Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 17 AĞUSTOS 1998 PAZAR1
HABERLER
Prof.Dr. LevendKüıç 'a göreAnadolu Üniversitesi 'nin başarısında tek neden var
Kuvayı Milliye ruhuyla eğitimunaltıcı sıcaktan
ağaçların serin
gölgesıne doğru
giriyoruz. Anadolu
Üniversitesi "nın
kampusu dinginlik veriyor insana.
ılıman bır koy gibi.
Neredeyse balta girmemiş ormanı
andıran korunun 40 yıl önce
üzerinde ot bile bıtmeyen
taşocaklannın üzennde yeşerdiğine
inanmak zor. Anadolu Üniversitesi
zoru başarmış.
Kampusun içlerine doğru
ilerliyoruz. Fakülte binalannı,
üniversitenin hemen hemen tüm
yayınlannı üstlenen emektar
basımevini. üretıme dönük çalışan
atoiyelerini, araştırma parkını ve
yüzme havuzunu barındıran binalar
birbinni ızliyor. Düzen. bakım ve
temizlik göze çarpıyor.
Eczacılık Fakültesi "nın
bıtişiğindekı "Tıbbi ve Aromatik
Bitki ve İlaç Araştırma
Merkezi''ndeyız. Laboratuvarlara
yöneldiğımizde bozkır dostlan
kekik ve adaçayının kokusu ıle
karşılanıyoruz. Güleryüzlü
görevliler. ögretim üyeleri: bitkıler
üzerinde yaptıkları çalışmalan.
laboratuv ardaki araçlann
yardımıyla gerçekleştirdiklen
esans ve ilaç etken maddesi
araştırmalannı coşkuyla
anlatıyorlar. Gözlenndeki pınltıdan
ve ifadelerınden çıkardığımız
sonuç: Yaptıklan işi benimseyerek
ve zevkle üstleniyorlar.
Güzel Sanatlar Fakültesi'nde aynı
gözlemleri yapıyoruz. Yine güleç
ögretim üyeleri, yöneticilerle
karşılaşıyoruz. Okul. onlann ve
öğrencilerin. Duvarlar ve her boş
mekân. yıl sonu sergilerindeki
yapıtlarla dolu. Öğrencilerin bir
bölümü, yaz tatılinden yararlanarak
seramik fırınlarında. heykel
atölyesınde, grafik böiümünde
yaratıcılıklannı sınamayadevam
ediyorlar. Kısıtlı olmayan
malzemeler döner sermayeden
sağlanıyor. Öğrenciler, genış bır
özgürlük ve hoşgörü ortamında
yapıtlanna biçım venyorlar. Tek
kısıtlama. okulun, daha dogrusu
ögrencilenn ortak malı olan
malzemelerin çarçur edilmesinde ..
söz konusu oiuyor.
"Yaraöcıljk, üretkenlik. düşJerden
yola çıkarak ayağı yere basan
adunlar atmak" belki de Anadolu
Üniversitesi"nın ılkelen, geleneği.
Buna örnek olarak, kampusun az
ilerisinde. Eskişehir'in sivil
havaalanının bulunduğu bölgede
kurulmuş olan "Sivil Havacıhk
Yüksekokulu" gösterilebilir. 1986
yılında "Sivil Havacıhk Meslek
Yüksekokulu " adı ile kurulan
yüksekokul. aradan geçen 12 yıl
içinde önemlı bır atılım ıçine
girmiş. Inanmayacaksınız belki
ama, yüksekokulun 23 uçağı, bir de
helikopteri var. Lisan
laboratuvanndan tutun. uçak
yapılan atölyesine: otomatik
kontrol laboratuvanndan tutun,
pilotaj eğitıminde pilot adaylannın
"sanal" ortamda uçaklan
uçurduklan "simülatör"e değin
birçok olanak da cabası. Türkiye'de
alanında tek okul olan Sivil
Havacıhk Yüksekokulu Miidürü
Doç. Dr. Mustafa Öç. 6 ayn
programları bulunduğunu aktardı
bize: "Teknik uçak motor bakım.
gövde bakım, elektrik-elektronik
bakım, pilotaj. hava frafik kontrol,
sivil hava işletmecüiği programı."
Öç, pilotaj ve hava rrafik kontrolü
bölümü öğrencilerinin öncelikle
yetenek sınavından geçtiğini;
psikomotor ve sağhk muayenesi. 2
kez uçma elemelerinden
geçtıklerini söylüyor. Yüksekokulu
bitirenlerin işe girme olanağı yüzde
100'leri buluyormuş. Başan
ortalaması da yüzde 70-80
dolaylannday mış. Yüksekokul.
aynca Emniyet Genel Müdürlüğü
ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı
ile yaptığı protokollerL1
her iki
kuruluştan gelenlere uçak v e
helikopter pilotluğu eğitimi
veriyor. Okulun yeni tasarımına
gelince... Doç. Dr. Öç açıklıyor:
«TEMA, TAİ ve Anadolu
Üniversitesi'nin ortaklaşa
yürüttüğü projeye göre, Deniz
Kuvvetleri'nin elindeki S2E
uçaklan yenilenerek bunlardan
orman yangınlanna karşı 15
uçaldık bir filo oluşrurulacak.
Projenin maliyeti 40 mthon dolar.
Oysa Kanada'dan alınması
diişiinüien böyle bir uçağın tanesi
25 milyon dolar. Yani, orman
yangını mücadelesinde 2 uçak
yerine 15 uçağımız olacak. Bu
konuda Orman BakanlığTnın
desteğine gereksinimimiz var."
Sivil Havacıhk Yüksekokulu'ndan
mezun olmuş, aralannda iki de
bayanın bulunduğu 90 pilot, bugün
Türk Hava YollarTnda başanyla
çalışıyor.
Dile getirdiğimiz bölüm ve
yüksekokulların dışında Anadolu
Üniversitesi'nin edebiyat, eğitim,
fen, hukuk, iktisadi ve idari ilimler,
iletişim biJimleri, mühendislik-
>- Rektör Prof. Dr. Engin Ataç: Oğrenci
Yerleştirme Sınavı'nda, Anadolu
Üniversitesi'ni seçmiş olup da ilk 5 bine
giren tüm öğrencilerimize ayda 4O
milyon lira burs vereceğiz.
>- Prof. Dr. Levend Kılıç, üniversitenin
gizini aralıyon "1970'lerin başında
toplam persone/i bir küçük otobüse
ancak sığan bir kurumdan bugünlere
varmamızın bence tek nedeni şu:
Kuvayı Milliye ruhu ile çalışmak,
çalışmak, çalışmak..."
mimarlık. ıktısat. ışletme
fakültelen ile beden eğitimi ve
spor. tunzm \e otel işletmeciliği,
endüstrıyel sanatlar. engelliler
entegre yüksekokuîları; Bilecik,
Bozüyük, Eskişehır meslek
yüksekokullan ve devlet
konservatuvarına değınmeden
geçmemek gerek.
30 kışılik opera-bale salonu, 200
izleyıcı kapasiteli oda tiyatrosu
salonu. 160 kişilik oda konseri
salonu. 160 kişilik uygulama
gerekçesiyle kendini şanslı
görüyor. Ama. bunu yeterli
bulmuyor; "Teknolojik ve bilgi
ortamı açısından var olan altyapıyı
tamamlamak zorundajız. İO-I l
kişilik bir \afınm-Teknoloji ve
İletişim Komisyonu oluşturduk. İlk
aşamada fakülte ve birimlerimize
800 bügisayar dağıtmayı hedefledik.
Bunlardan 600'ü dagırıldı.
Kampusun temel bilgi omurgasını
oluşturacak İnternet bağlantılı bu
yatınm için 350 mihar lira
kampusta oluşturacağımız İnternet
kafelerinde isleven öğrencilerin
hepsine elektronik posta adresi
vereceğiz."
Nitelikli öğrencilere
40 milyon burs
Prof. Ataç"ın tasanmlannın sonu
gelmiyor:
"Oğrenci Yerleştirme Sınavı'nda,
Anadolu Üniversitesi'ni seçmiş olup
da ilk 5 bine giren tüm
AÜ İletişim Fakültesi öğrencileri Curnhuriyet'i ziyaretlerinde yöneticilere soru yağdırdı.
Üniversitenin heykel bölümü öğrencileri başarılı olma, güzeli yaratma çabasında.
sahnesi. 420 kişilik sinema ve
gösteri salonu, geniş bir kütüphane
de göz önüne alındığında; onlarca
seminer. oyun. dinleti. konferans
gibi etkinliklerle üniversitenin
Eskişehır'e sanatsal ve bilimsel
açıdan nasıl bir katkı sağladığı
apaçık ortaya çıkıyor.
Yeni atılımın ilk ipuçları
Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Engin Ataç. bizle görüşürken
odada yakın çalışma arkadaşlan ve
kimı öğretim üyeleri de
bulunuyordu. Aralarındaki abartılı
saygı yerine, daha çok birbirine
güven. sevgı ve ortak üretmeye
dayanan ilişki dikkatimizi çekti.
Rektör ile genç öğretim üyeleri
arasında alışılagelmiş
buzdağlarından hiç eser yoktu.
Prof. Ataç. geçen yıl üniversitede
oy kullanan 388 öğretim üyesinin
295'inın oyunu alarak bu göreve
atanmış. "Altyapısı tamamlanmış
bir üniversite devraldığı"
harcanacak. Bu omurga. tüm
öğretim üye ve clemanlanna
bağlanacak. Böylece üniversite, çok
önemli bir veri tabanı ile öriilmüş
olacak."
Prof. Ataç iddialı. "Amacımız,
Anadolu Cniversitesi'ni çagcıl,
evrensel eğitiın anlamında
Türkiye'nin ilk on üniversitesi
arasına sokmak" diyor ve bir
solukta anlatıyor düşüncelerini:
"Tüm bölüm ve birimlerimizi
ulusai ve uluslararası araştınnalar
açısından destekleyeceğiz.
Üniversitemizin bilimsel üretiminin
niteliğini ve niccligini artrırmak,
bilim düzeyini yükseltmek istiyoruz.
Bir üniversitenin gelişmişliği.
kütüphanesinin zenginliğiyle
değerlendirilir. Kütüphane; sa>ısal
ortama geçecek, hizmet süresi
arttınlacak. Aynca fakülte,
yüksekokul ve ensririilerin seçilmiş
temsilcilerinden oluşan
komis\'onumuz; CD, kitap ve süreli
vayınlann alımını gerçekleştirecek.
Internet ağına girnıemLz ile birlikte
öğrencilerimize ayda 40 mihon lira
burs vereceğiz. Artı, bu yıldan
başlayarak 'zorunlu yabancı dil
hazırİık sınıfı* uygulamasına
geçeceğiz. İlk uygulama bu yıl 700
öğrenci için geçerli olacak. Daha
sonra zorunlu yabancı dil hazırtık
sınıfı, her yıl üniversitemize kayıt
yaptıran 3 bin öğrenciye
yaygınlaştınlacak. Böylece.
Anadolu Üniversitesi'ndeki her
bölümdeki öğretim süreci 5 yıla
çıkacak.
Bu amaçla yurtdışından 8 uzman
getiriyonız. Bu uzmanlar, yalnızca
öğrencilerimize değil. öğretim üye
ve elemanlanmıza da yabancı dil
konusunda katkıda bulunacak.
Öğretim elemanlarunjz yaz ayında
yabancı dillerini geliştirmek için 2
ay kesintisi/ kurs görecekler. 25
yardımcı doçentimizi de 3 ay
süreyle İngjltere'ye gönderdik.
Anlayacağınız. gerek öğrenci,
gerekse öğretmenler açısından
yabancı dil sorununu çözmek
öncelikli hedefilerimiz arasında."
Anadolu Üniversitesi Rektörü'nün
söylediklerıne bakılırsa akademik
çalışmalann yanı sıra "yüzünü
öğrenciye dönen bir eğitim"
öngörülüyor. 2500 öğrenciye ayda
8 milyon lira burs veriliyor. İlk
bakışta çok düşük gibi gözüken bu
bursun önemi, yaşamın içinden
verilen bır ömekle açıklanıyor:
"Esldşehir'de yurt açısından bir
sıkıntı yok. Hatta vıırrlarda
kontenjan fa/lası var. Kredi ve
Vurtlar Kurumu'nun,
öğrencilerden aldığı aylık yurt
kirası 2 milyon lira. Üniversitede
çıkan öğle yemeğinin fiyatı 100 bin
lira. Oğrencinin ayda 20 gün yemek
yediği göz önüne alınırsa 2
miKoniuk da beslenme harcaması
söz konusu. Yurda ve öğle
yemeklerine 4 milyon veren bir
oğrencinin, 8 müyonluk burs
sayesinde gerive eünde 4 müyon lira
daha kabyor. Yeterli bir katkı değil
belki ama, azımsamak da doğru
değiL"
Burs verilen ögrencilerde kimi
koşullar aranıyor. Ekonomik
durumuna bakılıyor, derslerinde
başanh olması temel koşul oiuyor
ve disiplin suçu işlememiş olması
gerekiyor.
Okul öğrencilere.
öğrenciler okula sahip
çıkacak
Prof. Dr. Engin Ataç'a göre
üniversite, öğrencilerine; öğrenciler
de üniversitelerine sahip çıkmak
zorunda:
"Üniversitemiz, evrenseJ
değeıierden; demokratik, laik,
hukuk devleri \e Atatürk
ilkelerinden 40 yıldır ödün vermedi,
verme>
r
ecektir de. Öğretim yıiının
başladığı ilk günde. öğrenciler için
otogarda, istasvonda ve belli
merke/Jerde birimier açacağız.
Öğretim üyelerimiz bu birimkrde
nöbetleşe kalacaklar. Öğrenciler
için otobüsler hazır bekletilecek.
Oğrenci, hangj fakülte va da
yüksekokula kaydını yaptıracaksa
ora>a götürülecek, vurduna
yerleştirilecek. Vani öğrencimize,
Eskişehir'e a>ak basrığı andan
Uibaren sahip çıkacağız. .
Oğrencinûd kinnseye t jj,ın.»^ \ivjU -
bjrakmayacağız."
Ya öğrenciler? Prof. Dr. Ataç,
öğrencilerin de okullanna sahip
çıkmalan gerektiğinin altını
çiziyor:
"Eğitim birimlerimizde ders
programlanmızı 2000'li yıllann
insaıunı yetistirecek şekilde gözden
geçiriyonız. Bu değişimin amacı,
öğrencilerimize temel ve çağdaş
bılgiler yanında özgür düşünce
ahşkanlığını kazandırmak ve
onlann kültür, sanat ve spor
etkinliklerini gerçekleştirecekieri
bir ortam içinde yaratıcı, araştıncı,
girişimci bireyler olarak
yetişmelerini saglamak. Bu nedenle
öğrencilerin, eğitim faalivetlerinin
dışında sürekli üretim içinde
olmalan gerekiyor. Kuru kunıya
tartışmalar öğrenciye katkı
sağlamıvor. Bu nedenle, aralannda
tenis, fotoğrafçılık, briç, sarranç,
halk danslan, edebiyatın da
bulunduğu 10 ayn kulüp kuracağız.
Bu kulüpler belki de öğrenci
konseylerinin ilk adımlan olacak.
Kısacası Anadolu Üniversitesi,
oğrencinin 24 saat yaşadığı, mutlu
ve üretken olduğu, kendine yeni
değerier kattığı bir mekân haline
gelecek.''
Eski$ehir halkının
öğrenciye tavrı
Anlatılanlara bakılırsa Eskişehır
halkı, öğrencileri hem kabullenmiş.
hem onlarla gerçekten banşık.
Gençliğin delişmenliğini,
uçanlığını da uygar bir hoşgörüyle
karşılıyor. Yurtlar dışında kalmak
isteyen öğrenciler, kirahk konut
bulma, ucuz ve temiz yemek yeme
açısından zorluk çekmiyorlar.
Eskişehirlilerin kendilerini
öğrenciye uydurdukları da
söylenebilir. Vitrinler, kafeler,
eğlence yerlerinin çoğunluğu
gençlerin beğenilerine göre
biçimieni^or.
Anadolu Üniversitesi'nin 40 yıl
içinde neredeyse iğneyle kuyu
kazarak ulaştığı noktayı
yorumlayan en çarpicı sözler,
sanınz Açıköğretim Fakültesi
öğretim üyelerinden Prof. Dr.
Levend Kİlıç'ındı. Birbiriyle
dayanışarak üreten, kendine
güvenen, yurtsever bir
üniversitenin gizini aralamıştı
Kıhç: "1970'lerin başında toplam
personeli bir küçük otobüse ancak
sığan bir kurumdan bugünlere
varmamızın bence tek nedeni şu:
Kuvayı Milliye ruhu ile çalışmak,
çalışmak, çalışmak..."
Yarın. Fırsat eşitlidi ve
çağın zorunlulukları
açısından açıköğretim
BİZBİZE.
ERDAL ATABEK
••Kim Kimi Affedecek?
Hapiste yatan bir insanı düşününüz.
Bu insan hırsızlıktan, dolandırıcıhktan yatıyor
sun.
Şimdi gazetelerde çıkan iki haberi bu insanla I
likte okuyalım.
Birinci haber Cumhuriyet'in 13 Ağustos 1998 gi
kü sayısında birinci sayfadan yayımlandı: "Ba
krediler 200 trilyon liraya ulaştı." Haberde "Ba
kalann zamanında tahsil edemedikleri için ya;
takibe aldıkları batık kredilerin toplamı 200 trily
liraya ulaştı" bilgisi veriliyor, arkadan ekleniyı
"Yetkililer özellikle kamu bankalannda, geri dö
meyeceğini bilerek, siyasi nedenlerle, bile b
kredi verildiğine dikkat çekiyorlar."
Ikinci haber Sabah gazetesinin 13 Ağustos 19i
günkü sayısında gene birinci sayfadan yayımlar
yor: "BaysalV arayan komisere mesleği bıraktı
dılar." Söz konusu olan Özer Baysal, devletin £
milyon dolarını "iç etmek"ten 12.5 yıl hapis cez;
sına çarptınlıyor. Ancak bütün aramalara karş
artık nasılsa birtürlü bulunamıyor. Bu nedenle c
cezası bildirilemiyor. Onu arayan komiser de M
tınlıyor. Bu olayların içinde birbirine girmiş başk
türlü işler de vardır, ama konunun özü, 80 milyo
dolan çalan kişinin elini kolunu sallaya sallaya ge2
diği.
Hapiste yatan insanı düşününüz.
Bu insan, hırsızlıktan, dolandırıcıhktan yatıyo
olsun.
Bu haberteri okuyarak hapiste yatan bu insan aca
ba ne düşünür?
Acaba şöyle mi düşünür:
"Bak sen.. benim yaptıöım yanlış işleıi başka
lan dayapmışlar, nekötü. ışte şimdiyaptığım yan
lışlann cezasını çekiyor, hapiste yatıyorvm. Inşal-
lah cezam bitip de çıkınca artık namusumla çalı-
şayım, elime geçen parayla dürûst, temiz alınlaye-
ni bir hayat süreyim."
Yoksa şöyle mi düşünür:
"Ben ne aptalmışım. Soyulacakyeri, dolandın-
lacak kişileri yanlış seçmişim ki aptallığıma doy-
mayayım. Soyulacak olan devletmiş. Devletisoy-
mak için de arkanda güç olacakmış. Birileriyle or-
tak olacaksın ki burnun kanamadan hırsızlığını,
soygunculuğunu, dolandırıcılığınıyapasın. Çevre-
ne birgüvenlik üçgeni kuracaksın. Bir köşede po-
litikacı olacak, öteki köşede bağlantılı birsilahlı güç
olacak, üçüncü köşede de bir devlet bankası ye-
rini alacak. Sen ortada durup işini yapacaksın.
Sonra da herkese payını verip keyfine bakacak-
sın."
Hapiste yatan insan acaba hangisini düşünür?
Özer Çiller'in batık bankalar operasyonunu
okur.
Tansu Çiller'in annesinin çıkınını okur.
Gülay Aslıtürk'ün serüvenini okur.
Engin Civan'ı okur.
Selim Edes'i okur.
Ayşegül Tecimer'i okur.
Hapiste yatan insan, bütün bunlardan sonra piş-
ıjnanolur, tövbe eder, dolandıncılık yapmanın kö-
ı tü bir işokiuğunu mu düşünür?
Elbette duşünmez. Sadece kendisinin aptal, be-
'•sceriksc bir dolandıncı olduğunu düşünür. Belki de
bu aptallıkla namuslu bir hayat sürmekten başka
yolu olmadığını anlarsa bu işlerden elini eteğini
çeker.
Hapiste yatan insanlar bu işlerin "ganbanlan"û\x.
Asıl suçlular dışarda geziyor.
Affı kim çıkaracak? Büyük Mıllet Meclisi üyele-
ri değil mi?
lyi de bu Meclis'in başkanı kendi yaptırdığı ya-
pıyı soymak ve soydurmak suçlaması altında de-
ğil mi?
Kaç Meclis üyesi işlediği suç/arı dokunulmazlık
kalkanı arkasına saklıyor?
Çetelere ne yapabildiniz?
Çok uzatmadan çerçevesi iyi çizilmiş bir af çı-
kanlmalıdır.
Bu memleketin huzurunu afia çıkacak olanlar boz-
mayacaktır. Memleketin huzurunu bozanlar dışar-
da gezen soygunculardır, dışarda gezen arsızlar,
yüzsüzler, utanmazlardır.
Hapishaneler insanı düzelten değil, öğüten yan-
lış kurumlardır.
Hem affı çıkarın hem de memleketi uğursuzla-
nn, namussuzlann cenneti olmaktan çıkarın.
Bunca kötü örnek ortadayken hapishane insan-
lan düzeltmez.
Düşünce suçlanna ve suçlularına gelince.
Onlann sizi affetmelerini isteyin.
Çünkü bu ayıp üçüncü binyılda da sürecek gi-
bi görünüyor.
Okuyan çıkımıı
hesabım îstedi
• ANAP Genel Başkan Yardımcısı Okuyan,
"Demokrasi sözcüğünü ağzına alamayacak iki
parti. FP ve DYP'dir" diyerek demokrasiyi
kendilerine kamuflaj yapmamalannı istedi.
İstanbul Haber Servisi si yaşanan olaylardan ders
- ANAP Genel Başkan
Yardımcısı YaşarOkuyan
FPveDYP genel başkan-
lannın demokrasi kelime-
sini ağızlannaalmaya hak-
lannın olmadığını belir-
terek. "Çıkınuun hesabını
veremeyenlerin demokrat
olma>a hakkıyoktur" de-
di.
Okuyan, ANAP fstan-
bul II Merkezi'nde yaptı-
ğı basın toplanhsında 55.
hükumetin pek çok alan-
dageçmiş tüm cumhuriyet
hükümetlerinden dahaçok
hizmet ürettığini vurgula-
yarak, FP ve DYP yöne-
timlerinin bunu çekeme-
melerinin çok doğal oldu-
ğunu söyledı. Okuyan
"Rakiplerimian korkina-
di ş
ması ve Haçlı ittifakı gibi
birbirlerine kenttlenmesi
çok noraıal. İtüfakyerine
birteşip tek parti haline ge-
lirlerse, kendilerini daha
güçlü hisscdebiHrler" diye
konuştu. FP ve DYP yö-
neticilerinin bır yıl önce-
almadıklarını savunan
Okuyan. "FP, DYP ve di-
ğer partilerin irtifakının
adı ne olursa olsun, hangi
parti ve grupiaria yapıur-
sa yapılsın. demokrasiyi
kirli ititifaklarına kamuflaj
vapmasıniar. Demokrasi
sözünü ağzma almaması
gereken iki parti FP ve
DYP'dir" dedi.
Okuyan, önerilerinin
yasalaşması durumunda
ittifakJann tabanda oluşa-
cağını öne sürdü. Çiller'i
adli açıdan sıkınhlı günle-
rin beklediğini ifade eden
Okuyan, parti olarak işa-
damı Sakıp Sabana'ya İs-
tanbul Büyükşehir Beledi-
yesi için adaylık önerme-
diklerini kaydetti. Eski Şiş-
li Beledıye Başkanı Gülay
Ashtürk'le ilgili yolsuz-
luklan ANAP Şişli Jlçe
Örgütünün ortaya çıkar-
dığını belirten Okuyan
şöyle konuştu: "Hırsızın
partisi olmaz. Hcrpartkk
hırsızhk yapan, yolsuzluk
yapan kişiler olâbiür."