11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 MART 1998 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldınm'ın evini yapan müteahhit, Polis Eğitim Vakfı Başkara çıktı Herkes bîliyor^ ldıiLse taınmıyorİSTANBUL (UBA) - Susurluk skan- dalının patlak \ermesınin ardmdan adı gündemden hiç düşmeyen "^eşiT kod adlı Mahmut Yddınm'ın Antalya'daki dubleks dairesinin içinde olduğu siteyi yapan müteahhit tbrahim Eltut'un Po- lis Eğitim \ akfi Başkanı olduğu ortaya çıktı. Müteahhit îbrahim Eltut. Mahmut Yıldırım'ın kendi yaptığı sitede ev al- dığını üç ay öncesine kadar bılmediği- ni, durumu yeni öğrendiğini belirterek şunlan söyledi: "Üç ay öncesine kadar hiçbir şey bil- miyorduk. Sadece dedikodusu vardı.Za- ten daireyi benden almış değil. Ben in- şaatı 1994 yılında yapıp bitirmişim, baş- kalan da kendilerine ait daireyi satmış- lar. Ben inşaati kat karşılıgı yaptım. Ar- sa sahibinin sekiz,benim de sekiz dairem • Müteahhit İbrahim Eltut. Yeşil'in daireyi kendisinden almadığını öne sürerek "Ben bölgede binlerce daire yaptım. Ev satarken sabıka kaydı arayacak değilim ya" diye konuştu. Daireyi Yeşil'e satan Bülent Gürer ise satış sırasında görmediği Yeşil'le birkaç kez farklı yerlerde 'göz göze' geldiğini belirterek "Ben ticaret yapmışım. Yeşil çıkmış, Demirel çıkmış bilemem ki" dedi. vardı. Arsa sahibi kendisine ait olan da- ireyi Yeşil'e satmış, Mavi'ye satmış, bi- zimle alakası yok." Polis Eğitim Vakfı Başkanı da olan El- tut, bölgede binlerce daire yapıp sattı- ğını, dairelerde kimlerin oturduğunu bi- lemeyeceğini behrtti. Eltut. " Daireyi ben de satmış olabilirdim. Yeşıl vekâlet vermiş. Vekâlet verdiği adam da gitmiş daireyi satuı almış. Daireyi satan da ya- pan da Yeşil olduğunu bûemez ki. Site- de kendime ait hiç dairem kalmadı. hep- sini sattım. Arsa Hasan Gürer'e aitti. Onun ölümünden sonra eşi Nazire Gü- rer ve oğlu Bülent Gürer'e kaldı. Daire- lerin sadece birkaç tanesini satmışlardı. Geriye kalanlan ise hâlâ duruyor. Ben bintanedaireyapümbumemlekette. Şim- di yaptığım dairelerde kimlerin oturdu- ğunu nereden bileyim? İnsanlara daire satarken sabıka kayıtlannı almıyoruz ki" diye konuştu. Mahmut Yıldınm"a daireyi satan Bü- lent Gürer ise dairelerin vapıldığı arsa- nın kendilerine ait olduğunu ve sitede hâlâ satıhk durumda 2 dubleks. 1 nor- mal daire ile iki tane de dükkânlan ol- duğunu belirtti. Yeşil'in daireye alıcı ol- masına ilişkin süreç hakkındabilgi ve- ren Gürer şöyle konuştu: "Binaların inşaatı 1994'ün başuıda tamamlandL Daha sonra bize teslim edü- di. Toplam sekiz dairemiz vardı. Ben bu kadar yerde oturamayacağım için hep- sini satüığa çıkardım. Şu an hâlâ satılık levhaları duruyor. Bu amaçla emlakçt- > a, gazetelere ilan verdim. Oradaki tele- fon numaralannı görmüş olacak ki biri beni aradL Kendisini isim olarak hatır- lamıyorum. Çiinkü evi sattığım insanın bu kadar önemli bir şahıs olacağmı tah- min edemezdim. Sıradan biri sandım. Çiinkü o günlerde verdiğim telefon nu- maralanna günde 50-100 tane telefon geliyordu. Arayanlarla hep pazarlık ha- Eyüp'te türbanlı öğretmenler dersegiriyor tstanbul Haber Servisi - Eyüp Alibevköv Mehmet Akif Erso> llköğretim Oku- lu'ndagöre\ li NurayÇetin- kaya ve Hülya Canker ad- lı öğretmenler ile Eyüp lmam-Hatıp Lisesi öğret- menlerı Nuran Torun ve Tunay Güner, derslere tür- banla giriyor. Eyüp ilçe Mil- li Eğitim Müdürü Aydın Şe- nel. ılçesindeki okullarda Milli Eğitim Bakanlığı'nın kılık kıyafet genelgesinin uygulandığını sa\undu. Evüp Mehmet Akif Er- soy llköğretim Okulu'nda görevli bir grup öğretmen. okulda 2-6 Mart tarihleri arasında düzenlenen bir eği- tim seminerinde de ders ve- ren türbanlı öğretmenlerın, kendilerinin yetkilıler nez- dindekı uyarılarına karşın derslere türbanla gırmeyi sürdürdüklerini belirttiler. Eyüp İlçe Milli Eğitim Mü- dürü ve okul müdürlerinin kılık kıyafet yönetmeliğine .aykırı olarak derslere gıril- mesine göz yumduklarını savunan öğretmenler. "Bir- çok okulda cumhuriyet dev- rimlerinin çiğnendiğini" söylediler. Eyüp Mehmet Akif Er- soy llköğretim Okulu müdür yardımcıları Yunus Sağlam ve Ayhan Aras ise derslere türbanla giren öğretmenle- re uyarı cezası verilmesine karşın türbanlı öğretmenle- rin tavırlannın devam ettti- ğini belirttiler. Eyüp İlçe Milli Eğitim Müdürü Aydın Şenel ise du- rumu bildiğini belirterek yö- netmeliğe aykırı davranan öğretmenlere uyarı cezası verildiğini söyledi. Şenel, 657 sayılı yasaya bağlı olma- sının, aynntılı bilgi verme- sini engellediğini belirtti. Sezgin'den Küçükköy Karakolu'na ûyaret İstanbul Haber Servisi - Başbakan Yardımcısı ve Mil- li Savunma Bakanı Ismet Sezgin. Türkıye'yı yıkmaya teşebbüs edenlerin başanlı olamayacaklannı belirterek "Bunlar sadece saüimış, kö- kü dışanda, dışandan emir alan kapıkullandır. Terörie bir yere gelinememiştir. Bun- lar son çırpınışlandır" dedi. Saldınya uğrayan Küçük- köy Jandarma Karakolu'nu ziyaret eden İsmet Sezgin, Gaziosmanpaşa Kaymaka- mı Aziz tnci ve Gaziosman- paşa İlçe Jandarma Komu- tanı Yüzbaşı MehmetTayyip Balkız tarafından törenle kar- şılandı. Saldırganlann en kı- sa zamanda yakalanacakla- rına ınandığını ifade eden Sezgin, bu tür olaylan yap- manın kolay olduğunu, tero- rün artık ses ve gürültü çıka- ran eylemlere dönüştüğünü kaydetti. Balkız da saldında yaralanan ve tedavi altına alınan 18 askerin taburcu ol- duğunu. 11 askennse bu haf- ta içinde taburcu edilecekle- rini ve sağlık durumlannın iyi olduğunu bildirdi. Eski Bayrampaşa Bejedi- ye Başkanı Muzaffer Özte- küı'in cenaze törenine de ka- tılan İsmet Sezgin, akademi mezunu olmayan polislerin askerliklerini maaşlı uzman jandarma olarak yapmalan- nı öngeren yasa tasansının Meclis'ten geçeceğine inan- dığını sö> ledı. .<•*•• Halk turizm alanı istemiyor İstanbul'da birçok StT alanının. Turizm Bakanlığı tarafindan turizm alanı ilan edOerek imara açma yetkisi veren kanunun iptali için CHP Beşiktaş İlçe Örgütü tarafından 42 bin 868 kişi arasında yapılan halk oylamasında, 42 bin 567 kişi kanunun iptal edümesini istedi. CHP Beşiktaş İlçe Başkanı Zakir Özlü, bu kanunun sadece tstanbul'un yeşil alanını ve çevreyi talan etmek anlamına gelmediğini, bunun ötesinde yeşil alanlan imara açarak trilyonluk rant sağlamaya yönelik olduğunu söyledi. Beşiktaş, L lus ve Etiler başta olmak üzere pek çok yerde 15 gün boyunca sandık kurup kararla ilgili halk oylaması vaptıklannı belirten Özlü. 42 bin 567 kişinin "katliamın sona ermesini istediğjni" vurguladı. (İPEK YEZDANİ) DAPJ^NEL ^ Önentaş Gıda San. A.Ş. i~;r Yönetim Kurulu Başkanlığı'ndah Olağan Genel Kurul Toplantısı'na Davet Şirketimizin Olağan Genel Kurul Toplantısı 25 Mart 1998 Çarşamba günü saat ıı:oo'de izmir Yolu 4. km, Çanakkale Merkez adresindeki fabrika binasında yapılacaktır. 1997 yılına ait Bilanço, Gelir Tablosu ile Faaliyet Raporu ve Denetim Kurulu Raporu, toplantı tarihinden 15 gün önce Izmir Yolu 4. km, Çanakkale adresindeki fabrika binasında ve Valikonağı Cad. YKB Vakıf Binası No: 173 Nişantaşı adresindeki İstanbul büromuzda ortaklarımızın incelemesine hazır bulundurulacaktır. Nama yazılı hisse senedi sahibi hissedarlarımız toplantı günü ve yerinde hâzırun cetvelini imzalayarak giriş kartlannı almak suretiyle toplantıya katılabilirler. Ortaklarımızdan hamiline yazılı hisse seneti sahibi olanlar, hisse senetlerini toplantı gününden en geç bir hafta önce şirket merkezine ya da İstanbul bürosuna teslim ederek giriş kartlannı alabilecekleri gibi, herhangi bir banka ya da aracı kuruma da tevdi etmek suretiyle bu kurumlardan alacaklan belgeyi ibraz ederek giriş kartı alabileceklerdir. Toplantıya bizzat iştirak etmeyecek ortaklanmız, Sermaye Piyasası Kurulu'nun Seri: IV No: 8 Tebliği hükümleri çerçevesinde hisse senetlerinin bir banka ya da aracı kurumda saklandığını gösteren makbuz ve aşağıda örneği bulunan vekâletname formu ile yine yukarıda belirtilen sürelerde, giriş kartı almak suretiyle vekilleri ile de kendilerini temsil ettirebilirler. Ancak bu durumda vekâletname formundaki imzanın notere onaylattınlması ya da noterden onaylı imza sirkülerinin vekâletname formuna eklenmesi gerekmektedir. Giriş kartı almayanlarm toplantıya katılmalarına kanunen imkân bulunmamaktadır. Sayın hissedartarımızın bilgilerine arz olunur. Gündem: ı. Açıhş ve Başkanlık Divanı seçimi. Genel Kurul toplanh tutanağını Genel Kurul adına imzalamak üzere Başkanlık Divanı'na yetki verilmesi. 2. 1997 yılı faaliyet hesapları hakkında Yönetim Kurulu ve Denetçi Raporları ile Bağımsız Dış Denetleme Şirketi Rapor özeti'nin okunması, müzakeresi ve onaylanması. 1997 yılı Bilanço ve Gelir Tablosu'nun onaylanması. Yönetim Kurulu üyelerinin ibrası. Denetçinin ibrası. Yönetim Kurulu'nun 1997 yılı kazancının dağıtılması hakkındaki tekliflerinin karara bağlanması. Görev süresi sona eren Yönetim Kurulu üyelerinin yerine seçilecek üye adedi ve görev sürelerinin tespiti ile seçimlerinin yapılması. Görev süresi sona eren denetçinin yerine yeni denetçi seçimi. Yönetim ve Denetim Kurulu üyelerine verilecek ücretlerin tespiti. 10. Yönetim Kurulu üyelerine TTK'nın 334. ve 335. maddelerine göre gerekli iznin verilmesi. 11. Dileklerve kapanış. lindeydim. Beni aradığında kendisine dairenin fıyatının 90 bin mark olduğu- nu söyiedim. Adamın alıcı olması üzeri- ne aile meclisiyle görüşeceğimi söjleyip kendisinden süre istedim. Çünkü daire- lere kardeşlerün de ortakü. .Alıcı olan şa- hıs 80 bin mark teklif etti. Alım- satım da onlara ait olmak üzere daireyi 80 bin marka verdik." Daireyi sattıktan sonra tapu işlemle- rini annesiyle birlikte yaptığım kayde- den Gürer, "Tapu dairesinde annem Na- zire Gürer. ben ve ismini hatırlav amadı- ğımvekâletsahibiylebirlikteLşlemlerihal- lettik, Paravı da peşin verince adama hiçbir soru sormadım, herhangi bir şey- den kuşkulanmak da aklıma gelmedLBen Mahmut Yıldınm ya da bilinen adıyla Yeşil ile tapu işlemleri sırasında hiç yüz- yüze gelmedim. Fakat daha sonra ken- disivle diğer evlerim için müştcri getirip götürürken karşüaştik. Ara sıra göz gö- ze geliyorduk. Fakat kendi- siyle hiç konuşmadık" de- di. Gürer. "Ben daireyi Mah- mut Yıklırım isimli birine sattığımı biliyordum. Çün- kü vekâletnamede ismini görmüştüm. FakatMahmut Yıldırım'ın Yeşil olduğunu bilmiyordum,sonntdan öğ- rendim. Evin parası peşin olarak ödendi. Bankadaki hesabuna havale v apıkİL Pa- ravı tapuda imza atan kişi- nin yatırdığını zannetmivo- rum. Öyie olsaydı havaleye gerekduymaz tapu dairesin- de paravı elden verirdi" di- ye konuştu. Babası Hasan Gürer'in cinayete kurban gittiğıni. cinayette adı geçen Metin Güneş'in adına kayıtlı te- lefonun ise Yeşil'e sattığı dairede bulunduğunu hatır- latan Gürer. "Bizim de bu konudan sonradan haberi- miz oldu. Şimdi düşünüyo- nız. Bu Metin Güneş acaba 0 Metin Güneş mi? Bu ko- nudan önceden bilgim ol- saydı değil 80,180bin mark bileverselerdairevi satmaz- dım. Şu an olayla ilgili ola- rakcmniyet araştırması sü- rüyor, ben de ifade verdim. Üzerinde durdukları en önemli nokta bahsi geçen Metin Güneş'lerin aynıolup olmadığı. Şu an hepimiz te- laş içindeyiz. Ben hem canı- nrukaybetmişûn hem dedüş- manıma mal satmışım. Bu olacakiş mi? tnsanın aklıal- mıyor" görüşünü dile ge- tirdı. Gürer, ortaya çıkanbil- gilerden Yeşil'in oldukça ilginç bir kişiliğe sahip ol- duğu izlenimini edindiğini vurgulayarak şunlan söy- ledi: "Adam hem MÎFIe ir- tibat halinde hem de asker- le ilgisi var. Bu yiizden şaşır- mamak gerekir. \eşil ismi zaten garip bir isim. Ya da Hacu Mahmut Yıldınm ve- ya Emmi. Bir trafık kazası oluyor ve adamın ismi bir- den gündeme geliyor. Bu olay ın patlak vermesi be- nim için de iyi oldu. Çünkü bu sayede babamın cinaye- tini aydınlatabileceğim. Ben zaten 5 yıldır bu işin peşin- deyim. ArtıkNeşil bana cep- he alır mı almaz mı bile- mem. Bu onun problemi. Kimseden çekinecekbir şe- yimiz yok. Ben ticaret yap- mışım, daire satmışım. Sa- tın alan Yeşil çıkmış bile- mem. Süleyman Demirel de çıkabilirdi. Tahmin ede- mezsiniz ki." Vekâletname: Dardanel önentaş Gıda San. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanlığı'na Dardanel önentaş Gıda San. A.Ş.'nin 25 Mart 1998 Çarşamba günü saat moo'de İzmir Yolu 4. km, Çanakkale adresinde yapılacak Olağan Genel Kurul Toplantısı'nda aşağıda belirttiğim görüşler doğrultusunda beni temsile, oy vermeye, teklifte bulunmaya ve gerekli belgeleri imzalamaya yetkili olmak üzere vekil tayin ediyorum. A. Temsil yetkisinin kapsamı: a. Vekil tüm gündem maddeleri için kendi görüşü doğrultusunda oy kullanmaya yetkilidir. b. Vekil aşağıdaki talimatlar doğrultusunda gündem maddeleri için oy kullanmaya yetkilidir. Talimatlar: (özel talimatlar yazılıdır.) c. Vekil şirket yöfıetiminin önerileri doğrultusunda oy kullanmaya yetkilidir. d. Toplantıda ortaya çıkabilecek diğer konularda vekil aşağıdaki talimatlar doğrultusunda oy kullanmaya yetkilidir. (Jalimat yoksa, vekil oyunu serbestçe kullanır.) Talimatlar: (Özel talimatlar yazılıdır.) B. Ortağın sahip olduğu hisse senedinin a. Tertip ve serisi: b. Numarasi: c. Adet-Nominat değeri: d. Oyda imtiyazı olup olmadığı: e. Hamiline-Nama yazılı olduğu: Ortağın adı soyadı ya da unvanı: Imzası: Adresi: Not: (A) bölümünde, (a), (b) ya da (c) olarak belirtilen şıklardan birisi seçilir, (b) ve (c) şıkkı için açıklama yapılır. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Ya Hep Ya Hiç... (2) Geçen yazımda da değinmiştim. Birileri işi, "Ya hep ya hiç" noktasına çekmek istiyor. Toplumumuz bu gerginliği kaldırmaz. Zaten böylesine bir gergin- lik ve kutuplaşma. demokrasiyle de bağdaşmaz. Fa- kat bana öyle geliyor kı bu hain planın hazırlayıcıla- rının demokrasi falan umurlarında değil. ANAP'ın önde gelen sıyasetçilerinden biri kalkıyor. "Eğer" diyor, "sahillerimizde kimi hanımlanmız üst- süz bir biçimde denize girebiliyorlarsa, kimi başka yerlerde başörtülü insanlann bulunmasını da hoşgö- rûyle karşılamak gerek." (Sayın Agâh Oktay Gü- ner'in bu düşüncelerini, partisinin genel başkanı ve Başbakan'ın haberi olmaksızın dile getirebileceğini sanmıyorum.) Aslında söylenen. ilke olarakve mantık olarak dog- ru. Birileri üstsüz olarak denize girme özgürlüğüne sahipse. başkalan da başlarını örtme özgürlüğüne sa- hip olmalıdıriar. Fakat ne üstsüz denize girenlerin, can- lanlarının istedıği her yerde üstsüz dolaşma özgür- lükleri vardır; ne de başını örtmek isteyen genç ha- nımlarımızın, canlannın istediği her yerde kendi "üni~ formalannı" giyme hakkı. Arkadaşlarımın eşleri arasında; başını bağlayan birkaç hanım olduğu gibi, başını bağlayan bizzat kendi arkadaşlarım da var. Hiçbir biçimde en ufak bir rahatsızlık duymam. Bunlann çoğu islamiyetin bu şekil şartına uymakla birlikte; islamiyetin kendilerini mahküm ettiği "ikinci s/n/f vatandaş" olma görev ve zorunluluğunu kabul etmezler Laik cumhuriyetimi- zin anayasasının ve Medeni Yasası'nın (hatta ticaret yasalannın) verdiği, eşitlik ve özgürlükleri sonuna ka- dar yaşamak isterler. Bundan ötesi onları ilgilendirir ve eğer bu bir sorunsa. onlann sorunudur. Ancak bunlardan hiçbırinın: nasıl giyinileceği ya da nasıl giyinilmeyeceği belirlenmiş alanlarda çalışma ar- zulannı görmedım de duymadım da. Belli "kurallan" önce kabul edip daha sonra bu kurallan ihlal etme- nin bir hak olduğunu ileri sürmek. mümkün değildir. Türkiye Cumhuriyeti'nin yürürlükteki yasaları ara- sında öyle yasalar var ki; sinir oluyorum. Ama ne ka- dar sinirolursamolayım, ne kadar kızarsam kızayım, kendimde bu yasalara uymama "hakkını" görmem. Bir yandan bu yasaların değiştirilmesi için uğraşırım, biryandan da bu yasaların boşluklarından yararlan- maya çalışırım. Ve eğer o yasayı "ihlal edersem", ya- sanın getirdiği "yaptınmlara'' (müeyyidelere) katlanı- rım. Biraz homurdansam bile... Bizim "Islamcı muhteremlerin" garip bir yaklaşım- ları var. Beğenmedikleri yasaiara uymamayı, bir "hak" olarak görüyor ve bu yasaların uygulanmasını, bir "zu- lüm" olarak değerlendiriyorlar. Aralarında bazıları. "Toplumda bir laik olanlarla la- ik olmayanlar çatışması yaratı/masın" diyorlar. Ben de aynı şeyi söylüyorum. Fakat "Maksat bir de riva- yet muhtelif" deyiminin tersine, burada "rivayet bir de maksat muhtelif." Bir yandan laik devletın temel ilkelerini ve cumhu- riyetimizin kuruluş felsefesini devamlı topatutacak- lar ve bunu "demokrasi gereği" sayacaklar ve bir yan- dan da "Aynm yapmayalım" diye ahkâm kesecek- ler. Bunlar ancak Özalcı dönek solculan ve "süper zekâlı" liberalleri kandırabilirler. Bunlardan bazılannın "Ben demokrat değilim, çok şükür Müslümanım" diye yazdıkları yüzlerce örnek getirebilirim. Buna da saygım var. Bence hiç kimse; ne demokrat olmak zorundadır, ne Atatürkçü olmak zorundadır, ne Beşıktaşlı olmak zorundadır. ne de ke- reviz sevmek zorundadır. Herkesin her türiü düşün- cesine ve beğenisine saygı duyarım. (Hatta Huysuz Vırjin'i izleyenlere bile tahammül etmeye çalışırım.) Fakat kendi yaşam tarzlarını ve inançlarını. siya- sal talepler olarak dile getirirlerse ve siyasal olarak "dayatmak" isterlerse. o zaman kıyamet kopar. Ve Beyazrt Meydanı'nda"Ya hep ya hiç" diye slogan atan- lar, bu kıyametin son "habercileri." Devletler belli felsefelerle kurulur. Dünya üzerinde her devletin değişmez bazı temel ilkeleri vardır. Ve o devlet çökünceye ve tarih sahnesinden silininceye kadar, o ilkeler geçerli kalır. Turgut Özal da bunun farkında olduğu için, "Bi- rinci Cumhuriyet artık çöktü, bız şimdi İkinci Cum- hunyefı/<uruyoa/z"diyerek işin kurnazlığınakaçmış- tı. O zamanlar etrafına topladığı. kimi "süperzekâlı- lar" aynı motifleri zaman zaman işliyortar. "Demok- rasi gereği" diyerek kimlikler çerçevesinde bir par- çalanmayı bile göze alabıliyorlar. Boşuna uğraşıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti "Halk egemenliğine dayanan çağdaş ve laik bir devlet" olarak hâlâ ayaktadır. Kimilerı ıçerden, kimileri dışar- dan çok uğraşıyoriar ama devletimiz "devlet yetkisi kullanan kimi kirli ellere rağmen" çökmedi ve çök- meyecek. işi zıtlaşmaya götürmemek gerek. "Ya hep ya hiç" gibisinden sloganlara itibar etmemek gerek. Çatış- ma kimseye fayda getirmez. Tabii böyle bir çatışmadan "kimileri" çok yararla- nır ama inanın onlar Türkiye'nin ve Turk milletinın dos- tu değildir. Davada karsılıklı suclamalar 6 Abdullah Çath siialı ruhsatını Kocadağ'ın referansıyla aldı9 İstanbul Haber Servisi - Ül- kücü katliam sanığı Abdullah Çatlı'ya Mehmet Ozbay sahte kimliğıyle silah ruhsatı veril- mesini sağladıkları için "gö- revi kötüye kullanmak" suçun- dan haklannda dava açılan po- lis memuru Dinçer Sanboğa. başkomiser Doğan Şimşek ile Uzunyusuf Mahallesi Muhta- rı Burhan Kocapehlivan"nın yargılandığı davada, sanıklar birbirlerinı suçladı. Dinçer Sa- nboğa. Çath için muhtarlıktan ikametgâh belgesi almadığını söylerken başkomiser Şimşek Hüsevin Kocadağ'ın referan- sıyla Özbav "a silah ruhsatı ve- rilmesi işlerıyle Sanboğa"nın ilgilendiğini belirtti. Fatih 3. Asliye Ceza Mah- Uzunyusuf Mahallesi Muhta- n Burhan Kocapehlivan. kemesi'nde görülen davanın dün yapılan otu- rumuna 14 aydır açıkta bulunan. Artvin Em- niyet Müdürlüğü'nde görevli polis memuru Dinçer Sanboğa. yine açıkta olan Şehremi- ni Karakolu"nda görevli başkomiser Doğan Şimşek ve Uzunyusuf Mahallesi Muhtarı Burhan Kocapehlivan ile Sarıboğa'nm avu- katı KaşifTöre.\ğanoğlu katıldı. Duruşma- da öncelikle Kocapehlisan'ın aynı mahke- mede yargılandığı dava- nın. bu davavjabirleştiril- mesine karar \ erildı. Mah- keme başkanı daha sonra duruşmaya ilk kez katılan polis memuru Sanboğa'nın sorgusunu yaptı. Sanbo- ğa. Çatlı'ya silah ruhsatı verılmesi ışıyle de uğraş- madığını savundu. Daha ^onra söz alan Bur- han Kocapehlivan ise is- mini Erdinç olarak anım- sadığı Dinçer Sanboğa'nın kendisine gelerek Özbay'm Şehremıni'dekı Mecıdiye Karakolu'nda ikamet etti- ğıni belirterek. onun için ikametgâh belgesi aldığını belirtti. Başkomiser Dogan Şimşek de Mehmet Oz- 'bay"a silah ruhsatı verilmesi için dönemin Emniyet Müdür Yardımcısı Hüseyın Koca- dağ'ın referans yazısı gönderdiğını. bu işle de Sanboğa'nın ilgilendiğini belirtti. Sanboğa \e Şimşek halckındaki soruştur- mav ı vürüten polis müfettişlerinin İstanbul'da görevlüerse tanık olarak. şehir dışındalarsa taümatla itadelennin alınmasına kararveren mahkeme ba^kanı duruşmavı erteledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle