22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 MART 1998 PAZARTESİ HABERLERÎN DEVAMI TlIRKİYE Istanbul _Y 12 Sinop Y 11 Adana B 20 Edırne PB 13 Samsun 11 Mersin B Kocaeli PB 12 Trabzon Y 9 Diyarbakır B Çanakkale PB 13 Giresun Izmir B 17 Ankara 8 Şanlıurfa B PB 14 Mardin B Manisa B 17 Eskışehir PB 13 Siırt B 12 Aydın B 1 8 Konya B 13 Hakkârı Denizli B 17 Sıvas PB 3 Van Zonguldak Y 7 Antalya B 19 Kars B -2 Yurdun kuzey ke- sımlerı çok bulutlu, Marmara'nın doğu- suyla Karadeniz kı- yılarıhafrfyağmurlu, _ . diğer yerler az bulut- Stockholm K Oslo K 0 Helsınki K 1 lu ve açık geçecek. Londra Yurdun doğu kesim- Amsterdam lerınde yer yer sıs görulecek. Rüzgâr kuzey ve batı yönler- denhafif, arasıraor- Bonn ta kuvvette esecek. 12 9 12 Y 12 Münih Y 11 Zürıh Bertin Budapeşte Madnd Vıyana Belgrad Sofya Roma Atina Y PB PB B B B PB PB 1ü 13 19 13 10 12 18 14 B 11 Taşkent Tahran ASYA Moskova K -3 Aşkabat Akmola Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahıre K PB K PB K PB PB 2 2 8 7 10 10 21 Şam PB 14 0 Açık Parçalı bulutlu Büjtu ^ ÇOK oulutlu ı Yağmj'îu Karlı Sulu kar ) GOK gurültulü Medya kuruluşlarının hissesi RTUK, enerji ihalelerini inceliyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Radyo ve Tek- vizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkan Yardımcısı Şevki Göğüsger. televizyonlan bulunan bazı holdinglerin, elektrik dağıtım şebekesi ihalesini almalanna ilişkin çalışma başlattıklannı öğ- rendiklerini. hisse oranlan- nm belirletunesinin ardın- dan konuyu üst kurulun gündemine getireceklerini bildirdi. Göğüsger, "Devlet ihalesini denetleme yetki- miz yok. Ancak hisse oran- lannın yüzde 10'u aşması dunımunda yayın kuruluş- lanndan bu kişüerin ortak- bklanna son verilmesi iste- nebilir. Ya da bu kurumla- nn ulusal frekans ihalesine girnıesi önlenebilir" dedi. RTÜK'ün, elektrik dağıtım şebekesi ihalesini alan hol- dinglere ilişkin olarak Enerji ve Tabiı Kaynaklar Bakanlığı'ndan ıstediği lis- te kuruma ulaşırken ortak- lıklara ilişkin olarak Sana- yi ve Ticaret Bakanlı- ğrndan istenen bilgi notu- nun heniiz eelmediği bildi- rildi. RTÜK tarafindan, ulusal bir yayın kuruluşunda yüz- de 10'u geçen oranda hisse sahibi olan kişilerin. ihale- lere katthmını yasaklayan Radyo ve Televizyonlann Kuruluş ve Yayınlan Hak- kmdaki Yasa'ya aykınhk olup olmadığını incelemek amacıyla bir çalışma baş- latıldığı öğrenildi. RTUK Başkan Yardım- cısı Göğüsger. şu açıklama- yı yaptı: "Fhaleyi alanlann herhangi bir yayuı kurulu- şundaki hisse oranırun yüz- de 10'u geçtiğinin belirlen- mesi dunımunda, 'Şu kişi yasanın gerektirdiği niteli- ğinı kaybetmiştir, ortaklı- ğını tasfiye edin' denilebi- lir. Ya da ulusal frekans iha- lesine girmesi önlenir. An- cak bu benimgörüşüm,bu- na ancak üst kurul karar verebüir." Elektrik Mühendisleri Odası da, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı. TEDAŞ ve TEAŞ yöneticileri hak- kında, TEDAŞ'a bağlı da- ğıtım şebekelerinin işletme hakkmın devrinde RTÜK Yasası'nın ihlal edildiği ge- rekçesiyle suç duyurusun- da bulunmuştu. Türkiye Maden-tş'in dergisınde. elektrik dağıtım şebekeleri A grubu ihalesini kazanan- lann medya holdingleriyle bağlantısı şöyle belirtildı: fstanbul-Trakya yakası: Hürriyet ve Milliyet gaze- teleri ile Kanal D'nin sahi- bi olan Doğan Holding ile lnterstar televizyonunun sahibi Uzanlar'a ait olan Çukurova Holding. Tekfen ve TES şirketleri aldılar. Tekirdağ-Kırklareli- Edime dağıtım şebekesi: Krona Mühendislik-Avru- pa Amerika Holding aldı. Show TV ve CINE 5'in sa- hibi Erol Aksoy Amerika Holding'i aldı. Bursa-Yalova hatü: Tür- kiye gazetesi, TGRT, Ihlas Haber Ajansı'nın sahibi Ih- las Holding aldı. Kocaeli-Gebze: Ceylan lnşaat Limited Şirketi aldı. Termik santral ihalele- rinde de Erol Aksoy'un bağlantısı olduğu ileri sürü- len Krona Şirketi'ne Çata- lağzı Termik Santralı'nın işletme hakkı verildi. Etibank'ın ihalesini de NTV'nin sahibi CavitÇağ- lar'ın şirketi kazandı. An- cak Çağlar'm şirketine iha- lenin ardından Sabah Gnı- bu'nun sahibi olan Dinç Bilgin'in de ortak olmasına karşm satış işlemi Özelleş- tirme Yüksek Kurulu"nda onaylandı. 'Uyum içindeyiz' • Baştarafi 1. Sayfada derler, yaklaşık 4 saat süren toplantıda. 55. hükümetin icraatmı masaya yatınrken koalisyonun geleceğini de tartıştılar. Toplantıda, DYP Genel Başkanı Tansu Çil- ler'in liderler turuyla gün- demin en üst sırasına otu- ran seçim konusu ağırlıklı olarak ele alındı. Yılmaz, Çıller ile CHP Genel Baş- kanı Deniz Baykalın son- baharda erken seçim konu- sunda uzlaşabileceği ve bu konuda Fazılet Partisi'ni de yanlanna çekebilecekleri- ni söyledi. Yılmaz, bu ne- denle koalisyon ortaklan olarak seçim konusunda bir tavır belirlemeleri ge- rektiğım kaydetti. Toplan- tıda. Başbakan Yılmaz'ın. yerel seçımler ile boşalan 8 milletvekılliği için ara se- çimlerin birleştirilerek ya- pılması önerisi de günde- me geldı. DTP ve DSP li- derlerinin. ara seçim öneri- sme karşı çıkarak "Eğerfl- le seçim olacaksa erken ge- nelseçimlerle yerel seçimler birlikte yapdsın" önerisini gündeme getirdikleri bildi- rildi. Zirvede, siyasi partiler yasası ile seçim yasası da gündeme geldi. Bu yasalar üzerinde uzlaşma sağlana- rak bir an önce Meclis'ten çıkanlması gereği üzerin- de birleşildi. Liderler, yerel seçimlerde 2 turlu seçim olabileceği görüşünü dile getirdiler. Ülke barajının yüzde 5'e indirilmesinin de gündeme geldiği belirtildi. Toplantıda, aynca - DSP'li Milli Eğitim Baka- nı Hikmet Uluğbay'm "kı- hk kıyafet genelgesini" ödünsüz olarak yürürlüğe koymasıyla başlayan tür- ban tartışması da ele alın- dı. Başbakan Yılmaz'ın ı- mam-hatip liselerinin mes- lek lisesi kapsamında oldu- ğu, bu nedenle kılık kıyafet genelgesi kapsamı dışına çıkanlması gerektiği görü- şünü dile getirdiği öğrenil- di. Yılmaz. aynca söz ko- nusu genelgenin çıktığı 12 Eylül döneminde dahı tam olarak uygulanmadığını anlattı. DTP lideri Cindo- ruk'un da Yılmaz'a destek verdiği aktanldı. Enflasyonun yüzde 100'ün üzerine çıkması da zirvenin en önemli gündem maddelerinden birini oluş- turdu. Cindoruk. enflasyo- nu düşüremezlerse yollan- na devam edemeyecekleri- ni dile getirdi. Toplantı ön- cesinde verdiğı demeçler- de ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Güneş Ta- ner'in istifasını isteyen Cindoruk'un. zirvede de Taner'le ilgili rahatsızlık- lannı dile getirdiği bildiril- di. Başbakan Yardımcısı Ecevit'in de seçim tartış- malanndan duyduğu rahat- sızlığı ifade ettiği öğrenil- di. Maliye Bakanı Zekeri- ya Temizel'in hazırladığı vergi reformu tasansının ödünsüz yasalaşmasını is- teyen Ecevit'in ortaklanna. "Reformlan gerçekleştir- meden seçime nasıl gide- riz? Önce vergi, sosyal gü- venlik gibi reformlanmızı çıkaralım, ondan sonra ge- rekirse başunız dik seçime gideriz" mesajı verdiği öğ- renildi. Toplantının ardından ga- zetecilerin sorulannı yanıt- layan Ecevit. "Her konu- da, koalisyon ortağı üç par- ti arasuıda u>iım bulundu- ğu görüklü. Gündemimiz- de seçim yok. Yann Sayın Başbakan, daha a>Tintılı biraçıklamayapacak" de- di. Cindoruk ise herhangi bir açıklama yapmadan Başbakanlık Konutu'ndan aynldı. ^Seçim sistemi değişıneli'I Baştarafi 1. Sayfada lara hiç girmediın. Ben sadece "Acele etmemek lazım. Türkıye'nın seçime doğru gıttiğini ben de görüyorum. Bu da bir seçim hükümetinı günde- me getirecektir. Ama bızım bunu hernen zorla- mamız doğru değildır" dedim. Onun dışında bir müzakeremiz olmadı. Benim, acele edilmemesi yönündeki önerimi kabul ettiği anlaşıüyor." Seçime gıdılecek olması durumunda demok- ratik bir temsıl yöntemınin aranması gerektiği- ni anlatan Baykal, seçilecek mılletvekili sayısı- nın iki katı aday gösterilmesi \e önseçimi seç- menin yapması önensim yineledi. Bu öneriye Çiller'in de itiraz etmediğmi kaydeden Bavkal. Çiller'in bunu dığer liderlere de ılettiğini sandı- ğını bildirdi. Baykal. iki turlu seçim sıstemınin kutuplaşma \e gerginlık yaratacağını belırterek "Bu sistem, köktenci hareketleri sagın \c merkezin hâkimi haline getirirken solu da erozyona uğratır" de- dı. Seçımi zorlayan partinin CHP olmadığını kaydeden Baykal. hükümetin işbaşında kalma- sının partısinin olgun. anlayışlı ve yapıcı tavn- na bağlı olduğunu belirtti. Başbakan Yılmaz'ın açıklamalanyla "Karar- sjzKasun" rolünü üstlendiğını ilen süren Bay- kal. sözlerinı şöyle sürdürdü: "Mesut Bey, ÇU- ler ile > aptığı görüşmenin ardından 6 defa seçim yok dcdi. Ama arkasından 'Falan filan kanunlar çıkmazsa seçim olur. bunun da sorumlusu mu- halefet olur' dedi. Peki o kanunlann en iyi şekil- de çıkması için ciddi bir gayret içine girdin mi? Bizim bu konudaki anlayışımızı bile doğru yan- sıtmıyor. onu bile kavramış. değil. Vergi Yasa- sı'nda ücret tarifclerinin farklılastınlması bizim için çok önemli. Gel rakamlan çıkaralım,o ölçü- de değil de bu ölçüde olsun gibi bir çabası yok. Askeri bir yönetim anlayışı içinde bu böyle çıkar, çıkarsa çıkar diyor. Oysa önerilerini, iş çevrele- rinin talebiüzerine4kezdeğtşürdLCHP'ninkat- kısı olmadan olmayacaksa gel bir dinle bakalım. Kararlı bir liderlik sergileyemiyor. Bazen öyle, bazen böyle diyor. Olan da Türkiye'ye oluyor. 8 ay 0tti, geldiğimiz noktaya bakm." 28 Şubat kararlannın üzerinden bir yıl geçme- sıne karşm gözlenn yine Milli Güvenlik Kuru- lu'nda (MGK) olduğunu anlatan Baykal, MGK'nm mart ayında yapılacak toplantısmda konunun yine ırtica olacağına dikkat çekti. Ha- nefı Avcı'nın Susurluk ile ilgili açıklamalan ne- denıyle tutuklanmasını da eleştiren Baykal, "Devletin istihbaratla ilgili gönevlisi çıkıp yenir vutulur, insanın dudaklannı uçuklatacak ifşaa- tı yapacak, o ifşaaüa hiç ilgilenmeyeceksin, vay senbutelefon numarasını nereden akün, diyccek- sin. Bunlar ciddiyetsiz işler" diye konuştu. Rusya'nm 6 Kaikasya' oyunu• Baştarafi 1. Sayfada lendirildi. Türk hükümet >etkilile- ri, Gürcistan Devlet Başkanı Edu- ard Şe\ p ardnadze'ye düzenlenen darbe gırişimi ve Ermenistan'daki ılımlı lider Levon Ter Petrosyan'ın iktıdardan uzaklaştınlması geliş- melerinin arkasında Rus>a yöneti- mınin olduğuna inandıklannı kay- detti. Kafkasya bölgesinin Türkişe ve Rusya arasındaki en önemli rekabet alanlanndan olduğunu kaydeden hükümet yetkilileri. "Her ülkenin kendine göre bir çıkar alanı \ar. Bu çıkar alanı dogal olarak korunmak zorunda. Bölgemude gelişen ola> la- n bu çıkar alamyla ilişkilcndirebili- riz" değerlendirmesını >aptılar. Türkiye'nin, Rusya'yı dışlayarak Istanbul'da gerçekleştirdiğı 5"li top- lantıyı da aynı çıkar alanı kapsa- mında değerlendirmek gerektiğıne işaret eden yetkililer, "Biz 'Şu top- lantıyı yaparsak, şu ülke rahatsız olur, bunu yaparsak diğeri kınhr' dersek politika yapama>iz. Rusya bizim için çok önemli bir ülkedir. Hem ekonomikolarak hem desiya- si olarak. Ancak ülkelerin çatıştığı çıkar noktalan \ardır. Bizim Rus- ya'yı dışlamak gibi bir düşüncemiz yok. Ancak kendi projemizi koru- mamızgerek 1 " dediler. Bakû-Ceyhan hattıntn güzergâ- hında yer alan Gürcistan"da iç kan- şıklık yaşanmasının boru hattının geleceği açısından çok önemli ol- duğu belırtilirken 4 Birleşmiş Mil- letler (BM) göre\ lisinin kaçınlma- sının da aynı kapsamda değerlendi- rildiğı bildirildi. Ermenistan'da milliyetçi Daşnak Partisi'nin iktıdan ele geçirmesı ile Azerbaycan- Ermenistan arasında- ki Yukan Karabağ sorununun çözü- münün zorlaştığı kaydedildi. Rus- ya'nın, Gürcistan ve Ermenistan'da yaratılmak istenen kanşıklığın, bo- ru hatlan için daha istıkrarlı oldu- ğu savlanan Kuzey hattının (Rus- ya'ya) tercih edilmesini kolaylaştı- racaği hesaplannı yaptığı kaydedil- di. Türkiye'nin, Gürcistan ve Erme- nistan'daki gelişmelerin ardında Rusya olduğu savlan ve tstanbul'da yaptığı toplantı Moskova yönetimi- ni rahatsız etti. Rus diplomatik kay- naklar, bazı Türk yetkililerin yaptı- ğı açıklamalann gerçekle ilişkisi ol- madığını. Moskova'nın Şevardnad- ze'yi öldürmek istemesi gibi birdu- rumun söz konusu olamayacağını bildirdıler. Aynı kaynaklar, Erme- nistan'daki hükümet degişikliğinin o ülkenin içişlenni ilgilendirdiğini. Daşnak Partisi'nin iktidara gelme- si ile Azeri-Ermeni sorununun çö- zümünün zorlaşması nedeniyle ge- lışmelerden Rusya' nındamemnun olmadığını kaydettiler. Rusya Baş- bakanı VıktorÇernorrurdin ile Baş- bakan Mesut Yılmaz arasında ge- çen arahk ayında yapılan görüşme- lerde Hazar petrollerinin taşınma- sına yönelik olarak iki ülkenin iş- birliği yapması konusunda görüş birliğine vanldığı öğrenildi. Çerno- mırdin-Y\lmaz görüşmesinin S- 300 füzelerinin Güney Kıbns'a sa- tışı konusunda olumlu geçmesi üzenne. Türk Başbakanf nın hazi- ran ayında Moskova'ya gitme kara- n aldığı kaydedildi. Genelkurmay Başkanı Orgene- ral Ismail Hakkı Karadayinın da ileriki günlerde Moskova'ya gide- ceği öğrenildi. Karadayı'mn ziyare- ti sırasında. ağırlıklı olarak "süahti- careti" üzerinde durulacağı bildi- rildi. Kadınlar8Mart için tumrlanıyorJiyan (\aşam) Kadın Kültür ve Sanatevi ve 'Özgüriük Örgütlü Güçte Kadın Plarformu' üyeleri. dün düzenledikleri etkinlikle 8 Mart Düma Kadınlar Günü'nü kutladılar. Aksaray'daki Zümray Düğün Salonu'nda >apılan etkinlikte, Jiyan adına Ne\in İl Kürtçe, Gülizar Epözdemir Türkçe birer konuşma yaptı. Konuşmalarda kadınlara *kader~ diye davatıian /ulme karşı direnmenin kadınlann göre> i olduğu belirtilerek "Demokrasi için sesimizi >ükseltmeli ve örgütlenmeliyiz" denildi. 'Özgürlük Örgütlü Güçte Kadın Platformu' da akşam Tünel'den Taksim'e kadar meşalelerle bir >ürüyüş dü/enledi. İstiklal Caddesi bo\unca daMJİ-zurna eşliğinde "Kadınlar savaş istemiyor" sloganlanyla yapılan yürüyüş. Taksim girişinde halaylarla sona erdi. 8 Mart Kadın Platformu. Ankara'da da mcşalcli bir eylem düzerüedi. SES, Tüm Maliye-Sen. HADEP \e ÖDP temsilcilerinin de bulunduğu grup. dün akşam Sakarya Caddesi'nde basın açıklaması yaptı. Açıklamada, "Kadınlar hâlâ ucuz ve vasıfsız işgücü olarak görülüyor. Sömüriiye karşı el ele verelirrT denildi. Ellerinde meşaleîerle Yüksel Caddesi'ne kadar \ürüyen eylemciler, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde Diyarbakir'da yapılacak eylemde buluşma çağnsı yaptılar. (Fotoğraf: HATÎCE TUNCER) RP'lîler Fazilet'e akıyor • Baştarafi 1. Sayfada tören düzenlendı. FP Genel Başkanı İsmail .\lptekin. Gnıp Başkanı Recai Kutan \e Anka- ra Büvükşehır Beledıye Başkanı Gök- çek'in törenın yapılacağı salona ge- lişlerinde partililer. "DürüstsiyaseUş- te Fazilet". "Öncü Türkiye için el ele", "Faziletgeliyor. iktidara yürinor" slo- ganlan attılar. Fazılet Partisi Genel Başkanı Alp- tekin. tören yerine, kapatılan RP'nin son Genel Başkanı Necmettin Erba- kan'ın "Sakaryalüar" olarak bilinen korumalannm kullandığı 06 ZJK 95 plakalı Mercedes marka otomobille geldı. FP Genel Başkanı İsmail Alp- tekin, partilerinin herkesi kucaklama- yı hedeflediğini belirterek. parti prog- ramı hakkındabügı verdı. "Tüm engellere rağmen" ülkede ba- nşın ve kardeşliğın tesisı için çaba göstereceklerinı anlatan Alptekın. "tnaıuyonım ki, halkunız bu çabamı- zıanlayacaknr' % dedi. Ülkenin gerilim ve krize da>alı politıkalarla bugüne geldiğini iddia eden Alptekin şunlan söyledi • "Gerilim ve krize dayalı poli- tikalardan hiçbir fa>da ummuyoruz. Bu ülkede yaşamaya azimli \e kararlı- yız. Se\0 toplumuna ulasma> a karar- hyiz. Tek tip düşünce \e tek tip insana rağmen, çogulcu yapıyı oluşturmaya kararhyız, Evrensel değerlere ulaşacak ortamda bu ülkede insanca >asama>a karariı>ız. Demokratik. laik. sosyal hu- kuk devletinin tesis edildiği. toplumun bir arada barış >e hoşgörü içinde \aşa- dığı bir ortamda obnanuz lazım. Asık suratlıdemokrasideğil.güleryüzlü de- mokrasiistiyoruz, FaziletPartisi,bölü- cülüğün değil bahşın, hoşgörünün, dostluğun. uzlaşmanın, değişimin ve dönüşümün adresi olacaknr." FP Grup Başkanı Recaı Kutan da, ülkede yaşanan sorunlann bir erken seçimle çözümlenebileceğini savun- du. FP'nin muhtemel bir erken seçi- me hazır olduğunu belirten Kutan. "Sıkıntılardan kurtulmanın en yakın yolu, mümkün olan en kısa zamanda erken seçime gftmektir" 1 dedi. FP bugün Köşk y eçı/ayor ANKAR4 (Cumhuriyet Büro- su) - Fazilet Partisi (FP) Genel Başkanı İsmail Alptekin ve Grup Başkanı Recai Kutan, bugün Cumhurbaşkanı Süleyman Demi- rel'le görüşecek. Partinin TBMM'de grup kur- ması nedeniyle Demirel'den ran- devu istenildiği, Demirel'in ran- de\Tiya olumlu yanit verdiği kay- dedildi. Son katıhmlarla Mec- lis'teki üye sayısı 133'e yükseien FP'nin Demirel'den randevu tale- binin, geçen hafta içinde Cnmhur- başkanhğı'na bildirildiği öfrenil- di. G U N D E M ML-STAFABALBAY • Baştarafi 1. Sayfada ban sorunu, toplumsal-siyasal yaşamımızın gündeminde ilk sıralardaki yerini de aldı. Söz- de diyorum, çünkü ülkemizde gerçekte böyle bir sonın söz konusu değildir, olmamıştır; ka- nımca olmayacaktır da. Yıllarönce Sayın Ihsan Doğramacı'n/n üniversitede kız öğrencilerin gi- yim konusuna çözüm getirmek amacıyla öner- diği 'tiirban' sözcüğü ve ilgili çizimler, gerçekte yanıltıcı olmuştur. Gerçek durum ne doğrudan giyimle ilgilidir, ne deyalnızca başın örtülmesiy- le. Bu, bir dinsel-siyasal ün/forma sorunudur. Tüm bedenl ilgilendiren giyimin üst bölümü de yalnız başla ilgili değildir. Oradaki, gerçekte bir 'beyin örtüsüdür'. Bu örtünün an/amı, 'Ben her alanda çağdaş eğitime direneceğim, bana ak- tarılanları, öğretilmeye çalışılan bilgi ve beceri- leri, bana daha önce ezberletilen dinsel inanç- lara göre eleyeceğim, degiştireceğim, çarpıta- cağım'cfrr. Bunun eylemleştirilen örneklerini de biz, üniversitede eğitimci olarak sıkça ve yeri- ne göre toplumun tanıklığında yaşıyoruz. Popülist yazarlar yazılanyla, birtakım solcu öğrenciler eylemleriyle gerici giyimi destekli- yoriar. Ne gerekçeyle? Sorunu yalnızca bir de- mokrasi ve insan hakları konusu olarakgörerek. Demokrasi neredeyse yalnızca bir 'haklar' so- rununa indirgenince, bunun doğal sonucu da kuşkusuz böyle bir tek boyutluluk olacaktır. Ik- tidar erkine başkaldırmak ilk bakışta çok çekici geliyor. Ancak burada önemli olan, bunun han- gi bağlamda gerçekleştirilmek istendiğinin, so- runun gerçek anlamının ne olduğunun ve so- nuçlannın ne olabileceğinin üzerinde düşüne- bilmektir. Demokraside yalnız ilke ve kurallar aramak, gerçekte özgürlükçü değil, 'bürokratik' bir tu- tumdur. 'Batı ülkelerinde neden gericilik yok' sorusu ve buna, 'çünkü orada demokrasi var' gibi bir yanıt vermek de bu son derece yüzey- seltutumun uzantısıdır. Değişik boyutlarda, her ülkede gericilik var, düşünce ve değer değişi- mine yerine göre önemli direnç var. Demokra- sinin var olduğunu düşündüğümüz ülkelerde bunlann güç kazanamaması, yalnızca oralarda- ki demokrasiye değil; bilim, sanat, düşünce, eğitim, ekinç alanlarında, zaman içinde yerine göre demokrasiye bağlı olmadan gerçekleşmiş gelişmelere dayanmaktadır. Hangi demokratik düzen, gerçekte demokrasiye bu ölçüde karşı olan ve onu tehdit ettiği böylesine açık olan bu türsûrekli eylemlere izin verir, verebilir? Bunun tekbirörrieği olmuş mudur? Demokrasihertür- lü toplumsal sorunun en iyi biçimde çözümlen- diği bir düzen de değildir. O, bu sorunlann çö- zümünde en az fiziksel güç kullanılması ilkesini getirmektedir." Prof. örs'ün değerlendirmelerinde yer alan "sol destek"\e ilgili bir anımsatma yapahm. Iran'da Şah yönetiminin devrilmesini toplu- mun büyük kesimi istiyordu. Solun bütün yelpa- zesi, şeriatçılarla birlikte hareket etti. Şah dev- rildi. Onu izîeyen bir yıl içinde şeriatçılar bir mil- yon, evet tam bir milyon sol görüşlüyü katletti- ler, kaybettiler, cezaevine attılar... Solcular, kendilerine zarar vermeyi sever, ama bu kadarınapes... Merkez sağ ahhh! Yeri gelmişken vurgulayalım, türban Türkçe değil. Farsça baş anlamına gelen "dur" ile çev- releme anlamına gelen "band" birleşmiş, "dur- band" olmuş. Bu sözcük Portekizceye "tulban", oradan Fransızcaya "turban" olarak geçmiş. Oradan biz türban olarak almışız. Osmanlıcaya geçişi ise "tülbend"... Merkez sağa gelınce... Bıkmadan usanma- dan şunu anımsatmak gerekıyor: -Bir şeyin aslı varken taklidine ilgi gösterilmez. Dini siyasette kullanmayı ana yol olarak seç- miş partiye gidecek oylan toplamak için yeri gel- dikçe, "O partiye gitmenize gerek yok, ondan bizde de var" polıtikasının ülkeye olmadığı gibi merkez sağa da faydası olmaz. Siyasetin bu yel- pazesini şöyle tanımlayabiliriz: ANAR RP'nin sakalsızı... DYP, RP'nin eteklisi... Fazilet, RP'nin kendisi... Bu çerçevede merkez sağ partiler türbana ba- karken laikliği kurban etmemeli. Gelin görün ki bunu anlatmak çok zor. Mer- kez sağ, şeriat deyınce başını kapatıyor, laiklik deyince gözünü... îlköğretim müfettişleri Meclis'ten destek istiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - llköğretim müfettişleri, bakanlık müfettişleri gibi ek gösterge cetveline eklenmelerini talep ediyorlar. Genel idare hizmetleri sınıfında kendilerine kadro verilmesi gerektiğini vurgulayan müfettişler, tüm milletvekillerini kendilerine destek vermeye çağırdılar. CHP Millet\ekili ZeldÇaloroğlu, Türkiye'de en çok mağdur edilen kesimlerden biri olan ilköğretim müfettişlerinin 60 bin ilköğretim kurumu, 500 bin öğretmen ve yöneticiyi denetlediğine dikkat çekti. Tüm resmi ve özel kreş, anaokulu. anasınıfi. kurs. dershane, Öğrenci yurdu ve halk eğitim merkezini de denetleyen müfettişlerin sorunlannın bugüne kadar çözülemediğini söyleyen Zeki Çakıroğlu. şu görüşleri dile getirdi: "tlköğretim müfettişlerinin öğrenim, >anşma suıavı ile mesleğe giriş. yetiştirme ve yeterlilik sınavrvia asıl müfettiş kadrosuna alınmaları diğer müfettişlerden farkh değildir. Ancak bu müfettişler, diğer müfettişlerin yer aldığı 657 sayılı Devlet Memurlan Yasası'na ekli ek gösterge cervelinden, genel idare hizmetleri sınıfi ile ilgili bölümünde bulunmamaktadır. Kaldı ki. bu grupta ilçe belediye müfettişleri bile varken ilköğretim müfettişlerine ver \erilmemesi haksızlıktır." Tüm Eğitim Müfettişleri Sendikası tarafindan yapılan açıklamada ise, TBMM Genel Kurulu'nda görüşülecek öğretmene ek zam tasansının ilköğretim müfettişlerini mağdur ettiğ' \-urgulanarak "Bakanlık müfettişlerint genel idare sınıfında yer verilirken ilköğretim müfettişlerine yer verilmemesinin açıklaması yapılamamıştır" denildi. Açıklamada tüm milletvekillerinden destek istenerek ilköğretim müfettişlerinin hak ettiği düzenlemelere kavuşması gerektiği vurgulandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle