19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 AĞUSTOS 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOM /cumek(gturk.net 11 KOBİ teşvikinde İstanbul Hder • AJVKARA(ANKA)- Küçük ve orta boy işletmelerin (KOBl) toplam 12.3 triJyon iiralık yatınmı bu yılın ilk yedi ayında teşvik belgesine bağlandı. İstanbul KOBt teşviklerinde lider oldu. Hazine Müsteşarlığı'nın verilerine göre, ocak- terrunuz döneminde KOBl'lerin toplam 823 yatınmı teşvik kapsarruna alındı. Tümü de imalat sanayi sektörüne yönelik olarak gerçekleştirilecek olan teşvik kapsamına alman KOBİ yatınmlannın toplam tutannın 12 trilyon 275.3 milyar lira olduğu belirlendi. Bölgesel olarak en fazla teşvik belgesi Marmara Bölgesi'nde yapılacak olan yatınmlara verildi. Ankara terminali üialesi • AIVKARA(AA)- Mülkiyeti Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne ait olan eski Ankara Şehirlerarası Terminal Işletmesi (AŞOT), 18 Ağustos Salı günü 6. kez satışa çıkanlıyor. Büyükşehir Belediyesi yetkililerinden alınan bilgiye göre istasyon mevkiinde bulunan 34 bin 950 metrekare tam hisseli eski AŞOT binası, tesisleriyle birlikte satılacak. 5 trilyon lira muhammen bedel üzerinden satışa sunulan binanın, geçici teminatı da 150 milyar lira olarak belirlendi. GAP'taki yatpımlar • ŞANLRJRFA(AA)- Türkiye'nin ekonomik kalkınmasına önemli katkı sağlayacak Güneydoğu Anadolu Projesi'ndeki (GAP) yatınmlann, Türkiye içindeki payı giderek düşüyor. 1990 yılında GAP'ın yüzde 8.1 olan Türkiye içindeki r ^ yaünm payı, 1988 yıIiMB yüzde 6.6'ya düşerken bu yıl sonuna kadar GAP'ta 169 trilyon İiralık yatınm gerçekleştirilecek. GAP Bölge Kalkınma ldaresi'nden alınan bilgiye göre 1990 yılında GAP'taki kamu yatınm tahsisleri oranının Türkiye içindeki payı 162 trilyon 293 milyar lira ile yüzde 8.1 olurkenbu yılki 168 trilyon 563 milyar İiralık yatınmla Türkiye içindeki payı yüzde 6.6'ya düştü. Sahte fatuna operasyonu • İSTANBUL (AA)- Komisyon karşılığı piyasaya 6 trilyon İiralık sahte fatura sattığı belirlenen bir işadanu yakalandı. istanbul Mali Şube Müdürlüğü'nden yapılan açıklamaya göre, Bayrampaşa Demirciler Sitesi'nde demir-çelik ve sac üzerine iki ayn şirketi bulunan Turgut Erdemir'in, piyasaya komisyon karşılığı sahte fatura sattığı belirlendi. Erdemir, işyerine düzenlenen bir operasyonla yakalanırken, yüzde 4 komisyonla piyasaya sürüldüğü belirlenen 6 trilyonluk sahte fatura koçanlan ve sevk irsaliyeleri ele geçirildi. ffym son ihalesi • A.NKARA (AA) - -iazme, ağustos ayının son halesini yann »erçekleştiriyor. Yapılacak halede, 1 yıl vadeli devlet ahvili satışa sunulacak. hraç tarihi 19 Ağustos ılarak belirlenen ahvillerin geri ödemesi se 18 Ağustos 1999 ırihinde erçekJeştirilecek. Bu rada Hazine'nin 19 ığustos'ta 573 trilyon 18.6 milyar lira, 26 Lfustos'ta 35 trilyon 977 ıilyar lira, 31 Ağustos'ta .e 2 trilyon 180.9 milyar ralık iç borç geri ödemesi ulunuyor. mdık alım fiyatı I ANKARA (AA) - Sanayi : Ticaret Bakanı Yahm rez, 19 Ağustos ırşamba günü iresun'da. fındıkta yeni ım döneminin ilk fiyatını ıklayacak. Rekabet Kurulu Başkanı Ayaydın ilk kararlann bir ay içinde almacağını açıkladı 4 Kararlar yanla uyandıracak'MEHMETSARAÇ Çeşitli siyasi ve ekonomik ne- denlerle kuruluşu uzun yıllar alan ve adı özellikle özelleştirme uy- gulamalanndaki müdahaleleriyle kamuoyuna yansıyan Rekabet Ku- rumu ilk kararlannı vermek üze- re. Rekabet Kurulu Başkanı Ay- dın Ayaydın "Kararlanmız peş pe- şe gelecek. Bir ay sonra her hafta bir karar yayımlanacak ve çok yankı uyandıracak" dedi. Rekabet Kurulu'nun adı son günlerde özellikle POAŞ'm özel- leştirilmesiyle gündeme geldi. Ancak kurul yaklaşık bir buçuk yıllık çalışmasında çimento sek- töründe bölgesel pazar paylaşı- mından ekmeğe, kârve zam tartış- malanndan. temizlik ve gıda dev- lerıne "rekabet soruşturmasrna kadar birçok konuda ön soruştur- ma, soruşturma yaptı. Kurulun şimdiye kadar kesinleşmiş herhan- gi bir karan yok. Rekabet Kurulu Başkanı Aydın Ayaydın. Cumhu- riyet'in, kurulun çalışmalan hak- kındaki çeşitli sorulan yanıtladı. -Sayın Ayaydm, Rekabet Kuru- mu, başlangıcında siyasi nedenler- le geç kuruldu ve kunıluşunun iis- tünden de bir buçuk yıl geçti. Bize kunımun çalışmalannı değerlen- dirir misiniz? - Türkiye'de Rekabet Yasası'nın çıkması çok gecikti. Bütiin geliş- miş ülkelerde, hatta Türkiye"den çok daha geri kalmış ülkelerde da- hi rekabet yasalan uzun süreler- den beri var ve rekabet kurullan x \ ekabet Kurulu'nun çok önemli bir misyon üstlendiğini belirten Başkan Ayaydın, "Bizim yaptığımız çalışmalar, soruşturmalar ve birleşme, devralma çalışmalanmız ekonomik hayatı ciddi bir biçimde etkileyecektir. Türkiye'de maalesef, rekabet kültürü tam olarak oturmuş değil" dedi. görev başında ama Türkiye"de ne- dense rekabet yasası bir türlü ger- çekleşemedi. Yasa, 7 Aralık 1994 tarihinde TBMM'de kabul edildi. O günlerde koalisyon hükümetle- ri vardı. Bir türlü Rekabet Yasa- sı'nı Türkiye'de uygulayacak olan Rekabet Kurulu'nun üyelerini ve başkanını atama konusunda bir anlaşmaya varamadıklan için ata- ma yapılamadı. Görünürdeki yü- zü bu. Atama yapılamasının arka- sında başka nedenler var mı yok mu çeşitli spekülasyonlarvardıra- ma benim bu konuda fazla bir bil- gim yok. 5 Mart'ta yemin ederek göreve başladık. ama sadece 11 ki- şi. Ne bir binamız ne de fiziki ça- lışma ortamımız, elemanlanmız, uzmanlanmız vardı. Yasa çıkttk- tan 2.5 yıl sonra biz atandığımız için 1 yıllık süreyi geçmiş olduk ve dolayısıyla uzman alamadık. - Siyasi engelleri ne olarak yo- rumhıyorsunuz. Siyasilerin tavn niye böyle? - Türkiye, özellikle tekelleşme ve kartelleşmenin birçok sektörde yoğun olduğu bir ülke. Bir an ön- ce bu yasanın yürürlüğe girmesi, ekonomik istikrann sağlanması için çok önemlidir. 'Rekabet kültürü yok' - Daha önceki engellenıeler, bu sözünü etâğiniz çevrelerin etkisiy- le olabilir mi sizce? Somut bir şey- le karşjJaşOnız mı şimdiye kadar? - Çeşitli söylentiler var tabii bu konuda. Yasayı biz çıkarmayaca- ğız, TBMM çıkaracak. Eğer, bu çevrelerin girişimleri varsa o giri- şimler TBMM'deki güçlere doğru odaklanmışlardır. Tabii insanın aklına çeşitli şeyler geliyor. - Ekonomik faaliyet içinde olan bütün kuruluşlar kunımun sınır- lan içinde. Ancak belü bir ekono- mik disipluıden yoksun ekonomi- miz. Nasıl bir yapıyla mücadele edivorsunuz. Ya da mücadele ede- bilecek misiniz diyeliın? Ekonomi diinvamtz Rekabet Kurumu hak- kında yeterli bilgiye sahip mi? - Türkiye'de ekonomik istikra- nn sağlanmasında. Rekabet Kuru- lu çok önemli bir misyon üstlen- miştir. Bizim yaptığımız çalışma- lar soruşturmalar ve birleşme, devralma çalışmalarımız ekono- mik hayatı ciddi bir biçimde etki- leyecektir. Türkiye'de maalesef, rekabet kültürü tam olarak otur- muş değildir. Bu konuda, basın ve medyada şu ana kadar tam anla- mıyla bir destek sağlamış değiliz. Onlara bu konuda birtakım görev- ler düşmektedir. Biz Kurul olarak üzerimize düşeni yapıyoruz. - Sanınm sizden öncelikk her- kes karar beküyor. Şimdiyi kadar kuruldan karar çıkmadı. Kamu- oyu sonuç bekliyor. Örneğin POAŞ sizi günlerce gündemde tuttu. - Bizim aslında POAŞ'tan çok daha önemli kararlanmız oldu. Toplumun bütün kesimlerini ilgi- lendiren konularda. Kanun tarif et- miş. Ön araştırma bir ay, soruştur- ma karan aldığınızda 6 ay sürer. Bu süreleri öne çekme şansınız yok. Dolayısıyla, bizim kararlan- mız peşpeşe gelecektir. Bir ay son- ra her hafta birkarar yayımlanacak ve çok yankı uyandıracak. Istanbul'daki seminerlerimize iş âleminden kimse gelmedi. Türk toplumu cezayı görünce aklı başı- na geliyor. Rekabet Kurulu cezacı bir kurul olmamalı. Ben şunu gö- rüyorum, bu kurul birkaç kişiye ce- zayı verecek, sonra insanlar kuru- lun varlığinı kavrayacaklar. - Siyasikrie aranız nasıl? - Rekabet Kurulu eğer siyasi otoriteden etkilenir duruma gelir- se, büyük yanhşlar olacaktır. - Rekabet Yas&sı'uıda, haksc re- kabetk ilgili dûzenlemelerin olma- dığı yönünde eleştiriler var. Haksız rekabetnedir? Kurul haksız reks- betle ne kadar ilgileniyor? - Kamuoyunda çok yanlış biran- laşılma var. Rekabet Yasası ve hak- sız rekabet farklı kavramlar. Bizim yasa kapsamında haksız rekabet yoktur. Haksız rekabet iki ticari iş- İetme arasında olur. Bu, Türk Ti- caret Kanunu hükümlerine giriyor. Bizim konumuz rekabet ihlalleri. DÜNYA EKONOMMNE BAKIŞ ERGIN YILDIZOĞLU/ LONDRA Afrika'nın üçüncü büyük, potansiyel an- lamda belki de en zengin ülkesi, 45 mil- yon nüfuslu Kongo Demokratik Cumhu- riyeti (eski Zaire) bir yıl sonra ikınci bir iç savaşla felç olmuş durumda. Washington Post yazarianndan Zartman'ın ifadesini kullanırsak "Kongo; komşulannın, ulusla- rarası holdinglerin, kiralık askerterin, soy- gunculann başına üşüştüğü bir leşe ben- ziyor" (13/08/98). Kongo'da yaşananlann adı iç savaş a- ma, "isyancılar" esas olarak Ruanda ve Uganda askerterinden oluşuyorfar Hatta söylentilere göre Angola kaynaklı UNITA güçleri de bu furyaya katılmış durumda. A- ma tüm bu kargaşanın arkasında çok da- ha büyük bir oyun, Afrika'nın ABD dene- timi altına alınması çabası yatıyor Gerek geçen yıl mayıs ayındaki, gerekse de şim- diki isyancılann liderleri, komutanlan ve hatta büyük bir kısmı, ABD Özel Harekât Dairesi tarafından eğitilmiş ve silahlandı- nlmış askerlerden oluşuyordu. Devirenlerin devrilmesi 1994, yaklaşık 800.000 ıla 1 milyon in- sanın hayatına mal olan katliamlara şahit olan iç savaştan sonra, ABD ve Ruanda arasındakı ilişkiler hızla gelişti. ABD iç sa- vaştan sonra iktıdara gelen General Paul Kegame'yi siyasi ve askeri olarak des- tekledi ve güçlerini eğitti. Daha sonra Ke- game, Ruanda'dan kaçarakZaire'yesığı- nan Hutu'lann kamplannı yok etmek, Mo- butu'yu devrimek amacıyla, bir başka ABDdostu Ugandadiktatörü Musevni'yle işbirliği içinde Zaire'ye sal- dırclı. Bu operasyona Ango- la ve Zambia'nın yanı sıra, bir dizi başka Afrika ülkesi de asker ve silah desteği sağladılar. (VVashington Post 14/08/98). Bu operas- yon Ekim 1996'da Kega- me'nin VVashington ziyare- tinden birkaç hafta sonra başladı ve başına da o güne kadar kimsenin ismini bilme- diği eski "Marksist", yeni "demokrat" ve becerikli işa- damı Laurent Kabila geti- rilmişti. Le Figaro ve Le Monde'a bakılırsa, ABD'nın ilişkisi askeri eğitimden, çok daha ileri boyutlardaydı. İs- yancılar doğrudan ABD as- keri danışmanlan tarafından yönetilıyorlardı. Bu danış- manları sağlayan Virginia kayıtlı Askeri Profesyonel Kaynaklar isımli şirket bün- yesinde çalısan dört yıldız- lıgenerallerin sayısıysa Pen- tagon'dakilerden fazlaydı" (S. Telegraph 15/01/96). Kabila, iktidara yürürken Mobutu'nun yapmarnak için direndiği özelleştirmeleri, daha savaş sırasında ger- çekleştirmeye, ele geçirdiği bölgelerde büyük şirketlere imtiyaz dağıtmaya başladı (Association of Mining An- alysts - London, 10/04/97). Batı'da basın, Mobutu'nun yolsuzluklarını, Kabila'nın getirmesi beklenen yenilik- leri konuşuyordu. Kabila ik- tidara gelır gelmez üikenin adını da Demokratik Kon- go Cumhuriyeti olarak de- ğiştirdi. Ancak aradan bir sene geçtikten sonra benzer bir film, üstelik çok daha büyük bir hızla tekrar sahneye ko- nuyor Kongo'da. Yine aynı güçler; Ruanda, Uganda işin içinde, hedef ise Kabila. Ne ki bu sefer isyancılann ne li- deri belli, ne bir programları, ne belirgin biryapısı var. (The Economist 15/08). Oyun bu sefer daha açık oynanıyor. Neden bir yıl önce, kendi- sine büyük umutlar bağla- nan Kabila şimdi devrilmeye çalışılıyor? Bu sorunun ce- h Kqbila'yı iktidara geti- Afrika'da Leş Kargalarımn Savaşı Kongo gibi Afrika'nın da her tarafındâ savaş ve ekonomik kriz var. ren mantıkta gizli. Mobutu, IMF uyum programına, özelleştirme isteklerine, özel- likle dünyanın en zengin kobalt rnadenle- rinden Gecamine ın özelleştirilmesinedi- reniyor, bu yüzden Zaire 14 milyar dolan geçen dış borçlannı ödeyemiyordu. Kabi- la'nın görevi, ekonomiyi uluslararası şir- ketlere açmak, Gecamine'i özelleştirmek vesiyasi istikrarsağlamaktı.Kabila da Mo- butu gibi, kendisini ve ailesinin ceplerini doldurmaktan ekonomiyle ilgilenmedi; 14 milyar dolarlık dış borcun bir önceki rejı- me ait olduğunu söyledi ve reddetti. Ulus- lararası şirketlere verdiği sözleri tutmadı, istedikleri siyasi ekonomik ortamı sağla- yamadı. (The Economist). Kabila daha da öteye giderek Ruanda güçlerini ülke- den çıkarmaya kalktı. Adeta Kabila kendi kendıni ciddiye almaya başlamtştı, bir kukla olduğunu unutarak. İki hafta önce, tam da bir öncekinin başladığı noktada patlak veren "ayaklanma" inanılmaz bir hızla 1500 km'lık mesafeyı aşarak baş- kent Kinşasa'nın kapısına dayanmış du- rumda. Bu kez daha çok kan akacağa benzer. Gelen haberlere göre Kabila, Mo- butu'nun aksine savaşmaya niyetli. Afrika'nın 'pariak' liderieri 1994'te Ruanda'da ABD yanlısı Tutsi rejimi kurulduktan, 1997'deZaire'de Mo- butu devrildikten sonra, Afrika'daki ABD- Fransa nüfus mücadelesi,ABD'den yana çözümlenmiş gibi görünüyordu. ABD kay- naklannda büyük bir iyimserfik vardı. Bir Afrika Rönesansı'ndan söz açılıvordu. Ni- Çocuğunuzun yarınlarını düşünürken keyfinizi kaçırmayın! Diploma Hesabı Diploma Hesabı, çocuğunuzun eğitim harcamalarını güvenceye alıyor. Şimdiden. Diploma Hesabı, Iktisat Bankası'nın özel sorunlara getirdığı özel çûzumlerden sadece bın. Geltn konuşa/ım. Sıze en uygun çözümü sunalım İKTİSAT Memnuniyetle • Nakıt Ahşverış • Nakıt Ev • Nakıt Ihtıyaç • Nakıt Otomobıl • Nakıt Tatil • Nakı! Çek • Nakıt Hesap • Otomatik Ödeme san 1998'de Foreign Affaires dergisinde "Afrika'nın Yeni Bloku" başlığıyla yayım- lanan bir makale, Ruanda, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Uganda, Etiyopyave Erttre'de yeni bir kuşak liderin iktidar ol- duğunu vurguluyor, bunların bir blok oluş- turarak bölge sorunlannı kendi ellerine al- dıklannı anîatıyordu. Bu ülkelerde Fran- sa'nın etkisi gerilemiş. ABD'nin etkisi art- mıştı. Gerçi, bu liderlerin hiçbiri demokrat sayılmazdı, ama bunlar pragmatist, ser- best piyasa yanlısıydılar, sıntf aynmını reddediyor ve yolsuzluklara karşı savaş açmaya nıyetl'ı görünüyorlardı. Işte bölge- dekı gelişmelerin rtıci gücünü bu blokun li- derleri oluşturuyordu. Mobutu'dan sonra bu btok şimdi de Sudan'daki rejimi devir- meyi hedeflıyor. Çad, Orta Afrika Cum- huriyeti'ni ve Somali'yi düzene sokmaya çalışıyordu. Bugün durum oldukça farklı. Kongo'da yeni bir ayaklanma, Eritre ve Etiyopya arasında savaş var; Sierra Leone'de ka- os egemen.. Angola da yeni bir savaşın eşiğinde. Kenya ve Tanzanya'da ABD konsolosluklanna atılan iki bombada 200'den fazla ölü, 5000'den fazla yaralı var. Her tarafta savaş, ekonomik kriz, yol- suzluk, seçimlerde hile.. ve Rnancial Ti- mes hafta sonunda soruyor: "Afrika Rö- nesansı'na ne oldu?) fRnancial Times 16/08/98). Madalyonun öbür yüzü Busoruyacevap vermek, "rönesans"ın arkasındaki iticı gücü görmek için madal- yonun öbüryüzüne bak- mak gerekiyor. Afri- ka'daki durumun bu ka- dar "karmaşıklanması- nıparkasında", birWas- hington Post makalesi- negöre "askeriilişkilerin -özellikle de siyasi otori- te tarafından denetlen- mesi neredeyse imkân- sız olan Pentagon özel harekât kuvvetlerinin- ABDpolitikasının birindl enstrümanı haline gel- miş olmasıyatıyor." Ma- kaleye göre "1999'lann başından bu yana özel hareket kuvvetleri Afri- ka 'da giderek dahayay- gın birbiçimde kullanılı- yoriar... Buetkinliklerise sivil ve kongresel dene- tim araçlannın dışında gerçekleşiyor." (14/07/98). Forth Bragg'da üst- lenmiş 3. Özel Hareket Kuvvetleri'nin (Yeşü Bereliler) örgütlenme ve lojistik, hafif piyade tak- tikleri, ufak birlikler ope- rasyonlan, kamuflaj tak- tikleri, dağcılık, biriikyö- netimi, silah bakımı, ge- ce ve gündüz yön bul- ma, mayın temizleme konulannda eğitim ver- diği ülkeler şunlar Be- nin, Botsvvana, Kame- ron, Kongo, Gana, Gu- inea-Bisseau, Eritre, Etiyopya, Fildişi Kıyısı, Kenya, Malavi, Mali, Moritanya, Mozambik, Namibya, Ruanda, Se- negal, Sierra Leone, Togo, Uganda, Zambia, Zimbabve. Makalenin aktardığı- na göre. Ruanda, Za- ire'ye saldırdığında; ABD, Ruanda'ya "siyasi yardım sağladı". Savaş boyunca Ruanda'da ABD askeri eğitimi ke- sintisiz devam etti, Bu arada Ruanda güçleri Hutu nüfusu katlediyor; Batılı bir diplomatın ak- tardığına göre "erkek nüfusu sistematik olarak azaltma" politikası izli- yordu. ANKARA PAZARI YAKUP KEFENEK Para Depremi "Uzakdoğu'nun yüks^len pazarlannda yaklaşık on bir ay önce başlayan 'borsa bunalımı", sonunda Türkiye'ye de uğradı. rjepremin öbür büyük yansı- maları, bugünlerde Rusya ve Çin'de görülüyor Sar- sıntı daha zayıf bir biçinde, Avrupa para piyasalan- na, giderek bu işin beyii sayılan Nevvyork'a uzanı- yor. Bu gelişmenin olası etkileri nelerdir? Sorunun bi- reysel yanıtı, "para ticaretiile uğraş" derecesine bağ- lıdır; burada konunun bu yönü değil, ekonominin tü- mü üzerindeki olası etkılerine değinilecektir. Parasal sarsıntılar, uzadığı ölçüde yalnız para pi- yasalannı vurmakla kaimıyor, vücudun aşın yükse- len ateşinin yarattığı yan etkiler gibi ekonominin ger- çek dünyasında da zarariı oluyor. Başta uluslarara- sı ticaret, yani mal ve hizmet akımı yavaşlıyor; bu ge- lişme üretim düşüşlerine ve işsizliğe neden oluyor; bu olgu da talebin zayıflarnasına, üretilenin satımın- da güçlüklere yol açıyor ve birbirini besleyen bir olumsuzluklarzinciri, ekonomik yapılan sarsıyor. Bu nedenle hükümetler, borsa gelişmelerine duyariı dav- ranmayı, olası bunalımlara karşı önlemler almayı, ekonomi politikasının temeli sayıyor. Bu genel doğruların Türkiye ekonomisine yansı- ması, ekonomik ve siyasal yönleriyle ayn bir içerik kazanıyor. Türkiye ekonomisi son yıllarda, özellikle imalat sa- nayii üretiminin artışı ve özellikle de kimi hizmet sek- törlerinin gelişmesi sonucu, hükümetlerin yıllık prog- ramlarda öngördüğünün neredeyse iki katına yakın, yüzde 7-8 dolayında bir büyüme oranı sergiliyordu. Geçen yıl tanm sektörü üretiminde görülen durgun- luk da bu durumu değiştirmedi. Böyle bir ortamda gelen borsa bunalımı, büyük ölçüde imalat sanayii ürünlerine dayalı olan Türkiye dışsatımmı olumsuz yönde etkileyebilir. Bunun sonucu olarak üretim dü- şüşleri, hizmet sektörlerinde durgunluk ve işsizliğin daha da artması gündeme gelebilir. Bu tür bir süreç, Türkiye ekonomisinin son aylarda yeniden kazan- makta olduğu uluslararası olumlu konumu sarsabi- lir ve dış borçlanmada güçlüklerle karşılaşılabilir. Tür- kiye'nin ekonomi politikasını yürütenler, öncelikle bu olası olumsuzlukları "karşı önlemlerie "azaltmayı, gi- derek ortadan kaldırmayı görev bilmelidir. Daha doğ- rusu onlann görevi budur. Kısaca sorunun çözümü, siyasal düzlemde, ekonominin yönetiminde düğüm- lenmektedir. Siyasal ekonomi düzleminde durum ne? Hükümetlerin koalisyonlar nedeniyle güçsüz kal- ması ve seçim ortamına girilmesi, genel olarak eko- nominin yönetimini etkisizleştiriyordu. Ancak geçen hafta borsa sarsıntısı sırasında hü- kümetin "kendi içinde "ekonominin yönetimi konu- sunda tam bir kargaşa, giderek çelişki ve çatışma ya- sandığı su yüzüne çıktı. Örneğin ekonomiden sorum- lu devlet bakanlanndan biri, borsa bunalımının dış et- kenlerini unutuyor; bunalımı, tarımsal ürün destek- lemelerine, kimi maaş ve ödenek artışlarına ve çok daha ilginç bir biçimde Vergi Yasası'nın 6. madde- sinde yer alan stopaj düzenlemesine bağlıyor ve ek- tiyor: "Utangaçpopülizminsonuçtan.'Afmgön,ay- nı yerde yine ekonomiden sorumlu öbür devlet ba- kanı ise "Vergi Yasası, stopaj konusu altı aydır TB- MM'de tartışıldı.. vereceği vergi, toplam yüzde bir- dir" diyor. (Milliyet, 12 Ağustos, s. 9). Ekonomi politikası açısından "asılsakıncalı veyan- lış olan" bu görüntüdür; sözlerin içeriğinden çok hü- kümetin üstelik aynı partiden, ANAP kanadından ge- len iki bakanı arasındaki büyük görüş aynlıklandır. Hükümet, kamuoyunun karşısına kendi içindeki gö- rüş aynlıklannı törpüleyerek çıkmalıydı, ekonomide güven ortamı yaratmanın "birincil önkoşulu" budur. Kaldı ki Vergi Yasası yeni çıkanldı, uygulaması ve sonuçlannın görülmesi yıllar alacaktır. Para serma- ye ile uğraşanlann karşı çıkışlannın borsa bunalımı sırasında hükümetin bir bakanı tarafından ileri sürül- mesi en azından yersizdir. Yine de bu sermaye yan- lısı çıkışlar sonuç vermiş olmalı ki mevduat faizi üze- rinden alınan stopaj, yarı yanya a2altılarak yüzde 6.6'ya düşürüldü. Fındığa 150, buğdaya 300 trilyon lira destekleme ve memur maaşı için 120, öğretmen- lere 150 ve Köy Hizmetleri'ne 20 trilyon lira ek öde- nek aynlması ise popülizm suçlamasıyla geçiştirile- meyecek kadar önemlidir. Bu paranın nereden bu- lunacağı kuşkusuz tartışılmalıdır. Ancak "var olan bunalıma gidiş ortammda" asıl bakılması gereken, bu ek harcamaların yaratacağı sonuçlardır. Bu ek destekleme ve Ödenekler, parasal depremin olum- suz sonuçlanna karşı alınacak önlemlerin bir parça- sı olarak da değerlendirilebilir. Eğer ekonomi politi- kasını yönetenler, bu ek talep artışını, "enflasyona yolaçmadan, üretimiarttıncı biçimde" kullanabilir- lerse, parasal depremin ekonomide yaratacağı üre- tim düşüşleri ve buna bağlı olumsuzluklar, bir ölçü- de de olsa giderilebilir. Sorun, dönüp dolaşıp yine ekonominin bütünsel yönetiminde düğümleniyor. Siyasal sorumluluk, hü- kümet içinde kavgayı değil, parasal sarsıntı karşısın- da gerekli önlemlerin düzenli bir biçimde alınmasını zorunlu kılıyor. Narenciyede dış pazar sıkmtısıADANA (Cumhuıiyet Günej İBeri Bürosu) - ç u . kurova'da her yıl daha da genişleyen alanlarda na- renciye üretimi yapıldiğını ve buna bağlı olarak fcajj_ tede de önemli gelişmcıer sağlandığmı belirten Ada- na Çiftçiler Birliği Ba^a . ni CumaK Doğru. "Aı»cak mevcutsıkınülarçözüJıne_ den me> dana gelen üretim artışı, sorunlan daha (ja ağırlaşOrmtşnr.Girdifi\a (_ lannın yüksek olması jh_ racatçılanrekabetedeiî)ez ve dış pazarlarda alıcı ı^. lumaz duruma getirn,^ tir"dedi. ^ Doğru. 1990yılIar,nm başında 1.5 milyon ton na_ renciye üretilirken bue,jn . kü üretimin 2 milyon t-,nu bulduğuna dikkat çek<re]c "Girdi fıyaüannın yük^v dış pazarfiyatlannın,JQ_ şük olması, biâ rakip i^j^ lerierekabetedemezduru- ma getirdi" dedi. Doğru sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunun bugün için bir tek yolu var.Oda ihracann rakip ülkeler seviyesinde desteklenmesidir. AB üye- si üretici ülkelerde narenci- ye>e uygulanmakta olan gerek destekleme gerekse navlun primi. Doğu pazar- lannda risk primi adı al- önda vcrilmektedir. Bu da, rekabet şansımızı giderek azaltmaktadır. Bu dönem başından itibaren üretici- nûze asgari olarak ton ba- şına 150dolardestek veril- mesi gerekir." Doğru, daha önce Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Işın Çelebi ve Ta- nm Bakanı Mustafa Ta- şar'dan üreticiye ve dış sa- tımcıya kredı ve prim des- teğinin sürdürüleceği sö- zünü aldıklannı açıkladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle