Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 NİSAN 1998 ÇARŞAMBA • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 15
TURKIYE
Istanbul PB 23 Sinop PB 23 Adana A 29
Edime PB 26
Kocaeli PB 20
Çanakkale PB 20
Izmir Â" 26
Manisa A 26
Aydın A 26
Denizli A 27
Zonguldak PB 25 Antalya
Samsun
Trabzon
Giresun
Ankara
Eskişehir
Konya
Sıvas
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
23
22
22
2b
26
25
23
A 26 Kars
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
A
A
A
A
A
PB
PB
24
23
27
22
21
10
12
PB 16
Y 8 Bertin
Yurdun kuzey ke-
simleri parçalı bu-
lutlu, öteki yerier Osio
az bulutlu ve açık Helsinki
geçecek. Hava sı- stockholm
caklığı biraz arta- Londra Y 13 Viyana
cak. Rüzgâr gü- Amsterdam Y 13
neyvebatıyönler- Brüksel
DIS MERKEZLER
Y 11 Moskova Y 10
Y
Y
Budapeşte Y 14 Aşkabat A 20
Madrid PB 20 Akmola PB 3
Belgrad
Y 15 Taşkent PB 22
Y 23 Bakû AB 22
den hafif, ara sıra parjs
Y 13 Sofya
orta kuvvette ese- Bonn
cek. Münih
Y 12 Roma
PB 28 Bişkek Y 14
Y 19 Tiflis A 27
Y 15 Atina PB 23 Kahire A 30
Y 15 Zürih Y 14 Şam A 25
^fr^-
•Tahran
Kahire
/ " • • ^ Parçalı bulutlu Sıslı Bulutlu k
Çok bulutlu Yağmurtu Karlı , Gok guruttülü
Karadayı'dan Yunanistan'a Küçük üniversitenin büyük düşleri
kapsamlı diyalog çağnsı
MURATtLEM
ATİNA - Genelkurmay Baş-
kanı Ismail Hakkı Karadayı.
Türkiye'yle Yunanistan arasın-
daki tüm sorunlann kapsamlı
görüşmeler yoluyla ve karşılık-
lı iyi niyete dayalı bir diyalog
içinde çözülebileceğine inandı-
ğını belirtti. Karadayı, Türki-
ye'nin Batı AvTupa Birliği
(BAB) askeri yapısı içinde "en
üst düzeydeve etldnbir şeküde"
yer aldığını söyledi.
BAB genelkurmay başkanla-
n toplantılan çerçevesinde Yu-
nanistan'ın başkenti Atina'da
bulunan Genelkurmay Başka-
nı, dün sabah Atina'daki Türk
askeri ataşeleri, basın mensup-
lan ve heyette bulunanlarla
bayramlaştı.
Toplantının ardından bir ba-
sm acıklaması yapan Karada-
yı, toplantılarda ağırlıklı olarak
BAB'ın operasyonel yeteneği-
nin güçlendirilmesine yönelik
çalışmalar yapıldığını belirte-
rek "NATO ve BAB ilişkilerinin
geliştirilmesi, askeri yapının
güçlendirilmesi ve NATO'dald-
ne benzer bir askeri komitenin
kurulması, BAB tatbikatlany-
la Arnavutluk polis teşkilatının
güçlendirilmesi ve süresinin
uzaulmasıkonulanelealınmıs,tır~dedi. Karada-
yı, Türkiye'ye ilişkin gelişmeleriyse şöyle anlat-
tı:
"NATO destekü BAB operasyonlanyla ilgili
esaslar görüşülmüştür. Bilindiği üzere 15 Nisan
1997 tarihinde alınan bir kararla bu tfir operas-
yonlara Avnıpalı müttefiklerin ve doğal olarak
Türkiye'nin tüm haklanyla katılması onaylan-
mtşör. BAB karargâhı tarafından planlanarak k-
ra edilecek kriz yönetimi tatbikatlanna tüm BAB
ülkeleri gibi eşit şartlaria iştirak edeceğiz. Bu kap-
samda 1998 sonbahannda icra edilecekolan BAB
Biriiği kriz yönetimi tatbikatına yönelik önemli
toplannlardan biri, 23-27 Mart 1998 tarihlerinde
Antalya'da Türkiye'nin ev sahipliğinde yapılnuş-
nr. Arnavutluk polis teşkilatının güçlendirilmesi
amacıyla oluştunıian BAB çokuluslu polis danış-
ma unsurunda etkin olarak yer almaktayız. Söz
konusu polis örgüründe görev yapan üç persone-
limize ek olarak üç personelimizin daha görevlen-
dirilmesi için çalışmalara başlanmıştır."
Konuşmasının son bölümünde Yunanistan Ge-
nelkurmay Başkanı Athanasios Çoganis ile yap-
tığı görüşmeye değinen Karadayı, görüşmede as-
keri konular hakkmda fıkir alışverişinde bulun-
duklannı kaydefti. Türkiye'yle Yunanistan ara-
Genelkurmay Başkanı Karadayi'yı Yunanistan'da meslektaşı
Athanasios Çoganis karşıladı. BAB toplanüsı için Atina'ya gi-
den Karadayı için yoğun güvenlik önlemleri ahndı.
sındaki tüm sorunlann kapsamlı görüşmeler yo-
luyla ve karşılıklı iyi niyete dayalı bir diyalog
içinde çözülebileceğine inandığını belirten Kara-
dayı, "Yunan Genelkurmay Başkanı da ben de
benzer nrsaüardanyararlanarak görüşmeler yap-
mayı istiyoruz" diye konuştu.
tki generalin Ege'de gerginlik yaşanmamasıy-
la ilgili olarak kendi görüşlerini dile getirdikleri-
ni ve yeniden bir araya gelmeyi kararlaştırdıkla-
nnı belirten bir Yunanlı askeri kaynaksa "Bu bir
Türk-Y'unan diyaloğunun başladığı anlamına gel-
mese de bu tür temaslann yarartı olacağını düşü-
nüyoruz" dedi.
JCaradayı 'nın Atina'daki temaslanna Yunan ba-
sını büyük ilgi gösteriyor. özellikle dün gerçek-
leşen Karadayı-Çoganis görüşmesi, Yunan gö-
rüntülü ve yazılı bastn organlannda geniş biçim-
de yer aldı. Yunanistan'ın yüksek tirajlı gazete-
lennden Ta Nea, "Generaller Ege'de sakin ortam
istiyor" manşetiyle haberi duyururken Eksusia
gazetesi "GeneraUer kapıyı açü" manşetini kul-
landı. Kathimerini gazetesi "Generafler aracık-
ğıyla Ankara ile diyalog'' başlığıyla haberini ve-
rirken Niki gazetesi de "Karadayı-Çoganis diya-
loğu'', Vradini gazetesiyse "Ege'de moratoryum"
başlığıyla gelişmeleri duyurdu.
6
PKK din istismarcısı'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Yasadı-
şı Hizbullah örgütü, kurban derilerinden P-
KK ve bazı köktendinci vakıflardan daha faz-
la pay almak için Tunceli'de bildiri dağıttı.
5 Nisan Pazar günü "tslami Dayaıuşma
Birliği'' adı alünda dağıtılan bildiride, Ku-
ran'dan bazı ayetlere yer verilerek, PKK ve
lideri Abdullah Öcalan'ın baskı ve teröre
başvurarak, "inançiara saygıl] olduğu" al-
datmacası ile Müslümanlan kandırmaya. fit-
ne ve fesat çıkarmaya çalıştığı belirtildi.
Din istisman yapan PKK ve liderinin, ls-
lamiyetin prensip ve emirlerini çiğnemeyi
sürdürdügü kaydedilen bildiride, şöyle denil-
di:
"Bugün sadece PKK değiL din kisvesine
bürünen bazı gruplar ve derneklerin de kur-
ban bağışlama ve deri toplama adı alünda
düzenledikleri kampanyalara karşı da ted-
birli ve uyanık olaiım. Yüce dinimiz İslami-
yetin yasakladığı uyuşturucu ticareti, haraç
toplama. silah kaçakçıhgu insan kaçakçıugL
çocuk kaçırma gibi yoüardan gelir sağJamak-
tan çekinmeyen terör örgütü, bu defa da ha-
yır ve hasenatlanmıza göz dikiyor. Orgüt, din
istismarma yönelik bu tür faaliyerJerini. Kür-
distan lslam Hareketi (KİK) gibi paravan der-
nekler aracılığn la vüriitüyor. Allafa'ın buyru-
ğunu görmezlikten gelen PKK ve lideri Öca-
lan. Müslümanlan kandırmak için Kuraru-
kerim'in ayetierini ve sevgüi peygamberimi-
zin hadislerini çarpıtarak kullanıyor. Masum
insanlan öldürenler, ticarethanelere, amme
mahna zarar verenkr. cebir, yalan ve hile yo-
luyla kazanç sağlayanlar bilsinler kL ahirette
kendi sui akıbetlerini hazuiamaktadırlar.''
Bildiride, "zalim kişilerür mutlaka ceza-
landınlacaklan da yazıldı.
Vakıf eserleri müzelere
• Baştarafi 1. Sayfada
re yenı bir yük ve yeni sorumluluklar geti-
receği bir gerçektir. TBMM ile Maliye Ba-
kanlığı'nın bu önemJi karan maddi açıdan
desteklemesi durumunda projenin başanya
ulaşacağı kabul ediliyor.
6te yandan Keten aynca, "KültürveTes-
cil Daire Başkanlığı Vakıf Kayıtiar Arsivi,
Genel Müdüriük Arşivi ve Istanbul Sirke-
ci'de bulunan Bölge Müdürlüğü Arşhi'nin
köhne dolaplardan kurtanlarak çağdaş ko-
ruma sistembıe mart ayında geçildiğini'" de
söyledi.
Tarihsel, mimari ve sanatsal değeri olan
cami, mescit ve türbelerde modern yangın
söndürme, alarm sistemleri ile ilgili olarak
1998 bütçesi ile sağlanan ödeneklerin kul-
lanımına başlandığı öğrenildi. Bunun yanı
sıra aynı olanaklann hırsızlık ve yangınlara
karşı müzelerde de devreye sokulması için
bazı girişimlerin yapıldığı belirlendi.
Keten, genel müdüriük arşivinde 27 bin
19 vakfıyenin bulunduğunu, çoğunluğunun
Osmanlıca-Arapçadan Latin harflerineçev-
rildiğini, mikro filmlere çekildiğıni ve bil-
gisayarlara işlenmeye başladığını da açıkla-
dı. Yeni kurulmakta olan "Türk Vakıflar
Araşünna Merkezi''nin Ankara'da 24 Ni-
san"da açılacagı ve vakıflar konusunda her
cuma günü konferanslar verileceği ve birin-
cisinde Dr. Mehmet Önder'in konuşacağı
bildiriliyor.
Izmir'e ıızay kampı
• Baştarafi 1. Sayfada
rulacak olan kampa ilişkin
çalışmalar sürdürülüyor.
Ege Serbest Bölge Kuru-
cu ve Işieticisi AŞ'ru'n (ES-
BAŞ) kuracağı Uzay Kampı.
Türkiye'nin yanı sıra Orta-
doğu'ya da hizmet verecek.
Üçü ABD'de. diğerleri de
Kanada, Japonya ve Belçi-
ka'da olmak üzere 6 yerde
kurulu bulunan uzay kamp-
lannın yedincisi olacak Ege
Uzay Kampı'nda yer alacak
çeşitli araç ve gereçler
ABD'den getirilecek.
Ilk aşamada 10 bin metre-
karelik bir alan üzerinde ku-
rulacak kamp, eğitim mer-
kezi ile 300 kişinin kalabile-
ceği yatakhane binalanndan
oluşacak. Uzay kampı, 7-16
yaş grubunda bulunan ço-
cuklara hizmet verecek.
Uzay kamptnda çocuklar.
normal bir uzay üssünün na-
sıl çalıştığım. aya nasıl gidil-
diğini, ayda neler yapıldığı-
nı yaşayarak görecek.
Çocuklar, uzay mekiğinin
bire bir maketinde uçuş egi-
timi alacak. Astronotların
bütün etkinliklerini yapacak.
Düşük yerçekimi koltuğu ile
ayda yürüme deneyleri ger-
çekleştirilecek.
Uzay kampındaki "Uzayı
Ke^T programlan, haftalık
veya hafta sonu büyüklerin
de yer alabileceği çocuk
kamplan şeklinde düzenle-
necek.
ESBAŞ yetkilileri, Ser-
best Bölgeye de renk kata-
cak bu projeye büyük önem
verdiklerini, bu yıl içinde in-
şasına başlanacak uzay kam-
pının 1999 yılının muhteme-
len Temmuz ayında faaliye-
te geçirileceğini bildirdiler
• Baştarafi 1. Sayfada
nur'un babası Ankara Anakent
Belediyesi'nde görevli.
Ankaralı Mustafa. Mühen-
dislik Fakültesi Elektrik Elekt-
ronik 3. sınıf öğrencisi. Başken-
te yakın olması nedeniyle Kı-
nkkale'yi özellikle tercih etmiş.
O okulun büyümesinden biraz
rahatsız. Nedenini de insanla-
nn birbirinden uzaklaşmasrna
bağlıyor. Öğrencilerin birbirle-
riyle tanışabilecefi bir ortamın
olmamasından yakmıyor. Mus-
tafa küçük kentte okumanın
avantajlan yanında çok da ko-
mik yanlan olduğunu anlatıyor:
"Bütün hocalar oğrencfleri tant-
yor. Hoca-öğrenci diyaloğu çok
iyi. Öyle ki çarşıda hocalarla
karşılaştığunızda önümüzü iKk-
leyip seiam veriyoruz. K E arka-
daşunızla el ele >ürürken. hoca-
yı görünce arkadaşm elini bıra-
kıp selam veriyoruz. Ltseü ög-
renciterden pek de forkmuz yok.
Bu nasıl bir üniversiteti olmak-
ür doğrusu ben anlayamadım.
Başka ümversitelerde hocalarla
öğrendler birbbierini tanımaz-
mış. Oysa bizim yedigimiz içti-
ğimiz ayn gtaniyor neredeyse."
Mustafa, okulunun gelecek
yıllarda sayılı üniversiteler ara-
sına gireceğinden de umutlu.
22 yaşındaki Ceialettin Istan-
bul 'dan gelmiş Kınkkale'ye.
Anadolu'da üniversiteli olmak
ona "dayaıulmaz hüzün ve acı-
lan" da yaşatmış. Ceialettin,
Elektrik Elektronik Bölümü 2.
sımf öğrencisi. lstemediği hal-
de niye geldiğini ise yalnızca
elektrik elektronik tercihi yap-
masına bağlıyor. On dördüncü
tercihiymiş. Kredi-Yurtlar'da
yapamadığından Nurculann
yurtlannda kalmaya kalkışmış.
Orası da apayn bir sorun. "Fut-
bol oynamak için bile yazılı izin
ahnmaa gerekiyormış." Orada
da kalamamış. Ev aramış bula-
mamış. Sonunda o da arkada-
şıyla bir pasajda 10 milyon lira-
ya büro kiralamış. Kaldıklan
pasajdaki 50 bürodan kırkında
öğrenciler kalıyormuş. Kız ar-
kadaşlannın erkeklere oranla
daha iyi durumda olduklannı,
onlara kiralık ev verildiğini bi-
raz da imrenerek anlaüyor. Ki-
mi işyerlerinin ögrencilere indi-
rim uyguladıgını, kimilerinin
ise hiç yardım etmediğini söy-
lüyor.
Gülden de Iktisat Bölümü bi-
rinci sınıf öğrencisi. Kınkkale-
li. Bölümü ve kenti özellikle
tercih etmiş. Nedenini de "Ai-
lemin maddi durumu beni kent
dışında okutacak kadar iyi de-
ğiL Kız olduğum için de kent dt-
şına pek sıcak bakmadılar.' Bu-
rada okursan liseye gider gibi
okursun' dediler" diye açıklı-
yor. Kendisi memnunmemnun
ohnasma da "Başka bir kentte
okusaydım daha değişik olabi-
Hrdi" diye düşünmeden de ede-
miyor. Edebiyat bölümünde
okumak istiyormuş ama olma-
mış. Şiirle arası da "oldukça
iyi"ymiş.
Hukuk Fakültesi birinci sını-
finda okuyor Hasan. Kınkka-
le'ye her gün gidip geliyor. Sü-
rekli Kınkkale'de kalmayışını
"Burada gidilebUecek eğlence
yerleri yok. Bir de Aakara 8e
aradaki mesafe çok az" diye
açıklıyor. Gidiş gelişlerine biraz
"macera katmak" için de otos-
topu tercih ediyor. Özellikle
Türk pop müziğini sevdiğin-
den, boş zamanlannda ve yol-
culuklannda öykü kitapları
okuduğundan söz ediyor.
Emine, Iktisat Bölümü son
sınıf öğrencisi. Kınkkale Üni-
versitesi son tercihiymiş. Bun-
dan sonrasının da pek önemli
olmadığını "Şu veya bu şekilde
bitiriyoruz" diye söylüyor. ilk
geldiği yılla bu yılı karşılaştır-
dığında yeni yeni binalar eklen-
diğini ve özellikle laboratuvar-
daki araçlann geliştirildiğini,
bunun seyindirici olduğunu
söylüyor. Üniversite tarafından
düzenlenen ve her hafla alanın-
da uzman kişilerin davet edildi-
gi 'Çarşamba Söyleşileri'ni ve
okuldaki sinema gösterilerini
de hiç kaçırmadığını, bunlardan
büyük haz aldığını aftlatıyor.
Türküleri çok sevdiğini, Türk
popundan hoşlanmadığını, ya-
zarlardan da Orhan Kemal hay-
ranı olduğunu söylüyor. lşyeri
sahiplerinin ilk yıla oranla öğ-
rencilere biraz daha iyi davran-
dığıru anlatıyor.
Kınkkaleli Yasin de tktisat 4.
sımf öğrencisi. Kentlerinin da-
ha da gelişeceğini ve kentlinin
arkadaşlanna alışacağını, tüm
itirazlanna karşı sonuna kadar
savunuyor. Ailesiyle birlikte
yaşıyor. Kente alışık olduğu
için arkadaşlan kadar sıkıntı
çekmediğini söylüyor. Boş za-
manlannda da bir yandan çay-
lannı yudumlarken diğer yan-
dan da kitap okuyabildiİderi
çaylı kitabevine gidiyorlarmış.
Özellikle okuduğu bir gazete
olmadığım, ancak kitabevinde-
ki tüm gazetelere "göz atdğuu"
söylüyor. Siyasi açıdan rahat-
sızlık yaşanmadığını söyleyen
Yasin, okulun küçük olması ne-
deniyle hemen hemen herkesin
birbirini tanıdığını, bu nedenle
sorun olmadığını anlatıyor.
Hukuk Fakültesi'nde okuyan
Esra, arkadaşlannm tersüıe üni-
versitedeki tüm uygulamalara
muhalif. Arkadaşlannm hiçbir
şeye tepki göstermemelerinden
yakımyor. Harçlar konusunda
sorunlar yaşandığını, kimi ar-
kadaşlannm harçlann arttınl-
masına destek bile olduğunu si-
nirlenerek söylüyor. Yemekle-
rin hem pahalı olması, hem de
temiz olmaması nedeniyle ar-
kadaşlanyla dışarda yemek yi-
yorlarmış. Bir de kentteki işye-
ri sahiplerinin kendilerine pek
iyi davranmadığını, ama bunun
da zamanla değişeceğini söylü-
yor. Oniversitedeki sosyal ve
kültürel etkinliklerin arttınla-
rak, kentteki eksikliklerin gide-
rilmesi gerektiğini söylüyor.
Hoca kalitesinin iyi olduğunu
ve derslerde zorlandıklannı,
zorluğun da kaliteden ileri gel-
diğini söylüyor. Kimi haftalar-
da iktisat günleri düzenlendiği-
ni, bölümleri ile ilgili olduğu
için büyük bir zevkle katıldık-
lannı anlatıyor.
Fen-Edebiyat Fakültesi'nde
okuyan öğrenciler 'Kınkka-
km' ve 'Su' adlı kültür sanat
dergileri çıkanyorlar. Su dergi-
smde farkh görüşteki öğrenci-
lerin siyasi makaleleri ağırlıklı,
Kınkkalem'de ise daha çok ede-
. biyazılarayerveriliyor. Suder-
gisinin yazarlan da sahibi de
öğrenciler.
Öğrencilerin boş zamanlan-
nı kültürel ve sportif faaliyet-
lerle değerlendirebilmeleri için
Türk sanat müziği, Türk halk
müziği, felsefe, satranç, mate-
matik, sinema, dağcıhk, fotoğ-
i
Denizin rengi değişirken,
sizin de rengîniz değisiyorsa
.»bizekatılnrf^^ ^ £
Denizlerimiz i(in (ok gec olmadan
. * neler yapabileceğimizî konu$alım.
•iıin mavi/ensini korunak iün (ajıjıyoruz!
rafçüıkgibi kulüpler oluşturul-
muş.
Kınkkale Üniversitesi Rek-
törü Prof. Dr. Tahsin Nuri Dur-
lu, bütçelerinin sınırlı olması
nedeniyle belli konulara önce-
lik verdiklerini ve amaçlanmn
az ama öz üniteler oluşturmak
olduğunu söyledi. Ehırlu, yer
darhğı ve kız öğrencilerin kala-
bileceği yurtlann yeterli olma-
yışı nedeniyle sorunlar yaşandı-
ğını kaydetti. Bu durumda kız
öğrencilerin başka kaynaklar-
dan yararlanmak zorunda kala-
caklanna dikkat çeken Durlu,
"Bir an önce laz yurdu sonınu
çözülmelL Çünkü kimi ögrend-
lerimiz yer nedeniyle kayıoan-
nı dondurupgeri döndüler" de-
di. Türban konusunda yasala-
nn gereğinin yapıldığını belir-
ten Durlu, öğrenci diyaloğu ile
bu sorunun da çözüleceğini
söyledi. Durlu, öğrencilerle ya-
şanan sıkınölar için danışman-
lık servisüıi yakında hizmete
sokacaklannı, bu servisler ara-
cılığıyla çözeceklerirü belirtti.
50 ögretim üyesi daha alındı-
ğında servisin hizmete başlaya-
cağını belirtefı Durlu, "Öğren-
dyi 10-15 gflnde bir hoca çağı-
rarak 'Derslerini izliyorum a-
ma nerede ne yiyorsun, bir sı-
kıntın var mı? Sağlığın nasıl?'
şeklinde ögrenciyle diyalog ku-
racak" dedi. Durlu, türban ko-
nusunda öğrencilerin neden bu
kadar ısrarlı olduklannm sos-
yal bilimciler tarafından araştı-
nlması gerektiğini belirterek
"Türbanlı çocuğa çıkar diye
baskı yaptığınızda, takmayan
öğrenci de ononla birlikte size
cephe ahyor. Bunun nedenleri-
ni onlara uygun bir diUe antat-
mayı tercih ediyoruz. Simge
ohırsa kötü, ünübrma ohırsa kö-
tü. Uygun bir di>alogia bunu çö-
zebiliriz. Okulumuzda çok faz-
la sorun yaşamıyoruz'' diye ko-
nuştu. Durlu, üniversitelerini
tercih eden öğrencilerin yüzde
80'inin Ankara'dan geldiğini,
bu nedenle kendilerini Ankara
üniversitelerine bir altematif
olarak gördüklerini belirtti.
Üniversitenin son durumu
hakkmda bılgi veren Durlu şun-
lan söyledi: "Bu yıl op, veteri-
ner ve fen-edebiyat fakültesi fi-
zik khnya biyoloji bölumlerine
öğrenci ahnacak. Universite-
mizde çevre düzenlemesine
önem veriyoruz. Moda \e teks-
til bolümünü açök. Yörede teks-
til fabrikası var. Oraya insan ye-
tiştirecek. Türkh e'deki en geliş-
miş etektromikroskop laboratu-
vannı kuruyvruz. Mekanik test
cihazlan aldık. Türkiye'de tek
olma özelüğini taşıyor. Tabiat ta-
rihi müzesini kuruyoruz. Ama-
cımız uluslararası düzeyde araş-
nrma yapmak." Rektör Durlu,
üniversitedeki ögretim üyeleri-
ne aileleriyle birlikte kalabile-
cekleri yer bulamamaktan yakı-
nırken, yöre halkının da kendi-
lerine maddi olmasa da manevi
açıdan destek verdiklerini söy-
ledi. Durlu, Kınkkalelilerin de
artık öğrencinin kent için her
yönüyle önemli olduğunun far-
kına varmaya başladıklannı ve
bunun da sevindirici olduğunu
belirtti.
Üniversitelerin sorunlannı
sorduğumuz hocalardan birisi
esprili bir biçimde "Sorunlan
olan üniversitelere gitsevdiniz
daha iyi olurdu. Bizim çok
önemli sorunlanmız yok. Ufak
tefek sorunlan da aşacağız'' ya-
nıtmı verdi.
Kimi ögretim üyeleri de öğ-
rencilerin ortaöğretim düzeyin-
de olduğundan yakınırken, ki-
mileri de gayretli öğrencileriy-
le güzel çalışmalar yaptıklannı
söylüyor. Ögretim üyeleri, üni-
versitelerinin gelişmekte olan
bir okul olması nedeniyle bazı
sorunlar yaşandığını, ama bun-
lann da zamanla aşılacağını be-
lirtiyorlar. Hocalar, çok yakın
bir zaman üniversitelerinin bi-
limsel araştırmalarda Türkiye
sıralamasında ilk 10'a girece-
ğini umduklannı söylüyorlar.
Okulun küçük olması nedeniy-
le öğrenci-hoca diyaloğunun
çok iyi olduğunu, bu nedenle de
öğrencilerin sorunlanyla bire
bir ilgilenme fırsatını yakala-
dıklannı belirtiyorlar.
Ögretim üyeleri, Kınkkale
Üniversitesi'nin ögretim üyesi
başına düşen öğrenci sayısı açı-
sından Türkiye'nin bütün üni-
versiteleri arasında ilk sıralarda
yer almasını da sevindirici
buluyorlar.
SÜRECEK
Vurgun
Özal
9
la
CENGtZYILDIRIM
0800 261 18 38
u c r e î s ı z m a u y ı k o r t a î m â haît•
D E N I Z Î f M I Z / T U R M E H » D U N K İ
• J a k k a s t e p e ^ ; i z b e y ^ o k \ | [ . % 1 8 1 2 0 7 K u z g u n c u k - i s t a n b u l T e I ( 2 1 6 ) 4 9 2 8 5 8 S - 3 6 F a k s : ( 2 1 6 ) 3 4 3 2 1 7 7
Kurban derisi vurgunu ve
kavgası, deri
sektöründeki yüksek rant
nedeniyle 1986 yılında
Turgut Özal hükümeti
döneminde başladı.
1986 yıhnda Sosyal
Yardımlaşma ve
Dayanışma Fonu'nun
(Fak-Fuk Fon)
kurulmasıyla kurban
derisi, bağırsak, fıtre ve
zekât toplama yetkisi
Türk Hava Kurumu'nun
elinden alınarak vakıflara
daverildi. 1986-1992
yıllan arasındaki 6 yılhk
dönemde birçok şeriatçı
vakıf, yurt, dernek ve
bazı özel okullar ile PKK
ve Hizbullah gibi
örgütler, kurban derisi,
bağırsak, fıtre ve zekât
toplayarak trilyonlar
Kazandılar.
1992 yıhnda 2860 sayılı
Yardım Toplama
Yasası'nda
gerçekleştirilen
değişiklikle kurban
derisi, bağırsak, fitre ve
zekat toplama yetkisinin
yeniden THK'ye
verilmesi üzerine
dönemin Refah Partisi
kurmaylan harekete
geçti.
RP'nin yasa teküfı
Dönemin Refah Partisi
Kocaeli Millervekili
ŞoketKazan ve 17
arkadaşı öncülüğünde
Yardım Toplama
Yasasfnınbir
maddesinin
değiştirilmesi için
hazırlıklar başlatıldı,
ancak başanlı olunamadı.
Söz konusu yasa
değişikliğine ilişkin bir
çalışma da 1996 yıhnda
Refah Partisi tstanbul
başladıMillervekili Mehmet Aü
Şahin ve Ankara
Millervekili Hasan
Hüseyin Ce\ lan
tarafından yüriitüldü,
ancak bunda da başanlı
sonuç ahnamadı.
Deri toplama yetkisi
THK'de bulunmasına
karşın dönemin birçok
vali ve kaymakamı deri
toplayan İcişi ve
kuruluşlara göz
yumdular.
Yetkisi bulunmadığı
halde söz konusu
dönemde deri ve - •
bağırsak toplayan
kuruluşlann başında
Akyazıh Vakfı, Milli
Gençlik Vakfı yer aldı.
Bu sırada THK'nin
başvurusu üzerine
yasadışı olarak kurban
derisi ve bağırsak
toplayan şeriat yanlısı
vakıf, yurt ve dernek
yönetici ve üyelerinin de
aralannda bulunduğu
birçok kişi, haklannda
açılan davalarda hapıs
cezalanna çarptınldılar.
THK,gelirini
bölüştürüyor
THK kurban derisi,
bağırsak, fitre ve
zekâttan elde edilen
gelirinin yüzde 25'ini
Sosyal Yardımlaşma ve
Dayanışma vakıflanna,
yüzde 15'ini Kızılay'a,
yüzde 15'ini Çocuk
Esirgeme Kurumu'na,
yüzde 5'ini de Diyanet
Vakfi'na veriyor. THK
gelirin diğer bölümüyle
de hizmetlerini
sürdürüyor.
THK yurt genelinde
sürdürdüğü çalışmalar
için gelirinin yalnızca v
yüzde 10"u kadar
harcama yapabiliyor.