Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Ya>ın Ycmctmenı Orhan F.rinç
• Genel Yayın Koordınatörü HikmetÇe-
tinka\a # Yazıı^lcn Müdüru Ibrahim
Yıldız • Sorumlu Müdür Fikret İlkiz
• Haber Merkezı Müdürü Hakan Kara
• Görsel Yönetmcn-. Fikret Eser
Dı^ Habcrlcr Şinasi Danışoğlu 0 istıhbaraı Cengiz
Yıldırım • Ekonomı Mehmet Saraç • K.ultur
Handan Şenköken • Spor \bdülkadir Yücelman
• Makakler Sami karaoren • Düzeltme \bdullah
> aacı A Fotoğrat Erdoğan Köseoğ)u • Bılgı-Bclgc
Edibe Buğra • Yurt Haberlerr Mehmet Faraç
Ya\ın Kurulu llhan SelçuL
(Başkan). Orhan Erinç, Oktay
Kurtböke Hikmet (, etinkava.
Şükran Soner, Ergun Balcı.
Ibrahim > ılılı/. Orhan Bursalı.
Mustafa Balba>. Hakan Kara.
AnkaraTemsılciM: Mustafa Balbay -Maturk Bulvan No:
125, Kat.4. Bakanlıklar-Ankara Tel- 4145020 (7 hat). Faks
4195027
• Izmır Tcmsılcısı Serdar Kızık. H. Zıya
Blv 1352S 23Tel-4411220. Faks-44l9\17#Adana
Temsılcisı Çetin Y iğenoğlu, İnonu Cd 119S.No:l Kat:l.
Tel 363 12 I I. Faks 363 12 15
Müessese Mudüni İ stün Mvmen 0
Koordmatör \hmet Korulsan #
Muhsihc Bulent \encr#klare Hüscun
Giırer • l5letme Önder Çelik • Bılgı-
Islem \ail İnal • Bılgısayar Sıstem
Mürihct (,iK-r •S;Ü;, FaziktKuza
MEDV. \ C: • \oneum Kurulu
Baikanı - Genel Mudur Gülbin
Erduran 0 Koordmatör Rcha
Işıtman • Genel Mudur YardımciM
fevdaÇoban Tel 514 07 53 -
5139580-5138460*1.Faks 5138461
\ a>ımla\an >c Basan: Yenı Gun Haber Aıansı. Sasın *>£ Yavınolık A S
Turkocagı Cad 39 41 Cagaloglu 34?34 tsl PK 24<-Klanbul f el (0 l\2) 512 05 05 COhat) Faks (0 212)513 85 95
MAY1S 1998 İmsak:4.16 Güneş. 5.56 Öğle:l308 İkindi: 16.57
Akşam. 20 07 Yatsı: 21.40
Entegrasyon
kampı
• Haber Merkeri-
Otıstikler Derneği
tarafından düzenlenen 3.
Entegrasyon ICampı, 23-31
Ağustos tarihleri arasında
Bozcaada'da
gerçekleştirilecek. Kamp,
otıstiklerin kendi öğrenme
biçimlerine uygun olarak
aıleleri dışında farklı
davranış ve iletişim
biçimleriyle
karşılaşmalannı sağlamak '
amacıyla düzenleniyor.
Psikologlar, müzik
terapistleri, drama
eğitimcileri, resim
öğretmenlerinin görev
alacağı kampa katılmak
isteyenlerin "(0212) 251
69 09" numaralı telefona
başvurabilecekleri
belirtildi.
Minibüs
ücretterine zam
• Istanbul Haber Servisi -
İstanbul'da. minibüs yolcu
taşıma ücretlerine
bugünden geçerli olmak
üzere yüzde 30-35
orantnda zam yapıldı.
Istanbul Esnaf ve
Sanatkârlar Odalan Birligi
Başkanvekili Nazmi
Akbacı yaptığı yazılı
açıklamada, minibüs yolcu
taşıma ücretlennin son
olarak 22 Eylül 1997
tanhinde belirlendiğini
belırterek bütün hatlarda
ındi-bindi ücretinin 80 bin
lira olarak belirlendiğini
ıfade etti.
Çevne Ödülleri'
• İstanbul Haber Servisi -
Doğa Savaşçılan Çevre
Örgütü'nün bu yıl 4. kez
dağıttığı "Çevre Ödülleri"
dün Akatlar Kültür
Merkezi'nde düzenlenen
törenle sahiplerine verildi.
" Istanbul "u delik deşık
ettiler" başlıklı haberiyle
ödül kazanan muhabırimiz
Ali Er"e ödülünü Türk
Kılavuz K.aptanlân
Derneği Başkanı Aykut
Erol \erirken sanatçı Ediz
Hun ise ödülünü
Atatürkçü Düşünce
Derneği Genel Başkanı
Bilee Bilgiç'in elinden
aldr
'Baba Efiitim
Prosramı'
• İstanbul Haber Servisi -
Kadıköy Belediyesi Aıle
Danışma Merkezi
\aroşlardaki yetişkin
erkekleri eğitmek
amacıyla " Baba Eğıtim
Programı" başlatıyor.
Kadıköy Belediyesi"nden
yapılan açıklamada,
Istanbul'da ilk kez
uygulanacak programla
içerenköy, Kayışdağı ve
Küçükbakkalköy
bölgelerindeki yetişkin
erkeklere çeşitli konularda
seminerler venleceği
belirtildi.
'Sahilleri
Kirletmeyeliıtı'
• İstanbul Haber Servisi -
Bakırköy Belediyesi çevre
sorunlanna dikkati
çekmek amacıyla öğrenci
\e gönüllü çevrecilerin
katılımıyla "Sahilleri
Kirletmeyelim"
kampanyası başlattı.
Kampanya çerçevesinde
Bakırköy Özgürlük
Meydanfnda toplanan
çevrecıler. kampanya
çerçevesinde sahil yoluna
kadar yürüdüler.
Lacoste'un yeni
koleksiyonu
• Haber Merkezi -
Lacoste, 1998 Yaz
Koleksiyonu'nda yer alan
500 değişik modeli
Anneler Günü içın
sunuyor. Koleksıyonda yer
alan pololarda klasik
renklerin yanı sıra. limon
sansı. çağla yeşili. leylak
ve kiremit renklerine de
yerverilmış. Classıc,
Club. Yachting, Golf,
Tennıs. Sport temalanna
yeni sezonda Active
teması da eklenmiş.
Tecavüze ya da işkenceye uğramak, ölüme tanık olmak, dövülmek gibi olaylann izlerinin yıllarca silinemediği belirtildi
Ruhsal travma yaşann karartıyorDr.ERDALAX\BEK
SAPANCA - Ruhsal travma nedir?
Travma, yanı. bir darbe. yaralanma.
etkisinı sonradan da sürdürecek iz bı-
rakıcı bır etkı. Bövle bir olayı geçiren
kişi "ruhsal travma" geçırmiş oluyor.
Yangın. zelzele. sel. çığ gıbı doğal âfet-
ler. Trafık kazalan. bu kazalarda ölen-
leri görmek. yaralanmak. Toplumsal
şıddetin hedefı olmak. kaçınlmak, re-
hın alınmak. yaralanmak. teca\üze.
ölüme tanık olmak. Göç etmek. mül-
teci kamplarında. sığınılan yerlerde
yaşamak zorunda kalmak. Cinsel teca-
vüze uğramak. enseste maruz kalmak.
dövülmek. aşağılanmak. daha pek çok
şey. Insanın başından geçebılen pek
çok şey. İşkenceye maruz kalmak, umut-
suz, dayanaksız, güvensız bır ortamda
işkence görmek. Ruhsal travma. her
gün binlerce. binlerce ınsanın uğradı-
ğı bir yaralanma. Peki. bundan sonra-
sında neler oluyor?
8. Ulusal Çocuk ve Ergen Ruh Sağ-
lığı Kongresi'nde bu konu uzmanlarara-
sında tartışıldı. yeni görüşler ortaya
konuldu.
Prof. Dr. Suna Taneli "ruhsal trav-
malar''ın en ağıretkilennin insanlarta-
rafmdan bilerek verilen zararlarda gö-
rüldüğünü açıkladı. Kişınin hayati teh-
lıke içınde olması, ölüm ya da yaralan-
ma ola>larının dırekt yaşanması. bır
yakının ölümü, travmanın uzun sür-
mesi, bir kişi (ya da kişiler) tarafından
bilerek vapılmasını travmanın etkisi-
nı arttıran nedenler arasında saydı. Ta-
neli. alışılmış çevrenın kaybı, ailenin
yokluğu ya da tutumunun da çok etkı-
leyici oldugunu belirttı. Taneli'nın açık-
lamalarına göre, eğer b\r kışı, uğradı-
ğı ruhsal travmada aılenın desteğıni
görüyorsa olayı atlatma olası lığıartar-
ken aıle destek vermeyi reddediyorsa
olayın etkısı daha da fazlalaşıvor.
Beürtüeri
Doç. Dr. Belma O> bu bozuklukta.
kı olay\n bilımsel adı "Travma Sonra-
sı Stres Bozukluğu"dur. sonradan or-
taya çıkan belırtılerı şöyle açıkladı:
Korkular. çekiniklik durumu. uyku bo-
zukluğu. suçluluk ve utanç duygusu.
toplumdan kaçınma. okul sorunları,
umutsuzluk, gelecekten bır şey bekle-
meme, sosyal içe çekılme. somatik ya-
kınmalar (bedensel hastalıklardan ya-
kınma). okul çağında ya saldırgan ya
da çekingen da\Tanışlar. Ergenlik ça-
• Eğer bir kişi, uğradığı ruhsal travmada ailenin
desteğıni görüyorsa olayı atlatma olasılığı artarken
aile destek vermeyi reddediyorsa olayın
etkisi daha da artıyor.
ğında ise erken olgunlaşma ya da ba-
ğımlılıkta artış görülüyor.
Prof. Dr. Aysel Ekşi. olayın mekanız-
masında "TravmatikÇaresizlikDuru-
mu"nun yattığını açıkladı. Prof. Ek-
şi'nın \erdığı bılgilere göre. çocuk.
travmanın etkisinı kaldırmak isterce-
sıne olayı tekrar tekrar yaşıyor. Kimi
zaman olayı çağnştıran tek bir ses ya
da tek bır imge olayı anımsatmaya ye-
terlı oluyor. Çocuk yaşadıklannı yap-
tığı resimlerde, oynadığı oyunlarda, çı-
kardığı seslerle belırtiyor. Bu çabalar
yeterli olmadığı zaman "travmatikrü-
yalar" görülüyor. Olayı anımsatan her
şey çocuğa yoğun bir sıkıntı yaşatıyor.
Sorunla başa ç.ıkıiamazsa "psikotojik
duv'arsızlık*" denilen bır sürece girili-
yor. K.işi, olayı hatırlatan her şeyden ka-
çıyor (yer. benzer kişi, benzer her şey)
Dış uyaranlardan kaçıyor. duygusal bır
kısıtlanma içine gıriyor. Bellek bozul-
maları, kazanılmış becenlerın kaybı
görülüyor, umutsuzluk yaşanıyor. K.İ-
mi zaman da kendisıni kaçırana bağ-
lanma görülüyor. Arkadan gelen dö-
nemde "aşın ıryanlmışlık halT deni-
len aşın sınirlihk görülüyor. Bu dö-
nem. uyku bozuklukları. sınırlılik, öf-
ke patlamalan. dikkatıni toplamada
güçlük, aşırı tedırginlik (hep bırtehlı-
ke beklermış gıbı), tepkılerde aşırılık.
travmayı çağnştıran şeylerde çarpıntı-
lar, sıkıntı duyma tle kendını gösterı-
yor.
Çocukluğun Önemi
Doç. Dr. Ayşen Coşkun, olavın ruh-
sal fızyolojide sinır sistemi biyokim-
yasında bırden fazla degişıklik vaptı-
ğının anlaşıldıgını açıkladı. Çocukluk-
ta yaşanan *travmatikolaylar*ın daha
fazla etki yaptığını \e sonra vaşanan
olaylann etkisinı arttırdığını söyledi.
Coşkun'a göre bır buçuk >aşında be-
yın sinırlennin ağ bıçimindeki bağlan-
tılan (sinapslar)bir sıçrama y aparak ar-
tıyor. Bu dönemlerdekı tra\ malann bu
sinaps oluşumu ıçm zararlı olduğu dü-
şünülüyor. bada 0-3 yaş arasındaki
travmaların daha zarar verici niteliği-
nı açıklıyor.
Doç. Dr. Meral Berkem. ılk adımın
"risk attuıdakileri belirleme" olduğu-
nu belirttı. Travma sonrasında ılk >a-
pılacak olanın kurbana "güven içinde
oldugunu anlatmak" oldugunu sö\ le-
di. "Benlik duygusunu saglama"nın
tedavının önemlı bir adımı oldugunu
anımsatan Berkem bunun nedenını şöy-
le açıkladı: Çünkükışı kendisinin aşa-
ğılanmasından etkılenmış \e benlik
duygusununkaybolmuşolduğunudu-
yumsuyor. Olanı kabul etmesinı >ağ-
lamak da iyileşmenin önemli bır adı-
mı. Burada. olayı bilınç düze>ıne çı-
karmak, olanı yenıden gözden geçıre-
rek zarar venci etkilerını ortadan kal-
dırmak amaçlanıyor. Du> gusal durum
normale dönebılmelıdir. Onun ıçın de
olayı gözlemek \ e unutur görünmek de-
ğil. tersine. travmatik anılan gözden ge-
çırmek ve yenıden yapılandırmak ge-
rekiyor. Onun içm de aynntılann öğ-
renilmesı gerekıyor. Duruma göre
"Travma Sonrası Stres Bozukluğu"'nda
kısa \e uzun sürelı psıkoterapı uvgu-
lanıyor. Gereklı olgularda ilaç kullanı-
mı çok yararlı oluyor. Aile ile çalışma
dabüyükönemtaşıyor. Ailelenn olum-
suz durumlan kabul etmeleri ve aşın
koruyuculuktan kaçınmaları gereki-
yor. Çünkü. kişinin kendı sorunlany-
İa başa çıkabilmesı için aıle bağımlı-
lığının yaratılmaması çok önemli. Ai-
lenin olayı reddetmesi de olumsuz b\r
durum.
Bu çok önemli paneli dinlerken yıl-
lar boyu sürüp giden işkence olgusu-
nu düşünmekten kendimı alamıyorum.
"En çok zarar veren travmalar insan
eliyle bilerek vapılanlardır" sözünü
dinlerken ınsanın ınsana verdiğı zarar-
lan önlemenin tnsanca önemi gözüm-
de daha da değer kazanıjor. Tarih bo-
yunca insan için mücadele eden "in-
san hakları savaşçılan" ınsanın ruhsal
sağhğının korunmasına da yardım edi-
jorlar. Gazetelerde iki satırla okuyup
geçıverdigimiznıce olayın. insanlann
hayatını yıllarca nasıl kararttığınm bi-
limsel açıklamalannı dinlerken aklım-
dan bunlar geçı\or. \'e yenıden düşü-
nüNorum. "Insana yardım eden hiçbir
çabadan vazgeçmemeliyiz. Hepimizi
biraz daha insan vapacakolan da bun-
dan başka bir şev değildir". İnsan için
çalışan herkese teşekkür edıyorum.
Yaşamı oynamaya başladı
L.A Confidential ile en ivi yardımcı kadın oyuncu Oscar'ıru alan Kim Bassinger,
mutluluğu 44 yaşında vakaladı. Güzel oyuncu.duygulannın sesini dinlemevi 40
yaşından sonra öğrenmiş. Bassinger. "40 yaşına kadar yaşam körü ve bir rürlü
bitmeven bir riiva gibivdi, vaşamın ve sevginin degerini 40 yaşından sonra
anladım. o \aşa kadar seks sembolü olarak görülmek keyiflivdi ancak şimdi
daha farklı değerler oldugunu anladım" diyor. 39 vaşında havatının erkeği
olarak gördüğü Alec Baldvvin ile evlenen sanatçı. Bakfain havatina girdikten
sonra şansının döndüğüne ve eşinin ona mutluluk kapılannı açtığına inanıvor. 41
vaşındayken bir kız çocuğu, 44 yaşında da Oscar ödülü sahibi olan Bassinger
yaşamı 40 yü bovunca prova ettiğtni, arük ovnamava başladığını söylüvor.
Doc. Dr. Emre Akkus
4
Viagra
bir îlaç
SA.\DET USLU
"Mucize ilaç" olarak bır
süredir medyada yer alan 'ik-
tklarsırfıkilaaMagra'nınhe-
kım ta\sı\es\ olmadan alın-
maması ıstendı. Doğrutanıy-
la kullanılmadığı zaman Vi-
agra'nın etkısının sınırlı ola-
cağını belirten Cerrahpaşa
Tıp Fakültesı Lrolojı Bölü-
mü'nden Doç. Dr. Emre Ak-
kus,. "Bu ilaç mucize degil.
Ama şu ana kadar gerçeğe
en yakın ilaç" dedi llacı üre-
ten Pfizer fırmasının medı-
kal dırektörü Hüseyin Demir-
can ise tezgâh altından satı-
lan ilaçların sahte olabilece-
ğinedikkat çektı.
Erkeklenn korkulu rüyası
iktidarsızlık sorununa umut
ışığı olan Vıagra'nın. Türkı-
yede el altından satışı uz-
manlann tepkisini çektı. Doç.
Dr. Emre Akkuş. Sağlık Ba-
kanlığı'nın henüz Türkıye'de
satışına izin vermedıği Vi-
agra'nın kesinlikle hekim
kontrolündekullanılması ge-
rektiğini söyledi. İlacın uzun
dönem yan etkilerinın henüz
belli olmadığını belirten Ak-
kuş. "Kısa dönemdeyse ma-
vi ve yeşil renklerini kanştır-
ma gibi göz bozukluğu ve baş
ağrısı yapabilir. Ama ciddi
migren hastalıgı olan kişiler-
de kullanılması önerilmiyor"
dedi. Sorunu olan erkeklerin
mutlaka uzman kontrolünden
geçmelenni ısteyen Doç. Ak-
kuş şöyle devam etti:
"Viagra, ereksiyonu sağ-
layan dokulardagev şeme sü-
recini sağlıyor\ç uzaüyor. Ya-
nm saatten 3-4 saate kadar
etkiliolabilir. Reçetesiz ilacın
alınması sorun yaratabilir.
Çünkü hastalar doğru tamy-
la ilacı almazlarsa etkisi de
sınırlıolacakhr. İktidarsızlık.
hafif. orta ve ileri derecede
olmak üzere üçe aynlır. Yiag-
mucize
değfl'ra, hafiferektil fonksiyonlar-
da kesin etkili, orta derecede
kısmi. ileri derecedeyse etki-
si yok denecek kadar az."
Vi^ra'nın seks ilacı olma-
dığını vurgulayan Emre Ak-
kuş. "Normal insanlarda et-
kisi yoktur" dedi. Akkuş
Amenka'da ınanılmaz dere-
cede tüketilen ilacın. "Vaeg-
ra" adı altında sahtelerının
ortaya çıktığını da kaydettı.
Pfizer Medıkal Dırektörü
Hüseyin Demircan. Sağlık
Bakanhgf nın incelemesı de-
vam ederken ilaç ı> ıdir-kötü-
dür demenın doğru olmaya-
cağını söyledi.
Bodrum
Tartışmalı iskelenin
yıkımma başlandı
e-posta : tan ',<> prizma. net tr
HÜSEYİN KtlZX^UN
BODRl'M - Mufla Valı-
liği ile Bodrum Belediyesi
arasında büyük tartişma ya-
ratan Halikamas Discoönün-
deki iskelenin yıkımma dün
başlandı. Valiliğin yıkımı dur-
durma kararına karşı Aydın
Idare Mahkemesrnin "yü-
rütmenindurdurulınası" ka-
rarına dayanarak beledıye
ekipleri dün iskelenin yıkımı-
na başladılar.
Bodrum Belediye Mecli-
si'nin karan ve Maliye Ba-
kanlığı'nın onayı ile ilçede
demze uzantısı olan kaçak
yapılar ile iskelelerin yıkımı
yapılırken, Halikamas Disco
önündekı iskele tartişma ya-
ratmıştı. Mugla Valılıği is-
kelenin "kamuyaaitoldugu-
nu" öne sürerek yıkımı en-
gellerken. Belediye Başkanı
Tuğrul Acar, konuyu Mali-
ye. Bayındırlık ve Turizm ba-
kanhklannın yanı sıraCum-
hurbaşkanı Süleyman Demi-
rel'e de bir dosya ile ileterek
yardım istemişti.
Muğla Valiliğı'nin yıkım
kararını durdurmasına Ay-
dın ldare Mahkemesi'nde iti-
raz eden Bodrum Belediye
Başkanı Tuğrul Acar. mah-
kemeden önceki gün çıkan
"yürütmenin durdurulma-
srkaranylabırliktedün Ha-
likamas Disco önündeki is-
kelenin yıkımını başlattı. is-
kelenin karayla bağlantısını
sağlayan 4 metrelik bölümü
yıkıhrken. polisle zabıta gö-
revlileri arasında tartişma
çıktı. Polisin birzabıta görev-
lisinı gözaltına almasına kar-
şı çıkan Başkan Acar. "Beni
de gözaltına alın" deyince.
çevrede toplananlann da ara-
ya girmesıyle zabıta görev-
lisi serbest bırakıldı.
'SaldırüarAtatürkçüleriyüdıramaz
y
İstanbul Üniversitesi (İV) Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, Türki-
ye'nin ilk ve tek sualtı okulu olan İl Teknik Bilimler Meslek Yüksekoku-
lu SualtıTeknolojisi Programı'nca getiştirilen sualtı haberleşme sisteminin
tanıtımı amacıyla Beykoz kıyılannda bir kı/ öğrencinin dalış çalışmasını
izledi. Alemdaroğlu. şeriatçı saldınlann Atatürkçüleri yüdıramavacağım
belirtirkcn İÜ Senatosu da saklınvı nefretle kmadı.
SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN
Ticaret, Ticaret Olmaktan Çıktı...
Eski sinemalarda, kottuğunuza oturur, perdedekı si-
hirli kapıdan, 'sertiven ülkelerinderi birine çıkar-
dınır Kongo/Brazzaville, Dakar, Cava, Şanghay, vb.
Kimsenin aklına, o 'Batılı', beyaz ve Hıristiyan 'kahra-
manın', emperyalist sermayenin, 'mazlum birülkeyı'
soymaya gelmiş adamı olduğu gelmezdi: Avcı Bay-
tekin (Jungle Jim), sanınm, bunlann en ünlüsüdür;
çocukluğumuzda ne çok severdik!
Batı da 'ümmetahlâkı' aslında "şova/yeahlâkı"idi;
"lâik" yani liberal burjuva ahlâk, "tüccar ahlâkı' oldu:
Emite Zola'nın romanlan, (ya da Balzac'ınkiler) nikâ-
hın bile nasıl 'tican bır akde' dönüştüğünü sergilemez
mi? Aynı burjuvazi, emperyalizm merhalesinde, 'tüc-
car ahlâk'm takmaz: Manchester ya da Liverpo-
ol'da, söz üzerine bir satış, taraflan, 'centılmenleran-
/aşmas;'yla 'bağlasa' da; Bombay'da, ya da Maca-
o'da, bağlamaz, yâni Batı'ya başka, sömürgesine
{'mazlum ü/fre'ye) başka 'ahlâk' standardı, taa o za-
mandan başlıyor; Batılı 'uiusal' burjuvazi, ulusal sınır-
lan içinde 'yasai' davranabilır; davranmalıdır da! Ulu-
sal sınırların dışına çıktı mı, yâni eğer 'komprador' ise,
'kural' tanımaz, çıkarının emrettiğine uyar, bu yüzden
de entrikacı. zalim, haris ve hilekârdır.
Osmanlı'daki 'komprador' burjuvazi, bu kurala is-
tısna değıldi: klâsik şemaya uygun gelişmediği, yâni
ulusal olmadığından, ne metropol şirketine dürüst ol-
muştur, neyerli ış ortağına! 'Dersını' elbette, 'imtiya-
zat-ı ecnebiye' patronlanndan öğrenmiştı; o Osman-
h'da ülkesindeki gibi tutarlı ve dürüst davranmıyordu
ki! Bu kadar lâf, Cumhuriyet'ın devraldığı liman Bur-
juvazisi'nin, zaten 'bozuk bir mayadan' oluştuğunu
hatırlatmak için! Gâzi'nin 'otoriter yönetimi, ulusal
ve halkçı 'kamu çıkan' ilkesiyle, onu 'terbiye et-
meye' çahşıyordu; 'totaliter' Inönü yönetimi, bü-
rokrasiye ortak etti; sonrakiler, açıkyâni liberal top-
lum perdesi arkasında, ticareti hiçbir ahlâki kura-
lı olmayan bir 'soyguna' çevirmişlerdir.
Tarikat sermayesi bundan kaçabilir miydi?
İki haber. iki kanıt!..
Tarikat'ın liberal düzendeki 'yeni' işlevi -'uhrevi' de-
ğil. 'dünyevi-tarikatehliarasındaçıkarortaklığımı
demiştim, pat! Arkasından o haber
"...DGM Savcısı'nın çok gizli yürüttüğü soruş-
turma kapsamında Ankara Polisi, beş ayn kentte
operasyon başlattı; soruşturmada MUSIAD para-
lelinde faaliyet gösteren bazı sermaye gruplannın
ortak kurduğu bir sigorta şirketi aracılığıyla yurt-
dışı kaynaklı 'kara para' aklandığı saptandı. Ara-
larında bazı MÜSİAD üyelerinin de bulunduğu,
yaklaşık yirmi işadamı gözaltına alındı..." (Milliyet.
21 Nisan1998)
Hatırlar mısınız, YUVA Vakfı aleyhinde bir soruştur-
ma açılmıştı, Şubat 1998, gerekçesi: "Mısır'daki El
Ezher Üniversitesi'ne, şeriatçı bir kuşak yetiştir-
mek amacıyla, yasadışı yollarla öğrenci gönder-
mek!" (Cumhuriyet, 22 Nisan 1998). Tabii, YUVA Vak-
fı'nın Reiah Partisi'ne yakınlığı biliniyor, yapılan bas-
kında. "...elde edilen belgeler arasında, değeri 24
mih/ar lira olan iki dekontun, kaynağı belli olma-
dan, Ankara'dan istanbul'a banka aracılığıyla gön-
derilmesinin anlaşılması üzerine, soruşturmayı
yeni bir boyuta çeken DGM Savcılığı, Ankara'dan
paranın vakrf üzerinden Dost Sigortacılık A.Ş.'ye
aktanldığını saptayınca, şirket kayrtlannı 'gizli' in-
celemeye almış." (Milliyet, 21 Nisan 1998) Işte gö-
zaltına alınmış olan işadamlan, bu sigorta şirketinin or-
taklan, hemen hepsı 'mü'min' işadamı!
Bu kadan bile. artık tarikatların, 'uhrevi' yâni 'Allah
Rızası' için faal olmadıklarını göstemneye yeter, şeri-
atçı kuşak yetiştirmekten yola çıkıp, kara para akla-
maya kayabilıyorlar. Kaymışlar mı, bunu soruşturma-
nın sonunda anlayacağız; anlayacağız ya, ya öteki ha-
beri nasıl değeriendirmeli?
Başlığı. 'Â/emın Keyfi Yerinde!', ikinci başlık herşe-
yı ayan beyan ortaya seriyor "...trilyonlarca liralık vur-
gunun ünlü kaçaklan, yurtdışında krallar/kraliçe-
ler gibi yaşıyor. Yunanistan, Hindistan gibi ülkeler
bile, insanlannı dolandıranları, bir şekilde kodese
tıkmayı başanrken, Türkiye nedense kılını kıpırda-
tamryor. Bu yüzden de, yapanın yanına kâr kalı-
yor. Edes, Okumuş, Bezmen, Tecimer, Aslrtürk,
Civan bunlann başlıcalan!.." (Hürriyet, 21 Nisan
1998)
Nasıl, iyi mi?
O zehirli soru olmasa!..
Tankat ehli, rezilliğe bulaşıyor da. 'ötekiler' sütten
çıkmış kaşık mı? Bır meraklısı çıkıp kurcalasa, tril-
yonlarca liralık vurgun yapmış' bu zevattan, hıç de-
ğılsebazılannın adınırmason localannın, lionyadaro-
tary kulüplennin. defterierinde bulmayacak mıdır? Eğ-
ri oturalım, doğru konuşalım: Türkiye'de, 'ışadamlı-
ğı' rayından çıkmıştır günümüzde. ister alaturka ol-
sun. ister alafranga, iyi işadamı. 'köşeyi dönen' işa-
damıdır; o da, daha şimdiden şu kadan, 'yakayı ele
verdiğinegöre', dolandıncı ile mafloso arasında biri-
sıdir. Affedersiniz ama, bu müthiş 'gelışmeyı' de Tür-
kiye'nın önüne inanılmayacak ufuklar açarak, gerçek-
leştiren, o 'büyük transformasyon' meraklısı. 'prezi-
dan' Turgırt Ozal olmamış mıdır?
Hatırlamaz mısınız, neler derdi? irtikâp ve irtişâ,
onun sözlüğünde, 'işini bılen memur' anlamına geli-
yordu; 'Anayasa ihlâlı' ise, 'ufuk açmak için, zararsız
bir fiil'; bölünmeye zemın olsun diye. 'federasyon tar-
tışması' başlatmak, 'insan haklannı tanımak't, 'zen-
ginleri sevmek' ise, adeta bır 'meziyet' ya da 'fazilet'\
Halbukı, liberal burjuva toplumunda lâik ticaret ahlâ-
kı, müeyyidesi (yaptınnru) kamu vicdanında olan bir ku-
rallartoplamı demektir; işte 'muhterem, 'sivıi toplum'
adına bu tutarlılığı darmadağın ediyordu; ha bakın,
meseleye bu açıdan bakılırsa. gerçekten anrt/mezar
sahibi olmayı hak etmişti! Rezilliğin bu derecesıne,
Mütareke şartlannm onca elverişliliğine rağmen, 'Da-
mat' Ferid Paşa bile ulaşamamıştı.
Bir de şu zehırtı soru, zihnımizi kurcalamasa!.. lcâb-ı
hâlinde, Şemdin Sakık gibi 'aynlıkçı müsellâh bırele-
başıyı', yabancı bir ülkeden, -tereyağından kıl çeker
gibi- çekip alan devletin gücü; sizce sahıden. 'yaban-
cı ülkelerde keyif çatanlan' yakalayıp getirmeye yet-
mez mı?
Ellerini kollarını sallaya sallaya, bu gümrüklerden çı-
kıp gıttiklerinı, unuttuk mu sanıyorlar?
http:// www. prizma.net. tr/ A İLHAN
http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm