Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 TEMMUZ 1998 CUMA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
Polonyalı yönetmen Andrzej Zulawski'nin son filmi gösterimde
Varşova'da son tango
Szamanka / Yönetmen:
Andrzej Zulavvski /
Senaryo: Manuela
Gretkovvska / Kamera:
Andrzej Jaroszevvicz /
Müzik: Andrzej Korzinjki
/ Oyuncular: Ivvona Petri,
Boguslavv Linda, Pawel
Delag, VVojtiek
Kovvman, Agnieszka
VVagner /1996 Polonya-
Fransa (Avşar Film)
Hayatın darbelerini yiye yiye azıcık
fıttırmış, düşkün annesini, acıklı aile
evini terk edip maden mühendislıği eğı-
timi için taşradan Varşova'ya gelmiş gü-
zel, alımlı bir genç kız. garda tesadüfen
kulak mısafiri olduğu bir konuşma so-
nucunda kiralık bir daireye kav uşur.
Yüklüce kira bedelini de, özürlü çocuk-
lara bakılan bir hastanede çalışmaktaki
sevgilisinden sağlamayı ummaktadır
Garda dairenin sahibi olan rahibi yol-
cu eden, 30 yaşlanndaki erkek kardeşi.
üniversitede antropoloji asıstanı Mic-
hal'la (Boguslav* Linda). pizza yapıp
dağıtmadaki becerisi nedeniyle çevre-
sinden 'ttalyan' lakabını almış genç kız
(Iwona Petri) arasında, giderek cinsel-
liğin gemi azıya aldığı, ateşli. tutkulu bir
beraberlik patlak verecektir.
'Sendeyim, öyleyse varım'
Profesörünün kızıyla sözlenmiş \e
akademik kanyerinde bir an önce yük-
selme derdine ve doktora tezini yazma
telaşına kapılmış, hırslı antropolog Mic-
hal'ın kentin yakınlannda yaptığı kazı-
larda bulduğu, tören giysileriyle gömül-
müş ve nasılsa toprak altında yüzyıllar-
ca bozulmadan günümüze kalmış. ikı bın
yıllık bir şaman ölüsü. 'hayatının keşfı'
niteliğindeki önemli birbuluştur. Kısa-
cık mini etekler giyen, genç, güzel, çe-
kici Italyanla daha daireyi kiraya verir-
ken başlayan ateşli ilişkısi ve filme adı-
nı veren bulduğu şaman ölüsü, Mic-
hal'ın bütün yaşamını değıştirecek, onıı
sıradan yaşamından çıkanp ötelere sa-
vuracaktır.
Derken hayan boyunca herkese. bu ara-
da eşcinsellere de yardımcı olan ve so-
nunda homo bir delikanlıyla birlıkte
oturan rahip kardeşinın kendını asarak
intihar ettiği haberi gelince, zaten keş-
fettiği (ve anüsünde vajinal sıvı bulunan!)
şaman ölüsüyle mıstık bir transa geçıp
şamanın sırnnı öğrenerek kafayı yemı-
şe benzeyen, aynca 'sendeyim, öylcyse
vanm' dediği çekici genç kızla, sabah
akşam yaşanan, yoğun, tutkulu ve hır-
çın bir ilişkiyi sürdürmekten bitkin dü-
şen antropolog Michal, giderek üniver-
sitedeki işini gücünü bırakıp demiryol-
lannın tuvaletlerini temızlıyor. trenleri
parlatıyor ve kızı terk edip kardeşi gibi
papaz olmaya karar veriyor.
Ote yandan kurtuluşunun kafasında
mı, cinsellik organında mı olduğu iki-
lemine dü$müş, isteriden daha tehlike-
li bir tarzda. cinsel arzunun yüksek ba-
samaklannı koşaradım çıkan. Michal'ın
tam anlamıyla. dört dörtlük bir vajına-
sın sen dediği, okulundan çok Michal'e
İsabelle Adjani ile Sophie \larceau'\ u hatırlatan hatlara sahip Pblonyalı seksi genç oyuncu İwona Petri yönetmen Andrzej Zulavv ski'nin Chamanka daki son keşfi.
takılan. mühendıslık öğrencisi 'Italyan'
genç kızda. fınalde kafasını kırdıği ada-
mın beynını yıyor, vs. vs...
Kabaca hıkâyesi böylece özetlenebi-
lecek •Szamanka-Chamanka'. doğrusu
doğru dürüst bir füme rastlamadığımız
bu haftanın. nıspeten ılginç bıricik se-
yırlığı sayılabılır.
'Şamanlann ruhu ölmez'
•Szamanka-Chamanka' (Niv e Şaman
diye Türkçeleştırmemışlerki'?), öncelik-
le adıyla. oyunculan ve yönetmeniyle,
bize kalkıp Kadıköylere (Beyoğlu tara-
fında gösterilmıyor çünkü) yollanacak
kadar çekici gelen. 1996 Venedik Fes-
tivali'nde göstenldiğini anımsadığımız
bir Polonya yapımı.
Yönetmeniyse yıllar önce gördüğü-
müz. 1975'te Fransa'da çektıği. Romy
Schneider'lı 'L'importantc'estd'aimer-
Onemii olan sevmek'le belleğımıze kay-
dedilmiş. 1940 Ukrayna doğumlu, şair
bir babanın oğlu, Polonyalı yazar ve si-
nemacı Andrzej Zulavvski
Andrzej VVajda ustaya çıraklık edip
1960'lıyıllardaParis'tekiIDHEC'tesi-
nema okuyan, ülkesme dönüşünde te-
levızyona çalışan, ama ilk filmleri de-
mırperde Polonyasfnın sansürüne ta-
kılınca genellikle Fransa'da Fılm yapma-
yı yeğleyen Zulavvski. yönetmenlığının
yanı sıra. 4'ü Fransızcaya çevrilmış 10
kadar romanın da yazan aynı zamanda.
Zulavvski'nin IsabeUe Adjaniye 1981
CannesFestivali'ndeenıyıkadınoyun-
cu ödülünü kazandıran 'Possession'. Va-
lerie Kaprisky"li 'La Femme Publique-
Orta Malı' gibi filmlen, vıdeonun yay -
gınvemoda olduğu 1980'lerdebızdede
en çok ilgi gören kasetlerdendi. Yönet-
menin 1985"ten günümüze kadar uzun
süre beraber olacağı Sophie Marceau'y la
tanışmasına vesile olan 1985 yapımı
'L'Amour Braque'la 'Mes Nuits sont
plus Bdles que vos Jours-Geceierim gün-
düzlerinizdendahagüzeldir'ı. Musorgs-
ki'den uyarlanan opera filmi 'BorisGo-
dounov' izlemisti 1989'da. 1991 yapı-
mı *La Note Bleue-Mavi Nota'dan bu
yana kameranın arkasına geçmeyen Zu-
lavvski. 15 yıl sonra ülkesine dönerek
genç. başanlı kadın romancı Manuela
Gretkovvska' nın senaryosundan çekmiş
'Chamanka'ı.
Zıılawski = cinsellik + şiddet
Mıstık. pomograf ık konusundan mı-
dır nedir. eski sistemin çökmesiyle
1990'larda bir yozlaşma-bozulma at-
mosfenne gömülmüş Polonyada hatırı
sa> 111r bir gişe başan sına erişen son ese-
n 'Chamanka'. genellikle vasat sine-
maseveri isyan ettiren sanat filmi for-
matında kotanlrruş, cinsellik ağıriıkJı. ye-
ğin, sert. kafa kanştıncı ve itici bir Po-
lonya-Fransızortak yapımı izlenimı \er-
dı bıze. Üstelık göstenlen kopya da ol-
dukça yıpranmış. epnmiş. çizik bir kop-
ya, herhalde sansürü ürkütmeyelim kay-
gısıyla 10 dakikası da kesılmış.
Bir Andrzej Zulavs ski filminden bek-
lenen cinsellik, şiddet öğelennı ıçeren,
anatomik yakın plan ağırlıklı, boş daire-
lerden tren tuvaletlenne kadar sürekli se-
vişılen. şaman ayinlennın vazgeçilmez
çalgısı olan davul-tam tam sesleriyle
venlen 'bir garip' sev işme sahneleri ve
antropolog-öğrenci iki kahramanını de-
vamlı zorlu. erotik sınavlara sokarak ıki
saati aşkın ateşli, ıhtıraslı. sapkın bir
aşk hikâ>esi anlatan 'Chamanka'. so-
nuçta pek de başanlı bırcalışma gibi gel-
medi bize
Güzel kadın konusunda zevk sahibi.
estetik göze ve vizyona sahip Zulavvs-
ki'nin Varşovada bir caddede keşfetti-
ği (vmna Petri'nın çekıcilığı. Polonya si-
nemasının sıkı aktörlerinden Boguslavv
Linda'nın performansı da filmi kurtar-
masa da. meraklısı içın filmi çekilir ha-
le getiriyor yine de.
Yaz mevsimi nedeniyleyine erotik bir Tinto Brassfilmisinemalarda YENI BASLAYANLAR
'Skandalerotika'nın Maestrosu
J
Bu hafta başında 'Chamanka' fil-
mini seyretmek üzere normal 'pazar-
tesi vizitesi "ne çıktığımızda. anormal
bir durumla karşılaştık. aşın sıcak ve
nemden ötürii. sudan çıkanlmış ba-
lık halinde, çırpına çırpına v ardığımız
sinema kapısmda. Çeşitli gazetelerde
günlerdir ilanını gördüğümüz, nice-
dir Fransa'da yaşayan Polonyalı yö-
netmen Andrzej Zulavvski'nin 'Cha-
manka'sı yenne o smemada 'Lola'
gösteriliyordu. O anda salon senndır
diyerek girdik ıçeri ve istemeye iste-
meye bir kez daha bir Tinto Brass fil-
mini sineye çektik mecburen. Her yaz
bermutad sökün eden erotik filmler
kervanında hep başı çeken. ltalyan
'softporno maestrosu' Tinto Brass'ın
yazıp montajlayıp. Hitchcockgibı kı-
sa birrolde. basta ve sonda da boy gös-
tererek yönettiği son filmi 'Lola'. öte-
den ben cinsellik üstüne ış rutan bu
uyanık yönetmenın alışılmış ticari sı-
nemasını örneklıyor bir kez daha. ba-
yat ve monoton tarafından.
Hemen hemen her yaz mevsimin-
dedışalımcılanmızın fılmlerinin abo-
nesi olduğu, 1933 Venedik doğumlu,
namlı 'erotizm bezirgâm'. kimıleri
içinse türün Fellini'sı sayılan, Tinto
önadıyla bilinen Giovanni Brass. hu-
kuk eğitiminin ardından Fransız Si-
nemateki'nde çalışıp Cavafcanti, Ros-
sdHni. Ivens gibi ustalara çıraklık yap-
tıktan sonra 196O'lı yıllann başında
Bertolucci, Bellochio, Tavianiler gıbı
dönemın umut veren genç yönetmen-
leri arasında kategorize edilmıştı.
Yönetmen, senaryo,
montaj: Tinto Brass /
Öykü: Carla Cipriani,
T.Brass / Kamera:
Massimo Di Venanzo /
Müzik: Pino Donaggio /
Oyuncular: Anna
Ammirati, Serena
Grandi, Mario Parodi,
Patrick Movver, Antoni
Salines, Francesca
Nunzi, Laura Trotter,
CarloReali/1997ltalya
(a Film)
197O'lerde\se kulvar değiştırip cın-
sel tabuların üstüne üstüne yürüvece-
ğı erotizm alanına dümen kıran haz-
ret. 'Caligula'v la 'Salon Kitty' gıbı
iki ünlü tanhsel porno'yla büyük tı-
cari başan kazanmış ve çızgısını be-
lirlemiştı. StefaniaSandrelli'lı '.\nah-
tar' başyapıtının dışında. 'Miranda',
•Budapeşte Ban". 'Kapris' gıbı
1980'lenn ürünü olan \e 'Paprika'.
'Cosi Fan I urte- Bütün Kadıniar Bu-
nu Yapar'. '\o>eur-Göz Zevkf, 'l\»s-
ta Kutusu T.Brass' gıbı 1990'larda
yaptığı, tümü bızde de gösterilen son
filmlenyle ıvice küpünü dolduran bu
işını bilir yönetmen. 'seksL özgürlü-
ğün anahtan" sayıp 'cinsel eylemi gü-
nah olmaktan kurtarmak" ıstedığı
içın kılisenın aforozuna ve feminıst-
lenn saldırılanna maruz kalır, genel-
likle her yeni filminin vızyona çıkı-
şında.
Genelde popo-meme antolojisi ni-
teliğindeki fılmleri kadar. geçmişte Se-
rena Grandi Francesca Dellera. De-
borah Capriogli. Claudia Koll gıbı
akçapakça. dolgun, ltalyan dılberle-
nni keşfedıp ünlendirmesıyle de ta-
nınan hazret, 'Lola'da son keşfı, ufak
tefek ama işvelı. cılveli \e fettan, 'çı-
tır' Anna Ammirati'yi en mahrem
yerlerıne kadar soyarak gözümüze
sokuyor bu kez.
Selesınde sürekli kaykılıp bacakla-
nnı fora ederek bindiği bisiklet tur-
lanyla bütün kasaba erkeklenni ka-
sıp kav uruyor Lola çıtın. Gerdek ge-
cesını beklemeden. girışımcı. hırslı.
bıraz da kütkafa nışanlısı.finncıTom-
maso'ya bir an önce \enmek için ya-
nıp tutuşuvor. çokluk donsuz, her şe-
yi ortada gezen. aynı yollardan geç-
miş annesı Zaıra'nm (memelen gö-
beğıne düşmüş. yönetmenın 15 yıl
öncekı gözdesı Serena Grandi artık
anne rollerine abone) tecrübelı dos-
tuyla baba-kız ilışkısını aşan durum-
lardakı seksı genç kızımız.
1950'lenn ünlü Mambo Italıano
şarkısı eşliğinde. güneyli üç deniz-
ciyle donsuz samba y apan, erotik ha-
yaller kuran, kendini tatmin eden. nı-
kâh günü de yakın. teşhircı. oynak. şuh
ama bakire genç kızla (Anna Ammi-
ratı-Lola) çevresındekılerın öyküsü-
nü aktaran filmde hıkâye fılan baha-
neaslmda. Brass'ın tüm derdı-tasası.
cinsellik başına vurmuş, hatır hatır
kaşınan, yenı keşfı'ni soymak, bey-
lik, bayağı v e estetıze edilinış erotizm
göstenleny le perdeyı doldurmak. Yer
yer 'hard'a yaklaşan bir soft pomo kış-
kırtıcılığıyla yüklü "Lola'da tahnk.
röntgencılik, teşhircilik ve alışılmış
seks klışeleri gırla gıdiyor yine. ero-
tıkomik bir bakışla karışık. Kamera-
nın Lola'mızın apışarasına sabıtlen-
diği bu tipik Tinto Brass işi et çorba-
sına. şu sıcaklarda kuşkusuz iştahla
kaşık sallayacaktır meraklısı yine de.
Marvln'lnOdası (MarvinsRoom)
Yönetmenliğini Jerry Zacks'ın yaptığı filmde
Merly Streep, Leonardo DiCaprio, Robert De Niro
ve Diane Keaton gibi ünlü oyuncular var. Sorunlu
bir aileyi konu edinen 'Marvin'in Odası',
karanbklan aydınlatan, iyimser bir mizah
anlayışını ve sevgiyi hikâye ediyor. Scott
McPherson'ın tiyatro oyunundan uyarlanan ve
bugün gösterime giren 'Marvin'in Odası'nda,
Merly Streep ve Diane Keaton, Lee ve Bessie
adında iki kız kardeşi, Robert De Niro Dr.
Wally'yi, Leonardo DiCaprio ise Merly Streep'in
oğlunu canlandmyor.
Cece Baykuşu (Meet wally sparfcs)
Aksı suratlı komedyen Rodney Dangerfield, David
Ogden Stiers, Debi Mazar ve Burt Reynolds'un rol
aldıklan 'Meet Wally Sparks-Gece Baykuşu'nun
yönetmeni Peter Baldvvin.
'Gece Baykuşu', her gûn ekranda karşı karşıya
kaldığımız talk shovv programlanndaki sunuculan,
komikleri, konuklan ve onlann başlanna
gelebilecek gülûnç olaylan anlatıyor. Rodney
Dangerfield'in herzamanki gibi 'döktürdüğü'
'Gece Baykuşu*, öncelikle komediyi sevenler için.
KEDİ GOZU
VECDİ SAYAR
Umuda Yolculuk
Geçen hafta, kedilerin Ankara çıkartmasından söz
açmıştık, anımsayacaksınız. Bu hafta. serüvenin de-
vamı...
Perşembe sabahı, Atatürk Küttür Merkezi'nin önün-
de toplandık. Yaklaşık otuz kadar sanatçı. Tiyatrocu-
lar, sinemacılar, plastik sanatçılar... TODER, TİYAR
UPSD, SİNE-SEN, TÜRSAK, ÇASOD, FİYAR SE-
SAM, FlLMYÖN'üntemsilcileri... Halil Ergün, Aytaç
Arman, Aykut Oray, Işıl Kasapoğlu, Yasemin Al-
kaya, Hadi Çaman, Göksel Kortay, Nedim Sa-
ban, Canan Gerede, Sabahattin Çetin, Muzaffer
Hiçdurmaz, Kerem Yılmazer, Tilbe Saran, Ulus-
lararası Plastik Sanatlar Derneğı Başkanı Nilüfer Er-
gin, SİNE-SEN Başkanı Necmettin Çobanoğlu ve
diğerdostlar...
Necmettin'i görünce aklıma ikı film geliyor: Işte, ge-
ne "yo/"dayız vegene "Umuda Yolculuk"^yapıyoruz.
Tıpkı, bundan tam 20 yıl önce SlNE-SEN'in öncü-
lüğünde yaptığımız Ankara yürüyüşü gibi...
• • •
Yolboyu, Ankara programının ayrıntıları tartışıhyor.
Hedefimız son derece yalın ve somut: Vergi Yasası'nın
bir maddesine ek getirilerek, sanatsal üretime katkı-
da bulunan kuruluşlann bu katkılannı vergı matrah-
lanndan düşebilmelerine olanak sağlanması.
Herkes bırbirini uyarıyor. Aman, bütün sorunlarımı-
zı ortaya dökerek politikacılann akıllannı karıştııma-
yalım. Tüm gücümüzle, milletvekillerinin verdikleri
önergeye destek olalım...
Geçen haftaki yazımda sözünü ettiğim dört siya-
si partiden altı milletvekilinin ortak önergesinin yanı
sıra Atila Sav ve bir grup CHP'Iİ milletvekili ile Gen-
cay Gürün'ün öncülüğünde DTP'Iİ milletvekillen de
aynı doğrultuda başka önergeler vermişler. Bu iki
parti önergeyi desteklemek uzere grup karan almış.
Başbakanın da konuya olumlu yaklaştığı söylenıyor...
Ankara'ya yaklaştıkça umudumuz artıyor... Sözcü
olarak Cüneyt Türel'i seçiyoruz. Cüneyt'ten daha iyi
kim anlatabilir derdimizı...
Meclis'te, önerge sahiplerinden Ercan Karakaş ve
Gencay Gürün karşılıyor bizı. Birlikte yemek yiyoruz.
Serap Aksoy, Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Boz-
kurt Kuruç ve değerli orkestra şefi Rengim Gök-
men de Ankara'dan katılıyor gruba...
İlk randevu, TBMM Başkanı Hikmet Çetin'le. Her
zamanki güleryüzü ile karşılıyor bizi; herkesle teker
teker ilgileniyor ve ziyaret nedeni ile ilgili olarak elin-
den geleni yapacağını söylüyor.
Ikincı randevu CHP lideri Deniz Baykal'la . Gen-
cay Gürün'ün sunuşu ve Cüneyt'in etkileyici ses to-
nuyla yaptığı açıklamaların ardından söz sırası Bay-
kal'da... Baykal, hıtabet yeteneğı ile etkiliyor sanat-
çıları. "Sorunlarımızı bızden daha iyianlatıyorsunuz"
diye hayranlıkları dile getiriyor arkadaşlarımız. Bay-
kal'dan sonra sıra Bülent Ecevitte... Ecevit de sa-
natçıların taleplerine duyarsız kalmıyor elbette (Ben
gitmedim, gidenlerin yalancısıyım) ve bakanlanndan
konu ile ilgilenmelerini ıstiyor.
DTP Başkanı Hüsamettin Cindoruk ve DYP Baş-
kan Yardımcısı Saffet Ankan Bedük de sanatçıla-
nn bu taleplerine destek sözü veriyorlar.
Ve nihayet Başbakan Mesut Yılmaz... Başbakan-
lık Konutu'nda, Yılmaz Karakoyunlu karşılıyor sa-
natçıları.
O da sanatçılara parmak ısırtan bir hitabet örneği
veriyor. Tarih ve edebiyat alanındaki değerli çalışma-
lan ile tanıdığımız Karakoyunlu, Meclis'ın az sayıda-
ki sanatçı üyelerinden ve doğal olarak sanatçılann en
güçlü desteklerinden biri. Tabii, bizim için olduğu ka-
dar, ANAP içın de büyük bir şans Karakoyunlu'nun
variığı...
Başbakan, bizlerı büyük bir dikkatle dinlıyor. Kül-
tür yatırımlarına (salonlar, kültür merkezleri, vb.) Ku-
rumlar Vergısi'nden sağlanan sembolik muafıyetin
yetersizliğini, önemli olanın binalann içinde gerçek-
leşen etkinlikler olduğunu, bu etkinliklere destek sağ-
lanamazsa, binalann ölü yatırımlar olarak kalacağını
anlatıyoruz. Tılbe Saran, Cumhuriyetimizin 75. yılın-
da sanata sağlanacak bu desteğin önemini vurgulu-
yor. Cumhuriyetimizin "1 yaşındaki kadar genç ve 1000
yaşmdakı kadar güçlü" olmasının, sanat alanındaki
kazanımlanmızdan daha iyi bir kanıtı olabilir mi?
Başbakan'ın tavrı son derece olumlu ve yapıcı.
Onun bu olumlu yaklaşımından cesaret alan sanat-
çılar heyecanla konuşuyor. Kültürel gelişme ile des-
teklenmeyen bir ekonomik gelişmenin olanaksızlığ:-
nı, devletin bu alana ayırdığı kaynakların yetersizliği-
ni, özel sektörün sponsorluk girişimlerinin desteklen-
mesinin ülkenin kültürel yaşamına yeni bir dinamizm
kazandıracağını anlatıyor söz alan herkes.
Sonuçta, Başbakan Yılmaz'ın kesin desteğini ala-
rak aynlıyoruz konuttan. Sanatçılar, umut içinde bi-
niyorlar otobüslerine. (Ankara ziyaretinin sponsoriu-
ğunu üstlenen Metro Turizm'in yöneticilerine ve biz-
lere yakın ilgi gösteren çalışanlarına teşekkürier)...
Meclis'ten gelen telefonlar, hedeflerine ulaştıklan-
nı muştuluyor. Bir coşku yayılıyor otobüse. Kuşku-
suz, ülkenin kültür tarihinde önemli bir an bu... Gu-
rurlular, çünkü kendileri için bir şey istemediklerinin
bilincindeler...
Şimdi, dörtgözle Meclis'in karannı bekliyoruz. Söz
konusu madde değişikliği bugünlerde görüşülecek.
Kimbilir, belki sizler bu yazıyı okurken, kabul edil-
miş bile olabilir...
Sanatsal etkinliklere destek olan vergi mükellefle-
nne sağlanacak yüzde 5 oranında bir muafiyet, sa-
nat dünyamıza önemli bir katkı olacak. Ne mutlu,
böyle birönergenin öncülüğünü yapan, Meclis'te sa-
vunan milletvekillerine...
Umanm, hükümet ve parlamento, önlerine gelen
bu pası, güzel bir gole dönüştürmeyi başanr.
Son bir söz: Bu golle yetinmeyeceğiz, elbet. Cum-
huriyet maçının ikinci devresinde, aydınlığın karanlı-
ğa ilk golü olacak bu. Sonraki golü haftaya bırakalım...
3. Balkan Şiir Günleri bugün
başlıyop
• Kültür Servisi - Çatalca Belediyesi'nin geleneksel
Erguvan Şenlikleri kapsamında Türkiye Yazarlar
Sendikası ve Catalca Büyükşehir Belediyesi
tarafından düzenlenen Balkan Şıır Günlen'nın
üçüncüsü 'Çağdaş Arnavutluk Şiıri' adı altında
bugün başlıyor. Fatos Arapı. Dritero Agolli gibi
dünyaca ünlü Arnavut şairlerinin yanısıra genç
kuşak şairlerinin. Kosova ve Makedonya Arnavutluk
şiiri temsilcilennın de katılacağı sempozyum, bugün
saat 14.00-16.00 arasında Çatalca Belediyesi Kültür
Merkezi'nde gerçekleştirilecek. Geleneksel şiir
gecesi ise bugün saat 19.30- 21.00 arası Çatalca'daki
tarihi Topuklu Çeşmesi çevresinde konuk ve Türk
şairlerin katılımıyla düzenlenecek. Şiir günleri yann
akşam saat 19.00-21.00 arası Nâzım Nikmet Vakfı
Salonu'nda gerçekleştirilecek olan 'Çağdaş Arnavut
Şiiri' başlıkh etkinlikle sona erecek. (259 74 74)