13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 MART 1998 PAZAR 8 PAZAR YAZILARI Petrole kan kanşıyorWashington'da yüksek binalara izin verilmiyor. Ama kentin resmi sınırlannın ötesinde bu kural geçerli olmadığından, ufukta gökdelenler mantar gibi bitivermiş. Kimisi apartman. ama ağırlık şirketlerde. Ozellikle ulusal ve uluslararası arenalarda 'büyük' oynayan firmalar. bu binalan seviyorlar. Çift camlı kulelerinin burçlanndan olsa olsa beş kilometre ötedeki 'dünyabaşkenti' kannca tepeciği gibi göründüğüne göre dünyanın geri kalanı iyiden iyiye mikroskopik boyutlara indirgeniyor olmalı. çahşanlann bilinçaltinda. tşim gereği birçok firmayla kısa süreli ilişkim oluyor; ara sıra bu modern kudret katedrallerine de düşüyor yolum. Gittiğim yerin cinsini seçmeye çalışıyorum. ama zaman zaman kendimi hiç hoşlanmadığım kuruluşlann bünyesinde bulduğum oluyor. Bunlardan birindeki ikinci günümde firmanm takvimi gözüme çarpınca ünü dünyayı tutmuş yolcu uçaklanndan başka hangi ürünlerini gururla dünyaya sunduklannı algılayıverdim. Fotoğraftaki askeri helikopter, kollannın altına iki fıçı sıkıştırmış bir ızbanduta benziyordu. Açık kapaklı fıçılann içinden de bana doğru bakan, liifer VVASHINGTONiriliğinde mermiler. Bunlardan birisinin insan vücuduna neler yapabileceğine dair yüksek sesle düşündüğümde karşılaştığım kolektif omuz silkme eylemi bana yıllar önce Belçika'da tartıştığım bir silah fabrikasi yöneticisini anımsattı. "Ürettiğnûz mallann ne olduğu sizi hiç rahatsız etmiyor mu" diye sormuştum. "Bumı hiç düşünmeyiz" diye cevap vermişti beyaz saçlı adam. nazik gülümsemesini bozmadan. "Mühendis göziiyk bir tank, bir top, namlusu. mekanizması. müthiş bir imalat harikasıdır. Siz de mühendissiniz, anlamanız gerek." Ne o zaman anlayabilmiştim ne şimdi anlayabiliyorum. Hele hem şirketlerin hem müştensi olan ülkelerin kullandığı "savunma" mazereti, bugüne kadar o kadar çok kötüye kullanıldı. kırletıldı ki. inandıncilıgı - artık benim gözümde "Ögretmenim, elektrikler kesikti. çalışamadım" ile eş dûzeyde. Bir haftanın sonunda pılımı pırtımı toplayıp dev binayı son kez terk ederken çalışma bütün yoğunluğuyla sürüvordu. "Prezentasvon"lar hazırlanacak, toplantılar düzenlenecek, ihale analizleri yapılacak. kahve fincanlan yıkanıp. çöp tenekeleri boşaltilacak, çark dönmeye devam edecekti gece gündüz. Gerçekte ne yaptıkJannı durup düşünmeye vakitleri olmasın diye kıyasıya çalışıyordu insanlar. Odada arkadaşım yakaya rozet gibi iliştirilebilecek ufaklıkta bir jet uçağı biblosu hediye etti aynlırken "Bizi haürlayasın" diye. Evde çalışma masama koydum; onun umduğunu degil başka şeyleri unutmayayim diye. Bu yazıyı yazarken başka bir şirketin maceralan kulağıma çalındı. Petrol rezervlerinin iştah kabartıcılığına hayır diyemeyen fiıma. iç savaşın getirdiği riskleri göze alarak bir Afrika ülkesinde operasyonunu kurmuştu. Dışanda cesetler yığılırken onlar beton bir kalenin içinde faaliyetlerini sürdürüyorlardı. Çıkardıklan petrolün ülkenin payına düşen miktannın tümünün diktatöre ve yakınlanna gittiğinin bilincindeydiler. Bu göz yumma. ortada dönen para arttıkça aktif yardıma dönüştü. Petrolün akışını kesmemek için köy mü bombalanacak, isyancılar mı asılacak. onun faturası da artık şirket tarafından ödeniyordu. Derken muhalefet acımasız bir liderin elinde birleşti. Şirket artık ona da haraç ödüyor. gerillalann cinayetlerine de ortak ^ _ _ _ ^ _ imzasını atmış oluyordu. Ne şirket, ne de altın kafeste birkaç ay hapsolma karşılığı büyük paralar alan mühendisler bunlan uzun süreli düşünmeye tahammül edebiliyor anladığım kadanyla. Aksi halde geceleri uyumak zor çünkü, duvarlann ötesinden gelen silah sesleri de cabası. Derken uygarlığa geri dönünce "safari"nin yorgunluğu burada barlarda atıhyor. ancak o zaman diller çözülüyor. VVashington'u çe\Teleyen gözcü kulelerinin üst katlannın birdiğer işlev i de davetlere ortam oluşturmak. Ben hiç katılmadım, ama bilenlerin dediğine göre gün batarken . .~-?f . manzaranın tadına doyum -r*!»»•-» olmuyormuş. Bir gün fırsatını düşürüp gitmek istiyorum, kendi gözümle görmek için, grubun görüntüsü binalann içinde ve dışında olan biteni (ve hepimizin günbegün yaptığımız seçimleri. sonuçlannı) unutturmaya yetiyor mu diye. AZİZ GÖKDEMİR Umutlar dikîatör kansında! Fılipinleri 20 yıl demir yumrukla yöneten diktatör Ferdinand Marcos'uneşi Imtlda Marcos halkın gözüne girmek için elinden geleni yapı>or. Devlet Başkanbğı seçimlerine ikinci kez adayhğını koyan Imdda. kadmlann desteğini toplamak için bir gün modem kadınlarla birlikte spor yaparken ertesi gün camiye gidip muhafazakâr kadınlarla namaz lolıyor. Halkı yoksulluk çekerken kendisine binlerce çift ayakkabı alan Imelda Marcos'un adı pek çok yokuzluğa kanşmıştı. Mahkeme tarafından 18 yıl hapse mahkum edilen Imelda Marcos her şeye karşın ikinci kez Devlet Başkanhğı seçimlerine adayhğmı koydu. Bir Isveçli pazar günü ne yapar? Sizi bilmem, ama ben pazar günlerini hiç sevmem. Sizin yine Cumhuriyet'iniz var; mis gibi mürekkep kokan dergisi, bu sayfayı paylaştığım arkadaşlanmın her renkten ve sesten satırlan. Oysa bana pazar günkü gazetem, en iyimser halde çarşamba gelir. Ee, tutup çarşambayı pazar ilan edemem ya? Eski ve yeni dostlann uzaklığını, en çok pazar günleri hissederim. Hele hava iyiyse, çıkıp birisine uğrayamamak, birlikte dolaşmamak efkârlandınr beni. Yaş ilerledikçe dostluklar, daha çok ortak ilgi üzerine kuruluyor, pekiştiriliyor. Kitaplığına süs olarak kalın, cıltlı kitaplar koyan bir dosta ugramaktansaotoma, öğrenme zevkini paylajhgım yepyeni bir dostla birlikte olmak, bana daha çekici geliyor. Ben bunlan düşünürken lsveçliler pazar günlerini böyle şeylere kafa yormadan geçiriyorlar. "Kötü hava yoktur, kötü kılık vardır" diyen kuzeyliler. sabah kalkınca derhal STOCKHOLM GÜRHAN UÇKAN havaya bakarlar. Hava açıksa, fazla oyalanmazlar evlerinde. Kış ise, kar varsa, gözler ve hatta deniz donduysa, 7'den 70'e değil. 2'den 72'ye buz pateni yaparlar. kayak kayarlar. Yazsa, en yakın plajda su sıcaklığı şöyle bir 17-18 dereceyi bulduysa, doğru oralara giderler. bol bol güneşlenirler. Hava kötüyse, kapalıysa, akşamdan kalma olanlar. bunu banane edip yatakta öglene dek oyalanırlar. Küçük çocuklu aileler, ya da yalnız anne-babalar. doğru müzelere giderler. Isveç'te müze yaşamı çok devingendir; galeri gibi içerik ve program değiştirenleri çoktur. Müzenin ilgi sahasına göre sabit olan bölümler yanında, birkaç aylığma gezgin bölümler yer alır. Gazetelerin boş zaman değerlendirme sayfalannda, müzeler bölümü de bulunur. Açar bakarlar gazeteye ve o pazar hangi müzeyi gezeceklerine karar verirler. Son yıllarda büyük mağazalann ve butiklerin pazarlan da açık olması "indirimB saüş" peşinde koşanlara pazar günleri iyi bir fırsat doğurur. Küçük çocuğuyla annesini en yakın süper markete bırakan baba. solugu semt pizzacısında alır ve öğle birasıyla çiviye çivi söktürür, geceden kalma başağnsından kurtulmaya çalışır. Kansı bir süre sonra elinde kâğıt torbalarla ve sızlanan çocukla geldiğinde kocası, içmekte olduğu biranın ilk birası olduğuna yemin eder. Çok inandıncı olursa, torbalar bir köşeye yığilır, çocuk sussun diye eline çubuklu bir dondurma tutuşturulur ve kocanın önerisiyle,kadın mutfaktan kurtulsun diye, birer pizza söylenir. sonra birer bira daha.Pazann sonu gözükmüştür. CtHANBEYLİ İCRA DAİRESİ DosşaNo: 1997 833 Esas Kambıyo senetleri (çek. pohçe ve emre muharrer se- net) üzerinde hacız yolu ıle yapılacak takip taleplerinde ödeme emri 1- Alacaklı ve ve- kilinin adı. soyadı: 2- Borçlu ve varsa kanunı temsilcisinin adı, soyadı ve ikamet- gâhı: . 3- Alacagın Türk parasıyla tutarı. faiz miktan ve ışlemeye başladıgı gün: 4- Senet ve tarihı: 5- Bir terekeye karşı yapılan takipler- de mirasçılann adlan, soyadları ve ikamet- Mahmut Koyuncu \ekili Av. Ömer Sarı. Hükümet Me>danı. Özğen Iş- hanı Kat 3 Cihanbeyli-IConya Derviş Korkmaz. Korkmazlar Köy Cihanbeyli 134 000 000 - TL alacagın aslı 2.400.000.- TL işlemiş faiz 3 500.000.- TL iht. vek. ücr. 1.212.000.- TLiht. harcı 804.000.- TL damga pulu 141.916.000- TL"nin faiz (65) masraf. \ekalet ücreti ile birlikte ödeme emridir. Müstenit: 01 09.1997 \ adelı bono gâhlan: Yukanda yazılı borç ve masraflan işbu ödeme emri- nin teblig tarihinden itibaren on gün içinde ödemenız, ta- kip dayanagı senet kambiyo senedi niteligini haiz degil- se, keza takip dayanagı senet altındakı imza size ait ol- madıgı iddiasında iseniz (20) gün içinde açıkça bir di- lekçe ile Tetkik Merciı Hâkimliği'ne bildirmeniz. aksi takdirde kambiyo senedindeki imzanın sizden sadır ol- muş sayılacagı. ımzanızı haksız yere inkâr ederseniz se- nede dayanan takip konusu alacagın %10'u oranında pa- ra cezasına mahk0um edılecegıniz. borçlu olmadıgınız veya borcun itfa veya imhal edildiği veya alacagın zama- naşımına ugradıgı hakkında veya yetki ıtırazınız varsa bunu sebeplen ıle birlikte (20) gün içinde Tetkik Mercii Hâkımlıgı'ne bir dılekçe ıle bıldirerek tetkik merciinden itirazınızın kabulüne dair bir karar getırmediginiz takdir- de cebri icraya devam olunacagı. itiraz edilmedıgi ve borç ödenmedığı takdirde 25 gün içinde 74. madde ge- regince mal beyanında bulunmanız. bulunmazsanız ha- pis ile tazyik olunacagmız. hiç mal beyanında bulunmaz veya hakikate aykırı beyanda bulunursanız hapis ıle ce- zalandınlacağınız ihtar olunur. Yönetmelik örnek no: 10 Basm: 11021 CÎHANBEYLt İCRA DAİRESİ DosyaNo: 1997 830 Esas Kambiyo senetleri (çek. poliçe ve emre muharrer se- net) üzennde haciz yolu ile yapılacak takip taleplerinde ödeme emri . Yusuf Kerpıç \ekıli Av. Ömer Sa- n. Hükümet Meydanı. Özğen Işhanı Kat. 3 Cihanbeylı-Konya Demş Korkmaz. Korkmazlar Köy. Cihanbeyli. 220.000.000.- TL alacagın aslı 12.000.000.- TL işlemis faiz 3.5OO.OOO.-TLıht. vek. ücr. 1.212.000-TLiht. harcı 1 320.000- TL damga pulu 238.032.000.- TL'nin faiz (65) masraf. vekâlet ücreti ıle birlikte ödeme emridir. Müstenit: 15.08.1997 vadelı bono 1- Alacaklı ve ve- kilinin adı, soyadı 2- Borçlu ve varsa kanunı temsilcisinin adı, soyadı ve ika- metgâhı: 3- Alacagın Türk parasıyla tutan, faiz mıktan ve işlemeye başladıgı gün: 4- Senet ve tarihi: 5- Bir terekeye karşı yapılan takip- lerde mırasçılann ad- lan. soyadlan ve ika- metgâhları: Yukanda yazılı borç ve masraflan ışbu ödeme emri- nın teblig tarihinden itibaren on gün içinde ödemeniz. ta- kip dayanagı senet kambiyo senedi niteligini haız degil- se. keza takip dayanagı senet altındaki imza size aıt ol- madıgı iddiasında iseniz (20) gün içinde açıkça bir di- lekçe ile Tetkik Mercii Hâkimligi'ne bildirmeniz, aksi takdirde kambiyo senedindeki imzanın sizden sadır ol- muş sayılacagı, imzanızı haksız yere inkâr ederseniz se- nede dayanan takip konusu alacagın % 10"u oranında pa- ra cezasına mahkÖum edilecegınız, borçlu olmadıgınız veya borcun itfa veya imhal edıldigi veya alacagın zama- naşımına ugradıgı hakkında veya yetki ıtırazınız varsa bunu sebepleri ıle birlikte (20) gün içinde Tetkik Mercii Hâkimliği'ne bir dilekçe ile bildirerek tetkik merciinden itırazınızın kabulüne dair bir karar getirmediğıniz takdir- de cebri icraya devam olunacagı. itiraz edilmedıgi ve borç ödenmedigi takdirde 25 gün içinde 74. madde ge- regince mal beyanında bulunmanız. bulunmazsanız ha- pis ile tazyik olunacagmız, hiç mal beyanında bulunmaz veya hakikate aykın beyanda bulunursanız hapis ile ce- zalandınlacağınız ihtar olunur. Yönetmelik örnek no: 10 Basın: 11038 Her kalp kendi türküsünü söyler Eylül 1845'te, Demokrat Arkadaşlar adlı kuruluş tarafından Londra'da, Fransız İhtilali'nin yıldönümünü kutlamak amacıyla bir gece düzenlenir. Geceye Londra'da yaşayan dünyaca ünlü politik şahsiyetlerin hemen hemen çogu katılır. Fransız, Alman. Italyan devrimcilerinin yanı sıra Marks Londra'da adlı kitabın verdıği bilgiye göre "bir Türk demokrati da" katılanlar arasındadır. Londra'da yaşamasına rağmen lngiltere dışında olduğu için Marks'm bulunmadığı gecede. büyük bir ihtimalle Engels de vardır. Dünyayı sarsan bir olayın yıldönümünde bir araya gelen bu insanlar, gece boyunca tartışırlar, eğîenirler. Herkes kendi dilinin LONDRAşıınnı. öyküsünü okur ya da anlatır. Bizim Türk demokrati da gecede, Anadolu'nun kimbilir hangi yöresinden alınma bir türkü söyler. O tarihlerde Londra'da politik çalışmalar yapan çok sayıda Osmanlı aydını vardır ama bu kutlama gecesine katılan demokrat Türk'ün kimliği bilinmemektedir. British Library'ye gidip dönemin gazete ve dergilerini tarayıp, aynı zaman dilimınde yaşamış aydınlanmızın adlanyla karşılaştınp kim olduğunu bulabilmek mümkün. Fakat arkadaşım Kağan Güner söz konusu vatandaşımızın kim olduğundan çok, gecede hangi türkümüzü okuduğuyla ilgili. "Bulacaksak adamın değil türkiinün adını bulalım" diyor. Kağan Güner, plastik sanatçısı, ressam, aynı zamanda da gazeteci. trmCEFin Türkîye'den seçtiği iki sanatçıdan birisi. Yaptığı resimler UNICEF tarafından bastmhp dünyanın her yerinde satılıyor. Bir sanatçı olarak. gecede söylenenin hangi türkü olduğunu merak etmesi belki de bu MUSTAFA KEMAL ERDEMOL İlkbahar, Jirinovski ve azgın kediler BANDIRMA 1. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN 1997.'5807 Müdürlüğümüzün 1997 5807 sayilı takip dosyası ile alacaklı Akbank TAŞ Bandırma Şubesi vekili Av. Halil Özhuy-Av. Yusuf Kara'ya kredi taahhütname sözleşmesine istinaden toplam 3.707.212.502- TL. (% 220 tem. faizi. faizin % 5 BSM. ic- ra masraflan ve vekâlet ücreti ile birlikte) kadar borçlu bulunan Hasan Kuşçu ve Tuncay Kusçu hakkında yapılan icra takibi sırasında ödeme emri borçlulara rüm aramalara ragmen adresı semti meçhulde bulunduğundan yapılamadıgından adına ilanen tebligat >apılmasına karar verilmiş olmakla, adı geçen borçlular ışbu ilanın yaym tarihinden itibaren 15 gün sonra tebliğin >a- pıldığı sayılarak teblig tarihinden itibaren borcu ve masraflan 7 gün içinde ödemeniz, borcun tamamına veya bir kısmına \e- >a alacaklının takibat icrası hakkına dair bir ıtırazınız varsa, senet altındaki imza size ait degilse yine bu 7 gün içinde aynca \e açıkça bildirmeniz. aksi halde icra takibinde bu senedin sizden sadır olmuş sayılacagı, imzayı reddettıginiz takdirde merci önünde yapılacak duruşmada hazır bulunmanız. buna uymazsamz vaki itirazınızın muvakkaten kaldınlacagı. senet veya bor- ca itirazınızı yazılı olarak veya sözlü olarak 7 gün içinde icra müdürlügüne bildirmedığiniz takdirde aynı müddet içinde 74. madde gereğince mal beyanında bulunmamız. aksi takdirde hapisle tazyik olunacagmız, hiç mal beyanında bulunmaz veya hakikate aykırı beyanda bulunursanız hapisle cezalandınlacağınız. borç ödenmez veya itiraz edilmez ise cebri icraya devam edileceği hususu ödeme emrı yerıne kaim olmak üzere borçlu adına ilanen ihtar ve teblig olunur. 27.2.1998 Basm: 11037 "Bahar geldi. gül açıldı. Ruhuma neşe saçıldı. Ma\i gözlü sanşın kjz. gel gidelim ada>a biz." Keyifli bir şarkımız böyle başlar. Ve devamında ilkbahann insanda nasıl bir canlanma yarattığını. ne tür istekler doğurduğunu anlatır. Gerçekten de ışıldayan güneş. kısalan etekler. kış uykusundan uyanan duygular, insanlan yavaş yavaş kamçılamaya başlar marttan itibaren. Aslında yalnızca insanlarda değil, doğada da enerjik bir diriliş gözlenir baharda. Kedi milleti işin ölçüsünü kaçıranlardandır. Yalnız kediler değil ama. Martın başından bu yana Rusya Parlamentosu Duma'da gürültülü bir "bahar şenliği'" sürüyor. Hemen her oturumda kavga çıkıyor, hakaretler ediliyor, birilerinın söz hakkı iptal ediliyor ve birileri protesto amacıyla oturumu terk ediyor. Geçen gün Duma'ya gittiğimde saygıdeğer millervekilleriyle birlikte bindiğim asansörde duyduğum küfurleri burada bir anlatsam, kamu ahlakına aykırı yayından dolayı Cumhuriyet kapanabılir. "Şenliğin başkahramanı" tanıdık bir isim: Milliyetçi lider Vladimir Jirinovski. Esiyor. gürlüyor, ateş saçıyor. Önce sağa sola sözlü sataşmalarla başladı Jirinovski. Sağcı bir millervekilini aşağıladı; kendini eleştiren komünist bir milletvekiline doktora görünmesini önerdi; hakaretleri karşısında hukuki ışlem yapılabileceğinı hatırlatanlara "Cehenneme kadar yolunuz >ar" gibisinden latifeler sundu: sözünü kesen Duma Başkanf na "Sen ilkokulda sınıf öğretmeni misin?" diye bağırdı. Bu da yetmedi. Duma Başkanlığf nı işgal etti. Kürsüye oturdu ve "Kalkmayacağun işte, MOSKOVA HAKAN AKSAY kalkmavacağım' 1 tekerlemesiyle dakikalar geçirdi. Oturum zorunlu olarak tatil edilince kürsünün önünden geçenlere sataşmaya başladı. Bu da kesmedi. Önünden geçen "düşman" milletvekillerine su atmaya başladı; önce masadaki maden suyunu bardağa döküp sulama işlemini bardaktan yürüttü: sonra daha çabuk davranmak adına şişeden suladı; ara sıra karşıtlannı sularken yakında kendi adamlannı fark edince "Ivan. oraja su aOyorum, sen kenara kaç!" gibisinden dostane uyanlarda bulundu. Sonunda milletvekili dokunulmazlığı tehlikeye girer gibi olunca hafiften özür diledi, ama kimseyi samimiyetine inandıramadı. Aslında bu su atma işinde pek yeni sayılmaz Jirinovski. Geçen yıl bir televizyon tartışmasında şimdiki başbakan yardımcısı Boris Nemtsov'un yüzüne meyve suyu dökmüştü. Rusya Devlet Başkanı adayının başka vukuatlan da var. Örneğin, bir keresinde kendisine "saçma" sorularsoran genç bir gazeteci kızı karga tulumba arabasına bindirerek oradan uzaklaştırmıştı. Bir başka sefer de Duma'da kavga sırasında siyasal çizgisini begenmediği bir kadın milletvekilini saçından sürümüş ve boğazını sıkmıştı. Bu ve başka tutumlan nedeniyle Jirinovski'nin başına hiçbir şey gelmedi bugüne kadar. Ne bir yasal soruşturma, ne ciddi bir yalıtlama veya protesto. Insanm aklına ister istemez "Bu adam devlet başkanı olursa kimbilir neler yapar" sorusu geliyor. Geçmişı de renkli Jirinovski'nin. Haberalma örgütünden geldiği. bir ara lzmir Fuan'nda çevirmenlik yaparken (Allah için, Jirinovski'nin Türkçesi bizim bazı politikacılardan daha kötü değil) casusluk kuşkusuyla Türk polisinin eline düştüğüne çok içerlediği söyleniyor. Şovenist söyleminde Yahudilere de çatan aşın sağcı liderin - tesadüf bu ya - babası da Yahudi. Bir söyleşide anne ve babasının ulusu sorulduğunda verdiği yanıt unutulmaz bir anekdota dönüşmüştü: "Annem Rus, babam hukukçu." Bir de çeşitli ülkelerden porno yıldızlanyla ilişkisi olduğu, Almanya'da seks âlemleri yaptığı ve Irak'tan maddi yardım aldığı söylentileri var. Ne o yalanlamak için mahkemeye başvuruyor, ne iddia edenler kanıtlamak amacıyla benzeri bir adım atıyor. Burası Rusya. Herkes konuşuyor ve hayat eskisi gibi sürüp gidiyor. En taze skandallan pek çoğu "Bahar geldi; Jirinovski'nin duygulan kabardı; kimbilir belki olmadık özel sonınlan vardır da acısını Duma'dan çıkanyordur" türü tahminlerle geçiştirdiler. Son sulama operasyonunun ardından Moskova'da hava bozdu. Jirinovski "Tamam tamam. bir daha yaramazlık yapmayız işte" gibi bir şeyler geveledi. Ama yakında havalar yine ısınacak. Bahar bir daha ve gerçekten gelecek. Doğa yeşerecek. Etekler kısalacak. Ve azgın kediler bir daha ortaya dökülüp gürültüler koparacaklar. Ah, şu bahar yok mu? Bazılannı böyle havalar mahveder işte! özelliklerinden kaynaklanıyor. Böyle bir gecede bulunsaydı, hangi türküyü söyleyeceğini biliyor ve kimliği belirsiz o Türk demokratıyla belki de aynı türküyü seçmiş olabileceğini düşünüyor. Yurtdışında, ülke özlemiyle yaşayan insanlann türküleri. farklı zaman dilimlerinde yaşamış da olsalar. birbirine yakındır elbette. Böyle bir gecede Kağan'ın ve benim hangi türküleri söyieyebileceğimizi ben de tahmin edebiliyorum. 1991 yılındaki ilk Körfez krizinde, ABD'nin Irak'ı vurmasından önceki günlerde Londra'da, yüzlerce sosyalist ve savaş karşıtının katıldığı, Trafalgar Meydanı'ndaki gösterilerde, bir avuç Türkiyeli solcu ve banş yanlılan olarak hangi türküyü söylemiştik biliyor musunuz? Anadolu halkının dünya folkloruna armağan ettiği, dünyanın en güzel ve en ^ _ ^ — savaş karşıtı türküsü olan Yemen Türküsü'nü. Soran yabancı dostlanmıza öyküsünü de anlatarak üstelik. Sa\aşın ne kadar kötü bir şey olduğunu, çıkan bir isyanı bastırmak için gittikleri Yemen topraklannda düşüp ölenlerin geri gelmeyişleri üzerine. onlann dönüşünü bekleyenlerin "Giden gelmiyor / Acep ne iştir?" diye sormaktan başka ellerinden bir şey gelmeyişini bu türküyle ne kadar iyi anlattıklannı söyledik merakla dinleyenlere.Bizim Türk demokratının o gece hangi türküyü söylediğini merak edişimiz, biraz da bu yüzden. O, Yemen Türküsü'nü söylememiştir herhalde. Yanlış hatırlamıyorsam. türkülere konu olan Yemen İsyanı 1870 "de başladı ğına göre, bu güzel türküden haberi olamazdı. Kanuni dönemine ait olduğu söylenen ve "en eski halk türkülerimizden biri olduğu" sanılan şu türküyü söylemiş olabilir mi acaba u Bir iken beş oo eyledim derdimi / Yaradandan istemişem yardımı / Terkeyledim zeminimi yurdumu / Ne>le>e>ira yenemezüm gönlümü." Eğer bir sürgünse o da, sürgün acısını bu türkü gibi dile getiren başka türküler de söylemiş olabilir. Araştınp öğrenmeye çalışacağız. Belki hangi türkü olduğunu hiç bulamayabiliriz de. Bunun belki bir önemi de yoktur. Maksim Gorki, Ana romanındaki kahramanlanndan Andrey'e boşu boşuna mı söyletti şu sözleri sanki: Heryûrek kendi türküsünü sövler. tone Show Cemi 13.00 upunlct Rodc On Sundoy Gülnaz 17.00 fuji Sunday met 20.00 Buddha Bar C 22.00 Bütün göstergeleriyle ekonomi haberleri, "bilgi kanah"nda. NTrv
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle