22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 MART 1998 PAZtf HABERLER Trafik Afişi r yarışması • İstanbul Haber Servisi - Içişleri Bakanlığı. sürücü. yaya ve yolculann trafik kurallanna duyarlı ve bilinçli uymalannın sağlanması amacıyla "Trafik Afiş ve Slogan" yarışması düzenliyor. ••Afiş" ve "Sİogan" olmak üzere 2 dalda yapılacak yanşmada kazanacak olan adaylar. 25 mihon liradan 100 milyon liraya kadar para ödülü alacaklar. Emniyet yetkilileri. varışmaya katılmak isteyen herkesin 16Mart-18Haziran 1998 tarihleri arasında Emniyet Genel Müdürlüğü'ne baş\ urabileceğini belirttiler. Taksim'de MHP gösterisi B İstanbul Haber Servisi - MHP tstanbul tl Başkanlığı tarafından dün Taksim'de düzenlenen basın açıklamasına katılan yaklaşık bin kişi, 8 Mart Dünya Radınlar Günü ve 12 Mart Gazi Olayları Yıldönümü gösterileri ile KESK eylemlerini protesto erti. Polis, Cumartesi Anneleri'nin evlem yaptıgı Galatasaray Lisesi'ne doğru yürümek isteyen ülkücüleri durdurdu. İdam cezasına onama • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Yargıtay 9. Ceza Dairesi. TİK.KO örgütü üyesi olduğu ve cezaevinde örgüte ihanet ettiği gerekçesiyle bir kişiyi öldürdüğü için idam cezasına çarptınlan Cemal Çakmak hakkındaki hükmü onadı. Yargıtay'ın onama karan. bir üst yazıyla Adalet Bakanlığı'na gönderildi. Erbaa'daki operasyonlar • TOKAT (Cumhuriyet) - Tokat'ın Erbaa ilçesi kırsal alanında güvenlik güçleri ve teröristler arasında çıkan çatışmada 4 terörist öldürüldü, 2 terörist yakalandı. Çatışmada iki güvenlik görevlisi de yaşamını yitirdi. Bölgedeki geniş çaplı operasyonlann aralıksız devam ettiği kaydedildi. Korkut Özal'ın iddiası • KAYSERİ(AA)-DP Genel Başkanı Korkut Özal. ağabeyi 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a başbakanlığı döneminde yapılan suikastın arkasındaki kişiyi Mehmet Ağar'ın bildiğini öne siirdü. Kayseri'de yerel bir televizyonun canlı yayın konuğu olan Özal, ağabevinin. suikast girişiminde bulunan Kartal Demirağ'ın arkasındaki kişiyi kendisine de açıkladıgını, ancak bunu sır olarak saklayacağına söz verdığini söyledi. İhalede usulsüzlük • • ZONGULDAK (AA) - Türkiye Taşkömürü Kurumu'na (TTK) ait Armutçuk kömür üretim bölgesındeki Alacaağzı maden ocağının özel sektöre devredilmesiyle ilgili ihalede. usulsüzlük yapılmadığı iddia edildi. Eski TTK Genel Müdürü Mustafa Kıraç şunlan söyledi: "1997 yılı Haziran ayında yapılan ihalenin akabinde, 19 Ağustos'ta görevden alındım. Daha sonra yeni yönetim oluştu. 27 Ağustos'ta yeni vönetim kurulunda görüşülen söz konusu ihalede, kazanan firmayla sözleşme imzalandı. Usulsüzlük varsa ni>e mutabakata varıldı? Çünkü yok." TBMM lojmanları • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-TBMM Başkanı Hikmet Çetin, 400 milletvekili lojmanına ek olarak vaptınlan 176 daıre için Emlak Konut'a 2 trilyon 669 milyar lira ödeme yapıldığını belirtti. Çetin. FP'li Ersönmez Yarbay'ın soru önergesine verdiği cevapta. 550 millet\ekıli olduğu halde 568 konut yapılmasının Mustafa Kalemli'nin bilgileri dahilınde olduğunu söyledi. Fethullah Gülen'in, ülke çıkarları açısından ileride Türkiye Cumhuriyeti'ni zor durumda bırakacak bir eylem içinde olduğu belirtiliyor Devlet Gülen'in oyunlanna alet ediliyor Fethullah Gülen Dosyası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Dev- letin istihbarat ve güvenlik birimlerince derlenen bilgilerde. Fethullah Gülen'in şeriat ilkelerine dayalı bir devlet kurnıak için planlı ve kararlı bir polıtika ızlediği belirtiliyor. Cumhuriyet'in devletin gü- venlik ve istihbarat bırimlerinden derle- diğı bilgilere göre Gülen ve önderı oldu- ğu cemaatinin siyasi iktıdan elde etme fa- aliyeti için izlediği politıka şöyle: Papa ile Gülen görüşmesinin önemli yönü. içeriginden çok "Papa, Hıristiyan- lann lideri; Gülen de Müslünıanlann lide- ri'' olarak dünya basınına sunumunun ya- pılmak istenmesinden kaynaklanmakta- dır. Gülen'in. Roma'da büyükelçılik men- suplan tarafından karşılanması ve Cum- hurbaşkam'nın mesajını Papa'ya iletme- si. devletin de bu şahsiyete destek oldu- ğunu bev anla bu ov una alet olduğunu gös- termektedir. Gülen'ingelecektedini lider algılaması ilegörüşmelerdebulunması ve bu görüşmelerde cemaatinin çıkan için demokratik ve laik Türkiye Cumhuriye- ti'nin menfaatlan ile çelişen tutumlarda bulunması ve cemaatini harekete geçir- mesi. geçmişteki davranışları nedeniyle ihtimaîdahilinde görülmektedir. Ülke çıkarları için tehlikeli Gülen'in. ülke menfaatlan açısından ileride Türkiye Cumhuriyeti'ni zor du- rumda bırakacak ve demokratik. laik ilke- leri ile bağdaşmav acak dini liderlık şah- siveti doğrultusunda hareket ettiği değer- lendirilmektedir. TSK'ye sızmaya özel önem: Gülen. amaçlan karşısında bir engel olarak gör- düğü TSK'ye nüfuz etnıeye özel bir önem vermektedir. Bu amaçia. askeri okullann tümünde yandaşlannı veya yetiştirdiği ço- cuklan istihdam etmeye. özel olanaklar sağlayarak. subay ve astsubav çocuklan- nı okul ve dershanelerine kaydetmeye ça- lışmaktadır. Tarikata tıirmış olan askeri personele "Çalışın. Ingilizce öğrenin, amirlerinizle iyi geçinin ve kendinizi sak- layın" gibi dört öğüt vermesi niyetini gös- termesi bakimmdan çok dikkat çekicidir. Oüien'in. lideri olduğu tarikatın giriş tö- reni ile günlük uygulamalannın: inanan- ları derinden etkıleyen, beyin yıkayarak yönlendiren uygulamalar olduğu ve akıl- cı görünen Gülen'in bu konudaki uygu- lamalannın diğer tarikatlardan hiç de farldı olmadığı anlaşılmıştır. "Bugün birinci öncelikli tehdit olarak algılanan siyasal İslama karşı GüieıTi bir umut ışığı olarak görenler, kısa bir zaman sonra bu ya- nügının ağır faturasını ödemek mecburiyetinde kalacaklardır." Ömer, Hz. Ali gibi İslam büvükleri ile bir- likte oldoklannr çevrelerinde yaydıkla- nnı söylerniştir Avnı personel. "Gülen isteyince gemi- lerin kalknıayacağı" şeklinde bir beyan- da bulunulduğunu. bunun gelecekte ge- milenn emır komutasının Gülen yanlıla- rına geçeceğı anlamında kullanıldıgını ifade etmiştir. Fethullah Gülen. TSK've Sinsi, yanıhmacı sızma: TSK'deki bir personel: yandaşlannm. Ulamdaifi en uç kişı. "kutuplar katbıT bıcımındenitele- dikleri Gülen'in. rüyalannda peygambe- rin kendisine SSCB'nin yıkıldığmı. bu nedenle Türk cumhunvetlerıne okul aç- masını söylediğini belirtnıiş. "perşembe akşamlan iki saatliğine kavbolarak ruh âlemine gitrjğini ve burada peyganıber. Hz. sızma girişimlerinı planlı programlı. sın- si ve yanıltmacı bir biçımde sürdürmek- te. çalışmalarının önünde engel olarak sı- lahlı kuvvetleri görmektedir. Bu bakım- dan her fırsarta orduyu ele geçirmek ama- cıyla sızma gırişimlerini sessiz ve derin- den devam ertırmektedir. Fettıullahçı kadınlar-asker öğrenciler Gülen grubu\'urtarikatı.TSK.ıçerisın- de ver alabılnıek ve ileride etkınlığe ka- vuşabilmek amacıvla venı projeler üret- meye başlamıştır. Bu çerçevede; askeri okullardaokuyan öğrenciler öncelikli he- def olarak belirlenmış. kültür düzev i yük- sek cemaat mensubu v e türban takmayan bayanlann askeri öğrencilerle tanışmala- n ve evlenmelerinın sağlanabılmesi için gerekli vasatı oluşturacak bir yapılanma- ya gidilmiştir. Anılan kesim tarafından bu yöntem kullanılarak 5 ile 7 > ıl arası bir sü- rede TSK içerisinde cemaat olarak söz sa- hibi bir konuma gelebileceklen şeklinde değerlendirmeler yapılmaktadır. TSK'ye karşı polis teşkilatı: Fethullah- çılann, polis koleılenne öğrenci soknıak. öğretim üyelenni özel olarak seçtirmek ve cemaate bağlı polıslerin daha öğrencilik yıllanndan itibaren beyınlerini yıkamak suretiyle emniyet teşkılatında oldukça et- kin hale gelmişlerdır. Gülenın emniyet teşkilatına olan bu ılgisinin arkasında. po- lisi asker karşısında bir güç dengesı oluş- turnıak amacıyla kullanmayı öngören bir planının olduöu açıkça ortaya çıkmakta- dır. Fethullah'ı destekleyenler ağır fatura ödeyecekler: Bugün birinci öncelikli teh- dit olarak algılanan siyasal İslama karşı Gülen'i bir umut ışığı olarak görenler. kı- sa bir zaman sonra bu yanılgının agır fa- turasını ödemek mecburivetinde kalacak- lardır. Çünkü de\ let içinde kadrolarını ta- mamlaınış. aldığı çeşitli tedbirlerle top- lum içinde kabul görmüş. cumhuriyetten yana gözüken. Atatürk ve ilkelerini söz- de benimseyen ancak Islamı gıy ime aykı- nlıgı nedeniyle kravat takmayan bu kişi. gerçekte demokratik ve laik Türkiye'nin gelecegi açısından büvük bir tehhke ola- rak göz önünde bulunmaktadır. YARIN: Fethullahçıların stratejisi, organizasyon şeması, şirketleri. Babaoğlu ve Kırlangıç anıldı Cumartesi Anneleri'nin 148. buluşmasında bir arava gelen insan haklan savunucuları, 12 Mart 1994 günü L rfa'da kavbedilen Ö/.gür Gündem muhabiri Nazını Babaoğlu ile İstanbul'da 5 > ıl önce kaybolan Ali Kırlangıç'ı andı. Kayıp yakınlannın evİemine. Türkiye'nin en vaşlı komünisti Boz Mehmet lakaplı Mehmet Bozışık (97). Haklar \e Özgüriükler Platformu (HÖP) sözcüsü O>a Gökbayrak. Belçika Emek Partisi üyeleri ve Alman öğrenciler destek \erdi. 66 \ıl önee gözaltında ka\ bedilen kardeşi Salih Bozışık'ın fotoğrafını taşıvan Mehmet Bozışık, Cumartesi Anneleri'ne Enternasvonal Marşı'nı söyledi. Sinema ovuncusu Nusuf Çetin tarafından okunan açıklamada. "Gazi Mahallesi'ndeki kınmın 3. yıldönümünde katiller hâlâ serbest. Sorumlulann korunuyor olmasını kınıyoruz. Gözaltında kavıplara karşı sesimizi vükseltelim ve kayıp endişesi taşıdığınıı/ insanlan ÎHD'vebildirelini" denildi. (ALPER TL'RGLT) Örgütler parayı alıp almamayı tartışıyor; Karacaahmet ve Şahkulu, biçim ve miktara karşı Alevüere bütçeden pay tarüşması AVŞEYILDIRIM Alevi vakıf ve derneklerine bütçeden ay- nlan 425 milyar lıra tartışma yarattı. Ale- vi örgütleri parav ı alıp almama konusunda uzlaşamadı. 'Alevi kültür ve inancını vaşatmak için' dev letten 20 trilyon lira isteven Alev ı örgüt- lerine 1998 bütçesınden ancak 425 milyar lira aynldı. 180 dernek adına Hacıbektaş Anadolu Kültür Nakfı'na verılecek para konusunda Alevi örgütleri farklı v aklaşım- lar sergiliyor. Karacaahmet Sultan Kültür Derneği ve Şahkulu Sultan Derneği. iste- nilen biçim ve miktarda verilmeyen para- nın ancak öğrenci yurdu yapılması veya Alevi Araştırma Enstitüsü kurulması şar- tıyla ahnabileceğini belırtırken. "aksi hal- de paranın alınmasından vana olmadıkla- n~nı dile getirdiler. Cem Vakfı ve Hacıbektaş Yakfı yetkili- leri isemiktarın sembolikbileolsabırbaş- langıç olarak değerlendirilmesi gerektiği- ni belirtiyorlar. Bir ay içinde bir araya gelip parayı alıp almama konusunda karar verecek olan Ale- vi örgütleri arasında büyük tartışmaların yaşanması bekleniyor. Karacaahmet Sultan Kültür Derneği Başkanı Hıdır Uluer. 425 milyar liranın alınıp örgütler arasında da- ğıtılmasından yana olmadıklannı bildirdi. "Para. bizim istediğimiz biçim ve miktarda verilmedi. Biz 20 trihon istemişrik. Avnca "Alevı kültür ve inancını yaşatmak" ibare- si konulmasını istivorduk. Bu da konulma- dı. Bu haliyle paranın alınmasına karşıyız tabii" dıyen Uluer. sözlerinı şöyle sürdür- dü: "Paranın alınıp alınmamasına 8 örgüt toplanıp karar verecek. Eğeralınırsa.ortak birimler için 2 öğrenci yurdu \apılmalı ve- ya bir bina alınman."' Şahkulu Sultan Der- gâhı Başkanı MehmetÇamurda miktann talep ettikleri ölçüde olmadığını vurgula- yarak şunlan söyledi: "Bu miktar Diyanet'e a\ nlandan çok az. Biz 20 trilyonıı. laikliği savunmak için iste- miştik. Toplantı \aptık ama.. henüz karar verilmedi. Bir kısmımız öğrenci v urdu v ap- tınlmasını istiyor. Böylece Sizden aİdık. dev letin bir kurumuna verdik' diyeceğiz. YüzyıUardan beri bir inancı inkâr zihnive- tine karşı bu paranın avnlmasını bir adım dive değerlendirdik. Cumhurbaşkanı. 'Devletin katlannda göğ>ünüzü gerc gerc ben Alevivımdıyedolaşabilırsiniz" demiş- ri. Biz resnıi kayıdara da geçsin div e üstün- de durduk." Şahkulu Dergâhı olarak paranın sadece öğrenci yurdu yapımı \eya Alev i Araştır- ma Enstitüsü kurulması amacıyla alınma- sından vana olduklarını söyleyen Çamur. "Ortak bir amaca tahsis edilmeli. ^oksa kim alıvorsa alsın. biz almavız" dedı. Miktar sembolik oLsa da olayın hukuki açıdan önem taşıdığını söyleyen Cem Yak- fı Başkanı İzzettin Doğan. "TürkiyeCum- huriveti tarihinde ilk defa bütçede Aleviler kelimesi kullanılmak suretivle bu para ve- riliyor. Miktar bir kuruş da olabilirdi ama, hukuki tescil olarak ünemli. Yoksa paranın nıiktarı itibanv la. bu. hakarvt sav ılabilecek bir miktardır" diye konuştu. 425 nıihar Ancak Dıvanet'e trilyonlar ayrılırken Alevi örgütlerine sadece 425 milyar lıra aynlmasının"bölücülük" olduğunu dabe- lirten Doğan şövlc de\am ettı: "Bu hüzün veıici bir olavdır. Yatandaş- lar arasında vasalann avnmsız ve adil uy- gulanmasi esastır. Tüm dev let sistemlerin- de yatan ana felsefc de budur. ŞinıdL bu ko- nuda bövle bir adaletli dağıtını var mı diye bakarsanız. .Alev iler alev hine, ve dev leti v ö- netenlerin bu konudaki beceriksizlikleri. korkaklıklan.. ne derseniz devin alev hinde önemli bir ipucu veriyor. Dev leti yönetenler. adaleti sağlamaktan çok siyasi isrikbal en- dişesiyle çoğunluğua, yani Sünni kesimin oylannı kaybeder miyiz kaygısıyla para da- ğıtımına girivorlar ki.. bu. adalet duvgusu- nu rencide eder." Cem Yakfı olarak paranın müşterek ıh- tiyaçlara harcanmasını istediklerıni belir- ten Doğan. şunlan söyledi: "Aslında bu parav la bir bina bile vapüa- maz. Bu da ınanası/ bir şev. çünkü verilmiş olsun div e verilmiş olan bir para. Gönül al- ma kabilinden ama.. biz vine de kendi fel- sefemize uygıın olarak banşçı bir v aklaşım sergilediğimiz için bu bir başlangıçür diyo- ruz. Bu paradan Cem Yakfi'nın, en büyük gayreti sarf eden. çaba sarfeden. Avnıpa'- da birtakım organlar kuran faaliyetlerine uygun olarak en büyük nıiktarı alnıası ge- rekir. Ama biz onun peşinde değiliz. Kar- deşlerimiz ne karar verirse biz karşı da koy- maviz. destek veririz. O para sorunumuz değil. sorunumuz hukuki meselevdi. onu sağladık. Bundan sonraisteyeceğimiz para- nın.. din hizmetkrine av nlacak paranın adil ölçüde verilmesidir." Hacıbektaş Anadolu Kültür Vakfı Genel Sekreten Ahmet Şa- hin. paranın alınmasından yana olduklan- nı belirterek. "Devletin bugüne kadar ver- mediği ortada. bu bir başlangıç. Ne v apa- lım.. az ama. dcmek ki bizi de az görüyor- lar. Bundan sonra devletin elini daha da bol tutmasını istivonu" Jı> e konuştu. MKRO DINÇ TAYANÇ Mumyalar Müzesi "Devlet BEN'im" buyurmuş, Fransa Kralı XIV. lc- uis; bendenız de "devlet, BENİM" dıyorum! Louıs. devleti kendisiyle özdeşleştircliğinde, yanz Fransa değil, tüm Avrupa korku belasma "HaM/snz efendimiz" buyurmuş; bendeniz kendimi devleie bütünleştirmeye kallrtığımda. bırakın Avrupa'yı "r lan, 75. yılına girdiğimiz Cumhuriyet'te bile pekte- la kimse çıkıp da "Devlet. bizimdir" demiyor, di/r- miyor; demesini bilmiyor! Çoğunluk "sessizlik tst- kını"(i) kullanınca da ortalık, tıpkı tarihteki diğer on bş "Türk(!) Devleti(!) "nde olduğu gibi "Ya devlet başc a kuzgun leşe" mantığıyla ortaiığa dökülmüş liderie-elj kalıyorü! Kuzgun leşlerden ırak; baştakilerin tüıaı. Türkiye Cumhurıyeti'nin "tarihteki on a/tıncı Tjk Devleti" olduğu gerçeğiyle(l) bir övünüyorlar ki, ctej- meyin gitsin! Onceki on beşine şöyle bir bakıyonjm da hiçtm "ulusal devrim" ile kurulup yoğrulmuyor! Tersine ü- mü "devirim" devleti! Bileğine güvenip de "Gökgr- sin kızıl çıksın" çığlığıyla kılıcına davranan, kendisn- den öncekıni devirıp "baş" oluyor... Devlet başka. baş başka... Tarihe gömülmektîn kurtulamayan on beş Türk devletinin başları, caş olur olmaz. önce kendi başının çaresine bakmayagı- rışiyor, sonra yakınlannın. ardından da yağdanlık \/e yalakalanyia şurekâsının... Kendi başının derdine düşen baş. öncelikle yakın- lannın güvencesme sığmmak kaygısıyla olsa gerek; akraba. hısım ne varsa kılıt yerlere getiriyor ki, dev- letin tüm mevkisel, parasal ve topraksal nimetlenn- den yararlandırmacasına... Eh: akraba. hısım takımı başlarından geri kalacak değiller ya... Onlar da kendi güvenliklerini sağlamak amacıyla(l) olsa gerek başın, devletten yağmalayıp kendilerine dağıttığı zenginlikleri. yağdanlık ve yala- kalara dağıtmaya gırişiyorlar... Elbette ki bu işler öyle salt "akrabalık, htsımlık'ya da "güvenilirlik, güvence" masallarıyla olmuyor. Her işin bir "bedeli", her mevkinin bir "ederi" olduğun- dan, rüşvet doğuyor! Zoralım, kötüye kullanma, yolsuzluk, hırsızlık ve daha nice "yozlaşma", "çürümüşlük" ise rüşvetin çocuklan olarak dogup "ekonomi" adını alıyoriar! "Devletin malı deniz, yemeyen domuz" ilkesi(!) ise tümünün ortak çocuğu! Derken, deniz kuru- yup bataklı- ğa dönüşü- yor... Deniz batakiaşınca da yağdanlık ve yalakalar- dan yukarı, akraba ve hı- sımlara, ora- dan da başa tırmanan bir "sen-ben; ama ille de ben" kavgası pat- lıyor! "Ben" kavgasını kazanabilmek güçlü olmayı, güçlü olabilmek de çevresinde "devlete bağlı güven- lik güçleri" ve de "devletin güvenlik güçlerine yar- d/mc/"çeteleroluşturmayıgerek-koşulkılıyor!!!Yoz- laşrna ve çürüme bir "baş"t zayıflatınca, onu "devi- recek" bir başka baş bulunuyor... O da olmazsa "de- nizi tüketen" eski baş "yetkisiz" ve de "sorumluluk- suz""(!!!) kılınıp baştacı ediliyor ve "sırası" gelen baş olup "geleneksel kısır döngü "ye sıvanıyor! Haaa; "Bu denizin balığı nereden geliyor" diye su- al eden varsa: o balığa geleneksel olarak "halk" de- niliyor. On beş Türk devletinde de "aşağı tabaka "ola- rak görülen halk, içinde av olduğu deryayı öğrenme- ye kalkışacak olursa, onun da kolayı(!) var; kuyu dol- duracak Murat paşalar ne güne duruyoıi Yaaa: tarihteki on altı Türk devletinin on beşi, üç aşağı yüz yukan bundan batıyor işte... Neyse ki tarihteki on altıncı Türk Devleti'nin böy- le dertleri yok! Kemalist Aydınlanma Devrimi ile do- ğan Türkiye Cumhuriyeti: "devrimcilik"ten "antıldı- ğı"{\); "devletçilik"\en kurtarılıp(!) da "Bırakınızyap- smlar, bırakınız geçs/n/er"leştirıldiği 1950'lerden bu yana Celal Bayar-Adnan Menderes, Süleyman Demirel, Bülent Ecevit-Necmettin Erbakan, De- mirel-Erbakan-Alparslan Türkeş, Turgut Özal, Demirel-Erdal Inönü/Murat Karayalçın, Tansu Çiller-Karayalçın/Deniz Baykal, Çiller-Mesut Yıl- maz, Çiller-Erbakan ve çok şükur Yılmaz-Ecevit- Hüsamettin Cindoruk gibi "sivil" ve de "ehil" baş- larca "laik, demokratik ve tam bağımsız" biçimde "kokuşmaya" ve de "pahalılığa" geçit vermeksizin yönetilip gidiyor... Arada sırada Memduh Tağmaç ya da Kenan Ev- ren gibi "gayri sivil" başlar, devreye girip de "Deniz tükendı" diye ağlaşan halka, "tarihsel kuyuculuk ge- leneğinı" hatırlatmış olsalar da. necip Türk seçmeni "Bu kadar kusur kadı kızında da olur" deyip "ara re- y/m"den "demokrasiye dönmeyi" umutla bekliyor. Demokrasiye kavuşurkavuşmaz da "Kalan sağlarbi- zimdir" inancıyla. sandığa koşup "ge/enetee/"baş- lanndan bırıni seçiyor... Yaaa: işte böyle! Batmış on beş Türk devletine ne bakıyorsunuz; on altıncısı emin ellerde ya; siz "seç- menize" bakın! Anafikir. "Türk milleti çalışkandır, Türk milletize- kidır..." (Mustafa Kemal Atatürk) Ana fikrin ana fikri: "Dün dündür, bugün bugün- dür." (Süleyman Demirel) Islamcı serınaye Yozgat^ta toplandı SEYFİ ÇELİKKAYA YOZGAT - tslamcı holdingler. siyasıler \e nıedya kuruluşları ile ta- nınmış isimlerin iis ola- rak seçtiği Yozgat'ta. dün de Ekonomik ve Sosval Araştırma Merkezı (E- SAM) üyeleri "durum değerlendirmesi" v ap- mak üzere çalışmalara başladı. ESAM üvelenn- den Fazilet Partisi (FPl Milletvekili Cevat Avhan. ^bzgat'ı "Çapanoğ- lu'nun memleketi olduğu için" tercıh ettiklerını açıkladı. FP millervekıl- lerinden Bahri Zengin. Genelkurmav'ın ırtıca brifinglcrıni değerlendi- rirken "Türkiye'de halkı şiddet hareketlerinin ice- risine çekmek için bazı tahriklerjapılıvttr*" dedi. GeçenhaftaMÜSİAD üyelerinin toplandığı. önümüzdeki haftasonun- da da Fazilet Partisi'nin MKYK üyelen ve millet- vekillerinin bir araya ge- leceği Yozgat'a Islamcı kesimin ilgisi sürüyor. Toplantıya REFAH- YOL hükiimetinin Bayın- dırlık ve Iskân Bakan: Ce^ yatAyhan. K.ültürBakanı İsmail Kahraman, Dev let Bakanı Sabri Tekir ile FP'li mılletvekilleri Te- mel Karamollaoğlu. kah- raman Emmioğlu. ^^ret- tin Kaldınmcı, Ahmet Fe>zi İnceöz, Mustafa İnaldı, Remzi Çetiı.Er- tan Yülek ve Bahn Zen- gin katıldi- Toplantı sonundi alı- nan kararların özetlene- rek kamuoyuna du;^ru- lacaöı beli rtildi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle