Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1 MAYIS 1998 CUMA
HABERLER
CHP'den
özelleştirmeye
tepki
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-CHPGenel
Sekreter Yardımcısı Birgen
Keleş. Petrol Ofısi AŞ'nin
özelleştirilmesinin
anayasaya aykın olduğunu
söyledi. Keleş, hükümetin
bu konudaki tavnnı
eleştirirken stratejik ve ülke
savunmasını ilgilendiren
bir kuruluşun
özelleştirilmesinin
yabancı tekellerin eline
geçmesinin nasıl
önleneceğini sordu. Ihaleye
girecek şirketlere verilen
özelleştirme belgesinin
gizli olduğuna dikkat çeken
Keleş. konuyu soru
önergesiyle TBMM"nın
gündemine taşıyacağını
bildirdi. Keleş. dün
partisinin genel
merkezinde düzenlediği
basın toplantısında,
genelde özelleştirme ile
ilgili olarak öne sürülen
"argümanlann" hiçbırinin
POAŞ için geçerlı
olmadığını vurguladı.
DGM hâkimmin
piişvet davası
• ANKARA (AA) - Eskı
tstanbul DGM
hâkimlerinden emekli
Albay Faik Secer
Başaran'ın. İstanbul
DGM"de görülen
uyuşturucu kaçakçılığı
davalannda. "menfaat
karşılığı bazı sanıkları
tahliye ettikleri"
gerekçesiyle
yargılanmasına devam
edildi. Yargıtay 4. Ceza
Dairesi'ndeki diinkü
duruşmaya sanık Başaran
katılmazken, avukatı
Mehmet Kemal Aydın da
trafık kazası geçirdiğıni
bildirerek duruşmaya
eelmedi. Tanıklardan
istanbul DGM Hâkimi
Nuri Önen'in yazılan
talimat üzerine gelen
ifadesinin okunduğu
duruşma sonunda. istanbul
DGM Hâkimi iken, görev
yeri değiştirilen Uğur
Çorumluoğlu'nun ifadesi
için yeniden yazı
yazılmasına karar verildi.
Mert Çiller'in
davası
• YUSUFELİ (AA)-
Artvin'in Yusufeli
ilçesinde, hakkında. 13
Haziran 1997'de meskün
mahalde silah kullandığı
gerekçesiyle kamu davası
açılan. DYP Genel Başkanı
Tansu ÇiUer'in oğlu Mert
Çiller'in yargılanmasına
devam edildi. Yusufeli Sulh
Ceza Mahkemesi'nde
görülen davanın üçüncü
duruşmasında. Çiller'in
korumalan Mustafa
Topaloğlu. Oğuz Ayhan ve
ÜzeyirTaş'ın kimlik
tespitleri yapıldı. Daha
sonra mahkeme başkanı,
korumalann ifadelerinin
ahnmasına karar vererek
duruşmayı erteledi.
Yunan adalarına
teribot selepi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Çanakkale ve
Kuzey Ege'deki Yunan
adalan arasında feribot
seferleri yapılması istendi.
Belediye Başkanı Ismail
Özay, Midilli ve Limni
adalanndan Çanakkale,
Gökçeada ve Bozcaada'ya
feribot seferleri
düzenlenmesinin yore
turizmine önemli katkı
sağlayacağını söyledi.
Tf
Rıdvan Budak, halkın artık seyirci olmadan siyasete müdahale etmesi gerektiğini söyledi
Emekçüer alanlardatSTANBUL/ANKARA
(Cumhuriyet)-1 Mayıs İşçi Bay-
ramı sendikalar, demokrarik kit-
le örgütleri ve bazı siyasi parti-
lerden oluşan 60 örgütün katılı-
mıyla alanlarda kutlanacak.
Türk-İş, DİSK. KESK ve Hak-
İş tarafından oluşturulan "1 Ma-
yıs'98 Düzenleme Kurulu"nun
'1 Mayıs' metnınde. sermayenin
saldınsına karşı emek güçleri
birlik olmaya çağnlırken Türki-
ye'nin sorunlannın küreselleş-
me adıyla yürütülen "vahşi kapi-
talist anlayışın dayatmalanyla
daha da artttgı" kaydedildi.
Ülke çapında kutlanacak 1
Mayıs'ın en kitleseli Türk-iş,
DİSK. Hak-jş ve KESK'in ön-
cülüğünde İstanbul Çağlayan
• 1 Mayıs İşçi Bayramı sendikalar, siyasi partiler ve demokratik kitle örgütleri tarafından bugün
yurdun çeşitli yerlerinde düzenlenen miting ve gösterilerle kutlanacak. Türk-İş, DlSK, KESK ve
Hak-tş tarafından oluşturulan "1 Mayıs'98 Düzenleme Kurulu"'nun 1 Mayıs çağnsında
' Türkiye'nin sorunlannın küreselleşme adıyla yürütülen "vahşi kapitalizmin dayatmalanyla daha
daarttığı" kaydedildi ve emek güçlerinin birliği istendi.
Meydam'nda gerçekleştirilecek.
tstanbul"daki kutlamalara bazı
siyasi partiler. rneslek kuruluşla-
n ve çok sayıda kitle örgütü ka-
tılıyor.
Çağlayan Meydam'ndaki kut-
lamalar. 4 konfederasyon tem-
silcisinin oluşturduğu 1 Ma-
yıs'98 Düzenleme Kurulu'nun
programı kapsamında gerçekleş-
tirilecek. Programa göre. konfe-
derasyon başkanlan. siyasi par-
tiler ve siv il kuruluşlann temsil-
cileri kutlamalann ilk etkinli&i
için saat 08.30'da Türk-İş 1. Böl-
ge Temsilciliği'nde bir araya ge-
lecekler. Buradan yürüyerek
Taksim'e gidecek temsilciler he-
yeti, saat 09.30'da Kazancı yo-
kuşuyla Atatürk Anıtına çelenk
bırakacaklar. Kutlamalann yapı-
lacağı Çağlayan Meydanı'na gi-
nşler. I Mayıs Düzenleme Kuru-
lu'nun belirlediğı şekilde iki ana
yoldan gerçekleştirilecek. Dü-
zenlemeye cöre Hak-İş. ÖDP.
BP. DBP. sfr. Türk-İş. meslek
odalan. CHP ve İP 1. giriş yolu
olarak tanımlanan Şişli yürüyüş
yolundan: KESK. DİSK. HA-
DEP. EMEP. Halkevlen, demok-
ratik kitle örgütleri. bazı dergiler
Piyalepaşa yolundan Çağlayan
Meydanı'na girecekler.
1 Mayıs" 98 kutlamalan açıhş,
saygı duruşu ve konfederasyon
başkanlan vetemsilcilerininko-
nuşmalanyla devam edecek. Et-
kinliklerde bir kadın \e erkek iş-
çi tarafından demokrasi bildir-
gesi okunacak. Müzik dinletisi-
nin ardından katılımcılann gel-
1 Mayıs 1977
kıyımı için
suç duyurusu
• 1 Mayıs 1977 katliamına kanşanları
yargı önüne çıkarmayan içişleri
bakanlan, emniyet genel müdürleri ve
İstanbul emniyet müdürleri hakkında suç
duvurusunda bulunuldu.
İstanbul Haber Servisi
-Taksimde yaklaşık 500
bin kışinin katılımıyla
gerçekleştirilen 1 Mayıs
1977kutlamalarısırasın-
da "kimliği belirsiz kişi-
lerin* açtığı ateş sonucu
37 kişinin katledilmesi
olayına katılanları. 21
yıldır yargı önüne çıkar-
mayan tüm yetkililer
hakkında suç duvurusun-
da bulunuldu. A\ukat
Rasim Öz. Sultanahmet
Adliyesi önünde yaptığı
açıklamada, katliamı. bu-
günün Susurluk çetesinin
ağabeylerinin gerçekleş-
tirdiğini belirterek "Bu
olayda failleri, 21 yıldır
yargı önüne çıkarmavan
içişleri bakanlan. emni-
yet genel miidürleri \e İs-
tanbul emniyet müdürle-
rinin tümii suçludur" de-
di.
1977 yılmdaki 1 Ma-
yıs kutlamalan sırasında
5 ayrı yerden topluluğun
üzerine ateş açılmış. 5 ki-
şi kurşun, 32 kişi ise sal-
dınnın yarattığı panikte
ezilerek yaşamını yitir-
mişti.
Öldürülen DlSK Ge-
nel Başkanı KemalTürk-
ler'in eşi Sabahat Türk-
ler, DİSK Yönetim Ku-
rulu üyesi Hulıısi Karlı.
DlSK Genel Sekreteri
Murat Tokmak, avukat
Rasim Öz ile Emekli-
Sen, KESK ve Hak-İş
sendikalan temsilcileri
dün öğle saatlerinde Sul-
tanahmet Adliyesi'ne ge-
lerek suç duyurusunda
bulundular. Grup. olayın
faillerini. bugüne kadar
yargı önüne çıkarmadık-
lan ileri sürülen dönemin
içişleri bakanlan. emni-
yet genel müdürleri ve İs-
tanbul emniyet müdürle-
ri hakkında Cumhuriyet
Savcılığı'na suç duyuru-
sunda bulundu.
Avukat Rasim Öz. ad-
liye önünde yaptığı açık-
lamada, insanlık suçlan-
nın "zamanaşımı" gibi
gerekçelerle üzerinin ör-
tülmemesi gerektiğine.
bugün bile Nazi Alman-
yası'nda suç işleyenlerin
yargılanabildigine dikkat
çekti. Rasim Öz. "*1 Ma-
yıs'ta katliama kanşan ve
onu tertipleyen caniler
yargı önüne çıkanlmalı-
dır" dedı.
Yoğun gözaltı
İstanbul Emniyet Mü-
dürlüğü, 1 Mayıs İşçi
Bayramı kutlamalarında
yasadışı gösteri yapacak-
ları öne sürülen 86 kışi-
nin gözaltına alındığını
açıkladı. istanbul Valısi
Kutlu Aktaş ise bu hafta
içinde 400 kişinin gözal-
tına alındığını bildirdi.
Emniyet Müdürlöğü
Terörle Mücadele Şube-
si'ne bağlı ekipler. bugün
yapılacak 1 Mayıs kutla-
malannda yasadışı ey-
lemler yapacakları istih-
baratı alınan yasadışı
DHKP-C. PKK. TKP
<ML) DABK, MLKP.
TİKB örgütlerine yöne-
lik operasyonlar düzen-
ledı. İstanbul Valisi Kut-
lu Aktaş ise 1 Mayıs'la il-
gili düzenlediği basın
toplantısında bu hafta
içinde yaklaşık 400 kişi-
nin gözaltına alındığını
açıkladı.
Kitap'98 Fuarı'na yoğun ilgi
Kitapseverlerin voğun ilgi
gösterdiği Kitap "98 Fuan
sürüvor. İstanbul Hilton
Exhibition Center'da
"Uluslararası
Sanatsal. Kültürel. Bilimsel.
Eğitsel. Akademik ve Giincel
Kitaplar Fuan^nın
Cumhuriyet Kitap RulübiTnün
standında gerçekleştirilen imza
gününde. önceki gün ga/etemiz
ya/an Halit Deringör ve
çizerimiy. İsmail Gülge<j, dün de
yazanmız Raif Ertem ve
Prof. Dr. Bülent Tanör, okurlanyla
buluşru, kitaplannı imzaladı ve
sövlesti. Fuar yann sona erecek.
(Fotoğraf: KADERTUĞLA)
68'lilerinyürüyüşü bugün başhyor
ANKARA / SAMSL'N (Cumhuri-
yet) - Merkezi İstanbul"da bulunan
68'liler Birliği Vakfı tarafından dü-
zenlenen ve 6 Ma> ıs'ta Ankara'da De-
niz Gezmiş'ın mezarı başmda sona
erecek "Anma yürüyüşü" bugün
Samsun'dan başhyor. Deniz Gezmiş.
Yusuf .\sJan\e Hüseyinİnan'ın ıdam
cezalarının onaylanmasına ilişkin
1586 sayılı TBMM kararınm kaldınl-
masını talep etmek ve bu yönde ka-
muoyu oluşturmak amacıyla düzenle-
nen yürüyüşe. yaklaşık 80 kişinin ka-
tılacağı bildirildi.
68'liler Birliği Vakfı üyelerinden
oluşan 40 kişilik bir grup. yürüyüşü
başlatmak üzere dün Ankara Sıhhiye
Köprüsü üzerinden otobüsle hareket
etti. Yürüyüş Komitesi Başkanı Dr.
Ruhi Koç," 1968'de Amerikanemper-
yalizmine ve so>gun düzenine karşı
bağımsıziık bayrağını yükselten De-
niz Gezmiş anısına,30. yüdaonun baş-
lattığı verden bağımsıziık bavrağını
yükseltmek için eski arkadaşlan ola-
rak yürüyeceğiz" dedi.
Yürüyüşçüleri Samsun'a yolcu et-
meye CHP millet\ekilleri Ali Dinçer.
Algan Hacaloğlu \e Ahmet Güryüz
Ketenci de geldi. Samsun'dan başla-
yacak yürüyüş. Havza. Merzifon. Ço-
rum. Sungurlu. Kınkkale. Elmadağ
güzergâhı izlenerek 6 Mayıs'ta An-
kara Karşıyaka Mezarhğı'nda. Deniz
Gezmiş'in mezan başında son bula-
cak. Samsun-Ankara yürüyüşü. ilk
olarak bundan 30 yıl önce 30 Ekim
1968'de Deniz Gezmiş'in önderliğin-
de. Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı,
Devrimci Öğrenci Birliği, Fikir Ku-
lüpleri Federasyonu. 27 Mayıs Milli
Devrim Derneği gibi çeşitli öğTenci
ve gençlik dernekleri tarafından
"Tam Bağımsız Türkiye İçin Musta-
fa Kemal Yürmüşü" adıyla gerçek-
leştırilmek istenmiş. ancak yürüyü-
şün 17. kilometresinde 24 öğrenci li-
deri gözaltına alınmıştı.
Bu arada CHP milletvekillerinin
Meclis Başkanlığı'na sunduğu 1586
savılı "Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve
Hüseyin İnan'ın Ölüm Cezalarının
Yerine Geririlmesine Dair Yasa"nın
yürürlükten kaldınlmasına ilişkin ya-
saönerisine FP Milletvekili Abdullah
Gül ve DYP Milletvekili Bahattin Yii-
cel'in de imza atacaklan belirtildi.
dikleri yürüyüş yoluna göre da-
ğılmasıyla kutlamalar sona ere-
cek.
DİSK Genel Başkanı Rıdvan
Budak. 1 Mayıs'ta Türkiye'nin
dört bir yanında demokrasi ıste-
miyle alanlarda olacaklannı be-
lirtti. CHP İstanbul İl Başkanı
Etem Cankurtaran. I Mayıs'ın
ülkemizde de artık özüne uygun
bir şekilde kutlanması ve yasal-
laşması gerektiğini \urguladı.
ÖDP, İP, HADEP, EMEP. Banş
Partisi ve çok sayıda kitle örgü-
tünden yapılan açıklamalarda "1
Mayıs'a kitlesel katılım çağrısı"
yapıldı.
İçişlen Bakanı Murat Başesgi-
oğlu, 1 Mayıs önlemleriyle ilgi-
li yaptığı açıklamada. "Yasadışı
örgütlerin provokasyonla-
nna karşı önlemler alındı.
Yatandaşlar \e işçilerimiz
sağduyulu bir şekilde etkin-
liklere katılabilirler" dedi.
Calışma ve Sosyal Güven-
lik Bakanı Nami Çağan da
1 Mayıs'ın banş ve huzur
içinde kutlanması için yurt-
taşları duyarlı olmaya ça-
ğırdı.
tstanbul Valisi Kutlu Ak-
taş. Emniyet Müdürü Ha-
san Özdemir, İl Jandarma
Alav Komutan Vekili Al-
bay Hasan Bağsız. 1 Mayıs
kutlamalan için alınan ön-
lemlerle ilgili basın toplan-
tısı düzenledi. Vali Aktaş.
Abide-i Hürriyet Meydanı
dışında bugün saat 10.00-
16.00 saatleri arasında hiç-
bir yerde gösteri yapılama-
yacağını belirtti. İstan-
bul'da yapılan aramalarda
yaklaşık 400 kişinin gözal-
tına alındığını ifade eden
Vali Aktaş, gözaltılann
keyfi olmadığını savundu.
Çağlayan Meydanı "nda bu-
gün yapılacak 1 Mayıs İşçi
Bayramı kutlamalan nede-
niyle bazı cadde. bulvar ve
yollar araç trafiğine kapa-
tıldı. Emniyet yetkilileri sü-
rücülerin alternatif yolları
kullanmasını ıstedi.
Hasan Özdemir. Kenan
Evren Eğitim Kültür ve Do-
ğayı Koruma Vakfı'nm dü-
zenlediği Cumhuriyet Ba-
losu'nda gazetecilerin ken-
di can güvenlikleriyle ilgi-
li endişelerini dile getirme-
leri üzerine "Siz büyütmez-
seniz hiçbir şey olmaz. Polis
konıyacak sizi. Kötü niyet-
lilere diyecek bir şeyim >x»k"
dedi. Ankara'da saat
11.00'de Tren Gan' nda top-
lanılacak ve Selim Sırn
Tarcan Spor Salonu. Opera
Köprüsü, Ankara Radyosu
yönü izlenerek Abdi İpek-
çi Parkı'na yürüyüş gerçek-
leştirilecek. Burada saat
12.00'de başlayacak olan
mitinge, 82 ülkeden yakla-
şık 200 milyon kişiyi tem-
sil eden 350'nin üzerinde
örgütün gerçekleştirdiği
"Çocuk Emeğine Karşı Kü-
rrâel Yürüyüş" kampanya-
sı çerçevesinde 42 çocuk da
katılacak. Türk-İş, DtSK,
KESK ve Hak-İş tarafından
oluşturulan "1 Mayıs'98
Düzenleme Kurulu"nun 1
Mayıs metninde. sermaye-
nin saldınsına karşı emek
güçleri birlikteliğe çağnlır-
ken Türkiye'nin sorunlan-
nın küreselleşme adıyla yü-
rütülen "vahşi kapitalist an-
layışın dayatmalanyla daha
daarttığı" kaydedildi.
Metinde. alanlarda 'eşit-
lik, ö/gürlük. banş ve de-
mokrasi' taleplerinin dile
getirileceği belirtildi.
UZ YAZI IORHAN BtRGÎT
Halil Cin, bugün de Konya Selçuk
Üniversitesi Rektörü olsaydı ve bölge
milletvekillerinden birisi kendisini tele-
fonla arayarak öğrencileriyle ahlak dı-
şı ilişkilere girdiği için, başka bir yere
atanan bir görevli ile ilgili kararın geri
alınmasını isteseydi ne yapardı? "Se-
çilmiş bir milletvekiline karşı birbürok-
rat olarak alttan almahyım. Yer değiş-
tirdiğim kişinin madem ki arkasını da-
yadığı bir dayısı var" diye düşünür ve
öylesine mi davranırdı? Yoksa millet-
vekiline atama kararınm nedenlerini kı-
saca anlataraktelefonu kapatır mıydı?
Ama ya o milletvekili, ısrarlı olur da
kendisini yeniden arayarak üst perde-
den konuşmasını sürdürürse, "Ben
delegeniz değilim. Bu devletin me-
muaıyum" yanrtını vererek son sözü-
nü mü söylerdi?
Mersin'deki siviltoplum örgütleri ile
bazı siyasi parti örgütlerinin yer aldığı
22 kuruluşun bugünlerdeki gündemin-
de ne erken seçim tartışmalan var, ne
borsanın bu tartışmalar karşısında dal-
galanışı...
Onlar ve sözcülüğünü üstlendikleri
binlerce içelli, Emniyet Müdürleri Tun-
cay Yılmaz'ın ani bir emirle görevin-
den alınmasından duydukları rahat-
sızlığın vırüsü olarak gördüklen millet-
vekilleri Halil Cin ile yatıyor, onunla kal-
Hastalığm Nedenleri...
kıyorlar. Çünkü, ağırbaşlı birbilim ada-
mı olarak görmek istedikleri profesör
unvanlı milletvekilteri, İçel Emniyet
Müdürlüğü'nde Ahlak Masası'nda gö-
revli polis memuru Yusuf Sayılgan'ı
Gülnar ilçesine atamış. Atama tasar-
rufunun arkasında, polis memurunun
gözaltına alınan Nataşalarla ilişkiye
girdiği yolunda iddialar varmış.
Sabık rektör, eski bir öğretim üyesi
milletvekili, iktidar partisinin üyesi ol-
ma üstünlüğünü kullanarak harekete
geçip, Emniyet Müdürü'nden atama
emrini geri almasını istemiş. isterken
de kendisini "amir" yerine koyan bir
üslup seçtiği için olmalı ki, Tuncay Yıl-
maz'dan, "Ben delegeniz değilim.
Devletin memurvyum" cevabını almış.
Ve Halil Bey'in cinleri soyadında
durmamış, tepesine çıkmış.
Bundan sonrası içişleri Bakanfnın
ya da Emniyet Genel Müdürü'nün gö-
rev sahasını ilgilendirmiş ve Içel'de bir
buçuk yıldır görev yapan, örgütünde-
ki olumsuzlukların üzerine gitmesi ile
tanınan Emniyet Müdürü faks emriyle
Ankara'ya atanmış.
Hayır.. haberi okuyanların ilk anda
acele ile yanlış bir kanıya kapıldıklan
gibi, koskoca profesör milletvekilinin
ahlak masasındaki Nataşasever polis
memuruna arka çıkmasının nedeni, bu
kişi ile zaman zaman aynı tür âlemler-
de buluşmuş olmaları gibi bir ilgiden
doğmuyor. -
Çünkü Halil Cin de kendisini savu-
nurken, Emniyet Müdürü'nün bu ata-
manın arkasındaki gerçek nedeni ken-
disine iletmeyişinden şikâyetçi. "Polis
memurunun özel dunımunu söyle-
seydi, bu isteğidile getirmezdim" di-
yecek kadar da açık sözlü.
işin nedenini bile öğrenmeden tele-
fonu açıp Emniyet Müdürü'nden bir
yer değiştirme işlevinden dolayı Ana-
vatan milletvekilini harekete geçirten,
partisinin "örgüt"ü. Yani il başkanı, il-
çe başkanları ya da delegelerden bi-
risi, birkaçı...
Emin olun, onlara bu memurun "biz-
den" olduğu mesajını ileten, bir iktidar
değişiklığinde benzer atama olayları
için başka kapıları aynı tür mesajlarla
çalmaktan yüksünmeyecek güçler.
Açık deyişi ile siyaset ahtapotluğu
ile geçinen mafyalar...
Yazık ki, içişleri Bakanı da, Emniyet
Genel Müdürü de o mafyaların oyunu-
na alet olmaktalar. Ama aynı hüküme-
tin bir başka üyesi, tam karamsarlığa
düşeceğimiz bir sırada, dünkü gaze-
telerde çıkan bir başka haber ile "Böy-
leleri de var ama" dedirtecek işler ya-
pıyor. Bu üyenin adı Mustafa Yılmaz.
Mustafa Yılmaz elh beşinci hükü-
metin devlet bakanı olarak. "Köy Hiz-
metleri Genel Müdürlüğü "nden so-
rumlu.
Genel müdürlükte tam 5 bin işçinin
"geçici" ya da "mevsimlik" adı altın-
da hiçbir iş yapmadan devletten ay-
dan aya maaş aldığını saptamış. On
yıldır süregelen ve bu zaman dilimi içe-
risinde görev yapmış bakanlann torpil-
lisi olarak kadroya alınan bu kimseler
için haklı olarak "Bedavacılık ve asa-
laklığı meşrulaştınyoriar" diyor Yılmaz.
Devletin yakasını bu asalaklardan
kurtarmanın çözümünü, onları sınav-
la memur kadrosuna geçirme formü-
lünde aramış. Her biri. sınav çağrısı
üzerine direniyor, kimi kamu malını
tahribe bile kalkıyormuş.
Bağlı olmalan gereken Yol-iş Sendi-
kası, Yılmaz'ı destekliyor. Kimi bir ara
seçimde, kimi bir il kongresi öncesi iş-
başı yaptırılan bu binlerce adam, ev-
lerinde oturuyor, ücretlerini bankama-
tikle alıyormuş.
Ben Mustafa Yılmaz'ın adını, Çiller
hükümetinde CHP kontenjanından
Bayındırlık Bakanı iken duymuştum.
Kimi parti büyüklerinin bakanlıkla iş
yapan müteahhitlere, haksız destek
vermek istemelerine isyan etmiş, ön-
ce hükümet, sonra da parti üyeliğin-
den ayrılmıştı. Kısa bir süre sonra
DSP'ye girdi. 1995 seçimlerinden he-
men sonra Meclis idare Amiri olarak
son genel kurul salonu yolsuzluğunun
ilk izlerini de o yakaladı.
Siyasi yaşamımıza musallat olan
"delege" ya da "bizim partilimiz" yak-
laşımlan ile Mustafa Yılmaz tipindeki
dürüst politikacıların savaşımı süre-
cektir.
Kabul edelim ki, bu savaşımda ege-
men güç, var olan sistemin kendisidir.
Yani "delege ağalığı" ile "lider sulta-
s/"nı iç içe kenetleyen "örgüt yapısı".
O yapı değil midir, yaklaşan kongre
hesabı içindeki lidere, ülke gündemi-
ne erken seçimi "7" numaralı sorun
halinde getirtip, yeni bunalım heves-
leri arkasında tutan.
BİRBAKMA
SERVER TANİLLt
• •
Güneş Altında
Herkes Yerine.
1789'da açılmış devrimler çağı Napolon'un yenil-
gisiyle kapanmaz. Tutuculuğun ve gericiliğin 1815'te
diktiği duvara karşı uyarılar, 1820'li yıllardan başla-
yarak kendini gösterir; 1830'da, sonra da 1848'de,
hareketleniş kıta Avrupa'sının büyük bölümüne ya-
yılır.
1848 devrimlerinin de 150. yılı bu yıl.
Gazetelerin, dergilerin, kitapların baş konulann-
dan biri de o.
Aslında, toplumdaki sefalet -yıllardır- o boyutlar-
dadır ki bir parça yürek taşıyan kim ki var. sıziatır. Ruh-
ların dalgalanışı, yavaş yavaş insancıl gösteriye dö-
nüşür; siyasal ve sosyal romantizm, daha adil bir dü-
zen aranışı içinde. düşten düşe gezinir. Yenilikçi mez-
hep ve tarikatlar karınca gibi kaynamaya başlar: ila-
hıleri, emirleri, hatta tapınma usulleri vardır; Hıristi-
yanlık adına hareket ettiklerini söylerler, ancak Tan-
rı'yı yeryüzüne indirir ve İsa'yı da bir baldınçıplak, bir
proleter olarak temsil edeıier; çünkü Müjde, yani in-
cil, bir büyük olayın bekleyişi içinde yeniden haber
venlmelidir. Şairler ve sanatçılar, göreve çağrıldıkla-
rına inanırlar.
Bildiriler bildirileri izler, çağnda bulunurlar.
Bütün bunların içinde, daha sonra en büyük yan-
kıyı yapacak olan, Manc'la Engels'in kaleme aldık-
lan Komünist Parti Bildirisi'öv ve 1848'in başlarında
gün ışığına çıkar: Tarihe bir başka yöntemle bakış,
çağı bir başka çözümleme. sosyal güçlere bir baş-
ka sesleniştir: "Ey bütün dünyanın işçileribirleşiniz!"
diye biter. Siyasal ve sosyal romantizmin hayallerine
yer yoktur artık...
Liberalizmle gözleri büyülenen burjuvazi, sosyal
reformlar özel mülkiyete saygılı olduğu, dahası onu
sağlamlaştırdığı ölçüde. "reform akımı"r»n içine ge-
lip girer. Orneğin köleliğin kaldınlması. zamanın en
önemli önlemlerinden biridir ki, onun da 150. yılı kut-
lanıyor şu sıralar.
Ne var ki, emekçilerden korkusu vardır burjuvazi-
nin. "Bindeki ve avucundakinı rahatça başkalanyla
bö/üşenter"den, "Kızı//ar"dan korkudur bu! 1848 Şu-
bat'ındaki ayaklanmanın arkasından, "Her şey kay-
bedildi" diye düşünür Balzac. Haziranda ayaklanan-
lardan biri. dönemin ünlü politikacılarından Arago'ya.
"Hiç acıkmadınız Sayın Arago; sefalet denen şeyin
ne oldugunu bilmiyorsunuz" der. Ve Mareşal Buge-
aud da 1849'da Thiers'e şöyle diyecektir: "Ne hay-
van ve vahşi insanlar! Anaların böylelehnı doğunna-
larına nasıl da razı oluyor Tanrı? Ne Ruslar ve ne de
Avusturyalılar, işte gerçek düşmanlar!"
Nasıl da kin ve kararlılık kokan sözler!
Yıllar geçer, işçi sınıfı. istemlerıni ileri sürüp haykı-
racağı gösteriler için "1 May/s"ı seçmıştir. YüzyıUn
sonlarına doğru şimşekli eylemler birbirini izler. İşte
o sıralardadır ki. Jean-Baptiste Clement şu dızeie-
ri yazar:
O tepeden konuşan sermayeye
Şudur dediğimiz bu uyanış gününde:
Güneş altında herkes yerine,
Gönençten herkes payını alsın! •;,,;..-
:
li'fîlıf"
Bir dönem gelir, coşku çaptan düşer; sonraki yi.
larda yükselir, alçalır. Bugün de bir durgunluğu yaşı-
yor Avrupa. Niçin öyle oldugunu da açıklayabiliyo-
ruz. Ama şu da gerçek: 1 Mayıs, "İşçinin ve emek-
çinin bayramı "dır; serbestçe kutlar ve demokratik
haklarını sereserpe kullanır çalışanlar.
Belki tek istisnası bunun, Türkiye'dir.
Türkiye'nin korkak burjuvazisi, hemen her şeyde
olduğu gibi 1 Mayıs'ı da yasaklarla çevrelemiştir ve
isterse izin verir, istemezse vermez. Sırtından geçin-
diği bir sınıfın önüne yalnız yasaklar da değil. ne ka-
dar sorun varsa getirip yığmıştır.
işlerin nereye vardığını anlayabilmeniz için, alınız
şu haberi: 20-23 Nisan 1998 tarihlerinde Ankara'da
düzenlenen 3. Ulusal İşçi Sağlığı Kongresi'nde ko-
nuşan Marmara Üniversitesi öğretim üyelerinden Dr.
Şuîe Necef, yeni üretim teknikleri süreci içinde, iş-
verenlerin işçilerin emeklerinin yani sıra, ruhlannı da
satın almak istediğini söyleyip ekliyor: İşveren, iş-
çinin herşeyinin işe ait olmasını istiyor. Üretim ve ve-
rimliliğin artması için rüyasında bile işyerini görme-
sini arzuluyor" (Milliyet, 27 Nisan 1998). Tıpkı, ağa-
babalan Taylor'un, yine üretim ve verimlilik adına,
vaktiyle, işçilere dönüp "Suraya düşünmeye gelme-
diniz!" demesi gibi.
Hey gidi koca Türkiye işçi sınıfı, hey, demek bu da
varmış yazgında; düşlerinde bile özgür değilsin. Bu-
na bakıp "yaşasın liberalizm!" diye bağıranlar olacak-
tır. Ama sen, bir şafak vakti, karanlığın kenanndan
doğrulup "Güneş altında herkes yerine" diye son
haykınşını yapacağın güne değin, bunu yaşayacak-
sın.
Bugünse 1 Mayıs, selam sana bu anlamlı günde!..
Not: Sayın Tanilli'nin geçen haftaki yazısında,
"7982 Anayasası" iki yerde "7987 Anayasası" ola-
rak çıkmıştır; sondan 7. satırda "kalamayacağınız"
kelimesi de "kalamayacağımız" olacaktı. Düzeltir,
özür dileriz.
İzmir'de kuskulu ölüm
Eroğhı olayı
Meclis'e taşındı
İZMİR (Cumhuriyet
Ege Bürosu) - Ege Üniver-
sitesi İletişim Fakültesi öğ-
rencisi AB Serkan Eroğ-
lu'nun kuşkulu ölümü
TBMM gündemine taşın-
dı. CHPÎzmir Milletveki-
li Vieli Aksoy, olayın aydm-
latılması için Adalet ve
İçişleri Bakanlığf nın ya-
nıtlaması istemiyle TB-
MM Başkanlığı'na soru
önergesi verdi.
Aksoy, soru önergesin-
de şu sorulart yönelttr.
"Maktulün babası Ah-
met Eroğlu'nun suç duyu-
rusu. İzmirTabip Odası ve
Iznıir Barosu'nun. konu ile
ilgili basın açıklamalan
doğrultusunda 23-24 Ara-
lık 1997'de İzmir Emnivet
Müdürlüğü Terörle Müca-
dele Şubesi'nde görevli ve-
ya nöbetçi kişiler saptan-
nuş mıdır? Bu kişiler olav-
la ilgili olarak sorgulannuş
mıdır? Maktule ne şekilde
klorofornı ve etanol \eril-
diği araşbnlmış mıdır?
Kloroform ve etanol veri-
len bir kişinin kendini okııl
ruvaletinde asarak ötdür-
mesi mümkün müdür?
Otopsi raporuna göre
maktulün 188 cm. bovıın-
da olduğu anlaşılmaktadır.
Asılma olayının meydana
geldiği İletişim Fakülte-
si'nin 1. kat tuvaletinin bu
eylemi gerçekleştirmeye
uygun olup olmadığı sap-
tanmış mıdır?Otopsi rapo-
runa göre maktulün en er-
ken 6 saat, en geç 24 saat
önce oldüğü belirtildiğine
göre. İletişim Fakültesi öğ-
renci ruvaletinde olayın bu
kadaruzun zaman süresin-
ce niçin ortaya çıkmadığı
araştınlmış mıdır? Bakan-
lığınız. olav hakkındaki so-
ruşturmayı genişlermeyi
düşünmekte midir?"