10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 MART 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER RTÜK yönetmeliğinde değişiklik • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - RTÜK Teşkilatının Çalışma Esas ve Usulleri Hakkında Yönetmelik'te değişiklik yapıldı. Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlanan yönetmelik değişikliğine göre, üst kurulun ita amirliğini kurul başkanı yürütecek. İta amirliği yetkisı. kurul kararıyla kısmen ya da tamamen kurul başkan yardımcısına. üyelerine, daire başkanlarına ya da bölge müdürlüklerine devredilebılecek. Yönetmelikte yapılan bir başka değişiklige göre de üst kunıl adına yapılacak tahsilat ve ödemeler kamu bankalarında açılacak gelir ve gider hesaplanyla RTÜK bünyesinde açılacak vezneleraracılığıvla gerçekleştırilecek. Öğretmen okuUarı 150 I ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eğit-Der Genel Başkanı Mustafa Gazalcı, öğretmen okullarının açılışının 150. yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamada. öğretmen yetiştirmeye kajnaklık eden öğretmen okullan, Köy Enstitüleri. yükseköğretmen okullan ve eğitim enstitülerinin yerlerine daha iyileri açıimadan kapatıldığına işaret etti. Gazalcı, "Yakın tarihimiz açma ve kapamayla geçtiği için öğretmen açığı giderilememiş, mektupla sözde öğretmen yetiştirme yoluna gidilmiş. bu da yeterli olmayınca yedek ve geçici öğretmen alınmıştır" dedi. Gazalcı öğretmenlere görev yaptıkları okulun müdürünü seçme hakkı verilmesi gerektiğini de belirtti. CHP'nin dayanışma gecesi • tstanbul Haber Servisi - CHP tstanbul tl Örgütü'nce düzenlenen dayanışma yemeği önceki gece The Marmara Oteli'nde gerçekleşti. Çok sayıda milletvekili. belediye başkanı ve parti yöneticisinin katıldığı yemekte konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Topuz. sıyasetin toplum için yapılacağını belirterek "Türkiye'nin 12 Eylül'de kaybettiklerini giderecek olan tek parti CHP'dir" dedi. 'Bebekler Ölmesin' kampanyası • İstanbul Haber Servisi - Sağhk Bakanı Halil Ibrahım Özsoy. anne-çocuk sağlığı hizmetlerini daha etkin hale getirmeyi amaçla>an ve lstanbul'da ağırlıklı olarak gecekondu böigelerinde uygulanacak 'Bebekler Ölmesin' projesini. lstanbul'da düzenlediği bir toplantıyla tanıttı. 24 PKK'Iİ öldürüldü • DtYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Olağanüstü Hal Bölge Valiliğı'nden edinilen bilgiye göre çeşıtli istihbaratların değerlendirilmesi sonucunda. Şırnak'ın Besteler ve Dereler bölgesine düzenlenen operasyonlarda, 24 PKK'li öldürüldü. 3 güvenlik görevlisi şehit oldu. H. Sami Tünk Cenevre'ye gitti • tSTANBll.(AA)- De\let Bakanı Hikmet Sami Türk, Birleşmiş Milletler lnsan Haklan Komisyonu 54. dönem toplantılarma katılmak üzere Cenevre'ye gitti. Türk. hareketinden önce Atatürk Havalimanı'nda yaptığı açıklamada. bugün vapılacak toplantının BM İnsan Haklan E\ rensel Bildirgesı'nin 50. yıldönümü ve Vivana lnsan Hakları Zırvesi"nde kabul edilen lnsan Hakları Bildirgesi ve Eylem Planı'nın 5. yıldönümüne rastlaması nedeniyle özel bir önenı taşıdığını söyledi. Keskin, Gülen'in laik cumhuriyeti içeriden fethetmeye yönelik çalışmalar yaptığını söyledi 6 Gülenfirsatkolhıyor'tBRAHİMTIĞ DEVREK- CHP Genel Sekre- ten Adnan Keskin. Bülent Ece- vit'in tarikatlarla. cemaatlerle olan ilişkilerini mahcup bir şekılde ifa- de ettiğıni belirterek "Fethullah Gülen'in vaklaşımına. anlavışına. dünya görüşlerini Sayın Bülent Ecevit'in >apüğı değerlendirme ile çakışnrmakmümkün değüdir" de- di. Adnan Keskin, DSP Genel Baş- kanı ve Başbakan Yardımcısı Bü- lent Ecevit'in Fethullah Gülen'le ilgili sözlerini değerlendirdi. Keskin. Gülen'in gizli bir şekil- de, çok sinsi plan çerçevesinde la- ik, demokratik cumhuriveti içeri- • "Sayın Bülent Ecevit Fethullah Gülen ile ilişkisini mahcup bir şekilde sürdürüyor.' Türkiye cle iyi tarikatlar var. faydalı cemaatler var, sahte cemaatler var, kötü tarikatlar var' diyerek tarikatın iyisinin olabileceğini, cemaatin iyisinin olabileceğini kabul ve deklare etmiştir." den fethetmeye yönelik çalışmalar yaptıgım belirterek şunlan söyledi: "Fethullah Gülen, şu an bu siste- mi >ikamıyorum. al aşağı edemiyo- rum, gücüm potansivelim buna ye- terli değiL, öyle ise aşındırma çalvş- malannı sürdürevim. imkân bul- duğum anda baltalayayım ve laik demokrat cumhuriyetizedekyeyim düşüncesinde. Sayın Bülent Ecevitise Fethullah Gülen ileilişkisini mahcup bir şekil- de sürdürüvordu. Kadınlanmızın laikdemokratikcumhuriyete sahip çıkmak için Ankara'nın kızılav Mejdanı'nda yaptığı vürüyüşten sonra Sajın Bülent Ecevit Türki- ye'de iyi tarikatlar var. faydalı ce- maatler \ar. sahte cemaatler var. kötü tankatlar var" dherek bir ay- run yaparak tarikatın iyisinin ola- bileceğüu,cemaatin iyisinin olabile- ceğini kabul ve deklare etmiştir." Bu üslup ile Ecev it'ın tarikatlar- la. cemaatlerle olan sıcak ilişkile- rini mahcup bir şekilde ıfade ettı- ğine değinen Keskin. "Bugüne ka- dar kapalı kapılar ardında götürii- len bu ilişki. Sayın Ecevit'in son açıklamalarn la gün ışığına çıkmış- tır. Özelükle Fethullah Gülen \e o- nun cemaatleriyle. tarikatıyla çok i\i bir ilişki içerisinde olduğunu açıkça kamuoyuna deklare etmiş- tir" dedi. Ecevit'in bu açıklamalarıyla "hak cttiği siyaset kul\ anndaki ye- rine doğru gittiğini" vurgulayan Keskin. sözlennı şöyle sürdürdü: "Ecevit. bugüne kadar kendini topluma sosyal demokrat olarak göstermiştir. Bu açıklamalanyla Sa\ın Ecevit. sosyal demokrat dü- şüncenin temsilcLsi değil. iyi tarikat- lann, sahici tarikattann temsilcisi olduğunu Türk kamuoyuna açık- lamıştır. Bir başbakanın. bir başbakan yardımcısının \ üriirlükteki kural- lan görmezlikten gelerek onlann uvgulanmasım engellemeye hakkı \oktur. Hele hele rejimin terneli ile ilgili bir hukuk kuralının askıya altnmasını talep etmek Başbakan- lık koltuğunda oturan kişinin ayıbı- dır. Bana yapılan saldın. Türki- ye'deyapılan on binlerce sakhndan biridir." DGM'nin, Erbakan 'ı 'Kanlı mı, kansız mı' sözleri için soruşturmama gerekçesi açıklandı Mııîlakyasıtma dokwudma:Jığıgüvencesi • DGM. anayasanın 83. maddesindeki sorumsuzluğun. sadece Meclis çahşmalanyla sınırlandırılmadığını. komisyon çalışmalan ile siyasi parti grup toplantılannda yapılan konuşmalann da Meclis çalışmalan kapsamında olduğunu bildirdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara DGM Başsavcısı Cevdet Volkan; Anavasa Mahkemesi tara- fından kapatılan RP'nin ge- nel başkanı Neemettin Er- bakan hakkında, anayasanın 83 1. maddesine göre "so- ruşturmaya yer olmadığı- na~ karar verirken. "Bu maddede yer alan sorum- suzluğun. sadece TBMM Genel Kurulu çahşmalan ile sınırlandınlmadığını. ko- misyon çahşmalan ile siyasi parti grup toplantılannda yapılan konuşmalan da Meclis çalışmalan içine ala- cak şekilde hukuki bir dü- zenleme getirdiğini" bildir- di. Volkan, Erbakan'ın. 13 Nisan 1994 günü RP'nın grup toplantısında yaptığı konuşmada, "_RP iktidara gelecek. adil düzen kurula- cak. Sorun ne? Geçiş döne- mi sert mi olacak. yumuşak mı olacak, kanlı mı kansız mı olacak? 60 miryon buna karar verecek..." şeklınde sözler kullandığı ve "halkı sınrf, ırk, dio, mezhep veya bölgefarklüığı gözeterek kin ve düşmanhğa açıkça tahrik ettiği" gerekçesiyle hakkın- da hazırlanan fezlekenın. Erbakan'ın mılletvekilliği- nin düşürülmesinden sonra TBMM Başkanlığı'ndan ia- de edılmesi üzerine. bu fez- leke ile ilgili ıncelemesini tamamladı. Başsavcı Volkan gerekçe- li kararında: Erbakan'ın milletvekilliğınin düşürül- mesi nedeniyle, soruşturma dosvasının anayasanın 83. maddesine göre gereği ya- pılmak üzere TBMM Baş- kanlığı'ndan iadeedıldiğıni anımsatarak. anayasanın 83. maddesınin 1. fıkrasında, "TBMM üyeleri, Meclis ça- lışmalanndaki oy ve sözle- rinden, Meclis'te ileri sür- dükleri düşüncelerden. o otunımdaki Başkanhk Di- vanı'nın teklifi üzerineMec- lis'çe başka bir karar alın- madıkça bunlan Meclis dı- şında tekrarlamak ve açığa vurmaktan sorumlu tutula- mazlar" hükmünün ver al- dığını anımsattı. TBMM üvelenne. Meclis çahşmalan nedeniyle tanı- nan yasama sorumsuzluğu güvencesinin. mutlak ve millervekilliği sıfatı sonaer- se bile devamlı olduğunu vurgulayan Cevdet N'olkan. bunun kişiye bağlı bir hak olarak kabul edilemeyece- ğini ve milletvekilinin tabi olduğu statünün bir unsuru olduğunu vurguladı. Vol- kan. kararında şu noktalara yer verdi: "Sözü edilen anayasa maddesindeki 'Meclis çalış- malan' geniş anlamda ele alınmıştır. Bu sorumsuzluk sadece Meclis Genel Kurulu çahşmalan ile sırurlandınl- mamış. komisyon çalışmala- n ile shasi parti grup top- lantılannda yapılan konuş- malan da Meclis çalışması içine alacak şekilde hukuki bir düzenleme getirilmiştir. MiUetvekilliği dokunulmaz- lığını hüküm altına alan ana- \ asaııın 83/2. maddesinde ol- duğu gibi yasama sonımsuz- luğunun. anayasanın 14. maddesinde belirtilen suç- larda uygulanmavacağına dair bir istisna hüküm de ka- bul edilmemiştir." \olkan. eskı DEP millet- vekıllerinın Ankara DGM'- de yargılanıp çeşitli hapis cezalarına çarptınlmalanna ilişkin kararla ilgili Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin bozma ilamında da bu konunun açıklandıgına dikkat çekti. Gazi Mahallesi'nde 12 Mart 1995 günü başlayan çatışmalar sırasında 17 kişinin ölmesi üzerine olaylar, 15 Mart'ta İ mraniye Mustafa Kemal Mahallesi'ne sıçramıştı. Topluluğun üzerine açılan ateş sonucu göstericilerden Hakan Çu- buk,Hasan Puyan, tsmail Baltacı,Genco Demir ve tsmihan Yüksel >aşamını yitirmişti.(Fotoğraf: KEREM ILGAZ) Umraniye'de ölenler anıldıİstanbul Haber Senisi - Ümraniye Mustafa Kemal Mahallesi'nde 15 Mart 1995'te çıkan olaylarda yaşamlannı yitiren 5 kişi. katlıamın 3. yıldönümünde. düzenlenen bir yürüyüşle anıldı. Karakol Duragf ndan katliamın yaşandığı 30 Ağustos llköğretim Okulu'na dek karanfil ve sloganlarla yürüyen yaklaşık 2 bın kışı, devlet içindeki çetelerin temızlenmesını ıstedi. Mustafa Kemal Mahallesi'nin giriş ve çıkışlannda kontrol noktaları kuran polisler, anma törenine katılmak için gelenleri tek tek aradılar. Karakol Durağı'nda saat 10.00 sıralarında toplanmaya başlayan gruplar, "1 Mayıs Mahallesi şehitkri ölümsüzdür". "1 Majıs'ın katili Susurluk devleti". "Susma susrukça sıra sana gelecek* 1 ve "Katillerden hesap soracağız" sloganlannı atarak kortejler oluşturdular. Kortejler yaklaşık 1 saat süren yürüyüşün ardından olaylann yaşandığı 30 Agustos llköğretim Okulu'nun önüne geldiler. Katliamda kaybettikleri çocuklannın fotoğraflanyla yürüyen aileler. ağnlar yakarak olay yerine karanfıl bıraktılar. *1 Mayıs Halkı" adına yapılan açıklamada, "Gazi ve 1 Mayıs mahallelerinde yaşanan katliamın sonımlulan çetelerdir. Çeteler temizlenmeden bu katiiamlar sona ermez" denildi. "Gazive 1 Mayıs şehitlerr için yapılan saygı duruşunun ardından gruplar olaysız bir şekilde dağıldı. Yüzlerini "AFMK" yazılı kızıl maskelerle kapatan on kişılik bir grup. llköğretim okulunun karşısındaki inşaata çıkarak "Devrimciler öldü, yaşasuı dev rim. TİKB" yazılı bir pankart astı. Yolsuzlukla suçlanan kişiler görevde Bakanlıkta kuşkulu kadrolar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Trilyonlarca liralık özelleştirme ve yatmm projelerinin gerçekleştirildiği Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nda, adlan çeşitli yolsuzluk ve usulsüzlüklere kanşan kişiler sonımlu mevkilerdeki yerlerini koruyor. Yapılan soruşturmalar sonucunda ceza alan Türkiye Elektrik Üretim ve İletim AŞ (TEAŞ) Genel Müdür Yardımcısı Servet Üst ve Türkiye Elektrik Dagıtım AŞ (TEDAŞ) Gene[ Müdür Yardımcısı Mehmet Önal ile hakkında yolsuzluk savlan gündeme gelen TEDAŞ AraşUrma Planlama ve Koordinasyon (APK> Dairesi Başkanı Muhittin Murat görevlerini sürdürüyor. lç Anadolu Elektrik Dağıtım Müessese Müdürü iken firmalara yaptırılan işlerde komisyon aldığı ileri sürülen ve birçok soruştuıma geçiren tbrahim Ozgen'in de, trilyonlarca liralık ihalelerden sorumlu TEDAŞ Dağıtım Hat ve Şebekeleri Proje ve Tesis Dairesi'nin Başkanlığf na getiriieceği söyleniyor. Kahramanmaras'ta temel attı Topçu: Öncelik karayollarına SERMETÇUHADAR KAHRAMANMARAŞ - Muhalefetin tüm karşı çıkışlanna rağmen Karadeniz otoyolu gibi büyük projelere imza atmak istediklerini söyleyen Baymdırlık Bakanı Yaşar Topçu. "Yabana kaynak bulmak istememizin nedeni budur. Bulduğumuz dış kredüerie bu tür büyük yatınmlan 'yap- işlet-devret' modeliyle gerçekleştireceğiz*' dedi. Bakanlığı ile ilgili incelemelerde bulunmak üzere beraberinde Kahramanmaraş Milletvekili .\li Doğan'la birlikte kente gelen Baymdırlık Bakanı Yaşar Topçu, katıldığı bir temel atma töreninde Kahramanmaraşlılara yol konusunda söz verdi. Bölgelerarası kalkınmanm karayollannın gelişmesiyle sağlanacağmı belirten Bakan Topçu, bunun enflasyonu körükleyeceği savına da katılmadığını kaydetti. Baymdırlık Bakanı Topçu, yakın gelecekte seçim olmadığını da belirtti. TlRMIK I AYDIN ENGtN Ne bileyim ben! MGK toplantıları gizli. Toplan- tı tutanaklan da gizli. Öyleyse başlıktaki soru ancak olasılıklar sıralanarak yanıtlanabilir. Dene- yelim (mi?). Çok fazla olasılık da yok. Birinci olasılık: MGK'nin asker kanadı dayatır. Uzlaşılamaz. Me- sut Yılmaz dayanamaz, istifa eder. Bu parlamentodan yeni bir hükümet çıkması zor. Ister iste- mez seçim karan alınır. Seçim yapılır. Üç aşağı. beş yukan bu- günküne benzer bir parlamento aritmetiği oluşur. Böylece kaldığımız yerden de- vam ederiz. Ikinci olasılık: MGK'nin asker kanadı, işi, hükümetin istifa ede- cegi noktaya kadar germez. Si- vil kanadı da uyanlan dikkate ala- cağını. irticaya karşı daha ener- jik davranacağını söyler. Uzlaşı- lır. Toplantıdan sonra "Tam bir görüş birliği içinde.." açıklama- ları yapılır. Böylece kaldığımız yerden de- 27 Mart'ta Ne Olacak? vam ederiz... Yani uzlaşılsa da uzlaşılamasa da varılabilecek nokta hemen hemen aynı. O zaman tartışma noktasını yanlış seçtik demektir. Sonjyu "uzlaşılır mı uzlaşılamaz mı" kı- sır döngüsünde aramakta anlam yok. • • • Peki, "Nedir uzlaşılacak ya da uzlaşılamayacakolan" sorusun- dan yürümeyi deneyelim (mi?). Bunca tozduman, görünüşe göre türban sorunundan ve dev- letin Fethullah Gülen e nasıl yaklaşacağı sorusundan çıkıyor (gibi). Bunun buzdağının görünen yüzü olduğuna kuşku yok. Tar- tışmanın özü, dinin siyasallaş- masına, bir başka deyişle "siya- sal lslam"a karşı alınacak tavır. Oy kaygısı olmayan, sosyal sorunlara da askersel çözümler öneren generaller, ülkenin iki baş tehlikesinden biri olarak sapta- dıkları siyasal Islama (onların yeğlediği terımle: İrticaya) göz yumulmamasından yanalar. Tür- banın bir giyim kuşam özgüriü- ğü sorunu olmadığını. siyasal Is- lamın bir meydan okuması anla- mınageldiğini savunuyorlar. Ke- za Fethullah Hoca camiası (ce- maati) diye adlandınlan ve bu- gün muazzam bir mali gücü kontrol eden dinsel akımın, hoş- görülü bir dinci örgütlenme de- ğil, sinsi bir irtica tırmanışı oldu- ğu kanısındalar. Kararlı ve uzlaş- maz bir önlemler demetinde ıs- rar ediyorlar. Hükümeti oluşturan partiler ise dinsel konulara (türban, tari- katlar vb) duyarlı seçmen taba- nını, DYP'yeveFazilet Partisi'ne kaptırmamak temel güdüsünü, inandırıcılığı zayıf demokratça gerekçelerle renklendirerek kar- şımıza çıkıyoriar. Onlar daha yu- muşak bir tavır alınmasından ya- nalar. ••• Gelin her iki tarafın da yüzleri- ni buruşturmalarına yol açacak, hem nalına, hem sapına bir sap- tama yapalım: Toplumun yaşam biçimini kökten değiştirmeye, "inancı ge- reği eli mahkûm" siyasal Islam bir tehlikedir ve fakat bunu ne askerlerin türbanı yasaklamak, Fethullah Gülen'in siyasal ve ekonomik etkinliğini çökertmek çabaları önleyebilir, ne bugünkü koalisyonun kanatlarının yumu- şak tutumları. Bu saptama "münafık" bir ga- zetecinin sivriliği filan değil. Ya- kın tarihimizden, yaşamın için- den çıkan kanıtların gösterdiği bir gerçek. Haksız mıyız? Askerlerin mutlak egemenlik- lerini ilan ettiklen 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 darbelerinden sonra siyasal Islam gerilemedi, dolu dizgm tırmandı. Keza siyasi partilerin dizginle- ri ellerinde tuttuklan (195O'-den bu yana geçen ve darbe dönem- lerinden arta kalan) dönemlerde Islamın siyasallaşması aynı do- ludizgin hızıyla sürdü gitti. Doğ- rusu 48 yıllık bunca yaşam de- neyinden sonra ne askerlerin. ne siyasi partilerin "Bu iş böyle çö- zülür" reçetelerine, bu gazete- cinin inanması mümkün değil. ("Yutması mümkün değil" diye- cektim. Korktum). Sorunun yanıtı çok daha cid- di ve zorlu bir siyasal olguda ya- tıyor: Anadolu topraklan üstünde, bugüne dek, cami ile hesapla- şılmadı! Şu son cümlenin altını siz de çizin. Önümüzdeki günlerde -ta- bii "darbe marbe olmazsa"- bu konu Tırmık'ta irdelenmeye çalı- şılacak... Katliamın 20. yılı Kontrgerillanın yargılandığı ilk dava: 16 Mart KEREM ILGAZ Bugün 16 Mart katliamının 20. yılı... 16 Mart 1978'den 9 gün önce ashnda her şey biliniyordu... 7 Mart 1978 de 'İstanbuIEmniyetMüdürlüğü' başlıklı ve müdür yardımcısı Şükrü Balcıımzalı yazıda "8 Mart'ta İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde ülkücü gruba üye öğrencilerin kar- şıt görüşlülere amfı 1 'de saldıracaklan" belirtili- yordu. \'e yazıda. "Sol gruba mensup öğrencile- rin fakülteye de%am etmeleri halinde 8-10 gün içinde bu grup üzerine dinamit atılacağı. Udeıie- rinin Özgün Koç isimli öğrenci olduğu, toplantı- lann Beyazıt Platin Kıraathanesi'nde duzenlen- diği" açıklanıyordu. ^'azıda ünıversıte merkez bi- nadaki görev lılerin, emniyet güçlerinin bu konu- larda uyarılarak gerektiğinde takviye edilmesi istendi. Bu ihbara karşın üniversite önündeki önlem- ler arttınbnadı.aksıneazaltıldı. 12 Eylül öncesi- nin en kanlı eylemlerinden biri 16 Mart 1978 sa- at 13.30'da İstanbul Üniversitesi merkez kampu- su önünde meydana geldi... Toplu olarak dışan çıkan 100-150 kişilik öğ- renci grubunun üzerine bomba atılıp taranması sonucu Cemil Sönmez. Baki Ekiz, Ahmet Turan Özer. Murat Kurt. Abdullah Şimşek. Hatice Özen \e A. Hamit Akıl yaşamını yitirdi. 41 kışi yaralandı. Bombalama olayının ardından İstan- bul 1 N'o'lu Sıkıyönetim Mahkemesi'nde açılan davada dönemın Clkü Ocaklan İstanbul Şubesi Başkanı Orhan Çakıroğlu. Kazım Ayayduı. Meh- met Gül. Ahmet Hamdi Pakso\ ve Sıddık Polat yargılandı. Yargılama sonunda Polat 11 >ıl hapis cezasınaçarptınhrken.diğersanıklardelilyeter- sizlığinden beraat etti. Askeri Yargıtay'ın 5 Ekim 1982'deki kararı bozmasından sonra Polat da be- raat etti. Ve böylece 16 Mart katliamı davası u ra- fa r kaldınldı. Aradan yıllar geçti \e olayın faillerinden Zül- küf tsofun bir başka sanık Latif Akü tarafından öldürülmesi üzerine lsot'un ailesinin yaptığı açıklamalar 16 Mart katliamını yeniden günde- me getirdi. Isot ailesinin Zülküf lsot'un olay ye- rinde olmasını açıklaması üzerine avukatlar ye- ni delil ve faillerle ilgili 10 Eylül 1992'de İstan- bul Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundular. Ve zamanaşımına az bir süre kala 2 Ekim 1995'te yeniden dava açılması sağlandı. Aradan 20 yıl geçmesine karşın hiçbir mesafe katedile- meyen davanın aşamadığı engellerden bazılan şunlar: tstanbul Emniyet Müdürlügü davanın gı- yabi tutuklu sanığı Mustafa Doğan hakkında gı- yabi tevkif müzekkeresini işleme koymadı. Al- manya'da yaşadığı öğrenilen Doğan'ı Türki- ye'nin ıstemedigi ortaya çıktı. 16 Mart davasının müdahil avukatlanndaîı Cem Alptekin. bu dava ile birlikte Türkiye'de ilk kez kontrgerillanın tartışıldığını söyledi. Devle- tin çetelerle suç ortağı olduğunun bu davada or- taya çıktığını vurgulayan Alptekin. 16 Mart da- vasının zamanaşımına uğradığı yolundaki iddi- aların yanlış anlaşıldığının altını çızdi. 16 Mart davasının sadece 3 sanığı olmadığını dile getiren Cem Alptekin. aralarında askeri hâkim Baki Tuğ'un da bulunduğu 17 kişi içinTCY'nin 146. maddesı uyarınca idam cezası istemiyle yaptık- lan suç duyurulannın dikkate ahndığını ve gö- rev sizlik kararı verilerek Milli Savunma Bakan- lığı'na ve I. Ordu Komutanlığı Savcılığı'na gön- derildiğini belirtti. Alptekin. THKO liderlennden DenizGezmiş,Yusuf Aslan veHüseyinİnan'ı ida- ma götüren savcının da idamla yargılanmak ıs- tenmesini ılgi çekici bulduğunu da belirtti. Ülkü- cü Lokman Kondakçı ile dönemin Içişleri Ba- kanı Hasan Fehmi Güneş'in görüşmelenni mah- kemeje sunduğu için haklannda MlT'ın istemıv - le dava açılan avukatlar. geçen aylarda "Yargının bağımsız olmadığına bir kez daha dikkatçekmek vemahkemede 'süs' olmamak için" duruşma- lardan çekilme karan aldılar. YTÜDER'li öğrenciler 'löMart'ınbenzeri şimdi de yaşanıyor' BERTAN AĞANOĞLL ~ İstanbul Üniversitesi Eczacıhk Fakültesı önün- de 16 Mart 1978 tarihinde düzenlenen ve 7 öğ- rencinin ölümüyle sonuçlanan bombalı ve silah- lı saldınnın 20. yıldönümünü değerlendiren üni- versite öğrencileri. katliamın. "yükselenöğrenci muhalefetini bastırmak" için düzenlendiğinı be- lirterek günümüzde öğrencilere verilen hapis ce- zalannın. faşist saldınlann aynı amacı taşıdığını kaydettiler. Yıldız Teknik Üniversitesi Öğrenci Derneği (YTÜDER) üyesi öğrenciler. katliamın üzerin- den 20 yıl geçmesine karşın Türkiye"de öğrenci- lerin hâlâ öldürüldüğünü. tutuklandığını belirti- yorlar. TBMM'de pankart açtıklan için toplam 96 yıl hapis cezasına çarptırılan arkadaşları için ve- rilen karan 16 Mart katliamma benzeten öğren- ciler. "96 yıl hapis cezası siyasi bir karardır: he- def öğrenci hareketini bastırmak ve korku ya>- maktır. Haklannı aramakiçin alanlaraçıkan; ör- gütlü. özerk-demokratik ünh ersite iste>en öğren- cilerin muhalefetinin bastınlmasının biryolu, 16 Mart 1978'de olduğu gibi gençlerin üzerine bom- ba atmaktır: bir yolu da ağır hapis cezalan vere- rek öğrenciler üzerinde baskı kurmaktır" yoru- munu yapıyorlar. 16 Mart katliamını gerçekleş- tirenlerin ceza almadığının altını çizen öğrenci- ler, günümüzde de öğrencilere yönelik saldınla- rın cezasız kalmasından yakınıyorlar. Oruç tut- madığı gerekçesiyle Malatya'da faşistler tarafın- dan kalbinden bıçaklanarak öldürülen Cmit Ci- han Tarho'nun katillerinin tıpkı 16 Mart katli- amını gerçekleştırenlergibi "ellerinikollannısal- layarak" aramızda dolaştığını sö) leven öğrenci- ler, her gün yeni saldınlarla karşı karşıya olduk- lannı ifade ediyorlar. , TBMM'de pankart açan öğrencilenn cezasının 18 Mart'ta Yargıtay tarafından karara bağlanaca- ğını anımsatan öğrenciler, - Bu nedenie 16 Mart ve 18 Mart'ta düzenleyeceğimiz gösterilerle arka- daşlanmıza sahip çıkacağız" dı\orlar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle