Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23HAZİRAN1998SALI CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
'Arbk kendime
zaman ayırabfleceğmı'
Ahmet Levendoğlu 'nun
eğitmenlikgörevi bu
yıl sona eriyor
Ahmet Levendoğlu eğitmenlik alanında üzerine düşen görevi
yerine getirdigikanısında. (Fotoğraf: KUBlLAY TUNTUL)
ESRA ALİÇAVUŞOĞLU
Akademi Istanbul Tiyatro Bö-
liimü ilk mezunlannı veriyor...
Topluluk, Ahmet Levendoğ-
lu'nun yönetıminde 'Fozisyon
Ofsayt' adlı oyunu 21-22 Hazi-
ran'da AKM Aziz Nesin Sahne-
si'nde izleyicilere sundu. Oyun,
26 Haziran'da ıse Enka Vakfı kül-
tür programı kapsamında Sadi
Gülçelik Spor Sitesi'nde sahne-
lenecek.
Oyunun en önemli özelliği tü-
müyle doğaçlama yoluyla yara-
tılmış olması. Futbol olgusu üze-
rine geliştirilen 'Fozisyon Ofsayt',
ûlkemizde her yere, her şeye uza-
nan fiıtbol yasantısının içindeki
durümlar, kişiler, ilişkiter temel
alınarak doğaçlanan sahnelerden
oluşuyor.
Ahmet Levendoğlu ile ilk me-
zunlannı veren Akademi Istan-
bul ve bu yıl son vereceği eğit-
menliği iizenne konuştuk.
-Akademi İstanbul Tiyatro Bö-
lümü bu yıl ilk mezunlannı veri-
>w. Bu üç yıl içinde neleryapudı?
AHMET LEVENDOĞLU -
• Tümüyle doğaçlama yoluyla yaratılan 'Pozisyon
Ofsayt' Ahmet Levendoğlu'nun öğrencileriyle yaptığı son
çalışma. Levendoğlu, bundan sonra tiyatro adına yapmak
istediklerini gerçekleştirmek için çalışacak, eğitim
danışmanı olarak öğrencilerinin yanında yer alacak.
Bu üç yıl her şeyden önce çok
yoğun geçti. Okullann tümü ta-
til oldu. ama biz hâlâ 11-12 saat
çalışıyoruz. Ayın sonuna kadar
da bu çalışma sürecek. Eğitimin
başından bu zamana kadar son
derece yoğun, eksik dersierin ya-
şanmadığı. aksamalann az ö'lçü-
de olduğu, disiplinli, devamlılığı
olan üç yıllık bir eğitimden geç-
ti öğrenciler. Bu eğitimin en
önemli ölçütü ise; kendi ürünle-
rindeki verimlilik. Bu üç yıllık
süre içinde altı kez izleyici karşı-
sıni çıktılar. Bu da altıncı ve son
gösterileri. 'Pnzisyon Ofsayt' en
zor gösterileri olacak.
- Doğaçlama yöntemiyle oluş-
rurulan 'Pozisyon Ofsayt'ın sah-
neteıune süreci nasıl gerçeklesti?
ÖğTenciler 1996-97 eğitim yı-
lının başından geçen aralık ayına
dek, futbolu konu alan 100'ün
üstünde sahne yarattılar, doğaç-
lamayla. Son altı ayda bu zengin
birikımi yoğurup biçimleyerek
bir oyuna dönüştürme doğrulru-
suna yönlendirildi çalışmalar.
Yaratılmış sahnelerin çoğu işin
doğası gereği acımasızca ayıkla-
narak, birbirlerine özlü. anlamlı,
mantıklı biçimde bağlanabilecek
olanlardan temel bir oyun ekseni
oluşturuldu. Öykü zincirinde ek-
sik kalan halkalan oluşturacak
sahneler doğaçlanarak yeniden
yaratıldı. Kesinleşen metinlere
varma aşaması benim yönlendir-
mem doğrultusunda öğrencılerin
doğrudan katkılanyla gerçekleş-
ti.
-Daha önee sahnelenmişya da
metne bağh bir oyun yerine do-
ğaçlamalaıia örgülü bir oyun
sahnetiyorsunuz. Böylebirproje-
nin oluşumunda hangi kaygüar
Sempozyum 25-26Haziran da îstanbul'da,27 Haziran 'da ise Çatalhöyük'te gerçekleştirilecok
Kadının Biçimlendirdiği Yeryüzü
Kültür Servisi - Anakültür Bilimsel ve
Kültürel Araştırmalar Yayıncılık ve Üre-
tim Kooperatifı tarafından düzenlenen,
'Kadının Biçimlendirdiği Yeryüzü, Yeryu-
zünün Biçünlendirdiği Kaduı'başlıklı; ta-
rihöncesi, bugün ve yannı irdeleyen ulus-
lararası sempozyum 25-26 Haziran tarih-
len arasında The Marmara Oteli'nde, 21
Haziran'da ise Çatalhöyük'te gerçekleşti-
rilecek.
ABD. Almanya, lngütere. Italya. Ka-
nada ve Ukrayna'dan katılan. konulann-
da uzman konuk konuşmacılar tarihönce-
sinden günümüze 'kaduıtarihi'ni disiplin-
lerarası ve karşılaştırmalı olarak işleye-
cekler.
Arkeoloji, arkeomitoloji, antropoloji,
teoloji, felsefe \e sanat tanhi ağırlıklı sem-
pozyum dıa gösterisi eşliğınde yapılacak.
Sempozyum kapsamında aynca, 23 Ha-
ziran saat 18.00'de. Ayşe-Ercümend Kal-
mık Vakfi'nda, konuk konuşmacı- sanat-
çı LydiaRuyle'un 'Anadolu'da Tanrrçanın
9000 Ydı' konulu bir 'kaligrafi baskı' ser-
gisi ve dialı konferans da yer alacak. Sem-
pozyumda Türkçe ve Ingilizce eşzaman-
lı çeviri yapılacak.
Sempozyum saat 09.00"da Şirin Teke-
B'nin açılış konuşmasıyla başlayacak. Sa-
at 09.30da HeideCöttner-Abendroth Ta-
rihöncesınden 21. Yüzyıla: Kadının Ro-
lünü Yeniden Tarumlamak', saat 09.45'te
'Matriyarkal Toplum ve Kültür', saat
10.25 'te Joan Marter 'Kutsal BırMetafor
Olarak Kadın Bedeni", saat 11.15'te
Christina Biaggi 'Mit, Anıt ve Matristik
Toplumlar: Neolitık Ada Külturleru^de
Tannça', saat 11.55'te JoanCicbon Tan-
nçanın Imgesinde: Formun, tşlevselliği
tzlemesine Örnek Olarak Malta Tapınak-
lan', saat 14.00'te Bflge Friedlander Ga-
ia ile Nefes Almak: Ca/ılandırma & Di-
riltme',saat 14.35'teLuciaChiavolaBirn-
baum 'Anadolu ve Diğer Yerlerde Kara
Annelerin Afrika Kökenleri', saat
15.10'da Penny Dransart 'Şili. Atamaca
Çölü'nde Yaşamı Sürdürmek: Kadınlar.
Lamalar, Toprak ve Otlak Üzerine', Ian
Hodder 'Çatalhöyük'te Kadının Rolü
Üzerine Bilimsel Bir Araştırma' ve saat
16.30"daRose VV.Frances'BilgeEller: Bir
Kaynak Olarak Mitsel Anlayış Için Sanat
Yapmak' başlıklı konuşmalar yer aJacak.
Sempozyumun ikinci günü saat
09.00'da Ayfer Bartu'nun 'Ana Tannça
.Fikri ve Tarihi Olan Insanlar' konulu ko-
lft' başlryöı
1
. Saat 09.40'ta tpek
tlkkaracan 'Kadınlann Yerel Teknik Bil-
gileri ve Yenilikleri', saat 10.10'daNeoni-
la Vblkova 'Kozmetikte ve Tıpta Bitki Te-
rapüeri ve Farklı Bitki Özlerinin Insan Be-
deni Üzerinde Etkisi", saat 11.05'te Tat-
yana Kononenko 'Bir Gelişme Öyküsü:
Club Mıroslava Deneyımi', saat 11.45'te
Deb Sawer 'Toprak Bilgeliği'. saat
13.45 'te Lydia Ruyle 'Toprağın Bilgeli-
ği Dünya Tannçalan tkonlan', saat
14.25 "te SusanMoulton 'Neolitik Çamur-
dan Rönesans Atölyelerine: Bir Doğa Me-
taforu Olarak Uzanmış Ana Tannça', sa-
at 15.05'te LauraCarracchia 'Yunan Sö-
mürgeciliğı Döneminde, Dışil Tapınma
Kültlerinin Sicilya'da Dağılımf başlıklı
bildiriler yer alacak. Sempozyum Ayfer
Bartu'nun kapanış derlemesiyle sona ere-
cek.
BfrRus,
ikiRus,
ÜÇRUSL.
• Dünyadaki en güçlü
ve tüyler ürpertici erkek
korolannın eski Sovyet
ülkeleriyle birlikte
öncelikle Rusya ve
Ukrayna cla yer alışı
tesadüfi değildir.
Kuzeyden güneye bir
coğrafi çizgi üzerinde
Kirov, Bolşoy, Kiev
operalan gibi üç tane çok
güçlü sanatsal kurumun
yer alışı da böylece
rastlantı değildir.
ERHAN KARAESMEN
Batı ülkeleri müziksever çevrelerin-
de Rus toplumunun erkek sesi dolulu-
ğunu ve güzelliğini ifade ederken şaka-
cı bir taşlamayı da eksik etmeyen bir te-
kerleme zaman zaman tekrarlanır: "Bir
Rus votka içmiş neşeli bir insandır; iki
Rus votka içmiş neşeli iki insandır, ama
üç Rus bir korodur."
Insan hançeresinin müzik amaçlı kul-
larulışmda bazı toplumlann yurttaşlan-
nın biyolojik yapısının hafifçe faydası
olduğu düşünülebilir. Ancak bireysel
göğüs genişliği, nefes alıp verebilme
rahatlığı, ağız ve dudak yapisı yatkınlı-
ğmın yanı sıra bir de yaşama sevincinin
bir parçası olan şarkı söylemeyi sevip
sevmeme olayı mevcuttur.
Diğer Slav kökenli toplumlardakin-
den de daha belirgin bir şekilde Rus de-
nen adam, votkalı ya da ayık kafayla üç
beş dostunu bir araya getirdiğinde top-
luca şarkı söyleme refleksine sahip ki-
şidir. Yani şarkı söylemeyi sevmenin de
ötesinde adamın var oluş biçiminde şar-
kı söylemek yer alır. Dünyadaki en güç-
lü ve tüyler ürpertici erkek korolannın
eski Sovyet ülkeleriyle birlikte öncelik-
le Rusya ve Ukrayna'da yer alışı tesa-
düfi değildir. Kuzeyden güneye bir coğ-
rafi çizgi üzerinde Kirov, Bolşoy, Kiev
operalan gibi üç tane çok güçlü sanat-
sal kurumun yer alışı da böylece rast-
Kirov Operası 26. lluslararası İstanbul Müzik Festivalinde üç konserle Türkiyeli mü/lkseverterie buluştu.
lantı değildir. Geçmiş seyahatlerdenbi-
rinde bir denk düşürüp ikişer gün aray-
la bu üç dev kuruluşun her birinde bi-
rer opera izleme şansını yakalayışım,
kırk küsur yıllık uluslararası müzik din-
leyiciliğimın en mutlu üç beş anısı ara-
sindadır.
Bu kez Kirov benim ayağıma, bizim
ayağımıza geldi. Dost bir yazann tatlı
benzetmeli bir deyişiyleTürk kültür ya-
şamının "solungaçlaruıı" oluşturan ba-
har ve yaz ayIan uluslararası müzik fes-
tivalleri bizlere son yıllarda dünyaca ün-
lü, çok yukan düzeyde müzik topluluk-
lannı dinleme fırsatı veriyordu. Ama
yüz küsur kişilik korosu, bir o kadar sa-
yıdaki orkestra çalan ve solistleriyle
birlikte dev bir Kirov Operası'nın ta Le-
ningrad'dan kalkıp lstanbul'a gelebil-
mesi apayn özel bir olaydır.
Çok amaçlı ve sadece otuz altı saate
sığdınlmış bir İstanbul duraklamasın-
daki zaman sıkışıklığı \e uçak saatlerin-
deki elv erişsizlik dolayısıyla eksik ge-
dik izlevebildığim ilk iîci performansm-
da o olağanüstü ve tüyler ürpertici ko-
ronun (ki bır benzen ancak Bolşoy'da
vardır) ınsanı keyiften hamura çeviren
yoğun etkileyiciliğinı yine de yaşayabil-
dim. 19. yüzyıl büyük Rus ekolünden
başlayarak çağdaş Rus operasında da
korolara özel ağırlıklı bır yer verilişiza-
ten rastlantısal değildir. "Maça Kızı"nı,
dünya promiyerini de yapmış olan Ki-
rov (o zamanki adıyla Maninski) Tiyat-
rosu topluluğundan Istanbul'da sadece
konser versiyonuyla izleyebildik. "Li-
sa, Herman, Kontes" üçlüsünün. ger-
çekte Puşkin'in olağanüstü bir öyküsü-
ne dayalı son derece hareketli teatral ki-
şilikler olduğu kesindir.
Opera sahnesinde sadece müziğin
güzelliği, seslerin oylumu ve etkileyici-
ğiyle değil, anlamlı hareketler bollu-
ğuyla da insanı pençesine alan yapısını
konser versiyonunda elbette bulamıyor-
sunuz.
Benzersiz müzik ziyafeti
Buna rağmen ve en dramatik son bö-
lümükaçırmışolmakla birlikte. benzer-
siz bir musiki ziyafeti yaşadığımı ra-
hatlıkla söyleyebilirim. Birdönemlenn
efsanevi mezzosopranosu İrina Bogac-
heva'yı biraz yaşlanmış haliyle de olsa
o olağanüstü pürüzsüzlüğü içinde din-
lemek, aynca özel birkeyif unsuruydu.
Son yıllann büyük Lisa'sı olarak bilinen
Galina Gorşakova alabildiğine oylum-
lu sesi, hüzünden sevince ve oradan ye-
niden drama geçışteki ustalığıyla şaşır-
tıcıydı. Lısa'dan söz etmışken bizım Or-
ta Doğu Teknik Üniversitesf nin müzik
amaçlı da olmak üzere hizmete giren
yeni salonunun açılış konserinin solis-
ti vesonradançoksevimli uzunbirsöy-
leşi yapma fırsatı bulduğumuz Bol-
«nv'ıın vpni I isa'sı Maria Hermano-
va'dan da söz etmek isterim. Maria An-
kara'ya yolunu düşürmeden dört akşam
önce, Nevv York Metropolitan'da büyük
Rosrropoviç'in yönettiği özel bir "Ma-
ça Kızı
T
'nda Lisa'yı büyük takdir ve al-
kış toplayarak söylemişti.
Önümüzdeki sezon boyunca New
York'ta Lisa'yı birkaç kez söylemeye
hazırlanıyor. Buna karşılık Galina, Ka-
lifomiya sahnelerinin gözde Lisa'sı. Be-
nim Metropolitan'da son izlediğim Bo-
ris Godounov'un yeni versiyonundaki
seslerin yansı da Bolşoy kaynaklıydı.
"Rus operasındaki sesleri Rus olmayan
söyleyemez" diye bır kayıt elbette yok.
Ama Rusu Rus daha derinden söylü-
yor. Unutmayalım. aynca; üç Rus bir
korodur.
Kirov demişken son dönemlerin dün-
yadaki en prestıjli opera şefi Valeri Ger-
giev'den söz açmak gerekiyor. Batı dün-
yasının henüz yirmi küsur yaşındayken
olağanüstü bir yetenek olarak bağnna
bastığı bu büyük şef, son yıllarda hem
Kirov'un hem de Bolşoy'un tam patro-
nu oldu.
Gelecek sezonda Moskova yoğunlu-
ğunu biraz azaltıp iki yüz kırk yıllık dev
geçmişiyle Prens Igor'un, Verdi'den Ta-
lihin Kudreti'nin Koventchina'nm Sa-
vaş ve Banş'ın dünya prömiyerlennin
köklü geleneğiyle bu Kırov'a Sime-
nov'lann, Miravinski'lerin halefi ola-
rak daha sahip çıkacağı anlaşılıyor.
roloynadı?
Bu çalışma, her uzantısıyla bir
'özgün yaraö' örneği. Tiyatro
eğirimı kurumlannın hedefleri-
nin en önemlisi belki de bu olma-
lı. Öğretmenlerin, daha önce ça-
lışmış olup yakından tanıdıklan,
genellikle çok sahnelenmiş oyun
metinlerini ve bu metinlerdeki
rolleri, kuşaktan kuşağa devTo-
lup değişmeyen şablonlarla öğ-
rencilere giydirmeye çalışmaian
yoluyla söz konusu hedefe ulaşa-
mayacağını düşünüyorum. Öğ-
rencıler bu oyunda sadece yaratı
değil, oyun yazımı sürecinde de
aktif rol aldılar. Bu durum o>Tin-
culuk eğitimi veren kurumlarda
çok sık rastlanan bir durum de-
ğil. Okulun tüm tiyatro bölümü
öğrencileri bu oyunda rol alıyor-
lar. O>un için, okul projesi de-
mek daha doğru.
- Siz uzun yıllar konservatuvar-
da da eğitmenlikvapönız. Akade-
mi İstanbul Tiyatro Bölümü, ku-
ruluş aşamasında beliriediği
amaçlara ulaşü mı?
Kıyaslamaya girmeksizin bu
üç yılın, benim, olmasını gerek-
li gördüğüm eğitim biçimi ve
yöntemine epeyce yaklaştığını
söyleyebilirim. Türkiye'de, yeni
kurulan bir kurumda işlerin ide-
al ölçüde yürümesi olanaklı de-
ğil. Bunu deneyimJerimizle bili-
yoruz. Eğitimin temel ilkeleri
olan; devamlılık, disiplin, yoğun
çalışma, derslenn aksamaması,
üretkenlık. verimlilik gibi çeşitli
etkenier açısından düşünürsek
idealin yüzde 80'ine ulaşıldı di-
yebilirim.
-Cç yü sonunda mezun olan öğ-
renciler birikimlerini nasıl değer-
lendirecekler?
Okulun kuruluşundan bu yana
düşünülen, bizim de onayladığı-
mız ve gerçekleşmesini istediğı-
miz. Akademi İstanbul Oyuncu-
lan topluluğunun kurulması dü-
şüncesi idi. Ama henüz böyle bir
şey düşünce aşama^ından ger-
çeklik aşamasına geçmiş değil.
Açıkçası çok yoğun çalışmalan
nedeniyle öğrenciler de kendile-
rine düşen payı yerine getirebile-
cekleri zamanı bulamadılar. Aka-
demi İstanbul vakıf olma aşama-
sında... Böylece profesyonel gös-
teri alanlanna girilebilecek. Bun-
lardan biri de öğrencilerin toplu-
luğu olacaktır. Aynca eğitmenle-
ri olarak bizler de kendi tiyatro-
lanmızda, yapılan işin projenin
uygunluğuna göre, elbette kapı-
lar açacağız, olanaklar taşıyaca-
ğız öğrencilerimize. Önümüzde-
ki günlerde öğrencim olmuş
gençlerden yararlanmayı düşü-
nüyorum.
- Bu yıl eğitmenlik görevinize
son veriyorsunuz. Bu karan al-
manızda hangi faktörier rol oy-
nadı?
Evet, eğitmenlik görevim bu
yıl sona eriyor. Bu oyun da ço-
cuklarla yaptığım son çalışma
olacak. Açıkçası başından beri
söylediğim gibi eğitmenlik ala-
nında üzerime düşen yükümlülü-
ğü fazlasıyla yaptığımı düşünü-
yorum. Bundan önce eğitime bi-
rinci derecede önem vermiş ol-
makla ikinci sıraya doğru kaydır-
mak zorunda kaldığım başta ken-
di tiyatrom olmak üzere ötekı iş-
lere, oyunculuğa, yönetmenliğe,
ekranda veperdede bugüne kadar
yapabileceğim halde yapamadı-
ğım çalışmalara artık zaman a>ı-
rabileceğim. Yıllardır, kimisini
üzerinde duramayacağım, ama
kimisinde de, istekli olabilece-
ğim bazı çalışmalan eğitimin
vaktinden çalamayacağım için
geri çevirmek zorunda kaldım.
Bundan sonra yapmak istedikle-
rimi yapabileceğim. Eğitmenliği
bırakacağım, ama eğitim danış-
manı olarak öğrencilerin yanında
yer alacağım.
-Bu yıl TiyatroStüdyosu ile bir-
BkteJean Genet'nin 'Balkon' ad-
b oyununu sahnelediniz. Oyun
Türkrve çapında büyük ses getir-
di. Balkon gelecek yıl da sahnele-
necekmi?
'Balkon'un devam etmesi ge-
rekiyor. Bugüne dek turnelerle
birlikte 47 kez sahnelendi oyun.
Balkon gibi yankısı büyük olan
bir yapımın sürmesi gerekiyor.
Ama bilindiği gibi kurulduğu-
muzdan bu yana yaşadığımız so-
runlarpeşimizi bırakmıyor. Özel-
likle salon sorunu... Artık söyle-
mekten bıktık, ama iki yıl önce
yanan Üsküdar'daki salonumu-
zun belediye tarafından açılan
tahliye davasınm sonucu 19 çel-
sedir alınamıyor. Ve ne yazık ki
yaklaşık 6 ayımızı, üçüncü kez
oluşturulan, karan yüzde yüz le-
himize düzenleyecek olan bilirki-
şi kurulunun gerekli belgeleri ta-
mamlayamaması nedeniyle yitir-
dik. Bu, Türkiye'ye ilişkin, bil-
dik, ama çok acıklı bir tablo. A-
ma 'Balkon' başka salonlarda da
olsa sürecek.' Balkon'un yanı sı-
ra yeni bir projeyi de gerçekleş-
tirmeyi düsünüyoruz.
Postmodepn dünyada bir
Marksist
• Kültür Servisi-
Postmodernızme
yaklaşımı ve Marksist
düşünceye getirdiği yeni
solukla21. yüzyılın
gündemini belırleyen
düşünürlerden biri olan
Fredric Jameson,
lstanbul'da
gerçekleştireceği iki
toplantıda Türk okuruyla
buluşacak. "Postmodem
Günlerde Modernizm'
başlıklı ilk toplantı
bugün saat 15.00'te
Boğaziçi Üniversıtesi Mezunlar Derneğı Konferans
Salonu'nda, 'Küreselleşme ve Ulusal Sinema' başlıklı
ikinci toplantı ıse yann saat 18.30'da Atatürk Kültür
Merkezi Küçük Salon'da gerçekleştınlecek. Akışkan
ve bilgıye dayalı küresel kapitalizm agınm en yüksek
üretimden en popüler olanına kadar tüm kültürü. yani
dünyayı şekillendirdiğini ortaya koyan Jameson. yeni
tarzda sosyal yaşamın ve ekonomik düzenin kültürde
ortaya çıkardığı biçimsel özellıklenn mcelenmesı
gerektiğinı ileri sürüyor. Çokuluslu Kapitalizm
Çağında Üçüncü Dünya Edebiyatı başlıklı nıakalesi
Türkçede yayımlanan yazann 'Marksızm ve Bıçim'
adlı kitabı Yapı Kredi Yayınlan'ndan çıktı. Fredric
Jameson'un lstanbul'da vereceği konferansa özel ilk
bölüm olan ve Yapı Kredı \'ayınlan tarafından basılan
'Brecht ve Yöntem'in tümü gelecek yıl yayımlanacak.
Aril Mardin'in operası Amerika'da
• Kültür Servisi- Prodüktör, aranjör. bestecı ve
Atlantic Records'un Başkan Yardımcısı Anf Mardin'in
söz ve müzığınt yazdığı 'I wıll Waıt' (Ben Beklerım)
adlı tek perdelık operası 27 Haziran'a dek Amerika'da
sahneleniyor. Opera, ölüme yakm olan bir adamın
sevgilisine giden duygulu se>ahatinı konu alıyor.
Mardin'in yapıtı, üç parçanın da farklı müzik adamlan
tarafından hazırlandığı bir operanın finalını oluşturuyor.
Italyan. Yunan, Amerikan ve Türk müzik adamlan
tarafından yaratılan bu opera genel opera anlavışıntn
dışında tek perdeden oluşan üç operayı bir araya
getiriyor. Encompass müzik ve Amas Müzıkaİ
Tiyatrosu'ndan Nancy Rhodes'in sahneye koyduğu üç
operanın şeflığinı ise My Fair Lady müzıkalınin şefi
John Yaffe üstlendı. Bayan Havısham'ın "Düğün
Gecesi" adlı ilk yapıtm müzigi Dommick Argento ve
librettosu John'a. 'Okyanus Rüyası" adlı ikinci yapıtın
müziği Victor Kiolaphides ve librettosu Nancy
Rhodes'e, 'Ben Beklenm' adlı son eserın söz ve müziği
ıse Arif Mardin'e aıt.
Antik Bodrum kentinin duvarları
restore ediliyor
• Kültür Servisi - Antık Bodrum kentı (Halikarnassos)
Sur Duvarlan Restorasyon Projesi, Encsson Türkıve ile
Turckcell lletişim Hizmetleri AŞ'nin ortak
sponsorluğunda ve Kültür Bakanlığı'nın himayesinde
başlatıldı. Projenin amacı. antik Bodrum kentini çeuren
ve 7 kilometre uzunlugunda sur duvarlannın günümüze
kalan ve restorasyona olanak verecek bazı bölümlertnin
araştınlması, konınması ve restorasyonunun yapılması
olarak belirlendi. Proje. Altan Çilingiroğlu
önderlığındeki. Coşkun Özgünel, Orhan Bingöl, Haluk
AbbasoğJu, Emre Madtan, Ilçin Aslanboğa. Zeynep
Mercangöz, Poul Pedersen ve Bodrum Süaltı Arkeolbjî'
Müzesi Müdürü Oğuz Alpözen'den oluşan Bilimsel
Danışma Kurulu tarafından yönlendırilecek ve
değerlendinlecek. 25 Hazıran'a dek sürecek olan keşif
gezısmin ardından bilimsel kazı \e temizlik çalışmalan
Halikarnas Sur Duvarlan kitabmın yazan Danimarkalı
Poul Pedersen yönetıminde ağustos ayı sonunda
başlavacak.
Metin Bereketli resim sergisi• Kültür Ser\isi - Türk asıllı Amenkalı ressam
Metın Bereketli. Bizim Lösemilı Çocuklar
Vakfı adına Harbiye Askeri Müzesi'nde,
1 Temmuz tarihinde yeni sergisini açacak.
Amerikan ve uluslararası sanat dünyasınca
kabul göntıüş ve sanatçının 60 çalışmasının
yer alacağı serginin genel teması "Sevgi ve
Dostluk' üzerine kurulu. Bereketli "nın yapıtlan,
insanlan. hayallerinin sınırlanna kadar
sürükleyerek içlerinde banndırdıkları gizli
gerçek öğeleri derinden etkıliyor. Bereketli.
gerek Los Angeles'ta gerek dünyanın diğer
merkezlerinde, vakıf, dernek gibi yardım
organizasyonlanyla yakın ilişki içinde olan bir
sanatçı. Çalışmalannda aynca 'banş' temasına da
değinen sanatçının sergisi 26 Temmuz tarihine dek
sürecek. (266 05 33)
BUGUN
• BORUSAN Kültür ye Sanat Merkezi nde saat
19.00'da Tuğba Atdın Özkul. Aslı Baltacı ve Işın
Kucur'dan oluşan "Latin GıtarTrio'nun konseri
izlenebilir. (292 06 55)
• AKSANAT'ta saat 12.30 ve 18.30'da Vivaldi
'The Four Seasons' konser laser-disc'ten izlenebilir.
(252 35 00)
26. ULUSLARARASI İSTANBUL MÜZİK FESTİVALİ
BUGUN
• Aya İrini Müzesi'nde saat 19.00'da Ravel Yaylı
Çalgılar Dönlüsü'nün vereceği konser izlenebilir.
• Atatürk Kültür Merkezi Konser Salonu'nda saat
17.30'da Pınar Çelik'ın piyano resıtalı ve Orıon
Altılısı'nın konseri yer alıyor.
YARIN
• Atatürk Kültür Merkezi Konser Salonu'nda saat
17.30'da Pelin Halkacı (keman) ve Julia Kerimova
(piyano) ile Diana Perihan Nayır (mezzosoprano) ve
Ozlem Ebesek Sayın'ın (piyano) verecekleri konser
izlenebilir.
• Atatürk Kültür Merkezi Büyük Salon'da saat
19.00'da Marsılya Ulusal Balesi'nin sunacağı,
Roland Petit'nin koreografisıni gerçekleştirdiği 'Ve
Ay Harap Tapınağın Üzerinden Batıyor" başlıklı
dans gösterisi yer alıyor.