12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 MART 1998 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 15 Kuafördeki tüpbanlı Sanatçı bir bayan, önceki gün saat 14.00 sularmda Şişli'de Tuna Kuaför'e gidiyor. içeri girdiğinde kuaförün bekleme koltuğunda hiç alışık olmadığı türbanlı bir kadınla karşılaşıyor. Türbanlının bir arkadaşını beklediğini sanıyor. Gerçekten de türbanlının, kuaför koltuğunda oturan arkadaşı meçli saçlannı kestiriyor, yıkatıyor, taratıyor ve işi bitince koltuktan kalkıyor. Dördü kuaför biri çırak beş erkeğin çaiıştığı kuaför salonunda saçını yaptıran kadın daha sonra eline türbanını alıyor, tesettüre uygun biçimde saçının tek telini göstermeyecek biçimde türbanı başına sanyor ve tepesine iğnesini takıyor; hesabı ödeyip sokağa çıkıyor. Herkes arkasından hayretler içinde bakakalıyor. Elektronik posta: [email protected] Tel: 0.212^12 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Yıllık enflasyon iki haneli rakama inmiş... "Yüzde 99.3'e ancak vüzde hesabmda vüzsüzlük denir!" K ültür Bakanlığı Samsun Devlet KlasikTürk Müziği Korosu 1991 yılında kuruluyor ve ku- j ruluşta koro şefliğine Samsun Musiki Ce- 1 miyeti koro şefi Taner Çağlayan, şef yar- dımcılığına ise Samsun Belediye Konservatuarı şe- fi bestekar Cavit Ersoy atanıyor. Bu atama koro içinde sıkıntı yaratıyor; şef Çağlayan'ın nota, makam, usul bilmediği, yöneticilik yeteneğinin bulunmadığı öne sürülüyor. Yıllar ilerledikçe sıkıntılar artıyor ve bu arada şef Çağlayan'a dört kınama, bir maaş ke- simi, kademe durdurması cezalan veriliyor. Taner Çağ- layan, kendisine verilen cezaların haksız olduğu ge- rekçesiyle idare mahkemesine dava açıyor ama mahkeme cezaların doğru ve yerinde uygulandığı- nı belirterek Çağlayan'ın başvurularını reddediyor. Bu arada koro üyeleri. Taner Çağlayan'ın görev- den alınıp yerine Cavit Ersoy'un getirilmesini istiyor ama sanatçılar aynı zamanda devlet memuru ol- dukları için seslerini pek duyuramıyor. Hazırladıkla- Koronun sesirı dosyalar en sonunda ancak Kültür Bakanlığı Özel Kalem Müdürü Ahmet Kaıiıova'ya ulaşıyor. Dos- yanın, Özel Kalem'den Kültür Bakanı Istemihan Ta- lay'ın bilgisine sunulacağı sözü alınıyor. Ne ki, Samsunlu olduğu anlaşılan Özel Kalem Mü- dürü, dosyayı makama sunmak yerine ziyarete ge- len DSP Samsun ll Başkanı'na geri veriyor. Ancak, Kültür Bakanı Istemihan Talay da Sam- sun'daki sıkıntıdan bir şekilde haberdar oluyor ki Gü- zel Sanatlar Genel Müdürlüğü'nün 2 Şubat 1998 ta- rihli bir yazısıyla koro şefi Taner Çağlayan, koro ça- hşmalannı yakından izlemek ve yararlanmak üzere üç aylığına Istanbul Devlet Klasik Türk Sanat Müzi- ği Korusu'ndageçici olarak görevlendiriliyor. Biran- lamda Samsun'dan uzaklaştırılıyor. Fakat, Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü aynı gün- kü başka bir yazısıyla da şef yardımcısı Cavit Ersoy'u üç aylığına izmir Devlet Klasik Türk Müziği Korosu'na gönderiyor. Koro üyeleri, Cavit Ersoy'un da üç ay- lığına Samsun'dan uzaklaştınlmasınatepkilerini di- le getirmeye çalışırken, sanatçılar için bardağı taşı- ran damla 23 Şubat 1998'de geliyor ve Kültür Ba- kanlığı üç ay süre ile Istanbul'da görevlendirdiği Ta- ner Çağlayan'ı üç hafta sonra tekrar Samsun'daki görevine iade ediyor. Bunun üzerine sanatçılar sür- gün dahi edilseler imzalarını attıkları dilekçelerle Kültür Bakanı istemihan Talay'a, "kendilerine küfür etmeyen, kimsenin boğazına sarılmayan, mahiye- tindekileri güdülecek birsürü gibi görmeyen, sanat- tan ve sanatçıdan anlayan" bir şef atanana kadar mücadelelerini sürdüreceklerini duyuruyor. Samsun'daki koronun sesine kulak vermek gere- kiyor çünkü atasözü "ateş olmayan yerden duman çıkmaz" diyor... ^ PALAS PANDIRAS Hâlâ iktidar hırsı taşıdığına göre; "bir bilen" değil, "bir bilinen" demeliyiz yasaklı hocaya. —iMüfitBozacı I— SESSİZ SEDASIZ (!) NVRİKURTCEBE Bip ihale skandalımn resmi belgesi Skandalın belgesi, 23 Şubat 1998 tarihli Resmi Gazete'nin 33. sayfasın- da "ilan" olarak yer alıyor. PTT Pen- dik Merkez Müdürlüğü, posta taşıma ve dağıtımı için ihale açıyor, muham- men bedeli belli olmayan ihalenin ko- şullarını verdiği resmi ilanda sıralıyor. Ihaleye katılacak firmalarda aranan koşullardan biri, ilanın 4/b maddesin- de şöyle açıklanıyor: "Taşıma, ayrım ve dağıtım hizmet- lerini daha önce Pendik PTT Merke- zinde yapmış ve yaptığının belgelen- mesi şarttır." Pendik'teki posta dağıtım işini ilk yılından bu yana yalnızca bir tek fir- manın yaptığı düşünülürse 4/b mad- desi ile "ihale"nin mana ve ehemmi- yeti daha iyi anlaşılıyor. Bu arada, Pendik'teki müdür de üç ay kadar önce Istanbul'a başmüdür yardımcısı yapılıyor. Konuyu sorunca, Posta Işlet- meleri Genel Müdürü Nuri Ala- göz, uç noktalardaki konular- la ilgilenmek durumunda ol- madığını, gerekli açıklamayı Is- tanbul'daki başmüdürünün yapaca- ğını bildiriyor. Ardından Posta Işletmeleri Istanbul Başmüdürlüğüne vekaleten bakan Gülseren Banar arıyor ve ihale ilanı- nın 4/c maddesindeki "Müdürlüğü- müz dışında başka posta merkez ve- ya kurumlarında bu tür görevi 'başa- rılı ve verimli' yaptığına dair varsa re- feranslan" koşulunun ihaleyi tek firma ile sınırlı tutmadığını anlatıyor. Ihaleye kaç firmanın katıldığını sor- duğumuzda ise başmüdür vekilinin ses tonu biraz düşüyor: "Tek firma katıldı." İhale, ilk günden beri aynı işi alan tek firmanın katılımı ile dün yapılıyor! Sivil toplum örgütlerinden çağrı Şeriatçı kalkışmaya devrimci tepki Haber Merkezi - Istanbul Ünı- versitesi önünde. "türban genel- gesi" bahane edilerek gerçekleşti- rilen şeriatçı kalkışmalann. Tür- kiye Cumhuriyeti Anayasası'nın değiştirilemez ılkesi "laikliğe" ay- kın olduğu belirtildi. Demokratik sıvil toplum örgütlen devrim yasa- larından ödün verilmemesi çağrı- sında bulundu. Örgütler. kılık kı- yafet genelgesinin delinmemesi ve anti-laik uygulamalara gidilmeme- si için eylem yapmaya hazırlanıyor. Türkiye Barolar Birliği Genel Başkanı Eralp Özgen. yürürlükte bulunan hukuk kurallarının uygu- lanmamasının ülkede kaos yarata- cağı uyarısındabulundu. Mıllı Eği- tim Bakanı Hikmet l luğbay "ı. hu- kukun gereğini yerine getirmesı nedcniyle eleştirmek değil. kutla- mak gerekliğini belirten Özgen. Anayasa Mahkemesı'nin 1989 yı- lında verdiği kararla. öğretım ku- rumlarında başörtüsü takma iznı verilmesinin. anayasanın laıklik il- kesine aykınlık oluşturduğunu hük- me bağladığını anımsattı. Anayasa Mahkemesi'nin Refah Partısf nin kapatılması ile ilgilı ka- rarında. "Kamusal kuruluşlarda veöğretim kurumlarında başör- tüsü ve onunla birlikte kullanı- lan belli biçimdeki giysi. bir a>- rıcalıktan öte ayrım aracı niteli- ğindedir. Dinsel kaynaklı düzen- lemelerle. girişimler anavasa kar- şısında geçerli olamaz \e bu tür eylemleranavasanınlaiklikilke- sine aykırılık oluşturur" dediğı- ne dikkat çeken Özgen. Anayasa Mahkemesi kararlannın yasama. yürütme ve yargı organlannı. ida- re makamlarını. gerçek v e tüzelki- şileri bağladığını söyledi. Danıştay 8. Dairesı"nin de çeşitli kararların- da. başörtüsü ve türban takan öğ- rencilerin Atatürk devrimleri ile la- ik Cumhuriyet ılkelerine aykın dav - randıklarını ve dine dayalı devlet düzenini benimsediklerini kabul ettığini aktaran Özgen. koalisyon hükümetinin imam-hatip liselerin- de başörtüsünü serbe'st bırakması- nın da anayasaya aykın olduğunu söyledi. Çağdaş Yaşamı Destekleme Der- neği Yönetim Kurulu üyesi Ren- gin Kalkan. dini sivaseteale! eden politikacılara karşı olduklannı be- lirtti. Kalkan, "Analanmız ve Kur- tuluş Savaşı'na katılan kadınla- rımızın da başı örtülüvdü. Ama türbanlı değildi \e kafalarının içi örtülü değildi" dedi. Türba- nın bir simge olduğunu vurgulayan Kalkan. kadınları toplum dışına iten ve köle konumuna indirgeyen her türlü uygulamaya karşı çıktık- lannı anlattı. Atatürkçü Düşünce Demeği Ge- nel Başkanı Suphi Gürsoytrak. türbanın başörtüsünden farklı oldu- ğunu vurguladı. Siyasal Islam'm bir simgesi olan türbanın üniforma nı- teliğinde olduğunu kaydeden Gür- soytrak. "Türban üniversite ve okullarda kullanılamaz ve bu ko- nuda geri adım atılamaz. Konu, rejim meselesidir" dedi. Türbanın laik rejimı ortadan kaldırmak iste- yen siyasal lslam tarafından güç gösterisine dönüştürüldüğünü sa- vunan Gürsoytrak. "Ne olursa ol- sun. DSP geri adım atmamah" dı- ye konuştu. Eğitim-Sen,Genel Başkanı Ke- mal Bal da tüVbâhla derse girme- nın masumane bir istek olmadığı- nı. türbanın siyasal bir simge ola- rak kullanıldığını söyledi. Bal. "tk- tidar partileri iktidar olmaktan doğan sorumluluğu üstlenmeli- dir. Bu cesareti gösteremiyorsa hükümetten avrılmalıdır. Hik- met l luğbav "ın okullara gönder- diği kılık kıyafet genelgesinin uy- gulanıp uygulanmadığını izliyo- ruz. uygulanmaması halinde. yar- gı>a başvuracağız" dıye konuştu. Anadolu Çağdaş Eğitim Vakfı, kılık kıyafet genelgesinin uygu- lanmasını istedi. Vakıf tarafından yapılan açıklamada. Uluğbay'ın genelgeyı yaşama geçirerek huku- kun üstünlüğünü kanıtladığı kay- dedildi. Dinin emri değil Eğitim Hakkını Sav unma Ko- mitesi Sözcüsü Zeki Sarıhan. dev- letin ihmali sonucu bugünkü nok- taya gelen türban sorununun yine devlet tarafından çözülmesini iste- yerek başörtüsünün dinin zorunlu emri olmadığının anlatılması gerek- tiğıni söyledi. Cerrahpaşa Tıp Fakültesı öğre- tim üyeleri adına yapılan açıklama- da da "Laiklik ilkesinin kesin ve net olarak uv gulandığı. özgür bir bilimsel ortamda eğitim vermek \eçalışmak istiyor \e üniversite- miz vönetiminin konu ile ilgili olarak laiklikten ve cumhuriyet- ten vana aldığı kararları destek- liyoruz" denildi. Pir Sultan Abdal Kültür Derne- ği'nden yapılan açıklamada da tür- banın bahane edilerek laik Cumhu- riyet'in hedetlendiğı savunuldu. İstanbul Üniversıtesı Adli Tıp Enstıtüsü öğretim üyeleri Prof. A. Sedat Çöloğlu. Yard Doç. Jale Bafra. araştırma görevlisi Zehra Ka\ı. Doç Ersi Abacı Kalfaoğ- lu, Doç. Fatih Yavuz. araştırma görevlisi Tanıl Mehmet Boşkan ile enstitü çalışanları Ha\\a Al- tungün veHülja Yükseloğlu im- zalı açıklamalar da "türban dire- nişi" olarak vansıtılan gösterıle- rin laiklığe açık bir saldırı nokta- suıa geldiğini bildirdiler. AçıkJama- da. üniversite vönetiminin "laik- likten ve cumhurivetten vana" olmak kaydıyla aldığı kararların desteklendiği bildirildi. Atatürkçü Düşünce Derneği İz- mir-Karşıyaka Şubesi Başkanı Ah- met Reha Karaca da. yapılan gös- terilerin şeriat özlemi ıçındeki güç- lerin kışkırtması sonucu gerçek- leştiğini söyledi. Karaca, Milli Eği- tim Bakanı Hikmet Uluğbay'a gönderdiği faks mesajmda da "ken- disine solcu diyen bazı gruplann da bu eylemlere alet olduğunu" belirterek Atatürk ilke ve devrim- lerinin korunmasında atılacak her adımda. Karşıvaka halkının des- tek olacağmı ifade ettı. HAYVANLAR ISMAÎL GÜLGEÇ KİM KİME DUM DUMA BEHtÇAK ÇİZGİLİK KÂMtL M.4SAR4CI H A R B İ SEMİH POROY t I TARİHTE BLGÜN MÜMTAZ ARIKAI* SMart BUYUK HARITACIMERCATOR 1512 -DB 6U6UN, UARİTAa GEKARPUS M£KA7OZ HOUMSM 'M, BİK ALM4M AİLENİN ÇOCUSU OU)KA/C PC&DU. 16. VÜZy/La4,KEŞİ£i£Ri BAÇLADIĞI ÇAĞDA, DÜNYA tûe£L£Rİ, LAR.I YAPACAK OLAM M£RCATOR,BUHUN İÇİN GSGEKUJ BİL/MSEL VEBİLEBİ, MATEMAr/SI «£• T&&//Ğİ, ÇAUŞAIZA*: tfcAIZAŞTr&qgA»£ ELPE BDec&crrB. SUGÜN 'Menc/ıroe peo- SEKQ/YOAJU"OLABAK8/UNEH, DÜNYA KÛBE- SlNO£N,£KVAroeA TEĞ£T&EÇİRJL£N BİR Sf- ÜNDrgE OÜÇBM /Z£HJ$ÜMÜN ÇİZİMIAJİ G£g- Ç£ICL£ŞT)8£C£IC, SÖYt£C£ PÜNYA UAgİTASINI ÇJÛKAZ tHNUÇLA Ç/M&Hy>K77/e. Ç£ÇİTL/ /#)- RITALAS./N TDPLANDlğl KJT7IBA "A7L4S"DEN- M££l DE, gİZ£ YtfJE ONOAN GÖRÜŞ ÜMİT ZİLELİ Solcu Değil, PiyonL Bu adamlara şapka çıkarılır vallahi!.. Istediklerini çatır çatır alıyorlar. Zulüm dediler, özgürlük dediler, demokrasi dediler. insan hak- ları dediler.. Sonunda bizzat devleti yönetenler (ya da yönettiğini zannedenler) eliyle yasaları deldi- ler!.. Artık türban serbest. Siz bakmayın. "yalnız- ca imam-hatip liselerindeki kız öğrenciler başör- tüsüyle derslere girebilecek" palavralanna. Hiç inan- mayın istanbul Üniversitesi Rektörlüğü'nün ba- şörtüsüyle ilgili genelgeyi "şimdilik" geri çektiği- ne dair açıklamasına!.. Istanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemda- roğlu yasayı uygulamıştı.. Gerçek bir demokrat tavrıyla iyi de dayandı. Ama emir yüksek yerler- den geldi. Önceki akşam 32. Gün programında ANAP'lı Agâh Oktay Güner'in Rektör Alemda- roğlu'na söylediği bir cümle. bu zevatın hangi telden çaldığını bütün açıklığıyla ortaya koyuyor- du: - Mini etekle gelene karışılıyor mu? O halde bı- rakın isteyen inancını istediği gibi yaşasın!.. işte kafa bu!.. Daha doğrusu halka yedirilmek istenen bu. Peki bunun, Refah Partisi'nin, "Her- kes kendi hukukunu yaşasın" şeklindeki gerici mantığından ne farkı var?! Bu yolun sonu Afga- nistan'da yürürlükte olan "Taliban hukukuna" çık- maz mı?! Kısacası olan oldu... İlk aşama başarıyla geçil- di!.. Şimdi çıta biraz daha yükseltilecek. Sırada ka- mu kuruluşları, devlet daireleri var. O ikinci aşa- ma.. Sonra namaz saatlerinin öğle tatillerine ayar- lanması hikâyesi gelecek gündeme.. Biz bu filmi daha önce görmüştük!.. • • • Üstelik, devletin geri adım attığı tarih çok an- lamlı, çok da vahim!.. Öğretim Birliği Yasası'nın yürürlüğe girmesi- nin, Şeriyye ve Evkaf Vekâleti'nin kaldırılmasının 74. yılında karanlığın uşakları "türban zafehni". kutladılar. ilkellikten çağdaşlığa. kulluktan vatan- daşlığa, ümmetten ulus devlete geçişin simgesi sayılan devrimlerin 74. yılında, Istanbul'un mey- danlarında şeriat provası yapıldı. Hem de bir ortağı, Atatürk ilke ve devrimleri- ne yürekten bağlı olduğunu, solcu olduğunu, de- mokrat olduğunu programında göğsünü gere ge- re anlatan hükümet zamanında.. Helal olsun!.. Aslında, bu şeriatçı kalkışma provasını kimle- rin desteklediğine bakınca her şey yerli yerine oturuyor.. Bir çırpıda sayabilirsıniz: - Faşistler, eski solcu yenı mandacılar, dinci kesimin oylarına talip sağcı partiler, özgürlük adı- na bunların kuyruğuna takılan zekâ özürlü yarı ay- dınlar, kalemini Yeni Dünya Düzeni'nin emrine ki- ralayan ikinci cumhuriyetçi köşe yazarı ve tele- vizyoncu tayfası ve kendini solcu zanneden zibi- diler!.. Bu sonuncular üzerinde biraz duralım.. 24 Tem- muz 1997 tarihinde yine bu sütunda yazdığım "YurtSbV&YOltnak* başhklı yazımda bu kesimi şöyle tanımlamıştım: "Gençliğimizin olanca ateşiyle yeni bir dünya için savaşıyorduk. Dünyayı değiştireceğimize yürek- ten inanıyorduk.. Amerıka'nın kuyruğunda olma- yı marifet sayan politikacılardan nefret ediyorduk. Solcuyduk ve bundan gurur duyuyorduk. Henüz, 'enternasyonalizm' adına ülkesine ihanet eden, kendi halkına kurşun sıkan, en aşağılık katliamla- ra imza atan, Türkiye'ye düşmanlığı birinci amaç edinmiş bazı ülkelerin piyonu, eli kanlı 'sol örgüt- ler' ortada yoktu. Solculuğumuzun en önemli özel- liği, birinci şartı yurtsever olmaktı!.." Hiç yanılmamışım!.. • • • Bugün itibarıyla bazı eklemeler yapalım.. Tari- he not düşelim.. Kendilerine solcu etiketi yapıştıran bu zıbidile- rin solculukla uzaktan yakından alakası yoktur. Bunlarpiyondur!.. BirgünEnosis'çi Yunanlının peşine takılır.. Bir başka gün Kürtçü ile aynı dü- düğü öttürür. Zaman zaman da şeriatçının bo- razanlığını yapar. En önemli özelliği kullanılmak- tır. Kendisine sorarsanız en hakikisinden solcu- dur. Marks'tan. Lenin'den ezberlediği bölük pör- çük paragraflan dipnotlanyla birlikte söylemeyi be- cerir. Ama yurtseverliği, devrimciliği bırakın du- yumsamayı, sözlük anlamını bile bilmez.. Zaten biraz büyüyünce de yeni mandacı olacak- tır!.. Emaihertac" superonline.com Faks:0212-287 42 41 BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7SOLDAN SAĞA: 1/Lüferbahğı- nın küçüğü 2/ Yelken devrin- demuhabereve irtibat hizmetle- rinde kullanılan hızlı vehafifge- mı... Üstün bir yetkinin gücü- nü sımgeleyen « değnek. 3/ Ki- j mı top oyunla- nnda oyuncular- 8 dan birinin topu n başkasınageçır- mesi... Ankara keçısinın kılı. 4/üluluk... Bir no- ta. 5/ Üvendırenın ucu- na çakılmış sivri demir 2 çivı. 6/ Tuzağa düşürü- 3 len şey... Osmanlı dev- 4 letinde uzun süren sa- vaşlarda, gerektiğinde düzenlı ordunun yanın- 6 da hızmete alınan para- lıasker. 7/Kirliliğıgös- teren iz... Asya ile Avru- pa"yı ayıran dağ sırası. 8/ Savaşta düşmandan ele geçırılen mal. 9/ XIX. yüzj'i-. lın ikinci yarısında İstanbul tıvatrolarında ortaya çıkan" eğlendırici şarkı... Bırıne dokunsun diye söylenen söz. ' YUKARIDAN AŞAĞIVA: 1/ Çöl böfgelerinin yamba- : şında >er alan, çalı ve kurakçıl ağaçlann egemen olduğu bitkı topluluğu. 2/Ödün... Kuzey gökkürenın en parlak yıl-' dızı. 3/ Biray adı... "Suna—'": Kadın kemancımız. 4/ Eıv ' der, seyrek... Bir kuvAetın. uygulandığı kütleyı bir eksen etrafındadöndürmeeğılımı. 5/ Insanların ve olaylann gü- lünç yanlannı ortaya koyan sahne yapıtı... Jüpıtergezege- ninin bir uydusu. 6/ Yasama meclıslerının bırleşimlerin- den her biri. 7/ Eğik olarak kesılmiş kenar... Bir Avrupa ülkesinin para bınmı. 8/ Su taşkını... Dar ve kalınca tah- ta. 9/ Sokması büvük acı veren iri ve esmer bir öriimcek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle