Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
tmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Ya\ın Yönetmenı. Orhan Erinç
#Gene) Yavın Koordınatoni HikmetÇe-
tinkaya • Yazıışlen Miidürü İbrahim
Vıldız • Sorumlu Müdür Fikret İlkiz
# Haber Merkezı Müdürü Hakan Kara
0 Görsel Yönetmen Fikret Eser
D15 HaU.ıler Şinasi Danışoğlu • İNtıhtunıt Cengi/
\ lidınm # Ekononu. MeJımet Saraç # Kultur:
Handan Şenköken 0 Spor Abdülkadir Vücelman
9 MakaleltT Sami Karaören 0 Düzettme VbduDah
Yazm0 Fotoğraf Erdoğan Köscoğln 0Bılgı-Belge
Edibe Buğra 0 \'urt Haberlcn Mehmet Faraç
Ya\ın Kurulu İlhan Selçuk
(Başkanl. Orhan Erinç. Okla\
kurtböke. lliknıet (, erinkav».
Şükran Soner, Ergun Balcı,
İbrahim Yıldı/. Orhan Bursalı,
Viustafa Balba^ Makan Kara.
Ankara Temsılcısı. Mustafa Balbav Ataturk Bul\ an No.
125,Kar4.Bakanlıklar-AnkaraTel 4195020 (1 hatl. Faks:
419502" 0 Izmır Tem-.ılcı>r Serdar Kızık. H. Zıya
Blv. 1352 S.2 3Tel.441 1220, f-ak».44191170Adana
Temsılcisı: Çetin Yiğenoğlu, InönüCd 119 S No 1 Kafl.
Tel-363 12 II. Faks-363 12 15
Muessese Müdürü î'stûn Akmen •
Koordınator Ahnıet Korulsan •
Muhasebe Bufcnl \ener#ldan; Hüse>in
Gürer # l>ietme Önder Çelik # Bılgj-
lşlem >ail İnal # Bılgısayar Sısteny
Mürüırt Çiler#Satı, Fazilet Kıua
MEDYA C: • Yönetim Kurulu
Ba^kanı - Genei Mudur Gülbin
Erduran # Koordınatör Reha
I;ıtman # Cienel Muctur YardımciM
S«vdaÇoban Tel 514 (T? 53 -
5139580-513846O-61.Faks 5138463
Va>ımtayan ve Basao: Yenı Gun Haber Ajansı. Basın ve Yayıncılık A.Ş
Turkocagı Cad 39 41 Cağaloglu 34334 Ist PK 246 Istanbul Tel lO 212) 512 05 05 120 hatl Falö (0 212ı 513 «5 95 3TEMMUZ1998 İmsak: 3.28 Güneş: 5.29 Ögle: 13.15 İkindi: 17.13 Akşam: 20.47 Yatsı: 22.39 www.cumhuriyet.com.tr
Novotna
Hingis'i eledi
• Haber Merkezi- Yılın en
önemli 3. tenis turnuvası
VVimbledon'da, elenen
favorilere Martina Hingis
de katıldı. Turnuvanın bir
numaralı seri başı 17
yaşındaki Isviçreli raket.
dün yan finalde 3 numaralı
seri başı Jana Novotna'ya 6-
3 ve 6-4'lük setlerle
yenilerek furnuvaya veda
etti. Novotna'nın finaldeki
rakibi ise; Belaruslu
Natasha Zvereve'yı yenen
16 numaralı Fransız seri
başı Nathalie Tauziat.
Turnuva, bugün tek
erkekler yan final
maçlarıyJa sürecek.
Pratisyen
hekimler de
dertli
• ANKARA(ANKA)-
Pratisyen hekimlerin
aldıklan mesleki
eğitimden memnun
olmadıklan belirlendi.
Türk Tabipleri Birliği'nın
yaptığı araştırmada,
pratisyen hekimlerin
yüzde 51 'inin mesleki
bilgi ve becerilerinin
yetersiz olduğunu, yüzde
14'ünün ise çalışmaya
başladıktan sonra mesleki
gerileme yaşadıklannı
düşündükleri belirlendi.
Araştırmada, pratisyen
hekimlerin Sağlık
Bakanlığı'nın Aile
Hekimlıği Sistemi içinde
yer almaya da karşı
olduklan ortaya çıktı.
Muğla'da orman
yangını
• KAVÂKLIDERE (AA) -
Muğla"nın K.avakJıdere
ilçesi yakınındaki
Kestanelik serisinde, dün
saat 11.00 sıralannda
orman yangını çıktı.
Bölgede önceki gün henüz
belirlenemeyen bir
nedenle çıkan ve gece 30
hektarlık sahada kontrol
altına alınarak söndürülen
yangın sahasının 1
kilometre yakınında, dün
başka bir yangın çıktı.
Yetkililer. karaçam orman
alanında çıkan yangının
şiddetli rüzgânn etkisiyle
kısa sürede 10 hektarlık
.alana yayıldığını. dip ve
örtü yangını şeklinde
devam ettiğinı söylediler.
Çevpecilerden
soyunma eylemi
• KOCAELt(AA)-
Kocaeli ÇevTe Platformu.
SEKA'mn Gölcük'teki
fıdanlığının Ford
Otomotiv Sanayi AŞ'ye
devrini protesto amacıyla,
"soyunma eylemi"
düzenledi. Fidanlığın başta
Kocaeli halkı olmak üzere
SEKA işçilerinin emeği ve
alınteri olduğu belirtilerek,
"Yerel ka>Tiaklar, yaşam
alanlan. ekolojik ve
ekonomik elverişlilik
gözetilmeden yapılan ve
uygulamaya sokulmaya
çalışılan peşkeşe, Kocaeli
halkı olarak karşı durarak,
meşru ve demokratik
direnme hakkımızı
kullanacağız" denıldi.
Yeni bir gezegen
bulundu
• ANKARA (UBA)-
Astronomi dergisi
"Astronomical Journal",
Güneşe en yakın yıldız
olan "Proxima
CentaurT'nin, dev bir
gezegene sahip olduğunu
açıkladı. TÜBITAK'ın
yayın organı Bilim Teknik
dergisinin haberine göre,
bu cisim, güneşten 4.2 ışık
yılı uzakta olan yıldıza çok
yakın zayıf bir ışık noktası.
Astronomlar, "Eğer bu bir
gezegense büyüklüğü
Jüpiter'den en az on kat
daha büyük" diye
belirtirken, araştırma ekibi
başkanı Schultz, "Fakat.
kahverengi bir cüce de
olabilir, parlayamayacak
kadar küçük bir yıldız da"
diye konuştu.
Çevre örgütleri, nükleer karşıtlanna 'şer cephesi' diye hakaret eden Emin Özbaş'ı mahkemeye verecek
TÂEK Başkanı'na büyük tepld
ÜMİTOTAN
• TAEK Başkanı Emin Özbaş'ın nükleer santrala karşı
olanlan "şer cephesi" olarak nitelemesi büyük tepki yarattı.
Çevre örgütleri Özbaş'a dava açmaya hazırlanırken
Greenpeace, TAEK Başkanı'nın sözlerinin çaresizlikten
kaynaklandığını belirtti. Avukat Noyan Özkan, Özbaş'ın
görevden ahnmasını istedi.
lesine seviyesizv e yasadışı demeç veren
bir kamu görevlisinin beş dakika bile
makamında kalmaması gerekir" dedi.
Greenpeace, se\ ıvesiz açıklamalann ça-
resizlikten kaynaklandığını belirtti.
SOS AkdenızBürosu. TAEK Başka-
nı'nın açıklamasını tüm dünyaya ge-
çeceklerini açıkladı.
Çernobil patlamasından sonra o za-
manın TAEK Başkanı Ahmet Yüksel
Özemre,radyasyonubilimsel raporlar-
la ortaya çıkaran Prof. Dr. Inci Gök-
men \ e arkadaşlannı "Bilimi kamuoyu-
İZMİR - Türkiye Atom Enerjisi
Kurumu Başkanı Emin Özbaş'ın bilim-
sel dayanaktan yoksun "Deprem nük-
leer santrallara zarar vermez" yakla-
şımı getirmesinin ardından nükleer
santrala karşı olanlan "şer cephesi"
olarak nitelemesi, büyük tepki > arat-
tı. Akkuyu yöresi çevre örgütleri TA-
EK Başkanı hakkında da\a açmaya
hazırlanırken, Çevre Hareketi Avukat-
lan Grubu'ndan NovanÖzkan. "Bö\-
nu tedirgin etmeve alet ctnıek gibi adi
ve pespaye bir ga> eye vasıta kılmak"Ia
sııçluyordu. Bilim ınsanlan Özemre'yi
mahkemeye venp kazandılar. Aldıkla-
n para\ ı da arkadaşlan adına kurduk-
lan vakfa bıraktılar.
Aradan yıllar geçiyor. nükleer sant-
rallarla ilgilî riskler bilimsel olarak or-
taya konuluyor. santralın kurulaca|ı
bölgedeki Ecemı^ fay hattının oynak
olduğu saptanıyor. atıklann ne olaca-
ğına kimselervanıt veremiyordu.
Sıra "bu zamaıun" TAEK Başka-
nı'nın "kamuoyunu tedirgin etmeye-
cek" açıklamalarına geliyordu. Yanı-
na OECD Nükleer Enerjı Ajansı Ge-
nel Direktörü Luis Echavari'yi de ala-
rak basın toplantısı yapan Emin Özbaş.
önce depremin nükleer santrallara za-
rar vernıe>eceğı habenni vererek *se-
>indirivor", ardından atom bombasıv-
la nükleer santrallann karıştınldığını
söyleyip, sonuçta "sadede" geliyor-
du: "Sanrral \apınıına engel olmak is-
teyenler depremden sonra >ine hare-
kete geçtiler. Nükleer santralyapılma-
sını engellej en şer cephesi kendini gös-
terh'or."
Ne tuhaf, aradan onca yıl geçiyor.
TAEK başkanlarının nükleer santral-
la ilgili bilimsel vaklaşım getiren bi-
lim insanlannı suçlama "biçemi" de-
ğişmiyordu. Gazetelerde TAEK Baş-
kanı'nın yaklaşımınt okuyan Prof. Dr.
Inci Gökmen yıllar önce başına ge-
lenleri anımbivor. kâgıda kaleme san-
lıp şu açıklamav ı \ apıyordu: "Bu ku-
runı başkanlan hep mi böyle olacak di-
\e düşünüyorum. İ Ikemizde çevresi-
ne sahip çıkanlan \ alnızca karalamak
gibi bir gelenek oluştu. TAEK Başka-
nı nükleer santrala karşı çıkanlara ha-
karet edeceğine bilimsel verilerini or-
taya koysun. Herhangi bir ola> da risk
söz konusu ise bunun bilimsel olarak
araştinlması şart. Iksaplar en kötü
olasılığa göre yapılmalı. Eski TAEK
Başkanı Özemre de bize saldırmışö.
Mahkemeye verdik ve kazandık. Kö-
tü sözler cezasız kalmnor."
TAEK Başkanı'na dava
Çe\re Hareketi Avukatları Gru-
bu ndan Noyan Özkan devletin yetki-
li kurumlannın başında bulunan yöne-
ticilerin "demeçverirkensaygılLden-
geli, seviyeli ve ölçülü olmalan" gerek-
tiği uyansını yapıyor. tepkisini şöyle
dıle getiriyordu:"Kamu göre\lileri ma-
aşlannı yurttaşların devlete ödediği
vergilerden almaktadır. Hiçbir kamu
göre> lisinin uluorta >urttaşlara haka-
ret hakkı yokrur. TAEK Başkanı'nın,
TIP FAKÜLTESİNE SUÇLAMA
4
Hekimler hastadan
fazla ücret ahyor'
• Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göz Araştırma Merkezi
Direktörü Prof. Erçıkan. hastalardan çok yüksek miktarlarda
ücret talep eden hekimlerin cezalandınlmalannı istedi.
İstanbul Haber Servisi -Cerrah-
paşa Tıp Fakültesi Göz Araştırma
Merkezi Direktörü Prof. Dr. Ce-
lal Erçıkan, tıp fakültelerinde ame-
liyat ve muayenelerde yasalarda be-
lirlenenden çok fazla ücret alındı-
ğını söyledi. Bugüne kadar 10 he-
kim hakkında hastalardan fazla
ücret aldıklan içın soruşturma açıl-
dığını belirten Erçıkan. "Ancak
bu işlem yapılmaya devam edili-
yor. Ve yetkililerin bunlara karşı
yapünmıyok"dedi.
Erçıkan. yolsuzluklan önleme-
diği için fakülte dekanı .Ahmet Ne-
jatÖzbal'ında istifasmı istedi. Is-
tanbul Üniversitesi Göz Araştırma
Merkezi'nde dün düzenlediği ba-
sın toplantısında, hastalardan çok
yüksek miktarlarda ücret talep
eden hekimlerin cezalandınlmala-
nnı istedi. Maliye Bakanlıgı'nın 9
Haziran 1998 tarihli yazısında
"Oğretim üyesi, doçent \e profesör-
lerin mesai saatleri özel muayene
yapılması ve fark talep edilmesi
mümkündeğildir"denıldığını vur-
gula>an Erçıkan. şö\le devam et-
ti:
" 10 Mart 1998 tarihli Resmi Ga-
zete'de de randev ulu öğretim üye-
si ücretinin 950 bin lira ulduğu be-
lirtilhor. O>sa Çapa \e Cerrahpa-
şa'da gö/ için 5-10 mihon. dahili-
>e için 10 miKon, psiki>atri için 10
miKon ücret talep edilhor. Vasaya
göre bunu yapanlara 6 aydan 3 yı-
la kadar ceza öngörülüyor. Ancak
üniversite bugüne kadar suçu ka-
mtlanan hckimlcre sadece uyan
cezası verdi. Bizim ortaya çıkar-
dıklanmızın dışında da hiçbir şey
yapılmı>or. Halen farklı ücret uy-
gulaması de\am ediyor."
Prof. Erçıkan. Cerrahpaşa Tıp
Fakültesi dekanının da. görevıni la-
yıkıyla yapmasının mümkün olma-
dığı için istifa etmesini istedi.
OT ÇataJcaBelediyesi'ncebuyd>edincisigerçeWeştirilenEr-
g ı g u v a n
şen
ıi k
ıe r i d ü n x Balkiln ş i i r G ü n
ı e r i
sempozyu-
mu ile başladı. 4 Temmuz'a dek sürecek şenlikler kapsamında nesim sergisi, Trakya Diiğün Çalgılan Yanş-
ması'ndan bale, pahaço \e sihirbaz gösterilerine dek birçok etkinlik yer alacak. Şenlikte, Okay Temiz, Mu-
zaffer Özdemir, Grup Laçin, Seher Dilovan ve Seda Sayan da konser verecek. Çatalca Belediye Başkanı Fırat
Aykut, Erguvan Şenükleri''nin Çataka'nın tanıtunı için önemli olduğunu belirterek herkesi şenliğe davet et-
ti. Ergman Şenlikleri'nin Çatalca'vla özdeşleştiğini söyleyen belediye başkanı, "tnsanlar şehliklerie kışın re-
ha\etini ÜJTrierinden atıyoriar. İstanbul'un her yerinden yüzlerce kişi şenlikler nedeniyle Çatalca \va geüyor"
dedi. Aykut, altyapı çahşmalannı bu yıl içinde tamamlayacaklan Erguvankent projesine siy asi destek istedi.
normal eleştiri sınınnı geçen ve haka-
ret içeren demeci karşısında, vıllardır
ülkemizde nükleer santrala karşı mü-
cadele veren kişi ve kurumlann cum-
huriyetsav cılıklanna başvurmak sure-
ti> le suç duv urusunda bulunma ve ay-
nca tazminat istemiyle dava açma hak-
lan doğmuşrur."
Greenpeace Akdeniz Ofisi'nden
Melda Keskin ise dünyadan örnekler-
le "şer cephesi'"nin nerelere kadar uzan-
dığını şöyle örnekliyor: "TAEK Baş-
kanı'nın manügıvla bakarsak, 1978.»
hndaAvustuna'da "nükleer santrala ha-
yır' oyu veren iilke nüfusunun yartsın-
dan fazlası; ttalya'da 1987 yıunda bü-
tün nükleer santrallann kapaolması
yönünde oy kulanan İtahanlann bü-
yük çoğunluğu; Japonya'da nükleer
santrala toprak vermeyen japon köy-
liileri; geçen ytl ülkelerinde nükleer
santrallann kapaülması karannı alan
İsveç pariamentosunun sa>gKkfer üye-
leri; bilim insanlan, toplum örgütleri
ve birey ler' şer cephesi' ni oluşturuyor.
Şu anda teknik anlamda TAEK ve TE-
AŞ bü\ ük bir çıkmazda. Bunu örtbas
etmek için saldırgan, seviyesiz demeç-
lerin arkasına sığınıyoriar. Bu onlann
çaresizüğini gösteriyor."
Akkuyu yöresi çevre örgütleri TA-
EK Başkanı için yapılacak suç duyu-
rusu için dün bir çalışma başlattı. Cu-
martesi günü Anamur'da toplanacak
olan 22 nükleer karşıtı çevre örgütü-
nün oluşturduğu Doğu Akdeniz Çev-
recilen toplantısında konunun günde-
min birinci maddesi olarak ele alınıp,
suç duyurulannın geniş bir çevreye ya-
yılmasının sağlanacağı belirtildi. Ar-
kadaş Çevre Grubu, Adana depremi
gibi somut ve vahim bir durum sonra-
sı bile gerçeklere taban tabana zıt de-
meçler verip üstelik hakaret eden TA-
EK Başkanı'na yurttaşlann nasıl gü-
venebileceğini sordu.
"Reaktör saüşlannın söz konusu ol-
duğu ülkelerde yaşayan insanlann di-
renme haklan yoktur-." diyen Nükle-
erin Elimine Edilmesi Kampanyası
sözcülerinden kristen Ostling ise TA-
EK Başkanı ve benzer yetkililerin "ce-
sareuerinür dayanağına somut bir vak-
laşım getiriyor: "Türkiye, Endonez)a
ve Günev Koregibi en iyi pazarlama ya-
pılan ve tereih edilen ülkeier, av nı zaman-
da demokrasinin en çok çiğnendiği ve
insan haklan OıIaDerinin yaşandığı üU
kelerdir...'"
ÇEVRECİLER FABRİIC\ RUHSATIINIIN İPTALİ İÇİN DAVA AÇTI
CargilVin Iznik Gölü inadıBLRSA (Cumhuriyet) -
Iznik Gölü'nün su toplama
havzasında 194 bin 72 met-
rekarelik birinci sınıf tanm
toprağı üzerinde yapımına
başlanan mısırişleme fabn-
kasının durdurulması için
Bursa'daki çevreye duyarlı
kişiler ve sivil toplum örgütleri mah-
kemeye başvurdular.
Başbakan Mesut Yılmaz'ın deste-
ği ile Yüksek Planlama Kurulu'ndan
"özelkarar"çıkartan ABD'li Cargill
fırmasınm Türkiye'deki üst düzey yö-
neticisi SamiAjin. "Bufabrikayımut-
laka yapacağız. Dönüş yok" derken.
fabrikanın tznik havzasına yapılma-
sına karşı çıkan ANAP'lı Bursa Bü-
yükşehir Belediye Başkanı Erdem
Saker'in, "Bursa Organize Sanayi
Bölgesi'nden size 200 dönüm arazi ve-
relim. Vaünmı buraya ya da Karaca-
bey'e yapm" önerisini de geri çe\ ir-
di.
Türkiye'nin temiz kalabilmiş en
• Iznik Gölü'nün su toplama havzasına
kurulacak mısır işleme fabrikasınm iptali için
çevreciler dava açarken ABD'li Cargill firması
tepkilere aldırmıyor. Cargill firması, Bursa
Büyükşehir Belediye Başkanı Erdem Saker'in
arazi önerisini de geri çevirdi.
önemli sulak alanlanndan biri olan
Iznik Gölü'ne 6 kilometre uzaklıkta
yapılması \
r
PK izniyle teşvik edilen
Cargill Mısır İşleme Fabrikası'na tep-
kiler artıyor. Aralannda DSP Bursa
milletvekılleri Havati Korkmazile Ali
Rahmi Be>Teli'nin de bulundugu bir
grup yurttaş, "fabrika ruhsaönın ip-
taK*' istemiyle tdare Mahkemesi'ne
başvurdu. Bursa Barosu'nun yanısı-
ra TMMOB'a bağlı odalann Bursa
şubeleriyle, tznik v e Orhangazi Zira-
at Odala'n Başkanlan. TMMOB Bur-
sa ll Koordinasyon Kurulu Sekreteri
Mustafa Özçelik. Gazeteci Levent
GenceUi ve İP Bursa tl Başkanı Na-
dir Erol'un açtığı davayla ilgili olarak
Bursa Akademık Odalar Bir-
liği adına açıklama yapan
Bursa Barosu Başkanı Ali
Arabacı. iilke kaynaklannın
aç gözlü sermaye. bürokrat
ve siyasetçi işbirliğiyletalan
edıldiğıni söyledi.
Bursa Barosu Başkanı,
ABD'li Cargill firmasınm "kişiyeözer
izinler aldığını bu izinlerin Anayasa-
ya ve ulusal yasalara aykın olduğunu
savundu. Başbakan Mesut Yılmaz'ın
"tepkilerüzerine" Bursa Büyükşehir
Belediye Başkanı Erdem Saker'e gön-
derdiği Cargill heyeti adına açıklama
yapan Ajin. tesislerinin Iznik Gölü ile
ilgisi olmadığını savundu.
Belediye Başkanı Erdem Saker'in.
kamuoyunun yatınmı istemediğine
yönelik sözlerini dinleyen Ajin. sivil
toplum örgütleriyle duyarlı kişilerin
açtıklan davanın anımsatılması üze-
rine de "Şeriatın kestiği parmak acı-
maz" dedi.
TEGV'den, tarikatlara çekilmek istenen çocuklara alternatif
'Pembe Ev'de çağdaş eğitim
ÎPEK YEZDA.Nİ
Türkiye Eğitim Gönüllüleri \'ak-
fı'nın (TEGV) Türkiye'ye yayılmış
eğitim birimlerinden biri olan Kava-
cık'taki "PembeEv"de. yaklaşık 200
çocuğa, gönüllü eğıtmenler tarafından
çocuklarla bire bir ilişki kurularak
"çağdaş eğjtim" veriliyor. Tarikatla-
nn yoğun olduğu bir bölgede çocuk-
lara "ahematir' eğitim sunulan "Pem-
beEv"in Birim Sorumlusu Sedef Be-
til, amaçlannın, Istanbul'un en çok
göç alan bölgelerinden biri olan Bey-
koz'daki çocuklann "bilgi ve kültür-
lerini artnrarak kente entegrasyonu-
nu sağlanıak" olduğunu söylüyor.
Beykoz'daki "Pembe Ev^deki gö-
nüllü eğitmenler, Kavacık'ınarkama-
hallesindeki "öğrenim birimi"nde.
buradaki çocuklann "bir ölçüde de
olsaegitimdenrsateşitliği"'nı yakala-
yabilmeleri için çalışıyor.
llköğretim okulu öğrencilerine
Türkçe, İngilizce, bilgisayar, mate-
matik ve fen destek derslerinin venl-
diği öğrenim biriminde, öğrencileri sa-
nata ve sosyal aktivitelere yönelte-
cek etkinliklerde yer alıyor. Müzik der-
sinde dünya müziklerini tanıyan ço-
cuklar, resim ve dans dersleri alıyor:
SÛYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN
'En Ucuza, En Çok Yolcu ve YükL'
Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfi'nın Kavacık'taki 'Pembe Ev' öğrenim
biriminde, Anadolu'dan göç eden ailelerin çocuklanna eğitim veriliyor.
aynca her ay düzenlenen gezilerle ti-
yatroya. sinemaya. baleye. müzeye, bi-
lim şenliğine ve ağaç dikme gibi et-
kinliklere gidiyor.
Birim sorumlusu Sedef Betil. "Pem-
be Ev"deki 25 gönüllü tarafından \e-
rilen derslerde "özgüıHükçü ve de-
mokratik" birortam yaratıldığını be-
lirterek çocuklann kendilerini "ra-
hat ve özgür hissettiklerini" söylüyor.
Çocuklann derslere kendi istekleriy-
le geldiğini ifade eden Betil. kendi-
lerine güven kazandıklarını. okullar-
daki ezberci eğitim sisteminden sıy-
nlıp fikir üretebildiklerini ve fikirle-
rıni ifade edebildiklerini \-urguluyor.
Sedef Betil. bu tür kurumlarda, gö-
nüllü çalışanlara ihtiyaç duyulduğu-
nu belirterek Pembe Ev'in yaz prog-
ramı dahilinde. Boğaziçi Üniversite-
si öğrencilerinin de gönüllü olarak
ders vereceğıni söyledi.
j ki yıl oldu mu? Belki. üç! Nereden estiyse, televiz-
I yonda 'demiryollarınt' konuşuyorum; bilmez değil-
siniz ya, biz, birkaç nesil, duman kokusu, hareket
kampanası, tekerlek tıkırtısı içinde büyümüşüzdür;
hatıralarımızdatrenlerözel biryertutuyor; vagon pen-
cerelerinden geçen, kıraç bozkır; gece istasyonlann-
daki, yoksul köylüler; katar boyunca koşuşan, çoban
köpekleri vs. Bir de şiirim vardır, "Kurtalan Treni'ne
Gazel!" onu da okumuştum: şöyle başlıyor:
"...kurtalan treni'nde unutulan bir kız çocuğu /
yıllardan bin dokuz yüz kırk üç müdür / sUrdürür
ömrü boyunca başfadtğı yolculuğu / kurtalan tre-
ni'ni sanki rüyasmda görmüştür / kederli bir yağ-
mur içinde bütün camlan buğu / yolcuları bakı-
şarak bir vahameti bölüşür... vs" ('Elde Var Hüzün',
5. basım. s. 19: Bilgi Yayınevi)
Konuşmanın yayınını müteakip, duygusal bir daya-
nışma yaşanıyor: emekli 'paşa/ar'dan, siyasi parti
başkanlarına, küçümsenemeyecek bir kalabalık, o
nostaljiyi paylaşacaktır. Demiryolları bahsini, burada
açtığım zaman da, aynı duyarlık titreşimleri, dalga
dalga yayılıp, gelip beni bulmuştu: en başta, TCDD
Genel Müdürü'nün zarif mektubu; arkasıra, eli kalem
tutan, onca demiryolu ahalisi:
Heyecanlanmamaları mümkün mü?
Denizleri var, denizci' değil!
Ya denizyollan? O konunun 'duyarlığı' hangi dü-
zeyde seyrediyor? Oktay Sönmez, bir deniz-
ci/yazar (Bkz. 'Ereğli'li Memed', 'Güneşi Hüzünlü-
dür Kutup Denizlerinin') önce tele/sekreterde onun
notu: "...yazınızı okurken, gözlerimyaşardı": arka-
sından, faks mesajı: yalnız hatıralan tazelemiyor, acı
ve çıplak bir yurt gerçeğini aktanyor.
"...İstanbul'u Karadeniz'in en uzak noktasına ka-
dar; ve bu sahildeki yerleşimleri, kendi aralann-
da bağlayan, sadece deniz yolu ulaşımıydı: Top-
hane Rıhtımı'ndan, haftada en az iki gemi kalkı-
yordu, Karadeniz'e: 'Ekspres' (Sür'at Postası) ve
çok uğraklı 'Karadeniz Postası'. Biraz nostalji
yüklü, belki de romantize edilmiş izlenimi verebi-
lecek olan bir anlatım gibi gelebilir bu yazdıkla-
rım ama, günümüzdeki Başbakan'ın deyimiyle
'denizleri olan' fakat bir türlü 'denizci olamayan'
Türkiye'de, daha o günlerde tüm kıyılanmız bo-
yunca, -Hopa'dan İskenderun'a kadar- bütün yol-
cu, yük ve eşya taşıması, deniz yoluyla, toptu ta-
şımacılık modeli çerçevesinde yapılıyordu..."
"...istanbul çıkışlı Izmir Postası', 'Iskenderun
Postası', 'Çanakkale/Ayvalık Postası' olarak hal-
kın diline yerleşmiş bu mütevazı servisler, genç
cumhuriyet hükümetlerinin ulaşım politikasında
'en ucuza, en fazla sayıda, en çok yolcu ve yükün
en güvenli şekilde taşınması' temel unsurian ile
formüle edilmiş uygulamalanydı..."
Hep söylemişimdir: 'Kemalist' Cumhuriyeti, Laus-
sanne sonrası 'yalnızlığından', II. DünyaSavaşı son-
rası 'yalnızlığına'. 'zahmetkeş'demiryolları ileyorgun
ve yoksul denizyollan taşımıştır; eğer, bu iki emektar
ulaşım düzenı mevcut olmasaydı -hele savaş yılları-
nın benzin, yedek parça ve lâstik yokluğu düşünülür-
se- besbellı. bir şehirden ötekine ulaşamayacak, eli-
miz böğrümüzde kalakalacaktık: Trakya'ya ve Kars
sınınna, vagon vagon 'Mehmetçik' taşıyan '/cara'tren-
leri kaldıramasaydık, 'modern'Türkiye,yenidende-
ve kervanlanna mı dönecekti?
Peki ayağımız nerede ve nasıl kaydı? (Yoksa kay-
dınldı mı?..) Oktay Sönmez'in 'tespitleri'ne bir göz
atar mısınız? Göreceksiniz ki. okur duyarlığı, münha-
sıran heyecan ya da nostalji düzeyinde kalmıyor, son
derece ciddi ve önemli gerçekleri de içeriyor.
Yapılması gereken nedir?
"...1946dan sonra, Türkiye'de insan ve mal ta-
şınması olayı, demiryolları ve denizyollanndan
saptınlarak, çok büyük ölçüde karayollarına yön-
lendirildi, 194O'lı yıllardan sonra, demiryollanna hiç
dokunulmadı: 1946'dan sonraki 'nurlu ufuklar'
nutuklannda, demiryolu sozcüğü telâffuz bile edil-
miyordu; böylece Cumhuriyet'in ilk yıllanndaki
'demirağlarla ördük...' coşkusu sönüp grtti..."
"...neden böyle oldu? Detaylarına fazla giril-
meksizin şöyle özetlenebilir: II. Dünya Savaşı bit-
miş, Türkiye tam anlamı ile Batı, özellikle USA
müttefiki NATO üyesi olmuştu; bu ilişki Demok-
rat Parti yönetimlerinin icraatı içindeki her plana
yansıdı; Türkiye'de görülmemiş bir çalışma baş-
ladı, 'demir ağlar' yerine 'asfalt ağlar' kuruluyor-
du. Türkiye'ye, kullanılmış ve yeni her türlü araç
girmeye başladı ve çok uzun yıllar bu akın süre-
geldi: artık Anadolu kasabalannda tren, kıyı kent-
lerinde vapur düdükleri yerlerini, ikinci elden Ame-
rikan arabalannın şımank komalanna; insan, hay-
van ve yük ile karmakanşık, salkım saçak kam-
yonlann homurtulanna bırakmıştı..."
Peki, çaresi? Duyarlıkta titreşim beraberliği bir ke-
re oluştu mu, okur, yazarın yerini alabilir; hemde, 'ge-
rekçe've 'örnek' sunup, ümit kapılannı yeniden aça-
rak:
"...Baltik, en az Karadeniz kadar sert ve huy-
suz; Kuzey denizi, bizde olmayan duvar gibi sis-
leri, med/ cezir akımları ile, tehlike potansiyeli
daha yüksek denizler olmasına karşın; Kuzey Av-
rupa, Ingiltere, Iskandinav ve Bartık ülkelerinin
insanlan, toplu taşımacılık modellerine uygun in-
şa edilmiş, hızlı, güçlü ve ekonomik feribotlaıia
seyahat etmektedir. Bizde de, sür'atle yapılması
gereken, budur ve Istanbul'da son yıllarda servi-
se konulan deniz otobüsleri, bu anlayışın öncü-
sü olarak algılanmalıdır!." (25 Mayıs 1998 tarihli
faksı).
Keşki o kadar iyimser olabilsem! 'Özel Sektör', top-
lu taşımacılığın daha iyisini yapabilseydi, bu marife-
tini niye havayollannda göstermedi. Hangi havayolu
şirketi, THY kadar düzenli ve güvenli? Aynca, yolcu
taşımacılığı, hanidir 'Özel Sektör'e açık, geceleri İs-
tanbul Boğazı'nda meyhane vapurlan işletmekten öte
ne yapıyor? Hopa, Iskenderun ya da Doğu ve Ba-
t Akdeniz 'hatları'ndan geçtim; turizmdeki gelişme
yüzünden, yolcu tehacümü dayanılmaz bir hal almış
olan; Kuşadası, Bodrum ve Antalya 'limanlarına',
hâlâ uçağa, ya da otobüse doluşulup tıklım tıklım
gidilmiyor mu?
http:// www. prizma.net. tr/ A İLHAN
http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm