28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Ya>ın Ycmctmenı Orhan F.rinç • Genel Yayın Koordınatörü HikmetÇe- tinka\a # Yazıı^lcn Müdüru Ibrahim Yıldız • Sorumlu Müdür Fikret İlkiz • Haber Merkezı Müdürü Hakan Kara • Görsel Yönetmcn-. Fikret Eser Dı^ Habcrlcr Şinasi Danışoğlu 0 istıhbaraı Cengiz Yıldırım • Ekonomı Mehmet Saraç • K.ultur Handan Şenköken • Spor \bdülkadir Yücelman • Makakler Sami karaoren • Düzeltme \bdullah > aacı A Fotoğrat Erdoğan Köseoğ)u • Bılgı-Bclgc Edibe Buğra • Yurt Haberlerr Mehmet Faraç Ya\ın Kurulu llhan SelçuL (Başkan). Orhan Erinç, Oktay Kurtböke Hikmet (, etinkava. Şükran Soner, Ergun Balcı. Ibrahim > ılılı/. Orhan Bursalı. Mustafa Balba>. Hakan Kara. AnkaraTemsılciM: Mustafa Balbay -Maturk Bulvan No: 125, Kat.4. Bakanlıklar-Ankara Tel- 4145020 (7 hat). Faks 4195027 • Izmır Tcmsılcısı Serdar Kızık. H. Zıya Blv 1352S 23Tel-4411220. Faks-44l9\17#Adana Temsılcisı Çetin Y iğenoğlu, İnonu Cd 119S.No:l Kat:l. Tel 363 12 I I. Faks 363 12 15 Müessese Mudüni İ stün Mvmen 0 Koordmatör \hmet Korulsan # Muhsihc Bulent \encr#klare Hüscun Giırer • l5letme Önder Çelik • Bılgı- Islem \ail İnal • Bılgısayar Sıstem Mürihct (,iK-r •S;Ü;, FaziktKuza MEDV. \ C: • \oneum Kurulu Baikanı - Genel Mudur Gülbin Erduran 0 Koordmatör Rcha Işıtman • Genel Mudur YardımciM fevdaÇoban Tel 514 07 53 - 5139580-5138460*1.Faks 5138461 \ a>ımla\an >c Basan: Yenı Gun Haber Aıansı. Sasın *>£ Yavınolık A S Turkocagı Cad 39 41 Cagaloglu 34?34 tsl PK 24<-Klanbul f el (0 l\2) 512 05 05 COhat) Faks (0 212)513 85 95 MAY1S 1998 İmsak:4.16 Güneş. 5.56 Öğle:l308 İkindi: 16.57 Akşam. 20 07 Yatsı: 21.40 Entegrasyon kampı • Haber Merkeri- Otıstikler Derneği tarafından düzenlenen 3. Entegrasyon ICampı, 23-31 Ağustos tarihleri arasında Bozcaada'da gerçekleştirilecek. Kamp, otıstiklerin kendi öğrenme biçimlerine uygun olarak aıleleri dışında farklı davranış ve iletişim biçimleriyle karşılaşmalannı sağlamak ' amacıyla düzenleniyor. Psikologlar, müzik terapistleri, drama eğitimcileri, resim öğretmenlerinin görev alacağı kampa katılmak isteyenlerin "(0212) 251 69 09" numaralı telefona başvurabilecekleri belirtildi. Minibüs ücretterine zam • Istanbul Haber Servisi - İstanbul'da. minibüs yolcu taşıma ücretlerine bugünden geçerli olmak üzere yüzde 30-35 orantnda zam yapıldı. Istanbul Esnaf ve Sanatkârlar Odalan Birligi Başkanvekili Nazmi Akbacı yaptığı yazılı açıklamada, minibüs yolcu taşıma ücretlennin son olarak 22 Eylül 1997 tanhinde belirlendiğini belırterek bütün hatlarda ındi-bindi ücretinin 80 bin lira olarak belirlendiğini ıfade etti. Çevne Ödülleri' • İstanbul Haber Servisi - Doğa Savaşçılan Çevre Örgütü'nün bu yıl 4. kez dağıttığı "Çevre Ödülleri" dün Akatlar Kültür Merkezi'nde düzenlenen törenle sahiplerine verildi. " Istanbul "u delik deşık ettiler" başlıklı haberiyle ödül kazanan muhabırimiz Ali Er"e ödülünü Türk Kılavuz K.aptanlân Derneği Başkanı Aykut Erol \erirken sanatçı Ediz Hun ise ödülünü Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Bilee Bilgiç'in elinden aldr 'Baba Efiitim Prosramı' • İstanbul Haber Servisi - Kadıköy Belediyesi Aıle Danışma Merkezi \aroşlardaki yetişkin erkekleri eğitmek amacıyla " Baba Eğıtim Programı" başlatıyor. Kadıköy Belediyesi"nden yapılan açıklamada, Istanbul'da ilk kez uygulanacak programla içerenköy, Kayışdağı ve Küçükbakkalköy bölgelerindeki yetişkin erkeklere çeşitli konularda seminerler venleceği belirtildi. 'Sahilleri Kirletmeyeliıtı' • İstanbul Haber Servisi - Bakırköy Belediyesi çevre sorunlanna dikkati çekmek amacıyla öğrenci \e gönüllü çevrecilerin katılımıyla "Sahilleri Kirletmeyelim" kampanyası başlattı. Kampanya çerçevesinde Bakırköy Özgürlük Meydanfnda toplanan çevrecıler. kampanya çerçevesinde sahil yoluna kadar yürüdüler. Lacoste'un yeni koleksiyonu • Haber Merkezi - Lacoste, 1998 Yaz Koleksiyonu'nda yer alan 500 değişik modeli Anneler Günü içın sunuyor. Koleksıyonda yer alan pololarda klasik renklerin yanı sıra. limon sansı. çağla yeşili. leylak ve kiremit renklerine de yerverilmış. Classıc, Club. Yachting, Golf, Tennıs. Sport temalanna yeni sezonda Active teması da eklenmiş. Tecavüze ya da işkenceye uğramak, ölüme tanık olmak, dövülmek gibi olaylann izlerinin yıllarca silinemediği belirtildi Ruhsal travma yaşann karartıyorDr.ERDALAX\BEK SAPANCA - Ruhsal travma nedir? Travma, yanı. bir darbe. yaralanma. etkisinı sonradan da sürdürecek iz bı- rakıcı bır etkı. Bövle bir olayı geçiren kişi "ruhsal travma" geçırmiş oluyor. Yangın. zelzele. sel. çığ gıbı doğal âfet- ler. Trafık kazalan. bu kazalarda ölen- leri görmek. yaralanmak. Toplumsal şıddetin hedefı olmak. kaçınlmak, re- hın alınmak. yaralanmak. teca\üze. ölüme tanık olmak. Göç etmek. mül- teci kamplarında. sığınılan yerlerde yaşamak zorunda kalmak. Cinsel teca- vüze uğramak. enseste maruz kalmak. dövülmek. aşağılanmak. daha pek çok şey. Insanın başından geçebılen pek çok şey. İşkenceye maruz kalmak, umut- suz, dayanaksız, güvensız bır ortamda işkence görmek. Ruhsal travma. her gün binlerce. binlerce ınsanın uğradı- ğı bir yaralanma. Peki. bundan sonra- sında neler oluyor? 8. Ulusal Çocuk ve Ergen Ruh Sağ- lığı Kongresi'nde bu konu uzmanlarara- sında tartışıldı. yeni görüşler ortaya konuldu. Prof. Dr. Suna Taneli "ruhsal trav- malar''ın en ağıretkilennin insanlarta- rafmdan bilerek verilen zararlarda gö- rüldüğünü açıkladı. Kişınin hayati teh- lıke içınde olması, ölüm ya da yaralan- ma ola>larının dırekt yaşanması. bır yakının ölümü, travmanın uzun sür- mesi, bir kişi (ya da kişiler) tarafından bilerek vapılmasını travmanın etkisi- nı arttıran nedenler arasında saydı. Ta- neli. alışılmış çevrenın kaybı, ailenin yokluğu ya da tutumunun da çok etkı- leyici oldugunu belirttı. Taneli'nın açık- lamalarına göre, eğer b\r kışı, uğradı- ğı ruhsal travmada aılenın desteğıni görüyorsa olayı atlatma olası lığıartar- ken aıle destek vermeyi reddediyorsa olayın etkısı daha da fazlalaşıvor. Beürtüeri Doç. Dr. Belma O> bu bozuklukta. kı olay\n bilımsel adı "Travma Sonra- sı Stres Bozukluğu"dur. sonradan or- taya çıkan belırtılerı şöyle açıkladı: Korkular. çekiniklik durumu. uyku bo- zukluğu. suçluluk ve utanç duygusu. toplumdan kaçınma. okul sorunları, umutsuzluk, gelecekten bır şey bekle- meme, sosyal içe çekılme. somatik ya- kınmalar (bedensel hastalıklardan ya- kınma). okul çağında ya saldırgan ya da çekingen da\Tanışlar. Ergenlik ça- • Eğer bir kişi, uğradığı ruhsal travmada ailenin desteğıni görüyorsa olayı atlatma olasılığı artarken aile destek vermeyi reddediyorsa olayın etkisi daha da artıyor. ğında ise erken olgunlaşma ya da ba- ğımlılıkta artış görülüyor. Prof. Dr. Aysel Ekşi. olayın mekanız- masında "TravmatikÇaresizlikDuru- mu"nun yattığını açıkladı. Prof. Ek- şi'nın \erdığı bılgilere göre. çocuk. travmanın etkisinı kaldırmak isterce- sıne olayı tekrar tekrar yaşıyor. Kimi zaman olayı çağnştıran tek bir ses ya da tek bır imge olayı anımsatmaya ye- terlı oluyor. Çocuk yaşadıklannı yap- tığı resimlerde, oynadığı oyunlarda, çı- kardığı seslerle belırtiyor. Bu çabalar yeterli olmadığı zaman "travmatikrü- yalar" görülüyor. Olayı anımsatan her şey çocuğa yoğun bir sıkıntı yaşatıyor. Sorunla başa ç.ıkıiamazsa "psikotojik duv'arsızlık*" denilen bır sürece girili- yor. K.işi, olayı hatırlatan her şeyden ka- çıyor (yer. benzer kişi, benzer her şey) Dış uyaranlardan kaçıyor. duygusal bır kısıtlanma içine gıriyor. Bellek bozul- maları, kazanılmış becenlerın kaybı görülüyor, umutsuzluk yaşanıyor. K.İ- mi zaman da kendisıni kaçırana bağ- lanma görülüyor. Arkadan gelen dö- nemde "aşın ıryanlmışlık halT deni- len aşın sınirlihk görülüyor. Bu dö- nem. uyku bozuklukları. sınırlılik, öf- ke patlamalan. dikkatıni toplamada güçlük, aşırı tedırginlik (hep bırtehlı- ke beklermış gıbı), tepkılerde aşırılık. travmayı çağnştıran şeylerde çarpıntı- lar, sıkıntı duyma tle kendını gösterı- yor. Çocukluğun Önemi Doç. Dr. Ayşen Coşkun, olavın ruh- sal fızyolojide sinır sistemi biyokim- yasında bırden fazla degişıklik vaptı- ğının anlaşıldıgını açıkladı. Çocukluk- ta yaşanan *travmatikolaylar*ın daha fazla etki yaptığını \e sonra vaşanan olaylann etkisinı arttırdığını söyledi. Coşkun'a göre bır buçuk >aşında be- yın sinırlennin ağ bıçimindeki bağlan- tılan (sinapslar)bir sıçrama y aparak ar- tıyor. Bu dönemlerdekı tra\ malann bu sinaps oluşumu ıçm zararlı olduğu dü- şünülüyor. bada 0-3 yaş arasındaki travmaların daha zarar verici niteliği- nı açıklıyor. Doç. Dr. Meral Berkem. ılk adımın "risk attuıdakileri belirleme" olduğu- nu belirttı. Travma sonrasında ılk >a- pılacak olanın kurbana "güven içinde oldugunu anlatmak" oldugunu sö\ le- di. "Benlik duygusunu saglama"nın tedavının önemlı bir adımı oldugunu anımsatan Berkem bunun nedenını şöy- le açıkladı: Çünkükışı kendisinin aşa- ğılanmasından etkılenmış \e benlik duygusununkaybolmuşolduğunudu- yumsuyor. Olanı kabul etmesinı >ağ- lamak da iyileşmenin önemli bır adı- mı. Burada. olayı bilınç düze>ıne çı- karmak, olanı yenıden gözden geçıre- rek zarar venci etkilerını ortadan kal- dırmak amaçlanıyor. Du> gusal durum normale dönebılmelıdir. Onun ıçın de olayı gözlemek \ e unutur görünmek de- ğil. tersine. travmatik anılan gözden ge- çırmek ve yenıden yapılandırmak ge- rekiyor. Onun içm de aynntılann öğ- renilmesı gerekıyor. Duruma göre "Travma Sonrası Stres Bozukluğu"'nda kısa \e uzun sürelı psıkoterapı uvgu- lanıyor. Gereklı olgularda ilaç kullanı- mı çok yararlı oluyor. Aile ile çalışma dabüyükönemtaşıyor. Ailelenn olum- suz durumlan kabul etmeleri ve aşın koruyuculuktan kaçınmaları gereki- yor. Çünkü. kişinin kendı sorunlany- İa başa çıkabilmesı için aıle bağımlı- lığının yaratılmaması çok önemli. Ai- lenin olayı reddetmesi de olumsuz b\r durum. Bu çok önemli paneli dinlerken yıl- lar boyu sürüp giden işkence olgusu- nu düşünmekten kendimı alamıyorum. "En çok zarar veren travmalar insan eliyle bilerek vapılanlardır" sözünü dinlerken ınsanın ınsana verdiğı zarar- lan önlemenin tnsanca önemi gözüm- de daha da değer kazanıjor. Tarih bo- yunca insan için mücadele eden "in- san hakları savaşçılan" ınsanın ruhsal sağhğının korunmasına da yardım edi- jorlar. Gazetelerde iki satırla okuyup geçıverdigimiznıce olayın. insanlann hayatını yıllarca nasıl kararttığınm bi- limsel açıklamalannı dinlerken aklım- dan bunlar geçı\or. \'e yenıden düşü- nüNorum. "Insana yardım eden hiçbir çabadan vazgeçmemeliyiz. Hepimizi biraz daha insan vapacakolan da bun- dan başka bir şev değildir". İnsan için çalışan herkese teşekkür edıyorum. Yaşamı oynamaya başladı L.A Confidential ile en ivi yardımcı kadın oyuncu Oscar'ıru alan Kim Bassinger, mutluluğu 44 yaşında vakaladı. Güzel oyuncu.duygulannın sesini dinlemevi 40 yaşından sonra öğrenmiş. Bassinger. "40 yaşına kadar yaşam körü ve bir rürlü bitmeven bir riiva gibivdi, vaşamın ve sevginin degerini 40 yaşından sonra anladım. o \aşa kadar seks sembolü olarak görülmek keyiflivdi ancak şimdi daha farklı değerler oldugunu anladım" diyor. 39 vaşında havatının erkeği olarak gördüğü Alec Baldvvin ile evlenen sanatçı. Bakfain havatina girdikten sonra şansının döndüğüne ve eşinin ona mutluluk kapılannı açtığına inanıvor. 41 vaşındayken bir kız çocuğu, 44 yaşında da Oscar ödülü sahibi olan Bassinger yaşamı 40 yü bovunca prova ettiğtni, arük ovnamava başladığını söylüvor. Doc. Dr. Emre Akkus 4 Viagra bir îlaç SA.\DET USLU "Mucize ilaç" olarak bır süredir medyada yer alan 'ik- tklarsırfıkilaaMagra'nınhe- kım ta\sı\es\ olmadan alın- maması ıstendı. Doğrutanıy- la kullanılmadığı zaman Vi- agra'nın etkısının sınırlı ola- cağını belirten Cerrahpaşa Tıp Fakültesı Lrolojı Bölü- mü'nden Doç. Dr. Emre Ak- kus,. "Bu ilaç mucize degil. Ama şu ana kadar gerçeğe en yakın ilaç" dedi llacı üre- ten Pfizer fırmasının medı- kal dırektörü Hüseyin Demir- can ise tezgâh altından satı- lan ilaçların sahte olabilece- ğinedikkat çektı. Erkeklenn korkulu rüyası iktidarsızlık sorununa umut ışığı olan Vıagra'nın. Türkı- yede el altından satışı uz- manlann tepkisini çektı. Doç. Dr. Emre Akkuş. Sağlık Ba- kanlığı'nın henüz Türkıye'de satışına izin vermedıği Vi- agra'nın kesinlikle hekim kontrolündekullanılması ge- rektiğini söyledi. İlacın uzun dönem yan etkilerinın henüz belli olmadığını belirten Ak- kuş. "Kısa dönemdeyse ma- vi ve yeşil renklerini kanştır- ma gibi göz bozukluğu ve baş ağrısı yapabilir. Ama ciddi migren hastalıgı olan kişiler- de kullanılması önerilmiyor" dedi. Sorunu olan erkeklerin mutlaka uzman kontrolünden geçmelenni ısteyen Doç. Ak- kuş şöyle devam etti: "Viagra, ereksiyonu sağ- layan dokulardagev şeme sü- recini sağlıyor\ç uzaüyor. Ya- nm saatten 3-4 saate kadar etkiliolabilir. Reçetesiz ilacın alınması sorun yaratabilir. Çünkü hastalar doğru tamy- la ilacı almazlarsa etkisi de sınırlıolacakhr. İktidarsızlık. hafif. orta ve ileri derecede olmak üzere üçe aynlır. Yiag- mucize değfl'ra, hafiferektil fonksiyonlar- da kesin etkili, orta derecede kısmi. ileri derecedeyse etki- si yok denecek kadar az." Vi^ra'nın seks ilacı olma- dığını vurgulayan Emre Ak- kuş. "Normal insanlarda et- kisi yoktur" dedi. Akkuş Amenka'da ınanılmaz dere- cede tüketilen ilacın. "Vaeg- ra" adı altında sahtelerının ortaya çıktığını da kaydettı. Pfizer Medıkal Dırektörü Hüseyin Demircan. Sağlık Bakanhgf nın incelemesı de- vam ederken ilaç ı> ıdir-kötü- dür demenın doğru olmaya- cağını söyledi. Bodrum Tartışmalı iskelenin yıkımma başlandı e-posta : tan ',<> prizma. net tr HÜSEYİN KtlZX^UN BODRl'M - Mufla Valı- liği ile Bodrum Belediyesi arasında büyük tartişma ya- ratan Halikamas Discoönün- deki iskelenin yıkımma dün başlandı. Valiliğin yıkımı dur- durma kararına karşı Aydın Idare Mahkemesrnin "yü- rütmenindurdurulınası" ka- rarına dayanarak beledıye ekipleri dün iskelenin yıkımı- na başladılar. Bodrum Belediye Mecli- si'nin karan ve Maliye Ba- kanlığı'nın onayı ile ilçede demze uzantısı olan kaçak yapılar ile iskelelerin yıkımı yapılırken, Halikamas Disco önündekı iskele tartişma ya- ratmıştı. Mugla Valılıği is- kelenin "kamuyaaitoldugu- nu" öne sürerek yıkımı en- gellerken. Belediye Başkanı Tuğrul Acar, konuyu Mali- ye. Bayındırlık ve Turizm ba- kanhklannın yanı sıraCum- hurbaşkanı Süleyman Demi- rel'e de bir dosya ile ileterek yardım istemişti. Muğla Valiliğı'nin yıkım kararını durdurmasına Ay- dın ldare Mahkemesi'nde iti- raz eden Bodrum Belediye Başkanı Tuğrul Acar. mah- kemeden önceki gün çıkan "yürütmenin durdurulma- srkaranylabırliktedün Ha- likamas Disco önündeki is- kelenin yıkımını başlattı. is- kelenin karayla bağlantısını sağlayan 4 metrelik bölümü yıkıhrken. polisle zabıta gö- revlileri arasında tartişma çıktı. Polisin birzabıta görev- lisinı gözaltına almasına kar- şı çıkan Başkan Acar. "Beni de gözaltına alın" deyince. çevrede toplananlann da ara- ya girmesıyle zabıta görev- lisi serbest bırakıldı. 'SaldırüarAtatürkçüleriyüdıramaz y İstanbul Üniversitesi (İV) Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, Türki- ye'nin ilk ve tek sualtı okulu olan İl Teknik Bilimler Meslek Yüksekoku- lu SualtıTeknolojisi Programı'nca getiştirilen sualtı haberleşme sisteminin tanıtımı amacıyla Beykoz kıyılannda bir kı/ öğrencinin dalış çalışmasını izledi. Alemdaroğlu. şeriatçı saldınlann Atatürkçüleri yüdıramavacağım belirtirkcn İÜ Senatosu da saklınvı nefretle kmadı. SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN Ticaret, Ticaret Olmaktan Çıktı... Eski sinemalarda, kottuğunuza oturur, perdedekı si- hirli kapıdan, 'sertiven ülkelerinderi birine çıkar- dınır Kongo/Brazzaville, Dakar, Cava, Şanghay, vb. Kimsenin aklına, o 'Batılı', beyaz ve Hıristiyan 'kahra- manın', emperyalist sermayenin, 'mazlum birülkeyı' soymaya gelmiş adamı olduğu gelmezdi: Avcı Bay- tekin (Jungle Jim), sanınm, bunlann en ünlüsüdür; çocukluğumuzda ne çok severdik! Batı da 'ümmetahlâkı' aslında "şova/yeahlâkı"idi; "lâik" yani liberal burjuva ahlâk, "tüccar ahlâkı' oldu: Emite Zola'nın romanlan, (ya da Balzac'ınkiler) nikâ- hın bile nasıl 'tican bır akde' dönüştüğünü sergilemez mi? Aynı burjuvazi, emperyalizm merhalesinde, 'tüc- car ahlâk'm takmaz: Manchester ya da Liverpo- ol'da, söz üzerine bir satış, taraflan, 'centılmenleran- /aşmas;'yla 'bağlasa' da; Bombay'da, ya da Maca- o'da, bağlamaz, yâni Batı'ya başka, sömürgesine {'mazlum ü/fre'ye) başka 'ahlâk' standardı, taa o za- mandan başlıyor; Batılı 'uiusal' burjuvazi, ulusal sınır- lan içinde 'yasai' davranabilır; davranmalıdır da! Ulu- sal sınırların dışına çıktı mı, yâni eğer 'komprador' ise, 'kural' tanımaz, çıkarının emrettiğine uyar, bu yüzden de entrikacı. zalim, haris ve hilekârdır. Osmanlı'daki 'komprador' burjuvazi, bu kurala is- tısna değıldi: klâsik şemaya uygun gelişmediği, yâni ulusal olmadığından, ne metropol şirketine dürüst ol- muştur, neyerli ış ortağına! 'Dersını' elbette, 'imtiya- zat-ı ecnebiye' patronlanndan öğrenmiştı; o Osman- h'da ülkesindeki gibi tutarlı ve dürüst davranmıyordu ki! Bu kadar lâf, Cumhuriyet'ın devraldığı liman Bur- juvazisi'nin, zaten 'bozuk bir mayadan' oluştuğunu hatırlatmak için! Gâzi'nin 'otoriter yönetimi, ulusal ve halkçı 'kamu çıkan' ilkesiyle, onu 'terbiye et- meye' çahşıyordu; 'totaliter' Inönü yönetimi, bü- rokrasiye ortak etti; sonrakiler, açıkyâni liberal top- lum perdesi arkasında, ticareti hiçbir ahlâki kura- lı olmayan bir 'soyguna' çevirmişlerdir. Tarikat sermayesi bundan kaçabilir miydi? İki haber. iki kanıt!.. Tarikat'ın liberal düzendeki 'yeni' işlevi -'uhrevi' de- ğil. 'dünyevi-tarikatehliarasındaçıkarortaklığımı demiştim, pat! Arkasından o haber "...DGM Savcısı'nın çok gizli yürüttüğü soruş- turma kapsamında Ankara Polisi, beş ayn kentte operasyon başlattı; soruşturmada MUSIAD para- lelinde faaliyet gösteren bazı sermaye gruplannın ortak kurduğu bir sigorta şirketi aracılığıyla yurt- dışı kaynaklı 'kara para' aklandığı saptandı. Ara- larında bazı MÜSİAD üyelerinin de bulunduğu, yaklaşık yirmi işadamı gözaltına alındı..." (Milliyet. 21 Nisan1998) Hatırlar mısınız, YUVA Vakfı aleyhinde bir soruştur- ma açılmıştı, Şubat 1998, gerekçesi: "Mısır'daki El Ezher Üniversitesi'ne, şeriatçı bir kuşak yetiştir- mek amacıyla, yasadışı yollarla öğrenci gönder- mek!" (Cumhuriyet, 22 Nisan 1998). Tabii, YUVA Vak- fı'nın Reiah Partisi'ne yakınlığı biliniyor, yapılan bas- kında. "...elde edilen belgeler arasında, değeri 24 mih/ar lira olan iki dekontun, kaynağı belli olma- dan, Ankara'dan istanbul'a banka aracılığıyla gön- derilmesinin anlaşılması üzerine, soruşturmayı yeni bir boyuta çeken DGM Savcılığı, Ankara'dan paranın vakrf üzerinden Dost Sigortacılık A.Ş.'ye aktanldığını saptayınca, şirket kayrtlannı 'gizli' in- celemeye almış." (Milliyet, 21 Nisan 1998) Işte gö- zaltına alınmış olan işadamlan, bu sigorta şirketinin or- taklan, hemen hepsı 'mü'min' işadamı! Bu kadan bile. artık tarikatların, 'uhrevi' yâni 'Allah Rızası' için faal olmadıklarını göstemneye yeter, şeri- atçı kuşak yetiştirmekten yola çıkıp, kara para akla- maya kayabilıyorlar. Kaymışlar mı, bunu soruşturma- nın sonunda anlayacağız; anlayacağız ya, ya öteki ha- beri nasıl değeriendirmeli? Başlığı. 'Â/emın Keyfi Yerinde!', ikinci başlık herşe- yı ayan beyan ortaya seriyor "...trilyonlarca liralık vur- gunun ünlü kaçaklan, yurtdışında krallar/kraliçe- ler gibi yaşıyor. Yunanistan, Hindistan gibi ülkeler bile, insanlannı dolandıranları, bir şekilde kodese tıkmayı başanrken, Türkiye nedense kılını kıpırda- tamryor. Bu yüzden de, yapanın yanına kâr kalı- yor. Edes, Okumuş, Bezmen, Tecimer, Aslrtürk, Civan bunlann başlıcalan!.." (Hürriyet, 21 Nisan 1998) Nasıl, iyi mi? O zehirli soru olmasa!.. Tankat ehli, rezilliğe bulaşıyor da. 'ötekiler' sütten çıkmış kaşık mı? Bır meraklısı çıkıp kurcalasa, tril- yonlarca liralık vurgun yapmış' bu zevattan, hıç de- ğılsebazılannın adınırmason localannın, lionyadaro- tary kulüplennin. defterierinde bulmayacak mıdır? Eğ- ri oturalım, doğru konuşalım: Türkiye'de, 'ışadamlı- ğı' rayından çıkmıştır günümüzde. ister alaturka ol- sun. ister alafranga, iyi işadamı. 'köşeyi dönen' işa- damıdır; o da, daha şimdiden şu kadan, 'yakayı ele verdiğinegöre', dolandıncı ile mafloso arasında biri- sıdir. Affedersiniz ama, bu müthiş 'gelışmeyı' de Tür- kiye'nın önüne inanılmayacak ufuklar açarak, gerçek- leştiren, o 'büyük transformasyon' meraklısı. 'prezi- dan' Turgırt Ozal olmamış mıdır? Hatırlamaz mısınız, neler derdi? irtikâp ve irtişâ, onun sözlüğünde, 'işini bılen memur' anlamına geli- yordu; 'Anayasa ihlâlı' ise, 'ufuk açmak için, zararsız bir fiil'; bölünmeye zemın olsun diye. 'federasyon tar- tışması' başlatmak, 'insan haklannı tanımak't, 'zen- ginleri sevmek' ise, adeta bır 'meziyet' ya da 'fazilet'\ Halbukı, liberal burjuva toplumunda lâik ticaret ahlâ- kı, müeyyidesi (yaptınnru) kamu vicdanında olan bir ku- rallartoplamı demektir; işte 'muhterem, 'sivıi toplum' adına bu tutarlılığı darmadağın ediyordu; ha bakın, meseleye bu açıdan bakılırsa. gerçekten anrt/mezar sahibi olmayı hak etmişti! Rezilliğin bu derecesıne, Mütareke şartlannm onca elverişliliğine rağmen, 'Da- mat' Ferid Paşa bile ulaşamamıştı. Bir de şu zehırtı soru, zihnımizi kurcalamasa!.. lcâb-ı hâlinde, Şemdin Sakık gibi 'aynlıkçı müsellâh bırele- başıyı', yabancı bir ülkeden, -tereyağından kıl çeker gibi- çekip alan devletin gücü; sizce sahıden. 'yaban- cı ülkelerde keyif çatanlan' yakalayıp getirmeye yet- mez mı? Ellerini kollarını sallaya sallaya, bu gümrüklerden çı- kıp gıttiklerinı, unuttuk mu sanıyorlar? http:// www. prizma.net. tr/ A İLHAN http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle