18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10HAZİRAN1998 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Atatürk ve İnönü'niin büstüne saldırı • Haber Merkezi- Sınop'un Türkeli ılçesine bağlı Gaziler ve Düzköy ilköğretim okullannın bahçesindeki Atatürk büstleri. balyozla kınlarak tahrip edildi. Durumun güvenlik güçlerine bildinlmesınden sonra yapılan soruşturmada. olayla ilgili olduğu belirlenen Avni Kaya (19) adlı bır kişı gözaltına alındı. Balıkesir'in Edremit ilçesine bağlı Güre beldesinde ise Atatürk'ün silah arkadaşı ve Türkiye Cumhuriyeli"nin ikinci Cumhurbaskanı lsmet İnönü'niin büstü, kimliği belirlenemeyen kişi veya kişiler tarafından çekiçle kınlarak tahrip edildi. Güre Belediye Başkanı Kamil Saka, '"Kurtuluş Savaşı kahramanlanna duyduğumuz saygı gereği Inönü'nün büstünü yaptırmıştık. Saldırganlan nefretle kınıyorum" dedi. Savunması evinde alınacak • ANKARA(AA)- Ankara l No'lu DGM'ce, •'Dünya Banş Günü" dolayısıyla l Eylül 1996'daAnkara'da düzenlenen mitingteki konuşmasında "halkı sınıf, ırk ve bölge farkhlığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik ettiği" gerekçesiyle 1 yıl hapıs cezasına mahkûm edilen IHD Genel Başkanı Akın Birdal'm. bu karann Yargıtay'ca bozulması üzerine yeniden yargılanmasına başlandı. Birdal'm a\ııkatı Sedat Altıntaş, müvekkilinin ameliyat olduğunu ve uzun süre ayağa kalkamayacağım söyleyince savunmasının mahkemece mahallinde alınmasına karar verildi. 6 PKK'li •••••• •••••• olduruldu • DİYARBAK1R (Cumhuriyet Bürosu) - Olağanüstü Hal Bölge Valiliği'nden yapılan açıklamaya göre, güvenlik kuvvetlerince Siirt'in Eruh ilçesi Milyanis bölgesinde sürdürülen operasyonlar sırasında çıkan çatışmada 6 PKK'li öldürüldü. Şırnak yakınlanndaki Kelmehmet Dağı bölgesinde sürdürülen operasyonlarda da 1 PKK'li sağ olarak yakalandı. Hakkâri il merkezinde ise örgütteri kaçan 1 milıtan güvenlik güçlerine teslim oldu. Şevki Yılmaz'a dava • İstanbul Haber Servisi - İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, Rize Milletvekili Şevki Yılmaz hakkında, "Zafer Çiçekleri" adlı bir kasette "Cumhurbaşkanf na hakarerte bulunduğu TBMM'nin. hükümetin ve askeri kuvvetlerin manevi şahsiyetini tahkir ve tezyif ettiği" gerekçesiyle 6 yıldan 18 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Davanın. görülmesine önümüzdeki günlerde başlanacak. Başbakan Yılmaz, Meclis tatile girmeden seçim karan alınacağmı söyledi ^Uzlaşma hepimizi bağlar'ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Başbakan Mesut Yılmaz. CHP lideri Deniz Baykal ıle vardı- ğı uzlaşmanın tek nedeninin Mec- lis'i çahştırmak. dolayısıyla siste- mi işletmek olduğunu belirterek itirazlanna karşın, bu anlaşmanın mutlaka yürüyeceğini bildirdi. Yılmaz. Bakanlar Kurulu toplan- tısının çıkışında, koalisyon ortak- lanyla bir sorununun bulunmadı- gını ve seçim karannın Meclis ta- tıle girmeden alınacağmı söyledi. Yılmaz. dün Başbakan Yardım- cısı Bülent Ecevh ile birlıkte TB- MM Başkanı Hikmet Çetin'i de ziyaret ederek yeni genel kurul sa- lonunun açılmasını istedı. Çetin. teknık sorunlar gıderılır gıderil- mez salonun açılacağını belirtir- ken Yılmaz, yeni salonunun hız- mete sokulmamasımn nedeninin teknik değil. siyasi olduğunu öne sürdü. Yılmaz. dün partisinin Meclis grup toplantısmda Baykal ile yap- tığı görüşmeyle ilgili bilgi verır- ken bu uzlaşmanın tek amacının Meclis'i çalıştırmak olduğunu. Meclis'in çalıştınlmasını sistemin işletilmesiyle eşdeğer saydığını bildirdi. "Meclis'içalıştıramazsak o zaman Türkiye'ye başka elbise- lerbiçilir" diyen Başbakan, hükü- metin bir yandan bozulan siyasi istikran ve devlette uyumu sağlar- ken dığer yandan da köklü reform- lan gündemine aldıgını bildirdi. Yılmaz, Türkiye'deki asıl sorunun Meclis'in çalıştınlabilmesi oldu- ğunu belirterek "Gelmiş geçmiş en uyumlu koalisyon hükümetiyiz. Millete. ülke menfaaüan her şeyin üstünde tutulursa koalisyonlann korkulacak bir şey olmadığını gös- terdik. Eğer koalisyon başanya ulaşirsa o zaman yeni sistem ara- yışına gerek kalmaz. Mesele hükü- metin iyi niyetii, kararlı ve çalışkan olmasıyla çözülmüyor. Parlamen- tonun da hükümete ayak u>dur- ması gerekiyor" dedi. Mılletvekillerinin Meclis'e ek- siksiz devam etmesini isteyen Yıl- maz sözlerinı şöyle sürdürdü: "Ortağıınız olan partiler de gerek- li disiplini sağlamıştır. Ancak. Mec- lis'in gündemi olağanüstü yüklü- dür. Üç yüz küsur yasateklifi \e ta- sansı var. Önümüzdeki süre de kı- sıtiı. En fazla bir a> daha çalışabi- liriz diye düşünüyorum. Bu bir ay- lık süreyi çok iyi değerlendirmek zonındayız. Bir aylık maratona girmeliviz. Dünya Kupası'ndan. st- caklardan etkilenmeden Meclis'e devam edip bu yasalan çıkarma- mız lazun." Baykal ile görüşmesinin aynn- tılan konusunda bılgi veren Yıl- maz şöyle devam etti: "Biz hükü- met olarak >asa çıkarmadan gö- Milli Eğitim Bakanı Uluğbay devlet okullarını gelistireceklerini söyledi 6 Ozel okııllara teş\ik yok' EBRUTOKTAR ANKARA- Milli Eğitim Baka- nı Hikmet Uhığbay, Fransa Ulusal Meclisi'nin sözde Ermeni soykın- mını kabul etmesine karşın, öğret- men yetiştirmek üzere bu ülkeye 32 lisansüstüöğrenci gönderilme- si karanndan vazgeçmeyecekleri- nı bildırerek,*Ülke tarihini çokryi bilen bu çocuklar. Türkiye aleyhi- Detekvaniıtaruornlannönünege- çecek. Bizjrtı elçimiz olacak bu ço- cuklar, bizim iyi tanıtılmamızın araa olacakiar"' dedi. Uluğbay, özel okullara yönelik vergi indiri- mini öngören Özel Öğretim Yasa- sı Taslağı'nm gündemlerinde ol- madığını belirterek, "Özel okufla- ra aynca teşviğe gerek yok"' dedi. Milli Eğitim Bakanı Hikmet U- luğbay, bakanlığın gereksinim duyduğu Milli Eğitim Akademi- si'nin bir an önce yasalaşmasının gerekliliğini söyledi. Kendisınden önceki dönemde geliştirilen aka- detni projesine bakanlığı döne- mindc destek verdiğjni vurgula- yan Uluğbay, sözlerini şöyle sür- dürdü: "Doğru yolda alınan karaıian sürdürmek lazım. Ben bunu ol- gunlaştırarak. sevk etme olanağı buldum. Gündemin çok yoğun o(- aıast nedeniyle akadenıi kurulma- suu öngören tasannın Meclis tati- le girmeden yasalaşması çok zor. Ancak seçim hükümetinden önce mutlaka yasalaşması gerekiyorT Uluğbay, akademinin egitimin gereksinim duyduğu bir altyapı- nın zeminini sağlayacağını belirt- ti. Uluğbay, bu yıl ilk defa lisan- süstü eğitim için Fransa'ya gönde- rilecek 32 ögrencinin, Fransa Ulu- sal Meclisi'nin kabul ettiği sözde Ermeni soykınmı yasa tasansına karşın Türkiye lehine lobi çalış- malan yapacağını söyledi. Fran- sa'da 195 Türk öğretmeni de bu- lunduğunu belirten Uluğbay, "Si- yaset vaparken, o alandaki araçla- n çok iyi kulianmak gerekir. Fran- sa'da bulunan ögretmenlerle bu- raya lisansüsrü eğitim için giden öğrenciler, ülkemizin tarihini de anlatarak, bizim elçimiz olacak- hr" dedi. Uluğbay, buradaki öğ- renci ve öğretmenlerin genel tarih ve kültür bilgisiyle Türkiye'yi en iyi şekilde tanıtacağını anlattı. "Böylece btzim tekyanlı tanıtdma- mız önlenerek,dc\ tctkrarası ilişki- ler ryifcşecek" diyen Uluğbay. eğı- rimin uzun dönemli getirisine dik- kat çekti. Ozel okullara teşv ik yok Uluğbay, özel okullan teşviket- meyeceklerini de açtkladı. Özel okullara vergi indirimi öngören Özel Öğretim Yasa Taslaği' nı gün- demlerine almadıklannı bildiren Uluğbay, öncelikli konularının devlet okullanndaki kaliteyi yük- Uluğbay "Ortahalli velilerin çocuklanna nitelikli eğitim vermenin yoflannı anyoruz. Devlet okullarmda niteiik her geçengün artacak. Özei okııüara teşvike gerek yok" dedi. seltmek olduğunu söyledi. Uluğ- bay, "Özel okuflara aynca teşviğe gerek yok. Ülkedeki okuUaşma oranı >c öğrend sa>ısı arttıkca. özel okullar için ortaya çıkan potansi- yel böyûyor'' dedi. Uluğbay, 8 yıl- lıkkesintisiztemeleğitimle 1 mil- yon 300 bin ögrencinin daha-okul- laştığma dikkat çekti. Öğrermen sayısını arttırdıklan- nı, ders programlannın içeriğini de çağdaş bir anlayışla yeniledik- lerini kaydeden Uluğbay, 2000 yı- lına kadar ilkögretimdeki okullaş- ma oranını yüzde 100'e ulaşdra- caklannı bildirdi. revde kalmak isteyebilirdik. CHP için bu hükümeti düşürmek çok risklidir. CHP bu hükümeti düşü- rürse doğacak siyasi isrikrarsızh- ğın vebali altında kalır. O nedenle CHP hiçbir zaman hükümeti dü- şürme>e cesaret edemezdi" 'Partili başbakan' Yılmaz, Baykal ile yaptığı uz- laşmaya göre kendisinin isitafa- sından sonra kurulacak hükümetin başbakanının bağımsız değil, par- tili biri olacağını bildirdi. Yılmaz, üstü kapah olarak hü- kümet ortaklannı da uyararak "Ortaklanmızm kaygılanna rağ- men netkede Ba\ kal ile > aptığımız mutabakat mutlaka \ ürüye- cektir. En azından ben yüz- de 100 bağlı olacağım. Or- taklanmızm bazı kaygılan olsa da. kerhen de destekle- seler. neticede mutabakann ana unsuıian hepimiz için bağlayıcıdır" dedi. Yılmaz. Bakanlar Kurulu toplantısından aynlırken ga- zetecilerın sorulan üzerine Baykal'la vardığı uzlaşmay- la ilgili olarak ortaklanyla arasında bir sorun bulunma- dıgını söyledi. Bu konuya ilişkin Ece- vit'in bugün açıklama yapa- cağını kaydeden Yıİmaz, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'ın -\lutabakaün3. tarafı olmam" sözlerinin anmsatılması üzerine. "Za- ten kendisinin bu uzlaşma- nın tarafı olmasını isteme- dik. Sadece kendisinin bu konudaki görüşünü alıpona göre hareket etmeyi karar- laşdrmışök" diye konuştu. Seçim karannın Meclis tatile girmeden alınacağmı belirten Yılmaz, "Gündem- deki bütün yasalan çıkanp en sonunda seçim karannın aknmasım öngördük" dedi. DSP'den zoraki evet Ecevıt önceki gün parti- sinin başkanlık dıvanını, dün de grup yönetim kuru- lunu toplayarak son geliş- melen değerlendirdi. Ecevit. dün grup yöneti- mıyle yaptığı toplantıdan sonra "Erken seçime karşı değiliz. tki seçimin bir arada yapılması sıkıntılar doğura- btlecekolsa da karşı değiliz" dedi. Baykal ın "2000 yıiında seçim vapılsa, bunun yapıla- cağı önceden belli oimaya- cak mı" sözleri anımsatıla- rak yöneltilen bır soruya Ece\ it. "Sakıncalannşimdi- den bazı ipuçlan görülmeye başladı" yanıtını verdi. Baykal, 'Mutabakatın Köşk'ten döneceğini düşünenler hayal kınklığına uğradı' dedi 'Başbakan tepldlere gereken tavrı ahr' .ANK.ARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal. Başbakan Mesut Yılmaz'Ia vardıklan seçim uzlaşma- sının bu kez işletileceği ve bu hafta içinde uzlaşıtıa metnıni imzalayacaklannı umut ettiğıni söyledi. Cumhurbaşkanı Süleyman DemireTin son açıklamalarını memnuni- yetle karşıladıgını bildiren Baykal. "Kim- senin peşin uzlaşma tekUfetmesi. dayatma- da bulunması söz konusu değildir. Meclis seçim karan alacaktır. Başbakan istifa ede- cektir. bu takdir kimsenin iznine bağlıdeğii- dir, şahsi takdiridir" dedi Baykal. dünkü grup toplantısmda son ge- lişmeleri değerlendirirken ülkeyi rejim bu- nalımından kurtarmamn yolunun sosyal de- mokrasiyi güçlendirmek olduğunu vurgu- ladı. "Biz 2 bloğun dışında, 3. yoluz" diyen Baykal. "CHP'nin sabrı. tahammülü ve vıırtseveriiği sayesinde bu hükümet bir yıl- • Baykal'dan: "Cumhurbaşkanı'na peşin uzlaşma dayatması söz konusu değil' • "Başbakan'ın istifası kimsenin iznine bağlı değildir." dır işbaşında kaldı. Bu hükümet bu paıia- mentonun en uzun süreli hükümeti haline gelecektir'' diye konuştu. "Bu hükümet de- vam etsin" demenin mümkün olmayacagı- nı yineleyen Baykal. şunları söyledi: "Bu hükümet başlangıçtaki umut ve he- yecan odağı olmaktan çıktı. 5 kuruluş dcs- teklerini çektiğini açıkladı. Bu durumda. bir muhalefet partisi olarak bizim de böyle bir hakkımız yok mu? Bu hükümeti taşıyın. Beyler. yeter ikridara doyduk. bıktık, diye- ne kadar. Siz de jjiriverin. CHP de bunlaıia beraber eriyrversin. O zaman eriyen rejim olur, sosvai devlet olur, Türkive'nin avdm- lık geleceği olur. CHP'v i eritince laikliği sos- yal devlerinasıl koruvacaksınız? CHP'yisa- kınnıak bir yurt görevidir. Biz Türkiye'ye erken seçim dayatması yapmıyoruz. Bizim dışımızda bir hükümet seçeneği buluriarsa devametsinler. Kimseye seçimempozeetme- ye çalışmıyoruz. Artık sizi taşıyanııyoruz. inin üstümüzden divoruz. Başbakan'ı bu meseleyi anlamış gördüm. 60 nıihon insanın önünde vardığımız sonuçlan ilan ettik. Bu defa inşallah mutabakat işletilir." Baykal. seçim karannın bu parlamento dönemı içinde alınacağmı. \erel ve genel seçimlerin 1999yılı nisanayındayapılaca- ğını ve Başbakan Yılmaz'ın bu yıl sonun- da istifa edeceğini söyledi. Baykal, "10 ay önceden seçim karan aunır m\~ eleştirileri- ne. "Anayasa söylemiş 10 ay sonra seçim var, diye. O belediyeler için peki 2000 yıiında se- çim yapacaksan, son yılı bunu bilerek geçir- meyecek miyiz? Hükümetler, güçlerini hiç düşmeyecekleri anlayışından mı alırlar" karşılığını verdı. Seçime neden yeni bırhü- kümetle gidilmesı gerektigine ilişkin olarak da Baykal, "Reel koşullan bilenlerböyle bir soru sormaz.Çünkü. adaleüi. güvenli birse- çim istiyonız" dedi. Baykal. TBMM çalış- malanyla ilgili olarak da "Herhangi bir ya- sa çıksın diye özel bir tatebimiz yoktur. Tak- dir hükümetindir. İrtkay la mücadele yasa- lan diye anılan yasalan da değenendiririz. Gerekli katkıyı veririz" dedi. Seçim karannı TBMM'nin alacağmı vur- guladı. UZ YAZIIORHAN BİRGİT Attı Balkan ülkesinin Dışişleri Baka- nı, Ismail Cem'in ev sahipliğinde iki gündür Istanbul'daydı. Basın, dünyanın her tarafında kendi değer ölçüleri içinde çalışır. Türkiye, Bulgaristan, Arnavutluk, Yunanistan, Yugoslavya Federal Cumhuriyeti, Ro- manya ve Makedonya'nın katıldığı "Güneydoğu Avaıpa Ulkeleri Dışişleri Bakanlan" toplantısmda haberierin ib- resi Yunanlı komşunun üzerindeydi. Oysa, Balkanlar'ın tam ortasında Kosova'yı bir cehennem ateşi içinde bırakan etnik Sırp kuşatmasından ötü- rü, medyanın Yugoslavya Federal Cumhuriyeti'nin Dışişleri Bakanı'nı göz önünden ayirmayacağı sanılırdı. Ama söylediğim gibi, haberin ölçüleri baş- ka olduğu için, Kirye Pangalos geldı ve kameralann objektrflerinin tam orta- sına yerleşti. Çünkü bu işi, yani bir ül- kenin kamuoyunda haber olmanın yöntemlerini çok iyi biliyor Yunanlı ba- kan. Bazen söverek başlıyor demeçleri- ne. Bizi bir düşman kardeş gibi gördü- ğünü saklamıyor. Bazen de bakıyor- sunuz, Atatürk Havaalanı'nın iniş pis- tinde duran uçaktan inmiş, elini kolu- nu sallayarak giriş kapısından geçiyor. Pasaportsuz konuğumuz oluyor. Pa- saportunu almadan gelişinin nedenini soran gazetecilere de Avrupa Konse- Kapımız Komşuya Açık... yi'ne üye ülkelere gidişlerinde Yunan Dışişleri Bakanı olarak pasaport taşı- madığı, Türkiye'nin de konsey üyesi olduğu yanıtını veriyor. Ne yaparsınız? Komşu komşunun hatınnı sayarsa, kaprisine de razı olur. Özellikle bizim gi- bi. geleneklerinde komşu hatınna ağır- lık tanıyan bir ülkenin insanlan için. Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girme- mesi için cebinde devamlı "vefo" kar- tı taşıyan da, iki komşu ülke arasında vize uygulayan da Pangalos'un başın- da bulunduğu bakanlık değil mi? Türkiye, Yunanlı komşusuyla ger- çekten dostça ilişkiler kurmak istese de, pasaportsuz kapımızı çalacak ka- dar kendisini bize yakın göstermek is- teyen konuğumuz, "Ismail Cem ile iki- li bir görüşme yapsak bile. aramızda- ki sorunlan enine boyuna görûşeceği- miz sanılmasın" sözleri ile böyle bir ko- nuşmanın sınıriarını kendi ölçüleri için- de tuttuğunu saklamıyor. Oysa, Türkiye daha geçen hafta iki ülke arasındaki "güven arttıncı önlem- ler" paketini gündeme alarak Ege üze- rinde askeri uçaklannın silahsız olarak uçmasını sağlamış. Türk Dışişleri Ba- kanı, konuk komşusuna bu iyi niyetii yaklaşımımızı söyleyerek söze başla- sa ve hemen arkasından Güney Kıbrıs için alınan S-300 füzelerinin adaya gönderikdiğini açıklayan Rus "Sevod- niya" gazetesinin haberinin, tam bu güven arttıncı önlemlerle çakıştığını da sözlerine eklese, Pangalos acaba ne yanrt verecek? Gazeteler, Pangalos'un toplantının ilk günü verilen yemekte, Kosova'da Sırplann etniktemizliğini gizlemeye yö- nelik sözleri için Yugoslavyalı bakanla tartışmaya girdiğini yazıyorlar. Türkiye, Yunanistan'ın diretmesine uysa da Ku- zey Kıbns'ta konuşlandırdığı silahlı bir- liklerini çekse, yani adayı tek taraflı ola- rak askerden arındırsa, Kosova benze- ri bir etnik temizliğin Kıbnslı Türkler için kaçınılmaz olacağını Pangalos nasıl reddedebilecek? Onun için Yunan Dışişleri Bakanı, Türk meslektaşı ile ikili bir görüşme ya- pılırsa, iki ülke arasındaki konulann masa üzerine gelmesini istememekte haklıdır. • • • Ama, bir de talihin garip rastlantrsı- na bakınız. Komşu bakan, ülkemize pasaport- suz gelebilecek kadar kendisini bize yakın görüyor ve böyle bir yaklaşım içinde bulunduğu için de ev sahipleri kendisine sadece içtenlikle "hoş gel- diniz" diye giriş kapısını ardına kadar açıyoriar. Aynı gün, İstanbul Emniyet Müdür- lüğü'ne bağlı terörie mücadele ekiple- ri, geçen hafta banliyö trenine bomba koyarak on bir kişinin yaralanmasına, bir kişinin de ölümüne yol açan bom- bacı teröristleri yakalıyor. Bununla Istanbul'a pasaportsuz ge- lecek kadar kendisini bize yakın hisse- den Yunanlı Dışişleri Bakanı'nın ne il- gisi var, deyip geçebilir miyiz? İlk bakışta "evet". Güvenlik güçleri- mizin dünyanın hemen birçok yerinde benzerierine rastlanılan birterörist gru- bunu daha ele geçirmesini, olsa olsa Bulgar, Arnavutluk, Makedonya, Ro- men konuk dışişleri bakanlan da, on- lara eşlik eden bu ülkelerin öteki görev- lileri de salt bir başan örneği olarak kar- şılariar. Özellikle terörie savaşıma karşı ortak önlemler alınan bir yeryuvarlağında. üstelik birbirine komşu ülkeler arasın- da. güvenlik örgütlerimizin kısa bir sü- re içerisinde iz sürerek, eylemcileri ya- kalamasından onlar da hoşnut olurlar. Ama sevgili komşumuzun iri gövde- li bakanı nasıl düşünmektedir, bu olay karşısında? İstanbul polisine verdikle- ri ifadede, bombacı eytemciler, bir sü- re Yunanistan'da gördükleri eğitimden sözediyoriar. Bomba yapmayı, kullan- mayı. iz sürmeyi kendilerine Yunanlı uzmanların öğrettiklerini anlatıyorlar. Yunanlı Dışişleri Bakanı, umanm bu uzmanlann kendi ülkesindeki terör ör- gütlerinden birisinin üyeleri olduğunu, hatta aranan kişiler arasında bulundu- ğunu söyleyerek kaçamak yollara sap- mayacak kadar dobracıdır. Bu nedenle, tıpkı Kıbrıs'taki terör yanlısı soydaşlanna arka çıkarken yap- tığı gibi, hükümetinin kontrolü ve des- teği altında kendi topraklarında eğiti- len Türkiyeli teröristler için de bir kılrf bulmaya çalışmadan. "Onlarbizim or- tak amaçlanmız için çalışıyorlar" filan der belki de. Bilmiyonjm sevgili ismail Cem'in ak- lına küçük bir sürpriz yapmak gelir mi? Hani, konuk Pangalos'un özel gezl programına, dilerse Yunanistan diplo- malı PKK'li teröristlere "geçmiş olsun" ziyareti için İstanbul Emniyet Müdürü'nden bir randevu almayı öner- mek gibi. POLİTİKA GUNLUGU HİKMET ÇETİNKAYA Süleyman ve Hasan Dört yaşındakı Süleyman Tamtürk, babasının kolları arasında can verdi... Baba Cavit Tamtürk, uzman çavuştu. Pusu, Ca- vit'i ve iki uzman çavuşu da ölüme götürdü... YerTunceli'nin Mazgirt ilçesiydi... Birkaç gündür açıklama bekliyorum Insan Hakla- n Savunuculanndan... Ama 'tık'yok... Dört yaşında bir çocuk ve üç uzman çavuş... Bir pazar günü Mazgirt'in bir kilometre ötesinde puşuya düşürülüp öldürüldüler... Üstelik lojmanlara yakın bir marketten alışveriş ya- pıpdönerken... Terör kana doymak bilmiyor... Kim kaybediyorterörden? Halkımız... Yağmuriu bir istanbul sabahında insanı kahreden, yüreğini sızlatan haberlerie karşılaşıyorum... On beş-on altı yaşlanndaki çocuklar yüzlerini gös- termemek için çabalayarak televizyon kameralann- dan kaçıyoriar... Kim bunlar? 1 Haziran 1998'de Yeşılköy'de banliyö trenine bomba koyanlart.. Bir işçi ölmüş, yine bir temızlik işçisi kadın ağır ya- ralanmıştı... Toplumtepkisizdi... Belki de halkımız ölümlere alışmıştı artık... Televizyonlarda, gazetelerde bu tür haberier sıra- danlaşıyordu: "Güneydoğu'da operasyon, 30 terörist öldü, 3 güvenlik görevlisi şehit düştü..." Dört yaşındaki Süleyman'ı öldürenler, tren istas- yonlarına bomba koyar.lar, kahvelerde oturan insan- lan yaylım ateşine tutanlar, acaba kimlere hizmet ediyoriardı? Sabah Gazetesi'nde uzman çavuş Cavit'in eşi Handan ve birkaç aylık ismihan'la birlikte çektirdik- leri fotoğrafa bakîım... O fotoğrafta,Süleyman yoktu!.. Sonra Akın Birdal'm kanlar ıçindeki görüntülerini düşündüm... Dedim ki: "Bu kör terörün arkasmda hangi dış güçler var?" Yağmurdindi... Sıcakyinebastırdı... Belki o saatlerde kan gölünden çıkar umanlar, ye^;: ni eylemlere hazırianıyoriardı... • • • Banliyö treninde bombanın patlamasıyla ölen Ha- san Sezer otuz dokuz, Malazgirt'te babasıyla birlik- te yaşamını yitiren Süleyman ise dört yaşındaydı... Hasan, Basın Dispanseri'nde laboranttı. Hasan evli ve bir çocuk babasıydı... Cağaloğlu'ndaki Basın Dispanseri'ne sadece Cumhuriyet çalışanlan giderdi... Arkadaşlara Hasan'ı sordum... Şöyle dediler: "Çok dürüst, bilinçli bir emekçiydi..." Terör acımasızdı... Terör halkın ve demokrasinin düşmanıydı... Terör konusunda tüm ülkelerin 'Avrupa Insan Hak- /a/7'kapsamındaulaştığı 'genelsonuç', Prof. Dr.Te- kin Akıllıoğlu'na göre şudur: "1 - Terör, bütün türleriyle insan haklan ihlalidir. Bu nedenle terör örgütlerinin, insan haklan savunması ardına sığmmalan geçerti değildir. 2- Uluslararası terör, devlet destekli ve bağımsız terörolarak ikiye ayrılmaktadır. Devlet destekli terör, bir başka devlet üzehnde kuvvet kullanımı yoluyla müdahale türüdür. 3- Bağımsız terörün önlenmesi hakkında çok ta- raflı antlaşmalarbulunmakla biriikte uygulaması do- yurucu değildir. 4- Devlet destekli uluslararası terörün önlenmesi hakkında Amerikan Devletler örgütü Kurucu Antlaş- ması dışında birdüzenleme bulunmamaktadır. Ulus- lararası Hukuk Komısyonu'nun antlaşma taslağı (Draft Code) sonuçsuz kalmıştır. 5- Uluslararası terör, Avrupa Insan Haklan Sözleş- mesi uyarınca devlet başvurusuna konu olabilir. Özellikle karşı karşıya bulunduğumuz uluslararası terör konusunda iç mevzuat hükümlerini gerekçe göstererek önlem almayı ve yardımlaşmayı redde- den Devletlerin Avrupa insan Haklan Sözleşmesi hükümlerini (özellikle Sözleşme'nin 1 ve 17. mad- delerini) ihlal ettikleri söylenebilecektir. Bu dunım ay- nca BM Antlaşması'nın insan haklan konusunda iş- biriiği öngören 56. maddesine de aykırıdır. ' 6- İç hukuk bağlamında terörie mücadele kapsa- mında alınan tedbirterin terör tehdidi ile orantılı ol- ması, sanık teröristler hakkında makul süre, savun- ma hakkı, gibi sert haklara uyulması gerekmektedir." • • • Süleyman ve Hasan... Onlar binlerce terör kurbanından sadece ikisi... Geride kalanlar acaba ne düşünüyor kanlı terör için? İki kadın artık tek başına yaşam mücadelesi vere- cekler... Terörün düşmanı neydi? Toplumun bireyleri ve demokrasi... Terör nereden gelirse gelsın karşı durmak görevi- mizdir... Aynı sorumluluğu insan haklan savunuculannın da duyması gerekmez mi? Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Ç A G D A Ş Y A Y I N L A R HIKMITÇKI1NK.1VA SEVDANlNADftESİ BEllJDECn. CAĞININ TANIĞIÜC YAZAR 2. BASI IOC DO: T L KUBİLAY 0UYI VE TARİKAT KAMPLARI 4. BASI 550 000 T SANCILIYILLAR KUŞATILMIŞ SOKAKLAR 4 BASI « 0 0OC1 KUZU POSTUNDA KURT 2 BASI 8CC 000 TL ZAMBAK SANA DA BULAJTI KAN 2. BASI 80COOOTL DİN BARONUNUN KAZLARI 2. BASI 90COCST Â$IK KADINLAR SOKAĞI 2. BASI JEIİAT PAZARI 8OO0O0TL SEYDANIN ADRESİ BELLİ DEĞİL Çağ Pazartama A.Ş Turkocağı Caddesı No:39/41 (34334) Cağaioğlu-lstanbul Tel: (0212) 514 01 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle