Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET
OLAYLAR VE GÖRÜŞLER
26 MART 1998 PERŞEMBE
İstanbul Üniversitesi'nden Tarihsel Uyarı PENCERE
DOÇ. Dr. ŞERMİN TEKİNALP htanbul Cniversitesi
2
1. yüzyılda \ahşi kapitaliz- rikimle \e demokrasi kültürüyle doğal
min altüst ettiği dünyada, ge- bir yaşam biçimi olduğu v e böyle oldu-
lır dağılımındaki uçurumla- ğu için de bizim kadar üzerinde fazla
ra. iletişim teknolojisinin sağ- durulmadığı \e genciliğın. eski dille ir-
ladığı olanaklarla zayıflama- tkanın tehîike olarak kabul edilmediği
ya başlav an ulusal değerlere ülkelerde mılli duyarlıhk alanlan farkh
min altüst ettiği dünyada, ge-
lır dağılımındaki uçurumla-
ra. iletişim teknolojisinin sağ-
ladığı olanaklarla zayıflama-
ya başlav an ulusal değerlere
ve gıderek eriyen güçlü de\ let anlayışı-
na tepkıler oîuşmakta \e göstergeler.
2000'lı yılların devlet mfflhetçiliği, et-
nikve mikro miüiyetçilikierin yüz> ılı ola-
cağını göstermektedır. Dev let milliyetçi-
B0, sınırlan kesin çizilmiş, dışanya kar-
şı her bakımdan güçlü bir devlete sahip,
barışçıl ama korumacı. kolektif ulusal
kimlığine bağh bir miHiyetçilik anlayı-
şını sergilerken.etnikmilliyetçilik.ırkı-
nın üstünlüğünü \urgula>an. Fransa'da
Jean Marie ~Le Pen"in partisi. Front Na-
tional gibî devlet mılliyetçiliğinin yeni-
den etnıkleştinlmesi için çalışan anlayı-
şı tem&ıl eder. De\ let milli\etçiliğı. özel-
likle postmodern coğrafyalann oluştu-
ğu günümüzde en gelişmiş Avrupa ül-
kelerinin bile asla ödün vermedi|i, üze-
rine titrediği bir anlayış olarak önemini
korumaktadır. A\nıpa Birliği'nin birtür-
lü ortak para birımine geçemeyişi, siya-
sal birlik oluşturamayışınm gerisinde
özellikle gelişmiş Avrupa ülkelerinin ti-
tizlıkle korumaya çalıştığı devlet milfi-
yetçiliği nıhu > atar.
Her ulusun koBektif bir milli kimliği
ve büv ük bir duyarlılıkla korumaya ça-
lıştığı ilkeleri \ ardır. Laikliğin. tarihsel
süreç içınde kazanmiş olduğu kültürel bi-
olabilir. tslam ülkeleri içinde tek laik ül-
ke olduğu için sürekliirtkatehlikesi için-
deki Türkiye"de önemle korunması ge-
reken ilkeler konusundaki duv arlılıklar
da Batı ülkelerinden farklıdır. Bu ne-
denle özet olarak dıyebiliriz kı. tngüte-
re ve Fransa'nın ulusal önc.elikleri ile Tür-
kiye'nin ulusal öncelikleri farklılıklar
gösterir. Türkiye Cumhuriyeti'nin da-
>andığı entemeiüke laikliktir. Buflkecum-
hurivet için \aşamsal bir değerdedir ve
var olma nedenidir. Bu konuda hedef
sapbrma yapılamaz ve en ufuk bir hoş-
görü gösterüemez. Batı ülkelerindeki ön-
celıkler farkh olduğu için. oradaki bazı
uygulamalan örnek göstermek. hedefı
saptırmaktan başka bir şey değildir. Her
ulus. kolektıf kimliğini oluştumıak için
insanına yatınm yapar ve önlemler ahr.
Hiçbir vatansever, demokrasi. hoşgö-
rü vs. gibi. bilgisiz kalabalıklan etkile-
yebilecek hamasi sözcüklerin arkasına
sığınarak. uzun ve zorlu bir süreç için-
de oluşturulan kolektif millı kimliğinin
temel özelliklerinden ödün verme ay-
mazlığına düşmez. Eğer bu kolektif mil-
li kimliği çeşitlı hesaplarla tehlikeye sok-
maya ya da bulanıklaştırmaya kalkışan
birileri olursa onlann karşısında durur.
Tehlikeyi etkisiz duruma getirme yön-
temleri de ulustan ulusa değışır. Demok-
rasiyı bir > aşam biçimi olarak benimse-
miş ülkelerde yasalar \e bağımsız mah-
kemeler sorunu çözümler. Ancak Tür-
kiye'de olduğu gibi henüz demokrasi-
nin kökJeşmemış olduğu ülkelerde. oy he-
saplan ya da içlerindeki şeriat özlemiy-
le gözleri kararmış politikacılann yü-
rürlüktekı de\ nm \asalannı çarpıtma ve
hele de Anayasa Niahkemesı kararlan-
nı bile hiçe savmalan karşısında. bu ül-
kenin sahipsiz olmadığını göstermek is-
teyengüçlerde>re>egiri\erir_Ortalık ya-
tıştıktan sonra suçlu arama süreci başlar
ve bu bö\ le sürüp gider. Sayın politika-
cüar sizi bilmıyoruz. ama biz bıktık... Kü-
çükpolitik hesaplannızdan. bu ulusu sa-
hipsiz sanma gafletinizden. ufkunuzun
darlığından. hepsinden önemlisi. en bü-
yük ulusal dayanağımız laikiıği yıllar
boyu kıyısmdan köşesinden yok etmeyi
siyasal yaşamınızın güvencesi gibi gör-
me alışkanlığınızdan ve bu ülkeyi bır
kabadayı gibi yönetme biçıminizden bık-
tık artık. Lütfen, kendinize geliniz_
Büyük önder Atatürk'ün binlerce şe-
hit kanı akıtarak kurduğu laik cumhuri-
yete meydan okuyanlar, ikinci kuşak to-
humlarını üretmeye \e hızla çoğalmaya
başladılar. Kafalannın dışı \ e içi türban-
lılann sayısı giderek çoğalıyor. Demok-
rasi, insan haklan. hoşgörü ortamı her
alanda tüm toplumu sardı da türban bu
ortamın sonucu olarak mı ortaya çıktı?
Yoksa demokrasınin rafa kaldırılması
için demokrasicilik oyunu oynayarak bi-
rileri bu kadar >ol nıu aldı? Türbanı de-
mokrasinm \e hoşgörünün simgesi (sem-
bolü) olarak savunanları basın ve tele-
vizyondan izlediğim kadanyla üç grup-
ta incelemek mümkün: 1) Gizli ya da açık
şeriat isteyenler. 2) Oy avcısı tüccar po-
litikacılar. 3) Postmodem özgürlükJeri sa-
vunan. bu yüzden şenatçıların göklere
çıkardığı. kavTam kargaşasında boğulmuş
uçukfeministiervesokular. Dikkat eder-
seniz. tüccar pohtikacılar dışında bun-
ların hiçbiri Atatürk"ten söz etmek iste-
mez. Tüccar politikacılar ıse Atatürk il-
ke \edevrimlerini kendı dar ufuldarının
kalıplan ile \atan. millet, bayrak. ezan
edebiyatı ile değerlendirirler. onun sos-
yal dev rimlerinden rahatsızlık duyarlar.
1964-1968'de öğrenciliğimin geçtiği
İstanbul Üniversitesi Edebi>at Fakülte-
si'nde. üniformabiçimindedikilmişto-
puklara kadar inen mantolar. üniforma
biçiminde bağlanmış bele sarkan eşarp-
lar ya da kara çarşaflar içinde. körpecik
güzel yüzlerinde ne duruma getirildik-
reruvin bilincinde olmayışın tebessümüy-
le dolaşan bugünkü kız taburlarını gör-
seydım, herhalde ya şeriatla yönetilen Is-
lam ülkelerinden gelmiş bir turist kafi-
lesi ya da fîlm çekiliyor sanırdım. Böy-
le bir manzaranın Türkiye'de oluşacağı-
na düşlenmde görsem inanamazdım. is-
tanbul Ünhersitesi, genç Türkiye Cum-
huriyeti'nde önemli tarihsel. siyasal ve
bilimsel özgörevler (misyonlar) üstlen-
miş, Türkıye'nin en köklü öncü bir üni-
\ersitesıdir. Demokrasinin. laikliğin teh-
likeye girdiği dönemlerde hocalanyla
\e öğrencileriyle ilk şahlanışı yapmayı
görev bilen dinamik bır üniversitedir.
bolayısıv la. İstanbul Üniversitesi Rek-
törü Sayın Kemal Alenıdaroğlu'na kı-
zanlann bir gerçeğı akıllanndan çıkar-
mamalan gerekir. Sa\ ın Rektör. üni\er-
sitenin tarihsel özgörev ini bır kez daha
öne çıkarmış, küçük politik ve bürokra-
tik hesaplarla değil. Atatürkçü kimliğiy-
le doğru olduğuna inandığı şeyi dolaylı
yollara sapmadan cesaretle uygulamış-
tır.
Bu genç kızlar ortada kalacakmış.
okuyamayacakjnış. insan haklan. öz-
gürlükmüş.. bundan sonrasını kendi po-
litik hesaplan için körpecik kızlan sanp
sarmala> ıp ortaya bırakanlar düşünsün
ve Atatürk devrimleri \ e laiklik konusun-
da verilecek ödün olmadığını. bugün ol-
mazsa yann, Atatürkçülerin önlerine di-
kileceğini görüp bundan bir ders çıkar-
sınlar \ e kendi yöntemlenyle bu çocuk-
lan çağdaş kılık. kıyafetler konusunda
ikna etsinler. Onlan tek ikna edebılecek
kişiler onlan bu duruma getirenlerdir.
Gencecik bedenlerin arkasına sığınıp
Türkiye Cumhuriyeti'ne şantaj yapma-
ya kalkışmasınlar.
Çünkü hepimiz çok iyi biliyoruz ki,
laiklikünrvtrsitenin >aşam suvııdur. 0 ol-
madanneüniversitenedebizoluruz. Sa-
vin poGtikacdar, siyasal arenanın iyice bu-
İanıklaştığı bugünlerde. lütfen İstanbul
Üniversitesi'ndeolanlarıhafifealmayı-
nız. dikkatle izleyiniz. olavları \e olan-
lan tarihsel bir uyan olarak kabul edi-
niz.
Köprüler ve Sular.
Demokratik Saldın Hakkı!
TONGUÇ GÖRKER
T
V ekranlannda Diyarbakırspor futbol-
culan ile Urfasporfutbolculan takım
halinde sille tokat savaş \eriyorlar.
Ardından, Kütahya'da ve Istanbul'da
oynanan ıki amatör küme maçında.
benzer meydan sa\aşlannı izli\oruz.
Ekranın altında "sporun centilmenliği nerede?"
yazısı okunuyor. Ovunculan ve taraftarlan yatış-
tırmak \erine karşı tarafı suçlayan kulüp başkan-
lan acaba hangi görüşteler? Bir bıldıkleri mı var?
Benzer olaylann izlendiği "büviik
1
" takjm maçla-
nndan bu yana çok zaman geçmedi. Birantrenö-
riin sırtma atılan taştan sonra karşı taraf antrenö-
riinün **Bu kadardaartisüikolmaz" dediğini. kos-
koca Futbol Federasyonu Başkanfnın "Silahtan
çıkan mermi isabet etsevdi bile böyle sarsılma gö-
rüntüsü olmazdı" sözlen vie olav ı küçümsediğinı.
bazı hakem eskilerinin "Taş büyük değildi, sakit-
nsayılma/" şeklinde yorumlar yaptığını izlemiş-
tik."
Saldırılar yalnız futbol maçlannda mı oluyor-
du? Sabık Refah Partisi'nin sabık olmayan millet-
vekillerinın yerlerinden fırlayarak, ellerini ceple-
rine daldınp silah arayarak bir muhalefet millet-
vckıline saldırmalanndan. bu saldınlannı dişan çı-
kan milletvekilihin ardından sokaklarda devam
ettirmelerinden, yakası açılmadık küfurler savur-
malannı TV ekranlannda izlememizden bu yana
çok mu zaman geçtı? Anayasava aykın davranış-
lan nedeniyle bu partinin kapatılmasından sonra
birkaç milletvekilimn suçlanması ve yasama gö-
revine son verilmesi yanı sıra bu saldınlan yapan-
lann suçlanmaması ne anlama geliyordu? Yoksa
yumrukla, silleyle kişilere saldın eyîemini anaya-
samız milletvekilleri için demokratik hak mı sa-
yıyordu? Günümüzün başbakanı muhalefet lide-
riyken Macaristan'da uğradığı yumruklu saldın-
dân yara bere içinde kurtanldığı sıralarda. zama-
nın başbakanı "Ama o da kumar aynuyor" sözle-
riyle saldırgana hoşgörüsünü belirtmemiş mıydi?
Aradan biryıl bile geçmeden. günümüzün başba-
kanı ile aynı partiden olan millenekillerinin, sal-
dırgan \eyselOzdemir'i Macaristan'da ziyaret ede-
cekleri. dönüşte de "Başbakan büyüklükgösterip
onu affedecektir" şeklinde açıklama yapacaklan
kimin aklına gelirdi?
Bir süredir CHP kongrelerinde yaşanan olayla-
ra ne demeli? Yumruklar. tokatlar. güreş \e boks
gösterileri, silaha sanlmalar... CHP Genel Merke-
zi'ne saldıran güdümlü bir kalabalık. kalabalığa,
binayı terk edip beden gücüyle karşıhk vermeye
çalışan bir genel sekreter, güdümlü kalabalığa des-
tek vermekle görev li olduklan izlenimini veren po-
lisler. tarihi partinin genel sekreterine yumruk at-
mayı sakmcalı görmeyen bir polis memuru. polis
memurunun kimliğini saklayan ve saldınya ugra-
>an genel sekreteri suçlayan bir vali ve bir polis
müdürü...
SSK Okmeydanı Ağız ve Diş Sağlığı Merke-
zi'nde. görevini yerine getırmeye çalışan idareci
hekime, o tarihte iktidarda bulunan Refah yöne-
timine ve Karadenizli olmasına güvenerek yum-
ruk ve sopayla saldıran bir hekim ve kendisine
destek verme çabası gösteren yine aynı üniteden
birkaç hekim. onlan himaye erme çabası ile üni-
tenin çok başanlı baştabibine saldıran bir sağlık
işleri müdürü... Olayın yasal soruşturmasının olay-
dan altı ay sonra başlaması. soruşturmanın aynca
altı aya yakın sürmesi. soruşturma sırasında sal-
dırganlann görevden uzaklaştınlmayışı. tersine.
daha yetkili durumlarda görevlerinin devam etti-
rilmesi ve bu yolla başka kişilerin ifadelerinin et-
ki altında bırakılması. olaydan biryıl sonra ve çok
geciktirilerek saldırganlann başka birimlere atan-
ması. kendilerinden özürdilercesine memnun ola-
bilecekleri sağlık tesislerinin seçilmesi, uğradığı
saldın nedeniyle görevinden istifa eden baştabi-
bin onurlu davranışını gözardı edip hâlâ görevine
iade edilmemiş olması olaylan henüz son bulma-
dı. devam ediyor.
Birbirine karşıt olduğu zannedilen iki partinin
tutumları birbirini destekleyerek devam ediyor.
Refah Partisi saldınyı organize ediyor, koalisyo-
nun büyük kanadı ise, sabık Refah Partisi'nin sal-
dın hakkını korumaya çalışıyor.
Saldın hakkını kullanarak Sıvas'ta binbiremek-
le yetişmiş ülke aydınlannı diri diri yakanlann
yargılanmalan henüz sona ermedi. Oysanerede ise
suçlan belleklerden silindi. Saldın hakkını kulla-
narak ülkenin düşünen kafalarını silahlarla ya da
bombalarla yok eden demokrasi yanlılannın ise kim
olduklan hâlâ anlaşılamadı. Alanlan doldurup bü-
yük gürültülerle sözlü saldında bulunan din tacir-
lerinin sırtlannın sıvazlanması işlemi sona erme-
di. Büyük kurtancı Atatürk'e saldın işlemi ise. ne-
rede ise demokratik haklann önde gelen ölçüsü ola-
cak bir görünrü kazandı. 1950 secimlerinden he-
men sonra başladı ve devam ediyor.
Tüm bunlan anılannda bir araya getiren kişinin.
rakip oyunculara saldırarak 3 puan almaya çalışan
masum futbolculan suçlaması olası değildir. El-
bette ki büyüklerinin saldın organize ederken bir
bildikleri vardır ve onlar da bu haklannı kullan-
mak istemişlerdir. Bilgisi olmayanlar, ne olduğu-
nu anlamayanlar. benim gibi, bizim gibi. çağdışı
kalmış kişilerdir. Demokrasinin sağladığı haklar
arasında elbette ki saldın hakkınia var olmalıdır.
BüyükJerimizin bizleri de aydınlatmasını iste-
me hakkımızı kullanmalıyız. Bu saldın hakkımn
anayasanın neresinde yazdığını veya anayasanın
hükümlerine uygun olarak hangi yasalarda yazılı
olduğunuöğrenmeliyiz, Eğerbu hak için yaptınm
yoksa ve bu hakkın ne olduğunu sadece erbabı bi-
liyorsa, lütfedip bizim gibilere de öğretmelerini bek-
liyoruz. Bizler de gereğinde demokratik saldırı
hakkımızı kullanmak istiyoruz.
1968 yılına değin bu ül-
kede ne terör korkusu var-
dı, ne de fail-i meçhul cina-
yetler kanlı tespih taneleri gi-
bi birbirine ekleniyordu.
Ya ne vardı?..
Sol korkusu!..
Hiç unutmam, İstanbul'un
seçkin kesiminden zengin
ve güzel bir hanım:
- Ben, demişti, hazırhklı-
yım.
Nişantaşfnda bir lüks
apartıman katındaydık, viş-
neçünjğü bir divanda otu-
ruyordu.
- Ne yapacaksınız?..
Solcular iktidara gelirse"
güzelim kadın yaşamına
son vermeyi düşünüyordu.
Sonunda bu işi yaptı; ama,
komünistler yüzünden de-
ğil!.. Hanımefendi çok eli
açık olduğu için gırtlağına
dek borçlanmış, tefecilerin
eline düşmüştü, ilkel kapi-
talizmin dişlileri arasında
harcandı gitti.
O yıllarda topluma aşıla-
nan sol korkusunu bugün
anlamak olanağı yoktur.
•
68'de öğrenci eylemleri
başladı. Fail-i meçhul cina-
yetler zincirinin ilk halkası,
Teknik Üniversite'de canı-
na kıyılan Vedat Demirci-
oğlu'dur, çocuğu acıma-
dan harcayıverdiler; birisi
yukandan emir vermişti:
"Iti kurda kırdırmak ge-
rek!.."
It, solcu gençti, kurt ise ül-
kücü genç!.. Zamanın an-
layışına göre bütün solcu-
lar "maskeli komünist" idi-
ler, tümü de vatan hainiydi.
"Üniversitede reform" di-
ye başlayan 68 eylemlerini
silahlı çatışmalara sürükle-
yenler, devletin en üst ka-
tında "kararkademesi"nüe
idiler.
Cumhurbaşkanı Cevdet
Sunay'dı.
NATO üyesi ülkelerde
devlet içinde "Gladio" ör-
gütü kurulmuştu. Türki-
ye'deki "Gladio"nun ne me-
ne bir şey olduğunu herkes
büiyordu". Kuruluşta önem-
• ••
li rol oynayan KurmayAlbay
Ateşdağlı örgütün amaç
ve işlevinin nasıl saptırıldı-
ğını o günlerde uzun uzun
bana anlatmıştı.
Üniversiteli gençlere si-
lahlı eylem fikrini aşılayan-
lar polisi kullanıyorlardı; ül-
kücü gençleri öne sürüyor-
lardı; yaklaşık otuz fail-i
meçhul cinayet sonunda
solcu gençler de silahlan-
dılar.
Deniz Gezmiş ve arka-
daşlannı silaha sarılmak zo-
runda bırakan stratejinin
başı Çankaya'daotuaıyor-
du.
•
Bağnazlık, körlük, ufuk-
suzluk devletin üst düze-
yinde salgınlaşmıştı.
Peki 68'lilerin tekerteker
öldürülmesini öngören ka-
fasızlar, bugün ne yapıyor-
lar?.. Kısa sürede üniversi-
tedeki solcuları bitirecekle-
rini düşünüyorlardı; iş büyü-
dü, zıvanadan çıktı, bu tez-
gâhı kurarak "silahlı terör"
ve "fail-i meçhul cinayet"
yolunu devlet eliyle açanlar
PKK'yi detohumladıklarını
hiç düşündüler mi?..
Komünizm korkusu "So-
ğuk Savaş" sürecinde çok
partili rejime ipotek koydu;
çok partili rejim sola açıla-
cağına sağa açıldt; irticaya
yol verdi.
Avrupa'da ise demokra-
si sağa değil, sola açılışla
gerçekleşmiştir.
•
Susurluk çetesinin to-
humlan1968'deatıldı.
1991 'de Sovyetler dağı-
lınca, işsiz kalan bu örgüt,
kumar ve uyuşturucuya
bağlandı; ama, artık devlet
içinde hiçbir işlevi kalmadı-
ğından hesabı görülecek...
2000'e 1.5 kala devletin
ne sola karşı irticaya ihti-
yacı var,.
Ne de komünizme karşı
Gladio'ya...
Yenilenen İstikbal Koleks'ıyonu'nda,
şimdi bütün Baby Collection ürünleri,
benzersiz kampanya avantajlarıyla
sizi ve onu bekliyor.
lihs}
r»,
I
Ufaklığa bir 'şirinlik' yapmak için,
siz de bugün en yakın İstikbal Safış
Noktası'na uğrayın.
Bu lcampanyada, isHkbal Baby Colledion, Panel McMya, Yatak ve Ev
TeksHl ürünleri peşin fîyatına 1+3 taksitie, Kanepe, Ohjrma Gruplan, Kottuk
Takımlan ve Studio Gdiection ürünleri ise peşin fiyattna 1 +5taksitlesatışa
sunulmaktadır.
Üstelik, Yatak ve Ev Tekstil grupbrında belirli ürön ve modeller için,
özel kampanya hediyeleri (Streteh Çarsaf, Alez Yatak Koruyucu, Yashk ve
Kırieniier) verilmektedir. Aynntılı bilgi İstikbal Satış Noldaiarı'ndan alınabilir.
0<r«Ms TOIaHcl HMk
0800 361 5558 yenileyin/
yenilenin"