Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19 ŞUBAT 1998 PERŞEMBE
HABERLER
MIT'IN LIDERLER ZIRVESINE SUNDUCU SUSURLUK RAPORU - 2
Eroin kaçakçısı Abdullah Çatlıİddialardan doğrulananlar: Aydınlık
dergisinin 2 Eylül 1996 tanhinde (483
sayriı), l7Kasım 1996(491 sayılı)ve24
Kasım 1996 (492 sayılı) tarihl'i nüshala-
nnda Doğu Perinçektarafindan oriaya çe-
şitli ıddıalaratılmıştır. Söz konusu iddi-
alardan 22 Eylül 1996 tanhinde Aydın-
lık gazetesinde yayımlanan ve "MİT
Raporu" olduğu iddia edilen metin içe-
risinde yer alan bazı hususlann. kaza
sonrasında çeşitli basın-yayın kuruluş-
lannın araştırmalan sonucundaki geliş-
melerle doğrulandığı gözlenmıştir.
Çatiı'nın sahte kimlik kullandığı iddi-
ası: Çatiı'nın. Mehmet Özbay sahte kim-
liğı taşıdığı. Mehmet Özbay ve Mehmet
Özbey adına Londra ve Şikago başkon-
solosîuklanndan. 1980-1996 yıllannda
3 pasapon aldığı, 1992 yılında Şahin
Ekli adına düzenlenmiş sahte pasaport-
la yurtdışına çıkmaya çahştığı. konsolos-
luklar ve emniyette bulunan belgelerle
kanıtlandığı basında yer almaktadır. (4
Aralık 1996 tarihli Sabah gazetesinde
tçişleri Bakanhğı müfettişlerinin hazır-
ladığı rapora atfen yayımlanmıştır. Söz
konusu gazete kupürü Ek-9'da sunul-
muştur.)
Çatiı'nın eroin kaçakçılığı vapftğı id-
diası: Çatlı. Fransa ve Isv içre'deeroin ka-
çakçılığı suçundan mahkûm olmuştur
ve hapis cezasına çarptınlmıştır. Söz ko-
nusu bilgileri Abdullah Çatlı'nın Ek-
3'te bulunan dosya bilgileri ve eşi Me-
ral Çatiı'nın basında yer alan ifadeleri
teyit etmektedir. (Ek-10)
Çatiı'nın Ali Yasak ve Bucak aşireti
mensupian ile ilişkili olduğu iddiası: Çat-
h'nın Ali Yasak ve Bucak aşireti men-
supian ile ılişkıli olduğu, şahıslann be-
yanlan iie doğrulanmıştır.
Çatiı'nın emniyet mensupian ile iliş-
kisi olduğu iddiası: Ağar'ın. kazadan
sonra. "Hüseyin Kocadağ'ın Çatü'yı gü-
venlik kuwetlerine teslim etme>e gittiği-
ni. bu nedenle aynı arabada bulunduğu-
nu" açıklamasına karşm. Sedat Bucak'm
**Kocadağ'm Çaüı'yı Mehmet Özbay adı
ile tanıdığını" belirtmesi. Ağar'ın ko-
nuylaılgılibeyanlan ileçelişmiştir. An-
cak mevcutbirliktelikdahi Çatiı'nın Em-
niyet'le ilişkisi olduğunu açıkça ortaya
koymaktadır.
Mehmet Ağar'ın Haluk Kırcı ik ilti-
sakının bulunduğu iddiası: Ağar. Haluk
Kırcı'yı tanımadığinı ifade etmiş. bila-
hare Hürriyet gazetesinde nikâh şahidi
olduğuna dair fotoğraflannın yayımlan-
ması üzerine, olayı "vali-vatandaş" iliş-
kisi çerçevesinde açıklamaya çalışnuş-
tır. .. -
Çatiı'nın 12 Eylül 1980öncesi Ağcaik
ilişkisi olduğu iddiası: Çatiı'nın Ağca ile
ihşkisı 1978 yılından beri bilinmektedir.
Söz konusu iddia, Ağca'nın 24 Kasım
1996 tanhinde gazete ve TV'lerde çıkan
açıklamalanyla da teyit görmüştür.
Çatiı'nın kokain kullandığı iddiası:
Susurluk'ta meydana gelen kaza sonra-
sında. çeşiti yayın organlarında. Çat-
lı "nın üzennde kokain bulunduğu şek-
linde bir iddia yer almiş \e Ankara'da
jandarma laboratuvanndaki tespitlerso-
nucunda Çath'nın kokain kullandığı doğ-
rulanmıştır.
Araştınlmasında fayda görülenler:
Bahse konu iddialardan önemli görülen
ve araştınlması gerektiğı değerlendiri-
lenler aşağıda sunulmuştur:
Çiller Ozel Örgütü adı altında faali-
yetlenni sürdiirdüğü iddia edilen bir ya-
pılanmanın mevcudiyetının tespiti. bu
suçlama iie bağlantılı tüm iddialann doğ-
ru olup olmadıklanna vuzuh kazandınl-
ması suretiyle mümkün olabılecektir.
1980'li yıllann başlannda. devletle
bağlantılı gösterilmeye çalışılarak gün-
deme getırilen ASALA'ya yönelik ey-
lemın ınceleme konusu olan iddialarla
ilgisi ve konu hakkında teşkilatımızın
herhangi bir bilgisi bulunmamaktadır.
Çatlı"nın İsviçre'de tutuklu bulundu-
ğu cezaevınden. CIA Türkiye Istasyon
Şefi tarafından kaçınlması iddiasının.
Içişleri ve Dışişleri bakanlıklannın Isviç-
re'deki ilgilı kuruluşlarla yapacaklan ko-
ordine sonucunda açıklığa kavuşturula-
bileceğine inanılmaktadır.
Mart 1995 tarihinde. Azerbaycan Cum-
hurbaşkanı Haydar Aliyev'e yönelik dar-
beyi. Tansu Çiller'in onayı ile dönemin
Türk cumhuriyetlerinden sorumlu Dev-
let Bakanı Ayvaz Gökdemır. Emniyet
Genel Müdürü Ağar. Ibrahim Şahin ve
Korkut Eken planlamış. ancak MlT'in
olayı Süleyman Demirel'e bildirmesi ve
Çumhurbaşkanı'nın da Aliyev'i haber-
daretmesi iledarbegırişimi başansızh-
ğa uğramıştır.
MİT Müsteşarlığı. yürütmekte oldu-
ğu istihbarat çalışmalan sırasında. Hay-
dar Aliyev "e suikast girişimi hazırlığı
yapıldığını belirlemiş ve durum yetkili
makamlararacılığı ile Haydar Aliyev'e
intikal ettirilerek suikast önlenmiştir.
MİT Müsteşarlığı. kendisine düşen ya-
sal görevi yerine getirmiş olup. bunun
dışında öne sürülen iddialann MİT Müs-
teşarlığı ile ilgisi bulunmamaktadır.
Fethullah Hoca'nın. Çiller'in kara pa-
ra aklama işinde gizli ortağı olduğu. Fet-
hullah Hocacılann ÇlA'nın bölgemizde-
ki en önemli sivil toplum kuruluşu ol-
duğu iddialan. Maliye Bakanlığı müfet-
tişlerinin Fethullah öülen'in mali kayıt-
lannı incelemesı ile Içişlen ve Dışişleri
bakanlıklannın ilgili kuruluşlarla yapa-
caklan koordine sonucunda çözülebile-
ceği değerlendirilmektedir.
Avusturya'da tutuklu bulunan H. Bay-
başin ile M. Ağar arasında uyuşturucu
ticareti bağlantısının olup olmadığınm
açıklığa kav uşturulabilmesi için. Bay-
başin'in daha önce tutuklu bulunduğu In-
giltere. Hollanda ve halen cezaevinde
yatmakta olduğu Avusturya'daki faaliyet-
leri: İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel
Müdürlüğü tarafından ilgili ülkelerin gü-
venlik kuruluşlan ile koordine kurulma-
sı gerekmekîedır. Aynca H. Baybaşin'in.
M. Ağar ile olan ilişkisini bildiğini id-
dia ettiği avııkatı İlhan Ongan'ın ifade-
sine başvurulmasmın yararlı olacağı mü-
Topal cinayetinin faillerinin tümüyle açı-
ğa çıkanlmasına büyük ölçüde katkıda
bulunacağı değerlendirilmektedir.
Tank Ümit'in. •'Çiller Özel Örgütü"
ne ilişkin olarak bildiği konular nedeniy-
le öldürülüp öldürülmedıği iddialannın,
Ümit'in en son beraber gördükleri söy-
lenilen polislerin ilgili savcılık tarafın-
dan yeniden sorguya alınması ile konu-
nun vuzuha kavuşturulabileceği değer-
lendirilmektedir.
Aynca Tank Ümit'in kızı Hande Bi-
lici: "Babasının 17 yülık MİT personeli
olduğunu, elinde MİI görevlisi sıfaOyla
imzaladığı belgelerin bulunduğunu, dö-
nemin Emniyet Müdürü Mehmet Ağar
inızalı özel plaka tahsis rutanaklannın ol-
duğunu,bahasının kayboluşunun ertesin-
de Mehmet Eymür'ün gönderdiği iki
MİT göre\lisinin kendisine, babasının
Mehmet Ağar'ın bilgisi dahilinde, mü-
şaviri Korkut Eken'in isteği üzerine Özel
Harekâtçı polislerce kaçınldığnu. M. Ey-
mür'ün, M. Ağar'ı arayarak babasnıa bir
şey yapılmayacağı sözünü aldığını, daha
sonra M. E\ mür'le yüz yüze görüştüğü-
nü, Evmür'ün babasının öldüriildüğünü
söylediğini, ancak Korkut Eken'le yap-
Oğı birgörüşmede. Eken'in. babasının özel
bir göre\ le vıırtdışına gönderildiğinL dön-
düğü zaman öidüğunü söj leyenlerin ne
yapacaklannı merak erriğini söylediğini,
babasının akıbeti hakkında herhangi bir
bilgiverilemez iseelindeki belgekri açık-
Ağar'm yeri ve konumunun Jandarma
Gene) Komutanhğı \e Emnivet Genel
Müdürlüğü bünvelerinde oluşturulacak
muhakkik yetkisinde bir komisyon tara-
fından araştınlması gerekmektedir.
Türkiye "de kaçakçılık faaliyeti yürü-
türken öldürülen Iranlı Kürt orijinli La-
zım Esmarili v e Askar Simitkonun. Özer
Çiller ve M. Ağar ile bağlantısı. öldürül-
meleri eyleminde anılan şahıslann rol-
lerinin olup olmadığı. .Askar Simitko'nun
MİT'e bilgi verip v ermediği iddialan, şa-
hıslann öldürülmeden önce yaptıklan
cep telefonu görüşmelennin Türk Tele-
kom tarafından tespiti ve Emniyet Ge-
nel Müdürlüğü'nün araştırmalan sonu-
cu çözümlenebilecektir.
Iran uyruklu Askar Simitko, 1985 yı-
lında tstanbul'a gelmiş olup, bu şehir-
deki çeşitli kanuni unsurlarla ilişkisi bu-
lunan bir şahıstır. Bu faaliyetleri nede-
niyle zaman zaman güvenîik kuvı,etle-
ri tarafından yakalanıp serbest bırakıl-
dığı söylenmektedir. Teşkilatımız ile bir
ilişkisi bulunmamaktadır. Adı geçen hak-
kında kayıtlanmıza intikal etmiş bilgi-
ler Ek-3'te sunulmaktadır.
S. Edip Bucak'ın, devletten aldığı pa-
rayı. kendi aşiretine mensup koruculara
dağıtıp dağıtmadığı hususuna, Maliye
Bakanlığı'ndanödemeşeklininöğrenil-
mesi ve ödemede görev alan personelin
bilgilerine başvurulması suretiyle açık-
lık kazandınlabilecektir.
Bir dakika karanlık e\ lemlerinde karanlıkta kalan cinavetkrin çetelerle bağlantısının ortaya çıkanlması istenmişti.
talaaedilmektedır.
Emniyetteki Ağar ekibine bağlı ola-
rak çalışan ülkücü mafva liderlerinden
Abdullah Çatlı ve ekibinin suç örgütü içe-
nsinde çalışıp çalışmadığı, söz konusu
ekibin iddıalarda yer aldığı gibi. M.
Ağar'ın talimatıyla. birçok kişiyi öldü-
rüp öldürmediği iddiası. Emniyet Ge-
nel Müdürlüğü içinde teşekkül ettirile-
cek muhakkik \etkisine sahip bir grup
tarafından. söz konusu iddialarda adı ge-
çen şahıslann ifadelerine başvurulması
suretiyle çözüme kavuşturulabilecektir.
Nitekim 6. Lütfü Topal'ın öldürülmesi
olayında kullanılan silahlarda A. Çat-
iı'nın parmak izinin bulunduğu yolun-
daki emniyet tespiti de bu iddianın kıs-
men de olsa doğruluğunu teyit eder ma-
hiyettedir.
Omer Lütfü Topal'ın kıımarhandcrin-
den gelen gelirden daha fa/Ja pa\ alabil-
mek için M. Ağar. S. Bucak ve H. Koca-
dağ tarafından öldürülüp öldürülmedi-
ğiiddialan: Topal ve Topal'a ait şirket-
lerin, adı geçen öldürülmeden önceki üç
aylık dönemi kapsayan para transferle-
ri ile yakınlannın malvarlıklannın mali
yetkililerce araştınlması, şahsın ölmeden
önce yaptığı telefon görüşmelerinin Türk
Telekom tarafından ortaya konulmasının,
layacağmr ifade etmiştir.
Tank Ümit, çeşitli kuruluşlara bilgi ve-
ren bir kişi olarak tanınmaktadır. Nite-
kim, MtT Müsteşarlığı'na da müsteşar-
lığın görev alanına gıren konularda za-
man zaman bilgi intikal etmiştir. Bu ne-
denle T. Ümit'in kızının ifadesinde adı
geçen şahıslann soruşturma kapsamına
almrnalannda fayda görülmektedir. Ta-
nk Ümit'e ilişkin bilgi notu Ek-12'de-
dir.
Sami Hoştan ın Dev-Sol örgütü ile
ilişkilerinin yanı sıra Ispanya. Hollanda,
Kolombiya bağlantılı uyuşturucu kaçak-
çılığı yapıp yapmadığının ortaya çıkar-
tılabilmesi için. Emniyet Genel Müdür-
lüğü'nün bahse konu ülkelerin ilgili bi-
rimleriyle bağlantı kurmak sureti ile ko-
nuya ilişkin bilgi derlenmesi ve adı ge-
çenin telefon kayıtlannın incelenmesi-
nin gerektiği mütalaa edilmektedir.
Yzb. HüseyinPepekaTın halen Silah-
!ı Kuvvetler bünyesinde bulunup bulun-
madığı. Silahlı Kuvvetler'de ise hangi bi-
rimde çalıştığı hususlan Genelkurmay
Başkanlığı'ncabelirlenebilecektir.
Hakkâri Yüksekova'da. uyuşturucu
kaçakçılığı amacıyla oluşturulduğu id-
dia edilen "L'niformalıÇete'" ve benzer-
lerinin kurulması, sevk ve idaresine M.
Tansu Çiller'in eski danışmanı veBaş-
bakanlık Müşav iri T. Şakir Atik'in. Özer
Çiller tarafından bilgi sızdırmak gayesi
ile MlT içerisinde görevlendirildiği id-
dia edilmektedir. Anılan şahsın MlT
Müsteşarlığı ile ilişkisine dair bilgi no-
tu Ek-13'te sunulmaktadır.
Özgür Gündem Gazetest'nın (Özgür
Ülke) 1994 yılında bombalanması ola-
yının dönemin Başbakanı Tansu Çil-
ler'in emri ile Mehmet Ağar'ın emrin-
deki "Özel Büro" tarafından gerçekleş-
tirildiği iddia edilmektedir.
Czerinde Durmaya Gerek Olmavan
İddialar: 17 Eylül 1996 tarihli Aydınlık
Dergisf nde II. MtT Raporu olduğu id-
dia edilen ve basında birçok tartışmala-
ra neden olan raporyayımlanmıştır. Söz
konusu iddiaya cevaben müsteşarlığı-
mızca 5.11.1996 tarihinde. Anadolu
Ajanst Genel Müdürlüğü'negönderilen
açıklamada: "Son günlerde medyada
Milli İstihbarat Teşküatı'na atfedildiği
şekilde herhangi bir kuruluşa >eya şah-
sa verilmiş bir rapor mevcut değUdir" hu-
suslanna yer v erilmiştir.
Hiram Abas'ın Çiller Örgütü tarafın-
dan öldürüldüğü iddiası: Bu eylemin
26.09.1990 tanhinde Dev-Sol militanla-
n Hayri Koc. Ferit Etiuygun. Bahartin
Anık ve Ahmet Fazıl ErcümentÖzdemir
tarafından gerçekieştiriidığinin bilinme-
si nedeni ile önem taşımamaktadır.
H. Kocadağ'ın Gonca Us ile hissi iliş-
kisi bulunduğu iddiası ise Çath'nın eşi
Meral Çatiı'nın bu konudaki açıklama-
lan dolayısıyla üzennde durulacak nite-
likte bulunmamaktadır.
6. Sonuç ve değerlendirme
Başbakanlık'tan gönderilen dosya içe-
riği, kayıtlanmızda mevcut olan ve ula-
şılabilen diğer bilgılerle bırlikte ince-
lenmiş. inceleme sonuçlan ana hatlan ile
yukandakı maddelerde ve aynntılı ola-
rak da bu yazının ekinde sunulan bö-
lümlerde belirtilmiştir.
Bizatihi trafik kazası olayı, izahı zor
veya savunulamayacak bir beraberliği
net olarak ortaya kov-maktadır. Kaza ya-
pan araçta bulunan silahlar, belgeler ve
diğer bulgular ise araçta bulunanlann
suç amaçlı bir faaliyet içinde bulunduk-
lanna kuv^etli emare niteliğindedir. Ba-
zı belge ve bulgular ise esasen bizzat
teşkil etmektedir.
Ancak bunlann gerçek niteliğinin araş-
tınlması, doğal olarak bu belge. bilgi ve
bulgulann yedinde bulundurma yasal
hakkına sahip olan deviet kuruluşlannın
(yargı organı ve yargı organı ile birlikte
tahkikatı yürütecek güvenîik kuvvetle-
rinin) yetki alanına girmektedir. Geç-
miş tarihlere ait ve olayla birlikte yeni-
den gündeme gelmiş olan diğer olaylar
ise vuku bulduklan tarihte. yetkili ve
görevli kuruluşlarca araştınlmış olup,
bunlara ilişkin bilgi. belge ifade tuta-
naklanve diğer hususlar anılan kuruluş-
larda bulunmaktadır. tdari tahkikat ve ya-
sal yönden kovuşturma yetkisine sahip
kuruluşlann bunlann gerçek durumunu
daha sağlıklı bir şekilde ortaya koyacak-
lan (şayet daha önceden bu hususlar za-
ten belirlenmiş ise) muhakkaktır.
Bu nedenle roüsteşarlıkça: Dev letin
diğer yetkili kuruluşlannın görev alanı-
na ginlmeksizin ve anılan kuruluşlann
da kendileri açısından gerekii araştır-
mayı zaten yaptıklan düşünülerek, mev-
cut bilgilerden hareketle bir inceleme
yapılması cihetine gidilmiştir.
Susurluk'ta meydana gelen kaza: Dev -
letin bazı kuruluşlannı, bu kuruluşlann
tasarruflannı, bir kısım siyasetçi ve bü-
rokratı tartışıhr hale getirmiştir. Tartış-
malar, bilinçİi olarak veya bilinçsizce, ola-
yın çapını aşan boyutlara ulaştınlmış,
zaman olarak da son yirmi yılı kapsaya-
cak şekilde yaygınlaştınlmıştır. Bu du-
rum, bir yandan olayın gerçek niteliğin-
den saptınlmasına. diğer yandan da il-
gili ilgisiz birçok konunun birbirine ka-
nştınlaraktartışma alanına çekilmesine
yol açmıştır.
lncelemenin "Iddialar" kısmında da
görüleceği üzere. bir kısım "iddialann"
olay veya var olduğu öne sürülen örgüt-
lenme ile maddeten ve zaman olarak il-
gisinin bulunması mümkün değildir. Bu-
na rağmen dev leti ve devletin tasarruf-
lannı tartışmaya açabilmek için özellik-
le gündemde tutulmasına çalışılmakta-
dır.
Olayla bağlantılı çevreler, geçmişte
kalan ve çeşitli dönemlerde tartışılmış
olan bazı konulan (ASALA ile mücade-
le gibi) gündeme getirerek, son zaman-
larda vuku bulan olaylarla ilişkilerini
kamufle etme. yayma eğilimindedir.
Ortada. birçok ciddi iddia ve itham
mevcuttur. Bunlann bütünü geçmişte
kalmıştır. Maddi delillerle de kanıtlan-
ması çok zor iddialardır. Bu durum olay-
lann cesametiyle bağlantılı cezai sorum-
luluklann belirlenmesi açısından zor-
luklar yaratmaktadır. Bununla birlikte.
idari açıdan ilgili kunım ve kuruluşlar
içinden kolaylıkla tahkik edilecek husus-
lar da bulunmaktadır. Sahte hüviyet. pa-
saport ve diğer belgelerin verilmesi, ti-
cari bağlantılar gibi hususlar araştınla-
bilir nitelik taşımaktadır.
Konunun medyada ele alınış biçimi.
ilgili ilgilsiz herkesin konuşturulması.
olaylan saptırmak isteyenlere büyük im-
kânlar sağlamış, büyük ölçüde gerçek-
lerden uzaklaşmış. somut olaylar ve olay-
larla ilişkili kişilerden çok devlet ve dev-
letin tasarrufları tartışıhr hale getiril-
miştir. Bu durumun. olayların gerçek
suçlulanyla, her vesileyle mevcut düze-
ne saldırmayı adet haline getirmiş bir
kısım maksatlı çevrelerin işine yaradığı
da ayn bir gerçektir.
SÜRECEK
NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR oral.calislar(o raksnet.com
Türkıye'den söz etmiyorum. iki
Avrupa ülkesı Italya ve ispanya'da,
devlet büyüklerine(!) karşı birkaç yıl-
dıryıldırıcı operasyonlarsürdürülüyor. İspanya'da
GAL, italya'da GLADIO. yargının pençesinden kur-
tulamıyor. ispanya'da GAL'İ kurup yargısız infazlar
ve faili meçhul cinayetler gerçekleştiren örgütün so-
rumlulanndan. dönemin İçişleri Bakanı hapse atıl-
dı. Aynı eylemlerin örgütçülennden Jandarma Ko-
mutanı ise yurtdışına kaçtı.
italya'da da durum farklı değil. GLADIO'nun ko-
ruyuculanndan eski Başbakan Craxi tutuklanaca-
ğını anlayınca Tunus'a kaçtı. Hakkında 30 yıllık bir
ceza var. içişleri Bakanı Gava. Sağlık Bakanı, po-
lis müdürieri hapishanelerde. italya'nın ikınci Dün-
ya Savaşı'ndan sonraki en tanınmış politikacısı,
eski başbakanlardan Andreotti, mafyayla işbirliği
etmekten yargı önünde. Son başbakanlardan Ber-
lusconi, rüşvet aldığı gerekçesiyle 3 yıllık bir ceza
istemiyle mahkemede hesap veriyor.
"Bütün bunlardan bize ne?" dıyebilirsıniz. Hak-
lısınız, gerçekten bıze ne? Bizim ülkemizde ne yar-
gısız infaz var, ne faılı meçhul. ne uyuşturucu tra-
fiği, nede rüşvet. Bızım ülkemiz, vatan için kendi-
İçişleri Bakanı Hapiste, Jandarma Komutanı Kaçmış! Ş3 3
•*• 7 3 3
yetlesini feda etmiş kahramanlarla dolu. Ortalık kahra-
mandan geçiimiyor. Onlardan kim hesap sorabilir
ki? Sürekli bız onlara hesap veriyoruz. Kendilerine
vatan hainı olmadığımızı kanıtlamaya çalışıyoruz.
Mehmet Ali Birand'ın 32. Gün programında
Cüneyt Özdemir, ispanya'nın devlet içindeki çe-
telere neler yaptığını anlattı. ispanyol demokrasisi
"devletadına adam öldürme"nin hesabını soruyor,
bütün yetkili veetkili kişilerden. Başbakan Gonza-
les de topun ağzında. Onlar acaba "Hıristiyan Ku-
lubü" olduğu için mi, devlet yetkililerinden hesap
sorabiliyor?
Aylardır Türkiye'de "devlet adına" gerçekleşti-
rilen cinayetlerin öykülerini dinliyoruz. Şimdiye ka-
dar hesap sorulacağı umudunu yaratan ciddi bir
adım atıldı mı? Bütün bu olaylardan şimdi tek kişi
hapiste kaldı. o da Sami Hoştan. Onun da önü-
müzdekı celselerde serbest bırakılmasını kimse
sürprız olarak karşılamayacak.
Şimdı yeniden soralım: Türkiye'deki olaylar ttal-
ya ve İspanya'dan daha az mı vahim? Bunu kim
iddia edebilir? Bizdekı olaylann çapı ve ortaya dö-
külen belgeler çok daha büyük. Kimin ne yaptığı-
nı sokaktaki yurttaş bile biliyor. Aradaki temel fark,
devleti yönetenlerin yaklaşımı. Hâlâ yazılan rapor-
larda "devlet adına" adam öldürülebileceği savu-
nuluyor. Askeri darbe döneminde işkencelere ka-
nşmış, yargısız infazlarda, katliamlarda sorumlulu-
ğu olan devlet görevlileri terfi ettiriliyor.
Suçlularortalıktaciritatarken, devlet hâlâyazan,
çizen, konuşan insanlann peşine düşüyor. Yargı-
sız infazlar sürüyor, düşünceyi hedef alan kanun
maddeleri bir türlü değiştirilmiyor. Ceza yasasın-
da yapılmak istenen değişikliklere bakıyoruz; dü-
şünceyi hedef alan maddeler bir şekilde variığını
koruyor. Bir yandan kamu vicdanını sızlatan yargı-
lamalaryapılıyor, bir yandan katiller, eylemlerini ko-
laylıkla sürdürüyorlar.
HADEP yöneticileri yeniden hapishanede. Bir
siyasi partinin yöneticilerini yargılamak ve genel
başkanını hapse atmak, ciddi bir iş. Bizde ise ne-
redeyse gündelik olay gibi kabul ediliyor. Diyelim
ki yargılama yapacaksınız. Neden apar
hapse atıyorsunuz? Çeşitli cina-
r
etlere kanştıklan iddiasıyla yargıla-
nan polisler, Özel Tim üyeleri hangı mantıkla tutuk-
suz yargılanıyor? HADEP Genel Başkanı ve arka-
daşlan ise henüz soruşturma başlarken neden gö-
zaltına alınıp tutuklanıyor?
ispanya ve Italya'da olanlana ve yargının işleyiş
tarzıyla Türkiye'yi bir karşılaştıralım, aradaki farkı
görebiliriz. Orada yapılanlar, kimsenin yanına kâr
kalmıyor. Vatan, millet, Sakarya edebiyatı kimse-
nin elini kolunu bağlamıyor. Bizde her şey tersin-
den gidiyor. Konuşanı, düşüncesini açıklayanı. dev-
letin merkezi politikalarına eleştiri yöneltenleri içe-
ri atıp katilleri ortalığa bırakıyoruz.
Bu ülkede adaleti nasıl arayacağız? Bu ülkede
siyasi iktidann adalet peşinde koştuğuna nasıl ina-
nacağız? Bu hesaplarsorulmadan, demokrasi ol-
maz. Katillerin, çetelerin suçlannın hesabını verdi-
ği bir Türkiye özlüyoruz. Bu kadar haksız ve insa-
nın vicdanını yaralayan bir durum, sonsuza kadar
devam edemez. (talya ve ispanya'da olanlar birgün
Türkiye'de de olacak. Bu ülkenin insanlan da onur-
suz değil.
PERŞEMBE
ORHAN BUBSALI
Alkış Niye?
Sokağa çıksak ve herkese mikrofon tutup "ABD,
Irak'ı niçin bombalamak istiyor?" diye sorsak, ala-
cağımız yanıt yüzde 99 olasılıkla "Çünkü kimyasal
silahlarını saklıyor" benzeri olacak.
Sokaktaki vatandaş ne yapsın?
Bütün medya da aynı makamdan çalıyor.
Clinton'un Çankaya'ya yazdığı "ciddi" mektup-
taki, Irak'ın bu kimyasal silahlanyla hatta Türkiye'yi
bile vurabileceği ve vatanın büyük bir tehlike içinde
olduğu ifşaatını(l) manşetlere çıkarmadık mı?
Devletimiz ve hükümetimiz de Irak'ın bombalan-
masını sonunda desteklemek zorunda kalacağı için,
bu "ifşaata" sanlıp kendisine gerekçe hazırlamadı mı?
Evet, Saddam diktatör, Halepçe katliamının mi-
man.
Bunlar doğru.
Ama, Amerika'nın, Saddam özelliklerinde, hatta
Saddam'ı da aşan "hasletlehe" donanmış, dünya-
da çok sayıda dostu var! Örneğin Endonezya'da 1
milyon solcuyu kattetmiş Suharto! Latin Amerika
ülkelerindeki en bağnaz diktatörler vs...
Saddam, kendi başına buyruk hareket etmese, ABD
ile iyi geçinse. ABD'nin denetlediği Ortadoğu petrol-
lerine göz dikmese -Kuveyt'e saldın-, bu petrollerin
ABD adına bekçiliğini yapsa. VVashington'un veya Clin-
ton'un en iyi dostlarından biri olmaz mı?
O zaman, Saddam'ın ne Halepçe katliamı anım-
sanırdı, ne kimyasal ve biyolojik silahlara sahip ol-
ması ve ne de bunları üretmesi.
Bundan kimsenin kuşkusu var mı?
ABD'nin Ortadoğu politikasının tek mihenk taşı
var: Petrol.
Petrol üzerindeki denetiminı sarsacak her şeyi ezip
geçmeye hazırdır VVashington.
Dostluklarını unutur, adamlarını değiştirir, darbe-
ler tezgâhlamaya kalkar vb.
• • •
ABD'nin Irak'ı bombalamada herhangi bir çıkar kay-
bı yok. Bu nedenle, üçüncü ülkelerin savaşı önleme
çabalanndan nefret ediyor.
Aksine, "Saddam kimyasal silah denetimine izin
vermese de şu bombardımana bir an önce başla-
sam" diye sabırsızlanıyor. Fazla beklemeden bom-
bardımanı her an başlatabilir.
ABD'nin, bu bombardımandan beklentisi, VVashing-
ton'un lehine yeni oyun alanlarının yaratılması.
Bu olasılıklar arasında şunlar göze çarpıyor: Sad-
dam'ın yerine ABD'ye yakın bir askeri yönetiminin
Irak'taişbaşınagelmesi... Irak'ın kuzeyindetamamen
ABD'nin kontrolünde bir üssün, belki de örneğin bir
Kürt idaresinin kurulması.
ABD'nin Ankara'ya, Incirlik'i kullandırmama olası-
lığına karşı, uzun vadede, cebinde böyle bir senar-
yo bulundurduğundan da kimsenin kuşkusu yok.
Irak'ın denetimi, sadece Ortadoğu petrolleri için de-
ğil, Kafkasya ve ötesindeki büyük petrol alanlannın
denetimi için de hayati önem taşıyor VVashington için.
• • •
Peki de koro halinde VVashington'un bu hayati çı-
karianna alkış tutmak niye?
İki kınntının daTürkiye'nin sofrasınadüşeceği ham
hayali mi?
Yoksa ne?
MİT'ten portre
KatHamların
beyni Çath
ANK.\R\ (Çumhumet
Bürosu) - Millı İstihbarat
Teşkilatı (MlT). Susurluk
kazasında ölen "Mehmet
Özbay" sahte kimlikli Ab-
duDahÇath'nın. ]980ön-
cesi ülkücü katliamlann
u
be>Tii olduğunu" ortaya
koydu.
Dönemin MlT Müste-
şan Sönmez Köksal' ın, dö-
nemin Başbakanı Necmet-
tin Erbakan aracılığıy la 22
Aralık 1996'da yapılan li-
derler zirvesıne sunduğu
raporda, Çath hakkında
özetle şu bılgılere yer ve-
nldi:
- 28.09.1976 tarihinde
tstanbul 'da ölen ülkücü Yto-
sufTanık'ın Ankara'da dü-
zenlenmesi kararlaştınlan
cenaze törenınden önce Sa-
Bh Gökçe ile birlikte silah
dağıtan ülkücü militanlar
arasındayeralmıştır.
- 12.08.1977 tarihinde
Atatürk Ögrenci Yurdu'nda
bir toplantı düzenleyerek
13. 08.1977 günü
YAY-KLîR sınavında soru-
lacak sorulann cevap anah-
larlannı Muhsin Yancıoğ-
hı'ndan temin ederek. sına-
va katılacak 1995 ülkücü
öğrencıye sınavda sorula-
cak soru ve cevaplannı yaz-
dırmıştır.
- 13.08.1977 tarihinde
MEB Ders Aletlen Yapım
Merkezı'nde çalışan Halil
Sevenve 25.08.1977 tari-
hinde Ankara DMMA öğ-
rencisi ismetÇelenk ile ir-
tibat kurarak silah ve pat-
lavıcı madde talep etmiştir.
'-1977-1978 öğretim dö-
neminde çeşitli yükseko-
kullarda Milli Savunma
Bakanlığı namına okutul-
mak üzere alınacak öğren-
cilerin ülkücülerden oluş-
masını sağlamak amacıy-
la Kasım 1977 tanhinde
ülkücü ögrencilere ait isım-
leri belirlemiştir.
- 07.01.1978 tanhinde
yaptığı bir söyleşide.
DTCF'deki solcu ögrencı-
ler ile Zafer Çarşısf ndaki
sol yayınlan satan kitapçı-
lara karşı bir eylem planı
hazırladığını. bunun ger-
çekleştirilebilmesi ıçın gö-
revlendirilecek ülkücü mı-
litanların en kısa zamanda
kendisiyle temas kurmala-
nnı \ e onlan eğitımden ge-
çireceğini söylemiştir.
- Ankara'da birpolısi ya-
ralamak suçundan aranan
Nevzat Bor ve 4 arkada-
şıyla birlikte Sakarya'da
23.08.1978 günü gözaltına
alınmış. ancak ifadesını
müteakip emniyet makam-
lannca serbest bırakılmış-
tır.
- 9 Ekim 1978 tanhinde
Ankara Bahçelievler 15.
Sok. No: 56'2 adresindeki
eve yapılan silahlı baskın
sonucu Türkiye Işçi Parti-
si(TlP)mensubuoldukla-
rı öne sürülen 7 kişinin öl-
dürülmesi eylemine orga-
nizatör olarak iştirak etmiş.
bu husus mezkûr ey lem fa-
illerinden olduğu için 1979
Ocak a> ında yakalanan Du-
ran Demirkıran ile 12 Ey-
lül 1980 Harekâtı'ndan
sonra v akalanan ülkücüler
Muhsin YazKioğhı v e Mus-
tafa Mit'in ifadeleri ile de
teyit görmüştür.
- Mehmet AB Ağca'nın
hapishaneden kaçırılma-
sından sonra saklanmasına
yardımcı olan şahıslardan
Mustafa Dikici'nin ifade-
sinde. M. Ali Ağca ve Oral
Çelik'le irtibatlı olduğu.
adı geçenlere sahte pasaport
temin edılmesinde etkin
rolünün bulunduğu belirtil-
mektedir.
-31 Ekim 1980 tanhin-
de Hamit Gökenç verdiği
ifadede. "M. Ali .Ağca'nın
hapishaneden kaçınlması
e>lemini Abdullah Çatlı ve
Oral Çelik'in organize et-
tiğini" beyan etmiştir.
- F. Almanya. Isviçre.
Avusturyave Fransa"da ka-
çak olarak ikamet etmiş ve
uyuşturucu madde kaçak-
çılığı yapmıştır.
-Mayısl985'te Paris'te
yakalanmış olup, evinde
yapılan arama sonucunda,
saf eroin ele geçirilmesi
üzerine tutuklanmıştır.
-21 Mart 1990 tarihin-
de tutuklu bulunduğu Zug
(Isvıçre) Cezaevi'nden kaç-
mıştır, 9 Nisan 1990 tarihi
itibarıyla Yugoslavya'da
bulunmaktadır.