Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 28 HAZİRAN 1998 PAZAR
12 KULTUR
'Yazamazşam yaşayamam'
Paul Auster'e göre kitap, iki yabancının en özel buluşması
Çeviri Servisi - Yetişme çağlannda paradan nefret edı-
yor ve ne pahasına olursa olsun sanatçı olmak istiyor-
du. Ancak özellikle de zenginliğe direnışi, sonunda
Amerikaİ! yazan zengin ve ünlü yapti. Paul Auster, ye-
ni kitabı 'Elden Agıza'da (Von der Hand in den Mund)
erken yaşanan başansızlıklan anlatıyor.
- Okuyuculannızın yargısı önemli değil mi?
Aslında hayır. O yargıyla arama bir mesafe koyma-
ya çalışıyorum. Yargı pozıtif de olsa negatif de olsa...
- Sadece kendiniz için mi yazıyorsunuz?
Bir bakıma öyle, başka türlü yazamam.
- Siz bu yaşam felsefesini, yeni kitabınızda da anlar-
tıgınız erken başansızlıklar döneminizde edindiniz.
Herhalde... Yine de belirtmeliyim ki kitabım biroto-
biyografi değil. O benim paraya bakışaçım, heryanın-
dan \e her alanda.
- Ama saûrlann ve sözciiklerin arasına gi/Jenmiş de
oLsanız, size de bakış açınız...
Telaffuz editmeyen şeyler daha güçlüdür. Onlar at-
mosferi yoğunlaştınr. Ben önemsiz
şeyleri irdeler, önemli şeylen iki sa- ^~~~•~~™
tırla anlatıp bitıririm. Stilim böyle.
- Siz gençlik yıllannızda yaşaım,
yoksul bir şair olarak yaşamaya ka-
rar vermiştiniz. Entelekrüellikle zen-
ginliğin çeiişen iki kavram olduğunu
savunuyordunuz. Zenginlik karşısın-
daki küçümseyici tavnnızsizjzengin-
liğe götüren yolda en önemli etken ol-
du.
Aslında bu düzenlı gelinn hâlâ kar-
şısındayım. Ancak belki de hayatıma
dinginlik ve süreklilik getiren bu pa-
ra oldu. Parasız olduğunuz zamaa tüm
zamanmızı para iizennde düşünmek-
le geçiriyorsunuz, çünkü parasızlık-
tan, bir gün artık yiyecek bir şeyler
alamamaktan korkuyorsunuz.
- Ringdeki bir boksör gibi, her ba-
şansızugınızdan sonra yeniden ayağa
kaJknıavı başardınız. Bu başansız-
hklardan sonra cesaretiniz kınlmadı
mi?
Çok sık kınldı hem de. Bazen hâlâ da kınldığı olu-
yor. De|işen bir şey olmuyor. Birçok insan yine yapıt-
lanmdan nefret ediyor.
- Kimse okumadığı halde yazmaya devam edebilme
cesaretini nereden buldunuz? Kendinizden şüpheye
düştünüz mü?
Ben yazmanın bana göre bir iş ve yeteneğım oldu-
ğuna ınanıyordum. Tabii yazmak aynı zamanda içten
gelen birdünüdür. Onuyapamazsam, yaşayamam. Ha-
yatım tükenir.
- Başka insanlann yaşabilmek için yemek yemeleri
gibimi?
Çok benziyor. Yaşamı yaşamanın çılgın bir türü.
Kimse kimseye yazar ol diye yalvarmaz. Kimse kim-
seye bunu yapmak zorundasın da demez. Dünya yenı
bir şair ya da yazar aramaz. Ancak insan bazen kendi
özel çabasının digerleri tarafından da takdir edilmesi-
ne ve anlamlı bulunmasına inanamıyor.
U
A. olitik edebiyat
güncelliğini
yitirmeye mahkûm.
Kitap iki
yabancının en özel
buluşmasıdır.
Tolstoy bir kitap
yazmış, ben o kitabı
elime aldığımda
onun ruhunun en
derin kıvnmlanyla
tanışıyorum...
- Siri tekrar ayağa kalkarak devam etmeve iten ney-
di?
Yalın bir inat ve devam edersem her şeyın düzelece-
ğine duyduğum smırsız güven... Ilginçtir, ben eşim Si-
ri ile 17 yıl önce evlendiğimde, yetiştirebilmek için her
penny'nin hesabını iki kere yapardık. Uyuyamaz. kay-
gılanırdı. Ben ise olumlu bakardım. Şimdi ise, yani eko-
nomik sorunlanmLzı aştığımız bugünlerde, bu zengin-
liğe doğal olarak bakamıyorum. Yann her şeyin eski-
ye dönebileceğini düşünüyorum.
- Sizin yaşamıntnn döniim noktalannı tesadüfler mi
oluşturuyor? İnsanın kaderine bağımJı olduğuna ina-
nıyor musunuz?
Belirli bir noktaya kadar evet ama onun ötesinde yi-
ne hayır. Şöyle ifade etmeme izin verin: Aklımız, ze-
kârmz, isteklenmiz dileklerimız var ve planlaryapıyo-
ruz. Sadece şimdiki zamanda değil, gelecekte de yaşı-
yoruz. Eger yann hakkında bir tahminimiz yoksa, bu-
günü yaşayamayız. Tüm bunlann yanı sıra geçmişimi-
zi de yaşıyoruz. Hatıralanmız, hafı-
"^•™^^~" zamızda kayıtlıdır. Hayallerimiz var-
dır, gerçekleşirler. Ancak bazen hiç
beklenmedik şeyler de olur ve haya-
tımızı değiştirenler de onlardır.
- Önce şansstz şimdi de şansü bir
döneminizi vaşıvorsunuz. Yaşanun
kendini bu anlamdadengeiediği söy-
tenebilirmi?
Hayır ancak dengelemesini ister-
dim. Bu tabii. çevremiz korkunç olay-
larla dolu da olsa yaşamın haksızlıİc-
larla dolu olduğu anlamına gelmi-
yor. Bu hep böyleydi, insanlar ken-
dilerine ve çevrelerine inanılmaz acı-
lar verirler. insan yaşıyor olmaktan
utanıyor. Burada verilecek en doğal
tepki belki oturup ağlamak. Ancak
her defasında görüyorum ki acıma-
sızlığın karşısında taş kesiliyorum.
Neredeyse, olanlan bekliyormuşum
gibi... Duygulanm var, ancak beni
ağlama noktasma getiren hep iyilik
olmuştur. Bırileri beklenen tepkileri gösterdiginde: ge-
reken cesaretı, cömertliği ya da sevgiyi. Bunlar beni
gerçekten duygulandınyor ve bazen gözyaşlanmı tu-
tamıyorum.
- Niçin bu karamsarük?
Dünyanın değişimi beni karamsarlaştınyor. Ken-
dimle ılgili olanda da daima en kötüyü bekiiyorum. Ve
kendimi eskiye oranla daha sakin hissediyorum. lyim-
serlik insanda manevi işkence, kötümserlik ise birra-
hatlık yaratıyor.
- Bir cümleniz çok ilgimi çekti:"Yaşamda birşeylere
ulaşmak ıstıyorsanız önce kendinizi değiştirin" diyor-
sunuz_
Orada. insanm kendini parçalara ayinp içine bakma
cesareti bulması gerektiğini anlatıyorum. Eğer insan bir-
yerlere varmayı istiyorsa, ıçinde olan biteni kavrayıp
oradan yola çıkmayı ögrenmek zorunda. Bunun dış
dünyayla bir ilgisi yok, hele de sanatta... Birçok yazar
vardır, dünyayı gezer malzeme toplamak için, bir de
Emily Dickenson gibileri vardır, odalannı hiç
terk etmeyen ve yine de mükemmel olan.
- Yolculuklan sever misiniz?
Gençken severdim, artık yapacak o
kadar çok şeyim var ki...
-51 yaşındasınız ve yaşamın elleriniz-
den kayıp gittigi duygusuna kapılıyor-
sunuz_
Her geçen gün ile yapmak istedik-
lerinize ait zaman biraz daha azahyor.
-Ölüm üzerinedüşündüğünüz olur
mu?
Elbette. Her gün. Ölümü düşünme-
den nasıl yaşanır?
- Yaşamın bir deney olduğunu yaz-
mışsınız.-
Herbirimiz zor imtihanlara çekili-
yoruz. Bana kalırsa bu, bizim zor-
luklarla nasıl baş edeceğimizi dene-
mek için yapılıyor. Benım için insa-
nın kendine saygısı önemlıdır. insan
diğerlerine karşı saygılı, onurlu ve
cömert olmak için elinden geleni
yapmalı diye düşünüyorum. Uyuş-
turucu gibi kendine bağımlı olma-
malı. Şerefini korumanın tek yolu
bu ve bu da benim için çok önem-
li.
-Sizyaşamıkazananlarvekaybe-
denler olarak ikhe bölen dünyadan
nefret edhorsunuz. Ancak siyaset-
ten uzakdunnorsuntız, üniversitedev-
ken Metnam karşıtı gösterilerde ver
almamışsjnız_
Aldım hattabirkez tutuklandımbi-
le, ancak bunun için yaşamımı kurban
etmeye hazır değildim. Bu, benim için
büyük bir sınavdı ve ben kendimi politika-
ya adayamadığım için suçlu hissediyordum.
Ancak yapamadım.
-İnsanlar gençken dünya>ı değiştirmekister. Siz bu-
nu istemediniz mi?
Istedım ama kendime özgü yollar bulmayı da iste-
dim. Içinde politik görüşler de bulunan estetik bir ya-
zı... Ancak politik yazarlık değil. Bu ciddi bir çatışma,
ben bununla uzun yıllar mücadele eftim
- Yani Don DeLiÛo ya da GünterGrass gibi olmak is-
temediniz,
Politik edebiyat güncelliğini kaybetmeye mah-
kûm.. sonrasmda unutuluyor. Sanafın insana ve-
rebileceginin ise başka bir disiplinel işlevsel-
liği vardır. Insana dünyaya bakmak isteme-
diğı gibi bakmayı, görmek istemedıklerini
görmeyi öğretir. Kitap iki yabancının en
özel buluşmasıdır. Örneğın Leo Tolstoy
bir kitap yazmış, ben o kitabı elime al-
dığımda onun ruhunun en de-
rin kıvnmlanyla ta-
nışıyorum...
YedikuleZindanları'nda
bu kez 'Rhapsody in Blue'
FECtRALPTEKİN
Yedikule Zindanları 6 Tem-
muz Çarşamba akşamı yeni
bir klasik müzik şölenine ev
sahipliği yapacak. Avrupa
Gençlik Senfoni Orkestra-
sı'nın (Tenıpo de Toulouse)
vereceği Rhapsod> in Blue
başlıklı konserin solisti piya-
nist Mehveş Emeç. Orkestra-
yı Marc Ursule yönetecek.
Hakan Erdoğan Organizas-
yon'un düzenlediği konser,
Müzik Treni projesinin ilk
adımını oluşturuyor. 3 yıl ön-
ce HABtTAT 2 kapsamında
düzenlediği tdil Biret konse-
riyle Yedikule Zindanlan'nı
klasik müziğe açan Erdoğan,
bize proje hakkında bilgi ver-
di.
Erdoğan, Yedikule Zindan-
ları'nın klasik müzik konser-
leri için çok uvgun bir me-
kân olduğunu düşünüyor:
"Zindanlar'ın büvülü bir ha-
v«sı var. İdil Biret konserini 6
bin kişi izlemiş ve konser bü-
>1ik beğeni toplam^ö.ÖzeDik-
İe Biret'in Çaykovski yoru-
munu top atışlan eşliğinde
gerçekleştirmemizçok etkile-
yicfydL"
• Avrupa Gençlik Senfoni
Orkestrası konsere Fransa'dan
konukoluyor. Emeç'in solıst
olarak katılacağı konserde Be-
etho\en. Brahms, D>orak, Bi-
zet, Strauss. Uo\ d Weber ve
Morricone'nin yapıtları yo-
rumlanacak. Günün tek et-
kinliği konser değil. Erdoğan,
tüm günü bir şölen haline ge-
tirmeyi amaçladıklannı söy-
lüyor. Konser saat 21.00'de
başlıyor, ama Yedikule Zin-
danlan'nın kapıları saat
18.00'de izleyiciye açılacak.
Saat 19.00'da ise VefaÇiftçi-
oglu 'KlasikJe Cazjn Buluş-
ması' başlıklı bir buçuk saat-
lik bir CD dinletisı sunacak.
Ayrıca mekân içinde Cafe
Eresin Taxim tarafından bir
kafe oluşturulacak. Henüz ha-
va kararmadan konser mekâ-
nına gelen insanlar. bütün gün
ve geceyi kapsayan bir şenli-
ğe katılma şansı bulacaklar.
Orkestra, Ankara Fransız
Kültür Merkezi'nin işbirli-
ğiylegetiriliyorTürkiye'ye. 6
A\TupaGençlik Senfoni Orkestrasf nın solisti Meh\eş Emeç
Temmuz akşamı Yedikule
Zindanlan'nda gerçekleştiri-
lecek olan konser. yine Fran-
sız Kültür Merkezi 'nin ortak-
lığıyla düzenlenen Müzik Tre-
ni projesinin başlangıç nok-
tasını oluşturuyor. Müzik Tre-
ni'nin bir sonraki durağı ise
Ankara Gan. Avrupa Genç-
lik Senfoni Orkestrası 9 Tem-
muz akşamı 21.15'te Ankara-
lı sanatseverlere seslenecek.
Bu konser solistsiz olarak ger-
çekîeştiriiecek.
Müzik Treni bu yıl iki du-
rakla sınırlıyor konserlenni.
Projenin ilkyılı olduğundan,
bu yılkı etkinlikler bir dene-
me niteliği taşıyor.
Önümüzdeki yıl Müzik
Treni'nin uğraması tasarla-
nandurak, lOOyaşındakıEs-
kışehir Lokomotif Fabrikası.
Burasının da oldukça ilginç bir
mekân olduğunu beiirtiyor
Erdoğan. Gelecek yılın prog-
ramında Istanbul ve Ankara
da yer alıyoryine. Programa
Ege bölgesinden bırkaç dura-
ğın eklenmesi olasılığı da yük-
sek. Erdoğan, Efes Antik Ti-
yatrosu. Pamukkale Antik Ti-
yatrosu ve Antalya'da da bi-
rer konser gerçekleştirecekle-
rini beiirtiyor. Müzik Treni
her yıl farklı bir orkestrayı
Türkiye'nin çeşitli yerlerine
taşımayı hedefliyor.
Erdoğan. demiryollanyla,
demir>olunun nostaljisiyle
bütünleşen uzun bir konser
projesini uzun zamandır dü-
şündügünü söylüyor. Ankara
Fransız Kültür Merkezi'nin
müdürü Andre Jover de pro-
jeye destek veren isimlerden.
Erdoğan. Müzik Treni proje-
sinin amacını şöyle dile geti-
riyor: "Birçok insan klasik
mörikten ürküyor. Ben, in-
sanları klasik müziğe yaklaş-
tırmanın ve ısındırmanın yo-
lunun. onlara bu müziğı fark-
lı biçimlerde sunmaktan geç-
fiğine inanıvorum. tkincisi,
saptadığımızmekânlar\e de-
mirvolu serüveni gerçekten il-
gi çekici."
Uluslararası Edinburgh Festivali 16 Ağustosta başlıyor
Stein, Boulez ve AbbadoKültürServisi- Dünyanın en önem-
li sanat oiaylanndan bın olarak değer-
lendirilen Uluslararası Edinburgh Fes-
tivali, bu yıl 16 Ağustos-5 Eylül ta-
rihleri arasında gerçekleştirilecek.
Günümüzün önemli sanatçılannın su-
nacağı gösteriler, oyunlar ve konser-
ler dünyanın hemen her tarafından
birçok sanatseveri bir araya getire-
cek. Bu yılki festhalde müzik, tiyat-
ro.operavedansdisıplinlerinde 170'in
üzerinde gösteri yer alacak.
George Balanchine'in koreografi-
sini gerçekleştırdiğı 'Bir Yaz Gecesi
Rüyası1
balesinin lngiltere prömiye-
ri de festival kapsamında gerçekleş-
tirilecek. Vferdi ve Schüler'in yapıtla-
nnm agırlıklı olarak yer alacağı fes-
tivalde, V'erdi'nin, Schüler'in oyun-
lanndan etkilenerek oluşturduğu dört
operası sahnelenecek. 20. yüzyılın en
etkili koreograflanndan biri olarak
nitelendirilen Hansvan Manen'm ya-
pıtlan ile Smetana'nın operalan ve
senfonik şiirleri sanatse\erlerin beğe-
nisine sunulacak.
The Royal Opera Covent Garden'm
müzik yönetmeni ve orkestra şefi-
Bemard Haitink. dünyaca ünlü ope-
ra sanatçılan Karita Mattila, Tho-
mas Hampson ve geçen yıl Istan-
bul'da dinleme ımkânı bulduğumuz
Dmitri Hvoroh'skj- ile festivalde sah-
ne alacak. The Royal Opera, Pans
Operası'nın izniyle Verdi'nin, Schü-
ler'in biroyunundan etkilenerek oluş-
turduğu 'Don Carlos' operasının 5
perdelik Fransız versiyonunu sahne-
leyecek. Luc Bondy'nin sahneye koy-
duğu Don Carlos operasmda orkest-
rayı Bernard Haitink \ önetecek. Ro-
yal Opera ayrıca Efijah Moshinskv nin
sahneye koyduğu İ Masnadieri' ope-
rasını ve Verdi'nin. Schüler'in 'Pas-
sion and Politks' adlı oyunundan et-
kilenerek oluşturduğu 'Luisa Miller'
operasını yorumlayacak.
Rkhard Armstrong'un yönetece-
ği lskoçya Opera Orkestrası ve Edin-
burgh Festival Korosu, Verdi'nin 'Gi-
ovanna d'Arco'sunu yorumlayacak.
Verdi'nin operalarına paralel ola-
rak Citizen'sTheatreGlasgovv. Schü-
ler'in 'The Robbers' adlı oyununu
sahneleyecek. Böylece izleyiciler,
Verdi ve Schüler arasındaki yakın
ilişkiyi görebilecekler...
Festivalin dans bölümünde Gela-
bert-Azzopardi DansTopluhjğu Zum-
zum-Ka adlı bir gösten sunacak. Cese
Gebbert ve FredericAmat'ın konsep-
tini oluşturduğu 'Zumzum-Ka'nın
koreografisi Cesc Gelabert'e, müzik-
leri ise Pascal Cometade'ye ait.
Bu yılki festivalin önemli oiayla-
nndan biri de George Balanchine'in
koreografisini, Mendelssohn'un mü-
ziğini yaptığı, Pacific Nortvvest Ba-
lesi'nin sahnelediği, Shakespeare'in
'Bir Yaz Gecesi Rüyası' balesi.
Bu yıl birçok oyunun prömıyen
gerçekleştirilecek Edinburgh Festi-
vaJi'nde. Viyana Josefstadt Tiyatro-
su, Peter Stein'ın yönettiği, Botho
Strauss' un yazdıgı 'Die Ahnücben'
(Lookalikes) adlı oyunun lngiltere
prömiyerini gerçekleştirecek. HetZu-
ideiijk Toneel Tîyatrosu. Ivo van Ho-
ve'un yönettiği Albert Camus'nun
'Caligula' adlı oyunuyla izleyicilerin
karşısına çıkacak.
Festivalin ilgi çekici oyunlanndan
biride\Td>-LausanneTı\atrosu'nun
sahnelediği, Jean Racine'in "Phed-
re'si. Oyunu Luc Bondy yöneöniş.
Festival kapsamında söyleşüer ve
çalışma programları da yer alıyor.
Profesör Stepbanie Jordan'ın katıla-
cağı 'Balanchine'in Koreografileri',
EvaıanSchraik'ın katılacağı 'Hans
van Manen'in Koreografileri'. Pro-
fesör Peter France'ın katılacağı •Je-
an Racine'inTrajedileri' başlıklı söy-
leşüer bunlardan bazılan.
Yüz>ılımızın en büyük müzikçile-
rinden biri sayılan, 21. Uluslararası Is-
tanbul Müzik Festivali'ne katılan bes-
teci ve orkestra şefı Pierre Boulez ise
önümüzdeki yüzyıl müziği ile ilgüi
görüşlerini aktaracağı bir söyleşi ger-
çekleştirecek. flk kez 1948 yılında
Edinburgh Festivali'ne katılan Bo-
ulez, festivalde aynca kurucusu oldu-
ğu Ensemble Intercontemporain'i yö-
netecek.
Çalışma programlanndan ilki Pro-
fesör David KimbeD'in yöneteceği.
Verdi ve Schüler'in yapıtlannı ınce-
leyen çalışma. Aynca Profesör Jan
Smaczny'nin yöneteceği çalışmada
Smetana"nın operalan ve senfonik
şiirlen incelenecek.
Berlin Filarmoni Orkestrası da 26
yıl aradan sonra yine Edinburgh Fes-
tıvali'nde. Claudk) Abbado'nun yö-
neteceği orkestra. Rihm. Schumann
\e Brahms'm yapıtlannı yorumlaya-
cak. Soprano Lisa Milne ve geçen yıl-
larda Istanbul'da dinleme olanağı bul-
duğumuz bariton Bryn Terfel de pi-
yanist Makolm Martineau'nun eşli-
ğinde ızleyıcılerle buluşacak.
Çek Filarmoni Orkestrası, SirChar-
les Mackerras yönetiminde iki kon-
ser verecek. 6 yıl aradan sonra tekrar
festivale katılan orkestra, Smetana'nın
yapıtlannı yorumlavacak
KÖŞEBENT
ENİS BATUR
Fpank Uoyd VVright
Yaşarken herkes "birşey", "ö/r/"olursonuçta; ge-
ne de, içinde bir başka "şey", başka "biri" olma iste-
ği de bekler, gizlenir. Bunun, kişinin kendisini başarı-
lı görüp görmemesiyle kesin bir bağlantısı da yok ba-
na kalırsa: Aslında, bir tane hayatımız olması. kabul
edilmesi güç bir durumdur.
Bir hayatım daha olsaydı, yeniden şiırie, yazıyla uğ-
raşırdım gibi gelir bazen. Tam tersine, bazen de. öte-
kim çağınr beni: Içimdeki kuytulardan birinden çıka-
gelen yabancım, yabancılanmdan biri. Matematikçı
olmak ister o, müzisyen olmak ister, filologluğa öze-
nir. Bir de: Mimar olmak için yanıp tutuşur. Zaman za-
man, öylesine gür bir tutku halini almıştır ki mimarlık
içimde, en önem verdiğim metinlerden binni, yirmi yıl-
dır taşımama, onu sürdürmemeye ve bitirmemeye
yöneltmiştir beni. O metinden ağır, açıklanması daha
da zaman ve emek isteyecek bir cümleyi aktanmak
istiyorum burada: Mimarlık, yapılamayacak kadar
önemli bir meslek. Şüphesiz, "ben"in "öteki" karşı-
sında avunmasını sağlayan bir önerme bu.
Frank Uoyd VVright ile ilgili bir belgeseli izlerken
zihnim bunlarla doldu taştı gene. Ne kadar dolu, ya-
ratıcı, zengin bir hayat. Öbür cephede: Ne kadar sert,
trajik, zorlu bir serüven. Bugün dönüp bakıldığında,
çağın en büyük mimarlanndan bin olarak görüyoruz
VVright'ı, oysa inanılması güç bedeller ödemiş 92 yıl-
lık yolculuğunda: Öldürülmüş bir eş, yakılmış bir baş-
yapıt, sonsuz direnç göstererek onaylatılmış projeler
ve bütçeler, çağdaşlan tarafından kıyasıya eleştirilmiş
(zeki bir eleştiri: Frank Uoyd VVrong diye söz edermiş
ondan hasımlarından biri) bir mimarlık felsefesi.
Yaprtının şaşırbcı yanlanndan biri: Modemlerden, mo-
demizmden hiç hoşlanmamasına, onlarla arasında hiç-
bir ortaklık görememesine karşın alabildiğine mo-
dern, çağın simgesi sayılagelen yapılartasarlamış ol-
ması. Bir başka zeki hasmı, onu yerle bir etmek için
külçe gibi bir yargı geliştirmiş: "On dokuzuncu yüzyı-
lın en önemli miman" diyerek. Gelgelelim, zekâ her
şey değil işte. Yaralamış VVnght'ı, orası doğru, ama
bir gerçeği ters yüz etmeye yetmemiş bu: Yirminci yüz-
yılın en önemli mimarlanndan biri olarak kalmış VVright.
Öte yandan kendisinin de bir aziz olduğunu söyle-
yemeyiz herhalde. Çalışma masasına konan sinekle-
ri bir sineklikle öldürmeden önce onlara isim takma-
yı savsaklamazmış: "IşteMiesgeldi", "hoşgeldinLe
Corbu", "merhaba Gropius" gibi. Guggenheim Mü-
zesi'ni yapan adamın öncü sanattan nefret etmiş ol-
masını insanın aklı almıyor doğrusu: Guggenheim'a
Kandinski'nin ve Klee'nin resimlerini gösterip, "Siz
bunlara ne dıyorsunuz şimdi" diye sormuş. Öğrencı-
lerin giyeceği çoraplan kendi seçermiş. Atölyede han-
gi müziğin dinleneceğine hep kendi karar verirmiş.
İnsanlar geçer gider, ama işler kalırsa kalır. VVright'ın
evleri, bürolan, tapınakları yaşadığımız çağın, çelişki-
lerle dolu uygarlığımızın simgelen arasında yer aldı,
alacak. Nasıl Antıkite'nin yedi harikası varsa, Moder-
nite'nin de kendi harikaları olduğunu gelecek göre-
cektir. Işin tuhafı, bu harikalar arasında VVright'ın ya-
pılan kadar onun masasına konan sineklerin yapılan
da yerierini bulacaktır.
Beni, işin bu noktasında, insanımızın içinde yaşa-
dığı uygariığm başyapıtlanyla ilişki kuramayışı, onlan
göremeden yaşayıp ölmesi de tedirgin ediyor. Şimdi
Mısır'a "turlar dûzenleniyor, beş bin yıl öncesinlrı uy-
gartık işaretleriyie nihayet tanışıyoruz. Ya VVright'ın, Mi-
es van der Rohe'nin, Le Corbusier'nın. VVaKerGro-
pius'un. Alvar Aalto'nun yapılannı ne zaman göre-
ceğiz; bin yıl sonra mı?
Dert değil belki de; 90. yaşında bir televizyon söy-
leşisinde "ölümsüz olduğunuza inanıyor musunuz?"
diye sormuşlar. VVright'a. "Evet", demiş: "Tabutayer-
leştirildiğim andan itibaren ölümsüz olacağım."
Karun Hazinesi' ikinci ödülünü
Yunanistan'da aldı
• Kültür Servisi - Yunanistan'da yapılan AGON
Uluslararası Arkeoloji Filmleri Festivali'nde
yönetmenliğıni Yusuf Kurçenli'nin yaptığı •Karun
Hazinesi' adlı belgesel film. En tyi Senaryo Ödülü'ne
değer bulundu. Gazeteci-yazar Özgen Acar'ın
araştırmalanndan yola çıkılarak hazırlanan 'Karun
Hazinesi' belgeseli, Uşak-Manisa yöresinde Lidya anıt
mezarlanndan çıkan yaklaşık 350 kadar altın takı ve
gümüş kutsal eşyanın ABD'ye kaçırılış ve geri dönüş
öyküsünü anlatıyor. Belgesel filmde. Lidya uygarlığına
ilişkin canlandırma sahneleri sanat yönetmeni Serdar
Günbilen tarafından oluşturulmuş, Manisa'nın Sardes
kasabasında oluşturulan özgün dekorlarda iki yüzden
fazla oyuncu rol almıştı. Lidya kazılannı yöneten
Sardes Kazı Başkanı Prof. C. H. Greenevvalt Jr.
Harvard Ünıversitesi adına geçen yıl yayımladığı kazı
raporunda belgeselden övgüyle söz etmış. canlandırma
sahnelerinin pek çok tanhi filmden farklı olarak dogru
bir sentezı yansıttığını belirtmışti. Karun Hazinesi,
geçen ay Almanya'nm Kıel kentınde CINERCHEA
Uluslararası Arkeoloji Filmleri Festivali'nde de başan
ödülü kazanmıştı.
Alaçaü'da tiyatro festivali
• Kültür Servisi - 9. Alaçatı Uluslararası Çocuk ve
Gençlik Tiyatrolan Festivali başladı. Alaçatı
Belediyesi ve TOBAV'm işbirliğiyle düzenlenen ve
Alaçatı'yı, yasavan bir tiyatro mekânı haline getiren
festivalde gruplar "Tüm Alaçatı Tiyatro Sahnesi'
sloganı altında birleşiyor. 1 Temmuz'a dek sürecek
olan Festivale Ankara Devlet Tiyatrosu, Müjdat
Gezen Sanat Merkezi Konservatuvan Tiyatro Bölümü.
Canşenliği Oyuncuları, Mamak Beledivesi Şehir
Tiyatrosu, Tansaş Çocuk Tiyatrosu, Romanya'dan
Uniter Romanya Armonıc Brosquintet. Pruppet
Theatre Elpis, Almanya'dan Papkarton.
Makedonya'dan Csküp Halklar Tiyatrosu ve
Kanada'dan Mixed Çompany katılıyor. Gruplar
oyunlan ve vvorkshop'lan ile festivale renk katarlarken
Ruth Burgess, Alaçatılı çocuklarla bir uorkshop
hazırlayarak festival kapsamında sergüeyecek.
BUGUN
• Genç Etkinlik kapsamında saat 12.00-20.00 arası
TÜYAP'ta '2 Yüz2'( 12.00-12.30).'Yüzücü'( 15.30-
16.00), 'Mücadele ve Yaşam'( 18.00-18.15),'YoC
(18.20-18.35), -Savaş'( 18.40-19.00) konulu
performanslann yanı sıra kısa metrajlı film
gösterimleri(13.00-14.30). TunçTameri'nin müzik
dınlerisif 16.30-17.00) ve vvorkshop *
çalışmalan(l 9.00-20.00) >er alıyor.
26. ULUSLARARASI İSTANBUL MÜZİK FESTİVALİ
BLGUN
• Ava İrini Müzesi'nde saat 19.00'da Toulouse
Ulusal Oda Orkestrası'nın vereceği konser
izlenebılir.
YARIN
• Atatürk Kültür Merkezi Büyük Salon'da saat
19.00'da Andre VVattc'tn piyano resitali yer alıyor.