20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1MAYIS1998CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Giineydoğu'daki son 14 yılın en büyük operasyonuna komuta eden 24 generalin ortak değerlendirmesi 4 HaIk PKK/ye eleman vermiyor' MlSTAfA BALBAY BİNGÖL/DtYARBAKIR - Güneydo- ğu'da son 14 yılın en büyük operasyonu- nu gercekleştiren güvenlik güçlerine ko- muta eden 24 general, terörle ilgili ola- rak yaptıklan ortak değerlendirmede, PÜK'nin birinci gücünün propaganda. ikıneisinin örgütlenme. üçüncüsünün de silahlı güç oldugunu vurguladılar. Aske- ri yetkiîiler, bölge halkının artık PKK'ye çocuklannı vermediğini, terör örgütünün askeri gücünü tstanbul ve İzmir varoşla- nndan tamamladığını \wguladılar. Ope- rasyonlar sırasında teslim olan terörist- ler gazetecilerin sorulannı yanıtlarken. dağdakı örgüt elemanlannın panik içın- de dağıldığını söylediler. Gazeteciler, önceki geceyi 16 bin ki- lometrekarelik operasyon alanınm uç ka- rakollannda geçirdiler. Operasyona ka- tılan askerlerle birlikte helikopterle böl- geye gıden gazetecıler. yer yer güvenlik güçlerinin başındaki generallerle de soh- bet ettiler. PKK'nin Amed eyaleti olarak adlandırdığı bölgedeŞemdinSakık"ın üç yıl süreyle kaldığı Çelesor \adisinin ya- maçlanndakı mağaralar da gazetecilere gösterildi. Vadınin karşısındaki tepeler- de bulunan askerler gazetecilerin sorula- nnı yanıtladı. Operasyona katıian asker- ler arasında bir de kan-koca vardı. Gül- hane Akademısi mezunu sağhk uzmanı Yasemin l yuklu ile eşı Üsteğmen Tolga L yuklu da askerlerle birlikte operasyon- daydı. Kan-koca böyle bir operasyona katılmakla gurur duyduklannı belırttıler. Uyuklu ailesi operasyonun sonuna ka- dar dağda kalacak. Gazetecıler önceki akşam operasyon bölgesini dolaştıktan sonra üçe bölüne- rek geceyi geçirecekleri karakollara git- tiler. Dün sabah da operasyon bölgesın- denDiyarbakırageçtiler. 39 bin 500 gü- venlik görevlisinin katıldığı Murat ope- rasyonunu yöneten çeşitli rütbelerdekı generaller de geceyi operasyon bölge- sinde geçirdiler. Genel değeriendirmeler Generallenn bölgeye \e PKK'ye ilış- kin genel değerlendirmeleri satır başla- nyla şöyle: - Bölge halkı artık terör örgütüne ele- man vermiyor. Terör örgütünden çok as- kere güveniyor. 1990'b yıllann başındaki süreç durduruldu. halkın gii\enini >eni- den kazaıuyoruz. - Terör örgütünün en önemli gücü pro- paganda. Gerek Türkiye'de gerek yurtdı- şında bunu büyük ölçüde gerçekleştire- bıliyorlar. Ikinci güçleri ıse örgütlenme. Silahlı güç üçüncü sırada gelıyor. Bölge- den eleman alamayınca istanbul ve tzmır varoşlannayöneldi. - BÖIge halkının de\ lete güvenmesi için sadece askeri değil, ekonomik vc sosyal alanlarda da yatınmlar şart Bu anlam- da birinci sorun işsizlik. - PKK artık kitlesel eylemleryapamı- yor. Dağda üçlü-beşlı gruplarhalindeda- ğınık durumdalar. Bölgenın durumu bu tür dağınık muharebelere çok elverişlı. - Bu operasyonda elde edilen başan, etkisiz bırakılan terörist sayısıyla ölçüle- mez.Sığınaklanntahribi.yiyecekstokla- nmn de gecirilmesi, aynı /anıanda ileri- ye dönük bir çalışmadır. Generaller budeğerlendirmeyı yapar- ken kimi askeri vetkihler de HADEP'ın faalıyetlerine dıkkat çektiler. Bu konuda- kı değerlendırme şöyle: "HADEPbirba- kıma PKK'nin asker almadairesi gibi ça- lışıyor. Ama PKK, HADEP'in çok güçlü olmasını istemiyor. Çünkü kendisinden daha giiçlü bir örgütienme olmasından yana değil. Türkiye'de demokrankleşme- nin başanya ulas.masını en çok askerler ister. Ancak,en önemli insan hakkının da yaşama hakkı okjuğunu unutmamak ge- rekir." Murat operasyonunun önemli merkezlerinden olan Kulp ilçesinde 7. Kolordu Komutanı Korgeneral YaşarBü- yükanrt gazetecilere bılgi verdı. Gazete- ciler burada teslim olan terönstlerle de bir süre sohbet ettiler. Kulp ilçesine ya- kın vadilerden birinde terör örgütünün takım komutanı oldugunu söyleyen Bü- rüsk(Şimşek) kod adlı Feritİşcan. yara- lı halde teslim oldugunu söyledı. Meclis'te 3 bin dolarlık mikrofon • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - TBMM Genel Kurul Salonu ıhalesini üstlenen MESA-NUROL fırması. elektronik oylama ve mikrofon sistemini üstlenen taşeronu Sıemens fırması üzerinden yüzde 15'lik komisyonla havadan 900 bin dolar kazandı. Siemens firmasıysa milletvekili mikrofonunu 3 bin 102. başkan mıkrofonunun fiyatınıysa 3 bin342dolaramaletti. Böylece mikrofonlar. kamuoyunda yoğun eleştıriîere yol açan 4 bin 860 dolarlık milletvekili koltuğundan sonra en pahalı kalemler arasına girdı. Zekaı Şen, yılın bilim adamı • tstanbul Haber Servisi - İstanbul Teknık Üniversitesı (!TÜ) Meteoroloji Mühendısligı Bölümü Başkanı veîSKl Başdanışmanı Prof. Dr. Zekai Şen. Amerikan Biyografı Enstitüsü L'luslararası Araştırma Kurulutarafmdan"1998 Yılınm Bilim Adamı" seçıldi. İSKİ Basm Bürosu'ndan dün yapılan açıklamada, İSKİ Başdanışmanlığı görevinı de yapan Prof. Dr Şen'e venlen bu ödülün sevinçle karşılandığı belirtildi. Çiller Hanvapd'da konuştu • BOSTON (Cumhuriyet) - DYPGenel Başkanı Tansu Çiller, Boston'da Harvard Universitesi ile Dünya Kadın Liderler Konseyi'nin düzeilediği ""Dünya Kadın Lidcler Zirvesi'nde dün bir kontşma yaptı. Çiller konu>masında. "Ben ve eşimhakkındaCIA ajankğındantutun, uyuşurucu kaçakçılığına kadar bir sürü ıddia ortaya katıliı. Amsbu savlann tümi bizim lehimize sonuçlandrdedı. AtatürK Arışürnıa Birimi • ttanbul Haber Servisi- Çağtaş Yaşımı Destekleme Deneği Autürk Araştırma Birini, currhuriyetm 75. yılı nedeıiyle hikuk, tarih, felsrfe dallainda üç ayn yanma dürenleyecek. Yaramaya Latılmak isteyen taril. edebi;>at, hukuk ögreıimi gcren üniversite öğrncileri.en az on kaynak inceeyerekve en az on dakılo sayfesmdan oluşan arasırmaîanyla 15 Eylül'e k a d r derneğe baş-urabile:ekler. Yanşma sonçları 2' Ekim Hafası'ndc açıklanacak. Dıst Sigorta sıruftıpması • NKABA (Cumhuriyet BÜDSU) - Aıkara 2 No'lu DCvl. Yiikeköğrenim Yuıdışı Mızunlan Gençlik v e Vayanışna Vakfi CV'IVA) ilcbağlantılı olarak E>o: Sigora AŞ'ye yönelik b^a.5atüan s)ruşturma sonaıda gczaitına alman ve y e e k hâkınlik sorgulannın aı-cndan setest bırakılan 10 î haJundaki karara, -rı Kuhvlete Yüksel'ın y a p ğ ı ıtirzı reddetti. Savcı V^tiel, yartığı sorgunun a-srcıdaıı tuuklama ıstaıiy'.e ytdek hâkımliğe s*e\- ettiğı 0 MÜSİAD üiyıinın. yrdek hâkim Nuri Oi.gür. uafından serbest b»xıkıl-nalnnın ardından k_a_ra :tıra etmiştı. DTP lideri Cindoruk 'Hiikümet ügörünmüyor .\NK\R\ (Cumhuri- yet Bürosu) - DTP Genel Başkanı Hüsamettin Cin- doruk CHP Genel Başka- nı Deniz Baykal ile iktıdar arasında önemli bir anlaş- mazlık kalmadığını. ancak seçıme yönelik bir hükü- met değişıklıği görünme- diğinı söyiedi. Hükümet değışıkliğinin cumhurbaş- kanına bağlı oldugunu vurgulayan Cindoruk. "Türkiye'nin bagımsız başbakana ihtiyacı yok. Baykal da bu konuda çok ısrarü değil. Seçim hükü- tnetini konuşmak da er- kendir" dedı. DTP Genel Idare Kuru- lu (GİK), dün Cindoruk başkanlığında toplandı. Toplantı öncesındeaçıkla- ma yapan Cindoruk. hükü- met yönetıminin çok ciddı, soğukkanlı hareket etmesı gerektiğmı kaydederek "Hükümet, kendi ilkekri- ni, kuruluş nedenlerini, program >e prutokolünü savıuımak, uygulamak zo- rundadır. Demokratik hü- kümeüerdeçeşitli eleştirile- re. tekliflene muhatapolun- masınıçok doğal karşılıyo- nız" dedi. Türkiye'nin bagımsız başbakana gereksinımınin olmadığını anlatan Cindo- ruk. hükümet ortaklannın da bu konuda aynı göriişü paylaştıklannı söyledı. Baykal'ın bu konuda cid- di ısrannın olmadığını kaydeden Cindoruk, Bay- kal'ın seçim tanhınin öne alınması yönünde ısraret- tiğıni belirtti. Seçımlenn 4 yılda bir yapılması gerek- tıği görüşünü yıneleyen Cindoruk. "Anayasa kura- b koyaiım. tavir koymaya- lun" dedi. Cindoruk. de- rinden bakıldığı zaman. Baykal ile hükümet arasın- da önemli bir ihtilafın ol- madığını ka> dederek. "E- ğer Bay kal da bu bagımsız başbakanhk flkrinden vaı- geçerse. birseçim hüküme- ti konuşmak için zaman er- kendir. Seçim karan verile- ceği zaman. seçim hükü- nıetinin şartlan da konu- şulur. Bunun için birseçim hükümetinin şartiannı ko- nuşmak vakitsizdir" dedi. Cindoruk. liderler zirve- sinde Baykal'ın desteğıni çekmesi durumunda hükü- metın tavnnm ne olacağı konusunun gündeme gelıp gelmediğme ilişkin soru- ya. "Azınlık hükümetinin düşürülmesi her zaman mümkündür. Bay kal bunu söylese de, söylemese de hükümetin düşmesi olası- dır. Bu hükümet kurulur- ken bunu göze almışsınız. Bay kal, dilediği zaman gü- venoyu vermeme hakkına sahiptir" yanıtmı verdı REFAHYOL dönemın- de cumhurbaşkanına baş- bakan empoze edilmek is- tendiğinı belırten Cindo- ruk. "Biz koalisyon partile- ri olarak Bay kal ile anlaş- sak biie cumhurbaşkanı- nın mutabakaü. göriişü alınmadan bir hükümet değişikliği gözükmüyor" diye konuştu. ÇtZMEDEN YUKARI MUSA KART 1 Mayıs İşçi Bayramı kutlu olsun CHP seçim pazarbgına hazırHaber Merkezi - CHP. hükümet ortaklan zır- \esinden çıkan "Seçinıe evet, seçim hükümetine hayır" karannın "resmen" ıletılmesinı beklıyor CHP Genel Başkanı Deniz Baykal. Türkıye'nın önünü görebılmesi için önümüzdekı dönemede iktidarla muhalefetm yeni bir ilişki içıne gırebil- mesi gerektiğini belirtti. Baykal "Hükümetinbu- nu anlaması gerekiyor. 23 Nisan buluşması bunu gerçekleştirmeye yönelikti, ama hükümetin tered- düüerinin kalkmadığını gördüm. 23 Nisan'da or- taya çıkan çerçe\e işleyecek. İsö'krar siyasi yaşa- mımıza kazandınlacaktır" dedı. Baykal dün katıldığı Türk-Amenkan Işadam- lan Derneği 14. Genel Kurulu öncesinde Atatürk Havaalanfnda yaptığı açıklamada 23 Nisan'da Başbakan Mesut Yümaz'la gerçekleştirdikleri bu- luşmanın 3 noktayadayandığını söyiedi. Baykal. görüşmede genel ve yerel seçimlenn birleştirıle- rek 1999 bahannda yapılmasının. parlamento dö- neminde geçmesi gereken yasalar konusunda hız- lı davranılmasının ve seçimlere tarafsız bir baş- bakan yönetimınde yenı bir hükümetle gıdılme- sinin kararlaştınldığını belirtti. Hükümetin bu ko- nuda tereddütleri oldugunu vurgulayan Baykal şunları söyiedi: "Iktidannnekadariktidardaka- lacağı belli olursa prestijli konuma gelir. Seçim • CHP. hükümet ortaklan zirvesinden çıkan "Seçime evet. seçim hükümetine hayır" karannın "resmen"' iletilmesini bekliyor. Baykal. Türkiye'nin seçimlere gitmeden önce, yeni bir hükümete ihtiyacı oldugunu yineledi. ekonomisi uygulamasını olanaksız kılacak, ola- naklann bir siyasi parti lehine kullanılmasını ön- leyecek bir hükümet kunılmalıdırvebu hüküme- tin başbakanı tarafsız olmalıdır." Türkıye'nın seçimlere gitmeden önce yenı bir hükümete ihtiyacı oldugunu savunan Baykal *Yıl- ma/'la hemfikir kalmıştık. Ancak kişi, tarih \« hangi partilerin hükümete katılacağı konuşulma- dı. Bu konudaki anlaşmayı I Ekim'de başlavacak yeni parlamento dönemine bırakhk" dıye konuş- tu. Baykal Türk-Amerikan Işadamlan Demeği'nın Roche binasında yapılan genel kurulunda yaptı- ğı konuşmada da Türkiye'nin hızla gelişen. deği- şen ve büyüyen bir ülke oldugunu sövledi. Tür- kıye'nın dünya gerçeğiyle yüzleştığinı v e hesap- laştığını, her alanda küreselleşmenin etkisi altın- da kaldığını kaydeden Baykal "Bu kadar büyük değişimlere. bu kadar kısa sürede >e üstclik de ha- zırlıksız yakalanan bir ülkede ekonomik, siyasal \e toplumsal alanda istikrarsı/Jıkolur" dedı Butab- lonun bir kaygı ve telaş nedenı olmaması gerek- tiğini savunan Baykal. yüzeydeki bu kargaşanın altında çok temel bir istikrarın ve dayanak nokta- lannın oldugunu belirtti. Baykal "Türkiye pazar ekonomisi. demokratik rejim \e laik devlet yapısı konusunda temel tercihlerini yapmıştır. Bu konu- larda bazı eksiklik >e aksamaiar olabilir, ama ka- rarlarverilmtştir" dedı Yüksek enflasyonun ya- pısal bir sorun oldugunu ve son yıllardakı hükü- metlerın bu sorunu çözecek temel tercihi göste- remedıklerinı öne süren Baykal, en temel konu- nun bu iradeyi göstermek oldugunu ifade ettı. Öte yandan Köy Hizmetlen'nde mevsimlik iş- çı alımında yolsuzluk yapıldığı iddıalannı ince- lemek üzere Diyarbakır'da bulunan CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin. DSP lideri Bülent Ece- vit'in kendisine yönelik " Keskin sirkeküpüneza- rar" sözlenni yanıtladı. Keskin, "Sosyal demok- rat dünya görüşünü kendisine bir tercih olarak seçmiş insanlar. toplumun ve halkın çıkarlan ge- rektiriyorsa kendi küpünezarar verir, hatta küpü- nüdeİarar"dedı. IRMIKIAYDEV ENGİN 1976-1977-1978. Toputopu üç yıl. 1 Mayıs, 75 yıllık Cumhu- riyet tarihinde topu topu üç yıl kutlandı. Soğuk savaşın azgın yıllann- da, beş-on işçinin kimselere çaktırmadan bir araya geldiği; tramvay duraklarına, üstlerine berbat bir daktilo ile "Bütün dünya işçileribirleşin!" yazılmış, biraz sonra rüzgârın üfürüp gö- türeceği, avuç içi kadar "pul afişler" yapıştınlan, cesur ama çocuksu eylemlerdi. Ya da Pa- şabahçe sırtlanndatükenmeyen bir umuda gözkırpan ateşlerya- kılırdı. Polis yetişip söndürene kadar ışıltısını karşı sırtlara, emekçi semtlerine taşıyan ateş- ler... Bunlann, 1 Mayıs'ın coşkusu- nu, onun "işçinin, emekçinin bayramı" oldugunu kitlelerin bi- lincinde tutuşturacak eylemler olmadığı açık. Ama inadın, di- rencin, boyun eğmeyışin eylem- leri olduğu da açık. Ertesi gün, Cibali'den, Paşa- bahçe'den, Silahtar'dan, Istin- ye'den, Kasımpaşa'dan adı ünü duyulmuş, yani önceden fışlen- miş işçi önderieri, daha önceki 'komünıst tevkıfatlan'nm birin- de ya da tümünde Sansaryan Bayramı Bayram Gibi Kutlamak Hanı'ndaki tabutluklara konuk edilmiş aydınlar, polisçe bir kez dahatoplanırdı. Teksütunluk bir habere bile konu olmayan bu adsız kahramanlar falakadan geçirilır, fişlerine yeni fişler ekle- nir ve sızlayan bedenleri ve fa- kat ağızlannın kıyıcığına yerleş- tırdıkleri gururlu bir gülücükle si- yasi şubeden çıkıp -eğer hâlâ atılmadılarsa- işlerinin başına dönerlerdi. 40 yıl. belki daha da uzun bir dönem, böyle geçti. Acılarla, korkularia ve ille de kınlmayan bir ınatla... 1976'nın 1 Mayısı'nda rüzgâ- nn yönü değişmişti. Şiirler bile o rüzgârdan soz ediyordu: "Işçi- den, işçiden esiyoryel!" O gün, 1976 bahannda, 1 Ma- yıs güneşi gördü. Bayramlık ur- balannı gıymiş ışçiler, öğrenci- ler. emekçiler, aydınlar Taksim Alanı'na aktılar. Bayraklan, fla- maları, şarkıları ve türküleriyle Istanbul'un göbeğinde bayram kurdular. O gün doğan çocuklar, bugün 22 yaşında. Oğlanlar askerlikle- rini yapıp iş güç sahibi bile oldu- lar. Kızlann kimi eviendi, çocuk- lan var. Onlara o günü, 1 Mayıs 1976'yı nasıl anlatmalı? O gün- kü bayramın umutlar, tüm dün- yayı değiştırebilecek umutlar ye- şerten coşkusu nasıl aktanlma- h? Ya1 Mayıs 1977? 1976 bayramının görkemi yüz binleri kıvandmr, ülkenin dört bir yanında bir özgüven rüzgârı eserken, erki, silahı ve karanlığın gücünü ellerinde tutanlann ür- küntüsü büyüdü. Bir yıl boyun- ca hesaplaşmaya hazırlandılar. Ince ve uğursuz hünerlerie do- nanmış bir kara plan, 1 Mayıs 1977'de, aynı alanda, aynı bay- ramı kanla boğdu: 36 emekçi öl- dürüldü. Bayram yanda kaldı. O acıyı, o yalnız kalleşlik kar- şısında çaresiz kalan yiğitligin taşkın öfkesini, bugünkü kuşak- lara nasıl anlatmalı? Ve ille de 1978ı anlatmamak olur mu? 36 can yitirmiş işçile- rin, emekçilerin, bir yıl sonra, ay- nı alana, coşkulannı ve ınatlarını katlayarak aktıkları o büyük 1 Mayıs 1978'i... Acısını umuduy- la bastıran, ürküntüsünü "Bin gün onursuzyaşamaktansa, bir gün onuruyla yaşamak" diye si- lip atan insan sellerinin aktığı Taksim Alanı'ndaki o büyük bay- ramı... ••• Topu topu 3 yıl dedik: 1976- 1977-1978. Peki sonra? Sonrasında, bayramı düzene bir meydan okuma olarak yo- rumlayan. meydan okuyanlaria demokrasinin kuralları içinde mertçe yarışmaktansa yasakla- mayı yeğleyen, yasağa karşı çı- kanlan copla, dipçikle, mermiy- leezmeyi yol belleyenler, gün ışı- ğındanürkenlerheri Mayıs'ıte- rörün kol gezdiği korku günleri- ne çevirmeye çabaladı. Büyük ölçüde başarıya da ulaştı. İHe- nüz yürüyemeyen çocuğunu omzuna alıp bayrama koşacak analan. babalan ürkütmek, bay- ram alanlarından uzak tutmak için ne gerekse fazlasıyla yapıl- dı. İşçinin, emekçinin bayramı- nı, daracık örgütlerinin sıdik ya- nşı için bir fırsat olarak görenle- rin de katkılanyla bayramı zehir etmeyi becerdiler. Bugün 1 Mayıs 1998. Hep bir- likte göreceğiz, hep birlikte tanık olacağız: Pusuda bekleyen "ka- ranlığın güçleri" mi ağır basa- cak, 1 Mayıs'ı bayram gibi kut- lamak isteyen "ışığın güçleri" mi? Haydi sözümüzü sakınmaya- hm. Sosyalizmin doğasında var olan 'antimılitanzm'\ göz ardı edip (belki de hiç bilmeyip) 1 Mayıs'ı, üniformalargiyip, asker adımlanyla yürüyüp, kan kokan sloganlar haykırarak kutlamayı bu saatten sonra "çocukluk hastalığı" ile filan açıklamak mümkün değil. Keza 1 Mayıs alanını "Bizim örgüt sızinkinden daha kalaba- lıktı... Bizim örgütün sloganlan ötekilerin hepsinı bastırdı... Bi- zim örgütün sloganlannı bastır- mak isteyenleri pataklayıp dev- rimci şiddet uyguladık..." gibi- sinden yürekler acısı sidik yanş- lannın alanına çevirmenin bu sa- atten sonra ne hoş görülecek, ne göz yumulacak yanı var. 1 Mayıs, bayramı bayram gi- bi kutlayacaklara kutlu olsun. Yann alanlarda yalnız onlann ye- ri olsun! POLflİKA GU1NLUGU HİKMET ÇETİNKAYA 'Demokratlar...7 Şeriatçı gazetenin manşeti ilginç: "Demokratlar birleşıyor..." Tansu Çiller'den Recai Kutan'a dek irili ufaklı 'demokratlar' gazetenin sayfalarında boy gösteri- yor... Gazetenin haberine göre bizim demokratlar 'De- mokratlar Biriiği' ya da 'Demokratlar Ittifakı' adı al- tında toplanıyoriarmış... Acaba 'Demokratlar Biriiği' hangi partilerden olu- şuyor? Fazilet Partisi, Doğru Yol Partisi, Büyük Birfik Par- tisi, Milliyetçi Hareket Partisi vb. Nasıl begendiniz mı? Haberi okumaya başladım: "Türkiye'nin siyasal gündemine oturan antide- mokratik atmosferden rahatsız olan siyasi partilerin ortaya attığı demokratik platformda bir araya gelme projesinde önemli adımlar atılıyor. FP, DYP, BBP, MHP, DP, YDP ve LDP'nin içinde yer aldığı hareke- tin ilk semeresı TBMM'de irtica tasanlarına karşı or- tak hareket edilmesı ile sergilenirken ittifakın önün- deki diğeramaç ise ülkeyı seçime götürmek..." Haberi okuyunca işi çözdüm!.. Günün modası şu: "Irticayı desteklemekgünümüz Türkiyesi'nde 'de- mokrat' anlamına geliyor..." Günlerdir gazetelerde Recep Tayyip Erdoğan 'demokratlık' adına savunuluyor; kurban derilerinı THY'nin toplaması 'faşıst devlet' suçlamasına neden oluyor... Demokrasiyi, faşizmi daha yeni öğreniyorlar... Faili meçhul cinayetlerin aydınlatılamaması, ışken- celer, yargısız infazlar, gençlerimizin zindanlarda çü- rütülmesi, Susurluk çeteleri, düşünceye kelepçe vu- rulması demokrasi ayıbı değil mıdır? Efendim tüm bunlar muhteremler için hiç önemli değil! En katıksız demokrat Tansu Çiller, Susuriuk çete- leri için ne demişti: "Vatan için kurşun atan da, kurşun yiyen de kah- ramandır..." Burada hesap ortadadır; devlet içindeki örgütlü çete 'gerici-faşist' güçlerce korunup kollanmakta- dır... Bir demokrat ne yapar? Bu çetelerin ortaya çıkması için çaba harcar!.. • • • DSP lideri Bülent Ecevit, Fethullah Gülen'e gös- terdiği hoşgörüyü, Nurcularla yaptığı uzlaşmayı CHP lideri Deniz Baykal a neden göstermez? Solun bölunmüşlüğü, Ecevit'in uzlaşmaz tutumu, Türi<iye'de sahte demokratların çoğalmasına neden olmuştur... Sahte demokratlar bugün yeni bir oyunu tezgâh- lamak için her yolu denemektedirler... Işte 'demokratlar biriiği'bu oyunun birparçasıdır... Yapılacak bir erken seçimde DYP, FP, MHP ve BBP bir seçim ittifakı yapmak ıçın kolları sıvamışlardır... Bu durum karşısında 'sol' ne yapacaktır? DSP'nin CHP ya da İP. ÖDP gibi partilerle bir itti- fak yapması düşünülemez... O zaman ne olacaktır? Aldığımız duyumlara göre DSP'nin ANAP'la bir se- çim ittifakına gireceğidir... Böyle bir durumda ise her şey altüst olacak hem ANAP hem de DSP yıkıntıya uğrayacaktır... • • • Son günlerde Türkiye'deki yabancı gazeteciler (Amerikalı ve Ingiliz) gazetelerine ilginç yorumlar ya- zıyoriar... Yabancı gazetecilerin ortak görüşünü şöyle özet- leyebiliriz: "Türkiye'de zinde güçler, Müslümanlaria ve Kürt- lerie mutabakat yapmak zorundadır...." Aynı görüşte olan bizim yazarianmız da var... Ingiliz bir gazeteci, Türkiye'de bir gazetemizde de 'sapla samanı kanştıran' yazılar yazıyor... Adı, Andrevv Finkel... Kendısinı Iıberal demokrat' olarak tanıtıyor; yazı- lannda 'tarikat şeyhleri'ne övguler düzüyor; Recep Tayyip Erdoğan'ı 'demokrasi kahramanı' olarak gö- rürken bakın ne diyor: "Türkıye, Güneydoğu'dakı savaşı sona erdirme yönteminin cezasını uluslararası platformda ödeme- ye devam ediyor. Türkıye, sonuçta sadece şiddet yanlısı kişileri değil, muhalefetı de bastırdı; arada ka- lan köylülerin haklannı hiçe saydı..." Finkel, önce şunu öğrenmeli: "Türkıye ümmet toplumu değıldır. Laik devlette u- lus vardır. Egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur, tan- rtnın değil. Onun için ulus tarıkatlaria bölünmez... Siyasal Tslamın da Müslümanlıkla uzaktan yakından ilişkisi yoktur. Laik demokratik devlette isteyen na mazkılar, oruç tutar, ıstemeyen de kılmaz... PKK, Hiz- bullah, İBDA-C ve Islami Hareket terör örgütleridir. Bunlann yaptıklan eylemlerin hiçbirisi demokratik hareket değildir. Elbet asker Güneydoğu 'yu kan gö- lüne çeviren terörörgütüne karşı silahlı mücadeleya- pacaktır. " Son aylarda 'sahte demokratlar' ortalıkta dolaşma- ya başladılar. Günümüzde irticayı ve terörü destekiemek de- mokratlık oluyor... Türkiye, ne çektiyse 'sahte demokratlar'üan. 'sah- te solcular'üan, 'sahte Atataürkçüler'den çekmedi mi? Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 C A G D A S Y A Y I N L A R I (AĞININ TANIĞI ÜÇ YAZAR 2 BASI 3O0 000TL KUBİIAY OUYI VE TARİKAT KAMPLARI 4. BASI 5ao co: TL SANCILI YILLAR KUJATILMIŞ SOKAKLAR 4 BASI 3JOCOÛTL KUZU POSTUNDA KURT 2 BASI 600 000 TL ZAMBAK SANA DA BUlAfTI KAN 2 BASI 600 000 TL DİN BARONUNUN KAZLARI 2 BASI 6COCO0TI Â$IK KAOINLAR SOKAĞI 2 BASI 8O0 0O0TL $ERİAT PAZARI 6O0 0O0T. SEVDANIN ADRESİ BELLİ DEĞİL Çağ Pazariama A.Ş. Türkocağı Caddesı No.39/41 (34334) Cağaloğlu-lstanbul Tel: (0212) 514 01 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle