Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 MART 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
RTÜK
yönetmeliğinde
değişiklik
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - RTÜK
Teşkilatının Çalışma Esas
ve Usulleri Hakkında
Yönetmelik'te değişiklik
yapıldı. Resmi Gazete'nin
dünkü sayısında
yayımlanan yönetmelik
değişikliğine göre, üst
kurulun ita amirliğini kurul
başkanı yürütecek. İta
amirliği yetkisı. kurul
kararıyla kısmen ya da
tamamen kurul başkan
yardımcısına. üyelerine,
daire başkanlarına ya da
bölge müdürlüklerine
devredilebılecek.
Yönetmelikte yapılan bir
başka değişiklige göre de
üst kunıl adına yapılacak
tahsilat ve ödemeler kamu
bankalarında açılacak gelir
ve gider hesaplanyla
RTÜK bünyesinde açılacak
vezneleraracılığıvla
gerçekleştırilecek.
Öğretmen
okuUarı 150
I ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Eğit-Der Genel
Başkanı Mustafa Gazalcı,
öğretmen okullarının
açılışının 150. yıldönümü
nedeniyle yaptığı
açıklamada. öğretmen
yetiştirmeye kajnaklık
eden öğretmen okullan,
Köy Enstitüleri.
yükseköğretmen okullan ve
eğitim enstitülerinin
yerlerine daha iyileri
açıimadan kapatıldığına
işaret etti. Gazalcı, "Yakın
tarihimiz açma ve
kapamayla geçtiği için
öğretmen açığı
giderilememiş, mektupla
sözde öğretmen yetiştirme
yoluna gidilmiş. bu da
yeterli olmayınca yedek ve
geçici öğretmen alınmıştır"
dedi. Gazalcı öğretmenlere
görev yaptıkları okulun
müdürünü seçme hakkı
verilmesi gerektiğini de
belirtti.
CHP'nin
dayanışma
gecesi
• tstanbul Haber Servisi -
CHP tstanbul tl Örgütü'nce
düzenlenen dayanışma
yemeği önceki gece The
Marmara Oteli'nde
gerçekleşti. Çok sayıda
milletvekili. belediye
başkanı ve parti
yöneticisinin katıldığı
yemekte konuşan CHP
Genel Başkan Yardımcısı
Ali Topuz. sıyasetin toplum
için yapılacağını belirterek
"Türkiye'nin 12 Eylül'de
kaybettiklerini giderecek
olan tek parti CHP'dir"
dedi.
'Bebekler
Ölmesin'
kampanyası
• İstanbul Haber Servisi -
Sağhk Bakanı Halil
Ibrahım Özsoy. anne-çocuk
sağlığı hizmetlerini daha
etkin hale getirmeyi
amaçla>an ve lstanbul'da
ağırlıklı olarak gecekondu
böigelerinde uygulanacak
'Bebekler Ölmesin'
projesini. lstanbul'da
düzenlediği bir toplantıyla
tanıttı.
24 PKK'Iİ
öldürüldü
• DtYARBAKIR
(Cumhuriyet Bürosu) -
Olağanüstü Hal Bölge
Valiliğı'nden edinilen
bilgiye göre çeşıtli
istihbaratların
değerlendirilmesi
sonucunda. Şırnak'ın
Besteler ve Dereler
bölgesine düzenlenen
operasyonlarda, 24 PKK'li
öldürüldü. 3 güvenlik
görevlisi şehit oldu.
H. Sami Tünk
Cenevre'ye gitti
• tSTANBll.(AA)-
De\let Bakanı Hikmet
Sami Türk, Birleşmiş
Milletler lnsan Haklan
Komisyonu 54. dönem
toplantılarma katılmak
üzere Cenevre'ye gitti.
Türk. hareketinden önce
Atatürk Havalimanı'nda
yaptığı açıklamada. bugün
vapılacak toplantının BM
İnsan Haklan E\ rensel
Bildirgesı'nin 50.
yıldönümü ve Vivana lnsan
Hakları Zırvesi"nde kabul
edilen lnsan Hakları
Bildirgesi ve Eylem
Planı'nın 5. yıldönümüne
rastlaması nedeniyle özel
bir önenı taşıdığını söyledi.
Keskin, Gülen'in laik cumhuriyeti içeriden fethetmeye yönelik çalışmalar yaptığını söyledi
6
Gülenfirsatkolhıyor'tBRAHİMTIĞ
DEVREK- CHP Genel Sekre-
ten Adnan Keskin. Bülent Ece-
vit'in tarikatlarla. cemaatlerle olan
ilişkilerini mahcup bir şekılde ifa-
de ettiğıni belirterek "Fethullah
Gülen'in vaklaşımına. anlavışına.
dünya görüşlerini Sayın Bülent
Ecevit'in >apüğı değerlendirme ile
çakışnrmakmümkün değüdir" de-
di.
Adnan Keskin, DSP Genel Baş-
kanı ve Başbakan Yardımcısı Bü-
lent Ecevit'in Fethullah Gülen'le
ilgili sözlerini değerlendirdi.
Keskin. Gülen'in gizli bir şekil-
de, çok sinsi plan çerçevesinde la-
ik, demokratik cumhuriveti içeri-
• "Sayın Bülent Ecevit Fethullah Gülen ile ilişkisini mahcup bir şekilde
sürdürüyor.' Türkiye cle iyi tarikatlar var. faydalı cemaatler var, sahte
cemaatler var, kötü tarikatlar var' diyerek tarikatın iyisinin olabileceğini,
cemaatin iyisinin olabileceğini kabul ve deklare etmiştir."
den fethetmeye yönelik çalışmalar
yaptıgım belirterek şunlan söyledi:
"Fethullah Gülen, şu an bu siste-
mi >ikamıyorum. al aşağı edemiyo-
rum, gücüm potansivelim buna ye-
terli değiL, öyle ise aşındırma çalvş-
malannı sürdürevim. imkân bul-
duğum anda baltalayayım ve laik
demokrat cumhuriyetizedekyeyim
düşüncesinde.
Sayın Bülent Ecevitise Fethullah
Gülen ileilişkisini mahcup bir şekil-
de sürdürüvordu. Kadınlanmızın
laikdemokratikcumhuriyete sahip
çıkmak için Ankara'nın kızılav
Mejdanı'nda yaptığı vürüyüşten
sonra Sajın Bülent Ecevit Türki-
ye'de iyi tarikatlar var. faydalı ce-
maatler \ar. sahte cemaatler var.
kötü tankatlar var" dherek bir ay-
run yaparak tarikatın iyisinin ola-
bileceğüu,cemaatin iyisinin olabile-
ceğini kabul ve deklare etmiştir."
Bu üslup ile Ecev it'ın tarikatlar-
la. cemaatlerle olan sıcak ilişkile-
rini mahcup bir şekilde ıfade ettı-
ğine değinen Keskin. "Bugüne ka-
dar kapalı kapılar ardında götürii-
len bu ilişki. Sayın Ecevit'in son
açıklamalarn la gün ışığına çıkmış-
tır. Özelükle Fethullah Gülen \e o-
nun cemaatleriyle. tarikatıyla çok
i\i bir ilişki içerisinde olduğunu
açıkça kamuoyuna deklare etmiş-
tir" dedi.
Ecevit'in bu açıklamalarıyla
"hak cttiği siyaset kul\ anndaki ye-
rine doğru gittiğini" vurgulayan
Keskin. sözlennı şöyle sürdürdü:
"Ecevit. bugüne kadar kendini
topluma sosyal demokrat olarak
göstermiştir. Bu açıklamalanyla
Sa\ın Ecevit. sosyal demokrat dü-
şüncenin temsilcLsi değil. iyi tarikat-
lann, sahici tarikattann temsilcisi
olduğunu Türk kamuoyuna açık-
lamıştır.
Bir başbakanın. bir başbakan
yardımcısının \ üriirlükteki kural-
lan görmezlikten gelerek onlann
uvgulanmasım engellemeye hakkı
\oktur. Hele hele rejimin terneli ile
ilgili bir hukuk kuralının askıya
altnmasını talep etmek Başbakan-
lık koltuğunda oturan kişinin ayıbı-
dır. Bana yapılan saldın. Türki-
ye'deyapılan on binlerce sakhndan
biridir."
DGM'nin, Erbakan 'ı 'Kanlı mı, kansız mı' sözleri için soruşturmama gerekçesi açıklandı
Mııîlakyasıtma dokwudma:Jığıgüvencesi
• DGM. anayasanın 83. maddesindeki
sorumsuzluğun. sadece Meclis çahşmalanyla
sınırlandırılmadığını. komisyon çalışmalan ile
siyasi parti grup toplantılannda yapılan
konuşmalann da Meclis çalışmalan
kapsamında olduğunu bildirdi.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara DGM
Başsavcısı Cevdet Volkan;
Anavasa Mahkemesi tara-
fından kapatılan RP'nin ge-
nel başkanı Neemettin Er-
bakan hakkında, anayasanın
83 1. maddesine göre "so-
ruşturmaya yer olmadığı-
na~ karar verirken. "Bu
maddede yer alan sorum-
suzluğun. sadece TBMM
Genel Kurulu çahşmalan ile
sınırlandınlmadığını. ko-
misyon çahşmalan ile siyasi
parti grup toplantılannda
yapılan konuşmalan da
Meclis çalışmalan içine ala-
cak şekilde hukuki bir dü-
zenleme getirdiğini" bildir-
di.
Volkan, Erbakan'ın. 13
Nisan 1994 günü RP'nın
grup toplantısında yaptığı
konuşmada, "_RP iktidara
gelecek. adil düzen kurula-
cak. Sorun ne? Geçiş döne-
mi sert mi olacak. yumuşak
mı olacak, kanlı mı kansız
mı olacak? 60 miryon buna
karar verecek..." şeklınde
sözler kullandığı ve "halkı
sınrf, ırk, dio, mezhep veya
bölgefarklüığı gözeterek kin
ve düşmanhğa açıkça tahrik
ettiği" gerekçesiyle hakkın-
da hazırlanan fezlekenın.
Erbakan'ın mılletvekilliği-
nin düşürülmesinden sonra
TBMM Başkanlığı'ndan ia-
de edılmesi üzerine. bu fez-
leke ile ilgili ıncelemesini
tamamladı.
Başsavcı Volkan gerekçe-
li kararında: Erbakan'ın
milletvekilliğınin düşürül-
mesi nedeniyle, soruşturma
dosvasının anayasanın 83.
maddesine göre gereği ya-
pılmak üzere TBMM Baş-
kanlığı'ndan iadeedıldiğıni
anımsatarak. anayasanın 83.
maddesınin 1. fıkrasında,
"TBMM üyeleri, Meclis ça-
lışmalanndaki oy ve sözle-
rinden, Meclis'te ileri sür-
dükleri düşüncelerden. o
otunımdaki Başkanhk Di-
vanı'nın teklifi üzerineMec-
lis'çe başka bir karar alın-
madıkça bunlan Meclis dı-
şında tekrarlamak ve açığa
vurmaktan sorumlu tutula-
mazlar" hükmünün ver al-
dığını anımsattı.
TBMM üvelenne. Meclis
çahşmalan nedeniyle tanı-
nan yasama sorumsuzluğu
güvencesinin. mutlak ve
millervekilliği sıfatı sonaer-
se bile devamlı olduğunu
vurgulayan Cevdet N'olkan.
bunun kişiye bağlı bir hak
olarak kabul edilemeyece-
ğini ve milletvekilinin tabi
olduğu statünün bir unsuru
olduğunu vurguladı. Vol-
kan. kararında şu noktalara
yer verdi:
"Sözü edilen anayasa
maddesindeki 'Meclis çalış-
malan' geniş anlamda ele
alınmıştır. Bu sorumsuzluk
sadece Meclis Genel Kurulu
çahşmalan ile sırurlandınl-
mamış. komisyon çalışmala-
n ile shasi parti grup top-
lantılannda yapılan konuş-
malan da Meclis çalışması
içine alacak şekilde hukuki
bir düzenleme getirilmiştir.
MiUetvekilliği dokunulmaz-
lığını hüküm altına alan ana-
\ asaııın 83/2. maddesinde ol-
duğu gibi yasama sonımsuz-
luğunun. anayasanın 14.
maddesinde belirtilen suç-
larda uygulanmavacağına
dair bir istisna hüküm de ka-
bul edilmemiştir."
\olkan. eskı DEP millet-
vekıllerinın Ankara DGM'-
de yargılanıp çeşitli hapis
cezalarına çarptınlmalanna
ilişkin kararla ilgili Yargıtay
9. Ceza Dairesi'nin bozma
ilamında da bu konunun
açıklandıgına dikkat çekti.
Gazi Mahallesi'nde 12 Mart 1995 günü başlayan çatışmalar sırasında 17 kişinin ölmesi üzerine olaylar, 15 Mart'ta
İ mraniye Mustafa Kemal Mahallesi'ne sıçramıştı. Topluluğun üzerine açılan ateş sonucu göstericilerden Hakan Çu-
buk,Hasan Puyan, tsmail Baltacı,Genco Demir ve tsmihan Yüksel >aşamını yitirmişti.(Fotoğraf: KEREM ILGAZ)
Umraniye'de ölenler anıldıİstanbul Haber Senisi - Ümraniye
Mustafa Kemal Mahallesi'nde 15
Mart 1995'te çıkan olaylarda
yaşamlannı yitiren 5 kişi. katlıamın 3.
yıldönümünde. düzenlenen bir
yürüyüşle anıldı. Karakol
Duragf ndan katliamın yaşandığı 30
Ağustos llköğretim Okulu'na dek
karanfil ve sloganlarla yürüyen
yaklaşık 2 bın kışı, devlet içindeki
çetelerin temızlenmesını ıstedi.
Mustafa Kemal Mahallesi'nin giriş ve
çıkışlannda kontrol noktaları kuran
polisler, anma törenine katılmak için
gelenleri tek tek aradılar. Karakol
Durağı'nda saat 10.00 sıralarında
toplanmaya başlayan gruplar, "1
Mayıs Mahallesi şehitkri
ölümsüzdür". "1 Majıs'ın katili
Susurluk devleti". "Susma susrukça
sıra sana gelecek*
1
ve "Katillerden
hesap soracağız" sloganlannı atarak
kortejler oluşturdular. Kortejler
yaklaşık 1 saat süren yürüyüşün
ardından olaylann yaşandığı 30
Agustos llköğretim Okulu'nun önüne
geldiler. Katliamda kaybettikleri
çocuklannın fotoğraflanyla yürüyen
aileler. ağnlar yakarak olay yerine
karanfıl bıraktılar.
*1 Mayıs Halkı" adına yapılan
açıklamada, "Gazi ve 1 Mayıs
mahallelerinde yaşanan katliamın
sonımlulan çetelerdir. Çeteler
temizlenmeden bu katiiamlar sona
ermez" denildi. "Gazive 1 Mayıs
şehitlerr için yapılan saygı
duruşunun ardından gruplar olaysız
bir şekilde dağıldı.
Yüzlerini "AFMK" yazılı kızıl
maskelerle kapatan on kişılik bir
grup. llköğretim okulunun
karşısındaki inşaata çıkarak
"Devrimciler öldü, yaşasuı dev rim.
TİKB" yazılı bir pankart astı.
Yolsuzlukla suçlanan kişiler görevde
Bakanlıkta kuşkulu kadrolar
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Trilyonlarca liralık özelleştirme
ve yatmm projelerinin
gerçekleştirildiği Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanlığı'nda, adlan
çeşitli yolsuzluk ve
usulsüzlüklere kanşan kişiler
sonımlu mevkilerdeki yerlerini
koruyor. Yapılan soruşturmalar
sonucunda ceza alan Türkiye
Elektrik Üretim ve İletim AŞ
(TEAŞ) Genel Müdür Yardımcısı
Servet Üst ve Türkiye Elektrik
Dagıtım AŞ (TEDAŞ) Gene[
Müdür Yardımcısı Mehmet Önal
ile hakkında yolsuzluk savlan
gündeme gelen TEDAŞ
AraşUrma Planlama ve
Koordinasyon (APK> Dairesi
Başkanı Muhittin Murat
görevlerini sürdürüyor.
lç Anadolu Elektrik Dağıtım
Müessese Müdürü iken
firmalara yaptırılan işlerde
komisyon aldığı ileri sürülen ve
birçok soruştuıma geçiren
tbrahim Ozgen'in de,
trilyonlarca liralık ihalelerden
sorumlu TEDAŞ Dağıtım Hat
ve Şebekeleri Proje ve Tesis
Dairesi'nin Başkanlığf na
getiriieceği söyleniyor.
Kahramanmaras'ta temel attı
Topçu: Öncelik karayollarına
SERMETÇUHADAR
KAHRAMANMARAŞ -
Muhalefetin tüm karşı
çıkışlanna rağmen Karadeniz
otoyolu gibi büyük projelere
imza atmak istediklerini
söyleyen Baymdırlık Bakanı
Yaşar Topçu. "Yabana kaynak
bulmak istememizin nedeni
budur. Bulduğumuz dış
kredüerie bu tür büyük
yatınmlan 'yap- işlet-devret'
modeliyle gerçekleştireceğiz*'
dedi. Bakanlığı ile ilgili
incelemelerde bulunmak üzere
beraberinde Kahramanmaraş
Milletvekili .\li Doğan'la
birlikte kente gelen Baymdırlık
Bakanı Yaşar Topçu, katıldığı
bir temel atma töreninde
Kahramanmaraşlılara yol
konusunda söz verdi.
Bölgelerarası kalkınmanm
karayollannın gelişmesiyle
sağlanacağmı belirten Bakan
Topçu, bunun enflasyonu
körükleyeceği savına da
katılmadığını kaydetti.
Baymdırlık Bakanı Topçu,
yakın gelecekte seçim
olmadığını da belirtti.
TlRMIK I AYDIN ENGtN
Ne bileyim ben!
MGK toplantıları gizli. Toplan-
tı tutanaklan da gizli. Öyleyse
başlıktaki soru ancak olasılıklar
sıralanarak yanıtlanabilir. Dene-
yelim (mi?).
Çok fazla olasılık da yok.
Birinci olasılık: MGK'nin asker
kanadı dayatır. Uzlaşılamaz. Me-
sut Yılmaz dayanamaz, istifa
eder. Bu parlamentodan yeni bir
hükümet çıkması zor. Ister iste-
mez seçim karan alınır. Seçim
yapılır. Üç aşağı. beş yukan bu-
günküne benzer bir parlamento
aritmetiği oluşur.
Böylece kaldığımız yerden de-
vam ederiz.
Ikinci olasılık: MGK'nin asker
kanadı, işi, hükümetin istifa ede-
cegi noktaya kadar germez. Si-
vil kanadı da uyanlan dikkate ala-
cağını. irticaya karşı daha ener-
jik davranacağını söyler. Uzlaşı-
lır. Toplantıdan sonra "Tam bir
görüş birliği içinde.." açıklama-
ları yapılır.
Böylece kaldığımız yerden de-
27 Mart'ta Ne Olacak?
vam ederiz...
Yani uzlaşılsa da uzlaşılamasa
da varılabilecek nokta hemen
hemen aynı.
O zaman tartışma noktasını
yanlış seçtik demektir. Sonjyu
"uzlaşılır mı uzlaşılamaz mı" kı-
sır döngüsünde aramakta anlam
yok.
• • •
Peki, "Nedir uzlaşılacak ya da
uzlaşılamayacakolan" sorusun-
dan yürümeyi deneyelim (mi?).
Bunca tozduman, görünüşe
göre türban sorunundan ve dev-
letin Fethullah Gülen e nasıl
yaklaşacağı sorusundan çıkıyor
(gibi).
Bunun buzdağının görünen
yüzü olduğuna kuşku yok. Tar-
tışmanın özü, dinin siyasallaş-
masına, bir başka deyişle "siya-
sal lslam"a karşı alınacak tavır.
Oy kaygısı olmayan, sosyal
sorunlara da askersel çözümler
öneren generaller, ülkenin iki baş
tehlikesinden biri olarak sapta-
dıkları siyasal Islama (onların
yeğlediği terımle: İrticaya) göz
yumulmamasından yanalar. Tür-
banın bir giyim kuşam özgüriü-
ğü sorunu olmadığını. siyasal Is-
lamın bir meydan okuması anla-
mınageldiğini savunuyorlar. Ke-
za Fethullah Hoca camiası (ce-
maati) diye adlandınlan ve bu-
gün muazzam bir mali gücü
kontrol eden dinsel akımın, hoş-
görülü bir dinci örgütlenme de-
ğil, sinsi bir irtica tırmanışı oldu-
ğu kanısındalar. Kararlı ve uzlaş-
maz bir önlemler demetinde ıs-
rar ediyorlar.
Hükümeti oluşturan partiler
ise dinsel konulara (türban, tari-
katlar vb) duyarlı seçmen taba-
nını, DYP'yeveFazilet Partisi'ne
kaptırmamak temel güdüsünü,
inandırıcılığı zayıf demokratça
gerekçelerle renklendirerek kar-
şımıza çıkıyoriar. Onlar daha yu-
muşak bir tavır alınmasından ya-
nalar.
•••
Gelin her iki tarafın da yüzleri-
ni buruşturmalarına yol açacak,
hem nalına, hem sapına bir sap-
tama yapalım:
Toplumun yaşam biçimini
kökten değiştirmeye, "inancı ge-
reği eli mahkûm" siyasal Islam
bir tehlikedir ve fakat bunu ne
askerlerin türbanı yasaklamak,
Fethullah Gülen'in siyasal ve
ekonomik etkinliğini çökertmek
çabaları önleyebilir, ne bugünkü
koalisyonun kanatlarının yumu-
şak tutumları.
Bu saptama "münafık" bir ga-
zetecinin sivriliği filan değil. Ya-
kın tarihimizden, yaşamın için-
den çıkan kanıtların gösterdiği
bir gerçek.
Haksız mıyız?
Askerlerin mutlak egemenlik-
lerini ilan ettiklen 12 Mart 1971
ve 12 Eylül 1980 darbelerinden
sonra siyasal Islam gerilemedi,
dolu dizgm tırmandı.
Keza siyasi partilerin dizginle-
ri ellerinde tuttuklan (195O'-den
bu yana geçen ve darbe dönem-
lerinden arta kalan) dönemlerde
Islamın siyasallaşması aynı do-
ludizgin hızıyla sürdü gitti. Doğ-
rusu 48 yıllık bunca yaşam de-
neyinden sonra ne askerlerin. ne
siyasi partilerin "Bu iş böyle çö-
zülür" reçetelerine, bu gazete-
cinin inanması mümkün değil.
("Yutması mümkün değil" diye-
cektim. Korktum).
Sorunun yanıtı çok daha cid-
di ve zorlu bir siyasal olguda ya-
tıyor:
Anadolu topraklan üstünde,
bugüne dek, cami ile hesapla-
şılmadı!
Şu son cümlenin altını siz de
çizin. Önümüzdeki günlerde -ta-
bii "darbe marbe olmazsa"- bu
konu Tırmık'ta irdelenmeye çalı-
şılacak...
Katliamın 20. yılı
Kontrgerillanın
yargılandığı ilk
dava: 16 Mart
KEREM ILGAZ
Bugün 16 Mart katliamının 20. yılı...
16 Mart 1978'den 9 gün önce ashnda her şey
biliniyordu...
7 Mart 1978 de 'İstanbuIEmniyetMüdürlüğü'
başlıklı ve müdür yardımcısı Şükrü Balcıımzalı
yazıda "8 Mart'ta İstanbul Üniversitesi Hukuk
Fakültesi'nde ülkücü gruba üye öğrencilerin kar-
şıt görüşlülere amfı 1 'de saldıracaklan" belirtili-
yordu. \'e yazıda. "Sol gruba mensup öğrencile-
rin fakülteye de%am etmeleri halinde 8-10 gün
içinde bu grup üzerine dinamit atılacağı. Udeıie-
rinin Özgün Koç isimli öğrenci olduğu, toplantı-
lann Beyazıt Platin Kıraathanesi'nde duzenlen-
diği" açıklanıyordu. ^'azıda ünıversıte merkez bi-
nadaki görev lılerin, emniyet güçlerinin bu konu-
larda uyarılarak gerektiğinde takviye edilmesi
istendi.
Bu ihbara karşın üniversite önündeki önlem-
ler arttınbnadı.aksıneazaltıldı. 12 Eylül öncesi-
nin en kanlı eylemlerinden biri 16 Mart 1978 sa-
at 13.30'da İstanbul Üniversitesi merkez kampu-
su önünde meydana geldi...
Toplu olarak dışan çıkan 100-150 kişilik öğ-
renci grubunun üzerine bomba atılıp taranması
sonucu Cemil Sönmez. Baki Ekiz, Ahmet Turan
Özer. Murat Kurt. Abdullah Şimşek. Hatice
Özen \e A. Hamit Akıl yaşamını yitirdi. 41 kışi
yaralandı. Bombalama olayının ardından İstan-
bul 1 N'o'lu Sıkıyönetim Mahkemesi'nde açılan
davada dönemın Clkü Ocaklan İstanbul Şubesi
Başkanı Orhan Çakıroğlu. Kazım Ayayduı. Meh-
met Gül. Ahmet Hamdi Pakso\ ve Sıddık Polat
yargılandı. Yargılama sonunda Polat 11 >ıl hapis
cezasınaçarptınhrken.diğersanıklardelilyeter-
sizlığinden beraat etti. Askeri Yargıtay'ın 5 Ekim
1982'deki kararı bozmasından sonra Polat da be-
raat etti. Ve böylece 16 Mart katliamı davası
u
ra-
fa
r
kaldınldı.
Aradan yıllar geçti \e olayın faillerinden Zül-
küf tsofun bir başka sanık Latif Akü tarafından
öldürülmesi üzerine lsot'un ailesinin yaptığı
açıklamalar 16 Mart katliamını yeniden günde-
me getirdi. Isot ailesinin Zülküf lsot'un olay ye-
rinde olmasını açıklaması üzerine avukatlar ye-
ni delil ve faillerle ilgili 10 Eylül 1992'de İstan-
bul Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda
bulundular.
Ve zamanaşımına az bir süre kala 2 Ekim
1995'te yeniden dava açılması sağlandı. Aradan
20 yıl geçmesine karşın hiçbir mesafe katedile-
meyen davanın aşamadığı engellerden bazılan
şunlar: tstanbul Emniyet Müdürlügü davanın gı-
yabi tutuklu sanığı Mustafa Doğan hakkında gı-
yabi tevkif müzekkeresini işleme koymadı. Al-
manya'da yaşadığı öğrenilen Doğan'ı Türki-
ye'nin ıstemedigi ortaya çıktı.
16 Mart davasının müdahil avukatlanndaîı
Cem Alptekin. bu dava ile birlikte Türkiye'de ilk
kez kontrgerillanın tartışıldığını söyledi. Devle-
tin çetelerle suç ortağı olduğunun bu davada or-
taya çıktığını vurgulayan Alptekin. 16 Mart da-
vasının zamanaşımına uğradığı yolundaki iddi-
aların yanlış anlaşıldığının altını çızdi. 16 Mart
davasının sadece 3 sanığı olmadığını dile getiren
Cem Alptekin. aralarında askeri hâkim Baki
Tuğ'un da bulunduğu 17 kişi içinTCY'nin 146.
maddesı uyarınca idam cezası istemiyle yaptık-
lan suç duyurulannın dikkate ahndığını ve gö-
rev sizlik kararı verilerek Milli Savunma Bakan-
lığı'na ve I. Ordu Komutanlığı Savcılığı'na gön-
derildiğini belirtti. Alptekin. THKO liderlennden
DenizGezmiş,Yusuf Aslan veHüseyinİnan'ı ida-
ma götüren savcının da idamla yargılanmak ıs-
tenmesini ılgi çekici bulduğunu da belirtti. Ülkü-
cü Lokman Kondakçı ile dönemin Içişleri Ba-
kanı Hasan Fehmi Güneş'in görüşmelenni mah-
kemeje sunduğu için haklannda MlT'ın istemıv -
le dava açılan avukatlar. geçen aylarda "Yargının
bağımsız olmadığına bir kez daha dikkatçekmek
vemahkemede 'süs' olmamak için" duruşma-
lardan çekilme karan aldılar.
YTÜDER'li öğrenciler
'löMart'ınbenzeri
şimdi de yaşanıyor'
BERTAN AĞANOĞLL ~
İstanbul Üniversitesi Eczacıhk Fakültesı önün-
de 16 Mart 1978 tarihinde düzenlenen ve 7 öğ-
rencinin ölümüyle sonuçlanan bombalı ve silah-
lı saldınnın 20. yıldönümünü değerlendiren üni-
versite öğrencileri. katliamın. "yükselenöğrenci
muhalefetini bastırmak" için düzenlendiğinı be-
lirterek günümüzde öğrencilere verilen hapis ce-
zalannın. faşist saldınlann aynı amacı taşıdığını
kaydettiler.
Yıldız Teknik Üniversitesi Öğrenci Derneği
(YTÜDER) üyesi öğrenciler. katliamın üzerin-
den 20 yıl geçmesine karşın Türkiye"de öğrenci-
lerin hâlâ öldürüldüğünü. tutuklandığını belirti-
yorlar. TBMM'de pankart açtıklan için toplam 96
yıl hapis cezasına çarptırılan arkadaşları için ve-
rilen karan 16 Mart katliamma benzeten öğren-
ciler. "96 yıl hapis cezası siyasi bir karardır: he-
def öğrenci hareketini bastırmak ve korku ya>-
maktır. Haklannı aramakiçin alanlaraçıkan; ör-
gütlü. özerk-demokratik ünh ersite iste>en öğren-
cilerin muhalefetinin bastınlmasının biryolu, 16
Mart 1978'de olduğu gibi gençlerin üzerine bom-
ba atmaktır: bir yolu da ağır hapis cezalan vere-
rek öğrenciler üzerinde baskı kurmaktır" yoru-
munu yapıyorlar. 16 Mart katliamını gerçekleş-
tirenlerin ceza almadığının altını çizen öğrenci-
ler, günümüzde de öğrencilere yönelik saldınla-
rın cezasız kalmasından yakınıyorlar. Oruç tut-
madığı gerekçesiyle Malatya'da faşistler tarafın-
dan kalbinden bıçaklanarak öldürülen Cmit Ci-
han Tarho'nun katillerinin tıpkı 16 Mart katli-
amını gerçekleştırenlergibi "ellerinikollannısal-
layarak" aramızda dolaştığını sö) leven öğrenci-
ler, her gün yeni saldınlarla karşı karşıya olduk-
lannı ifade ediyorlar. ,
TBMM'de pankart açan öğrencilenn cezasının
18 Mart'ta Yargıtay tarafından karara bağlanaca-
ğını anımsatan öğrenciler, -
Bu nedenie 16 Mart
ve 18 Mart'ta düzenleyeceğimiz gösterilerle arka-
daşlanmıza sahip çıkacağız" dı\orlar.