18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 HAZİRAN 1998 CUMARTESİ CUMHURİYET HABERLER DTP lideri, Baykal ile Yılmaz'ın seçim karannın anayasaya aykın olduğunu söyledi Ondoruk: Bıı anlaşma geçersizDÜRDANE KIRÇUVAL AJVKARA-Koalisyon ortafı DTPGe- nel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, Baş- bakan Mesut Yılmaz ile CHP lideri De- niz Baykal arasında vanlan "seçim hükii- meti" uzlaşmasını kabul etmedi. Anlaş- manın "olabilirliği. geçerlüiği" bulunma- dığını. önenlen modelın anayasa sınırla- n dışında olduğunu savunan Cindoruk. "PartiJer Cumhurbaşkanı'nı bağlayıcı karar alamaz. Hatta pariamento başba- kanı tayin edemez. Cumhurbaşkanı 7 ay sonraki şartlara göre karar verecek" de- dı. Cumnurbaşkanı'nın yetkilennı kulla- nacağını açıklaması durumunda Başba- kan Yılmaz'ındaneyapacağını bılmedı- ğini belirten Cindoruk, aynca TBMM ta- tile girmeden seçim karan çıkarmanın da doğru olmayacağını söyledi. ANAP Grup Başkanvekılı Uğur Aksöz ıse Başbakan Yılmaz'm Cumhurbaşkanı Süleyman De- mireTin onayını almadan "peşin peşin" istifa etmeyeceğini bildirdi. Seçim uzlaşmasına ilişkin yazılı açık- lamanm. Başbakan Yılmaz'ın Cumhur- başkanı Demirel ile gelecek hafta başın- da gerçekleştirmeyı planladığı görüşme- nin ardından yapılması beklenıyor. Başbakan Yılmaz. Baykal ile yaptığı "erken seçimJerin yerel seçimlerfe birlik- te 18 Nisan 1999'da yapılması ve üçüncü bir kişi başkanlığında seçim hükümeti ku- rulması" konusunda uzlaşmaya vardıktan sonra öncekı gece koalısyon ortağı DTP Genel Başkanı Cindoruk ile görüştü. Yak- laşık ikı saat siiren görüşmeden sonra Cindoruk. Başbakan Yardımcısı DSP Ge- nel Başkanı Biilent Ecevit'in yurtdışın- dan dönmesınden sonra koalısyon ortak- larının oturup konuşacağını belirterek şunlan söyledi: "Parlamentoda kanunlarçıkmaya baş- lasın, işlesin ondan sonra düşünülür. Baş- bakan istifa eder ama. Cumhurbaşka- nı'nın kimi Başbakan yapacağına btz ka- rar veremeyiz ki... Geçmişte REFAH- YOL'cular öyle birdenemey aptılar. Cum- hurbaşkanı da Yılmaz'ı görevlendirdi. Kendileri 282 imza götürdükJeri halde Er- bakan'ın yerine Çiller'i ta>in etmedi. Cumhurbaşkanı'nın bu konuda ortaya koyduğu bir teamiil var. Onu da ortaya koymak genekir." Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlayan Cindoruk, "Seçimlerin 1999'da yapılma- sını biz de istiyoruz. Ancak, anlaşmanın ikinci bölümüniin uygulanabiliriiğiolma- dığı için kuşkuyla karşılıyoruz" dedı. Partilerin hatta parlamentonun, 'baş- bakan'ın tayini konusunda Cumhurbaş- kanı'nı bağlayıcı karar alamayacağını be- lirten DTP lideri, şunlan kaydetti: "Cumhurbaşkanı 7 ay sonraki şartla- ra göre karar verecek. Cumhurbaşkanı bu hükümetin devanıını isteyebilir. O za- man anayasanın çizdiği sınırlar çerçeve- sinde 3 bakan değişir. Anayasanın çizdiği sınırlar gerçekJeşir. Şimdi teklif edilen ise anayasa suıııian dışında bir hiikümet rao- delidir. Bu hükümet modeli teamül hali- ne gelirse bütün seçimlerde aynı noktaya gelir Türkiye. Siyasete ve siyasetçiye gü- venmeyen politikacı olur mu? Bu siyaset- çi gidecek o siyasetçi gelecek, ben de o za- man ona güvenmem." Cindoruk. "Cumhurbaşkanı,mutaba- katı kabul etmezse ne olacak?" sorusuna "Ben de onu soruyorum" yanıtını verdi. Cindoruk. bu konuyu Başbakan'a da so- rup sormadığı konusunda "Oda bilmiyor. Cumhurbaşkanı ile göriişülmemiş, görii- şü alınmamış. Şimdi Cumhurbaşkanı ile göriişüp görüşünü alacak" dıve konuştu. Başbakan Yılmaz ile CHP lideri Bay- kal'ın "seçim hükümeti" anlaşmasının bir geçerliliğı bulunmadığını yıneleyen Cindoruk, aynca iki seçimin bir arada ya- pılmasına da YSK Başkam'nın itiraz et- tiğini anımsattı. Cindoruk. bu konuda mutlaka YSK Başkanı Tufan Algan'ın onayının alınması gerektiğini belırtırken. "YSK Başkam'na sormak lazun. Bugün gezetelerde okudum. Olmaz diyor. Bizim orada olmazsa olmaz şarümız yurtdışın- da yaşayan vatandaşlanmız için seçmen kütüğü tan/inıi ile ilgili düzenlemenin ya- pılması. Çünkü seçmenin yüzde 6'sını. 7'sini görmezlikten gelen demokrasi ol- maz" görüşünü dile getırdi. Cindoruk, TBMM tatıle girmeden se- çim karannın alınıp alınamayacağına iliş- kin olarak da. "Seçim karan seçimeyakın tarihte alınır. Niy e temmuzda seçim kara- n alınacakmış, anlamadım" dedı. RP'nin mali denetimi • ANKARA (AA)- Anayasa Mahkemesi'nın, kapatılan RP'nin genel merkezi ile 76 il ve bunlara bağlı ilçe örgütlerinin 1991 ve 1992 yıllanna ait kesin hesaplannın incelenmesine ilişkin kararlan, dünkü Resmi Gazete'de yayımlandı. Anayasa Mahkemesi, 1991 yılına ait 5 milyar 120 milyon 294 bin 988 lira ve 1992 yılına ait 180 milyon 167 bin 456 lira tutanndaki gelir-gideri. 2820 sayıh Siyasi Partiler Kanunu'nun ilgili maddelerine aykın buldu. Mahkeme bunun Hazine'ye gelir yazılmasına karar verdi. Polise insan hakları eğitimi • ANKARA (ANKA)- Insan Haklan Koordınatör Üst Kurulu, Devlet Bakanı Hikmeı Sami y-^" Türk'ün başkanlığında 41'inci toplantısını yaptı. Emniyet mensuplanna haziran ayı boyunca beşer günlük seminerlerle insan haklan eğitimi verileceğini açıklayan Türk, üst kurulda. Türk Ceza Yasası'nın işkenceyi cezalandıran maddelennin yeniden gözden geçırilmesi karan ahndığını belirtti. Türk, yeni tasanda mevcut maddelerin çağdaş anlayışla yeniden ele alınacağını, işkence ve kötü muameleye verilen cezalann arttınlacağını kaydetti. Pompalı tüfekte geri adım • ANKARA (ANKA) - Içişleri Komisyonu'nda FP'nin yanı sıra ANAP'hlann da "fazla sert" bulduğu pompalı tüfeklere sınırlama getıren yasa tasansı. ait komisyonda değiştirildi. Ait komisyon, pompalı tüfeklerin Bakanlar Kurulu karanyla bedeli ödenerek toplatılmasına ilişkin maddeyi, "güvenlik" gerekçesiyle yasa metninden çıkardı. Komisyon. pompalı tüfekleri yasaya aykın biçimde alan satan ve kullananlara getirilen cezalan fazla bularak indirdi. Yağmupdereli'ye destek • ANKARA (ANKA)- Altmokta Körler Derneği yöneticileri, halen Cankın Cezavevi'nde bulunan Eşber Yafmurdereli'yi ziyaret edebilmek amacıyla, Ankara'ya daha yakın olan Saray veya Güdül Cezaevi'ne naklini istediler. Altınokta Körler Derneği yönetim kurulu üyelen, Adalet Bakanı Oltan Sungurlu'yu makamında ziyaret ederek isteklerini dile getirdiler. Dernek adına konuşan avukat Hasan Tatar, aynca halen Gebze Cezaevi'nde bulunan ve en ufak bir darbe ile kör olacağı bildinlen Leyla Bûyükdağ isimli hükümlü için Bakan Sımgurlu'nun yardımını isıedı. Son sözü onlar söyleyecek Seçimin kaderi YSK'ye bağlı AIN'KARA (Cumhuriyet Biirosu) - Başbakan Mesut Yılmaz ile CHP lideri Deniz Baykal'ın yerel ve genel seçimlerin 18 Nisan 1999'da yapılmasına ilişkin uzlaşması, yalnızca koalisyon ortaklannın değil. Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) da muhalefetiyle karşı karşıya. TBMM'nin seçim karannı YSK uygun görmezse iptal edebilecek. YSK, yüksek yargı organı niteliğinde olduğu için kararlan kesin ve temyiz makamı yok. TurgutÖzal'ın başbakanlığı döneminde alınan bir genel seçim karan, YSK'nın karanyla iptal edilmiştı. Kurul borçlanarak çalışıyor Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanvekili Sabri Coşkun. ANAP ve CHP'nin kararlaştırdıgı "18 Nisan 1999'da çifte $€€101" için bugünkü rakamlarla 15-20trılyon liraya gereksinimleri olduğunu açıİcladı. Liderlerin anlaşmasının YSK'yi bağlamayacağını vurgulayan Coşkun. "Seçim konusunda Türkiye Büyiik Millet Meclisi'nin karan baglay ıcıdır. Tabii hiikümet olarak, parti olarak bir kısım düşünceler görüşülüp, bir kısım kararlar alınabilir" diye konuştu. • Yılmaz ile Baykal uzlaşmasınmMechs'ten karar olarak çıkması durumunda YSK'nın seçıme hazır olduğunu belirten Coşkun. kurulun asli görevinin de zaten bu olduğunu kaydetti. Coşkun. birleştirilerek yapılacak yerel ve genel seçimlenn Türkıye'ye getireceği yükün bugünkü rakamlarla 15-20 trilyon lira arasında değiştiğini vurguladı. ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART Susuriuk sanığı İbrahim Şahin terfl ettirildi. CHP'limuhaliflerseçim içingenelgörüşmeistedi Gürkan, Karakaş, Oktay, Sağlar: Alman kararlar çok ciddi sakıncalar içeriyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP lzmir Mılletvekili Aydın Güven Gürkan. tstanbul Millervekilı Ercan Karakaş. Içel Milletvekili Fîkri Sağlar ve Ankara Millet- vekili Seyfi Oktay, yaptıklan ortak açıkla- mada. seçim uzlaş- ması ile ilgili olarak grupta genel görüş- me açılmasını iste- diler. Muhalifmilletve- killen. "LJderlerin, alın size bir başba- kan, dedikleri kişiy i Meclis niye benim- sesin? Meclisimize sunulması düşünü- len bir olağandışı hükümet ve başba- kan güvenoyu ala- mazsa rejimimiz ye- ni ve çok ağır sonın- larla karştlaşmaya- cak mjdır" sorula- A. Güven Gürkan Fikri Sağlar nnı gündeme getir- diler. CHP'li muhalif milletvekilleri dün grup başkanlığına başvurarak, "seçim sis- temi, seçim mevzuab, aday belirieme yön- temleri, genel ve yerel seçimlerin birleştiri- lerek yapılmasL seçim öncesinde yeni bir hükümet kurulması" konulannda grupta genel görüşme açılmasını istediler. " 1999'un ilk yansında yapılacak bir erken genel seçime itirazımız yoktur. Anlaşılan o- dur ki. bugünkü hükümet ve muhalefet an- layışıyla ülkemize çok ihriyaç duyulan da- ha uzun süreli bir isrikrar dönemini kazan- dırmak olanaklı değildir" diyen muhalif milletvekilleri. "kaygılanııı" şöyle özetle- diler: "Partimiz, çok uzunca bir süredir erken genel seçim istemektedir. Seçimden çıkacak tablodan CHP birinci derecede sorumlu tu- tulacakür. Bir erken genel seçimden çıka- bilecek sonuçlann elden geldiğince nesnel ve gerçekçi bir biçimde değerlendirildiğini sanmıyonız. Erken genel seçimle, yerel se- çimlerin birleştirilmesi kanımızca çok sa- kıncalıdır. Iki seçimin birleştirilmesi duru- munda ortaya çıkabilecek büyiik teknik güçlükler daha önce YSK tarafindan da di- legetirilmiştL Elimizde şu anda üzerinde uz- laşmalar sağlanmış demokratik bir seçim sistemi ve mevzuat yoktur. Partilerin bir- biriyle ittifakyapabilmeleri ve baraj konu- su belirginliğe kavuşturulmamıştır. Millet- vekillerine, "Sen şu seçim tanhıni hele bir kabul et bakalım, sonra da seçim sıstemi- ni. mevzuatını düşünürüz' denmesini doğ- ru biryaklaşım saymıyoruz." 'Istifa belirsizük getirir' 4 mıllenekili. seçimden 3-4 ay önce hü- kümetin istifasının sayısız belirsizlikler. uzlaşmazlıknoktalanıçerdığinedikkatçe- kerek şu görüşleri kaydettıler: "Sözü edilen tarafsız başbakan kim ola- cakbr? Kimler daha önceden destekleye- ceklerini ve güvenoyu vereceklerini vaat ederse etsinier, Cumhurbaşkanı rüm parti- lerin genel başkanlannı atlayarak, herhan- gi bir kimseye başbakanlık görevi yerebilir mi? Bu anayasaya uygun mudur? İki genel başkan olağandışı bir seçim hükümetini Cumhurbaşkanı'na danışarak oluşturma karannı açıkladılar. Mutlak tarafsızlığına rejim açısından çok ihriyaç duyduğumuz Cumhurbaşkam'nı da çok tartışmah bir sürecin içine çekmek doğru mudur? Ola- ğandışı bir hükümet modeli Cumhurbaş- kanı'yla birlikte oluşturulacaksa ve sözü edilen tarafsız başbakanın belirienmesinde Cumhurbaşkanı da söz sahibi olacaksa, Cumhurbaşkanı çok uzunca bir süredir ta- lep ettiği önemli anayasa değişikliklerini is- temeyecek midir? Bugünkü Başbakan, ta- rafsız bir seçimi sağlayamayacak ölçüde kendini partizanlığa kaptırmış bir başba- kansa, bu başbakanı 6 ay daha destekleme- nin anlamı nedir?" Muhalif milletvekilleri, "Eğer CHP, se- çime bugünkünden daha güven verici bir hükümetyapısryla girmey i önemsiyorsa, sö- zü edilen seçim hükümetine kendisi girebi- lir ve hükümetin partizanca davranmasını engelley ebilir. Hatta başka partiler de, böy- le bir seçim hükümetine davet edilebilir. Bu- nun yerine. olağandışı hükümet modelleri önermek demokratik kurallan zedelemek anlamına geunez mi" dediler. IRMIKI AYDIN ENGİN Hangi savcıya seslendiğimi ben de bilmiyorum. Ama bu yazıyı okuduktan sonra hare- kete geçmesi gereken bir sav- cının olduğunu da kesinlikle biliyorum. Sorun ve beni "sayın muh- bir vatandaş" olmaya iten o- lay şu: Mesut Yılmaz ile De- niz Baykal, seçimin 1999 Ni- sanı'ndayapılmasında, bu hü- kümetin ömriinün 1998 so- nunda noktalanmasında filan anlaştılar. lyi ettiler. Bence hiç sakıncası yok. Çeteleri yakalamayacak; enf- lasyonu yüzde 100'den yüzde 99'a indirince bayram ilan edecek; Eşber Yağmurdere- li'yi. Haluk Gerger'i demir parmaklıklarardında koruma- ya alacak; demokratikleşme- yi bir zorunluluk değil, Avru- pa'nın filan gönlünü almak için bir yük olarak kavrayacak ol- duktan sonra, haseçim hükü- meti olmuş, ha geçim hükü- meti, haö/ç/m hükümeti... An- Uyuma Savcı Bey, UyumaL cak anlaşmanın ayrıntıları or- talığa serilince irkildim. Her- halde siz de okudunuz. 1999'un başından seçim gü- nüne kadar işbaşında kalacak "seçim hükümeti" tanımlanır- ken şöyle deniyor: "... profili yüksek olmayan politikacılardan oluşturulacak Bakanlar Kurulu..." Buyrun. Ne demek şimdi bu? Burada kullanıldığı anlamda "profil", bir kişinin özelliklerini tanımlayan, belirleyen, onun kimliğine damgasını vuran ni- telikleri demek. "Yüksek ol- mayan profil" ise "düşük pro- fil" teriminin diplomatik söy- lenişi. Sokak Türkçesiyle söy- leyeceksek; silik, ne kokar ne bulaşır, tavşan kakası gibi adam demek. Demek yüce Meclisimiz'de, üstelik ANAP ve CHP'de dü- şük profilli milletvekilleri var- mış. Üstelik bunlardan bir bö- lümü, herhalde profili en dü- şü/colanları, 1999'dan itibaren dört ay süre ile bakanlık yapa- caklar. Şimdi... Türk Ceza Yasası'nın 159. maddesi, ki ben onu neredey- se ezbere aktarabilirim, "Tür- kiye Büyük Millet Meclisi'nin, hükümetin, Türk Silahlı Kuv- vetleri'nin, devletin emniyet güçlerinin manevi şahsiyetini tahkir (hakaret), tezyif (zayıf- latma) ve terzil (rezıl) edenler 1 yıldan 6 yıla kadar hapis ce- zasına mahkûm edilirler..." der. Çok kıdemli bir basın sanı- ğı, 159. madde ile neredeyse akraba olmuş bir gazeteci ola- rak uzmanca konuşabilirim ve Yılmaz ile Baykal'ın, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin ma- nevi şahsiyetini tahkir, tezyif ve terzil ettiklerine kalıbımı ba- sabilirim. Üstelik 1999'un ilk günü bakanlık koltuğuna otu- racakların kişisel dava açma hakları dasaklı. • • • Düşünün yeni yılın ilk günü adam koşar adım eve gele- cek, olmadı telefon edecek ve kasım kasım kasılarak karısı- na müjdeyi verecek: - Eee, hanım, işte sen de sonunda bakan karısı oldun... Fukara adamcağız karısı- nın, boynuna sanlmasını ya da sevinçten bayılmasını bekler- ken, darbeyi yiyecek. Taze ba- kan karısı, elini beline koyup ilenecek: - Heriiiif, heriiif sonunda bu- nu da yaptın banal Ben şimdi ne yüzle bakarım konu kom- şunun, akraba taallukatın yü- züne ? Bana, düşükprofilli he- rifin karısı diyenlere ne derım şimdi ben?.. Aynca bu ölçütlere vurul- dukta seçim hükümetinde şimdiki Içişleri Bakanı Murat Başesgioğlu nun Adalet Ba- kanı Oltan Sungurlu'nun kol- tuklarını koruyacakları da an- laşılıyor. • • • CHP kanadından hüküme- te gireceklere gelince... Daha şimdiden CHP muhaliflerinin yüreği tıp tıp atmakta. Deniz Baykal'ın, CHP kanadından yollayacağı bakanları saptar- ken, epey muhalifi siyasal ha- camata tabi tutacağını kestir- mek için uzman olmaya gerek yok. • • • Siz bu yazdıklarımı belki su- luluk diye okudunuz. Ama se- çim hükümetinin açıklandığı gün bu Tırmık'\ anımsayacak- sınız. Bakanlar Kurulu listesi- ne bakıp bakıp kıkırdayacak- sınız... Benimki araştırmacı gaze- tecilere özgü bir öngörü yete- neğinden ibaret... POLİTİKA GUNLUGU HİKMET ÇETİNKAYA Oyunun Kuralı../ Iç siyasette pazarlıklar sürüyor... ; ANAP içindeki dinciler Mesut Yılmaz'a mı daha çok kızıyorlar, yoksa Deniz Baykal'a mı? ı Fes ve sarık giyenlere altı aydan bir yıla dek hapi^ geliyor; tekkeler, zaviyeler kapatılıyor; şeyhler ve şıhj- lar eskisi gibi özgür olamıyor... Şimdi ANAP içindeki dinciler ne yapacak? Borsa patlamış, ekonomi tıkır tıkır işliyormuş... 1 Sahi şu borsanın patlaması ne demek oluyor? Bû işten kaç kışi yararlanıyor? \ Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Güneş Ta;- ner ne diyor: j "Hükümet olarak çok zor biryaz geçireceğiz... "I Taner ardından ekliyor: , "Bu yıl ekonominin büyüme hız programı hedefJ yüzde üç yerine sekizin üzerine çıkabilir. Türk eko\ nomisi sağlıklı büyümeye devam ediyor..." i ANASOL-D hükümeti bir yıldır ne yapıyor? Enflasyonu düşürmeye çalışıyor... Sonuç alıyor mu? Hayır!.. Emeğin ucuza kapatıldığı ülkelerde IMF programr larının ekonomik bunalımlara çözüm olduğu söylej- nirhep... ; Ancak Güney Kore'den Endonezya'ya dek şöyl^ bir baktığınızda bunun tersi olduğu ortaya çıkıyor... IMF uyum programları artan borçlarla ulusal üre^ timi ucuz fiyatlarla yağmalıyor... Söyler misiniz hangi ülke IMF'ye kafa tutabiliyor? Türkiye mi, Brezilya mı, Meksika mı, Güney Kore mi, Endonezya mı? j Ergin Yıldızoğlu sık sık yazıyor: j "IMFbugün küresel ekonomide olup bitenleri ari- lamıyor, elindeki reçeteyi ülkelehn özgün koşullarir na bakmadan dogmatik olarak dağıtıyor..." Asya'da yaşanan dram bir gün Türkiye'nin de kaj- pısını çalar, gelışmış ülkelerin ekonomik-sanayi te- kelleri kendileriyle rekabete giren işletmeleri, kelepjr fiyatına ele geçirir... Oyun böyle oynanıyor, ABD de siyasi tavnnı Asyh ülkeleriyle birlikte Ortadoğu ve Türkiye üzerinde yd- ğunlaştırıyor... ; • • • 1 Türkiye üzerine oynanan hesaplar neyın haberci- sidir? Örneğin Fransa'nın sözde Ermeni soykırımı ni- çin gündeme gelmıştir? ' Yeni Yüzyıl'dan Yağmur Atsız 'Ermeniler ve öt&- kiler' yazısının sonunda "Neden endişe ediyorum bh liyor musunuz" sorusunu yöneltıp ekliyordu: 1 "Önümüzdeki sonbahar aylarında Türkiye 'yi Kai- kasya ve Ege'de kısa, fakat şiddetlı bir savaşa bd- laştınp ardından 'müdahil ve müvazin' kuvvetlerola- rak gelip bölge haritasına yeni bir şekil verme he- saplan mı varacaba diye..." 1 llginç birdönemden geçıyoruz... j Türkiye'de insan hakları ihlalleri sürüyor, emekçi kesimin örgütlenmesi engellenirken özelleştirmeT^- KEL'e dek uzanıyor... ) TEKEL Genel Müdürü Mehmet Akbay'ın açıkla- masına göre, TEKEL için Efes ve Kavaklıdere gitii yerli üreticilerin yanı sıra Ingiliz UDV, Amerikan Se- agram, Fransız Remy Cointreau, yine Fransız Pet- nod Picard gibi güçlü şirketler alıcı olarak deVreyfe gırmişler. Bunlar Türkiye'de TEKEL'in rakı. şarap vp birasını üretecekler... 1 Gelişmiş ülkelerin ekonomi-sanayi tekellerı az ge- lişmiş ülkelerin ekonomik zenginliklerini ne yaparlarp Kelepir fiyatına satın alırlar!.. ! Zaten Türkiye'de sigara üretimı yapan Philip Mo|- ris, R.J. Reynolds dışında BAT (Brıtish American Tq- bacco); Akhisar Sigara Fabrikası'nı işletmeye hazır- lanıyor... '< Tıpkı Güney Kore'de olduğu gibi... • • • Mesut Yılmaz'ın Deniz Baykal'la görüşmesi öze likle CHP ve ANAP cephesinde nasıl karşılandı? Şimdi ANASOL-D'nin ekonomi politikaları karşi- sında Baykal nasıl bir tavır izleyecek? ! IMF programlarının, çokuluslu şirketlerin, Türki- ye'nin zenginliklerini kelepir fiyatına kapatmasınja CHP göz yumacak mı? 1 Deniz Baykal'a şimdiden abaaltından "sopagöa- terilmeye" başlandı bile... j Devlet hazinesini hortumlayanlar diyor ki: | "Deniz Baykal'ın istediği oldu, artık hükümete destek vermelidir..." > TBMM'ye devam etmeyen milletvekilleri hangi partiden? , ANAP!.. I Dün sabah Karaköy'de bir afiş dikkatimi çekti: j "Istanbul'un gururu, Türkiye'nin umudu: Recep Tayyip Erdoğan .." | ABD'de ilginç gelişmeler oluyor, "Türkiye'de /4- lam" tartışılıyor; tarikat şeyhlerinin temsilcileri bL toplantılarda konuşuyor; Kürtlere azınlık hakkı yenj- den gündeme getiriliyor; kimi Türk gazeteciler ABD'ye bilgiler sunuyor... ! Ama ABD Anayasası'nda "din ve devlet işlenni ayıran" temel ilkeyi hedef alan değişiklik teklifı Terr)- silciler Meclisi'nde kabul edilmiyor... [ Ben de kendi kendime soruyorum: 1 "Türkiye nereye götürülmek isteniyor; Türkiye tir kuşatma hareketinin içine mi sokulmak isteniyor?" Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 DYP lideri Tansu Ciller 'Atatürk'le aram^ı khnse giremez' S İstanbul Haber Servisi - DYP Genel Başkanı Tan- su Çiller, siyasal libera- lizm olmadan ekonomik liberalizmin olamayaca- ğını belirterek "Demok- rasi yoksa. sürdürülebiUr bir siyasal istikrar da yok- tur" dedi. Ciller dün partisinin İs- tanbul il örgütünce Cemal Reşit Rey Konser Salo- nu'ndadüzenlenen "Tica- ri Yaşamda Ekonomik İs- tikrar ve Demokrasi" ko- nulu panele katıldı. Cok sayıda DYP'li mıllervekı- linin de izleyiciler arasın- da olduğu panelde Çiller, Türkiye'nin gelişebilmesi için demokratik istikrar ile siyasal ve ekonomik li- beralizmi tam anlamıyla yaşama geçirmesi gerek- tiğini söyledi. Savunduğu tezin kendisinin değil, 21. yüzyıl globalizminin tezi olduğunu ıfade eden Çil- ler, Türkıye'nın Afc- türk'ten kopanlmaya-ça- lışıldığını öne sürdütve "Atatürk'le benim ara^ga kimse gjremez" dedi.jV Çiller, Menderes, Qe- mirel ve Özal'ın Türks^e için yaptıklannı kimse^ın yok sayamayacağını f^kat son 50 yıldır Türkıy^e uygulanmakta olan sisîe- mın de tam anlamıyla ae- mokrasi olmadığını \yr- guladı. Tek partı döfre- mındekı de\ letçi kafaân hâlâ egemen olduğunu'fa- vunan Çiller. "BirkaçuÜ- yük holding ve ülkeMn enerji santrallannı yağ- maiayan. RTL'K yasasuîni bir an önce çıkmasını wrfe- yen kartel medyası daT)u sistemin sürmesini Sti- vor" dedi. —
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle