14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 NİSAN 1998 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Cumartesi Anneleri • Istanbul Haber Servisi -Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlannın hesabını sormak için dün 154. kez Galatasaray Lisesi'nin önünde oturdu. Kayıp yakınlan adına yapılan açıklamada. Neslihan Uslu. Hasan Aydoğan, Metin Andaç ve Mehmet Mandal'dan yaklaşık bir aydır haber alınamadığı belirtilerek "Yaşama ve adil yargılanma hakkı için, gözaltında kayıplara son verilmesi için. kayıplann akıbetlerinin ortayaçıkması \e sorumlulann hesap vermesi için hex cumartesi günü burada olacağız" denildi. 1 Mayıs afişlerine engelleme • İstanbul Haber Servisi -DlSK.Türk-lş. Hak-lş ve KESK konfederasyonlannın oluşturduğu 1 Mayıs Düzenleme Komitesi hazırlıklarını sürdürürken 1 May\s afişlerini asan ÖDP ve EMEP üyelerinin polis tarafından engellendiği ve gözaltına alındıklan bildirildi. Emeğin Partisi (EMEP) Istanbul tl Başkanlığı"ndan yapılan yazılı açıklamada, 1 Mayıs öncesi emekçi semtlerinde "kimlik kontrolü" adı altında panzerlerle terör estirildiği öne sürüldü. Açıklamada. bildiri dağıtan ve afiş asan 40"tan fazla parti üyesi ve yöneticisinin nedensiz yere gözaltına alındıgı kaydedildi. 'Teröple Mücadelede TSK' sergisi • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Genelkurmay'ın PKK'nin bölgedeki katliamlanyla TSK'nin operasyonlannı içeren "Terörle Mücadelede TSK" sergisi dün Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından açıldı. Kuvvet komutanlan. bakanlar ve çok sayıda askeri yetkilinin katılımıyla açılan sergide PKK'den ele geçirilen belge ve askeri malzeme izlenime sunuldu. Sergiyle ilgili bilgi veren Genelkurmay Genel Sekreteri Tümgeneral Erol Özkasnak, PKK terör örgütünün çöküş sürecinde olduğunu söyledi. Göçmen dernekleri • İstanbul Haber Servisi -Türk cumhuriyetlerinin koordin asyonundan sorumlu Devlet Bakanı Ahat Andican, dün ANAP Istanbul tl Başkanlığı'nda Türk göçmen dernekleri temsilcileriyle bir toplantı yaptı. Andican, siyasi gelişmeler nedeniyle Türkiye'ye göç etmek zorunda kalan soydaşlara belediye ve hazine arazilerinden toplu konut amacıyla yer aynlacağını söyledi. Istanbul'da su kesintisi • Istanbul Haber Servisi - ISKl'den yapılan yazılı açıklamada, Omerli Tasfıye Tesisleri'nde yapılacak iyileştirme çalışmalan nedeniyle. Istanbul'un Avrupa ve Anadolu yakasındaki bazı semtlere 28 Nisan günü saat 08.00'den itibaren 24 saat süreyle su verilmeyeceği bildirildi. 34 demokratik kitle örgütünden, ulus devleti yok etme çabalarma karşı dayanışma çağnsı 'Kemalizın geleceğîn önciflüğüdür'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 34 de- mokratik kitle örgütü. "siyasal çürümüşlük, ırkçı-şeriatçı ideoiojinin egemenleşmesi, akıl dışı arayışlar, yolsuzluklar ve ulus devleti yok etme çabalanna" karşı dayanışma çağnsmda bulundu. Devletin yansızlığını yitirdiği. de- mokrasinin temelini oluşturan emek-seımaye dengesinin yok edildiği. sosyal deviet anlayı- şının giderek terk edildiği, "para en yüce de- gerdir" politikasmın yerleştirildiği vurgula- nan bildıride. çözümün "Kemalizm ilkeleri" olduğu kaydedildi. Bildiride. "Kemalizm ne Atatürk'ün bekçiliğidir, ne de 1920 koşullann- da yapümış olanlann toplamıdır. Kemalizm 'demokratik toplumcu" bir öze sahip. "sürek- li devnmcilık' ilkesine dayalı bir çağdaşlaşma ideolojisidir. Kemalizm 'geleceğın öncülü- ğü'dür. Gün, karankğa karşı güçlerin örgüt- lenmesi ve dayanışması günüdür" denildi. "Demokratik Toplumcu Çağn" başlıklı bil- diri şöyle: Ülkede durum 1- Toplumumuz, cumhuriyet tarihinin bel- ki de en önemli bunalımıyla karşı karşıya bu- lunmaktadır. Laik demokratik cumhuriyet teh- dit altındadır. Bu geçici değil. yapısal bir bu- nahmdır. Bunalımla savaşmak durumunda olan dev- iet kurumlannın çoğu yozlaşmıştır. Deviet ya- pısındaki hastalıklan gidermek görevindeki siyasal partiler ıse tabanlarından ve dolayısıy- latoplumdan kopmuşlardır. Partiler de- mokrasisi liderler rejimine. daha doğru- su genel başkanlar diktatörlüğüne dö- nüşmüştür. Kitlelerde giderek yaygınla- şan umutsuzluğun nedeni bu çıkmazdır. Ortaya çıkan bu olumsuz tablo içinde- ki en önemli umut ışığı ise, devletten ve siyasal partilerden kesilen umutlarsonu- cu, sayılan hızla çoğalan "sivil toplum" örgütleridir. 2- Bugünkü yapısal bunalım. büyük ölçüde "Atatürk'e evet, Kemalizme ha- yır" diyen bir zihniyetın. toplumumu- zun son yanm yüzy ılında egemenleşme- siyle oluşmuştur: Devletin ve eğitimin laik yapısı bo- zulmuştur. Eğitimin paralı duruma dö- nüşmesiyle fırsat eşıtliği daha da zede- lenmiş; toplumsal uçurumlar daha da büyümüştür. Sosyal deviet ilkesinden uzaklaşırken doğan boşluktan dinci va- kıf ve dernekler yararlanmışlardır. Ba- ğımsız yargı ve özerk üniversite gibi, de- mokrasinin gelişmesini kolaylaştıracak olan kurumlar yozlaştınlmış ve yıpratıl- mıştır. Korkusuz yaşama özgürlüğüteh- dit altındadır. Toplumumuzun büyük özverileri ile oluşturulan kamu işletmekri yozlaştınl- mış, deviet sırtından yeni zenginler tü- retmenin aracı olarak kullanılmıştır. Tür- kiye dünyada gelir dağılımı en bozuk on altıncı ülke konumuna düşerken; eme- ğin, gerçek üreticinin ulusal gelirden al- dığı pay çok azalmış. sermaye gelirleri sağlıksız boyutlarda artmıştır. Toplum- sal dengesizliklerı azaltacak olan plan- lama ve "sosyal devlet" anlayışı giderek terk edilmiştir. Para "en yüce değer" ya- pılmış. ahlaki değerler çürümüştür. Bu çarpıklıklara karşı oluşan tepkilerden. şeriatçı akımların yararlanması yolu açılmıştır. Irkçı-şeriatçı bir ideolojikkarışım, gi- derek dev letin önemli kurumlannda ege- menleşmektedir. Deviet yansızlığını yi- tirmiş. herkesin devleti olma özelliğin- den uzaklaşmıştır. Demokrasinin teme- lini oluşturan emek-sermaye dengesi yok edilmiştir. çöziime giden yol 3- Gerek Türkiye'de gerekse dünyada. çağımızın gerekleri. "demokrasi" ve "hakça toplum" isteklerinin bir arada karşılanmasını zorunlukılmaktadır. De- mokratik toplumcu bu çerçeve. sağlıklı. huzurlu. insan onuruna yakışır bir top- lumsal düzenın önkoşulu olmaktadır. Ne demokrasiyi erteleyerek ya da demokra- siden vazgeçerek toplumsal adalete ula- şılabilir; ne de sosyal deviet anlayışı bir kenara bırakılarak, gerçek, kalıcı ve ka- tılımcı bir demokrasi kurulabilir. Liberalizmin ve sosyalizmın -tarihsel koşullar içinde oluşan- bu sentezi, 2000'li yıllara damgasını vuracak olan ideolojidir. Amaç, üreten ve hakça pay- laşan bir toplum ve o toplumun koşulla- rına uygun bir sosyal hukuk devletidir. 4- Toplumu yeniden esenliğe çıkar- mak ve ülkeyi üçüncü bin yıla hazırla- mak için, devleti hastalıklanndan ann- dırmak gerekmektedir. Bir zamanlarkit- leleri peşinden sürükleyen birçok ide- oiojinin çekiciliğini yitirdigi. ırkçı ve şe- riatçı eğilimlerin karanlıklan çağrıştırdı- ğı bir ortamda, hakça bir düzenin yolu- nu açacak Kemalizm, öncelikle Türki- ye'nin bugünkü koşullannda, yeniden güncellik ve çekicilik kazanmıştır. 1923 Devrimi'nin laiklik. cumhuri- yetçilik ve ulusçuluk ilkeleri, liberalizm- den ve Fransız devriminden esinlenmis,- tir. Halkçılık, devletçilik ve devrimcilik ise, bir bütün olarak sosyalizm yani top- lumculuk çerçevesi oluşturmaktadır. Ke- malizm. demokratik toplumculuğun Anadolu koşullannda oluşan ve geliş- mekte olan ülke gereksinmelerini de kar- şılayan özgün bir modeldir. Kemalizmin ilkeleri 5- "Ulusçuluk", ırk ya da din değil, bin yılda oluşmuş bir kültür ortaklığı üzerin- de yükselir. Etnik "altkimlik"leri. yurt- taşlık bağıyla oluşan ulusal "üst kimli- ğin" doğal parçalan sayar. Bu topraklar üzerinde yaşayan herkesin. ulusun eşit haklara sahip bireyleri olduğu ilkesine dayanır. "Tambağımsızlıgr. uluslarara- sında eşıtliği ve "Yurtta banş, dünyada banş" anlayışını savunur. "Devletçilik". özel girişimi "esas" kabul e- der. ama toplumun genel yararının gerektirdi- ği her noktada devleti görevli sayar. Bu çer- çeve içinde de\ let ne kutsaldır ne de ideolo- jik bir öğedir. Sadece dengeli. sağlıklı, huzur- lu bir topluma ulaşmada etkili ve vazgeçile- meyecek bir araçtır. "Halkçılık". emeği yüce değer sayar. Top- lumsal ayncahklara ve bir seçkin -halk ikile- mine karşıdır. Sosyal adaleti öngörür. Mutlu azınlıklann olduğu yerde, mutsuz çoğunluk- ların oluşacağına: dolayısıyla da toplumsal kinlerin. haksızlıkların. çatışmalann kaçınıl- mazlaşacağına v e toplumsal banşın olanaksız- laşacağına inanır. "DevrimcUik". değişen koşullara en çağ- daş. en ileri çözümler üretmeyi gerektirir. Ge- tirilmiş olan en ileri çözümlerin bile. zaman içinde. değişen koşulların gerisinde kalarak eskiyebileceği bilincinden kaynaklanır. Genç- liği. toplumun en bağımsız. ilerive \e değişi- me en açık kesimi olarak. sürekli devrimcili- ğin idealist gücü sayar. "Cumhuriyetçilik". katılımcı. siv il toplum- cu bir demokrasi demektir. Kadın haklarından Köy Enstitülerine. toplumu oluşturan en ge- niş kesimleri etkin ve etkili kılmak için. geç- mişte en ileri adımlan atmakla yetinmemiştir. Türk Dil ve Tarih Kurumlarından Anadolu Ajansi'na, üretim ve tüketim kooperatiflerin- den Türk Eğitım Derneği'ne. hatta özerk bir TRT'nin temellerine kadartüm "siviltoplum" tohumlarının. dev let dışında örgütlenmenin temellerini de atmıştır. Halkevlerini sivil. ka- tılımcı toplumunuvaratmanın bir demokratik eğitim aracı olarak kullanmıştır. "Laiklik" ise. bir anlamda tüm diğer ılke- lerin önkoşuludur. Inançlara saygılı. ama dı- nin siyasal ya da kişisel çıkarlara alet edilme- sine karşıdır. Hem toplumda farklı inançlara sahip kesimlerin banş içinde yan yana yaşa- malarının: hem de çagın değişen koşullannm getirdiği sorunlara, aklın ve bilimin ışığında çözüm arama yolunun açık tutulmasınm gü- vencesini oluşturur. Kemalizm. ne Atatürk'ün bekçiliğidir. ne de 1920 koşullarında yapılmış olanlann topla- mıdır. Kemalizm "demokratiktoplumcu"1 bir öze sahip. "sürekli devrimcilik" ilkesine da- yalı. bir çağdaşlaşma ideolojisidir. Kemalizm geçmişin bekçiliği değil. "geleceğin öncülü- ğü"dür. Cündemdeki sorunlar 6- Bugün Türkiye'nin gündeminde. özel önem laşıvan ve ideolojik düzevde tartışılan. net çözümler üretilmesi gereken sorunlar bu- lunnıaktadır. Güneydoğu sorunu. özelleştir- me. küreselleşme. kadın sorunları ve çevre kirliliği bu açıdan önceliğe sahip görünmek- tedir. Etnik sorunlann çözümü. ulus dev leti yık- maktan geçmez. Ulusu oluşturan tüm birey- lerin eşit hak ve özgürlüklere kavuşturulma- smdan. bölgeler ve sınıflar arası aşın denge- sizliklerın giderilmesinden ve yerel demokra- si anlayışının güçlendirilmesinden geçer. Farklılığı kurumsallaştırma yönündeki her adım. sadece ülkenin geneline değil. özellik- \e de Güneydoğu halkına zarar verecektir. Toplumda etnik farklılıklan kurumsallaştıran model. Balkanlar'da yerini bir kan gölüne terk etmiştir. Yaşadığımız tarih. benzerliklen ku- rumsallaştıran Atatürk'ün haklılığını kanıtla- mıştır. Küreselleşme gerçeğini kabul etmek başka- dır. ulusal çıkarları Yeni Dünya Düzeni'ne fe- da etmek başkadır. Ulusal deviet, Yeni Dün- va Düzeni içinde. egemen güçlerin karşısın- daki tek engeli oluşturması açısından da önemlidir. Bir nokta gözden uzak tutulmama- lıdır: Atatürk dönemi. kapıların dünyaya ka- patıldığı değil açıldığı. Türkiyenin bölgesi ile \e dünya ile bütünleştıği. eşit uluslar ara- sındakı bir küreselleşmenin ülkemız tarafın- dan sav unulduğu. çok başanlı v e onurlu bir ör- nek oluşturmuştur. Özelleştirme. sadece "sosyaldeviet"i değil, a> nı zamanda "ulusal deviet"i de yok etmenin bir aracı olarak kullanılmak istentnektedir. Özelleştirmeyi nıeşru kılabilecek tek neden, "toplumun ortakyaran"dır. Bu ortak yarann da üç olasılığı bulunmaktadır: Zarardan kur- tulma. daha ileri bir teknolojiye geçme. eko- 2. Ehl-i Beyt Kıuiütayı başladı Ehl-i Be\1 Vakfi tarafından düzenlenen "2. Ehl-i Beyt Kurultajı", Hoüda> Inn Oteli'nde dün başladı. Scmah gösterilerinin ardından. savgı duruşu ve tstiklal Marşı'nın okunnıasıyla açılan kurultay- da^Divan Başkanlığı'na Fermani Altun seçildi. Kurultayın açıİış konuşmasını yapan Altun, kurultaydan çıkacak en önemli kara- nn "dünya ehlibeyt birliği"nin kurulması olacağını söyledi. Altun, .Ale>i küİtürünün öğretümesi amacıyla. "Ehl-i Beyt Üniversitesi" kurulması çalışmalannın sürdüğünü kaydetti. EhH Beyt Vakfi Başkanı Turabi ()/toprak da. amaçlannın banşık bir hayat dü- zenini dünya insanlığjna yaymak olduğunu söyledi. Devletin din işlerine kanşmaması gerektiğini kay deden Ö/toprak. de>let büt- çesinden din adamlanna ve dini topluluklara y apılan v ardımı eleş- tirdi. Kurultayda söz alan yerii ve yabancı kuruluş temsilcileri de, ehlibeyi felsefesi üzerine görüşlerini dile getirdiler. Türkiy e'den 270 kuruluş ve bilim adanunın yanı sıra 43 ülkeden 105 temsilcinin katıldığı kurultay, bugün çalışmalanna dt^am edecek. Kurultay çahşmalannı. 27 Nisan Pazartesi günü açıklanacak sonuç bildir- gesiyle tamamlayacak. (Fotoğraf: KADER TUĞLA) Yönetimini belirleyen TGS îstanbul Şubesi, basın emekçilerine üyelik çağnsı yaptı 'Gazetedler kölegibiçahştırıhyor' İstanbul Haber Servisi - Türki- ye Gazetccıler Sendıkası (TGS) İstanbul Şubesi niıı dün >apılan Olağan Genel Kurulu'nda yeni >öııetim belirlendı. Genel kurulda tüm basın çalışanlarına TGS'ye üyelik çağrısı yapıldı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Burhan Felek Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen genel kurulda divan başkanlığına TGS Genel Başkanı Ziya Sonay seçil- di. Genel kurulun açılışkonuşma- sını yapan TGS Istanbul Şubesi Sekreteri Bayram Yaşlı. daha ön- ce TGS'ye üye olan ve işveren baskısıyla sendikadan istifa ettiri- len gazetecilerin çoğunun. mesle- ğe yeni giren basın mensupları ile TV ve radyolarda çalışanların. 1475 sayılı yasaya tabi olarak. te- lif hakkı ödenerek veya kadrosuz şekılde sosyal güvenceden yok- sun biçimdeçalışmak zorunda bı- rakıldıklannı anlattı. Sendikasız- laştırmanın ardından promosyon kampanyalarının da arttığını kay- deden Yaşlı. tekelci sermayenin çıkardığı gazetclerde çalışan gaze- tecilcnn ürünlerinin aynı patronun birden fazla gazete. dergi. TV ve radyosunda herhangi bir artı ücret ödenmeden yayımlandığını da vıırguladı. Yaşlı. iki büyiik medva kuruluşunun aralarında anlaşnıa yaparak "kendi gruplanndan ay- nlan bir gazeteciyi diğer gruba al- madıklannı" ıfadeetti. TGS Ge- nel Merkezi'nin başv urusu ve ya- kın takibi sonunda. 2821 savılı Sendikalar Kanunu uyarınca ha- zırlanmış olan İşkolları Tüzü- ğü'nde değişıklikyap\larakT\ ve radyolann haber birimlerinde ça- lışanlann da 27 numaralı gazete- ciük işkolundasayılmalannın sağ- landığını anımsatan Yaşlı. aynca TGS'nin gayretleri sonucu gaze- tecilik işkolunda ılk defa, Anado- lu Ajansfnın 16. dönem toplu iş sözleşmesinin Yüksek Hakem Kurulu ve Bakanlar Kurulu kara- rıyla 16 gazete ve ajansa teşmıl edildığini kaydetti. \'aşlı. tüm ba- sın mensuplarını TGS'ye üye ol- mayave 1 Mayıs'a katılmayaça- ğırdı. TGS Genel Başkanı Ziya So- nay da. medya patronlarının basın mensuplarının sendika çatısı al- tında örgütlenmelerıni içlerine sindiremediklerini kaydederek ba- sın çalışanlarından sabırlı olmala- rını diledi. Sonay, gelecek günler- de basın çalışanlan açısından da- ha olumlu sonuçlara ulaşilacağına inandığını da sözlerıne ekledi. Genel kurulda yapılan oylama sonunda TGS İstanbul Şubesi'nin yeni yönetimi şu isimlerdenoluş- tu: Yönetım Kurulu: L'ğur Gün- yüz. Necat Hızarcı, Hasan Köseoğ- lu, Kadri Kumcu, Ertuğrul Mavi- oğiu, Cihan Oğuz. Denetleme Kurulu: Mustafa Çolak. Cem Liutaş. Ali Kılıç. Disiplin Kurulu: Özer An, Ali Can Bulut, Gülser Çakmak, İb- rahim Orduluoğlu. Kitapseverler ftıarda buluşuyor Hilton Exhibition Center'da düzenlenen 'Kitap 98 Fuan* yazar ve okuyucuları buluşturmayı sürdürüyor. Fuar kapsamında dün '1948 DTCF tasfıyesi -ünKersitede cadı kazanı yillan- Pertev Naili Boratav ve folklor araştırmacılığı- Boratav arşivinin önemi" konulu bir sohbet toplantısı düzenlendi. BÜ Tarih Bölümü Ögretim Üyesi Arzu Öztürkmen'in vönettiği toplantıda Boratav'ın oğlu Korkut Boratav, kardeşi Müeyyet Boratav,folkloraraştırmacısı Sabri Koz ve Tarih Vakfi Genel Sekreteri Orhan Silier birer konuşma yaptılar. CKK standında ise önceki gün Aclan Lraz, Esin Afşar; dün Deniz Som, Necati Cumalı kitaplannı imzaladılar. CKK'nin bugünkü yazar konuklan ise Genel Yayın Koordinatörümüz Hikmet Çetinka\a ile şair Şükran Kurdakul. Fuar 2 nıavısa kadar gezilebilecek. (Fotoöraf:L)ĞU'RDEMlR nomik gücü halka yayma... Eğcr zarar eden değil de kâr eden bir kuru- luş özelleştirilmek isteniyorsa: daha ileri bir üretim düzeyine geçmek söz konusu değilse: ekonomik güç halka değil de iç ya da dış ba- zı odakların elme geçecekse: özelleştirmede "toplumun ortak yaran" bulunduğundan el- bette ki söz edilemez. Toplumun ortak yararının gerektirdiği yer- de özelleştirmeye evet diyen Kemalizm; gene ortak yarann gerektirdiği durumlarda. kamu- laştırmaya ya da yeni kamu girişimleri oluş- turulmasına da evet der. Çevre sorunlarının çözümünde. temel yak- laşımın ne olması gerektiği bellidir: Tüketim fetişizmi kışkırtılmamalıdır. Dayanıklı. en az malzeme ve enerji kullanan tüketim özendi- rilmelidir. Suyu ve güneş enerjisini. ev lerde ve işyerlerinde biriktirip yeniden kullanan, çok amaçlı kültür tanmına yönelen. taşıma ve ula- şım mesafelerini en aza indiren çözümler ge- liştirilmelidir. 1923 Devrimi'nin attığı tohumlarla yeşe- ren kadın hareketi. çagdışı eğilimlere karşı gelişen toplumsal direnişin en önemli odak noktalarından birısini oluşturmaktadır. Kadın hareketi. toplumdaki çarpıkhk ve eşitsizlikle- re karşı köktenci bir başkaldırı olarak kalma- maktadır: aynı zamanda toplum ve insan iliş- kilerini A'dan Zye veniden yapılandıracak bir savaşımın yola çıkış ve dayanak noktası ol- maktadır. Sonuç 7- Türkiye'nin bugünkü çıkmazında, işçisiz bir sol ve solsuz bir demokrasi arayışlarınm rolü yadsınamaz. Bu akıl dışı arayışlar. yolsuzluklar veçözümsüz- lüklerle tıkanan ve çürüyen bir siyasal or- tam oluşturmuştur. Yadsınamayacak bir gerçek de. solun Kemalizmi yadsıyan ke- simlerinin tükenmışliğidir. 1920'lerTürkiyesi'ndeçağdaş anlam- da bir işçi sınifı yoktu. 1923 Devrimi, toplumda var olan güçlerle yürümek zo- rundaydı. 1970'ler Türkiyesi'nde ise, emekçi sınıflann Kemalizme kazandınl- masıyla yeni bir umut doğmuştur. Şim- di çağdaşlıktan yana güçleri biraraya ge- tirecek olan öz de. gene aynı çerçevede aranmalıdır. Demokratik toplumcu düşünceye hem yeni desteklersağlayacak. hem de bu dü- şüncenin eylemini yenileyerek geliştire- cek iki önemli yeni kaynak daçevreci ye- şil ve kadın hareketleridir. 8-Türkiye bugün çok zor bir dönem- den geçmektedir. Ama karşı karşıya bu- lunduğumuz zorluklar, 1920'lerde Ana- dolu devrimini geçekleştirenlerin aşmak zorunda kaldıkları zorluklann yanında çok küçük kalmaktadır. Çıkış yolunun ilkeleri bellidir. O ilke- leri paylaşanların demokratik birlikteli- ği; yozlaşmış yapılann yıkılmasına, dev- letin ve toplumun yeniden sağlığına ka- vuşmasına yetecektir. Gün, karanhğa karşı güçlerin örgüt- lenmesi ve dayanışması günüdür. Ülke- nin içinde bulunduğu ortamdan endişe duyan herkesin, konumu ne olursa ol- sun, mutlaka yapabileceği bir şey vardır. Biz bu bildiriyi imzalayanlar. bu dü- şünceler etrafında dayanışma ve çaba gösterme kararındayız. Partisi ya da si- vil toplum örgütü hangisi olursa olsun; bu görüşleri paylaşan herkesi. aynı yön- de dayanışmaya ve çaba göstermeye ça- ğırıyoruz. imzalar Prof. Dr. Türkân Saylan (ÇYDD Ge- nel Başkanı). Suphi Gürsoytrak (ADD Genel Başkanı), Prof. Dr. Necla Arat( Is- tanbul Kadın Kuruluşları Birliği Genel Koordinatörij). Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı(Öğ. Üyesi-Yazar), Mustafa Ga- zakı(Eğit-Der Genel Başkanı). Dursun Atılgan (Almanya ADD Genel Başka- nı), AydenirTuskan(Türk Hukukçu Ka- dınlar Derneği Bşk). Gültekin Baktır (Türk Kadınlar Birliği Ist. Mer. Şb. Bşk). Ersan Akpir (Türkiye Soroptımıst Ku- lüpleri Federasyonu Bşk.). Gönül tşler (Kadın Haklarını Koruma Derneği Bşk.), Tüten Anğ (Türk Üniv ersiteli Ka- dınlar Der. Gen. Bşk.), Gülsevil F.rdem (Kadın Araştırmalan Derneği Bşk). Gülseven Güven Yaşer (Çağdas. Eğitim Vakfi Bşk.), Nazan Moroglu (istanbul Barosu Kadın Haklan Komisyonu Bşk.). Gülser Orhon (Vakıflar Yüksek Tahsil Yurdundan Yetışenler Kültür ve Eğitim Vakfi Bşk.). DenizŞelimen(Kadın Işgü- cünü Destekleme Derneği Başkanı). Necla Pur (Kadıköy Kadın Platformu Bşk.), Suzan Akpınar (Zonta İş ve Mes- lek Kadınları Derneği Bşk.). Nermin Karsavuran (Gaziosmanpaşa Kadınlar Kültür ve Yardımlaşma Vakfi Bşk), Ay- şe Cebesoy Sanalp (Üniversiteliler Kül- tür ve Eğitim Vakfi Gen. Md.), Güzin Alpan (Türk Kadınlar Konseyi Boğazi- çi Şb. Bşk.), Duygu Şulekoglu (Folklor Kurumu Kadınlar Kurulu Bşk.). CHcay Yezdani (Fatih Kız Liseliler Derneği Bşk.), Aysel Karani (Kadın ve Toplum Derneği Bşk). Perihan Ergun (Ada Dostlan Derneği Bşk), BirnurÖzümert (İstanbul Kız Lisesi Eğ. Vakfi Bşk.), Ne- zahat Köksal (Türk Anneler Derneği Bşk.), Nevriye Eren (IÜ Tıp Fak. Hem- şireleri Der. Bşk.), LynnSaka(Istanbul Uluslararası Kadınlar Derneği Bşk.). Anahit Coşkun (Florance Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu Mezunlan Der. Gen. Sek.), Süreyya Hiç(Kadın Hakla- rını Araştııma ve Geliştirme Der. Bşk.). CenkYaltıraMAydınlanma 1923 Dergi- si Temsilcisi). Güney Bayramoğlu (ts- tanbul Kız Izciler Der. Bşk.). Üdar Etan (Ist. Kız Lisesi Mezunlan \e Mensupla- rı Der. Bşk. Yrd). Biilent Berkarda (Dayanışma Derneği Bşk.).
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle