18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 HAZİRAN 1998 CUMA HABERLER Gazeteci Ouran için çagrı • Dış.HaberlerServisi- Merkezı ABD'de bulunan Gazetecilen Koruma Komıtesı (CPJ), Başbakan Mesut Ydmaz'a, gazeteci Ragıp Duran hakkında Terörle Mücadele Yasası'nı çiğnedıği gerekçesiyle verilen 10 ay hapıs cezasını iptal etmesi çağnsında bulundu. Duran'ın, PKK lıden Abdullah Öcalan'la yaptıgı söyleşide propaganda yaptığı gerekçesiyle mahkûm edılmişti. Duran. 16 Haziran salı gününden başlayarak cezasını çekmek ıçın teslim olmak üzere Cumhuriyet SavcılığYna çağrıldı. DGM'de rüşvet iddiası • ANKARA (AA) - lstanbul DGM'de görülen uyuşturucu kaçakçılığı davalannda menfaat karşılığı bazı sanıklan tahliye ettıği gerekçesiyle Millı Savunma Bakanlığı'nca emekliye ayrılan DGM hâkimlerinden Emeklı Albay Faik Secer'in yargılanmasına devam edildi. Yargıtay 4. Ceza Daıresı olaya ilışkin bilgisi bulunan Uğur Çorumluoğlu'nun talimatla ifadesının alınmasına ilişkin yazıya yanıt gelmemesi nedeniyle duruşmayı erteledi. IMF'den parasız işbirliği • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - L'luslararası Para Fonu (IMF) heyeti, parasal kaynak içermeyen teknik işbirliği anlaşmasına yönelik görüşmelerde bulunmak üzere 4 gün sonra yeniden Türkiye'ye geliyor. Heyetin yapacağı görüşmeler, temmuz ayında toplanacak lcra Dırektörler Kurulu'nda Türkiye"yle ilgili onaylanacak rapor açısından önem taşıyor. Türkiye, IMF'yle yapacağı görüşmelerde, uluslararası piyasalarda itibar kazanmayı ve dış borçlanmanın kolaylaşmasının yanı sıra Türkiye'nin kredi notunun da yükseltilmesını umuyor. Çelebi'den Ingilizlere çağn • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Bakanı Işın Çelebı, Dış Ticaret Müsteşarlığı'nda İngiliz ticaret heyetine verilen bnfingde yaptığı konuşmada, Ingilız yatınmcılara. özelleştırme ve enerjı ihaleleri içın Türkiye'ye yatınm yapmalan çağnsında bulundu. Türkiye'nin yakın gelecekte Hazar Denızi ile Batı ülkeleri arasında ' enerji koridonı" olacağını söyleyen Çelebi, enerji sektöründe 10 yıl içinde 30-40 milyar dolarlık yatınm hedeflendığini bıldirdi. Komutanlar Antalya'da • ANTALYA(AA)- Genelkurmay Başkanı Orgeneral Ismail Hakkı Karadayı \e Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hüseyın Kıvrıkoğlu dün Hava Kuvvetleri'ne ait askeri uçakla Izmir'den Antalya'ya geldi. Karadayı. Antalya'da, 'Yüksek Askeri Şûra öncesinde değerlendirme yapılacağı'na ılişkın basında çıkan haberlerin gerçekle ilgisi olmadığını bildirdi. D Hedef 5 yıllık süreç içinde 100 bin yerli turisti Güneydoğu'ya taşıyabilmek TÜRSAB'daıı turizm atağı MEHMETFARAÇ DİYARBAKIR - Türkiye Seyahat Acen- talan Birliği (TÜRSAB), terör nedeniyle tu- rizm etkinliklerinin durduğu Güneydoğu'ya açılıyor. Birlik, bireylem planı hazırlayarak 5 yıl içinde 100 bın yerli turisti bölgeye gö- türmeyi amaçlıyor. TÜRSAB Başkanı Tal- ha Çamaş,, bölge turizminin kökten bir ye- nilemeye gereksınimı olduğuna dikkat çe- kerek "Bölgeyi canlandırmak bovnumuzuıı borcudur. Körfez krizinin turizme etkileri- ni nastl aşnysak,terörünyaratoğı krizi deöy- le aşacağız. Bunu yapmak zorundayız" de- di. "Güneydoğu'da yeniden turizm" sözüy- le gazetecıler ve turizmcilerden oluşan 65 kişilik bir topluluğu Güneydoğu'ya götüren TÜRSAB, bölgedeki turizm etkinliklerini • TÜRSAB, Güneydoğu'da turizmi canlandırmak için kampanya başlatıyor. Önümüzdeki günlerde bir araya gelecek olan turizmciler, bölgede turizmi canlandırmak için kararlar alacak. yeniden canlandırmak için kampanya baş- latıyor. TÜRSAB'ın çağnsıyla önümüzdeki gün- lerde biraraya gelecek olan turizmciler. böl- gede başlatılacak kampanyayla ilgili karar- lar alacaklar. TÜRSAB'ın hedefi 5 yıl için- de 100 bin yerli turisti; Şanlıurfa, HarTan, GAP, Diyarbakır, Adıyaman, Nemrut, Mar- din ve Hasankeyf e götürmek. Kökten yeıüleşme Talha Çamaş. bölge turizminin canlandı- nlması için turizmciler ve gezi acenteleri- nin yetkilileriyle yapacaklan toplantıda bir eylem planı hazırlayacaklannı, daha sonra bu planı Güneydoğu'yu hareketlendirmek için aşama aşama uygulamaya sokacaklan- nı bıldirdi. Çamaş planı şöyle aniattı: " Bölge turizminde büyük durgunluk var. Buna neden olan terör ise yavaş yavaş. orta- dan kalkıvor. Güneydoğu'da insanlar sıcak. Bölge sakin, yollar i>i. su var, nehirier akıyor. her yerden tarihfişkınyor.Ancak turizm için gerekli olan altyapıyı hareketlendirmek için her şeyi yeniden ele almak gerekiyor. Bölge- deki turizm tesisleri tabü ki baûdaki gibi de- ğil, ama bundan şikâvetetmeveceğiz. Düzett- meye çalışacağız. Bir de bölgedeki turizm personelinin eğitimi sorunu var. Bu konuda büyük otellerden yardım isteyeceğiz. İkind- si bölgede önemli bir turizm geliri sağlaya- cak olan ve gklerek yok olan el sanatlannın yeniden canlandınlması için bir proje uygu- lamak. Turiste yöreye özgü bir şeyler sunu- labilmdi. Bu konuda yerel yönetimierden \ardım istevecegiz. Üçüncü konu ise bölge- deki küçük se>ahat acentelerine hareketlilik kazandırmak \e bölge rehberliği sorununu gidermek. Çünkü bölgeyi bilen rehber çok az. Bunlar topyekûn bir restorasyon istiyor. tlk etapta yerli turisti bölgeye götürmeye ça- nsacagız. En başta belki 5 kişi. 10 kişiolacak, ama bölgenin güzelliklerini insanlar birbir- lerine yansıtnkça trafik yoğunlaşacak. Ya- bancı turistin bölgeye çeldlmesi ise planırm- an ikinci parçasi olacak. Biz turizmci arka- daşlaria birlikte bölgeden olumlu izlenim- lerîe aynldık. Bu nedenle kampanyanuzın başarüı olacağına inanıyoruz." Amac turizmi patlatmak ama bir yanda içki yasağı, bir yanda silahların gölgesi Güneydoğu'da turizmin engeli çok CENGtZYILDIRJM ŞANLIURFA - Türki- ye Seyahat Acentelerı Birliği'nin (TÜRSAB) Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin turizm po- tansiyelinin iç ve dış pa- zara tanıtılması kapsa- mmda 50 kişilik bir gaze- teci grubuyla bölgeye dü- zenlediği gezinin ilk du- rağı Şanlıurfa'da vali ve belediye başkanının tutu- mu gazeteci ve turizmci- lerde düş kınklığı yarattı. Turizm il müdürünün kentte içki içilebılecek birkaç yer adı verememe- si, kentin en ünlü lokan- talanndan Urfa Sofra- sı 'nda "içkinin yasak" ol- duğunun belirtilmesi, jandarmanın Harran giri- şinde otobüste "terörist" arar gibi kimlik kontrolü yapması tepkı çekti. "Güneydoğu'da Yeni- den Turizm" gezisi kapsamında Şanlıurfa'da ilki gerçekleştirilen Bölge Turizm Potansiyeti toplan- tısında; Vali Şahabettin Har- put'un konuşmasını yaptıktan sonra gazetecilerin sorulannı ya- nıtlamadan toplantıyı terketmesi, Urfalılann geleneksel konukse- verliği ve hoşgörü anlayışıyla bağdaşmadı. Gazetecilerin ve tu- nzmcilerin içki yasağı ile ilgili sorulanndan kaçan Harput Bele- diye Başkanı Ahmet Bahçıvan'ın heyete eşlik etmemesi tepkiyle karşılandı. Heyettekiler, gezi bo- yunca içkinin, kitle örgütlerinin faaliyetleriıün yasak olduğu Şan- lıurfa'da. turizmin bu anlayışla ne kadar gelışebilecçğini tartıştılar. Turizmciler, Urfa'nın gerici yö- TÜRSAB Başkanı Talha Çamaş, kaymakam ve belediye başkanı turizm seferbertiği için bir araya geldi netıcılerle daha çok "inanç turiz- mi"ne hazırlandığını gözlemler- ken, Belediye Başkanı Ahmet Bahçıvan'ın konuşmasının şaş- kınlığını yaşadılar: "Türkiye gezisi deyince turist gelmiyor, Osmanlı gezisi olunca turist akıvor. Gazeteler öyle yaz- dı_." Hizbullah'ın bir dönem etkili olduğu Diyarbakır ise gazeteci- lerde ve tur operatörlerinde tu- rizm için daha elverişli bir kent iz- lenimı bıraktı. Diyarbakır'da ga- zinolar. içkili restoranlar ve da- hası dıskolar yerli yabancı turist- leri kucaklıyor. Eski RP'li, yenı FP'li Belediye Başkanı Ahmet Bflgin'in heyeti kucaklaması, Gü- neydoğu Gazeteciler Cemiye- ti'nde yemek vermesı ve geç sa- atlere deksohbet edıp sorulan ya- nıtlaması memnuniyetlekarşılan- dı. OH AL Bölge Valisi Aydm Arv lan'ın son iki ayda gerçekleştir- dikleri toplantılarda "terörün" gündem maddelen arasında yer almadığını belirterek, "Arükgün- dem maddelerimiz vatandasın aş sorunu, iş sorunudur. Bu sorunla- n da birlikte el eie vererek aşaca- ğumzainamyonun 11 sözlen ise tu- rizmcilerı ve tur operatörlerıni umutlandırdı. OHAL Valisi'nin değerlendır- mesinı ve Belediye Başkanı Bil- gin'i doğrulayan birbaşka önem- li gözlem de sokaktakı vatandaş- tan geldi: "Bizün sorunumuz işşizlik. Ne güvenlik sorunumuz var ne de başka bir sorunıtmuz. Tek derdfc- miz iş. Ankara'daki. tstanbuPda- ki gazeteciler gelsin yerinde gör- sünler. Derdimiz büyük. tşimiz aşımız yok. Burada terör bitnıiş- tir. Hükümet ve devleti sorunu- muza artık çare bulmak için bek- liyoruz." llgililerden aldığımız bilgiye göre Güneydoğu'da en çok kah- venın bulunduğu il Diyarbakır. Bu da işsizlığin bir başka göster- gesi olarak yansıtılıyor. Gezimızın üçüncü durağı Mar- dın'de gazetecileri ve turizmcile- ri rahatsız eden tek şey. yaklaşık beş kilometrede bir güvenlik ba- rikatının bulunması. Bu uygula- ma tur operatörlerine göre "turisti kaçırabilir". Mar- din'de güvenlik sorunu olup olmadığının en iyi yanıtını yine bölge vatandaşı veriyor: "Kim demiş, güvenlik soru- numuzvar diye. Bizim derdi- miz işsizük. Basın buradaki güvenlik sorununu abartma- sın. Gelsin yerinde gözlem yapsın. İlimizin tarihi ve ru- ristik yerieri görülmeye de- ger. Bizyerli ve yabancı turis- ti bağnmıza basmaya hazı- nz." Bitmeyen senfoni: Hasankeyf "Hasankeyf sular altında değil mi?" Kaymakam Vfeysd Tiryaki bu soruyla sık sık karşılaşıyor. Tiryaki'nin, "Birçok kişi HasankeyTin baraj sulan alündaoMuğunu samyor" sözleriyse bölgeye yönelik ilgisizliği yansıtıyor. Hasankeyf Belediye Başkanı Fehmi Cihan da ılgisizlikten yakınarak durumu şöyle özetli- yor: "Hasankeyf ilgi beklivor. Ba- raj söv lentileri nedeniyle 40 yıldır buraya hiçbiryatınm yapdmamış. Medya, Kültürvtlabiat \ariikla- nnı Koruma Kurullan, çevreci kuruluşlar başta olmak üzere her- kes üzerine düşeni yapmak, Ha- sankeyf"i sular alünda bırakma- mah/ Bu çağnya biz de gönülden ka- tılıyor, "uygariıkadınayürütülen bir projenin uygarkk tarihini yok etmemesinrdılıyoruz. Güneydoğu, tunzm için umut veriyor. Bölge artık insanı ürküt- müyor. Geç saatlere kadar sokak- lar hareketli. Güneydoğulu'ya göre "artik bir otobüs turist, bir fabrikadan önemli..." Yedeksubay adaylan, bakaya kalıp ceza almalan halinde kısa dönem askerlik yapamayacak Bakanhk, askerlik yasasını değiştirecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TB- MM Milli Savunma Komisyonu. denizler- de ve'yurt yüzeyinde görülecek patlayıcı maddeleri imha etme konusunda hazırlanan tasanya"havasahasınuın da eklenmesi için alt komisyon oluşturdu. Milli Savunma Komisyonu dün bazı ta- sanlan görüştü. Komisyon, Yedek Subaylar ve Yedek Askeri Memurlar Yasası ile Asker- lik Yasası 'nda değişiklik yapılmasını öngö- ren tasanyı kabul etti. Tasan, yedek subay adaylanmn, herhangi bir nedenle bakaya kalmalan durumunda haklanndaki soruş- rurma tamamlanmadan önce askere alınma- sını öngörüyor. Tasan yasalaşırsa, bakaya kalıp ceza alan yedek subay adaylan mev- cut düzenlemede olduğu gibi doğrudan kı- sa dönem olarak aynlmayacak. Askerlik şu- belen. ısterse bu yükümlülen de yedek su- bay olarak sevk edebılecek. TSK Personel Yasası'nda değişiklik ya- pılmasını öngören ve kabul edılen yâsa öne- risi de, yarbay rütbesi ile emekli olanların emekli maaşlannın 4300 göstergeye göre düzenlenmesinı öngörüyor. Milli Savunma Bakanlığı'nca hazırlanan "Denizlerde \e jnrt yüzeyinde görülen pat- layıcı madde şüpheli cisimlere uygulanacak esaslara" ilışkin yasa tasansı ise. üyeler ile Genelkurmay yetkılileri arasında tartışma çıkmasına neden oldu. Tasannm birincı maddesinin görüşülme- si sırasında ANAP Eskişehir milletvekili Demir Berberoğlu. yasada boşluk yaratıl- maması içın maddeye "hava sahası" ibare- sının de eklenmesını önerdı. Ancak MSB temsılcısı Tuğamıral NafizKartal. "Sa\-aşsı- rasında havada görülebilecek bir patlayicı- run imhasL, TSK1 nin asli görevidir. Ancak banş zamanında böyle bir durumda söz ko- nusu patlayıcı yere indirilerek imha edilebi- lir" dedı." Bir başka önen üzerine. havadaki patla- yıcılann nasıl imha edıleceğı konusunda bıl- gı veren Genelkurmay yetkilisi. "Böylebir durum hasıl olursa. bu konuda alınacak ted- birler bellidir. Aynca. havada söz konusu bir patlayicıyı kim, nasıl tahmin edebiür. Komis- yonda da havadaki bir paüavıcıyı tahmin edecek kaç kişi vardır" dıye konuştu. Ge- nelkurmay yetkılisınin bu sözleri. ANAP'lı Veysel Atasoy ile Demir Berberoğlu'nun tepkisine neden oldu. Berberoğlu, Başkan Yıldınm Aktuna'ya seslerek "Sayın Baş- kan, buradaki bürokranar. komisyon üyele- rini sorgulayacak durumda değildir. Bura- da, kanun yapıcırun istekleri doğrultusunda birmetinhazırlamaklayükümlüdürier'' de- dı. Berberoğlu'nun bu sözlennin ardından Nafız Kartal açıklama yapmak için söz al- dı. Kartal'ın, "Saym Berber Demiroğlun sözleri, ANAP'lı Berberoğlu'nu iyice sinir- lendırdi. Berberoğlu. "Onceadımıdogrute- lafhız edin. Adımı bilmiyorsanız. sayın mil- lervekilim diye hitap edeceksiniz" uyansm- da bulundu. Tasannın alt komısyona gönde- rilerek yeniden değeriendirilmesi kararlaş- tınldı. UZ YAZIIORHAN BİRGİT Akın Birdal'a yapılan saldın, tetik- çilerin Çatalca'da bir kampta eğitildik- lerini ortaya çıkardı. Güvenlik güçleri- nin bu konudaki becerisi, gerçekten övgüye değer. Gazetelere yansıyan haberlere göre, çetenin dili de, gizi de teker teker çözülüyor ve Türk Intikam Tugayı isimli gizli terör örgütünün ün- lü Yeşil ile de bağlantısı olduğunu or- taya koyan kanrtlar tutanaklara geçi- yor. Umarım, içişleri Bakanlığı, ülkenin "1" numaralı ili olan Istanbul'un Avru- pa yakasında uzatmalı bir jandarma çavuşunun gözetiminde, pat küt silah atarak eğitilen teröristlerin özgürce yaptıklan bu çalışmalardan haberleri olmayan sorumlular hakkında idari so- ruşturmasını çoktan açmıştır. Demek, çevresinde devletin temsil- cisi olarak görünen bir jandarma ka- rakolunda görevli bir uzatmalı, diledi- ği zaman işinin başından ayrılıp Kü- çükçekmece'den Çatalca'ya gidiyor ve Istranca eteklerindeki bir yörede, TlT'e bağlı teröristlere, "silah nasıl atı- lır ve hedef nasılyok edilir"\ öğretecek zamanı buluyordu. îstanbul'da Bunlar Olursa... Ve tıpkı Nazi Almanyası döneminin kalıntılanndan olup da Güney Ameri- ka'da bir ülkeye kaçmış eski savaş suçlularının kurduğu öç alma çetele- rinin düzenlediği kamplann öyküsünü anlatan fılmlerdeki gibi, olup bitenler- den kimsenin haberi olmuyordu. Ta ki, egitimini tamamlayan tetikçi- lerin, Ankara'da hedeflerine karşı dü- zenledikleri saldırıyı çözme becerisini polisimizin göstermesine kadar... • • • Ta ki, haftalık "Tempo" dergisinin başanlı bir muhabiri Yüksel Mut- lu'nun, yine Istanbul'un Avrupa yaka- sında bu sefer Kemerburgaz dolayla- rında, ellerinde havalı tüfekler ile atış eğitimi yapan cüppeli, kar maskeli, sa- kallı insanlann dünkü "Hürriyet" gaze- tesinin birinci sayfasını boydan boya dolduran maceralarını okuyuncaya kadar. Işin ilginç yanı, böyie bir olayın var- lığından bütün organlan ile "devlet"in de, sade yurttaşlan ile birlikte dün sa- bah bir gazete haberi sayesinde bilgi sahibi olmasıdır. Ama devletin Kemerburgaz'daki Ye- niköy Göleti'nin ağaçlıklı kıyısında ku- rulan bu otuz, kırk kişilik kamptan, sa- de yurttaşlan ile aynı anda haberli ol- duğunu söylerken haksızlık ettiğimizi de belirtmek isterim. Çünkü gazetedeyazılanlan okuyun- ca, geçen yıl da aynı yerde böyle bir "eğitim kampı"nm kuoılduğunu, köy muhtarının sözlerinden öğreniyorsu- nuz. Yeniköy Muhtan Bayram Erok, devletin Istanbul'un burnunun dibin- deki köylerine gösterdiği ilgisizliği tek tek anlatıyor ve geçen yıl da aynı yer- de kurulan kampı oluşturan grupları jandarma ile birlikte attıklannı söylüyor. Yani, jandarmanın kayıtlarına, ge- çen yıl Kemerburgaz Yeniköy Göleti kıyısında bir gaıp insanın silahlı eğitim kampı kurduğu geçmiş. Köylünün şikâyeti üzerine bu grup oradan çıkartılmış. Onlar belki başka bir yerde kamplannı kurup, Arapça ila- hiler söyleyerek atış eğitimlerini sür- dürmüşler. Ama açık açık belli oluyor ki, devle- ti temsil eden güçler, başkaca hiçbir işlem yapmamışlar. Hem de ellerinde, bu kişilerin kim olduğunu bildiren ad- resleri de olduğu halde. "Tempo" muhabiri, "Kendimi, Tür- kiye Cumhuriyeti toprağında değil, 'Iran Devleti' ya da kurulması hayal edilen bir başka devlette sandım" di- yor ve kendisini Iranlı mollalann karar- gâhı olan Kum kentinde bir görüntü- nün tanığı durumuna düşüren sakallı, sanklı grubun Arapça ilahiler söyleye- rek ellerindeki havalılarla ateş ettikle- rini naklediyor. Bütün bu anlattıklannın abartısız ol- duğunu da teleobjektifli fotoğraf ma- kinesiyle belgelemiş. Öte yandan, lstanbul İl Jandarma Komutanı Kd. Albay Baki Onursal, haberin asılsız olduğunu ileri sürüyor. Kemerburgaz olayında kimın ger- çekleri yansıttığı, kimin yanıltıldığı umarım iddia sahibi gazetecilerce or- taya konur. • • • Öte yandan Ankara'dan dün gelen haberier, irticaya karşı önlem için ANA- SOL-D hükümetinin hazırlayarak par- lamentoya gönderdiği yasa tasansının komisyondaki görüşmelerinin üçüncü kez ertelendiğini açıklıyordu. Ertelemenin nedeni açık: Anayasa Komisyonu, hükümetin tasansı üzerinde gerekli açıklamalan yapmasını isteyerek İçişleri Bakanı'nı çağnyor. Başesgioğlu, bir kez maze- ret göstererek çağnya olumsuz yanıt veriyor. Yani komisyona gelmiyor. Ay- nı çağnnın bir başka muhatabı da Adalet Bakanı. O da iki kez mazeretli. Dün, Başesgioğlu ABD'de olduğu için "yok". Ottan Sunguıiu ise "çok önemli bir toplantı"y\ ileri sürerek bu kez de gelmiyor. Kim bilir? Adalet Bakanı belki de cezaevlerini yol geçen hanına dön- düren yönetiminin kendi deyişi ile çıkan çivisini aramakla meşguldür. BÎRBAKMA SERVER TANİLLİ TÜPkdilli Cumhuriyetleri Tanımak... 9O'lı yıllann başında Sovyetler Birliği'nin çöküşü- nün yığınla sonucundan biri de, Orta Asya halklan- nın bağımsızlıklannı kazanmalarıydı. Bu Türkdilli Cumhuriyetler, o yıllardan bu yana uluslararası poli- tikada, en başta da komşuları Rusya, Çin ve Iran'ın ilgi odaklarından biri. Etnik ve kültürel bağlanmız do- layısıyla, işin içinde biz de vanz. Birden bastıran ge- lişmeler, Türkiye'nin dış politikasını hazıriıksız yaka- lamıştı. O yıldan bu yana olup bitenler, görece tica- ret bağlannın kurulması, gidip gelmeler, toplantılar, Asya'nın Türkdilli Cumhuriyetlerini biraz daha yakın- dan tanımamıza olanak sağladı. Öyle de olsa, o dün- yanın ulusal kimliği, siyasal söylemleri, bölgesel du- rumu üstüne yığınla sorun var ki, yeni yeni farkına va- nyoruz. Bizi, eskinin basmakalıp düşünceterinden sı- yınp alacak pek zengin birtartışmalar kapısı açılmış- tır. Onlann içinde yer almak, bir tavır takınmak, söz- konusu cumhuriyetler için de bizim için de pek önem- li. Bütün bu konularda dişe dokunur çalışmalann ya- pıldığını da söyleyemeyiz. Sözkonusu dünya, bizde daha çok aşın milliyetçilerin tekelinde olmuştur öte- den beri; yani duygusal değerfendirmelerin, giderek buğulu ve sisli bir ortamda gerçek dışı önerilerin at oynattığı bir konu olarak bakılmıştır ona. Bir kitapla, yeni bir kapı açılıyor artık. • Metis Yayınları'nda çıkan Unutkan Tarih. Sovyet Sonrası Türkdilli Alan, Semih Vaner başkanlığında bir grup uzmanın incelemelerinden oluşuyor. Semih Vaner, Fransa'da ünlü Bilimse) Araştırmalar Ulusal Merkezi'ne bağlı bir birim olan Uluslararası Inceleme ve Araştırmalar Merkezi'nin yöneticisidir; yılda iki kez yayımlanan pek önemli bir dergi, Doğu Akdeniz ve Türk-lran Dünyası Üstüne Incelemeler Dergisi de o- nun yöneticiliğinde çıkar. Sözünü ettiğimiz kitap, da- ha önce bu dergide yayımlanmış bildiri ve makale- lerden oluşuyor. Eser, pek eski ve zengin bir geçmişin arkasından, uzun süren hegemonyaların altında tarihin -bir tür- unutup gittiği, ama bugün, küllerinden yeniden do- ğan bir bölgenin kimlik sorunlanna siyasal ve iktisa- dî sorunlanna, çeşitli yönlerden eğilen incelemeleri içine alıyor. Bütün bu saydığımız sorunlar çevresin- de tartışmalar oluyor, tezler ileri sürülüyor; kitabın so- nunda, onlann bir dökümü de veriliyor. Dünden bugüne bir değişimin öyküsü. Ama daha çok da güncel sorunlar... . ; Alınız şu birkaçını! Başta, en çarpıcı şu soru: 1991 sonbahannda ilan edilen bağımsızlıklar, Orta Asya halklannca gerçek- ten de istenmiş mıdir? Ve bu halklar, sözkonusu ba- ğımsızlıklannın altından kalkabilecek araçlara sahip midirier? Iran, Çin ve Rusya gibi bölgesel, giderek uluslara- rası güç ve devletlerin Orta Asya'ya bakışlan nedir? Eski Sovyet Orta Asya'sının uzun vadedeki de- mografik eğilimleri nelerdir? Dev Kazakistan'ın potansiyeli ve ekonomik mode- li nedir? Türkdilli Cumhuriyetlerin dünya ekonomisine yer- leştirilmesi nasıl mümkündür? Bir de şu soru: Türkdilli dünyada demokrasi soru- nuna nasıl yaklaşılmalıdır? Bitmedi. Bu ülkelerin çoğu, iktisadî bakımdan birer "mono- kûltür" ülkeler; dahası, eski Sovyet işbölümünün et- kileri ve Rusya'ya bağımlılık bugün de güçlü. Dışan- ya açılmaları öyle pek kolay değil. Peki bu ülkelere gitmede Türkiye'nin rolü ne ola- bilir? Onun siyasal düzeyde aracılığının sınırian ne- ler? Türkiye o aracılık görevine de dayanıp bir çekim merkezi, bir siyasal-iktisadî kutup olma şansına sa- hip mi? Demokrasimiz ne ölçüde bir modeldir onlar için? Bir önemli benzeriik var aramızda: Laikleşme sü- reçlerimiz, bir yerde otorrter nitelikJeriyle, aynı. Laik- leşme konusunda Türkiye'den daha ılerde olduklan da söylenebilir o ülkelerin. Köktendincilik de yerieş- memiş. Niçin? Bu sorular ve daha başkalan, en ciddî araştırma- cılarca yanıtlanıyor. Eser, ezbere formüllerie baktığı- mız bir dünyayı, bütün gerçekliği içinde anlamamız- da bir ilk adımdır, onu elbette başkalan ızleyecek, iz- lemeli de. Gözlerimize çekilmiş bir duman perdesi kaldınl- mıştır. Semih Vaner'i ve arkadaşlannı kutlanm. Metis Yayınlan'nı da... Gürbüz'den Aşık'a tazminotdavası tstanbul Haber Servisi -6136 sayılı "AteşliSilah- lar Yasası''na muhalefet ve sahte kimlik ve plaka- larla yakalanan Osman Gürbüz Devlet Bakanı Eyüp Aşık aleyhine 201 milyon liralık manevi taz- minat davası açtı. Osman Gürbüz ile ilgili davada ise yeni müdahil olan avukatlann dosyayı ince- lemek için süre istemleri mahkeme başkanı tara- fından kabul edildi. Beyoğlu2. Asliye Ceza Mahkeme- si'ndeki da- vaya Gürbüz katılırken ga- zeteciler sa- lona ahnma- dı. Duruşma- ya ilk kez dün katılan avukatlar Et- hem Baykal ile Erol Şa- hin'in mahkeme başka- nından dosyayı incele- mek için istedikleri süre kabul edilerek oturum er- telendi. Mahkeme çıkışında gazetecilerin sorulannı yanıtlayan avukat Ethem Baykal Kadir Çelik'in hazırladığı progamda müvekkilinin "Yeşü" kod Osman Gürbüz adlı Mahmut Yıldınm, THKP'Citirafçısıve "çe- tenin sol kolu" olmakla suçlandığını belirtti. Bu nedenle müvekkili Gürbüz'ün can güvenli- ğinin kalmadığını kayde- den Baykal ve Şahin, ls- tanbul Asliye Hukuk Mahkemesi 'ne gönderdi- kleri dilekçede "Müvek- kilimiz. dev let bakanı ko- numundaki bir şahsın bu kusurlu ve ha- talı davranış- lannı adalet önüne getir- mek için sen> bolik olarak sadece 201 milyon lira ta- lep etmekte- dir" dedi. Os- man Gürbüz ise Bakırköy Cumhuriyet Başsavclığı' - na gönderdiği dilekçesin- de cezaevinde kaldığı sü- re içinde ismini açıkla- madığı bir avukatın ken- disine "Yeşü" olduğunu itiraf etmesi durumunda maddi ve manevi büyük vaatlerde bulunduğunu öne sürerek cezaevinde başına bir şey gelmesi du- rumunda bundan Eyüp Aşık'ın sorumlu olduğu- nu belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle