28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5TEMMUZ1998 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER liftehavuzlar laırasına leıram edildi İKAYSERİ(AA)- .tanbml Kadıköy'de 'evrimci Sol üyesı ebarıat Karataş, Eda üksel ve Taşkın sta'nın ölümüyle )nuç lanan operasyona îtılan 21 güvenlik ârevlisinin yargılandığı ; kamuoyunda Çiftehavuzlar Davası" larak bilinen davaya, ayseri 2. Ağır Ceza lahkemesi'nde devam iildi. Davalı .ukatlanndan Ilhami elekçi'nin katıldığı jruşmaya. davacı aıkatlarıyla tutuksuz ırgılanan 2\ polis lemuru katılmadı. uruşmayı. Ankara ve tanbul'dan gelen ıklaşık 20 kişilik bir -up da izledi. iazetecilere GM'den yasak I DİYARBAKIR umhuriyet Bürosu) - iyarbakır Devlet üvenlik Mahkemesi'ne ızetecilerin girişi. ışsavcılık tarafından ısaklandı. Yasağın .•rekçesi açıklanmazken lliye binasında bulunan : gazetecilerin jllandığı basın odasının ı kapatıldığı öğrenildi. enzer bir yasak da mir Emniyet üdürlüğü'nce getirildi. mir"de asayiş şubesinin ıpısına asılan bir ızıda, gazetecilerin içeri remeyecekleri lyuruldu. /zmir azeteciler Cemiyeti ısağa tepki gösterdi. NAP'tan Cem'e leştiri A.NKARA umhuriyet Bürosu) - NAP Bitlis Milletvekili amran Jnan, partisinin up toplantısında, ışişleri Bakanı Ismaıl ;m'i eleştirdi. inyanın hiçbir yerjnde zdigı makalelerle >mşu ülkelere kafa tan bir Dışişleri Bakanı ılunmadığını söyleyen an. Cem'in yazdığı akalelerde kullandığı şlıklan da "hafif" arak değerlendirdi. aplan'a 4 ay hapis ANKARA umhuriyet Bürosu) - <ıt gazetesı yazan şar Kaplan ve .zıişleri Müdürü Murat ılıbey, Genelkurmay ikeri Mahkemesi'nce stlık-üstlük jnasebetlerini delemeye. amir ve mutanlara karşı güven isini yok etmeye matuf ırak alenen tahkir ve :yif edici fiil ve karerte bulunmak" ;undan 14 ay hapis jasına çarptınldı. lıbey'in cezası para ^asına çevrildi. pian'ın ise cezasının "aya • nlemeyeceğine ve elemeye yer nadığına karar veren nelkurmay Başkanlığı keri Mahkemesi. jllu kaldığı günlerin rKÛmiyetinden »ümesini kararlaştırdı. Yasama organına ait olan özelleştirmelerle ilgili düzenleme yetkisinin yürütme organına devredilmesinin anayasaya aykın olduğu vurgulandıDanıştay yasasız yetkiye itiıaz ettiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ener- ji sektöründeki özelleştirmelerin dayandı- ğı 3096 sayılı yasayla ilgili anayasaya ay- kın lık itirazı Anayasa Mahkemesi'ne teb- iiğ edildi. Danıştay Idari Davalar Genel Kurulu'nun itiraz başvurusunda. yasama organına ait olan özelleştirmelerle ilgili düzenleme yetkisinin yürütme organına devredilmesinin anayasaya aykın olduğu vurgulanırken 'tekedeşmeden üike güven- li0ne. değer tespitinden uyulması gereken genel ilkelere' kadar pek çok konuda dü- zenleme bulunmadıgına dikkat çekildi. Danıştay tdari Davalar Genel Kurulu. 3096 sayılı 'şirkedere görev verflmesi' hak- kındaki 3. maddesinin anayasanın 5 mad- desine aykırılık oluşturduğu gerekçesiyle incelenmesi ve yürürlüğü durdurma istem- li karan Anayasa Mahkemesi Başkanlığı, Başbakanlık ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na dün tebliğ etti. 3096 sayılı yasanın, anayasanın 'devletin temel amaç vegörevlerini' düzenleyen 5. maddesi 'ya- sama yetkisi'ne ilişkin 7. maddesi. •miilki- yethakkı" başlıklı 35. maddesi. tekelleşme hakkındaki 167. maddesi ile tüketfciierin korunması'na ilişkin 172. maddesi acısın- dan incelenmesi istendi. Maddenin iptal edilmesi durumunda bu- güne kadar gerçekleştirilen yaklaşık 45 iş- lemin olumsuz etkileneceğine dikkat çeki- liyor. Anayasa Mahkemesi "ne yapılan baş- vuruda incelenmesi istenilen konular. Elektrik Mühendisleri Odası'nın bugüne kadar gerçekleştinlen ihalelerin iptali ve yürütmeyi durdurma istemiyle açtığı dava- lann da gerekçesini oluşturuyor. Danıştay Idari Davalar Genel Kurulu'nun, idarenın takdiryetkisinin sınırlannm. şirketlerle ya- pılacak şözleşmelerle degil. yasada açık şekilde belirlenmesi gerektiğini vurguladı- ğı 1998/396 sayılı gerekçeli karanndaki saptamalan şöyle: - Elektrik hizmetleri konusunda verile- cek görev lendirme kararlannın. görev ver- me sözleşmelerinin v e işletme hakkı dev ir- lerinin anayasal ilkelere bağlı kahnarak ya- pılması zorunludur. - Özelleştirme. devletleştirme işleminin tam tersi bir uygulamadır. Yasama organı- nın bu konuda düzenleme yapması gere- kir. Yasama organının. bu yetkisini yürüt- me organına terk etmesi Anayasa'nın 7. maddesine aykıdır. Yasama organı yasada temel kurallan koyarak yetkinin ölçü ve sınırlarını belirleyerek bu yetkiyi yürütme organına devredebilir. - 3096 sayılı yasanın 1. maddesinde, Ba- kanlar Kurulu'nca yabancı şirketlerin gö- revlendirilmesi olasıdır. Elektrik üretim. iletim ve dağıtimı gibi stratejik konulann yabancılara gördürülmesi ülke yararı ve güvenliği açısından zararlıdır. Yasada ya- bancı şirketlere görev verilmesine ilişkin karşılıklılık ilkesi gözetilerek yapılacak uygulama ve sınırlara ilişkin düzenleme yoktur. - Anayasa'nın 167. maddesinin öngör- düğü üzere tekelleşmenin önlenmesine ilişkin düzenlemeler yoktur. Yani görev- lendirme sonucunda kamu tekeli yerine özel tekeller gelecektir. Devletin kanşma olanağı ortadan kalkacaktır. Denetim ilke ve yöntemleri belirlenmemiştir. - Yasanın 2. maddesi sadece yetkilen- dirmeden söz ediyor. Yasayla belirlenecek konuların yönetmeliğe, bakanlık takdirine ve uygulamalara bırakıiması doğru değil- dir. - Yasanın 3. maddesi, bakanlığın görev - li şirketle Bakanlar Kurulu karan içinde belirlenen çerçeve içinde sözleşme akde- dileceğini öngörüyor. Bu çerçevenin han- gi unsurları içereceği yasada belli değil. Oysa bunların en önemü güvenceler oldu- ğu ortada. Yasada devredilecek işletme haklarına ilişkin ne bedel tespitleri ne de genel ilkelere yer verilmemiş. Kosova sorunu ele alınacak Demirel'den Arnavutluk'a banş gezisi MUSTAE4 BALBAY TİRAN - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel' in iki günlük Tiran gezisi dün baş- ladı. Gezinin gündeminde Kosova sorununun barışçı! bıçimde çözümlenmesi ve Türkiye-Arnavutluk ilişkile- rinin geliştirilmesi var. De- mirel, Amavutluk Cumhur- başkanı Recep Meidani ile yaptığı resmi görüşmede. " Kosova'da uluslararası top- lumun üzerinde mutabık ka- lacagı bir çözüm istiyoruz" dedi. Arnavutluk Dışişleri Ba- kanlığı'ndan yapılan açıkla- maya göre Meidani görüş- mede. Demirel"den Arnavut- luk Silahlı Kuvvetleri'nin yapılandınlmasında Türki- ye'nin yardımını istedi. Demirel'in iki günlük ge- zisine Dışişleri Bakanı Is- mail Cem. Çalışma ve Sos- yal Güvenlik Bakanı Nami Çağan, gençlik ve spordan sorumlu Dev let Bakanı Yü- cd Seçkiner ile işadamlann- dan oluşan bir heyet eşlik ediyor. Demirel. uçakta ga- zetecilerin sorularına. "Gündemimi/ Amavutluk. Yapacağımız ikili görüşme- lerönem taşıyor" karşılığını vermekle yetindi. Demirel. Meidani ile yap- tığı baş başa göriişmenin ar- dından Tugaylar Sarayı'nda Arnavutluk Başbakanı Fatoş Nano'yu kabul etti. Akşam onuruna verilen yemekte ko- nuşan Demirel, şunlan söy- ledi: "Tüm uyanlara rağmen Kosova'da insanlığa karşı iş- lenen bir suç olan efnik te- mizüğin tekrarianmava baş- landığı görülmektedir. Bu defa uluslararası toplum da- ha dikkatlidir. Türkiye ulus- lararası toplumun üzerinde mutabık kklacağı her türlü banş misyonuna katılmaya hazırdır. Kosova halkının korkudan ve baskıdan uzak bir niçimde yaşaması için ge- rekli koşullar mutiaka yara- üJacaknr."' Arnavntluk hükümetinin Kosova sorununu diyalog yoluyla çözümleme çabala- nnı takdirle karşıladıklannı ve desteklediklerini vurgu- layan Cumhurbaşkanı De- mirel. "Bugün bölgemiz hız- b değişimlere sahne olmakta. üzücü olav larcereyan crmek- tedir. Türkiye bölge halkının güvenlik ve huzunınu etkile- yen olavlann bir an önce or- tadan kalkması için ulusla- rarası toplumun konuyaeğiJ- mesini ısraria takip etmekte ve desteklenıektedir" dıvc konuştu. Demirel, Arnavutluk Halk Meclisi Başkanı İsken- derGjinusi ile yaptığı görüş- mede de Bosna Hersek'te yaşanan acı olaylann Koso- va'da da yaşanmaması ge- rektiğini belirtti. Demirel. bugün de güne Arnavutluk eski Cumhur- başkanı Sali Berişa ile kah- valtı yaparak başlayacak ve .Amavutluk parlamentosun- da konuşacak. Ortak anlaş- malann imzalanmasından sonra Türkiye'ye dönecek. Yakın geçmişteki Türkiye Amavutluk ilişkileri 1995'te canlandı. 1996'dadagelişti. Ancak bankerler krizinin patlaması ile birlikte Arna- vutluk'un içine gırdiği kriz yüzünden canlılığını yitirdi. Türkiye'de halen 3 milyona yakın Arnav ut kökenli yurt- taş bulunuyor. Bu durumun da katkısıy- la iki ülke ilişkileri kriz dö- neminin sonrasında yeniden canlandı. Türkiye ile Arna- vutluk arasında askeri ve ekonomik alanda pek çok iş- birliği anlaşması bulunuyor. Arnavut askerleri ve polisle- ri belli gruplar halinde Tür- kiye'de eğitim görüyor. Türkiye. Arnavutluk'un dış ekonomik ilişkilerinde üçüncü sırada bulunuyor. Birinci sırayı Italya. ikinci sırayı ise Yunanistan ahyor. Ecevü'ten Yücelen'eTİyaret Cazeteci Fikret Bila'nın sağlık durumunun iyiye gHtiği befirtildi. tstanbul İ'niversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroşirürji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cengiz Kudav. önceki gün ameliyat edilen gazeteci Fikret Bila'nın bilincinin yerinde olduğunu söv ledi. Bila'nın her tüıiü soruya yazıyla yanıt verebildiğini anlatan Prof. Kuday, Biia'nın bir an önce iyileşmek istediğini yazıyla kendisine aktardığını kaydetti. Avnı kazada yaralanan Devlet Bakanı Rüştü Kaam YüceJen Ue ANAP Karabük Milletvekiü Şinasi Alöner'in sağlık durumunun iyi olduğu ve önümüzdeki cuma günü taburcu edilebilecekleri kaydedildi. Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit, YücelenM ziyaret ederek geçmiş olsun dileklerini iletti. (Fotoğraf: AA) Erzurum'un Aşkale ilçesi Tokca koyüne saldırı düzenlendi PKK 5 yurttaşı öldürdüHaber Merkezi - TSK, PKK'nin Sıvas'ın Divriği ilçesinde 4 kişinin katledilmesı eyleminin ardından De- li, Çengel ve Munzur daglannı kap- sayan geniş çaplı operasyon başlat- tı. Teröristler önceki gece de Erzu- rum'un Aşkale ilçesi Tokça köyüne düzenledikleri saldında 5 kişiyi öl- dürdüler, Bingöl Doğanevler köyüne saldı- n girişiminde bulunan üç PKK'li öl- düriilürken Güneydoğu'da sürdürü- len operasyonlarda bir güvenlik gö- revlisi şehitoldu. PKK'nin son 1 haf- tadır gerçekleştirdiği "vur- kaç" ey- lemleri emniyet birimleri tarafından bölgede yerleşmeyi hedefleyen de- ğil. propaganda yapmaya ve korku yaratmayayönelikçabalarolarakde- ğerlendirildi. Yetkililerson eylemle- rin örgütün marjinalleştiğinin gös- tergesi olduğunu söylediler. PKK'nin önceki gece Divriği'nin Çayözü köyünde 4 yurttaşı katlet- mesinin ardından bölgede geniş çap- lı bir operasyon başlatıldı. Operas- yonlar Deli. Çengel ve Munzur dağ- lannı kapsayan geniş bir alanda yü- rütülüyor. Divriği'dekatledilen Z«ki Boztepe, Recep Türkmen. Sinan Türkmen ve Feriba Türkmen'in ce- nazeleri ise otopsilen olay yerinde yapıldıktan sonra ilçe merkezine ge- tirildi. Cenazeler ülu Cami'de öğlen kılınan namazdan sonra topraga ve- rildi. Törene, ölenlerin aiîeleri, ya- kınlan, Vali Yardımcısı MustafaGü- ler. Kaymakam Hasan OzyigJt ve di- ğer yetkililer katıldı. Erzurum'un Aşkale ilçesi Tokça köyüne önceki gece gelen ve sayıla- rı belirlenemeyen PKK'liler köy hal- kından birini yanlarına çağırarak ko- ruculara ait silahların kendilerine teslim edilmesini istediler. Silahlann teslim edilmemesi üzerine de yanla- nnda rehin tuttuklan köy muhtan M Hanifi Polat (37) ile ail'e fertlen Ali Haydar Polat (40). Osman Polat (22). Zafer Polat (17). Nevin Polat (18) ve Adem Polat a (17) uzun nam- lulu silahlarla ateş ettiler. Köy muhtan ve diğer aile fertleri olay yerinde öldü. Adem Polat vara- landı. Görgütanıklannın anlatımın- dan köyde telefonlann kesik olduğu da ortaya çıktı. Baskın haberini gü- venlik güçlerine bildiren ErdaJ Polat şunlan anlattı: "Köyegelirkenöldü- riilen Ali Haydar PÖlat'ın telefon fa- turasını getiriyordum. letefonlanrruz kesik. Kesikolmasına rağmen telefo- numuza 26 milyon liralık fatura geii- >or." Güvenlik güçlerinin saldın olabi- leceği yönünde kendilerini uyardı- ğını anlatan diğer görgü tanıklan da "Köyden yardım bekledik, ama hiç kimse gelmedi" dediler. OHALden yapılan açıklamaya göre ise bölgede düzenlenen operas- yonlar sırasında çıkan çatışmalarda, Van'da 4, Bingöl'de 3. Tunceli'nın Hozat ilçesi Karabakır köyünde 2, Hakkâri'nin Yüksekova ilçesi Kan- dil Dağı bölgesinde 2, Diyarbakır'ın Lice ve Şırnak'ın Beytüşşebap ilçe- lerinin kırsal kesimlerinde de 1 'er olmak üzere 13 PKK'li öldürüldü. Çıkan çatışmalarda bir güvenlik gö- revlisi de şehit oldu. ÜZ YAZIIORHAN BİRGİT Hemen bütün baş ve köşe yazarlan- , Dir renkli gazoz firmasının çağnlısı rak 1998 Dünya Futbol Karşılaşma- 'rın final töreni için Paris'e gittiği bir ıda. Fenerbahçe Kulübü'nün eski ş;anı Ali Şen, Sabah gazetesinin itü üst manşetinde Cumhurbaşka- ın geleceğe yönelik planlannı açıkla- Cumhurbaşkanı, 2000 yılında görev ei dolduktan sonra aktif politikaya up donmeyeceği ile ilgili bir soruyu isvi bitince de emekli olmayacağını" /syerek yanıtlıyor. Z>rnireî'in, parlamentonun seçtiği •nurbaşkanlığı düzenini, doğrudan Cuya halkın oyu ile seçilmiş ve yetki- "jttınlarak aynı zamanda Bakanlar rlu'nu yöneten başkanlığa dönüş- fek istediği biliniyor. _un bir süreden beri kendi düşünce -astıği içinde oluşturup geliştirdiği teğın karşısında olanlar da, destek- ıler de zaman zaman görüşlerini jyorlar. İki gün önce de değerii bir adamı, Prof. Dr. Bülent Tanör, sis- i Türkiye için diktatörlük anlamına ;eğini anlatıyordu. •Tiirel-Ali Şen arasında dünkü Sa- gazetesinin birinci sayfasında yer görüşme, yazarın da altını çizerek cliğı gibi, diplomatik, yani bir baş- •yiş ile kaçamak yanıtlar yerine Çan- nın bugünkü sahibinin belki de ilk Demirel'in Dönüşü Üzerine Varsayım kez çok açık olarak ileriye yönelik niyet- lerini kapsıyor. Türkiye cumhurbaşkanları içerisinde, bugüne kadar bir tek Ismet Inönü, Çan- kaya'dan aynldıktan sonra eylemli siya- seti sürdürmüştür. Yalnız unutulmaması gereken, 1924Anayasası'nınyürürlükte bulunduğu o yıllarda, yani 1960 öncesin- de de cumhurbaşkanları, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafindan, ama milletve- killeri arasından seçiliyordu. Cumhur- başkanı seçilen kişinin milletvekilliğin- den aynlması gibi bir koşul olmadığı için de seçimi yitirmesi halinde pariamento- daki üyeliğini sürdürmesi doğaldı. Inönü, 14 Mayıs 1950 seçimlerinde genel başkanlığını yaptığı CHP iktidarı kaybedince, görevini yeni Cumhurbaş- kanı Bayar'a devretti ve Malatya millet- vekiü olarak aktif politikada kaldı. 1961 Anayasası, cumhurbaşkanları- nınTBMM üyeliği ileilişkisini kesti. 1982 aynı düzeni korudu. O zaman 2000 yılında Çankaya'daki görev süresini dolduracak olan Demi- rel'in önünde, ya 2002 yılında yapılacak bir genel seçime hazırlanmak ya da da- ha önce cumhurbaşkanlığından aynla- rak ilk genel secimler için alanlara çık- ma yollanndan birisini seçmesi gibi iki seçenek bulunuyor. 2000 yılında Çankaya'yı boşaltması bir anayasa emri olan Demirel, sade yurttaş olarak aktif politikaya atıldığı tak- dirde, iki yıl önce seçilmiş bir parlamen- tonun iş başında olduğunu unutmamak gerekiyor. Bir başka deyiş ile o parla- mento, bugün tartışması sürdürülen ilk genel seçimde iş başına gelen Mec/is olacaktır. Böyle bir Meclis'in oluşturul- masında Çankaya'daki kişinin ağırtığı ol- malıdır ki anayasada gerekli değişiklik yapılsın ve Demirel'in istediği başkanlık sistemi 2000 yılından önce gerçekleşsin. Böyle bir agıriığı sağlamanın görünen iki yolu var: Demirel, seçim kampanyası başlama- dan önce cumhurbaşkanlığmı bırakır ve bir siyasi partinin başında alanlara ine- rek söylemlerini eyleme dönüştürmek için kolları sıvar. Ya da önümüzdeki ge- nel seçimlerde oluşacak olan parlamen- tonun yapılanmasında, kendı beklentile- nne destek verecek bir oluşum göre- mezse, cumhurbaşkanlığı görevi sona erer ermez, eylemli siyasette yerini alır. Ancak bu eski kıdemli siyaset adamı da yeni genel seçimin tabloyu değiştir- meyeceğine olan inancını Ali Şen'e en- jekte ediyor. O zaman da ilk genel seçimlerde olu- şacak Meclis'i, yeni bir genel seçim ile karşı karşıya kalması gibi biremrivakinin bekleyeceği şimdiden ortaya çıkıyor. Başkanlık sistemi için Demirel'in yü- rüttüğü kampanyaya bugüne kadar De- mokratik Türkiye ve Fazilet partileri des- tek verdi. DYP kısmi destekçi oldu. Demirel, yeniden aktif siyasete döne- cekse, bu kez daha iddialı bir biçimde ve 12 Eylül'den sonra parçalandığından şi- kâyetçi olduğu sağı birleştirmeyi de he- deflerinin ilk sırasına almayı isteyecek. O zaman en yakın hedef olarak Tansu Çil- ler'den anndınlmış bir DYP'yi oluştur- mak, bu oluşuma DYP'yi bütünleştirerek rüzgâr sağlamak ve o rüzgârla yelkeni- ni doldurmak... Böylece, 75 yıllık cumhuriyetin alıştı- ğı ve uyguladığı sistemi kökten değişti- recek önerisi için taban oluşturmaya ça- lışmak. Bütün bunlar, siyasette emekli olma- maya kararlı olduğunu açıklayan Süley- man Demirel'in önümüzdeki günlerdeki gündeminin neler olabileceği üzerinde bir varsayım. Belki de bir ölçüde kurgu-politik bir filmin senaryo taslaklarıdır. Böyle bir senaryonun Türkiye'ye ne- ler getireceği ve neleri götüreceği bu- günden düşünülmelidir. Özellikle Cumhurbaşkanı, niyetlerini açıklayan dostu Ali Şen'in yazısında yer alan şu pâVagrafla ilgili düşüncelerini de berraklaştırmalıdır. "Demirel gidişattan memnun değil, siyasisistemin ttkandığını görüyor. Yeni genel seçimin tabloyu değiştirmeyece- ğine inanıyor ve emekli olunca da siya- setten aynlmayacak. Anayasa iki türlü değişir. Ya ordu idareye el koyup ana- yasayı değiştirir veya seçilmiş milletve- killerimizin pariamentosu. Ordu idareye el koymak istemiyor, ama Türkiye 'nin geleceğinden endişeli, hükûmetkanun- lan çıkarsın istiyor. Yani halk ne istiyor- sa ordu da onu istiyor." Bu görüş, siyasi yorumculuğa soyun- makta olan deneyimsiz bir yazara ait ise fazlaca önemi yok. Ama Çankaya görüş- melerinden sonra evsahibinceAli Şen'in üzerinde bırakılan bir izlenim ise... Ülkeyi bir kez daha, hem de güçlen- dirilmiş başkanlık sistemi ile yönetmeye talip olan Süleyman Demirel'i yeni dü- şünceleriyle bize tanıttığı için Fenerbah- çe Kulübü'nün eski başkanına kocaman bir gazetecilik başan madalyası vermek zorunlu oluyor. POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Hükümet... Hükümet sıkıntılı günlergeçiriyor... DTP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, "yüzde 40" için bastınyor, Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit, memur zammı konusunda ısrarlı görünüyor... Acaba TBMM'de hava nasıl? Başbakan Mesut Yılmaz hakkındaki gensoru, Turizm Bakanı İbrahim Gürdal için Meclissoruş- turmaönergeleri, Mustafa Kalemli'nin genel ku- rul yolsuzluğu, DYP'Iİ Bahattin Şeker'le ilgili as- kerlikten kaçma sahteciliği gündemi oluşturu- yor... Yılmaz-Ecevit ilişkileri hangi çizgide? Eskisi gibi!.. Sanınz iki lider, Fethullah Gülen'i korumayı sürdürüyor... Ecevit'in CHP'ye karşı olan tavrı da eskisi gibi; CHP adını duyunca sinirleri geriliyor; Deniz Bay- kal konuşunca hop oturup hop kalkıyor... Tüm bu olup bitenler karşısında DSP milletve- killeri ne yapıyor? Onlar kuzu kuzu' oturuyor, grup toplantıların- da liderierini isteseler de istemeseler de alkışlıyor- lar... DSP'liler, şeriata karşı dimdik ayaktalar!.. Ben de zaman zaman soruyorum: "DSP gerçekten emekten yana ve tarikatlara karşı birparti mi?" Hiç sanmıyorumL DSP içinde, Mümtaz Soysal gibi 'demokratik sol'a gönül vermiş milletvekili sayısı az değil; an- cak DSP'li milletvekilleri sindirilmiş; içlerine 'bir daha seçilememe' korkusu girmiş... Hani bir DSP milletvekili çıkıp şöyle konuşsa ne olur acaba? "ANASOL-D iktidan şeriatçılara ödün veriyor, tarikat şeyhleri şıhlan, hükümet üzerinde etkili oluyor..." O milletvekilinin hemen defteri dürülür... • • • Hükümet memur maaşlarına zammı tartışırken Başbakanlık Takip Kurulu, devlet içindeki irtica- cı kadrolaşmayı mercek altına alıyor mu? Işte bazı örnekler: "• Diyanet Işleri Başkanlığı Yüksek Din Kurulu üyeleri arasında Mısır El-Ezher Üniversitesı'nde öğretim görevlisiyken yasadışı şeriatçı Müslü- man Kardeşler örgütü'ne üye olduğu için Mısır hükümeti tarafından ülkeden çıkanlan birkişi de bulunuyor. • Bazı daire başkanlan, Atatürk posteri yanı- na kasten Nakşibendi şeyhiyle birlikte çekilmiş fotoğraflannı asıyor. • Bazı Diyanet müfettişleri, irticai faaliyette bu- lunan görevlileri koruyor. • Istanbul II Müftüsü, bir yandan irticayla ya- pılan mücadeleyi destekler gibi görünürken öte yandan irticai örgütlenmeyi destekliyor. Bu ko- nuda birçok örnek BTK'de bulunuyor. • Bazı imamlann devletmemuru olmasına kar- şın izinsiz olarak Arap ülkelerine gittiği, yine Is- tanbul Üsküdar Ünalan Camii Imamı Ahmet Ün- lü ömeğinde olduğu gibi, izinsiz Kuran kursu aç- mak dahil, her türlü irticai faaliyetin içinde oldu- ğu, bazılannın ise Türk Silahlı Kuvvetleri'ne 'Şey- tanın askeri" d'ediği saptanmıştır. • Malatya Akçadağ CamiiImamı Ali Seydi Dö- ver'/n 'Ordu dinsizdir, Müslümanlığın şartı... par- tili olmaktır' dediği; Yazıhan, Pötürge, Diyadin, Antakya, Saimbeyli gibi birçok il ve ilçe müftü- sünün irticai faaliyetleh desteklediği ya da göz yumduğu; Batman'da görevli birçok müftünün, imamın, vaizin ve müezzinin şeriatçı Hizbullah örgütüyle ilişkili olduğu, bazılannın evindeki ara- malarda Hizbullah 'a ait silah ve doküman bulun- duğu tespit edilmiştir. • Kilis 'te olduğu gibi, bazı müftülük binaların- da Atatürk köşesi yok. Kadrosuz olarak görev yapan bazı kişiler, devlet ve laiklik aleyhine vaaz- lar vermekte, Ankara Kocatepe Camii'nde rast- landığı gibi 'namaz kılmayanlar öldürülmeli' de- mektedir." • • • ANASOL-D hükümeti ipin ucunu kaçırmış du- rumda... 4 bin 500 şeriatçı vakıf, yoksul öğrencileri av- cunun içine almış, onları kendi yurtlarında barın- dırıyor, 'başörtüsü 'nü siyasal amaç olarak kulla- nıyor... Salt tarikatlar değil, Hizbullah, İBDA-C, Islami Hareket gibi yasadışı dinci terör örgütleri de ar- tık yurt açabiliyor... Süleymancıların 800, Nurcuların 1500 yurdu varTürkiye'de... Istanbul'dan Ankara'ya, Antalya'dan Gazian- tep'e dek her ilde ve ilçede 'tarikatyurtları' açılı- yor... ANASOL-D hükümeti ise bugünlerde "memur zammı "nın yüzde 20 mi yoksa 40 mı olmasını, ka- sım ayında erken seçim yapılıp yapılmayacağını tartışıyor... hckaya(a posta.cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 İHD çalışma raporu Uç ay içinde 4 bin kişi işinden atıldı İstanbul Haber Servisi - Insan Haklan Derneği (IHD) Çalışma Yaşamı Komisyonu'nun hazırladığı rapora göre Türkiye'de nisan- haziran ayı boyunca 83 kişi iş kazasında yaşamını yitirdi. Üç aylık dönem boyunca 4 bin 175 kişinin işten atıldığı. 3 kişinin de işsizlikten dolayı intihar ettiği bildirildi. İHD Çalışma Yaşamı Komisyonu, yaptığı açıklamada. çalışma yasamında nisan- haziran ayında gerçekleşen ihlalleri duyurdu. Komisyonun hazırladığı rapora göre kamu emekçilerine 3 bin 514 dava açıldı. Bunlardan 192'si ceza aldı. 83 kişi iş kazasında yaşamını yitirdi. 4 bin 175 kişi işten atıldı, 54 toplu gösteriye toplam 23 bin 935 kişi katıldı. 3 kişi işsizlikten dolayı intihar etti. Komisyonun hazırladığı raporda, 88 işçinin gözaltına alındığı, 6 işçinin de işverenler tarafından dövüldükleri kaydedildi. Raporda I işçinin de MHP'li ülkücüler tarafından öldürüldüğü, 5 sendika şubesinc de baskın yapıldıği kaydedildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle