25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 HAZİRAN 1998 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Karaağaçlı kardeşler, DEP'li baba-oğulu çetenin talimatı üzerine öldürdüklerini söylediler Bir çete de Samandağ'da çıktıANTAKYA/SAMANDAĞ (Cumhuri- yet)- Yargıtay'ın usul yönünden bozdu- gu "Latifeci Davası", sanıkJann dün ver- dikleri ıfadelerle yeni boyut kazandı. Es- ki DEP Samandağ Ilçe Başkanı Mehmet Latifeci ıle babası Yahya Latifeci'yi öl- dürmekten yargılanan Behçet, Şevket ve Fîkret Karaağaçb kardeşler, cinayetierin "çete işi" olduğunu öne sürdüler. Kara- ağaçlı kardeşler, cinayetin ardında bir üs- tegmen. bir başçavuş, iki polis, bir işada- mı ile eski Samandağ müftüsünün oldu- ğunu ileri sürdüler. Eski DEP Samandağ Uçe Başkanı Mehmet Latifeci ile babası Yahya Lati- feci'yi 31 Mart 1995 günü öldürdükleri gereİcçesiyle yargılanan ve haklanndaki ceza Yargıtay'ca usul yönünden bozulan Behçet, Şevket ve Fikret Karaağaçlı kar- deşler, önceki gün Antakya Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan duruşmalannda rlski DEP Samandağ Ilçe Başkanı Mehmet Latifeci ile babası Yahya Latifeci'yi öldürmekten yargılanan Behçet, Şevket ve Fikret Karaağaçlı kardeşler, cinayetierin "çete işi" olduğunu öne sürdüler. Karaağaçlı kardeşler, cinayetin ardında bir üsteğmen. bir başçavuş, iki polis, bir işadamı ile eski Samandağ müftüsünün olduğunu ileri sürdüler. ilginç ifadeler verdiler. Sanıklar ifadele- rinde, baba -oğulun öldürûlmesi olayının ardındaki polis-asker-işadamı bağlantı- lannı detaylanyla anlattılar. Latifeciler'in öldürülmesinin "adli bir vaka olmadığı- nı,Susurlukçetesinin bir uzantısı olduğu- nu" ıddiaeden Karaağaçlı kardeşler, ken- dilerini cmayete azmettirenlerin adlannı vererek şu ıddialarda bulundular: " Bizi azmettirenler vardır. Petrolcü Naci Koza, eski Samandağ Müftüsü Ka- dır Kılıç, Samandağ Emniyet Müdüriü- ğü'nde görevli Başkomiser Necati Eryol, eski SamandağGarnizon KomutanıJan- darma Üsteğmen Vedat Ergin-ve Başça- vuş Namık Kurt, Mehmet ve Yahya Lati- feci'yi öfdürmek için azmettirdiier. Bun- lar bir çetedir. Mehmet Latifeci'yi öldür- memiz haünde bize en ufak bir zarar gel- meyeceğini söylediler. Bizeayrıca 5 miryar verîleceği beUrtildi." Karaağaçlı kardeşler, duruşma tuta- naklarına geçen ifadelerinde tüm bu ge- lişmelere komiser Ahmet Şahin ve polis memuru Serfaat Akbıyık'ın da tanık ol- duğunu ileri sürdüler. Sanıklardan Şev- ki Karaağaçlı ise ifadesinde Mehmet ve Yahva Latifeci'nin öldürûlmesi olavıvla daha sonra yaşanan gelişmeleri şöyle an- lartı: 'Mehmet Latifeci'nin evinegittik. Ka- pıyı açan Latifeci ile Behçet Karaağaçlı boğuşmaya başladı. Behçet'in elinde si- lah vardL Sonra Mustafa Hüzmeli benim silahımla Mehmet, Yahya ve Muhittin La- tifeci'yeateşetti. Kaçarakyolun kenann- da bekleyen petrolcü Naci Ko/a'nın ara- basına bindinı. Koza karakola gitmemia istedL Bana,'Sen git karakola, biz bu işi bağladık. Size hiç bir şey olmayacak' de- di. Ancak>ol aramasında \akalandık. Be- ni karakola götüren bir astsuba) rüfeğiağ- nma tutarak, "Sen kimseye bir şey söy- leme. Tırnağına zarar gelmez' diyerek tehdhetti." Csteğmen Vedat Ergin'in, başka kişi- leri de vurmasını istediğini anlatan Şev- ki Karaağaçlı şöyle devam etti: "Cinayeti işledikten sonra bize eski HADEP llce Başkanı şimdi ÖDP'li olan Talat Oruç veMevlüt Oruç'u da öldürme- miz gerektiğini söylediler. Hatta bu işler için petrolcü Naci Koza'nın, Üsteğmen Vedat Ergin'e 1.5 miryar \erdigini, 1.5 mil- yar için de söz verdiğini bilijoruz, Çete üyeleri kendüerini ele vermemiz duru- munda ailemizi yok edecekleri ve bu işi PKK'nin üzerine atacaklan yolunda teh- ditettiler." Karaağaçlı kardeşler bu ifadelennden sonra ailelerinin can güvenliğinin tehli- keye gireceğini belirterek önlem alınma- sını da istediler. E f e s ' 9 8 t a t b i k a t ı 'Türkiyedünyanut en zoryerinde9 MERtHAK SEFERİHİSAR- Türkiye'nin dünyanm en zor yerinde olduğunu belirten Cumhurbaşka- nt Sfikynun Denıirel, Atatürk'ün kurdugu Türkiye Cumhunyeîi'nin sonsuza dek yaşa- yacağmı söyîedi. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin planlı tatbikat- lanndan Efes '98"in fiili safhası dün Seferi- hisar'ın Doğanbey Körfezi 'nde gerçekleştiril- di. Tatbikatı Cumhurbaşkanı Süieyman De- mirel, Başbakan Mesut Yılma/ ve Geneikur- may Başkanı tsmail Hakkı Karadayı da izle- di. 25 Mayıs'ta başlayan ve bugün sona ere- cek tatbikâün fiili bölümüne 8 bin 484 perso- neL 22 heükopter, 55 muhtelif gemi. 80 bot, 26 tank karılırken. uçaklar 110 sorti gerçek- leştirdi. Tatbikatta aynca 19 top, 50 havan. 7 bin 395 muhtelif silah ve tekerîekli tırtıl araç kullamldı. Tatbikatı Ege Ordu Komutanı Or- general Doğu Aktuiga yönerti. Kara Kuvvet- leri Komutanı Orgeneral HüseyinKrvnkoğlii, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral SaBm Dervişoğlu, Hava Kuvvetleri Komutanı Or- general uhan Kıbç, NATO GüneydoğuAvru- pa Müttefik Kara Kuvvetleri Komutanı Orge- neral Hitai Özkök de tatbikatta hazır bulun- du. Tatbikatı çok sayıda vurttaşm yanı sıra 11 AGlK üyesi, 12 Banş îçin Ortaklık (BİO) üyesi. 7'si NATO. 1 l'i üçüncü dünya ülkesin- den olmak üzere 31 ülkeden 33'ü askeri ata- şe. 69 yabancı askeri temsilci izledi. Çıkarma, sabah saatlerinde Kıhçali ve Pi- yalepaşa muhriplerinden belirlenen hedefle- re top atışlanyla başladt. Ardından F-4 ve F-16 tipi savaş uçaklan hedefleri bombaiadı. Uçaklann çekiimesinin ardından helikopter- ler, kalan hedeflere saldırdı. Daha sonra Do- ğanbey Körfezi'ne giren çıkarmagemileri ka- pak attı. Şemdifl Sakık'ın Türkiye'ye getiril- mesinde aktif rol oynayan ve Bordo Bereliler olarak tanman Özel Kuvvetler de helikopter- le gösteri yaptılar. Tatbikatm sonunda da Türk Yıîdızlan, Cumhurbaşkanı Demirel için bir gösteri gerçekleştirdiler. Tatbikatm halka açık böiümünün ardından bir açıklama yapan Cumhurbaskanı Süiey- man Demirel. Türkiye'nin dünyanm en zor bölgesinde yer aldığını dile getütli. Efes '98 tatbikatı bugün gerçekleştiriîecek karaya çı- kan kuvvetierin son hedefleri imha etmesinin ardından sona erecek. Çıkarma, KıbçaH ve Piyaiepaşa muhriplerinden beürienen hedeflere top atışlanyla başladı. Tatbikatı Cumhur- başkanı DemireL Başbakan Ydmaz ve Genelkurmay Başkanı Karadayı da izledi. (Fotoğraf: CELAL YILMAZ) 11. Yerel Medya Eğitim Semineri'nde teknolojik gelişmeler ve basının şorunlanjtartışıldı ' 12 Eylül dönemi basını gerîletti'• KTÜ'de gerçekleştirilen ve 3 gün sürecek seminerde gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Orhan Erinç, 12 Eylül'den sonra pek çok konuda olduğu gibi basında da ciddi bir gerileme sürecinin yaşandığını vurguladı. ARMET ŞEFİK TRABZON(Cumhuriyet)- Basın tekno- lojisindeki gelişmelerin aktanlması ve ba- sının sorunlannın tartışılıp çözüm yollan- nın ortaya konulmasını amaçlayan 11. Ye- rel Medya Eğitim Semineri Trabzon'da başladı. Seminerprogramının ilk gününde "gazeteci-lıaber kaynagı ilişkileri"ni anla- tan gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Orhan Erinç, 12 EylüFden sonra pek çok konuda olduğu gibi basında da ciddi bir ge- rileme sürecinin yaşandığını vurguladı. KTÜ'de gerçekleştirilen ve üç gün süre- cek olan seminere konuşmacı olarak gaze- temiz Genel Yayın Yönetmeni Orhan E- rinç, gazetemizin Sorumlu Müdürü Fikret tlkiz,Türkiye GazetecilerCemiyeti Başka- nı Nail Güreli, Trabzon Gazeteciler Cemi- yeti Başkanı Murat Taşkın,çeşıtlı gazete- İerin sorumlu müdür ya da köşe yazarlan katıldı. Seminerin ilk konuşmasını yapan Orhan Erinç. 12 Eylül'den sonra birçok alanda ol- duğu gibi politika ve basın alanında da cid- di bir gerileme yaşandığını \oırguladı. Ga- zeteciliğin kullanılmaya en elverişli mes- lek olduğunu. bu yüzden haber kaynakla- n ile ilişkide mesafeli ve düzeyli oiunma- sı gerektiğini belirten Erinç. bu açıdan Türk basınında önemli sorunlann yaşandı- ğını, basında çıkar ilişkilerinin ön plana çıktığını, toplumsal sorumluluğun unutul- duğunu savundu. Erinç. her şeye rağmen Türkiye'de ken- di kendini en çok sorgulayan alanın basın olduğunu belirtti. Erinç, haber kaynaklan ile ilişkide \erel basında çahşan gazeteci- lerin çok daha güç durumda bulundukla- nnı söyledi, ekonomik ortamın dengeli ve yeterli olmamasından dolayı yerel basın kuruluşlannın yaşamasında özverinin ön plana çıktığını ifade etti. Trabzon Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Murat Taşkın da yerel basının içinde bu- lunduğu güçlükleri anlattı, yerel basın ol- madan demokrasinin sağlıklı işlemesinin olanaksız olduğunu savundu. HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KJŞLALI BirPoptpe! Züffü Livaneli birçok olumlu niteliği olan bir insan. Sanatçılığı... Birikimi... Kendini anlatış bıçimi... Serin- kanlı görünüşü, ılımlılığı.. Güleryüzlülüğü.. Bunlar hep olumlu. Siyasal yaşamda bu niteliklerde- ki insan sayısının artması da çok istenilir bir şey. Sayın üvaneli, CHP'nin 9 Eylül 1995 Kururtayı önce- sinde genel başkan adaylığına soyunmuştu. Ve ben o zaman şu soruyu sormuştum: "Niçin CHP?.. CHP'nin temsilettiği varsayılan -ya da temsiıetmesi gereken- ideolojiye inanıyor mu?" • • • Zülfü Livaneli, o zamanlar, kendi deyimi ile "milliyetçi sol" ile kavgalıydı. Yazılannda köktendinci kesımlere pek çatmazdı. ikin- ci cumhuriyetçilerin saldırılanna karşı çıkmaz, hatta ba- zılannı paylaşırdı. Arna konu "ulusal so/" olunca, birden hırçınlaştığını, hoşgörüden ve sağduyudan uzaklaştığı- nı görürdünüz. Şu sözler O'nundur: "Solnezamandan berimilitarizmin, şovemzmin, dev- let sömürûsünün, Kürtdüşmanlığının, Yunan nefretinin adı oldu?" Kastettiği kesim, "ulusalcı sol" diye adlandırılan ke- simdir. Ecevit'ler, Soysal'lar, llhan Seiçuk'lar.. Ben ve be- nim gibi düşünenler. Yani"Kema//sfso//" Ve Sayın Livaneli, o ideoiojik çizgiyi "Nazizm" olarak adlandırmaktan çekinmemiştır. Yani "faşizm"! • • • Sayın Livaneli'nin saldırılarını üç yıl önce de yanıtla- mıştım. türkiye'de ulusal sofu savunanlarda; ne militarizm, ne şovenizm ne devlet sömürüsü yandaşlığı. ne Kürt düşmanlığı, ne de Yunan nefreti vardır. Ama anlaşılıyor ki kendisinin o kesimi karalama çabalannın altında ba- zı nedenler vardır. Devlet sağa hizmet için de kullanılabilir, sola hizmet için de... Elbette kı devletçilik ile solculuk özdeş değil- dır. Peki, kuşaklar boyu özverilerle oluşrurulrnuş bir biri- kimi, ıç ve dış çıkar çevrelerine peşkeş çekmek mıdir sol- culuk? Bölgeler ve sınıflar arasmda korkunç uçurumlar varken ve bunun yarattığı ağır sorunlar toplum olarak ya- şanırken Altıok'un devletçiliğine karşı çıkmak mıdır sol- culuk? Devletçilik solculuk değildir de devlet düşmanlığı mı- dır solculuk? Kıbns Türk'ünü Rumlann, Güneydoğu halkını PKK te- rörünün insafına terk etmek midir solculuk? Bu toprak- lar üzerinde yaşayan herkesin eşit haklardan yararlan- masını savunmak mı, yoksa aralanndaki farklılıkları ku- rumlaştırmaya çalışmak mıdır solculuk? Solculuk, milliyetçilik bayrağını MHP'ye, dindartarı FP'ye, sol görünüm altında sağ vunna hakkını da nu- maracı cumhuriyetçilere bırakmak mıdır? Kemalizmın "emeği en yüce değer" sayan, her tür\ü toplumsal ayncalığa karşı çıkan Halkçılık ilkesi midir soli culuğa ters düşen? Yoksa bu topraklar üzerinde yaşa- yan herkesı, din ve ırk aynmı gözetmeksizin aynı ulusun bireyleri sayan Ulusçuluk ilkesi midir "Nazizm"olarak ni- telendirilmesi gereken? • • • Sayın Livaneli'nin CHP Genel Başkanlığı'na "talip ol- duğu" dönemde, Bedri Baykam bir "açıkmektup" ya- yımlamıştı. Şu satıriar vardı: "Ataturk ün kurduğu Cumhuriyet'e ve CHP'ye sal- dınp, 'TC 70 yıldır Kürtlere zulüm yapıyor' diyenlere hiç- birkarşılıkvermediniz. 2. Cumhuriyetçilere tozkondur- madınız. Anti-militarist görünebilmek için her fırsatta 27Mayts'asaldırdınız." ,_ • •< • . . , Vesoruyordu: ' " ' " "Artan biraderier 'Dinamit' programlannda sûrekli paslaşarak CHP'yi, Altıok'u, Kemalizm'i sille tokat ifti- ralartahırpaladıklanzaman, birtüriü vermeyeyanaşma- dığınız yanıtlan hiç mi fark etmedik zannettiniz?" Bütün bu sorular bugün de geçerliğinı koruyor. Ama ben üç yıl kadarönce sorduğum soruyu artık ge- ri alıyorum. O zaman "Niçin CHP" demiştim. Çünkü o nıtelikler- deki bir insanın siyasal yaşama katılmasından dolayı memnundum; sadece ideolojısinin CHP ile uyuşmadı- ğını düşünüyordum. Artık o soruya gerek kalmadı; çünkü Sayın Livaneli'nin ideoiojik kimliği ile Baykal'ın "Yeni CHP"s\ oldukça ör- tüşüyor. Sezar'ın hakkı Sezar'a! Livaneli üç yıl önceki yerinde... Ama CHP üç yıl ön- ceki yerinde bile değil. CHP'li Etem Cankurtaran 'FP'liler hizmet yerine rejimle kavga ediyorlar' • Bir grup CHP'li. Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Meydanı'nda, FP'li Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Recep Koral'ın "hukuk dışı uygulamalannın" anlatıldığı bildiriler dağıttı. î tstanbul Haber Servisi - CHP Istanbul 11 Başkanı Etem Cankurtaran, FP'li Istanbul Büyükşehir Bele- diye yönetiminin kendi ad- lanyla anılacak hiçbir işleri olmadığını belirterek "Bun- lar hizmet yerine rejimle kavga etmeyi cumhurryete saldırmavı yegüyorlar" de- di. Etem Cankurtaran, CHP Gaziosmanpaşa Ilçe Başka- nı Mehmet Polat, CHP Esenler Ilçe Başkanı Hüse- yin Aksu, CHP Kâğıthane Dçe Başkanı Yiısııf Gürie- \ik, CHP E\üp tlçe Başka- nı Safî Kara\alçın ve diğer parti yöneticileriyle birlikte dün Gaziosmanpaşa Cum- huriyet Meydanı'nda. FP'li Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Recep Koral'ın "hukuk dışı uygulamalan- nn" anlatıldığı bildiriler da- ğıttı. Meydandaki Atatürk Anıtı Önünde bir açıklama yapan Cankurtaran. lstan- bul'daki FP'li belediye baş- kanlannın, Istanbul Büyük- şehir Belediye Başkanı Re- cep Tayyip Erdoğan'ın ko- raması altında yaptıklan iıaksızlık ve hukuksuzluk- lınn" boyu aştığını iddia et- t. FP'li belediye başkanla- rnın Istanbul'u padişah gi- h yönettiğini savunan Can- kurtaran, hukuksuz uygula- ma için belediye başkanla- nna partilerinden tepki gel- memesini eleştirdi. FP'li belediye başkanla- nnın Istanbul'da hiçbir ba- şanlannın olmadığını öne süren Cankurtaran. tek ba- şanlannın din sömürüsü yapmak olduğunu söyledi. Ciddi birkuraldık yaşanma- ması nedeniyle sulann akı- yor olmasını hizmet başan- sı olarak göstermeye çalış- tıklannı. ancak buna karşın suya acımasız zamlaryapıl- dığmı anlatan Cankurtaran. "Istanbullu bunlara bir kez daha prim vermeyecektir" dedi. Cankurtaran, FP'lilerin yanlışlan üzerine politika üretmeyeceklerini, yeni bir hizmet modeli sunacaklan- nı savunarak CHP Gazios- manpaşa Ilçe Başkanı Meh- met Polat'ın FP'li belediye- nin hukuksuz uygulamala- nna karşı bir savaşım verdi- ğini söyledi. Mehmet Polat da beledi- ye başkanının hukuk dışı uygulamalannı 2 yıldır ta- kip ettilderini ve verdikleri mücadelesonucunda bunla- nn hepsini kanıtladıklannı söyledi. Polat, halkı dinci vakıflara peşkeş çekilen or- tak varlıklara sahip çıkma- ya çağirdı. Ev sahibi olmanın zamanı geldi. İSTANBUL HALKALI 3. ETAP, ANKARA ERYAMAN 5. ETAP, SAMSUN PELİTKÖY, KARSVE ŞANLIURFA konutları satışa sunuluyor. Evet... kalıcı bir adrese sahip olmanın, çağdaş bir çevrede, güzel bir evde yaşamanın zamanı geldi. Kuruldugu günden bu yana binlerce aileyi ev sahibi yapan Toplu Konut Idaresi, satışa sunduğu yeni konutlarıyla binlerce ailenin daha hayalini gerçekleştirmeye hazırianıyor. Yöresel özelliklerin ve sosyo-kültürel alışkanlıkların da göz önünde tutularak hazırlandığı projeler, otoparkları, alışveriş merkezleri, parkları ve mükemmel altyapılanyla çağdaş yaşamın tüm gereksinimlerini karşılayacak şekifde düşünüldü. Bunlann dışında özürlü vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını da gözeten Toplu Konut Idaresi, satışa sunduğu yeni konutlarının bir bölümünü de özürlü vatandaşlarımız için özel olarak hazırladı. En geç 2 yıl içinde tamamlanması planlanan Halkalı 3. etap, Eryaman 5. etap, Samsun Pelitköy ve Kars konutları ile, yapımı tamamlanan ve 1998 yılı içinde teslim edilecek olan Şanlıurfa konutlarının satışları T. Emlak Bankası kanalıyla gerçekleştiriîecek. 10 yıl vade ile sahip olabileceğiniz hayalinizdeki ev için hemen harekete geçin. llgilendiğiniz projeyle ilgili detaylı bilgiyi T. Emlak Bankası Şubelerinden alabilirsiniz. Türkiye'nin ikinci konut hamlesi devam ediyor. TOPLU KONUT I D A R E S İ B A J K A N L I G
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle