14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 TEMMUZ 1998 ÇARŞAMBA 12 KULTUR Yeditepe Üniversitesi Tiyatro Bölüm Başkanlığı'nı Dr. Füsun Akatlı yapacak Amaç gerçektiyatrocuyetiştirmek ESRA ALİÇAVUŞOĞHJ Ülkemizde her yıl tiyatro eği- timi veren kurumlara bir yenisi daha eklenıyor. Bunlardan bazı- lan üniversite bünyesinde, bazı- lan ise öze) kuruşlann desteğiy- le açıhyor. tstek Vakfı Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fa- kültesi Tiyatro Bölümücie bun- lardan biri... Dr. Füsun Akath'nın başkanhğuıda yeni bir anlayışla ya- pılanan Yeditepe Üniversitesi Ti- yatro bölümiinün öğre- tim kadrosunda, dene- yimli ve yaratıcı reji- sörler, aktörler, tiyatro bıliminin önde gelen akademisyenleri yer alıyor. Füsun Akatlı bölümün amacını şöy- le açıkhyor:tt kafasını, vücudunu, sesni uyum içinde kullanabilecek, kültürlü, sahneye hâ- kim,gerektiğinde dans edebilecek, şarkı söy- leyebilecek gerçek ti- >atrocuJar>«öştinnek.'' Yoğunlaştınlmış prog- ramda; Ali Taygun, Arsen Gür- zap, Cihan Ünal, Engin Cezzar, Engin lludağ. Peter Goers, Seç- Idn Sehi ve Füsun Akatlı bölümün sürekli hocalan olacak. Prof. Dr. Sevda Şener ve Prof. Dr. Metin And, Ankara'dan konuk öğretim üyesi olarak gelip verecekleri se- minerlerle, programa akademik destek sağlayacaklar. Çiğdem Se- hşık, Talat Sait Halman ve Tunc Yalman ise yılın belirli dönemle- rinde dönüşümlü olarak atölye ça- lışmalannı yürütecekler. Tiyatro bölümünün efitim prog- rarru lstek Vakfı'nın Acıbadern'de- ki binasında gerçekleştirilecek. 4 vılhk tiyatro eğitim programı- JL rogramda hedeflenen, tiyatro kuramcılan yetiştirmekten çok oyuncu ve sahne insanı yetiştirmek. an alanlar başvurabilecekler. Ye- tenek ve mülakat sınavında başa- nlı olan 15 kişi bölümün öğren- cisi olmaya hak kazanacak. Son başvuru tarihinin 10 Temmuz ola- rak belirlendigi bölümün vetenek sınavı 13-14 Temmuz'da gerçek- leştirilecek. Füsun Akatlı ile bölümün amaç- lan ve niteliğj üzerine konuştuk -Yeditepe Üniversitesi Thatro bölümüsizindenetiminizde yürii- tülecek. Bölüm için öncelikk ne- mmm___ leryapmayıplanlıyor- stınuz? FLSUN AKATLI- Yeditepe Üniversite- si'ndeiki yıl önceku- rulmuş bir tiyatro bö- lümü var. Fakat büyü- yememiş ve yeterli ni- teliğe ulaşamamış bir bölüm bu. Şimdi bu bölümü yeni bir prog- ram \e kadroyla ade- ta yeniden kurmayı amaçlıyoruz. Progra- mı özellikle dünya standartlarını temel alarak oluşturmayı amaçladık. Belli başlı üniversite- lerden; New York Üniversitesi, Paris Konservatuvan ve Londra Royal Academy of Dramatic Art'ın yanı sıra, Ankara Üniver- sitesi Dil Tarih Coğrafya Fakül- tesinin ve Türkiye'deki dığer ünı- versitelerin programlannı incele- yerek en nitelikli programı öğren- cilerimize sunmak ıçin çalışıyo- ruz. Programda yer alan derslerin gerektirdiği nitelikleri taşıyan ho- calarla temasa geçtik ve onlarla an- laşmaya vardık. -Programı oluştururken neleri gözönünde bulundurdunuz? Programda hedeflenen; tiyatro kuramcılan yetiştirmekten çok Akatlı>etenekKoyıuıculannzor\«istiğirıisöylü\or.( KADt R TUGLA) naÖSS sınavında 105 veüstüpu- \ oyuncu ve sahne insanı yetiştir- mek... Kuşkusuz ışin kültür te- melini oluşturmak ıçinteorik ders- lere de ağırlık vereceğız. Ben de sanat ve kültür felsefesindekı uz- manlığımdan yararlanarakbubö- lümdeki eğıtimm koordinasyonu- nu sağlamayi üstleniyorum.Tiyat- ronun ve sanatın felsefesinden ko- puk olmayacak vereceğimiz eğı- tım. Oyuncu eğitiminde çok önem taşıyan bir takım teknik konular da var. Bunlann içinde özellikle bir tiyatrocu için gerekli olan be- den ve ses eğıtiminin yanı stra ko- nuşma becerilerinin kazandml- ması ilk sırada yer alıyor. Bunlar ağırlıkh olarak her günkü program- larda yer alacak. Doğaçlama, ro- le hazırlık ve oyunculuk, oyun- culuk biçemleri, sahne bılgisi. sahne tekniği, reji bilgisi dersle- ri ise programın önemli bir bölü- münü teşkil ediyor. Bunlann ya- nı sıra tiyatro tarihi, Türk ve dün- ya tıyatrosunun gelişimı de de- taylanyla sunulacak öğrencilere. Bir de dramın yapısı, dramatik metinlerin çözümİenmesine yö- nelık derslere yer vereceğiz. Prog- ramı, uygulamalı ve teorik ders- ler olarak iki grupta topluyoruz. Biz bu eğitimle, bir tiyatrocunun sadece konuşma ve oyunculuk ye- tenegı kazanmasını de- gil, vücudunu ve sesi- ni bir enstürman gibi kullanmasını da sağ- layacağız. -Peki gerek \etenek gerekse mülakat sına- vına girecek olan öğ- rencilerde ne gibiözet- likler anyorsunuz? ÖSS sınavını kazan- mış olan öğrenciler ye- tenek smavına tabii tu- tulacak. Yetenek sına- \ ında, ögrencilerin bu eğitimi alabilecek be- _ . _ den ve zihinsel yatkm- lıklan olup olmadığrna bakaca- ğız. Elbette tiyarroya karşı ilgi ve sevgisi de olması gerekiyor. Bir ti- yatrocu, bir sanatçı olarak yetişe- cek insanın kültür seviyesi çok önemli. Bız bunu eğitim sırasın- da vereceğiz ama hiç olmazsa bu alanla biraz alışverişi olmuş olma- sı gerekiyor. -Türkiye'de son Mİlarda kort- servatuvann dışında bir çok özel okul thatro alanında eğitim veri- yor. Yeditepe Üniversitesi'nin bu okullardan farklan olacak mı? Amacımız konservatuvarlann amacından çok farklı değil. An- cak o amacı gerçekleştirmek için gerekli olan donanımı her yönüy- lekazandırmayı amaçlıyoruz. Bir v ereceğimiz eğitimle mankenlikten ve şarkıcıhktan gelip oyunculuk yapan insanlan kenara itmiş olacaöız. konservaruvar mezunundan bek- lenilen herşeyi bir üniversite ola- rak eğitim içinde kazandırmayı hedefliyoruz. Sahnelerimizde gör- düğümüz bazı genç sanatçılarda diksiyon, ses ve beden kullanımı ve dans yetenekleri açısından ba- zı eksiklikler gözleniyor. Elden geldiğince bu konularda daha ye- terli mezunlar vermeyi amaçlıyo- ruz. Diğer özel kurs niteliğinde ku- ruluşlar çeşitlı atölye çalışmalan yapıyorlar ve belli konulara ağır- wm_^— lık veriyorlar. Biz ti- yatroeğitimini tek ko- nu ağırlıkh değil bü- tünsel ve dengeli bir bıçımde vermeyi amaçlıyoruz. -Tiyatroeğıtiminin konservanıvarlann te- kelinden çıkması, bu alanda bir yozlaşma yaratabilir mi sizce? Bıryozlaşmayara- tacagını düşünmüyo- rum. Var olan yozlaş- mış durumu; eğitim ^ görmemiş, başka alanlardan, manken- likten, şarkıcıhktan gelip oyun- culuk yapan insanlan kenara ıtmek mümkün olacak böylece. !şin eh- li olan insanlann alana el atmala- n sağlanacak. Yozlaşma değil, se- viye yükselecek bana göre. -Bolümden mezun olacak öğ- rencüereöze) tr>atrolardabazıola- naklar sağlanacak mı? Henüz işin başmdayız. Şimdi- lik böyle bir girişim yok ama ne- den olmasın... Yeterli sayıda me- zun \erdikten sonra belki üniver- site bir tiyatro kurmayı düşünebi- lir. Yetenekli oyuncu zor yetişi- yor. Buradan mezun olacak kişi özel tiyatrolardan binne başvur- duğunda diğer adaylardan şanslı olacak biçimde eğitim alacak. Yasa tasarısında değişiklik \ Sınırsız indirime Maliye engeli ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kültür ve sa- nata yapılacak destek ve yatınmlann vergiden mu- af tutulmasmı öngören düzenleme Maliye Bakan- lığı'ndan gen döndü. Birgrup sanatçının, yasalaş- ması için geçen hafta Ankara'ya giderek Mesut Yılmaz. Bülent Ecevit, Deniz BaykaL HikmetÇetin, HüsamettinCindorukgıbıısımlerletemaslardabu- lunduklan ve Gelir Vergisi Yasası'na bazı fıkrala- nn eklenmesıni öngören tasannın, belirlenecek bir vergi oranı üzerinden yeniden düzenlenmesine ka- rar verildi. DTP Izmır milletvekili Genca> Gürün, kültür ve sanata ilişkın maddi yardımlan kapsaya- cak olan yasa tasansının, teknik değişikliklenn ya- pılmasının ardmdan tekrar Meclis'e sunulacağmı bıldirdi. Gelir Vergisi'nin safi kazancm belirlenmesinde, önergede yer alan faaliyetlerin matrahtan indirilme- si önerisini Maliye Bakanlığı'nın kabul etmeuigi, bunun üzerine yüzde 5'le sınırlı bir vergi indirimi- nin gündeme geldiği öğrenildi. Vergi ındirimine yönelık bu düzenlemenin de TBMM'de görüşülen vergi tasansının "sigorta primi,teberru ve diğer in- dirİınler'' başhklı düzenlemenin yer aldığı 46. mad- desine eklenmesi ola- sılığı belirdi. Kültür ve sanat et- kinlikleri için sponsor- luk yapan özel ya da tü- zel kişiliklere vergi in- dinmi sağlanması ko- nusunda TBMM'ye bu- güne kadar CHP, DTP ve her iki parti tarafın- dan ortaklaşa hazırla- nan 3 yasaönerisi veril- di. Sanatçılar tarafın- dan Meclis'e sunulan öneride, GelirVergisi Yasası'nın 40. maddesinin 9. bendine şu fıkralann eklenmesi istendi: "Genel bütçeye dahildairelere. karma bütçeli da- irelere,ü özelidarelerinevevaköyterebağışlanan kü- rüphane, müze, sanat galerisi. kültür merkezi ve si- nema. tiyatro, opera. bak ve sanatsal etkinliklcrin saglandığı tesisler veya bu tesislerin inşası için ilgili kuruluşlara yapılan her türlü bağış ve yardımlar; Mevcut tesislerin faaliyederini d«am ettirebilme- leri için yapılan her türlü nakdive ayni bağış ve >ar- dımlar; Kültür Bakanlığı'nca da desteklenen ve>a desteklenmesi u\gun görulen uluslararası sanatsal organizasyonlara özel vetüzel kişilerce sponsor ola- rak yapılan yardımlan Sinema. tiyatro, opera, ba- k. klasik müzik, klasik Türk müziği. resim ve plas- rik sanatlar alanındaki üretim \e etkinlikler ile bu alanlarda kurulacak özel araşürma, eğitim ve uy- gulama merkezlerine özel ve tüzel kişiler taranndan yapılacak harcamalar; Türkiye geneünde arktolo- jik kazılara özel ve tüzel kişilerce sponsor olarak ya- pılan harcamalar." Kanun teklifinin altında imzası bulunan millet- vekilleri Gencaj Gürün, Ercan Karakaş, Bülent Tanla. Yılmaz Karakoyunlu, Fikret Ünlü, Ali Din- çer, Bülent Akarcah'ydı. Gencay Gürün, Maliye Bakanlığı'nın vergi mat- rahı üzerinden bir oranla indirim sağlanmasını is- tediğini belirterek şunlan söyledi: "Biz işin prensibini orta>a koymuştuk. Teknik dtğişiklikler yapılması geretdyordu. Bizbuna da ra- zıyız. İlk defa böyle bir şey olacak. Bu en aandan bir başlangtçür." Gürün, teknik değişikliklenn ya- pılmasırun ardından gelecek hafta içinde tasanyı tek- rar TBMM'ye sunacaklannı bildirdi. Gürün, kül- tür ve sanat etkinlikleri ile mekâna yönelik yatınm- lan kapsayacak olan tasannın yasalaşması halinde bütün harcamalar ve maddi yardımlann sponsor- luk olarak değerlendirileceğini kayderti. • Sanat yatınmlannın vergi kapsamından çıkanlmasına ilişkin tasan yeniden hazırlanacak. Toulouse Ulusal Oda Orkestrası'nın konserine Xavier Phillips solist olarak katıldı 6 Hepimizin ortak dili müzik' ÖZLEMGÜLŞEN lstanbul KüHür ve Sanat Vakfı tara- fından düzenlenen 26. Uluslararası ts- tanbul Müzik Festivali kapsamında. Aya trinı Müzesi geçen akşam dünya- ca tanmmış Toulouse Ulusal Oda Or- kestrası'naev sahipliği yaptı. $ef Eıı- derSakpınar'ın yönettiğı konsere Xa- \ier Phillips (viyolonsel) solist olarak katıldı. Barok müzıkten günümüz ya- pıtlanna dek uzanan genış bir reperru- vara sahip olan orkestra. konserde Ma- uriceRa\eLGabrielFaure,Camflle Sa- int-Saens,Jean FrancaivJacques Cas- terede, Gabriel Pierne \ e Jean Yves Daniel-Lesur'ün yapıtlannı seslendır- di. Müzik direktörlüğünü \e şefliğim Alain Mogla'nın üstlendiği orkestra. 1953 yılında lx»uis Auriacombe tara- findan kuruldu. Kadrosunda 12 mü- zisyen bulunan orkestraya ilk kez so- list olarak katılan Xavier Phillips, 1989 yılında Paris Müzik Yüksek Konserv a- ruvan'nda viyolonsel ve oda müziği dallannda birincilik ödülünü aldı. Sa- natçı. Belgrad yanşmasında ikincilik. Ça> ko>ski yanşmasında özel ödülü ve Rostropmiç yanşmasında da üçüncü- lük \e özel ödülü kazandıktan sonra 1991 Helsinkı yanşmasında binncı ol- du. Uluslararası kariyenne Christoph Eschenbach''ın yönettiği Houston Sen- fonı Orkestrası. Berlin Radyo Senfo- ni. Bamberg Senfoni, Georges Pretre yönetünindeki Zürih Opera Orkestra- sı. Hamburg Senfoni Orkestrası ve Ma- dûnir Fedossie>''in yönettiği Moskova Radyo Senfoni Orkestrası eşliğindeki konserlerle başladı. 1996 \ılında Viya- na Musila erein'dakı konsenyle Avnı- pa Kültür Ödülü'ne değer görüldü. Sa- natçıyla konser öncesinde görüştük. - İlk kezsolistolarak kanldığınız To- ulouse Ulusal Oda Orkestrası hakkın- daki görüşleriniz neler? ef Ender Sakpmar'ın yönettiği, Toulouse Ulusal Oda Orkestrası'nın Aya îrini'de verdiği konserin solisti Xavier Phillips, orkestra cahşmalarmda farklı sanatçılann yer almasmı olumlu buluyor. PrtitÎPS- Orkestrada yer alan mü- zisyenlerin hepsi kendi alanlannda ba- şanlı ve genç sanatçılar. Aynca hepsi- nın Fransız olmaması da topluluğa öz- gün biryapı kazandınyor. Köklübir top- luluk. Dünyanın birçok yennde farklı solistlerle çahşmış olmalannın getirdi- ği avantajlar var. Ben ilk defa onlarla büiikte bir çalışma gerçekleştirmeme karşın çok çabukbirbütünlük sağladık. Ortak dilimiz müzikve hepimiz onu en iyi biçimde yorumlamaya çahşıyoruz. -ŞefEnderSakpmar'ın orkestrayı>Ö- netmesini nasıl karşüı>x>rsunuz? Sanatçının jıırtdışında da özellikle Fransa'da pek çokbaşaniı çalışmaya im- za attığıru biliyorum. Orkestra çalışma- lannda farklı nefeslerin yer almasını olumlu buluyorum. Türkiye'de Türk bir şef tarafından konserin yönetilme- si. seyırciyle de doğrudan bir bağlan- tmm kurulmasmda daha yararh. -Sofistolarak pekçokorkestrajiabir- Kkte çalışıyorsunuz. Sizin kariyeriniz- de bu çabşmalann sağladığı yararlan nasıl değerlendiriyorsunuz? Farklı sanatçılarla bir araya gelerek çalışmak. bana her zaman yeni görüş- ler kazandınyor. Bugüne dek birlikte konser verdığım her orkestranm üze- rimde farklı bir etkısi oldu. Barok mü- ziğinden günümüze dek pek çok yapı- tı seslendırebilmek de sanatçı için bir doyum noktası. - Alberic Magnard'ın oda müziği bcstelerinin yer aldığı ve ödül kazanan ilk ka> dını/ilan sonra piyanist Hüse- \in SermetileŞtıitke, Şostakmiç\v Pro- kofief in sonatlarının yer aldığı bir CD'niz çıktı. Hüseyin Sermet'le ortak bir çahşmayı nasıl gerçekleştirdiniz? lkimiz aynı ajansa bağlıydık. Ajans aracılığıyla tanıştık. Onun çok yete- nekli ve açık görüşlü bir sanatçı oldu- ğunu düşünüyorum. Tartışarak, düşü- nerek \e birbirimize fikir vererek or- tak bir çalışma gerçekleştirdik. Aldı- ğım tepkiler olumlu. Ben de hoş birça- lışmanın sonucunda değerli bir ürün verdiğimkı düşünüyorum. CD çalışma- lanma devam edecegim. Kafamdaplan- ladığım yeru çalışmalar var, ama henüz netleştırmedım. - İstanbul Uluslararası Müzik Festi- vafi'ne katdmadanöncefesthal hakkın- da bir öngörihe sahip miy diniz? Evet. Adından sıkça bahsedilen ve yurtdışında tanınan bir festival. Nite- likli topluluklann ve sanatçılann kap- samh bir yelpazede bir araya geldikle- ri uzun süreli bir etkinlik. - Son zamanlarda tarüşılan konu- lardan bir tanesi de klasik müziğe kar- şı olan ilginin azaldıfı... Gittığim her ülkede konserlerde genç se>ircı sayısınm fazla olduğunu görü- yorum. Onlan klasik müzıkten uzak- laştırmamak gerekiyor. Bunun ıçm de nıtehğı \iiksek konserlenn sık sık ger- çekleştinlmesi konusundane gerckiyor- sa yapılmalı. Son dönemde klasik mü- ziğın farklı biçimde yorumlanışlannı dagörüyoruz. Müzikte çeşıtlilik olma- h diye düşünüyorum. Ancak her mü- zik çeşidinin belli bir yorumlama bi- çimi var. Herkes iyi olanı dinleseydi kö- tü örnekler de ortaya çıkıp çoğalmaz- dı. \ Concordia Topluluğu Aya IriniMüzesi'nde Kültür Servisi- İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı tarafından düzenlenen 26. Uluslararası lstanbul Müzik Festivali kapsamında bu akşam saat 19.00'da Aya İrini Müzesi'nde Concordia Topluluğu'nun (Ensemble Concordia) vereceği konser izlenebilir. Hae-Sung Kang- Serge Pataud (kemanlar). Pascal Robault (viyola). Eric Pkard (viyolonsel), Vicens Prats (flüt), Pierre-François Roussillon (klarnet) ve FrederiqueCambreling"in (arp) yer aldığı topluluk; konserde Camille Saint-Saens. Albert RousseL Henri Dutilleuv. Claude Debussy ve Maurice Ravel'in yapıtlannı seslendirecek. Concordia 1HJSUMRASI İSTMIUI MİZJRFESTİMU Topluluğu, Fransa'mn en önemli orkestralannın yanı sıra Paris Orkestrası ve Ensemble Intercontemporain"de yer alan, uluslararası deneyime sahip altı müzisyenin bir araya gelerek kurduklan bir grup. Nadir yorumlanan, ancak saygın bir repertuvara sahip olan Ensemble Concordia; üçlüden altılı formasyona, klasikten modern müziğe kadar canlı ve geniş bir oda müziği panoraması sunabilen ilk Fransız grubu. Topluluk üyelerinin her biri aynca solist olarak çeşitli etkinliklere katıhyorlar. Ensemble Concordia, Fransa'mn en önemli konser salonlannda, ulusal sahnelerinde ve festivallerinde konserler veriyor. DEFNE GOLGESÎ TURGAY FİŞEKÇİ Zakkum Vadisi Muğla'dan Kale'ye saptığınızda 60 kilometre bo- yunca sık çam ormanlan, yüksek dağlar, derin vadi- ler içinde gittikten sonra Kurudere'ye vanrsınız. Önce bu yolu açmayı düşünen, planlarını yapan, sonra da onca zoriuklara karşın gerçekleşmesinde payı olan Karayollarımız çalışanlannı bu yolu kulla- nanlar adına kutlarım. Kurudere, adı gibi suyu olmayan bir yataktır. An- cak genişliğine bakınca dere demek olanaksızlaşır. Yüz metreye varan genişliğiyle koca bir ırmak yata- ğıdır burası. Suyu ne zaman kurumuş, bu kuru yatakta onca bü- yüklü küçüklü taşlann içinde zakkumlar ne zaman bit- miş, bilmiyorum. Bıldiğim, bu kuru dere yatağının bugun boylu boyunca zakkumlarla kaplı olduğu. Geçenlerde buradan geçiyordum, gözlerime ina- namadım. Çıldırmışçasına açmış zakkumlar, o koca ırmak yatağını pembe bir denize çevirmişlerdi. Hafif bir esinti bu çıçek denizini tatlı tatlı dalgalandınyor- du. Bu olağanüstü görünüm, ırmak yatağına açılan küçük dere yatacıklannın da aynı zakkum seli altın- da kalışıyla tamamlanıyordu. Birden buranın ünlü bir turizm merkezi olabtlece- ğini düşündüm. Tıpkı Rodos'ta yaz aylarında kele- beklere yuva olduğu için "Kelebekler Vadisi" olarak anılan ve adaya gelen turistlerin görmeden yapama- dığı vadi gibi. Ülkemizin dillere destan doğal zenginlikleri yerii yabancı herkesin bir yerinden ilgisini çekiyor. Bulun- maz bir doğa parçastnın içinde yaşıyoruz ulusça. An- cak bunun ne denli ayırdında olabildiğimiz kuşkulu. Gazetemizin 24 Haziran günlü sayısında Can Ga- zalcı imzalı "Türkiye Zengin Doğasmı Koruyamıyor" başhklı haber, Orman Bakanlığı'nca yapılan bir araş- tırmanın sonuçlannı iletiyordu: "Bitki ve hayvan tür- leri açısından tüm komşulanndan zengin olan Tür- kiye, doğal zenginliklerine sahip çıkamıyor. Yanlış ilaçlama, orman yangınlan, sulak alanlann kurutul- ması ve aşın avlanmayiızünden birçok canlı türüyok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyor." Yok olma tehlikesi bugün var olanlar için geçerli. Ya yıllar boyu yok ettiklerimiz? Yapı Kredi Kültür Merkezi'nde açılan "Nuh'un Ge- misi Beyoğlu'nda" sergisinı görenleriniz olmuştur. Yüzyılın başında Istanbul'daki hayvan variığını ser- gileyişiyle bulunmaz uyarıcılıkta bir etkinlikti. Kurba- ğalıdere'de avlanmış o pelikanlar, kenti çevreleyen or- manlarda yaşayan o ceylanlar, o ayılar, o binbir tür yabanıl hayat şimdi nerede? Istanbul'un nüfusu o gün- lerden bu yana on katına çıktı. İnsanlann çoğaldığı yerde ne deniz kaldı, ne orman. Almanya'ya dil okuluna gitmiştim bir süreliğine. Aylardan mayıs olmuş, ancak bahar kendini bir tür- lü göstermiyordu. Kara bulutlann, ışıksız günlerin içinde gidip geliyorduk. Bir gün sınıfta, gelmeyen ba- hardan, Almanya'nın o renksiz, soğuk doğasından söz açıldı. Öğretmenimiz, "Öyle demeyin "dedi, "bilmem nerdeki biryamaç, rüzgâr almadığından orada şef- tali ağaçlan vardır. Çiçek açtıklannda çok güzel olur" diye ülkesinde bulabildiği küçücük bir güzellikle bi- ze karşı koymaya çalıştı. Birçok şey varken değeri bilinmez de elden grtti- ğinde ardından yanılır. Bu da insanoğluna özgü bir garip davranış biçimi. Öyle bir ülkemiz var ki, son- suz büyükJükte şeftalı bahçelerımız, dünyanın en gü- zel kayısılan, en güzel incirleri, en güzel üzümlerinin yetiştiği bağlarla dolu. Bir yağma düzeni içinde yaşadığımız da bir başka gerçek. Öyle bir yağma düzeni kı, güzellik falan gö- zü görmüyor, önüne çıkanı yok edtp geçiyor. Gele- cek kuşaklara ekilebilir toprak, bir parça temiz hava kalabilecek mi belirsiz. Yeşil Bursa yok oldu. Ege ovalan, Çukurova, Harran'da binbir sorun. Sahip olmaktan çok değenni bilebilmekte iş. Bu- nu yapamadığımız sürece eldekı güzelliklerin sonsuz gönjnümü koca bir yanılgı olarak kalıverir ortada. Imparatop Neron'un sarayı ziyarete açılıyor • Kültür Servisi - tmparator Neron'un Etomus Aurea Sarayı restore edilerek ziyaretçilere açılacak. ltalya Kültür Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre saray 25 Haziran 1999 tarihinden itibaren ziyaret edilebilecek. Halka kapalı olan sarayı 1980'lerin başından bu yana yalnızca özel ziyaretçilerin gezmesine izin veriliyordu. ,\raştırmacılar, restorasyon çahşmalannı gerçekleştirebilmek ıçin MÖ 64'te çıkan yangından sonra inşa edilen sarayı inceliyorlar. Asım Bezipcî yarın anılıyor • Kültür Servisi -1993 > ılında Sıvas Madımak Oteh'nde karanlığı iste>en dincilerce yapılan saldında yıtirilen 35 aydın anısına yann saat 12.00"de Asım Bezirci'nin Zincirlikuyu'daki mezan başında bir buluşma düzenleniyor. Bu yılki "Asım Bezırci Araştırma. lnceleme ve Eleştiri Ödülü' vanşmasına katılan yapular arasmda bir seçim yapılamadığı içm ödül verilemedi. Ödül. Asım Bezirci'nin yapıtlannın temelinde yer alan sosyalıst dünya görüşü \e nesnel. bılımsel eleştiri anlayışını geliştirmek. bu nitelikleri taşıyan araştırma ve eleştın çahşmalannı desteklemek amacıyla kurulmuştu. Önümüzdeki yıl, ödül için son katılma tarihi 1 Ocak 1999 olarak belirlendi. Aynntıh bilgi için telefon numarası:f243 08 03) K Ü L T Ü R İ Ç t Z t K K Â M İ L M A S A R A C I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle