22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
^umhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yonetmenı Orhan Erinç • Genel Yayın Koordınatörü HikmetÇe- tinkaya 9 Yazıışlen Mudurü Ibrahim Yıldız # Sorumlu Müdur Fikret İlki? • Haber Merkezı Müduru: Hakan Kara 0 Görsel Yönetnıen. Fikret Eser Dı^ Haherler Şinasi Danışoğlu 0 Ktıhbarat Cengiz > ıldınm • Ekonomı Mehmet Saraç • Kultur Handan Şenköken 9 Spor Abdulkadir \ ücelman 9 MaLıleler Sami Karaören 0 Duzeltme Ahdullah \ a a c ı • Fotoğraf ErdoğanKöseoğlu •Bılgı-Belge Edibe Buğra 9 Yurt Haberlen Mehmet Karaç Yavın Kurulu llhan Selçuk ıRaşkan). Orhan Eriırç. Okta> Kurtböke. Hikmel Çetinka>a, Şükran Soncr. Ergun Balcı. Ihrahim Vıldız. Orhan Burealı. Muslafa Balba\. Hakan Kara. AnkaraTemsılcısı Muslafa Balbav Atatürk Bulv an No. 125.fot4.Bakanlıklar-AnkaraTel-ll95020|7hat), Faks: 4195027 • Izmır Tem.sılciM Serdar Kızık, H Zıya BK 1352 S 2 3Tel 4411220, Faks.4419117*Adana TemsılcısrÇettn Yiğenoğlu, tnonüCd I19S No 1 Kat:l. Tel 363 12 11. Faks 363 12 15 Muessese Mudünı Lstün Akroen 0 Koordınatör \hmet Korulsan 6 Mutosebe Bfflml ^ener#ldare Hüseyin Gürer • Işletme Önder Çelik • Bılgı- Işlem Nail tnal • Bılgısa>ar Sıstem Mürihee Ç«er»SaD, Fanlrtkuza MEDYA C: • Vonetım KuruJu Başkani - Genel Mudur Gülbin Erduran 0 Koordınaıor Reha Işıttnan • &enel Vludur Yardımcısr SodaÇoban Tel 514 07 53 - 5119580-5138460-61.Faks 5138463 V j\ımla\an *e Basan: 1 enı Oun Haber Ajansı. Basın \e Ya\ıncıhk A Ş Turkotjjı C u i 19 41 Cağaloğlu 34314 kt PK 246 Istanbul Tel (0 2121 512 05 05 (20 hat) Faks ( O 2 I 2 I 5 P S 5 26 NİSAN 1998 Itnsak: 4.25 Güneş: 6.03 Öğle: 13.09 İkındı: 16.55 Akşam: 20.02 Yatsı: 21.33 L Bulgaristan'da moda • Haber Merkea - Bulganstan'ın başkenti Sofya'da düzenlenen moda göstensınde de ızlevıcıler, tasarımcı Mılena Velıova'nın yaptığı kırmızı gece elbısesıne büyük ılgı gösterdıler. Moda gösterisi Kültür Sarayı'nda yapıldı. Uzayda toz halkası • \\ASHINGTON(AA)- Amerıkalı gökbılımcıler. Dünv a'dan 220 ışık v ılı uzakta, bazı genç gezegenlere \ ücut verdığinı dü>ündükleri bır toz halkası saptadılar. NASA uzmanlarından Michael \Vemer'ın açıklamasına göre. tespıt edılen toz diski. Santor takımyıldızından HR- 47%-A adı verilen yıldızın çevresınde bulunuyor. Dıskın ıçınde de birva da birkaç gezegen \ar. Werner, "Bu toz bulutu. gezegenlenn oluşum aşamasmdakı Güneş sıstemıne çok benzıyor" dedı. Yavru balık avına tepki • ADA.NA (AA) - Dogayı, Haşvanları Koruma ve Yaşatma Dernegı (DOHAYKO) Başkanı Osman Savhan. son zamanlarda yoğunlaşan şa\ru balık avcılığının. bazı türlenn tarıhe kanşmasına neden olacağını belirterek. Çevre Bakanlığı'ndan acıl önlem alınmasıni ıstedi. Patlamanm üzerinden 12 yıl geçti; santraldan yeniden tehlike sinyalleri yükseliyor Sonu gelmeyen ölibıı: Çernobil ÇEVRECİLER SİNOPTA Nükleersiz dünya istemi CENGİZ DEMİREL SfcVOP-ÇernobilNük- leer Santrairndakı patla- manın 12. yıldönümü ne- deniyle Sinop Beledıye- sı'nce düzenlenen "Nüİde- ersiz Yaşam ŞenBğT. bugün 25 çevreci kuruluşun da katılımıyla düzenleniyor. Şenliklere Bergamalılar ile Akkuyu köylülen de katı- lıyor. Sinop Belediye Baş- kanı Ali KaragüIle."Yıır- dumuza nükleer santralya- pınıını düşünenkri bir kez daha aklı selime davet edi- yorum'dedı. "Nükleersiz Yaşam Şen- liği' ıçın yurttaşlar v e çev- recı kuruluş temsilcilen. bugün saat 12.00"de kent gi- nşındekı termınal önünde toplanacak. Buradan yak- laşık 2 kılometrelık vürü- yüşe geçılecek. Yürüyüş sonrası Ugur Mumcu Mev - dam'nda Nükleer Yaşam Şenlığı başlatılacak. Çeşit- lı sanatçılann yanı sıra Si- nop Belediye Konservatu- \an da burada bir konser \erecek. Sinoplu balıkçılann tek- neleriyle denıze siyah çe- lenk bırakmalanndan son- ra nükleer santralın yapıla- cağı tnceburun'a gidecek olan eylemciler. burada ÇevTe Dostlan Demeği"nce hazırlanan rüzgâr gülleri- ni dikecek. Sinop Belediye Başkanı Ali Karagülle. şenlikle il- gili olarak tüm çevrecileri Sinop'a çağırdıklartnı be- lirterek şunlan söyledı: "Yurdumııza nükleer santral vapımını düşünen- leri bir kez daha aklı seli- me dav«t ediyorum. Ger- çekleri çarprtarakinsanla- nn kafalannı kanştırarak bir verlere varmak istiyor- lar. Bizekuşaklar bmu borç, sakat çocuk. kanser. ve ölümcül bir miras bıraka- cak yeni ÇernobiUer'e ha- >ır diyoruz. Tüm bunlara e\et diyen kafalara da ya gerçekleri öğreteceğiz ya gönülden kabullenmeseİer bDe \-azgecirtecegiz. Bun- da kararlıyız." Diğer etkinlikier tzmır'de SOS Akdenız Derneğı'nce yapılan açık- lamada. yalnızca Çernobil faciasımn bıle nükleer sant- rallardan neden \azgeçil- mesıne somut bir örnek oluşturduğu belırtıldı. Açıklamada. "Nükleersa- ücılan Çok Yönlü ^aüran- lar Anlaşması ile iç hukuk denetiminden kurtulmaya çalışı\orlar. Kğer imzala- nırsa. Bergama'nın da \k- kuyu'nun da sonuçta Tür- kiye'nin de sonu olacak" denildı. Sılifke'de Çernobil kur- banları anılacak. Akku- yu'nun Çernobil olmama- sı ıçın de çağrı yapılacak. Büyükeceiı köylülen. Nük- leer (Carşıtı Heykel önün- de toplanıp çıçek bıraka- caklar Almanya'daki nükleer karşıtı etkınlıklere katılan Nükleer Karşıtı Platform üyelerinden AynurTuncer. Türkiye'ye kurulması plan- lanan santralın engellen- mesi için destek ısteyecek. Doğu Akdeniz çe\re ör- gütleri Samandağ, Antak- ya, Iskenderun. Osmanı- ye. Adana, Maraş, Pozan- n. Tarsus \e Mersin'de nük- leer karşıtı etkinlikier düzenleyecekler. Dünya. üzerinden ullar geçmesine karşın Çernobil faciasını unutmadı. Güne\ Kore'de önceki gün düzenlenen eylemle. Çernobil'in 12. yıldönümünde nükleerenerji protesfo edildi. (AP) Bilim adamlanndan uyan Nükleer Fızıkçı Prof. Dr. Havrettin Kılıç: "Çernobirdeki 4 No'lu reaktörde 1986>ılında- ki kazadan sonra geri kalan enkazda hâli yakla- şık30 ton L-235 veyanm ton P-239 içeren reak- tör koru bulunmaktadır. Kazadan sonra geriye ka- lan nükleer \akitlar \e atıklar her an kririk küt- leye ulaşıp >eni patlamalara neden olahilir. \etk> liker enkaz halinde a\akta duran reaktör binası- nın her an çökme tehlikesi ile karşı karşı\a oldu- ğunu bildirmektedirlcr. Son \apılan araştırmala- ra göre. ak,ak dozlu rad>as>onun sanılanın aksi- ne insan vücuduna zararlıolduğu saptanmıştır. Nük- leer santrallann vakınında \aşayanlarda göriilen yüzde 400'lük kanser vakası artışlan. normal ol- mayandoğumlar,>a> gm lösemi hastalıklan bunun bilimsel ispatı olarak gösterilmiştir..." Nükleer Mühendis Prof.Dr. Tolga Yarman: "Nükleer reaktörden çıkan yanmış, yakjtlan. kazadan beladan uzak şekilde 250 bin > ıl sakla- martiLz gerekiyor. Nükleer atıklar 250 bin yıl ne- rede saklanacaktır? Bu hiç kuşkusuz çok ckldi bir meseledir. Hk; bir teknisyen ya da bürokrat. çizmeden>ukançıkmamaİL250bin>ıun 'kefılı' olmaya yeltenmemeiidir. Hiç kimse, nükleer sant- ralıTürkhetçin'teknik bırzorunluluk" olarakgös- termesin. Bu, siyasi bir seçenekve karar. İ Ikemiz- de nükleer enerji üretimine bugün için adım at- mak, "korkutucu bir serencam" olarakgörünmek- tedir. Binlerce kilometre ötemizde mevdana gel- miş Çernobil nükleer kazasuıın. üzerimizdeki et- kileriv le dahi başa çıkmada ne denli zoıiandığınıızı bu arada anımsamak pek verinde olur." • Çernobil'de oluşan çatlaklardan sızan radyasyon dünyayı kirletmeye devam ediyor. Nükleer santralda görev yapmış uzmanlar tüm dünyaya çağnda bulunarak beton lahdin bir an önce yenilenmesini istiyorlar, ama seslerini kimselere duyuramıyorlar. ÜMİTOTAN İZMİR- Radyasyona bulanmış. ölüm saçan bir eşyayla, başka bır nesne ara- sında ne görüntü. ne koku. ne tad olarak bir aynm olmuyor. Ölçüm yapılmadığı takdirde bırbinnin aynı gibi görünüyor- lar... Radyoaktif kirlenmenin belki de en korkunç yönü buydu... Çernobil"den bize uzanan radyasyonu bu nedenle algılayamadık. Bu nedenle yetkililer bize yalan söyledi. Bu neden- le radyasyonlu çaylan içirip, fındıklan yedirdiler. 26 Nisan 1986 "daki Çernobil felaketi ne ılk ne de sondu. 11 Ekim 1991 'de Çernobil'in 2 no'lu reaktörün- de başlayan yangın. neredeyse 1986'da- kı facianın yinelenmesine yol açacaktı. Kazadan sonra hükümet. bu üniteyi ka- patmaya karar verdi. 21 Ekim 1993'teUk- rayna Yüksek Sovyetı kapatma karannı bozdu, santral yeniden çalışmaya başla- dı. Çernobil patlaması, Ukrayna ve ara- lannda Türkiye'nin de bulunduğu birçok Avrupa ülkesinde halk sağlığı, ekonomi \e çevre açısından büyük tahribata yol açtı. Radyasyondan etkilenen insanla- nn acı sonuyla ilgili rakamlarhergeçen gün arttı. Kansere yakalanan Çernobil ço- cuklan "örnek obun" diye tüm dünya- yı gezdiler. Içlerinı döktüklen mektup- lar. şiirlerçeşitlı gazete. dergi, radyo \e televızyonlarda yayımlandı. Çemobil'de bugün çökmek üzere olan beton lahitın nasıl onarılabileceğinin "*kara tasası" yaşanıyor. Oluşan çatlak- lardan düny amıza sızan radyasyon. yağ- murla bırlikte nehirleri kirletiyor. Dini- eper nehri radyasyonu Karadeniz'e ta- şıyor. Çernobil Nükleer Santralf nda görev y apmış uzmanlar tüm dünyaya cağn ya- parak beton lahitin bir an önce yenilen- mesini istiyorlar ama seslenni kimsele- re duyuramıyorlar... Nükleer facialan görmezden gelip ne pahasına olursa olsun "atom santralla- n" pazarlamak için her şeyı göze alan- larla buna karşı direnenlerin kavgası ya- şanıyor. Çernobil 'i küçümseyen. ve konuyla il- gili sürekli yalan söyleyen çevreden bi- haber yetkililerimizin inatlan. termik santraller ve Bergama'yla ilgili uygu- lanmayan yargı kararlan. ülkemize ile- ride bir nükleer santral kurulması halin- de başımıza neler gelebileceğini göste- nyor; korkutuyor. ürkütüyor... Çünkü radyasyona bulanmış insan ve çevreyle bulanmamış olan arasındaki fark önceleri gözle görülmüyor. hisse- dilmiyor. kokusu duyulmuyor. Yıllar geçtikçe başa gelenlerin boyutu ortaya çıkıyor... Her şey için çok geç oluyor. Kor- ku büyüyor, hiç bitmiyor... 12 VTI önce bugün Ukrayna ÇemobıPdeki RBMK-1000 tipindeki nükleer santralın 4 no'lu reak- törü "infilak" ettiğinde "kalbindekj" toplam yakıtının yüzde 70'ini tüm dün- yaya savurdu. Isveç patlamadan 48 saat sonra ölçüm cihazlannın alarm verme- siyle olayın farkına vardı ve tüm dünya- yı uyardı. Almanya. Avusturya. ltalya ve Finlandıya'dan gelen radyoaktivite yük- selmesı haberleri birbirini izledi. Patla- manın üzerinden neredeyse iki aya ya- km bır zaman geçtıkten sonra 13-22Ha- ziran 1986'da Karadeniz bölgemızde ya- pılan araştırmayla ilgili raporda. "Sez- yum izotop seviycsi su içindeki partikül- lerde ve sudaki tek hücreli canlılarda doğrudan ölçülebilecek seviyede bulun- maktadır Radyoaktivite miktannın bir homba döküntüsünün iki kab seviyesin- de olduğu belirlenmiştir'* görüşü yer alı- yordu. Ukrayna parlamentosu Nükleer Güven- lik ve Enerji Sektörü Komisyonu Baş- kanı Juri Stacherbak. "Avrupa'mn or- tasında atom savaşı olmuş gibi*' yaklaşı- mı getınrken. Ukrayna başbakan vekili 1991 yılında yaptığı açıklamada. "Arök gizlevecek bir şey yok. Şu anda l'kray- na'da 36 bin kilometrelik bir alan radyo- aktif maddelerin etkisi altında. Patlama- dan etkilenen 1.8 milvon Lkraynalıdan 480 bini çocuk" diyordu. Çernobil faciası Avrupa'dan daha çok ülkemızı etkiledi. lsveç tüm dünyayı aya- ğa kaldırmıştı ama bizi hareketlendirme- ye gücü yetmemişti. En yoğun etkilenen Karadeniz, Trakya ve Kuzey Ege'de hiç- bir uyan yapılmadığmdan küçük bebek- ler ve hamile kadınlann korunması müm- kün olmadı. Radyasyonlu gıdalan yedi- ren başta zamanın Atom Enerji Kurumu Başkanı Ahmet Yüksel Özemre olmak üzere hiçbir yetkilı hakkında soruştur- ma açılmadı ve kımse yargılanmadı. SAK ÜSTÜNDE MÜJDATGEZEN Bilim ve sanat Kendimı bildiğim günden bu yana sanatçı olduğumu sanıyorum. Sanata âşığım. Ama şu gerçeği de teslim etmem gerekiyor ki bilimin yeri bir başka. Sanat insanı manevi yönden mutlu etmeyi amaçlar. Ama bilim öyle degıldır. Bır bılım adamı insanlığa yararlı olmak için gecesını gunduzune katar, çalışır. llaçlar icat eder, elektrıği bulur, atomu parçalar; fırtınalan, kasırgalan önceden haber almamızı sağlar. grıp olmayalım diye aşılar bulur. Bilim adamı başkadır. Bu, sanatçıyı küçümsemem anlamına gelmez. Ben bilim adamının hakkını nasıl teslim etmemız konusunda söyledim bunlan. Yoksa yüzyıl sonra yeniden dünyaya gelsem gene sanatçı olurdum. Mesleğime âşığım. Şuradan iki satırla sıze seslenebılmem bile bu mesleğin güzel özellıklerinden kaynaklanıyor. Bu ülkede bilim adamlan hiçbir zaman sanatçılann çektiklerinı çpkmediler ve belkı de o nedenle bılım adamı çok çıkmıyor. Kazım Hün Onu küçük yaşlannda Şehir Tıyatrolan'nda tanıdım. Çok yetenekli bir oyuncuydu. Geçen yıl yjtırdık Kazım ı Bır yakın arkadaşı, onu kimsenin anmadığından yakınmış. Haklı. Hepımiz her şeyi unutur olduk. Bana bunu anımsatan Ahmet Çakmak'a teşekkür ediyorum. Vefasız mı olduk nedır?.. Çocuklar için Sevgili arkadaşlar... 23 Nisan sizin bayramınızdır. Kutlu olsun. Benim de bayramım sayılır, çünkü ben çocuk olmayı elden bırakmak istemiyorum. Bu hafta sizlere bir küçük şiirimi bayram armağanı olarak gönderiyorum: Oyuncak Tabancam Bır oyuncak tabancam var/ Onu çok seviyorum Tetiğıne basınca/Ucundan çıçek çıkıyor Keşke bütün tabancalar/ Hepsi, hepsı böyle olsa Tetiğıne bastınız mı/ucundan hep çıçek çıksa. Bana gelenler 7i Ç pa Ayınlerı - Koral Çalgan / Muzık Fıkraları - Ahmet Altan Ekşioğlu / English For ÖYS - DERGİLER: Guney (Hatay) - Oğretmen Dünyası - ADD İleti - Oluşum - Çalı - Gurbet - Tömer - Yazın - Karikatürcüler Der. izmirŞb. Dergisı... CD'ler: Dedeman Topluluğu "Operetlerden Müzıkallere", Yeni Dünya "Akrep" Orijinal Tiyatro Müziği. Yazan: Eşber Yağmurdereli - Müzik: Kemal Günüç • izmit Şehir Tiyatrosu. Kızılay ile kan bağışı kampanyası düzenlemış. • ADD Emet Kütahya yardımlarınızı beklıyor. Ben.kitap gönderdim. Emre'nin kitabı İ nsan bazen: "lyi ki böyle bir dostum var" diye geçirir ya içinden. Işte "Yirmibırincı Yüzyılda Türkıye"yı okurken ve bu kitabından dolayı pek çok ödül kazanan Emre Konşar'ı ekranlarda ızlerken, bu düşünceyi duydum. "lyı kı Emre gıbı bır dostum var." Gerçı sık sık birbinmıze böyle sözler söyleyip "iki sağırlar birbırını ağıriar" muhabbetinı sıkça yaparız ama, Emre gerçekten başka bır adam. 725 sayfalık muhteşem kitabını en geç 2000 yılında bitireceğımı umuyorum. Çünkü salt okumakla kalınmayıp satır satır, altı çizilecek bir yapıt, bır emek abidesı. Yalnızca kaynakçaya baktığınızda ne demek ıstediğimi daha iyi anlayacaksınız. Bu denlı kısa sürede üçüncü_baskıya giren bu kitabı ne yapıp yapın edinın ve okuyun. Uzun yılların suzgecinden geçirilerek kotanlmış ve her satın bir bilim adamının, yaşadıklanndan öğrendıklerini bilim teknesinde yoğurarak ortaya çıkarttığını göreceksiniz. Emre Kongar'ı birkaç kez kutluyorurn. Bır kitaba bu denli emek verdiğı için, odüller ald'ığı ıçın ve bize daha pek çok kıtap yazacağı için. Beğenilerimiz Birşiirin kendi mantığı vardır. Bazen saçma bir dize çok şey anlatabilir. "Rakı şışesınde balık olsam" saçma bir şeydır ama, güzeldır. Şaire hükmedilmez, o dilediğince yazar, beğenilır ya da beğenılmez. Şarkı sözü de bır anlamda şıırdır. Burada da sözü yazan saçmalayabılir. Ama saçmanın mantığı içinde... Son yılların en çok beğenilen şarkısı acayip saçma bir şarkı. Dillerden düşmüyor. "Bu devirde kımse sultan değil, hükümdar değıl bezirgân değil" diyor şarkı. Şimdi bu saçmalığı eğer bılerek yaptılarsa ne güzel... Ama öyle değil. iş cehaletten kaynaklanıyor. Çünkü bezirgânı şair önemli biri sanıyor. Tıpkı hükümdar, sultan gibi. Oysa bezirgân; Yahudi tüccar... Yani, subay rütbelerini sayarken: yarbay, albay, marangoz dıyebilir misiniz?... Olmaz... Sonra asıl saçmalık şurada: Bu devirde neden kimse sultan değilmış? Brunei Sultanı öyle bır sultan ki, dünyanın en zengini. Clinton da pekâlâ hükümdar. Dünyanın bir ucundan ta öbür ucuna hükmediyor... Bezirgâna gelince; milyonlarca kişi bu ışi yapıyor. Bunun neresini düzelteceğiz?.. Anlayacağınız, tüm bu şaka örnekleri bir kenara bırakacak olursak da, beğenilerimiz değişti. Saçma olsun diye yapılan bir şeyin yerine iyi olsun diye yapılan saçmalıkları beğeniyoruz. Dinozor aldınız mı? Çağcıl gülmece dergisi... Hemen alın. • MSM Oyuncuları çarşamba, cumartesi Ziverbey'deki MSM Salonu'nda oynuyorlar. • Fidan dikme zamanıdır. 348 80 72'den fidanlannızı edinebilirsiniz. «Tiyatro Esek "Manda Adında BirAlık"\ Karaca Tiyatro'da oynuyor. Izleyin. • Ateşböceği Ercan'ın "Telebulmaca"sını izleyin, çok güzel. Cihan Demirci Onu gerçekten hem seviyor, hem beğeniyorum. Yıllarca birlikte çalıştık. Genç, dinamik, iyi niyetli ve yaratıcı bir mizahçıdır Cihan. Son kitabı "Aklımızda Hayırlı Olsun"u okudum. İçinden seçtiğim bir iki aforizmayı sizlere aktanyorum. Cihan'ı da yeni yapıtından dolayı kutluyorum: • DOSTLUK ÇABA İSTER. UŞENENİN DOSTU OLMAZ. • ÜLKEMİZDEKİ POLİTİKACILARIN DUDAGINI DEĞİL CİĞERİNİ OKUMAK YERİNDE OLUR. • O KADAR KUSUR KADI KIZINDA OLURDU. BU KADAR KUSUR TANSU KIZIMIZA MAHSUS. A ntimedya diye küçük bir /»gülmece dergisınde "Küfür, meşaz ve övgüler" adlı bir bölüm var. Burada Göztepe'den Erol Soysever adlı biri, benım bu sütunlarda Çetin Altan'ı övmemı pis bir dille eleştirmiş. Eleştiri önemli bir şeydir. Bu kimse sanınm genç, deneyimsiz, biraz da işe yaramayan biri olsa gerek. Çünkü "Bu sütunun boş ve gereksiz yazılarta dolu" olduğunu Soytarılık söylerken dolayısıyla benim yazılanmı okuduğunu da anlatmış oluyor. Böyle tipler vardır. Hem bir iş yapmazlar hem de yapanları eleştirirler. Bunların içinde işı hakarete vardıranlan da çoktur. Ünlü birine, herkesin içinde hakaret edip akşama evde veya kahvede "Bugün falancayı bi fırçaladım aklın durur" diye geri zekâlıca övünürler. Insanlar ne emeklerle nereye geliyor, neler çektiler bu insanlar bugüne değin, böyle tiplerin umurunda değildir. Âslına bakarsanız bu tipler de kimsenin umurunda değildir. Yanıt vermeye değmez. Ama başka bir basın organında çıktığı için böyte soytanlara "kendine gel" demek de gerekiyor yani... Böylece Antimedya'yı merak edip alanlar olursa da iyi olur, çünkü sevimli bir dergi... Pazarın fıkrası İB Şehir Tiyatrolan Dramaturgu Tank geçenlerde bır fıkra anlattı. Bu hafta pazann fıkrası yaptık onu. Bir belgesel film için üç köpek gerekmiş. Biri bir filozofun, biri matematikçinin, bin de bir aktörün köpeği... Önce filozofun köpeği başlamış çekimlere. Önüne bir yığın kemik koymuşlar. Köpek bu kemikleri bir daire biçiminde dızmiş ve başlamış çevresinde dönmeye. Sonra matematikçinin köpeğini almışlar. Koymuşlar önüne kemikleri. Köpek son derece titiz sıraya dizmış kemikleri.. cinslerine göre ayırmış. Stra gelmiş aktörün köpeğine. Köpek önce bütün kemikleri bi güzel yemiş. Arkasından diğer iki köpeği becermiş ve yönetmene dönerek "Abi acaba iş kaçta biter, benim başka bir sette işim var da" demiş... Tayyip 22 Nisan Çarşamba saat 11.30. Kanal 7 Tayyip Erdoğan'ın Saraçhanebaşı Bİ. Sarayı'ndaki konuşmasını naklen veriyor. Tayyip, on binlerce kışinin gözünün içine baka baka yalan söyleyerek "Beni mahkûm eden sözlerimi aynen bant çözümü olarak okuyorum sizlere" dedi ve "camiler kışla, kubbeler kalkan, minareler süngü" bölümünü okumadı. Demek ki söylemedi bunlan. Ama biz duyduk. Televizyonlarda yayımlandı. İnsanlar insanlara bu kadar kolay yalan söyleyebiliyorlarsa onlardan korkulur. Tayyipien korkulur. Canlı yayında yalan söylüyor, hem de on binlerce kişiye. Aziz Nesin ilköğretim Okulu Uzunköprü'den Ünal Kardeş: 10 milyon / Bursa'dan A. ilhami Kandora: 5 milyon / Murat Nail Köken: 10 milyon / Baha Esat Köken: 5 milyon / Hacettepe Ünıversıtesı Tıp Fak. Dr. Sema- Can Özer 20 milyon / Belma- Aysel Berktan: 10 milyon / Zülâl Benlioğlu: 20 milyon / Zeliha Keskin: 30 milyon / Melahat Atılgan: 5 milyon / Özgür Ünlü: 5 milyon / Kadir Ünlü: 5 milyon / Burçin Ünlü: 5 milyon / Ülkü Ünlü: 5 milyon. Bağışlarınız ıçın hepınize teşekkür ediyoruz. Vakıfbank/Çatalca Şubesi. ^ u n a ^ a s i z e m eslek grubu içinde "Hıyarağalan" olarak anılan hıyarlardan söz edeceğim. Asıl adı hıyar olan bu, sofralann lezzetli yıyeceğine, nedense ayıp olur diye, hıyar yerine kibarca salatalık demeyı yeğlenz. Oysa hıyar pekâlâ hıyardır ve hıyar demek ayıp falan değildir. Bu ayıp, insanoğlunun yaptığı hıyariıklardan kaynaklandığından, hıyara da hıyar demek ayıp sayılmış ve onun yerine salatalık denmiştir. Yoksa hıyar hıyardır ve bunu kimse değiştiremez. Hıyarağalığı mesleğine kısaca, hıyar dersek, memleketımizde bu seçkin mesleğin mensupları oldukça fazladır. Bunlann pek çoğu aslında mesleksızdir. Sağa sola pıslik atıp, önemsenme gereksınimiyle ona buna mektup yazan meslek erbaplarıdırlar. Hıyariıklarının haddı hesabı yoktur. Her yapamadıkları işe maydanozduriar. Bu bakımdan kendilenne bu meslek yakıştırılmıştır. Yoksa kim kime durup dururken "hıyarağası" der? Pazarlık ve duvarlık sözler CANINIZ EĞLENCE İSTİYORSA UZAĞA GİTMEYİN, KENDİNİZLE EĞLENİN... Beni güldürenler /"Vscukluktan gençlığe geçtiğimiz yıllarda Istanbul whalkı ilk kez sinema reklamları ile tanıştı. Bu, taksitle sârış yapan bır mağazanın reklam filmiydi. Firmanın ismi Rıdvan Umay'dı. Ekrana on tane mayolu genç kız çıkar, birdenbire arkalannı dönerler ve sırtlannda -her birinde bir harf olmak üzere- Rıdvan Umay yazardı. Kızlar da koro halinde "Rıdvan Umay" derlerdı ve reklam filmi biterdi. Dedim ya, delilik yıllanmız. Bu reklamı ikincisinde ezberiedik. Kızlar koro halinde konuşmadan önce biz karanlıkta yüksek sesle bağınrdık: "Sizi kim öptüüü?" Ekrandaki kızlar bir ağızdan: "Rıdvan Umay" derierdi. Tüm sinema seyircisi gülerdi buna, biz de gülerdik tabıi. YAZIŞMALARINIZ İÇİN: ZİVERBEY NO: 48 KADIKÖY- İSTANBUL ADRESİ YETERLİDİR. İNTERNET İÇİN: softdizayn. com tr./MSM.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle