriyoruz. Anadolu Üniversitesi "nın kampusu dinginlik veriyor insana. ılıman bır koy gibi. Neredeyse balta girmemiş ormanı andıran korunun 40 yıl önce üzerinde ot bile bıtmeyen taşocaklannın üzennde yeşerdiğine inanmak zor. Anadolu Üniversitesi zoru başarmış. Kampusun içlerine doğru ilerliyoruz. Fakülte binalannı, üniversitenin hemen hemen tüm yayınlannı üstlenen emektar basımevini. üretıme dönük çalışan atoiyelerini, araştırma parkını ve yüzme havuzunu barındıran binalar birbinni ızliyor. Düzen. bakım ve temizlik göze çarpıyor. Eczacılık Fakültesi "nın bıtişiğindekı "Tıbbi ve Aromatik Bitki ve İlaç Araştırma Merkezi''ndeyız. Laboratuvarlara yöneldiğımizde bozkır dostlan kekik ve adaçayının kokusu ıle karşılanıyoruz. Güleryüzlü görevliler. ögretim üyeleri: bitkıler üzerinde yaptıkları çalışmalan. laboratuv ardaki araçlann yardımıyla gerçekleştirdiklen esans ve ilaç etken maddesi araştırmalannı coşkuyla anlatıyorlar. Gözlenndeki pınltıdan ve ifadelerınden çıkardığımız sonuç: Yaptıklan işi benimseyerek ve zevkle üstleniyorlar. Güzel Sanatlar Fakültesi'nde aynı gözlemleri yapıyoruz. Yine güleç ögretim üyeleri, yöneticilerle karşılaşıyoruz. Okul. onlann ve öğrencilerin. Duvarlar ve her boş mekân. yıl sonu sergilerindeki yapıtlarla dolu. Öğrencilerin bir bölümü, yaz tatılinden yararlanarak seramik fırınlarında. heykel atölyesınde, grafik böiümünde yaratıcılıklannı sınamayadevam ediyorlar. Kısıtlı olmayan malzemeler döner sermayeden sağlanıyor. Öğrenciler, genış bır özgürlük ve hoşgörü ortamında yapıtlanna biçım venyorlar. Tek kısıtlama. okulun, daha dogrusu ögrencilenn ortak malı olan malzemelerin çarçur edilmesinde .. söz konusu oiuyor. "Yaraöcıljk, üretkenlik. düşJerden yola çıkarak ayağı yere basan adunlar atmak" belki de Anadolu Üniversitesi"nın ılkelen, geleneği. Buna örnek olarak, kampusun az ilerisinde. Eskişehir'in sivil havaalanının bulunduğu bölgede kurulmuş olan "Sivil Havacıhk Yüksekokulu" gösterilebilir. 1986 yılında "Sivil Havacıhk Meslek Yüksekokulu " adı ile kurulan yüksekokul. aradan geçen 12 yıl içinde önemlı bır atılım ıçine girmiş. Inanmayacaksınız belki ama, yüksekokulun 23 uçağı, bir de helikopteri var. Lisan laboratuvanndan tutun. uçak yapılan atölyesine: otomatik kontrol laboratuvanndan tutun, pilotaj eğitıminde pilot adaylannın "sanal" ortamda uçaklan uçurduklan "simülatör"e değin birçok olanak da cabası. Türkiye'de alanında tek okul olan Sivil Havacıhk Yüksekokulu Miidürü Doç. Dr. Mustafa Öç. 6 ayn programları bulunduğunu aktardı bize: "Teknik uçak motor bakım. gövde bakım, elektrik-elektronik bakım, pilotaj. hava frafik kontrol, sivil hava işletmecüiği programı." Öç, pilotaj ve hava rrafik kontrolü bölümü öğrencilerinin öncelikle yetenek sınavından geçtiğini; psikomotor ve sağhk muayenesi. 2 kez uçma elemelerinden geçtıklerini söylüyor. Yüksekokulu bitirenlerin işe girme olanağı yüzde 100'leri buluyormuş. Başan ortalaması da yüzde 70-80 dolaylannday mış. Yüksekokul. aynca Emniyet Genel Müdürlüğü ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ile yaptığı protokollerL1 her iki kuruluştan gelenlere uçak v e helikopter pilotluğu eğitimi veriyor. Okulun yeni tasarımına gelince... Doç. Dr. Öç açıklıyor: «TEMA, TAİ ve Anadolu Üniversitesi'nin ortaklaşa yürüttüğü projeye göre, Deniz Kuvvetleri'nin elindeki S2E uçaklan yenilenerek bunlardan orman yangınlanna karşı 15 uçaldık bir filo oluşrurulacak. Projenin maliyeti 40 mthon dolar. Oysa Kanada'dan alınması diişiinüien böyle bir uçağın tanesi 25 milyon dolar. Yani, orman yangını mücadelesinde 2 uçak yerine 15 uçağımız olacak. Bu konuda Orman BakanlığTnın desteğine gereksinimimiz var." Sivil Havacıhk Yüksekokulu'ndan mezun olmuş, aralannda iki de bayanın bulunduğu 90 pilot, bugün Türk Hava YollarTnda başanyla çalışıyor. Dile getirdiğimiz bölüm ve yüksekokulların dışında Anadolu Üniversitesi'nin edebiyat, eğitim, fen, hukuk, iktisadi ve idari ilimler, iletişim biJimleri, mühendislik- >- Rektör Prof. Dr. Engin Ataç: Oğrenci Yerleştirme Sınavı'nda, Anadolu Üniversitesi'ni seçmiş olup da ilk 5 bine giren tüm öğrencilerimize ayda 4O milyon lira burs vereceğiz. >- Prof. Dr. Levend Kılıç, üniversitenin gizini aralıyon "1970'lerin başında toplam persone/i bir küçük otobüse ancak sığan bir kurumdan bugünlere varmamızın bence tek nedeni şu: Kuvayı Milliye ruhu ile çalışmak, çalışmak, çalışmak..." mimarlık. ıktısat. ışletme fakültelen ile beden eğitimi ve spor. tunzm \e otel işletmeciliği, endüstrıyel sanatlar. engelliler entegre yüksekokuîları; Bilecik, Bozüyük, Eskişehır meslek yüksekokullan ve devlet konservatuvarına değınmeden geçmemek gerek. 30 kışılik opera-bale salonu, 200 izleyıcı kapasiteli oda tiyatrosu salonu. 160 kişilik oda konseri salonu. 160 kişilik uygulama gerekçesiyle kendini şanslı görüyor. Ama. bunu yeterli bulmuyor; "Teknolojik ve bilgi ortamı açısından var olan altyapıyı tamamlamak zorundajız. İO-I l kişilik bir \afınm-Teknoloji ve İletişim Komisyonu oluşturduk. İlk aşamada fakülte ve birimlerimize 800 bügisayar dağıtmayı hedefledik. Bunlardan 600'ü dagırıldı. Kampusun temel bilgi omurgasını oluşturacak İnternet bağlantılı bu yatınm için 350 mihar lira kampusta oluşturacağımız İnternet kafelerinde isleven öğrencilerin hepsine elektronik posta adresi vereceğiz." Nitelikli öğrencilere 40 milyon burs Prof. Ataç"ın tasanmlannın sonu gelmiyor: "Oğrenci Yerleştirme Sınavı'nda, Anadolu Üniversitesi'ni seçmiş olup da ilk 5 bine giren tüm AÜ İletişim Fakültesi öğrencileri Curnhuriyet'i ziyaretlerinde yöneticilere soru yağdırdı. Üniversitenin heykel bölümü öğrencileri başarılı olma, güzeli yaratma çabasında. sahnesi. 420 kişilik sinema ve gösteri salonu, geniş bir kütüphane de göz önüne alındığında; onlarca seminer. oyun. dinleti. konferans gibi etkinliklerle üniversitenin Eskişehır'e sanatsal ve bilimsel açıdan nasıl bir katkı sağladığı apaçık ortaya çıkıyor. Yeni atılımın ilk ipuçları Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Engin Ataç. bizle görüşürken odada yakın çalışma arkadaşlan ve kimı öğretim üyeleri de bulunuyordu. Aralarındaki abartılı saygı yerine, daha çok birbirine güven. sevgı ve ortak üretmeye dayanan ilişki dikkatimizi çekti. Rektör ile genç öğretim üyeleri arasında alışılagelmiş buzdağlarından hiç eser yoktu. Prof. Ataç. geçen yıl üniversitede oy kullanan 388 öğretim üyesinin 295'inın oyunu alarak bu göreve atanmış. "Altyapısı tamamlanmış bir üniversite devraldığı" harcanacak. Bu omurga. tüm öğretim üye ve clemanlanna bağlanacak. Böylece üniversite, çok önemli bir veri tabanı ile öriilmüş olacak." Prof. Ataç iddialı. "Amacımız, Anadolu Cniversitesi'ni çagcıl, evrensel eğitiın anlamında Türkiye'nin ilk on üniversitesi arasına sokmak" diyor ve bir solukta anlatıyor düşüncelerini: "Tüm bölüm ve birimlerimizi ulusai ve uluslararası araştınnalar açısından destekleyeceğiz. Üniversitemizin bilimsel üretiminin niteliğini ve niccligini artrırmak, bilim düzeyini yükseltmek istiyoruz. Bir üniversitenin gelişmişliği. kütüphanesinin zenginliğiyle değerlendirilir. Kütüphane; sa>ısal ortama geçecek, hizmet süresi arttınlacak. Aynca fakülte, yüksekokul ve ensririilerin seçilmiş temsilcilerinden oluşan komis\'onumuz; CD, kitap ve süreli vayınlann alımını gerçekleştirecek. Internet ağına girnıemLz ile birlikte öğrencilerimize ayda 40 mihon lira burs vereceğiz. Artı, bu yıldan başlayarak 'zorunlu yabancı dil hazırİık sınıfı* uygulamasına geçeceğiz. İlk uygulama bu yıl 700 öğrenci için geçerli olacak. Daha sonra zorunlu yabancı dil hazırtık sınıfı, her yıl üniversitemize kayıt yaptıran 3 bin öğrenciye yaygınlaştınlacak. Böylece. Anadolu Üniversitesi'ndeki her bölümdeki öğretim süreci 5 yıla çıkacak. Bu amaçla yurtdışından 8 uzman getiriyonız. Bu uzmanlar, yalnızca öğrencilerimize değil. öğretim üye ve elemanlanmıza da yabancı dil konusunda katkıda bulunacak. Öğretim elemanlarunjz yaz ayında yabancı dillerini geliştirmek için 2 ay kesintisi/ kurs görecekler. 25 yardımcı doçentimizi de 3 ay süreyle İngjltere'ye gönderdik. Anlayacağınız. gerek öğrenci, gerekse öğretmenler açısından yabancı dil sorununu çözmek öncelikli hedefilerimiz arasında." Anadolu Üniversitesi Rektörü'nün söylediklerıne bakılırsa akademik çalışmalann yanı sıra "yüzünü öğrenciye dönen bir eğitim" öngörülüyor. 2500 öğrenciye ayda 8 milyon lira burs veriliyor. İlk bakışta çok düşük gibi gözüken bu bursun önemi, yaşamın içinden verilen bır ömekle açıklanıyor: "Esldşehir'de yurt açısından bir sıkıntı yok. Hatta vıırrlarda kontenjan fa/lası var. Kredi ve Vurtlar Kurumu'nun, öğrencilerden aldığı aylık yurt kirası 2 milyon lira. Üniversitede çıkan öğle yemeğinin fiyatı 100 bin lira. Oğrencinin ayda 20 gün yemek yediği göz önüne alınırsa 2 miKoniuk da beslenme harcaması söz konusu. Yurda ve öğle yemeklerine 4 milyon veren bir oğrencinin, 8 müyonluk burs sayesinde gerive eünde 4 müyon lira daha kabyor. Yeterli bir katkı değil belki ama, azımsamak da doğru değiL" Burs verilen ögrencilerde kimi koşullar aranıyor. Ekonomik durumuna bakılıyor, derslerinde başanh olması temel koşul oiuyor ve disiplin suçu işlememiş olması gerekiyor. Okul öğrencilere. öğrenciler okula sahip çıkacak Prof. Dr. Engin Ataç'a göre üniversite, öğrencilerine; öğrenciler de üniversitelerine sahip çıkmak zorunda: "Üniversitemiz, evrenseJ değeıierden; demokratik, laik, hukuk devleri \e Atatürk ilkelerinden 40 yıldır ödün vermedi, verme> r ecektir de. Öğretim yıiının başladığı ilk günde. öğrenciler için otogarda, istasvonda ve belli merke/Jerde birimier açacağız. Öğretim üyelerimiz bu birimkrde nöbetleşe kalacaklar. Öğrenciler için otobüsler hazır bekletilecek. Oğrenci, hangj fakülte va da yüksekokula kaydını yaptıracaksa ora>a götürülecek, vurduna yerleştirilecek. Vani öğrencimize, Eskişehir'e a>ak basrığı andan Uibaren sahip çıkacağız. . Oğrencinûd kinnseye t jj,ın.»^ \ivjU - bjrakmayacağız." Ya öğrenciler? Prof. Dr. Ataç, öğrencilerin de okullanna sahip çıkmalan gerektiğinin altını çiziyor: "Eğitim birimlerimizde ders programlanmızı 2000'li yıllann insaıunı yetistirecek şekilde gözden geçiriyonız. Bu değişimin amacı, öğrencilerimize temel ve çağdaş bılgiler yanında özgür düşünce ahşkanlığını kazandırmak ve onlann kültür, sanat ve spor etkinliklerini gerçekleştirecekieri bir ortam içinde yaratıcı, araştıncı, girişimci bireyler olarak yetişmelerini saglamak. Bu nedenle öğrencilerin, eğitim faalivetlerinin dışında sürekli üretim içinde olmalan gerekiyor. Kuru kunıya tartışmalar öğrenciye katkı sağlamıvor. Bu nedenle, aralannda tenis, fotoğrafçılık, briç, sarranç, halk danslan, edebiyatın da bulunduğu 10 ayn kulüp kuracağız. Bu kulüpler belki de öğrenci konseylerinin ilk adımlan olacak. Kısacası Anadolu Üniversitesi, oğrencinin 24 saat yaşadığı, mutlu ve üretken olduğu, kendine yeni değerier kattığı bir mekân haline gelecek.'' Eski$ehir halkının öğrenciye tavrı Anlatılanlara bakılırsa Eskişehır halkı, öğrencileri hem kabullenmiş. hem onlarla gerçekten banşık. Gençliğin delişmenliğini, uçanlığını da uygar bir hoşgörüyle karşılıyor. Yurtlar dışında kalmak isteyen öğrenciler, kirahk konut bulma, ucuz ve temiz yemek yeme açısından zorluk çekmiyorlar. Eskişehirlilerin kendilerini öğrenciye uydurdukları da söylenebilir. Vitrinler, kafeler, eğlence yerlerinin çoğunluğu gençlerin beğenilerine göre biçimieni^or. Anadolu Üniversitesi'nin 40 yıl içinde neredeyse iğneyle kuyu kazarak ulaştığı noktayı yorumlayan en çarpicı sözler, sanınz Açıköğretim Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Levend Kİlıç'ındı. Birbiriyle dayanışarak üreten, kendine güvenen, yurtsever bir üniversitenin gizini aralamıştı Kıhç: "1970'lerin başında toplam personeli bir küçük otobüse ancak sığan bir kurumdan bugünlere varmamızın bence tek nedeni şu: Kuvayı Milliye ruhu ile çalışmak, çalışmak, çalışmak..." Yarın. Fırsat eşitlidi ve çağın zorunlulukları açısından açıköğretim BİZBİZE. ERDAL ATABEK ••Kim Kimi Affedecek? Hapiste yatan bir insanı düşününüz. Bu insan hırsızlıktan, dolandırıcıhktan yatıyor sun. Şimdi gazetelerde çıkan iki haberi bu insanla I likte okuyalım. Birinci haber Cumhuriyet'in 13 Ağustos 1998 gi kü sayısında birinci sayfadan yayımlandı: "Ba krediler 200 trilyon liraya ulaştı." Haberde "Ba kalann zamanında tahsil edemedikleri için ya; takibe aldıkları batık kredilerin toplamı 200 trily liraya ulaştı" bilgisi veriliyor, arkadan ekleniyı "Yetkililer özellikle kamu bankalannda, geri dö meyeceğini bilerek, siyasi nedenlerle, bile b kredi verildiğine dikkat çekiyorlar." Ikinci haber Sabah gazetesinin 13 Ağustos 19i günkü sayısında gene birinci sayfadan yayımlar yor: "BaysalV arayan komisere mesleği bıraktı dılar." Söz konusu olan Özer Baysal, devletin £ milyon dolarını "iç etmek"ten 12.5 yıl hapis cez; sına çarptınlıyor. Ancak bütün aramalara karş artık nasılsa birtürlü bulunamıyor. Bu nedenle c cezası bildirilemiyor. Onu arayan komiser de M tınlıyor. Bu olayların içinde birbirine girmiş başk türlü işler de vardır, ama konunun özü, 80 milyo dolan çalan kişinin elini kolunu sallaya sallaya ge2 diği. Hapiste yatan insanı düşününüz. Bu insan, hırsızlıktan, dolandırıcıhktan yatıyo olsun. Bu haberteri okuyarak hapiste yatan bu insan aca ba ne düşünür? Acaba şöyle mi düşünür: "Bak sen.. benim yaptıöım yanlış işleıi başka lan dayapmışlar, nekötü. ışte şimdiyaptığım yan lışlann cezasını çekiyor, hapiste yatıyorvm. Inşal- lah cezam bitip de çıkınca artık namusumla çalı- şayım, elime geçen parayla dürûst, temiz alınlaye- ni bir hayat süreyim." Yoksa şöyle mi düşünür: "Ben ne aptalmışım. Soyulacakyeri, dolandın- lacak kişileri yanlış seçmişim ki aptallığıma doy- mayayım. Soyulacak olan devletmiş. Devletisoy- mak için de arkanda güç olacakmış. Birileriyle or- tak olacaksın ki burnun kanamadan hırsızlığını, soygunculuğunu, dolandırıcılığınıyapasın. Çevre- ne birgüvenlik üçgeni kuracaksın. Bir köşede po- litikacı olacak, öteki köşede bağlantılı birsilahlı güç olacak, üçüncü köşede de bir devlet bankası ye- rini alacak. Sen ortada durup işini yapacaksın. Sonra da herkese payını verip keyfine bakacak- sın." Hapiste yatan insan acaba hangisini düşünür? Özer Çiller'in batık bankalar operasyonunu okur. Tansu Çiller'in annesinin çıkınını okur. Gülay Aslıtürk'ün serüvenini okur. Engin Civan'ı okur. Selim Edes'i okur. Ayşegül Tecimer'i okur. Hapiste yatan insan, bütün bunlardan sonra piş- ıjnanolur, tövbe eder, dolandıncılık yapmanın kö- ı tü bir işokiuğunu mu düşünür? Elbette duşünmez. Sadece kendisinin aptal, be- '•sceriksc bir dolandıncı olduğunu düşünür. Belki de bu aptallıkla namuslu bir hayat sürmekten başka yolu olmadığını anlarsa bu işlerden elini eteğini çeker. Hapiste yatan insanlar bu işlerin "ganbanlan"û\x. Asıl suçlular dışarda geziyor. Affı kim çıkaracak? Büyük Mıllet Meclisi üyele- ri değil mi? lyi de bu Meclis'in başkanı kendi yaptırdığı ya- pıyı soymak ve soydurmak suçlaması altında de- ğil mi? Kaç Meclis üyesi işlediği suç/arı dokunulmazlık kalkanı arkasına saklıyor? Çetelere ne yapabildiniz? Çok uzatmadan çerçevesi iyi çizilmiş bir af çı- kanlmalıdır. Bu memleketin huzurunu afia çıkacak olanlar boz- mayacaktır. Memleketin huzurunu bozanlar dışar- da gezen soygunculardır, dışarda gezen arsızlar, yüzsüzler, utanmazlardır. Hapishaneler insanı düzelten değil, öğüten yan- lış kurumlardır. Hem affı çıkarın hem de memleketi uğursuzla- nn, namussuzlann cenneti olmaktan çıkarın. Bunca kötü örnek ortadayken hapishane insan- lan düzeltmez. Düşünce suçlanna ve suçlularına gelince. Onlann sizi affetmelerini isteyin. Çünkü bu ayıp üçüncü binyılda da sürecek gi- bi görünüyor. Okuyan çıkımıı hesabım îstedi • ANAP Genel Başkan Yardımcısı Okuyan, "Demokrasi sözcüğünü ağzına alamayacak iki parti. FP ve DYP'dir" diyerek demokrasiyi kendilerine kamuflaj yapmamalannı istedi. İstanbul Haber Servisi si yaşanan olaylardan ders - ANAP Genel Başkan Yardımcısı YaşarOkuyan FPveDYP genel başkan- lannın demokrasi kelime- sini ağızlannaalmaya hak- lannın olmadığını belir- terek. "Çıkınuun hesabını veremeyenlerin demokrat olma>a hakkıyoktur" de- di. Okuyan, ANAP fstan- bul II Merkezi'nde yaptı- ğı basın toplanhsında 55. hükumetin pek çok alan- dageçmiş tüm cumhuriyet hükümetlerinden dahaçok hizmet ürettığini vurgula- yarak, FP ve DYP yöne- timlerinin bunu çekeme- melerinin çok doğal oldu- ğunu söyledı. Okuyan "Rakiplerimian korkina- di ş ması ve Haçlı ittifakı gibi birbirlerine kenttlenmesi çok noraıal. İtüfakyerine birteşip tek parti haline ge- lirlerse, kendilerini daha güçlü hisscdebiHrler" diye konuştu. FP ve DYP yö- neticilerinin bır yıl önce- almadıklarını savunan Okuyan. "FP, DYP ve di- ğer partilerin irtifakının adı ne olursa olsun, hangi parti ve grupiaria yapıur- sa yapılsın. demokrasiyi kirli ititifaklarına kamuflaj vapmasıniar. Demokrasi sözünü ağzma almaması gereken iki parti FP ve DYP'dir" dedi. Okuyan, önerilerinin yasalaşması durumunda ittifakJann tabanda oluşa- cağını öne sürdü. Çiller'i adli açıdan sıkınhlı günle- rin beklediğini ifade eden Okuyan, parti olarak işa- damı Sakıp Sabana'ya İs- tanbul Büyükşehir Beledi- yesi için adaylık önerme- diklerini kaydetti. Eski Şiş- li Beledıye Başkanı Gülay Ashtürk'le ilgili yolsuz- luklan ANAP Şişli Jlçe Örgütünün ortaya çıkar- dığını belirten Okuyan şöyle konuştu: "Hırsızın partisi olmaz. Hcrpartkk hırsızhk yapan, yolsuzluk yapan kişiler olâbiür."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle