Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 HAZİRAN 1998 CUMARTESİ CUMHURİYET
HABERLER
DTP lideri, Baykal ile Yılmaz'ın seçim karannın anayasaya aykın olduğunu söyledi
Ondoruk: Bıı anlaşma geçersizDÜRDANE KIRÇUVAL
AJVKARA-Koalisyon ortafı DTPGe-
nel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, Baş-
bakan Mesut Yılmaz ile CHP lideri De-
niz Baykal arasında vanlan "seçim hükii-
meti" uzlaşmasını kabul etmedi. Anlaş-
manın "olabilirliği. geçerlüiği" bulunma-
dığını. önenlen modelın anayasa sınırla-
n dışında olduğunu savunan Cindoruk.
"PartiJer Cumhurbaşkanı'nı bağlayıcı
karar alamaz. Hatta pariamento başba-
kanı tayin edemez. Cumhurbaşkanı 7 ay
sonraki şartlara göre karar verecek" de-
dı. Cumnurbaşkanı'nın yetkilennı kulla-
nacağını açıklaması durumunda Başba-
kan Yılmaz'ındaneyapacağını bılmedı-
ğini belirten Cindoruk, aynca TBMM ta-
tile girmeden seçim karan çıkarmanın da
doğru olmayacağını söyledi. ANAP Grup
Başkanvekılı Uğur Aksöz ıse Başbakan
Yılmaz'm Cumhurbaşkanı Süleyman De-
mireTin onayını almadan "peşin peşin"
istifa etmeyeceğini bildirdi.
Seçim uzlaşmasına ilişkin yazılı açık-
lamanm. Başbakan Yılmaz'ın Cumhur-
başkanı Demirel ile gelecek hafta başın-
da gerçekleştirmeyı planladığı görüşme-
nin ardından yapılması beklenıyor.
Başbakan Yılmaz. Baykal ile yaptığı
"erken seçimJerin yerel seçimlerfe birlik-
te 18 Nisan 1999'da yapılması ve üçüncü
bir kişi başkanlığında seçim hükümeti ku-
rulması" konusunda uzlaşmaya vardıktan
sonra öncekı gece koalısyon ortağı DTP
Genel Başkanı Cindoruk ile görüştü. Yak-
laşık ikı saat siiren görüşmeden sonra
Cindoruk. Başbakan Yardımcısı DSP Ge-
nel Başkanı Biilent Ecevit'in yurtdışın-
dan dönmesınden sonra koalısyon ortak-
larının oturup konuşacağını belirterek
şunlan söyledi:
"Parlamentoda kanunlarçıkmaya baş-
lasın, işlesin ondan sonra düşünülür. Baş-
bakan istifa eder ama. Cumhurbaşka-
nı'nın kimi Başbakan yapacağına btz ka-
rar veremeyiz ki... Geçmişte REFAH-
YOL'cular öyle birdenemey aptılar. Cum-
hurbaşkanı da Yılmaz'ı görevlendirdi.
Kendileri 282 imza götürdükJeri halde Er-
bakan'ın yerine Çiller'i ta>in etmedi.
Cumhurbaşkanı'nın bu konuda ortaya
koyduğu bir teamiil var. Onu da ortaya
koymak genekir."
Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlayan
Cindoruk, "Seçimlerin 1999'da yapılma-
sını biz de istiyoruz. Ancak, anlaşmanın
ikinci bölümüniin uygulanabiliriiğiolma-
dığı için kuşkuyla karşılıyoruz" dedı.
Partilerin hatta parlamentonun, 'baş-
bakan'ın tayini konusunda Cumhurbaş-
kanı'nı bağlayıcı karar alamayacağını be-
lirten DTP lideri, şunlan kaydetti:
"Cumhurbaşkanı 7 ay sonraki şartla-
ra göre karar verecek. Cumhurbaşkanı
bu hükümetin devanıını isteyebilir. O za-
man anayasanın çizdiği sınırlar çerçeve-
sinde 3 bakan değişir. Anayasanın çizdiği
sınırlar gerçekJeşir. Şimdi teklif edilen ise
anayasa suıııian dışında bir hiikümet rao-
delidir. Bu hükümet modeli teamül hali-
ne gelirse bütün seçimlerde aynı noktaya
gelir Türkiye. Siyasete ve siyasetçiye gü-
venmeyen politikacı olur mu? Bu siyaset-
çi gidecek o siyasetçi gelecek, ben de o za-
man ona güvenmem."
Cindoruk. "Cumhurbaşkanı,mutaba-
katı kabul etmezse ne olacak?" sorusuna
"Ben de onu soruyorum" yanıtını verdi.
Cindoruk. bu konuyu Başbakan'a da so-
rup sormadığı konusunda "Oda bilmiyor.
Cumhurbaşkanı ile göriişülmemiş, görii-
şü alınmamış. Şimdi Cumhurbaşkanı ile
göriişüp görüşünü alacak" dıve konuştu.
Başbakan Yılmaz ile CHP lideri Bay-
kal'ın "seçim hükümeti" anlaşmasının
bir geçerliliğı bulunmadığını yıneleyen
Cindoruk, aynca iki seçimin bir arada ya-
pılmasına da YSK Başkam'nın itiraz et-
tiğini anımsattı. Cindoruk. bu konuda
mutlaka YSK Başkanı Tufan Algan'ın
onayının alınması gerektiğini belırtırken.
"YSK Başkam'na sormak lazun. Bugün
gezetelerde okudum. Olmaz diyor. Bizim
orada olmazsa olmaz şarümız yurtdışın-
da yaşayan vatandaşlanmız için seçmen
kütüğü tan/inıi ile ilgili düzenlemenin ya-
pılması. Çünkü seçmenin yüzde 6'sını.
7'sini görmezlikten gelen demokrasi ol-
maz" görüşünü dile getırdi.
Cindoruk, TBMM tatıle girmeden se-
çim karannın alınıp alınamayacağına iliş-
kin olarak da. "Seçim karan seçimeyakın
tarihte alınır. Niy e temmuzda seçim kara-
n alınacakmış, anlamadım" dedı.
RP'nin mali
denetimi
• ANKARA (AA)-
Anayasa Mahkemesi'nın,
kapatılan RP'nin
genel merkezi ile 76 il ve
bunlara bağlı ilçe
örgütlerinin 1991 ve 1992
yıllanna ait kesin
hesaplannın
incelenmesine ilişkin
kararlan, dünkü
Resmi Gazete'de
yayımlandı. Anayasa
Mahkemesi, 1991
yılına ait 5 milyar 120
milyon 294 bin 988 lira ve
1992 yılına ait 180 milyon
167 bin 456 lira
tutanndaki gelir-gideri.
2820 sayıh Siyasi
Partiler Kanunu'nun ilgili
maddelerine aykın
buldu. Mahkeme
bunun Hazine'ye gelir
yazılmasına karar
verdi.
Polise insan
hakları eğitimi
• ANKARA (ANKA)-
Insan Haklan Koordınatör
Üst Kurulu, Devlet
Bakanı Hikmeı Sami y-^"
Türk'ün başkanlığında
41'inci toplantısını
yaptı. Emniyet
mensuplanna haziran ayı
boyunca beşer günlük
seminerlerle insan haklan
eğitimi verileceğini
açıklayan Türk, üst
kurulda. Türk Ceza
Yasası'nın işkenceyi
cezalandıran
maddelennin yeniden
gözden geçırilmesi karan
ahndığını belirtti. Türk,
yeni tasanda mevcut
maddelerin çağdaş
anlayışla yeniden ele
alınacağını, işkence ve kötü
muameleye verilen
cezalann arttınlacağını
kaydetti.
Pompalı tüfekte
geri adım
• ANKARA (ANKA) -
Içişleri Komisyonu'nda
FP'nin yanı sıra
ANAP'hlann da "fazla
sert" bulduğu pompalı
tüfeklere sınırlama getıren
yasa tasansı. ait
komisyonda değiştirildi.
Ait komisyon, pompalı
tüfeklerin Bakanlar
Kurulu karanyla bedeli
ödenerek toplatılmasına
ilişkin maddeyi,
"güvenlik" gerekçesiyle
yasa metninden
çıkardı. Komisyon.
pompalı tüfekleri
yasaya aykın biçimde alan
satan ve kullananlara
getirilen cezalan fazla
bularak indirdi.
Yağmupdereli'ye
destek
• ANKARA (ANKA)-
Altmokta Körler Derneği
yöneticileri, halen
Cankın Cezavevi'nde
bulunan Eşber
Yafmurdereli'yi ziyaret
edebilmek amacıyla,
Ankara'ya daha yakın olan
Saray veya Güdül
Cezaevi'ne naklini
istediler. Altınokta Körler
Derneği yönetim
kurulu üyelen, Adalet
Bakanı Oltan Sungurlu'yu
makamında ziyaret
ederek isteklerini dile
getirdiler. Dernek adına
konuşan avukat Hasan
Tatar, aynca halen Gebze
Cezaevi'nde bulunan ve en
ufak bir darbe ile kör
olacağı bildinlen Leyla
Bûyükdağ isimli
hükümlü için Bakan
Sımgurlu'nun yardımını
isıedı.
Son sözü onlar söyleyecek
Seçimin kaderi
YSK'ye bağlı
AIN'KARA (Cumhuriyet Biirosu) - Başbakan
Mesut Yılmaz ile CHP lideri Deniz Baykal'ın
yerel ve genel seçimlerin 18 Nisan 1999'da
yapılmasına ilişkin uzlaşması, yalnızca koalisyon
ortaklannın değil. Yüksek Seçim
Kurulu'nun (YSK) da muhalefetiyle karşı karşıya.
TBMM'nin seçim karannı YSK uygun görmezse
iptal edebilecek. YSK, yüksek yargı organı
niteliğinde olduğu için kararlan kesin ve temyiz
makamı yok.
TurgutÖzal'ın başbakanlığı döneminde alınan bir
genel seçim karan, YSK'nın karanyla iptal
edilmiştı.
Kurul borçlanarak çalışıyor
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanvekili
Sabri Coşkun. ANAP ve CHP'nin kararlaştırdıgı
"18 Nisan 1999'da çifte $€€101" için bugünkü
rakamlarla 15-20trılyon liraya
gereksinimleri olduğunu açıİcladı.
Liderlerin anlaşmasının YSK'yi bağlamayacağını
vurgulayan Coşkun. "Seçim konusunda
Türkiye Büyiik Millet Meclisi'nin karan
baglay ıcıdır. Tabii hiikümet olarak, parti olarak
bir kısım düşünceler görüşülüp, bir kısım kararlar
alınabilir" diye konuştu. •
Yılmaz ile Baykal uzlaşmasınmMechs'ten karar
olarak çıkması durumunda YSK'nın seçıme hazır
olduğunu belirten Coşkun. kurulun asli görevinin
de zaten bu olduğunu kaydetti.
Coşkun. birleştirilerek yapılacak yerel ve genel
seçimlenn Türkıye'ye getireceği yükün bugünkü
rakamlarla 15-20 trilyon lira arasında değiştiğini
vurguladı.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
Susuriuk sanığı İbrahim Şahin terfl ettirildi.
CHP'limuhaliflerseçim içingenelgörüşmeistedi
Gürkan, Karakaş, Oktay, Sağlar: Alman kararlar çok ciddi sakıncalar içeriyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP
lzmir Mılletvekili Aydın Güven Gürkan.
tstanbul Millervekilı Ercan Karakaş. Içel
Milletvekili Fîkri Sağlar ve Ankara Millet-
vekili Seyfi Oktay, yaptıklan ortak açıkla-
mada. seçim uzlaş-
ması ile ilgili olarak
grupta genel görüş-
me açılmasını iste-
diler.
Muhalifmilletve-
killen. "LJderlerin,
alın size bir başba-
kan, dedikleri kişiy i
Meclis niye benim-
sesin? Meclisimize
sunulması düşünü-
len bir olağandışı
hükümet ve başba-
kan güvenoyu ala-
mazsa rejimimiz ye-
ni ve çok ağır sonın-
larla karştlaşmaya-
cak mjdır" sorula-
A. Güven Gürkan
Fikri Sağlar nnı gündeme getir-
diler. CHP'li muhalif milletvekilleri dün
grup başkanlığına başvurarak, "seçim sis-
temi, seçim mevzuab, aday belirieme yön-
temleri, genel ve yerel seçimlerin birleştiri-
lerek yapılmasL seçim öncesinde yeni bir
hükümet kurulması" konulannda grupta
genel görüşme açılmasını istediler.
" 1999'un ilk yansında yapılacak bir erken
genel seçime itirazımız yoktur. Anlaşılan o-
dur ki. bugünkü hükümet ve muhalefet an-
layışıyla ülkemize çok ihriyaç duyulan da-
ha uzun süreli bir isrikrar dönemini kazan-
dırmak olanaklı değildir" diyen muhalif
milletvekilleri. "kaygılanııı" şöyle özetle-
diler:
"Partimiz, çok uzunca bir süredir erken
genel seçim istemektedir. Seçimden çıkacak
tablodan CHP birinci derecede sorumlu tu-
tulacakür. Bir erken genel seçimden çıka-
bilecek sonuçlann elden geldiğince nesnel ve
gerçekçi bir biçimde değerlendirildiğini
sanmıyonız. Erken genel seçimle, yerel se-
çimlerin birleştirilmesi kanımızca çok sa-
kıncalıdır. Iki seçimin birleştirilmesi duru-
munda ortaya çıkabilecek büyiik teknik
güçlükler daha önce YSK tarafindan da di-
legetirilmiştL Elimizde şu anda üzerinde uz-
laşmalar sağlanmış demokratik bir seçim
sistemi ve mevzuat yoktur. Partilerin bir-
biriyle ittifakyapabilmeleri ve baraj konu-
su belirginliğe kavuşturulmamıştır. Millet-
vekillerine, "Sen şu seçim tanhıni hele bir
kabul et bakalım, sonra da seçim sıstemi-
ni. mevzuatını düşünürüz' denmesini doğ-
ru biryaklaşım saymıyoruz."
'Istifa belirsizük getirir'
4 mıllenekili. seçimden 3-4 ay önce hü-
kümetin istifasının sayısız belirsizlikler.
uzlaşmazlıknoktalanıçerdığinedikkatçe-
kerek şu görüşleri kaydettıler:
"Sözü edilen tarafsız başbakan kim ola-
cakbr? Kimler daha önceden destekleye-
ceklerini ve güvenoyu vereceklerini vaat
ederse etsinier, Cumhurbaşkanı rüm parti-
lerin genel başkanlannı atlayarak, herhan-
gi bir kimseye başbakanlık görevi yerebilir
mi? Bu anayasaya uygun mudur? İki genel
başkan olağandışı bir seçim hükümetini
Cumhurbaşkanı'na danışarak oluşturma
karannı açıkladılar. Mutlak tarafsızlığına
rejim açısından çok ihriyaç duyduğumuz
Cumhurbaşkam'nı da çok tartışmah bir
sürecin içine çekmek doğru mudur? Ola-
ğandışı bir hükümet modeli Cumhurbaş-
kanı'yla birlikte oluşturulacaksa ve sözü
edilen tarafsız başbakanın belirienmesinde
Cumhurbaşkanı da söz sahibi olacaksa,
Cumhurbaşkanı çok uzunca bir süredir ta-
lep ettiği önemli anayasa değişikliklerini is-
temeyecek midir? Bugünkü Başbakan, ta-
rafsız bir seçimi sağlayamayacak ölçüde
kendini partizanlığa kaptırmış bir başba-
kansa, bu başbakanı 6 ay daha destekleme-
nin anlamı nedir?"
Muhalif milletvekilleri, "Eğer CHP, se-
çime bugünkünden daha güven verici bir
hükümetyapısryla girmey i önemsiyorsa, sö-
zü edilen seçim hükümetine kendisi girebi-
lir ve hükümetin partizanca davranmasını
engelley ebilir. Hatta başka partiler de, böy-
le bir seçim hükümetine davet edilebilir. Bu-
nun yerine. olağandışı hükümet modelleri
önermek demokratik kurallan zedelemek
anlamına geunez mi" dediler.
IRMIKI AYDIN ENGİN
Hangi savcıya seslendiğimi
ben de bilmiyorum. Ama bu
yazıyı okuduktan sonra hare-
kete geçmesi gereken bir sav-
cının olduğunu da kesinlikle
biliyorum.
Sorun ve beni "sayın muh-
bir vatandaş" olmaya iten o-
lay şu: Mesut Yılmaz ile De-
niz Baykal, seçimin 1999 Ni-
sanı'ndayapılmasında, bu hü-
kümetin ömriinün 1998 so-
nunda noktalanmasında filan
anlaştılar.
lyi ettiler.
Bence hiç sakıncası yok.
Çeteleri yakalamayacak; enf-
lasyonu yüzde 100'den yüzde
99'a indirince bayram ilan
edecek; Eşber Yağmurdere-
li'yi. Haluk Gerger'i demir
parmaklıklarardında koruma-
ya alacak; demokratikleşme-
yi bir zorunluluk değil, Avru-
pa'nın filan gönlünü almak için
bir yük olarak kavrayacak ol-
duktan sonra, haseçim hükü-
meti olmuş, ha geçim hükü-
meti, haö/ç/m hükümeti... An-
Uyuma Savcı Bey, UyumaL
cak anlaşmanın ayrıntıları or-
talığa serilince irkildim. Her-
halde siz de okudunuz.
1999'un başından seçim gü-
nüne kadar işbaşında kalacak
"seçim hükümeti" tanımlanır-
ken şöyle deniyor:
"... profili yüksek olmayan
politikacılardan oluşturulacak
Bakanlar Kurulu..."
Buyrun. Ne demek şimdi
bu?
Burada kullanıldığı anlamda
"profil", bir kişinin özelliklerini
tanımlayan, belirleyen, onun
kimliğine damgasını vuran ni-
telikleri demek. "Yüksek ol-
mayan profil" ise "düşük pro-
fil" teriminin diplomatik söy-
lenişi. Sokak Türkçesiyle söy-
leyeceksek; silik, ne kokar ne
bulaşır, tavşan kakası gibi
adam demek.
Demek yüce Meclisimiz'de,
üstelik ANAP ve CHP'de dü-
şük profilli milletvekilleri var-
mış. Üstelik bunlardan bir bö-
lümü, herhalde profili en dü-
şü/colanları, 1999'dan itibaren
dört ay süre ile bakanlık yapa-
caklar.
Şimdi...
Türk Ceza Yasası'nın 159.
maddesi, ki ben onu neredey-
se ezbere aktarabilirim, "Tür-
kiye Büyük Millet Meclisi'nin,
hükümetin, Türk Silahlı Kuv-
vetleri'nin, devletin emniyet
güçlerinin manevi şahsiyetini
tahkir (hakaret), tezyif (zayıf-
latma) ve terzil (rezıl) edenler
1 yıldan 6 yıla kadar hapis ce-
zasına mahkûm edilirler..."
der.
Çok kıdemli bir basın sanı-
ğı, 159. madde ile neredeyse
akraba olmuş bir gazeteci ola-
rak uzmanca konuşabilirim ve
Yılmaz ile Baykal'ın, Türkiye
Büyük Millet Meclisi'nin ma-
nevi şahsiyetini tahkir, tezyif
ve terzil ettiklerine kalıbımı ba-
sabilirim. Üstelik 1999'un ilk
günü bakanlık koltuğuna otu-
racakların kişisel dava açma
hakları dasaklı.
• • •
Düşünün yeni yılın ilk günü
adam koşar adım eve gele-
cek, olmadı telefon edecek ve
kasım kasım kasılarak karısı-
na müjdeyi verecek:
- Eee, hanım, işte sen de
sonunda bakan karısı oldun...
Fukara adamcağız karısı-
nın, boynuna sanlmasını ya da
sevinçten bayılmasını bekler-
ken, darbeyi yiyecek. Taze ba-
kan karısı, elini beline koyup
ilenecek:
- Heriiiif, heriiif sonunda bu-
nu da yaptın banal Ben şimdi
ne yüzle bakarım konu kom-
şunun, akraba taallukatın yü-
züne ? Bana, düşükprofilli he-
rifin karısı diyenlere ne derım
şimdi ben?..
Aynca bu ölçütlere vurul-
dukta seçim hükümetinde
şimdiki Içişleri Bakanı Murat
Başesgioğlu nun Adalet Ba-
kanı Oltan Sungurlu'nun kol-
tuklarını koruyacakları da an-
laşılıyor.
• • •
CHP kanadından hüküme-
te gireceklere gelince... Daha
şimdiden CHP muhaliflerinin
yüreği tıp tıp atmakta. Deniz
Baykal'ın, CHP kanadından
yollayacağı bakanları saptar-
ken, epey muhalifi siyasal ha-
camata tabi tutacağını kestir-
mek için uzman olmaya gerek
yok.
• • •
Siz bu yazdıklarımı belki su-
luluk diye okudunuz. Ama se-
çim hükümetinin açıklandığı
gün bu Tırmık'\ anımsayacak-
sınız. Bakanlar Kurulu listesi-
ne bakıp bakıp kıkırdayacak-
sınız...
Benimki araştırmacı gaze-
tecilere özgü bir öngörü yete-
neğinden ibaret...
POLİTİKA GUNLUGU
HİKMET ÇETİNKAYA
Oyunun Kuralı../
Iç siyasette pazarlıklar sürüyor... ;
ANAP içindeki dinciler Mesut Yılmaz'a mı daha
çok kızıyorlar, yoksa Deniz Baykal'a mı? ı
Fes ve sarık giyenlere altı aydan bir yıla dek hapi^
geliyor; tekkeler, zaviyeler kapatılıyor; şeyhler ve şıhj-
lar eskisi gibi özgür olamıyor...
Şimdi ANAP içindeki dinciler ne yapacak?
Borsa patlamış, ekonomi tıkır tıkır işliyormuş... 1
Sahi şu borsanın patlaması ne demek oluyor? Bû
işten kaç kışi yararlanıyor? \
Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Güneş Ta;-
ner ne diyor: j
"Hükümet olarak çok zor biryaz geçireceğiz... "I
Taner ardından ekliyor: ,
"Bu yıl ekonominin büyüme hız programı hedefJ
yüzde üç yerine sekizin üzerine çıkabilir. Türk eko\
nomisi sağlıklı büyümeye devam ediyor..." i
ANASOL-D hükümeti bir yıldır ne yapıyor?
Enflasyonu düşürmeye çalışıyor...
Sonuç alıyor mu?
Hayır!..
Emeğin ucuza kapatıldığı ülkelerde IMF programr
larının ekonomik bunalımlara çözüm olduğu söylej-
nirhep... ;
Ancak Güney Kore'den Endonezya'ya dek şöyl^
bir baktığınızda bunun tersi olduğu ortaya çıkıyor...
IMF uyum programları artan borçlarla ulusal üre^
timi ucuz fiyatlarla yağmalıyor...
Söyler misiniz hangi ülke IMF'ye kafa tutabiliyor?
Türkiye mi, Brezilya mı, Meksika mı, Güney Kore
mi, Endonezya mı? j
Ergin Yıldızoğlu sık sık yazıyor: j
"IMFbugün küresel ekonomide olup bitenleri ari-
lamıyor, elindeki reçeteyi ülkelehn özgün koşullarir
na bakmadan dogmatik olarak dağıtıyor..."
Asya'da yaşanan dram bir gün Türkiye'nin de kaj-
pısını çalar, gelışmış ülkelerin ekonomik-sanayi te-
kelleri kendileriyle rekabete giren işletmeleri, kelepjr
fiyatına ele geçirir...
Oyun böyle oynanıyor, ABD de siyasi tavnnı Asyh
ülkeleriyle birlikte Ortadoğu ve Türkiye üzerinde yd-
ğunlaştırıyor... ;
• • • 1
Türkiye üzerine oynanan hesaplar neyın haberci-
sidir? Örneğin Fransa'nın sözde Ermeni soykırımı ni-
çin gündeme gelmıştir? '
Yeni Yüzyıl'dan Yağmur Atsız 'Ermeniler ve öt&-
kiler' yazısının sonunda "Neden endişe ediyorum bh
liyor musunuz" sorusunu yöneltıp ekliyordu: 1
"Önümüzdeki sonbahar aylarında Türkiye 'yi Kai-
kasya ve Ege'de kısa, fakat şiddetlı bir savaşa bd-
laştınp ardından 'müdahil ve müvazin' kuvvetlerola-
rak gelip bölge haritasına yeni bir şekil verme he-
saplan mı varacaba diye..." 1
llginç birdönemden geçıyoruz... j
Türkiye'de insan hakları ihlalleri sürüyor, emekçi
kesimin örgütlenmesi engellenirken özelleştirmeT^-
KEL'e dek uzanıyor... )
TEKEL Genel Müdürü Mehmet Akbay'ın açıkla-
masına göre, TEKEL için Efes ve Kavaklıdere gitii
yerli üreticilerin yanı sıra Ingiliz UDV, Amerikan Se-
agram, Fransız Remy Cointreau, yine Fransız Pet-
nod Picard gibi güçlü şirketler alıcı olarak deVreyfe
gırmişler. Bunlar Türkiye'de TEKEL'in rakı. şarap vp
birasını üretecekler... 1
Gelişmiş ülkelerin ekonomi-sanayi tekellerı az ge-
lişmiş ülkelerin ekonomik zenginliklerini ne yaparlarp
Kelepir fiyatına satın alırlar!.. !
Zaten Türkiye'de sigara üretimı yapan Philip Mo|-
ris, R.J. Reynolds dışında BAT (Brıtish American Tq-
bacco); Akhisar Sigara Fabrikası'nı işletmeye hazır-
lanıyor... '<
Tıpkı Güney Kore'de olduğu gibi...
• • •
Mesut Yılmaz'ın Deniz Baykal'la görüşmesi öze
likle CHP ve ANAP cephesinde nasıl karşılandı?
Şimdi ANASOL-D'nin ekonomi politikaları karşi-
sında Baykal nasıl bir tavır izleyecek? !
IMF programlarının, çokuluslu şirketlerin, Türki-
ye'nin zenginliklerini kelepir fiyatına kapatmasınja
CHP göz yumacak mı? 1
Deniz Baykal'a şimdiden abaaltından "sopagöa-
terilmeye" başlandı bile... j
Devlet hazinesini hortumlayanlar diyor ki: |
"Deniz Baykal'ın istediği oldu, artık hükümete
destek vermelidir..." >
TBMM'ye devam etmeyen milletvekilleri hangi
partiden? ,
ANAP!.. I
Dün sabah Karaköy'de bir afiş dikkatimi çekti: j
"Istanbul'un gururu, Türkiye'nin umudu: Recep
Tayyip Erdoğan .." |
ABD'de ilginç gelişmeler oluyor, "Türkiye'de /4-
lam" tartışılıyor; tarikat şeyhlerinin temsilcileri bL
toplantılarda konuşuyor; Kürtlere azınlık hakkı yenj-
den gündeme getiriliyor; kimi Türk gazeteciler
ABD'ye bilgiler sunuyor... !
Ama ABD Anayasası'nda "din ve devlet işlenni
ayıran" temel ilkeyi hedef alan değişiklik teklifı Terr)-
silciler Meclisi'nde kabul edilmiyor... [
Ben de kendi kendime soruyorum: 1
"Türkiye nereye götürülmek isteniyor; Türkiye tir
kuşatma hareketinin içine mi sokulmak isteniyor?"
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
DYP lideri Tansu Ciller
'Atatürk'le aram^ı
khnse giremez' S
İstanbul Haber Servisi -
DYP Genel Başkanı Tan-
su Çiller, siyasal libera-
lizm olmadan ekonomik
liberalizmin olamayaca-
ğını belirterek "Demok-
rasi yoksa. sürdürülebiUr
bir siyasal istikrar da yok-
tur" dedi.
Ciller dün partisinin İs-
tanbul il örgütünce Cemal
Reşit Rey Konser Salo-
nu'ndadüzenlenen "Tica-
ri Yaşamda Ekonomik İs-
tikrar ve Demokrasi" ko-
nulu panele katıldı. Cok
sayıda DYP'li mıllervekı-
linin de izleyiciler arasın-
da olduğu panelde Çiller,
Türkiye'nin gelişebilmesi
için demokratik istikrar
ile siyasal ve ekonomik li-
beralizmi tam anlamıyla
yaşama geçirmesi gerek-
tiğini söyledi. Savunduğu
tezin kendisinin değil, 21.
yüzyıl globalizminin tezi
olduğunu ıfade eden Çil-
ler, Türkıye'nın Afc-
türk'ten kopanlmaya-ça-
lışıldığını öne sürdütve
"Atatürk'le benim ara^ga
kimse gjremez" dedi.jV
Çiller, Menderes, Qe-
mirel ve Özal'ın Türks^e
için yaptıklannı kimse^ın
yok sayamayacağını f^kat
son 50 yıldır Türkıy^e
uygulanmakta olan sisîe-
mın de tam anlamıyla ae-
mokrasi olmadığını \yr-
guladı. Tek partı döfre-
mındekı de\ letçi kafaân
hâlâ egemen olduğunu'fa-
vunan Çiller. "BirkaçuÜ-
yük holding ve ülkeMn
enerji santrallannı yağ-
maiayan. RTL'K yasasuîni
bir an önce çıkmasını wrfe-
yen kartel medyası daT)u
sistemin sürmesini Sti-
vor" dedi. —