25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 HAZİRAN 1998 ÇARŞAMBA • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 G U N C E L CÜNEYT ARC4YÜREK M Baştarafı 1. Sayfada oiasjlıklara bırakıyor. Seçimde ve seçimden sonra ittifakın neler getirip götüreceği henüz hesaplanmıyor. Ne yazarsak ya- zalım; Cumhurbaşkanı bir ara vazgeçer gibi olduğu rttifakı son günlerde demokratik bir koşul olarak san- ki dayatıyor. Öyle ki ittifakı, siyasal istikrarı sağlayacak tek se- çenekmiş gibi gösteriyor. Çankaya'ya çıkan, önce Fazilet Partisi yeni yöne- ticilerine, sonra kabul ettiği her heyete. örneğin çe- şitli partilerden oluşan Diyalog Grubu milletvekilleri- ne, seçim yasasında öngördüğü "zorunlu" değişik- likleri anlatıyor. ittifak diyor, başka bir şey demiyor Ittifak düşleri uzun süre gizleniyor. Ne ki bir ay ön- ce FP'den DYP ile "ittifak olasılığı" yayılıyor. Şaibe Hanım için yaşamsal degerde olan ittifak olasılıkla- rını DYP sorumluları yalanlarken, Şaibe susuyor. Susuyor; çünkü Şaibe Hanım'ın, kapatılan RP li- deri. eski dostu ve mesaı arkadaşı Takkeli Erbakan'ı geçmiş olsun ziyaretinde "birlikte hareket ve birbi- rine destek" olma kararlılığının ilk tohumları atılıyor. Son aşamada FP; Çankaya'da Cumhurbaşka- nı'ndan "seçim yasasında mutlaka değişiklik yapıl- ması"n\ içeren konuşmayı dinleyince; ittifak olayının olgunlaştığını görüyor. Parti kolları sıvıyor. Bir yandan seçim yasasındaki engeli ortadan kaldıracak yasa taslağı hazırlanıyor. "Partilerin kendi isim ve amblemleri ile ittifak yapa- bilmelerine imkân tanıyanyasal değişiklik" üzerinde çalışıyor. Beri yandan, artık kamuoyunu hazırlamanın za- manı geldiğini düşünüyor ve... Köktendinci Yeni Şafak gazetesinin 9 Haziran 1998 Salı günkü manşeti -seçim öncesi saptanacak ikti- darı- büyük harflerle ve ayrıntılarıyla müjdeliyor: "Çıkışyolu ittifak". Yüzde 60 oy ha! Manşet, gazetenin hazırtadığı bir haber-yorumu yansıtmıyor. Ikinci başlık "/cayna0/"veriyor: "Fazilet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan geliş- meleri başyazanmıza değertendirdi: İttifak yaparsak yüzde 6O'ı aşanz." FP lideri demecinde, seçimlerde Fazilet'in geneen çok oyu alacağını varsayıyor. Belki yüzde 30 oy ala- caklannı düşünüyor. Ama bu yüzdenin, Türkiye'de- ki tıkanmayı aşmaya yetmeyecegini, Doğru Yol'un alacağı oylann da tek başına yeterli olacağını san- madığını söylüyor ve bu aşamada sözü "ittifak ge- rekli" diye bağlıyor. Tabii arkası daha renkli: FP'nin "idealini" de açık- lıyor Kutan: "Ittifakla yüzde 60 oy alır, sivil bir ana- yasa yapanz." REFAHYOL'da yapamadıklarını böylece tezgâha koyacaklarını duyuruyor. Kutan'ın demecindeki can alıcı nokta şu cümleler- de toplanıyor: "Seçimlere FP, DYP, BBP, DP, MHP ve LP'nin ka- tılımıyla 'bir ittifak halinde' gidilmeli. Küçük büyük ay- nmı yapılmadan halkın demokratik haklanna özen gösteren partiler ittifakta yer almalı." "Büyük" FP, "küçük" partilere hem mama, hem de el uzatıyor! Konuyu sözü geçen partiler aralarında görüşmüş olmalı ki; YDP Genel Başkanı H.C. Güzel, "ittifakı bozmak isteyenlerin" devrede oldugundan söz açı- yor. O kadar hızlı giriyor ki ittifak hevesine, "Kanuni düzeltme yaptlmasa btie çözüm bulunabittr diye konuşuyor. Kutan'ın sözünü ettiği "ittifak partileri"n\n daha önce geçtikleri bir aşama, şimdi yeniden değer ka- zanıyor. FP liderinin sıraladığı partiler, kısa bir süre önce "Demokratlar Biıiiği" adı altında düzenledikleri bir toplantıda bir araya gelmiş, her biri aynı ya da ben- zeri demokratik türküleri söylemişlerdi. Şimdi, seçimlerde ittifak ve yüzde 60 oy peşinde- ler. Cumhurbaşkanımız ittifakı savunurken seçimden önce "müstakbel başbakanlann" isimlerinin seçmen tarafından bilinmesinde yarar görüyordu. Işte adaylar: Recai Kutan veya Tayyip Erdoğan ve de.. Şaibe Hanım, Çankaya kapısını "ittifakla" çalıyorlar: "Işleyen demokrasi" adına... Başesgioğlu ABD'de • NEW YORK (Cumhuriyet) - BM'nin düzenlediği uyuşturucu ile mücadele zirvesinde Türkiye'yi temsil eden tçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu, Almanya Içişleri Bakanlığı Müsteşan Kurt Schelter ile dün bir görüşme yaptı. Schelter. PKK'ye karşı uygulanan yasak karannın devam ettiği konusunda Türkiye'ye güvence verdi. Başesgioğlu, Schelter'den, Almanya'nın siyasi iltica talepleriyle ilgili tutumunu yeniden gözden gecirmesini de istedi. Tüpk heyetî Vedrine ile görüştü • PARİS(AA)- Fransa Ulusal Meclisi'nde kabul edilen sözde Ermeni soykınmı yasa tasansı konusunda Paris'te temaslarda bulunan Türk parlamenterler heyeti, dün akşam Fransa Dışişleri Bakanı Hubert Vedrine ile görüştü. Türk parlamenterler, teklifin son yıllarda iyi giden Türk-Fransız ekonomik ilişkilerine darbe vuracağı uyansında bulundu. DSP Zonguldak Milletvekili Mümtaz Soysal. görüşmede teklifin Fransız Anayasası'na da aykın olduğunu, parlamentonun anayasa komisyonunda incelenmesi gerektiğini belirtti. Vedrine ise söz konusu tekhfin, hükümetin değil. parlamenterlerin inisiyatifi ile parlamentoya sunulduğunu söyledi. Güney Kıbrıs'ta tehlikeli oyunDış Habeıier Senisi - Rusya'da yayım- lanan Se\odnıya adlı gazete. S-300 füze- lennin Kıbns Rum kesimine ulaştığını yazdı. Ankara. KJCTC ve S-300'lerin Kjb- ns Rum kesimine teslimiyle görevli Rus- ya'nın resmi ihracat fîrması Rosvoorije- niye, Sevodniya'nm iddialannı yalanla- dı. Kıbns Rum Yönetimi \e Jngiltere Dı- şişleri Bakanlığı ise sessiz kalmayı tercih etti. Moskova muhabirimiz Hakan Ak- say'ın bildirdiğine göre Rusya'dakı en gü- venilirgazetelerarasında bulunan Sevod- niya'nın dünkü manşetınde yer alan ha- berde, "Rus S-300'leri Artik Kıbnsia" denildi. Pavel Felgenhauer adlı tanınmış bir sa\ unma muhabirının yazdığı haber- de, bu bilginin nereden aiındığı belirtilme- di. ancak "Sevodniya gazetesinin bilgileri- ne göre, S-300 PML'-l fiize sistemleri ar- nk Kıbns'a(Rum kesimine)teslim edildi" denildi. Haberde, füzelerin ulaştırılma şekli. zamanı ve benzeri konularda aynn- tı yer almadı. Kıbns Rum kesimine göndenlen S-300 füzeleri nın yerleştirilmesi. montajı ve per- sonel eğitımi için şu anda 200"den fazla Rus askeri uzmanın Rum kesıminde bu- lunduğunu yazan Sevodniya gazetesi. "Rus silah tüccarian bü> ük adımlaria ik-r- liyoriar, ama > aptıklan işlerin sonuçlanm fazla düşünmüyorlar" yorumunu yaptı. Füzeleri satan Rusya'nın resmi silah ihracat şirketi Rosvoorijeniye kaynaklan- nın. "Ankara"nın yumuşayacağı ve Rusya- Türkiye silah ticareti hacminin büyüyece- ği umudunda olduklan" da öne sürülen haberde şu görüşlere yer verildi: "Türkler. bir hava akınıyla S-300'leri yok edeceklerini söylemişlerdi ama Mos- kova, Ankara'nın S-300'lerin gönderilme- sini bir biçimde sineye çekeceğini ve diplo- matik anlaşmazlığı askeri boyuta taşıma- yacağmı umuyor. Rosvoorijeniye şirketi- nin iist düzey yetkilileri. Türkler'in Kıbns konusunda husumet beslemektense Rus- ya ile yeni silatılann ortak üren'lmesi için giderek daha aktif tşbiriiği vapacaklanhı umuyorlar." Uluslararası tlişkiler Haber Ajansı (I- NAF) da Ingiliz istihbarat servisinin. S- 300 füzelerinin radarlannın üç hafta ka- kilerek NATO'nun genişlemesine des- tek verildi. Başkanlık bildirisi ile ilgili açıklama- da da Kosova'da gittikçe artan şiddet olaylannda sergilenen aşın güç kullanı- mı kınandı ve yeni göçmen akınlannın diğer Balkan ülkelerindeki istikran teh- likeye sokacağı belirtildi. Açıklamada, Belgrad ile Kosova bölgesinin temsil- cileri arasındaki diyaloğun devam etti- rilmesi, anlamlı ve kalıcı bir çözüm bu- lunması istendi. Yugoslavya Dışişleri Bakanı'nın Kosova sorununa ilişkin gö- rüşlerine de yer verilen açıklamanın, toplantının "resmi bir belgesi" olduğu- na dikkat çekildi. Toplantının sonunda yapılan başkan- lık açıklamasına ek olarak, Yugoslavya dışındaki 6 Balkan ülkesinin dışişleri bakanlan biraraya gelerek ortak birbil- diri yayımladılar. Ortak bildiride Kosova'da tırmanan şiddetten derin endişe duyulduğu belir- tilerek. sivil halkın ölümüne yol açan şiddet olaylan kınandı. BM Güvenlik Konseyi'nin girişimlerine tam destek verildiği vurgulanan bildiride, soruna taraf olan partiler, diyaloğu kesmeme- ye çağnldı. Bildiriye katılan ülkeler. hükümetle- rinin sorunun çözümü yönünde müza- kere sürecine katkıda bulunmaya hazır olduklannı ifade ettiler. Basın toplantı- sında bildiriye ilişkin sorulan yanıtla- yan Dışişleri Bakanı tsmail Cem. "Bu belge, tavnmızın devamlıbğını gösteri- yor" dedi. Romanya Dışişleri Bakanı Andrei Preşu da Kosova sorununun, Y'ugoslav- ya'nın iddia ettiğinin aksine, bir iç me- sele olamayacağını beiirterek insan haklan gibi değerler söz konusu oldu- ğunda iç sorunlardan bahsedilemeye- ceğini kaydetti. Cemobil nükleersantralı örneğini ve- ren Preşu. "Çernobil SSCB'nin bir iç sorunuydu. Ama patladığında iç sonın olmaktan çıktı" dedi. Diplomatik kay- naklardan edinilen bilgiye göre. toplan- tı oturumlan sırasında, sonuç bildirge- sinde Kosova sorununa ilişkin bir mad- de konulamayacağının anlaşılması üze- rine Arnavutluk Dışişleri Bakanı And- rei Milo. toplantıyı terk etmek istedi. dar önce Yunanıstan üzerinden Rum ke- simine getirildiğinı duyurdu. Rusya'nın resmi silah ihracat şirketi olan \e S-300 fiizelerını Kıbns Rum ke- simine teslimle görevli Rosvoorijeniye firmasının basın merkezı. Sevodniya ga- zetesinin. "S-300'ler Kıbns'a teslim edü- di" haberini valanladı. AA muhabırinın telefonla görüştüğü Rosvoorijeniye fir- ması basın merkezının bir vetkılisı, "Bu haber doğru değil. Füzeler, Rosvoorijeni- ye Genel Miidürii Vevgeni Anani\t-\"in da- ha önce açıkladığı tarihte gönderilecek" dedi. Ankara. S-300 füze sistemlerinin Tür- kiye'den habersiz geçirümesinin olanak- lı olmadığını bıldirdi. Dıplomatik kaynak- lar. füze sistemlerinin teslim tarıhının temmuz sonu ya da ağustos başı olarak hesaplandığını anımsattılar. Füze sistem- lerinin taşınmasını engellemek için bo- ğazlann ve hava sahasının denetim altın- da tutulduğunu belirten kavnaklar. "Bö>- le bir şeyin Türkiye'den habersiz gerçek- leşmesine imkân yok" açıklamasını vap- tılar. Ankara daki üst düzey bir dıploma- tik kaynak ise S-300 fuzelerinın taşınma- sı konusunda şu değerlendırmevı yaptr "S-300'lerin bazı parçalannın adava nak- ledilmiş olma olasılığı var. Eğitimler sürii- yor. Bu füze sistemlerinin radaıian önem- li. Bunlan Ingiliz üslerinin yakınına ko- nuşlandırmak istivorlar. Konuya oldukça soğukkanlı vaklaşıyoruz. S-300'ler gelirse tabii ki tehlike veriskierbüyfir. Bunlar için kimse>le pazartık etmeveceğiz. Bu yükii Vunanistan ve Rumlar omuzlannda taşı- vorlar. Bu riski biz değil, onlar yaratıyor. Dola\ ısı\ la onlar çözsün." Başbakan Mesut Yılmaz, dün gazeteci- lerin sorulan üzerine. "BiHnenden başka bir şe> yok. Rus gazetesinin iddiası o. Bi- zim makamlarımız doğrulamıyor" diye konuştu. Başbakan \'ardımcısı Bülent Ecevit. Pangalos ve Cem y den sıcak mesajlar Pangalos.J Bu yaz daha fauzuıiu geceler geçireceğjz. Türkiye ile temasınıız hiç kopmarruştır ve devam edecektir" dedi. Dışişleri Bakanı Cem, Pangalos'un sözlerine tamamen kabldığını beiirterek "İlkeler araanda ba/j sorunlar çıkabiür. Bu soruıılan çüzmeye çalışıvoru/ ve nasıl güvenli bir gelecek yaratacagımıa döşönüyoruz. Sanıyonım ki Pangalos'la oluriilu bir yönde ilerliyoruz" div« konuştu. (Fotoğrâf: HATİCE TUNCER) İstanbul Haber Senisi - Dışişleri Bakanı tsmailCem ve Yunanıstan Dı- şişleri Bakanı Teodoros Pangalos Türk-Yunan ilîşkileri konusunda sı- cak mesajlar verdiler. Ismail Cem. Pangalos ile birlikte "olunılu bir yön- de üerledikferini" beiirterek "Uma- run ki gelecekte daha iyi giinler yaşa- yacağK" dedi. Pangalos da Türk-Yu- nan meselesi bulunmadığını kayde- derek "Türk ordusuyla çatışma yok- tur. Kimse kimseyv ateşetmemektedir. Iki ülke arasuda güven arttıncı ön- lernkr çerçcvesinde, basını heyecan- laodıracak daha az gelişme olacak" diye konuştu. Çırağan Sarayf nda dün son a eren u Güne>'doğu Avnıpa Dışişleri Bakan- lan Toplanösı" sonunda Cem ve Pan- galos. gazetecilerin sorulannı yanıt- ladılar. Pangalos bir soruyu yanıtlar- ken "Bu yaz daha huzurhı geceler ge- çirecegiz. Türkiye Ue temasımız hiç kopnıamışürve devam edecektfr" de- di. Dışişleri Bakanı Cem de Panga- los"un sözlerine tamamen katıldıgını beiirterek şunlan söyledi: "Ülkeler arasında bazı sorunlarçı- kabflir. Bu sorunlan çözmeye çafaşı- yonız ve nasıl güvenli bir gelecek ya- ratacağınuzı düşünüyoruz. Sanıyo- nım ki Pangalos'la olumln Mr yönde dün Türk Parlamenterler Bırliği ve KK- TC Parlamenterler Birliğı heyetini kabu- lünde, S-300 füzeleri konusunda gazete- cilerin sorularını yanıtladı. Ecevıt. "Gü- nev Kıbns ile ilgili olarak hangi adım an- lırsa biz de karşılığı olan adımı atanz. S- 300 füzeleri >erleştirilirse Türkiye'nin KK- TC'deki askeri gücünü o oranda arttıra- cağK" dedi. Başbakan Yardımcısı ve Milli Savunma Bakanı Ismet Sezgin de AA'ye yaptığı açıklamada, füze sistemlerinin "Geldi,ge- lecek; şuraya ytrleştirilecek" şeklınde spe- külasyonlan savesinde konunun "pehli- van tefrikalanna ve yılan hikâyelerine döndüğünii" sövle dı. Sezgin. S-300 fü- zelerinin hiçbir koşulda pazarhk konusu yapılamayacağım belirtırken "Gerekliön- lemleri saptadık. S-300 füzeleri Kıbns'a konuşlandınlırsa ne gerekiyorsa yapanz" dedi. "Günev Avrupa Llkeleri Dışişleri Ba- kanlanToplanmrnakatılan Dışişleri Ba- kanı İsmailCem. bu konuda "ayaküsrü bir acıklama\apama>acağınr belirtırken ha- berin dogru olması durumunda "Türki- ye'nin gerekeni yapacağmı" belirtti. K.K.- TC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş da ha- beri "uçurtma haber" olarak nıtelendir- di. Ellerindebu tür bir bilgi olmadığını be- lirten Denktaş. "Rum tarafındaki gelis- meier adım adım izlenmektedir. Her şey- den haberimizolmaktadır. Kanncayürü- se görecek durumdavız. Bunun bilinme- sinde yarar var. Belki de bir deneme yapı- voriar reaksiyon ne olurdiye. Onun ötesin- de bir şe> yoktur" dedi. Lefkoşa muhabirimiz Reşat Akar'ın bildirdiğine göre Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş ile Dışişlen ve Savunma Bakanı Taner Etkin de Cumhuriyefe yaptıklan açıklamalarda haben yalanlaya- rak endişelenecek bir şey olmadığını vur- guladılar. Kıbrıs Rum Yönetimi. iddialar konusunda yorum yapmaktan kaçındı. Rum Yönetimi Sözcüsü Hristos Stilyani- des, ulusal konsey toplantısından sonra basm mensuplannın. Rusya'da yayımla- nan Sevodniya gazetesınde >er alan ha- berle ilgili sorularını yanıtsız bıraktı. In- giltere Dışişleri Bakanlığı da iddialar ko- nusunda suskun kalmayı tercih etti. Önce insan, sonra gazeteci... Doimabahçe • Baştarafı I. Sayfada "Nerede?" "Kız Kulesi açıklannda..." Ibrahim: "Haberi kullanalım?" "Elbet birinci sayfadan_" O anda Arif i düşündüm... Evini aradım. kutladım... Şöyle dedi: "Abi adam kendini denize attı, baküm kimse umursamıyor. cep telefonumu ve cüzdanımı vapur- daki güvenliğe verdim. Dedim ki 'Bak içinde para var' sonrasoyu- nup denize atladım..." Sordum: - Nasıl oldu anlatsana? Anlattı... Arif'i karşıma aldım dün sa- bah... Dedim ki: - Seninle röportaj yapacağim... Anf: "Olur mu abi!" Neden olmasın'.' Arif, her zamanki gibi mah- cup... Anlatmaya başladı: "Gazeteden çıktım, 20.00'de Üsküdar'a kalkan vapura bin- dim. İçerisi kalabalıktı, ön taraf- ta kakdım. Lumbarağzımn kena- rma dayanıp gazetemi okumaya başladım. Vanımıza 25 vaşlarında biri- si geldi. Yorgun gözüküyordu. Bir sigara > aktı. Bir nefes çekip denize attı. Bu hareketi dikka- timi çekti. Ayağını iskele baba- sına koyunca tedirgin oldum..." - Sen denize atlayacağını fark ettin mi gencin? "Ettim ama donup kaldım. Bir hamle etseydim belki yakalardım. Gözümün önünde denize atla- dı..." - O anda vapur nercdeydı' "Sarayburnu açıklanndaydi™ \ apur bağnşmalar üzerine çark etti. Aradan iki-üç dakika geçti. Ben arka tarafa geçip denize atla- yan kişiyi gözlerimle aradım. Or- tada voktu. Birkaç kişi bu insanın denize atladığını gören olmadı mı deyince, soyunup denize atla- dım..." - Arif sen, iyi yüzücü müsün? Yanıt: "Beşyaşından beri yüzüyorum. Izmir Karşıyaka Kulübü ve If- do'da lisanslı olarak yüzdüm, $u- topu ve kürekle Galatasaray'da devam ettim. 1996 yılında da Olimpivat Komitesi v arışında Bo- ğaz'ı yüzerek geçrim." Soru: - Peki. denizde boğulan ınsanı kurtarmak zordur. ne yaptın'.' "İlk anda düşünmedim. Ada- ma yaklaştıkça bu soru aklıma geldi. Ancak genç suyun dibine 0- diyordu, şuuru kaybolmuştu. Bir hamlcyk' yakalayıp. knltuk altın- dan ağırlaşan bedenini sağ elimle kavravıp, sırt üstii vapura doğru yüzmeye başladım. O havayla te- mas edince hınldamava başladı." - Akıntı yok muydü' "VardL.. İşimiz zoriaşıvordu... Vapurdan ipe bağlı can simidini attilar. Soluğum kesilmişti. Sol ko- lumu simide takıp bi/j çekmeleri- ni bekledim. Sonunda çektiler™" Anf in denizden kurtardığı kı- şi. 1973 doğumluydu. Malat- ya'nın Pötürge ilçesinden Istan- bul'a gelmışti... Mustafa Yakar adlı bu genç, bir süre Bakırköv Ruh ve Sinir Haslalıklan Hastanesi'nde teda- vi görmüştü... Arif Kızılyalın. Mustafa'yı kurtardıktan sonra poliste ıfade verdi. Evine gitti. Dün sabah da Cumhuriyet"te tebrikleri kabul et- ti... Arıf'e sordum: - Galatasaray nasıl gidiyor, transfer iyi mi? Gülümsedi... "Seneye de şampiyonuz abL." Arif'in gözleri pırıl pırıldı... Sakalı da ona çok yakışmıştı... Bir canı vaşatmak. yaşamayı sev ince dönüştürmek Arif'i mut- luetmişti... Çünkü o önce insan, sonra ga- zeteciydi... Arif Kızılyalın (sağda). hayatını kurtardığı Mustafa Vakar ile birlikte. Baştarafı I. Sayfada taya çıkardı. Komisyon üve- si DSP'li Fikretlzunhasan. 1950'den sonra görev yapan bütün Meclis başkanlarını ihmalden sorumlututtu. Ko- misyon, Milli Saraylarile il- gili yeni bir Meclis araştır- ması isteyecek. TBMM Ge- nel Kurui Salonu Yolsuzlu- ğunu Araştırma Komisyo- nu. geçen hafta sonu Doima- bahçe Sarayı, Yıldız Porse- len ve Çini Fabrikası'nda yaptığı incelemelerini rapor haline getirdi. Komisyonun inceleme sonuçlan ile ilgili bilgi veren Uzunhasan, Dol- mabahçe'nin kaderine terk edildiğine dikkat çekerek. "Örneğin biz incelemelerde bulunıırken. görevüler ara- sında müthiş bir telaş vardı. Meğerse. İtahan ressam Zo- naro'nun 1901 vılı yapımı tablosu kavbolmuş, cerçeve var, resim yok. Bizim önü- müzdc birbirieriyle kavga edhorlardı" dedi. Komis- yon üyeien. inceleme sıra- sında son derece değerli ta- rihi eserlerin. sağa sola saçıl- dığını gözlemlerken. 1. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı'na ilişkin haberlerin yer aldığı gazete kupürleri- nin ise yırtılmış ve etrafa sa- çılmış olduğuna tanık oldu- lar. Komisyon üyesi Lzun- hasan. Sultan Abdülaziz'ın. Kâbe"deki kutsal çeşmelerin altınla kaplanmasına ilişkin fermanını ise eskimiş bir koltuğun arkasına sıkışmış olarak bulduklarına dikkat çekerek. "Görevli arkeoiog. fermanı gösterdikten sonra gözümüzün önünde son de- rece özensizolarak sözde ye- rine yerieştirdi" dedi. Ko- misyonun raporunda şu sap- tamalara ve önerilere yer v e- nldi: • Doimabahçe Sarayfnın ahşap kirişleri tamamen çü- ÜMMER Teşekkürler Ülkerspor camiası olarak, uzun bir lig maratonu ve Play-Off müsabakalannın sonunda, 1997-1998 Türkiye Birinci Basketbol Ligi şampiyonluğuna ulaşmanın gururunu ve mutluluğunu yaşıyoruz. Öncelikle, oyunculan ve teknik kadrosu ile. bize bu onuru yaşatan basketbol takımımıza, takımımızı son maçına kadar yanlız bırakmayan vefakar ve centilmen seyircimize ve saygıdeğer halkımıza teşekkürü borç biliyoruz. Yöneticisinden oyuncusuna, teknik adamına kadar tek vücut halinde, inanarak ve çahşarak elde edilen bu başarının, kulübümüze ve Türk sporuna hayırlı olmasını diliyoruz. Saygılanmızla, Orhan ÖZOKUR Ülkerspor Başkanı Demirel. Türk dünyası ekonomilerinin hızla büyüdüğünü söyledi ^Ortaklığıımzııı kökü tarihimizde' ASTANA (AA) - Türkçe Konuşan Ülkeler Devlet Başkanlan 5. Zirvesi için Kazakistan'da bulunan Cumhur- başkanı Süleyman Demirel, "Bugün Türk dünyasını oluşturan kardeş ül- keler arasında tarihten ve ortak kül- türel mirastan ka> naklanan ve karşı- lıkh sevgive, saygıya davanan bir ya- kınlaşma ve beraberlik ateşi >anmış- nr. Bu ateş, mutlaka konınacak, bes- lenecek ve büyiitülecektir" dedi. Demirel. dün sabah Astana'da yap- tığı gezi sırasında Ahsel ınşaat fir- masının yapımını gerçekleştirdiği 718 konutluk proje bölgesınde ken- disine sevgi gösterisinde bulunan iş- çilere seslendi. Demirel. Interconti- nental Oteli'nde Azerbaycan Cum- hurbaşkanı Haydar Alhev ile birara- ya geldi. Görüşme yaklaşık yanm sa- at sürdü. Görüşmede. basının yalnız- ca görüntü almasına ızin verildi. Demirel. Astana"da Cumhurbaş- kanlığı Sarayı'nda gerçekleştirilen, "Türkçe Konuşan CikelerDe\let Baş- kanlan 5.Zürvesi"nde yaptığı konuş- mada. "Bu büvük ortaklığın kökleri, tarihimizde ve dilimizdedir. İşte bu kökleri aramak. geçmişten geleceğe köprü kuran ve bizleri birbirimize bağlavan ortak değeıierimizi aramak demektir r 'dedi. Demirel. Türk dünyası ekonomi- lerinin. küçümsenmeyecek bir hızla büyüme eğilimine sahip olduklannı beiirterek enerji kaynaklannın da ge- leceğe daha güvenli bakmalannı sağ- ladığını söyledi. Demirel şöyle ko- nuştu: "Türkiye, bu coğrafyadaki enerji kaynaklannın dünya pazarla- nna ulaştınlmasında kardeş ülkelere ekonomik açıdan en eherişli ve rasvo- nel aJternatifîn sunulması amacryla Bakû-Ceyhan projesini geüştirmiş ve dünyaya tanıtmışnr. Bakû-Ceyhan bonı hattı projesi.Türkiye'nin ve kar- deş ülkelerin önünde duran heyecan verici bir projedir; hepimizin ortak malıdır: ortak geleceğimize çok önemli katkılan olacak bir işbiıiiği firsandır." Zirvenin ardından yayımlanan so- nuç bildirisinde. ülkeler arasındaki işbirliğinin geliştirilmesi gerektiği belirtilirken bildiri, Demirel, Aliyev. Nazarbayev,Akayev; Kerimovve tVIu- radov tarafından imzalandı. Demirel, Kazakistan Cumhurbaş- kanı Nursultan Nazarbayev'in ev sa- hipliğinde yapılan Astana'nın Kaza- kıstan'ın yeni başkenti olarak resmi takdimi dolayısıyla düzenlenen töre- ni de izledi. rümüş durumda. Atatürk' ün naaşının konulduğu Mavi Salon'un kirişleri çürüdüğü için geçici kalaslar yerleşti- rılerek çözüm bulunmaya çalışılmış. Ancak, bu çözüm yeterli değildir. salon her an çökme tehlikesıyle karşı karşıya. • 128 bın metrekarelik alanı bulunan sarayın temiz- liğı için sadece 8 temızlik görev lisi bulunuyor. Temız- likçi başına yalclaşık 16 bin metrekare alan düşüyor. Bu personelin sarayın temizliği için yeterli olmayacağı dü- şünüldüğünde. son derece kabarık personeli görünen Milli Saraylar'a "hahr gö- nül" için alınan personelin, fiilen başka kadrolarda ça- lıştınldığı kuşkusudoğmuş- tur. Ancak onda bırı ziyare- te açık olan sarayın sadece bubölümlerinintemizlendi- gi, diğer bölümlerinin ise yıllardır kir. toz. pislik için- de olduğu saptandı. • Tarihı eserlerin kapalı bölümlerde korunmadığı, sağa sola saçıldığı. tarih ya da türlerine göre sınıflandır- ma yapılmadığı, depoda çok sayıda resim kapalı tutulur- ken. saray duvarlarının boş olduğu görüldü. • Kurşunla kaplı olması- na karşın, saravın çatısının aktığı saptandı. Kurşun deli- nemeyeceğine göre. yapılan onarım çalışmaları sırasında kurşun İevhalann ya çalın- dığı > a da değiştırildiği. yer- lerine çinko yerleştirildiği duyumlan vardır. • Sarayda bulunan altın varak. elyazması Kuranıke- rim'in güve yeniği nedenıy- le delik deşik olduğu. bu ko- nuda herhangi bir önlemin şımdıye kadar alınmadığı gözlendi. • SvvissotePin >apımı. sa- raydaki çürümeyi hızlandır- dı. Otelin yapımıyla. sarayın havalandırma kanalları tı- kandı. Bunedenle ahşap ak- sam üzenne yapılan "Bağ- dadi sıva"nın döküldüğü, ahşap kirışler ve taşıvıcı ak- samlann neredeyse tama- men çürüdüğü belirlendi. • Sarayın güvenlik siste- mi son derece vetersiz. Her- kes elini kolunu sallayarak girip çıkıyor. En kısa sürede önlem alınmazsa. zaten sayı- sı bılinmeyen tarihi eserle- rin kaybolması. çalınması kaçınılmaz olur. Saray. bir- an önce ziyarete kapatıhp, temizlik. restorasyon ve en- vanter sayımı yapılmalıdır. • Yıldız Porselen Fabri- kası'nda yapılan inceleme- ler sırasında. fabrika verimi- nin düşük olduğu belirlenir- ken, aynı sorunu yaşayan Hereke Halı Fabrikasfnda' yılda yalnızca 45 metrekare halı üretilebildiği belirlendi. Bu hesaba göre TBMM Ge- nel Kurul Salonu'nun dö- şenmesi için fabrikanın en az 40 yıl çalışması gereki- yor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle