Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18 MART 1998 ÇARŞAMBA
12 KULTUR
Pertev Naili Boratav, yanm yüzyıllık emeği arşivinin 'sahibine' dönmesini istiyordu
Türk lıalld>iliıııiııiıı pıısulasıydıoksan yaşmdayım. Çeşitli araştırmalanmda, yayınlanmda bu
arşiv malzemesinin sadece bir bölümünü kullanabildim.
Arşivimin benden sonra yitip gitmemesi son yıllanmm ana
sorunlanndan biri olmuştur. Sorun halk kültürümüzün tekrar
ulaşılamayacak ürünlerinin heba olmasıdır.
u arşivin, halen Fransa'da bulunmasının ana nedeni, neredeyse
yanm yüzyıl önce beni Türkiye dışında çalışmaya zorlayan
etkenlerdir; yani o dönemin devlet güçleridir. Belki de bugünün
hükümetleri, arşivin tekrar Türkiye'ye kazandınlmasına katkı
yaparak bir 'telafi' yükümlülüğü hissederler.
KüJtürSenisi - "kuşağının aeı
çektirilen gönül ve bilim adamı.
bugün klasikleşmiş araştırmala-
nyla Türk halkbiliminin pertav-
SIH ve pusulası" Pertev Naili Bo-
ratav. yaşamını. Anadolu halkı-
nın kültürüne. bu kültürün araş-
tınlmasına ve dünyav a tanıtılma-
sına adadı. ABD \e Fransa'da
Anadolu kültürünü tanıtan mu-
dzzam bir arşıv oluşturdu. Tek
partı döneminde Niyazi Berkes
\e Behice Boran'la birlıkte yurt-
dışında düşünmeye \ e çalışmaya
zorlandığı halde ne halkına ne de
halkının kültürüne sırt çe\irdi.
Yurtdışına çıktığında ancak 7 yıl
sonra yanına aldırtabildıği eşi
Ha\riinisaBoratav veöğrencıle-
rı aracılığıvla çalışmalarını sür-
dürdü. Sıpanş ettığı alan araştır-
malannı eşı ve öğrencılen yürüt-
•tü. Kendısıne postayla ulaştınlan
ham bulgular üzerinde çalıştı.
jonlan derledi ve dünvanın baş-
vuru kaynaklan arasına soktu.
190"7
\ ılında. bugün Bulgaristan
sınırlannda kalan Darıdere'de
dünvavagelir. Balkan Sa\aşı'mn
çıkmasıv la da. daha o beş yaşın-
1
dayken Türkiye'ye göç eden aı-
lesı. 1924'te Kumkapı Fransız
Koleji'ndebaşladığıortaöğreni-
mini 1927"de İstanbul Erkek Lı-
sesi'nde tamamlar Halk külrü-
. rüyle ılgılı çaiışmalan ta o gün-
lere, lisc son sınıftayken babası-
nın kaymakamlık vaptığı Mu-
durnu'da halk türkülenni derle-
meye başlamasına kadar uzanır.
Aynı vıl İstanbul Üni\ersitesı
Edebivat Fakültesi'ne gırerken
masallarla. halk türküleriv le, ge-
lenek göreneklerle olan ılişkisi-
nı bir hobı olmanın ötesinde bir
mesleğe. dahası bir vaşam biçi-
mıne dönüştürme kararı vardır
aklında. Üniversite bıtirme tezi
Köroğtu Destanı bu alanda ya-
pılmış ılk bılımsel araştırmadır.
Dıplomasını aldıktan sonra 1932
yılına kadar hocası Fuad Köprii-
lü'nün asıstanı olarak aynı ünı-
\ersıteye bağlı Türkiyat Enstitü-
sü'nde çalışır.
Kara listeye alınması
O sıralarda öğrencilerıyle bir-
lıkte araştırma gezısi düzenle-
mıştır. İstanbul 'dan gelen grup,
Konya KızÖğretmenOkulu'nda
kalacaktır. Okulun edebiyat öğ-
rermenı Hayrinisa Hanım'la o ilk
karşılaşma. bir ikı yıl sonra
193-Tü \935'e bağlayan yılbaşı
gecesı son derece mütevazı bir
evlılıklenoktalanır.
Borata\"ın Niyazi Berkes ve
Behice Boran gıbi polıtik ağırlık-
lı felsefe derslen \ermemesine
karşın kara listeye alınma öykü-
sü ta öğrencilik yıllanna dayanı-
yor FakültevızıyaretedenDahi-
live Vekili'nin resmi tarih oluş-
turma çabalannı eleştiren Zeki
Velid-i Togan ıçin "Ben onun öf-
rencisi olsaydım utanç duvar-
dım" demesine tepkı gösteren
öğrencıler arasında Borata\ da
\ar. Dahılıye Vekılı'ne "Biz o-
nun öğrencisi olmaktan gurur
duvuvonız" dıyen Boratav "ın
bozuk sicili Almanya vıllannda
katmerlenıyor.
Konva'vaedebıvatöğretmeni
olarak sürülen Borata\. 4 vı! sü-
ren bu görev ın ardından araştır-
ma v apmak üzere devlet bursuy-
\a Almanya'ya gıdiyor. Borata\.
faşizmm güçlendıği bu yıllarda
Berlın de Yahudı bir ailenın e\ ın-
de kalıvor. Özel sohbetlerde Hit-
Jer'i eleştiren Boratav Alman-
>a'da nıüfettiş olarak göre\ ya-
fan Reşat Şemsettin Sirer'e jur-
nallenryor. Derhal bursu kesılen
Borata\. I \ıl sonra Türkiye'ye
geri çağrılıyor.
ABD'de kütüphane
f Almanya dönüşünde Ankara
fclniversıtesi Dıl Tarih \ e Coğraf-
ya Fakiiltesi'nde doçent olarak
göreve başlıyor. Ancak Türki-
Je'de faşıst hareket bu yıllarda
ft5rnanı>a geçmıştir. Üniversite-
üen \e Türime'den ayrılmava
fâdar \aran öyküyü Havrünisa
boratav an)atıyor:*Pertev.Ni>va-
a Berkes ve Behice Boran'la bir-
liKte'YurtveDünva' dergisiniçı-
kiarmava başladı. Derslerinde ve
araştırmalannda 'görevlerinı
körüvekullandıklan'gerekçesiv-
le üçü hakkında kovuşturma. iki
yıl sonra dava açüdı. Dava bera-
atle sonuçlandı. Bu arada 1948
yıiı bütçesi tartışılırken CHP'B \e
DP'li milletvekiJleri aynı konu\ u
Meclis'e getirdiler. üniversiteler-
de 'kocakan masallanyla uğraş-
mak ıçm para harcanmasınf ,a>-
nca bu rür si\asal görüşleri olan
kişilerin ünhersitderde banndı-
nlmasını >e onlan sa\ unanlan da
deştirdiler. Hukuk öğrencilerinin
Ökulu basnıası sırasında dekan
yere \atınlarak sırtında isrifası
>azıldı ve kendisine imza ettirildi.
91 >aşında yitirdiğimiz Prof. Dr. Perte\ Naili Boratav; yaşamının 63 vılını pa> laştığı. biıiikte çalışüğı Havrünisa Boratav Ue.
'Bizesadece utancınıyaşamakdüşüyor'
SALİM RIZA KIRKPINAR
60 senelık arkadaşımdı. Bırlikte çok iyı
günlerımız geçtı. Asıl kayıp memleketi-
mız içın. Lluslararası bir ilim adamını > i-
tırdik. Pans'te uzun yıllar kaldık ikımiz
de. Ogullannın ıkısı de babasının izinden
yürü\or
İLHAN CÜLEK
Eşı Hayrünisa Hanım'la önceki gün gö-
rüştüğümde Pertev NailiBev'in sağlığınm
düzelmeye başladığını \e küçük bırame-
lıyat ıçın bir klıniğe gönderdiklerini söy-
lemıştı. Yalnız kaldığı ıçin üzüntü-
lüydü. ancak Perte\ Nailı Bey'in
lyileşeceğı umuduyla mutlu olmuş-
tu. Türkiye Yazarlar Sendikasf yla
ortaklaşa düzenledigımiz törenle
ülkesinde son bir kez daha hatırlan-
dığı ıçın Behice Boran. Niyazi Ber-
kes gibi boynu bükük gıtmedi. Çok
büjük bir ka> ıp ama yine de bö> le
bir tören gerçekleştırmenin huzuru-
nu yaşıyoruz.
MEMET FUAT
Türkıye'nın kendisini gerçekten
seven çocuklanndan bırı daha gur-
bette öldü. Başı sağ olsun...
Bize sadece utancını yaşamak
düşüyor...
KORKUT BORATAV
Babam folkloru. halk edebiyatı-
nı bılım düzeyıne çıkaran ilk insan-
lardan bırıydi. Bundan 50 yıl önce
Halk Partisı iktıdan tarafından Be-
hice Boran, Niyazi Berkes'le birlik-
te üni\ersiteden ve ülkesinden
uzaklaştınldı. çalışmalarını Fran-
sa'da sürdürmek zorunda kaldı. Bu
süre ıçınde ülkesinden de kopmadı.
Son dönemdeortamın değişmesiy-
le birlıkte Kültür Bakanlığı tarafın-
dan onur ödülü verildı. ancak bu
yapılan haksızlıkları unutturmadı.
Ölümüne dek bu konuda çalıştı \e
çalışmalarını Fransa'da sürdürdü.
ATAOL BEHRAMOCLU
Halkbiliminin büyük ustası, bılge ve
yurtse\eraydın Pertev Naili Boratav'ı yi-
tırmış olmanın üzüntüsü ıçındeyiz. Pertev
Naılı Boratav "ı sonsuzluğa ugurlarken. ar-
şı\ ının Türkiye'ye bir an önce getınlme-
sı. değerli çalışmalannın öğrencılerince
burada sürdürüİmesı. onun anısına saygı-
nın hepımıze yükledığı görev dır. Boratav.
önce yapıtlarıyla. sonra da Parıs'teki sür-
gün yıllannda kişisel olarak tanımak ve
dost olmak onuruna erdığım bir çağdaşı-
mızdı. Pertev Hoca'nın yarım yüzyıldır
çalışmalannı ülke dışında sürdürmek zo-
runda bırakılışı ve Parıs'te ölümüyle Nâ-
am Hikmet. ^ ılmaz Güney, Niyazi Ber-
kes. Behice Boran. MuzaİTer Şerif gibi
büyük bir çağdaşımız daha yurdundan
uzakta yaşama v eda etti. Bu ölümler Tür-
kiye"de sıyasal yönetimlerın de utancı sa-
yılmalıdır. Pertev Naılı Boratav'lara ken-
di ülkesinde yaşamak ve çalışmak olana-
ğı sağlamayan yönetimlerın. bu ülkenin
halkına da verebılecegi bir şey yoktur.
MUHSINE HELİMOĞLU YAVUZ
Pertev Naili Hoca'nın yurtdışına gidiş
nedeni ve hâlâ bu koşullann sürüvorol-
ması çok önemlı Hoca arşıvıni ülkesine
göndermek istiyordu Bu çok soylu bir
davranış. çünkü ülkesı onun yaşamasına
olanaktanımadı. Pertev Naili Boratav adı-
na düzenlenen gecede eşıyle birlıkte ken-
dılerine yapılan haksizhğı bagışladıklan-
nı belirttiler. Boratav Hoca'nın arşivinin
ülkesine getirileceğınden endişeüyim.
Pertev Naili Boratav gıbi çok değerli bir
insana sahıp çıkamadık. Onun ekolünden
gelen bir halkbılimcı olarak ölümünün bu-
ruk üzüntüsü ıçindevim.
SÜKRAN KURDAKUL
Dünvaya çalışmak ıçın gelmiş izlenimi
veren büyük sabır adamlanndan biriydi
Pertev Naili Boratav. 70 yılı aşan bu uzun
çalışma döneminden çağdaş kültürümüz
çok önemli kazanımlar elde etmiştir. In-
san, yurt ve dünya gibi çağdaş kültür ve
edebiyatımıza ışık tutan. dergilerdeki ya-
zılarından oluşan Folklor ve Edebiyat ki-
tabı. anıt yapıtlardan bıridir. Halk şıinmi-
zın eskımeyen değerlerının yaratılannı
günışığma çıkaran Boratav. Dıl-Tarih
Coğrafya Fakültesı'nde kısa süre öğretim
üyeliğinde de kendisinden sonra gelen ku-
şaklara araştırma, yöntem ve sabnnı var-
lığıyla göstermıştır. Dönemin politikacı-
larıkürsüsünükaldırıncaya kadar yetiştir-
dığı tlhan Başgöz gibi bilim adamlan, es-
ki kültürü günümüze bağlama geleneğı-
nin sürdürücüsü oldular. Bızim değerinı
nankörce yadsıdıgımız bu çalışma
anıtına Batı'nın layık olduğu önemı
vermesi. bugün de bizi düşündürme-
lıdır.
METİN TURAN
Türk halk kültürünün bılimsel bir
disiplin içerisinde ele alınmasının
mıman. kuşkusuz Pertev Naılı Bora-
tav 'dır. Onun DTCF'de kökleştirme-
ye çalıştığı bilimsel anlayış. ne yazık
kı Türkiye "deki nıuhafazakârdüşün-
ce iklımıne göre değildi. Kendı ulu-
sunun vetıştırdığı değerlerden; Yu-
nus Emre'den. Nasreddin Hoca dan.
Nesimi'den korkan; gerçeklik karşı-
sında beynının çeperlen yıkılan ın-
sanların Boratav veonungibılenan-
laması da olası değildi. Bu bakım-
dan. beyin tukaralığının yaşandığı
bir ortamda. ufkunu çarptığı labi-
rentlerle sınırlanmışlann Pertev Na-
ili Boratav "ı da tıpkı Nasreddin Ho-
ca. Mevlana, Hacı Bektaş, Yunus
Emre gıbi anlamamaları doğaldır.
Son günlennde bile, ömrünü adadı-
ğı 'arşiv'ının, ülkesine getirilmesi
volundaki duyarlığıyla. Pertev Hoca
> urtseverliğın. memleketi sevme ül-
Lüsünün nasıl bir erdem olduğunu
orkese göstermiştir.
MEHMET BAŞARAN
tikemızın yetıştırdiği seçkin
halkbilimcilerden birisiydi. Ülke-
mizdeçalışması yasaklandı veyapıt-
lanm yurtdış.ında vermek zorunda
kaldı. Türk sanatı ve bilimi için bü-
yük bir kayıp. 194O'lı yıllarda Hasanoğ-
lan Yüksek Köy Enstitüsü'nde masal der-
leme konusunda bırbildiri sunmuştu.
ORHAN SİLİER
Pertev Naili Boratav 'ı, büyük haksızlık-
lara uğramasına karşılık. ülkesıyle bağla-
rını, bilimsel çalışmalarının verimlilığıni
kaybetmemeyi başaran bir büyük aydın
olarak değerlendinyorum. Boratav'ın
.Anadolu'nun zengınliklerini dar kalıpla-
ra sokmadan bir kültür hazinesi olarak gö-
zümüze sermekle gösterdiği başanyı yüz-
lerce araştırmacı 2000'li yıllarda değer-
lendirecekJerdir.
Sonuçta Berkes, Boran \e Bora-
tav'ın ünhersitevle ilişkisi kesil-
di. Kürsüleri de lağvedildi. Dört
jıl bovıınca açığa alınma maaşıy-
İa geçinmek zorunda kaldık Çok
sıkıntı çektik. Sonunda Pertev,
Meclis'e bir dilekçe vererek
memleketin herhangi bir verinde
memuriyet istedi. Ancak bu di-
lekçemize bugüne kadar bir va-
nıt alamadık. Ama o boş durma-
dı. ABD'deStanford İniversite-
si Hoover Enstitüsü kitaplığının
Türkçe bölümünün kuruluşunu
vönetti. Türkive'ye ancak 1983
yılında Sedat Sımavı Ödülü'nü
aimak üzere geldi."
Dört yıl boyunca "hamallığı
andıran" bir çalışma sonunda.
bugün Stanford Cnıversitesi'nde
Boratav'ın admı taşıyan bir Türk
folklor araştırmalan kürüphane-
si oluşur. O sırada bir Amerikalı
meslektaşı onu Amerika'ya ça-
ğırır. Ama vize alamaz. Eşınin
önerisine uyarak Fransa'ya gi-
der: vıze beklemek içın. Uzun
bir bekleyişten sonra adının bir
tür kara listede olduğunu öğrenir.
Bu arada Fransa Bilimsel Araş-
tırmalar Ulusal Merkezi onu
bünyesıne kabul eder. Boratav
emeklı oluncaya kadar Türk
folklorunu dünyav a tanıtmak
amacıyla Türkçe'nin yani sıra
Fransızca. Almanca ve Macarca
çok sayıda eser v enr. "Az Gittik
L zGittik". "Zaman Zaman İçin-
de". "Köroğlu Destanı". "Folklor
ve Edebiyar. "Halk Hikayeleri
ve Halk Hikaveciliği" (Adam Ya-
vınlarıl. "100 SorudaTürkFolk-
İoru" v e -100 soruda Türk Halk
EdebiyatT (Gerçek Yayınevi)
Türkçe"de yayımlanan kitaplan
arasında yer alan Prof. Dr. Pertev
Naili Boratav. yirminci ve en
önemli çalışmastnı Nasreddin
Hoca'ya ayırmıştı 42>ıllıkbir
çabav la > azdığı, "60 viÛık ortak
yaşam" bo> unca kendısıne hep
destek ve yardımcı olmuş eşıne
ıthafettığı "Nasreddin Hoca" ça-
lışması önce Yapı Kredi Yayınla-
n tarafından basıldı. Ancak bazı
fıkralan "müstehcen" bulunarak
dağıtımı durduruldu. Kitap. Ede-
biyatçılar Derneğı tarafından ye-
niden basıldı.
Boratav. arşıvinin yeniden
Türkıye'ye kazandınlması, tek-
rar 'sahibine' dönebilmesi için
yaptığı çağnda katkı ve destek
istedi. Boratav iki gün önce ya-
yımlanan son kitabı 'Üniversite-
de Cadı Kazanı'nı ise gurbette
ölen iki arkadaşı Behice Boran
ve Niyazi Berkes'e adamıştı.
Çağn
Bu mektubu Türk halkbilimi ve
halk edebiyatma ait zengin bir bil-
gi hazinesinin yeniden Türkiye'ye
kazandınlması için birçağn olarak
kaleme aldım. Destekleyeceğinızi
umuyorum.
Neredeyse yetmiş beş yıl önce
bir lise öğrenctsi iken halkbihmi ve
halk edebiyatı malzemelerini doğ-
rudan halktan derlemeye başladım.
Sonraki yıllarbu çabaya ögrencile-
rim, asistanlanm, eşim, çok sayıda
gönüllüaraştıncı dakatıldılar. Hal-
kımızın inançlan. gelenekleri. gö-
renekleri. masallan, menkıbeleri.
türküien, şiirleri, tekerlemeleri,
oyunlan üzerinde Türkıye'nın çok
çeşitli yörelerini ıçeren zengin bir
arşiv oluşturdum. Elli yıl kadar ön-
ce Türkiye üniversitelerinde kay-
natılan bircadı kazanı sonunda. bir
TBMM karan ile Ankara Cniver-
sitesi Dil ve Tarih- Coğrafya Fakül-
tesi'ndeki görevünden uzaklaştınl-
dım. Bilimsel çalışmalarımı Fran-
sa'da CNRS'te sürdürmek zorunda
kaldım. Arşivimi Fransa'ya taşı-
dım. Fırsat buldukça Türkiye'ye
gelerek Balkanlar'daki Türk toplu-
luklanna, yurtdışındaki arşivlere
ulaşarak halkbilimi ve halk edebi-
yatı derlemelerimi sürdürdüm.
Doksan yaşmdayım. Çeşitli araş-
tırmalanmda. yay ımlanmda bu ar-
şiv malzemesinin sadece bir bölü-
münü kullanabildim. Arşivimin
benden sonra yitip gitmemesi son
yıllanmm ana sorunlanndan biri
olmuştur. Sonraki bilimsel kuşak-
lann ve kamuoyunun yararlanma-
sını saglamak üzere bu malzemeyi
sahiplenecek Türkiye'den hiçbir ki-
şi veya kurum uzun yıllar ortaya
çıkmadı. On yıl kadar önce Paris
Nanterre Üniversitesı'nden Prof,.
Dr. Altan Gökalp arşivımın kendj,,,
üniversitesijıe emaneten verilmesi-
ni önerdi. Üniversite yetkilileriyle
"istek vukuunda arşiv malzenıesi-
nin Türkiv e'ye kopvalanarak akta-
nlmasına müsaadeetmeleri" koşu-
luylaanlaştık. Eiımdekı dosyalann
önemli bir bölümünü Nanterre
Üniversitesi'ne devrettim.
Türk halkbilimi ve halk edebi-
yatı üzerindekı bu çok zengin bil-
gi birikimi şu anda bir Fransız üni-
versitesinin tasamıfu aitındadır.
Cniversite ilgilenen araştırmacıla-
ra arşivi açabilmekle birlikte. kay-
nak kısıtlan nedeniyle malzemenin
tümünün kataloglanmasını. bilgi-
sayarortamına geçirilmesini sağla-
yamamıştır. Buarşive şu anda Tür-
kiye"deki araştıncılar. ilgililer fi-
ilen ulaşamamaktadır. Önümüzde-
ki yıllarda durumun düzeleceğine
ait herhangi bir belirti de yoktur.
Sözünü ettiğim bilgi hazinesini, de-
ğişen ve modernleşen toplum ko-
sullannda, çalışılan araştırmalar ile
tekrarderlemek ve edinmek de im-
kânsızlaşmıştır. Sorun, benim ya-
nm yüzyılı aşan emeğimin heba ol-
ması değıldir. Halk kültürümüzün
tekrar ulaşılamayacak ürünlerinin
heba olmasıdır.
Yapılması gerekenler nelerdir?
Birinci olarak Nanterre Üniversite-
si'ndeki arşiv malzemesinin tümü-
nün tercihan scanning, olmazsa fo-
tokopi yoluyla Türkiye'ye aktanl-
ması gereklidir. Ikirtci olarak mal-
zemenin bilimsel normlara uygun
bir biçim ve nitelikte sınıflanması
ve kataioglanması: bunun için de
uzmanların bulunması ve bu işe
tahsisi gerekir. Öncü olarak arşiv
bilgilerinin araştıncılann kullanı-
mma imkân verecek kurumsal me-
kânlarda ve koşullarda bulundurul-
ması gereklidir. Ve sonuncu olarak
da bu aşamalan üstlenebilecek, kı-
sacası konuyu tümüyle sahiplene-
cek bir kurumun veya kurumlann
ortaya çıkması gereklidir. Tarih
Vakfi'nın bu tür bir sahiplenmeye
aday olmasmı memnuniyetle karşı-
lıyorum. En azından bir üniversite
ileyapılacak işbirliğinin de çok ya-
rarlı olacağmı düşünüyorum.
Sözü geçen aşamalann hepsi.
farklı boyutlarda finansal kaynak
gerektirrnektedir. Bu arşivin halen
Fransa'da bulunmasının ana nede-
ni, neredeyse yanm yüzyıl öncebe-
ni Türkiye dışında çalışmaya zor-
layan etkenlerdir; yani o dönemin
de\ let güçleridir. Belki de bugünün
hükümetleri. KültürBakanlığı ara-
cıhğıyla, arşivin tekrar Türkiye'ye
kazandırılmasma katkı yaparak bir
'telafr yükümlülüğü hissederler.
Türkiye'ye. Türk halkına ait bir
bilgi hazinesinin tekrar sahibine'
dönebilmesi için katkılannızı. des-
teklerinizi bekliyorum.
Pertev Naili Boratav
DEFNE GOLGESt
TURGAY FİŞEKÇt
Balkon
Jean Genet'nin Balkon oyunu, sahneleyenler
için de izleyenler için de zor bir oyun. "Uyumsuz-
luk Tiyatrosu" olarak da tanımlanan Genet tiyat-
rosunun zorluğu daha yazann kimliğinden başlı-
yor.
Dünyada düzen adına ne varsa tümüne bayrak
açmış bir yazar Genet. Mülkiyetten ahlaka, tüm
toplumsal değerlere karşı çıkan bir anarşist.
Yazarlığında da elbette alışılmış yapılarla yetin-
mesi beklenilemezdi kendisinden. Balkon'u ya-
zarken çıkış noktası olarak Ispanya Iç Savaşı'nı al-
m»ş.
Dışarıda iç savaşın sürdüğü bir ülkede, yöneti-
ci sınıf temsilcilerinin isteklerine yanıt veren lüks
bir genelevde geçiyor oyun. Birinci perdede sıra-
sıyla din adamının, yargıcın ve generalin fantezi
dünyalarını izliyoruz. BunuePin Gündüz Güzeli'nin
genelev sahnelerini anımsatıyor bu yanıyla oyun.
Bu sahnelerle gerçek hayattaki kişiliklerini tanıyo-
ruz bu egemenlerin: ne denli aşağılık, zavallı olduk-
ları ve ancak iktidarlarıyla kişilik bulabildiklerini...
Ikincı perde ile birlikte oyunda bir tema açılma-
sı oluyor. Pek çok yan tema sahnede yer buluyor.
Dışandaki savaş genelevin kapısına dek yakla-
şır. Ülkenin emniyet müdürü de içlerinde; konuk-
larevde mahsur kalırlar. Sarayı bombalanan ülke-
nin kraliçesi ortadan yok olmuştur. Diplomatlar,
bir planla yerine genelevin patroniçesini kraliçe
yaparlar.
Genelev kızlarından biri ise devrimcilerin simge-
si olur. Devrimci kahramanların hesaplaşmalannı,
yıkmaya çalıştıkları düzenin değerlerine sahip ol-
dukça nasıl çıkmazlar içinde kalacaklarını izleriz.
Kendisine dev bir anıtmezar yaptırmayı düşle-
yen emniyet müdürü. bu isteğini ancak genelev-
de bir fantezi olarak gerçekleştirebilir vb...
Bu denli zor bir oyunun sahnelenmesindeki güç-
lükler, tiyatromuzda pek rastlanmadık ölçüde us-
ta kadroların bir araya gelmesiyle aşılmış. Bütün
rollerde tiyatro dünyamızın seçkin isimlerinin ya-
nında, yönetmenden sahne ve gıysi tasarımına,
müzikten oyun afişinin hazırlanmasına dek alan-
larının ustaları karşımıza çıkıyor.
İzleyenler açısından da oyunun iki güçlük içer-
diği söylenebilir: Birincisi; tutucu yönleri olan bi-
riyseniz, şaşırtıcı, hatta irkiltici sahnelerle dolu
oyundan tedirgin olabilirsiniz. Ama oyunun yazılış
amacının da bu olduğu unutulmamalı.
Ikincisi; tam üç saat süren oyunun zaman za-
man çetrefilleşen kurgusu. Dikkatli bir izleyici de-
ğilseniz, özellikle ikincı perdede kimı ayrıntıları ka-
çırabilirsiniz.
Balkon 'da yüzyılımızın öncü tiyatrosunun öteki
isimleri Samuel Beckett ve Eugene lonesco'nun
oyunlarında da görülen karmaşık kimlik sorunla-
nnın işlenmesi ise oyunun asıl izleyiciyi zorlayan
yanını oluşturuyor. Oyun kahramanlarının ayna
karşısına geçip, kendileriyle, daha doğrusu iç dün-
yalanyla hesaplaştıkları bölümler, son derece ba-
şarıyla sahnelenmiş olsalar da metinlerin izlene-
bilmesi yine de kolay olmuyor.
Tiyatro Stüdyosu, oyunu o denli görkemli bir
sahnelemeyle sunuyor ki seyirci olarak bu görsel
zenginlik karşısında koltuğunuzda büyülenip kal-
maktan başka bir şey gelmiyor elinizden.
Oyun bittiğinde ise yukarıda sıraladığım neden-
lerle oyunu yeniden görme isteğiyle ayrılıyorsunuz
salondan.
Son olarak oyunun yazan Jean Genet üstüne
daha ayrıntılı bilgi edinmek isteyenler için Metis Ya-
yınları'nın seçkiler dızisinden çıkan Açık Düşman
(Yayına hazırlayan ve çeviren: Sosi Dolanoğlu)
adlı yapttı öneririm.
Ceyhun AtufKansu Şiir
ÖdülüAhmet Uysal'ın
ANKARA (Cumhuri-
vetBürosu)-Ceyhun Atuf
Kansu Şiir Ödülü'nü bu
yıl "Suyla Sınanmış Şiir-
ler" adlı dosyası ile Ahmet
Uysal kazandı.
Gülten Akın, Müslim
Çelik, Refık Durbaş. Şük-
rü Erbaş, Salih Bolat Ba-
har Gökler ve Emin Öz-
demir'den oluşan Ceyhun
AtufKansu ŞiirÖdülü Se-
çici Kurulu. 31 yapıt üze-
rinde yaptığı değerlendir-
me sonucunda. ödülü Ah-
met Uysal'ın yapıtına oy-
çokluğu ile verdi.
Uysal krnıdir?
Kansu ödülünü kazanan
Ahmet Uysal. 1938 Balı-
kesir doğumlu. Emekli il-
köğretim müfettışi olan
Uysal, ilk şıırlerini Şaırler
Yaprağı. Demet. Imece.
Çaltı. Yelken. llgaz. Türk
Sanatı, Varlık gibi dergi-
lerde yayımlattı. Çok sayı-
da çocuk kitabı bulunan
Uysal'ın ilk şiir kitabı olan
"Sularta" adlı yapıtı 1994
yılında yayımlandı.
1975'te 12. Antalya Film
Festivalı öykü yanşmasın-
damansiyon. 1992'deDa-
mar dergisi ile Çankaya
Belediyesi'nin ortaklaşa
düzenledikleri çocuk şiir-
leri yanşmasında ikincilik,
Kırmızıfare çocuk dergisi
öykü yanşmasında da ba-
şan ödülü aldı. Damar. Kı -
yı, Insan, Morca, Yeni Bi-
çem. Çağdaş Türk Dili.
Yaklaşım. Karşı, Dize,
Pencere ve Düşlem gibi
dergilerdevazmayı sürdü-
rüyor.
Uysal, önümüzdeki ay-
larda Ankara "da düzenle-
necek bir törenle ödülünü
alacak.
K Ü L T Ü R » Ç İ Z İ K
K A M İ L M A S
f
b
A R A C I
r "'