Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26 NİSAN 1998 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Çanakkale
Savaşı'nın
yıldönümü
• ÇANAKKALE (AA) -
Çanakkale Savaşlarf nın 83.
yıldönümü için dün Şehitler
Abıdesi ve Anzak Koyu'nda
törenler düzenlendi. Anzak
Koyu"nda düzenlenen
törende konuşan Yeni
Zellanda Genel Valisi
Michael Hardie Boys. bu
savaşm halkı açısından
büyük önem taşıdığını
söyledi. Şehitler
Abidesi'nde yapılan ve 8
ülke temsilcisinin katıldığı
uluslararası törende ise Türk
Silahlı Kuvvetleri adına
konuşan Kurmay Albay
Tahsin Dağcı. Türk
miUetinm bu savaşla
bütünleştiğini bildirdi.
Sendikacıyı
döven polisler
• MLĞLA (Cumhuriyet) -
Muğla Emniyet
Müdürlüğü'nde görevli biri
komiser altı polis hakkmda.
Haber-Sen Muğla Şube
Başkanı Erol Çağlayan'ı
gözaltında dövdükleri
gerekçesiyle TCK'nin 245.
maddesine göre
yargılanmalan istendi.
Çaglayan'ın, Terörle
Mücadele Şubesi'nde
dövüldüğünü raporla
kanıtladığı belirtildi.
Haklannda kamu davası
açılan polislerin
duruşmasının 13 Mayıs'ta
Asliye Ceza
Mahkemesi'nde yapılacağı
belirtildi.
Alıyorlar
ödemiyorlan
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - FP Trabzon
Milletvekili Kemalettin
Göktaş'ın soru önergesini
yanıtlayan Devlet Bakanı
Refaiddin Şahin. 1984-Ocak
1998 tarihine kadar Emlak
Bankası"nın 17 bin 750
firmaya 1.8 katrilyon liralık
limitli kredi verdiğini
açıkladı. Bu kredilerin 10.5
trilyon liralık bölümünün
medya kuruluşlanna
verildiğini bildiren Şahin, 7
bin 932 borçlunun bankaya
olan yükümlülüklerini
yerine getirmediğini
kaydetti.
Kara şehitJeri
anıldı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Kara şehitleri dün
Cebeci Askeri Şehitliği'nde
düzenlenen törenle anıldı.
Kara Kuvvetleri Komutanı
Orgeneral Hüseyin
Kıvnkoğlu. törende şehitlik
özel defterine "Laik
Türkiye Cumhuriyeti'nin
yılmaz bekçileri
olacağımıza söz veriyoruz"
diye yazdı. Törene
Orgeneral Kıvnkoğlu'nun
>anı sıra Kara Kuvvetleri
Komutanlığı Kurmay
Başkanı Orgeneral Necdet
Timur, askeri yetkililer. şehit
aileleri ile yakınlan katıldı.
Yahya Uslu,
toprağa verildi
• tZMİR(AA)-DYP
Manisa Milletvekili Yahya
Uslu'nun cenazesi, Bostanlı
Camii'nde kılınan namazın
ardından dün Bornova'da
toprağa verildi. Geçirdiği
rahatsızlık sonucu vefat
eden 62 yaşındaki L'slu'nun
cenaze namazını, Diyanet
lşlen Başkanı Mehmet Nuri
Yılmaz kıldırdı. Cenaze
törenine Uslu'nun ailesi.
yakınlan. tzmir Valisi Erol
Çakır. Manisa Valisi
Muzaffer Ecemiş. lzmir
Büyükşehir Belediye
Başkanı Burhan Özfatura.
Mehmet Ağar. Tevfik Diker,
Ufuk Söylemez. Nahit
Menteşe, Namık Kemal
Zeybek ile lzmir ve
Manisa'nın bazı ilçe
belediye başkanlan ve
partililer katıldı.
saldım ginişimi
• ZONGULDAK(AA)-
Zonguldak'ın Kozlu Beldesi
Belediye Başkanı Yusuf
Kaldıya saldın girişiminde
bulunuldu. DSP Milletvekili
Tahsin Boyar Bayçık ile
birlikte Zonguldak Belediye
Başkanı tsmail Eşref'i
ziyaret eden Kaldı'nın
yanına yaklaşan bir kişi,
kendisini tehdit ederek
saldırmaya kalkıştı. Kimliği
açıklanmayan ve Kaldı"ya
yumruk vurmak isteyen kişi
çevredekiler tarafından
etkisizhale getirildi.
Olaydan sonra gözaltına
alınan saldırganın. Kaldı'nın
şikâyetçi olmaması üzerine
serbest bırakıldığı bildirildi.
CHP'li Gürkan, Karakaş, Oktay ve Sağlar'dan Baykal ve Yılmaz'a ağır eleştiriler
'Bedeli Türkiye öder'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başba-
kan Mesut Yılmaz ile CHP Genel Başkanı
Deniz BaykaTın 1999 ilkbahan için erken se-
çimde anlaşmaları. CHP'de parti içinde de
tepkiye neden oldu. CHP tzmir Milletvekı-
li Aydın Güven Gürkan. İstanbul Millerve-
kili Ercan Karakaş. Ankara Milletvekilı Sey-
fı Oktay \ e tçel Millenekıli Fikri Sağlaror-
tak açıklama yaparak iki lıderi "sorumsuz-
lukla" suçladılar. Millenekillen. Baykal'ın
"seçimi bir yandan parti içi egemenliğini pe-
kiştirmek amacıyla baskı unsuru olarak kul-
lanırken diğer >andan da Yılmaz'ı uzlaşma-
ya zorlamak için Yüce Divan fjrsaö varattı-
ğmT sa\ unarak. "iki liderin hatalanvla olu-
şan tabtonun çok ağır bedelini bütün Türki-
ye'nin ödeyeceğini'' söv ledıler.
Gürkan. Karakaş. Sağlar ve Oktay, parla-
mentoda düzenlediklen basın toplantısında.
Yılmaz-Baykal görüşmesinde alınan karar-
lan "rejimin içinde bulunduğu koşullarda
ahnabilecekenvanlışvesonımluluktan uzak
kararlar" olarak niteleyerek ağır eleştiriler-
•Yılmaz-Baykal seçim anlaşması CHP'yi karıştırdı. Dört
milletvekili yaptıklan açıklamada. liderleri Baykal'ı fırsatçılıkla
suçladılar. Baykal'ın seçimi parti içinde egemenlik kozu olarak
kullanacağını söyleyen milletvekilleri, Yılmaz'ı ikna için de Yüce
Divan fırsatı yarattığını belirttiler.
de bulundular. Dört milletvekili tarafından
kaleme alınan \e Aydın Gü\en Gürkan ta-
rafından okunan metinde. bu kararlann alın-
masında "CHP' nin de oylanyla Yılmaz hak-
kında Meclissoruşturmasıacılmışolmasının
belirlevicibirrolovnadığT sa\unuldu. Açık-
lamada. herıki liderin "kendipartilerininve
TBMM'nin iradesini yok saydıklan" görü-
şüne yer \erılirken şö\ le denildi:"Kararla-
nn parti iradelerine vç Meclis iradesine ipo-
tek konularakalınması ve demokratikolma-
yan bir seçim hükümeti modeli öngörülme-
si. ara rejim heveslilerini cesaretlendirebile-
cek bir ortanı varatmaktadır. Haziran
1997'de Çiller ve Erbakan'ın yaşama geçir-
meye çalıştıklan "Başbakan değışimi mode-
li'nin öyküsü unutulmamalıdır. Onlar da
kendi iradelerini yeterli sayıp başta Meclis,
cumhurbaşkanı ve kamuoyu olmak üzere
başka iradeleri yok saymışlardı. Alınan ka-
ra rlar sonuçlan çok ağır olabilecek bir > öne-
tim boşluğu da >aratmıştır. Artık ne gerekli
ekonomik kararlar alınabilir. ne dış sorunlar-
da etkili olunabilir. ne vergi. sosyal güvenlik,
verel vönetim gibireformlaryapılabilir. ne va-
at edilen demokratik açılımlar gerçekleştiri-
lebilir. ne Susurluk çözülebilir. ne de siyasal
dincilikk başedilebilir."
Ülkedeki bunalımın daha da ağırlaşacağı-
nı \e bundan "teröre.anarşiye.köktendinci-
liğe bel bağlayan güçlerin \arar sağlavacağı-
nı" kaydeden mıllet\ekilleri. "Ortaya çıkan
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
hatalı tabio. Baykal'ın seçimi bir baskı unsu-
ru olarak kullanıp kendi ekibinin parti içi
egemenliğini pekiştirmeçabasıyla, Yılmaz'ın
"Ben ülke> i yönetmek. enflasyonu düşür-
mek. irtica> i yenmek istiyorum. Ama Bay-
kal bırakmıyor" stratejisinin çakışmasının
ürünüdür" görüşünü öne sürdüler. CHP'li-
ler toplantıda. •'Sayın Baykal. Sayın Yıl-
maz'ın kendisiyle bir u/Jaşmaya razı olma-
ması durunıunda. onu da Yüce Divan'a gön-
derebilmefirsannıeldeedebilnıiştir"' görüşü-
nü bıldirdiler.
Açıklamada "iki liderin siyasal çıkarlan.
zaaflan ve değerlendirme hatalanyla olusan
tablonunçokağır bedelini bütünTürkiye'nin
ödeyeceğT savunularak Baykal'ı hedef alan
şu eleştinlere yer \erildi:u
Geçmiştede siya-
sal tarihimizin en köklü kuruluşu yeniden
açıldıktan sonra. bugünkü \ önetim anlayışı
tarafından yine bir hizip partisi haline geti-
rilmiş. bu görünümle sandığa gidilmiş ve so-
nuçlan da görülmüştür. Şimdi yine aynı vo-
la çıkılmıştır. Yöl aynıysa vanlan yer de yine
aynı olacakür. Fatura ne ya-
zık ki tüm toplumca taşına-
caknr. CHP de toplumun
kendisine çıkarttığı faturayı
ödeyecektir. Bir büyük ve ta-
rihi gelenek. radikal dincilik
ve baskıcı milliyetçilik karşı-
sında toplumumuzun de-
mokratiköztemi. mihonlann
umudu olmaktan çıkacak&r,
çıkmak üzeredir. ıtirazımız
erken seçim yapılmasına w-
neh'k değil. karann alınış bi-
çimine, amacına. zamanla-
masına ve içeriğinedir."
Milletvekilleri daha sonra
kendilerine yöneltilen soru-
lan yanıtladılar. Karakaş, bir
soru üzerine parti içinde ve
tabanında kendileriyle aynı
görüşleri paylaşanlar bulun-
duğunu belirtirken. Fikri
Sağlar "parti örgütlerinin >«
millervekillerinin seçim teh-
didiyle disipline edilmek is-
tendiğini" savundu. Sağlar.
başka bir soruyu yanıtlarken
"hükümetin bugünden itiba-
ren bir seçim hükümeri olma
noktasına geldiğini" söyler-
ken. "Partiden istifavı düşü-
nüvor musunuz" sorusuna
"Bu bugün verilecek bir ce-
vap değil. Bugün için uyan-
mızı yapıyoruz. Bu uvannın
sonucunda neler olacağını
hep berabergöreceğiz" yanı-
tını verdi.
• ı . • - • • - * • • • - - - -
DSP lideri Ecevit ve DTP Hderi 6îftdöruk, 'ekimde yeni hükümet' formülüne tepki gösterdi
Seçime ortaklardan destek yokANKARA/ESKİŞEHİR (Cumhuriyet) -
Koalisyon ortaklan; CHP Genel Başkanı
Deniz Baykal'la Başbakan Mesut Yılmaz'ın
görüşmesinde uzlaşılan "ekimdeveni hükü-
met, 1999 ilkbahannda çifte seçim" kararı-
nı değiştinyorlar. Başbakan Yardımcısı Bü-
lent Ecevit. toplumun her kesıminden tepki
alan bu formülün değişeceğini belırterek
"Bu fikir doğarken ölmüşrür: havırlı da ol-
du" dedi. DTP Genel Başkanı Hüsamertin
Cindoruk. bağımsız başbakanın bulunduğu
birhükümette yer almayacaklarını \e güve-
noyu vermeveceklerini söyledi. Sanayi Ba-
kanı Yalım Erez. "Türkiye
tam istikran yakalamaya
çalışırken alınan bu kara-
nn istikran bozacağına ina-
nıyorum" dedi.
Ecevit. Cumhuriyefe
yaptığı açıklamada şu gö-
rüşleri dile getirdi: "Deniz
Bav kal'ın şarttanna toplu-
mun her kesiminden tepki
var. Bir kişi çıkıp da" Deniz
Baykal haklf demedi.Ola-
cak şey değil. Bu kadar top-
lumun her kesiminden tep-
ki alan birformül herhalde
daha doğarken ölmüşrür.
Türkiye'nin en az bir yılı
heba olacak. Reformlar ak-
savacak. Refbrmlara destek
olacakmış. Arkasında siyasi irade olmavan
kararlann uygulaması olanaksız. Bu du-
rumda ekonominin bütün iyiye dönüsen gös-
tergeleri yeniden gerive dönebilir."
Baykal'ın seçim konusunda hükümetle
hiçbirpazarlıgagirmesı gerekmediğini kay-
deden Ece\ ıt. "Bavkalistediğitarihtehükü-
meti düşürüp ülkev i seçime götürebilir. Eğer
göze alabilîyorsa yann karannı verir, 'Sız-
den desteğımı çekivorum". der. Bu elinde.
bunun için bi/imle pazarlık etmesine gerek
>ok" dedi.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in
sözlennın de çok ilginç olduğunu belirten
Ece\ it, "•Cumhurbaşkanı' Ben seçim hükü-
meti falan anlamam' diyor. "Anayasanın ba-
na verdiği yetkiye dayanan bir seçim hükü-
meti formülü var. Kımin Başbakan olacağı-
na ben karar veririm" diyor.Cumhurbaşka-
nı çok açık tavır aldı" dedi.
Cindoruk. partisinin Eskişehir il kongre-
sinde y aptığı konuşmada, genel başkanlann
seçim tarihini tespıt ettiği \e dayattığı ülke-
lerde demokrasiden söz etmenın mümkün
olmadığını söyledi. Yılmaz-Baykal görüş-
mesıni değerlendirirken "Ortaİdanna sor-
CHP'nin başbakan adayı Çetin
BÜLENT ECEVİT
ANTALYA - CHP Genel Başkanı
Deniz Baykal'ın ekım ayında kurul-
ması tasarlanan seçim hükümetinin
başbakanlığınaTBMM Başkanı Hik-
metÇetin'i önereceği öğrenildi. Bay-
kal. gençlerle kucaklaşmak ve onlara
daha iyi hizmet verebilmek amacıyla
u
İnternetCafe"lerkuracaklannı açık-
ladı.
Açılış törenleri ve partinin "tktida-
ra Yürüyüş Gecesi"ne katılmak için
Antalya'ya gıden Baykal, havaalanın-
daçcoşku ile karşılandı. Burada il yö-
neticileri ile sohbet eden Baykal'a, bir
partıli. "Seçim hükümetine başbakan
olarak kimi önereceksiniz" sorusunu
yönelttı. Baykal, soru üzerine. Hik-
met Çetın'in bu konuda "iyi biraday
olduğunu, tarafsızlığını da TBMM
başkanı olarak gösterdiğinr söyledi.
Daha sonra partili gençlerle sohbet
eden Baykal. CHP'nin 4 adet tntemet
Cafe kuracağını ve bunlardan 14 bin
gencin yararlanmasının hedeflendiği-
ni söyledi. Baykal, lcurulacak internet
cafelerde, gençlere. partinin ilkeleri-
nin anlatılacağını, gençlerin sorunla-
rına çözüm aranacağmı kaydetti.
Deniz Baykal, gençlere sahip çık-
mak için çeşitli projeleri uygulamaya
koyacaklarını da belirterek. Diyarba-
kır'dan lOOgenci Istanbul'daağırlaya-
caklannı, çeşitli fabrika. televizyon ve
basın-yaym kunıluşlarını onlara tanı-
tacaklannı, gençlerin bilgi alışverişin-
de bulunmalannı sağlayacaklannı
kaydetti.
madan, damşmadan karar verme nezaket-
sizliği gösterildi" ıfadesini kullanan Cindo-
ruk. Türkiye'de bunalımların halk \e parti-
ler tarafından değil genel başkanlar tarafın-
dan yaratıldığını savundu. Cindoruk. bağım-
sız başbakanın bulunduğu bir hükümette
yer almayacaklarını. gü\ enoyu v ermeyecek-
lerini bildirerek "Bu, bizim için demokrasi
ayıbıdır. Sayın Baykal ile bunca meşakkatli,
ZJncirbozan günlerini tekrar Bülend L'lusu
dönemi çıksın diye mi yaşadık" dedi. Kur-
maylarını dahı ıkna etmekte güçlük çeken
Başbakan Yılmaz. salı günü gece toplana-
cak olan ANAP grup top-
lantısında mületvekillerine
bılgı verecek. Çok sayıda
milletvekilinin konuşmak
için söz istediğı grup top-
lantısında. vanlan karara
tepkiler dile getirilecek.
De\ let Bakanı Ahat An-
dican da ANAP olarak ye-
rel seçımlerın 1999 Mar-
tı'nda. genel seçimlerın ise
1999 Ekimi'ndeyapılması-
nı istediklerini söyledi. An-
dican. seçim hükümetinin
ise ekimde görev almaya-
cağını. ekim ayında seçim
hükümeti ile ilgıli görüş-
melerin başlayacağını bil-
dirdi.
IRMIKI AYDIN ENGİN
Kayseri Belediyesi'nin eski
başkanı. bugünün yeni hüküm-
lüsü Şükrü Karatepe'den hoş-
lanmıyorum. Aslında burada
"hoşlanmıyorum "dan çok daha
ağır bir yüklem kullanmak iste-
dim. Ama "Düşene vurulmaz"
diyen yiğrttik kuralına uyup "hoş-
lanmıyorum"\a idare ettim. ilke
ve dava adamı kılık ve kalıbında
ortalığa çıkıp islam şeriatınca
yaşama gereğinin siyasal tem-
silcisi olmaya soyunan biri, zo-
ru görünce ilkelerini terk edive-
riyor. örneğin Cumhunyet Bay-
ramı balosunda, başı açık, ete-
ği diz dolayında bir laik" hatun-
la vals yapıyorsa ona saygım el-
bette yok.
Kayseri Belediyesi'nin eski
başkanmı suratında eğreti bir
gülücükle ve vals adımlarıyla
dönerken gördüm ve midem
bulandı. Onu, bugün de bir "si-
yasal hükümlü" olarak değil, si-
yaset dalaşmda yenik düşmüş
bir beceriksiz olarak görüyorum.
Haksızlığa uğradığına, "laikege-
menlerin" gazabına uğradığına
ilişkin değeriendirmelere burun
kıvırıyorum. tlkelerinde direne-
Adil Bir Takas Önerisi
meyen, iki üç yıllık hapis korku-
su ve koltuk yitirme kaygısı ile
tükürdüğünü yalayanlara niye
saygı duyayım ki?
Ama Yahyalı mapushanesin-
de onun için yeni badana edil-
miş, ıçine yumuşak döşekler se-
rilmiş. kınk camlan özenle de-
ğiştirilmiş. çalışma masası ve
masanm üstüne bilgisayar yer-
leştirilmiş tek kişilik bir koğuşa (!)
konmasına da hiç, ama hiç itira-
zım yok.
Ona içerledikleri için bu ayrı-
calığı dillerine dolayanlar. "özel
muamele"den yakınanlara da
metelik vermiyorum.
Yoksul, olanakları çok kısıtlı
bir ülkede yaşadığımı bir an
unutsam, "Şükrü Karatepe'nin
mapus günlerı için sağlanan
olanaklann tümü, tüm tutuklu ve
hükümlüler için sağlanmalıdır"
diyen bir Tırmık bile döşenirdim.
Adaletsızliğin bu noktada aran-
masını savunurdum. Mapus ce-
zasının hukuksal teriminın "öz-
gühüğün kısıtlanması" olduğu-
nu anımsatır; "kısıtlanma" ile
"yok edilme"r\'\n bir ve aynı an-
lama gelmediğinin altını çizer:
işledigi suçun cezasını çeken
hükümlünün, kendini geliştire-
bilmesine, cezasını çektikten
sonraki yaşama daha iyi hazır-
lanmasına olanak sağlamanın,
çağdaş devletin görevi olduğu-
nu vurgulardım.
Ama ülkemin olanakları sınır-
lı, hükümlüsü bol, parası kıt. Öy-
leyse ilkesel olarak dogru da ol-
sa pratik anlam taşımayan öne-
rilerle zaman yitirmenın âlemı
yok.
Bu Tırmık, son derece pratik
ve pragmatik bir amaçla yazılı-
yor; olmayacak duaya amin de-
mek için değil.
• • •
Aslında bu yazının "muhata-
bının" kım olduğunu tam bilemi-
yorum. Yakışıklı Adalet Bakanı
mı. tek başına seçim kararı ala-
cak kadar "kudretli" Başbakan
mı. koalisyon ortakları mı, Ceza
ve Tevkif Evleri Genel Müdürü
mü?
Ama o her kimse, ona sesle-
niyorum.
Bakın efendim, şu Şükrü Ka-
ratepe nam zat için sağlanan
mapusluk koşulları, sizin başı-
nızı ağrıtacağa benzer. Ama siz
de biliyorsunuz ki dişınizi biraz
sıkarsanız, bu konu da kısa sü-
re sonra "Susurluk" olur.
Ancaaak, bencileyin dünyaya
sol gözüyle bakıp, yazıyı sol eliy-
le yazan solak takımı inatçıdır.
Dilimize dolarsak peşini bırak-
mayız. Başınızın ağnsını kronik
baş ağrısına çeviririz. Üstelik (si-
zin açınızdan) ne yazık ki med-
ya da sayımız az da değil. O
yüzden aşağıdaki takas önerisi-
ni ciddiye alınız. Pazarlıkta uyu-
şursak ne başınız ağnr, ne canı-
nız sıkılır.
Önerimiz çok yalın: Siz. "si-
zın" Şükrü Karatepelere diledi-
ğiniz koşulları, gönül rahatlığı ile
sağlayın. Altlanna yün yataklar
serin, üstlerine atlas yorganlar
örtün. Bilgisayarlannı 3 gigabyt
Hard diskli, 300 Mhz. hızlı pen-
tiumlardan seçin. Duşlarının bir
musluğundan sıcak, ötekinden
soğuk sular aksın.
Karşılığında bu ülkedeki tüm
tutuklular, hükümlüler için şu ko-
şullan sağlayın yeter:
Haftada iki gün, 8 saat sürey-
le su. Ziyaretçileri dövmeden. i-
tip kakmadan. haraç almadan
görüşolanağı.Avukatlarlayalnız
görüşme olanağı. Duruşma
günlerini aksatmadan mahke-
meye sevk. Duruşmalara götü-
rülürken "sevkzincih ve sıra da-
yağı" uygulamasından vazgeçil-
mesi. Hasta tutuklu ve hüküm-
lülerin en yakın hastanede teda-
vi görmelerinin sağlanması. Ce-
zaevlerine yasak olmayan her
türlü yayının girebilmesi...
Daha birkaç tane var ama, he-
le siz bunları bir yerine getirin,
pazarlığımızın sonrasını şöyleya
da böyle bağlanz.
Değiş tokuş önerimizi kabul
ettiğiniz takdirde, biz de sizin
Şükrü Karatepelerin adını bir da-
ha ağzımıza almayacağız.
Söz. Söz verdik mi tutarız.
Bunu siz de biliyorsunuz.
POLTTİKA GUTNLUGU
HİKMET ÇETİNKAYA
'Gözlerin Poyraz../
Ağaçlarçiçeğevurmuştu, mavininiçindekicoş-
ku sabahın ilk ışıklarıyla perdelerin üzehnde gezi-
niyor gibiydi...
Adalar denizinde soluk soluğa koşan sevginin
güvercınliğinde buluşan sevdaydı. Odisseus Eli-
tis'in hüznü bir lyonya çığlığında gençlik düşleri-
ne dönüşmüştü...
O beyaz avlular, çayırda çıplak dolaşan kızlar es-
merleşen tenleriyle saçlarını rüzgâra bırakırdı...
Evler beyaz badanalıydı...
Sokaklar kışın tarçın, yazın fesleğen kokardı...
Çılgın nar ağacı kaçamak aşklarla gri bir aydın-
lığın içinedüşerdi...
Erkek kadının burnunu okşarken şiir okur. son-
ra gözlerini yumardı...
Kelebekler havalanırdı yüreklerde...
Nikos Gatsos ya da Yannis Ritsos. her şafak
vakti Aleksandros Matsas'a uğrardı...
Dalgalarsusardı. güneş lyonya denizinin üzerin-
den batardı...
Aşk tanrısı kıskanırdı sevişmeleri; Argosluların en
yiğitlerinden Menelaos, Par/s'in üzerine yürürken
Helene çıkıp gelirdi...
Anlatılanların hepsi masaldı...
Öncegözleri birleşirdi âşıkların. elleri, kolları, be-
denleri turuncu bir aydınlıkta kaybolurdu...
Düşler pazarında dolaşan masalcı baba iri siyah
gözlü kadına yaklaşır ve sorardı:
"Mutlu musun?"
Kadın titremeye başlardı yatakta...
Bir sesle irkilirdi kadın ve erkek:
"O çılgın nar ağacı mı dünyanın bulutlu gökle-
riyle savaşan?"
Ses odanın içine yayılırdı...
Bir suskunluk sarardı ikisini birden...
Düşledikleri en güzel kent gülümserdi onlara;
zaman yalnıziığın ışıdığı yerde uzanırdı yürekleri-
ne...
Işte o saatlerde ben çılgın nar ağacına bakar, sı-
cak yüzlü yaşamın ılık saatlerini beklerdim...
Hiç aldırış etmezdim kurşuni bir küheylanın öf-
kesıne...
Sevginin kaynağındaderin uykulardan uyanma-
yan kadınlara, erkeklere imrenirdim...
Bir Akdeniz akşamını yaşıyorum şu saatlerde...
Ne azgın dalgalar umrumda, ne de kuşların öz-
gür kanatlarındaki şarkılar...
Birden geçmişin büyüsü yayıldı odaya...
Artık gözleri poyrazlarda açılmayacaktı...
• • •
lyonya denizine bakıp soluklanıyorum; eh biraz
da hüzünleniyorum...
Nisan yağmurları mahvediyor beni...
Siyahlar sana yakışıyor, kısacık saçlann herke-
si kıskandırıyor...
Gözlerin poyraz, gözlerin ışıldak!..
Perulu şair Cesar Moro'yu tanıyor musun?
Diyor ki:
"Saçının görkemli dumanıyla geliyorsun gece-
de..."
Biliyor musun: yaşam ortada; yağmur kokusu
ortada, seni yaratıyor yağmur...
Kapımı çalıyorsun... . . . , ..,r ı
Ağaç
Kent, yelken açtığın deniz
Adımlarınla başlıyor gece
Alnına uzanıyor
Bir büyü gibi ışıldıyorsun...
Ben tam o sırada gözlerimi kapatıyorum, çün-
kü 'kapat' diyorsun...
Avuçlarım ıslak, saçlarım darmadağın...
Çığlık çığlığa koşuşturmaya başlarken bak ne di-
yorum:
"Irmağa benzeyen bir sokakta
Geldin ve gittin bir an içinde
Yaşamını aramaya başlıyorsun
Ölümünü hazırlıyorsun
Beklenen ölümü
Seni göndermenin yarattığı ölümü
Sessizlikleri bekleyişi
Geldiğin anda yaşanacak günü
Gölgelerle sanyorsun beni
Beni ışıtıyorsun
Bulunduğun o fosforlu denizde boğuyorsun
beni"
• • •
Çılgın nar ağacını, o kaçamak aşkları anımsıyor
musun?
Tarihin okunabileceği yerde, silinmez izler
bırakan ayaklarında evrenin geleceğini belirlemek
çok zor olacak, biliyorum...
Yeryüzü gecesine bir mektup bırakıyorum, bel-
ki okursun diye...
Adalar denizinde soluk soluğayım...
Gözlerin poyraz, gözlerin ışıldak...
Yırmi dört saat geçmedi henüz, ama ben seni
özlüyorum...
Seni seviyorum!..
Bir iyonya sabahında bekle, sana geliyorum...
Bekle!..
Sana zincirlenmiş o dilsiz gecenin bitiminde seni
kucaklıyorum!..
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Cumhuriyet
kitap kulübü
KİTAP 98
Uluslararası Sanatsal, Kültürel, Bilimsel,
Eğitsel, Akademik ve Güncel Kitaplar Fuarı'nda
IMZAGUNU
26 Nisan Pazar
ŞUKRAN
KÜRDAKUL
Saat: 15.00-17.00
HİKMET
ÇETİNKAYA
Saat: 17.00-19.00
Adres: İstanbul Hılton Exhıbıtıon Center