23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 ŞUBAT 1998 PERŞEMBE HABERLER MIT'IN LIDERLER ZIRVESINE SUNDUCU SUSURLUK RAPORU - 2 Eroin kaçakçısı Abdullah Çatlıİddialardan doğrulananlar: Aydınlık dergisinin 2 Eylül 1996 tanhinde (483 sayriı), l7Kasım 1996(491 sayılı)ve24 Kasım 1996 (492 sayılı) tarihl'i nüshala- nnda Doğu Perinçektarafindan oriaya çe- şitli ıddıalaratılmıştır. Söz konusu iddi- alardan 22 Eylül 1996 tanhinde Aydın- lık gazetesinde yayımlanan ve "MİT Raporu" olduğu iddia edilen metin içe- risinde yer alan bazı hususlann. kaza sonrasında çeşitli basın-yayın kuruluş- lannın araştırmalan sonucundaki geliş- melerle doğrulandığı gözlenmıştir. Çatiı'nın sahte kimlik kullandığı iddi- ası: Çatiı'nın. Mehmet Özbay sahte kim- liğı taşıdığı. Mehmet Özbay ve Mehmet Özbey adına Londra ve Şikago başkon- solosîuklanndan. 1980-1996 yıllannda 3 pasapon aldığı, 1992 yılında Şahin Ekli adına düzenlenmiş sahte pasaport- la yurtdışına çıkmaya çahştığı. konsolos- luklar ve emniyette bulunan belgelerle kanıtlandığı basında yer almaktadır. (4 Aralık 1996 tarihli Sabah gazetesinde tçişleri Bakanhğı müfettişlerinin hazır- ladığı rapora atfen yayımlanmıştır. Söz konusu gazete kupürü Ek-9'da sunul- muştur.) Çatiı'nın eroin kaçakçılığı vapftğı id- diası: Çatlı. Fransa ve Isv içre'deeroin ka- çakçılığı suçundan mahkûm olmuştur ve hapis cezasına çarptınlmıştır. Söz ko- nusu bilgileri Abdullah Çatlı'nın Ek- 3'te bulunan dosya bilgileri ve eşi Me- ral Çatiı'nın basında yer alan ifadeleri teyit etmektedir. (Ek-10) Çatiı'nın Ali Yasak ve Bucak aşireti mensupian ile ilişkili olduğu iddiası: Çat- h'nın Ali Yasak ve Bucak aşireti men- supian ile ılişkıli olduğu, şahıslann be- yanlan iie doğrulanmıştır. Çatiı'nın emniyet mensupian ile iliş- kisi olduğu iddiası: Ağar'ın. kazadan sonra. "Hüseyin Kocadağ'ın Çatü'yı gü- venlik kuwetlerine teslim etme>e gittiği- ni. bu nedenle aynı arabada bulunduğu- nu" açıklamasına karşm. Sedat Bucak'm **Kocadağ'm Çaüı'yı Mehmet Özbay adı ile tanıdığını" belirtmesi. Ağar'ın ko- nuylaılgılibeyanlan ileçelişmiştir. An- cak mevcutbirliktelikdahi Çatiı'nın Em- niyet'le ilişkisi olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Mehmet Ağar'ın Haluk Kırcı ik ilti- sakının bulunduğu iddiası: Ağar. Haluk Kırcı'yı tanımadığinı ifade etmiş. bila- hare Hürriyet gazetesinde nikâh şahidi olduğuna dair fotoğraflannın yayımlan- ması üzerine, olayı "vali-vatandaş" iliş- kisi çerçevesinde açıklamaya çalışnuş- tır. .. - Çatiı'nın 12 Eylül 1980öncesi Ağcaik ilişkisi olduğu iddiası: Çatiı'nın Ağca ile ihşkisı 1978 yılından beri bilinmektedir. Söz konusu iddia, Ağca'nın 24 Kasım 1996 tanhinde gazete ve TV'lerde çıkan açıklamalanyla da teyit görmüştür. Çatiı'nın kokain kullandığı iddiası: Susurluk'ta meydana gelen kaza sonra- sında. çeşiti yayın organlarında. Çat- lı "nın üzennde kokain bulunduğu şek- linde bir iddia yer almiş \e Ankara'da jandarma laboratuvanndaki tespitlerso- nucunda Çath'nın kokain kullandığı doğ- rulanmıştır. Araştınlmasında fayda görülenler: Bahse konu iddialardan önemli görülen ve araştınlması gerektiğı değerlendiri- lenler aşağıda sunulmuştur: Çiller Ozel Örgütü adı altında faali- yetlenni sürdiirdüğü iddia edilen bir ya- pılanmanın mevcudiyetının tespiti. bu suçlama iie bağlantılı tüm iddialann doğ- ru olup olmadıklanna vuzuh kazandınl- ması suretiyle mümkün olabılecektir. 1980'li yıllann başlannda. devletle bağlantılı gösterilmeye çalışılarak gün- deme getırilen ASALA'ya yönelik ey- lemın ınceleme konusu olan iddialarla ilgisi ve konu hakkında teşkilatımızın herhangi bir bilgisi bulunmamaktadır. Çatlı"nın İsviçre'de tutuklu bulundu- ğu cezaevınden. CIA Türkiye Istasyon Şefi tarafından kaçınlması iddiasının. Içişleri ve Dışişleri bakanlıklannın Isviç- re'deki ilgilı kuruluşlarla yapacaklan ko- ordine sonucunda açıklığa kavuşturula- bileceğine inanılmaktadır. Mart 1995 tarihinde. Azerbaycan Cum- hurbaşkanı Haydar Aliyev'e yönelik dar- beyi. Tansu Çiller'in onayı ile dönemin Türk cumhuriyetlerinden sorumlu Dev- let Bakanı Ayvaz Gökdemır. Emniyet Genel Müdürü Ağar. Ibrahim Şahin ve Korkut Eken planlamış. ancak MlT'in olayı Süleyman Demirel'e bildirmesi ve Çumhurbaşkanı'nın da Aliyev'i haber- daretmesi iledarbegırişimi başansızh- ğa uğramıştır. MİT Müsteşarlığı. yürütmekte oldu- ğu istihbarat çalışmalan sırasında. Hay- dar Aliyev "e suikast girişimi hazırlığı yapıldığını belirlemiş ve durum yetkili makamlararacılığı ile Haydar Aliyev'e intikal ettirilerek suikast önlenmiştir. MİT Müsteşarlığı. kendisine düşen ya- sal görevi yerine getirmiş olup. bunun dışında öne sürülen iddialann MİT Müs- teşarlığı ile ilgisi bulunmamaktadır. Fethullah Hoca'nın. Çiller'in kara pa- ra aklama işinde gizli ortağı olduğu. Fet- hullah Hocacılann ÇlA'nın bölgemizde- ki en önemli sivil toplum kuruluşu ol- duğu iddialan. Maliye Bakanlığı müfet- tişlerinin Fethullah öülen'in mali kayıt- lannı incelemesı ile Içişlen ve Dışişleri bakanlıklannın ilgili kuruluşlarla yapa- caklan koordine sonucunda çözülebile- ceği değerlendirilmektedir. Avusturya'da tutuklu bulunan H. Bay- başin ile M. Ağar arasında uyuşturucu ticareti bağlantısının olup olmadığınm açıklığa kav uşturulabilmesi için. Bay- başin'in daha önce tutuklu bulunduğu In- giltere. Hollanda ve halen cezaevinde yatmakta olduğu Avusturya'daki faaliyet- leri: İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından ilgili ülkelerin gü- venlik kuruluşlan ile koordine kurulma- sı gerekmekîedır. Aynca H. Baybaşin'in. M. Ağar ile olan ilişkisini bildiğini id- dia ettiği avııkatı İlhan Ongan'ın ifade- sine başvurulmasmın yararlı olacağı mü- Topal cinayetinin faillerinin tümüyle açı- ğa çıkanlmasına büyük ölçüde katkıda bulunacağı değerlendirilmektedir. Tank Ümit'in. •'Çiller Özel Örgütü" ne ilişkin olarak bildiği konular nedeniy- le öldürülüp öldürülmedıği iddialannın, Ümit'in en son beraber gördükleri söy- lenilen polislerin ilgili savcılık tarafın- dan yeniden sorguya alınması ile konu- nun vuzuha kavuşturulabileceği değer- lendirilmektedir. Aynca Tank Ümit'in kızı Hande Bi- lici: "Babasının 17 yülık MİT personeli olduğunu, elinde MİI görevlisi sıfaOyla imzaladığı belgelerin bulunduğunu, dö- nemin Emniyet Müdürü Mehmet Ağar inızalı özel plaka tahsis rutanaklannın ol- duğunu,bahasının kayboluşunun ertesin- de Mehmet Eymür'ün gönderdiği iki MİT göre\lisinin kendisine, babasının Mehmet Ağar'ın bilgisi dahilinde, mü- şaviri Korkut Eken'in isteği üzerine Özel Harekâtçı polislerce kaçınldığnu. M. Ey- mür'ün, M. Ağar'ı arayarak babasnıa bir şey yapılmayacağı sözünü aldığını, daha sonra M. E\ mür'le yüz yüze görüştüğü- nü, Evmür'ün babasının öldüriildüğünü söylediğini, ancak Korkut Eken'le yap- Oğı birgörüşmede. Eken'in. babasının özel bir göre\ le vıırtdışına gönderildiğinL dön- düğü zaman öidüğunü söj leyenlerin ne yapacaklannı merak erriğini söylediğini, babasının akıbeti hakkında herhangi bir bilgiverilemez iseelindeki belgekri açık- Ağar'm yeri ve konumunun Jandarma Gene) Komutanhğı \e Emnivet Genel Müdürlüğü bünvelerinde oluşturulacak muhakkik yetkisinde bir komisyon tara- fından araştınlması gerekmektedir. Türkiye "de kaçakçılık faaliyeti yürü- türken öldürülen Iranlı Kürt orijinli La- zım Esmarili v e Askar Simitkonun. Özer Çiller ve M. Ağar ile bağlantısı. öldürül- meleri eyleminde anılan şahıslann rol- lerinin olup olmadığı. .Askar Simitko'nun MİT'e bilgi verip v ermediği iddialan, şa- hıslann öldürülmeden önce yaptıklan cep telefonu görüşmelennin Türk Tele- kom tarafından tespiti ve Emniyet Ge- nel Müdürlüğü'nün araştırmalan sonu- cu çözümlenebilecektir. Iran uyruklu Askar Simitko, 1985 yı- lında tstanbul'a gelmiş olup, bu şehir- deki çeşitli kanuni unsurlarla ilişkisi bu- lunan bir şahıstır. Bu faaliyetleri nede- niyle zaman zaman güvenîik kuvı,etle- ri tarafından yakalanıp serbest bırakıl- dığı söylenmektedir. Teşkilatımız ile bir ilişkisi bulunmamaktadır. Adı geçen hak- kında kayıtlanmıza intikal etmiş bilgi- ler Ek-3'te sunulmaktadır. S. Edip Bucak'ın, devletten aldığı pa- rayı. kendi aşiretine mensup koruculara dağıtıp dağıtmadığı hususuna, Maliye Bakanlığı'ndanödemeşeklininöğrenil- mesi ve ödemede görev alan personelin bilgilerine başvurulması suretiyle açık- lık kazandınlabilecektir. Bir dakika karanlık e\ lemlerinde karanlıkta kalan cinavetkrin çetelerle bağlantısının ortaya çıkanlması istenmişti. talaaedilmektedır. Emniyetteki Ağar ekibine bağlı ola- rak çalışan ülkücü mafva liderlerinden Abdullah Çatlı ve ekibinin suç örgütü içe- nsinde çalışıp çalışmadığı, söz konusu ekibin iddıalarda yer aldığı gibi. M. Ağar'ın talimatıyla. birçok kişiyi öldü- rüp öldürmediği iddiası. Emniyet Ge- nel Müdürlüğü içinde teşekkül ettirile- cek muhakkik \etkisine sahip bir grup tarafından. söz konusu iddialarda adı ge- çen şahıslann ifadelerine başvurulması suretiyle çözüme kavuşturulabilecektir. Nitekim 6. Lütfü Topal'ın öldürülmesi olayında kullanılan silahlarda A. Çat- iı'nın parmak izinin bulunduğu yolun- daki emniyet tespiti de bu iddianın kıs- men de olsa doğruluğunu teyit eder ma- hiyettedir. Omer Lütfü Topal'ın kıımarhandcrin- den gelen gelirden daha fa/Ja pa\ alabil- mek için M. Ağar. S. Bucak ve H. Koca- dağ tarafından öldürülüp öldürülmedi- ğiiddialan: Topal ve Topal'a ait şirket- lerin, adı geçen öldürülmeden önceki üç aylık dönemi kapsayan para transferle- ri ile yakınlannın malvarlıklannın mali yetkililerce araştınlması, şahsın ölmeden önce yaptığı telefon görüşmelerinin Türk Telekom tarafından ortaya konulmasının, layacağmr ifade etmiştir. Tank Ümit, çeşitli kuruluşlara bilgi ve- ren bir kişi olarak tanınmaktadır. Nite- kim, MtT Müsteşarlığı'na da müsteşar- lığın görev alanına gıren konularda za- man zaman bilgi intikal etmiştir. Bu ne- denle T. Ümit'in kızının ifadesinde adı geçen şahıslann soruşturma kapsamına almrnalannda fayda görülmektedir. Ta- nk Ümit'e ilişkin bilgi notu Ek-12'de- dir. Sami Hoştan ın Dev-Sol örgütü ile ilişkilerinin yanı sıra Ispanya. Hollanda, Kolombiya bağlantılı uyuşturucu kaçak- çılığı yapıp yapmadığının ortaya çıkar- tılabilmesi için. Emniyet Genel Müdür- lüğü'nün bahse konu ülkelerin ilgili bi- rimleriyle bağlantı kurmak sureti ile ko- nuya ilişkin bilgi derlenmesi ve adı ge- çenin telefon kayıtlannın incelenmesi- nin gerektiği mütalaa edilmektedir. Yzb. HüseyinPepekaTın halen Silah- !ı Kuvvetler bünyesinde bulunup bulun- madığı. Silahlı Kuvvetler'de ise hangi bi- rimde çalıştığı hususlan Genelkurmay Başkanlığı'ncabelirlenebilecektir. Hakkâri Yüksekova'da. uyuşturucu kaçakçılığı amacıyla oluşturulduğu id- dia edilen "L'niformalıÇete'" ve benzer- lerinin kurulması, sevk ve idaresine M. Tansu Çiller'in eski danışmanı veBaş- bakanlık Müşav iri T. Şakir Atik'in. Özer Çiller tarafından bilgi sızdırmak gayesi ile MlT içerisinde görevlendirildiği id- dia edilmektedir. Anılan şahsın MlT Müsteşarlığı ile ilişkisine dair bilgi no- tu Ek-13'te sunulmaktadır. Özgür Gündem Gazetest'nın (Özgür Ülke) 1994 yılında bombalanması ola- yının dönemin Başbakanı Tansu Çil- ler'in emri ile Mehmet Ağar'ın emrin- deki "Özel Büro" tarafından gerçekleş- tirildiği iddia edilmektedir. Czerinde Durmaya Gerek Olmavan İddialar: 17 Eylül 1996 tarihli Aydınlık Dergisf nde II. MtT Raporu olduğu id- dia edilen ve basında birçok tartışmala- ra neden olan raporyayımlanmıştır. Söz konusu iddiaya cevaben müsteşarlığı- mızca 5.11.1996 tarihinde. Anadolu Ajanst Genel Müdürlüğü'negönderilen açıklamada: "Son günlerde medyada Milli İstihbarat Teşküatı'na atfedildiği şekilde herhangi bir kuruluşa >eya şah- sa verilmiş bir rapor mevcut değUdir" hu- suslanna yer v erilmiştir. Hiram Abas'ın Çiller Örgütü tarafın- dan öldürüldüğü iddiası: Bu eylemin 26.09.1990 tanhinde Dev-Sol militanla- n Hayri Koc. Ferit Etiuygun. Bahartin Anık ve Ahmet Fazıl ErcümentÖzdemir tarafından gerçekieştiriidığinin bilinme- si nedeni ile önem taşımamaktadır. H. Kocadağ'ın Gonca Us ile hissi iliş- kisi bulunduğu iddiası ise Çath'nın eşi Meral Çatiı'nın bu konudaki açıklama- lan dolayısıyla üzennde durulacak nite- likte bulunmamaktadır. 6. Sonuç ve değerlendirme Başbakanlık'tan gönderilen dosya içe- riği, kayıtlanmızda mevcut olan ve ula- şılabilen diğer bilgılerle bırlikte ince- lenmiş. inceleme sonuçlan ana hatlan ile yukandakı maddelerde ve aynntılı ola- rak da bu yazının ekinde sunulan bö- lümlerde belirtilmiştir. Bizatihi trafik kazası olayı, izahı zor veya savunulamayacak bir beraberliği net olarak ortaya kov-maktadır. Kaza ya- pan araçta bulunan silahlar, belgeler ve diğer bulgular ise araçta bulunanlann suç amaçlı bir faaliyet içinde bulunduk- lanna kuv^etli emare niteliğindedir. Ba- zı belge ve bulgular ise esasen bizzat teşkil etmektedir. Ancak bunlann gerçek niteliğinin araş- tınlması, doğal olarak bu belge. bilgi ve bulgulann yedinde bulundurma yasal hakkına sahip olan deviet kuruluşlannın (yargı organı ve yargı organı ile birlikte tahkikatı yürütecek güvenîik kuvvetle- rinin) yetki alanına girmektedir. Geç- miş tarihlere ait ve olayla birlikte yeni- den gündeme gelmiş olan diğer olaylar ise vuku bulduklan tarihte. yetkili ve görevli kuruluşlarca araştınlmış olup, bunlara ilişkin bilgi. belge ifade tuta- naklanve diğer hususlar anılan kuruluş- larda bulunmaktadır. tdari tahkikat ve ya- sal yönden kovuşturma yetkisine sahip kuruluşlann bunlann gerçek durumunu daha sağlıklı bir şekilde ortaya koyacak- lan (şayet daha önceden bu hususlar za- ten belirlenmiş ise) muhakkaktır. Bu nedenle roüsteşarlıkça: Dev letin diğer yetkili kuruluşlannın görev alanı- na ginlmeksizin ve anılan kuruluşlann da kendileri açısından gerekii araştır- mayı zaten yaptıklan düşünülerek, mev- cut bilgilerden hareketle bir inceleme yapılması cihetine gidilmiştir. Susurluk'ta meydana gelen kaza: Dev - letin bazı kuruluşlannı, bu kuruluşlann tasarruflannı, bir kısım siyasetçi ve bü- rokratı tartışıhr hale getirmiştir. Tartış- malar, bilinçİi olarak veya bilinçsizce, ola- yın çapını aşan boyutlara ulaştınlmış, zaman olarak da son yirmi yılı kapsaya- cak şekilde yaygınlaştınlmıştır. Bu du- rum, bir yandan olayın gerçek niteliğin- den saptınlmasına. diğer yandan da il- gili ilgisiz birçok konunun birbirine ka- nştınlaraktartışma alanına çekilmesine yol açmıştır. lncelemenin "Iddialar" kısmında da görüleceği üzere. bir kısım "iddialann" olay veya var olduğu öne sürülen örgüt- lenme ile maddeten ve zaman olarak il- gisinin bulunması mümkün değildir. Bu- na rağmen dev leti ve devletin tasarruf- lannı tartışmaya açabilmek için özellik- le gündemde tutulmasına çalışılmakta- dır. Olayla bağlantılı çevreler, geçmişte kalan ve çeşitli dönemlerde tartışılmış olan bazı konulan (ASALA ile mücade- le gibi) gündeme getirerek, son zaman- larda vuku bulan olaylarla ilişkilerini kamufle etme. yayma eğilimindedir. Ortada. birçok ciddi iddia ve itham mevcuttur. Bunlann bütünü geçmişte kalmıştır. Maddi delillerle de kanıtlan- ması çok zor iddialardır. Bu durum olay- lann cesametiyle bağlantılı cezai sorum- luluklann belirlenmesi açısından zor- luklar yaratmaktadır. Bununla birlikte. idari açıdan ilgili kunım ve kuruluşlar içinden kolaylıkla tahkik edilecek husus- lar da bulunmaktadır. Sahte hüviyet. pa- saport ve diğer belgelerin verilmesi, ti- cari bağlantılar gibi hususlar araştınla- bilir nitelik taşımaktadır. Konunun medyada ele alınış biçimi. ilgili ilgilsiz herkesin konuşturulması. olaylan saptırmak isteyenlere büyük im- kânlar sağlamış, büyük ölçüde gerçek- lerden uzaklaşmış. somut olaylar ve olay- larla ilişkili kişilerden çok devlet ve dev- letin tasarrufları tartışıhr hale getiril- miştir. Bu durumun. olayların gerçek suçlulanyla, her vesileyle mevcut düze- ne saldırmayı adet haline getirmiş bir kısım maksatlı çevrelerin işine yaradığı da ayn bir gerçektir. SÜRECEK NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR oral.calislar(o raksnet.com Türkıye'den söz etmiyorum. iki Avrupa ülkesı Italya ve ispanya'da, devlet büyüklerine(!) karşı birkaç yıl- dıryıldırıcı operasyonlarsürdürülüyor. İspanya'da GAL, italya'da GLADIO. yargının pençesinden kur- tulamıyor. ispanya'da GAL'İ kurup yargısız infazlar ve faili meçhul cinayetler gerçekleştiren örgütün so- rumlulanndan. dönemin İçişleri Bakanı hapse atıl- dı. Aynı eylemlerin örgütçülennden Jandarma Ko- mutanı ise yurtdışına kaçtı. italya'da da durum farklı değil. GLADIO'nun ko- ruyuculanndan eski Başbakan Craxi tutuklanaca- ğını anlayınca Tunus'a kaçtı. Hakkında 30 yıllık bir ceza var. içişleri Bakanı Gava. Sağlık Bakanı, po- lis müdürieri hapishanelerde. italya'nın ikınci Dün- ya Savaşı'ndan sonraki en tanınmış politikacısı, eski başbakanlardan Andreotti, mafyayla işbirliği etmekten yargı önünde. Son başbakanlardan Ber- lusconi, rüşvet aldığı gerekçesiyle 3 yıllık bir ceza istemiyle mahkemede hesap veriyor. "Bütün bunlardan bize ne?" dıyebilirsıniz. Hak- lısınız, gerçekten bıze ne? Bizim ülkemizde ne yar- gısız infaz var, ne faılı meçhul. ne uyuşturucu tra- fiği, nede rüşvet. Bızım ülkemiz, vatan için kendi- İçişleri Bakanı Hapiste, Jandarma Komutanı Kaçmış! Ş3 3 •*• 7 3 3 yetlesini feda etmiş kahramanlarla dolu. Ortalık kahra- mandan geçiimiyor. Onlardan kim hesap sorabilir ki? Sürekli bız onlara hesap veriyoruz. Kendilerine vatan hainı olmadığımızı kanıtlamaya çalışıyoruz. Mehmet Ali Birand'ın 32. Gün programında Cüneyt Özdemir, ispanya'nın devlet içindeki çe- telere neler yaptığını anlattı. ispanyol demokrasisi "devletadına adam öldürme"nin hesabını soruyor, bütün yetkili veetkili kişilerden. Başbakan Gonza- les de topun ağzında. Onlar acaba "Hıristiyan Ku- lubü" olduğu için mi, devlet yetkililerinden hesap sorabiliyor? Aylardır Türkiye'de "devlet adına" gerçekleşti- rilen cinayetlerin öykülerini dinliyoruz. Şimdiye ka- dar hesap sorulacağı umudunu yaratan ciddi bir adım atıldı mı? Bütün bu olaylardan şimdi tek kişi hapiste kaldı. o da Sami Hoştan. Onun da önü- müzdekı celselerde serbest bırakılmasını kimse sürprız olarak karşılamayacak. Şimdı yeniden soralım: Türkiye'deki olaylar ttal- ya ve İspanya'dan daha az mı vahim? Bunu kim iddia edebilir? Bizdekı olaylann çapı ve ortaya dö- külen belgeler çok daha büyük. Kimin ne yaptığı- nı sokaktaki yurttaş bile biliyor. Aradaki temel fark, devleti yönetenlerin yaklaşımı. Hâlâ yazılan rapor- larda "devlet adına" adam öldürülebileceği savu- nuluyor. Askeri darbe döneminde işkencelere ka- nşmış, yargısız infazlarda, katliamlarda sorumlulu- ğu olan devlet görevlileri terfi ettiriliyor. Suçlularortalıktaciritatarken, devlet hâlâyazan, çizen, konuşan insanlann peşine düşüyor. Yargı- sız infazlar sürüyor, düşünceyi hedef alan kanun maddeleri bir türlü değiştirilmiyor. Ceza yasasın- da yapılmak istenen değişikliklere bakıyoruz; dü- şünceyi hedef alan maddeler bir şekilde variığını koruyor. Bir yandan kamu vicdanını sızlatan yargı- lamalaryapılıyor, bir yandan katiller, eylemlerini ko- laylıkla sürdürüyorlar. HADEP yöneticileri yeniden hapishanede. Bir siyasi partinin yöneticilerini yargılamak ve genel başkanını hapse atmak, ciddi bir iş. Bizde ise ne- redeyse gündelik olay gibi kabul ediliyor. Diyelim ki yargılama yapacaksınız. Neden apar hapse atıyorsunuz? Çeşitli cina- r etlere kanştıklan iddiasıyla yargıla- nan polisler, Özel Tim üyeleri hangı mantıkla tutuk- suz yargılanıyor? HADEP Genel Başkanı ve arka- daşlan ise henüz soruşturma başlarken neden gö- zaltına alınıp tutuklanıyor? ispanya ve Italya'da olanlana ve yargının işleyiş tarzıyla Türkiye'yi bir karşılaştıralım, aradaki farkı görebiliriz. Orada yapılanlar, kimsenin yanına kâr kalmıyor. Vatan, millet, Sakarya edebiyatı kimse- nin elini kolunu bağlamıyor. Bizde her şey tersin- den gidiyor. Konuşanı, düşüncesini açıklayanı. dev- letin merkezi politikalarına eleştiri yöneltenleri içe- ri atıp katilleri ortalığa bırakıyoruz. Bu ülkede adaleti nasıl arayacağız? Bu ülkede siyasi iktidann adalet peşinde koştuğuna nasıl ina- nacağız? Bu hesaplarsorulmadan, demokrasi ol- maz. Katillerin, çetelerin suçlannın hesabını verdi- ği bir Türkiye özlüyoruz. Bu kadar haksız ve insa- nın vicdanını yaralayan bir durum, sonsuza kadar devam edemez. (talya ve ispanya'da olanlar birgün Türkiye'de de olacak. Bu ülkenin insanlan da onur- suz değil. PERŞEMBE ORHAN BUBSALI Alkış Niye? Sokağa çıksak ve herkese mikrofon tutup "ABD, Irak'ı niçin bombalamak istiyor?" diye sorsak, ala- cağımız yanıt yüzde 99 olasılıkla "Çünkü kimyasal silahlarını saklıyor" benzeri olacak. Sokaktaki vatandaş ne yapsın? Bütün medya da aynı makamdan çalıyor. Clinton'un Çankaya'ya yazdığı "ciddi" mektup- taki, Irak'ın bu kimyasal silahlanyla hatta Türkiye'yi bile vurabileceği ve vatanın büyük bir tehlike içinde olduğu ifşaatını(l) manşetlere çıkarmadık mı? Devletimiz ve hükümetimiz de Irak'ın bombalan- masını sonunda desteklemek zorunda kalacağı için, bu "ifşaata" sanlıp kendisine gerekçe hazırlamadı mı? Evet, Saddam diktatör, Halepçe katliamının mi- man. Bunlar doğru. Ama, Amerika'nın, Saddam özelliklerinde, hatta Saddam'ı da aşan "hasletlehe" donanmış, dünya- da çok sayıda dostu var! Örneğin Endonezya'da 1 milyon solcuyu kattetmiş Suharto! Latin Amerika ülkelerindeki en bağnaz diktatörler vs... Saddam, kendi başına buyruk hareket etmese, ABD ile iyi geçinse. ABD'nin denetlediği Ortadoğu petrol- lerine göz dikmese -Kuveyt'e saldın-, bu petrollerin ABD adına bekçiliğini yapsa. VVashington'un veya Clin- ton'un en iyi dostlarından biri olmaz mı? O zaman, Saddam'ın ne Halepçe katliamı anım- sanırdı, ne kimyasal ve biyolojik silahlara sahip ol- ması ve ne de bunları üretmesi. Bundan kimsenin kuşkusu var mı? ABD'nin Ortadoğu politikasının tek mihenk taşı var: Petrol. Petrol üzerindeki denetiminı sarsacak her şeyi ezip geçmeye hazırdır VVashington. Dostluklarını unutur, adamlarını değiştirir, darbe- ler tezgâhlamaya kalkar vb. • • • ABD'nin Irak'ı bombalamada herhangi bir çıkar kay- bı yok. Bu nedenle, üçüncü ülkelerin savaşı önleme çabalanndan nefret ediyor. Aksine, "Saddam kimyasal silah denetimine izin vermese de şu bombardımana bir an önce başla- sam" diye sabırsızlanıyor. Fazla beklemeden bom- bardımanı her an başlatabilir. ABD'nin, bu bombardımandan beklentisi, VVashing- ton'un lehine yeni oyun alanlarının yaratılması. Bu olasılıklar arasında şunlar göze çarpıyor: Sad- dam'ın yerine ABD'ye yakın bir askeri yönetiminin Irak'taişbaşınagelmesi... Irak'ın kuzeyindetamamen ABD'nin kontrolünde bir üssün, belki de örneğin bir Kürt idaresinin kurulması. ABD'nin Ankara'ya, Incirlik'i kullandırmama olası- lığına karşı, uzun vadede, cebinde böyle bir senar- yo bulundurduğundan da kimsenin kuşkusu yok. Irak'ın denetimi, sadece Ortadoğu petrolleri için de- ğil, Kafkasya ve ötesindeki büyük petrol alanlannın denetimi için de hayati önem taşıyor VVashington için. • • • Peki de koro halinde VVashington'un bu hayati çı- karianna alkış tutmak niye? İki kınntının daTürkiye'nin sofrasınadüşeceği ham hayali mi? Yoksa ne? MİT'ten portre KatHamların beyni Çath ANK.\R\ (Çumhumet Bürosu) - Millı İstihbarat Teşkilatı (MlT). Susurluk kazasında ölen "Mehmet Özbay" sahte kimlikli Ab- duDahÇath'nın. ]980ön- cesi ülkücü katliamlann u be>Tii olduğunu" ortaya koydu. Dönemin MlT Müste- şan Sönmez Köksal' ın, dö- nemin Başbakanı Necmet- tin Erbakan aracılığıy la 22 Aralık 1996'da yapılan li- derler zirvesıne sunduğu raporda, Çath hakkında özetle şu bılgılere yer ve- nldi: - 28.09.1976 tarihinde tstanbul 'da ölen ülkücü Yto- sufTanık'ın Ankara'da dü- zenlenmesi kararlaştınlan cenaze törenınden önce Sa- Bh Gökçe ile birlikte silah dağıtan ülkücü militanlar arasındayeralmıştır. - 12.08.1977 tarihinde Atatürk Ögrenci Yurdu'nda bir toplantı düzenleyerek 13. 08.1977 günü YAY-KLîR sınavında soru- lacak sorulann cevap anah- larlannı Muhsin Yancıoğ- hı'ndan temin ederek. sına- va katılacak 1995 ülkücü öğrencıye sınavda sorula- cak soru ve cevaplannı yaz- dırmıştır. - 13.08.1977 tarihinde MEB Ders Aletlen Yapım Merkezı'nde çalışan Halil Sevenve 25.08.1977 tari- hinde Ankara DMMA öğ- rencisi ismetÇelenk ile ir- tibat kurarak silah ve pat- lavıcı madde talep etmiştir. '-1977-1978 öğretim dö- neminde çeşitli yükseko- kullarda Milli Savunma Bakanlığı namına okutul- mak üzere alınacak öğren- cilerin ülkücülerden oluş- masını sağlamak amacıy- la Kasım 1977 tanhinde ülkücü ögrencilere ait isım- leri belirlemiştir. - 07.01.1978 tanhinde yaptığı bir söyleşide. DTCF'deki solcu ögrencı- ler ile Zafer Çarşısf ndaki sol yayınlan satan kitapçı- lara karşı bir eylem planı hazırladığını. bunun ger- çekleştirilebilmesi ıçın gö- revlendirilecek ülkücü mı- litanların en kısa zamanda kendisiyle temas kurmala- nnı \ e onlan eğitımden ge- çireceğini söylemiştir. - Ankara'da birpolısi ya- ralamak suçundan aranan Nevzat Bor ve 4 arkada- şıyla birlikte Sakarya'da 23.08.1978 günü gözaltına alınmış. ancak ifadesını müteakip emniyet makam- lannca serbest bırakılmış- tır. - 9 Ekim 1978 tanhinde Ankara Bahçelievler 15. Sok. No: 56'2 adresindeki eve yapılan silahlı baskın sonucu Türkiye Işçi Parti- si(TlP)mensubuoldukla- rı öne sürülen 7 kişinin öl- dürülmesi eylemine orga- nizatör olarak iştirak etmiş. bu husus mezkûr ey lem fa- illerinden olduğu için 1979 Ocak a> ında yakalanan Du- ran Demirkıran ile 12 Ey- lül 1980 Harekâtı'ndan sonra v akalanan ülkücüler Muhsin YazKioğhı v e Mus- tafa Mit'in ifadeleri ile de teyit görmüştür. - Mehmet AB Ağca'nın hapishaneden kaçırılma- sından sonra saklanmasına yardımcı olan şahıslardan Mustafa Dikici'nin ifade- sinde. M. Ali Ağca ve Oral Çelik'le irtibatlı olduğu. adı geçenlere sahte pasaport temin edılmesinde etkin rolünün bulunduğu belirtil- mektedir. -31 Ekim 1980 tanhin- de Hamit Gökenç verdiği ifadede. "M. Ali .Ağca'nın hapishaneden kaçınlması e>lemini Abdullah Çatlı ve Oral Çelik'in organize et- tiğini" beyan etmiştir. - F. Almanya. Isviçre. Avusturyave Fransa"da ka- çak olarak ikamet etmiş ve uyuşturucu madde kaçak- çılığı yapmıştır. -Mayısl985'te Paris'te yakalanmış olup, evinde yapılan arama sonucunda, saf eroin ele geçirilmesi üzerine tutuklanmıştır. -21 Mart 1990 tarihin- de tutuklu bulunduğu Zug (Isvıçre) Cezaevi'nden kaç- mıştır, 9 Nisan 1990 tarihi itibarıyla Yugoslavya'da bulunmaktadır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle