27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 AĞUSTOS 1998 PAZART OLAYLAR VE GORUŞLER Esnek Birikim ve Dünyaya Savrulan Sermaye Prof. Dr. ERDOĞAN SORAL E snek birikim; iletişim- deki gelişmelerin ürü- nü sayılan "Sermaye süreçlerindeki dönii- şümüi)" gün yüzüne çıkışını simgeler. Dö- nüşûm; üretim biçimlerinde, serma- ye piyasaJannda ve tasamıf kalıpla- ' nnda gözlenen esnekükte belirginle- şir. O nedenle sermayenın zincirle- rini kırması, alıp başmı dünyaya sav- rulması gerekmiştir. ABD'nin öncü- lügünde başlatılan ve günümüze ka- dar uzanan 'kûreseUeşme serûvenin- de' sermaye artık ne ulusal sınır ne de bir başka kısıt tanıyor. Sermaye- yi uluslararası yolcutuğundan geriye çevirecek tek olgu 'rantabilite-ka- zanç dûzeyi'dir. Sermaye, kazançlı gördüğü her ye- re gidiyor, her tûrlü işe soyunuyor, et- ki alanını giderek genişletiyor. Ulus-devletler bilgi ve kültür biri- kimlerinin ulaştığı toplumsal düze- ye göre gerçek üretimin kapılannı aralayan taruna ve sanavieyönelebı- leceklen gibi uyuşturucu, silah, be- yaz kadın ticaretine buiaşıp, adam öf- diirmede, ocak söndürmede uzman- laşabiliyorlar. Normatifdeğer yargılannın önemi kalmamıştır. Artık ahlak kurallan içinde kalmak 'dinozor' olup olma- makla bir tutulmaktadır. Sanayileşme kapısını seçenlerin de aralarında bir uyumun bulunduğu söylenemez. Yığışıma ve kitle üreö- minedönük bileşik sanayinin öncü- sü Henry Ford düşünceleri dolayı- sıyla çok katı bulunuyor ve esnek bi- riicimciler tarafından tartışılıyordu. Bunlara göre, Ford'un katılıklan yu- muşatılmalıydı. Yumuşak zeminin üzerinde esnek birikim, esnek üre- timle özdeşleşmeliydi. Yumuşatma- nın nasıl yapılacağına bakmadan ön- ce neden yapıldığına bakmakta yarar vardır. Anımsanacağı gibi Ford, De- aborn'daki montaj hattında çalışan i$çilere sekiz saat çalışma karşılığın- da 5 dolar öderken ücret artışının, efektif (etkin) talebi büyüterek piya- sayı canlandıracağına inanmıştı. Bu uygulama ile işçilerin kapitalist fir- ma tarafından piyasaya sürülen 'kit- le iiretimini' tüketmeye yönelmeleri- ni bekliyordu. Bunun için salt yeter- li bir geİire ve boş zamana gereksin- meleri vardı. Kapitalizmin iki asırdan beri çöze- mediği kör düğûmü kesmek ıstiyor- du. Oysa kapitalizm oralı bile değil- di. Çünkü çözümü içine sindirmek bir yana 'çıkarçelişkisinin' varlığına bi- le inanmak istemiyordu. Böyle olun- ca, emek gücünün sendikalarda ör- gütJenmesini, toplusözJeşme düzeni içinde haklannı savunmasım, biri- kimle böiüşüm arasuıdaki dengesiz- liğin ortadan kalkmasını istemiyor, dün yaptığını bugiin küreselleşme jemsiyesi aJündayineiemek istiyordu. Tek kutuplu bir dünyada dev işletme- nin güdümüne girmiş toplumlan, ko- yunlan gibi yönetmeyi düşlüyordu. Bu hedefe, sermaye süreçlerindesağ- lanan esneklikie ulaşabileceğine ina- nıyor, para oyunlanyla bilinçsiz in- san topluluklannı kandırma\a çaJı- şıyordu. Acaba nasıl? Geleneksel para piyasalannı yeni birgörüntüyle toplumlann beğenisi- ne sunup, iletişımdeki gelişmelerin gölgesinde paranın dolaşım hızına örgüt ve birey düzeyinde ivme ka- zandırarak... Paranın finans kurumlan arasında el değiştirme sayısını arttınyor, kay- naklann dolaşımını hareketlendin- yor. KayıpJan en aza indirip kazançla- n arttınrken benzer para oyunlannı bıreysel işlemler düzlemine indirgı- yor. Speküiasyon ve arbitraj kapıla- nnı sonuna kadar açarak,çahşmadan kazanmanın, yoksuldan zengine de- ğer aktanmının olumsuzluklannı 'rantabilite' kavramınuı gölgesinde tüsımlı bir başan aracı olarak sunu- yor. Bu dönüşümün filizlerinden biri de toplumlann tasarruf kalıplannın hızla değişmesidir. Dönen varüklann alınıp saüldığı taşınır değer borsala- nnda kelimenin tam anlamıyla gü- dümlii bir Danvinizm hüküm sürii- yor, bü\ ük balıklar kiiçükleri silip sü- pürüyor.Ampirik goziemlerveömür boyu süren deneyinüerie gerçekliği sınanmış kuramlar, yannşbklan ka- nıtlanmadan bir yana atıbp, temel kuraJlargözardıedilirken 'kuralsız- lık ve bilim ötesi' bir dayatma aracı olarak bireysel ve toplumsal yasama uygulanabiJiyor. Reel ekonomınin ucu parasal eko- nomiden kopmakta, sermaye deliler gibi dünyayı dolaşmaktadır. Böyle olunca ulusal paralar arasındaki gö- reli fiyatlar(kurlar) gûnümûzde aca- ba nasıl oluşuyor? ABD Dolan uze- rinden altına bağlı 'Aitın kambiyosis- teminin' çöküşünden sonra anılan fi- yatlar dalgalanmaya bırakılıyor. Ulu- sal paraJann dünva ticaretindeki sa- tuıalma gücii, dayandıklan ekonomi- nin üretim giicüne bağiı olarak diin- ya para pi vasalanndaki pazar payla- nna göre arz ve talep tarafından be- Hrleniyor. Çapraz kurlardaki pariteler, bugün de en güçlü para durumunda olan ABD Dolan'na göre sıralanıyor. Gfi- nümüzde, tanımlanmış uluslararası birpara sistemi yoktur. Bu sıstemsiz- lik dünva kapıtalızmını 'küresefleşme- nin' ötesınde daha büyük macerala- rataşıyabiliyor. Meksika bunahmını Güneydoğu Asya bunalımı izlemiş- tir. Bunalım tüm Asya'ya yayılma eği- limi göstermektedir. Dünya kapitaliz- mı Uluslararası Para Sistemi soru- nunu çözmek zorundadır. Çünkü dünya para arzı ile para ta- lebi temel amacın dışında oluşan ya- pay kıvam noktalannda dengelene- biliyor. Reel ekonomiyle parasal ekonomi arasındaki dengesizlik suriip gıttik- çe speküiasyon ve arbitrajın yarattı- ğı büyük rantlann önünün kesileme- yeceği anlaşılıyor. Esnek üretim nasıl gerçektesecek- tir? Bu soru emek süreçlerinde gözle- nen dönüşümün incelenmesiyle ya- nıtlanabilir. Dönüşüm, üretimin ör- gütienmesinde, emek gücu piyasala- nnda ve tüketim kalıpiannda belir- ginleşnıiştir. Küreselleşmeye kürek çekenlerin aşılamaz saplantılan arasında üreti- min yeniden örgütlenmesi gibi bir hedefyer almıştır. Acaba nedirbu he- def? Emek gücünün Bretton-VVoods sonrası elde ettiği maddi ve moral ka- zanımlan elinden almak, sosyal dev- leti yok etmek. Sermaye süreçlerin- de gözlenen esneklik ve akışkanbk sermayeye bu olanağı sağlamıştır. Öngörülen modelde hedef, yığı- şım ekonomisiyle başanlan jdtleüre- timini, modern atölyelerde gerçek- leştirmektir. Bu da çok eski bir fîl- min renklendirilerek gösterime gir- mesinden başka bir şey değildir. 'Kit- le üretimi' korporatif rejimlerde ol- duğu gibi küçük atölyelerde yapıl- mak istenmektedir. Bunu Güneydoğu Asya'da yaptılar ve başardılar. Nasıl başardıklannı ge- lecek yazımda belirteceğim. Siyasete Güveni Yeniden Sağlamak BÜLENT TANLA CHP GenelBaşkan Yardıması S iyasette gereksiz tartışmalarla bo- şuna vakit kaybettiğimiz günler ge- ride kaldı. Cumhuriyet Halk Par- tisi'nin öncülüğünü yapmakta ol- duğu yeni dönemin ana öğeleri si- yasette güven, saydamlık ve bilgi- ye dayanan uygulamalar olacaktır. Siyasetin do- gal yaz koşullan gereği uykuya yatmış gibi gö- züktüğü şu günlerde bile, kamuoyu bu yeni ara- yışlan büyük ilgiyle karşılamakta, desteğini va- at etmekte, olabilecek yanlışlara karsı uyanlar- da bulunmaktadır. Söz konusu olan güven, *güvendeolmak,em- niyette olmak. her türlü tehüke ve tehdidin uza- ğmdaolmak''anlamınagelmıyor. Gemılerengü- venli günlerini Hmanlarda geçirirler, ancak ge- miler ömürlerini timanlarda geçirsinlerdiye ya- pılmazlar. Tam tersi doğrudur. Limanlar birer dinlen- me, onanlma, eksiklerin giderilme üssüdür, uzun yolculuklann, büyük serüvenlerin hazır- lık ve çıkışının yapıldığı bir ara istasyondur. Limanlar insanlann ve gemilerin yaşamında sadece bir ara duraktan ibarettir, zorunlu, ama geçici bir durak. Kamu yaşamının heralanında, iletişimde, si- yasette önemli olan insan unsurudur. Insanlar Robinson gibi ıssız adalarda tek basına yasamı- yor. Kaldı ki Robinson'un bile birsüre sonra do- ğaya birlikte direndiği bir can yoldaşı Cuma ol- madan yaşamını sürdürmesi mümkün olamaz- dı. İnsan, toplum için doğru şeyleri yaptığı müd- detçe ayakta kalabilen bir canlı varlığın adıdır. tnsan başkalan ile birlikte, başkalan için de bir şeyler yapabildiğı sürece varlığını koruyabilir. Aristo'dan beri "siyasal varnk" olarak insanın bu tanımı degişmemiştir. Masa başında oturarak insanın kendisini aş- ması mümkün olmuyor. Doğru bilgiye ulaşmak, bu bilgiyi toplumun ihtiyaç ve beklentilerine uygun biçimde işleyerek toplum yaranna uygu- lama, toplumun hızmetine sunma aşamasına getirmek gerekiyor. Konuyu bir örnekle somutlaştıraltm. Marma- ris'in, Bodrum'un, Kuşadası'nın Kaş'ın beton- laşması sadece bu turizm merkezlerimizin so- runu değildir. Sadece biar turizm sorunu, geçen yazın, bu sonbahflnn, gelecek turizm mevsiminin günde- mi değüdir. Soran aynı zamanda trafik, eko- çevre, demokrasi sorunudur. Doğa, insan, ya- şam, kültür iç içeliğinin dışa vuruşudur. Medya ve siyaset gündemimizden üç örnek- le tartışmayı biraz daha fazla açmaya çalışalım: 1. 1995 seçimleri öncesi ANAP, Büyük Bır- lik Partisi'yle işbirliği, güçbirliği yaptı. Bu yol- la birkaç oy fazla aldığını düşündü. Meclis açıl- dıktan kısa süre önce BBP aldı başını gitti. R£- FAHYOL hükümetini destekledi. ANAP bu iş- birliğinden dolayı alabileceği binlerce oydan oldu, önemli krizler yasadı. 2. Medyanın promosyon uygulaması özünden uzaklaştığı takdirde uzun dönemde yararlı ola- mıyor. Kısa süreli tiraj artışlannı eksik haberle dengelemek söz konusu olamayacağı için med- ya-okur ilişkisinde güven bunalımı oluşuyor, tirajlar nüfus artışına ragmen oransal olarak el- li yıl önceki düzeyinin üzerine bir türlü çıkamı- yor. 3. ANAP'ın 1995 seçimleri öncesi giriştiğı ya- pay birlikteliğin promosyonla sağlanan geçici rahatlamalann bir benzeri günümüzde yeni cep- he arayışlanyla kendini gösteriyor. Siyasetçi ve medya kendi yapay gündemıni beiirleyecek, mantık dışı, çağdışı, çarpık cepheleşme çaba- lannın peşinde gidiyor. Refah Partisi'nin yol açtığı cephe anlayışının kendisine ve ülkeye neye mal olduğu ortaday- ken, DSP-ANAP işbirliğinın halkın depoliti- zasyonunun pekişmesine yol açtığı kısır siyasi zemin gözlerönüne seriliyken, bugün de Boğaz tepelerinde öngörünüm villalannda serinletici içkiler ve CD'ye kaydedilmiş son moda müzik parcaları^eşjiğinde halkın başına yeni çoraplar örüluyoT" Ne birlikteliği? Amacı ne? Çizgisi ne? Hede- fi ne? tdeolojisi nereden kaynaklanıyor? Nasıl bir strateji güdülüyor? Yanıtı belli, sadece ve sadece iktidara gelebil- mek için, birkaç oy fazla alıp günü kurtaracak, çıkarlara çıkar katacak yapay bir birliktelikten başka bir amaçları yok. Önemli olan yapay birliktelikler, yapay reçe- teleri tepkilere bağlı birleşmeler, bir araya ge- lenlerin gerekçeleri değil, halkın bu birliktelik- leri nasıl gördüğüdür. Kapalı kapılar ardında oluşan mantık ve meşruiyet dışı yapay birlikte- likler halkı dışanda bırakıyor, halkın sesine ku- laklan kapalı. Halk bu yapay işbirliği girişim- lerini kuşkuyla, kaygıyla, tepkiyle karşılıyor. Bu tür işbirliğinden yana medyaya ve siyaset- çiye güven duymuyor. Halk kendisini dışlayan medyayı ve siyaseti de dışlamaya hazırlanıyor. Halk bağlantısı kesilmiş bir iletişim düzeni- nin halkın özlem, gereksinim ve taleplerini dik- kate almayan bir siyasetin başan şansı yoktur. Yapılması gereken iş, siyasetin ve medyanın halkla kesilen bağlantısının yeniden kurulma- sıdır. Tekrardan halka dönmektir. Araştırma sonuçlan halk, siyaset, medya üç- geninin yeniden uyum içine girebümesinin üç koşulu olduğunu ortaya koyuyor. 1. Halkın yanında olmak. 2. Haksızlıklann üzerine gitmek. 3. Doğru bilgilenmek ve doğru bilgiiendirmek. Bilgi çağında olmamızın anlam ve amacı dog- ru ve güvenılır bilgiye ulaşmanın eskisine gö- re daha çok bilincine varmak, bu bilincin aydın- lattığı kuram; olanak ve projelerle olabilmek- tedir. Bu yolla elde ettiğimiz bilgiler kendi düşün- ce ve çıkarlanmıza ters düşebilir. Önemli olan insanın, siyasetçinin, iletişim düzeninin, med- yanın kendisini aşabilmesidir. Bilgi çağının si- yasete, kamu yaşamma, insana en büyük katkı- sı en çarpıcı mesajı budur. Bu mesajı almış olan CHP, halkın gündemi- ni doğru değerlendirerek, farklılığı yakalayarak, yeni, farklı ve çözüm getiren seçenekleri oluş- turarak, gündeme getirdiği her sorun için pro- je üreterek siyasete ve siyasetçiye güveni yeni- den sağlamanın çabası içindedir. Eski, yavaş PC'nizi ne yapacağınıza karar verin! avanarası Çöp Eski PC'nizi getirin, 50 milyona sayalım. Evet, işte ne zamandır beklediğiniz fırsat kapınızda! Şimdi çok uygun koşullarla yepyeni, son model bir BEKO NEXUS sahibi olabilirsiniz. Dilerseniz bu fırsatla indirimli olarak sizi bir BEKO NEXUS sahibi yapalım. Ya da peşin fiyatına beş ay taksit olanağıyla sizi Beko PC'lerin olanaklar dünyasıyla tanıştıralım. Okulların açılacağı günler yaklaşırken bu fırsatı kaçırmayın... PEĞtŞtiRMEÜSEÇENEK ÛRÛNKOOU İPt$lNftYAn İNDtRlMTUTARI 50 MİLYON İNDİRİMLİ PtŞlHfİYAT ÛRÛN KOOU PEŞİNAT PC-62Û0 PC-Ğ200M 384.000.000 297.000.000 PC-ĞZOOMf [417000.000 50.000.000 50.000.000 50.000.000 PEĞİŞTfRMESlZ SEÇENEK (Peşin fiyatına 1+5) 247.000.000 PC-6200 334.000.000 49.500.000 49.500.000 PC-6200M 64.000.000 367.000.000 PC-6200Mf 69.500.000 5TAKSfT 64.000.000 69.500.000 TOPLAM FİYAT 297.000.000 384.000.000 417.000.000 »Bu larçanya 15 Agustos 1998 ve 15 Eyiül 1998 tarıhleri arasında peçerlıöır • Bu kampanya Sanayı ve TicaretBakanlıgı'nın 25/5/1994 örıhlı. 21940 sayıiı Teblığ hukumlerıne uygun olarakyapılmaktadır » Fıyallara KDV dahıldır • Vergı ve bdndrol oranlarında olabılecek değışıklıkler lıyatlara aynen yansıtılır • Talepler stok ve ureiım olanakları dahılınde karşılanacaktır » Urünler perakende satış noktalannda teslım edılecektır • Fıyatlanmız Turk Lıra"sıdır ve lavs/ye edılen fiyatla/dır • UCflfTSİZ TUKETİCİDANİŞMA HATT1 0800 2618515 ', www.bekotıcare! com tr GMUMd 0atmı«ıwwiAi vasnststvtı asa Bir dünya markası CUMHURİYETTEI OKURLARA ORHANERİNÇ Nadir Bey'e Saygı Geçmişten bugünlere uzanan türlü engellemel re, öç alma sapkınlığına düşenlerin çabalanna, ç< kememezliklere, yetkililerin ısrarla görmezden gelc ği hakscrekabetuygulamalanna karşın Cumhuriyet' bugün de yayımlanıyor olmasını Nadir Bey'in ilk< lerine borçluyuz. Atatürkçüluğü aydın ve çağdaş olmak diye algılî yarak, çıkar çevrelerine karşı durarak, hem devlet yc neticilerini, hem çıkarcılan hem de şeriatçılan karş na almanın gerektirdiği yürek gücü, Nadir Bey'e 02 gü bir davranışı simgeleştirdi. Bu davrarnş46 yıl süreyte başyazartığını yapbğı Cum huriyet'e damgasını vurdu ve kimi kısa süreli dö nemler dışjnda hiç silinmedi. Atatürk devrimlerine ve laik cumhuriyete düşmaı yöneticilerin, Nadir Bey'in büstlerini kaldırarak, pari ve caddelerdeki adını degiştirerek, sözde devrimle re karşı başan kazandıklannı sanmalanndaki zaval lılık, aslında O'nun büyüklüğünü ve savunduğu ilke- lerin doğruluğunu günümüzde de kanıtlıyor. 13 Mayıs 1970 günlü "Sağa da Sola da" başlığı- nı taşıyan başyaası yıllaröncesinden bugünü de an- latıyor "Ate var ki bir kısım politikacılanmızın gayreti ile 'soT ve 'aşın sol' etiketialtında 'devrim' kavramı göz- lerden düşürülmekistenmekte, bu haldeAtatürk'le beraber başladığımız ileri atılımlanmızı tehlikeii bi- çimde köstekJemektedir." 20 Ağustos Perşembe günü Nadir Bey'i ölümü- nün yedinci yıfcnda bir kez daha saygı ve sevgıyfe ana- cağız. Aynı gün verecegimiz "Kıtap" dergimizde dü- şün adamı Nadir Nadı'nın devrimci ve mücadeteci kişiliği ile kitapiannı değertendiren bir bölüm de yer alacak. Nadir Bey dün olduğu gibi bugün de aramızda. Cumhuriyet'in çıkar ilişkilerine dayalı gazeteciliği dışlayarak ülke ç/kanna olduğuna inandığı konulara öncelik ve önem vermesi de bu duyumsamadan kaynaklanıyor. • OTP Gene) Başkanı Hüsamettin Cindoruk'un ka- patılan RP'nin yasaklı eski genel başkanı Necmet- tin Erbakan'la gizli buluşmasını ve görüşmenin ana hatJannı Ayşe Sayın yazdı. • ÖYS sonuçianna göre yeni sistemin degerlendi- rilmesini içeren analizler ile Akkuyu nükleer santral ihalesinde konsorsiyumlara tanınan şartname ayn- calığını Ebru Toktar haberieştirdi. • Turizmde ağustos ayı hareketinin sezonu kurtar- maya yetmeyeceğini ve bu sezon turizmde yaşanan yanlışlıklan yansıtan haberi CeJal Yılmaz yazdı. • Karadeniz'deki sel felaketini Trabzon muhabirimiz Ahmet Şefik izleyerek duyurdu. • Harb-lş Sendikası'nın ABD üsleri ve işyerierinde sürdürdüğü grevi Adana büromuz takip etti. • önümüzdeki pazartesiye kadar gönlûnûzce bir hafta geçirmeniz dileği ve saygılanmızla. kitap kulübü Taksim Sergi Salonu AĞUSTOS AYİ ETKİNÜKLERİ SOYLEŞİÜ İMZA GÜNÜ 17 Ağustos Pazartesi Saat:18.00-20 00 CEMAL ŞENER Kitaplarını imzalayacak ve okurlarıyla söyleşecek. Istiklal Cad. (Aksanat karşısı) Taksim Tel:252 38 81/82 Cumhuriyet kitap kulübü Taksim Sergi Salonu ÂĞÜSTOS AYI ETKİNLÎKLER! SOYLEŞİÜ İMZA GÜNU 78 Ağustos Salı Saati8.00-20 00 RECEP BILGINER Kitaplarını imzalayacak ve okurlarıyla söyleşecek. Istiklal Cad (Aksanat karşısı) Taksim Tel:252 38 81/82 CİZREASLtYErlUKUK MAHKEMESt'NDEN EsasNo !998/127/KararNo. 1998^87 Şırnak ılı Ci2re ılçesı Dağkapı Mahallesi cılt: 002/05 sayfa: 15, kütûk: 154'te nûiusa kayıtlı, Tahır ve Edıbe o|lu, 23 2.1976 Cizre doğumlu, Heja Vesek'ın nüfiıs kütüğündekı ısminın Yıl- maz He5a Vesek olarak tashıhen tescılıne karar venlmıştırZarar görenlenn 1 yıl içinde dava açmalan ılan olunur. Basm: 31557
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle