13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet tmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmeni' Orhan Erinç 0 Genel Yayın KoordiTiatörii Hiknıel Çetinkava • Yazıışlen Müdürü' Ibrahim Yüdız # Sorumlu Müdür. Fikret llkiz • HaberMetkezı Müdürü Hakan Kara # Gör- sel Yönetmen Fikret Eser Dış Haberler Şinasi Daıuşoğlu • Istıhbarat Cengiz Yıİdınm 9 Ekononu Mehmet Saraç • Kültur Handan Şenkökcn • Spor \bdülkadir Yüceiman 0 Makaleler Sami Karaören 0 Duzeltme Abdullah Yazıa 0 Fotoğraf Erdoğan Kös«oğlıı •Bılgı-Belge Edlbe Bufra 0 Yurt Haberlen Mehmet Faraç Yavın Kurulu tlhan Selçuk (Başkan), Orhan Erinç, Okta\ Kurtböke, Hikmet Çetinka\a. Şükran Soner, Ergun Balcı, Ibrahim Yüdız. Orhan Bıırsau. Mustafa Balbav. Hakan Kara. AnkaraTemsılcısı: Mustafa Baibay Atatürk Bulvan No: 125, (Cat4. Bakanlıklar-Ankara fel: 4195020 (7 hat), Faks- 4195027 • lzmırTemsılcısı Serdar Kıak, H. Zıya Bl\. 1352 S. 2 3 Tel. 441 i 220, Faks. 4419117 •Adana Temsılcısi Çetin Yiğenoğlu, tnönü Cd 119 S. No: 1 Kal 1, Tel: 363 12 11, Faks: 363 12 15 Müessese Mûdüru Üstün Akmen # Koordınatör Ahmet Korulsan # Mıteebe Bulent YenerCtdare Hüsnin Gürer • Işletme Önder Ç«tik»Bıigj- Ijlem Nail tnal 9 Bılgısavar Sıstem Mörfivet Çikr • Sam Fazilet Kııza MEDYA C: • Yonctim Kurulu Başkanı - Gene] Mudur Gülbin Erduran 9 Koordınator Rcha Işıtman # Genel Mudur Yardımcisı ScvdaÇoban Tel 514 0 7 53 - 5139580-513 8460*1,Faks 5138463 Ya>ımla\an \e Basan: Yem Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncıhk A Ş Türkocagı Cad 39 41 Cagaloğlu 34334 lst. PK 246 lstanbul Tel (0 2121 51205 05 (20ha<) Faks (0 2121 513 85 95 1 MART 1998 lmsak:5.06 Güneş: 6.32 Öğle: 12.24 tkindi: 15.28 Akşam: 18.01 Yatsı: 19.22 Orman Bakanlığı'na kınama • İstanbul Haber Servisi -TMMOBOnnan Mühendısleri Odası Genel Başkanı Salih Sönmezışık, Orman Bakanlığı'nın oda üzerinde baskı yaptığmı belirtti. Sönmezışık, yapılan baskılan kınadıklannı açıkladı. Orman Mühendisleri Odası"nın Türkiye'de orman mühendislerinin tamamına yakınının üye olduğu tek meslek örgütü olduğunu anımsatan Salih Sönmezışık, bakanhğın son zamanlardaki çeşitli baskılannı protesto etti. Sivil Savunma Teşkilatı'ran kuruluşu • İstanbul Haber Servisi - Sivil Savunma Teşküatf nın 39. kunıluş yıldönümü istanbul 'da çeşitli törenlerle kutlandı. Bu yıl onuncusu kutlanan 'Sivil Savunma Günü' için ilk tören Taksim Anıtı'na çelenk konulmasıyla başladı. Taksim'deki törene İstanbul Sivil Savunma Müdürlüğü yetkilileri katıldı. Dün aynca, Küçükçekmece Lisesi'nde "Sivil Sa\unma" konulu şiir, kompozisyon ve resim yanşmasında dereceye girenlere ödülleri verildi. Beba, genel müdür oldu • Haber Merkezi - Türkıye Eğitim Gönüllüleri Vakfı Genel Müdürlügü'ne Prof. Dr. Ali Beba getirildi. Beba, 1994 yılından bu yana uluslararası bir mühendislik firması olan ve katı atık yönetim sistemleri konusunda faaliyet gösteren RUST'ın Türkiye temsilcilıgı görevini yürütüyor. Medeni Kanıın'da kacbıı tarbşması Yurttaşlar Yasası Komisyonu Başkanı Akmtürk: Türkiye'ye uygun tasan hazırladık MUTLU SERELİ "Eleştiri yapanldşüer.istediklerişeyin,aca- ya açık olan mallann. ailenin ortak yaşan- mışsınrzyadazinayapnıışkadınörneğin.Zi Avukat Senal Sarıhan ANKARA - Türk Medeni Kanunu'nu (Yurttaşlar Yasası) yeniden dûzenleyen ko- misyonun başkanı Prof. Dr. Turgut Akmtürk. öngördükleri bazı hûkümlerin, Türkiye "nin koşullannı dikkate almalan nedeniyle dün- ya ömeklerinden ayn olduğunu belirtti. E!eş- tiriler dikkate alınarak tasannın değiştirile- bileceğine dikkat çeken Akmtürk, "Dört başı mamur bir yasa değil, eleştirileri geklL Ama zaten öyle bir kanun yok" dedı. Başkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğ- retim üyesi Prof. Dr. Akmtürk, 1926'da "Me- cefle" sonrası kabul edilen Medeni Kanun'da. gerek dil gerekse içerik yönünden bazı de- ğişikliklerin kaçınılmaz hale geldiğini be- lirtti. Ön tasanyla ilgili olarak getirilen tüm eleştirileri bildiklerini söyleyen Akmtürk, " Eleştiri yapan kişiler. isteditderi şeyin, aca- ba Medeni Kanun'dayer alarak uvgulanma- sı iyi olur mu. olmazmı meselesini irdelemi- yoriar" dedi. Akıntürk, bu konuda getirilen önerilerin ülke için yararlı olmadıklan so- nucuna vardıklannı belirterek. "Bizim için en yararlı olan sistemi getirdik. Kaldı ki, bu hanım kuruluşlannınistediklerirejimide ka- nuna koyduk" diye konuştu. "Paylaşmah Mal Rejimi" modeli. ön ta- sannın en çok tepki çeken bölümünü oluş- turdu. Akıntürk, kadın kunıluşlannca bu modele alternatifolarak önerilen lsviçre uy- gulamasının çok kanşık olduğunu öne sü- rerek, "Bu yöntemi bizbulduk. Türkiyemi- ze en uygun olan, kavga dövüş yaratmayan. mahkemelerde sürünmesine yol açmayan bir sistem, diirryada yok" dedı. Bu model- de, eşlerin boşanması durumunda paylaşma- ya açık olan mallann. ailenin ortak yaşan- tısı için alınan mallar ya da ailenin gelece- ğini güvenceye almak için yapılan yatınm- lar olduğunu belirten Akıntürk. modeli şöy- le anlattı: "Eşterin evlenmeden önceedindik- leri mallar buraya girmi\ or. Bekârken almış adam. Bunlar kendinin. Artı. miras yoluyla eşlere intikal eden mallar da ayn. Onlar da paylaşun dışı. Şimdi burada pa>laşuna tabi olan mallar bir evliliğin başladığı günden boşanmanm kesinleştiği güne kadar eşlerin çaûşarak edindikleri mallar. Bunun dışın- da diyelim ki. manevi tazminat almış taraf- lardan biri bunu nhe karşı tarafa versin?" lş yoluyla elde edilen kazançlann bu pay- laşımın dışında olacağını belirten Akıntürk, -paylaşmamn açıkça hakkaniyete aykın ol- duğu durumlarda" karann hâkime bırakıl- dığını söyledi. Akıntürk, "tküiçay evlikal- mışsınızya da zina yapmış kadın örneğin. 7i- nayapan kadma dayansnıversin mi hâldm?" diye konuştu. ÇHD'den görüş istemi Akmtürk, komisyonda kadm kuruluşlan temsilcilerine yer verilmemesi konusunda haksız eleştiri aldıklannı belirterek, Çağdaş Hukukçular Derneği'nden bildirilen kadm temsilcinin toplantılara katılmadığını söy- ledi. ÇHD'den avukat tlknur Kalan ise ge- tirdikleri eleştirinin kadın kuruluşlannm önerilerinin de dikkate ahnması isteminden kaynaklandığını \-urguladi. Kalan. "Komis- yonun toplantılanna katılmak şart degildir. Bu konuda kadın kuruluşlannın talepleri hep basında yer aldı. Ön tasan oluşturulur- ken bunlar da göz önünde bulundunılabt- lirdi" dedi. 'Paylaşmalı mal rejimi, aile tanımına aykın' Stom\ muûuluğu 'maço' kocadabıddu anlatan Sharone Stone, 'Maço' lakaplı eşinde 'göğsüne yaslanabüeceği ve kendisini koruyabilecek' bir erkek bulduğunu söylüyor. 40 yaşmda aradığı erkeği bulan ve geçen ay içinde gazeteci Phil Bronstein ile evlenen ünlii yüdız Sharon Stone, mutiuluktan uçuyor. HoDywood erkekleriyle evlilik yürütebileceğine hiçbir zaman inanmadığuu vurgulayan Sharon Stone her zaman enteİektüel meslek sahibi bir erkeğin peşinde olduğunu beliıüyor. Gazeteci eşi Phil Bronstein'uı kendisine Hollyvvood dışmdaki dünyayı tüm çıplâkhğı ile gösterdiğini •>& ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Cumhuriyetçi Ka- dınlar Derneği Genel Başka- nı Avukat Şenal Sarıhan. Medeni Kanun (Yurttaşlar Yasası) ön tasansında yer alan "Paylaşmak Mal Reji- mi"nin anayasada tanımla- nan aile kavrammı hiçe sa- yan bir anlayış olduğunu söy- ledi. Sanhan. "Değ^iklikte- sansı bir lütuf degildir. Bu. kadm-erkek demokratik bir yaşanu özle>en, aile yaşamı- na da bunu uygulamak iste- yen toplumlann eseridir" dedi. Öncelikle ön tasannın ha- zırlanmasında kadm katkısı- nın az oluşunu eleştirdikle- rini belirten Sanhan, bunun kadın duyarlığı ve kadın ba- kış açısının eksik kalmasına neden olduğunu kaydetti. Sanhan, 27 kişiden oluşan komisyonda yalmzca 8 ka- dın bulunduğuna ve onlann da kamusal alandan geldik- lerine dikkat çekti. Sanhan, tasandaki bazı hükümlerle ilgili şu değer- lendirmeleri yaptı: Paylaşmalı mal rejimi: Do- şanma durumunda tarafla- nn mal aynmını öngören bu sistemde evlilik süresince edinilen mallar. "Evliliğin refahını s«ğlama>a özgülen- miş mallar" olarak niteleni- yor. lş dolayısıyla elde edi- len kazançlar bundan ayn tutuluyor. Türkiye'nin ge- nel yapısı içinde çahşan. iş sahibi olan, çalışma yaşamı nedeniyle de artı değer ka- zanan tarafçoğunlukla erkek. Bu nedenle düzenlemeye karşıyız. "Pa>iaşmanın açd(- ça hakkaniyete aykm oidu- ğunun saptanması halinde yargjç payiaşmayı reddeder" deniyor. Burada karar tama- men hâkimin inisiyatifınde. Hangi hallerin paylaşmanın hakkaniyetine aykınlık oluş- turacağı belirsiz. Onur kma da\Tanışm bo- şanma nedeni sayılması: Onur kıncı davTanışın baş- kalannın yanında olması ko- şulu getiriliyor. Bakışm "in- sanı korumak" olması gere- kir. Bu madde aileyi gelişi- güzel, el yordamıyla koruyor, ama bireyi eziyor. Kadmın kendi soyadmı eşininkiyle birlikte kuüana- bflmesi: Soyadı seçiminde taraflann tamamen özgür ol- ması gerekir. Alman siste- minde olduğu gibi "se^m- lik" düzenlemenin getiril- mesi daha doğru. Ohımlu yönler: Ön tasa- nnın öncelikle kamuoyun- da tartışmaya açılması çok olumlu.Tartışmalar tamam- landıktan ve komisyonun ge- len eleştirileri değerlendır- mesinden sonra parlamen- toya gönderilmesi çok daha doğru olacaktır. Yasanın dilinin yalınlaştı- nlmış olmasını da destekli- yoruz. Ancak bu çabayla ba- zı hukuki deyimlerden vaz- geçilmesi yanlış olur. "Ka- n", hukuki bir kullanımdır, bu Türkçeleştirme diye de- ğerlendirilemez. Koca kul- lanılmaya devam ediyorsa kan da kullanılabilecektir. "Kocaevin reisidir'' mad- desinin yasadan çıkanlma- sı da olumlu bir değişiklik. Kadınlann bu sıfata karşı çı- kışı kadının reisliği elde et- mesi gibi birözlemden ve is- tekten kaynaklanmıyor. Bu aile içi demokrasinin sağ- lanması isteğinden kaynak- lanıyor. SAK ÜSTÜNDE MÜJDATGEZEN Milletvekilleri Hiç bilmiyordum, fizyoterapıst kardeşim Ali söyledi. Çünkü onlann muayenehanesine her gün gelıyormuş bunlardan... Anlatacağım... TBMM'de görev almış tüm milletvekilleri, eşleri ve çocuklan, ömür boyu ülkedeki özel ve devlet hastaneleri, klinikler, eczaneler ve benzeri sağlık kunjluşlanndan ücretsiz yararlanırianmış. Yani bundan otuz yıl önce altı ay milletvekilliği yapmış birinin kansı Amerikan Hastanesi'nde ameliyat olursa bunun parasını devlet ödüyor. Yani biz ödüyoruz. Yani ben ödüyorum. Bu durumda Susunuk kazası sonucu özel hastanede tedavi gören Sedat Bucak'ın hastane masraflannı ben ve siz ödedik. Ben bunu Şimdi Tam Fidan DikmeZamanı... 348 80 72-73, 346 51 09. bilmiyordum, TBMM'nin bütün üyeleri. Böyle şey olmaz efendiler. Ben otuz sekiz yıllık sanatçıyım. Hâlâ başım ağnsa ilaç paramı kendi cebimden veriyorum. Adam üç ay bile milletvekilliği yapmış olsa ömür boyu avantadan sağlık hizmeti görüyor. Hemen toplanın, bu yasayı değıştınn. Yoksa gelecek seçimlerde sizi degişbrirler. Okur mektupları • Izmir'den Saim Acar, mektubunda 'ben Cumhuriyet yazan olduğum için, beni davet eden TVprogramlannın her şeyini önceden bilmem gerektiğini' söylüyor. Sağ ol canım kardeşim, ama gene ıki şeyi birbirine kanştıran biri olup çıktın. Ben bir televizyon kanalına gazeteci olarak çağrılacak son kişi olurum. Benim teievızyon programlarım ya da konuk olarak bulunmalanm sanatçı Müjdat Gezen kımliğimledir. Eğer biri Cumhuriyet gazetesınden birini çağıracaksa en son ben akla gelmelıyım. Bir yere MSM çağnlıysa, oraya okul müdürü, Cumhuriyet çağnlıysa ya genel yayın yönetmeni ya bir yöneticı gider. Müjdat Gezen ancak Müjdat Gezen'i temsılen gıder ki bu da ne gazeteyi ne de sizleri bağlar. Bana ders vereceğıne kendi derslerine çalış, sınrfta kalacaksın. • Sevgili Alpagut Eren. Yazdıklannı gkudum. Okula gel, konuşalım. • Izmir'den Refet Ülgenalp. güzel mektubunuza teşekkürter. • Betül Çelik ilkokul öğrencisi. Ariodaşlan ile bana şiir göndermiş. "Sevinin sevinin çocuklar, dikeceğimiz toprağımız, diktiğimiz fidanlar." • Gülnür Şahin de şiir yazmış. Şimdi onunkini yayımlamamak olmaz: "Yeniyıl yenı yıl sevgi getir bizlere, kötülükleryok olsun, banş gelsın yenne." • Sevinç Bengi, Samsun'dan yazdıklannı göndermiş. Hepsi güzel. Öğrencisine sahip çıkması daha da güzel. • Istanbul'dan Fethrye Özüleç. Çok güzel mektubunuza çok güzel teşekküıier. • Mersın'den Sadrettin Tezcaner. Koca Osman konusunda siz haklısınız. •G.Antep'ten Gökben Ankan. Çağnnıza teşekkürter, ama ben okulumdan bir an bile aynlamıyorum. Yoksa gelirdim. • Istanbul'dan Ali Berkol. Ali Ulvi Ağabey bizim canımızdı. Onu hiç tanımamışsınız. Yaşasaydı o öyküsüne çok gülerdı. Gene de sağ olun. un ismini kendimi bilmeye şlamamla tanıdım. Evimizin girışinde, sofanın tam karşı duvannda en yukanda renklı nefis bir fotoğraf asılı dururdu. Mavi bakan anlamlı gözleri, son derece uyumlu giysisi ile, bizim aileden olmadığı o kadar belli olurdu ki, Portre bu amcanın dedem, dayım, amcam olmadığını bilinçlenmeye başlar başlamaz anlamıştım. O başka biri idi. Bambaşkaydı. Resmine bakar bakar, küçücük Çocuklar için Bu hafta dersleriniz sıkı anlaşılan. Mektuplardan anlıyorum. Ne zaman ki azalmaya başlıyor, o zaman dersler artıyor demektir. Size küçük bir şiir gönderiyorum sevgilerimle beraber. Boyalar Boyalanm var benim I btnbir renkte boyalar canım sıkıldı mıydı I onlar beni oyalar Alınm kırmızıyı I doğan güneş yapanm mor ve san renklerle I çiçekler donatınm Yeşil tarlamdır benim I beyaz kar, mavi yağmur benim boyalanmla I dünyam rengârenk olur. beynimle etkilenirdim. Ve bir gün aklım ermeye başladığında anneme sordum: "Kim bu?" Annenrv. "O Atatürk" dedi. "Kim yani?" Bizı kurtaran, bu vatanı bize armağan eden kişi O. Annem beş vakit namaz kılardı, anneannem sürekli Kuran okurdu ve o fotoğraf evimizin en görünür köşesinden hiç inmedi. Şu anda ise MSM'nin girişini süslüyor. Süslemekten öte, onurlandınyor. Gene bakıyorum O'na, taaa küçüklüğumdekı gibi. Biz hiç büyümedik sanki, ama O gittikçe büyüyor. Hiçbir şey yapmadan, orada durup dururken büyüyor. Asıl büyüklük bu olsa gerek. O'nu çok sevdim. Ne zaman Ankara'ya gitsem yattığı yeri bir kez daha gördüm. Oraya O'nun bendeki fotoğraf ve posterterinden gönderdim. Belki Anıtkabir koleksiyonunda yoktur diye. O, ilk ezberiediğim şiir, ilk sevdiğim fotoğraf ve en çok sevdiğim insan oldu hep. O'nu sevmek ille de yüzünü görmek demek değilmiş. Ama ben O'nu hep görüyorum. Işıl ışıl bakıyor ülkeme. Ve bu durmaksızın böyle olacak. Bizim çocuklanmız da böyle düşünüyorlar çünkü. Takkeli Salt Erbakan'a özgü bir lakap olmasa gerek bu söz. Geçenlerde okudum. Fethullah Gülen 1980 yılında Cumhuriyet öğretmenleri için, "Bu muallimler şeytanın uşağı" demiş. Bunlann literatüründe ne çok rastlıyoruz çirkin sözlere. Kan, şeytan, uşak, ölüm... Seviyorlar böyle şeyleri. Insanın bir öğretmene bunu söylemesi için en azından şeytanlığı ve uşaklığı yakından biliyor olması gerekir. A r a l ı l r f a n ^ e c e n n a ^ a Aralıktan'ı okumayanlar için bir r\\ a\\t\\.cX\ I anımsatmayapayım. Hani bazen ayağınız takılır da aralıktan aşağı düşersınız ya. Burada da en çok sevdiklerimi ufak ufak aralıktan aşağı yuvarlanıyoruz. Bu acıtmadan olacak tabiı. İnsan sevdiğim överde, aralıktan gönderirde demişler. Dememiş olabilırier, ama biz diyoruz. Ve bu hafta Savaş Dinçel'i aralıktan yuvarlayacağız. Geçen hafta kendimi gönderdim. Bu hafta, en yakın arkadaşımı; gelecek hafta, sevdiğim Rutkay Aziz var sırada... Savaş gerçekten iyi adamdır. En kısa yoldan aralıktan göndermek gerekirse; sigara, içki ve ayakkabıya verdiği para ile işhanı ahnırdı. Ama o işhanını ne yapsın, adam aktör. Aydın Engin'in yazısı Otuz yıldan fazla süredir arkadaşım, eski tiyatro ortağım Aydın'ı sürekli okuyorum. O zamanlar oyun yazardı. Iki oyun yazdı, ikisinde de oynadım. Hatta birlikte oynadık. Geçen günkü yazısında okurlarının tatlı baskısından söz ediyor. Haklı da. Çünkü yaşamını yazariıkla kazanıyor. Çok şükür benim böyle bir derdim yok. Ben asal olarak bir gazete yazan sayılmam. Benim buna paralel bir iki kimliğim daha var: Oyunculuk, eğitmenlik gibi. Bir an Aydın'ın yerine koydum kendimi. Ne kadar zor. 125 bin lirayı veren, kendini hem gazetenin hem yazarların sahibi sanıyor. O zaman ben de öyleyim. Ben gazetemi parayla alıyorum, elli yıllık Cumhuriyet okuruyum, aynca belki herkesten çok seviyorum bu gazeteyi. Yani ben bu gazetede okur haklarının tamamına sahibım. O nedenle Aydın'ın durumuna üzülebilirim. Bana sakın, "Üslubunu beğenmedık, çek git bu gazeteden" gibi mektuplar yazmayın, çünkü ben de tıpkı sizin gibi bir Cumhuriyet okuruyum. Belki hepimiz birbirimizi bu nedenle seviyoruz. Aynca Aydın'a, llhan Ağabey'e, Hikmet'e, Toktamış'a, Emre'ye ve tüm yazar arkadaşlanma böyle uyanlarda bulunmanız ne güzel... Hiçbir gazetenin okuru bizimki gibi sahiplenemez. Sağ olun. Benim dışımda hepsine ağır şekilde eleştiri getirebilirsiniz (!) Pazarın fıkrası Temel, Dursun'a Tursun yarin balığa çikalum" demiş. Dursun: "Olur mu ula yarin ayın on ûçüdür uğursuz gelir" deyince Temel: "Peki ya baliklara uğursuz gelirse?" demiş. Türk tiyatrosu Kırk yıllık yoldaşım tiyatronun oyunculuk bölümünü tam yedi yıldır yapamıyorum. Yazarlık, yönetmenlik, tiyatro binası açma, eğiticilik gibi bölümlerie ilgilenmekten asıl işimi ihmal ettim. Ama tiyatroda en önemli unsur oyuncudur. Oyuncu olmadan tiyatro nasıl olabilir? Oyuncu yetiştirmek de ayrı bir haz. Ülkemizde, bu konuda o kadar az kurum var ki. Kızım Ingiltere'de yaşar. ABD'de ve Türkiye'de bu işin eğitimini gördü. Ingiltere'de ise doktorasını yaptı. Sık sık telefonlaşınz. Konumuz hep tiyatrodur. Batı'da çok egitim kurumu var ve verdikleri eğitimle bizimkileri kıyaslamak olanaksız. Daha iyisini yapmalıyız. Yapacağız. Fazilet Partisi Yeni partiyi kurdu eski Refahlılar Fazilet Partisi. Haldun Taner'in "Fazilet Eczanesi" diye bir oyunu vardı. Öyle komikti ki... Mektuplannızı Ziverbey No: 48 - istanbul adresine gönderebilirsiniz. Aziz Nesin llköğretim Okulu Bu hafta iyi gittik... Amasya Lisesı Almanca öğretmeni llhami Hakverdioğlu 5 mılyon - Sezer Günkut 5 milyon - Mehmet Büyükbörekçi 5 milyon - Ramazan Kurtuluş 2 milyon - Türk Alman Dayanışma Derneği Eriangen'den 1450 mark (Kemal Özolgun, Zafer Tıtiz, Klaus Mattischeck, Salih Ancan, Michael Luscher, Mehmet-Tülay Kozacıoğlu, Emin Öğrük, Gunda-Fritz Dienstbier, Recep Kılıç, Ahmet Çetin, Özcan Varol, Muzaffer Serter) Beni güldürenler Annem çok tatlı kadındı. Yalnız beni değil herkesi güldürürdü. Iki komik olayını anlatacağım sizlere. Biri; babam çok az konuşurdu. Annem ona bir şeyler sonjyor, babam hep kafasını sallayarak yanrt veriyor. Annem bir gün dayanamadı ve: "O koca kafanı sallayacağına küçücük ağzını açıp cevap versen daha azyorulacaksın" dedi... Anneannemden geçme bir evhamı vardı. Beni yolun karşı kaldınmına bile yollamazdı, tramvay çarpar diye. Avustralya'ya gidiyordum. Annemin elini öpmek için evine gtttim. "Anne, Avustralya'ya gidiyorum" dedim. Annem: "Yavaş git" dedı... Ah güzel anam, beni artık hiç güldürmüyorsun... Üstün Asutay 1960 yılından bu yana bir tiyatro emekçisi olan bu arkadaşım, yaşamının büyük bölümünü lösemili ç_ocuklara ayırdı. Onlaria yatıp onlarİ3 kalkıyor Ustün İyi ve sempatik oyunculuğurun yani sıra çok iyi insan bu adam. Türkbank Çocuk Tıyatrosu'nda oynadığı çocuk oyununun gelrıni de lösemili çocuklara bağışladı. Onu kutluyorum. Pazarlık ve duvarlık sözler Aradığımız, kılıcın değeridir, kının değil Montaigne. Kİtaplar: Emin Karaca / Türk Basınında Ketem Kavgalan - Yasemin Yazıcı / Saklambaç Oynjyorduk Zamanla - Otizm... Şart mıydı? / Çiğdem Ergüvenç - Celal Hafifbilek / Kasaba - Sana El SallayacaŞım - Alpagut Eren / Duvara Astığım Pencere - Turan Altuntaş / Bozkınn Eğitim Abıdeleri - Tekin Gönenç Gönlü Güvercinli Kadın - Erol Anar / Aşklar v; Kuşlar Azalırken - Altay Martı / Geçkin Bir Kadın - Tırtıan Oral / Varoluşun Destanı - Trabzon Belediyes' Bizim Temel - Hüseyin Güney / Bir Çift Mavi Kuş - fsnnet Hürmüzlü / Sonsuz Gerçek Sanatına Doğru Oyunculuk - Solmaz Kamuran / Fotoğraflarta Çetin Altan'ın Yaşamöyküsü. Dergiler: Trabzon Valıği / Trabzon Yöresel Yemekleri - Trabzon Belediyedergisi Aydınca - Çorum Meıtıaba Gazetesı - Hatay Güney Rüzgân - Vefalılar Derneği Bülteni.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle