18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23HAZİRAN1998SALI CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 'Arbk kendime zaman ayırabfleceğmı' Ahmet Levendoğlu 'nun eğitmenlikgörevi bu yıl sona eriyor Ahmet Levendoğlu eğitmenlik alanında üzerine düşen görevi yerine getirdigikanısında. (Fotoğraf: KUBlLAY TUNTUL) ESRA ALİÇAVUŞOĞLU Akademi Istanbul Tiyatro Bö- liimü ilk mezunlannı veriyor... Topluluk, Ahmet Levendoğ- lu'nun yönetıminde 'Fozisyon Ofsayt' adlı oyunu 21-22 Hazi- ran'da AKM Aziz Nesin Sahne- si'nde izleyicilere sundu. Oyun, 26 Haziran'da ıse Enka Vakfı kül- tür programı kapsamında Sadi Gülçelik Spor Sitesi'nde sahne- lenecek. Oyunun en önemli özelliği tü- müyle doğaçlama yoluyla yara- tılmış olması. Futbol olgusu üze- rine geliştirilen 'Fozisyon Ofsayt', ûlkemizde her yere, her şeye uza- nan fiıtbol yasantısının içindeki durümlar, kişiler, ilişkiter temel alınarak doğaçlanan sahnelerden oluşuyor. Ahmet Levendoğlu ile ilk me- zunlannı veren Akademi Istan- bul ve bu yıl son vereceği eğit- menliği iizenne konuştuk. -Akademi İstanbul Tiyatro Bö- lümü bu yıl ilk mezunlannı veri- >w. Bu üç yıl içinde neleryapudı? AHMET LEVENDOĞLU - • Tümüyle doğaçlama yoluyla yaratılan 'Pozisyon Ofsayt' Ahmet Levendoğlu'nun öğrencileriyle yaptığı son çalışma. Levendoğlu, bundan sonra tiyatro adına yapmak istediklerini gerçekleştirmek için çalışacak, eğitim danışmanı olarak öğrencilerinin yanında yer alacak. Bu üç yıl her şeyden önce çok yoğun geçti. Okullann tümü ta- til oldu. ama biz hâlâ 11-12 saat çalışıyoruz. Ayın sonuna kadar da bu çalışma sürecek. Eğitimin başından bu zamana kadar son derece yoğun, eksik dersierin ya- şanmadığı. aksamalann az ö'lçü- de olduğu, disiplinli, devamlılığı olan üç yıllık bir eğitimden geç- ti öğrenciler. Bu eğitimin en önemli ölçütü ise; kendi ürünle- rindeki verimlilik. Bu üç yıllık süre içinde altı kez izleyici karşı- sıni çıktılar. Bu da altıncı ve son gösterileri. 'Pnzisyon Ofsayt' en zor gösterileri olacak. - Doğaçlama yöntemiyle oluş- rurulan 'Pozisyon Ofsayt'ın sah- neteıune süreci nasıl gerçeklesti? ÖğTenciler 1996-97 eğitim yı- lının başından geçen aralık ayına dek, futbolu konu alan 100'ün üstünde sahne yarattılar, doğaç- lamayla. Son altı ayda bu zengin birikımi yoğurup biçimleyerek bir oyuna dönüştürme doğrulru- suna yönlendirildi çalışmalar. Yaratılmış sahnelerin çoğu işin doğası gereği acımasızca ayıkla- narak, birbirlerine özlü. anlamlı, mantıklı biçimde bağlanabilecek olanlardan temel bir oyun ekseni oluşturuldu. Öykü zincirinde ek- sik kalan halkalan oluşturacak sahneler doğaçlanarak yeniden yaratıldı. Kesinleşen metinlere varma aşaması benim yönlendir- mem doğrultusunda öğrencılerin doğrudan katkılanyla gerçekleş- ti. -Daha önee sahnelenmişya da metne bağh bir oyun yerine do- ğaçlamalaıia örgülü bir oyun sahnetiyorsunuz. Böylebirproje- nin oluşumunda hangi kaygüar Sempozyum 25-26Haziran da îstanbul'da,27 Haziran 'da ise Çatalhöyük'te gerçekleştirilecok Kadının Biçimlendirdiği Yeryüzü Kültür Servisi - Anakültür Bilimsel ve Kültürel Araştırmalar Yayıncılık ve Üre- tim Kooperatifı tarafından düzenlenen, 'Kadının Biçimlendirdiği Yeryüzü, Yeryu- zünün Biçünlendirdiği Kaduı'başlıklı; ta- rihöncesi, bugün ve yannı irdeleyen ulus- lararası sempozyum 25-26 Haziran tarih- len arasında The Marmara Oteli'nde, 21 Haziran'da ise Çatalhöyük'te gerçekleşti- rilecek. ABD. Almanya, lngütere. Italya. Ka- nada ve Ukrayna'dan katılan. konulann- da uzman konuk konuşmacılar tarihönce- sinden günümüze 'kaduıtarihi'ni disiplin- lerarası ve karşılaştırmalı olarak işleye- cekler. Arkeoloji, arkeomitoloji, antropoloji, teoloji, felsefe \e sanat tanhi ağırlıklı sem- pozyum dıa gösterisi eşliğınde yapılacak. Sempozyum kapsamında aynca, 23 Ha- ziran saat 18.00'de. Ayşe-Ercümend Kal- mık Vakfi'nda, konuk konuşmacı- sanat- çı LydiaRuyle'un 'Anadolu'da Tanrrçanın 9000 Ydı' konulu bir 'kaligrafi baskı' ser- gisi ve dialı konferans da yer alacak. Sem- pozyumda Türkçe ve Ingilizce eşzaman- lı çeviri yapılacak. Sempozyum saat 09.00"da Şirin Teke- B'nin açılış konuşmasıyla başlayacak. Sa- at 09.30da HeideCöttner-Abendroth Ta- rihöncesınden 21. Yüzyıla: Kadının Ro- lünü Yeniden Tarumlamak', saat 09.45'te 'Matriyarkal Toplum ve Kültür', saat 10.25 'te Joan Marter 'Kutsal BırMetafor Olarak Kadın Bedeni", saat 11.15'te Christina Biaggi 'Mit, Anıt ve Matristik Toplumlar: Neolitık Ada Külturleru^de Tannça', saat 11.55'te JoanCicbon Tan- nçanın Imgesinde: Formun, tşlevselliği tzlemesine Örnek Olarak Malta Tapınak- lan', saat 14.00'te Bflge Friedlander Ga- ia ile Nefes Almak: Ca/ılandırma & Di- riltme',saat 14.35'teLuciaChiavolaBirn- baum 'Anadolu ve Diğer Yerlerde Kara Annelerin Afrika Kökenleri', saat 15.10'da Penny Dransart 'Şili. Atamaca Çölü'nde Yaşamı Sürdürmek: Kadınlar. Lamalar, Toprak ve Otlak Üzerine', Ian Hodder 'Çatalhöyük'te Kadının Rolü Üzerine Bilimsel Bir Araştırma' ve saat 16.30"daRose VV.Frances'BilgeEller: Bir Kaynak Olarak Mitsel Anlayış Için Sanat Yapmak' başlıklı konuşmalar yer aJacak. Sempozyumun ikinci günü saat 09.00'da Ayfer Bartu'nun 'Ana Tannça .Fikri ve Tarihi Olan Insanlar' konulu ko- lft' başlryöı 1 . Saat 09.40'ta tpek tlkkaracan 'Kadınlann Yerel Teknik Bil- gileri ve Yenilikleri', saat 10.10'daNeoni- la Vblkova 'Kozmetikte ve Tıpta Bitki Te- rapüeri ve Farklı Bitki Özlerinin Insan Be- deni Üzerinde Etkisi", saat 11.05'te Tat- yana Kononenko 'Bir Gelişme Öyküsü: Club Mıroslava Deneyımi', saat 11.45'te Deb Sawer 'Toprak Bilgeliği'. saat 13.45 'te Lydia Ruyle 'Toprağın Bilgeli- ği Dünya Tannçalan tkonlan', saat 14.25 "te SusanMoulton 'Neolitik Çamur- dan Rönesans Atölyelerine: Bir Doğa Me- taforu Olarak Uzanmış Ana Tannça', sa- at 15.05'te LauraCarracchia 'Yunan Sö- mürgeciliğı Döneminde, Dışil Tapınma Kültlerinin Sicilya'da Dağılımf başlıklı bildiriler yer alacak. Sempozyum Ayfer Bartu'nun kapanış derlemesiyle sona ere- cek. BfrRus, ikiRus, ÜÇRUSL. • Dünyadaki en güçlü ve tüyler ürpertici erkek korolannın eski Sovyet ülkeleriyle birlikte öncelikle Rusya ve Ukrayna cla yer alışı tesadüfi değildir. Kuzeyden güneye bir coğrafi çizgi üzerinde Kirov, Bolşoy, Kiev operalan gibi üç tane çok güçlü sanatsal kurumun yer alışı da böylece rastlantı değildir. ERHAN KARAESMEN Batı ülkeleri müziksever çevrelerin- de Rus toplumunun erkek sesi dolulu- ğunu ve güzelliğini ifade ederken şaka- cı bir taşlamayı da eksik etmeyen bir te- kerleme zaman zaman tekrarlanır: "Bir Rus votka içmiş neşeli bir insandır; iki Rus votka içmiş neşeli iki insandır, ama üç Rus bir korodur." Insan hançeresinin müzik amaçlı kul- larulışmda bazı toplumlann yurttaşlan- nın biyolojik yapısının hafifçe faydası olduğu düşünülebilir. Ancak bireysel göğüs genişliği, nefes alıp verebilme rahatlığı, ağız ve dudak yapisı yatkınlı- ğmın yanı sıra bir de yaşama sevincinin bir parçası olan şarkı söylemeyi sevip sevmeme olayı mevcuttur. Diğer Slav kökenli toplumlardakin- den de daha belirgin bir şekilde Rus de- nen adam, votkalı ya da ayık kafayla üç beş dostunu bir araya getirdiğinde top- luca şarkı söyleme refleksine sahip ki- şidir. Yani şarkı söylemeyi sevmenin de ötesinde adamın var oluş biçiminde şar- kı söylemek yer alır. Dünyadaki en güç- lü ve tüyler ürpertici erkek korolannın eski Sovyet ülkeleriyle birlikte öncelik- le Rusya ve Ukrayna'da yer alışı tesa- düfi değildir. Kuzeyden güneye bir coğ- rafi çizgi üzerinde Kirov, Bolşoy, Kiev operalan gibi üç tane çok güçlü sanat- sal kurumun yer alışı da böylece rast- Kirov Operası 26. lluslararası İstanbul Müzik Festivalinde üç konserle Türkiyeli mü/lkseverterie buluştu. lantı değildir. Geçmiş seyahatlerdenbi- rinde bir denk düşürüp ikişer gün aray- la bu üç dev kuruluşun her birinde bi- rer opera izleme şansını yakalayışım, kırk küsur yıllık uluslararası müzik din- leyiciliğimın en mutlu üç beş anısı ara- sindadır. Bu kez Kirov benim ayağıma, bizim ayağımıza geldi. Dost bir yazann tatlı benzetmeli bir deyişiyleTürk kültür ya- şamının "solungaçlaruıı" oluşturan ba- har ve yaz ayIan uluslararası müzik fes- tivalleri bizlere son yıllarda dünyaca ün- lü, çok yukan düzeyde müzik topluluk- lannı dinleme fırsatı veriyordu. Ama yüz küsur kişilik korosu, bir o kadar sa- yıdaki orkestra çalan ve solistleriyle birlikte dev bir Kirov Operası'nın ta Le- ningrad'dan kalkıp lstanbul'a gelebil- mesi apayn özel bir olaydır. Çok amaçlı ve sadece otuz altı saate sığdınlmış bir İstanbul duraklamasın- daki zaman sıkışıklığı \e uçak saatlerin- deki elv erişsizlik dolayısıyla eksik ge- dik izlevebildığim ilk iîci performansm- da o olağanüstü ve tüyler ürpertici ko- ronun (ki bır benzen ancak Bolşoy'da vardır) ınsanı keyiften hamura çeviren yoğun etkileyiciliğinı yine de yaşayabil- dim. 19. yüzyıl büyük Rus ekolünden başlayarak çağdaş Rus operasında da korolara özel ağırlıklı bır yer verilişiza- ten rastlantısal değildir. "Maça Kızı"nı, dünya promiyerini de yapmış olan Ki- rov (o zamanki adıyla Maninski) Tiyat- rosu topluluğundan Istanbul'da sadece konser versiyonuyla izleyebildik. "Li- sa, Herman, Kontes" üçlüsünün. ger- çekte Puşkin'in olağanüstü bir öyküsü- ne dayalı son derece hareketli teatral ki- şilikler olduğu kesindir. Opera sahnesinde sadece müziğin güzelliği, seslerin oylumu ve etkileyici- ğiyle değil, anlamlı hareketler bollu- ğuyla da insanı pençesine alan yapısını konser versiyonunda elbette bulamıyor- sunuz. Benzersiz müzik ziyafeti Buna rağmen ve en dramatik son bö- lümükaçırmışolmakla birlikte. benzer- siz bir musiki ziyafeti yaşadığımı ra- hatlıkla söyleyebilirim. Birdönemlenn efsanevi mezzosopranosu İrina Bogac- heva'yı biraz yaşlanmış haliyle de olsa o olağanüstü pürüzsüzlüğü içinde din- lemek, aynca özel birkeyif unsuruydu. Son yıllann büyük Lisa'sı olarak bilinen Galina Gorşakova alabildiğine oylum- lu sesi, hüzünden sevince ve oradan ye- niden drama geçışteki ustalığıyla şaşır- tıcıydı. Lısa'dan söz etmışken bizım Or- ta Doğu Teknik Üniversitesf nin müzik amaçlı da olmak üzere hizmete giren yeni salonunun açılış konserinin solis- ti vesonradançoksevimli uzunbirsöy- leşi yapma fırsatı bulduğumuz Bol- «nv'ıın vpni I isa'sı Maria Hermano- va'dan da söz etmek isterim. Maria An- kara'ya yolunu düşürmeden dört akşam önce, Nevv York Metropolitan'da büyük Rosrropoviç'in yönettiği özel bir "Ma- ça Kızı T 'nda Lisa'yı büyük takdir ve al- kış toplayarak söylemişti. Önümüzdeki sezon boyunca New York'ta Lisa'yı birkaç kez söylemeye hazırlanıyor. Buna karşılık Galina, Ka- lifomiya sahnelerinin gözde Lisa'sı. Be- nim Metropolitan'da son izlediğim Bo- ris Godounov'un yeni versiyonundaki seslerin yansı da Bolşoy kaynaklıydı. "Rus operasındaki sesleri Rus olmayan söyleyemez" diye bır kayıt elbette yok. Ama Rusu Rus daha derinden söylü- yor. Unutmayalım. aynca; üç Rus bir korodur. Kirov demişken son dönemlerin dün- yadaki en prestıjli opera şefi Valeri Ger- giev'den söz açmak gerekiyor. Batı dün- yasının henüz yirmi küsur yaşındayken olağanüstü bir yetenek olarak bağnna bastığı bu büyük şef, son yıllarda hem Kirov'un hem de Bolşoy'un tam patro- nu oldu. Gelecek sezonda Moskova yoğunlu- ğunu biraz azaltıp iki yüz kırk yıllık dev geçmişiyle Prens Igor'un, Verdi'den Ta- lihin Kudreti'nin Koventchina'nm Sa- vaş ve Banş'ın dünya prömiyerlennin köklü geleneğiyle bu Kırov'a Sime- nov'lann, Miravinski'lerin halefi ola- rak daha sahip çıkacağı anlaşılıyor. roloynadı? Bu çalışma, her uzantısıyla bir 'özgün yaraö' örneği. Tiyatro eğirimı kurumlannın hedefleri- nin en önemlisi belki de bu olma- lı. Öğretmenlerin, daha önce ça- lışmış olup yakından tanıdıklan, genellikle çok sahnelenmiş oyun metinlerini ve bu metinlerdeki rolleri, kuşaktan kuşağa devTo- lup değişmeyen şablonlarla öğ- rencilere giydirmeye çalışmaian yoluyla söz konusu hedefe ulaşa- mayacağını düşünüyorum. Öğ- rencıler bu oyunda sadece yaratı değil, oyun yazımı sürecinde de aktif rol aldılar. Bu durum o>Tin- culuk eğitimi veren kurumlarda çok sık rastlanan bir durum de- ğil. Okulun tüm tiyatro bölümü öğrencileri bu oyunda rol alıyor- lar. O>un için, okul projesi de- mek daha doğru. - Siz uzun yıllar konservatuvar- da da eğitmenlikvapönız. Akade- mi İstanbul Tiyatro Bölümü, ku- ruluş aşamasında beliriediği amaçlara ulaşü mı? Kıyaslamaya girmeksizin bu üç yılın, benim, olmasını gerek- li gördüğüm eğitim biçimi ve yöntemine epeyce yaklaştığını söyleyebilirim. Türkiye'de, yeni kurulan bir kurumda işlerin ide- al ölçüde yürümesi olanaklı de- ğil. Bunu deneyimJerimizle bili- yoruz. Eğitimin temel ilkeleri olan; devamlılık, disiplin, yoğun çalışma, derslenn aksamaması, üretkenlık. verimlilik gibi çeşitli etkenier açısından düşünürsek idealin yüzde 80'ine ulaşıldı di- yebilirim. -Cç yü sonunda mezun olan öğ- renciler birikimlerini nasıl değer- lendirecekler? Okulun kuruluşundan bu yana düşünülen, bizim de onayladığı- mız ve gerçekleşmesini istediğı- miz. Akademi İstanbul Oyuncu- lan topluluğunun kurulması dü- şüncesi idi. Ama henüz böyle bir şey düşünce aşama^ından ger- çeklik aşamasına geçmiş değil. Açıkçası çok yoğun çalışmalan nedeniyle öğrenciler de kendile- rine düşen payı yerine getirebile- cekleri zamanı bulamadılar. Aka- demi İstanbul vakıf olma aşama- sında... Böylece profesyonel gös- teri alanlanna girilebilecek. Bun- lardan biri de öğrencilerin toplu- luğu olacaktır. Aynca eğitmenle- ri olarak bizler de kendi tiyatro- lanmızda, yapılan işin projenin uygunluğuna göre, elbette kapı- lar açacağız, olanaklar taşıyaca- ğız öğrencilerimize. Önümüzde- ki günlerde öğrencim olmuş gençlerden yararlanmayı düşü- nüyorum. - Bu yıl eğitmenlik görevinize son veriyorsunuz. Bu karan al- manızda hangi faktörier rol oy- nadı? Evet, eğitmenlik görevim bu yıl sona eriyor. Bu oyun da ço- cuklarla yaptığım son çalışma olacak. Açıkçası başından beri söylediğim gibi eğitmenlik ala- nında üzerime düşen yükümlülü- ğü fazlasıyla yaptığımı düşünü- yorum. Bundan önce eğitime bi- rinci derecede önem vermiş ol- makla ikinci sıraya doğru kaydır- mak zorunda kaldığım başta ken- di tiyatrom olmak üzere ötekı iş- lere, oyunculuğa, yönetmenliğe, ekranda veperdede bugüne kadar yapabileceğim halde yapamadı- ğım çalışmalara artık zaman a>ı- rabileceğim. Yıllardır, kimisini üzerinde duramayacağım, ama kimisinde de, istekli olabilece- ğim bazı çalışmalan eğitimin vaktinden çalamayacağım için geri çevirmek zorunda kaldım. Bundan sonra yapmak istedikle- rimi yapabileceğim. Eğitmenliği bırakacağım, ama eğitim danış- manı olarak öğrencilerin yanında yer alacağım. -Bu yıl TiyatroStüdyosu ile bir- BkteJean Genet'nin 'Balkon' ad- b oyununu sahnelediniz. Oyun Türkrve çapında büyük ses getir- di. Balkon gelecek yıl da sahnele- necekmi? 'Balkon'un devam etmesi ge- rekiyor. Bugüne dek turnelerle birlikte 47 kez sahnelendi oyun. Balkon gibi yankısı büyük olan bir yapımın sürmesi gerekiyor. Ama bilindiği gibi kurulduğu- muzdan bu yana yaşadığımız so- runlarpeşimizi bırakmıyor. Özel- likle salon sorunu... Artık söyle- mekten bıktık, ama iki yıl önce yanan Üsküdar'daki salonumu- zun belediye tarafından açılan tahliye davasınm sonucu 19 çel- sedir alınamıyor. Ve ne yazık ki yaklaşık 6 ayımızı, üçüncü kez oluşturulan, karan yüzde yüz le- himize düzenleyecek olan bilirki- şi kurulunun gerekli belgeleri ta- mamlayamaması nedeniyle yitir- dik. Bu, Türkiye'ye ilişkin, bil- dik, ama çok acıklı bir tablo. A- ma 'Balkon' başka salonlarda da olsa sürecek.' Balkon'un yanı sı- ra yeni bir projeyi de gerçekleş- tirmeyi düsünüyoruz. Postmodepn dünyada bir Marksist • Kültür Servisi- Postmodernızme yaklaşımı ve Marksist düşünceye getirdiği yeni solukla21. yüzyılın gündemini belırleyen düşünürlerden biri olan Fredric Jameson, lstanbul'da gerçekleştireceği iki toplantıda Türk okuruyla buluşacak. "Postmodem Günlerde Modernizm' başlıklı ilk toplantı bugün saat 15.00'te Boğaziçi Üniversıtesi Mezunlar Derneğı Konferans Salonu'nda, 'Küreselleşme ve Ulusal Sinema' başlıklı ikinci toplantı ıse yann saat 18.30'da Atatürk Kültür Merkezi Küçük Salon'da gerçekleştınlecek. Akışkan ve bilgıye dayalı küresel kapitalizm agınm en yüksek üretimden en popüler olanına kadar tüm kültürü. yani dünyayı şekillendirdiğini ortaya koyan Jameson. yeni tarzda sosyal yaşamın ve ekonomik düzenin kültürde ortaya çıkardığı biçimsel özellıklenn mcelenmesı gerektiğinı ileri sürüyor. Çokuluslu Kapitalizm Çağında Üçüncü Dünya Edebiyatı başlıklı nıakalesi Türkçede yayımlanan yazann 'Marksızm ve Bıçim' adlı kitabı Yapı Kredi Yayınlan'ndan çıktı. Fredric Jameson'un lstanbul'da vereceği konferansa özel ilk bölüm olan ve Yapı Kredı \'ayınlan tarafından basılan 'Brecht ve Yöntem'in tümü gelecek yıl yayımlanacak. Aril Mardin'in operası Amerika'da • Kültür Servisi- Prodüktör, aranjör. bestecı ve Atlantic Records'un Başkan Yardımcısı Anf Mardin'in söz ve müzığınt yazdığı 'I wıll Waıt' (Ben Beklerım) adlı tek perdelık operası 27 Haziran'a dek Amerika'da sahneleniyor. Opera, ölüme yakm olan bir adamın sevgilisine giden duygulu se>ahatinı konu alıyor. Mardin'in yapıtı, üç parçanın da farklı müzik adamlan tarafından hazırlandığı bir operanın finalını oluşturuyor. Italyan. Yunan, Amerikan ve Türk müzik adamlan tarafından yaratılan bu opera genel opera anlavışıntn dışında tek perdeden oluşan üç operayı bir araya getiriyor. Encompass müzik ve Amas Müzıkaİ Tiyatrosu'ndan Nancy Rhodes'in sahneye koyduğu üç operanın şeflığinı ise My Fair Lady müzıkalınin şefi John Yaffe üstlendı. Bayan Havısham'ın "Düğün Gecesi" adlı ilk yapıtm müzigi Dommick Argento ve librettosu John'a. 'Okyanus Rüyası" adlı ikinci yapıtın müziği Victor Kiolaphides ve librettosu Nancy Rhodes'e, 'Ben Beklenm' adlı son eserın söz ve müziği ıse Arif Mardin'e aıt. Antik Bodrum kentinin duvarları restore ediliyor • Kültür Servisi - Antık Bodrum kentı (Halikarnassos) Sur Duvarlan Restorasyon Projesi, Encsson Türkıve ile Turckcell lletişim Hizmetleri AŞ'nin ortak sponsorluğunda ve Kültür Bakanlığı'nın himayesinde başlatıldı. Projenin amacı. antik Bodrum kentini çeuren ve 7 kilometre uzunlugunda sur duvarlannın günümüze kalan ve restorasyona olanak verecek bazı bölümlertnin araştınlması, konınması ve restorasyonunun yapılması olarak belirlendi. Proje. Altan Çilingiroğlu önderlığındeki. Coşkun Özgünel, Orhan Bingöl, Haluk AbbasoğJu, Emre Madtan, Ilçin Aslanboğa. Zeynep Mercangöz, Poul Pedersen ve Bodrum Süaltı Arkeolbjî' Müzesi Müdürü Oğuz Alpözen'den oluşan Bilimsel Danışma Kurulu tarafından yönlendırilecek ve değerlendinlecek. 25 Hazıran'a dek sürecek olan keşif gezısmin ardından bilimsel kazı \e temizlik çalışmalan Halikarnas Sur Duvarlan kitabmın yazan Danimarkalı Poul Pedersen yönetıminde ağustos ayı sonunda başlavacak. Metin Bereketli resim sergisi• Kültür Ser\isi - Türk asıllı Amenkalı ressam Metın Bereketli. Bizim Lösemilı Çocuklar Vakfı adına Harbiye Askeri Müzesi'nde, 1 Temmuz tarihinde yeni sergisini açacak. Amerikan ve uluslararası sanat dünyasınca kabul göntıüş ve sanatçının 60 çalışmasının yer alacağı serginin genel teması "Sevgi ve Dostluk' üzerine kurulu. Bereketli "nın yapıtlan, insanlan. hayallerinin sınırlanna kadar sürükleyerek içlerinde banndırdıkları gizli gerçek öğeleri derinden etkıliyor. Bereketli. gerek Los Angeles'ta gerek dünyanın diğer merkezlerinde, vakıf, dernek gibi yardım organizasyonlanyla yakın ilişki içinde olan bir sanatçı. Çalışmalannda aynca 'banş' temasına da değinen sanatçının sergisi 26 Temmuz tarihine dek sürecek. (266 05 33) BUGUN • BORUSAN Kültür ye Sanat Merkezi nde saat 19.00'da Tuğba Atdın Özkul. Aslı Baltacı ve Işın Kucur'dan oluşan "Latin GıtarTrio'nun konseri izlenebilir. (292 06 55) • AKSANAT'ta saat 12.30 ve 18.30'da Vivaldi 'The Four Seasons' konser laser-disc'ten izlenebilir. (252 35 00) 26. ULUSLARARASI İSTANBUL MÜZİK FESTİVALİ BUGUN • Aya İrini Müzesi'nde saat 19.00'da Ravel Yaylı Çalgılar Dönlüsü'nün vereceği konser izlenebilir. • Atatürk Kültür Merkezi Konser Salonu'nda saat 17.30'da Pınar Çelik'ın piyano resıtalı ve Orıon Altılısı'nın konseri yer alıyor. YARIN • Atatürk Kültür Merkezi Konser Salonu'nda saat 17.30'da Pelin Halkacı (keman) ve Julia Kerimova (piyano) ile Diana Perihan Nayır (mezzosoprano) ve Ozlem Ebesek Sayın'ın (piyano) verecekleri konser izlenebilir. • Atatürk Kültür Merkezi Büyük Salon'da saat 19.00'da Marsılya Ulusal Balesi'nin sunacağı, Roland Petit'nin koreografisıni gerçekleştirdiği 'Ve Ay Harap Tapınağın Üzerinden Batıyor" başlıklı dans gösterisi yer alıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle